Simple English Phrases to Describe a Bad Day

We all know that in life, sometimes things go wrong,

Hepimiz biliyoruz ki hayatta bazen işler ters gider,

sometimes your day doesn't go smoothly.

bazen gününüz sorunsuz geçmez.

That's another way we describe that in English.

Bu, bunu İngilizce olarak tanımlamamızın başka bir yoludur.

We say, "My day didn't go smoothly yesterday."

" Dün günüm sorunsuz geçmedi" deriz.

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde, gününüzde ters gidebilecek

I'll talk about a lot of the common things

pek çok genel şeyden bahsedeceğim

that can go wrong in your day,

and I'll show you exactly how to describe them.

ve size bunları tam olarak nasıl tanımlayacağınızı göstereceğim.

(gentle bright music)

(hafif, parlak müzik) Bu sabah gerçekten

One very common thing that can go wrong

ters gidebilecek çok yaygın bir şey

actually happened to me this morning.

başıma geldi.

I forgot to set my alarm clock so I slept in,

Çalar saatimi kurmayı unuttum, bu yüzden uyudum,

I overslept this morning, this is not a good thing.

bu sabah uyuyakalmışım, bu iyi bir şey değil.

If you have this happen to you

Bu,

on a work day or on a school day,

bir iş gününde veya bir okul gününde başınıza gelirse, günün

it can make the rest of your day a little bit complicated.

geri kalanını biraz karmaşık hale getirebilir.

So, it's always good to remember to set that alarm clock

Bu nedenle, o çalar saati kurmayı hatırlamak her zaman iyidir

because you don't want to arrive

çünkü

at work late and say to someone,

işe geç gelip birine

"I overslept this morning" or "I slept in."

"Bu sabah uyuyakaldım" veya "Uyudum" demek istemezsiniz.

And by the way, sleeping in is fun on a Saturday

Ve bu arada,

when you don't need to be somewhere.

bir yerde olmana gerek yokken Cumartesi günü uyumak eğlencelidir.

But when you sleep in on a workday, it's not a good thing.

Ama bir iş gününde uyuduğunuzda, bu iyi bir şey değil.

A friend of mine lives in the city and he doesn't own a car,

Bir arkadaşım şehirde yaşıyor ve arabası yok,

he takes the bus and the train to work.

işe otobüs ve trenle gidiyor.

And one of the things that sometimes goes wrong for him is,

Ve bazen onun için ters giden şeylerden biri de

he'll say to me, "Yesterday I missed my bus."

bana "Dün otobüsü kaçırdım" demesi.

Or, "Yesterday I missed my train."

Veya "Dün trenimi kaçırdım." Belirli bir saatte

When you need to be at the train station

tren istasyonunda veya otogarda olmanız gerektiğinde

or bus station at a certain time and you arrive late,

ve geç geldiğinizde,

the bus or train will just leave without you

otobüs veya tren siz olmadan kalkacak

and you'll need to wait for the next one.

ve bir sonrakini beklemeniz gerekecek.

So, another thing that could go wrong,

Ters gidebilecek başka bir şey de,

you could say to someone, "This morning, I missed my bus."

birine "Bu sabah otobüsü kaçırdım" diyebilirsiniz.

Or, "This morning I was running late and I missed my train."

Veya "Bu sabah geç kalıyordum ve trenimi kaçırdım."

Sometimes your day doesn't go smoothly

Bazen

because you can't find something,

bir şey bulamadığınız için gününüz sorunsuz geçmiyor,

this actually happened to me last week.

bu aslında geçen hafta başıma geldi.

I was running around the house and Jen said, "What's wrong?"

Evin içinde koşuşturuyordum ve Jen, "Sorun ne?" dedi.

And I said, "I lost my keys and I lost my wallet."

" Anahtarlarımı ve cüzdanımı kaybettim" dedim.

These are the two most common things that I lose,

Bunlar kaybettiğim en yaygın iki şey

and that's how you would describe it.

ve bunu böyle tarif edersiniz.

"I lost my keys," "I lost my wallet."

"Anahtarlarımı kaybettim", "Cüzdanımı kaybettim."

When I come home, I usually put my keys and wallet

Eve geldiğimde, genellikle her gün anahtarlarımı ve cüzdanımı

in the same place every day, and this works really well.

aynı yere koyarım ve bu gerçekten işe yarıyor.

But every once in a while, I put them somewhere else.

Ama arada bir onları başka bir yere koyuyorum.

And then, the next day, I just can't find them.

Ve sonra, ertesi gün, onları bulamıyorum.

And so I say to Jen, "Hey, I lost my keys,

Ben de Jen'e "Hey, anahtarlarımı kaybettim,

I lost my wallet, can you help me find them?"

cüzdanımı kaybettim, onları bulmama yardım eder misin?" dedim.

Sometimes you have problems with your car.

Bazen aracınızla ilgili sorunlar yaşarsınız.

In fact, as I was making this English lesson,

Aslında, bu İngilizce dersini yaparken, arabanızda

I realized the list of things that could go wrong

ters gidebilecek şeylerin listesinin

with your car is actually enormous.

aslında çok büyük olduğunu fark ettim.

I could do a whole lesson on it,

Bunun üzerine bütün bir ders verebilirdim,

but let's focus on a few of those.

ama hadi bunlardan birkaçına odaklanalım.

Some are problems you would have with your car

Bazıları arabanızla yaşayacağınız problemler

and some are problems that arise

ve bazıları da

because of how you drive it.

onu kullanma şeklinizden dolayı ortaya çıkan problemlerdir.

You could say something like this.

Bunun gibi bir şey söyleyebilirsin.

"This morning, I got a flat tire."

"Bu sabah lastiğim patladı."

"This morning, I ran out of gas."

"Bu sabah benzinim bitti."

"This morning, I got a speeding ticket."

"Bu sabah hız cezası aldım."

Or, "This morning, my car broke down."

Veya "Bu sabah arabam bozuldu."

So, when you drive a car, sometimes you have problems.

Yani, araba kullandığınızda bazen problem yaşarsınız. Yağ değişimi için

It's always good to take your car to a mechanic regularly

arabanızı düzenli olarak bir tamirciye götürmek

for oil changes and to get small things fixed

ve küçük şeyleri tamir ettirmek her zaman iyidir

because you want to avoid having problems.

çünkü sorun yaşamamak istersiniz.

And of course, you should always drive to the speed limit.

Ve elbette, her zaman hız sınırına kadar sürmelisiniz.

Sometimes I'm at work and when I go to eat my lunch,

Bazen işteyim ve öğle yemeğimi yemeye gittiğimde

I realize I didn't bring it to work.

onu işe getirmediğimi fark ediyorum.

"I forgot my lunch."

"Öğle yemeğimi unuttum."

I talked about losing things,

Bir şeyleri kaybetmekten bahsetmiştim,

probably the next most common thing that I do

muhtemelen günümün kötü geçmesine neden olan bir sonraki en yaygın şey bir

that makes my day go badly is I forget things.

şeyleri unutmak.

I just had this happen again a few weeks ago,

Bunu birkaç hafta önce tekrar yaşadım,

I was at work and I realized that I forgot my lunch.

işteydim ve öğle yemeğimi unuttuğumu fark ettim. Cüzdanınızı unutursanız

This is also not a good thing to have happen

bu iyi bir şey olmaz

if you have forgotten your wallet

because then you don't have money to go buy lunch,

çünkü o zaman gidip öğle yemeği alacak paranız olmaz

and you just have to go through the rest of the day hungry.

ve günün geri kalanını aç geçirmek zorunda kalırsınız.

And a hungry Bob the Canadian

Ve sınıfta aç bir Kanadalı Bob

in the classroom is not a good thing.

iyi bir şey değil.

I get a little bit grouchy when I'm hungry,

Acıktığımda biraz huysuz olurum,

so I try my best to remember to bring my lunch

bu yüzden öğle yemeğimi getirmeyi unutmamak için elimden gelenin en iyisini yaparım

because if I forget my lunch, it's not good for anybody.

çünkü öğle yemeğimi unutursam kimse için iyi olmaz.

The other day I was working out and I pulled a muscle.

Geçen gün çalışıyordum ve bir kasımı çektim.

I was lifting weight and I pulled a muscle,

Ağırlık kaldırıyordum ve bir kasımı çektim,

this is a common thing that happens

bu, egzersiz yapmayı seven biri olduğunuzda olan yaygın bir şeydir

when you are someone who likes to exercise,

and it makes your day a little bit annoying.

ve gününüzü biraz sıkıcı hale getirir.

In fact, it makes it a little bit annoying for a few days.

Aslında, birkaç gün için biraz can sıkıcı hale getiriyor.

So, one of the things that can go wrong

Yani, egzersiz yapan biriyseniz yanlış gidebilecek şeylerden biri,

if you are someone who works out,

if you are someone who exercises is you can pull a muscle

eğer egzersiz yapan biriyseniz, bir kasınızı çekip

and then you'll have to say to someone,

sonra birine

"Ah, this morning, I pulled a muscle."

"Ah, bu sabah bir kas çektim" demek zorunda kalacaksınız. kas."

Or, "Last week, I pulled a muscle

Veya "Geçen hafta bacağımdaki bir kası çektim,

in my leg so I can't exercise anymore."

bu yüzden artık egzersiz yapamıyorum."

That's never a good thing, I don't like to be injured

Bu asla iyi bir şey değil, yaralanmayı sevmiyorum

so I try my best not to pull a muscle.

bu yüzden kasımı çekmemek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.

Technology has become an important part of our lives.

Teknoloji hayatımızın önemli bir parçası haline geldi.

We rely on our phones and computers to work all the time,

Çalışmak için her zaman telefonlarımıza ve bilgisayarlarımıza güveniyoruz,

but sometimes they don't.

ancak bazen çalışmıyorlar.

Maybe you're trying to text a friend and they don't respond.

Belki bir arkadaşına mesaj atmaya çalışıyorsun ve cevap vermiyorlar.

The next time you see them they might say,

Onları bir dahaki sefere gördüğünüzde,

"Sorry, my phone died."

"Üzgünüm, telefonum bozuldu" diyebilirler.

This means the battery in their phone was dead,

Bu, telefonlarının pilinin bittiği,

they didn't charge their phone.

telefonlarını şarj etmedikleri anlamına gelir.

Sometimes, I'll say to a student,

Bazen bir öğrenciye

"How come you're not done your homework?"

"Neden ödevini yapmadın?" derim.

"Why aren't you done your homework?"

"Neden ödevini yapmadın?"

And they'll respond by saying, "Oh, my computer crashed."

Ve "Ah, bilgisayarım çöktü" diyerek yanıt verecekler.

This means, as they were doing their homework,

Bu, ödevlerini yaparken

their computer stopped working.

bilgisayarlarının çalışmayı durdurduğu anlamına gelir.

So technology, when it works well, makes our lives awesome.

Yani teknoloji, iyi çalıştığında, hayatımızı muhteşem kılıyor.

But when it doesn't work properly,

Ancak düzgün çalışmadığında,

it makes things a little bit annoying.

işleri biraz can sıkıcı hale getiriyor.

Well, hey, thank you so much

Pekala,

for watching this English lesson,

bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim,

where I hope you learned some new phrases

umarız gelecekteki bir İngilizce sohbette kullanabileceğiniz bazı yeni ifadeler öğrenmişsinizdir

that you can use in a future English conversation.

.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red Subscribe button over there,

oradaki kırmızı Abone Ol düğmesine tıklamayı unutmayın,

give me a thumbs up, leave a comment.

bana bir başparmak verin, yorum bırakın.

And of course, if you have some time,

Ve tabii ki, biraz vaktin varsa

why don't you stick around and watch another English lesson.

neden burada kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyorsun?

(gentle bright music)

(hafif, parlak müzik)