Under the Weather - Unwell words / English Addict - eXtra / LIVE Learning and Chat / 24th Nov 2021

This might turn out to be the  shortest live stream ever.

Bu, şimdiye kadarki en kısa canlı yayın olabilir.

Hello here we go then and it is a rather  nice day it's looking lovely outside  

Merhaba, gidiyoruz o zaman ve oldukça güzel bir gün dışarısı çok güzel görünüyor

i wish i felt lovely unfortunately  i am feeling a little unwell today

keşke güzel hissetseydim maalesef bugün kendimi biraz kötü hissediyorum

so it will be interesting to see how  long this live stream lasts for before i  

bu yüzden ben burada yere yığılmadan önce bu canlı yayının ne kadar  sürdüğünü görmek ilginç olacak

collapse on the floor

here we go then yes we are back  again with my very deep voice

gidiyoruz o zaman evet geri döndük  yine çok derin sesimle

it is english addict coming to you  live from the birthplace of english

ingilizce bağımlısı size geliyor ingilizcenin doğum yerinden canlı olarak geliyor ki

which just happens to be oh my goodness england

bu sadece aman tanrım ingiltere

oh yeah

oh evet vay

wow

here we are hi everybody  this is mr duncan in england

buradayız herkese merhaba bu ingiltere'den bay duncan

how are you today are you okay i hope so

nasıl bugün iyi misin umarım mutlusundur

are you happy i hope you are feeling happy

umarım mutlusundur yüzüme

thank you very much for clicking

tıkladığın için çok teşekkür ederim

on my face today very nice to see you here  unfortunately i have caught mr steve's cold  

bugün seni burada görmek çok güzel ne yazık ki bay steve nezle oldum

if you remember last sunday steve was feeling  unwell and his voice was sounding very deep  

geçen pazar hatırlarsan steve kendini iyi hissetmiyordu ve sesi çok derin

and sexy well today i have the same problem  i have caught mr steve's cold i've been  

ve seksi geliyordu bugün de aynı sorunu yaşıyorum Bay Steve'e nezle oldum

rather unwell for the past two days but i  managed to to pull myself out of my sick bed  

son iki gündür oldukça rahatsızdım ama kendimi hasta yatağımdan çekmeyi başardım

the sick bed is the place where you spend your  moments of illness you go to bed you rest you  

hasta yatağı hastalık anlarınızı geçirdiğiniz yer yatarsınız dinlenirsiniz uzanırsınız ve rahatlarsınız kendinizi

lie down and you take it easy that's what  you normally do you see when you feel unwell  

iyi hissetmediğinizde normalde böyle görürsünüz yani ben de

so that's what i've been doing but today  i got up i walked around and i prepared  

öyle yapıyordum ama bugün kalktım etrafta dolaştım ve

today's live stream how long i will be here  for today is anyone's guess i have no idea  

bugünün canlı akışını hazırladım bugün ne kadar burada kalacağımı kimse tahmin edemez hiçbir fikrim yok şu

i might collapse to the floor right now who knows  so anything could happen today you might see me  

anda yere düşebilirim kim bilir bu yüzden bugün her şey olabilir beni boğulurken

choke you might see me sneeze you might see  me blow my nose i have pain here in my throat  

hapşırırken görebilirsin darbe yaptığımı görebilirsin burnumun burada boğazımda ağrı var

right here i have pain here in my nose i also have  pain in my ears as well so i have pain all around  

tam burada burnumda ağrı var ayrıca kulaklarımda da ağrı var bu yüzden her yerde ağrım var

this area today as i suffer with my cold it's not  anything else before anyone says mr duncan is it  

bu bölge bugün soğuk algınlığım nedeniyle ızdırap çekiyorum başka bir şey değil başka bir şey yok önce kimse bay desin duncan o

something else is it something more serious it  is not although having said that steve yesterday  

başka bir şey daha ciddi bir şey değil  değil Steve'in dün

went for oh no wait there uh it was monday monday  on monday steve went to have his booster jab  

oh hayır bekle oraya gittiğini söylememe rağmen pazartesiydi pazartesiydi steve destek aşısı olmaya gitti

his oh no wait i'm just trying to  think yes it was his booster jab  

onun oh hayır bekle sadece düşünmeye çalışıyorum  evet bu onun

for covid i i only vaguely remember because i  was in bed unconscious so when mr steve came back  

covid i için güçlendirici aşısıydı   sadece belli belirsiz hatırlıyorum çünkü bilinçsiz bir şekilde yataktaydım bu yüzden Bay Steve

from having his booster for covid well he said  oh i'm not sure if i will be all right or not  

covid için güçlendirici aşısını yaptırdıktan sonra döndüğünde dedi ki ah bir sonraki adımda iyi olup olmayacağımdan emin değilim o

well the next day he was feeling unwell also  although i'm happy to say that he's okay now  

gün de kendini kötü hissediyordu şu anda iyi olduğunu söylemekten mutluluk duysam da

but sometimes when you have vaccinations they  can make you feel a little unwell a little rough  

ancak bazen aşı olduğunuzda aşılar ertesi gün kendinizi biraz rahatsız hissetmenize neden olabilir

the next day even the flu jab so a lot of people  these days have flu vaccinations every year  

grip aşısı bile bu nedenle bu günlerde birçok insan grip oluyor her yıl aşılar

myself and also mr steve we have ours  because we are now over a certain age  

kendim ve ayrıca bay steve bizim çünkü artık belirli bir yaşın üzerindeyiz

let's just say which means  that we have to have these  

diyelim ki bu   bu

these special medical checkups and also we have  to have our regular vaccinations as well for flu  

bu özel tıbbi kontrolleri  yaptırmamız gerektiği anlamına gelir ve ayrıca grip için düzenli aşılarımızı da  yaptırmamız gerekir

for example so i am not feeling great today so  we will see how long this happens for those who  

örneğin bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum, bu yüzden bunun ne kadar süreceğini  merak edenler için göreceğiz

are wondering what this is my name is duncan i  talk about english i love english you might say  

benim adım duncan ingilizce hakkında konuşuyorum ingilizceyi seviyorum

that i am an english addict and quite often i  talk about english but today i am going to try  

benim bir ingilizce bağımlısı olduğumu söyleyebilirsiniz ve oldukça sık ingilizce hakkında konuşuyorum ama bugün

and talk about english so if i suddenly disappear  don't worry nothing has happened to me but i  

İngilizce hakkında konuşmaya çalışacağım, bu yüzden aniden kaybolursam endişelenmeyin, bana bir şey olmadı ama ara

might disappear now and again to to blow my  nose or to have a good cough i am coughing  

sıra burnumu sümkürmek veya iyi bir öksürmek için kaybolabilirim,

a lot and that's because my throat is incredibly  sore so every word every sound that i make today  

çok öksürüyorum ve bunun nedeni boğazım inanılmaz derecede ağrıyor bu yüzden bugün yaptığım her kelime her ses

is actually causing me pain so every time i  say something i am actually causing myself  

aslında bana acı veriyor bu yüzden ne zaman bir şey söylesem aslında kendime

excruciating agony but it's worth it to be  here with you talking of which yes we have made  

dayanılmaz bir ıstırap veriyorum ama burada seninle konuşurken olmaya değer ki evet hepsini biz yaptık bugün

it all the way to the middle of  the week because it is wednesday

çarşamba olduğu için hafta ortasına doğru

i'm sorry i can't do the the high  voice today i'm afraid sorry about that

üzgünüm bugün yüksek sesle konuşamayacağım korkarım bunun için üzgünüm

i hope it hasn't ruined your enjoyment too much  of the proceedings today with english addict don't  

umarım bugünün ingilizce işlemlerinin büyük bir kısmı keyfinizi kaçırmamıştır bağımlı

forget you can catch me also on sunday from 2 p.m  uk time when mr steve always likes to join me here  

unutma beni pazar günü saat 14:00'ten itibaren yakalayabilirsin, Bay Steve her zaman burada   internette bana katılmaktan hoşlanır

on the internet and we talk about lots of things  sometimes we talk about very deep and hopefully  

ve pek çok şey hakkında konuşuruz  bazen çok derin ve umarım

interesting subjects as well hello to the live  chat nice to see you here apologies once more  

ilginç konulardan da bahsederiz. canlı sohbet sizi burada görmek güzel bir kez daha özür dilerim

for my very croaky voice hello shirin oh shirin  guess what you are first on today's live chat

çok gıcırtılı sesim için merhaba şirinin oh şirinin tahmin edin bugünün canlı sohbetinde birincisiniz

congratulations shirin you are first today  on this live chat i hope you are feeling good  

tebrikler şirin bugün bu canlı sohbette birincisiniz umarım iyi hissediyorsunuzdur

it's a nice day outside it's not too warm  i will say we are now starting to feel some  

dışarıda güzel bir gün hava çok sıcak değil şu anda havada o kış soğuğunun bir kısmını hissetmeye başladığımızı söyleyeceğim

of that winter chill in the air but i i have  to be honest it's looking rather nice outside  

ama dürüst olmalıyım dışarısı oldukça güzel görünüyor

today it also gives me it gives me an excuse to  clear my throat that's what i was doing then uh  

bugün ayrıca bana boğazımı temizlemem için bir bahane veriyor, ben de öyleydim yapıyor o zaman uh

so it's looking rather nice lots of golden colour  lots of lovely views another one coming up right  

yani oldukça güzel görünüyor çok sayıda altın rengi çok güzel manzaralar hemen bir tane daha geliyor

now would you like to see another one okay yeah  oh look at that so there it is now live that's  

şimdi bir tane daha görmek ister misiniz tamam evet oh şuna bakın yani işte şimdi canlı

not recorded that is what it looks like right now  out of my studio window i would love to go outside  

göründüğü gibi değil şu anda stüdyo penceremden dışarı çıkmak isterdim

but unfortunately it is so cold outside  i would definitely start coughing  

ama ne yazık ki dışarısı çok soğuk kesinlikle

and sneezing straight away so no i won't be going  outside i will be staying indoors in the warmth

hemen öksürmeye ve hapşırmaya başlardım   bu yüzden hayır dışarı çıkmayacağım  sıcakta içeride kalacağım

thank you for joining me today it is a day like  no other because today is the day that i do my  

katıldığınız için teşekkürler bugün benim için eşi benzeri olmayan bir gün çünkü bugün hastayken

live stream whilst unwell we are talking about  that today i thought it would be quite suitable  

canlı yayınımı yaptığım gün, bugün hasta olmakla, hasta hissetmekle, hasta hissetmekle veya hasta hissetmekle bağlantılı kelimeler hakkında konuşmanın oldukça uygun olacağını düşündüğümüzden bahsediyoruz.

to talk about words connected to  being unwell feeling sick so sickness  

or feeling sick can be used in many ways  in fact and we might also talk about  

aslında pek çok şekilde kullanılabilir ve ayrıca

types of illnesses or maybe the  the way in which you can become ill  

hastalık türleri veya belki de nasıl hastalanabileceğiniz hakkında da konuşabiliriz  peki ya

so what about you when was the last time you  felt unwell when was the last time you were  

siz en son ne zaman kendinizi kötü hissettiniz en son ne zaman

ill was it a long time ago do you get many fevers  or colds i have one friend i won't name the person  

hasta oldunuz? uzun zaman önce çok ateşin veya soğuk algınlığın oldu mu bir arkadaşım var kişinin adını vermeyeceğim

because i don't want to embarrass them but i have  one friend who always gets colds quite often i  

çünkü onları utandırmak istemiyorum ama bir arkadaşım var sürekli nezle oluyor çok sık üşütüyor

won't say who it isn't steve but it is someone  else who i know and if you are watching hello  

kim olduğunu söylemeyeceğim steve değil ama tanıdığım başka biri ve izliyorsanız merhaba

i hope you don't have a cold today like me hello  also christina mohsen rio or ryo oh rio ferdinand  

umarım bugün benim gibi soğuk algınlığınız olmaz merhaba ayrıca christina mohsen rio veya ryo oh rio ferdinand   bugün

well we have a famous footballer watching us  today hello beatrice oh we also have louis mendez

bizi izleyen ünlü bir futbolcumuz var merhaba beatrice oh bizde de louis mendez

is here today

bugün burada

hello louis i hope you are feeling good i hope  you are feeling better than i feel today i have  

merhaba louis umarım iyi hissediyorsundur umarım bugün hissettiğimden daha iyi hissediyorsundur

to be honest with you i wonder how many times i'm  going to mention my my sickness today i don't know  

sana karşı dürüst olmam gerek bugün hastalığımdan kaç kez bahsedeceğim merak ediyorum ben bilmiyorum

by the way i have been busy editing my new  lessons i have some new lessons coming up  

bu arada yeni  derslerimi düzenlemekle meşgulüm, yakında bazı yeni derslerim var   bunlar yakında

they will be published on my youtube channel  in the near future i won't say when just yet  

youtube kanalımda yayınlanacak henüz ne zaman olduğunu söylemeyeceğim

i want to build up to which you see hello samil  samira samiha hello to you also we have claudia  

hangisini geliştirmek istiyorum merhaba samil samira samiha sana da merhaba claudia'mız var

hello claudia nice to see you here today i hope  you're feeling good and well i hope you're feeling  

merhaba claudia bugün seni burada görmek güzel umarım iyi ve iyi hissediyorsundur umarım

more well over me today that's all i can say  mavi is watching as well hello mavi watching in  

bugün benden daha iyi hissediyorsundur diyebileceğim tek şey bu mavi de izliyor merhaba mavi türkiye'de izliyorum

turkey i was talking to steve last  week about having the chance to travel  

geçen  hafta steve ile seyahat etme

or having the opportunity to fly off somewhere  or if we if we could choose a place to go to  

veya bir yere uçma/uçma  fırsatı  hakkında konuşuyordum veya eğer gidecek bir yer seçebilseydik

where would we go well i would like to go back  at some point i would like to go back to turkey  

nereye giderdik   en iyi şekilde geri dönmek  isterdim bir noktada türkiye'ye geri dönmek istiyorum

there is one beautiful place where mr steve and  myself stayed in fact we've been there twice  

bay steve ile  kaldığımız güzel bir yer var aslında geçmişte iki kez   orada bulunduk  bu yüzden

in the past so one of the places we were  thinking of last week was turkey because in  

geçen hafta  düşündüğümüz yerlerden biri türkiye'ydi çünkü

the past we have had some very nice holidays in  turkey hello also zika we also have hussein also  

geçmişte biz türkiye'de çok güzel tatiller geçirdim merhaba ayrıca zika bizde de husseins de var

collins hello collins elam hello to you thank  you for joining me today you are not seeing me  

collins merhaba collins elam merhaba bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim beni görmüyorsunuz

at my best i will be honest with you because  i'm not 100 well i'm feeling a little  

elimden geldiğince size karşı dürüst olacağım çünkü 100 yaşında değilim kendimi biraz

under the weather but i am struggling i  thought i would come and struggle and try

kötü hissediyorum ama mücadele ediyorum gelip mücadele edeceğimi ve duyabildiğim

to stay with you as long as i can

sürece seninle kalmaya çalışacağımı düşündüm. az önce

you hear that then

if i suddenly vanish it means i am coughing  

so that's what happened then you  see that's what just happened

olan bu,

is it my imagination or or is my face turning red  i was just coughing quite a lot hello christina  

benim hayal gücüm mü yoksa yüzüm mü kızardı sadece çokça öksürüyordum merhaba christina

do you have the flu i don't have the flu but  i do have i would call it a fever or a cold  

grip misiniz ben grip değilim ama var, buna ateş veya nezle derdim

but not the flu it's not that bad if it was the  flu i wouldn't be standing here in front of my  

ama grip değil o kadar da kötü değil grip olsaydı şu an burada kameramın önünde dikiliyor olmazdım hala

camera right now i would be still in bed i  think so but thank you for asking no it isn't  

yatakta olurdum sanırım ama sorduğunuz için teşekkür ederim hayır

it is not flu i think it's just  a cold a mild cold hello also to

grip değil bence sadece soğuk algınlığı hafif bir soğuk merhaba ayrıca

am i going to cough

öksüreceğim mi olacak mı belki

is it going to happen

maybe maybe not i'm not sure andrew says it is so  sad that you are unwell but there is something in  

olmayacak emin değilim andrew senin hasta olman çok üzücü diyor ama bu seste bir şey var

this voice oh maybe you are thinking mr duncan we  like it we like your voice because it's very deep  

oh belki sen Bay Duncan'ı düşünüyoruz, sesinizi seviyoruz çünkü çok derin   bu oluyor,

that is what happens you see if you get  a cold or a fever quite often your voice  

eğer üşürseniz veya ateşlenirseniz, sıklıkla sesiniz

will become deep and dare i say sexy very  nice yes your your voice is very deep  

kalınlaşacak ve seksi, çok güzel demeye cüret ediyorum, evet, sesiniz çok derin

today it is i'm not sure if it's a good thing or  a bad thing i haven't decided yet but by the way

bugün iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğundan emin değilim henüz karar vermedim ama bu arada

don't worry i'm still here oh my goodness that  was a bad one by the way for those wondering  

merak etmeyin hala buradayım aman tanrım merak edenler için bu arada kötü bir şeydi merak

don't worry my house is not on fire there  there is a farmer in one of the fields  

etmeyin evim yanmıyor orada tarlalardan birinde bir çiftçi var

and he is burning some old straw so if you can see  smoke going by behind me don't worry it's not me  

ve eski samanları yakıyor, bu yüzden arkamdan duman çıktığını görüyorsanız endişelenmeyin o ben

it's not my house that is on fire it is one of  the local farmers who apparently is burning some  

değilim   orası benim evim değil yanıyor görünüşe göre eski samanlarından bazılarını yakan yerel çiftçilerden biri

of his old straw hello palmyra thank you very  much mr duncan sorry to hear about you today  

merhaba palmyra çok çok teşekkür ederim bay duncan bugün sizden duyduğuma üzüldüm

i wish you a fast recovery thank you very  much well as you know i don't become ill  

hızlı bir şekilde iyileşmenizi dilerim çok  çok  çok iyi bildiğiniz gibi bilmiyorum

very often i don't have illness very  often but when i do it normally gets

çok sık hasta oluyorum çok sık hasta olmuyorum ama hasta olduğumda normalde

quite bad as you can hear right now hello  christina there is so much confusion  

şu anda duyabileceğiniz gibi oldukça kötüleşiyor merhaba christina

whether to get the vaccine against the flu or  to get the third vaccine against covid well  

gribe karşı aşı mı yoksa covid'e karşı üçüncü aşıyı mı yaptırmak konusunda çok fazla kafa karışıklığı var

to be honest steve for example has had both he  had his flu jab a few days ago and on monday he  

dürüst olmak gerekirse, örneğin steve hem grip aşısını birkaç gün önce oldu hem de pazartesi günü

had his third covid jab as well i haven't had  my booster for covid yet because i had mine a  

üçüncü covid aşısını oldu ben henüz covid aşısı olmadım çünkü benimkini

little bit later than steve but also i haven't  had my flu jab either i haven't had that either

steve'den biraz sonra oldum ama aynı zamanda grip aşısı da olmadım onu ​​da almadım

it's nice to have you here even though you are  feeling unwell but i think you should take a break  

kendini iyi hissetmiyor olsan da burada olman güzel ama bence

to recover well i will have a little break  because tomorrow of course i'm not here and friday  

iyileşmek için biraz ara vermelisin ben biraz ara vereceğim çünkü yarın tabii ki burada değilim ve cuma

saturday i think i'm not sure if it's going to  happen but apparently on saturday we are going out  

cumartesi sanırım gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden emin değilim ama görünüşe göre cumartesi günü dışarı çıkacağız

but i i don't know if i will be i might not  be because i feel terrible at the moment  

ama çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum olmayabilirim çünkü şu anda kendimi kötü hissediyorum

please mr duncan don't get tired if you  are feeling unwell i will try not to

lütfen bay duncan yorulmayın kendinizi iyi hissetmiyorsanız

have you been taking your exercise kawar  kawa bean well i am still doing my exercises  

egzersizinizi yapmanızı engellemeye çalışacağım kawar kawa bean hala egzersizlerimi yapıyorum

even though this week i haven't done much  because well basically i've been in bed  

bu hafta pek bir şey yapmamış olmama rağmen  yataktayım

feeling rather unwell with my with my  fever i have fever all down my body  

kendimi oldukça iyi hissetmiyorum ateşim var tüm vücudumda ateş var

hello also akito hello to oh aikito naruto  says i am new here well hello to you and  

merhaba akito aikito'ya da merhaba naruto  burada yeniyim, size merhaba diyor ve

it's very nice to see you here today and  welcome sorry that i'm not feeling very well

bugün sizi burada görmek çok güzel ve hoş geldiniz üzgünüm ben' kendimi pek iyi hissetmiyorum

but normally i'm a little bit more lively than  this but today unfortunately because it is  

ama normalde bundan biraz daha canlıyım ama bugün maalesef   kendimi

a day where i am feeling unwell i won't talk  about it too much though but one thing i will say  

iyi hissetmediğim bir gün olduğu için bu konuda çok fazla konuşmayacağım ama bir şey söyleyeceğim

i am blaming mr steve because i caught it  from him he was sneezing blowing his nose  

suçluyorum bay steve çünkü ondan kaptım hapşırıyordu burnunu sümkürüyordu

and coughing did you see him on sunday with his  deep voice and now i have a deep voice as well  

ve öksürüyordu onu pazar günü derin sesiyle gördünüz mü ve şimdi benim de derin bir sesim var

just like mr steve did personally i think  mine is much nicer much more sexy i think so  

tıpkı Bay Steve'in kişisel olarak yaptığı gibi bence benimki çok daha güzel çok daha seksi ben öyle düşünüyorum

hello ricardo with the age of our bodies they lose  efficiency against the virus so covid is extremely  

merhaba ricardo vücudumuz yaşlandıkça virüse karşı etkinliklerini kaybediyorlar bu nedenle covid

dangerous with elderly people that is the truth  well i suppose so well with all illnesses i will  

yaşlı insanlar için son derece tehlikelidir bu gerçek  pekala sanırım tüm hastalıklarda o kadar iyiyim ki

be honest with you with all illnesses every  single illness that exists if you are also  

size   tüm hastalıklar konusunda dürüst olacağım var olan her hastalıkta aynı zamanda

elderly then you are more at risk of becoming  seriously ill as well so i would agree with you

yaşlıysanız    ciddi şekilde  hasta olma riskiniz de  daha fazladır, bu nedenle size katılıyorum

vitas hello vitas nice to see you here as  well today we've noticed that you rarely  

vitas merhaba vitas sizi burada görmek güzel bugün

get sick except for your hay fever that is  true i i do get my my seasonal allergies

saman nezleniz dışında nadiren hastalandığınızı fark ettik, yani doğru, mevsimsel alerjilerimi

during the summer months have my  bottle of water here just in case

yaz aylarında alıyorum.

i'm still with you don't worry

but yes i normally get hay fever during the  summer as well but that's not really sickness  

that is just something that my body is  allergic to hello tung new in hello to  

sadece vücudumun alerjik olduğu bir şey merhaba tung yeni merhaba

you watching in vietnam nice to see you  here i'm going to have a little break  

vietnam'da izliyorsunuz sizi burada görmek güzel, biraz ara vereceğim

so i can drink some water but i will be back  in a few moments don't worry don't panic  

böylece biraz su içebilirim ama birkaç dakika içinde döneceğim yapma endişelenmeyin,

i haven't collapsed on the floor but i am going  to have a little break and then we're coming back  

yere yığılmadım ama biraz ara vereceğim ve sonra geri geleceğiz, hasta ve hasta olmakla

looking at some words and phrases connected  to being unwell and ill which seems  

ilgili bazı kelime ve deyimlere bakacağız ki bu,

appropriate considering today i am  feeling a little bit under the weather

bugün kendimi kötü hissettiğim düşünülürse uygun görünüyor. Pek

many people have asked me mr duncan what is  the best way to speak english is it with an  

çok kişi bana Bay Duncan'a İngilizce konuşmanın en iyi yolunun

american accent or a british accent i think  this is a very interesting question indeed  

Amerikan aksanıyla mı yoksa İngiliz aksanıyla mı olduğunu sordu. Bence bu gerçekten çok ilginç bir soru

and some might say that it is not easy to answer  but my answer to this question is quite simple  

ve bazıları cevaplamanın kolay olmadığını söyleyebilir ama bu soruya cevabım oldukça basit   kendinizi

you use the english you feel the most comfortable  with you don't have to sound like an american when  

en rahat hissettiğiniz ingilizceyi kullanın konuşurken bir amerikalı gibi konuşmak zorunda değilsiniz

you're speaking you don't have to sound like  a british person when you're speaking as long  

konuşurken  bir ingiliz gibi konuşmak zorunda değilsiniz ingilizceyi

as you feel comfortable with the way you use  english that is the most important thing of all  

kullanma şeklinle ilgili kendini rahat hissettiğin sürece, bu en önemli şeydir,

of course it's also important that the other  person understands what you are saying as  

tabii ki diğer kişinin de senin ne söylediğini anlaması da önemlidir,

well so don't worry too much about sounding like  somebody else don't punish yourself by trying to  

bu yüzden başka birinin anlamadığı gibi konuşma konusunda çok fazla endişelenme.

copy someone else's way of speaking what you have  to do is develop your own way of using english  

başkasının konuşma tarzını kopyalamaya çalışarak kendinizi cezalandırmayın, yapmanız gereken kendi İngilizce kullanım şeklinizi geliştirmektir

don't forget english is an emotional language  it's a personal language it's a language that  

unutmayın ingilizce duygusal bir dildir kişisel bir dildir

you use to express the way you feel so don't  worry about sounding like somebody else  

hissettiklerinizi ifade etmek için kullandığınız bir dildir bu yüzden başka biri gibi konuşmaktan endişe etmeyin

use english as you would your own language  in your own way to express the way you feel  

İngilizceyi kendi diliniz gibi kullanın kendi tarzınızda hislerinizi ifade edin

so you don't have to sound like mr  duncan you don't have to sound like  

böylece Bay   Duncan gibi konuşmak zorunda kalmazsınız   Amerikan filmi gibi konuşmak zorunda kalmazsınız

some american movie star you don't have to  sound like anybody what you have to sound like

yıldız kimse  gibi konuşmak zorunda değilsin, sesin nasıl olmalı? hiç

is you

have you ever been on a busman's holiday  have you ever heard of this expression before  

bir otobüsçü tatiline gittin mi bu ifadeyi daha önce hiç duydun mu

well let me explain what it is a busman's holiday  is an expression that describes a situation where  

pekala bunun ne olduğunu açıklayayım bir otobüsçü tatili bir ifadeyi anlatan bir ifadedir

a person is doing something for relaxation that  they would be normally doing in their occupation  

Bir kişinin rahatlamak için normalde mesleğinde yapacağı bir şeyi yaptığı, yani asıl işiyle ilgili

that is to say they are trying to take a break  away from their work by doing something that  

bir şey yaparak işine ara vermeye çalıştığı durum,

relates to their actual job for example if i went  away for a trip to london for a break away from  

örneğin ben bir süre için evden ayrılırsam video derslerine ara vermek için   Londra'ya bir gezi yaptım

making video lessons and whilst there i went to  visit the youtube headquarters to talk to someone  

ve oradayken  video prodüksiyonu   hakkında biriyle konuşmak için  youtube genel merkezini ziyarete gittim,

about video production then you might describe  this as a busman's holiday i am doing something  

o zaman bunu bir otobüsçü tatili olarak tanımlayabilirsiniz

in my free time that relates to my actual job we  can call anything related to a person's profession  

boş zamanlarımda gerçek işimle ilgili bir şeyler yapıyorum   iş, kişinin mesleği ile ilgili herhangi bir şeyi

as a busman's holiday if the thing in question  can be connected to their normal occupation  

bir otobüsçü tatili olarak adlandırabiliriz, eğer söz konusu şey normal meslekleriyle ilişkilendirilebilirse

a doctor might visit a museum of medicine  during a vacation a firefighter might have to  

bir doktor tatil sırasında bir tıp müzesini ziyaret edebilir bir itfaiyeci

put out a blaze at a hotel they are staying  at a person who drives a bus for a living  

bir otelde çıkan yangını söndürmek zorunda kalabilir geçimini sağlamak için otobüs kullanan bir kişinin yanında kalıyorsanız   tatildeyken

might have to drive the family around whilst on  holiday hence the expression busman's holiday

aileyi arabayla gezdirmek zorunda kalabilirsiniz bu nedenle busman'ın tatili ifadesi size

i always like to introduce new words and  phrases to you and today is no exception  

her zaman yeni kelimeler ve deyimler sunmaktan hoşlanırım ve bugün bir istisna değildir

the phrase i'm going to show you today  refers to a certain item of clothing  

gideceğim ifade bugün göster belirli bir giysiyi ifade eder

the phrase is old hat here you can see in my  hand one of my old hats that i used to wear  

ibaresi eski şapkadır burada elimde görebilirsiniz  eskiden giydiğim eski şapkalarımdan biri   eski

the phrase old hat means to be obsolete or tired  out by being done too often or for too long  

şapka deyimi modası geçmiş veya çok sık veya çok uzun

a thing that has been said or done time and  time again over a long period of time can be  

uzun bir süre boyunca tekrar tekrar söylenmiş veya

referred to as old hat it has been done so  many times before most people have become  

yapılmış bir şey   eski şapka olarak anılabilir

bored with it a tired and overdone thing is old  hat this new superhero movie plot is so old hat  

bıkmış ve abartılı bir şey eski şapkadır bu yeni süper kahraman filmi konusu çok eski

an out of date thing or something that is  seen as old-fashioned can be described as old  

modası geçmiş bir şey veya eski moda olarak görülen bir şey eski olarak tanımlanabilir artık

hat it is no longer fashionable it is boring it  has been done too often for too long it is old  

moda değil sıkıcı çok uzun süredir çok sık yapılmış eski

hat the phrase derives from the notion of  something being worn too often such as an old hat  

şapka bu ifade, eski bir şapka gibi bir şeyin çok sık giyilerek

to the point where it looks tired and worn  out it has been used for a very long time

yorgun ve yıpranmış görünmesi fikrinden türemiştir.

and there it was an excerpt from one of my  full english lessons and yes there are many  

evet

many video lessons on my youtube channel  they can all be found right there

youtube kanalımda pek çok video dersi var hepsi orada bulunabilir vay

wow

well i'm still here i haven't collapsed to  the ground just yet i hope you enjoyed that  

be hala buradayım henüz yere düşmedim umarım beğenmişsinizdir

we often talk about accents many people worry too  much about how they sound when they speak english  

sık sık aksan hakkında konuşuruz birçok kişi çok fazla endişelenir İngilizce konuşurken seslerinin nasıl olduğu hakkında

some people feel under pressure to use a  certain accent when they're talking so it  

bazı insanlar konuşurken  belirli bir aksanı kullanmak için baskı altında hissederler, bu

can happen it can be a thing that many students  many people learning english as a second language  

gerçekleşebilir.

can feel when they are trying to learn the  way to speak the way that a person sounds  

bir kişinin nasıl konuştuğunu öğrenin

as i always say you sound the way that you  feel the most comfortable with and if you are  

her zaman söylediğim gibi  kendinizi en    rahat hissettiğiniz  şekilde konuşun ve

not comfortable with it then try to change it  it's as simple as that really but there are no  

bu    rahat değilseniz o zaman  değiştirmeyi deneyin gerçekten bu kadar basit ama

actual ways that anyone can force you to sound  when speaking in english so we are looking at  

gerçek hiçbir   yok İngilizce konuşurken herhangi birinin sizi ses çıkarmaya zorlayabileceği yollar bu nedenle bugün

sick words and phrases which i think is quite  good today because i am not feeling very good  

oldukça iyi olduğunu düşündüğüm hasta kelimelere ve deyimlere bakıyoruz çünkü

at all to be honest under the weather  feeling sick feeling unwell well first of all  

hava koşullarında dürüst olmak gerekirse hiç iyi hissetmiyorum hasta hissetmek öncelikle iyi hissetmemek hepsi

the word sick defines the state of feeling  unwell or not as one should a person who does  

hasta kelimesi, kendini iyi hissetmeme durumunu tanımlar;

not feel 100 percent well is sick a sick  person has a sickness so you can be sick  

yüzde 100 iyi hissetmeyen bir kişi hastadır hasta bir kişinin hastalığı vardır, bu nedenle hasta olabilirsiniz

you are sick you have a sickness something  that is causing you to become unwell or to feel  

hastasınız hastalığınız var size neden olan bir şey hasta olmak veya kendini

unwell the sickness is what is causing the sick  feeling so the sickness is the cause to be sick is  

iyi hissetmemek hastalık, hasta hissetmeye neden olan şeydir, bu nedenle hastalık hasta olmanın nedeni, hastalık

the result you feel sick because of the  sickness the thing that is affecting you

nedeniyle kendinizi hasta hissetmenizin sonucudur, sizi etkileyen şey,

we can describe anything that makes us  unwell as a sickness something that makes us  

bizi hasta eden her şeyi bir hastalık olarak tanımlayabiliriz. hastalık bize

feel or behave in a way that we would not normally  feel or behave can be described as a sickness so  

normalde hissetmeyeceğimiz veya davranmayacağımız şekilde hissetmemize veya davranmamıza neden olan bir şey hastalık olarak tanımlanabilir, bu nedenle

something that is affecting you in a negative way  might be described as a sickness he is not at work  

sizi olumsuz yönde etkileyen bir şey hastalık olarak tanımlanabilir o

due to sickness so there you can see we  are using the word sick as a generic or  

hastalık nedeniyle işte değil   burada hasta kelimesini hastalık için jenerik veya genel bir terim olarak kullandığımızı görebilirsiniz.

general term for illness he is not at  work due to sickness the person is ill  

so sickness can be the thing causing the bad  feeling or the general state of feeling ill  

as i mentioned just sickness is the feeling  it can also be the cause a sick person  

sadece hastalık duygudur bu aynı zamanda hasta bir kişinin hasta hissetmesinin nedeni olabilir   hasta hissederler kendilerini

feels sick they feel ill they are unwell  they have an illness they are sick

iyi hissetmezler bir hastalıkları vardır hastadırlar

there are many phrases for feeling sick to be  under the weather if you feel under the weather  

hasta hissetmek için pek çok ifade vardır havanın altında olmak  havanın altında hissediyorsanız

it means you are feeling unwell you might say  today that i am feeling under the weather mr  

bu sizsiniz demektir kendinizi iyi hissetmiyorsunuz bugün kendimi kötü hissediyorum diyebilirsiniz bay

duncan how are you today well unfortunately i am  feeling under the weather i don't feel very well  

duncan bugün nasılsınız ne yazık ki  kötü hissediyorum kendimi pek iyi hissetmiyorum   ayrıca

you might also say that you feel out of  sorts i don't feel very well today i feel  

keyifsiz hissettiğinizi de söyleyebilirsiniz ben hissetmiyorum bugün çok iyi kendimi   keyfim yoksa kendinizi hissetmiyorsunuz

out of sorts it means that you don't  feel yourself you are feeling slightly  

demektir biraz kendinizi

unwell or you are feeling under  the weather to feel off colour  

kötü hissediyorsunuz veya kendinizi kötü hissediyorsunuz

i like that one a person who is off colour  is a person who is sick they feel unwell  

ben renksiz bir kişinin hasta bir kişi olmasını seviyorum kendilerini iyi hissetmiyorlar

they feel off colour we might look at a person  and we might say that they look off colour because  

renksiz hissediyorlar bir kişiye bakabiliriz ve renksiz göründüklerini söyleyebiliriz çünkü

they look pale so quite often when a person  becomes ill or unwell quite often their skin  

bir kişi hastalandığında veya hastalandığında çok sık solgun görünürler   tenleri solgunlaşır

will become pale they will look unwell we might  say that a person looks off colour or you can  

rahatsız görünürler diyebiliriz  şunu söyleyebiliriz bir kişinin rengi bozuk görünür veya siz

feel off colour which means you feel unwell  you feel ill here's a good one i like this one  

renksiz hissedebilirsiniz, bu da kendinizi iyi hissetmediğiniz anlamına gelir  hasta hissediyorsunuz işte bu benim hoşuma gitti

to feel green around the gills well of  course gills are normally found on fish  

solungaçların etrafında yeşil hissetmek için elbette  solungaçlar normalde balıklarda bulunur

amphibians they can have gills to breathe through  to be green around the gills means to feel unwell  

amfibilerde nefes almak için solungaçları olabilir solungaçların etrafında yeşil olmak kendini iyi hissetmemek anlamına gelir

a person who is unwell they feel sick they feel  under the weather they feel green around the gills  

hasta olan bir kişi hasta hisseder havanın altında solungaçların etrafında yeşil hissederler

perhaps they've been doing something to make  themselves feel ill yes it is possible sometimes  

belki kendilerini hasta hissettirecek bir şeyler yapıyorlardır evet bazen

to do things that make you feel ill or  unwell it can happen i don't feel well  

kendinizi hasta veya hasta hissetmenize neden olabilir kendimi iyi hissetmiyorum

is what you would say if you feel ill or sick i  don't feel well i'm sorry everyone i don't know  

kendinizi hasta veya hasta hissediyorsanız söyleyeceğiniz şey bu kendimi iyi hissetmiyorum herkesten özür dilerim

what to do i don't feel well maybe i should  go to the doctor i'm not feeling too good  

ne yapacağımı bilmiyorum pekala belki de doktora gitmeliyim kendimi pek iyi hissetmiyorum

i'm not feeling too good i'm not feeling  well i'm feeling um well i feel sick

pek iyi hissetmiyorum iyi hissetmiyorum kendimi iyi hissediyorum hasta hissediyorum

i've come down with something now this is an  interesting phrase to come down with something  

şimdi bir şeyim oldu bu ilginç bir ifade bir şeye yakalanmak   belirli

means that you have become ill because of a  certain thing so if you come down with something  

bir  şey yüzünden hasta olduğunuz anlamına gelir, yani eğer bir şeye

it means you have become ill because of a certain  illness maybe a virus maybe something you have  

belirli bir hastalık nedeniyle hasta oldunuz anlamına gelir, belki bir virüs belki

picked up from another person for example  i have come down with something and i think  

başka bir kişiden kaptığınız bir şey örneğin bende var bir şeyle geldi ve sanırım

i caught it from steve because he had the  same thing last weekend he also had a cold

onu steve'den kaptım çünkü geçen hafta sonu aynı şeyi yaşadı o da

hello to the live chat don't  worry i haven't forgot you  

canlı sohbete soğuk bir merhaba dedi merak etme seni unutmadım

uh oh you dom hello udom watching in Thailand  i can't watch you last sunday i couldn't watch  

uh oh sen dom merhaba udom Tayland'da izliyorum i geçen pazar seni izleyemedim

you because i was very busy don't worry  that's all right as long as you are okay

seni izleyemedim çünkü çok meşguldüm merak etme sen iyi olduğun sürece sorun değil anaritaya

hello also to anarita anarita is staying for just  a short time because also you are busy as well so  

da merhaba anarita kısa bir süre kalıyor çünkü sen de meşgulsün bu nedenle

if you come down with something it means you have  caught something maybe a bug or maybe a virus  

bir şeyle karşılaşırsanız, başka bir kişiden bir şey, belki bir böcek veya belki bir virüs kapmışsınız demektir

from another person i'm a little under the  weather today so this is a common phrase  

bugün biraz havam yok bu yüzden bu yaygın bir deyim

quite often we will describe feeling unwell or  sick or maybe slightly unwell you don't feel  

oldukça sık olarak kendimizi iyi hissetmemeyi veya hasta veya belki biraz hasta hissetmeyi tarif edeceğiz kendini kötü hissetmiyorsun

well you feel under the weather so you  might say i'm a little under the weather  

iyi hissetmiyorsun bu yüzden biraz havasızım diyebilirsin

today you are saying that you  feel unwell you don't feel 100

bugün kendini iyi hissetmiyorsun diyorsun 100

i think i've caught something  

sanırım bir şey yakaladım

we've all done it we've all caught  something from someone else maybe a cold

hepimiz yaptık hepimiz başka birinden bir şey kaptık belki soğuk algınlığı

or maybe something else you can catch all  sorts of things from other people viruses germs  

veya başka bir şey diğer insanlardan her türlü şeyi kapabilirsiniz virüsler

bugs you might become sick after picking something  up so pick something up now we're not talking  

mikroplar böcekler bir şey aldıktan sonra hastalanabilirsiniz bu yüzden şimdi bir şeyler alın

about physically holding something we're not  saying that we you are ill because you picked  

fiziksel olarak konuşmuyoruz bir şey tutuyoruz demiyoruz hastasınız çünkü

something up with your hand we are saying that  you picked something up as you were walking around  

elinizle bir şey aldınız etrafta dolaşırken bir şey aldınız diyoruz

something has affected you maybe  a virus or a germ once again  

bir şey sizi etkiledi belki bir virüs veya mikrop bir kez daha

so you might become sick after picking something  up something you have come into contact with  

hasta olabilirsiniz bir şeyi aldıktan sonra temas kurduğunuz bir şey

maybe a person who also had the same illness  perhaps you came into contact with someone who  

belki aynı hastalığa sahip bir kişi belki

had a contagious bug now there is a word  that i'm sure we are all familiar with

bulaşıcı bir böceği olan biriyle temasa geçtiniz, şimdi eminim hepimizin aşina olduğu bir kelime var.

if you have a contagious bug it is something  that is spreading around something that is  

Bulaşıcı bir böcek, kolayca bulaşan bir şeyin etrafına yayılan bir şeydir,

easily caught so something contagious you  can think of many things that are contagious  

bu nedenle bulaşıcı olan birçok şeyi düşünebilirsiniz

if you have the flu we mentioned that earlier  maybe to be more topical we can say Covid so  

daha önce bahsettiğimiz gribiniz varsa, belki daha güncel olmak için Covid diyebiliriz, bu nedenle   bu bir

that is something that is contagious it is  easily passed on from one person to another

şeydir bulaşıcıdır bir kişiden diğerine kolaylıkla geçer

you catch a bug so this is another way  of expressing becoming sick you catch  

bir böcek kaparsınız yani bu hastalanmayı  ifade etmenin başka bir yoludur

a book or you have caught a bug you catch a bug  you have caught a bug which means you are now ill  

bir kitap kaparsınız veya bir böcek kaptınız bir böcek kaparsınız bir böcek kaptınız yani artık hastasınız demektir

because the thing that you caught the thing that  is now affecting your body is also making you  

çünkü yakaladığınız şey şu anda vücudunuzu etkileyen şey  sizi

unwell at the same time it is something you  have caught so quite often we will use the word  

hasta ediyor  aynı zamanda bu, çok sık yakaladığınız bir şeydir.

bug to describe a virus a germ something  we've picked up maybe through contact with  

böcek kelimesini, bir virüsü, bir mikropu, kaptığımız bir şeyi tanımlamak için kullanacağız. belki  başka biriyle temas yoluyla

another person or maybe something that was dirty  maybe a surface or maybe some food that you ate  

veya belki kirli bir şey belki bir yüzey veya belki yediğiniz bazı yiyecekler

have you ever had food poisoning can i just  say don't never get food poisoning never get  

hiç gıda zehirlenmesi geçirdiniz mi sadece  şunu söyleyebilirim ki asla gıda zehirlenmesi asla mide

a stomach bug it is one of the worst things you  can imagine getting i remember christmas 2016

bulantısı geçirmeyin bu en kötülerinden biridir almayı hayal edebileceğiniz şeyler 2016 Noelini hatırlıyorum,

when myself mr steve and also mr steve's  mother who was staying at withers at the time  

ben Bay Steve ve aynı zamanda Bay Steve'in o sırada hastanede kalan annesi

we all came down with food poisoning and we were  so ill i can't begin to tell you how ill we were  

hepimiz gıda zehirlenmesine yakalandık ve çok hastaydık, size ne kadar hasta olduğumuzu anlatamam.

to become sick is to come down with something  you come down with something something  

hasta olmak bir şeye yakalanmak demektir  bir şeyle aşağı inersin bir şeyle yakalanırsın

you caught you come down with it that thing  that bug that germ that virus has caused you to  

onunla aşağı inersin o şeyle o böcek o mikrop o virüsün sana neden olduğu bir şeyle

come down with something that means you  have become unwell you have become ill

aşağı inmene neden olur bu senin hasta olduğun anlamına gelir hasta oldun

can you hear me okay one or two people saying  they can't hear me but as far as i'm concerned  

olabilir mi duy beni tamam bir veya iki kişi beni duyamadıklarını söylüyor ama bildiğim kadarıyla

as far as i'm aware i am still coming through loud  and clear you catch a book you have caught a bug  

hala yüksek sesle konuşuyorum ve bir kitap yakaladınız bir böcek yakaladınız   bir kitap

you have caught a book so when you catch something  it means that thing has entered your body in some  

yakaladınız kitap yani bir şey yakaladığınızda bu, o şeyin vücudunuza bir

way maybe through your mouth or your nose or  your eyes or sometimes through your skin as well  

şekilde                                '' veya '' veya                                                         miyet bu

so there are things you can catch that might go  into your body through your skin maybe if you have  

belki                                         elde        elinizde        elinizde        elinizde

a wound or a cut or maybe an infection  on your hand somewhere you might spread  

yara/kesik/belki/belki yüküm&

an illness to become sick is  to come down with something  

and we can say that you have caught something  

you have caught something so we often think of  catching something like going fishing you catch  

uuml;l& uuml; balığa gitmek gibi bir şey

a fish however you can also catch a virus you  can catch a germ maybe something that affects you  

balık tutarsın   ancak bir virüs de yakalayabilirsin bir mikrop yakalayabilirsin   vücuduna girerek seni etkileyen bir şey olabilir

by entering your body although i would say that  there is a difference between germs and also  

ancak mikroplar ve virüsler arasında bir fark vardır,

viruses they are they are somewhat different  from each other so we can also say that you have  

bunlar virüslerden biraz farklıdır böylece aynı zamanda şunu da söyleyebiliriz:

caught something you have caught something  the thing you have caught has made you  

bir şey yakaladınız bir şey yakaladınız, yakaladığınız şey sizi

unwell it has made you sick it is common to  describe a virus as a bug so generically generally  

rahatsız etti, sizi hasta etti. Bir virüsü böcek olarak tanımlamak yaygındır, bu nedenle genel olarak bir

when we're talking about things that we catch that  make us ill we often talk about a bug we often  

şeylerden bahsederken genel olarak sık sık bir böcek hakkında konuşuruz sık sık bir

describe a virus as a book i have picked up a bug  something that makes you feel unwell quite often  

virüsü bir kitap olarak tanımlarız bir böcek kaptım sık sık kendinizi kötü hissetmenize neden olan bir şey bir

a stomach bug maybe you eat some food maybe you've  eaten something that makes your stomach bad maybe  

mide böceği belki biraz yemek yersiniz belki de mideni rahatsız ediyor olabilir belki

you have vomiting maybe you have to go to the  toilet quite a lot i think we all know why as well

kusmuşsundur belki çok  tuvalete gitmen gerekir  bence hepimiz bunun nedenini biliyoruz, bu yüzden

so it is not pleasant being unwell and there are  many things you can catch many things that can be  

hasta olmak hoş değil ve kapabileceğin birçok şey var

transmitted that can make you feel unwell and yes  we do often talk about viruses viruses however  

bulaşabilecek birçok şey   kendinizi iyi hissetmenize neden oluyor ve evet sık sık virüsler hakkında konuşuruz virüsler ancak

what i find interesting is the word virus can be  also something that spreads through society not  

ilginç bulduğum şey, virüs kelimesinin toplumda yayılan bir şey de olabileceği   ille de

necessarily an illness but maybe something  that is popular so something goes viral  

bir hastalık olmayabilir, belki popüler olan bir şey bu nedenle bir şey viral olur

we might say that something goes  viral it becomes incredibly popular  

bir şeyin gittiğini söyleyebiliriz viral inanılmaz derecede popüler hale gelir

we might also have i suppose another  one is computer virus there it is

bizde de olabilir, sanırım başka bir bilgisayar virüsü var,

we we got it eventually virus so virus is  normally a noun an infection or disease caused by  

sonunda aldık virüs yani virüs normalde bir isimdir  bir virüsün neden olduğu bir enfeksiyon veya hastalıktır, bu

a virus so the virus is the  thing that causes the illness

nedenle virüs hastalığa neden olan şeydir

a virus can also be a harmful or corrupting  influence something that causes harm  

virüs aynı zamanda zararlı veya yozlaştırıcı bir etki de olabilir zarar veren bir şey

maybe directly or indirectly can be described as  a virus something that is spreading around may be  

doğrudan veya dolaylı olarak  virüs olarak tanımlanabilir etrafa yayılan bir şey

a type of behaviour or maybe an attitude towards  something quite often we use it in a negative way  

bir davranış biçimi veya bir şeye karşı bir tutum olabilir oldukça sık olarak olumsuz bir şekilde kullanırız

and yes there is a computer virus as well a  piece of code which is capable of copying itself  

ve evet bir bilgisayar virüsü de var kendi kendini kopyalayabilen

and typically has the determined effect or  detrimental effect such as corrupting the system  

ve genellikle bilgisayarınızın sistemini   bozmak

of your computer or destroying data so yes  that is the reason why we have to protect  

veya verileri yok etmek gibi belirli veya zararlı bir etkiye sahip olan bir kod parçası bu yüzden evet  bu nedenle korumamız gerekiyor

not only ourselves from viruses but also we  have to protect our computer devices as well  

değil sadece kendimizi virüslerden korumakla kalmıyor, aynı zamanda bilgisayar cihazlarımızı da korumamız gerekiyor

unless of course you have an apple device a lot of  people feel much safer when they have one of those  

elbette bir apple cihazınız yoksa birçok insan bunlardan birine sahip olduğunda çok daha güvende hissediyor   bu

so something that goes viral we use this  as an adjective so this is of the nature  

nedenle viral olan bir şey bunu bir sıfat olarak kullanırız, yani bu doğası gereği

caused by or relating to a virus or viruses  so something that goes viral or is viral is  

bir virüsün veya virüslerin neden olduğu veya bunlarla ilgili yani viral olan veya viral olan bir şey

something that is spreading it is spreading  and normally it is spreading out of control

yayılan bir şeydir ve normalde kontrol dışı yayılmaktadır

another use of viral quite often we  are referring to an image a video or  

viral kelimesinin başka bir kullanımı oldukça sık olarak bir görüntüye veya videoya atıfta bulunuyoruz veya

a piece of information that is circulated  rapidly and widely from one internet user  

bir internet kullanıcısından diğerine hızla ve geniş çapta dağıtılan bir bilgi parçası   bu

to another so we are now talking about the  internet something that spreads something  

nedenle artık internetten bahsediyoruz  popüler hale gelen bir şeyi yayan bir şey

that becomes popular maybe a photograph a piece  of music or maybe something that you've seen  

belki bir fotoğraf bir müzik parçası veya belki de gördüğünüz

and you want to share with lots of other  people it can very quickly go viral  

ve istediğiniz bir şey   diğer birçok kişiyle paylaşmak çok hızlı bir şekilde viral hale gelebilir

the video went viral and was seen by millions  you might have a viral ad campaign so maybe  

video viral hale geldi ve milyonlarca kişi tarafından görüntülendi viral bir reklam kampanyanız olabilir, bu nedenle belki

an advertiser maybe a company who wants to sell  their products they will release an advert or  

bir reklamcı  belki  ürünlerini satmak isteyen  bir şirket bir reklam veya

an advertisement that gets lots of attention  and then is spread around it becomes viral

bir reklam yayınlayacaklardır çok dikkat çeken ve sonra etrafa yayılan viral hale gelir,

so when we look at the word viral we are saying  that something is widespread transmittable  

bu nedenle viral kelimesine baktığımızda bir şeyin yaygın olarak bulaşabilen

contagious it is something that is  catching as i said earlier you can catch  

bulaşıcı olduğunu söylüyoruz daha önce de söylediğim gibi bulaşıcı bir şeydir

an illness you can catch a virus something that  is spreading and something that lots of people get

bir hastalığa yakalanabilirsiniz   bir virüse yakalanabilirsiniz yayılan ve birçok insanın aldığı bir şey

is viral i hope you've enjoyed that

viral oluyor umarım beğenmişsinizdir

oh thank you kawa hello carla bean thank you  very much could i add your medicine costs  

oh teşekkür ederim kawa merhaba carla bean çok teşekkür ederim bu parayla ilaç masraflarınızı ekleyebilir miyim

with this money please get well soon isn't that  kind of you thank you very much i don't know what  

lütfen geçmiş olsun öyle değil mi çok teşekkür ederim ne diyeceğimi bilmiyorum çok

to say that's very kind of you thank you i i have  been taking lots of lemon apparently one of one  

naziksiniz teşekkür ederim çok limon alıyorum görünüşe göre soğuk algınlığı veya ateş

of the things that we we often talk about when we  we get colds or fever we normally take hot drinks  

aldığımızda sık sık konuştuğumuz şeylerden biri normalde aldığımız sıcak içecekler

normally juice orange juice lemon juice  something warm some people believe that alcohol  

normalde meyve suyu portakal suyu limon suyu sıcak bir şeyler bazı insanlar alkol   alkolün

alcohol some people believe that if you have  some alcohol when you're ill it can make you  

bazı insanlar hastayken  biraz alkol almanın sizi

feel better i'm not sure how true that is i've  heard the opposite i've heard that if you actually  

daha iyi hissettireceğine inanır  bunun ne kadar doğru olduğundan emin değilim  duydum tam tersi,

drink alcohol when you're sick or ill it can  actually make you feel worse thank you karwa  

hasta veya hasta olduğunuzda gerçekten   alkol içerseniz kendinizi daha kötü hissetmenize neden olabilir, teşekkür ederim karwa   bu

that's very kind of you very kind of you indeed  

çok naziksiniz gerçekten çok naziksiniz

abdel karim says hello mr duncan i am abdel  karim from morocco thanks for your efforts on  

abdel karim merhaba diyor bay duncan ben faslı abdel  karim harika kanalınız için gösterdiğiniz çabalar için teşekkürler

your fabulous fabulous channel my english has  improved incredibly i've been watching your  

ingilizcem inanılmaz derecede gelişti

great lessons for a long period thank you  very much i'm glad they have been helpful  

uzun süredir harika derslerinizi izliyorum çok teşekkür ederim yardımcı olduklarına sevindim

i will be going soon because i need a drink i'm  going to have a hot cup of tea with a little bit  

yakında gideceğim çünkü bir içkiye ihtiyacım var Ayrıca biraz limonlu sıcak bir fincan çay içeceğim

of lemon as well because a lot of people believe  that that can help the real problem today is  

çünkü birçok insan bugünün asıl sorununa bunun yardımcı olabileceğine inanıyor

my voice and my throat it's really really sore  very painful so i'm looking forward to resting  

sesim ve boğazım gerçekten çok ağrıyor çok acı verici bu yüzden sabırsızlıkla bekliyorum

my voice in a few moments after this has finished  i can't wait even though also i don't want to say  

bu bittikten sonra birkaç dakika içinde sesimi dinlendiriyorum  sana veda etmek istemememe rağmen sabırsızlanıyorum bu yüzden

goodbye to you so it is hard to say goodbye  but unfortunately i must in a few moments

veda etmek zor ama ne yazık ki birkaç dakika içinde yapmalıyım

thank you louis louis says that's  interesting louis says i don't i  

teşekkür ederim louis louis diyor ki bu ilginç louis

don't normally become ill but maybe one  day i will and i will have a heart attack  

normalde hasta olmam diyor ama belki bir gün kalp krizi geçireceğim ve

well who knows none of us really  know and to be honest with you  

kim bilir hiçbirimiz gerçekten bilmiyor ve size karşı dürüst olmak gerekirse bunu

we will never know when you think about  it when you think about it carefully  

düşündüğünüzde asla bilemeyeceğiz dikkatlice düşündüğünde   zaten asla

you'll never know anyway so does it really matter  well my answer to that is no it doesn't it doesn't  

bilemeyeceksin yani gerçekten önemli mi buna cevabım hayır önemli değil

really matter so don't worry about it that's what  i say anyway hot milk and honey i do like milk  

gerçekten önemli değil yani merak etme zaten dediğim bu zaten sıcak süt ve bal sütü severim   ballı

hot milk with honey can i just say i've never  tried that i've had i've had tea with honey  

sıcak sütü hiç denemedim diyebilir miyim ballı çay içtim

but i've never actually had warm milk with  honey i've never tried that to be honest

ama aslında hiç ballı ılık süt içmedim dürüst olmak gerekirse bunu hiç denemedim teşekkür ederim

thank you very much i hope you've  enjoyed this i'm sorry that i'm not 100  

çok çok umarım bundan hoşlanmışsındır 100 olmadığım için üzgünüm

but at least i tried my best i didn't want to let  you down so i i did what i could thank you very  

ama en azından elimden geleni yaptım seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim bu yüzden elimden geleni yaptım sana çok teşekkür ederim

much i'm now going to take a little rest and  i will be back on sunday don't forget sunday  

şimdi çok biraz dinleneceğim ve  pazar günü döneceğim, pazar günü

from 2 p.m uk time hopefully i will be feeling  better by then i will try to get myself  

14:00 İngiltere saatiyle    unutma, umarım o zamana kadar daha iyi hissedeceğim   kendimi

back on the road to recovery oh i like  that phrase a person who is on the road  

iyileşme yoluna geri döndürmeye çalışacağım oh bu ifadeyi beğendim bir insan iyileşme yolunda olan kişi

to recovery is a person who is slowly getting  well they are getting better they are recovering  

yavaş yavaş iyileşen kişidir onlar iyileşiyorlar iyileşiyorlar

so hopefully i will soon be on the road  to recovery i like that phrase very much

bu yüzden umarım yakında iyileşme yolunda olacağım bu ifadeyi çok seviyorum daha

earlier you were taking some pills for  your ill voice you even showed them to us  

önceleri hasta sesiniz için bazı haplar alıyordunuz hatta bize gösterdi

yes i've got something here these i have been  taking these as you can see i i only have one left  

evet burada bir şey var bunlar bunları  gördüğünüz gibi  alıyorum  sadece bir tane kaldı

so yes i i was taking these to soothe my throat  

bu yüzden evet bunları boğazımı yatıştırmak için alıyordum

i i think i've got the box somewhere where is  it oh there it is so i've got these you see  

sanırım kutu bir yerlerde var nerede  oh işte bunlar bende var görüyorsunuz

i won't show the name but yes i use these for  my throat sometimes so i have been taking these  

adını göstermeyeceğim ama evet bunları  boğazım için kullanıyorum  bu yüzden

to try and ease the pain in my throat they do work  the only problem is they don't work for very long  

boğazımdaki ağrıyı hafifletmek için bunları alıyorum işe yarıyor tek sorun onlar çok uzun süre çalışmaz

so they soothe your throat they  make it much more comfortable  

bu nedenle boğazınızı rahatlatırlar çok daha rahat hale getirir

but then a few moments later it's hurting again  so it only works for a short time thank you very  

ancak birkaç dakika sonra tekrar ağrır bu nedenle yalnızca kısa bir süre için çalışır

much for your company it has gone rather fast  i can't believe i've been here for nearly an  

refakatiniz için çok  teşekkür ederim oldukça hızlı geçti yapabilirim' Yaklaşık bir   saattir burada olduğuma inanmıyorum

hour already wow well all i can say is i think i  lost i lasted much longer than i thought i would

şimdiden vay canına, söyleyebileceğim tek şey sanırım kaybettim düşündüğümden çok daha uzun sürdüm

i hope you didn't hear that see you later  catch you later see you on sunday from 2 p.m  

umarım bunu duymamışsınızdır sonra görüşürüz sonra görüşürüz pazar günü görüşürüz

uk time i am really starting to suffer  now this is mr duncan in england saying  

İngiltere saatiyle 14.00'ten itibaren gerçekten acı çekmeye başlıyorum şimdi ben İngiltere'den Bay Duncan,

thanks for watching see you on sunday  take care and i will hopefully be 100  

izlediğiniz için teşekkürler pazar günü görüşürüz kendine iyi bak ve umarım o zamana kadar 100 olacağım

well by then thanks a lot for all of your  lovely messages see you later and of course

tüm güzel mesajlarınız için çok teşekkürler sonra görüşürüz ve tabii ki

and of course until the next time we meet  you know what's coming next yes you do

ve tabii ki bir dahaki sefere görüşene kadar, sırada ne olduğunu biliyorsunuz, evet,

ta ta  

for now.

şimdilik bunu yapın.