ENGLISH ADDICT / Saturday 18th April 2020 / Surprises - What is Normal? - Learn With Mr Duncan

don't worry got a new I will be with you in a couple

merak etmeyin yenisini aldım birkaç

of moments please be patient

dakika sonra yanınızdayım lütfen sabırlı olun

oh what a morning what a very busy morning indeed hello everyone welcome

oh ne sabah ne çok yoğun bir sabah gerçekten merhaba herkese hoşgeldiniz yine beraberiz aman

here we are again oh my goodness I can't believe it we are back once again and

allahım bir kez daha geldiğimize inanamıyorum tekrar ve bugün

everything is looking slightly more normal today

her şey biraz daha normal görünüyor

apologies for being late I am very sorry for being late but I have had a very

geç kaldığım için özür dilerim geç kaldığım için çok özür dilerim ama

busy morning on the telephone taking calls doing all sorts of things it has

telefonla aramaları yanıtlayarak her türlü şeyi yapmakla çok meşgul bir sabah geçirdim

been a very busy Saturday morning welcome everybody

çok yoğun bir Cumartesi sabahıydı herkese hoşgeldiniz

it is English addict live and yes we are all here together again welcome

İngiliz bağımlısı canlı ve evet yine hep birlikte buradayız hoşgeldiniz

oh hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay

oh herkese merhaba ben bayım. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

I hope so are you happy I really hope you are feeling happy today yes we are

umarım mutlusundur umarım bugün gerçekten mutlu hissediyorsundur evet

all happy together again ah planet YouTube I hope you are feeling good it

hepimiz yine birlikte mutluyuz ah gezegen YouTube umarım iyi hissediyorsundur

is the weekend oh my goodness it doesn't feel like it though does it

hafta sonu aman tanrım öyle değil' öyle hissetmiyorum ama

to be honest let's be honest with each other for a moment it doesn't feel like

dürüst olmak gerekirse bir an için birbirimize karşı dürüst olalım

the weekend because every day feels exactly the same anyway we are all here

hafta sonu gibi gelmiyor çünkü her gün tıpatıp aynı hissettiriyor zaten hepimiz buradayız evet

together yes the weekend has arrived not that it really matters at the moment

hafta sonu geldi o kadar da önemli değil şu anda

because we seem to be all sharing a very long weekend however it is still

hepimiz çok uzun bir hafta sonunu paylaşıyor gibi görünüyoruz, ancak bugün hala

Saturday

Cumartesi,

do I hope you are feeling happy today yes we are all back here again

umarım bugün mutlu hissediyorsunuzdur, evet hepimiz tekrar buradayız ve hava

and it is a soggy Saturday outside the weather today is very miserable gloomy

ıslak bir Cumartesi, hava dışında bugün çok sefil, kasvetli,

maybe some people might say that today is overcast and gray well they would be

belki biraz insanlar bugünün bulutlu ve gri olduğunu söyleyebilirler,

right because today is a little bit gloomy outside to say the least

haklı olabilirler çünkü bugün dışarısı biraz kasvetli en azından

there is the view in the garden now the garden is looking rather green I'm sure

bahçede manzara var şimdi bahçe oldukça yeşil görünüyor eminim

you can see just as I can that the garden is looking rather nice at the

siz de benim gibi görebilirsiniz şu anda bahçe oldukça güzel görünüyor,

moment everything has come out all of the leaves are now out you can see many

her şey çıktı, tüm yapraklar şimdi döküldü,

of the trees in the distance have their leaves as well so everything is looking

uzaktaki ağaçların birçoğunun da yaprakları olduğunu görebilirsiniz, bu nedenle şu

rather nice at the moment in the garden and into the distance you will see just

anda bahçede her şey oldukça güzel görünüyor ve mesafeye doğru

how grey everything is so we have lots of grey skies lots of rain this morning

her şeyin ne kadar gri olduğunu göreceksiniz, bu yüzden çok gri gökyüzümüz var bu sabah çok yağmur var

however it isn't as windy as yesterday yesterday was very windy but today it is

ama dünkü kadar rüzgarlı değil dün çok rüzgarlıydı ama bugün

not too bad despite the gray clouds and also the

gri bulutlara ve ayrıca

rain as well which is why I am back in the studio I thought we would do

yağmur da var bu yüzden stüdyoya geri döndüm

something slightly more normal today so we are doing something a little more

bugün biraz daha normal bir şey yapalım diye düşündüm bu yüzden biraz daha normal bir şey yapıyoruz

normal whatever that is and one of the things

ve

we are talking about today is believe it or not

bugün bahsettiğimiz şeylerden biri de ister inanın ister inanmayın

normality what is normal mr. Duncan you are giving us some food

normallik normal nedir hocam Duncan, bize

for thought oh I like that expression when we say food for thought we are

düşünce için yiyecek veriyorsun oh, düşünce için yemek derken, bu ifadeyi seviyorum, bize dikkatlice düşünmemiz veya düşünmemiz için

talking about something that is given for us to consider or think about

verilen bir şeyden bahsediyoruz

carefully hmm food for thought

hmm düşünce için yiyecek

something maybe some information that you are given it makes you think oh yes

bir şey belki size verilen bazı bilgiler onu yapar düşünüyorsun oh evet

hmm that is food for thought it is something that has been offered or

hmm bu düşündürücü teklif edilen veya

mentioned maybe something you have read that makes you think carefully about a

bahsedilen bir şey belki okuduğunuz bir şey sizi belirli bir konu hakkında dikkatlice düşündürür bu arada

certain subject it is food for thought by the way if you want captions you can

düşünce için besindir bu arada altyazı istiyorsanız

all you have to do is press C on your keyboard and guess what you can have

elinizden gelenin en iyisini yapabilirsiniz Yapmanız gereken, klavyenizde C'ye basmak ve canlı altyazılara sahip olabileceğinizi tahmin etmek,

captions live I don't believe it it's incredible mr. Duncan how is that even

bunun inanılmaz olduğuna inanmıyorum Bay. Duncan, bu nasıl

possible well you can say thank you to YouTube because of their wonderful

mümkün olabilir, harika teknolojileri nedeniyle YouTube'a teşekkür edebilirsiniz,

technology you can now have live captions so that is how you do it for

artık canlı altyazılara sahip olabilirsiniz, böylece benim kim olduğumu merak edenler için bunu nasıl yaparsınız

those wondering who I am my name is mr. Duncan and I'm an English

benim adım bay. Duncan ve ben bir İngilizce

teacher I've been doing this on YouTube for ever such a long time a very long

öğretmeniyim, bunu YouTube'da çok uzun zamandır yapıyorum, gerçekten çok uzun bir

time indeed and that is my name and during these past 2 or 3 weeks in fact

süredir ve bu benim adım ve bu son 2 veya 3 hafta boyunca aslında

it might be almost a month I've been doing these live streams every single

neredeyse bir ay olabilir. bu canlı yayınları her

day so I've actually been with you every day can you believe it for quite a while

gün yapıyorum bu yüzden aslında her gün seninleyim inanabiliyor musun uzun zamandır

I've been here doing this every single day we are talking about what is normal

buradayım bunu her gün yapıyorum normal olandan bahsediyoruz

what is normal when we talk about things that are normal how are we expressing

konuşurken normal olandan normal olan şeyler hakkında bu kelimeyi nasıl ifade ediyoruz normal olanı

that word are there more than one way to describe or Express

tanımlamanın veya ifade etmenin birden fazla yolu var mı ki

what is normal so that coming up later you might notice already today

daha sonra gelirseniz bugün boğazımın

that I have a slightly bad throat so my my throat at the moment is feeling very

biraz ağrıdığını fark edebilirsiniz, bu nedenle şu anda boğazım ağrıyor

rough around the edges and that is because of well two things first of all

kenarlarda çok pürüzlü ve bunun nedeni iki şey öncelikle

I've been using my voice for many many days without a rest so I think my voice

sesimi birçok gündür dinlenmeden kullanıyorum bu yüzden sesimin

is starting to wear out also the other thing is I have been suffering from hay

yıpranmaya başladığını düşünüyorum ayrıca diğer bir şey de acı çekiyorum

fever over the past few days when I say hay fever it has nothing to do with

son birkaç gündür saman nezlesi dediğimde bunun bununla hiçbir ilgisi yok

nothing to do with that okay hay fever it is completely separate it

tamam saman nezlesi tamamen ayrı

is nothing to do with that particular thing it is something I get every single

o şeyle ilgisi yok her yıl başıma gelen bir şey

year it is seasonal it is something that I get every year so at the moment my my

bu mevsimsel bu her yıl başıma gelen bir şey bu yüzden şu anda

voice is feeling very sensitive and maybe even worn out because I've been

sesim çok hassas ve hatta belki de yıpranmış çünkü

using my voice so much over the past few days hello to the live chat I should not

son birkaç gündür sesimi çok fazla kullanıyorum canlı sohbete merhaba

forget the live chat because of course you are here with me as well so hi

canlı sohbeti unutmamalıyım sohbet çünkü tabii ki sen de burada benimlesin bu yüzden

everybody I hope you are feeling good and happy today I know at the moment it

herkese merhaba umarım bugün iyi ve mutlu hissediyorsundur biliyorum şu anda

is very hard to stay happy maybe you are having bad days maybe sometimes you

mutlu kalmak çok zor belki kötü günler geçiriyorsun belki bazen

think oh I can't stand this situation however I will be here and I will try my

düşünüyorsun ah yapamam bu duruma katlan ama ben burada olacağım ve elimden gelenin

best I will I will endeavour I like that word

en iyisini yapacağım çabalayacağım bu kelimeyi seviyorum çabalayacağım yani çabalarsan yemin etmişsin demektir

I will endeavour so if you endeavor it means you vow you say I will

definitely try my best I will endeavour to be here with you during this strange

kesinlikle elimden gelenin en iyisini yapacağım burada seninle olmaya çalışacağım Bu garip

period of time every single day so I will try my best so once again hello to

zaman diliminde her gün bu yüzden elimden gelenin en iyisini yapacağım bu yüzden bir kez daha

the live chat hello and a pika and also grace chin you are both first

canlı sohbete merhaba merhaba ve bir pika ve ayrıca Grace chin

on today's live chat congratulations to you I hope you are feeling good today

bugünün canlı sohbetinde birincisiniz sizi tebrik ederim umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur

because I'm not feeling too bad thank you also Irene thank you Luis Luis

çünkü Kendimi kötü hissetmiyorum ayrıca teşekkür ederim Irene teşekkür ederim Luis Luis

Mendez Oh Luis Mendez is here today thank you for joining me once more Luis

Mendez Oh Luis Mendez bugün burada bana katıldığınız için teşekkür ederim Luis limas dinle

limas listen hello Limassol Tran hello to you where are you watching at the

merhaba Limasol Tran merhaba size şu anda nerede izliyorsunuz

moment nice to see you franceska is here yes I was slightly late today for which

sizi görmek güzel franceska burada evet bugün biraz geç kaldım bunun için

I apologize but I was very busy this morning also my voice is starting to

özür dilerim ama bu sabah çok meşguldüm ayrıca sesim de

disappear I think I've been using my voice so much over the past few days so

kaybolmaya başlıyor sanırım son birkaç gündür sesimi çok fazla kullanıyorum bu yüzden

I think maybe that is the reason why hello also Irene knew in min hello to

belki de sebebi budur neden merhaba ayrıca Irene biliyordu dakika içinde merhaba

you thank of your thank you very much for your compliment on my view thank you

sana teşekkür ederim görüşüme iltifat ettiğin için çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim ari

very much ari is here apparently it is very sunny in Norway okay fair enough

burada görünüşe göre Norveç'te çok güneşli tamam yeterince adil

unfortunately here in the UK we don't have any sunshine today despite the fact

maalesef burada İngiltere'de yok

that over the last few days we have had a lot of sunshine and it will be

son birkaç gündür çok fazla güneş ışığı almış olmamıza ve

returning next week the weather forecast for next week is very nice and warm and

önümüzdeki hafta geri dönecek olmamıza rağmen bugün

sunny next week so I would imagine that at some point next week I will be

hiç güneş ışığı yok. hafta

in the garden again today we are in the house we are right here in the studio in

yine bahçede olacağım bugün evdeyiz tam burada stüdyoda

front of my big book case do you like my book case isn't it beautiful

büyük kitaplığımın önünde kitaplığımı beğendiniz mi güzel değil mi

all of the books behind me Wow mr. Jenkin have you ever read all of those

arkamdaki tüm kitaplar vay be bay. Jenkin, bu kitapların hepsini hiç okudun mu,

books maybe perhaps so at the moment there is a great trend with people who

belki belki de şu anda web kameralarında görünen insanların büyük bir trendi var,

are appearing on their web camera they are all in front of bookcases I don't

hepsi kitaplıkların önünde, bunu

know why they do it but I would imagine they put the bookcase behind them or

neden yaptıklarını bilmiyorum ama tahmin ediyorum ki onlar kitaplığı arkalarına koyun ya da

maybe they position their camera in front of the bookcase and then when they

belki kameralarını kitaplığın önüne konumlandırırlar ve sonra

are sitting there talking about their subject or maybe the thing they are

orada oturup kendi konularından ya da belki tartıştıkları şeyden bahsederken

discussing they look intelligent people will think oh look at that person they

zeki görünüyorlar, insanlar şöyle düşünecek, şuna bakın, bir

have lots of books behind them I think they must be very clever maybe maybe not

sürü kitabı var. arkalarında bence çok zeki olmalılar belki de değil bu yüzden arkamda

so I've got my lovely big bookcase behind me I also have something else

güzel büyük kitaplığım var bugün yanımda başka bir şey daha var yanımda

with me today can you see what I have here next to me Oh something that was

ne var görüyor musun oh

delivered to my house this morning something that came through the post so

evime teslim edilen bir şey bu sabah postacıdan bir şey geldi, bu yüzden

my postman knocked the door and then he ran away so that apparently is what they

postacım kapıyı çaldı ve sonra kaçtı, görünüşe göre

are doing now so when the postman when the postman comes to your house he

şimdi yaptıkları şey bu, postacı evinize geldiğinde

knocks the door and then he runs away he just leaves all of your packages on the

kapınızı çalıyor ve sonra kaçıp gidiyor tüm paketleriniz kapınızın

doorstep so that is what happens here in the UK when the postman comes to your

önünde yani burada Birleşik Krallık'ta olan budur, postacı

door when the postman arrives he will he will knock the door and then run away

kapınıza geldiğinde postacı geldiğinde kapıyı çalar ve sonra kaçar, bu garip

that is how we are doing it during these strange times so this came through my

zamanlarda bunu böyle yapıyoruz yani bu sabah kapımdan geldi

door this morning I had a really nice surprise do you like

gerçekten güzel bir sürprizim oldu

surprises I know sometimes surprises can be nice

sürprizleri sever misin sürprizlerin bazen

things and also they can be nasty things so a nice surprise nasty surprise nasty

güzel şeyler olabildiğini ve aynı zamanda kötü şeyler de olabildiklerini biliyorum yani hoş bir sürpriz kötü sürpriz kötü

something that is horrible something that makes you feel unhappy something

bir şey korkunç bir şey seni mutsuz hissettiren bir şey

that comes your way and makes you feel upset something nasty something horrible

bu karşınıza çıkıyor ve sizi üzüyor kötü bir şey korkunç bir şey

something that is very negative it is very nasty so you can have a nice

çok olumsuz bir şey çok kötü yani hoş bir sürpriz yapabilirsiniz

surprise pleasant surprise or you can have a nasty surprise a horrible

hoş bir sürpriz veya kötü bir sürpriz yapabilirsiniz korkunç bir

surprise oh hello to the live chat once again I don't want

sürpriz oh canlı sohbete bir kez daha merhaba ben

to forget you however this has made my morning very

seni unutmak istemiyorum ama bu sabahımı çok

special do you know what it is though well mr. Duncan it looks like a bird mr.

özel kıldı ne olduğunu biliyor musun peki bay Duncan bir kuşa benziyor bay.

Duncan we know what a bird looks like I'm pretty sure you do but what type of

Duncan bir kuşun neye benzediğini biliyoruz, senin bildiğinden oldukça eminim ama bu ne tür bir

bird is this so this is something that was sent to my house I don't know where

kuş yani bu benim evime gönderilen bir şey Nereden

it came from but now I am here to give this little bird a good home not only

geldiğini bilmiyorum ama şimdi bu küçük şeyi vermek için buradayım. kuş iyi bir yuva sadece

that but this particular bird will also sing as well would you like to sing a

bu değil, bu özel kuş da şarkı söyleyecek küçük bir şarkı söylemek ister misin

little song I love it so thank you very much to my mystery admirer someone who

onu seviyorum o yüzden gizemli hayranıma çok teşekkür ederim

knows me very well because I like birds a lot and also I like collecting these

beni çok iyi tanıyan biri çünkü kuşları çok severim ve ayrıca Bu kuşları toplamayı seviyorum

particular birds so I have lots of these birds in my house so thank you very much

bu yüzden evimde bu kuşlardan çok var bu yüzden bunu gönderene çok teşekkür ederim

to whoever sent this I have a feeling I know who it is

Kim olduğunu bildiğimi hissediyorum İçimde bunu

I have a little feeling that I know who sent this but thank you very much

kimin gönderdiğini bildiğime dair küçük bir his var ama çok teşekkür ederim

it is absolutely lovely what type of bird is it does anyone know what bird it

kesinlikle çok güzel ne tür bir kuş bilen var mı hangi kuşa

is hello to Vitesse hello also to Lena I am very happy when I can't oh sorry the

merhaba o Vitesse'ye merhaba Lena'ya da merhaba Yapamayınca çok mutluyum ah üzgünüm tam

opposite I am very unhappy when I can't find money for my vodka oh dear I don't

tersi Kendime para bulamayınca çok mutsuzum votka ah canım

like the sound of that hello also TS hello T s nice to see you

o sesten hoşlanmıyorum merhaba ayrıca TS merhaba T seni de burada görmek güzel

here as well mmm hello TS do you like my bird isn't it

mmm merhaba TS kuşumu beğendin mi çok

lovely but that bird is not real well I know it's not real I can tell that I

güzel değil mi ama o kuş gerçek değil iyi biliyorum gerçek değil

know it's not real because I keep trying to feed it and it never takes any of the

Gerçek olmadığını bildiğimi söyleyebilirim çünkü onu beslemeye çalışıyorum ve hiçbir zaman yemeği almıyor

food also it doesn't poop which actually might be a good thing when you think

ve kaka yapmıyor ki bu aslında düşündüğünüzde iyi bir şey olabilir bu

about it so this is my little present the gift that I received this morning as

yüzden bu benim küçük hediyem bu sabah

a nice surprise and as I said surprises sometimes can be nice or not so nice

güzel bir sürpriz olarak aldım ve dediğim gibi sürprizler bazen güzel olabilir ya da çok hoş olmayabilir

hello to Anna pica hello also to

Anna pica'ya merhaba ayrıca

Evangelina hello Evangelina now I can't see all of the posts on the live chat at

Evangelina'ya merhaba merhaba Evangelina şimdi canlı sohbette tüm gönderileri göremiyorum şu

the moment so I can only see some of the live chat here on my phone so hello once

anda Burada, telefonumda canlı sohbetin yalnızca bir kısmını görebiliyorum, bu yüzden Evangelina'ya bir kez

again to Evangelina nice to see you back as well partridge eaves mr. Duncan I am

daha merhaba, sizi de tekrar görmek güzel keklik saçağı bay. Duncan, telefonu çok

suffering from a headache due to using the phone too much tell me how much I

kullandığım için başım ağrıyor, bana telefonu ne kadar

should use the phone and how much you use it well I never and this is

kullanmam gerektiğini ve senin onu ne kadar iyi kullandığını söyle asla ve bu

something now I don't want to start talking about all of these strange

şimdi bir şey, tüm bu garip şeyler hakkında konuşmaya başlamak istemiyorum

things that people are talking about at the moment you know what I'm on about

insanların şu anda hakkında konuştuğu şeyler, benim ne yaptığımı biliyorsunuz,

things that are nothing like that however I don't like to use anything

öyle olmayan şeyler hakkında, ancak

like a mobile phone or anything too close to my head so even if I use my

cep telefonu gibi bir şeyi veya kafama çok yakın bir şeyi kullanmayı sevmiyorum, bu yüzden cep telefonumu kullansam bile

mobile phone if I use my cell phone I always use it hands-free so I have the

telefon cep telefonumu kullanırsam her zaman eller serbest kullanırım bu yüzden

speaker on so I can hear the person without putting the phone to my ear so

hoparlörü açık tutuyorum böylece telefonu kulağıma götürmeden karşımdakini duyabiliyorum bu yüzden

that's how I tend to do it normally when I use my phone if it is my cell phone or

normalde telefonumu kullandığımda böyle yapıyorum eğer öyleyse cep telefonum veya

of course in the house we have telephones that have no no wire so they

tabii ki evde telsiz telefonlarımız var bu yüzden

are cordless phones I never use that near my head so to be honest with you

telsiz telefonlar bunu kafamın yakınında asla kullanmam bu yüzden size karşı dürüst olmam gerekirse

from my point of view I never put anything too close to my head I never

benim açımdan hiçbir şeyi kafama çok yaklaştırmıyorum asla

put a cell phone or a cordless phone I never have them near my head anyway just

cep telefonu veya telsiz telefon koymam sırf güvenlik nedenleriyle sadece temkinli olmayı sevdiğim için onları asla başımın yanına koymam bu

for safety reasons just because I like to be cautious

so that's why the other thing that I'm a little concerned with the other thing

yüzden biraz endişelendiğim diğer bir şey de

that I sometimes think that doesn't seem right

bazen düşündüğüm diğer şey Kulağınıza taktığınız

have you seen those little head buds or earbuds that you put in your ears and

o küçük kafa tomurcuklarını veya kulaklıkları gördünüz mü ve

they are Wireless but they are right next to your brain so that's the other

bunlar Kablosuz ama beyninizin hemen yanındalar, bu yüzden

thing I don't know if they are safe or not I'm not saying that they are not

güvenli olup olmadıklarını bilmiyorum ben' Güvende olmadıklarını söylemiyorum,

safe can we just make that clear however I always feel a little anxious when I

bunu açıklığa kavuşturabilir miyiz, ancak

see people with those earbuds in their ears and there are no cables so there

kulaklarında o kulaklıklar olan ve kablo olmayan insanları gördüğümde her zaman biraz endişeleniyorum, bu yüzden yakınlarında dolaşan

there must be some sort of radio frequency going around near their head I

bir tür radyo frekansı olmalı. kafa

know they are Bluetooth connected so maybe that is not so bad

Bluetooth bağlı olduklarını biliyorum, bu yüzden belki bu o kadar da kötü değil

but I do like to be careful sometimes I'm not paranoid before anyone says mr.

ama bazen dikkatli olmayı seviyorum, biri bay demeden paranoyak değilim.

Duncan you are just paranoid I'm not so these are things that I just like to be

Duncan sen sadece paranoyaksın ben değilim o yüzden bunlar sadece dikkat etmeyi sevdiğim şeyler

careful of not because I am paranoid so I don't

paranoyak olduğum için değil bu yüzden

have any problem with mobile phones or mobile phone signals I just don't like

cep telefonlarıyla veya cep telefonu sinyalleriyle sorunum yok sadece

to put two things too close to my head because I I like my brain my brain is a

iki tane koymaktan hoşlanmıyorum şeyler kafama çok yakın çünkü beynimi seviyorum beynim benim

very important thing to me even though it doesn't really serve any purpose I

için çok önemli bir şey aslında hiçbir amaca hizmet etmese de

still treasure my brain quite a lot so I hope that answers your question

beynime hala çok değer veriyorum bu yüzden umarım bu sorunuzu cevaplar

partridge that was a very long answer my sons enjoy it when you say hello they

keklik bu çok uzun cevap oğullarım merhaba dediğinizde keyfini çıkarın onlar

are six seven and also thirteen hello Blanca and hello to your sons as well

altı yedi ve ayrıca on üç yaşındalar merhaba Blanca ve oğullarınıza merhaba ve

watching out there in YouTube land somewhere hello to you hello to you

orada YouTube diyarında bir yerlerde izlerken merhaba size merhaba merhaba size

hello how many more times can I say hello to you it's so nice to have you

merhaba size daha kaç kez merhaba diyebilirim bugün burada olman çok güzel

here today and it is it's lovely to have you with me hello Constantine oh hello

ve benimle olman çok güzel merhaba Constantine oh merhaba

Constantine I haven't seen you for a while it seems a geez since I last saw

Constantine seni bir süredir görmüyorum seni burada son gördüğümden beri bir tanrı gibi görünüyor

you here hello tsunami girly hello to you that's a very

merhaba tsunami kız gibi sana merhaba bu bir çok

unusual name you have there hmm I will send you a little wave hello Evangelina

sıra dışı bir ismin var hmm sana küçük bir el sallayacağım merhaba Evangelina

again

tekrar

hello also da roca small things make you happy that is true throughout my life

merhaba ayrıca da roca küçük şeyler seni mutlu eder bu doğru hayatım boyunca

I've always been very pleased by small things and this little bird has made me

küçük şeylerden her zaman çok memnun kaldım ve bu küçük kuş beni

very happy today I was so excited I couldn't believe it

çok yaptı bugün mutlu oldum o kadar heyecanlandım ki

when I opened the package and inside

paketi açtığımda inanamadım

and it is it is a song thrush it is a beautiful thrush look at that and on the

ve içinde bu bir ötücü ardıç kuşu çok güzel bir ardıç kuşu bak ve arkasında

back there is some information about this particular bird as well so there

bu özel kuş hakkında da bazı bilgiler var yani orada

you can see there is some information you might not be able to see it but

göremeyebileceğiniz bazı bilgiler var ama kuş hakkında

there is a little bit of information about the bird and as I said earlier it

biraz bilgi var ve daha önce de söylediğim gibi o

also sings as well I think I will be playing with that I will be playing with

da şarkı söylüyor sanırım onunla oynayacağım onunla oynayacağım

that for the rest of the day I think so hello victor khaled manuel also cecilia

Sanırım günün geri kalanında bu yüzden merhaba victor khaled manuel ve cecilia da

is watching as well a lot of people are already tuning in nice to see you back

izliyor pek çok insan şimdiden sizi burada görmek güzel sizi burada görmek güzel

here i am in the studio today the weather has been terrible over the past

bugün stüdyodayım hava son

10 or 15 hours so I've decided to stay indoors today Vitas says is the bird a

10 yıldır berbattı veya 15 saat bu yüzden bugün içeride kalmaya karar verdim Vitas, kuşun guguk olduğunu söylüyor,

cuckoo

it is not a cuckoo it is a song thrush a very lovely bird and sometimes I get

guguk değil, ötücü bir kuş ve çok sevimli bir kuş ve bazen

this particular bird in my garden and quite often they will be having a little

bahçemde bu özel kuşu alıyorum ve oldukça sık olacaklar.

bath in the back of my house so quite often

evimin arka tarafındaki küçük banyo o kadar sık ​​sık

we get song freshers and in the evening you can often hear the song thrush

şarkı tazeliyoruz ve akşamları sık sık ağaçlarda şarkı söyleyen ardıç kuşunun şarkısını duyabiliyorsunuz,

singing in the trees it is the most amazing sound we will be talking about

bu en harika ses,

birds in a few moments I have some very good news concerning a certain type of

birkaç dakika sonra kuşlardan bahsedeceğiz bende biraz var Birleşik Krallık'ta belirli bir kuş türüyle ilgili iyi haberler

bird here in the UK some good news yes we can have good news

bazı iyi haberler evet iyi haberler alabiliriz şu

it would appear at the moment we rarely hear any good news but right now there

anda nadiren iyi haberler duyuyoruz ama şu anda

is some good news coming your way about a certain type of bird mr. Duncan you

belirli bir kuş türü hakkında size iyi haberler geliyor Bay. Duncan

look very serious with your necktie well this is how I normally dress when

kravatınla çok ciddi görünüyorsun, normalde

doing my English addict shows so because we are doing the English addict today

İngiliz bağımlı şovlarımı yaparken böyle giyinirim bu yüzden bugün İngiliz bağımlısı yapıyoruz çünkü

I'm wearing my tie and my white shirt and I'm standing in front of all of my

kravatımı ve beyaz gömleğimi giyiyorum ve herkesin önünde duruyorum

books in my little private library here in Much Wenlock

Kitaplarım burada, Much Wenlock'taki küçük özel kütüphanemde,

thanks mr. Duncan I wrote to you before I know here it is also very busy and not

teşekkürler bay. Duncan sana daha önce yazdım, burası da çok meşgul ve

easy to catch all of the messages I hope everything is all right with you

tüm mesajları yakalamak kolay değil umarım senin için her şey yolundadır

Evangelina if there is anything you want to say please tell us

Evangelina eğer söylemek istediğin bir şey varsa lütfen bize

franceska why do people escape from bad places you made the right decision to go

franceska söyle insanlar kötüden neden kaçarlar oralardan tekrar uzaklaşmakla doğru kararı verdiğin yerler

away from there again I'm not sure what that relates to is that about me maybe

bunun benimle ne ilgisi olduğundan emin değilim belki

hello also to awara hello mr. Duncan I am new and it is my

awara'ya da merhaba bayım. Duncan ben yeniyim ve

first time to listen to you hello a wara a bass hi there and welcome

seni ilk kez dinliyorum merhaba a wara a bass merhaba ve

to my livestream

canlı yayınıma hoşgeldiniz

nice to see you here today and I hope you are feeling very comfortable sitting

bugün sizi burada görmek güzel ve umarım burada oturup canlı yayını izlerken çok rahat hissediyorsunuzdur.

here watching the livestream with lots and lots of other people as well

diğer insanlar

hello also Darryl Darryl 83 mr. Duncan you have got a substantial blob on your

da merhaba Darryl Darryl 83 mr. Duncan, beyaz kepinde önemli bir leke var, yani

white cap have I there do you mean there there is something on the top of my hat

şapkamın tepesinde bir şey var mı demek istiyorsun,

you are right it looks an exciting I don't know why well that is actually

haklısın, heyecan verici görünüyor, neden bilmiyorum, bu aslında

part of the Hat so that is actually part of this hat so this is not something

Şapkanın bir parçası, bu yüzden aslında bu şapkanın bir parçası yani bu benim eklediğim bir şey değil

I've added this is actually part of the Hat unfortunately I can't remove it if I

bu aslında Şapkanın bir parçası maalesef çıkaramam bunu çıkarırsam

take this off then my hat will fall to pieces hello Manuel I am making a very

şapkam paramparça olur merhaba Manuel çok

super duper soup nice please don't talk about food at the moment I am feeling a

süper kandırıyorum çorba güzel lütfen yemek hakkında konuşmayın şu anda

little hungry because I've had no breakfast today I was so busy I was

biraz acıktım çünkü bugün kahvaltı yapmadım çok meşguldüm

doing all sorts of things and I was so busy I forgot to have my breakfast so

her türlü şeyi yapıyordum ve çok meşguldüm kahvaltımı yapmayı unuttum bu yüzden

I've had nothing to eat today so far

Bugün şimdiye kadar hiçbir şey yemedim

hello Manuel you are making soup with vegetables beans lentils and also rice

merhaba Manuel sebzeli fasulye mercimekli ve ayrıca pilavlı çorba yapıyorsun, böyle yaptığını bana haber

thank you very much for letting me know that you are doing that I might come

verdiğin için çok teşekkür ederim,

round to your house because I'm feeling hungry and I like the sound of your soup

karnım acıktığı için evine gelebilirim ve ben çorbanızın sesi gibi

it sounds very delicious hmm my mouth is starting to water at the thought of all

çok lezzetli geliyor hmm tüm

that delicious soup very nice mr. Duncan I'm a new member and I will spend two

o lezzetli çorbayı düşününce ağzım sulanmaya başlıyor çok güzel bayım. Duncan yeni üyeyim ve

hours to listen to you live every day thank you so much my idol Truong Harve

her gün seni canlı dinlemek için iki saatimi ayıracağım çok teşekkür ederim idolüm Truong Harve

Ann hello to you and I would imagine I'm going to guess I don't know exactly but

Ann sana merhaba ve sanırım tahmin edeceğim tam olarak bilmiyorum ama

I think maybe you are in Vietnam am i right so welcome to trunk

ben Sanırım Vietnam'dasın, haklı mıyım, bu yüzden

ah van watching in Vietnam and welcome to my livestream it's so good to have

Vietnam'da izleyen ah van van'a hoş geldin ve canlı yayınıma hoşgeldin, bugün dünyanın neresinde izliyorsan burada olman çok güzel,

you here today wherever you were watching in the world

I am very I am trying to work out I'm not sure what has happened with

çok iyiyim, egzersiz yapmaya çalışıyorum Evangelina'ya ne olduğundan emin değilim

Evangelina because I can't see the original message but I hope it's nothing

çünkü orijinal mesajı göremiyorum ama umarım

too bad or nothing too serious mr. Duncan your tie do you like my tie I

çok kötü ya da çok ciddi bir şey yoktur bay. Duncan, kravatını beğendin mi, kravatımı beğendin mi,

think my tie looks lovely there it is it is purple one of my favorite colors you

bence kravatım orada çok güzel görünüyor, mor, gördüğün en sevdiğim renklerden biri

see is purple even though some people say that this is pink it's not pink this

mor, bazı insanlar bunun pembe olduğunu söylese de, pembe değil, bu

is purple honestly it's not pink even though some people say it is but it

mor, dürüst olmak gerekirse, pembe değil bazıları öyle diyor ama

isn't it's purple

mor değil kusura

sorry mr. Duncan because you can catch my information I know you would like to

bakmayın bayım Duncan çünkü bilgilerime ulaşabilirsin Yine de ne olduğunu bilmek istediğini biliyorum

know what was happened anyway many thanks for your interest that is okay

ilgin için çok teşekkürler tamam

thank you very much of Angelina I'm always concerned anything that concerns

Angelina'ya çok teşekkür ederim seni ilgilendiren her şey

you concerns me don't forget that franceska

beni ilgilendirir unutma o franceska'yı

also dolly dang hello dolly dang nice to see you here as well

da dolly dang merhaba dolly dang sizi de burada görmek güzel

serene snow oh yes mr. Duncan is like a dog mr. Tonko

sakin kar oh evet bayım. Duncan bir köpek gibidir bayım. Tonko,

it's like a dog with a new toy mr. Duncan is like a dog with a new toy

yeni oyuncağı olan bir köpek gibi Bay. Duncan yeni oyuncağı olan bir köpek gibi

maybe maybe you're right but I love this I love my little surprise we are going

belki haklısın ama bunu seviyorum Küçük sürprizimi seviyorum

to talk about words connected to surprise receiving a nice surprise

hoş bir sürprizle karşılaşmak,

something that makes you feel good or maybe a surprise that makes you feel not

seni iyi hissettiren bir şey ya da belki seni mutlu eden bir sürprizle bağlantılı kelimeler hakkında konuşacağız. sen de

so good hello also Leena ah yes we have some

pek iyi hissetmiyorsun merhaba Leena ah evet bu ülkede

good news coming up about a certain type of bird here in this country would you

belirli bir kuş türü hakkında iyi haberlerimiz var

like to find out what it is now okay we will do it now all right I don't mind I

bunun ne olduğunu öğrenmek ister misin şimdi tamam şimdi yapacağız tamam tamam umurumda değil

will tell you now what it is so here is one particular bird this is a type of

Şimdi size ne olduğunu anlatacağım, işte belirli bir kuş bu

bird that is quite common however many years ago there used to be many of these

oldukça yaygın olan bir kuş türüdür ancak yıllar önce bu kuşlardan birçoğu vardı

birds but over the past 20 years this particular bird has started to disappear

ama son 20 yılda bu özel kuş kaybolmaya başladı.

for various reasons one of the main reasons is the use of land for farming

çeşitli sebepler ana sebeplerden biri arazinin çiftçilik için kullanılması

and also pesticides things that are put on the crops to help them grow better so

ve ayrıca mahsullerin daha iyi büyümelerine yardımcı olmak için ekinlere konulan böcek ilaçlarıdır, bu nedenle

this particular bird is a house sparrow house

bu özel kuş bir ev serçesidir

and today it was announced that the House Sparrow has become more common

ve bugün Ev Serçesinin daha fazla hale geldiği açıklandı.

once more so apparently their numbers have increased and the House Sparrow you

bir kez daha yaygın, görünüşe göre sayıları arttı ve

can see at the moment on your screen that is a male House Sparrow and they

şu anda ekranınızda görebileceğiniz House Sparrow, bir erkek House Sparrow ve Birleşik

are quite common across the UK I remember as a child I would also I would

Krallık'ta oldukça yaygınlar, bir çocuk olarak hatırlıyorum, ben de

always see and hear the house sparrows singing and you would see them flying

her zaman görür ve duyardım. ev serçeleri şarkı söyler ve onları

around the houses so they were a very common sight house sparrows and here you

evlerin etrafında uçtuğunu görürdünüz, bu yüzden onlar çok yaygın bir ev serçesiydi ve burada

can see two house sparrows the one on the left is the male and the one on the

iki serçe görebilirsiniz, soldaki erkek ve

right is the female so a pair of house sparrows so there is some nice news some

sağdaki dişi, yani bir çift ev serçelerinin sayısı, bu yüzden bazı güzel haberler var, bazı

good news the house sparrows are starting to make a comeback there are

iyi haberler ev serçeleri geri dönmeye başlıyor Birleşik Krallık'ta giderek daha

more and more house sparrows appearing across the UK which i think is pretty

fazla serçe ortaya çıkıyor ki bu bence oldukça

good news it sure is definitely Abdellah why is the weather always bad in the UK

iyi bir haber kesinlikle kesinlikle Abdellah neden hava her zaman kötü Birleşik Krallık'ta

it isn't always bad for the past few days I've been in my garden in the

son birkaç gündür hava her zaman kötü değil Bahçemde güneş altındaydım

sunshine we've had some amazing weather here in the UK during the past few days

son birkaç gündür burada Birleşik Krallık'ta harika bir hava vardı

and also next week it's going to get very warm and very sunny again so if you

ve ayrıca gelecek hafta hava çok ısınacak ve yine çok güneşli bu yüzden

watch me next week you will see that we don't always have rain we don't always

gelecek hafta beni izlerseniz her zaman yağmur yağmadığını göreceksiniz

have great clouds in the UK sometimes we have sunshine we have warmth as well so

Birleşik Krallık'ta her zaman büyük bulutlar olmaz bazen güneş ışığımız olur bizde de sıcaklık olur yani

not everything is gloomy and gray here in the UK thank you very much

burada her şey kasvetli ve gri değil Birleşik Krallık'ta çok teşekkür ederim

though it isn't episode 75 today it is episode 62 of English addict you see so

ama bugün 75. bölüm değil, İngilizce bağımlısı'nın 62. bölümü, yani

this is actually one of my English addict lessons it isn't one of my

bu aslında benim İngilizce bağımlısı derslerimden biri,

strange times lessons because we are living through very strange times

garip zamanlar derslerimden biri değil çünkü çok şey yaşıyoruz. garip zamanlar

however we are at episode 62 of English addict you see

ancak İngilizce bağımlısı 62. bölümdeyiz,

hello also Anna I prefer you with the white shirt and tie

merhaba da Anna'yı görüyorsun, seni beyaz gömlek ve kravatla tercih ederim,

you look really elegant that way thank you very much

bu şekilde gerçekten zarif görünüyorsun, çok teşekkür ederim,

I like to look smart I remember many years ago when I was working in another

akıllı görünmeyi seviyorum, yıllar önce çalıştığım zamanı hatırlıyorum Başka bir

profession I always had to wear my shirt and tie I

meslek Hep gömlek ve kravatımı giymek zorundaydım Her

always like to look smart so if you are trying to give a professional appearance

zaman şık görünmeyi severim bu yüzden profesyonel bir görünüm vermeye çalışıyorsanız

or maybe you want people to feel comfortable with your presence

veya belki de insanların varlığınızla rahat hissetmesini istiyorsanız bazen

sometimes you have to look smart sometimes you have to wear nice clothes

şık görünmelisiniz bazen hoş görünmelisiniz

so that's what I'm doing today and normally when I do my English addict

bugün öyle yapıyorum ve normalde ingilizce bağımlısı

lessons I always wear my white shirt and my purple tie it is purple honestly it

derslerimi yaparken hep beyaz gömleğimi giyerim ve mor kravatım mordur açıkçası

isn't pink it's purple hello ts did you know that episode 62 of English addict

pembe değil mordur merhaba ts ingilizce bağımlısı 62.bölüm biliyor muydunuz

62 is also the international phone code for Indonesia and also I know that the

62 aynı zamanda Endonezya'nın uluslararası telefon kodudur ve ayrıca

code for the UK is 44 that is true so if you are calling the UK from another

İngiltere'nin kodunun 44 olduğunu biliyorum, bu doğru, bu nedenle İngiltere'yi başka bir

country you have to put plus 44 in front of the number and if you are calling

ülkeden arıyorsanız, numaranın önüne artı 44 koymalısınız ve eğer arıyorsanız

Indonesia you have to put plus 62 so that is the international dialing code

Endonezya artı 62 koymanız gerekir, bu nedenle uluslararası arama kodu budur,

so quite often you will have to put a code in front of your phone number if

bu nedenle, bölgenizin dışında bir yeri arıyorsanız, telefon numaranızın önüne bir kod koymanız gerekir

you are calling a place that is outside your

area Evangelina mr. Duncan there is nothing good about the news from my

Evangelina mr. Duncan, kayınbiraderimden gelen haberlerin iyi bir yanı yok

brother-in-law oh he passed away and they did the funeral last Thursday

oh o vefat etti ve cenazeyi geçen Perşembe günü yaptılar.

anyway he now rests in peace I'm really sorry to hear that I know you were

concerned last week about your brother-in-law because he he went

kayınvalidesi kaybolduğu için

missing so I'm very sorry to hear that very sorry and a peeker your bird is

çok üzgünüm, çok üzgünüm ve kuşunuz

looking at you and it's thinking oh very elegant mr. Duncan looks very elegant

size bakıyor ve şöyle düşünüyor oh çok zarif bayım. Duncan bugün çok zarif görünüyor

today I'm not sure I couldn't possibly comment on how I look because that would

Nasıl göründüğüm hakkında yorum yapamayacağımdan emin değilim çünkü bu

be very big-headed and vain don't you think so I think I

çok kibirli ve boş olurdu, sence de

look okay I look smart and presentable I always try to anyway they always try my

iyi göründüğümü düşünüyorum Akıllı ve prezentabl görünüyorum Her zaman yapmaya çalışıyorum neyse her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar

best have you had any lunch yet no not yet I

öğle yemeği yedin mi henüz hayır henüz bir

haven't had anything to eat today I've had nothing to eat can you believe it

şey yemedim bugün yiyecek hiçbir şeyim olmadı inanabiliyor musun

because I was so busy franceska says oh I like it when you are

çünkü çok meşguldüm franceska oh senin giymeni seviyorum diyor

wearing the t-shirt with the blue stripes it makes me feel like it is

mavi çizgili tişört bana yaz gelmiş gibi hissettiriyor

summer maybe I will wear that next week maybe I will wear my blue t-shirt next

belki haftaya onu giyerim belki haftaya mavi tişörtümü giyerim

week who knows you must have your breakfast it is very important every day

kim bilir kahvaltını yapmalısın her gün çok önemli

Thank You Dorota you are right I think you are correct there definitely hello

Teşekkürler Dorota haklısın bence haklısın kesinlikle merhaba

cap Devi why why is the reason you are always in a good mood is it due to your

kap Devi neden hep iyi bir ruh hali içinde olma sebebin doğandan mı hoşuma gitti

nature I like it you make us pass with your very good entertainment and your

çok güzel eğlencen ve

learning moments thanks a lot Thank You cap Devi you are welcome it's no problem

öğrenme anlarınla ​​bizi geçiriyorsun çok teşekkürler Teşekkürler kaptan Devi rica ederim sorun değil

I suppose I always try to look on the bright side I always try to be positive

sanırım her zaman iyi tarafından bakmaya çalışıyorum Yaptığım her şeyde her zaman pozitif olmaya çalışıyorum

in everything I do I know that the world is not perfect I

Dünyanın mükemmel olmadığını biliyorum

know that good things happen and bad things happen I am very aware of that

İyi şeylerin de kötü şeylerin de olduğunu biliyorum Ben bunun çok farkındayım,

maybe I am more aware than you realize just how bad things can be sometimes so

belki ben sizin anladığınızdan daha fazla farkındayım, bazen bazı şeylerin ne kadar kötü olabileceğinin farkındayım,

yes it is happening at the moment everyone is having a bad time however I

evet bu herkesin kötü bir zaman geçirdiği anda oluyor ama ben her

always try to keep positive I always try to find something something to keep me

zaman pozitif kalmaya çalışırım her zaman tutacak bir şeyler bulmaya çalışırım ilgimi çekecek

occupied something to do something to keep my interest and of course I realize

bir şeyler yapmak için bir şeyler yaptım ve tabii ki

also that not everything in the world is bad there are lots of good things as

dünyadaki her şeyin kötü olmadığını da fark ettim, bu gördüğünüz küçük kuş gibi pek çok iyi şey de var ve

well like this little bird you see so this bird was delivered to my house

bu kuş bugün evime teslim edildi

today and it's such a simple thing and yet it made me so happy I was so

ve o kadar güzel ki. basit bir şey ama yine de beni çok mutlu etti çok

excited I was giggling like a child when I opened the package I wish you could

heyecanlandım paketi açtığımda çocuk gibi kıkırdıyordum keşke

have seen me when I open the package and saw it I was I was so excited

paketi açıp da görebilseydin beni çok heyecanlandım

hello to Francisco says your tie is pink

francisco'ya merhaba diyor senin kravatın pembe

my tie is purple it's purple not pink purple it's like that dress do you

benim kravatım mor mor pembe değil mor bu elbise gibi o elbiseyi hatırlıyor musun

remember the dress there was a dress about four years ago that everyone was

yaklaşık dört yıl önce herkesin

fighting over because some people thought the dress was blue and others

kavga ettiği bir elbise vardı çünkü bazı insanlar elbisenin mavi, bazılarının da

thought it was red I think I can't remember exactly what the colors were

kırmızı olduğunu düşünüyordu ben Sanırım renklerin tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyorum

were I can't remember the colors but I do remember that people were fighting

Renkleri hatırlayamıyorum ama insanların o elbisenin rengi için kavga ettiğini hatırlıyorum, bu yüzden

over the color of that particular dress so maybe today people will be fighting

belki bugün insanlar

over the color of my tie mr. Duncan it's purple mr. Duncan it's pink do you think

kravatımın rengi için kavga edeceklerdir bayım. Duncan bu mor bay. Duncan pembe sence mor mu

it's purple we think it's pink so please no fighting

biz onun pembe olduğunu düşünüyoruz bu yüzden lütfen kavga etmeyin

no fighting over my tie please hello mr. Duncan hello Mikkel Mikkel Fidelco how

kravatım için kavga etmeyin lütfen merhaba bayım. Duncan merhaba Mikkel Mikkel Fidelco nasıl

is it going he is going alright but also I think my

gidiyor o iyi gidiyor ama aynı zamanda

voice is also going because I've been using it so much over the past 20 30

sesimin de gittiğini düşünüyorum çünkü son 20 30 gündür onu o kadar çok kullanıyorum ki

days that is the real problem I think I've been using my voice too much it's

asıl sorun bu sanırım kullandığımı düşünüyorum çok fazla ses

very good news about the House Sparrow it is so more and more house sparrows

Ev Serçesi hakkında çok iyi bir haber, o kadar çok ki,

are now flying around here in the UK after a long period of their numbers

Birleşik Krallık'ta sayıları uzun bir süre

starting to decline so there used to be many many house sparrows a very common

azalmaya başladıktan sonra artık giderek daha fazla ev serçesi uçuyor, bu yüzden eskiden çok sayıda ev serçesi vardı ve çok yaygın bir

sight during my childhood however over the past 20 years their numbers have

manzara çocukluğumda ancak son 20 yılda sayıları

dropped a lot however there are many reappearing so that's good very good

çok düştü, ancak birçoğu yeniden ortaya çıkıyor, bu çok iyi bir

news my fam mr. Duncan your voice is very nice thank you very much it's very

haber ailem bay. Duncan, sesiniz çok güzel, çok teşekkür ederim,

kind of you to say mr. Duncan I have a question is the word Direction

bayım demeniz çok naziksiniz. Duncan, bir sorum var, Yön kelimesi

pronounced two ways I've only really hear heard Direction direction although

iki şekilde telaffuz ediliyor, sadece gerçekten duydum Yön yönünü duydum, ancak

you might hear some people say direction so it is very similar to neither and

bazı insanların yön dediğini duyabilirsiniz, bu nedenle ne yönüne ne de yönüne çok benzer,

neither direction you might hear some people say direction direction so

bazılarının yön yön dediğini duyabilirsiniz yani

Direction direction so there might be a difference and quite often that depends

Yön yönü yani bir fark olabilir ve çoğu zaman bu

on the accent it really does depend on which accent is being used Helena I hope

aksana bağlıdır gerçekten hangi aksanın kullanıldığına bağlıdır Helena umarım

all is okay with your tooth I think that is a message for Lewis I think so hello

dişinle ilgili her şey yolundadır bence bu Lewis'e bir mesaj bence bu yüzden merhaba

also 2t hung new Winn who says I love the British accent thank you very much

ayrıca 2t asılı yeni Winn İngiliz aksanını sevdiğimi kim söyledi çok teşekkür ederim lütfen

please to hear that I know I know nowadays because a lot of people are are

duymak için lütfen biliyorum biliyorum çünkü bugünlerde pek çok insan

subjected or they watch a lot of American television a lot of people

maruz kalıyor ya da çok fazla Amerikan televizyonu izliyorlar birçok insan

think oh I think the American accent is much better however there are people who

oh Amerikan aksanı çok daha iyi diye düşünüyor ancak

still like the British accent even though quite often in movies especially

yine de İngiliz aksanını seven insanlar var, ancak filmlerde, özellikle

American movies quite often the villain or the bad person is British I've never

Amerikan filmlerinde oldukça sık sık kötü adam veya kötü kişi İngiliz olsa da, İngilizlerin

understood that why do British people and why does the

neden böyle konuştuğunu ve

British accent make such a good bad person or a villain so if you have a

İngiliz aksanının neden bu kadar iyi bir kötü olduğunu asla anlamadım. yani

villain or a bad person in a movie or TV show and they have a British accent for

bir filmde veya dizide bir kötü adam veya kötü bir insan varsa ve

some reason it's it's more sinister it's more threatening I don't know why why is

herhangi bir nedenle İngiliz aksanı varsa, bu daha uğursuz ve daha tehdit edicidir

the British accent used so often when there is a villain or a bad person in a

İngiliz aksanı neden bu kadar sık ​​kullanılır bilmiyorum Vitesse filminde bir kötü adam veya kötü bir insan olduğunda,

movie Vitesse do you know that song thrush belongs to the Blackbird family

şarkı ardıç kuşunun Blackbird ailesine ait olduğunu biliyor musunuz,

their call quite often is very similar as well so I know from experience I've

onların çağrıları da oldukça sık benzerdir, bu yüzden deneyimlerimden biliyorum

been walking around at night and I've seen lots of birds in the trees and I've

geceleri dolaşıyorum ve ben ağaçlarda çok sayıda kuş gördüm ve

heard what I thought was a song thrush but when I look up it isn't it's

ardıç kuşu olduğunu düşündüğüm bir şey duydum ama yukarı baktığımda

actually a blackbird so sometimes you can mistake the song of a blackbird for

aslında bir karatavuk değil, bu yüzden bazen bir karatavuğun şarkısını

a song thrush and also vice versa the other way around

bir ardıç kuşuyla karıştırabilirsiniz ve bunun tersi de geçerlidir. diğer taraftan

hello also to Ana pica mr. Duncan this morning I saw your livestream recorded

Ana pica bay'a da merhaba. Duncan bu sabah

last year concerning marriage and I saw mr. Steve was dressed like a bride it

geçen yılki evlilikle ilgili canlı yayınınızı gördüm ve Mr. Steve bir gelin gibi giyinmişti,

was too funny really I remember that that seems like such a long time ago can

gerçekten çok komikti, bunun çok uzun zaman önce olduğunu hatırlıyorum,

you believe this year it will be four years

bu yıl inanabiliyor musunuz,

since I last since I first started doing my live streams for years doing live

yıllardır canlı yayınlarımı yapmaya başladığımdan beri son dört yıl olacak.

streams and this year it will be 14 years that I've been teaching English

yıl 14 yıl olacak burada YouTube'da İngilizce öğretiyorum

here on YouTube I can't believe it where does the time go

Zamanın bu

it flies by so quickly Evangelina mr. Duncan did you like the birds and are

kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum Evangelina mr. Duncan kuşları sevdiniz mi ve

you feeding them but please be careful because they make a lot of dirt this is

onları besliyor musunuz ama lütfen dikkatli olun çünkü çok fazla kir yapıyorlar bu

true and that is one of the things that people say about birds especially if you

doğru ve bu insanların kuşlar hakkında söylediği şeylerden biri, özellikle de

like to attract birds to your garden you have to make sure that you clean the

kuşları bahçenize çekmek istiyorsanız, yapmalısınız. yaptıkları pisliği temizlediğinizden emin olun ki

mess that they make so I am always aware that sometimes birds can be a little

ben her zaman kuşların biraz

messy I think we will leave it at that but you know what I'm talking about poop

dağınık olabildiğinin farkındayım sanırım bunu burada bırakacağız ama neden bahsettiğimi biliyorsunuz kaka

hello also to Ana I've always loved your your love of nature and I love nature

Ana'ya da merhaba ben her zaman sevmişimdir siz doğa sevgisiniz ve ben doğayı çok seviyorum

very much when I was living at my previous house and I made a few videos

önceki evimde yaşarken doğayla ilgili birkaç video çekerdim

concerning nature and quite often I would go for a walk and I would I would

ve sık sık yürüyüşe çıkardım ve

do some filming so yes many many years ago I was doing that and to be honest

biraz çekim yapardım bu yüzden evet yıllar önce Bunu yapıyordum ve size karşı dürüst olmak gerekirse,

with you I still love nature just as much I am still as fascinated by nature

doğayı hala çok seviyorum, hala doğadan

as I was 10 20 years ago I love it

10 20 yıl önceki kadar büyüleniyorum, onu seviyorum,

thanks for your company today a lot of people are here and what was mr. Steve

şirketiniz için teşekkürler bugün birçok insan burada ve ne oldu bay. Steve'in

doing yesterday that is a good question and for those who didn't see the live

dün yaptığı iyi bir soru ve dünkü canlı yayını izlemeyenler için

stream yesterday mr. Steve was busy in the garden would you like to see mr.

Mr. Steve bahçede meşguldü, Mr.

Steve in the garden yesterday he was very busy

Steve dün bahçede çok meşguldü,

you will see him arrive come on mr. Steve there he is

geldiğini göreceksiniz, hadi bayım. Steve orada, hadi

come on get some work done so there is mr. Steve yesterday he was in the garden

biraz iş hallet, bu yüzden Mr. Steve dün bahçedeydi

he was working very hard all day and can you see what he's doing there he's

bütün gün çok sıkı çalışıyordu ve orada ne yaptığını görebiliyor musunuz

actually picked up a worm and he's thrown it to the edge of the garden

gerçekten bir solucan aldı ve onu bahçenin kenarına fırlattı

because he knows that the black bird will come down and eat it

çünkü siyah kuşun aşağı inip yiyeceğini biliyor.

so yesterday as mr. Steve was digging the garden with his Spade

öyle dün bay olarak Steve, Spade'iyle bahçeyi kazıyordu,

lots of birds were coming down including black birds and also Robins as well so

kara kuşlar ve ayrıca Robins de dahil olmak üzere birçok kuş geliyordu, bu yüzden dün

we had quite a few birds in the garden yesterday they were all feeding as mr.

bahçede epeyce kuş vardı, hepsi bey olarak besleniyordu.

Steve was doing the gardening he was keeping himself very busy yesterday

Steve bahçıvanlıkla uğraşıyordu dün kendini çok meşgul ediyordu

hello cap devi oh hello cap devii thank you

merhaba cap devi oh merhaba cap devii canlı

very much for your donation on the livestream hi Steve can you see us did

yayındaki bağışınız için çok teşekkür ederim merhaba Steve bizi görebilir misiniz

you see Steve then he just looked up so that is what mr. Steve was doing

Steve'i gördünüz mü sonra o sadece yukarı baktı yani bu ne bay. Steve

yesterday he was in the garden working very hard the big question is what is

dün bahçede çok sıkı çalışıyordu, büyük soru şu ki

mr. Steve doing today I will give you a clue he is not in the garden thank you

bay ne yapıyor? Steve bugün yapıyor, size bahçede olmadığına dair bir ipucu vereceğim,

once again cap devi for your lovely super chat donation live here thank you

bir kez daha teşekkür ederim cap devi, güzel süper sohbet bağışınız için burada canlı,

very much that is very kind of you thank you Anna picot as well mr. Duncan do you

çok teşekkür ederim, bu çok naziksiniz, teşekkür ederim Anna picot da bay. Duncan adlı

know a song called have you ever seen the rain I love it

bir şarkı biliyor musun, hiç yağmuru gördün mü, onu seviyorum,

have you ever seen the rain I feel as if I should know it is it from is it from a

yağmuru gördün mü, sanki bilmem gerekiyormuş gibi hissediyorum, bir

show or a movie I don't know why it feels familiar it feels as if I should

diziden mi yoksa bir filmden mi, bilmiyorum neden tanıdık geliyor şarkıyı bilmem gerekiyormuş gibi geliyor sen hiç

know the song have you ever seen the rain who sings it can you tell me who

yağmuru kimin söylediğini gördün mü bana kimin

sings it because I don't know pal Mira we are looking on the same

söylediğini söyler misin çünkü bilmiyorum ahbap Mira

direction as the English addicts yes that is the reason why we are here we

ingiliz bağımlılarıyla aynı yöne bakıyoruz evet bu yüzden buradayız

are all crazy about the English language I love the English language and I have a

hepimiz ingilizceye deli oluyoruz ben ingilizceyi seviyorum ve

feeling that you love it as well we are going to take a short break I'm going to

senin de onu sevdiğine dair bir his var içimde kısa bir ara vereceğiz

show you one of my full English lessons and then I will be back this is an

sana tam ingilizce derslerimden birini göstereceğim ve sonra Geri döneceğim, bu

excerpt from full English number 16 and then after that we will be will be back

tam İngilizce 16 numaradan bir alıntıdır ve ondan sonra

live on the live chat don't go away

canlı sohbette canlı olarak geri döneceğiz, gitmeyin,

do you ever find yourself stricken with shyness do you ever feel shy would you

kendinizi hiç utangaçlık içinde buluyor musunuz, hiç utangaç hissediyor musunuz,

describe yourself as a shy person it would be fair to say that we all feel a

kendinizi tarif eder misiniz? utangaç bir insan olarak hepimizin zaman zaman biraz utangaç hissettiğini söylemek doğru olur,

little shy from time to time there are certain situations where shyness might

utangaçlığın sizi etkileyebileceği bazı durumlar vardır

affect you perhaps you are meeting someone for the first time even worse

belki ilk kez biriyle tanışıyorsunuz, hatta daha da kötüsü

perhaps you are about to meet many people who you don't know they say that

belki de pek çok insanla tanışmak üzeresiniz.

loneliness is a crowded room and for a shy person this is very true we often

yalnızlığın kalabalık bir oda olduğunu söylediklerini bilmiyorsunuz ve utangaç bir insan için bu çok doğru.

equate nervousness with being shy you might not know what to say in certain

situations which can lead to the appearance of being shy a lack of

confidence in certain situations can lead to an attack of shyness we often

belirli durumlarda özgüven, bir utangaçlık krizine yol açabilir,

position shy alongside awkward in a sentence a shy person might be described

bir cümlede genellikle utangaçlığı beceriksizliğin yanına

as apprehensive bashful coy retiring and timid a shy person might find themselves

yerleştiririz.

being accused of being antisocial or standoffish as their silence can

sometimes be misinterpreted as arrogance or conceitedness I know this because it

bazen kibir veya kendini beğenmişlik olarak yanlış yorumlanabilir bunu biliyorum çünkü bu

has happened to me I can sometimes be quite shy in certain situations which

benim başıma geldi bazen bazı durumlarda oldukça utangaç olabiliyorum bu da

can lead to some people asking what's the deal with your friend Duncan he

bazı insanların arkadaşın duncan'la sorunun ne olduğunu sormasına yol açabiliyor

won't speak to anyone he seems a bit arrogant to me no I'm not being arrogant

kimseyle konuşmuyor göründüğü gibi bana göre biraz kibirli hayır kibirli

or stuck-up all conceited I'm just a little bit shy that's all

veya kendini beğenmiş değilim tamamen kibirli sadece biraz utangaçım hepsi bu kadar

have you ever taken part in a contest or competition and after the result or

hiç bir yarışmaya veya yarışmaya katıldınız ve sonuç veya

winner has been announced you feel cheated you find yourself thinking that

kazanan açıklandıktan sonra kendinizi aldatılmış hissediyorsunuz kendinizi

perhaps the winner was chosen for a reason perhaps you felt that the

kazananın bir nedenle seçildiğini düşünürken bulabilirsiniz belki de

competition was rigged or fixed to rig something means to arrange a situation

yarışmanın bir şeye hile karıştırmak için düzenlendiğini veya sabitlendiğini hissettiniz; bir durumu,

in such a way that the result is assured to rig something is to cheat and fix a

sonucun bir şeye hile karıştırılacağı kesin olacak şekilde düzenlemek, hile yapmak ve bir

game or contest to go one particular way for example in a talent show the winner

oyunu düzeltmektir veya yarışmanın belirli bir yöne gitmesi, örneğin bir yetenek gösterisinde, kazananın jüri üyelerinden

might turn out to be a relative of one of the judges this might lead people to

birinin akrabası olduğu ortaya çıkabilir, bu, insanların

think that the contest was rigged or fixed in sport a boxing match can be

yarışmanın sporda hileli veya sabit olduğunu düşünmelerine yol açabilir, bir boks maçında

rigged so as to allow people to place heavy bets on the winner one of the

hile yapılabilir. İnsanların kazanan üzerine ağır bahisler oynamasına izin vermek

boxes taking part in the match is paid to take a fall so as to ensure that the

Maçta yer alan kutulardan biri, diğerinin kazanmasını sağlamak için düşmek üzere ödenir.

other one wins almost anything can be rigged or fixed so as to give someone an

advantage or a definite chance of winning

the world of English is indeed a fun and exciting place to be but it can also be

İngilizce dünyasını kazanma şansı gerçekten eğlenceli ve heyecan verici bir yer ama aynı zamanda

confusing for those learning the language some English words especially

dili öğrenenler için kafa karıştırıcı olabilir, özellikle bazı İngilizce kelimeler kafa

can create confusion and lead to mistakes being made a good example of

karışıklığı yaratabilir ve hatalara yol açabilir, bu karışıklığın güzel bir örneği

this confusion is the similarity between the words momentum and memento they seem

arasındaki benzerliktir. Momentum ve memento kelimeleri birbiriyle

to be related but in fact they are not in physics the word momentum relates to

ilişkili gibi görünüyor ama aslında fizikte değiller.

the quantity of motion of an object based on its mass and speed that is to

say how heavy and how fast it can travel is related to the amount of energy it

can create this energy is classed as potential which relates to what the

yaratabileceği enerji miktarına göre bu enerji potansiyel olarak sınıflandırılır, bu da

object can do for example the weight and speed of a rolling rock will give you

nesnenin yapabilecekleriyle ilgilidir örneğin yuvarlanan bir kayanın ağırlığı ve hızı size

its potential energy value the movement is its momentum the force and thrust

potansiyel enerji değerini verecektir hareket momentumudur yaratılan kuvvet ve itme kuvvetidir

created is called impetus movement is impetus momentum can also relate to the

itici güç olarak adlandırılan hareket itici güçtür momentum aynı zamanda

driving force or impetus of a course of events how one action or event can have

bir olaylar dizisinin itici gücü veya itici gücü ile de ilgili olabilir bir eylem veya olayın

an effect on other things the size of the effect and how long it will last

başka şeyler üzerinde nasıl bir etkisi olabilir etkinin boyutu ve ne kadar süreceği

relates to its momentum the discussion of a controversial topic will gain

momentumuyla ilgilidir tartışması tartışmalı bir konu,

momentum as more people become involved

daha fazla insan dahil oldukça ivme kazanacaktır

the word memento refers to an object that has been kept as a reminder of a

hatıra kelimesi, geçmiş bir olayı hatırlatmak için saklanan bir nesne anlamına gelir

past event a memento is a souvenir it is something that has been put aside as a

hatıra bir hatıradır değerli bir eşya olarak bir kenara bırakılmış bir şeydir

treasured possession a keepsake is a memento a photograph taken at a special

hatıra bir şeydir hatıra özel bir etkinlikte çekilmiş bir fotoğraf

event can be a memento something bought during a trip to a

bir hatıra olabilir belirli bir yere yapılan bir gezi sırasında satın alınan bir şey

particular place is a memento so as you can see the words momentum and memento

bir hatıradır, bu nedenle momentum ve hatıra kelimelerinin gerçekten

are very different indeed I hope you enjoyed that an excerpt from one of my

çok farklı olduğunu görebilirsiniz.

full English lessons yes this is English and ICTA live on a Saturday afternoon

İngilizce dersleri evet bu İngilizce ve BTK bir cumartesi öğleden sonra canlı yayında bugün

thank you very much for clicking on my face today

yüzüme tıkladığınız için çok teşekkür ederim çok

I do appreciate it I hope you are having a good Saturday wherever you are in the

teşekkür ederim dünyanın neresinde olursanız olun iyi bir cumartesi geçiriyorsunuzdur umarım güzel

world thank you very much for your lovely messages so many messages today I

mesajlarınız için çok teşekkür ederim bugün çok mesaj var hayat sohbetimde

can't begin to tell you how many messages I've seen on my life chat my

kaç tane mesaj gördüğümü size anlatamam

live chat is so busy thank you very much can I say thank you once again to the

canlı sohbetim çok meşgul çok teşekkür ederim benim küçük şarkımı gönderen kişiye bir kez daha teşekkür edebilir miyim

person who sent my little song thrush to my house is nothing lovely a little song

ev hiç hoş değil küçük bir ötücü ardıç

thrush I will treasure this I will put it with all of the other birds that I

kuşu Buna değer vereceğim Yıllar boyunca topladığım diğer tüm kuşların yanına koyacağım bu

have collected over the years so I love it I love this bird so much I

yüzden onu seviyorum Bu kuşu o kadar çok seviyorum ki

can't begin to tell you how happy and excited I was when I saw this this

size ne kadar mutlu ve mutlu olduğunu anlatamam. Bu sabah bunu gördüğümde heyecanlandım,

morning I really cannot begin to tell you mr. Duncan can I say what a look

gerçekten size anlatmaya başlayamam bayım . Duncan ne bir bakış ne bir bakış diyebilir miyim

what a look if not which case can I use we can say what a lucky so we can say

eğer değilse hangi durumda kullanabiliriz ne şanslı diyebiliriz ki bak

looky what our lucky coincidence what a lucky chance what a lucky moment but we

ne şanslı tesadüf ne şanslı bir şans ne şanslı bir an diyebiliriz ama

don't say what a look because we don't need to we don't see look as something

ne bakış diyemiyoruz çünkü bakmamıza gerek yok bakmayı tek bir şey olarak görmüyoruz o yüzden

that is one single thing so look is general so you generally say look I have

bakış geneldir yani genel olarak bak bende

lots of look which means that good things tend to happen look so not look

çok fazla bakış var derler bu da iyi şeylerin olma eğiliminde olduğu anlamına gelir bak o yüzden kendi

with your eyes look as in you have good look or bad look

gözlerinle bakma öyle bak sende iyi ya da kötü bir görünüme sahipsin

so we say we don't say a look we have good look we have good look we have good

bu yüzden bir bakış demiyoruz iyi bir görünüşe sahibiz iyi bir görünüşe sahibiz iyi

look bad look we can say that you are lucky a purse

görünüşe sahibiz kötü görünüşe sahibiz şanslı olduğunuzu söyleyebiliriz

who often has good things happen to them we might describe them as a lucky person

başına sıklıkla iyi şeyler gelen bir cüzdan biz onları şanslı bir insan olarak tanımlayabilirim

you are so lucky Christine hello I am late today please excuse me

sen çok şanslısın Christine merhaba bugün geç kaldım lütfen

that's okay Christine it is lovely to see you here I have forgotten just how

kusura bakma Christine seni burada görmek çok güzel

hot this studio is when the lights are on so because I have lots of studio

Işıklar açıkken bu stüdyonun ne kadar sıcak olduğunu unutmuşum bu yüzden bende çok şey var

lights around me I actually forgot how hot this studio gets so at the moment

etrafımda stüdyo ışıkları var aslında bu stüdyonun ne kadar ısındığını unutmuşum o anda

I've opened my window even though it's raining outside and there is the view

dışarıda yağmur yağmasına ve

outside at the moment so it's looking very miserable very glum and gray

şu anda dışarıda manzara olmasına rağmen penceremi açtım bu yüzden çok perişan görünüyor çok asık suratlı ve gri

outside it is a definite contrast to the weather that we've had over the past few

dışarısı kesin Son birkaç gündür sahip olduğumuz havanın aksine,

days the weather over the past few days has been incredible and there is another

son birkaç gündür hava inanılmazdı ve bahçede başka bir manzara var,

view in the garden you can see that many of the leaves have now come out on the

şimdi uzaktaki ağaçların yapraklarının çoğunun çıktığını görebilirsiniz.

trees in the distance and also in my garden you can see lots of green leaves

ve ayrıca bahçemde birçok yeşil yaprağın

have now come out so that is the view right now outside in fact I think the

şimdi çıktığını görebilirsiniz, yani şu anda dışarıdaki manzara bu aslında sanırım

rain has stopped I have a feeling that the rain has actually now stopped

the rain has stopped we can all celebrate for that hello s-sir says I am

yağmur durdu bunun için kutlayın merhaba s-efendim diyor ki ben

NOT a sir I am Brahma Brahma dirt-poor Brahma do Brahma do I hope I pronounced

efendim DEĞİLİM ben Brahma Brahma pis fakir Brahma do Brahma yapmak umarım

your name right so I would imagine that the sound at the end is not heard or

adını doğru telaffuz etmişimdir bu yüzden sondaki sesin duyulmadığını veya

maybe it is silent Brahma do or Brahma debt I hope I pronounced that right I

belki de sessiz olduğunu hayal ederim Brahma do veya Brahma borç umarım doğru telaffuz etmişimdir

sometimes try to pronounce your names and yes sometimes there are certain

bazen isimlerinizi telaffuz etmeye çalışıyorum ve evet bazen

rules in your language where maybe a word or maybe a an actual letter in your

sizin dilinizde isminizdeki bir kelime veya belki gerçek bir harfin

name is pronounced differently so sometimes I do get it wrong but just

farklı telaffuz edildiği belirli kurallar vardır bu yüzden bazen yanlış anlıyorum ama

like all of us we are all here to learn even me hello rose hello also Christina

hepimiz gibi hepimiz öğrenmek için buradayız ben bile merhaba rose merhaba ayrıca Christina da

what about the daffodils sadly the daffodils are now all starting

nergisler ne yazık ki nergisler artık

to wither away and mr. Steve yesterday was moving some of the flowers as well

solmaya başlıyor ve bay. Steve dün de çiçeklerin bir kısmını taşıyordu

however I think Steve has changed his mind so he was going to put some roses

ama sanırım Steve fikrini değiştirip bahçenin köşesine birkaç gül koyacaktı

in the corner of the garden but I think now he's actually changed his mind I

ama sanırım şimdi gerçekten fikrini değiştirdi

think he's going to do something else to be honest hello ELISA ELISA Marie I

bence başka bir şey yapacak dürüst ol merhaba ELISA ELISA Marie Ben

am just lurking here well whether you are lurking watching waiting stalking

sadece burada gizleniyorum pusuda bekleyip takip ediyorsan takip etmeyi bekliyorsun

you are more than welcome welcome to my livestream on a Saturday I hope you are

Cumartesi günü canlı yayınıma hoşgeldin umarım

enjoying it your garden is nice it is looking nice at the moment because

eğleniyorsundur bahçen güzel şu an güzel görünüyor çünkü

everything is green suddenly all of the leaves have come out on the trees so I

her şey yeşil aniden ağaçların tüm yaprakları döküldü bu yüzden

do like it when all of the green comes out suddenly everything

tüm yeşilin birdenbire her şeyin

fresh and alive I like it a lot sure in my childhood I thought all the

taze ve canlı çıkmasını seviyorum kesinlikle çok severim çocukluğumda tüm Avrupalıların

European people were able to speak English but obviously and I am wrong I

İngilizce konuşabildiğini sanırdım ama açıkçası ve yanılıyorum

am from an Eastern country this is true yes across Europe there are many

Doğulu bir ülkedenim bu doğru evet Avrupa'da birçok

different languages English has become dominant over the years

farklı dil var İngilizce yıllar içinde baskın hale geldi

however there are other European languages that are popular around the

ancak dünya çapında popüler olan başka Avrupa dilleri de var

world of course I immediately think of Spanish I also think of French so you

tabii ki aklıma hemen İspanyolca geliyor I Fransızcayı da düşünün, bu yüzden

might be surprised to find out how many countries actually speak French there

kaç ülkenin gerçekten Fransızca konuştuğunu öğrenince şaşırabilirsiniz, Kanada'da

are African countries where French is spoken in Canada there are many people

Fransızcanın konuşulduğu Afrika ülkeleri var, Fransızca konuşan birçok insan var, anladığım kadarıyla

who speak French there are many people who have French as their second language

ikinci dili Fransızca olan birçok insan var.

as I understand it maybe I'm wrong but this is something I heard a few years

belki yanılıyorum ama bu birkaç yıl önce duyduğum bir şey

ago I think in Canada they teach French and English simultaneously so you are

sanırım Kanada'da Fransızca ve İngilizce'yi aynı anda öğretiyorlar yani

actually learning two languages at the same time I might be wrong there but I

aslında aynı anda iki dil öğreniyorsunuz orada yanılıyor olabilirim ama

think in some parts of Canada you actually learn in the curriculum as you

sanırım Kanada'nın bazı bölgelerinde siz aslında müfredatta öğrenirken öğrenirken

are learning you actually learn both at the same time if I'm wrong I'm sure

aslında ikisini de aynı anda öğreniyorsunuz yanılıyorsam eminim

someone will tell me because you do you like to be pedantic sometimes mr. Duncan

biri bana söyleyecektir çünkü siz bazen ukala olmayı seviyorsunuz bayım. Duncan,

you got that wrong you were wrong

yanlış anladın, yanıldın

franceska I like the expression I can't get over it it always makes me laugh yes

franceska Üstesinden gelemem ifadesini seviyorum, beni her zaman güldürüyor evet,

if you can't get over something maybe the surprise or the shock was so big you

eğer bir şeyin üstesinden gelemezsen belki sürpriz ya da şok o kadar büyüktü ki

you you can't recover so if you can't get over something I can't get over how

sen iyileşemezsin yani bir şeyin üstesinden gelemiyorsan ben de kaldıramıyorum

long I've been doing this on YouTube I can't get over it you can't get past the

bunu ne zamandır youtube'da yapıyorum bunu aşamam sen

feeling of surprise so yes it's a great expression I like it I like it a lot

şaşırma hissini aşamazsın yani evet harika bir ifade hoşuma gitti Ben de çok beğendim

hello also to rose-red Constantine mr. Duncan do you grow tulips in your garden

gül kırmızısı Konstantin bey'e de merhaba. Duncan, bahçenizde lale yetiştiriyor musunuz,

we normally have tulips later in the year so quite often we do have at the

normalde laleler yılın ilerleyen aylarında olur, bu nedenle oldukça sık olarak

bottom of the garden at the front of the house there are some tulips and I do

bahçenin alt kısmında evin önünde bazı laleler olur ve

like them they are very lovely flowers I love the shape of a tulip it's like a

onları seviyorum, çok güzel çiçekler. Lalenin şekli

beautiful cup don't you think and I I especially like red tulips I

güzel bir fincan gibi değil mi sence de ben özellikle kırmızı laleleri severim

don't know why red tulips and also white tulips are very beautiful beautiful

Kırmızı laleler ve ayrıca beyaz laleler neden çok güzeldir bilmiyorum güzel

flower very delicate mr. Duncan the band Creedence Clearwater Revival performed a

çiçek çok narin bayım. Duncan grubu Creedence Clearwater Revival bir

song have you ever seen the rain do you know it I know

şarkı seslendirdi hiç yağmuru gördün mü bunu biliyor musun

Creedence Clearwater Revival they were kind of a sixties group they would they

Creedence Clearwater Revival'ı biliyorum onlar bir tür altmışlar grubuydu onlar

were into all of the flower power hey man hey we should all just make love not

tüm çiçek gücünün içindeydiler hey adamım hey hepimiz sadece sevişmeliyiz savaş değil

war hey man Creedence Clearwater Revival

hey adamım Creedence Clearwater Revival

they had a big hit they had a big song called Woodstock so look out for that

büyük bir hit oldular Woodstock adında büyük bir şarkıları vardı, bu yüzden ona dikkat et

one or listen out for that one Creedence Clearwater Revival they were around hey

ya da şu Creedence Clearwater Revival'a kulak ver onlar

man during the flower power and when all of the hippies were were tripping I

çiçek gücü sırasında ve tüm hippiler oradayken hey adamım tökezliyordum İnanamıyorum az önce

can't believe I just said that being stalked is not funny I know Rose it

takip edilmenin komik olmadığını söyledim Rose

happened to me in China it happened to me in China I was talked in China it is

Çin'de başıma geldi Çin'de başıma geldi Çin'de konuşuldu bu hakkında

something that I don't like to talk about to be honest so let's change the

konuşmaktan hoşlanmadığım bir şey dürüst o yüzden konuyu değiştirelim

subject hello Valentin hello also Ali Ali

merhaba Valentin merhaba ayrıca Ali Ali

Bastian nice to see you here as well hello mr.

Bastian da sizi burada görmek güzel merhaba bayım.

Duncan and hello to the small cute bird you are looking very nice today I hope

Duncan ve küçük sevimli kuşa merhaba bugün çok güzel görünüyorsun umarım

so I didn't have a shave unfortunately I went without a shave so I haven't shaved

tıraş olmamışımdır ne yazık ki tıraşsız kaldım bu yüzden

my face today so I hope I don't look too untidy Adrian says why don't you ever

bugün yüzümü tıraş etmedim bu yüzden umarım çok dağınık görünmüyorumdur Adrian neden hiç

wear the clothes you have in your studio when you are outside and the clothes you

stüdyonda olan kıyafetlerini dışarıdayken giymiyorsun diyor ve

have outside when you are in your studio huh I'm confused already

dışarıda olan kıyafetlerini stüdyondayken de giymiyorsun zaten kafam iyice karıştı

well I don't wear this outside because it's too formal so if you're outside if

bunu dışarıda giymiyorum çünkü çok resmi yani dışarıdaysan eğer

you are enjoying nature I think wearing a shirt and tie is not

doğanın tadını çıkarıyorsan bence gömlek ve kravat takmak uygun değil bence

suitable I think you need to be more free and relaxed when you are outside

dışarıdayken daha özgür ve rahat olmalısın

however in the studio I like things to be a little more formal hmm and that is

ama stüdyoda işlerin biraz daha resmi olmasını seviyorum hmm ve bu mor

the reason why I wear my purple purple it's a purple tie can everyone stop

morumu takmamın sebebi bu mor bir kravat herkes pembe

saying it's pink because it isn't it's purple okay so I hope that answers your

demeyi kesebilir mi çünkü mor değil tamam o yüzden umarım bu

question that is the reason why I wear this indoors and when I'm outside I like

sorunuzu cevaplar bunu içeride ve dışarıdayken takmamın sebebi budur

to wear my t-shirts and my colorful clothing I think it looks rather nice

t-shirtlerimi ve rengarenk kıyafetlerimi giymeyi seviyorum bence oldukça hoş duruyor

what can I do to speak English fluently asks shaker Adam hello there Adam well

ingilizceyi akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapabilirim diye soruyor shaker adem merhaba adem peki

as I always say you must make English part of your life get used to using

her zaman dediğim gibi ingilizceyi hayatınızın bir parçası yapmalısınız

English every day make it a part of your life something that you can relate to

ingilizceyi her gün kullanmaya alışın gün, onu hayatının bir parçası yap, ilişkilendirebileceğin bir şey, tıpkı

something that you can become familiar with just like anything so try to think

her şey gibi aşina olabileceğin bir şey, bu yüzden

of a song that you like singing there was a moment of time in your life when

söylemeyi sevdiğin bir şarkıyı düşünmeye çalış, hayatında bilmediğin bir an vardı.

you didn't know how to sing that song you didn't know the words to the

o şarkıyı nasıl söylersin şarkının sözlerini bilmiyordun

song but now you do and that is how you learn English you become familiar with

ama şimdi biliyorsun ve bu şekilde İngilizce öğrenirsin ona aşina olursun İngilizce

it you find your own ways of learning English remembering new words listening

öğrenmenin kendi yollarını bulursun yeni kelimeleri hatırlamak dinlemek

reading writing as I always say writing is a very good way of learning a

okumak yazmak her zaman dediğim gibi yazmak bir dili öğrenmenin çok iyi bir yolu

language it really is hello to zai Jian hello zai Jian that

gerçekten zai Jian'a merhaba merhaba zai Jian

sounds like goodbye in Chinese zai Jian so that's what you say you see you say

Çince'de veda gibi geliyor zai Jian yani

me how when you say hello in Chinese and you say

böyle diyorsun görüyorsun bana diyorsun Çince'de merhaba dediğinde ve

zai Jian say gen means goodbye in Chinese please don't say goodbye just

zai Jian dediğinde gen Çince'de veda anlamına gelir, lütfen henüz vedalaşma

yet I'm not going yet mr. Duncan you are a

Ben henüz gitmiyorum bay. Duncan sen bir

workaholic I am definitely a workaholic and maybe sometimes I might be a

işkoliksin Ben kesinlikle bir işkoliğim ve belki bazen ben de bir

chocolate holic as well a person who can't stop doing something if you if you

çikolata delisi olabilirim ve bir şeyi yapmaktan vazgeçemeyen bir insan olabilirsin, eğer bir

can't stop doing something we can say you are a holic work holic or workaholic

şeyi yapmayı bırakamıyorsan senin kutsal bir iş kolik olduğunu söyleyebiliriz veya işkolik o

then you can be a chocolate Pollock you can't stop eating chocolate maybe an

zaman çikolata Pollock olabilirsin çikolata yemeyi bırakamazsın belki

alcoholic a person who can't stop drinking vodka like Lina

alkolik Lina Serena gibi votka içmeyi bırakamayan biri

Serena mr. steve is going to put a vegetable garden in he isn't we have

bay. steve içine bir sebze bahçesi yapacak değil mi

discussed this I've discussed it with Steve and we've both decided that we

bunu tartıştık Steve ile tartıştık ve ikimiz de

will not grow vegetables we are not going to grow vegetables because I want

sebze yetiştirmemeye karar verdik sebze yetiştirmeyeceğiz çünkü

to say laziness is the reason I'm not sure if that is the reason but it seems

tembellik demek istiyorum sebebin bu olup olmadığından emin değilim ama dürüst olmak

like a lot of work just to get a handful of potatoes to be honest

gerekirse bir avuç patates almak çok iş gibi görünüyor

and Evangelina mr. Duncan in my country people only speak in Africa when they

ve Evangelina mr. Duncan benim ülkemde insanlar Afrika'da sadece İspanyolca konuştuklarında konuşurlar,

speak Spanish can you imagine finally more people speak French or

sonunda daha fazla insanın Fransızca veya

French France French so the language of France is French because we are all

Fransızca Fransa Fransızca konuştuğunu hayal edebiliyor musunuz, bu yüzden Fransa'nın dili Fransızca çünkü hepimiz

around we around all of the French language speakers this is something I

etrafımızdayız, tüm Fransızca konuşanların etrafındayız bu benim söylediğim bir şey

said earlier it is amazing as you travel around the world you will hear languages

daha önce harika, dünyayı dolaşırken duymayı beklemeyeceğiniz diller duyacaksınız, bu

that you might not be expecting to hear so it is very strange I think there is

yüzden çok garip bence var

and this is something I'm going to say now I might get told off for this I

ve bu şimdi söyleyeceğim bir şey bunun için azarlanabilirim ben

might actually get into trouble for saying this but sometimes English people

Aslında bunu söylediğim için başım belaya girebilir ama bazen İngilizler

when we are abroad we can be a little arrogant we can't believe you just said

yurt dışındayken biraz kibirli olabiliyoruz, bunu söylediğinize inanamıyoruz

that but I think so some English people and I think American people as well when

ama bence bazı İngilizler ve Amerikalılar da

they are abroad in a country where English is not spoken they can be a

yurt dışındayken öyle düşünüyorum. İngilizcenin konuşulmadığı bir ülkede

little arrogant because quite often we will go to another country and we will

biraz kibirli olabilirler çünkü sıklıkla başka bir ülkeye gideriz ve

expect other people to speak English as well which is not true it isn't possible

diğer insanların da İngilizce konuşmasını bekleriz ki bu doğru değildir, mümkün değildir, bu

so you can't always travel to another country and hear your own language being

nedenle her zaman seyahat edemezsiniz. başka bir ülke ve kendi dilinizin konuşulduğunu duyun, bu

spoken so this is something an observation and this is me criticizing

yüzden bu bir şey bir gözlem ve bu benim

English people so quite often we go abroad and we just automatically expect

İngilizleri eleştiriyorum, bu yüzden çok sık yurt dışına gidiyoruz ve otomatik olarak

everyone around hysts to speak English I don't of course I understand the fact

etraftaki herkesin İngilizce konuşmasını bekliyoruz.

that not everyone speaks English so if I travel to another country I will not

herkes İngilizce konuşmuyor, bu yüzden başka bir ülkeye seyahat edersem

expect everyone to speak English I'm not arrogant however there are a lot of

herkesin İngilizce konuşmasını beklemeyeceğim.

people who do expect to have everything written in English

all of the menus and the restaurants why isn't this in English don't they know

İngilizce'de bu, benim İngiliz olduğumu bilmiyorlar mı, bu

I'm English so sometimes we can be a little arrogant

yüzden bazen biraz kibirli

a little unkind as well when we go abroad it does happen and this is one of

ve biraz kaba olabiliyoruz, yurtdışına çıktığımızda da oluyor ve bu, Birleşik Krallık'tan seyahat eden

the biggest complaints about people who travel from the United Kingdom and also

insanlar hakkındaki en büyük şikayetlerden biri ve ayrıca

from America because we do often expect other people to speak English when in

Amerika'dan çünkü sık sık diğer insanların İngilizce konuşmasını bekleriz, oysa

fact of course not everyone speaks English in the world not everyone hello

aslında dünyada herkes İngilizce konuşmuyor, herkes merhaba

uni karena mr. Duncan I have a question about English grammar why do we say dust

uni karena mr. Duncan İngilizce dilbilgisi hakkında bir sorum var mobilya parçasındaki tozu

instead of another word when we remove the dust from the piece of furniture oh

kaldırdığımızda neden başka bir kelime yerine toz diyoruz oh evet

I see yes well this is a very interesting use of a word as both a noun

anlıyorum bu bir kelimenin hem isim hem de fiil olarak çok ilginç bir kullanımı

and a verb and this happens a lot in English so it isn't just that one

ve bu İngilizce'de çok şey olur, bu yüzden sadece

particular word dust dust is something that floats around in the air tiny

belirli bir kelimeden ibaret değildir toz toz, havada küçük parçacıklar halinde yüzen bir şeydir

particles and eventually they will land or they will settle on your furniture so

ve sonunda bunlar yere iner veya mobilyalarınızın üzerine yerleşir, bu nedenle

sometimes you have to clean the dust off the furniture you have to wipe the dust

bazen mobilyalardaki tozu temizlemeniz gerekir. mobilyaların tozunu silmeniz gerekir

off the furniture so that action is also called dusting so to dust something

ki bu eyleme toz alma da denir yani bir şeyin tozunu almak, tozu

means that you are clearing away the dust you are moving the dust so I need

temizlediğiniz anlamına gelir tozu hareket ettiriyorsunuz yani

to dust my furniture so in that sense we are using it as a verb dust so a you are

mobilyamın tozunu almam gerekiyor yani bu anlamda onu bir araç olarak kullanıyoruz. fiil tozu yani

using the same word that is a noun as a verb and this happens a lot another good

a fiil olarak isim olan aynı kelimeyi kullanıyorsunuz ve bu çok oluyor başka bir güzel

example I suppose is water water you water your plant so maybe you have a

örnek sanırım su su bitkinizi sulıyorsunuz yani belki evinizin

little flower that is growing in the window in your house so you will take

penceresinde büyüyen küçük bir çiçeğiniz var yani

some water now and you will water the plant verb water now the action is also

şimdi biraz su alacaksın ve bitki fiilini sulayacaksın şimdi eylem de

water you will water your plant you are adding water to something and if you

sudur bitkini sulayacaksın bir şeye su ekliyorsun ve bir

dust something you are removing the dust so it might sound as if you are putting

şeyin tozunu alıyorsan tozu kaldırıyorsun, bu yüzden sanki senmişsin gibi gelebilir

the dust onto the furniture but it's actually the opposite so we are using it

mobilyaların üzerine toz serpmek ama aslında tam tersi yani biz bunu

as an action so it doesn't matter if you are putting something on or taking it

bir eylem olarak kullanıyoruz yani üzerine bir şey koyup çıkarmamanız farketmez

off we are talking about an action and in this case dust is remove you are

biz bir eylemden bahsediyoruz ve bu durumda toz kaldırmak sizsiniz.

taking away all of the dust so that is the reason why sometimes in English you

tüm tozu almak, bu nedenle bazen İngilizce'de

will find a noun is also used as a verb water is a good example Carlo hello

bir ismin fiil olarak da kullanıldığını görmenizin nedeni su iyi bir örnektir Carlo merhaba

Carlo how are you how are you found out I don't know what you mean by that do

Carlo nasılsın nasılsın nasılsın anladın mı ne demek istediğini bilmiyorum Bununla,

you mean do you mean by my stalkers well when I was in China a lot of people knew

takipçilerim derken, ben Çin'deyken birçok insan

who I was because my school persuaded me to go on television and after that lots

benim kim olduğumu biliyordu çünkü okulum beni televizyona çıkmaya ikna etti ve ondan sonra

of people recognized me in the street a

birçok insan beni sokakta tanıdı

big mistake really a very big mistake if you do plan to become famous make sure

büyük bir hata gerçekten çok büyük bir hata, eğer ünlü olmayı planlıyorsanız,

you live in a castle or maybe a large house with lots and lots of security

bir şatoda veya belki de kenarlarında pek çok güvenlik bulunan büyük bir evde yaşadığınızdan emin olun,

around the edge or else you might have a difficult time

yoksa zor zamanlar geçirebilirsiniz, bu yüzden ünlü olacağınız

so make sure you choose the moment when you become famous Christina the dust is

anı seçtiğinizden emin olun. Christina the dust

the noun and you are dusting well dusting is showing the action you are

isimdir ve iyi toz alıyorsunuz toz alma eylemi gösteriyor sizsiniz toz

you will dust you are dusting so we are using that as the present participle you

alacaksınız toz alacaksınız bu yüzden bunu şimdiki zaman sıfatı olarak kullanıyoruz siz

are actually doing it unique arena we remove the dust we don't add dust that

gerçekten yapıyorsunuz benzersiz arena tozu kaldırıyoruz toz eklemiyoruz bu

is true as I mentioned earlier yes it's true you are taking away the dust of

doğru daha önce de belirttiğim gibi evet doğru tozu alıyorsun

course there are other things you can use if you are cleaning the dust away we

tabi ki kullanacağın başka şeyler de var eğer tozu temizliyorsan temizlik

can say that you are cleaning you are cleaning your furniture cleaning

yapıyorsun diyebiliriz mobilya temizliği yapıyorsun

sometimes we can use the word polish you are polishing your furniture you are

bazen biz de kullanabiliriz kelime cilası mobilyalarınızı parlatıyorsunuz

making the furniture look clean again yes I am watering the plants I am adding

mobilyaların tekrar temiz görünmesini sağlıyorsunuz evet bitkileri suluyorum

water to the plants I would probably use the the word underst

bitkilere su ekliyorum muhtemelen underst

hmm underst yes it would make more sense however it's a little bit more awkward

hmm underst kelimesini kullanırdım evet daha mantıklı olur ama biraz daha fazla

to say so I think sometimes in English sometimes certain phrases or verbs or

söylemesi garip bu yüzden bazen İngilizce'de bazen belirli ifadeler veya fiiller veya

nouns are kept simple they are kept very simple

isimler basit tutuluyor, çok basit tutuluyorlar

hello Vitas mr. Duncan what about normal normal is coming in a moment

merhaba Vitas mr. Duncan normale ne dersin normal bir anda geliyor

normal is coming in a moment first of all let's also look at

normal bir anda geliyor her şeyden önce şaşkına da bakalım

surprised because surprise is something that when it comes along well how do you

çünkü sürpriz iyi geldiğinde nasıl

feel when you have a surprise how do you feel when you receive a surprise like me

hissedersin sürpriz geldiğinde nasıl hissedersin benim gibi bir sürpriz

I had a lovely surprise today I felt astonishment can you see that I hope so

bugün çok güzel bir sürpriz yaşadım şaşkınlık hissettim görüyor musunuz umarım öyledir

because it's come out very small I don't know why it doesn't look very big on the

çünkü çok küçük çıktı ekranda neden çok büyük görünmüyor bilmiyorum

screen so I hope you can see that astonishment

yani umarım o şaşkınlığı görebilirsiniz

he's also surprised you are astonished you experienced astonishment

o da şaşırdı şaşırdın hayret yaşadın

astonishment so the word astonishment means surprise you are surprised by

hayret yani hayret kelimesi sürpriz anlamına gelir bir

something happening I am surprised I experienced astonishment astonishment

şeyin olmasına şaşırıyorsun ben şaşırdım şaşkınlık yaşadım

another expression amazement so something that surprises you you feel

şaşkınlık başka bir ifade hayret yani seni

amazement amazement by something so you are amazed I'm amazed you feel amazement

şaşırtan bir şey hayret hissediyorsun bir şeye hayret yani hayret ediyorsun ben şaşırdın şaşırdın

oh of course surprise you can have a nice surprise or

oh tabii ki sürpriz güzel bir sürpriz ya da hoş

an unpleasant surprise

olmayan bir sürpriz yaşayabilirsin

here's an interesting word incredulity incredulity is an interesting word

işte ilginç bir kelime

incredulity now this can be used in many ways but quite often it will be

şüphecilik

something that you greet with surprise amazement or maybe sometimes doubt as

ya da belki bazen şüphe de o

well so maybe sometimes you might be doubtful maybe you think that something

yüzden belki bazen şüphe duyabilirsin belki bir şeyin

is too good to be true you express incredulity you are surprised but also

gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu düşünüyorsun inanmadığını ifade edersin şaşırırsın ama aynı zamanda

maybe a little doubtful as well I like that one

belki biraz da şüphelenirsin bunu sevdim

here's another one bewilderment Oh bewilderment

işte başka bir şaşkınlık Ah şaşkınlık

if you feel bewilderment you are bewildered bewilderment surprise

eğer sen şaşkın hissediyorum şaşkınsınız şaşkın şaşkın şaşkın şaşkın

astonishment I can't believe it a lot of people on the live chat today oh wow

bugün canlı sohbette bir çok insanın buna inanamıyorum oh vay canına

it's really getting busy hello Doctor Victoire first of mr. Duncan what about

gerçekten meşgul oluyor merhaba Doktor Victoire öncelikle bay. Duncan, davet ve davet kelimelerinin

the correct pronunciation and use of the word invite and invitation well you

doğru telaffuzu ve kullanımına ne dersiniz,

might receive an invitation as a request so sometimes the word invitation can

rica olarak bir davet alabilirsiniz, bu nedenle bazen davet kelimesi

just mean request so you receive an invitation sometimes we think that that

sadece rica anlamına gelebilir, bu nedenle bir davet alırsınız, bazen bunun

means that you have been asked to go to a party but actually it can also be a

sizden gitmenizin istendiği anlamına geldiğini düşünürüz. bir partiye ama aslında bir

request to do something I have received an invitation to try some new software

şey yapma isteği de olabilir Yeni bir yazılımı denemem için bir davet aldım,

so you are actually being offered something as an invitation so in that

yani aslında size bir davet olarak bir şey teklif ediliyor, bu

sense you are being asked if you would like to join something such as a new

anlamda size böyle bir şeye katılmak isteyip istemediğiniz soruluyor. yeni bir

website or maybe a new group on the Internet

web sitesi veya belki internette yeni bir grup olarak

and invite of course is a noun and also a verb you invite someone to your house

ve davet elbette bir isim ve aynı zamanda bir fiildir evinize birini davet edersiniz

would you like to come to my house and have a look at my bird collection I

evime gelip kuş koleksiyonuma bir göz atmak ister misiniz

invite you to the house I might send you an invite which is the thing that is

sizi ev Sana bir davet gönderebilirim, bu

asking you if you would like to come and in that sense it is a noun

sana gelmek isteyip istemediğini soran şeydir ve bu anlamda bu bir isimdir

Cristina yes incredulity you are so surprised

Cristina evet inanılmazlık o kadar şaşırdın ki bir

you are so shocked by something you actually don't believe it it is

şey karşısında o kadar şok oldun ki aslında buna inanmıyorsun

something that is so surprising you actually don't believe it you doubt that

o kadar şaşırtıcı bir şey ki aslında buna inanmıyorsun

it might be real maybe you win the lottery maybe you become the next king

gerçek olabileceğinden şüphe ediyorsun belki piyangoyu kazanırsın belki ingiltere'nin bir sonraki kralı olursun

of England wonder is another one as well surprise and wonder something that makes

merak da bir başkadır sürpriz ve merak

you just feel so amazed wow I can't believe it

seni çok şaşırtan bir şey vay canına inanamıyorum

something you see maybe you see something in nature which is incredible

gördüğün bir şey belki doğada inanılmaz bir şey görüyorsun

you feel surprise you feel wonder because you can't believe it I can't

şaşırıyorsun şaşırıyorsun çünkü buna

believe that that thing is real we might also feel surprise and confusion so

inanamıyorsun o şeyin gerçek olduğuna inanamıyorum biz de şaşkınlık ve kafa karışıklığı hissedebiliriz yani

sometimes a surprise can leave us feeling slightly confused at the same

Bazen bir sürpriz bizi biraz şaşkın hissettirebilir, aynı

time it is true you can feel confusion as surprise because it's something that

zamanda kafa karışıklığını sürpriz olarak hissedebileceğiniz doğrudur, çünkü bu, sizi ne yapan bir şey

you weren't expecting something that makes you what what what what you are

beklemediğiniz bir şeydir, ne, ne,

surprised but also you might be confused you might feel disbelief because the

ama aynı zamanda kafanız da karışabilir. inançsızlık hissedin çünkü o

thing is so sink it is such an amazing thing you

şey o kadar battı ki o kadar inanılmaz bir şey ki inançsızlığı

feel disbelief as a phrase we might say that you are bowled over

bir cümle olarak hissediyorsunuz diyebiliriz ki

I am bowled over it means you are so surprised by something you feel some

şaşırdınız

sort of emotional reaction there is a strong emotional reaction

güçlü duygusal tepki

you really can't believe that this happened

bunun olduğuna gerçekten inanamıyorsun

you are bowled over quite often we will use this in a positive sense so maybe

çok sık dalga geçiyorsun bunu olumlu anlamda kullanacağız bu yüzden belki de

something that you weren't expecting maybe your your boyfriend or girlfriend

beklemediğin bir şey belki erkek arkadaşın ya da kız arkadaşın

suddenly asks you to marry them you are bowled over you are so surprised you

aniden senden onlarla evlenmeni istiyor sen şaşkınsın o kadar şaşırırsın ki

feel a very strong emotional response

çok güçlü bir duygusal tepki hissedersin

you are blown away blown away if you are blown away by something then you are

uçup gidersin uçup gidersin bir şeyle uçup gidersen o zaman

really surprised you are quite surprised and shocked you are blown away something

gerçekten şaşırırsın oldukça şaşırır ve şok olursun uçup gidersin bir şey olduğuna

that you can't believe that you you are looking at I'm blown away

inanamazsın sen sen Bakıyorum hayran kaldım

maybe you hear some information that you didn't know before something that has

belki daha önce bilmediğiniz bazı bilgiler duyunca

made you feel quite surprised you are blown away by it

çok şaşırdınız

you are very surprised hello to the live chat and a peeker mr. Duncan you have

çok şaşırdınız canlı sohbete merhaba ve bir gözetleme bey. Duncan

been talking for almost two hours your voice is getting very rough do you have

neredeyse iki saattir konuşuyorsun sesin çok sertleşiyor

some water close to you fortunately I do have some water right here

yanında biraz su var mı neyse ki tam burada biraz su var

oh that that's nice that's very refreshing something unexpected

oh bu çok güzel

might also be a surprise unexpected so something unexpected is something you

beklemediğiniz bir şey sürpriz

did not expect you might describe it as a surprise you are unaware of something

olarak tanımlayabilirsiniz bir şeyin farkında değilsiniz

so quite often a surprise will be something that you didn't know before

çok sık bir sürpriz daha önce bilmediğiniz bir şey olur

you didn't know that your friends were going to give you a birthday party

arkadaşlarınızın aniden size bir doğum günü partisi vereceğini bilmiyordunuz

suddenly all of your friends are around you you were unaware that your friends

arkadaşlarından bazıları çevrende arkadaşlarının

were going to give you a surprise birthday party you might be taken aback

sana sürpriz bir doğum günü partisi vereceklerinden haberin yoktu şaşırmış olabilirsin vay

wow all left speechless so you are taken aback if you are taken aback it means

canına suskun kaldı bu yüzden şaşırdın eğer şaşırırsan bu

you are really surprised something has left you really surprised

gerçekten şaşırdığın anlamına gelir bir şey seni terk etti gerçekten şaşırdım

I can't believe it I am taken aback this can be something good or bad so this one

buna inanamıyorum şaşırdım bu iyi ya da kötü bir şey olabilir yani bu

taken aback can be negative or positive so maybe just something you weren't

şaşırmış kişi olumsuz ya da olumlu olabilir yani belki sadece beklemediğiniz bir şey

expecting but quite often we might use this as a bad surprise I was taken aback

ama çoğu zaman bunu kötü bir sürpriz olarak kullanabiliriz ben şaşırdım Bunun olduğuna

I couldn't believe that it happened I was taken aback I was left speechless

inanamadım Şaşırdım Suskun kaldım

I was actually left speechless taken aback left speechless you can't speak

Aslında suskun kaldım Şaşırdım suskun kaldım Konuşamıyorsunuz

because you are so shocked or surprised by the thing that it happened so there

çünkü olan şey karşısında çok şok oldunuz veya şaşırdınız yani

are some ways of expressing surprise just like this morning when the post

bazı şeyler var şaşkınlığı ifade etmenin yolları tıpkı bu sabah posta

came to my house he knocked on my door and he left a parcel and inside the

evime geldiğinde kapımı çaldı ve bir paket bıraktı ve paketin içinde çok

parcel was this a lovely gift very surprised and also delighted at the same

güzel bir hediye vardı çok şaşırdı ve aynı zamanda sevindi aynı

time very delighted Tomic oh hello Tomic nice to see you

zamanda çok sevindi Tomic oh merhaba Tomic nice seni burada görmek için

here I'm working from home 45 minutes to go and the weekend will arrive I can't

evden çalışıyorum 45 dakika kaldı ve hafta sonu gelecek sabırsızlanıyorum merhaba

wait hi Tomic nice to see you back I haven't

Tomic seni tekrar görmek güzel

seen you for a while where have you been hello also to Sean again hello Sean I am

Seni bir süredir görmüyordum neredeydin ayrıca Sean'a merhaba tekrar merhaba Sean

taken aback when I heard something horrible about inside the dark web yes

Dark web'in içinde korkunç bir şey duyduğumda şaşırdım evet

maybe you discover that something really horrible really terrible is going on

belki

over there in the dark web so don't worry you are not on the dark web at the

orada dark web'de gerçekten korkunç, gerçekten korkunç bir şeyin döndüğünü keşfedersiniz, bu yüzden endişelenmeyin, şu anda dark web'de değilsiniz.

moment so this is not the dark web this is what I like to call the happy

bu karanlık ağ değil, benim mutlu ağ olarak adlandırmayı sevdiğim şey

web this is the happy web welcome to the happy bright cheerful web where

bu, mutlu ağ,

everything is lovely and nice to be honest mr. Duncan I am NOT a very good

her şeyin güzel ve dürüst olmak gerekirse güzel olduğu mutlu, parlak, neşeli ağa hoş geldiniz bay. Duncan ben çok iyi bir

student I only remember a few words after a few days jaffa cakes heron and

öğrenci değilim, sadece birkaç kelimeyi birkaç gün sonra hatırlıyorum jaffa cakes balıkçıl ve

burn i feel ready for the everyday English now oh okay then well jaffa

yanıyor artık günlük İngilizce için hazır hissediyorum

cakes one of my favorite snacks heroin is a type of large bird that feeds fish

balıkları besliyor

it feeds from rivers or ponds and it will eat fish and in my garden I have a

nehirlerden veya göletlerden besliyor ve balıkları yiyecek ve bahçemde plastik bir balıkçılım var bahçede

plastic heron would you like to see my heron in the garden so this particular

balıkçılımı görmek ister misiniz yani bu özel

Heron is actually fake I will bring my little

balıkçıl aslında sahte Küçük

Eero so you can see it so there is my heron in the garden so my little heron

Eero'mu getireyim ki görebilesiniz yani bahçede balıkçılım var yani benim küçük balıkçılım

is not real that particular Heron is made of plastic however it is very

gerçek değil o belirli balıkçıl plastikten yapılmış ama çok

realistic something that is realistic is something that looks almost real so

gerçekçi gerçekçi bir şey neredeyse gerçek gibi görünen bir şey bu yüzden

every morning when I wake up I look out of my window and I always say good

her sabah uyandığımda penceremden dışarı bakıyorum ve ben her zaman günaydın

morning good morning mr. heron I hope you are having a nice day so quite often

günaydın bay diyorum. balıkçıl umarım güzel bir gün geçiriyorsundur, sık sık

that is what I will do in the morning when I see my heron even though it's not

sabah balıkçılımı gördüğümde yapacağım şey bu gerçek olmasa da

real I know it's strange my name pronunciation is Brahma death oh okay

biliyorum garip benim adım telaffuz brahma ölüm oh tamam o

then is that better is that better my name's pronunciation is Brahma Daath

zaman bu daha iyi mi daha iyi benim adımın telaffuzu Brahma Daath

Wow I think I've got it right incredible I think I deserve a round of applause

Vay canına, doğru anladığımı düşünüyorum, inanılmaz bir alkışı hak ettiğimi düşünüyorum,

for that

that's enough no more it might go to my head mr. Duncan what does no comment

bu kadar yeter, daha fazla kafamı karıştırabilir bay. Duncan yorum yok ne

mean if you say no comment what does it mean well it means I have nothing to say

demek yorum yok dersen bu ne anlama gelir peki söyleyecek hiçbir şeyim yok demektir

maybe a person asked you a question and you don't want to give an answer so you

belki biri sana bir soru sormuştur ve sen cevap vermek istemiyorsun bu yüzden

will just say no comment it means you have nothing to say quite often if you

sadece yorum yok diyeceksin bu senin anlamına geliyor çok sık söyleyecek bir şeyim yok eğer

are being pursued by a newspaper reporter they might ask you some

bir gazete muhabiri tarafından takip ediliyorsanız size bazı

difficult questions and you might turn around and you will say no comment

zor sorular sorabilirler ve siz arkanızı dönüp yorum yok diyeceksiniz,

it means I have nothing to say I don't want to answer your question no comment

bu söyleyecek bir şeyim olmadığı anlamına gelir sorunuza cevap vermek istemiyorum hayır yorum evet'e

I have nothing to say to yes I am taken aback now because I know the number of

söyleyecek hiçbir şeyim yok, şimdi şaşırdım çünkü

people who are infected by yes some people seem to think that this is all

evet'in bulaştığı insan sayısını biliyorum, bazı insanlar bunun sona ereceğini düşünüyor,

going to come to an end some people think think that this will

bazıları bunun bir

be over next month I don't think so I think we still have a long way to go

sonraki adımda biteceğini düşünüyor ay sanmıyorum bu yüzden

before all of this crazy stuff comes to an end I still think we have a long way

tüm bu çılgınca şeyler sona ermeden önce daha gidecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum Hala gidecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum

to go certainly here in the UK from my own point of view so I'm not talking

kesinlikle burada Birleşik Krallık'ta kendi bakış açımdan bu yüzden ben

about other countries but I am talking about here in the UK I think we still

diğer ülkelerden bahsetmiyorum ama burada Birleşik Krallık'tan bahsediyorum sanırım

have a long way to go before things return to normal

işler normale dönmeden önce daha gidecek çok yolumuz var

ah hey did you see what I did there so here is another word that we keep

ah hey orada ne yaptığımı gördünüz mü işte burada sürekli duyduğumuz başka bir kelime

hearing at the moment a lot of people say oh I wish things would return to

bir çok insanın " ah keşke her şey normale dönse" dediği an,

normal it's an interesting word isn't it we use this quite often sometimes we use

ilginç bir kelime değil mi, bunu çok sık kullanmıyoruz, bazen adil kullanıyoruz, bazen

it fairly and sometimes we use it unfairly as well when we are talking

de haksızca kullanıyoruz,

about people their behavior or their beliefs so the

insanların davranışlarından bahsederken veya inançları bu yüzden

word normal is one that is often used at the moment people are wishing that

normal kelimesi, insanların her şeyin normale dönmesini dilediği anda sıklıkla kullanılan bir kelimedir,

things would return to normal can we please have the normal times back

lütfen normal zamanlara geri dönebilir miyiz, size karşı

to be honest with you I don't know what normal is when we are talking about

dürüst olmak gerekirse normalin ne olduğunu bilmiyorum.

society because we all behave in so many different ways what is normal what is a

toplumda hepimiz çok farklı şekillerde davrandığımız için normal olan normal olana olağan

normal thing we might also say usual so a normal thing is something that is

da diyebiliriz yani normal bir şey olağan olağandır

usual usual a thing that you might see many times or hear about or observe it

birçok kez görebileceğiniz, duyabileceğiniz veya gözlemleyebileceğiniz bir şey

is usual usual how was your day at work I had a usual day it was the usual day

olağan olağandır işte günün nasıldı olağan bir günümdü olağan bir gündü

everything was the same it was all normal usual so an interesting one to

her şey aynıydı her şey normaldi yani ilginç bir

pronounce usual a usual day something that is often seen might be described as

olağan telaffuz etmek olağan bir gün sık görülen bir şey sıradan olarak tanımlanabilir

commonplace this can also be used negatively so quite often something we

bu da kullanılabilir olumsuz

feel bored with something we see too many times maybe you are bored watching

çok sık sık gördüğümüz bir şeyden sıkıldığımız bir şey belki beni izlemekten sıkılırsınız

me Oh mr. Duncan you are here everyday you have become so commonplace you are

bayım. Duncan her gün buradasın o kadar sıradanlaştın ki

always here however commonplace often means something that you always see

her zaman buradasın ancak sıradan çoğu zaman her zaman gördüğün bir

something that is usual something that you might consider as normal typical

şey olağan olan bir şey normal olarak düşünebileceğin bir şey normal tipik tipik

typical a typical day something that is normal nothing unusual happened it was

tipik bir gün normal olan bir şey olağandışı bir şey olmadı

just a normal day it was a typical day typical normal we might also use the

sadece bir şeydi normal bir gün tipik bir gündü tipik normal ortalama kelimesini de kullanabiliriz

word

average it was an average day nothing special nothing bad nothing really good

ortalama bir gündü özel bir şey yok kötü bir şey yok gerçekten iyi

just average an average day an average time I think you can safely say that at

sadece ortalama bir gün ortalama bir süre bence şu anda yaşamadığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz

the moment we are not living through average times I think at the moment

ortalama zamanlarda bence şu anda

everything is not average or normal

her şey ortalama ya da normal değil

something ordinary something ordinary or ordinary so some people pronounce this

sıradan bir şey sıradan ya da sıradan bir şey yani bazı insanlar bunu

ordinary some people pronounce it ordinary something usual normal ordinary

sıradan olarak telaffuz ediyor bazı insanlar sıradan bir şey olarak telaffuz ediyor olağan normal sıradan sıradan

nothing special standard as well something that has no extra features so

hiçbir şey özel bir standart da ekstra hiçbir özelliği olmayan bir şey bu yüzden sahip olabilirsiniz

you might have standard definition on your television so the definition or the

televizyonunuzda standart tanımlı olduğundan, tanım veya

picture is just a normal picture so it isn't clear it isn't high-definition

resim sadece normal bir resimdir, bu nedenle net değildir, yüksek tanımlı

standard something that is standard is the normal thing that you would get it

standart değildir, standart olan bir şey, elde edeceğiniz normal bir şeydir,

is nothing special it is standard standard hello to Posner hello a snare

özel bir şey değildir, standart standarttır Posner'a merhaba merhaba bir tuzak

it is my first time to hear about your country thank you for telling me that

ülkenizi ilk kez duyuyorum bunu bana söylediğiniz için teşekkür ederim

because I will research about it I am from oh man and some of my

çünkü bu konuda araştırma yapacağım ben oh adamım ve bazı

relatives are from Africa especially from this bar where's this bar is this

akrabalarım Afrika'dan özellikle bu bardan bu bar nerede bu

bar I've never heard of this bar I wonder if you mean Zimbabwe but this bar

bar Bu barı hiç duymadım Zimbabve'yi mi kastediyorsunuz merak ediyorum ama bu bar

Z's bar trusting thank you thank you has no nice to hear from you and I always

Z'nin barı size güveniyor teşekkür ederim sizden haber almak hiç hoş değil ve insanlar kendi ülkelerindeki deneyimlerini paylaşırken bunu her zaman

find it very interesting also when people are sharing experiences

çok ilginç buluyorum

of their own country or their own lives this is the reason why we are here we

veya kendi hayatları bu yüzden buradayız

are all here to share our love of the English language by listening and also

hepimiz canlı sohbette dinleyerek ve yazarak İngilizceye olan sevgimizi paylaşmak için buradayız bu yüzden

writing on the live chat so yes I think it's a great a great thing to do

evet bence

something that is ordinary is average something that is not ordinary we can

sıradan bir şey yapmak harika harika bir şey ortalama. olağan olmayan bir şey

describe as extraordinary an extraordinary thing happened today

olağanüstü olarak tanımlayabiliriz olağanüstü bir şey bugün oldu

something not normal something very unusual happened extraordinary or

normal olmayan bir şey çok olağandışı bir şey oldu olağanüstü veya

extraordinary you see some people pronounce it one way and some people

olağanüstü bazı insanların bunu bir şekilde telaffuz ettiğini ve bazılarının

pronounce it another way and a peeker is mr. Steve scheduled for tomorrow we

başka bir şekilde telaffuz ettiğini ve bir gözcü mr. Steve yarın için planlandı,

always look forward to seeing him yes we will be here tomorrow I will be back 2

her zaman onu görmeyi dört gözle bekliyoruz evet, yarın burada olacağız,

p.m. tomorrow and of course yes tomorrow we have mr. Steve he will be

öğleden sonra 2'de döneceğim. yarın ve tabii ki evet yarın bayımız var. Steve

here tomorrow so here he was yesterday so this is mr. Steve in the garden

yarın burada olacak, dün buradaydı, bu yüzden bu Bay. Steve

yesterday there he is look so Steve yesterday was in the garden and he was

dün bahçede, işte bak, Steve dün bahçedeydi ve

so busy so tomorrow I will be giving mr. Steve a rest and he will be coming with

çok meşguldü, bu yüzden yarın Mr. Steve biraz dinlenin ve benimle gelecek, yarın

me he will be joining me live on the livestream tomorrow so yes to answer

canlı yayında bana katılacak, bu yüzden sorunuzu yanıtlamak için evet

your question and a peeker mr. Steve will be with us tomorrow yes definitely

ve bir gözetleyici bay. Steve yarın bizimle olacak evet kesinlikle

and there was mr. Steve in the garden digging digging mmm FC says mr. Duncan

ve Mr. Steve bahçede kazıyor kazıyor mmm FC mr diyor. Duncan

you are not commonplace or normal well that is something I've had said to me in

sen sıradan ya da normal değilsin, bu bana

my life so many times from my young years to this very moment

gençlik yıllarımdan bu ana kadar hayatımda pek çok kez söylediğim bir şeydi,

a lot of people say mr. Duncan yeah you're not normal are you mmm-hmm

birçok insan Bay. Duncan evet normal değilsin mmm-hmm

and I say no I am NOT I am not normal

ve ben hayır DEĞİLİM diyorum ben normal değilim dakika sonra

hello to you in min nice to see you back again hello to Vietnam and everyone in

sana merhaba seni tekrar görmek güzel Vietnam'a ve Vietnam'daki herkese merhaba

Vietnam something that is normal might be described as regular something

normal olan bir şey normal olarak tanımlanabilir

that is normal might be described as regular a regular

normal olan bir şey normal olarak tanımlanabilir normal bir

thing something that is regular normal commonplace often seen something that is

şey normal olan bir şey normal sıradan sık sık görülen bir şey sıklıkla

seen often something that is standard is regular you might go to a fast-food

görülen bir şey standart olan bir şey normaldir bir fast-food

restaurant well maybe not at the moment because many of them are closed but you

restoranına gidebilirsin eh belki şu anda değil çünkü çoğu kapalı ama

might go to a fast-food restaurant and you will ask for a drink a fizzy drink

bir fast-food restoranına gidebilirsiniz ve bir içecek, gazlı bir içecek isteyeceksiniz,

they will ask would you like a regular regular drink or large drink and you

normal bir içecek mi yoksa büyük bir içecek mi istersiniz diye soracaklar ve

will say regular can I have a regular drink please I want a regular drink

normal bir içecek alabilir miyim, lütfen istiyorum diyeceksiniz. normal içki

because I am trying to lose weight so I only want a regular one so quite often

çünkü kilo vermeye çalışıyorum bu yüzden sadece normal bir tane istiyorum bu yüzden oldukça sık düzenli olan

regular is the smallest that they have regular something normal might be

en küçüktür, normal bir şey normal olabilir

something that is seen as acceptable this one is a big subject so what is

kabul edilebilir olarak görülen bir şey olabilir bu büyük bir konu bu yüzden

normal quite often is determined by what people see as acceptable so everyone is

normal olan oldukça sık insanların kabul edilebilir olarak gördükleri tarafından belirlenir, bu nedenle herkes

different everyone is unique we all have our strange ways we all have our unusual

farklıdır, herkes benzersizdir, hepimizin tuhaf yolları vardır, hepimizin olağandışı

quirks and habits and lifestyles so some people might say that something they

tuhaflıkları, alışkanlıkları ve yaşam tarzları vardır, bu nedenle bazı insanlar

find acceptable is normal however the opposite is one

kabul edilebilir buldukları bir şeyin normal olduğunu söyleyebilir, ancak bunun tersi de

acceptable so a person might see something as not normal they will see it

kabul edilebilirdir, yani bir insanlar bir şeyi normal görmeyebilirler

as unacceptable acceptable is something that people accept as normal

kabul edilemez olarak görecekler kabul edilebilir insanların normal olarak kabul ettiği bir şeydir

it is common every day something you will always see maybe a certain type of

her gün olağandır her zaman göreceğiniz bir şey belki

behavior that is always done or carried out something that is customary

her zaman yapılan veya yapılan bir davranış alışılmış olan bir

something that is customary or customary so you might say customary or customary

şeydir örf ve adettir yani alışılmış veya âdet diyebilirsiniz

so something that is often done or carried out as a ritual or maybe

yani genellikle bir ritüel olarak yapılan veya gerçekleştirilen bir şey veya belki

something that is done in society as a type of politeness customary something

toplumda bir tür nezaket olarak yapılan bir şey alışılmış bir şey

you often do something that is done as a normal thing something you see everyday

genellikle yaptığınız bir şey normal bir şey olarak yapılan bir şey her gün gördüğünüz

might be described as everyday so in this sense it is one word we are talking

her gün olarak tanımlanabilir yani bu anlamda tek kelimeyle

about something that you see often something that is always around you or

sık sık gördüğünüz bir şeyden bahsediyoruz her zaman etrafınızda olan bir şeyden veya sık sık

something that can be seen often an everyday occurrence an everyday object

görülebilen bir şeyden sık sık gündelik bir olay gündelik

so maybe a cup you might describe this glass as an everyday item so this is

bir nesne yani belki bu bardağı günlük bir eşya olarak tanımlayın, bu yüzden bu

something you see every day it is an everyday item so in that sense it is one

her gün gördüğünüz bir şey bu günlük bir eşya yani bu anlamda

word every day it is an everyday item something common something that you see

her gün bir kelime

often you might describe it as normal a normal thing run-of-the-mill

sıradan bir şey

oh okay then so this is an interesting phrase run-of-the-mill

oh tamam o zaman bu ilginç bir ifade sıradan

if something is run-of-the-mill it is average

bir şey sıradansa ortalama

normal nothing special it is just run-of-the-mill

normal özel bir şey yok sadece sıradan

run-of-the-mill something that is not special something that is common and

sıradan bir şey özel olmayan bir şey yaygın olan ve

often seen and normal is run-of-the-mill I like that expression

sıklıkla görülen ve normal olan sıradan bir şey Bu ifadeyi beğendim

hello yes SIA hello yes eeeh yes CL Shahir says beautiful class thank

merhaba evet SIA merhaba evet eeeh evet CL Shahir güzel sınıf diyor

you very much it's very kind of you I know during these strange times you

çok teşekkür ederim bu çok naziksin biliyorum bu garip zamanlarda

might find that you have nothing to do however I will be with you here on

yapacak bir şeyin olmadığını anlayacaksın ama her gün burada YouTube'da seninle olacağım

YouTube every day every day

I'm here every day on YouTube definitely by the way can I just say thank you very

YouTube'da her gün buradayım kesinlikle bu arada sadece teşekkür edebilir miyim

much for all of your lovely messages and also your donations as well thank you

tüm güzel mesajlarınız ve ayrıca bağışlarınız için çok teşekkür ederim

very much I've received some nice donations on my paypal if you want to

çok teşekkür ederim paypal'ımda bazı güzel bağışlar aldım

send a donation you can there is my paypal address on the screen now and

bağış göndermek isterseniz yapabilirsiniz şimdi ekranda paypal adresim var ve

thank you very much to all those who have been making

çok teşekkür ederim

donations and also regular donations because I do all of this for free it

Bağış yapan ve ayrıca düzenli bağış yapan herkese çok teşekkür ederim çünkü bunların hepsini ücretsiz yapıyorum

costs you nothing it costs nothing whatsoever and if you want to get in

size hiçbir maliyeti yok ve iletişime geçmek isterseniz

touch you are more than welcome to as well you can send me an email you can

siz de memnuniyetle bana gönderebilirsiniz. e-posta

also get in touch with me on Facebook yes I have a Facebook page as well

benimle Facebook'tan da iletişime geçebilirsin evet benim de bir facebook sayfam var

it's almost time to say goodbye it's almost time to disappear from your

vedalaşmaya az kaldı ekrandan kaybolmaya az kaldı

screen but I will be with you for a few more moments don't worry

ama birkaç dakika daha seninle olacağım merak etme

normal words words that describe something that is normal it is something

normal sözler normal olan bir şeyi anlatan kelimeler

that is seen often so something that you might see often maybe where you live

sık ​​sık görülen bir şeydir yani sık sık görebileceğiniz bir şeydir belki yaşadığınız yerde

maybe in your neighborhood or maybe in your house something that is seen often

belki mahallenizde veya belki evinizde sık sık görülen bir şey

is normal something you see it is not unusual it is not strange it is seen

normaldir gördüğünüz bir şey olağan dışı değildir garip değil

often maybe there is a certain type of bird that you see often oh I like this

sık sık görülüyor belki de sık sık gördüğünüz belirli bir kuş türü var oh bunu

one for those who like playing golf you might you might actually know this one

golf oynamayı sevenler için seviyorum bunu gerçekten biliyor olabilirsiniz

if you are on par it means everything is going as it should everything is running

eğer eşitseniz, her şey olması gerektiği gibi gidiyor demektir her şey

smoothly it is all running normally and also for people who play golf it means

yolunda gidiyor her şey normal çalışıyor ve aynı zamanda golf oynayan insanlar için

your match is also going very well everything is going as you expect

maçın da çok iyi gittiği anlamına geliyor her şey beklediğiniz gibi gidiyor

something is on par interesting isn't that an interesting phrase something is

on par and finally we might also say something that is commonplace something

aynı zamanda sıradan bir şey de söyleyebilir

normal is similar so we might see many things around us that are very similar

normal bir şey benzerdir bu nedenle çevremizde çok benzer birçok şey görebiliriz bunlar

they are things that you see often they are often seen they are similar so even

sıklıkla gördüğünüz şeylerdir sıklıkla görülürler benzerdirler yani

though this does not mean normal it might also mean something that you see

bu normal anlamına gelmese de bir anlam ifade edebilir

often things that are all alike they are common you see them everywhere they are

sık sık birbirine benzeyen şeyler görürsünüz, onlar ortaktır, onları her yerde görürsünüz,

normal so that is what we were doing one of the things we were doing today was

normaldirler, yani bugün yaptığımız şeylerden biri de buydu,

talking all about the word normal and at the moment many

tamamen normal kelimesinden bahsediyorduk ve şu anda birçok

people are wishing that we would return to normal times I know what you mean I

insan bunu diliyor. normal zamanlara dönerdik ne demek istediğini biliyorum

know how you feel I really do because here in the UK people are saying the

nasıl hissettiğini biliyorum gerçekten çünkü burada İngiltere'de insanlar

same thing we would love for everything to return to normal

aynı şeyi söylüyor her şeyin normale dönmesini çok isteriz

blank hello Blanca I had a very good time listening to you thank you very

boş merhaba Blanca Dinlerken çok iyi vakit geçirdim çok teşekkür ederim

much you are welcome don't forget I'm back tomorrow tomorrow

rica ederim unutma yarın saat

here 2 p.m. UK time back with you again we'll have one last look outside so

14.00'te buradayım. İngiltere zamanı tekrar sizinle tekrar dışarı son bir kez bakacağız, bu yüzden

there is the view at the moment it is very dull and very grey outside and also

şu anda manzara var, dışarısı çok donuk ve çok gri ve ayrıca

in the garden the back garden is looking lovely and green and I will be leaving

bahçede arka bahçe çok güzel ve yeşil görünüyor ve

you with that view today thank you for your company I hope you've enjoyed

sizi baş başa bırakıyorum. bugün o görüntü, şirketiniz için teşekkür ederim, umarım

today's livestream and I will be back tomorrow yes the same time 2 p.m. UK

bugünün canlı yayınından keyif almışsınızdır ve ben yarın döneceğim evet aynı saatte 14:00 İngiltere

time I will try not to be late today was a crazy day I had many things to do and

zamanı Bugün çılgın bir gündü yapacak çok işim vardı ve size karşı

sort out a very busy day to be honest with you I hope tomorrow things will be

dürüst olmak gerekirse çok yoğun bir günü hallettim umarım yarın her ne kadar bundan şüphem olsa

a little bit more relaxed although I doubt it because tomorrow I will be

da işler biraz daha rahat olur çünkü yarın ben

joined by mr. Steve thank you very much for your company Thank You Luis Thank

bey katılacak. Steve, şirketin için çok teşekkür ederim Teşekkürler Luis

You Nathalie thank you thank you uni Karina Elinor neuen min thank you very

Teşekkürler Nathalie teşekkürler uni Karina Elinor neuen min çok teşekkürler çok

much you speak English very well thank you

iyi İngilizce konuşuyorsun teşekkürler çok

I've had a lot of practice I've been practicing for a very long time

pratik yaptım çok uzun zamandır pratik yapıyorum uzun zamandır

hello also to Mona also Anna card hello to you and also to blanker and Christine

merhaba Mona'ya da Anna kartına da merhaba sana ve ayrıca Blanker'a ve Christine'e

as well Krishna thank you very much for joining me today

de Krishna bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim ve

and to everyone else if I've left your name out please don't get angry with me

diğer herkese, eğer isminizi unuttuysam lütfen bana

there are many people to say hello and goodbye too thanks for joining me you

orada kızmayın Merhaba ve hoşçakal diyecek çok insan var, bana katıldığınız için teşekkürler, yarın canlı sohbete

will have another chance to join in tomorrow with the live chat because I'm

katılmak için bir şansınız daha olacak çünkü saat

back with you from 2 p.m. UK time tomorrow and of course until the next

14:00'ten itibaren sizinleyim. İngiltere saati ile yarın ve tabii ki YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar,

time we meet here on YouTube thank you very much for all of your company today

bugün tüm şirketiniz için çok teşekkür ederim.

I have enjoyed it very much see you later and of course until

tomorrow what time 2:00 p.m. UK time yes that's it and of course it is time to rest my voice

İngiltere zamanı evet bu kadar ve tabi ki şimdilik sesimi ta ta dinlendirme zamanı

ta ta for now 8-)

8-)