English Addict Live Lesson - Sunday 5th January 2020 - Work Words - Fraud - Intention - Fast Food

oh here we go yes there it is the view out of the window right now it is a

oh işte başlıyoruz evet işte pencereden görünen manzara şu anda Birleşik Krallık'ta bulanık,

murky cloudy rather dull day here in the UK but don't worry it doesn't matter

bulutlu oldukça sıkıcı bir gün ama merak etmeyin önemli değil

because everything is sunny and shiny right here in my little studio in Much

çünkü burada, benim küçük stüdyomda her şey güneşli ve parlak Much

Wenlock yes we are all together again it is English addict live

Wenlock'ta evet yine hep beraberiz bu İngiliz bağımlısı canlı

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you ok I

herkese merhaba ben bayım. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

hope so are you happy I really really really

umarım mutlusundur gerçekten gerçekten gerçekten gerçekten

really really hope so here we are together again on the

umarım işte burada tekrar internette birlikteyiz

Internet and it's nice to see that we are all still here

ve hepimizin hala burada olduğunu görmek güzel

planet Earth still exists humanity goes on the same way it did last week and the

Dünya gezegeni hala var insanlık devam ediyor aynı şekilde geçen hafta ve

week before and also last year and the year before that thank goodness so here

ondan önceki hafta ve ayrıca geçen yıl ve ondan önceki yıl çok şükür o zaman işte

we are then yes for those who haven't watched me yet in this particular year

buradayız evet beni henüz izlememiş olanlar için bu özel yılda

can I say happy New Year to you

size mutlu yıllar diyebilir miyim

hmm we are here again today I hope you are having a super Sunday the end of the

hmm bugün yine buradayız umarım hafta sonunun sonunda süper bir pazar geçiriyorsunuzdur

weekend and I suppose a lot of people here in the UK are feeling a little bit

ve sanırım burada Birleşik Krallık'taki pek çok insan biraz

down and depressed because last week at the end of last week they had to go back

üzgün ve depresif hissediyor çünkü geçen hafta geçen haftanın sonunda gitmek zorunda kaldılar

to work so normally when people go back to work they often have complaints or

işe dönüş o kadar normal ki insanlar işe döndüklerinde sık sık şikayetleri oluyor veya

maybe they have something to say maybe a comment that they make about what

belki söyleyecek bir şeyleri var, belki yaptıklarıyla ilgili bir yorumları var, bu yüzden

they've been up to so after the Christmas break most people

Noel tatilinden sonra çoğu insan

will have to go back to work reluctantly it means they don't really

işe geri dönmek zorunda kalacak gönülsüzce bu onların gerçekten yapmak istemedikleri anlamına gelir

want to do it so if you do something reluctantly it means you do it but you

yani eğer bir şeyi gönülsüzce yaparsanız bu onu yaptığınız anlamına gelir ama

don't really want to do it you would rather not do it so today we are going

gerçekten yapmak istemiyorsanız yapmamayı tercih edersiniz bu yüzden bugün

to look at something very interesting I hope it's interesting anyway or else I

çok ilginç bir şeye bakacağız Umarım ilginçtir, yoksa

might sell my computer things UK people say when returning to work after

bilgisayarımı satabilirim İngiltere'deki insanların Noel'den sonra işe döndüklerinde söyledikleri

Christmas so the things that people in the UK say when they return to work

şeyler yani Birleşik Krallık'taki insanların

after the Christmas break what are the things that they say maybe you have said

Noel tatilinden sonra işe döndüklerinde söyledikleri şeyler neler belki sizde vardır

some of these things as well we'll be looking at that later on of course we

bunlardan bazılarını da söyledi, buna daha sonra bakacağız, tabii ki

will be trying to get mr. Steve to join us today now today we have what do we

Bay'ı almaya çalışacağız. Steve bugün bize katılacak şimdi bugün elimizde ne var

have to lure mr. Steve oh this is interesting

Bay'ı cezbetmek için. Steve oh bu ilginç,

today we are going to try to lure mr. Steve with some lovely delicious snacks

bugün Bay'ı cezbetmeye çalışacağız. Steve ve bazı güzel lezzetli atıştırmalıklar

oh yes that looks very nice I'm not sure what they are

oh evet bu çok güzel görünüyor Ne olduklarından emin değilim ince

they look like twiglets so today we will be tempting mr. Steve to join the live

dallara benziyorlar bu yüzden bugün Bay'ı cezbedeceğiz. Steve canlı

chat hopefully he will come into the studio and he will join in

sohbete katılacak umarım stüdyoya gelir ve

with those delicious scrumptious twiglets hmm we will have to wait and

o lezzetli nefis ince dallara katılır hmm bekleyip

see what happens

ne olacağını görmemiz gerekecek

meanwhile it's us here on the live stream and the live chat is already very

bu arada canlı yayındayız ve canlı sohbet şimdiden çok

busy thank you very much for joining me it's so nice to see you here giving a

meşgul teşekkür ederim bana katıldığınız için çok teşekkür ederim sizi burada görmek çok güzel Pazar gününün bir kısmını bana ayırdığınızı görmek o

little bit of your Sunday to me isn't that lovely

kadar da güzel değil mi şimdiden

thank you to everyone who has joined already today and I suppose I should say

katılan herkese teşekkür ederim ve sanırım Vitesse'yi

congratulations to Vitesse guess what Vitesse you have a very fast finger your

tebrik etmeliyim tahmin edin Vitesse'de neler var çok hızlı bir parmak

finger is very fast because you are first on today's live chat

parmağınız çok hızlı çünkü bugünün canlı sohbetinde ilksiniz

I can't control my excitement as you can see

so congratulations Vitesse greetings from Lithuania nice to see you here also

flower s Bois hello flower Espoir thank you for joining me today

bugün ben

Lily Lilia Oh Lilia Oh have you seen Lilia Lilia

Lily Lilia Oh Lilia Oh

the tattooed lady hello - Lilia also grace Juli saj my roots also hang cry

dövmeli bayan Lilia Lilia'yı gördün mü merhaba - Lilia ayrıca grace Juli saj köklerim de asılıyor

hello to you as well lots of people joining we did have a few people last

sana merhaba ve birçok insan katılıyor geçen hafta birkaç kişimiz vardı

week did you notice on Friday some people were complaining that my live

Cuma günü fark ettin mi insanlar canlı

stream is always too long so today this particular live stream is going to be

yayınımın her zaman çok uzun olduğundan şikayet ediyorlardı, bu yüzden bugün bu özel canlı yayın

very short so ta ta for now

çok kısa olacak, bu yüzden şimdilik hayır

no not really I'm just joking it's it's a joke I'm

değil gerçekten şaka yapıyorum bu bir şaka

just joking I'm not really going so hello to everyone on the live chat hello

sadece şaka yapıyorum gerçekten yapmıyorum canlı sohbetteki herkese çok merhaba merhaba

Sally Sally Sally she lurks down the alley I don't know why she does it

Sally Sally Sally ara sokakta pusuda bekliyor Bunu neden yaptığını bilmiyorum

I'm sure someone knows Eleanor also anna kobe abdullah also Tomic hello Tomic I

eminim birileri Eleanor'u da anna kobe abdullah'ı da tanıyor Tomic merhaba Tomic

hope everyone here is well I'm well however I do feel a little sad today

Umarım buradaki herkes iyidir ben' iyiyim ama bugün biraz üzgün hissediyorum

would you like to know why I feel a little sad because today is the final

neden biraz üzgün hissettiğimi bilmek ister misiniz çünkü bugün

day we are approaching Twelfth Night so that means that the Christmas trees and

Onikinci Geceye yaklaştığımız son gün yani bu Birleşik Krallık'taki Noel ağaçlarının ve

the Christmas lights here in the UK will all be taken down so today is officially

Noel ışıklarının tamamen yanacağı anlamına geliyor. kaldırıldı, bu yüzden bugün resmi olarak

the day when everyone here in the UK takes their Christmas lights down so

Birleşik Krallık'taki herkesin Noel ışıklarını kapattığı gün, bu yüzden

later on today my lovely Christmas lights there they

bugün daha sonra benim güzel Noel ışıklarım oradalar,

are look they will have to be switched off until next Christmas so I will be

gelecek Noel'e kadar kapatılmaları gerekecek, bu yüzden

taking these down tomorrow I will be removing them from the house

yarın bunları indireceğim onları evden kaldıracağız

unfortunately isn't that a shame so this is the final day where the Christmas

ne yazık ki çok yazık değil mi yani bugün Noel

lights can twinkle above the house and also the Christmas tree will be taken

ışıklarının evin üzerinde parıldadığı son gün ve ayrıca Noel ağacı

down today as well it's not very nice really is it some beautiful views of my

bugün de yıkılacak çok hoş değil gerçekten biraz güzel mi Onlara veda etmeden

Christmas lights before we have to say goodbye to them it's not very nice

önce Noel ışıklarımın görüntüleri çok hoş değil

really is it hard here me oh well there's nothing you can do about

gerçekten benim için zor mu oh pekala bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yok ne yazık ki yapılabilecek

it unfortunately there is nothing that can be done so that's what's happening

hiçbir şey yok o yüzden

today we'll be taking the lights down later on

bugün olan bu ışıklar daha sonra sönüyor,

however some people are only starting to celebrate Christmas because some people

ancak bazı insanlar Noel'i daha yeni kutlamaya başlıyor çünkü bazı insanlar

celebrate Christmas much later then here in the UK and other parts of the world

Noel'i burada, Birleşik Krallık'ta ve dünyanın diğer yerlerinde olduğundan çok daha sonra kutluyor, bu

so some people start much later than we do it depends on which calendar you

nedenle bazı insanlar bizden çok daha sonra başlıyor, bu hangi takvimi takip ettiğinize bağlı.

follow so for some people Christmas hasn't even arrived yet isn't it strange

bazı insanlar Noel daha gelmedi garip değil mi

it really is hello to Abdullah hello also to Julie G Julie G is here today

gerçekten Abdullah'a merhaba Julie G'ye de merhaba Julie G bugün burada

Cory hello Cory Wow so many people already

Cory merhaba Cory Vay canına bir sürü insan şimdiden

here Lilia says I tried so hard to have the fastest finger but my effort did not

burada Lilia en hızlı parmağa sahip olmak için çok uğraştığımı söylüyor ama benim çabam

bear much fruit if your efforts bear fruit it means you are successful in

pek meyve vermedi çabalarınız meyve veriyorsa bir işte başarılısınız demektir yapmaya

something you have accomplished what you set out to do so the thing you try to do

başladığınız şeyi başarmışsınız yani yapmaya çalıştığınız şey

has born or it has bad fruit you have succeeded in what you were trying to do

doğmuştur veya meyvesi kötüdür yaptığınız şeyi başarmışsınız demektir yapmaya çalışıyorum

you really do need a very fast finger you do need a fast finger definitely to

gerçekten çok hızlı bir parmağa ihtiyacınız var canlı sohbetimde ilk olmak için kesinlikle hızlı bir parmağa ihtiyacınız var

be first on my live chat Olga hello Olga can I say thank you again for your

Olga merhaba Olga aldığım güzel bağışınız için tekrar teşekkür edebilir miyim

lovely donation that I received thanks a lot flower Espoir is still feeling under

çok teşekkürler çiçek Espoir hala altında hissediyor

the weather I'm very sorry to hear that I hope you feel well soon

hava Bunu duyduğuma çok üzüldüm umarım yakında iyi hissedersin

hello also to Joe say or jos or jose maybe i know i've probably pronounced

Joe'ya da merhaba deyin veya jos veya jose belki biliyorum muhtemelen

that wrong to be honest so last week last friday we managed to get mr. steve

bunu dürüst olmak gerekirse yanlış telaffuz ettim bu yüzden geçen hafta geçen cuma Bay'i almayı başardık. steve

to join on the live chat so we are going to try again and today we are using

canlı sohbete katılmak için tekrar deneyeceğiz ve bugün

another one of mr. Steve's favorite snacks and here it is right now so this

başka bir Mr. Steve'in en sevdiği atıştırmalıklar ve işte tam şu anda, yani bu,

is something that mr. Steve likes eating twiglets so that is what we will be

Bay'ın çok sevdiği bir şey. Steve ince dal yemeyi sever, bu yüzden Bay'ı kışkırtmak için kullanacağımız şey bu

using to temp mr. Steve on to the live chat in around

. Steve yaklaşık 15 dakika sonra canlı sohbete bağlanarak

about 15 minutes time will we be successful find out later mm-hmm

başarılı olup olmayacağımızı daha sonra öğreneceğiz mm-hmm

by the way we have a problem mr. Steve has told me this morning he informed me

bu arada bir sorunumuz var bay. Steve bu sabah bana

with a very gloomy face he didn't look very happy

çok kasvetli bir yüzle çok mutlu görünmediğini söyledi,

apparently we are almost out of milk we almost have no milk left so I might have

görünüşe göre neredeyse sütümüz bitmek üzere, neredeyse hiç sütümüz kalmadı, bu yüzden

to go round to one of our neighbours houses to borrow some milk do you ever

biraz ödünç almak için komşularımızdan birinin evine gitmem gerekebilir. süt bunu hiç

do that do you ever go to go round to one of your neighbours houses do you

yapar mısın hiç komşunun evini dolaşmaya gittin mi

ever appear on your neighbour's doorstep with maybe a cup or maybe a jug like

hiç komşunun kapısına elinde bunun gibi bir bardak veya sürahi ile gelip

this one and you ask your neighbour oh excuse me I'm sorry to disturb you would

komşuna sordun mu afedersiniz özür dilerim sizi rahatsız etmek için

it be possible to borrow some milk could I please borrow some milk could you lend

biraz süt ödünç alabilir miyim lütfen biraz süt ödünç alabilir miyim

some milk to me because I've run out sadly I've run out of milk

bana biraz süt ödünç verebilir misiniz çünkü maalesef sütüm bitti sütüm

I have no milk left would it be possible to borrow some milk which is very

kalmadı hiç sütü ödünç alabilir miyim süt ki bu çok

strange when you think about it because you can't really borrow milk I mean if

garip çünkü gerçekten ödünç süt alamazsınız yani

you borrow milk that means that you bring the same milk back to the house

ödünç süt alırsanız bu, ödünç aldığınız sütü eve geri getirdiğiniz anlamına gelir,

that you borrowed it from so you can't really do that what you will actually do

yani bunu gerçekten yapamazsınız. Aslında

is replace the milk and you will give some milk back to your neighbour at a

yapacağınız sütü değiştirmek ve daha sonraki bir tarihte komşunuza biraz süt vereceksiniz,

later date so quite often we will have to go round

bu yüzden sık sık dolaşmak zorunda kalacağız,

we must visit our neighbor to borrow maybe some milk or maybe a cup of sugar

belki biraz süt veya belki bir bardak şeker ödünç almak için komşumuzu ziyaret etmeliyiz

quite often you might go round to your neighbour's house to borrow some sugar

sık sık siz komşunun evine gidip biraz şeker ödünç alabilirsin

or maybe something that you have ran out of maybe you need

ya da belki sende biten bir şey olabilir belki

something unusual maybe you have to borrow something very strange from your

sıra dışı bir şeye ihtiyacın vardır belki komşundan çok garip bir şey ödünç alman gerekir

neighbour have you ever done that so have you ever gone round to your neighbour to

bunu hiç yaptın mı yani komşuna hiç gittin mi

borrow something maybe some milk or maybe some sugar have you ever done that

bir şey ödünç almak belki biraz süt veya belki biraz şeker hiç yaptınız mı

now we might have to do this later on because we have no milk mr. Steve made a

bunu şimdi daha sonra yapmak zorunda kalabiliriz çünkü sütümüz yok bayım. Steve

cup of coffee a few moments ago which was very

birkaç dakika önce bir fincan kahve yaptı ve bu çok

delicious but unfortunately now we have no milk so I might have to go round to

lezzetliydi ama ne yazık ki artık sütümüz yok bu yüzden

the neighbour's house to borrow some milk from them it's rather embarrassing

komşunun evine gidip onlardan biraz süt ödünç almam gerekebilir bu da oldukça utanç verici

as well isn't it don't you feel embarrassed when you have to borrow

değil mi? komşularından bir şey ödünç almak zorunda kaldığında utanıyorsun

something from your neighbours I feel very ashamed to be honest talking of

Dürüst olmak gerekirse utançtan söz ederken çok utanıyorum

shame we went into town yesterday to have our usual Saturday meal and mr.

dün her zamanki Cumartesi yemeğimizi yemek için şehre gittik ve Mr.

Steve well all I can say is I was very surprised by mr. Steve's table manners

Steve, söyleyebileceğim tek şey Bay'a çok şaşırdığım. Steve'in sofra adabı

would you like to see mr. Steve's table manners

görmek ister misiniz Mr. Steve'in sofra adabı mı yoksa

or should I say his bad table manners so yesterday we were actually having our

kötü sofra adabı mı demeliydim, bu yüzden dün aslında

lovely meal in Much Wenlock and yesterday we had dumplings with stew

Much Wenlock'ta güzel yemeğimizi yiyorduk ve dün yahni

potatoes carrots and also cabbage so that is actually the meal we had

patates havuç ve ayrıca lahana ile mantı yedik yani aslında dün yediğimiz yemek bu

yesterday doesn't it look delicious and there you can see mr. Steve eating

lezzetli görünmüyor mu? ve orada bayı görebilirsiniz. Steve

his meal he looks as if he's really enjoying it and there he is pretending

yemeğini yerken gerçekten eğleniyormuş gibi görünüyor ve orada

to speak to someone so mr. Steve is going to show us his table manners oh

biriyle konuşuyormuş gibi yapıyor, bu yüzden Bay. Steve bize sofra adabını gösterecek oh

dear Oh mr. Steve I can't believe mr. Steve

canım Oh bay. Steve inanamıyorum bayım. Steve

just put all that food in his mouth at the same time he's a little greedy

tüm o yemeği ağzına atarken aynı zamanda biraz açgözlü bir

monkey aren't you mr. Steve yes you are I can see you looking at us

maymun, değil mi bayım? Steve evet sen bize baktığını görebiliyorum

oh no no no Steve don't do it don't do it oh dear

oh hayır hayır hayır Steve yapma bunu yapma oh canım

that's disgusting I don't know why mr. Steve has very poor table manners don't

bu iğrenç Neden bilmiyorum bay Steve'in sofra adabı çok zayıf değil mi

you think so there we were yesterday having our lovely meal dumplings carrots

sence de dün oradaydık güzel yemeğimizi yiyorduk köfte havuç

creamed potatoes ah also cabbage as well so there it was yesterday's meal that we

kremalı patates ah ayrıca lahana da bu yüzden dün yediğimiz yemek

had in which Wenlock very nice we are talking about food today McDonald's has

Wenlock çok güzel bugün yemeklerden bahsediyoruz McDonald's

upset a lot of people today a lot of people have become angry by McDonald's

bugün pek çok insanı üzdü Birleşik Krallık'ta pek çok insan McDonald's'a kızdı biliyor

here in the UK do you know why can you guess why put a lot of people this

musunuz neden bu sabah birçok insan

morning were very angry they were rioting on Twitter they were complaining

çok kızdı Twitter'da isyan çıkardılar İnternette şikayette bulundular

on the Internet about one particular thing but what was

belirli bir şey ama

it find out later on hello also to Helena hi Helena nice to see you here as

daha sonra ne öğrendim Helena'ya da merhaba merhaba Helena sizi de burada görmek güzel

well today lovely to see you here on the live chat I have some nice words to show

bugün sizi burada canlı sohbette görmek güzel Burada size gösterecek bazı güzel sözlerim var

you here and these are all related to our behavior and they are some

ve bunların hepsi bizim ile ilgili davranış ve bunlar bazı

interesting words and maybe they are words that you can relate to so

ilginç kelimeler ve belki de ilişki kurabileceğiniz kelimelerdir, bu yüzden

sometimes when you hear a word sometimes you can actually relate to the word

bazen bir kelime duyduğunuzda bazen kelimeyle gerçekten bağlantı kurabilirsiniz

because maybe in the past or in the present you have or you are doing that

çünkü belki geçmişte veya şu anda o belirli şeyi yaptınız veya yapıyorsunuz

particular thing so here are some interesting words and I like these words

işte bazı ilginç kelimeler ve bu kelimeleri seviyorum

and some of these words are used quite often especially when we talk about

ve bu kelimelerden bazıları özellikle

habits or human behavior the first word is compulsion compulsion can you see the

alışkanlıklar veya insan davranışı hakkında konuşurken oldukça sık kullanılıyor ilk kelime zorlama zorlama bir

word there it is the word compulsion the action or state of forcing or being

forced to do something so maybe you have no choice or maybe there is something

şeyi yapmaya zorlamak ya da zorlanmak, bu yüzden belki başka seçeneğiniz yok ya da belki

that you want to do that you can't stop yourself

yapmak istediğiniz ve kendinizi

from doing so maybe you are being told you must do it or maybe your own brain

yapmaktan alıkoyamayacağınız bir şey var, bu yüzden belki size yapmanız gerektiği söyleniyor ya da belki kendi beyniniz

or your own mind is telling you that you have no choice so the word compulsion

ya da beyniniz. kendi zihniniz size başka seçeneğiniz olmadığını söylüyor, bu yüzden zorlama kelimesi

also a feeling you can't hold back so maybe a feeling that you have that you

aynı zamanda kendinizi tutamayacağınız bir duygu, yani belki de sahip olduğunuz bir duygu,

can't control you can't hold the feeling back it is a strong compulsion and also

kontrol edemediğiniz, duyguyu engelleyemediğiniz, bu güçlü bir zorlamadır ve bir de

we can describe this as an irresistible urge so when we say urge it means

karşı konulamaz bir dürtü olarak tanımlayabiliriz bu yüzden dürtü dediğimizde

something that you do or you must do maybe a natural urge might be something

yaptığın ya da yapmak zorunda olduğun bir şey anlamına gelir belki doğal bir dürtü doğada yaptığın bir şey olabilir

that you do in nature so maybe you have the urge to find a girlfriend or a

yani belki bir kız arkadaş ya da

boyfriend so yes I suppose you could say that that is an irresistible urge you

erkek arkadaş bulma dürtün var yani evet sanırım bunun karşı konulamaz bir dürtü olduğunu söyleyebilirsin onu

must do it or you have to do it because it feels right the action or state of

yapmalısın ya da yapmak zorundasın çünkü doğru hissettiriyor bir

forcing or being forced to do something is a compulsion compulsion I love that

şeyi yapmaya zorlama ya da buna zorlanma eylemi ya da durumu bir zorlama kompulsiyondur Bu kelimeyi seviyorum

word another interesting word that I will show you now on your computer

başka bir ilginç kelime Şimdi size bilgisayar ekranınızda göstereceğim

screen intention now this sounds similar to the previous word intention so when

niyet şimdi bu kulağa bir önceki niyet kelimesine benziyor bu yüzden

we say intention we are saying the thing you plan or aim to do the action or fact

niyet dediğimizde yapmayı planladığınız veya yapmayı hedeflediğiniz şeyi, bir kişinin planlarına niyet etme eylemini veya gerçeğini,

of intending a person's plans for example a man's intention to propose so

örneğin bir adamın niyetini söylüyoruz. teklif et,

when we say propose in this particular sentence the man is going to ask the

bu özel cümlede teklif et dediğimizde, adam kadına

woman to marry him so maybe a man has the intention to ask his partner to

kendisiyle evlenme teklif edecek, bu yüzden belki bir erkeğin partnerinden

marry him so your intention the thing you plan or

onunla evlenme teklif etme niyeti vardır, bu nedenle niyetiniz planladığınız veya

the thing you aim to do it is your intention I suppose you might use the

yapmayı hedeflediğiniz şeydir. niyetin bu sanırım

word resolution as well as we are now into 2020 I've just realized we are in

çözüm kelimesini şu anda 2020'de olduğumuz gibi kullanabilirsin gelecekte olduğumuzu yeni fark ettim

the future this is like science fiction this is

bu bilim kurgu gibi bu 2020

isn't it amazing to be living in the year 2020 where are those flying cars

yılında yaşıyor olmak harika değil mi o uçan arabalar

why aren't we all living on Mars we should be by now

neden hepimiz Mars'ta yaşamıyoruz şimdiye kadar bir

obsession oh I think many people have this a lot of people have some sort of

saplantı olmalıyız oh bence birçok insanda bu bir çok insanda bir tür saplantı var

obsession the state of being unable to stop or give up doing something so

bir şeyi yapmayı durduramama veya vazgeçememe durumu yani bir

something that you can't stop something that is hard to stop maybe you can't

şey durdurulması zor bir şeyi durduramamak belki

stop doing it or maybe you can't stop thinking about it

yapmayı bırakamıyorsunuz ya da düşünmeden edemiyorsunuz

a fixation that can't be controlled so when we say fixation it means something

kontrol edilemeyen bir saplantı bu yüzden saplantı dediğimizde sürekli odaklandığınız bir şey anlamına geliyor.

you are constantly focused on in your mind so a fixation can be something that

zihniniz bu yüzden bir saplantı,

you can't stop thinking about or looking at you have a fixation it is an

düşünmekten veya ona bakmaktan kendinizi alıkoyamayacağınız bir şey olabilir, bir saplantınız vardır,

obsession to be obsessed with a thing or person is an obsession so obsession is

bir şeye veya kişiye takıntılı olmak bir saplantıdır, bu yüzden saplantı,

the state of being obsessed with something you can't stop thinking about

yapabileceğiniz bir şeye saplantılı olma halidir. 'Bunu düşünmeyi bırak

it I suppose you could say that I am obsessed with English i am i i'm in

sanırım İngilizceye takıntılı olduğumu söyleyebilirsin ben

english addict for goodness sake i can't stop talking about english i can't stop

İngilizce bağımlısıyım Allah aşkına ingilizce hakkında konuşmayı bırakamıyorum

thinking about all those lovely words so yes i suppose you might say that i have

tüm o güzel kelimeleri düşünmeden edemiyorum yani evet sanırım

an english obsession i am obsessed with the English language and finally

bir ingilizce saplantım olduğunu söyleyebilirsiniz ingilizceye takıntılıyım ve son olarak

another interesting word I do like to show these words from time to time

başka bir ilginç kelime bu kelimeleri zaman zaman

something that catches my eye and also my ear ooh reluctant reluctant

gözüme ve kulağıma çarpan bir şey göstermekten hoşlanıyorum ooh isteksiz isteksiz

so if you are feeling a little reluctant yes you're right

yani eğer biraz isteksiz hissetmek evet haklısın

I did use this word earlier so I mentioned this word earlier if you are

bu kelimeyi daha önce kullandım bu yüzden bu kelimeden daha önce bahsetmiştim eğer

reluctant you are unwilling or wary of doing something so to be unwilling or

isteksizsen bir şeyi yapmaya isteksiz veya temkinli davranıyorsun bu yüzden bir

wary of doing something maybe you have to do it but you don't really want to do

şeyi yapmak konusunda isteksiz veya temkinli olmak belki onu yapmak zorundasın ama sen Bunu gerçekten yapmak istememenin

it a good example of that is going back to work after your holiday most people

iyi bir örneği, tatilden sonra işe geri

feel very reluctant to go back to work or maybe if you are a student you might

dönmektir.

feel reluctant to go back to school I don't blame you really so to be

unwilling or wary of doing something to shy away from a task so if you shy away

Bir görevden çekinmek için bir şeyi yapmak konusunda isteksiz veya temkinli olmak sizi gerçekten çok suçlamaz, bu yüzden

from something it means you don't really want to do it you try to avoid it as

bir şeyden çekinirseniz, bu onu gerçekten yapmak istemediğiniz anlamına gelir, elinizden geldiğince kaçınmaya çalışırsınız

best you can the feeling of reluctance is to back

isteksizlik hissi geri

away or feel disinclination ah I love that word disinclination it means you

çekilmek ya da isteksizlik hissetmek ah bu isteksizlik kelimesini seviyorum bunu

don't want to do it the feeling of disinclination is the feeling of being

yapmak istemediğiniz anlamına geliyor

reluctant you don't want to do it you feel as if it is something that you

don't really want to do you feel very reluctant I don't want to do it please

gerçekten yapmak istemiyorsun çok isteksiz hissediyorsun bunu yapmak istemiyorum lütfen bana bunu

don't make me do it hello also to a man hello a man or a man

nice to see you here rakesh is here as well nice to see so many red

yaptırma bugün burada çok fazla red izleyici görüyorum

viewers here today where are you from my friend do you speak English well I'm not

arkadaşım nerelisiniz iyi ingilizce konuşuyor musunuz

sure if that message is for me I'm not sure

bu mesajın bana olduğundan emin değilim emin değilim

Silvia hello Sylvia mr. Duncan your lessons are wonderful you are great you

silvia merhaba sylvia bay. Duncan, derslerin harika, harikasın,

are a great teacher a big Chow from Italy and also hang cry

harika bir öğretmensin, İtalya'dan büyük bir Chow ve ayrıca

hello mr. Duncan yes we are all human beings we certainly are at least we try

merhaba bayım. Duncan evet hepimiz insanız kesinlikle en azından

to be hello to also Irene Carmen Irene and joining my show be a

Irene Carmen'e de merhaba olmaya çalışıyoruz Irene ve programıma katılarak İngilizce

part of the experience of learning the English language Sylvia says Sylvia says

öğrenme deneyiminin bir parçası olun Sylvia diyor Sylvia diyor ki

I hope mr. Steve will be here well we will have to find out now today we have

umarım mr. Steve burada olacak, şimdi öğrenmemiz gerekecek, bugün

some twiglets so we are using twiglets today which I happen to know is one of

bazı ince dallarımız var, bu yüzden bugün benim bildiğim,

mr. Steve's favorite snacks so I will try to tempt mr. Steve on to the live

Mr. Steve'in en sevdiği atıştırmalıklar bu yüzden Bay'ı baştan çıkarmaya çalışacağım. Steve, birkaç dakika sonra gelecek olan

chat with some delicious twiglets that coming in a few moments also Eric is

bazı lezzetli ince dallarla canlı sohbete geçiyor.

here nice to see you here today so why has McDonald's made people angry here in

the UK this morning many people woke up to an amazing promise apparently here in

the UK McDonald's the famous fast food chain promised a free McMuffin have you

İngiltere'deki McDonald's ünlü fast food zinciri ücretsiz bir McMuffin sözü verdi

ever tried a McMuffin a McMuffin is a little bit like a beef burger instead of

Hiç bir McMuffin denediniz mi bir McMuffin sığır eti yerine biraz dana burger gibidir

beef they have pork egg and also cheese as well and quite often you can only buy

domuz yumurtası ve ayrıca peynirleri vardır ve çoğu zaman onu sadece satın alabilirsiniz. Bu

it in the morning so there is a special promotion or was

sabah özel bir promosyon var mıydı veya

there was a special promotion this morning

bu sabah McDonald's'ın izniyle özel bir promosyon var mıydı,

courtesy of McDonald's however so many people tried to get their free burger

ancak o kadar çok insan bedava burgerini almaya çalıştı

that the whole website crashed here in the UK so unfortunately because so many

ki Birleşik Krallık'ta tüm web sitesi çöktü ve ne yazık ki pek çok

people tried to get their free McMuffin from McDonald's the whole website

insan bedava McMuffin'lerini almaya çalıştı. McDonald's'tan tüm web sitesi

crashed so there were a lot of angry people this morning complaining on

çöktü, bu yüzden bu sabah Twitter'da şikayet eden çok sayıda kızgın insan vardı

Twitter because that's what people do nowadays when they feel angry about

çünkü bugünlerde insanlar

something when someone in real life upsets them what do they do they go to

bir şeye kızdıklarında bunu yapıyorlar, gerçek hayatta biri onları üzdüğünde ne yapıyorlar

Twitter to complain I tried to order a McDonald's today because they were

şikayet etmek için Twitter'a gidiyorlar denedim ben denedim bugün bir McDonald's siparişi verdim çünkü

giving away free McMuffins but I could not get on to the website exclamation

bedava McMuffin veriyorlardı ama ben siteye giremedim ünlem

mark so a lot of people were very angry this morning because they wanted their

işareti bu yüzden bu sabah pek çok insan çok kızdı çünkü

free burger they wanted their free McMuffin unfortunately they could not

bedava burgerlerini istediler bedava McMuffinlerini istediler ne yazık ki

get it Pedro Pedro is here that's my special greeting for Pedro I will do

alamadılar Pedro Pedro burada, Pedro için özel selamlamam

this from now on every time Pedro comes on hello Pedro nice to see you here

bundan böyle Pedro her geldiğinde bunu yapacağım merhaba Pedro seni burada görmek güzel

hello Pedro will give you a big happy cheer Hawaii

merhaba Pedro sana kocaman bir mutluluk neşesi verecek Hawaii

hello also to wring sack nice to see you here thanks for your lovely comments by

merhaba da çuval sıkmak için seni burada görmek güzel teşekkürler Bu arada güzel yorumlarınız için

the way as well mr. Bruno also blue one is here hello blue blue one I hope

Sn. Bruno da mavi olan burada merhaba mavi mavi olan umarım

you're okay and now we are up to date with the live stream so shall we try

iyisindir ve şimdi canlı yayınla günceliz o yüzden deneyelim mi

shall we have a go I'm now going to try and get mr. Steve to come into the

bir deneyelim mi şimdi deneyeceğim ve mr. Steve stüdyoya gelecek

studio but I have to do something very special

ama benim çok özel bir şey yapmam gerekiyor

because mr. Steve is a shy person you might not realize this you might not

çünkü Mr. Steve utangaç bir insan bunu fark etmeyebilirsin

even think that Steve is shy because Steve always appears to be very

Steve'in utangaç olduğunu bile düşünmeyebilirsin çünkü Steve her zaman kendinden çok

confident but you might not realize since he was a child

emin görünür ama sen farkında olmayabilirsin Steve çocukluğundan beri

Steve has been a very shy person so the only way I can get mr. Steve to appear

çok utangaç bir insandır bu yüzden bunu yapabilmemin tek yolu Bay olsun Steve'in ortaya çıkması

is to lure him I have to tempt him with one of his favorite snacks so today what

onu cezbetmek için onu en sevdiği atıştırmalıklardan biriyle baştan çıkarmalıyım, bu yüzden bugün

do I have today oh look I have one of mr. Steve's favorite snacks we have a

bugün neyim var oh bak bende bir tane var mr. Steve'in en sevdiği atıştırmalıklar, bir

plate of twiglets so you can see on the plate here there are some twig lips to

tabak ince dalımız var, bu yüzden tabakta görebilirsiniz, burada

be honest with you I don't like twiglets I think they are disgusting however mr.

size karşı dürüst olmak gerekirse bazı ince dallar var, dalları sevmiyorum, bence iğrençler ama bayım.

Steve loves the taste of twiglets I wonder if he likes the smell so I will

Steve ince dalların tadına bayılıyor Kokusunu beğenip beğenmediğini merak ediyorum bu yüzden

try now to attract mr. Steve and could you please shout mr. Steve come on to

şimdi Bay'ı cezbetmeye çalışacağım. Steve ve lütfen bay diye bağırır mısınız? Steve

the live chat please we are missing you so I will stand here and I will try to

canlı sohbete gel lütfen seni özlüyoruz bu yüzden burada duracağım ve

tempt mr. Steve Shh don't say anything okay she could be

Bay'ı baştan çıkarmaya çalışacağım. Steve Shh hiçbir şey söyleme tamam,

very quiet

çok sessiz olabilir,

we've got me again I've got him again well then one of my

beni tekrar yakaladık, onu tekrar yakaladım, o zaman

favorite snacks yes and says oh oh tonight I'm very caught more oh well you

en sevdiğim atıştırmalıklardan biri evet ve oh oh bu gece çok yakalandım daha fazla oh pekala daha fazlasını

can have more later Steve I love to a glitz mr. Duncan I love Twix Oh am i

alabilirsin daha sonra Steve bir parıltıya bayılırım mr. Duncan Twix'i seviyorum Oh

alive again yeah we are on live you don't have to shout in my ear first you

yine hayattayım evet canlı yayındayız ilk önce kulağıma bağırmana gerek yok biliyorsun bu yıl

know do you realize I'm actually going deaf in this year

gerçekten sağır olacağımın farkında mısın

hello everybody from he does this is it twice he's done this now I said I'm out

herkese merhaba ondan itibaren herkes yapıyor bunu iki kez yapıyor o bitti şimdi dedim ki

in the garden I haven't got time to come onto the live stream but then he tempts

bahçedeyim canlı yayına girecek vaktim yok ama sonra

me with one of my favorite snacks interestingly enough do people know what

beni en sevdiğim atıştırmalıklardan biriyle cezbediyor ilginç bir şekilde insanlar ince

twiglets are I'm sure they do a twiglet no are they available I'd like

dalların ne olduğunu biliyor mu eminim dal yaparlar hayır onlar mevcut değil mi bilmek isterim

to know if twiglets I'll let me just show one well I can show them close-up

dalcıklar sadece bir tanesini göstermeme izin vereceğim onlara yakın çekim gösterebilirim

Steve right there I've got I've got I've got a whole look at this so it's so

Steve tam orada bende var elimde buna bir bütün bakış var yani yani

these are twiglets hmm do you have twiglets in your country

bunlar ince dallar hmm ülkenizde dallar var mı

they are savory snacks but to be honest with you I don't like them Steve I don't

onlar lezzetli atıştırmalıklar ama size karşı dürüst olmak gerekirse onları sevmiyorum Steve dalları sevmiyorum

like twiglets they're discuss their home either made of wholemeal wheat hmm and

evlerini tartışıyorlar ya da kepekli buğdaydan yapılmış hmm ve

that Brown coating that you can see is yeast extract it looks disgusting it

o Kahverengi Gördüğünüz kaplama maya özü, iğrenç görünüyor,

they're quite salted it's yeast extract so if you know if you have something

oldukça tuzlular, maya özütü, yani ülkenizde Marmite diye bir şey varsa, bu bir

called Marmite in your country that's a yeast extract and it's quite a it's got

maya özüdür ve oldukça a, kendine özgü

a distinctive flavour to it is quite savory salty no sugar in there at all

bir tadı vardır. iştah açıcı tuzlu hiç şeker yok, oldukça iyiler,

they're quite if you want to eat something if you like eating snacks then

eğer bir şeyler yemek istiyorsanız, atıştırmalık yemeyi seviyorsanız, o zaman

I think they're probably healthier than crisps okay because their whole meal so

muhtemelen cipslerden daha sağlıklı olduklarını düşünüyorum, tamam çünkü bütün öğünleri,

which means you get all the fine from the wheat but they're also very

bu da buğdaydan her şeyi iyi aldığınız anlamına geliyor ama ayrıca çok

salty so they're probably not good for you from that point of view and the

tuzlular, bu yüzden muhtemelen bu açıdan sizin için iyi değiller ve

Marmite of course has got lots of B vitamins in it vitamin B in it so I

Marmite'ın içinde çok fazla B vitamini var tabii ki içinde B vitamini var bu yüzden bence

think they're of the snacks that are available they are probably the most

onlar mevcut olan atıştırmalıklardan. muhtemelen en

healthy it's now straight now I would never think that anyway do you have

sağlıklısı şu an düz şimdi hiç düşünmezdim nasılsa

twiglets yes in your country when we grew up they used to be much longer than

ülkenizde dallarınız var mı evet biz büyürken eskiden çok daha uzundu

that they used to be about that long yes but they've they've shortened them over

eskisinden çok daha uzundu evet ama onlar var onları yıllar geçtikçe kısalttım,

the years you know what that that is a story of my life they're very crunchy

bilirsiniz bu benim hayatımın hikayesi, çok çıtır çıtır

everything in my young life was much longer than it is now well one thing

genç hayatımdaki her şey şimdi olduğundan çok daha uzundu,

that's got bigger as you got older mr. Duncan is your ego that's got bigger and

siz yaşlandıkça büyüyen bir şey bayım. Duncan senin egon, gittikçe büyüyor, geri

bigger everything else is shrunk but your egos

kalan her şey küçülüyor ama egoların

got bigger and bigger ah I'm being attacked by mr. Steve only

büyüyor ve büyüyor ah, Bay Duncan tarafından saldırıya uğruyorum. Steve sadece

in a friendly manner so this morning Steve something very curious happened go

arkadaşça bir tavırla bu sabah Steve çok ilginç bir şey oldu devam edin

on something very curious happened this morning here in the UK

bu sabah burada Birleşik Krallık'ta çok ilginç bir şey oldu

McDonald's decided to give one free m'q McMuffin have you ever tried a McMuffin

McDonald's bir bedava m'q McMuffin vermeye karar verdi hiç McMuffin denediniz mi

I think I did once so that there were there pork

sanırım bir kez yaptım o yüzden orada domuz eti var mıydı,

so it's either bacon or actual pork I'm not sure if it's actual pork because it

bu yüzden ya domuz pastırması ya da gerçek domuz eti Gerçek domuz eti olup olmadığından emin değilim çünkü

is McDonald's after all but there's cheese and also one of those rubber eggs

sonuçta McDonald's ama peynir ve ayrıca şu plastik yumurtalardan biri var

oh I see so it's like it's like a sort of an English breakfast on a muffin it

oh görüyorum ki bir çeşit İngiliz kahvaltısı gibi bir muffin

is a bit like an English breakfast on a muffin but McDonald's this morning

biraz muffin üzerinde İngiliz kahvaltısı gibi ama McDonald's bu sabah bir tane almak isteyen

decided to give a McMuffin to everyone who wanted to have one what free yes can

herkese bir McMuffin vermeye karar verdi ne bedava evet

you imagine the chaos they must have had a lot left over from Christmas they

Noel'den kalma çok şey kalmış olmalı kaosu hayal edebiliyor musunuz

didn't have any left over in fact they didn't have many customers because their

? Fazla müşterileri yoktu çünkü

website crashed so all of their websites across the country for each shop or I

web siteleri çöktü, bu yüzden her mağaza için ülke çapındaki tüm web siteleri ya da bence

think actually it's a it's a main website and then of course you can

bu aslında bir ana web sitesi ve sonra tabii ki

actually contact your local franchise that's always the interest

yerel franchise'ınızla iletişime geçebilirsiniz. Bu her zaman

thing about McDonald's you always think that McDonald's is one company that owns

McDonald's'la ilgili ilgi çekici bir şeydir, her zaman McDonald's'ın tüm restoranların sahibi olan bir şirket olduğunu düşünürsünüz,

all the restaurants but did you know that actually they're not so you can

ancak aslında öyle olmadıklarını biliyor muydunuz, böylece

actually run your own McDonald's so what home choice yes it it's a franchise

kendi McDonald's'ınızı işletebilirsiniz, yani hangi ev seçimi evet, bu bir franchise,

sorry buddy you're going to say that had you already said it no it's a franchise

üzgünüm dostum sen Bunu daha önce söylemiş miydiniz, hayır, bu bir

as choice so franchise you actually buy something or you buy a part of something

seçim olarak bir franchise, yani franchise, gerçekten bir şey satın alırsınız veya bir başkasına ait olan bir şeyin bir parçasını satın alırsınız

that belongs to someone else and then you run it you operate it as if it's

ve sonra onu çalıştırırsınız, sanki sizinmiş gibi işletirsiniz, satın alırsınız

yours you buy the rights to to run the business yes yes in that particular

işletmeyi o belirli yerde yürütme hakları evet evet

place and then McDonald's will sell all of the food to you so you actually buy

ve sonra McDonald's tüm yiyecekleri size satacak, bu nedenle aslında

the food from McDonald's so all the ingredients all the rubber eggs and the

yiyecekleri McDonald's'tan satın alıyorsunuz, böylece tüm malzemeler, tüm plastik yumurtalar ve

the meat can you see there I'm using inverted commas so we don't want to

et orada görebiliyor musunuz? Bay'ı küçük düşürmek istememek için tırnak işareti kullanıyoruz

disparage we don't want to disparage mr. Duncan disparage what well we do you

. Duncan bizim ne yaptığımızı kötülüyor,

know they are probably a legitimate company selling very fine food we don't

muhtemelen çok kaliteli yiyecekler satan meşru bir şirket olduklarını biliyorsunuz,

want to you know get ourselves into a situation where we could be prosecuted

kendimizi iftiradan yargılanabileceğimiz bir duruma sokmak istemiyoruz,

for defamation what are we gonna say then for defaming

o zaman McDonald's'ın itibarını karalamaktan ne diyeceğiz?

the reputation of McDonald's who make very fine food sorry

çok iyi yemek yapanlar özür dilerim neden

why'd you it sounds that this is one long advert for McDonald's

bu McDonald's için uzun bir reklam gibi geliyor kulağa

well it is it really we're not exactly being very flattering ah but anyway

gerçekten pek pohpohlayıcı davranmıyoruz ah ama her neyse

that's what happened this morning so a lot of people took to Twitter they went

bu sabah olan buydu bu yüzden birçok insan Twitter'a girdi onlar

onto Twitter and they were all complaining to McDonald's that about the

Twitter'a girdiler ve hepsi McDonald's'a

fact that they they couldn't get their free McMuffin

ücretsiz McMuffin'lerini alamadıklarından şikayet ediyorlardı.

I'm sure they'll survive and it's all over the world are just in the UK no

Hayatta kalacaklarından eminim ve tüm dünyada sadece Birleşik Krallık'ta değil,

just in the UK in the UK right they're eating right is it is a special

yalnızca Birleşik Krallık'ta İngiltere doğru yiyorlar, bu özel bir

promotion because I think that what they've done is they've extended their

promosyon çünkü bence

breakfast time so it used to be 10:30 okay and the breakfasts at McDonald's

kahvaltı saatlerini uzattılar, bu yüzden eskiden saat 10:30'du ve McDonald's'ta kahvaltılar

ended but now they've extended it to 11 o'clock we don't have a power mirror

sona erdi ama şimdi onlar saat 11'e kadar uzattı elektrikli aynamız yok

says do we have a McDonald's and Much Wenlock know we'd

diyor bir McDonald'sımız var mı diyor Wenlock

the nearest one probably about 10 kilometers away I would say I must say

en yakınının bizim olduğunu biliyor muhtemelen yaklaşık 10 kilometre

we are doing a lot of advertising for McDonald's today

Bugün McDonald's

so hello McDonald's if you're watching if maybe Ronald is watching hello Ronald

yani merhaba McDonald's eğer izliyorsanız belki Ronald izliyordur merhaba Palyaço Ronald

the clown so Lilia says here I've always imagined

yani Lilia burada diyor ki ben hep

mr. Steve to be taller and mr. Duncan to be shorter so curious well it's the way

Bay'ı hayal etmişimdir. Steve daha uzun olacak ve Mr. Duncan'ın daha kısa olması o kadar merak uyandırıyor ki,

mr. Duncan has the camera angled he's making me look short because he thinks

Mr. Duncan kamera açısını ayarlamış beni kısa gösteriyor çünkü

it's funny he's got high heels shoes on I haven't stiletto heels about that tall

yüksek topuklu ayakkabılar giymesinin komik olduğunu düşünüyor Benim o kadar uzun ince topuklu ayakkabılarım yok

I'm wearing my car and wearing my flat slippers I'm just in bare feet bare feet

Arabamı giyiyorum ve düz terliklerimi giyiyorum Sadece çıplak ayakla geziyorum

well I've got no shoes on I thought I thought for a moment there

Pekala, hiç ayakkabım yok, bir an için bana garip

he was gonna tell me you'd had some weird surgery so I think I'm gonna wear

bir ameliyat geçirdiğini söyleyeceğini düşündüm, bu yüzden sanırım

of my normal shoes in future so that I don't look so short well as we explained

gelecekte normal ayakkabılarımı giyeceğim, böylece öyle görünmeyeceğim. kısaca

in the last episode mm-hm I am actually about five nine so mr.

geçen bölümde açıkladığımız gibi mm-hm aslında beş dokuz civarındayım yani mr.

Duncan is standing on your toes did you see what Steve I do that all the time

Duncan parmaklarınızın ucunda duruyor Steve'in ne yaptığını gördünüz mü sürekli

press one of these buttons mr. Duncan I tell you what let's pretend that we're

bu düğmelerden birine basın bayım. Duncan, sana ne diyeceğim,

going because I did this earlier and a lot of people got angry so we're going

gidiyormuş gibi yapalım çünkü bunu daha önce yaptım ve birçok insan sinirlendi, bu yüzden

now so thanks for watching everyone and we'll see you soon bye

şimdi gidiyoruz, bu yüzden herkesi izlediğiniz için teşekkürler ve yakında görüşürüz, hoşçakal

not really we're not really going you're annoying

gerçekten değil, gerçekten değiliz

people mister don't why you did that because I'm Friday I've had a couple of

insanları sinirlendiriyorsunuz bayım yapmayın neden bunu yaptınız çünkü ben cuma günüydüm birkaç

people complain that the live stream is too long mm-hmm yes they're saying it's

kişi canlı yayının çok uzun olduğundan şikayet etti

not looking right you know we need to be more there we go so you used to be able

daha fazla orada olmamız gerekiyor, böylece eskiden

to see you know you need to see a bit of my shirt and my collar so this is what

görebilmeniz için gömleğimin ve yakamın bir kısmını görmeniz gerektiğini bilirsiniz,

it looks like this is I'm now getting an idea of what mr. Steve feels when he's

bu yüzden göründüğü gibi, şimdi bayın ne olduğu hakkında bir fikir ediniyorum. Steve

doing the livestream so now you're me and I'm mr. Steve the camera is angled

canlı yayın yaparken öyle hissediyor ki artık sen bensin ve ben de Mr. Steve kamera

so that he looks taller it's it's an optical illusion the camera isn't face

daha uzun görünmesi için açılıdır bu bir optik yanılsamadır kamera

on to us it's at an angle so it makes it makes mr. Duncan look taller than me

bize bakmıyor açılı olduğu için onu bay yapıyor. Duncan benden daha uzun görünüyor, o

well he is taller than me because you are about 511 are you something like

benden daha uzun çünkü sen yaklaşık 511 boyundasın öyle bir şey misin Ben

that I'm just over I'm over 6 foot 6 foot

biraz uzunum Ben 6 fit 6 fitin üzerindeyim,

well I which is way over average for 400 people in the UK so I am very tall yes I

bu da Birleşik Krallık'ta 400 kişi için ortalamanın çok üzerinde, yani öyleyim çok uzun evet

don't know what that is in centimeters I'll have to invert we don't care we

santimetre cinsinden ne olduğunu bilmiyorum Tersine çevirmem gerekecek umurumuzda değil

don't use centimeters in the UK I'm about 183 184 about 100 I'm about 184

İngiltere'de santimetre kullanmıyoruz Boyum yaklaşık 183 184 yaklaşık 100 Ben yaklaşık 184

Centron 84 cent are you bright ok roughly yes that's just over six foot

Centron 84 cent sen parlaksın tamam kabaca evet bu sadece

six foot so if if I am and I'm about three inches shorter than you so let's

1.80'den biraz fazla yani eğer öyleysem ve senden yaklaşık 3 inç daha kısaysam

take nine centimeters off that so what were you do you say you were 180 what

bundan dokuz santimetre çıkaralım o halde ne yapıyordun 180 boyunda olduğunu söylüyorsun

183 so I'm probably about a hundred and seventy four or five centimetres and

183 yani ben muhtemelen yaklaşık yüz yetmiş dört veya beş santimetre ve

that's the truth you wish something like that it was so funny the other day we

gerçek bu, böyle bir şey dilersiniz çok komikti geçen gün

went to this dinner party with Steve's for how it was so fun I was the tallest

Steve'le bu akşam yemeği partisine gittik, ne kadar eğlenceliydi, oradaki en uzun

person there I was like it was like being in the land of the ump Olympus on

kişi bendim, gibiydim Willy Wonka'da Olympus'un ülkesinde olmak gibiydi Kendimi

Willy Wonka I felt like Willy Wonka surrounded by Ollie's and Palumbo's and

Ollie's ve Palumbo'nunkilerle çevrili Willy Wonka gibi hissettim ve

it was actually Steve and his family

aslında Steve ve ailesi

so disingenuous mr. Duncan so disingenuous you expect me to come on

o kadar samimiyetsizdi ki Bay. Duncan o kadar samimiyetsiz ki

these live streams then you insult me and my family I'm not insulting I'm just

bu canlı yayınlara gelmemi bekliyorsun sonra beni ve ailemi aşağılıyorsun ben hakaret etmiyorum sadece

stating a fact yes but you're doing it in an insulting and disingenuous manner

bir gerçeği belirtiyorum evet ama bunu aşağılayıcı ve samimiyetsiz bir şekilde yapıyorsun

you know a lot of people in the UK last week we're feeling really upset and sad

birçok insanı tanıyorsun Geçen hafta Birleşik Krallık'ta kendimizi gerçekten üzgün ve üzgün hissediyoruz,

do you know why they couldn't face the thought of me not being on the

livestreams after today I'm not sure about that in fact they were they were

bugünden sonra benim canlı yayınlarda olmamam düşüncesiyle neden yüzleşemediler biliyor musunuz? Bundan emin değilim aslında onlar

feeling sad because they had to go back to work so today we're going to look at

üzgün hissediyorlardı çünkü onlar işe geri dönmek zorunda kaldım, bu yüzden bugün

things UK people say when returning to work after Christmas are these going to

İngiltere'deki insanların Noel'den sonra işe dönerken söyledikleri şeylere bakacağız, bunlar

include rude things no what how can rude things be in there because

kaba şeyler içerecek mi hayır orada nasıl kaba şeyler olabilir çünkü

when you go back to work yeah I do mean swearing yes so this is apart from

işe döndüğünüzde evet ben küfür etmek demek evet yani bu

swearing as it there was no swearing in this I promise there is no swearing we

küfürden ayrı çünkü bunda küfür yoktu söz veriyorum küfür yok

might say bloody hell now and again but other than that that is it yes Pedro I'm

ara sıra lanet olası diyebiliriz ama bunun dışında evet Pedro

going to put some Pedro says why don't you add trick inside your shoes yes

biraz koyacağım Pedro diyor neden ayakkabının içine numara eklemiyorsun evet bu kadar

that's it I could put well I haven't got any shoes on so I could put some shoes

iyi koyabilirdim hiç ayakkabım yok o yüzden bir kaç ayakkabı giyip

on and then put like a what would you call it well if you put something inside

sonra şöyle bir şey koysam ne derdin içine bir şey koysan

you shame maybe why they call them lifts lifts I'm going to put a lift inside my

ayıp edersin belki de neden asansör diyorlar ayakkabımın içine bir asansör koyacağım benim

shoes I think you might need a an elevator to come up to my height maybe

boyuma gelmek için bir asansöre ihtiyacın olabilir belki

you could have a little elevator or maybe a little ramp you can stand on or

küçük bir asansöre sahip olabilirsin ya da belki üzerinde durabileceğin küçük bir rampa ya da

maybe a little piece of wood so you know we can actually have you standing on

belki küçük bir tahta parçası yani biliyorsun seni bir şeyin üzerinde dikerek

something to make you you you the same height as me thank you Tom ik I've got

benimle aynı boyda olmanı sağlayabiliriz teşekkürler tom ik

people there supporting me saying that you shouldn't be it is unacceptable

orada beni destekleyen insanlar olmaman gerektiğini söylüyorlar kabul edilemez vur

knock it off in somebody which is a that that's a very good phrase for you to

vur off it that is a that bu sizin için çok iyi bir deyimdir. hamile

know knock it off they've been stop it stop doing it or if

you knock somebody up which is a different phrase altogether if you if

you say to somebody if a woman's been knocked up it means that she's been made

kalmış demektir,

pregnant if you knock somebody up you means you make a woman pregnant so don't

eğer birini hamile bırakırsan, bir kadını hamile bırakmış olursun, o yüzden

go getting knock it off and knock it up if you knock a woman herbalist it means

gidip hamile bırakma ve bir kadını hamile bırakırsan, onu

you get her pregnant but you didn't intend to yes is wildly so quite often

hamile bıraktın demektir ama hamile bırakmadın. 'evet' niyetinde çılgınca çok sık

oh my girlfriend said I've knocked her up it means I've got a pregnant although

oh kız arkadaşım onu ​​hamile bıraktığımı söyledi, bu hamile kaldığım anlamına geliyor, ancak

I don't have to worry about that because I've been I've been done by the vet I

bunun için endişelenmeme gerek yok çünkü ben yaptım veteriner

went to the vet and he did me do you know what the vet did Yohan let's just

veterinere gittim ve o beni yaptı veteriner ne yaptı biliyor musun Yohan

say he used a very large knife and a very big bucket hello Oleg's here and

çok büyük bir bıçak ve çok büyük bir kova kullandığını söyleyelim merhaba Oleg burada ve

don't say you've knocked somebody out because that if you knock somebody out

birini bayılttığını söyleme çünkü eğer birini nakavt etmek,

it means you've punched them yes and they've fallen unconscious so well look

onu yumrukladığınız anlamına gelir evet ve bilinçsiz düştüler, bu yüzden iyi bakın,

we've got three uses of a word they knock in it yes thanks to tommix so you

bir kelimenin üç kullanımına sahibiz, tommix sayesinde evet, hamile

can knock someone up to get them pregnant you can knock it off which Ben

kalması için birini yere vurabilirsiniz. Ben bunu

stop doing it hey kids stop making that noise I've

yapmayı bırakın hey çocuklar o gürültüyü yapmayı bırakın

told you already knock it off and also you can what was

Size zaten susturduğumu söyledim ve ayrıca diğeri neydi onu kapatabilirsiniz

the other one knock it down not out is on a Friday night when Steve and myself

bir Cuma gecesi, Steve ve benim

we normally have our Friday night raow and normally the furniture is being

normalde Cuma günümüz var. gece yağmuru ve normalde mobilyalar

thrown all over the place and maybe one or two punches but of course as I always

her yere fırlatılıyor ve belki bir veya iki yumruk ama tabii ki her zaman

say to mr. Steve I always say not the face you can you can get anywhere else

söylediğim gibi Mr. Steve her zaman söylediğim yüz değil başka yerden alabilirsin

but not the face because this is my livelihood this is my twinkle this face

ama yüz değil çünkü bu benim geçim kaynağım bu benim göz kırpışım bu yüz buna

you can't harm this Algren Julie you've commented that they remember the days

zarar veremezsin Algren Julie Benim eskiden yaptığım günleri hatırladıklarına dair yorum yaptın

when I used to have my own chair my own area to sit in no and those days have

kendi sandalyem var oturmak için kendi alanım yok ve o günler

gone mm-hmm getting lazy oh yes Stalin will lift special shoes as palomero as

geçti mm-hmm tembellik oh evet Stalin palomero gibi özel ayakkabılar da kaldıracak o

well he was very small and also Berlusconi apparently wears them as well

çok küçüktü ve görünüşe göre Berlusconi de onları giyiyor

somebody's commented on that account remotely Luciano

birileri bu hesaba uzaktan yorum yaptı Luciano,

has said that Berlusconi there must be a death must be in Italy uses lifts in his

Berlusconi'nin İtalya'da bir ölüm olması gerektiğini söyledi, ayakkabılarında asansörler kullanıyor

shoes but build Ascona is the famous president president president berlusconi

ama inşa et Ascona ünlü başkan başkan başkan Berlusconi

he likes to have his private parties doesn't he I don't know much about I

özel partilerini vermeyi seviyor değil mi hakkında pek bir şey bilmiyorum yani

mean I know he's a controversial figure he he is that's our lots of leaders

ben onun tartışmalı bir figür olduğunu biliyorum, o o, dünyadaki birçok liderimiz

around the world that dark but long path Berlusconi used to have those parties he

o karanlık ama uzun yol Berlusconi'nin kullandığı partiler vardı,

would have fight all of the big leaders and and famous people to his special

tüm büyük liderlerle ve ünlü insanlarla özel

parties unfortunately we were never invited I'm afraid we're not important

partilerinde kavga ederdi ne yazık ki asla davet edilmedik ben Korkarım yeterince önemli değiliz, bu

enough so what do people say in the UK after they return to work after

yüzden Birleşik Krallık'ta insanlar Noel'den sonra işe döndükten sonra ne diyorlar, bir

Christmas what do they say do they say things or maybe they say nothing in

şeyler söylüyorlar mı yoksa belki de hiçbir şey söylemiyorlar ki

which case this is going to be a very short feature I wonder what people say

bu durumda bu çok kısa bir özellik olacak I insanların geri döndüklerinde ne dediklerini merak ediyorum

when they go back to I used I it is this what what do you say to yourself or what

Eskiden ben bu kendinize ne diyorsunuz veya iş

do you say to coworkers yes I know anything really anything you say after

arkadaşlarınıza ne diyorsunuz evet gerçekten bir şey biliyorum gerçekten

returning to work after after a break what would you say mr. Duncan if you

işe döndükten sonra söylediğiniz her şeyi bir aradan sonra ne derdiniz bayım . Duncan,

were now returning after a break at mind you didn't really have a break over

aklınızdaki bir aradan sonra şimdi dönüyorsanız, Noel'de gerçekten bir ara vermemişsinizdir,

Christmas mr. Duncan never takes holidays he's always working I know I'm

Bay Duncan. Duncan asla tatil yapmaz, o her zaman çalışır Biliyorum her

always working even on New Year's Day on New Year's Day I was here live with mr.

zaman çalışıyorum Yeni Yılda bile Yeni Yıl Günü Burada bayla canlı yayındaydım.

Steve on New Year's Day and also the day after Christmas we did a live stream we

Steve Yılbaşında ve ayrıca Noel'den sonraki gün canlı yayın yaptık

are always here well that's because I mean I'm an English addict you see I

her zaman buradayız çünkü demek istediğim ben bir İngiliz bağımlısıyım anlıyor musun

can't stop it I love English so much he is he is an e is an English addict

bunu durduramıyorum İngilizceyi o kadar çok seviyorum ki o bir e kendisi bir İngiliz bağımlısı,

himself he's called his channel now English addict and he is the biggest

kanalına artık İngiliz bağımlısı diyor ve

addict of all and soon there will be a website so again things UK people say

tüm bağımlıların en büyüğü ve yakında bir web sitesi olacak, bu yüzden yine Birleşik Krallık'taki insanların

when returning to work after Christmas this is something that I might say so

Noel'den sonra işe döndüklerinde söylediği şeyler, bu benim söyleyebileceğim bir şey, bu yüzden

you were right there Steve so this might go this might be something

haklıydın orada Steve yani bu gidebilir bu bir şey olabilir

what day is it what day is it yes you get very confused after the Christmas

hangi gün o hangi gün evet

holidays we all do here because Christmas day is always on a different

hepimizin burada yaptığı Noel tatillerinden sonra kafanız çok karışıyor çünkü Noel günü

day of the week every year because of the way the calendars are organized and

her yıl her yıl haftanın farklı bir gününde oluyor. takvimler düzenlidir ve

so and so is Easter for that matter and so when you get you because you a lot of

bu konuda Paskalya falandır ve bu yüzden sizi aldığınızda, çünkü siz birçok

people take a lot of time off at work over Christmas you you forget what day

insan Noel'de işte çok fazla zaman ayırırsınız, hangi gün

it is and in fact we forgot it was Saturday the week before last and we

olduğunu unutursunuz ve aslında biz bugünün Cumartesi olduğunu unuttuk. geçen hafta ve Noel günü çarşamba günü olduğu

forgot to go and fetch our bread because Christmas day was on the Wednesday and

için gidip ekmeğimizi almayı unuttuk ve

then we always collect our weekly bread on a Saturday and of course we forgot

sonra haftalık ekmeğimizi hep cumartesi günü topluyoruz ve tabii ki unuttuk

because it didn't feel like a Saturday so yes you get confused about and the

çünkü cumartesi gibi gelmiyordu bu yüzden evet kafanız karışıyor ve yeni yılda ilk kez

date how many times does it take for you to when you're writing the date down for

tarihi yazarken tarihi kaç kez yazmanız gerekiyor

the first time in the in the new year and how many times does it take before

ve

you stop putting last year's year down so I've got to remember to put 2020 in

geçen yılın yılını yazmayı bırakmanız için kaç kez geçmeniz gerekiyor, bu yüzden aldım 2020'yi 2019'uma koymayı hatırlamak

my 2019 and a lot of the time it takes several weeks to remember to do that I'm

ve bunu yapmak çoğu zaman birkaç hafta alıyor. Size anlatacağım

glad you haven't spoiled anything that I'm about to tell you so there's the

hiçbir şeyi mahvetmediğinize sevindim, bu yüzden

first one so after a holiday after a break when you return to work especially

bir tatilden sonra ilki var bir aradan sonra işe döndüğünüzde özellikle

after the Christmas holiday because it's a very long break and people just sit

Noel tatilinden sonra çünkü çok uzun bir tatil ve insanlar

around eating and drinking so they might ask what day is it I don't know what day

oturup yiyip içerek hangi gün olduğunu sorabilirler Hangi gün

it is another one oh yes I think mr. Steve will understand this one I can't

olduğunu bilmiyorum başka bir gün oh evet sanırım Bay. Steve bunu anlayacaktır,

remember my computer password yes and of course a lot of people don't just have

bilgisayar şifremi hatırlayamıyorum evet ve tabii ki pek çok insan sadece

when you go to work you haven't just got one password you've got probably one to

işe gittiğinizde sahip değil, sadece bir şifreniz yok, muhtemelen girmek için bir şifreniz var.

get in the into the computer and then probably several to get into various

bilgisayar ve sonra muhtemelen birkaç tanesi

other parts of the organization or different apps so versus their own so

organizasyonun çeşitli diğer bölümlerine veya farklı uygulamalara girmek için yani kendi uygulamalarına karşı yani

this is you've written them down so this is so this is so this is all you've

bu onları yazdınız yani bu yani bu yani tüm

stopped so this is something that might have

durdurduğunuz bu yani bu bir şey

if you are going back to work and you use a computer in your office and you

İşe geri dönüyorsanız ve ofisinizde bir bilgisayar kullanıyorsanız ve

have to enter a password so some people forget their password because they've

bir şifre girmeniz gerekiyorsa, bazı insanlar şifrelerini unutabilir çünkü o

well they've had so much to eat and drink that their brain cells have all

kadar çok yiyip içtiler ki beyin hücreleri öldü. hepsi

died in fact I had to do something briefly on Thursday for work and I had

öldü aslında Perşembe günü iş için kısaca bir şeyler yapmam gerekiyordu ve

to go into my computer I wasn't officially supposed to be at work but I

bilgisayarıma girmem gerekiyordu Resmi olarak işte olmamam gerekiyordu ama

did do some work on Thursday and less than two weeks and I went to open the

Perşembe günü biraz iş yaptım ve iki haftadan az bir süre sonra açmaya gittim

computer and I had forgotten the password to actually look it up because

bilgisayar ve ben gerçekten bakmak için şifreyi unutmuştuk çünkü

if you make three or four attempts it locks you out which is very annoying ok

üç veya dört deneme yaparsanız sizi kilitliyor ki bu çok can sıkıcı

this is the one that you just mentioned so thanks for ruining this oh I keep

writing 2019 instead of 2020 or 2022 that is something that happens

2020 veya 2022,

especially to remember years ago when you used to have checks and you had to

özellikle yıllar önce çekleriniz olduğunda ve

write a check I don't think people write checks anymore nobody has a checkbook

bir çek yazmanız gerektiğinde hatırlamak için olan bir şey, insanların artık çek yazdığını düşünmüyorum, artık kimsenin çek defteri yok,

anymore they don't in the UK you would always get the date wrong when the new

İngiltere'de yok, siz her zaman yazarsınız yeni yıl geldiğinde tarihi yanlış anlayın

year arrived so normally the first two or

o kadar normal ki

three weeks of the new year you would keep writing the previous year on your

yeni yılın ilk iki üç haftası çeklerinize bir önceki yılı yazmaya devam edersiniz

checks or maybe when you are typing a letter or writing a letter or maybe even

veya belki bir mektup yazarken veya bir mektup yazarken hatta belki bir

talking about something so you might say this year when you mean last year

şeyden bahsederken bu kadar geçen sene derken bu sene diyebilirsin

because you keep forgetting that it's a new year

çünkü yeni sene olduğunu unutup duruyorsun

yes sir mr. Bruno says back to work equals away from screaming children yes

evet bayım. Bruno, işe dönmenin çocukların çığlık atmasından uzaklaşmak anlamına geldiğini söylüyor, bu

so for some people and I've heard this from people at work that when they go

yüzden bazı insanlar için ve ben bunu işteki insanlardan duydum,

back to if they've been on holiday it's actually a break for them particularly

eğer tatildeyseler, geri döndüklerinde aslında onlar için bir moladır, özellikle de

if you've got young children to get away from them it sounds horrible they don't

varsa Küçük çocukların onlardan uzaklaşması kulağa korkunç geliyor, ciddi olduklarını

mean you know they mean it they just want a break from their

bildiğiniz anlamına gelmiyorlar, sadece çocuklarından uzaklaşmak istiyorlar, böylece

children so we can understand that and in fact when we have work trips when we

bunu anlayabiliriz ve aslında iş gezilerimiz olduğunda,

have to say way from home and of course the can't

evden uzakta olduğumuzu söylemek zorunda kaldığımızda ve Tabii ki

take mr. Duncan with me and other people in the organization can't bring their

Bay alamaz. Duncan, benimle ve organizasyondaki diğer kişiler

husbands or wives so it's just like a sales meeting and run away for two or

kocalarını veya eşlerini getiremezler, bu yüzden tıpkı bir satış toplantısı gibi ve geceler dahil iki veya üç gün boyunca kaçarlar,

three days including nights the expression I often hear is it's all I'm

sık sık duyduğum ifade, uzaklaşmaktan memnun olduğum tek şey bu.

glad to get away from my wife was glad to get away from my husband for a few

Karım kocamdan birkaç günlüğüne ayrıldığına memnundu

days or glad to get away from the children so I will just or just all of

veya çocuklardan uzaklaştığı için memnundu, bu yüzden sadece veya sadece hepsini yapacağım diye

them I've often thought but for many years we don't actually need all these

düşündüm sık sık ama uzun yıllar boyunca aslında tüm bu

sales conferences and training meetings and actually pretty pointless because

satış konferanslarına ihtiyacımız yok. ve eğitim toplantıları ve aslında oldukça anlamsız çünkü

most of the stuff we cover is repetition you know and sorry and but I think we

ele aldığımız konuların çoğu tekrardan oluşuyor, biliyorsunuz ve üzgünüm ve ama bence bunlara

have them because the man is senior management like them because it gets

sahibiz çünkü adam onlar gibi üst düzey yönetici çünkü bu

them away from home I think that's the main reason we have them actually it's

onları evden uzaklaştırıyor. onlar aslında

just so that people could be away from there so you think the Hartness you

sadece insanlar oradan uzaklaşsın diye yani Hartness'ı

think the whole thing is a conspiracy I think it's a whole conspiracy because

düşünüyorsun her şeyin bir komplo olduğunu düşünüyorsun Bence bu tam bir komplo çünkü

sometimes we sit there for three days and I think what have I learned nothing

bazen orada üç gün oturuyoruz ve bence hiçbir şey öğrenmedim tamam mı?

okay by the way this is a very strange way of handing in your notice so I keep

bu şekilde bildiriminizi teslim etmenin çok garip bir yolu bu yüzden

writing 2019 instead of 2020 a common thing that people might say after the

2020 yerine 2019'u yazmaya devam ediyorum, insanların Noel tatilinden sonra söyleyebilecekleri ortak bir şey

Christmas holiday have you ever had a beef burger or a hamburger that's a good

hiç biftek burgeri veya hamburger yediniz mi ki bu iyi

one Steve yes of course well would you like to go to Poland because in Poland

bir Steve evet tabii ki Polonya'ya gitmek ister miydiniz, çünkü Polonya'da

at the moment look at that that is a McDonald's burger what is that that is

şu anda şuna bakın, bu bir McDonald's burgeri, bu

that looks very healthy cottage cheese yes and horseradish and apparently in

çok sağlıklı görünen süzme peynir evet ve yaban turpu ve görünüşe göre

Poland that is actually being sold at McDonald's in Poland and that looks like

Polonya'da aslında Polonya'daki McDonald's'ta satılıyor ve bu

some leaves of rocket yes I think it's rocket leaves and also a cup of coffee

bazı roket yapraklarına benziyor evet bence bu roket yaprakları ve ayrıca bir fincan kahve

as well so that is something that's very healthy from from healthy food at

yani bu McDonald's'taki sağlıklı yiyeceklerden

McDonald's to unhealthy food so there it is let's not say unhealthy but it is

sağlıksız yiyeceklere kadar çok sağlıklı bir şey yani orada sağlıksız demeyelim ama

unhealthy I wouldn't say unhealthy it's only it's

sağlıksız ben yapardım 'Sağlıksız deme, sadece daha

only becomes healthier if you eat too many of Steve

sağlıklı olur, eğer çok fazla Steve yersen,

please let me do my bit go on and just doing a bit here you see this is

lütfen izin ver üzerime düşeni yapayım ve biraz burada yapıyorum, görüyorsun bu

something I've already prepared in my head go on there let me let me get it

zaten kafamda hazırladığım bir şey, devam et oraya izin ver

out of my brain for goodness sake so so this is actually the McMuffin we were

Tanrı aşkına, onu beynimden çıkarıyorum, bu yüzden bu aslında

talking about earlier but doesn't it look beautiful

daha önce bahsettiğimiz McMuffin ama

what a beautiful McMuffin and I want one have you ever noticed Steve how beef

ne güzel bir McMuffin ve ben istiyorum ne kadar güzel görünmüyor mu Steve, sığır

burgers and fast food always look better on the adverts they always look a lot

burgerlerinin ve fast foodların her zaman nasıl göründüğünü hiç fark ettiniz mi? reklamlarda daha iyiler her zaman çok daha

bigger yes well they look nicer look at that that's a beautiful looking burger

büyük görünürler evet pekala daha iyi görünürler buna bakın bu güzel görünen bir burger

however when you have it in real life oh dear

ancak gerçek hayatta yediğinizde o

it's not so nice so that's the same burger anybody so that's a Mick Mick

kadar da hoş değil bu yüzden bu herkes aynı burger yani bu bir Mick Mick

McMuffin just sound like one giant advert for McDonald's today mister to go

McMuffin kulağa bugün McDonald's için dev bir reklam gibi geliyor bayım gitmesine imkan

is no way this is an advert so there is a McMuffin that you actually buy in the

yok, bu bir reklam değil, bu yüzden restoranda gerçekten satın aldığınız bir McMuffin var

restaurant and that's what they say it looks like so can you see a difference

ve öyle göründüğünü söylüyorlar, orada bir fark görebiliyor musunuz

there Steve yes I can that had a bite taken out of it I think it's been

Steve evet yapabilirim ondan bir ısırık aldım sanırım

dropped on the floor a couple of times it looks quite tasty to me yes well I

birkaç kez yere düşürüldü bana oldukça lezzetli görünüyor evet pekala

suppose that's that's actually an interesting point Steve because it

sanırım bu aslında ilginç bir nokta Steve çünkü

doesn't matter how disgusting food looks quite often we are still willing to to

yiyeceklerin ne kadar iğrenç göründüğünün bir önemi yok sık sık biz hala

eat it and what's this got to do with the things people say when they go back

onu yemeye istekli ve bunun insanların işe döndüklerinde söyledikleri şeylerle ne ilgisi var

to work absolutely nothing I thought you're going to say one of the things

kesinlikle hiçbir şey

people say when they go back to work is oh I can't wait to have a McDonald's

İnsanların işe döndüklerinde söyledikleri şeylerden birini söyleyeceğinizi düşündüm: oh yapabilirim' Tekrar bir McDonald's burgeri yemek için sabırsızlanıyorum

burger again yes here's an interesting thing you can actually and this is

evet işte yapabileceğiniz ilginç bir şey ve bu

something I can't believe I know we mentioned this a few days ago but I

inanamadığım bir şey Bundan birkaç gün önce bahsettiğimizi biliyorum ama

still can't believe that you can actually order a McDonald's beef burger

gerçekten bir McDonald's biftek burgeri sipariş edebileceğinize hala inanamıyorum.

and it will be delivered to your house but well yes yes you can do that here in

ve evinize teslim edilecek ama evet evet bunu burada,

the UK probably and other countries as well so there are lots of services now

muhtemelen Birleşik Krallık'ta ve diğer ülkelerde de yapabilirsiniz, bu nedenle artık

that will actually deliver fast food to your doorstep can you believe it

kapınıza fast food teslim edecek birçok hizmet var, bunun olabileceğine inanabiliyor musunuz?

that might be the the ultimate height of laziness I think so so there it is I

tembelliğin doruk noktası sanırım öyle işte işte

keep writing last year instead of this year so these are common common things

bu yıl yerine geçen yıl yazmaya devam ediyorum bu yüzden bunlar Birleşik

that people say in the UK when returning to work after Christmas

Krallık'ta insanların Noel'den sonra işe döndüklerinde söyledikleri yaygın ortak şeyler işte

here we go Steve I think I must have put on 10 stone yes yeah or put on weight

başlıyoruz Steve sanırım giymiş olmalıyım 10 taş evet evet ya da kilo al benden başka

everybody puts on weight over Christmas apart from me well I think in this case

herkes Noel'de kilo alıyor pekala bence bu durumda

you see people always exaggerate because they feel heavier so they won't just say

insanların her zaman abarttığını görüyorsunuz çünkü kendilerini daha ağır hissediyorlar bu yüzden sadece

oh I've put on a few pounds they will often exaggerate so they will make out

ah, birkaç kilo aldım demeyecekler, yapacaklar sık sık abartırlar ki sevişsinler

or they will pretend that they've eaten so much that they've put on lots and

ya da o kadar çok yemişler ki çok ama

lots of weight so quite often you will hear people complain about overeating

çok kilo almışlar gibi davransınlar, o kadar sık ​​sık insanların Noel'de aşırı yemekten şikayet ettiğini duyacaksınız

during Christmas I think I must have put on ten stone even though they haven't

Sanırım on taş koymuş olmalıyım

really but they just ten pounds may be exact of course we talked about we

aslında öyle olmasalar da sadece on pound tam olabilir tabii ki konuştuk son canlı yayında

talked about New Year's resolutions mm-hmm or new year resolutions in the

yeni yıl kararları mm-hmm veya yeni yıl kararları hakkında konuştuk

last live stream and of course one of the communist ones that people say

ve tabii ki insanların dedikleri komünist kararlardan biri

they're going to do and it's probably what they're going to say to their

Yapacaklar ve muhtemelen

colleagues at work is I'm going on a diet and but it usually lasts on average

iş arkadaşlarına diyet yapacağım diyecekler ama bu genellikle ortalama

about two weeks and then people just forget about it

iki hafta kadar sürüyor ve sonra insanlar bunu unutuyorlar,

wait well this is what you notice on on television lots of there are lots of

iyi bekleyin, olan bu. Televizyonda bir sürü

advertisements for gymnasiums so they're trying to get you to join their gym club

spor salonu reklamı olduğunu fark edersiniz, bu yüzden sizi spor kulüplerine katılmaya ikna etmeye çalışırlar

and maybe there are people selling exercise equipment all sorts of things

ve belki her türlü egzersiz ekipmanını satan insanlar vardır

and of course there are many many companies that are designed or there to

ve tabii ki tasarlanmış birçok şirket vardır. ya da

help people lose weight yes so it's a there is a huge industry out there to

insanların kilo vermesine yardımcı olmak için evet, bu yüzden

help you get fit and lose weight and of course the last thing they want is for

fit olmanıza ve kilo vermenize yardımcı olacak çok büyük bir endüstri var ve tabii ki insanların istedikleri en son şey

people to look after their health and and keep them

sağlıklarına bakmaları ve kendilerini formda tutmalarıdır.

selves trim so they want lots of burger restaurants opening up everywhere and

her yerde bir sürü burger restoranı açılmasını ve

fast-food everywhere and chocolate because if people don't put on weight

her yerde fast-food ve çikolata istiyorum çünkü insanlar kilo almazlarsa kilo

there won't be a losing weight industry there won't be we've got all sorts of

verme endüstrisi olmayacak bizde her türden

schemes not schemes all sorts of companies in the UK that you can go to

entrika var her türden entrika değil Birleşik Krallık'ta

in the new year or at any time and you go every week your waiter and it's

yeni yılda veya herhangi bir zamanda gidebileceğiniz ve her hafta garsonunuzun gittiği ve

encouraging you to lose weight so it's really that's quite insidious in a way

sizi kilo vermeye teşvik ettiği için gerçekten bu oldukça sinsi bir şekilde

is this or evil in a way that you've got you've got companies trying to get you

bu veya kötü bir şekilde gidebileceğiniz İngiltere'deki şirketler Size bir

to eat lots of foods okay and then the other industry that comes out of that is

sürü yiyecek yedirmeye çalışan şirketleriniz var tamam mı ve sonra bundan çıkan diğer endüstri,

companies trying to help you lose weight because but fortunately it's not the

kilo vermenize yardımcı olmaya çalışan şirketlerdir çünkü ama neyse ki

same company so so so you might not it should be a business idea that would be

aynı şirket değil, bu yüzden yemeyebilirsiniz.

quite funny with Donald's opening oh yes okay opening some gyms

Donald'ın açılışıyla oldukça komik olacak bir iş fikri olmalı oh evet tamam bazı spor salonları açmak

I am definitely I'm definitely going deaf in this year what's your favourite

Kesinlikle bu yıl kesinlikle sağır olacağım bugün

people quite interested in fast food on here today and somebody's somebody have

burada fast food ile oldukça ilgilenen en sevdiğiniz insanlar neler ve birileri birileri konuşuyor

been talking about it for most of the live stream wise fast food so so popular

canlı akışın çoğu için fast food konusunda bilgili, çok popüler,

somebody asked earlier it's probably because but it's fast and people living

birileri daha önce sordu, muhtemelen çünkü hızlı ve insanlar

such easy lives and they can't be bothered to cook you know it goes merits

çok kolay hayatlar yaşıyor ve yemek pişirmekten rahatsız olamazlar, bunun değerli olduğunu biliyorsunuz

but Steve you know that food goes a lot deeper than that it is all psychological

ama Steve, yemeğin gittiğini biliyorsunuz. bundan çok daha derini hepsi psikolojik

some for some reason I know they don't know why you can see something a picture

nedense bir yemek resmi gördüğünüzde

of food and immediately you want to eat it you want to put it into your mouth

hemen yemek istediğinizde fotoğraf bile olsa ağzınıza almak istediğinizde neden bilmediklerini biliyorum.

even if it's a photograph you suddenly get that feeling as if you want to eat

birdenbire iyi yemek yemek istiyormuşsunuz gibi bir duyguya kapılırsınız,

well that's that that's all to do mr. Duncan I think probably connected with

yapmanız gereken bu kadar bayım. Duncan, muhtemelen

our inner drives to survive because if you think about it even going back just

hayatta kalma dürtülerimizle bağlantılı olduğunu düşünüyorum çünkü bunun sadece

a few hundred years not a few thousand well even a few thousand human beings

birkaç yüz yıl öncesine gittiğini düşünürseniz, birkaç bin değil, hatta birkaç bin insan

typically if you got some food if you caught an animal and killed it to eat it

tipik olarak biraz yiyecek bulursanız, bir hayvanı yakalar ve öldürürseniz

that could be your last meal for a long time

uzun bir süre için son yemeğiniz olabilecek bir şeyi yemek, bu

so we are programmed as human beings even though we live to live in a modern

yüzden çoğumuz

society where food is pretty much for most of us plentiful certainly in

için yiyeceğin bol olduğu modern bir toplumda yaşamaya rağmen insan olarak programlandık, kesinlikle

developed countries hmm then we're still programmed to want to eat as much food

gelişmiş ülkelerde hmm o zaman hala elimizden geldiğince çok yemek yemeye programlandık

as we can because you don't know when the next meal will come so part of our

çünkü bir sonraki öğünün ne zaman geleceğini bilmiyorsunuz bu yüzden beynimizin bir kısmı

brains are telling us there's lots of food I don't need to eat a lot but a

bize çok fazla yemek olduğunu söylüyor, çok yememe gerek yok ama

more primitive part is saying eat eat eat yeah because you don't know when the

daha ilkel bir kısmı ye ye ye evet çünkü bir

next meal will be so you're saying it's a primeval urge definitely absolutely

sonraki öğünün ne zaman olacağını bilmediğin için bunun ilkel bir dürtü olduğunu söylüyorsun kesinlikle kesinlikle kesinlikle

definitely it comes it comes from our caveman days it's definitely because you

mağara adamı günlerimizden geliyor kesinlikle çünkü bir

wouldn't know when the next meal was coming and but it is strange isn't it

sonraki öğünün ne zaman olacağını bilemeyeceksin geliyor ve ama bu garip değil mi

that but but you you know even if you know that you are being manipulated in

ama sen biliyorsun ki manipüle edildiğini bilsen bile

that strange isn't it even if we actually know that we are being

o garip değil mi aslında manipüle edildiğimizi bilsek bile

manipulated we still get the same urge yes it's amazing isn't it

hala aynı dürtüyü alıyoruz evet bu harika değil mi

well because the advertising companies know exactly how to switch on that

çünkü reklam şirketleri içgörüdeki o doğuştan gelen dürtüyü tam olarak nasıl harekete geçireceklerini biliyorlar,

innate drive in insight well it's it's there but you know it's something that

o orada ama siz bunun doğuştan gelen bir şey olduğunu biliyorsunuz, bu

you're born with it's an instinct that's it and they know that bush by showing

bir içgüdü ve size resimleri göstererek bu çalılığı biliyorlar

you pictures of food and people enjoying food and eating it particularly fast

yemeğin ve yemekten zevk alan ve onu yiyen insanların, özellikle fast

food hmm then that will switch on unconsciously your desire to eat and

food hmm o zaman bu, bilinçsizce yeme arzunuzu ve

your need to eat and you and your some part of your brain primitive brain will

yeme ihtiyacınızı harekete geçirecek ve siz ve beyninizin bir kısmı, ilkel beyninizin size yemem gerektiğini söyleyecektir.

be telling you I've got to eat have got to eat because I don't know when the

yemek zorundayım çünkü bir

next meal is gonna come it's telling you to do that even though your conscious

sonraki öğünün ne zaman geleceğini bilmiyorum, sana bunu yapmanı söylüyor, bilinçli

mind is probably thinking I don't need to that I was plenty of food I'm gonna

zihnin muhtemelen buna ihtiyacım olmadığını düşünüyor olsa da, çok yiyeceğim, bir

put on weight another part of your brain is telling you know eat eat eat you've

kilo daha alacağım beyninizin bir kısmı size, bildiğinizi, ye ye ye,

got to survive yes but that's what I mean it's conflict going on this but

hayatta kalmanız gerektiğini söylüyor evet ama demek istediğim bu, bu konuda bir çatışma ama

even if you you know even if you you you see something on TV and and there there

bilseniz bile bilseniz bile televizyonda bir şey görürsünüz ve orada

is a beautiful big hamburger even though you know that all they're doing is is

güzel bir şey vardır. büyük hamburger tüm yaptıklarının

tempting you you still want it yes because your primitive mind is very

sizi cezbetmek olduğunu bilseniz de yine de onu istiyorsunuz evet çünkü ilkel zihniniz çok

powerful and will usually win out against your your what sort of conscious

güçlüdür ve genellikle beyninizin ne tür bilinçli

thinking part of your brain it is one of those

düşünme kısmınıza karşı galip gelir, bu onlardan biridir bu

it is one of those uncontrollable jeers yes but anyway yeah let's move on we do

kontrol edilemeyen alaylardan biri evet ama neyse evet devam edelim, öyle

seem to be we can talk about primitive urges another time yes well you have you

görünüyor ki ilkel dürtüler hakkında başka bir zaman konuşabiliriz evet pekala,

have enough to fill a whole livestream you do that's the trouble you have to

bütün bir canlı yayını dolduracak kadarına sahipsin yaparsın,

try and control these primitive urges otherwise life becomes a nightmare

denemen ve kontrol etmen gereken sorun bu bu ilkel dürtüler aksi takdirde hayat bir kabusa dönüşür

okay Steve Tomic says have you noticed that the trend has changed in terms of

tamam Steve Tomic, reklamcılık açısından eğilimin değiştiğini fark ettiniz mi diyor,

advertising you used to be based on fear but now they use other feelings Comfort

eskiden korkuya dayalıydınız ama şimdi başka duyguları kullanıyorlar Rahatlık

well I think that's been happening certainly here in the UK and there is

pekala bence bu kesinlikle burada Birleşik Krallık'ta oluyor ve

another thing that is is very it's very powerful in advertising and that is

Başka bir şey daha var ki, reklamcılıkta çok güçlüdür ve

nostalgia so quite often during difficult times for example if you live

nostalji, zor zamanlarda çok sık görülür, örneğin,

in a country where the economy is bad you will find that a lot of advertising

ekonominin kötü olduğu bir ülkede yaşıyorsanız, birçok reklamın

will use nostalgia it will use something from the past that makes a person or

nostaljiyi kullanacağını göreceksiniz. geçmişten bir şey, bir insanı

might make a person react in a positive way or a nice way so they remember their

olumlu bir şekilde ya da hoş bir şekilde tepki vermesine neden olabilir, böylece çocukluklarını hatırlarlar

childhood or maybe they remember a better time when things were nicer or

ya da belki her şeyin daha güzel olduğu daha iyi bir zamanı hatırlarlar ya da

maybe when they went out to eat a certain type of food so nostalgia

belki belirli bir tür yemek için dışarı çıktıklarında. yiyecek yani nostalji

remembering the past is a very powerful tool when it comes to advertising and

geçmişi hatırlamak, konu reklam ve kıskançlık olduğunda çok güçlü bir araçtır evet Kıskançlık

also envy yes Envy is used to sell cars it's used to sell a whole range of

araba satmak için kullanılır, bir sürü şey satmak için kullanılır

things so yes having something better newer brighter than your neighbor is is

yani evet, komşunuzdan daha iyi, daha yeni, daha parlak bir şeye sahip olmak

a powerful force in in advertisers anyway we are talking about things UK

güçlü bir güçtür reklam verenlerde zaten

people say when returning to work after Christmas another one it seemed to go by

İngilizlerin Noel'den sonra işe döndüklerinde söyledikleri şeylerden bahsediyoruz bir tane daha çabuk geçiyor gibiydi

quickly it really seemed to go by quickly in fact this is something I said

gerçekten çabuk geçiyor gibiydi aslında bu sana dün söylediğim bir şeydi

to you yesterday we were in town weren't we can I just show you the most

şehirdeydik değil miydi size

disgusting thing ever so if you are nervous

şimdiye kadarki en iğrenç şeyi gösterebiliriz o yüzden gerginseniz

if you are easily offended can you please close your eyes now here is

kolayca gücenirseniz lütfen gözlerinizi kapatabilir misiniz şimdi burada

something that is absolutely disgusting so there we were yesterday Steve having

kesinlikle iğrenç bir şey var bu yüzden dün oradaydık Steve

our lovely meal yes we had dumplings and potato carrots and cabbage but in a

güzel yemeğimizi yiyorduk evet köfte yedik ve patates havuç ve lahana ama

moment we are going to see the most horrifying thing we are going to take a

birazdan en korkunç şeyi göreceğiz,

look at mr. Steve filling his face he won't feel me were you mr. Duncan yes

bay'a bir göz atacağız. Steve yüzünü dolduruyor, benim siz olduğunuzu hissetmeyecek Bay. Duncan evet

that's why was pointing a camera at you an idea didn't you notice so there's mr.

bu yüzden sana bir kamera doğrultuyordu bir fikir fark etmedin mi yani Mr.

Steve pretending to say hello now you were there all my fans mr. dink okay

Steve merhaba dermiş gibi yapıyor şimdi siz oradaydınız tüm hayranlarım bay. dink tamam

watch oh my goodness and look what comes next so don't go away

izle aman tanrım ve bak sırada ne var o yüzden gitme

keep watching something really disgusting is about to happen mr. Steve

gerçekten iğrenç bir şey olmak üzere izlemeye devam et bayım . Steve sana

is going to you know you don't look very happy there look watch this here it

gidecek, orada pek mutlu görünmüyorsun bak, bunu izle geliyor,

comes oh no that's disgusting Oh mashed potato

oh hayır, bu iğrenç Oh soslu patates püresi

with gravy oh if you're vegetarian don't don't watch this no because that was

oh eğer vejeteryansan bunu izleme hayır çünkü bu dana yahniydi sığır

beef stew beef stew and dumplings maps look at that oh my goodness so I was

eti güveç ve mantı haritaları şuna bak aman allahım

talking about food making you feel hungry when you see it but my mouth is

görünce acıktıran yemekten bahsediyordum ama şu

salivating now and my saliva my mouth is watering mouth is watering salivating it

an ağzımın salyası akıyor ve ağzımın sulanması ağzımın sulanması salya akıtıyor

means the the juices come in your mouth because you're feeling hungry all I can

demekki suları ağzına geliyor çünkü aç hissediyorsun tüm

say I want that now all I can say is I hope your mother isn't watching this

söyleyebileceğim bunu istiyorum şimdi tek söyleyebileceğim şey umarım annen bunu izlemiyor

because she would be disgusted with your terrible horrible repulsive thing that

çünkü senin korkunç iğrenç iğrenç şeyin o kadar kötüydü ki tiksinecekti

was that bad mr. Duncan you're horrible table manners well I knew that you were

bay. Duncan masa adabı berbatsın

filming me so I was just playing up to the camera no laying up I don't think

beni filme aldığını biliyordum bu yüzden sadece kameraya oynuyordum poz vermek yok

sometimes I'm exaggerating what I do I don't think so really seemed to go by

Bazen yaptığım şeyi abarttığımı düşünmüyorum gerçekten iyi gidiyormuş gibi geldi

quickly Christmas seemed to come and go quickly and of course that could apply

Noel hızla gelip gidiyor gibiydi ve tabii ki bu

to any holiday yeah it couldn't it but I don't know why we spend so much time

herhangi bir tatil için geçerli olabilir, evet olamaz ama Noel'i hazırlamak için neden bu kadar çok zaman harcadığımızı bilmiyorum,

building up to Christmas it's it's on its way only two weeks to go before

sadece iki hafta kaldı.

Christmas only one week to go before Christmas only two days before Christmas

Noel'den önce sadece bir hafta Noel'den önce gitmek için Noel'den sadece iki gün önce

and then Christmas arrives it lasts for one day and then it's gone

ve sonra Noel geldiğinde bir gün sürer ve sonra gitti

Anna says here what do you drink with your meal and Rosa says it looks like a

Anna burada yemeğin yanında ne içersin der ve Rosa bir bardak süt gibi göründüğünü söyler

cup of milk that's interesting does it I don't understand that what does it look

bu ilginç o neye benziyor anlamıyorum

like it was actually tea it was tea it was tea but it was probably I added

aslında çaydı çaydı ama muhtemelen

quite a lot of milk to Steve Steve likes to put lots of milk in his tea but it

Steve'e oldukça fazla süt kattım Steve çayına çok süt koymayı sever ama

definitely was tea we don't have alcohol because well they don't serve alcohol in

kesinlikle çaydı alkolümüz yok çünkü bu Pitino restoranlarında alkol servisi yapmıyorlar, zaten

this Pitino restaurants the reason why we wouldn't anyway because we've got to

vermememizin nedeni çünkü

walk back but yes I usually just have tea mr. Duncan has water mm but it

geri yürümemiz gerekiyor ama evet genellikle sadece çay içerim bayım. Duncan'ın suyu mm var ama

probably looked a bit milky interestingly enough in that particular

muhtemelen ilginç bir şekilde,

restaurant that we go to well it's more of a I wouldn't call it a restaurant

kuyuya gittiğimiz o restoranda biraz sütlü görünüyordu, daha çok bir restoran demezdim,

it's more of a sort of cafe tea shop yes it's kind of a cafe but also a

daha çok bir tür kafe çay dükkanı evet bir tür kafe ama ayrıca

restaurant they serve yes it serves the most amazing food it's called a copper

hizmet ettikleri bir restoran evet en harika yemekleri sunuyor buna bakır su

kettle only wait we might we might get a free meal next week I sent it it is

ısıtıcısı deniyor sadece bekleyin haftaya bedava yemek yiyebiliriz onu gönderdim

called the copper kettle in Much Wenlock High Street and the food is delicious

adı Much Wenlock High Street'teki bakır su ısıtıcısı ve yemek lezzetli

and can we please have free meals next week it is very nice they make all the

ve cana yakın lütfen önümüzdeki hafta bedava yemek yiyelim çok güzel tüm

food there they make a whole range of things you can just have little snacks

yemekleri orada yapıyorlar çok çeşitli şeyler yapıyorlar sadece küçük atıştırmalıklar yiyebilirsin

you can just have tea and scones can I just say can I say Steve you've been

sadece çay ve çörek yiyebilirsin diyebilir miyim Steve diyebilir miyim sen

very good today so here's another little treat for you wait wait

çok bugün iyi o yüzden işte sana küçük bir ikram daha bekle bekle

steak steak though calm down calm down

biftek biftek yine de sakin ol sakin ol

crazy person if I calm down calm down calm down

çılgın kişi sakinleşirsem sakin ol sakin ol hayır

no no stay stay I can't keep this up for much longer mr. Doug

kalmak yok bunu daha fazla sürdüremem bay. Doug

by the way don't worry you'll faint the white ambulance is coming

bu arada merak etme bayılırsın beyaz ambulans geliyor

oh no be good wave your fingers Ben mr. Duncan

oh hayır iyi ol parmaklarını salla Ben Mr. Duncan,

I shouldn't accept food from mr. Duncan I don't know where his fingers have been

Bay Duncan'dan yemek kabul etmemeliyim. Duncan parmaklarının nerede olduğunu bilmiyorum

it might be dirty don't worry I know where they've been

kirli olabilir merak etme nerede olduklarını biliyorum

so okay good boy good boy good boy take this gently gently for goodness sake I

çok iyi aferin aferin aferin aferin aferin aferin aferin aferin bunu yavaşça al tanrı aşkına tek seferde

can get into your mouth in one go they are quite sticky it's the yeast extract

ağzına girebilirim oldukça yapışkanlar, bu maya özütü,

why is this so sticky mmm got it in you can't really miss mr. Steve I'm gonna

bu neden bu kadar yapışkan mmm anladım, gerçekten özleyemezsiniz bay. Steve

choked you can't miss his mouth it's so big oh it's been stretched with use

boğulacağım ağzını özleyemezsin çok büyük oh kullanımdan dolayı esnedi

right right I do not drink alcohol says Ivan more

doğru değil mi alkol kullanmıyorum diyor Ivan

than ten years from December 2009 watch lectures of zan off

Aralık 2009'dan itibaren on yıldan fazla bir süredir zan derslerini izle

well that's very that's very good yes because you know alcohol can be bad for

iyi bu çok bu çok iyi evet çünkü özellikle fazla içerseniz alkolün sizin için kötü olabileceğini biliyorsunuz

you particularly if you overindulge yes so

evet bu yüzden

there's a laudable thing to do we say something laudable we say laudable we

yapılacak övgüye değer bir şey var övgüye değer bir şey söylüyoruz övgüye değer diyoruz

say that it's it's very it's very good we look up to that we aspire to it we

bunun çok iyi olduğunu düşünüyoruz örnek alıyoruz buna can atıyoruz takdir ediyoruz

appreciate it we admire what you've done if something is laudable one of my

yaptıklarınıza hayran olun, eğer bir şey takdire şayansa,

friends died from alcohol he fell off a brewery roof

arkadaşlarımdan biri alkolden öldü, bira fabrikasının çatısından düştü,

actually yes I know somebody that was that was so drunk at a party I wasn't

aslında evet, bir partide çok sarhoş olan birini tanıyorum, o

there at the time okay that they they were on a balcony

sırada orada değildim, tamam, öyleydiler bir balkonda

they lived three floors up in a block of flats and they just fell off the balcony

üç kat yukarıda bir apartman bloğunda yaşıyorlardı ve balkondan düştüler

and landed on their head who okay they did survive but when I went to visit him

ve başlarının üstüne düştüler kim tamam hayatta kaldılar ama onu hastanede ziyarete gittiğimde

in hospital his head was twice the size very nice he was a nurse as well so it

kafası iki kat daha büyüktü çok güzeldi hemşire de bu yüzden

just goes to show you know you think somebody who was a nurse would would

hemşire olan birinin

would appreciate the dangers of alcohol but that's it you see that's the the

alkolün tehlikelerini takdir edeceğini düşündüğünüzü bildiğinizi gösteriyor ama işte bu kadar görüyorsunuz,

inner mind they're working away telling you you want to have fun and laughter

size eğlenmek ve gülmek istediğinizi söyleyen iç akılları bu.

and you don't always listen to you your your common sense and of course when

ve her zaman sağduyunuzu dinlemiyorsunuz ve tabii ki

you're young you are quite foolish we all do foolish things when we are young

gençken oldukça aptalsınız, gençken hepimiz aptalca şeyler yaparız, bu arada, hakkında

by the way we are talking about and context still we are still talking about

konuşuyoruz ve bağlam, hala bazı

things UK people say when returning to work after Christmas Oh

şeylerden bahsediyoruz İngilizler Noel'den sonra işe döndüklerinde Ah

Thank You Jimmy Jimmy's is amused by what we're doing today you're the only

Teşekkürler Jimmy Jimmy bugün yaptığımız şeyle eğleniyor,

one that's poor mr. Steve because I'm being made to look a fool and of course

zavallı olan tek kişi sizsiniz Bay. Steve çünkü aptal yerine konuyorum ve tabii ki

I am a man of high intellect and station in life as we can so you are degrading

ben yüksek zekaya ve hayatta bizim kadar yüksek mevkilere sahip bir adamım, bu yüzden

me mr. donut and making me beg for food like like like a dog yes well we did see

beni küçük düşürüyorsunuz Bay. çörek ve beni köpek gibi yemek için yalvartıyor evet

your rating we did see your eating habits from yesterday here's one here's

puanınızı gördük dünkü yeme alışkanlıklarınızı gördük

something people say this is a little joke by the way so so this is a joke

coming up now I hope you will appreciate this joke I really do go on are you

Umarım bu şakayı beğenirsin Gerçekten devam ediyorum hazır mısın

ready we had the mother-in-law for Christmas

Noel Günü için kayınvalidemiz vardı

Day it made a change from Turkey

Türkiye'den bir değişiklik yaptık

we had the mother-in-law of a president Oh said the joke is that you were

bir başkanın kayınvalidesi vardı Oh şaka dedi ki sen

pretending that you were eating the mother-in-law so the joke here is we

kayınvalideyi yiyormuşsun gibi yapıyorduk, buradaki şaka şu ki, biz numara

were pretending or or maybe we are making out that that's what happened

yapıyorduk ya da ya da belki de öyleymiş gibi yapıyoruz,

we had the mother-in-law for Christmas Day it made a change from Turkey so sure

Noel Günü için kayınvalidemiz vardı, Türkiye'den çok kesin bir değişiklik yaptı

that that is well some people might appreciate that as a joke mr. Duncan

bu iyi, bazı insanlar bunu bir şaka olarak takdir edebilir bay. Duncan bir bakalım

let's see let's see how are you seeing yes

nasılsınız evet bayım

mr. Bruno says after all the food-related topics

. Bruno yemekle ilgili onca konudan sonra

he's now feeling hungry and I can't wait to put something on my barbecue oh do

artık acıktığını söylüyor ve mangalıma bir şeyler koymak için sabırsızlanıyorum oh

you know it's too cold in this country at the moment to have a barbecue I love

bu ülkede şu anda mangal yapmak için çok soğuk biliyor musun

you I don't know it's very I've been out in the garden

seni seviyorum bilmiyorum

again today it's about 15 16 degrees it's actually quite warm I don't think

bugün yine bahçeye çıktım hava yaklaşık 15 16 derece gerçekten çok sıcak bence

it's that was very well mind you I was chopping up bits of wood and cutting

bu pek iyi olmadı odun kırıyordum ve

down plants I saw you looking at me out of the window mr. Duncan doesn't like it

bitkileri kesiyordum bana baktığını gördüm pencereden bay Duncan

when I chop down bushes and he was looking to see what I was cutting down I

çalıları kesmemden hoşlanmıyor ve o benim neyi kestiğimi görmek için bakıyordu Ben yapmaya

wasn't trying to I caught you trust me I was not watching I was not watching mr.

çalışmıyordum yakaladım güven bana izlemiyordum izlemiyordum bay.

Steve trim his bush I've got about a million emails something people say when

Steve çalılarını düzelt Bende insanların Noel tatilinden sonra işe döndüklerinde söyledikleri bir milyon kadar e-postam var

they go back to work after the Christmas holiday I've got about a million emails

so quite often in work I bet you will I will have well I've got 42 oh I didn't

İşte işte çok sık bir milyon kadar e-postam var 42 oh

look at them but I just had a brief look at how many there were and there were 42

onlara bakmadım ama kaç tane olduğuna kısaca bir göz attım ve 42 tane vardı

most of them will be rubbish which of course is what people find out at work

bunların çoğu çöp olacak ki bu da insanların iş yerinde

that they get lots of emails and most of them are rubbish but you have to look at

çok sayıda e-posta aldıklarını ve çoğunun işe yaradığını anlıyor. saçma sapan ama bir

all of them in case one of them is important you never know so quite often

tanesinin önemli olup olmadığına bakmak için hepsine bakmalısın asla bilemezsin o kadar sık ​​sık

you go back to work after a break and you've got about a million emails of

bir aradan sonra işe geri dönersin ve yaklaşık bir milyon e-

course there are not a million emails that's

postan olur tabii ki bir milyon değil bu

once again a slight exaggeration away Argentina of Belarus she says many

bir kez daha hafif bir abartı Arjantin ve Beyaz Rusya'dan birçok

people are still on holiday in January there seems to be quite a quite a slow

insanın Ocak ayında hala tatilde olduğunu söylüyor, Noel'den sonra işe geri dönmek için oldukça yavaş bir dönem var gibi görünüyor

period of getting back to work after Christmas and that it's true because

ve bu doğru çünkü

quite often businesses and people have done a lot of things in preparation

çoğu zaman işletmeler ve insanlar Noel'e giden pek çok şey hazırlanıyor,

leading up to Christmas so they might have stocked up a lot on food so they

bu yüzden çok fazla yiyecek stoklamış olabilirler, böylece

don't need to go to the shops for a while there's another reason it's some

bir süre dükkanlara gitmeleri gerekmez, başka bir neden daha var,

of her okay I think that vaping that summer holidays begins as Belarus yeah

onun bir kısmı tamam, bence o yaz tatilinde elektronik sigara Beyaz Rusya evet,

so at the moment in the South the southern hemisphere of planet Earth it

şu anda Güney'de, Dünya gezegeninin güney yarımküresinde

is approaching summer time or if you live in Australia it's hell on earth yes

yaz saati yaklaşıyor veya Avustralya'da yaşıyorsanız dünya cehennem evet,

so I think but the point I think Belarus here is making there is that when people

bence ama Belarus'un burada anlatmak istediği nokta, insanlar

come back after a long public holiday period like Christmas then it takes a

geri geldiğinde Noel gibi uzun bir resmi tatil döneminden sonra

while for things to get going again because people are still in holiday mode

işlerin tekrar yoluna girmesi biraz zaman alıyor çünkü insanlar hala tatil modunda

and a lot of the shops aren't going to be very busy because people have

ve pek çok dükkan çok meşgul olmayacak çünkü insanlar

probably spent out because but a lot of people overspend going towards Christmas

muhtemelen çok fazla harcamışlar çünkü insanların oranı Noel'e gitmek için fazla para harcıyor,

so January is a bad period for businesses particularly shops to make

bu nedenle Ocak ayı işletmeler için para kazanmak için kötü bir dönem,

money because people have spent they've got to wait for their next wages to come

çünkü insanlar Noel borcunu ödemek için bir sonraki maaşlarının Ocak ayında gelmesini beklemek zorunda kaldılar

in in January to pay for the debt of Christmas and maybe till February shops

ve belki de Şubat ayına kadar dükkanlar havalar düzelmeye başlayana

don't really start picking up until maybe February March time until the

kadar belki Şubat Mart ayına kadar toplamaya gerçekten başlamayın

weather starts getting better yeah it's a bad period of time for shops they have

evet, dükkanlar için kötü bir dönem,

to have to try and make all their money before Christmas and then in the

Noel'den önce ve ardından

Christmas sales in early January so yes things take a while to get going people

Ocak başındaki Noel satışlarında tüm paralarını kazanmaya çalışmak zorundalar. evet işlerin yoluna girmesi biraz zaman alıyor, insanlar muhtemelen tatil rezervasyonu yapmayı

are probably booking thinking about booking holidays yes well well this is

düşünerek rezervasyon yaptırıyorlar

this is what I'm leaving to now okay strangely enough a lot of people at this

time of year are saying roll on summer they can't wait for summer to arrive so

Yazın gelmesini beklemeyin, bu yüzden

most people don't really care spring I love spring I think springtime

çoğu insan baharı gerçekten umursamıyor, baharı seviyorum, bence bahar

is a great time of year it's a wonderful season however most people don't care

yılın harika bir zamanı, harika bir mevsim, ancak çoğu insan

about spring they just want summer to come so they say roll on summer it means

baharı umursamıyor, sadece yazın gelmesini istiyor, bu yüzden yuvarlan diyorlar yaz demek hadi

come on summer hurry up I want summer to come I don't like the cold weather and

yaz acele et yazın gelmesini istiyorum soğuk havayı ve

the dark nights the long dark nights so roll on summer please summer come as

karanlık geceleri sevmem uzun karanlık geceleri o yüzden hadi yaz lütfen yaz

quickly as you can roll on if you say roll on in anything it means hurry up

olabildiğince çabuk gel Bu ne anlama geliyorsa acele edin,

doesn't it so you could say I'll roll on the holidays hmm it just means what will

öyle değil mi tatilde oynayacağım diyebilirsiniz hmm bu canlı akışın

your willing them to come faster roll on the end of this live stream I hope

sonunda onların daha hızlı gelmelerini istemenizin anlamı nedir umarım

nobody's saying that yes people seem to be interested that we're having milk

kimse evet demez insanlar öyle görünüyor çay kuyumuzla süt içtiğimizle ilgileniyor

with our tea well power mirror says tea with milk is useful for breeding mums

elektrikli ayna sütlü çayın üreme anneleri için yararlı olduğunu söylüyor

not quite sure what you mean there but yes we do tend to put milk in our tea

orada ne demek istediğinizi tam olarak anlayamıyoruz ama evet biz çayımıza süt koyma eğilimindeyiz

you don't some people put milk in coffee here some people don't

siz bazı insanlar kahveye süt koymazsınız burada bazı insanlar

mmm I would say it was half-and-half but I would say virtually everybody in the

mmm yok, ben yarım buçuk derdim ama Birleşik Krallık'taki hemen hemen herkesin

UK puts milk in their team but it depends what type of tea if it's black

takımına süt koyduğunu söyleyebilirim ama ne tür çaya bağlı, eğer siyah

tea quite often they will put milk in it yeah if it's green tea or herbal tea

çaysa, sık sık içine süt koyacaklar evet, eğer yeşil çay veya bitki çayı ise,

they never put milk in it you would just put honey in it but most people green

içine asla süt koymazlar, içine sadece bal koyarsınız ama çoğu insan yeşil

tea is an acquired taste so green tea in the UK isn't widely a probably is quite

çayın edinilmiş bir tadıdır, bu nedenle Birleşik Krallık'ta yeşil çay yaygın değildir ve muhtemelen oldukça

a lot of pea I know okay but do most people drink black tea and yeah okay

fazla bezelye vardır biliyorum tamam ama çoğu insan siyah çay içiyor mu ve evet tamam

although herbal tea has become very popular now with all the

bitki çayı şimdi

health-conscious people and all of the people who follow the the new religion

sağlık bilincine sahip tüm insanlar arasında çok popüler olmasına rağmen ve yeni dini takip eden tüm insanlar yeni

have you heard of the new religion I have I have a new wave the news all

dini duydunuz mu benim sahip olduğum yeni bir din var Haberleri sallayın hepsi

praise the carrot yes veganism is now officially recognized as a thing so you

havucu övüyor evet veganizm artık resmi olarak bir şey olarak kabul ediliyor yani görüşlerinizi

can actually have the right to express your v

gerçekten ifade etme hakkınız var

views the High Court I think it happened yesterday they said yeah it's official

Yüksek Mahkeme Sanırım dün oldu evet

veganism is now official so it's just like anything else that that a person

resmi dediler veganizm artık resmi ve bu yüzden her şey gibi başka bir kişinin kendini bununla ifade

has the right to do or express themselves with so you can go up to

etme veya yapma hakkı vardır, böylece

someone in the street and say do you eat meat and they might say yes and the the

sokaktaki birine gidip et yer misin diyebilirsin ve evet diyebilirler ve

vegan will say that's terrible yes ethic or what they're calling ethical veganism

vegan bunun korkunç bir evet ahlakı veya ne olduklarını söyleyecektir. etik veganlık demek artık

is virtually acquired a religious status now okay according to the courts and

neredeyse dini bir statü kazandı mahkemelere göre tamam ve bu nedenle bununla ilgili

therefore you have certain rights associated with that so please don't go

belirli haklarınız var, bu yüzden lütfen buna girmeyin

into that do you think vegans will have a church then and maybe at the front

sizce veganların bir kilisesi olacak mı ve belki ön tarafta

there'll be a giant carrot or maybe I don't know a big big pot of cauliflower

olacak dev bir havuç ya da belki bilmiyorum büyük bir tencerede karnabahar

a big ha a big pot of herbal tea on honor on a throne I drink a lot of

bir büyük ha büyük bir tencerede bitki çayı şerefe bir taht üzerinde Şimdi bol bol

herbal tea now and tell mr. Duncan I only have I used to have two or three

bitki çayı içerim ve bay beye anlatırım. Duncan, sadece sahiptim Eskiden günde iki veya üç

cups of tea a day I only have one now and I have her and one cup of tea one

fincan çay içerdim, şimdi sadece bir tane içerim ve o ve günde bir fincan çay ve

cup of coffee a day and then I have her booty in between because I'm trying to

günde bir fincan kahve içerim ve sonra onun ganimetini arada alıyorum çünkü deniyorum

reduce my intake of caffeine which is quite high in tea and coffee as we know

Bildiğimiz gibi çay ve kahvede oldukça yüksek olan kafein alımımı azaltın,

think of all those who think of all those poor caffeine animals that were

öldürülen tüm o zavallı kafeinli hayvanları düşünen herkesi düşünün

killed oh hang on caffeine doesn't come from animals so

oh bekle kafein hayvanlardan gelmez, bu yüzden

mr. Steve doesn't like to get too excited you see he's a man who tries to

bay. Steve çok heyecanlanmaktan hoşlanmaz, onun hayattaki her şeye karşı coşkusunu kontrol etmeye ve dizginlemeye çalışan bir adam olduğunu görürsünüz,

control and curb his enthusiasm for everything in life no well because III

çünkü

you can get and I've been getting sort of mild palpitations I would say which I

alabilirsiniz III ve ben bir çeşit hafif çarpıntılar alıyorum.

think is sometimes if I go to see my customers they're off often offer me a

bazen müşterilerimi görmeye gidersem, genellikle bana bir

cup of tea or coffee and sometimes I can go to two or three customers in a row

fincan çay veya kahve ikram ederler ve bazen arka arkaya iki veya üç müşteriye gidebilirim

and then you don't like to say no if somebody if a customer says would you

ve o zaman biri müşteri derse hayır demekten hoşlanmazsınız.

like a cup of tea or a cup of coffee it's difficult to say no because they

bir fincan çay veya bir fincan kahve ister misin hayır demek zordur çünkü

were might be perceived by them as a type of

onlar tarafından bir tür

rejection you could ask for something else yes you could do but it's asked for

ret olarak algılanabilirler başka bir şey isteyebilirsiniz evet yapabilirsiniz ama

a glass of water but you don't want to trouble them too much so that's less

bir bardak su istenir ama siz onları çok fazla rahatsız etmek istemiyorum, bu yüzden daha az

trouble oh I miss it and will you just let me finish that's the point I'm

sorun oh bunu özlüyorum ve bitirmeme izin verir misiniz,

trying to make mr. Duncan is that you can I can often accept 2 or 3 cups of

yapmaya çalıştığım nokta bu. Duncan, sık sık arka arkaya 2 veya 3 fincan

coffee in a row within a short space of time because customers have offered it

kahveyi kısa bir süre içinde kabul edebilirim çünkü müşteriler

to me and therefore the caffeine levels go up and then you can get palpitations

bana kahve teklif etti ve bu nedenle kafein seviyeleri yükseliyor ve ardından kalp çarpıntısı çekebiliyorsunuz, bu yüzden

so so misters heart oh oh mr. Steeves heart goes into a little flutter

baylar kalp oh oh Bay. Steve'in kalbi biraz çarpıyor,

well you just feel the occasional extra thumb see I think this is just what

sadece ara sıra fazladan başparmağınızı hissediyorsunuz

happens when you see me you see I think what happens when mr. Steve sees me his

. Steve beni görünce

heart goes into a little flutter because he's so excited no it's actually anxiety

kalbi biraz çarpıyor çünkü çok heyecanlı hayır aslında endişe çünkü

because I've gone now I've got to come back home yes we're not we're not making

ben şimdi gittim eve dönmeliyim evet değiliz

any sort of statement about veganism or meat eaters as such it's just a comment

veganizm veya et hakkında herhangi bir açıklama yapmıyoruz yemek yiyenler bu sadece bir yorum

what is choice what they want to do in line okay then okay this tea Steve's

seçim nedir sırada ne yapmak istiyorlar tamam o zaman tamam bu çay Steve

really afraid of offending anyone we're not offending anyone don't worry

gerçekten kimseyi gücendirmekten korkuyor biz kimseyi gücendirmiyoruz merak etmeyin

this is fun this is the Internet you see never confuse the internet with real

bu eğlenceli bu gördüğünüz internet hiç karıştırmayın gerçek

life so when you go out the house later today that's not the Internet that's

hayatla internet yani bugün daha sonra evden dışarı çıktığınızda bu gerçek hayat olan internet değil

real life but this is the Internet and it's anything happens here everything

ama bu internet ve burada her şey oluyor her şey

happens it has been today it's all strange

bugün oldu her şey garip

imagine if mr. Steve and myself stood in the town and behaved like this oh hang

hayal edin eğer bay. Steve ve ben kasabada durduk ve şöyle davrandık oh bir

on we have we have done that and we've been arrested for it well you were but

dakika, bunu yaptık ve bunun için tutuklandık, peki siz öyleydiniz ama

that's another story right any other code anything people saying mr. Duncan

bu başka bir hikaye, başka herhangi bir kod, insanların söylediği herhangi bir şey bay. Duncan

all right dough in the UK Saturnino says does the UK court give the same right to

pekala Birleşik Krallık'ta hamur Saturnino, Birleşik Krallık mahkemesinin yamyamlara aynı hakkı verip vermediğini söylüyor,

cannibals well I'm not sure about that now thankfully not I haven't heard of

bundan şimdi emin değilim

many cannibals but I know I know that Satur eno is joking there but yes I

çok şükür hayır çok yamyam duymadım ama Satur eno'nun orada şaka yaptığını biliyorum ama evet, bence

think the point she's making is well if you were to say hmm I know what she's

demek istediği nokta iyi, eğer hmm,

saying there that if you talk about something for long enough you can turn

orada ne dediğini biliyorum, eğer bir şey hakkında yeterince uzun süre konuşursan, herhangi

anything into a religion can't you yes and say and say that you want special

bir şeyi bir dine dönüştürebilirsin, evet ve özel istediğini söyleyip söyleyemez misin?

status for that but yes don't think you could get it for being a cannibal no

bunun için statü ama evet yamyam olduğun için onu alabileceğini sanmıyorum hayır yamyam

well I don't think you're allowed to be a cannibal it has to be legal first of

olmana izin verildiğini düşünmüyorum her şeyden önce yasal olmalı

all so I think if you went round your neighbor's house and chopped him up and

ve onu doğradım ve

had him with dumplings in a nice thick stew and a delicious Chianti I think

güzel, kalın bir güveçte ve lezzetli bir Chianti'de köfte ile yedirdim.

people would complain longer they know what that reference is that will be

funny that's it so if you were born before 1993 you will know what that

reference was Alamgir says never trust anyone on the internet never not even

Alamgir, internette asla kimseye güvenme diyor, asla

ass not even us not even us don't trust Israel you know why don't you because a

kıç bile, bize bile, biz bile İsrail'e güvenmiyoruz, neden

lot of people on the internet and turn out to be a charlatans charlatan

internette bir çok insan olduğu ortaya çıktı ve şarlatan şarlatan

charlatan what is a charlatan a person who is a charlatan is someone who

şarlatan ne olduğunu biliyorsun şarlatan şarlatan olan kişi,

pretends to be something they are not and the internet is full of people doing

olmadığı biri gibi davranan kişidir ve internet bunu yapan insanlarla doludur, günümüzde

that a lot of people go on the internet nowadays and they they call themselves

pek çok insan internete giriyor ve kendilerine

inspiring motivators or entrepreneurs have you noticed that at the moment on

ilham verici motive ediciler veya girişimciler diyorlar, fark ettiniz mi? YouTube'da bir an

YouTube there are lots of commercials for these guys who come on and say hi

gelip merhaba diyen bu adamlar için bir sürü reklam var arkadaşlar,

guys hi my name's Chad and I've got a great new scheme to help you make loads

benim adım Chad ve bir sürü para kazanmanıza yardımcı olacak harika bir yeni planım var tek

of money all you have to do is get my free book so click click here and find

yapmanız gereken ücretsiz kitabımı almak, bu yüzden tıklayın buraya tıklayın ve bunun gibi şeylerden

out how I'm making 20 million dollars a week things like that but they're not

haftada nasıl 20 milyon dolar kazandığımı öğrenin ama bunlar

really the Charlotte's and somebody who pretends to be something or to sell

gerçekten Charlotte'a ait değil ve bir şeymiş gibi davranan veya

something fake that isn't true they might also be an imposter

gerçek olmayan sahte bir şey satan biri, aynı zamanda bir sahtekar da olabilir.

an impostor the her sister and in person a person who I can't remember how to

kız kardeşini sahtekar ve şahsen, nasıl konuşacağımı hatırlayamadığım bir kişi,

speak an impostor is a person who pretends to be another person or two or

sahtekar, başka bir veya iki kişi gibi davranan veya gerçekten yapamayacakları bir

pretends to be doing something that they're not really capable of doing yes

şeyi yapıyormuş gibi yapan kişidir.

and input somebody I for example might might come on here and we're an adidas

Mesela ben buraya gelebilirim ve biz bir adidas

hat and a pair of glasses and pretend to be mr. Duncan and I would therefore be

şapka ve bir çift gözlüğüz ve Mr. Bu nedenle Duncan ve ben

an impostor yeah somebody who's pretending to be

bir sahtekar olurduk evet,

somebody else yes I won't be doing that of course fraud stir a fraud stir a

başka biri gibi davranan biri evet bunu yapmayacağım tabii ki dolandırıcılık bir dolandırıcılığı karıştırmak bir sahtekarlığı karıştırmak

person who is a fraud stir is a person who cheats are the people so maybe they

dolandırıcı olan bir kişiyi karıştırmak hile yapan bir kişidir insanlardır yani belki rol yaparlar

pretend to be representing a company or maybe they pretend to be from a certain

bir şirketi temsil ediyor olmak veya belki de belirli bir kuruluştanmış gibi davranıyorlar birilerini kandırmaya

organization they are trying to trick someone into believing that they are the

çalışıyorlar ve kendilerinin

person they say they are they are frauds that quite often people will trick other

söyledikleri kişi olduklarına inandırıyorlar dolandırıcılar ki çoğu zaman insanlar diğer

people into giving them money fraud stir also a swindler oh I like this word

insanları kendilerine para vermeleri için kandırıyorlar dolandırıcılık karıştır ayrıca bir dolandırıcı oh bu kelimeyi seviyorum

swindler a person who swindles other people is a person who tricks others

dolandırıcı başka insanları dolandıran kişi başkalarını

into giving them money or maybe trust you can swindle someone by making them

onlara para vermeleri için kandıran kişidir ya da belki birini

believe that you are a good person maybe I think that's usually referred to in

iyi bir insan olduğuna inandırarak onu dolandırabileceğine güvenir

the context of money mm-hmm you swindle somebody out of money you might swindle

para bağlamı mm-hmm birinin parasını dolandırırsınız birinin

somebody out of their home hmm or their property yes

evinden hmm veya mülkünü dolandırabilirsiniz evet

by pretending that you've solved the property for them it's all a car okay

mülkü onlar için çözmüş gibi davranarak hepsi bir araba tamam

then here's an interesting word cheat now this word Steve is interesting

o zaman işte ilginç bir kelime hile şimdi bu kelime Steve ilginç

because it can be a noun and also a verb okay so you can cheat someone as an

çünkü bir isim ve aynı zamanda bir fiil olabilir tamam yani birini eylem olarak kandırabilirsin

action but that person will be a cheat you are a cheat you cheated me

ama o kişi bir hile olacak sen bir hilesin beni kandırdın

so to cheat and be and now on overt tell you could

bu yüzden hile yapmak ve olmak için ve şimdi açıkça

cheat you could cheat somebody you could cheat on somebody couldn't you hmm if

seni kandırabileceğini söyle birini aldatabilirsin birini aldatabilirsin değil mi sen hmm eğer

you're being if you're having an affair with somebody else yes then you then

oluyorsan başka biriyle ilişkin varsa evet o zaman sen

that person might say that you cheated on me yes you could cheat somebody out

o kişi beni aldattığını söyleyebilir evet birisini

of their inheritance yes by doing something that means that they're there

mirasından yoksun bırakabilirsin evet, orada oldukları anlamına gelen bir şey yaparak,

that the somebodies will has been altered yes so she wants somebody out of

birisinin değiştirileceği anlamına gelir, evet, yani o, birini mirasından çıkarmak istiyor,

their inheritance you are getting something through false pretenses you

sahte iddialarla bir şey alıyorsunuz, dolandırıcı

are pretending to be a person who you are not a con artist I like this one con

olmadığınız bir kişi gibi davranıyorsunuz, hoşuma gidiyor Bu bir

artist a con artist is a person who goes around fooling or tricking people into

dolandırıcı, bir dolandırıcı, ortalıkta dolaşıp insanları kandıran veya kandırarak

quite often buying things from them which are of poor quality or maybe they

onlardan kalitesiz şeyler satın alan veya belki de

pretend to be another person or someone they're not so they can get another

başka bir kişinin parasını alabilmek için başka bir kişi veya olmadıkları biri gibi davranan bir kişidir.

person's money yes if you've been conned by somebody then it means that that

evet biri tarafından dolandırıldıysanız, o zaman

they've they've defrauded you out of something so in this case it means

sizi bir şeyden dolandırdılar demektir, bu durumda bu

confidence so actually in this case it means confidence artist so you are

güven anlamına gelir yani aslında bu durumda bu güven sanatçısı anlamına gelir, bu yüzden

trying to gain their confidence you are trying to con them you are getting them

onların güvenini kazanmaya çalışıyorsunuz onları kandırmaya çalışıyorsun onları

to believe something that isn't real so you can get your hands on their money oh

gerçek olmayan bir şeye inandırıyorsun böylece paralarını alabilirsin oh

he's a good one Steve do you know this word vlag this is used a lot in English

o iyi biri Steve bu kelimeyi biliyor musun vlag bu İngilizcede çok kullanılır

especially lot in sales yes British English as well you will hear this a lot

özellikle satışta çokça evet İngiliz İngilizcesinde de bunu çok fazla duyacaksınız.

too blag is to use words or your your personality to get something or to get

into a place so you use your words your gift of speaking or maybe your

personality so you are cleverly disguising or hiding the fact that you

shouldn't be there or you are trying to get into a place and you

orada olmaman gerektiği gerçeği ya da bir yere girmeye çalışıyorsun ve sen bunu

we'll do anything to do it so blag blag I love that word it means yes it means

yapmak için her şeyi yapacağız bu yüzden blag blag bu kelimeyi seviyorum evet anlamına geliyor bu

that you're talking a lot using you're very clever with words phrases and you

seni kullanarak çok konuştuğun anlamına geliyor kelime öbekleri konusunda çok zekisin ve doğru olmasa

can convince somebody of something even though it might not be true hmm

bile birini bir şeye ikna edebilirsin hmm zorla

you can blag your way into for example you might you might you might try to get

içeri girebilirsin örneğin

into an expensive restaurant and or you might pretend that that you're going to

pahalı bir restorana girmeye çalışabilirsin veya öyleymiş gibi davranabilirsin

a movie premiere for example and that you you you only invited people are

örneğin bir film galasına gidiyorsunuz ve sadece insanları davet etmenize

allowed but you sort of manage to talk your way around by pretending that

izin veriliyor ama olmadığınız biriymişsiniz gibi davranarak kendi tarzınızda konuşmayı başarıyorsunuz,

you're somebody that you're not for example hmm

örneğin hmm

also maybe some people actually get a job by blagging they were blag blag

ayrıca belki bazı insanlar gerçekten bir böbürlenerek iş kendi yollarına blag ettiler

their way in yes a black a job interview so they will say things maybe they will

evet siyah bir iş görüşmesi bu yüzden bir şeyler söyleyecekler belki

make up things that they haven't even done yes they could they could say oh

yapmadıkları şeyleri uyduracaklar evet diyebilirlerdi ah

can I come for an interview with your company I've got all the experience you

şirketinizle bir görüşmeye gelebilir miyim İhtiyacınız olan tüm deneyime sahibim

need I've done this I've done that they're probably lying but on the basis

Bunu yaptım, muhtemelen yalan söylüyorlar ama tam da

of just what you've said that person might get an interview or might get

söylediklerinize dayanarak o kişi bir röportaj alabilir veya bir

something then they're very clever with words and in the end what they do is

şey alabilir, o zaman çok kelimeler konusunda zekidirler ve sonunda yaptıkları şey,

they overpower you with words and phrases and then the other person gives

sizi kelimeler ve ifadelerle alt etmektir ve sonra diğer kişi pes eder

up and says a lot might as well it's an interesting message on the live chat Jay

ve çok şey söyler, canlı sohbette ilginç bir mesaj olabilir Jay

flaner says we can say that you have the gift of the gab or the gift of gab we

flaner, sizin sahip olduğunuzu söyleyebileceğimizi söylüyor gevezelik hediyesi veya gevezelik hediyesi

normally say the gift of the gab so gab means speaking or talking so you have

normalde gevezelik armağanı deriz, yani geb konuşma veya konuşma anlamına gelir, bu nedenle

the gift you have the ability to speak in a very fluent and also a very

yeteneğin var çok akıcı ve aynı zamanda çok

persuasive way you have the gift of the gab some people have said that I have

ikna edici bir şekilde konuşma yeteneğine sahipsin gab bazı insanlar benim

the gift of the gab er what do you think Steve well you're not trying to sell

gab er yeteneğine sahip olduğumu söylediler ne düşünüyorsun Steve peki

anything as search or sell yourself no but the ability to speak yes the ability

kendini aramak veya satmak olarak hiçbir şey satmaya çalışmıyorsun hayır ama konuşma yeteneği evet

to speak coherently and to make people believe what you're saying and that

tutarlı konuşma ve insanları inandırma yeteneği ne söylediğiniz ve bunun

often has a lot to do with your expression as well on the way that you

genellikle ifadenizle ve o bebeği anlatma şeklinizle çok ilgisi vardır

put that infant across because people can usually tell

çünkü insanlar genellikle

if you're lying or giving false information but if you're a good actor

yalan söylediğinizi veya yanlış bilgi verip vermediğinizi anlayabilir, ancak iyi bir aktörseniz

then you can then you then you you can say whatever you want and people can

o zaman o zaman sen o zaman sen ne istersen söyleyebilirsin ve insanlar

believe you without any evidence you are a terrible liar by the way Steve Steve

sana herhangi bir kanıt olmadan inanabilirler sen berbat bir yalancısın bu arada Steve Steve

is the worst liar in the world I don't know why but you you lie so badly

dünyanın en kötü yalancısı Nedenini bilmiyorum ama sen çok kötü yalan söylüyorsun

because I feel guilty I think I'm going to go mister don't couldn't let you

çünkü Kendimi suçlu hissediyorum sanırım gideceğim bayım

finish oh okay then because it's getting dark and I need to do some more things

bitirmene izin veremezdim oh tamam o zaman çünkü hava kararıyor ve benim bahçede birkaç şey daha yapmam gerekiyor

in the garden okie dokie so I'll see you all probably

okie dokie o yüzden görüşürüz muhtemelen

not probably not not Wednesday certainly won't be Wednesday not Wednesday not

hayır muhtemelen çarşamba değil kesinlikle çarşamba olmayacak çarşamba değil

Friday but you might be back next Sunday I could well be back next Sunday

cuma değil ama gelecek pazar geri dönebilirsin ben de gelecek pazar

like sunnin in so that's when you can catch us on Sunday Wednesday Friday 2

günaydın gibi geri gelebilirim yani o zaman bizi pazar çarşamba cuma 14:

p.m. UK time so the next livestream will be Wednesday but you will be able to see

00'te yakalayabilirsin. Birleşik Krallık saatine göre bir sonraki canlı yayın Çarşamba olacak, ancak

mr. Steve hopefully next Sunday isn't that nice

Mr. Steve umarım önümüzdeki pazar o kadar güzel değildir, çok

lovely very nice so lovely to see you all today and I hope I've been helpful

güzel, çok güzel, bugün hepinizi görmek çok güzel ve umarım yardımcı olmuşumdur bayım

mr. Duncan in helping you to teach English and see you all very soon before

. Duncan, İngilizce öğretmenize yardım ediyor ve gitmeden çok yakında görüşürüz,

you go you can have one more one more twiglet okay so that's it very good

bir dal daha alabilirsin, tamam, bu çok iyi,

steady steady stay stay this is so demeaning so demeaning don't you think

sabit dur, kal, bu çok alçaltıcı, çok alçaltıcı,

so viewers stay it's very demeaning I shouldn't be treated in this in this

sence de izleyiciler kalmıyor mu çok küçük düşürücü bana bu şekilde davranılmamalı

this it's like public humiliation it isn't it is staid hurry up

bu toplum içinde aşağılama gibi bir şey değil mi acele et ahbap sen defol

good boy off you go run he's going for a play in the garden there I am going to

git koş o bahçede oynamaya gidiyor orada

get so much-- such a hard beating tonight for that so if you brag your way

çok şey alacağım-- böyle Bunun için bu gece sert bir dayak, yani kendi tarzınla böbürlenirsen,

you might also deceive someone as well you might deceive a person into thinking

birini de kandırabilirsin, bir insanı kandıramayacağın bir şey

that you are doing something you can't deceive you pretend to be someone you

yaptığına inandırabilirsin, kandıramazsın, biri gibi

pretend to be a person that you're not maybe you take another person's identity

davranırsın, olduğun gibi davranırsın' Belki başka bir kişinin kimliğini almıyorsun,

you pretend to be another person or you pretend to have a certain ability trick

başka biri gibi davranıyorsun ya da belli bir yeteneğin varmış gibi davranıyorsun,

you can trick someone into believing that you are another person or maybe you

birini başka biri olduğuna inandırmak için kandırıyorsun ya da belki de

have a certain ability con so maybe you con someone you get a person's

belli bir yeteneğin var, bu yüzden belki birini dolandırıyorsun. kişinin

confidence you get them to believe that you are a real person or maybe you get

güvenini gerçek bir insan olduğunuza inandırırsınız veya belki de onları

them to believe that your intentions are real you con that person so that is

niyetinizin gerçek olduğuna inandırırsınız o kişiyi kandırırsınız yani bu

actually a verb and it also can be a noun as well so a con is the trick and

aslında bir fiildir ve aynı zamanda bir isim de olabilir yani aleyhte bir hiledir ve

also you can con someone finally sham oh I like this word so if something is a

ayrıca birini dolandırabilirsin sonunda sahte

sham it means it is not real it is something that appears on the surface to

be a real thing however in reality it is not real

it is a sham such as a marriage so quite often in I don't know in celebrity

bir evlilik olarak o kadar sık ​​ki, bilmiyorum ünlü

circles you might find that two people will get married however the marriage is

çevrelerde iki kişinin evleneceğini görebilirsiniz, ancak evlilik

not a real marriage they are just doing it to to make them seem normal

gerçek bir evlilik değil, sadece onları normal görünmek için yapıyorlar,

a sham marriage so something that is not real something that is being done for

sahte bir evlilik yani öyle bir şey gerçek değil başka nedenlerle yapılan bir şey

other reasons not the genuine reason sham and that's it today I met a word

gerçek sebep değil sahte ve işte bugün bir kelimeyle tanıştım

bilk and it means deceive to yes I think you can build someone I think it's a

bilk ve aldatmak anlamına geliyor evet bence birini inşa edebilirsin sanırım

combination of two words Thank You Bella rusia Thank You Valentin I will be going

iki kelimenin birleşimi teşekkürler bella rusia teşekkürler Valentin

around to my neighbour's house in a moment

Birazdan komşumun evine gideceğim

I have to go next door to ask if I can borrow some milk because we haven't got

Yan komşuya gidip biraz süt ödünç alabilir miyim diye sormam gerekiyor çünkü hiç sütümüz yok

any unfortunately we are completely out of milk

ne yazık ki sütümüz tamamen bitti eğer

we have no milk left if you want to get in touch by the way before I go if you

istersen hiç sütümüz kalmadı bu arada ben gitmeden önce iletişime geçin, benimle

want to get in touch send me an email or perhaps you would like to send a lovely

iletişime geçmek isterseniz bana bir e-posta gönderin veya belki de güzel bir bağış göndermek istersiniz,

donation well you are more than welcome to do so

memnuniyetle karşılarız, bu yüzden bugün

it's been so nice to have your company today don't forget also if you want to

şirketinizin olması çok güzel oldu. unutma ayrıca istersen

you can also subscribe if you want as well I know it sounds desperate but

abone olabilirsin istersen de abone olabilirsin çaresizce geldiğini biliyorum ama

please like like my livestream and also if you want to you can also you can

lütfen canlı yayınımı beğen ve ayrıca istersen yapabilirsin

there it is you can subscribe to my youtube channel

orada da yapabilirsin youtube kanalıma da abone olabilirsin

as well and then you will never miss another one of my livestream so I hope

ve sonra canlı yayınımı asla kaçırmazsınız, bu yüzden umarım

you have enjoyed today's lesson lots of things today we talked about so many

bugünün dersinden keyif almışsınızdır, bugün pek çok şey hakkında konuştuk

things and as I mentioned at the start of today's livestream this is the final

ve bugünkü canlı yayının başında da belirttiğim gibi bu, bu

day for the Christmas lights tonight they will go out for the final time and

gece Noel ışıkları için son gün. son kez dışarı çıkacak ve

then we will have to wait until next Christmas which will soon come around I

sonra yakında gelecek olan bir sonraki Noel'e kadar beklememiz gerekecek

think so thanks also to pal mirror thank you also to Noemi Thank You pram Thank

bence bu yüzden pal mirror'a da teşekkürler Noemi'ye de teşekkürler Çocuk arabası teşekkürler Teşekkürler

You ciao Thank You Guadalupe hi Lee Kwang thank

ciao Teşekkürler Guadalupe merhaba Lee Kwang

you very much to you as well for joining me today so many people here Thank You

çok teşekkürler bugün bana katıldığınız için size de çok teşekkür ederim buradaki birçok insan Teşekkürler

Martha thank you Anna Coby thank you to

Martha teşekkürler Anna Coby

everyone for joining me today I hope you've enjoyed today's lesson I

bugün bana katıldığınız için herkese teşekkürler umarım bugünkü dersten keyif almışsınızdır

was hoping to see the birds today but the birds are actually being very shy

bugün kuşları görmeyi umuyordum ama kuşlar aslında dışarıda çok utangaç

outside there is one now did you see it oh that's nice so I was hoping to show

şimdi bir tane var gördün mü oh bu güzel yani kuşları göstermeyi umuyordum

the birds but unfortunately they are being rather shy today so we didn't we

ama ne yazık ki bugün oldukça utangaçlar bu yüzden

didn't have a look at them Thank You Alamgire Thank You Berlin thank you

onlara bakmadık Teşekkürler Alamgire Teşekkürler Berlin

very much to Ivan sudeer thank you also to Sasi and also to Prem Singh please

Ivan Sudeer'e çok teşekkür ederim ayrıca Sasi'ye ve ayrıca Prem Singh'e teşekkür ederim lütfen

where are you from sir I am from England

nerelisiniz efendim ben İngiltere'denim

and this is a live stream from the birthplace of the English language sadly

ve bu İngilizcenin doğduğu yerden canlı yayın ne yazık ki

it is time for me to say goodbye I hope you have enjoyed the past hour and 45

benim için hoşçakal deme zamanı geldi ben Umarım geçen bir saat ve 45 dakikadan keyif almışsınızdır

minutes Oh a very long one today quite long indeed time to have a lovely tea

Ah, çok uzun bir gün bugün gerçekten çok uzun, güzel bir çay

cake and a cup of tea with mr. Steve and of course I have to have my regular walk

keki ve Bay ile bir fincan çay içme zamanı. Steve ve tabii ki 2020

one of my new year's resolutions for 2020

için yeni yıl kararlarımdan biri olan düzenli yürüyüşümü yapmalıyım,

this is mr. Duncan saying thanks for watching I hope you've enjoyed today I

bu bay. Duncan, izlediğiniz için teşekkürler, umarım bugün eğlenmişsinizdir,

hope you will join me on Wednesday 2 p.m. UK time and of course until the

umarım Çarşamba 14:00'da bana katılırsınız. Birleşik Krallık zamanı ve tabii ki

next time we meet here on YouTube you know what's coming next yes you do...

YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet yaparsınız...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)