Learn English LIVE / English Addict - 70 / Sunday 10th May 2020 / Strange words / With Mr Duncan

oh hello what's going on here this is very unusual did you miss me yesterday

ah merhaba neler oluyor burada bu çok sıra dışı dün beni özledin mi dün

did you miss my presence yesterday I wasn't here I know oh my goodness look

varlığımı özledin mi burada değildim biliyorum aman allahım

outside it is very windy outside my window right now if you haven't already

dışarı bak şu an penceremin dışında çok rüzgar var

guessed I am in the studio yes we are all together once more live as live can

tahmin etmediyseniz ben stüdyodayım evet hep birlikte bir kez daha canlı olarak canlı yayında

be it is English addict live episode number 70 can you believe it even though

olabilir mi ingilizce bağımlısı canlı bölüm 70.bölüm

it says 69 on my screen I will put that right in a moment here we go again hmm

ekranımda 69 yazdığı halde inanabiliyor musunuz birazdan onu koyayım yine başlıyoruz hmm

were you expecting to see me so quickly I probably I have a feeling you weren't

beni bu kadar çabuk görmeyi bekliyorsun Muhtemelen bende öyle bir his yok ki

that was interesting sometimes when you press a button

ilgi çekici değildin bazen bir tuşa bastığında bazen

sometimes when you press a button on your screen something completely

ekranda bir tuşa bastığında tamamen farklı bir şey

different happens and that's what happened just in fact I don't know why

oluyor ve olan da buydu aslında ben istemiyorum neden

let me just see if I can put this right come on mr. Duncan you're a professional

bunu doğru bir şekilde ifade edip edemeyeceğime bir bakayım, hadi bay. Duncan sen bir profesyonelsin

you can do this I know I can do this I have the technology right in front of me

bunu yapabilirsin bunu yapabileceğimi biliyorum bunu yapabileceğimi biliyorum önümde teknoloji var yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap

do do do to do to do do it is episode 70 there it is we've done it

70.bölüm işte

finally hello hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are

sonunda başardık herkese merhaba herkese merhaba bu bey Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

you okay I hope so are you happy I have missed my

iyi misin umarım mutlusundur yankımı kaçırdık

echo can we have my echo are you happy

yankımı alabilir miyiz mutlu musun Gerçekten gerçekten umarım

I really really hope so here we are again yes it is another live English

öyleyse yine buradayız evet başka bir canlı İngiliz

addict we are back to our usual Sunday Wednesday and Friday for those who don't

bağımlısı geri döndük Bilmeyenler için her zamanki pazar çarşamba ve cuma yani beni

know so that is when you can catch me on YouTube from now on Sunday Wednesday and

YouTube'da o zaman yakalayabilirsiniz artık pazar çarşamba ve

Friday it is so nice to be back with you once again it was really strange

cuma günleri yeniden sizlerle birlikte olmak çok güzel dün gerçekten garipti değil mi

yesterday isn't it weird sometimes sometimes you get into a routine of

garip değil mi bazen bazen bir

doing something so yesterday morning when I woke up I actually thought I had

şeyler yapma rutinine giriyorsun bu yüzden dün sabah uyandığımda aslında

a live stream to do on the internet but I didn't because I've stopped doing mild

internette yapacak bir canlı yayınım olduğunu düşündüm ama yapmadım çünkü hafiften

daily live streams have now stopped a lot of people have said Oh mr. Duncan

günlük canlı yayınlar yapmayı bıraktım artık çok durdu insanların Oh Mr dedi. Duncan

please don't but unfortunately there are some other things that I'm having to do

lütfen yapma ama ne yazık ki şu anda yapmam gereken başka şeyler var

at the moment so suddenly I've become very busy again doing things so that is

ve birdenbire tekrar bir şeyler yapmakla çok meşgul oldum bu

why I'm not doing my live streams every day

yüzden her gün canlı yayın yapmıyorum.

a couple of things I've noticed I haven't got my water I have no water in

fark ettiğim şeyler suyum yok stüdyoda hiç su yok

the studio and as you know my studio is quite often very hot because there are

ve bildiğiniz gibi stüdyom oldukça sıcak çünkü

lots of things around me creating heat in the studio

etrafımda stüdyoda ısı yaratan birçok şey var

oh hello to the live chat as well a lot of things going on today oh my goodness

oh canlı sohbete merhaba bugün çok şey oluyor aman aman tanrım

I don't know where to start I suppose I could start by saying welcome it's

nereden başlayacağımı bilmiyorum sanırım hoşgeldin diyerek başlayabilirim bugün

Sunday

pazar

I'm just getting my water please bear with me a moment oh yes

sadece suyumu alıyorum lütfen bir dakika benimle ol oh evet

sweet sweet bliss now I have my water I am a happy man if there's one thing you

tatlı tatlı mutluluk şimdi bende var suyum ben mutlu bir adamım, eğer

need when you are broadcasting especially if you are doing it for a

yayın yaparken ihtiyacınız olan bir şey varsa, özellikle de bunu

very long time you do need some water and I didn't have any but now I do

çok uzun süredir yapıyorsanız, biraz suya ihtiyacınız var ve bende hiç yoktu ama şimdi

sweet sweet h2o when we say something is sweet it doesn't always mean that the

tatlı tatlı h2o yapıyorum dediğimizde bir şey tatlıdır her zaman

taste is sweet it doesn't always mean that sometimes a thing that is sweet can

tadının tatlı olduğu anlamına gelmez her zaman tatlı olan bir şeye

be much needed or something that is valued or something that you desire very

çok ihtiyaç duyulabileceği veya değer verilen bir şeye veya çok arzu ettiğiniz bir şeye

much or maybe something that you really treasure very much at the moment I

veya belki gerçekten değer verdiğiniz bir şeye ihtiyaç duyulabileceği anlamına gelmez Şu anda

really treasure this glass of water because I'm in my studio it's about 90

bu bardak suya gerçekten çok değer veriyorum çünkü stüdyomdayım, burası yaklaşık 90

degrees in here at the moment it is very hot I've just realized in the studio

derece şu anda hava çok sıcak Stüdyoda yeni farkettim ki

what a way to start the day hello - Jimmy oh hello Jimmy you are first on

güne nasıl başlamanın bir yolu merhaba - Jimmy oh merhaba Jimmy

today's live chat well done to you

bugünün canlı sohbetinde ilk sizsiniz aferin

have you been watching my daily live streams I did 43 days of live streams

günlük canlı yayınlarımı izlediniz mi hiç ara vermeden 43 gün canlı yayın yaptım

without any break and yesterday as I said yesterday I thought I was still

ve dün söylediğim gibi dün hala

doing my live stream yesterday but I wasn't I wasn't doing it at all even

canlı yayınımı yaptığımı sanıyordum ama ben değil miydi hiç yapmıyordum daha

though it felt like it yesterday we went into town and I was surprised I'm going

dün gibi hissettirmesine rağmen kasabaya gittik ve şaşırdım

to be honest with you I was surprised by how many people there were in town

sana karşı dürüst olacağım dün kasabada bu kadar çok insanın

yesterday walking around many people very close to each other I didn't stay

dolaşmasına şaşırdım insanlar birbirine çok yakın

in town very long we just bought some bread and tea cakes and then we got the

Şehirde çok uzun kalmadım sadece biraz ekmek ve çaylı kek aldık ve sonra elimizden geldiğince

heck out of there as quickly as we could Thank You Jimmy for joining me also we

çabuk oradan ayrıldık Bana katıldığın için teşekkürler Jimmy ayrıca bizde

have moe-san as well hello Mohsen nice to see you on the live chat as well we

moe-san var merhaba Mohsen seni canlı sohbette görmek güzel ayrıca

are back here once again on Sunday it is the 10th of May 20-22 Day celebrating

10 Mayıs 20-22 Pazar günü

Mother's Day around the world so if you are celebrating your mother or if you're

tüm dünyada Anneler Günü'nü kutluyoruz, yani eğer anneni kutluyorsan ya da

celebrating the day dedicated to mothers around the world can I say happy

kutluyorsan yeniden buradayız. dünyanın dört bir yanındaki annelere adanmış gün,

Mother's Day wherever you were watching at the moment

şu anda nerede izliyorsanız izleyin anneler gününüz kutlu olsun diyebilir miyim

and here in the UK we have our Mother's Day on a different day to be honest a

ve burada, İngiltere'de anneler günümüz farklı bir gün, dürüst olmak gerekirse

very different day but anyway happy Mother's Day if you are celebrating

çok farklı bir gün ama yine de anneler gününüz kutlu olsun.

Mother's Day today hello also to grace grace chin thank you

Bugün Anneler Günü'nü kutluyor Grace Grace Chine'e de merhaba

very much for joining me today also partridge mr. duncan do you know

bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim ayrıca keklik Mr. Duncan, harika bir sabrınız olduğunu biliyor musunuz?

that you have great patience I do I really do if there's one thing I've

learned over the past 14 years doing this on YouTube you need a lot of

Son 14 yılda YouTube'da bunu yaparken öğrendiğim bir şey varsa, çok

patience you need to stay cool even when things

sabırlı olmanız gerekiyor, işler tamamen ters gittiğinde bile soğukkanlı kalmanız gerekiyor.

are going completely wrong so from time to time you do have to keep your head

zaman zaman kafanı tutman gerekir

you have to make sure that you don't lose your cool even when people around

çevrendeki insanlar

you or losing theirs so that is one of the things about doing this you have to

veya onlarınkini kaybettiğinde bile soğukkanlılığını kaybetmediğinden emin olmalısın bu yüzden bunu yapmanın özelliklerinden biri de bu,

make sure that you stay cool calm all the time or else you can't really do

kaldığından emin olmalısın her zaman sakin sakin ol yoksa

this very well to be honest a lot of people ask mr. Duncan how do you become

dürüst olmak gerekirse bunu pek iyi yapamazsın birçok insan bay'a soruyor. Duncan nasıl

a live streaming presenter is it easy my answer is no it is not it is not easy to

canlı yayın sunucusu olunur kolay mı benim cevabım hayır değil bunu yapmak kolay değil bu

do that's why not many people do it really when you think about it

yüzden pek çok insan bunu gerçekten yapmıyor

hello yes iya hello Sergio hello - Maria Oh Maria I'm saying hello to Maria I've

merhaba evet iya merhaba Sergio merhaba - Maria Oh Maria I' Maria'ya merhaba diyorum

missed my echo I really have hello also - Kaelyn who says it is

yankımı özledim Gerçekten benim de bir merhabam var - Bugünün

Mother's Day yes if it is your Mother's Day can I say hello to your mother a lot

Anneler Günü olduğunu söyleyen Kaelyn evet, eğer bugün senin Anneler Günüyse annene merhaba diyebilir miyim birçok

of people are remembering their mothers some people are not lucky enough to have

insan annesini hatırlıyor bazı insanlar hatırlamıyor Artık anneleri etrafta olduğu için yeterince şanslıyım,

their mothers around anymore my mother at the moment is being cared

şu anda annem

for in isolation and I can't go to see her so I'm really looking forward to the

tecrit altında bakılıyor ve onu görmeye gidemiyorum, bu yüzden gerçekten

day when I can go to see my mother and say hello face to face in person there

annemi görmeye gidip merhaba diyebileceğim günü dört gözle bekliyorum. Şahsen yüzleşmek,

is no substitute for seeing someone for real especially a person who you love or

birini gerçekten görmenin yerini tutamaz, özellikle sevdiğiniz,

care for or treasure there is no substitute you can't replace that

değer verdiğiniz veya değer verdiğiniz bir kişiyi, bu

feeling so I'm really looking forward to seeing my mother in person for real I'm

duygunun yerini dolduramazsınız, bu yüzden annemi gerçekten şahsen görmeyi dört gözle bekliyorum.

really looking forward to that hello - Peter hello Luis Mendez Oh Luis

O merhabayı gerçekten iple çekiyorum - Peter merhaba Luis Mendez Oh Luis

is here today and back in the studio so I can use my little echo I've missed my

bugün burada ve stüdyoya geri döndü, böylece küçük yankımı kullanabildim yankımı özledim yankım

echo my echo I have missed you so I really have I have very much hello Annie

seni özledim bu yüzden gerçekten çok sahibim çok merhaba Annie

corn hello also sunshine mr. Duncan you are

corn merhaba ayrıca güneş ışığı bay. Duncan

late what is happening to the voice what is happening to my voice I don't know I

geç kaldın sese ne oluyor sesime ne oluyor bilmiyorum

hope I sound alright I must admit I did connect some of my equipment in a hurry

umarım sesim iyi çıkmıştır kabul etmeliyim ki bazı ekipmanlarımı bugün aceleyle bağladım

today I was rushing around I don't know why sometimes time will just disappear I

etrafta koşuşturuyordum neden bilmiyorum bazen zaman öylece kayboluyor

don't know why sometimes it appears as if you have lots of time and then

neden bilmiyorum bazen çok zamanın varmış gibi geliyor ve sonra

suddenly that time has disappeared hello also meeker hello Tamiko

aniden o zaman kayboldu merhaba da uysal merhaba tamiko

guess what last night I did something that I haven't done for a long time I

tahmin et ne oldu dün gece uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım

actually went onto periscope and I used to watch periscope quite a lot because

Aslında periskopa girdim ve periskop'u oldukça fazla izlerdim çünkü

sometimes there are some interesting people around the world talking about

bazen dünyanın her yerinde bazı ilginç insanlar hayatları hakkında konuşuyorlar

their lives however over time I noticed that the standard of people on periscope

ama zamanla periskoptaki insanların standardının

was going down quite quickly to the point where it was very hard to find

oldukça hızlı bir şekilde düştüğünü fark ettim.

anyone decent to actually watch if you get my meaning if you know what I mean

gerçekten izleyecek düzgün birini bulmak çok zordu, ne demek istediğimi anladıysanız, ne demek istediğimi anlıyorsanız, o zaman

then you know what I mean however yesterday I I went on periscope I had a

ne demek istediğimi anlıyorsunuz, ancak dün periscope'a girdim boş bir anım oldu

spare moment of time and I found the most amazing creator a wonderful

ve en harika yaratıcıyı harika bir

publisher on periscope and he is in Japan and he walks around with his phone

yayıncı buldum periskopta ve o Japonya'da ve telefonuyla

live-streaming of course that is what periscope is all about you go on there

canlı yayın yaparak ortalıkta dolaşıyor tabii ki periskopun amacı da bu sen oraya git

and you livestream to the world and this guy was very interesting I

ve dünyaya canlı yayın yap ve bu adam çok ilginçti

found myself watching his livestream for quite a long time which is unusual for

kendimi oldukça uzun bir süre onun canlı yayınını izlerken buldum uzun bir süre, bu benim için alışılmadık bir durum

me because sometimes I have a very low boredom threshold so quite often I will

çünkü bazen çok düşük bir can sıkıntısı eşiğim var, bu yüzden sık sık

click around and then if I find something I like I will stick with it I

etrafa tıklıyorum ve sonra hoşuma giden bir şey bulursam ona bağlı

will stay with it and watch it I will watch it for a while so this guy was in

kalacağım onunla kalacağım ve izleyeceğim bir süredir bu adam

Japan and he was walking around a local park and he was showing all of the

Japonya'daydı ve yerel bir parkta dolaşıyordu ve tüm

wonderful flowers and even some of the insects as well he was talking to a

harika çiçekleri ve hatta bazı böcekleri gösteriyordu, bir

caterpillar this gives you an idea of the sort of thing I like watching on the

tırtılla konuşuyordu, bu size benim yaptığım türden bir şey hakkında bir fikir verir. İnternette izlemek gibi

Internet and he was watching this caterpillar going about his life

ve o bu tırtılın hayatına devam etmesini izliyordu bu

this little caterpillar was just walking around and he was talking to it and

küçük tırtıl sadece ortalıkta dolaşıyordu ve onunla konuşuyor ve ne

describing what it was doing and I found it really lovely and charming so I can't

yaptığını anlatıyordu ve ben onu gerçekten sevimli ve çekici buldum bu yüzden

remember his name now I think it's a nice guy

adını hatırlayamıyorum şimdi onun iyi bir adam olduğunu düşünüyorum.

I'm sure his name is a nice guy all one word but I was fascinated by it and he

Adının tek kelimeyle iyi bir adam olduğundan eminim ama bundan büyülenmiştim ve

had this most gorgeous soothing voice his English by the way was amazing that

çok muhteşem yatıştırıcı bir sesi vardı bu arada İngilizcesi harikaydı, bu da

is the other thing that I was blown away by he had the most amazing English his

beni mahveden diğer şeydi. uzaktayken en harika İngilizceye sahipti,

English and the way he was describing everything was fantastic so I was really

İngilizcesi ve her şeyi tarif etme şekli harikaydı, bu yüzden

drawn into his live stream so that is what I was doing yesterday a moment of

canlı yayınına gerçekten çekildim, bu yüzden dün yaptığım şey buydu, bir an

time that passed however it was a very useful valuable moment of time hello

geçti, ancak çok faydalı değerli bir andı merhaba

Christine it's a pleasure seeing you again thank you very much we have coming

Christine, seni tekrar görmek bir zevk, çok teşekkür ederim,

up today guess we have something to do don't worry we have an excerpt from one

bugün geliyoruz, sanırım yapacak bir şeyimiz var merak etmeyin,

of my full English lessons to give you an idea of the sort of thing I like

tam İngilizce derslerimden birinden size bir fikir vermek için bir alıntımız var.

doing here on YouTube and yes I am going to make some

Burada YouTube'da yapmayı seviyorum ve evet,

new lessons so coming up as the weather gets better

hava düzeldikçe bazı yeni dersler yapacağım,

even though unfortunately today have you have you seen the weather outside it's

ne yazık ki bugün dışarıda havayı gördünüz mü,

absolutely awful it looks quite nice there I will be

kesinlikle berbat, orada oldukça güzel görünüyor, size karşı

honest with you on that shot the view looks nice however it's very windy and

dürüst olacağım o çekimde manzara güzel görünüyor ancak hava çok rüzgarlı ve

it's also very cold outside as well so that's the reason why I am indoors

aynı zamanda dışarısı da çok soğuk, bu yüzden içerideyim ama

however it is quite windy today quite rough I think the word I'm looking for

bugün oldukça rüzgarlı oldukça sert Sanırım aradığım kelime kaba,

is rough it's quite turbulent outside so that's the reason why I'm inside but I

dışarısı oldukça çalkantılı işte bu yüzden içerideyim ama

will be making some new English lessons recorded lessons and I will be making

bazı yeni İngilizce derslerini kayıtlı dersler yapacağım ve

some more full English lessons so that is a series of lessons where I talk

bazı daha tam İngilizce dersleri yapacağım, bu yüzden bu, İngilizce

about lots of different subjects in the English language also today we have the

dilinde birçok farklı konu hakkında konuştuğum bir dizi derstir. bugün bir de

sentence game as well hmm it's the sentence game the sentence game

cümle oyunumuz var hmm bu cümle oyunu cümle oyunu

the sentence game play along at home it's the sentence game however today we

cümle oyunu evde birlikte oyna bu cümle oyunu ama bugün

are going to do something a little different with the sentence game today I

biraz farklı bir şey yapacağız cümle oyunu ile bugün

am going to give you replies to questions so what you have to do is ask

size cevaplar vereceğim Bu yüzden yapmanız gereken soruyu sormak,

the question you have to work out what the question is based on my answer so

cevabıma göre sorunun ne olduğunu bulmak zorundasınız, bu yüzden

I'm going to give you replies to a question and what you have to do is

size bir sorunun yanıtlarını vereceğim ve yapmanız gereken

guess what the question is what is the person asking me for what is the person

sorunun ne olduğunu tahmin etmek. Benden ne yapmamı isteyen kişinin ne yapmamı istediğini

asking me to do you see so when you ask a question quite often it is in the form

görüyorsunuz, bu yüzden sıklıkla bir soru sorduğunuzda bu

of a request something you want maybe you need some

bir istek şeklindedir, belki istediğiniz bir şeydir, belki biraz

information maybe you want to ask a favor from another person as well many

bilgiye ihtiyacınız vardır, belki başka bir kişiden bir iyilik istemek istersiniz.

ways of doing it so we will be playing the sentence game but it will be

bunu yapmanın birçok yolu da var, bu yüzden cümle oyunu oynayacağız ama

different today we are doing it in a slightly different way and of course he

bugün farklı olacak, bunu biraz farklı bir şekilde yapıyoruz ve tabii ki o

is coming our way a little bit later on yes he will be here with us once again

biraz sonra bize gelecek evet o burada bizimle olacak ne demek istediğimi bir kez daha

you know what I'm talking about mr. Steve will be here a little bit later on

anladınız sayın bakanım. Steve biraz sonra burada olacak

yes he is back by popular demand did you see him by the way on Friday he was in a

evet yoğun talep üzerine geri döndü onu bu arada Cuma günü gördünüz mü

very lively mood however today guess what he feels tired he feels a little

çok canlı bir ruh halindeydi ancak bugün tahmin edin ne yorgun hissediyor kendini

bit under the weather so once again today mr. Steve will be sitting down

biraz havasız hissediyor bu yüzden bir kez daha bugün bay Steve oturuyor olacak

but that's disgusting yes it is English addict number 70 I can't believe we've

ama bu iğrenç evet, 70 numara İngiliz bağımlısı

made it all away 270 Wow all the way to episode 74 mr. Steve he's not feeling

. Steve kendini

very well I don't know why because yesterday we went for a lovely walk and

pek iyi hissetmiyor neden bilmiyorum çünkü dün güzel bir yürüyüşe çıktık ve

Steve was in a very excited mood I'm not going to tell you why we're going to ask

Steve çok heyecanlıydı. Bugün geldiğinde Steve'e neden soracağımızı size söylemeyeceğim.

Steve when he comes on today he will be with his live very shortly when Steve

Steve geldiğinde çok kısa bir süre sonra canlı yayında olacak

arrives I'm going to ask him why he was so excited yesterday and I'm also going

Ona dün neden bu kadar heyecanlı olduğunu soracağım ve ayrıca

to show you what we had to eat on Friday as well because Steve was very busy in

size Cuma günü ne yememiz gerektiğini de göstereceğim çünkü Steve

the kitchen making some lovely cakes some scones or as I like to say scones

mutfakta yemek yapmakla çok meşguldü. bazı güzel kekler biraz çörekler veya benim demeyi sevdiğim gibi çörekler,

so that coming up a little bit later on why is mr. Steve so happy there is a

bu yüzden biraz sonra neden bay. Steve çok mutlu,

reason for it and it's a very good reason as well a very nice reason indeed

bunun bir nedeni var ve bu çok iyi bir neden aynı zamanda çok güzel bir neden gerçekten de

also we're going to look at some very strange words you know the English

bazı çok garip kelimelere bakacağız biliyorsun

language is sometimes confusing sometimes surprising sometimes the

İngilizce bazen kafa karıştırıcı bazen şaşırtıcı bazen İngilizce bazen şaşırtıcı

English language can be very confusing with words that look strange so I

olabiliyor garip görünen kelimelerle çok kafa karıştırıcı, bu yüzden İngilizcede var olan bazı

thought we would have a look at some odd words that exist some strange words that

garip kelimelere bir göz atacağımızı düşündüm

exist in the English language and can I just say there are many for example we

ve sadece çok şey olduğunu söyleyebilir miyim, örneğin

have this word bamboozled bamboozled I love this word it sounds like a word

bu kelimeye sahibiz bambuzled dolambaçlı Bu kelimeyi seviyorum kulağa gerçek olmayan bir kelime gibi geliyor

that isn't real however it is a real word honestly it's definitely a real

ama bu gerçek bir kelime dürüst olmak gerekirse kesinlikle gerçek bir

word bamboozled if you bamboozle someone it means you

kelime kandırılmış birisini kandırırsanız bu onu

trick them or cheat them you do something that confuses them you trick

kandırdığınız veya kandırdığınız anlamına gelir kafalarını karıştıran bir şey yaparsınız

them into thinking something you bamboozle a person you bamboozle someone

onları bir şey düşünmeleri için kandırırsınız birini kandırırsanız

to confuse a person by misleading them can be bamboozled I love that word it

bir insanı yanıltarak kafasını karıştırmak için kandırabilirsiniz o kelimeyi seviyorum benim

looks like a word that I've made up but I haven't it is a real word the word is

uydurduğum bir kelime gibi duruyor ama gerçek bir kelime değil mi bu kelime kafa

bamboozle to create confusion you might bamboozle your friend with

karışıklığı yaratmak için kandırmacadır siz kendinizi kandırabilirsiniz

some information that may or may not be true or real bamboozle I like that word

doğru ya da gerçek olmayabilecek bazı bilgilere sahip arkadaş ya da gerçek kandırmaca Bu kelimeyi

very much and of course the effect of this is bamboozled so a person who is

çok seviyorum ve elbette bunun etkisi kandırılıyor yani

confused or misled by another person you can say that they are bamboozled they

başka bir kişi tarafından kafası karışan ya da yanıltılan bir kişinin tamamen kandırıldığını söyleyebilirsin kafası

are completely confused and maybe also cheated or misled bamboozled you are

karışmış ve belki de aldatılmış veya yanıltılmış

trying to bamboozle me with all of your technical computer words you see so

gördüğünüz tüm teknik bilgisayar kelimelerinizle beni kandırmaya çalışıyorsunuz yani

maybe a person who is trying to sell a computer to another person but maybe the

belki bir başkasına bilgisayar satmaya çalışan bir kişi ama belki

computer isn't very good so what you will do you will use lots of big long

bilgisayar çok iyi değil, ne yapacaksınız o

words to try and trick the person into buying the computer you bamboozle that

kişiyi bilgisayarı satın alması için kandırmak için bir sürü büyük uzun kelime kullanacak mısın o

person you make them confused and overwhelmed by the words that you are

kişiyi kandıracaksın bu sözlerle onların kafasını karıştıracak ve şaşkına çevireceksin

using bamboozled I love that word very much it's a very interesting word mr.

bu kelimeyi çok seviyorum bu çok ilginç bir kelime bayım.

Steve will be with us soon do not worry he will be with us hello to Maddy hello

Steve yakında bizimle olacak merak etmeyin o bizimle olacak Maddy'ye merhaba merhaba

Maddy Maddy Mohammadi I really feel great to be part of one of the best

Maddy Maddy Mohammadi YouTube'daki en iyi İngilizce derslerinden birinin parçası olduğum için kendimi gerçekten

English classes across YouTube thank you very much for your compliment as well

çok iyi hissediyorum iltifatınız için çok teşekkür ederim ayrıca

nice to see you here also we have in a pika and a pika says I missed you a

sizi görmek güzel burada da bir pika var ve bir pika dün seni çok özledim diyor açıkçası dün

lot yesterday I missed you to be honest

yesterday morning when I woke up I actually thought I was going to do a

sabah uyandığımda aslında

livestream but I wasn't I even had some ideas in my head and the other thing

canlı yayın yapacağımı düşünmüştüm ama yapmadım hatta bazı fikirlerim vardı. kafam ve dünle ilgili diğer bir şey de,

about yesterday is the weather was own believably beautiful it was a fantastic

hava inanılmayacak kadar güzeldi

day yesterday I can't believe how lovely the weather was yesterday and I thought

dün harika bir gündü dün havanın ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum ve bugün

I also can't believe how bad the weather is today it was hot so hot about 23

havanın ne kadar kötü olduğuna da inanamadığımı düşündüm hava sıcaktı dün yaklaşık 23 derece çok sıcak

degrees yesterday here in the UK the Sun was out we had a gorgeous walk into town

burada Birleşik Krallık'ta güneş çıktı kasabada

even though there were a few too many people in town I did feel a little

çok fazla insan olmasına rağmen kasabaya muhteşem bir şekilde yürüdük dün

uncomfortable walking around town yesterday because there were quite a few

şehirde yürürken biraz rahatsız hissettim çünkü

people walking around mmm I love your comments by the way on the live chat I

yürüyen epeyce insan vardı mmm civarında Bu arada canlı sohbetteki yorumlarınızı seviyorum

really do love them I love them very much hello Rick Rick San hello Rick

Onları gerçekten seviyorum Onları çok seviyorum Merhaba Rick Rick San Merhaba Rick

hello mr. Duncan could you show or could you say or reveal or demonstrate the

Merhaba Bay. Duncan, sizi arayan bir kişiyi arayanın telaffuzunu gösterebilir misiniz veya söyleyebilir misiniz veya gösterebilir veya gösterebilir misiniz veya

pronunciation of caller a person who is phoning you or maybe you are phoning

belki

someone else on the telephone you are the caller the person who is making the

telefonda başka birini arıyorsunuz, arayan sizsiniz arayan kişi

call caller then we have the word color color the shade or the tone of a plant

o zaman bizde renk kelimesi var çevrenizdeki bir bitkinin

or any object around you I suppose color caller color

veya herhangi bir nesnenin gölgesini veya tonunu renklendirin sanırım renk arayan renk

Carla so the collar is here for example on my shirt you can see there is a

Carla yani yaka burada örneğin gömleğimde görebilirsiniz gömleğimde bir

collar on my shirt very nice so we have caller hello hello hello who's there who

yaka var çok güzel yani arayan var merhaba merhaba merhaba kim

is the caller I don't know who the caller is then we have the color for

arayanın kim olduğunu bilmiyorum o zaman rengimiz var

example the color of my tie is purple even though some people say it's pink

örneğin kravatımın rengi mor bazılarının pembe demesine rağmen

but it isn't it is purple and then we have caller caller color color I hope

mor değil mor ve sonra arayan rengimiz var renk umarım bu size

that helps you thank you very much oh we also have Luis Mendez a new Miss

yardımcı olur çok teşekkür ederim oh bizde de Luis Mendez var yeni bir Bayan

Mendez is here today I hope you are recovering from you know what hello also

Mendez bugün burada umarım iyileşiyorsundur biliyorsun ne merhaba ayrıca -

- Kim Kim Kwang nice to see you here I have a feeling that you are watching in

Kim Kim Kwang seni burada görmek güzel seni burada görmek güzel Vietnam'da izlemek

Vietnam nice to see you here here's another strange word that exists in the

sizi burada görmek güzel işte İngilizce'de var olan başka bir garip kelime var

English language there are many words in English

İngilizce'de pek çok kelime var

many some might say millions there are certainly many definitions of words

birçoğu milyonlarca diyebilir kelimenin kesinlikle birçok tanımı var

maybe you might say millions of definitions there are many ways of using

belki siz milyonlarca tanım söyleyebilirsiniz kelimeleri kullanmanın birçok yolu var

words and I suppose you could say that about all languages stiple oh I like

ve sanırım tüm diller için noktalama diyebilirsin oh ben

this word stipple stipple if you stipple something it means you make a certain

bu noktalama kelimesini seviyorum noktalama noktalama eğer bir şeyi noktalıyorsan bu normalde boya noktalama ile belli bir desen yaptığın anlamına gelir

pattern normally with paint stipple maybe you press the bristles of a brush

belki bir fırçanın kıllarını

onto the sir this may be on your ceiling or on your

fırçanın üzerine bastırıyorsun efendim bu senin tavanında olabilir veya

walls it is a type of contour or a type of surface stipple so it is not smooth

duvarlarınızda bir kontur tipi veya bir tür yüzey benektir, bu nedenle pürüzsüz değildir

it has stipple x' it is something that is stippled you often see walls and also

x' benekleri vardır bu noktalı bir şeydir,

ceilings in certain buildings or houses and they are stippled certain types of

bazı binalarda veya evlerde duvarları ve ayrıca tavanları sıklıkla görürsünüz ve bunlar belirli tiplerde beneklidir

painting such as landscape painting you can stipple that means you press the

manzara resmi gibi boyamada noktalama yapabilirsiniz, yani fırçayı yüzeye düz olarak bastırmanız anlamına gelir

brush flat onto the surface stipple stipple I like that word I'm going to

noktalama noktalama Bu kelimeyi beğendim

show it again stipple mr. Duncan was painting his ceiling he was stippling

tekrar göstereceğim noktalama bay. Duncan tavanını boyuyordu, bir

the paint to create a contour a shape or texture so we can describe stipple as a

kontur, bir şekil veya doku oluşturmak için boyayı noktalıyordu, böylece noktalamayı bir

type of texture as well stipple so this can be used as a noun and also a verb as

doku türü olarak tanımlayabiliriz, noktalama, bu bir isim ve aynı zamanda bir fiil olarak kullanılabilir,

well you stipple something the thing that is left behind is stipple stipple I

ayrıca bir şeyi noktalayabilirsiniz. geride bırakılan nokta nokta nokta ben

like that one I really do mr. steve is coming soon

bunu gerçekten beğendim bayım. steve yakında geliyor

hello where are you where am i I'm here at the moment in my studio in England

merhaba neredesin neredeyim ben şu an buradayım ingiltere'deki stüdyomdayım orası

that's where I'm talking to you from right now

seninle şu andan itibaren konuşuyorum

hello satury no yes we are all together once again live I am doing my lessons

merhaba satury hayır evet yine beraberiz canlı derslerimi yapıyorum

for those who don't know who I am I will quickly mention my name is Duncan I

kim olduğumu bilmeyenler için hemen söyleyeceğim adım Duncan

teach English and I'm here three times a week on Sunday Wednesday and Friday and

İngilizce öğretiyorum ve haftada üç kez Pazar Çarşamba ve Cuma günleri buradayım ve

I teach English on YouTube and I've been doing it forever

YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve bunu sonsuza kadar yapıyorum

such a long time most too long sometimes I think maybe I

uzun zaman en çok uzun bazen düşünüyorum belki

should be doing something else with my life maybe something else maybe I should

hayatımda başka bir şey yapmalıyım belki başka bir şey belki

be a mountain climber or maybe I should go deep-sea diving to look at all of the

bir dağcı olmalıyım ya da belki de dünyadaki tüm güzel mercan resiflerine bakmak için derin deniz dalışına gitmeliyim

beautiful coral reefs around the world however if I did that then I wouldn't be

ancak bunu yapsaydım, o zaman

able to do this and to be honest with you I do enjoy doing this I really do

bunu yapamazdım ve size karşı dürüst olmak gerekirse, bunu yapmaktan gerçekten zevk alıyorum

enjoy it and I hope you do as well I really do so why is mr. Steve happy

ve umarım siz de öyle yaparsınız, gerçekten yapıyorum, neden bay. Steve

today he is feeling very happy and it all relates to something he did a few

bugün mutlu, kendini çok mutlu hissediyor ve bunların hepsi birkaç gün önce yaptığı bir şeyle ilgili,

days ago what is it we will find out later on all by the way I have been

bunun ne olduğunu daha sonra öğreneceğiz, bu arada benden

asked to show the cattle so here is the cattle once again in the field at the

sığırları göstermem istendi, işte sığırlar bir kez daha

back of my house so these are now living right at the back of my house and I am

evimin arkasındaki tarla yani bunlar artık evimin arka tarafında yaşıyorlar ve

quite pleased to see them there very pleased indeed so they're arriving into

onları orada görmekten oldukça memnunum gerçekten çok memnunum bu yüzden tarlaya geliyorlar

the field they were arriving last week there are a selection of bulls and also

geçen hafta geldikleri boğa seçkisi var ve ayrıca

cows as well so collectively we will normally call these cattle cattle we

inekler de o yüzden toplu olarak bu sığırlara sığır diyeceğiz

will often describe these as cattle cattle they are cattle that's what we

bunları genellikle sığır sığırları olarak tanımlayacağız onlar sığırlar biz

call them I hope you can still see me all right

onlara böyle diyoruz umarım beni hala görebilirsin tamam

oh hello something very strange happened then a bird actually flew and rested on

oh merhaba çok garip bir şey oldu sonra bir kuş gerçekten uçtu ve pencereye yaslandı

the window and it was a baby it was a baby Blackbird just came to say hello it

ve bir bebekti o bir bebekti Karatavuk merhaba demek için geldi

was probably wondering where I am because I'm not outside I think so so

muhtemelen nerede olduğumu merak ediyordu çünkü dışarıda değilim sanırım bu yüzden

there were the cows we have a lot of petal at the moment and I have a strange

inekler vardı şu anda çok fazla taç yaprağımız var ve içimde garip bir

feeling my internet connection just went down for a few moments which is great

his var ki internet bağlantım birkaç dakikalığına kesildi, bu

I'm really enjoying this wonderful 21st century technology we're going to have a

harika 21. yüzyılın bu harika teknolojisinden gerçekten keyif alıyorum,

little break and then we have mr. Steve coming on as well and it will also give

biraz ara vereceğiz ve sonra Mr. Steve de geliyor ve boğazım alevler içinde patlamadan

me a chance to drink some water before my throat bursts into flames so here it

önce bana biraz su içme şansı verecek, işte

is one of my full English lessons this is an excerpt taken from full English

tam İngilizce derslerimden biri bu tam İngilizce 28 numaradan alınmış bir alıntı

number 28 and then after this it's mr. Steve surprise it's me

ve bundan sonra Mr. Steve sürpriz benim, beni mi

were you expecting me or did you think someone else would pop up on your screen

bekliyordun yoksa ekranına başka birinin çıkacağını mı düşündün, sana Rod Stewart'ın doğum yerinden gelen

welcome to another full English lesson coming to you from the birthplace of Rod

başka bir tam İngilizce dersine hoşgeldin,

Stewart phrases dad benjamin britten rod Templeton what you don't know who rolled

sözler, baba benjamin britten, çubuk Templeton, bilmediklerin, Templeton'ı kimin yuvarladığı

Templeton was he only wrote some of the biggest songs in popular music history

O sadece popüler müzik tarihinin en büyük şarkılarından bazılarını mı yazdı,

the most successful of which was thriller by Michael Jackson but I

bunların en başarılısı Michael Jackson'ın gerilim filmiydi ama konuyu dağıtıyorum,

digress so without any more musical chitchat and

daha fazla müzikal gevezelik ve

songwriting shenanigans let's get on with today's full english lesson right

şarkı yazarlığı saçmalıkları olmadan bugünün tam İngilizce dersine hemen

now

şimdi başlayalım.

the English language can be very confusing especially when it comes to

özellikle dilbilgisi ve noktalama işaretleri söz konusu olduğunda çok kafa karıştırıcı

grammar and punctuation here's a good example of that confusion for what

işte bu kafa karışıklığına iyi bir örnek,

reason do you use an apostrophe in the word it's this particular confusion

kelimede hangi nedenle kesme işareti kullanıyorsunuz?

occurs with native speakers as well as those learning it as a second language

the two types of uses are contractions and possessive as a contraction there is

kullanımları kısaltmadır ve bir kısaltma olarak iyelik kipi vardır

an apostrophe added to the sentence which shows that the sentence in

cümleye bir kesme işareti eklenmiş, bu da

question has been shortened instead of it is you put it's it's so nice of you

söz konusu cümlenin kısaltıldığını gösterir onun yerine sen mi koydun, kelimenin iyelik haline geldiği

to invite me over without the apostrophe the word becomes possessive to clearly

kesme işareti olmadan beni davet etmen çok hoş

show that the thing in question belongs to the subject being discussed as in an

söz konusu şeyin tartışılan konuya ait olduğunu açıkça gösterir, çünkü

elephant in the wild will grab the branch with its trunk so there is a

vahşi doğada bir fil hortumuyla dalı tutar, bu nedenle

definite difference between these two uses as I already mentioned it is common

bu iki kullanım arasında kesin bir fark vardır, daha önce de belirttiğim gibi,

for those who use English natively to make mistakes so the next time you

anadili İngilizce olanlarda yaygındır. hata yapmak için İngilizce

make a small error whilst speaking English you can reassure yourself by

konuşurken bir dahaki sefere küçük bir hata yaptığınızda,

remembering this lovely phrase whether you use English every day or if you're

ister her gün İngilizce kullanıyor olun, ister

only just starting to learn how to say mistakes are common and they happen

hataların yaygın olduğunu ve bunların meydana geldiğini söylemeyi yeni yeni öğrenmeye başlıyor olun, bu güzel cümleyi hatırlayarak kendinizi rahatlatabilirsiniz.

either way enjoy English it's time now to take a look at another buzz word a

yol İngilizcenin tadını çıkarmanın şimdi başka bir vızıltı kelimesine bakmanın zamanı geldi a

buzz word is a word or sentence that is popular during a certain period of time

vızıltı kelimesi belirli bir süre boyunca popüler olan

or is used often today's buzz word is negotiate the word negotiate is a verb

veya günümüzün sık sık kullanılan bir kelime veya cümledir pazarlık kelimesi müzakere kelimesi

that means to obtain or bring something about by discussion to make something

elde etmek anlamına gelen bir fiildir veya tartışma yoluyla bir şeyler getirmek Anlaşmazlığın olduğu önemli noktaları

happen by formally discussing the important points where there is

resmi olarak tartışarak bir şeylerin gerçekleşmesini sağlamak için

disagreement is to negotiate they had to negotiate a new pay deal for

müzakere etmek çalışanlar için yeni bir ödeme anlaşması yapmak zorunda kaldılar

the employees sir market traders are willing to negotiate the price with you

efendim piyasa tüccarları,

to share disagreements with a view to making compromises and changes is to

anlaşmazlıkları bir başkasıyla paylaşmak için sizinle fiyatı müzakere etmeye isteklidir. Uzlaşma ve değişiklik yapma görüşü

negotiate sometimes it is necessary to discuss the disagreements that two or

müzakere etmektir, bazen iki veya

more groups have so they must be negotiated to find a way through or over

daha fazla grubun sahip olduğu anlaşmazlıkları tartışmak gerekir, bu nedenle bir engel veya zor bir rota gibi bir şeyin üzerinden veya üzerinden bir yol bulmak için müzakere edilmeleri gerekir,

something such as an obstacle or a difficult route is to negotiate the

bisikletçilerin müzakere etmesi gerekir. yararları olan

cyclists had to negotiate some very sharp corners during the race to

transfer a check or bill with its benefits to another person is to

bir çeki veya faturayı başka bir kişiye devretmek için yarış sırasında bazı çok keskin köşeleri müzakere etmek,

negotiate to convert a check into cash or notes is to negotiate the now

bir çeki nakde veya senete dönüştürmek için müzakere etmek, şimdi müzakeresidir,

negotiation is the actual discussion where people negotiate a plant or a deal

insanların bir bitki veya anlaşmayı müzakere ettiği asıl tartışmadır.

the negotiations went on right through the night the word negotiate originated

müzakereler gece boyunca devam etti müzakere kelimesi

in Latin and meant done in the course of business synonyms of negotiate include

Latince kökenlidir ve iş sırasında yapılır anlamına gelir müzakere kelimesinin eş anlamlıları arasında

talk discuss barter confer bargain parlay settle you

konuşmak tartışmak takas görüşmek müzakere pazarlık yapmak anlaşmak

negotiate

müzakere etmek

there is nothing more pleasing than seeing someone smile a smile can go a

birisinin gülümsediğini görmekten daha hoş bir şey yoktur bir gülümseme uzun sürebilir

long way I love smiling as it gives me a chance

Bana güzel dişlerimi gösterme şansı verdiği için gülümsemeyi seviyorum.

to show off my lovely teeth isn't it strange how we take our teeth for

granted we only really appreciate them after they've gone

there are many idioms relating to teeth for example you can get your teeth into

dişlerini bir

something to do something with enthusiasm and passion is to get your

şeye şevk ve tutkuyla yapmak

teeth into something I can't wait to get my teeth into this new job if something

dişlerini bir şeye sokmak Bu yeni işe dişlerimi sokmak için sabırsızlanıyorum eğer bir şey

is rare or uncommon then we can say that it is like hens teeth the honesty of a

nadir veya nadir ise o zaman tavuk dişi gibi diyebiliriz dürüstlüğün bir

politician is as common as hen's teeth the meaning being that a hen has no

politikacı tavuğun dişleri kadar yaygındır bunun anlamı, bir tavuğun

teeth to be annoyed by something to the point where you cannot take it anymore

dişlerinin olmaması, bir şeye artık dayanamayacak kadar kızması,

you can be sick to your back teeth your constant complaining is making me sick

arka dişlerine kadar hasta olabilirsin, sürekli şikayet etmen beni

to my back teeth to start out as a newcomer or to learn as you go along is

arka dişlerime kadar hasta ediyor yeni gelen biri olarak başlamak veya ilerledikçe öğrenmek

to cut your teeth I spent five years in the Justice Department cutting my teeth

dişlerinizi kesmektir Adalet Departmanında bir avukat olarak dişlerimi kesmek için beş yılımı harcadım

as a lawyer teeth can be described as Nashes choppers ivories pearly whites

chompers if a person has big teeth then we might

describe them as looking like tombstones look after your teeth you'll miss them

onları mezar taşları gibi görebiliriz dişlerinize iyi bakın gittiklerinde onları özleyeceksiniz

when they're gone

dip dip dip do oh yes very nice wasn't that nice

dip dip dip yap oh evet çok güzel o kadar da güzel değildi

did you enjoy one of my English lessons one of my actual full English lessons

İngilizce derslerimden birini beğendiniz mi gerçek tam İngilizce derslerimden birini

and yes as I said I am going to start making some more well as soon as the

ve evet dediğim gibi

weather gets better I will definitely start making some more

hava düzelir düzelmez biraz daha iyi olmaya başlayacağım kesinlikle biraz daha

full English lessons

tam İngilizce dersleri vermeye başlayacağım

I don't know why but today I feel as if I don't know I don't know why I just the

neden bilmiyorum ama bugün sanki bilmiyormuşum gibi hissediyorum bilmiyorum 'neden

day has gone by so quickly I woke up this morning I had four hours to prepare

gün bu kadar çabuk geçti bilmiyorum, bu sabah uyandım hazırlanmak için dört saatim vardı

and then suddenly all of the time seemed to just disappear

ve sonra birdenbire tüm zaman yok olmuş gibiydi işte

here is someone now who always likes to use his time in a very constructive way

şimdi zamanını her zaman çok yapıcı bir şekilde kullanmayı seven biri var.

a constructive and useful way he's looking rather bright today even though

yapıcı ve yararlı bir şekilde bugün oldukça parlak görünüyor,

this morning he wasn't feeling well he's a little bit under the weather again

bu sabah kendini iyi hissetmese de yine biraz havasız ama yine

however he is back with us yes ladies and gentlemen put your hands together

aramıza döndü evet bayanlar ve baylar,

for mr. Steve

bayım için ellerinizi birleştirin. Steve

how are you today mr. Duncan but we are separated aren't we we are today but but

bugün nasılsınız bayım? Duncan ama biz ayrıldık, bugün öyle değil miyiz ama sen

because you wanted to sit down in your chair yes I wanted to sit down because

sandalyene oturmak istediğin için evet ben de oturmak istedim çünkü

you know I'm not being 100% just like last week I don't know what's the matter

biliyorsun geçen haftaki gibi %100 olmuyorum.

with me I've got a headache today I could blame you for that but I won't

benim için sorun bugün başım ağrıyor bunun için seni suçlayabilirim ama

good although it's a good job we're inside mr. Duncan because I'm looking

iyi bir iş olmasına rağmen iyi olmayacağım içimizde bayım. Duncan, çünkü

out the window here it's pretty wild windy weather it is

pencereden dışarı bakıyorum, dışarıda oldukça vahşi rüzgarlı bir hava var

outside but one thing I can see is one thing that is cheering me up more than

ama görebildiğim tek şey, sen bir şey

anything right there before you say anything because this is something I've

söylemeden önce beni her şeyden çok neşelendiren bir şey çünkü bu benim

been teasing you see Oh teasing so be careful Steve that we

dalga geçtiğim bir şey Görüyorsun, dalga geçiyor, dikkatli ol Steve, bunu yapmak

don't want to we don't want to give the money shot too quickly but Steve you you

istemiyoruz, parayı çok çabuk vermek istemiyoruz ama Steve sen,

we went outside yesterday because it was really strange yesterday because I've

dün dışarı çıktık çünkü dün gerçekten tuhaftı çünkü

stopped doing my daily live streams and I have to be honest it felt really

günlük canlı yayınımı yapmayı bıraktım. akarsular ve dürüst olmalıyım ki dün

strange yesterday morning I woke up and I felt as if there was something I

sabah gerçekten garip geldi, uyandım ve yapmam gereken bir şey varmış gibi hissettim

should be doing but I didn't have anything to do and and then we went into

ama yapacak hiçbir şeyim yoktu ve sonra

town didn't we however on the way through the garden

kasabaya gittik, değil mi? bahçeden geçerken

Steve noticed something you got a little bit excited didn't you Steve I did

Steve bir şey fark ettin biraz heyecanlandın değil mi Steve fark ettim

because I've been waiting for this moment to happen and I was I thought to

çünkü bu anın olmasını bekliyordum ve kendi

myself bye why haven't I seen them yet why haven't I seen it happen my hard

kendime güle güle neden onları henüz görmedim neden görmedim dedim. '

work come to fruition yes my hard work come to fruition there's a good

Emeklerimin meyvesini verdiğini gördüm evet emeğimin meyvesini verdiğini çok güzel bir

expression mr. Duncan so it's something you did a few days ago we actually

anlatım var efendim. Duncan, bu senin birkaç gün önce yaptığın bir şey aslında

talked about it on one of our Sunday live streams so this is something that

Pazar günü canlı yayınlarımızdan birinde bunun hakkında konuştuk yani bu

Steve was doing in the garden but I wonder if you can actually work out out

Steve'in bahçede yaptığı bir şeydi ama acaba

there what it was that got mr. Steve so excited yesterday I will give you a clue

Bay'a neyin bulaştığını orada gerçekten çözebilir misin? . Steve dün o kadar heyecanlı ki, bunun dışarıyla ilgili bir şey olduğuna dair size bir ipucu vereceğim.

it is something to do with outside I think that's a pretty big clue I think

Bence bu

yes it's a pretty big clue that so outside

oldukça büyük bir ipucu

something outside that mr. Steve did Christina says mr. Steve you were always

. Steve yaptı Christina mr diyor. Steve, her zaman

working hard you must take a rest for a while all right mr. Duncan's like a

çok çalışıyordun, bir süre dinlenmelisin, tamam mı bayım? Duncan bir

slave driver he gets me to just work hard all the time oh that needs doing

köle satıcısı gibi, beni her zaman çok çalıştırmaya zorluyor oh bunu yapmak gerekiyor bunu yapmak gerekiyor neden

that needs doing why aren't you doing that why haven't

you finished that task it where's my tea he says I'm the one I'm the star I'm the

yapmıyorsun bunu neden bitirmiyorsun o görevi çayım nerede o benim diyor ben' yıldızım ben

one who's working hard appearing in front of millions every day what I'm

çok çalışanım her gün milyonların karşısına çıkıyorum ne

joking I'm joking I don't know who you wonder about who while you're on about

dalga geçiyorum şaka yapıyorum onların hakkında konuşurken kimi merak ediyorsun bilmiyorum çünkü

their cuz it's not it's not me you're talking about I know but the only thing

ben değilim bahsettiğini biliyorum ama

that's keeping me going at the moment is the knowledge that all my hard work two

şu anda beni devam ettiren tek şey, iki hafta önceki tüm sıkı çalışmamın

weeks ago has paid off yes and anyway you'll tell us all what

karşılığını aldığım bilgisi evet ve her neyse, bize ne

it's about I'm sure you've got a little video yes well and we're gonna have a

hakkında olduğunu anlatacaksın, eminim sen' küçük bir videomuz var evet pekala ve

glimpse right now so this is what Steve was really getting excited about the

şu anda bir göz atacağız yani geçen gün Steve'in gerçekten heyecanlandığı şey buydu

other day well you'll see it now on the screen are you ready everyone

pekala şimdi ekranda göreceksiniz hazır mısınız herkes hazır mı

is everyone ready are you ready I'm ready

herkes hazır siz hazır mısınız Ben hazırım,

I don't know how about you so here we go so this was just before I came on this

sen nasılsın bilmiyorum, işte başlıyoruz, yani bu ben gelmeden hemen önceydi bu bugün

is one of the reasons why I was actually late today because I was doing this in

gerçekten geç kalmamın nedenlerinden biri çünkü bunu bahçede yapıyordum

the garden yes so let's have a look oh and there is the garden you can see it's

evet o yüzden bir bakalım oh ve işte bahçe var görebiliyorsunuz

very windy just to give you an idea look how windy it is and as we move

çok rüzgarlı sadece size bir fikir vermesi için bakın ne kadar rüzgarlı ve biz

across the garden you could see a black bird then flying away there is the

bahçede ilerlerken siyah bir kuş görebiliyorsunuz sonra uçup gidiyor

birdbath let's keep going oh can you see it Steve someone's

kuş banyosu var devam edelim oh görebiliyor musunuz bunu Steve birisi

guessed it here gene has guessed it so well done look at that look at that mr.

tahmin etti burada gene tahmin etti çok iyi bak şuna bak o bay.

Duncan I can see green I'm so excited I'm so excited because I kept watering

Duncan yeşili görebiliyorum Çok heyecanlıyım çünkü

it every day and I expected the the new green shoots from the grass seed

onu her gün sulamaya devam ettim ve çim tohumundan yeni yeşil filizlerin çıkmasını bekliyordum

yeah look how close mr. Duncan zooming in there I expected it to take maybe six

evet bakın ne kadar yakın Bay Duncan. Duncan oraya yaklaşıyor, belki altı

seven days that's what it said on the packet of seeds I thought they said 13

yedi gün sürmesini bekliyordum, tohum paketinin üzerinde böyle yazıyordu,

days no were on the packet of seeds I bought they said it was a very fast

aldığım tohum paketinin üzerinde 13 gün yok dediklerini sanıyordum, bunun çok hızlı

germinating type of grass seed and I should expect results within six or

çimlenen bir çim tohumu türü olduğunu söylediler ve Altı ya da yedi gün içinde sonuç beklemeliyim

seven days huh and six or seven days passed I kept watching it every night

ha ve altı ya da yedi gün geçti Her gece izlemeye devam ettim

seven days passed in fact 10 days passed but on the on the 11th no on the 12th

yedi gün geçti aslında 10 gün geçti ama 11. gün hayır 12.

day which was yesterday that literally came up overnight there was nothing one

gün yani dün tam anlamıyla bir gecede ortaya çıktı. bir gün hiçbir şeydi

day and it was all up the next day isn't nature amazing it is so success I've

ve ertesi gün her şey bitti doğa harika değil mi çok başarılı

managed to plant some grass seed and it's worked and the birds have taken

Biraz çim tohumu ekmeyi başardım ve işe yaradı ve kuşlar

half of it but for their babies but at least it's come up so yes I'm happy mr.

yarısını aldı ama yavruları için ama en azından geldi yukarı yani evet mutluyum bay

Duncan so you can see there the green shoots of mr. Steve's new grass is

Duncan, böylece orada Mr. Steve'in yeni çimleri

finally coming through the soil Steve is now the proud father of a new lawn like

nihayet topraktan çıkıyor Steve artık benim gibi yeni bir çimin gururlu babası,

me got it right as well but a number of people have guests so thank you very

bunu da doğru yaptı ama bazı insanların misafirleri var, bu yüzden

much for following me and remembering what we were doing in the past weeks so

beni takip ettiğiniz ve geçmişte ne yaptığımızı hatırladığınız için çok teşekkür ederim. haftalar, bu yüzden

Mikey got it right and so did somebody else whose name I can't remember now

Mikey doğru anladı ve daha önce bahsettiğim için şimdi adını hatırlayamadığım başka biri de yaptı, bu yüzden evet

that I did mention it earlier so yes I'm very pleased so I'm hoping in in about

çok memnunum, bu yüzden yaklaşık

two weeks time I can give it its first cut and then we will have a nice corner

iki hafta içinde ilk kesimini yapabileceğimi umuyorum. ve sonra

of the garden which looks a lot more pleasant than it did before and I think

bahçenin eskisinden çok daha hoş görünen güzel bir köşesi olacak ve sanırım

you're right I think I've exhausted myself so much over the last few weeks

haklısın sanırım son birkaç haftadır kendimi o kadar çok yordum ki

preparing that ground which is why I haven't yet fully recovered though look

bu zemini hazırlamak için bu yüzden yapmadım. henüz tam olarak iyileşmiş değil ama bakın,

at that you can see all of the tiny little blades of grass

minicik çimenlerin hepsinin

coming through look at that if we freeze the video look you can see some little

içinden çıktığını görebiliyorsunuz, videoyu dondurursak yerden bazı küçük

green shoots coming up through the ground of course we can use the phrase

yeşil sürgünlerin çıktığını görebiliyorsunuz tabii ki ifadeyi kullanabiliriz

green shoots to mean something else can't we Steve if if there is a turn

yeşil filizler başka bir anlama gelemez mi Steve, eğer ekonomi

around quite often with maybe the economy we often talk about green shoots

ile oldukça sık bir dönüş varsa, sık sık yeşil filizlerden bahsederiz,

so if something is changing from a bad situation to a good situation and I'm

bu nedenle bir şey kötü bir durumdan iyi bir duruma dönüşüyorsa ve

sure that is something we can all relate to at the moment we are all patiently

eminim ki bu şu anda hepimizin bağ kurabileceği bir şey, hepimiz sabırla

waiting for green shoots to start to appear oh yes I got quite close there so

yeşil sürgünlerin ortaya çıkmasını bekliyoruz oh evet oraya oldukça yaklaştım, bu yüzden

all those little green shoots that that is mr. Steve's new grass so we'll be

tüm o küçük yeşil sürgünler ki bu mr. Steve'in yeni çimi, bu yüzden

hearing that phrase used by politicians yes we are seeing the green shoots of

politikacılar tarafından kullanılan bu cümleyi duyacağız evet, ekonomi açısından toparlanmanın yeşil filizlerini görüyoruz,

recovery in terms of the economy I think it's going to be a while since we until

sanırım

we hear that phrase being you now to describe any kind of economic recovery

bu ifadeyi artık herhangi bir şekilde tanımlamak için siz olduğunuzu duyana kadar biraz zaman geçecek. ekonominin toparlandığını söylerken politikacılar

they quite often use that phrase don't they politicians when they're saying

bu ifadeyi oldukça sık kullanıyorlar mı,

that the economy is recovering we are seeing green shoots of recovery yes in

toparlanmanın yeşil filizlerini görüyoruz

the economy so it means it means this that the good the good fortune or the e

evet ekonomide bu şu anlama geliyor: iyi, iyi şans veya e

turn around from a bad situation is beginning things are starting to change

Kötü bir durumdan dönüş başlıyor, işler değişmeye başlıyor,

there are green shoots appearing it's starting well says Lewis I know a little

yeşil filizler görünüyor, iyi başlıyor, diyor Lewis,

about it so it seems like Lewis probably has some grass seed before I mean it's

bu konuda biraz bilgim var, bu yüzden Lewis'in muhtemelen daha önce biraz çim tohumu varmış gibi görünüyor, demek istediğim,

no big deal it's not a big thing but but you know it's a lot of effort isn't it

önemli değil, büyük bir şey değil ama biliyorsun bu çok zahmetli

digging over a piece of ground well I I'm gonna say Steve you though you

bir yer kazmak değil mi?

worked very hard on that I can feel a little self-satisfied yes when you've

done something and it's successful there's a pigeon on it now look

bir şey ve başarılı oldu üzerinde bir güvercin var şimdi bak

pigeon you can't see it from either there's a pigeon pecking away on my new

güvercin ikisinden de göremiyorsun yeni çimlerimi gagalayan bir güvercin var defol

lawns get off unfortunately I can't leave the camera

to go and shoo it off no the only thing I'm glad of Steve is that you don't own

ne yazık ki kamerayı bırakıp onu kovalamam Steve'e sevindim, senin

a gun yeah we'd have pigeon pie every night if I had a gun because there's so

bir silahın yok, evet, eğer bir silahım olsaydı, her gece güvercin turtası yerdik çünkü o kadar

many pigeons we could literally live off pigeon nurse I'll tell you if there was

çok güvercin var ki, kelimenin tam anlamıyla güvercin bakıcısıyla yaşayabiliriz.

a food shortage here in this country we would be fine because we could just eat

Bu ülkedeki kıtlık iyi olurdu çünkü

pigeon pie every night I'm gonna I'm gonna be honest with you Steve I don't

her gece güvercinli turta yiyebilirdik Sana karşı dürüst olacağım Steve

think I like the idea of eating pigeon will attract them with their little bit

Güvercin yeme fikrinin onları biraz cezbedeceğini düşünmüyorum Steve

of bait some dried bread and then I'll pop them off one by one and make a nice

biraz kuru ekmek yemleyin ve sonra onları tek tek çıkaracağım ve güzel bir

pie okay Steve that's good as can I just apologize to all vegans watching oh yeah

turta yapacağım tamam Steve bu olabildiğince iyi İzleyen tüm veganlardan özür dilerim oh evet

but this is only a survival situation okay I've got to get rid of these

ama bu sadece bir hayatta kalma durumu tamam almalıyım

pigeons mr. Duncan they're annoying me oh I've got rid of one of them no sir

bey bu güvercinlerden kurtulun Duncan canımı sıkıyorlar oh onlardan birinden kurtuldum hayır efendim bu YouTube'un

that's a that's a wonderful moment of YouTube there on my grass get off I have

harika bir anı orda çimlerimin üzerinde inin

to put a big notices on the grass pigeons keep off yes well I think first

çim güvercinlerine büyük bir uyarı koymam gerekiyor uzak durun evet pekala bence önce

of all Steve you're gonna have to teach pigeons how to read oh yes just one

Steve, güvercinlere okumayı öğretmek zorunda kalacaksın oh evet,

slight drawback of your idea is the fact that pigeons can't read but as I was

senin fikrinin küçük bir dezavantajı, güvercinlerin okuyamaması gerçeği ama dediğim gibi, bir

saying if when you've done something it's taken you a while to do something

şey yaptığında okuması biraz zaman alıyorsa bir şeyler yap

and then you see the results of what you've done your hard work you can for a

ve sonra yaptıklarının sonuçlarını görürsün çok çalışırsın kısa bir süre için

small period of time feel a little smug a little self-satisfied yeah why not

biraz kendini beğenmiş hissedersin biraz kendini beğenmiş hissedersin

that you've done something but of course you can't keep on talking about it

bunun hakkında konuşmaya devam et

because if I keep saying this to mr. Duncan oh look my grass it's coming up

çünkü bunu Bay'a söylemeye devam edersem. Duncan oh bak çimenim çıkıyor

look how wonderful it is he will soon tell me just to shut up and say oh right

bak ne kadar harika çok yakında bana susmamı söyleyecek ve ah tamam

get over it get over it mr. Steve we know you've done it it's been successful

üstesinden gelin üstesinden gelin bayım. Steve, başardığını biliyoruz, başarılı oldu

but you know don't keep going on and on about it so yes I thought there's a

ama biliyorsun, bu konuda devam etme, bu yüzden evet,

black bird on there now I don't mind the black birds because they're quite light

şimdi orada siyah bir kuş olduğunu düşündüm, siyah kuşlara aldırmıyorum çünkü oldukça hafifler

okay so they're not going to they're not going to destroy them that one

tamam mı? Yani yapmayacaklar onları yok etmeyecekler bir tanesi

there's still one pigeon there okay Steve this is this is fascinating for

orada hala bir güvercin var tamam Steve bu senin için büyüleyici

you but none of us can see what's actually going on

ama hiçbirimiz gerçekte neler olduğunu göremiyoruz

I can I can seen all of them here who taught me anything the worst possible

hepsini burada görebilirim bana olabilecek en kötü

position mister don't go you didn't sister I was I was going to try and go

pozisyonu kim öğretti bayım gitme sen gitme kardeş ben

outside today but Steve wanted to have a chair he said I must have a chair

bugün dışarı çıkmaya çalışacaktım ama Steve bir sandalyem olmasını istedi bir sandalyem olması gerektiğini söyledi

because I'm feeling I'm feeling so delicate today yes I thought but I don't

çünkü ben ' Bugün kendimi çok hassas hissediyorum evet düşündüm ama

like mr. Duncan you see viewers that's me mr. Duncan has this ability to be

Mr. Duncan, izleyicileri görüyorsunuz, bu benim Bay. Duncan'ın

able to stand up for hours on end it's true and not have any ill effects I've

saatlerce ayakta durabilme yeteneği var, bu doğru ve herhangi bir kötü etkisi yok Bunu

never been able to do that if I stand up for more than half an hour I started

asla yapamadım, eğer yarım saatten fazla ayağa kalkarsam

ache all over but not mr. Duncan with between you and me he's got giant feet

her yerim ağrımaya başladı ama bay değil. Aramızda kalsın, Duncan'ın dev ayakları var,

so okay mr. Duncan's feet are so big that they support all his weight very

tamam mı bayım? Duncan'ın ayakları o kadar büyük ki, tüm ağırlığını çok

easily and he doesn't feel any ill effects it's like having it's like

kolay bir şekilde destekliyorlar ve herhangi bir kötü etki hissetmiyor; bu,

having a wearing a pair of skis or strapping a couple of tennis racquets to

bir çift kayak giymek veya ayağınıza birkaç tenis raketi bağlamak gibi

your feet or maybe how that weight is evenly distributed but mr. Duncan's

veya belki bu ağırlık nasıldır? eşit olarak dağıtılmış ama mr. Duncan'ın

rather large feet or maybe and therefore he's quite comfortable to stay on his

oldukça büyük ayakları ya da belki ve bu nedenle saatlerce ayakta durmak için oldukça rahat, bunu

feet for hours on end he's always been able to do it because used to work in a

her zaman yapabildi çünkü

shop didn't you years ago that's good Steve yo could you just leave this is it

yıllar önce bir dükkanda çalışıyordun, değil mi sen bu iyi Steve, bırakabilir misin bunu?

this is fascinating yes I'm a back flip more than 30 years here okay they'll be

bu büyüleyici evet burada 30 yıldan fazla bir süredir ters takla atıyorum tamam

able to stand on his feet all day what funny watch it not many of us can do ok

bütün gün ayaklarının üzerinde durabilecekler ne komik izle bunu çoğumuz yapamıyoruz tamam

Steve we get it I can stand up for a long time I am literally a human tripod

Steve anladık ben ayağa kalkabilirim uzun zamandır kelimenin tam anlamıyla bir insan tripoduyum

maybe one what one way you could show us your feet ok extra-long toes that

belki bir şekilde bize ayaklarını gösterebilirsin tamam ekstra uzun ayak parmakları

actually look like fingers very angry I'm angry I'm just slightly crestfallen

aslında parmaklara benziyor çok kızgın kızgınım sadece biraz moralim bozuk

oh I'm crestfallen crest but no it it's an advantage you've got some kind

oh ben hüznün tepesiyim ama hayır o Loken'de bana karşı bir tür biyolojik avantajın olması bir avantaj,

of biological advantage over me in the loken your feet will allow you to stand

ayakların hiçbir

up for hours on end with no ill effect okay then Steve yes you've just

kötü etki olmadan saatlerce ayakta durmana izin verecek tamam o zaman Steve evet

literally explained that once and I you're telling is exactly the same thing

bunu tam anlamıyla bir kez açıkladın ve ben sen anlatmak yine aynı şey

again I'm gonna get my binoculars you know what they say though people with

dürbünümü alacağım ne derler bilirsin ama

big feet it's not true by the way it's definitely not true know this comment

büyük ayaklı insanlar bu doğru değil bu arada kesinlikle doğru değil bu yorum

from me on that okay okay Steve weak yes okay fine so are you feeling all right

benden bil tamam tamam Steve zayıf evet tamam iyi peki şimdi iyi hissediyorsun, şimdi

now I feel better now I'm I'm live with you mr. Duncan because okay I can forget

daha iyi hissediyorum, seninle yaşıyorum bayım. Duncan çünkü tamam,

about my headache and aren't you normally live with me well I'm usually

baş ağrımı unutabilirim ve normalde benimle iyi yaşamıyor musun, genellikle

only sort of consciously present for maybe 20% of the day okay

günün sadece %20'sinde bilinçli olarak oradayım tamam, o

that's the time I'm sort of in here somewhere the live chat is very busy

zamanlar burada bir yerlerde canlı sohbet yapıyorum. çok meşgul

Sean Sean ferry asks do pigeons send letters I think I think what you

Sean Sean vapuru güvercinlerin mektup gönderip göndermediğini soruyor Sanırım

actually mean is do they carry letters I don't think they do it anymore during

aslında kastettiğiniz şey mektup taşıyorlar mı?

the war and during periods where telecommunications were were sort of

Savaş sırasında ve telekomünikasyonun bir nevi

damaged or the power lines or the telephone lines were down they would

hasar gördüğü veya elektrik hatlarının hasar gördüğü dönemlerde artık bunu yaptıklarını sanmıyorum ya da telefon hatları kapalıydı,

often use pigeons wouldn't they Steve carrier pigeons but the the pigeons

sık sık güvercin kullanırlardı, değil mi Steve taşıyıcı güvercinler ama güvercinler

themselves didn't write the messages they they just they were used as as

mesajları kendileri yazmadılar, sadece

transport for for the the notes and the letters yes so they were they were

notlar ve mektuplar için ulaşım olarak kullanıldılar, evet bu yüzden onlar

called carrier pigeons carrier pigeons and sometimes they would send little

taşıyıcı güvercinler olarak adlandırılıyorlardı ve bazen küçük paketler de gönderiyorlardı,

parcels as well they would strap small packages to them and they would take

onlara küçük paketler bağlıyorlardı ve onları alıyorlardı

them and and maybe that something Amazon might might be using soon because of the

ve belki Amazon'un yakında kullanabileceği bir şey olabilir çünkü

situation here there are lots of pigeons you could you could get pigeons you

buradaki durum nedeniyle çok sayıda güvercin var. Güvercin alabilir miydiniz

could train them to deliver Amazon packages to people's doors so that the

Amazon paketlerini insanların kapısına kadar teslim etmeleri için eğitebilirdiniz

pigeon would come down and then it would tap on the door with its beak

güvercin aşağı iner sonra gagasıyla kapıya vurur sonra

and then but underneath it there would be this giant Amazon package which it

altında uçup gittiği dev bir Amazon paketi olurdu.

just flown 30 or 40 miles to deliver there'll be a lot more reliable than

Teslimat için 30 veya 40 mil,

trying to use drones a brilliant idea I think I think so I reckon a pigeon could

insansız hava araçlarını kullanmaya çalışmaktan çok daha güvenilir olacak, parlak bir fikir bence bu yüzden bir güvercin

carry more than a drone so and mr. Duncan can I just say did you that's

bir insansız hava aracından daha fazlasını taşıyabileceğini düşünüyorum, bu yüzden ve bay. Duncan diyebilir miyim, bu senin

something that you can do very well that I can't do and that's make the sound of

çok iyi yapabileceğin bir şey ama benim yapamayacağım bir şey ve bu

a pigeon yes because I think that's something that you

bir güvercin sesi çıkarıyor evet çünkü bence bu sende olan bir şey bence

I think it's a genetic thing you've got it if you could if you can roll your R's

bu sende genetik bir şey var eğer sen olabilir, eğer R'lerini yuvarlayabilirsen

or you can make this do that again mister don't make the sound of a pigeon

ya da bunu tekrar yapabilirsin, bayım güvercin sesi çıkarma,

if there's one thing I'm good at is rolling my arse yes okay we'll have a

eğer iyi olduğum bir şey varsa o da kıçımı yuvarlamaktır evet tamam, biraz yankı yaparız

little bit of echo with it as well here we go so here is a pigeon this is my

o da işte başlıyoruz işte bir güvercin bu benim Amazon paketi

impression of a pigeon delivering an Amazon package there we go you see if I

teslim eden bir güvercin izlenimim işte başlıyoruz bakın

tried to do that this is what it sounds like I can't do it that's so I can't I

yapmaya çalışırsam bunu yapamam gibi geliyor, bu yüzden yapabilirim' t

can't make that noise I can't do it that sounds like the pigeon just before it

O sesi yapamam, paketi taşıdıktan sonra düşmeden hemen önce güvercin gibi çıkan sesi yapamam.

collapses after after carrying the package that's the sound it makes after

I shot it with my gun so come on Jeff besos don't take that idea from me I

fikir benden

came up with an idea you you can have your drones and I will have the pigeons

geldi aklıma bir fikir geldi sen insansız hava araçlarına sahip olabilirsin ve ben de güvercinlerin

delivering parcels to people's doors good idea yeah I've never been able to

insanların kapılarına koli teslim etmesini sağlayacağım iyi fikir evet

make that noise iCup make I don't know how you do it I just can't do it I'm

o sesi hiç çıkaramadım iCup make bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum Sadece yapamam

sorry haha there's somebody here now I saw this earlier I'll get back to it

üzgünüm haha ​​şimdi burada biri var bunu daha önce gördüm

when I concede in a minute from Belarus we've got somebody watching us from

Beyaz Rusya'dan bir dakika içinde kabul ettiğimde geri döneceğim bugün bizi Beyaz Rusya'dan izleyen biri var

Belarus today and I've lost the I've lost the name of the person because it

ve ben kaybettim Kişinin adını kaybettim çünkü

was here and now it's gone because you know what the live chats

buradaydı ve şimdi gitti çünkü canlı sohbetlerin ne olduğunu biliyorsunuz

I try to to look back at the live chat oh here we go it's Galina Galina are

canlı sohbete geri dönüp bakmaya çalışıyorum oh işte başlıyoruz Galina Galina Beyaz

from Belarus and that stood out for me because Belarus was on the news I'm sure

Rusya'dan ve öne çıkanlar ben çünkü Beyaz Rusya haberlerdeydi Eminim ki

it was Belarus it was on the news last night okay with their big celebrations

dün gece haberlerdeydi, tamam onların büyük

of VE Day I think you had particular specs but particularly spectacular

VE Günü kutlamaları ile tamam Bence belirli özelliklerin vardı ama özellikle muhteşem

celebrations I hope I'm right that it was yourself

kutlamalar Umarım haklıyımdır, sen öyleydin

but it was all it was ever the news here in the BBC because I think we were most

ama BBC'deki tek haber buydu çünkü bence en çok

impressed with your celebrations so that's that I think what's that right

sizin kutlamalarınızdan etkilendik, bu yüzden bence bu doğru olan ne?

mr. Duncan am I right about that do you think don't mention the war I've got a

Duncan, bu konuda haklı mıyım, sence savaştan bahsetme,

I've got a I've got a new I've got a new rule on here that mentioned the war

sahip olduğum bir yeniyim var, burada savaştan bahseden yeni bir kuralım var

because if you mentioned the war people people start complaining about it they

çünkü savaştan bahsetseydin insanlar bundan şikayet etmeye başlarlar,

say Oh mr. Duncan who did you support and during the Second World War and who

Oh bay derler. Duncan, İkinci Dünya Savaşı sırasında kimi desteklediniz ve

do you support now during the wars that are happening in it's it's such a heavy

şu anda yaşanan savaşlar sırasında kimi destekliyorsunuz,

subject when you start talking about it because we talked about VE Day which

konuşmaya başladığınızda bu çok ağır bir konu çünkü Avrupa'da zafer anlamına gelen VE Günü'nden bahsetmiştik.

means victory in Europe even though I I said victory over Europe which was

Avrupa'ya karşı zafer dedi ki bu

just a slip of the tongue you know so I said that but it is it is a difficult

sadece bir dil sürçmesiydi, ben de öyle dedim ama bu

subject to talk about isn't it when you think about it Belarus

hakkında konuşması zor bir konu, düşündüğünüzde değil mi Belarus

yes they had a big military march and also in Russia that they were having

evet büyük bir askeri yürüyüş yaptılar ve ayrıca Rusya'da

lots of celebrations everywhere different it's interesting that

different parts of the world celebrate their VE Day or the end of the Second

dünyanın farklı yerlerinde VE Günlerini veya İkinci

World War on different days and in different ways as well yes but I think

Dünya Savaşı'nın bitişini farklı günlerde ve farklı şekillerde kutlamaları ilginç, evet ama bence

the the point about Belarus was that the military parade took place as usual

Belarus'la ilgili asıl nokta şuydu: askeri geçit töreni her zamanki gibi gerçekleşti,

there was actually no safe distancing or anything so I think the reason why we

aslında güvenli bir mesafe falan yoktu, bu yüzden

were talking about it here is because it looked as if everything there was normal

burada bundan bahsetmemizin nedeni, orada her şeyin normalmiş gibi görünmesi

but we we have to make sure that we have got the right

ama doğru ülkeye sahip olduğumuzdan emin olmamız gerektiğidir.

country well yes well you mentioned it Steve well I'm short but it looked very

peki evet peki bundan bahsetmiştin Steve peki kısayım ama çok

impressive Steve it's Steve Steve did it pal Mira I noticed earlier has their

etkileyici görünüyordu Steve bu Steve Steve yaptı dostum Mira Daha önce

social distancing has been relaxed a little there because they must be ahead

sosyal mesafelerinin orada biraz gevşetildiğini fark ettim çünkü

of us in terms of their recovery okay enjoyed her first cup of coffee

iyileşme açısından bizden önde olmalılar tamam, dışarıdaki bir kafede ilk fincan kahvesinin tadını çıkardı aman

in an outside cafe oh my goodness so that's must must have felt wonderful

tanrım, bu harika hissettirmiş olmalı, ancak

though there are there are definitely some some differences occurring yes I

kesinlikle bazı farklılıklar oluyor evet,

think we're a long way from that hmm mr. Duncan I think I won't comment on our

sanırım bundan çok uzaktayız hmm bay. Duncan, sanırım performansımız hakkında yorum yapmayacağım

performance on you-know-what but I think for all to see across the world I don't

-bilirsin-ama dünyanın dört bir yanındaki herkesin görmesi için düşünüyorum, bu özel duruma gelince kendimizi

think that we are exactly yeah covering ourselves in glory when it comes to the

tam olarak evet, zaferle kapladığımızı düşünmüyorum.

come of this particular pandemic yes okay then I was just waiting for the end

pandemi evet tamam o zaman cümlenin sonunu bekliyordum

of the sentence we've we've got we've got oh we've got someone watching in

bizde var elimizde var oh bizi izleyen biri var

it's disappeared right there one of the annoying things about the live chat is

tam orda kayboldu canlı sohbetin can sıkıcı yanlarından biri

quite often you will see a lovely message that you want to read out and

oldukça sık sen oluyorsun okumak istediğin güzel bir mesaj görecek ve

then it vanishes I think I think Steve has the same problem as well but can I

sonra kaybolacak sanırım Steve'de de aynı sorun var ama

say you let hello to Darren Rossiter hello Darwin hello yes watching in the

Darren Rossiter'e merhaba diyebilir miyim merhaba Darwin merhaba evet İngiltere'de izliyorum

UK can you believe it from Nottingham which isn't too far away from us yes

buna Nottingham'dan inanabiliyor musun bu bizden çok uzak değil evet

probably about 60 miles something like that Nottingham don't think too far away

muhtemelen yaklaşık 60 mil böyle bir şey Nottingham çok uzak düşünmeyin

so how lovely to have somebody watching us from from the UK we don't get very

bu yüzden bizi Birleşik Krallık'tan izleyen birinin olması ne kadar güzel çok

many but we do get well we do get people watching in the UK there are lots of

fazla alamıyoruz ama iyi oluyoruz Birleşik Krallık'ta insanları izletin, Birleşik

people watching in the UK Steve all right okay but not people who are I'm

Krallık'ta izleyen birçok insan var Steve tamam tamam ama öyle insanlar değil.

guessing that you are actually a native English speaker

Senin aslında anadilin İngilizce olduğunu tahmin ediyorum,

forgive me if I'm wrong but I get the feeling you what you are curious to find

yanılıyorsam beni affet ama senin gibi hissediyorum tüm bunların neyle ilgili olduğunu öğrenmek için merak ettiğiniz şey,

out what all of this is about even though we do we do have people watching

yapmamıza rağmen

in the UK yes we yes we do to definiteness yes oh you do bar that

Birleşik Krallık'ta izleyen insanlar var evet biz evet kesinlikle yapıyoruz evet oh, siz

I've only here once a week and we've got somebody watching from Kazakhstan today

sadece haftada bir kez burada olduğumu ve bugün Kazakistan'dan izleyen biri var

who Barham bali from kazakhstan so welcome and hello to you it that's

kim kazakistan'dan Barham bali hoş geldiniz ve merhaba size

what's so wonderful about your live chance we get people from all over the

canlı şansınızın harika yanı da bu, dünyanın her yerinden insanları

world watching yes I like to think that this is thing I like to think this is a

izliyoruz evet bunun bir şey olduğunu düşünmeyi seviyorum bunun olduğunu düşünmeyi seviyorum

big community a big happy family on a Sunday getting together have you

büyük bir topluluk büyük mutlu bir aile bir pazar günü bir araya geliyor

got a theme today mr. Duncan I think well I was talking about unusual words

bugün bir temanız var mı bayım? Duncan sanırım sıra dışı kelimelerden bahsediyordum

would you like to see another one so we're looking at unusual English words

başka bir tane daha görmek ister misin bu yüzden sıra dışı İngilizce kelimelere bakıyoruz

the the world of English is a fun and exciting place and also sometimes a

İngilizce dünyası eğlenceli ve heyecan verici bir yer ve aynı zamanda bazen

little bit confusing as well so there is an interesting word and very relevant to

biraz kafa karıştırıcı da oluyor. ilginç bir kelime ve bir şeyle çok alakalı evet

something yes going on outside at the moment so trampled it's a great word

şu anda dışarıda olup biten çok ezilmiş bu harika bir kelime

trample trample trample is a great word it means to stand on something or walk

ezmek ezmek ezmek harika bir kelimedir bir şeyin üzerinde durmak veya bir

across something so you are putting your full weight on to a surface quite often

şeyin üzerinden geçmek anlamına gelir, böylece tüm ağırlığınızı bir yüzeye oldukça sık verirsiniz

on the ground as you walk you will trample however Steve is getting a

yerde yürürken ayaklar altına alacaksınız ancak Steve

little annoyed at the pigeons because they they they are in the hab habit in

güvercinlere biraz kızıyor çünkü onlar bayı

the moment they like to trample over mr. Steve's grass seed they're trampling all

ezmek istedikleri anda alışkanlık haline geldiler. Steve'in çim tohumunu tüm

over the ground so it means it's a sort of a heavy footed attempt really just

yeri ayaklar altına alıyorlar, bu yüzden bu bir tür ağır ayaklı bir girişim anlamına geliyor, gerçekten sadece bir tür

sort of walk over ground in a in a sort of random heavy-handed sort of play

yerde yürümek, bir tür rastgele ağır elli oyun türü eli

heavy-handed yes have you footage are you walking on your hands if you win

ağır evet, görüntüleriniz var mı? ellerinin üzerinde yürüyorsun eğer kazanırsan

keen yes okay I suppose of you with the circus maybe so

keskin evet tamam sanırım seni sirkle birlikte belki bu yüzden

without thinking you somebody might say Austin

düşünmeden birileri Austin diyebilir inersen

do you mind get off there stop trampling all over my newly laid lon

oradan inip yeni döşediğim salonumun her yerini ayaklar altına almayı bırak

for example I might say that to mr. Duncan if he tries to get on there too

mesela bunu baya söyleyebilirim. Duncan oraya çok erken gitmeye çalışırsa bir

soon if you trample over something you'd

şeyi çiğnerseniz

normally damage something in the process of doing it you're not being careful

normalde bunu yaparken bir şeye zarar verirsiniz dikkatli olmuyorsunuz bu bir yüzey üzerinde

it's a it's it's it's a way of walking over a surface there's lacks any care

yürümenin bir yolu

that's it you're putting your heavy weight your full weight onto the ground

ağır ağırlığını tüm ağırlığınla yere veriyorsun

normally walking if you are trampling you will trample over something maybe

normalde yürüyorsun ayaklar altına alıyorsan bir şeyleri çiğneyeceksin belki

you will trample on someone's flowers and you exactly you will destroy them

birinin çiçeklerini çiğneyeceksin ve tam olarak onları yok edeceksin

trample over their flowers all over their vegetables but I thought you an

onların çiçeklerini çiğneyip sebzelerinin her yerine ama ben düşündüm sen

animal could do that or a human could do it deliberate that's it but you can also

bunu bir hayvan yapabilirsin ya da bir insan bunu kasten yapabilir o kadar ama aynı zamanda

trample over somebody's ideas hmm can't you as well so yeah if somebody's got an

birinin fikirlerini ayaklar altına alabilirsin hmm sen de öyle değil mi yani evet birinin bir

idea they've they've got a plan a scheme they want to do something for example I

fikri varsa onların bir planları, istedikleri bir planları vardır örneğin bir şey yapmak için

could accuse mr. Duncan of trampling over my idea to turn that corner of the

Bay'ı suçlayabilirim. Duncan, bahçenin o köşesini

garden into something looking a bit more pleasant okay because if somebody

biraz daha hoş görünen bir şeye dönüştürme fikrimi ayaklar altına aldığı için, tamam çünkü

criticizes you after you decide to do something so for example I could say to

siz bir şey yapmaya karar verdikten sonra biri sizi eleştirirse, örneğin Bay'a söyleyebilirim

mr. Duncan I want to dig over that area of ground put some plants in level it

. Duncan, toprağın o alanını kazmak istiyorum, bazı bitkileri

out and put grass see down there and mr. Duncan might say oh I don't think that's

düzleştirin ve oraya çim bakın ve bayım. Duncan, oh bunun

a good idea no that won't look right you ought to

iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum hayır bu doğru görünmeyecek

put a shed there oh no that'll never work the birds will take all the the

oraya bir baraka koymalısın oh hayır bu asla işe yaramaz kuşlar tüm

seed array you could then I could then come back to mr. Duncan and say stop

tohum dizisini alacak sen alabildiğin zaman ben gelebilirim diyebilir Bay'a geri dön Duncan'a ve

trampling over my ideas so if you try to put somebody down okay in something that

fikirlerimi ayaklar altına almayı bırak de ki, eğer birini yapmak istediği bir şeyde aşağı çekmeye çalışırsan,

they want to do you can accuse them of trampling over their ideas yes it's

onları fikirlerini ayaklar altına almakla suçlayabilirsin

often used in a negative way it's often used in a way of destroying by by

creating damage so when we think of something physically we are talking

hasar yaratarak yani bir şeyi fiziksel olarak düşündüğümüzde,

about people walking over things or destroying things

insanların bir şeylerin üzerinden geçmesinden veya dikkatsizce bir şeyleri dikkatsizce yok etmesinden bahsediyoruz,

carelessly in a careless fashion so quite often trample is used in a

bu yüzden çoğu zaman ezmek, ezmeyi sevdikleri

negative way like the the pigeons they they like to trample over mr. Steeves

güvercinler gibi olumsuz bir şekilde kullanılır bay . Steeves

Birds bird not Birds cease lawn seed is that right would you say lawn see so

Kuşlar kuş değil Kuşlar çim tohumunu durdurur, bu doğru mu dersiniz çim çok

barren Lu says hello mr. Stephen mr. Duncan good day from Singapore trample

çorak Lu merhaba diyor bay. Stephen bey Singapur'dan Duncan iyi günler

destroyed by feet that's correct it yes but so it can be used you know in the up

ayaklar tarafından yok edildi, bu doğru evet ama bu yüzden ayaklarınızı çok dikkatsizce

in that way to say that you're using your feet too carelessly destroy

kullandığınızı söylemek için yukarı doğru bu şekilde kullanılabilir,

something but it can also be used in the in another way to somebody you've got an

ancak başka bir yerde de kullanılabilir. Birinin aklına bir

idea to do something a business idea or something like that and somebody

şey yapma fikri, bir iş fikri ya da bunun gibi bir şey geliyor ve biri

criticizes them and then you trampling on their ideas by using the words that

onu eleştiriyor ve sonra da söylediğiniz kelimelerle onların fikirlerini ayaklar altına alıyorsunuz,

you're saying isn't that right mr. Duncan it is true yes say goes trampled

öyle değil mi bayım? Duncan doğru, evet demek

in a physical way with your feet or you can trample by using your words to put

ayaklarınla ​​fiziksel bir şekilde ayaklarınla ​​çiğneniyor ya da sözlerinle

down somebody's ideas or plans you trample you trample over their dreams

birinin fikirlerini ya da planlarını aşağılamak için çiğneyebiliyorsun, onların hayallerini ayaklar altına alıyorsun,

yes from trample over their success and some people like to do that don't know

evet başarılarını ayaklar altına almaktan evet ve bazı insanlar bunu yapmaktan hoşlanıyor

they they might be jealous of someone else's success or maybe someone has a

başka birinin başarısını kıskanabileceklerini veya belki birinin

great idea but you don't want them to succeed so you will trample over their

harika bir fikri olduğunu bilmiyorlar ama başarılı olmalarını istemiyorsunuz, bu yüzden onların fikirlerini ayaklar altına alacaksınız,

idea they will they will then become discouraged and maybe they won't do it

sonra cesaretleri kırılacak ve belki de yapmayacaklar

because of your horrible words barren loses the trampoline come from trample

senin korkunç sözlerin yüzünden çorak trambolini ezip geçmekten kaybediyor,

it's all about feet to be honest we don't know so tramp tramp but just means

dürüst olmak gerekirse her şey ayaklarla ilgili, biz bu kadar serseri [ __ ] ama sadece dolaşmak anlamına geliyor

to move around walk you walk you you like trampoline trampoline you are

yürü sen yürü sen trambolin gibi zıplıyorsun trambolin

bouncing you are moving on your feet but you are going up and down a tramp

zıplıyorsun kendi üzerinde hareket ediyorsun ayaklar ama sen bir serseri bir aşağı bir yukarı gidiyorsun

a person who is homeless what do they do they walk around all

evsiz bir insan ne yapıyorlar her

over the place yes they Tramp they walk so trample is just another way

yeri dolaşıyorlar evet Tramp yürüyorlar yani ayaklar altına almak sadece

of describing walking you are walking over something quite often you are

yürümeyi tarif etmenin başka bir yolu sen bir şeyin üzerinden geçiyorsun oldukça sık

damaging the thing that you are walking on so yes it's it's an interesting word

zarar veriyorsun üzerinde yürüdüğünüz şey yani evet bu ilginç bir kelime

a simple word yet it can be used in so many wonderful expressive ways and E

basit bir kelime ama pek çok harika ifade biçiminde kullanılabilir ve E

star says I was this is a good use of the of the word I was trampled in my job

yıldızı bendim diyor bu kelimenin iyi bir kullanımı işimde ayaklar altına alındım

by my boss hmm so your boss was trampling all over you so you might have

patronum tarafından hmm, yani patronunuz her tarafınızı eziyordu, bu yüzden ofiste veya nerede çalışıyorsanız orada

had some good ideas some to do something in the office or wherever you work but

bir şeyler yapmak için bazı iyi fikirleriniz olabilirdi ama

your boss put all those ideas down he criticized them and stopped them ever

patronunuz tüm bu fikirleri bir kenara koydu, onları eleştirdi ve bunların

happening so he trampled on you trampled on your ideas and and and anything that

olmasını engelledi, bu yüzden ayaklar altına aldı fikirlerinizi ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve ve

you wanted to do at work so that's a very good use people can trample all

sizin, işte yapmak istediğiniz her şeyi ayaklar altına aldıysanız, bu çok iyi bir kullanımdır, insanlar her şeyi ayaklar altına alabilirler,

quite often you might say for example somebody in a relationship there one

örneğin bir ilişkide olan birinin bir şekilde

person in that relationship might be dominant in some way and might criticize

o ilişkide bir kişinin baskın olabileceğini söyleyebilirsiniz ve

the other partner all the time and a friend of yours might say well don't let

diğer partneri her zaman eleştirebilir ve bir arkadaşın iyi ki seni ezmelerine izin verme diyebilir, kendini savun ki

them trample all over you you know stand up for yourself so somebody might

birileri

constantly criticize you and try and put you down and to keep you in your place

seni sürekli eleştirsin ve seni aşağılamaya ve seni kendi halinde tutmaya çalışsın. yer

because that makes them feel better but of course what they're actually doing is

çünkü bu onları daha iyi hissettiriyor ama tabii ki aslında yaptıkları şey

trampling all over you so they're using words and to make you feel bad and that

her yerinizi ezmek yani kelimeler kullanıyorlar ve sizi kötü hissettirmek için ve bu

is use an expression don't let somebody trample all over you means that don't

bir tabir kullanmak, birinin her yerinizi ezmesine izin vermeyin anlamına gelir seni

let them take the mickey out of you don't let don't let them use you yes or

kullanmalarına izin verme evet veya seni

belittle you or put you down that's it a person can say things that will

aşağılamalarına veya aşağılamalarına izin verme

demotivate another person yes you will they will lose their confidence take

away a person's confidence we will be playing the sentence

Bir kişinin güvenini elimizden alın cümle

game a little bit later on Steve as well we have a wonderful game called the

oyununu biraz sonra Steve'de oynayacağız cümle oyunu adında harika bir oyunumuz var

sentence game we will be playing it it is only 25 past three on a Sunday

oynayacağız onu oynayacağız saat üçü sadece 25 geçiyor burada bir Pazar

afternoon here in the UK the sentence game coming soon as well here's another

öğleden sonra burada Birleşik Krallık'ta cümle oyun da yakında geliyor işte başka

interesting word Steve this is an interesting word look at this one

bir ilginç kelime Steve bu ilginç bir kelime şuna bak

is that a real word is it maybe I've got it upside down wow what is that that

şu gerçek bir kelime mi belki ben onu alt üst etmişim vay be bu nedir bu

doesn't make sense I think it's that way looks like Russian

anlamsız bence öyle görünüyor

up the other way yes it does look like Russian you're right and looks like

diğer yönden Rusça gibi evet Rusça gibi görünüyor haklısın ve Rusça gibi görünüyor

Russian that looks like Cyrillic that looks a little bit like Cyrillic but

Kiril alfabesine benziyor bu biraz Kiril alfabesine benziyor ama bu

that is so come on then

o kadar hadi o zaman

su it's actually pronounced as it as it looks it's actually Su Su

su aslında göründüğü gibi telaffuz ediliyor aslında Su Su

it's a weird word isn't it that is a weird way down I know the word but I

bu garip bir kelime değil mi bu çok garip bir yol Kelimeyi biliyorum ama

can't remember what it means - it's - it's often used in in legal

ne anlama geldiğini hatırlayamıyorum - bu - yasal terimlerde sıklıkla kullanılıyor

terms it's often used in legal terms I'm gonna leave this here actually because I

yasal terimlerde sıklıkla kullanılıyor Bunu bırakacağım burada aslında

think that's a great word it's one of the strangest words I think I've seen

bunun harika bir kelime olduğunu düşünüyorum çünkü uzun zamandır gördüğüm en garip kelimelerden biri

for a long time it's Chu so that's exactly how you pronounce it so as you

bu Chu yani onu tam olarak böyle telaffuz ediyorsun yani

see it on the screen that is literally how you say it it's - its - and what

ekranda gördüğün gibi kelimenin tam anlamıyla böyle söylüyorsun - onun - ve

does it mean mr. Duncan no I'm I just said I'm going to see if anyone can can

bu ne anlama geliyor bay. Duncan hayır ben sadece dedim ki bakalım birileri

come up with it themselves we I'm going to get you to do a little

bunu kendi başına bulabilecek mi biz

bit of work on this Sunday you say ah I know the meaning of course but of course

bu Pazar günü sana biraz iş yaptıracağım sen ah diyorsun anlamını biliyorum tabii ki ama tabii ki

you do mr. Duncan yes you wouldn't have put it up there if you didn't know oh no

yaparsınız bayım. Duncan evet, bilmeseydin onu oraya koymazdın oh hayır bu

that wouldn't make any sense what so uh s qu it's a great word so when do if

hiçbir anlam ifade etmezdi uh s qu bu harika bir kelime yani ne zaman yap, eğer

someone's going to come up with that one oh very nice we have the sentence game

birisi bunu bulacaksa oh çok güzel yakında bir cümle oyunumuz var

coming soon Steve yes morning now this is something that confused me

Steve evet sabah şimdi bu bugün kafamı karıştıran bir şey

today Steve did something today that confused me during the week Steve phoned

Steve bugün hafta boyunca kafamı karıştıran bir şey yaptı

up a builder now as you know that we are going through strange times here in the

UK and around the world but Steve phoned a builder to come in

dünya ama Steve bir inşaatçıyı arayıp

look because yes basically some of the house is falling down we had a water

bakması için aradı çünkü evet temelde evin bir kısmı yıkılıyor su sızıntımız vardı

leak did we not when we had all that heavy

değil mi o kadar şiddetli

rain which some of you may remember during the winter months it was the

yağmur yağarken, bazılarınızın hatırlayabileceği gibi kış ayları en

wettest winter I think ever on record we had heavy driving rain and we had let's

yağışlı aylardı kış sanırım şimdiye kadar şiddetli şiddetli yağmur yağdı ve

just say one or two leaks so yes I phoned the Builder up last week because

bir veya iki sızıntı diyelim, bu yüzden evet geçen hafta İnşaatçıyı aradım çünkü

I thought it's on the outside of the house there's a problem on the outside

evin dışında olduğunu düşündüm, dışarıda bir sorun var bir

let's see if I can convince somebody to come out and have a look at it because

bakalım birisini dışarı çıkıp ona bir göz atmaya ikna edebilir çünkü

my theory is when the restrictions are all lifted okay then

benim teorim, kısıtlamaların tümü kaldırıldığında tamam o zaman

builders are going to be in very high demand to go and fix people's leaking

inşaatçılar gidip insanların sızdıran çatılarını tamir etmek için çok yüksek talep görecekler

roofs and you know whatever he's doing so I thought are getting quickly get

ve onun ne yaptığını biliyorsunuz, bu yüzden düşündüm ki hızlı bir şekilde

somebody around and then when they can actually work properly which we think

birini bulmak ve sonra gerçekten düzgün çalışabilecekleri zaman, ki

will probably be next week we've got an announcement tonight everybody in the UK

muhtemelen önümüzdeki hafta olacağını düşünüyoruz, bu gece Birleşik Krallık'taki herkes için bir duyurumuz var,

I don't think it's gonna be next week while builders may be anywhere we don't

önümüzdeki hafta olacağını sanmıyorum, inşaatçılar bizim olmadığımız herhangi bir yerde olabilir.

know so anyway he suddenly phoned up out of the blue this morning and said that

Bilmiyorum zaten bu sabah birdenbire aradı ve

he could come round and have a look he wanted he wanted to come to the house

gelip bir bakabileceğini söyledi eve gelip bir

and have a look and suddenly I was panicking but Steve didn't seem too

bakmak istedi ve birden paniğe kapıldım ama Steve pek öyle görünmüyordu.

concerned which which was even more surprising so I really didn't want

Endişelendim ki bu daha da şaşırtıcıydı, bu yüzden gerçekten

anyone coming to the house at all I didn't want some stranger driving up to

kimsenin eve gelmesini hiç istemiyordum Bir yabancının arabasıyla

the house and then coming onto our property and walking around and maybe

eve gelmesini ve sonra mülkümüze gelip etrafta dolaşmasını istemiyordum ve belki de

perhaps he would want to come into the house so I said that can't happen I was

gelmek isterdi ben de öyle bir şey olamaz dedim

really surprised however he didn't stay very long

gerçekten çok şaşırdım ama çok uzun kalmadı yani

and so he didn't come into the house or you didn't get too close however

eve gelmedi ya da çok yaklaşmadın ama

sometimes this is something I've noticed Steve don't take this as a criticism I

bazen bu fark ettiğim bir şey Steve bunu bir eleştiri olarak algılama,

do notice sometimes I noticed some time I noticed sometimes you seem to forget

fark ettim bazen fark ettim bir ara fark ettim bazen Birleşik Krallık'ta

that we're in a lockdown situation in the UK I know but you know the idea was

bir tecrit durumunda olduğumuzu unutmuş gibisin biliyorum ama

he would come round we would stay two metres apart okay I would point to where

onun gelip bizim kalacağımız fikri olduğunu biliyorsun. iki metre arayla tamam sorunun nerede olduğunu işaret ederdim

the problem was and I would say what do you think and he would say you need this

ve ne düşünüyorsun derdim ve

doing all that doing yes and then I'd say okay give me a quote okay and then

tüm bunları yapmaya ihtiyacın olduğunu söylerdi evet ve sonra tamam derdim bana bir fiyat ver tamam ve sonra

but what I'm on about but you forget that's the problem and I didn't forget

ama ne' hakkında konuşuyorum ama sorunun bu olduğunu unutuyorsun ve ben

today okay then but that's what you do Steve Steve had this this an amazing

bugünü unutmadım tamam o zaman ama senin yaptığın bu

habit of keeping his social distance and then forgetting completely and then he

gets closer and closer and more and more vocal and he seems to forget that we're

daha sesli ve tecrit altında olduğumuzu unutmuş gibi görünüyor

in lockdown no I don't anymore no I think he's remembered now anyway he

hayır artık unutmuyorum hayır sanırım şimdi hatırladı nasılsa evet geldi geldi geldi gitti evet işte bu kadar

yeah he came he came and went yes as we say that's it and his solution was yes

ve onun çözümü

well the problem is I couldn't let him into the house yes not obviously we

evet sorun ben eve girmesine izin veremezdi evet hayır belli ki yapamayız bunu bu yüzden

can't do that that's it that's how he couldn't really see what the problem was

sorunun ne olduğunu gerçekten göremedi bu

so his solution was rather radical and expensive so Kay I said I'd get back to

yüzden çözümü oldukça radikal ve pahalıydı bu yüzden Kay geri döneceğimi söyledim

okay Steve he was within within no he hadn't really diagnose the problem this

tamam Steve o içerideydi hayır, sorunu gerçekten teşhis etmemişti, bazen bu,

is what happens sometimes when you know it's very difficult to trust if anyone's

güvenmenin çok zor olduğunu bildiğiniz zaman olur, eğer herhangi biri

ever had builders come round to your house you cut if you don't know anything

evinize inşaatçılar geldiyse, ticaret hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız kesersiniz

about the trade or the profession okay well you do yourself wouldn't you well

veya meslek tamam peki kendin yaparsın değil mi iyi

that's the thing you see if I mean I don't know anything about building no so

gördüğün şey bu demek istiyorsam inşa etme hakkında hiçbir şey bilmiyorum hayır yani

when you get somebody to come round and assess your house as to what needs doing

biri gelip evini ne yapılması gerektiğine göre değerlendirdiğinde

yes you have to sort of trust them which is why you should always get at least

evet yapmak zorundasın Onlara bir nevi güvenin, bu yüzden her zaman en az

three separate quotes okay but the point is I mean within literally

üç ayrı fiyat teklifi almalısınız, tamam ama mesele şu ki, kelimenin tam anlamıyla

within 30 seconds of me saying Oh that was the problem he hadn't looked in

30 saniye içinde Ah, sorun buydu,

the inside where the water leak was or anything and straight away he said oh

su sızıntısının olduğu yere bakmamıştı veya herhangi bir şey ve hemen dedi ki oh

yes um you've got a problem with blah blah blah I didn't know what it was ha

evet um senin bir sorunun var falan filan bunun ne olduğunu bilmiyordum ha

blah blah and of inner Syl something I don't know what is good I didn't know

falan filan ve içsel Syl bir şey Neyin iyi olduğunu bilmediğim

anything about building ok what we need to do is we need to I'll get some

hakkında hiçbir şey bilmiyordum inşaat tamam, yapmamız gereken şu, biraz

scaffolding and as soon as you hear the word scaffolding with a build it's not

iskele alacağım ve bir yapıyla iskele kelimesini duyar duymaz

gonna be cheap isn't it well what scaffolding so he said he was

ucuz olmayacak, ne iskelesi değil mi bu yüzden

going to put scaffolding it's it's that it's the interlocking poles that go up

iskele kuracağını söyledi Binaların üzerine çıkan birbirine kenetlenen direkler

on buildings isn't isn't it so that it's to work on it's just it's just a

değil mi, üzerinde çalışmak için değil mi, sadece

framework that builders used to climb up and down when they're working on the

inşaatçıların

front of a building yes well you never want to have a bill to come to your

bir binanın ön tarafında çalışırken yukarı ve aşağı tırmanmak için kullandıkları bir çerçeve. evet pekala, evinize gelip

house and say we'll put up scaffolding because that's going to be expensive to

iskele kuracağız çünkü bunu satın almak pahalı olacak

buy yes and then he started talking about removing on one side a house about

evet diyen bir fatura olmasını asla istemezsiniz ve sonra bir evin bir tarafını

three or four layers of bricks to see what was happening I thought eh below

üç veya dört kat tuğla kaldırmaktan bahsetmeye başladı. neler olduğunu görmek için düşündüm eh aşağıda

he's just trying to make money it doesn't money out of nothing okay let's

o sadece para kazanmaya çalışıyor yoktan para kazanmıyor tamam hadi

do her I'm trying to stay on track here Steve I don't know I don't know wig all

onu yapalım burada yolda kalmaya çalışıyorum Steve bilmiyorum tüm

that all I said was a builder came and I was surprised that was it everyone say

bunları bilmiyorum tüm söylediğim bir inşaatçı geldi ve herkesin onun

he's gone this is far too much information for the average well anyone

gittiğini söylemesine şaşırdım, bu ortalama kuyu için çok fazla bilgi,

it is what I'm doing now of course is just expressing my inner thoughts and

şu anda yaptığım şey elbette sadece iç düşüncelerimi ifade etmek ve

far too much there is suddenly perfectly correct okay Steve let me just carry on

orada çok fazla şey var birdenbire tamamen doğru tamam Steve bırak

teaching English because that is really what we're for right your word is

İngilizce öğretmeye devam edeyim çünkü gerçekten bunun için varız doğru senin sözün

attention this is one of the strangest I think this is one of the strangest words

dikkat bu en garip kelimelerden biri Bence bu

that exists in English because it looks like it it should be pronounced maybe as

İngilizcede var olan en garip kelimelerden biri çünkü öyle görünüyor o belki achoo dediğin gibi telaffuz edilmeli

you said achoo but actually you pronounce it exactly how as it is

ama aslında tam olarak nasıl

written s qu s qu and it means to push away you are pushing away something

yazıldığı gibi telaffuz ediyorsun s qu s qu ve itmek anlamına geliyor bir şeyi

normally as a means of avoiding it us chew something quite often used

normal olarak itiyorsun ondan kaçınmanın bir yolu olarak bize çiğnemek oldukça sık kullanılan

legal terms so you will often hear this used in legal terms if you are trying to

legal bir şey terimler, bu yüzden bunun yasal terimlerle kullanıldığını sık sık duyacaksınız, eğer

push away maybe defense or maybe a reason for something or maybe some

uzaklaştırmaya çalışıyorsanız, belki savunma veya belki bir şeyin nedeni veya belki bazı

evidence you will try to avoid by pushing it away you askew I think that's

kanıtlar, onu iterek kaçınmaya çalışacaksınız, çarpıksınız Bence

a brilliant word now it sounds a bit like a sneeze as a lot of people have

bu şimdi kulağa harika bir kelime geliyor pek çok insanın dediği gibi biraz hapşırmaya benziyor

said yes oh it's true I'm not really sneezing by the way but yes you're right

evet oh bu doğru bu arada gerçekten hapşırmıyorum ama evet haklısın sanki

it does sound like a person is actually sneezing I think so

bir insan gerçekten

so can I su you mister don't come for the next two weeks as chew let's chew

hapşırıyor gibi ' Önümüzdeki iki hafta çiğnemek için gel

you for the next two weeks why because I figured my kids oh okay

seni önümüzdeki iki hafta çiğneyelim neden çünkü çocuklarım oh tamam

then I'm going to avoid mr. Duncan for the next two weeks no I'm not really

o zaman baydan kaçınacağım' diye düşündüm. Önümüzdeki iki hafta boyunca Duncan hayır gerçekten

okay how was it showed you being serious then enough Platina oh here we go

iyi değilim yeterince ciddi olduğunu nasıl gösterdi Platina oh işte başlıyoruz

plot ena is also talking about a person who comes to their house they came to

ena da evlerine gelen bir kişiden bahsediyor onlar

their house to fix a leak the water was leaking from the heater

bir sızıntıyı onarmak için evlerine geldiler ısıtıcıdan su sızıyordu

I had a leak in the heater and one quote was 20,000 euros and the other one did

Isıtıcıda bir sızıntı vardı ve bir teklif 20.000 Euro'ydu ve diğeri

the job for 2,000 euros yes that's the problem with builders they've got this

işi 2.000 Euro'ya yaptı evet inşaatçıların sorunu bu,

reputation of ripping you off some but builders have that reputation in general

sizi soymak gibi bir üne sahipler ama inşaatçılar buna sahip genel olarak itibar, bu

some which is why I know not all of them do it which is why you should get at

yüzden hepsinin yapmadığını biliyorum, bu yüzden

least three crutch just in case there are any builders watching no I'm just

izleyen herhangi bir inşaatçı olması ihtimaline karşı en az üç koltuk değneği almalısınız hayır sadece

saying I'm not saying all builders rip you off I'm saying they have that

söylüyorum, tüm inşaatçılar sizi dolandırıyor demiyorum ben Bu

reputation yes just like salespeople have a reputation of lying to get their

itibara sahip olduklarını söylüyorum evet tıpkı satış görevlilerinin satışlarını elde etmek için yalan söylemek gibi bir üne sahip olmaları gibi hayır bu doğru evet

sales no that's true yes they all do it they've got that doesn't mean everybody

hepsi bunu yapıyor onlarda var bu herkesin yaptığı anlamına gelmez

does it oh no a lot of titian have got a reputation of saying all salespeople lie

oh hayır pek çok titian'ın itibarı var tüm satış görevlilerinin yalan söylediğini söylemek

that's not true mr. Duncan I'm heavily regulated

doğru değil bay. Duncan, sıkı bir düzenlemeye sahibim,

you can say whatever you want about about salespeople but don't you dare

satış görevlileri hakkında ne istersen söyleyebilirsin, ama

criticize those builders they can they can literally save your house from

o inşaatçıları eleştirmeye cüret etme, onlar gerçekten evini

falling down on your head yes but you don't to be ripped off no

kafanın üstüne düşmekten kurtarabilirler, evet ama dolandırılmamalısın, hayır

you don't you don't to be cheated by a builder you're right

sen bir inşaatçı tarafından aldatılmak istemez misin haklısın

yes but Platina you make a very interesting observation there sometimes

evet ama Platina orada çok ilginç bir gözlemde bulunuyorsun bazen

you have to be careful so there is the word s2 to avoid you push something away

dikkatli olmalısın o yüzden s2 kelimesi var

you avoid it quite often you use it in law very interesting we will be playing

kaçınmak için hukukta çok ilginç kullanıyorsun bu evde

the game that everyone is talking about in this house namely Steve and myself

herkesin bahsettiği oyunu oynayacağız yani Steve ve ben

and that is the sentence game would you like to play along Steve do you want to

ve bu cümle oyunu Steve ile birlikte oynamak ister misin

play along oh definitely I'm here I might as well okay so we don't have any

birlikte oynamak ister misin oh kesinlikle buradayım Pekala tamam olabilir, o yüzden

song we don't have any very colorful titles we just have this piece of paper

şarkımız yok çok renkli isimlerimiz yok sadece geçen gün yağmurda dışarıda bıraktığım bu kağıt parçasına sahibiz

that I left outside in the rain the other day so this is the sentence game

yani bu cümle oyunu cümle

the sentence game this is the sentence game the sentence game play along at

oyunu bu cümle oyunu cümle oyunu evde birlikte oyna

home it's the sentence game that's it that's

cümle oyunu işte bu kadar biliyorsun

that's you know did you like that is that worthy of a round of applause

beğendin mi bu kadar alkışa değer

thank you thank you for those opposed the sentence game now we have been

teşekkürler cümle oyununa karşı çıkanlar için teşekkürler şimdi

playing this over the past few days and we're going to change the rules today

bunu oynuyoruz son birkaç gün ve bugün kuralları değiştireceğiz

Steve is that going to be confusing yes quite likely for one particular person

Steve bu kafa karıştırıcı olacak evet büyük olasılıkla belirli bir kişi için beni

he means me no I don't mean you Steve the sentence game so I'm going to show

kastediyor hayır seni kastetmiyorum Steve cümle oyunu bu yüzden

you a sentence however this is different so instead of sharing four words I'm

sana bir tane göstereceğim cümle ancak bu farklı yani dört kelime paylaşmak yerine

going to show you a reply to a question and what you have to do is guess what

size bir sorunun cevabını göstereceğim ve yapmanız gereken

the question is or form a question that will go with that answer it's a bit like

sorunun ne olduğunu tahmin etmek veya o cevapla gidecek bir soru oluşturmak biraz

jeopardy as then it is have you ever heard of jeopardy it's a very well-known

tehlike gibi o zaman hiç jeopardy diye bir şey duydunuz mu bu Amerika Birleşik Devletleri'nde çok iyi bilinen bir

TV show in the United States and what they do they give you an answer and you

TV şovu ve ne yaparlarsa size bir cevap veriyorlar ve

have to guess what the question is it's a brilliant game actually it's it's

sorunun ne olduğunu tahmin etmeniz gerekiyor bu harika bir oyun aslında

addictive and also a huge game show in the United States I think it's been

bağımlılık yapıyor ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük bir yarışma programı sanırım

running for about 50 years it's it's been on for forever in the United States

yaklaşık 50 yıldır devam ediyor Amerika Birleşik Devletleri'nde sonsuza kadar devam ediyor bu

so the sentence game today something a little different we are going to show

yüzden bugün cümle oyunu biraz farklı bir şey

you an answer a reply what you have to do is tell me what the question is as

size bir cevap göstereceğiz bir cevap ne yapmanız gerekiyor bana sorunun ne olduğunu

well Oh fly away fly away guess what Steve fly away is the owner of a pigeon

da söyle Uç uç uçup tahmin et Steve ne uçup gitti bir güvercinin sahibi

well yes so maybe fly away I hope your pigeon does not come into Steve's garden

evet öyleyse uçup gidebilir umarım senin güvercin Steve'in bahçesine gelmez

or else you might you might find that your pigeon never comes back whereabouts

yoksa onu bulabilirsin güvercinin asla geri gelmiyor neredesin

are you fly away yes because maybe you could send your pigeon here with a

uçup gidiyorsun evet çünkü belki güvercinini buraya bir

message and then we could we could read the message

mesajla gönderebilirsin ve sonra mesajı okuyabiliriz

read it out a missile Duncan's livestream and then we could send that a

bir füze Duncan'ın canlı yayınını okuyabilir ve sonra bunu

message back to you and then you could you could show us a picture of it yes I

sana bir mesaj gönderebiliriz ve o zaman bize bir resmini gösterebilirsin evet demek

mean if you're I would say if you're more than a hundred miles away it

istediğim eğer öyleysen yüz milden daha uzaktaysan

probably won't work but if you're pigeon can fly across oceans and mountains then

muhtemelen işe yaramayacağını söyleyebilirim ama eğer güvercinsen okyanusları ve dağları aşabilirsin o zaman

we could play an interesting game here couldn't we mr. Duncan how far away are

burada ilginç bir oyun oynayabilirdik değil mi bayım? Duncan ne kadar uzaktasın

you and and but unfortunately the that that particular game you would have to

ve ve ama ne yazık ki, o belirli oyunda

own a pigeon and I get I get the feeling there aren't many people watching who

bir güvercin sahibi olmak zorunda kalacaksın ve ben, bir sahaya sahip olanları izleyen pek fazla insan olmadığı hissine kapılıyorum,

own a pitch is if fly aways pigeons yeah is able to navigate itself to our garden

eğer güvercinler uçup giderse, evet yön bulabilir kendisi bizim bahçemize

okay they're Flyway could ask a question and then we could read that question and

tamam onlar Flyway bir soru sorabilir ve sonra o soruyu okuyabilir ve

then we could send the answer back and send the pigeon back to you yes I may

sonra cevabı geri gönderebilir ve güvercini size geri gönderebiliriz evet

take several weeks yes unless of course Steve shoots it I

Birkaç hafta sürebilir evet tabii ki Steve onu

haven't got a gun mr. Duncan oh that's one of the things I'm always grateful

vurmazsa Silahım yok bayım. Duncan ah, bu ülkede her zaman minnettar olduğum şeylerden biri de bu,

for in this country we have very strict gun laws fortunately for me and everyone

benim ve buralarda yaşayan herkesin şansına, çok katı silah yasalarımız var

living around here mr. Steve can't own a gun I'm really pleased about that and I

Bay. Steve'in bir silahı olamaz, bundan gerçekten memnunum ve

thought oh shoot first and ask questions later type of guy yes

düşündüm ki, önce ateş et ve soruları sonra sor, evet,

Steve Steve tends to rush to conclusions not always so you can buy an airgun and

Steve Steve bir hava tabancası alabilmen için her zaman sonuçlara varmak için acele etme eğilimindedir ve

I think some of those are quite powerful but I may look into that one day okay

bence bunlardan bazıları oldukça güçlü ama buna bir gün bakabilirim tamam o

then anyway I don't want to kill any animal no maybe you don't mean either I

zaman her neyse herhangi bir hayvanı öldürmek istemiyorum hayır belki de demek istemiyorsun

like feel very guilty yes so you said here we go then this is the sentence

çok suçlu hissediyorum evet bu yüzden işte başlıyoruz dedin o zaman bu

game everyone are you ready to play you see what I've done there and what I've

herkesin olduğu cümle oyunu oynamaya hazırsın orada ne yaptığımı görüyorsun ve yaptığım şey şu: sana

done is I've given you enough time to maybe get a piece of paper so you can

bir parça kağıt alman için yeterince zaman verdim böylece

write down the sentence so this is the reply to a sentence this is the reply to

cümleyi yazabilirsin yani bu bir cümlenin cevabı bu

a question and here it is on the screen what you

bir sorunun cevabı ve işte ekranda,

have to do is come up with your own question you are asking something are

yapmanız gereken kendi sorunuzu bulmak, bir şey soruyorsunuz,

you ready to play out there in YouTube land I will do it

orada, YouTube diyarında oynamaya hazır mısınız,

in a moment I will do it in a moment I will do it in a moment

birazdan yapacağım bir dakika sonra yapacağım

okay Steve you can say it in an angry way yes except there isn't an

tamam Steve kızgın bir şekilde söyleyebilirsin evet ama sonunda bir ünlem işareti olmaması dışında zaten

exclamation mark at the end anyway where was I before Steve shouted in my

neredeydim Steve kulağıma bağırmadan önce

ear I will do it in a moment so that is the reply so from this what would you

bunu birazdan yapacağım ki böylece cevap bu yani bundan ne dersin

say the type of question is Steve would you say that this is a request

soru türü Steve bunun bir rica olduğunu söyler misin

maybe yes it could be a request yes I think it's a request definitely I will

belki evet bu bir rica olabilir evet bence bu bir rica kesinlikle

do it in a moment if that is your reply mmm there could be a lot of things that

cevabın buysa birazdan yapacağım mmm,

you could say before that statement so let's see what everybody comes up with

bu ifadeden önce söyleyebileceğiniz birçok şey olabilir, bu yüzden bakalım herkes ne bulacak

yes I will do it give us the givers the that's the answer

evet, bunu bize verenleri ver,

to the question give us the question hmm so what is the question that would come

sorunun cevabı bu, bize soruyu ver, hmm öyleyse soru nedir?

before this reply I will do it I will do it in a moment

Bu cevaptan önce gelirdi Bunu yapacağım Birazdan yapacağım

this is something that I often say to Steve when he's maghen at me to do

Bu, Steve'e bana bir şey yapmamı istediğinde sık sık söylediğim bir şeydir Size

something I will tell you got a lot of replies mr. Duncan good I think Galena

birçok yanıtınız olduğunu söyleyeceğim Bay. Duncan iyi bence Galena

was the first have you made tea I will do it in a moment

ilk çay yaptın mı birazdan yapacağım hmm evet

hmm yeah definitely yeah Francesca says did you do your homework answer I will

kesinlikle evet

do it in a moment good all done good or just Christina says when will you do it

could be anything yes so that now that is a very good

herhangi bir şey olabilir evet, bu yüzden şimdi bu çok iyi bir

question so you are not just asking if a person will do it you are asking when

soru, bu yüzden sadece bir kişinin yapıp yapmayacağını sormuyorsunuz, ne zaman

they will do it so maybe it's something that they should have done already so

yapacaklarını soruyorsunuz, bu yüzden belki de zaten yapmaları gereken bir şeydir, bu yüzden

maybe you are asking a person if they've done something that they should have

belki de soruyorsunuz kişi,

already done it sometimes Steve will do this he will come up to me and say why

zaten yapmaları gereken bir şeyi yapmışlarsa, bazen Steve bunu yapacak, yanıma gelip

are those dirty dishes why are those dirty dishes still in the

bu kirli bulaşıklar neden hala

kitchen you haven't put the dishwasher on yet you haven't washed those dishes

mutfakta, bulaşık makinesini henüz yerleştirmediniz diyecek o bulaşıkları yıkamadın

and I will say I will do it in a moment I will do it in a moment so Steve is

ve ben de birazdan yapacağım diyeceğim birazdan yapacağım bu yüzden Steve

asking me in a very direct way why I haven't done the job that I was supposed

çok doğrudan bir şekilde iki kez yapmam gereken işi neden yapmadığımı soruyor.

to do two hours ago does that sound right yes Bona loses

saatler önce kulağa doğru geliyor mu evet Bona kaybediyor

are you going to shoot the pigeon and my reply is I will do it in a moment I'm

güvercini vuracak mısın ve cevabım şu: Bunu birazdan yapacağım

not going to shoot any picture yes that's funny

herhangi bir resim çekmeyeceğim evet bu komik

when will you serve the dinner to mr. Steve the answer to that would be never

akşam yemeğini ne zaman Mr. Steve bunun cevabı asla olmaz şu

I will do it at the moment I'm joking that's it so quite often it's

anda yapmayacağım Şaka yapıyorum bu o kadar sık ​​ki bu

a thing that maybe you you are supposed to do or maybe something that you are do

belki senin yapman gereken bir şey ya da belki yakın gelecekte yapman gereken bir şey

to do in in the near foreseeable future I will do it in a moment so you are

Birazdan yapacağım, yani bir

waiting for something to happen you are waiting for someone to to do something

şeyin olmasını bekliyorsun, birinin bir şey yapmasını bekliyorsun,

I'm Tina says can you please call your mother

ben Tina, lütfen anneni arayabilir misin diyor, oh

oh yeah that's a good one I will do it in a moment maybe I will call my mother

evet, bu iyi bir şey, birazdan yapacağım belki ben birazdan annemi arayacak

in a moment Christina here must be must be a parent who's saying when will you

Christina burada, odanı ne zaman temizleyeceksin diyen bir ebeveyn olmalı

clean your room and the reply from the child is I will do it in a moment yes

ve çocuğun cevabı, birazdan yapacağım evet,

that is a very common one that would be a very polite reply

bu çok yaygın bir soru ve çok kibar bir cevap olacak.

from your child yeah I don't I don't know any child I don't know any teenager

senin çocuğundan cevap evet bilmiyorum ben çocuk tanımıyorum ben hemen yaparım diyecek ergen tanımıyorum

that would say I will do it in a moment they would probably say oh shut up mum

muhtemelen derler ah sus anne

oh you're always picking on me oh it's not fair I hate living in this house I

ah sen hep benimle dalga geçiyorsun ah Bu hiç adil değil Bu evde yaşamaktan nefret ediyorum Bunu hemen

don't think they would say I will do it in a moment but I don't think so

yapacağım diyeceklerini sanmıyorum ama

Valentin wants a private Skype lesson with you well I'm not cheap I'm not

Valentin'in seninle özel bir Skype dersi istediğini sanmıyorum ben ucuz değilim

cheap if you despite what people say I am definitely not a cheap man so if you

Ucuz değilim İnsanların söylediklerinin aksine, ben kesinlikle ucuz bir adam değilim, bu yüzden

want to private Skype lesson I hope your wallet is very very Steve's face what

özel Skype dersi almak istiyorsan, umarım cüzdanın Steve'in yüzüdür, o neydi

was that Steve you don't really do than though do you I don't know and the will

Steve, gerçekten yapmıyorsun, bilmiyorum değil mi ve irade

apps for that the point I was getting to you see yeah I don't do I don't do

uygulamaları bunun için sana geldiğim noktayı görüyorsun evet yapmıyorum

private lessons I don't do Skype lessons one-on-one and the reason for that is I

özel ders yapmıyorum Skype birebir ders yapmıyorum ve bunun sebebi

like to give everyone the opportunity so if I spend my time doing it one-on-one

herkese vermeyi seviyorum fırsat, yani zamanımı bire bir yaparak harcarsam,

so me and another person that means lots of other people can't watch my live

yani ben ve başka bir kişi, bu, diğer birçok insanın canlı yayınlarımı izleyememesi

streams or get involved with my lessons so I've never done that I've never given

veya derslerime dahil olamaması anlamına gelir, bu yüzden asla yapmadım, asla vermedim

private lessons on the internet because that is always being the thing that I

internetten özel dersler çünkü her zaman

wanted to do I wanted to give everyone the chance and that's the reason why I

yapmak istediğim şey buydu herkese bir şans vermek istedim ve bu yüzden

also do this for free it costs you nothing however if you wanted my time

bunu da ücretsiz yapıyorum size hiçbir maliyeti yok ancak kendinize zaman ayırmak isteseydiniz

for yourself that would be a very different situation do you think Steve

bu olurdu çok farklı bir durum olduğunu düşünüyor musun Steve

yes I mean I've suggested to you in the past that you do do that I mean it may

evet yani geçmişte sana bunu yapmanı önerdim yani

be something you'll really look at in the future hmm but at the moment mr.

gelecekte gerçekten bakacağın bir şey olabilir hmm ama şu anda bayım.

Duncan doesn't do that no all that says did you read your email today maybe I

Duncan bunu yapmıyor, hayır tüm söylenenler bugün e-postanı okudun mu belki bugün Eve saatlerine

don't think you've had time to look at Eve hours today I I haven't looked at my

bakacak vaktin olmadı diye düşünüyorum E- postama bakmadım

email I can't see the question or I think it might not be addressed to you

Soruyu göremiyorum ya da ben size hitap etmediğini düşünüyorum

but it could be of course it could be to do with your it could be to do with your

ama tabii ki sizinle ilgili olabilir

your game here so the question could be did you read your email today I will do

buradaki oyununuzla ilgili olabilir bu yüzden soru şu olabilir: e-postanızı bugün okudunuz mu birazdan yapacağım

it in a moment yes I'm beginning to think that there

evet

are actual questions do you know mr. Davis so instead of questions to your

Gerçek sorular olduğunu düşünmeye başlıyorum biliyor musunuz bayım? Davis, kelime oyununuz için sorular yerine,

word game is you see this is what I feared would happen as this game went on

anlıyor musunuz, bu oyun devam ederken olmasından korktuğum şey buydu,

I was I was slightly worried that Steve would start thinking that these are

Steve'in bunların

actual questions and I am I've forgotten even playing the word game and I thought

gerçek sorular olduğunu düşünmeye başlayacağından biraz endişelendim ve ben, oyunu oynamayı bile unuttum. kelime oyunu ve

they were actual questions so here now can you see what I mean about social

bunların gerçek sorular olduğunu düşündüm, bu yüzden şimdi burada sosyal mesafeyle ilgili ne demek istediğimi anlayabilirsiniz

distancing Steve Steve keeps forgetting he was walking around town last week and

Steve Steve geçen hafta şehirde dolaştığını unutup duruyor ve

he just keeps going up to people and giving them hugs and kisses on the chin

insanların yanına gidip onları kucaklıyor ve çenelerinden öpüyor

but Steve we're in social distancing could you please stop doing that and it

ama Steve sosyal mesafe içindeyiz lütfen bunu yapmayı keser misin ve

says why haven't you made the coffee I'm guessing it's still the word thing

neden kahveyi yapmadın diyor sanırım hala kelime bir şey

the answer is I will do it in a moment I'll do it in a moment I will do it in a

cevap birazdan yapacağım birazdan yapacağım an, bunu bir

moment so in this sense doing something is any any task I will do it in the

anda yapacağım, yani bu anlamda bir şeyi yapmak herhangi bir görevdir, o anda yapacağım, o

moment I can do it in the moment so quite often we will ask

anda yapabilirim, bu yüzden çoğu zaman

a person why they haven't done something but we won't often ask why they haven't

bir kişiye neden bir şey yapmadığını sorarız ama biz kazandık sık sık neden yapmadıklarını soracaksın

done it you won't say why haven't you done it you will ask in a more polite

neden yapmadın demeyeceksin daha kibar bir

way oh don't don't forget the the the washing those dirty dishes they need

şekilde soracaksın oh unutma o kirli bulaşıkları yıkamayı unutma

washing if you don't mind and then you will reply with I will do

eğer yıkanmaları gerekiyorsa aldırmazsın ve sonra cevap vereceksin,

it in a moment so sometimes a request the the reply that you get Steve depends

birazdan yapacağım, bu yüzden bazen bir istek Steve'e alacağın cevap,

on the way you ask it in the first place that's correct so yes if you ask it in a

ilk etapta sorma şekline bağlıdır, bu doğrudur, yani eğer sorarsan evet

nasty way have you done your homework yet

Ödevini kötü bir şekilde yaptın, yine de

somebody might say oh I'll do it in a moment well if you ask this in a nice

birisi, bunu güzel bir şekilde sorarsan hemen yapacağım diyebilir,

way so you might you might prefix that

bu yüzden bu

statement with sorry I will do it in a moment yes if you might say oh did you

ifadenin başına özür dilerim ekleyebilirsin, birazdan yapacağım evet eğer yapabilirsen ah annen

remember to pick up the the sugar for your mother oh sorry I forgot I would do

için şekeri almayı hatırladın mı ah pardon unutmuşum bunu yapardım

that in a moment it could modify that reply that's it so that that's more

bir an sonra cevabı değiştirebilir bu kadar daha

polite that's more provide so quite often if you ask someone to do something

kibar olmak için bu daha çok birinden bir şey yapmasını istediğinde çok sık sağla

in a harsh way you must always expect the reply to be equally as harsh so

Sert bir şekilde, cevabın her zaman aynı derecede sert olmasını beklemelisiniz, bu nedenle

sometimes people lose their temper especially parents maybe with their

bazen insanlar, özellikle ebeveynler, belki

teenage daughter or son so that the parent will get angry and of course the

ergenlik çağındaki kızları veya oğulları söz konusu olduğunda, ebeveyn sinirlenir ve elbette

reply will also be given in anger Sergio says oh sorry oh you're gonna say mr.

cevap da öfkeyle verilir. oh pardon oh diyeceksin bayım

doing gun carry on I think Sergio's being well could you

Silah taşımaya devam ediyorum Sergio'nun iyi olduğunu düşünüyorum

please shed light on your endless with wisdom Lord Duncan I think that's

lütfen sonsuz bilgeliğinize ışık tutabilir misiniz Lord Duncan Bence bu

slightly sarcastic I will do it in a moment I would be Adam oh yes one day

biraz alaycı Bunu birazdan yapacağım Adam olurdum oh evet bir gün

maybe it will happen one day I'm sure I'm sure there is somewhere in my brain

belki bir gün olur ben eminim beynimin içinde bir yerlerde

there is there is at least one little piece of wisdom lying there asleep

en azından küçük bir bilgelik vardır orada uyurken

having a very long hibernation period in my brain so maybe one day I will say

beynimde çok uzun bir kış uykusu dönemi var bu yüzden belki bir gün

something that has meaning and maybe maybe it will change the world forever

anlamı olan bir şey söylerim ve belki de söyler dünyayı sonsuza dek değiştir

yes and very good a lot of people have have had made some very good suggestions

evet ve çok iyi pek çok insan çok iyi önerilerde bulundu

yes when will you stop watching mr. Duncan that's a good one I will do it in

evet ne zaman bay izlemeyi bırakacaksınız? Duncan bu iyi bir şey birazdan yapacağım yatağını yaptın mı

a moment have you made your bed I will do it in a moment yes have you have you

birazdan yapacağım evet

cleaned your teeth

dişlerini temizledin mi

how dude in a moment have you have you had your bath I know I suppose I don't

nasıl dostum birazdan banyo yaptın mı biliyorum sanırım yapmam

you wouldn't do a bath would you you wouldn't do a bath you would take a bath

banyo yapmaz mıydın banyo yapmazdın banyo yapardın banyo yapardım

I will take so maybe you would say have you had a bath yet and you say I will

belki banyo yaptın mı dersin ve birazdan banyo yapacağım dersin

take one in a moment so you wouldn't say I would do it you don't do a bath if you

ben yaparım deme banyo yapmazsan

sit in the bath to soak your body in the water you will have a bath or take a

vücudunu suya batırmak için küvette oturursan banyo yapacaksın ya da banyo yapacaksın

bath I'm sure Steve has at least three sarcastic comments I'm saying nothing

eminim Steve'in en az üç alaycı yorumu vardır ben bugün hiçbir şey söylemeden

this today they've already revealed too much about your feet today are you going

ayaklarınla ​​ilgili çok fazla şey açıkladılar bugün

to reveal anything about your hygiene Allie ham Oh Allie ham Oh is getting

hijyeninle ilgili herhangi bir şey açıklayacak mısın Allie ham Oh Allie ham Oh sabırsızlanıyor bunu yapmak

impatient he wants to oh maybe maybe this is also

istiyor oh belki bu da

part of the game so even I'm being mislead

oyunun bir parçası bu yüzden ben bile' yanıltıyorum

Ali says can you show us the next sentence please I will do it in a moment

Ali diyor bir sonraki cümleyi bize gösterir misin lütfen hemen yapacağım

very good I like that that's one of my favorites later my applause you

çok iyi hoşuma gitti bu benim favorilerimden biri sonra alkışlarım

shouldn't have favorites you know what it's like when you have when a teacher

favorilerin olmamalı biliyorsun öğretmenin olduğunda nasıldır bilirsin

has favorites that that I didn't say the favorite I know I'm joking I'm yes okay

favorileri var ki favori demedim şaka yaptığımı biliyorum evet tamam

but I like that yes that's quite that's quite clever though I like that mr.

ama bunu beğendim evet bu oldukça zekice ama hoşuma gitti bay.

Duncan when are you going to give us the next sentence maybe maybe well when are

Duncan bize bir sonraki cümleyi ne zaman vereceksin belki belki pekala peki bize bir

you going to give us the next sentence I will do it in a moment how about now

sonraki cümleyi ne zaman vereceksin Birazdan yapacağım peki ya şimdi

okay he's gone on for far too long mr. Duncan and it's already five to four

tamam o çok uzun sürdü bay. Duncan ve saat şimdiden beşe dört oldu bu konuda

that worried about it well I came on late I was seven minutes late today

endişelendim geç geldim bugün yedi dakika geciktim

no comment no I was rushing around I was in the garden I was in the garden trying

yorum yok hayır koşuşturuyordum bahçedeydim

to film mr. Steeves new grass yes it's true Steve now has

bahçede Mr. Steve'in yeni çimleri evet doğru Steve'in artık

his little lawn and yes the grass seed that Steve planted a few days ago has

küçük çimleri var ve evet Steve'in birkaç gün önce ektiği çim tohumları

now started to come up there it is isn't that lovely mr. Steve is now the proud

şimdi oraya gelmeye başladı, o kadar da güzel değil Bay. Steve şimdi

parent of a new Lord thirteen days ago and it took it took 11 days to come up

on üç gün önce yeni bir Lord'un gururlu ebeveyni ve onun Bay olduğunu görmesi 11 gün sürdü

look at that it's mr. Steve's new Lord it is now

. Steve'in yeni Lordu şimdi

starting to grow so next weekend I'm sure you know what I'm going to do next

büyümeye başlıyor, bu yüzden önümüzdeki hafta sonu eminim ki önümüzdeki hafta sonu ne yapacağımı biliyorsunuzdur

weekend Steve oh wait are we going to have a weekly favorite we are going to

Steve oh bekle haftalık bir favorimiz olacak mı,

have a weekly progress of mr. Steve's new lawn so next week I bet you can't

haftalık bir ilerlememiz olacak mı? Steve'in yeni çimleri yani haftaya bahse girerim

wait I am pretty sure that you next week you will be waking up extra early you

bekleyemezsin Gelecek hafta çok erken

will be up you'll have your breakfast you will sit there patiently waiting to

kalkacağından eminim kahvaltını yapacaksın orada oturup

find out the latest news from mr. Steve's new lawn I bet you can't wait

en son haberleri öğrenmek için sabırla bekleyeceksin baydan Steve'in yeni çimi Bahse girerim

until next Sunday hmm get on with it get on with it

gelecek Pazar gününe kadar bekleyemezsiniz

here's the next one Steve this is also a question that I am now going to give you

the answer to so this is the reply what I need Steve is the question I'm not

Steve'e ihtiyacım olan soru,

sure I might be busy then yeah it's not apply to what I'm not sure I might be

meşgul olabileceğimden emin değilim, o zaman evet, meşgul olabileceğimden emin olmadığım şeyler için geçerli değil, o zaman işte

busy then well so there it is that that is the reply to a question so what I

bu bir sorunun cevabı, yani

want you to do is give me the question so you are once more asking a person now

senden istediğim şey bu Yapmanız gereken soruyu bana vermek, bu yüzden bir kez daha bir kişiye soruyorsunuz, bence

I think in this case we are looking for information so the person is asking for

bu durumda bilgi arıyoruz, bu nedenle kişi bilgi istiyor,

information they are trying to find out whether a certain situation will or will

belirli bir durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bulmaya çalışıyorlar,

not be occurring so you are asking a

yani siz bir soru soruyorsanız

question it is interrogate 'iv it is an

sorgulanıyor 'iv bu

interrogated question you are asking directly for some information so the

sorgulanmış bir soru, doğrudan bazı bilgiler istiyorsunuz, bu yüzden bunun

answer to that is I'm not sure I might be busy then what is the question

cevabı meşgul olabileceğimden emin değilim, o zaman soru nedir

ah Valentina's come up with the first reply well done Wow well Luis was very

ah Valentina ilk cevabı iyi buldu yaptım Vay be Luis

quick after after that well I mean not that it's a competition but Valentina

ondan sonra çok hızlıydı yani bu bir yarışma değil ama Valentina

says will you call me tomorrow and the answer is I'm not sure I might

beni yarın arayacak mısın diyor ve cevap şu ki orada meşgul olabileceğimden emin değilim harika

be busy there brilliant although he says could you help me I'm not sure I might

bana yardım edebilir misin demesine rağmen ben'

be busy there hmm yes normally we are talking about a

orada meşgul olabileceğimden emin değilim hmm evet normalde

certain time so in this respect we are asking a person if they are going to be

belirli bir zamandan bahsediyoruz bu nedenle bu bağlamda bir kişiye

available at a certain time so that means that the question must also relate

belirli bir zamanda müsait olup olmayacaklarını soruyoruz, bu sorunun zamanla ilgili olması gerektiği anlamına geliyor

to time a certain period of time maybe this afternoon maybe maybe tomorrow

a belli bir süre belki bu öğleden sonra belki yarın belki

maybe next week yes so olace her question is shall we shall we go to the

gelecek hafta evet o yüzden sorusu şu:

cinema after work mm-hmm I'm not sure I might be busy there yes

işten sonra sinemaya gidelim mi mm-hmm Orada meşgul olabileceğimden emin değilim evet

that's more specific so it's good you've said a specific time when you want

bu daha spesifik yani iyi sen Son bir soruda belirli bir zaman içinde

something to happen in you last a question yes

bir şey olmasını istediğinde söyledim evet bu yüzden

so you said you've made it more specific in terms of a time which is after work

işten sonra bir zaman açısından daha spesifik hale getirdiğini söyledin

yes so I might be busy then mmm means that you the question would have had to

evet bu yüzden meşgul olabilirim o zaman mmm sorunun sen olduğu anlamına gelir

have some kind of time frame in it yes as you know I said would you like to go

içinde bir tür zaman çerçevesi olmalıydı evet bildiğiniz gibi Salı gecesi benimle sinemaya gitmek ister misiniz dedim

to the cinema with me on Tuesday night hmm and your reply might be I'm not sure

hmm ve cevabınız

I might be busy there yes so I'll let you know so the question always with

orada meşgul olabileceğimden emin değilim evet bu yüzden ben Size bildireceğim, bu yüzden soru her zaman

this reply the question always contains a certain time period you are asking if

bu cevapla soru her zaman belirli bir zaman dilimini içerir,

a person is able to do something if they are able to do something at a certain

bir kişinin bir şeyi yapıp yapamayacağını soruyorsunuz, eğer belirli bir zamanda bir şey yapabiliyorsa,

time so it's very clear from this reply what you can actually take from this

bu cevaptan ne olduğu çok açık Aslında bu

reply is that you are asking a question about a person's availability or whether

cevaptan, bir kişinin müsait olup olmadığı veya

or not they will be free at a certain time Ali's got a good reply do you like

belirli bir zamanda boş olup olmayacağı hakkında bir soru sorduğunuzu anlayabilirsiniz.

to go to a football game next Saturday with me

well done I'm not sure I might be busy then yeah that's a good one you suppose

Meşgul olabileceğimden emin değilim, o zaman evet bu iyi

you specified a time which is what this question requires in order for that

bir zaman, bu sorunun

answer to be correct hmm so we normally ask the question in a

cevabının doğru olması için gereken süreyi belirttiğinizi varsayıyorsunuz hmm, bu yüzden normalde soruyu

very specific way as Steve said a very specific way you are asking the question

Steve'in dediği gibi çok özel bir şekilde soruyoruz.

relating to a certain period quite often a time of day or maybe a day of the week

belirli bir dönemle ilgili soruyu çok özel bir şekilde soruyorsunuz oldukça sık olarak günün bir saati veya belki haftanın bir günü

but not not normally not normally anything longer than that so you

ama normalde değil normalde bundan daha uzun bir süre değil bu yüzden

wouldn't say are you free next month because most people aren't busy for the

gelecek ay boş musunuz demezsiniz çünkü çoğu insanlar tüm ay boyunca meşgul değiller,

whole month so you might be busy for an hour or maybe an evening or maybe for a

bu yüzden bir saat veya belki bir akşam veya belki

whole day or even the weekend but normally we don't normally say will you

bütün bir gün veya hatta hafta sonu meşgul olabilirsiniz ama normalde normalde

be free next month because of course next month is 30 days or 31 days so most

önümüzdeki ay boş olacak mı demiyoruz çünkü tabii ki gelecek ay 30 gün veya 31 gündür, bu nedenle çoğu

people are free at some point during the month so it is unusual to say will you

insan ay boyunca bir noktada boştur, bu yüzden

be free next month unless of course you are talking in a business sense so we

gelecek ay boş olacak mısın demek alışılmadık bir durumdur, tabii ki iş anlamında konuşmuyorsan, bu yüzden

will quite quite often it's it's interesting this Steve there is a

oldukça sık konuşacağız, bu ilginç Steve

difference quite often in business you might ask a

iş hayatında oldukça sık bir fark vardır, bir

person if they will be free next month because maybe you want to visit them for

kişiye gelecek ay boş olup olmayacağını sorabilirsiniz çünkü onları

two or three days so you need a much longer period of time

iki veya üç günlüğüne ziyaret etmek isteyebilirsiniz, bu nedenle

to see this person or to spend time with them doing something maybe you have to

bu kişiyi görmek veya onunla zaman geçirmek için çok daha uzun bir süreye ihtiyacınız vardır. onlar bir şeyler yapıyorlar belki siz

travel there maybe they have to travel to you

oraya gitmelisiniz belki onlar size gelmeli bu yüzden

so in business quite often we will talk about long periods of time concerning a

iş hayatında sık sık bir kişinin boş olmasıyla ilgili uzun süreler hakkında konuşuruz

person being free but in general conversation

ama genel konuşmada

it's normally later that day or tonight or maybe tomorrow or the weekend not

normalde o gün veya bu gece veya belki yarın veya hafta sonu

normally a month short timeframe yes or even a year so you don't say are you

normalde bir ay değil kısa bir zaman çerçevesi evet hatta bir yıl bu yüzden

going to be free next year and we rarely say are you going to be free next month

gelecek yıl boş olacak mısın diye söylemiyorsun ve nadiren gelecek ay boş olacak mısın

unless of course it's business yes you would then say when are you free next

tabii ki iş olmadığı sürece söylüyoruz evet o zaman ne zaman olduğunu söylersin gelecek ay boşsun

month yes if a period of time is longer you

evet eğer bir süre daha uzunsa

would the question then would be when are you free to see me next month

soruyu sorarsın o zaman gelecek ay beni ne zaman görebilirsin

whereas as great as this is a that answer requires a short-term question

oysa bu ne kadar harika bir cevap kısa vadeli bir soru gerektiriyor

yes are you free tomorrow evening hmm says Maria your answer that would be a

evet yarın akşam boş musun hmm diyor Maria, cevabın doğru bir soru olurdu,

correct question to the answer I'm not sure what I might be visiting yes so

nereyi ziyaret ediyor olabileceğimden emin değilim, evet, bu yüzden

it's a specific time not normally a time period that is longer than maybe a day

belirli bir zaman, normalde bir veya iki günden daha uzun bir zaman dilimi değil,

or two days so we often think of the weekend so that I think that is one of

bu yüzden sık sık şunu düşünürüz: Hafta sonu bu yüzden

the most common one Steve when you're asking if a person is available quite

en yaygın olanlardan biri olduğunu düşünüyorum Steve, bir kişinin oldukça sık müsait olup olmadığını sorduğunuzda,

often I would imagine in my brain that quite often it you are asking about a

beynimde oldukça sık bir kişinin

person's availability at the weekend I think it must be quite a common question

hafta sonu bir kişinin müsait olup olmadığını sorduğunu hayal ediyorum bence öyle olmalı oldukça yaygın bir soru ne

you've got to be specific in what you say you can't just say can you help me

söylediğinde net olmalısın sadece söyleyemezsin bana bir konuda yardımcı olabilir misin

with something yes because we don't we're not

evet çünkü

specifying we're not saying when or later hmm so you can't say you couldn't

belirtmiyoruz ne zaman veya sonra demiyoruz hmm yani sen daha

have later in the question you've got to say would you like to go and take some

sonra söyleyemem soruda daha sonra söylemelisin saat 6'da benimle biraz egzersiz yapmak ister misin

exercise with me at 6 o'clock hmm or after work you've got to be a bit

hmm yoksa işten sonra biraz

more specific if you're going to use that as your reply

daha spesifik olmalısın eğer bunu cevabın olarak kullanacaksın

could you drop by my house tomorrow says Jin and that is correct because your

yarın evime uğrar mısın diyor Jin ve bu doğru çünkü

reply could be I'm not sure what I might be busy yes so because we are saying

cevabın ne meşgul olabileceğimden emin değilim evet bu yüzden söylüyoruz o zaman

then we are definitely replying to a certain time period something that has

kesinlikle cevap veriyoruz belirli bir süre

been mentioned in the question I'm not sure I don't know I may I might be busy

soruda bahsedilen bir şey Emin değilim bilmiyorum meşgul olabilirim

then yes sir anni cat or nee cat has said shall we meet at two o'clock

o zaman evet efendim anni kedi veya nee kedi yarın saat ikide buluşalım mı dedi

tomorrow very specific and your reply could be if you don't know I'm not sure

çok özel ve Cevabınız, meşgul olabileceğimden emin değilim, o zaman hmm olabilir,

I might be busy then hmm but then you would normally say after

ancak o zaman normalde bundan sonra size haber vereceğim,

that I'll let you know I'm not sure I might be busy then I'll let you know

meşgul olabileceğimden emin değilim, o zaman size izin vereceğim diyebilirsiniz. biliyorum

yeah yes I like that thanks for your company today we've we've always come to

evet evet bunu beğendim, arkadaşlığın için teşekkürler bugün hep

the end Steve I can't believe how fast the time is gone I passed for yes it's

sona geldik Steve zamanın ne kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum çünkü evet yedi dakika

five past four even though I was late by seven minutes so we still have a little

geç kalmama rağmen saat dördü beş geçiyor bu yüzden hala

bit more time let's have a look at the live chat before we go and no mes got a

biraz daha zamanımız var gitmeden önce canlı sohbete bir göz atalım ve hiç kimse

good run as well the question are you going to the party tomorrow oh I'm not

iyi bir koşu yapmadı soru yarın partiye gidiyor musun oh

sure I might be busy then it's a good you're being specific you're talking

meşgul olabileceğimden emin değilim o zaman a iyi, spesifik oluyorsun,

about a specific time period tomorrow

yarın belirli bir zaman diliminden bahsediyorsun,

yeah that's well done well done it's a very good replies yes the key point of

evet bu aferin aferin, çok iyi yanıtlar evet,

that that particular word game is that you've got to be if you're going to use

o belirli kelime oyununun kilit noktası, eğer öyleysen olmak zorundasın.

that reply you've got to be specific in the timing you that the you were

bu yanıtı kullanacağım zamanlama konusunda net olmalısın ki

specifying your question so to be specific means you are pinpointing

soruyu belirliyorsun yani spesifik olmak, bir

something to a very particular point you are being specific it's a great word

şeyi çok özel bir noktaya işaret ettiğin anlamına gelir spesifik oluyorsun bu harika bir kelime

some people mispronounce that words they say Pacific instead of specific so

bazı insanlar bu kelimeleri yanlış telaffuz ediyor spesifik yerine Pasifik derler, bu yüzden

you have specific that means a certain thing you pinpoint something at a

spesifiksiniz, bu belirli bir şey anlamına gelir, belirli bir zamanda bir şeyi saptarsınız,

certain time you focus on something you are very specific and then there is the

çok spesifik olduğunuz bir şeye odaklanırsınız ve sonra

the ocean the Pacific Pacific Ocean you are being specific so you can hear

okyanus vardır, Pasifik Pasifik Okyanusu, spesifik olursunuz, böylece

there is definitely a difference in the pronunciation of those words people

orada duyabilirsiniz Bu kelimelerin telaffuzunda kesinlikle bir fark var, insanlar

asking if you're going to be on tomorrow so you better be clear about that I'm

yarın yayında olup olmayacağınızı soruyor, bu yüzden yarın olmayacağım konusunda net olsanız iyi olur hayır,

not on tomorrow no we are back with the three times a week Sunday Wednesday and

haftada üç kez Pazar, Çarşamba ve

Friday so you will not see me until Wednesday Wednesday 2:00 p.m. UK time

Cuma ile geri döndük, yani siz Çarşamba Çarşamba 14:00'e kadar beni görmeyecek.

with my English addict lesson so my English addict live lessons are Sunday

İngilizce bağımlısı dersimle İngiltere zamanı, yani İngilizce bağımlısı canlı derslerim Pazar,

Wednesday and Friday however Steve however can you see what's

Çarşamba ve Cuma günleri ancak Steve orada neler olduğunu görebiliyor musunuz

happening there because mr. Duncan does love doing his live stream so you never

çünkü mr. Duncan canlı yayın yapmayı çok seviyor, bu yüzden

know mr. Duncan might just feel that he is bored not boys the wrong word no not

Bay Duncan'ı asla tanıyamazsınız. Duncan sıkıldığını hissedebilir, çocuklar değil yanlış kelime, hayır, kel değil bay

bald mr. Duncan might just want to do it because he loves doing live streams I do

. Duncan bunu sadece canlı yayın yapmayı sevdiği için yapmak istiyor olabilir, ben de

I love doing it so you never know mr. Duncan may just pop up a couple of very

yapmayı seviyorum, böylece asla bilemezsiniz bay. Duncan çok güncel birkaç cevap verebilir mi

topical can I just mention two other answers to your your your word game okay

senin kelime oyununa iki cevaptan daha bahsedebilirim tamam

a couple of very topical ones Mohammed has said could you make live stream

birkaç çok güncel cevap Muhammed yarın canlı yayın yapabilir misin dedi

tomorrow Mario says could we have an online meeting tomorrow at 10 o'clock

Mario yarın saat 10'da çevrimiçi bir toplantı yapabilir miyiz diyor saat evet

yes well Joan I'm not sure I might be busy then I might be busy then would you

pekala Joan meşgul olabileceğimden emin değilim o zaman meşgul olabilirim o zaman

will you contact us at zoom today at 8 o'clock hmm yes so lots of people are

bugün saat 8'de bizimle zoom üzerinden iletişime geçer misin hmm evet bu yüzden birçok insan

communicating online zoom is the popular one everyone's talking about

çevrimiçi iletişim kuruyor zoom herkesin popüler olanıdır

I'll tell you something Steve if you if you're going to have shares if you're

sana bir şey söyleyeceğim Steve, eğer hisse alacaksan,

going to have shares in a company at the moment I would say any any form of

şu anda bir şirkette hisse sahibi olacaksan, herhangi bir telekomünikasyon şekli söyleyebilirim,

telecommunications especially something like zoom or maybe Skype there are other

özellikle zoom veya belki Skype gibi bir şey var diğerleri

ones as well out there we're not promoting those things too late to buy

de orada, bu şeyleri hisseleri satın almak için çok geç tanıtmıyoruz,

the shares now they've already gone up you should have bought them emotional

zaten yükseldiler, onları duygusal olarak

hotter than three months ago damn it well if only we knew if only we

üç ay öncesinden daha sıcak satın almalıydınız, kahretsin, keşke bilseydik, keşke çok

knew way back in January that all this was going to happen Steve I know well

eski zamanları bilseydik Ocak ayında tüm bunların olacağını Steve biliyorum,

hindsight is a wonderful thing well actually I was being slightly

geriye dönüp baktığımda harika bir şey aslında biraz

sarcastic because we kind of did know well I mean yes but you know what I mean

alaycı davranıyordum çünkü iyi biliyorduk evet demek istedim ama ne demek istediğimi biliyorsun hmm hayır

hmm no I wasn't being sarcastic to you I was being I was being sarcastic about

alaycı değildim

how slowly we reacted I can't keep up with a live chat at the moment mr.

Ne kadar yavaş tepki verdiğimiz konusunda alay ediyordum Şu anda canlı bir sohbete ayak uyduramıyorum bayım.

Duncan yeah in fact it's disappeared it's gone quite well today but finally

Duncan evet aslında kayboldu bugün oldukça iyi gitti ama sonunda

the live chat has disappeared yes that says us it's not working it's broken mr.

canlı sohbet kayboldu evet bu bize çalışmıyor diyor bozuk bay.

Duncan no it hasn't broken I hope you haven't deleted or blocked anyone or

Duncan hayır bozulmadı umarım kimseyi silmemiş, engellememiş veya

taking anyone's moderator status away mr. Duncan thinks that I accidentally

kimsenin moderatör statüsünü elinden almamışsınızdır bay. Duncan, geçen Pazar

took away Lewis Lewis his moderator status last Sunday which I was at one

Lewis Lewis'in moderatörlük statüsünü yanlışlıkla aldığımı düşünüyor, ki bir

point stabbing away at the screen sir I didn't realize I had the power to be

noktada ekrana saplıyordum efendim, bunu iyi yapacak güce sahip olduğumun farkında değildim,

able to do this well you're using the same channel the site you have the same

aynı kanalı kullanıyorsunuz

ability to do things as I do because you're using my YouTube channel on the

Benimle aynı şeyleri yapma yeteneğine sahipsin çünkü YouTube kanalımı telefonda kullanıyorsun

phone and this is something Steve has done who remembers the very sad story

ve bu Steve'in yaptığı bir şey

about mr. Steve blocking Palmyra what Steve in the past has actually blocked

. Steve Palmyra'yı engelliyor Steve geçmişte

my viewers accidentally because with his big fingers I don't know what you know

izleyicilerimi yanlışlıkla engelledi çünkü büyük parmaklarıyla ne bildiğinizi bilmiyorum

I'm trying to get the live chat to come up and unfortunately because it's a

canlı sohbeti açmaya çalışıyorum ve ne yazık ki bu bir

mobile device it only stays on for some certain period

mobil cihaz olduğu için sadece açık kalıyor belli bir

of time you'll just disappear so you've got to keep constantly you've got to

süre ortadan kaybolacaksın bu yüzden sürekli devam etmelisin

come up with a new system for mister don't come now the live chat is

yeni bir sistem bulmalısın bayım gelme şimdi canlı sohbet

completely disappeared and I don't know why no I can't get it to come back up so

tamamen kayboldu ve nedenini bilmiyorum hayır geri gelmesini sağlayamıyorum bu yüzden insanların yaptığı

I'd love to see the last comments that people are making in fact my picture

son yorumları görmeyi çok isterim aslında resmim

seems to keep freezing are we going to have the Jazz in Paris well we I suppose

donmaya devam ediyor Caz Paris'te mi olacak peki biz sanırım

we could would you like to dance with me Steve

yapabiliriz siz benimle dans etmek ister Steve

what now no well yes I don't know what I've done mr. Duncan but I've got

ne şimdi hayır evet ne yaptığımı bilmiyorum bayım. Duncan ama

something coming up on here saying live stream starts in 40 seconds 42 seconds

burada canlı yayının 40 saniye 42 saniye

41 40 I have no idea what I've done no idea what I've done here was I think I

41 40 sonra başlayacağını söyleyen bir şey var ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok burada ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok sanırım

think I pulled up blast your live stream from last week see I've no I when it

canlı yayınınızı açtım geçen haftadan akış bak ben yok ben

comes to technology I hate touchscreens you know it is one

teknoloji söz konusu olduğunda dokunmatik ekranlardan nefret ediyorum bunun bir

thing I hate it's touch screens so so basically I don't know what you're doing

şey olduğunu biliyorsun dokunmatik ekranlardan nefret ediyorum bu yüzden temelde ne yaptığını bilmiyorum

I I've no idea what I'm doing okay Steve if you can hear the music

ben ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok İyiyim Steve, müziği duyabiliyorsan

Steve you can join in and dance we're going to have a little dance before we

Steve'e katılıp dans edebilirsin, biz bitirmeden önce biraz dans edeceğiz,

finish you see and I want you to have a little go as well so are you ready to

görüyorsun ve senin de biraz gitmeni istiyorum, bu yüzden hareket etmeye hazır mısın?

move your body stay where you are that's it don't don't get up because all we

vücut olduğun yerde kal bu kadar kalkma çünkü göreceğimiz tek şey

will see is your crotch and I wasn't going I'm not that stupid mr. dim no no

kasıkların ve ben gitmiyordum o kadar aptal değilim bayım dim

one wants to see mr. Steve's crunch no other still comments coming through I

kimse bay görmek istemiyor Steve'in çıtırtısı başka yorum gelmiyor

haven't cut it off have I do you want to check that it looks as if we're still on

kesmedim var mı hala sağ ekrandaymışız gibi göründüğünü kontrol etmek ister misin peki ben

right the screen well I'm like an eye check at you're over there

bir göz kontrolü gibiyim ordasın

no let's check the live street where you are yes it's it's working good that's

hayır nerede olduğunuzu canlı olarak kontrol edelim, evet, iyi çalışıyor, benim

what I wanted to just you in your your big your big banana fingers you've got

istediğim de buydu, o koca muz parmaklarınızın arasında

to get me something more reliable than a touchscreen the phone that all things

bana dokunmatik ekrandan daha güvenilir bir şey bulmalısınız,

Steve have you have you noticed technology all technology has touch

Steve'in sahip olduğu her şeye sahip olan telefon. fark ettiniz teknoloji tüm teknolojilerde dokunmatik

screen yes and it's incredibly annoying yes well you know you're not going to do

ekran var evet ve inanılmaz sinir bozucu evet pekala biliyorsunuz

very well with any technology well I'm going to buy that's why I'm not going to

hiçbir teknolojiyle pek iyi iş yapamayacaksınız peki satın alacağım bu yüzden

buy a new car anymore but they've all got touchscreens and they're

artık yeni bir araba almayacağım ama hepsinin dokunmatik ekranı var ve

a nightmare to operate what if you done I don't know I don't know what I've done

çalıştırmak için bir kabus ya sen yaptıysan ne yaptım bilmiyorum ne yaptığımı bilmiyorum

this is in print Steve no well if you'd um we're not social distancing its God I

Tanrı'yı ​​uzaklaştırıyor,

don't I think it's your phone oh I see you see I do this all the time me and

sanmıyorum, senin telefonun olduğunu düşünüyorum, görüyorsun, bunu her zaman yapıyorum ben ve

technology see I like a button I like a good nice button to press God so when I

teknoloji görüyorum, bir düğmeyi seviyorum, Tanrı'ya basmak için iyi, güzel bir düğmeyi seviyorum, bu yüzden

when I retire whenever that is I should buy an old car Stan I don't need it now

emekli olduğumda, ne zaman olursa olsun, ben eski bir araba almalıyım Stan, ona şimdi ihtiyacım yok

mr. Duncan it's all right I shall buy an old car that's got pushed buttons

bayım. Duncan sorun değil

everywhere and not a screen in sight I don't like cars where you've got to push

Her yerinde düğmelere basılan ve görünürde ekranı olmayan eski bir araba alacağım Bir düğmeye basman gereken arabaları sevmiyorum

a button my car at the moment I've got to start the engine I've got to push a

şu anda arabam motoru çalıştırmam gerekiyor I

button on the dashboard and the one thing you're definitely pushing my

Kontrol panelinde bir düğmeye basmak zorundayım ve kesinlikle benim düğmelerime bastığın tek şey can

buttons it's just annoying you just stuck a key in and went like that to

sıkıcı, sadece bir anahtarı taktın ve

start your car before it was so easy and now you have to you have to put the key

daha önce arabanı çalıştırmak için bu şekilde gittin, bu çok kolaydı ve şimdi yapmak zorundasın anahtarı bir

somewhere and then you have to push this button then you have to push it again

yere koymak ve sonra bu düğmeye basmak zorundasın sonra tekrar basmak zorundasın

and sometimes it doesn't work it's so annoying

ve bazen işe yaramıyor o kadar sinir bozucu ki

just a key turn it on ignition you're gone sometimes Tecna I'm having a rant

sadece bir anahtar kontağı açıyorsun bazen gidiyorsun Tecna şimdi rant yaşıyorum

now technology takes a backwards step sometimes there it is life Shelly back

teknoloji geri adım atıyor bazen hayat var Shelly geri

well we didn't go away you don't know what happened you went away well that's

iyi gitmedik ne olduğunu bilmiyorsun sen gittin peki bu

better the live chat being okay Steve in a separate part come on yeah we're doing

daha iyi canlı sohbet tamam Steve ayrı bir bölümde hadi evet

overtime now back to studio I just find their hair sure looks as you set the

fazla mesai yapıyoruz şimdi stüdyoya döndüğümde, orada renk dengesini ayarlarken saçlarının kesinlikle göründüğünü görüyorum

colour balance over there and so right on there it's okay on there but it's

ve tam orada, orada sorun yok ama bu

your silly phone look you look you look red your face is so red it looks like

senin aptal telefonun bak, kırmızı görünüyorsun, yüzün o kadar kırmızı ki sanki

you've been drinking it does I can't wait to watch it later did this is how I

sen daha sonra izlemek için sabırsızlanıyorum

like to look at the live action yes this is better see he never sets me up

canlı aksiyona böyle bakmayı seviyorum evet bu daha iyi bakın beni hiç

properly he was rushed all day and it offends me

doğru düzgün ayarlamadı bütün gün aceleyle koşturdu ve beni gücendirdi

but in fact around appreciated up property for me this is so exhausting

ama aslında takdir ettim mülk benim için bu çok yorucu

everyone's going and I think everyone's gone everyone's gone I think it's just

herkesin gidişi ve bence herkes gitti herkes gitti sanırım sadece

you and me Steve not just we're talking to right now they're still 170

sen ve ben Steve şu anda sadece konuşmuyoruz onlar hala 170

people watch it okay and you're pleased with that are you are we going then well

kişi izliyor tamam ve bundan memnunsunuz iyi gidiyor muyuz

now that we're going to have the dance yes remember remember three minutes ago

şimdi dans edeceğimize göre evet hatırla hatırla üç dakika önce dans etmek

when I said do you want to have a dance we're gonna have a dance and you can all

ister misin dediğimde dans edeceğiz ve siz de

join in as well so we're going to have a little dance we are going to share a

katılabilirsiniz böylece biz biraz dans edeceğiz insanlık tarihinde bir daha asla yaşanmayabilecek bir anı paylaşacağız

moment that may never happen again ever in the history of humanity we are going

to have a little dance this is jazz in Paris and feel free to join in I hope

biraz dans edeceğiz bu Paris'te caz ve katılmaktan çekinmeyin umarım

Steve can hear the music because he's a bit deaf you see I think he's he's

Steve duyabilir müzik biraz sağır olduğu için görüyorsun sanırım işitme

losing his hearing I'm definitely getting Steve next

duyusunu kaybediyor Önümüzdeki Noel kesinlikle Steve alacağım

Christmas I'm gonna buy Steve one of those big ear trumpets that you put in

your ear or just go to the beach and bring back a big seashell maybe here we

büyük bir deniz kabuğu geri belki işte

go then are you ready Steve where everything

başlıyoruz o zaman hazır mısın Steve her şey üçten sonra

we're gonna have some jazz in Paris after three one two three

Paris'te biraz caz yiyeceğiz üç bir iki üç

well that was fun mr. Duncan is that fun I could barely hear it well you were

peki bu eğlenceliydi bayım. Duncan o kadar eğlenceli ki zar zor duyabiliyordum iyi

moving in time it's to be honest with you even if you could hear the music you

zamanda ilerliyordun sana karşı dürüst olmak gerekirse müziği duyabilsen bile

were probably going to be out of time anyway very good Steve you've got you've

muhtemelen zamanın dışında kalacaktın nasılsa çok iyi Steve sende var sende

got you've got an interesting shade of purple I thought it wasn't very well

varsın İlginç bir mor tonu var. Yorulmanın pek iyi olmadığını düşündüm,

well to tire if you want I'll go and then I'll let mr. Duncan wrap up yes I'm

isterseniz gideyim ve sonra izin veririm bay. Duncan bitirdi evet, kesinlikle

going to wrap up definitely it's time for a cup of tea and a tea cake I

bitireceğim, bir fincan çay ve çay keki zamanı kesinlikle

believe definitely I shall go and prepare that now and I will see you all

inanıyorum, gidip onu şimdi hazırlayacağım ve haftaya görüşürüz,

next week catch you later Steve oh that's mr.

sonra görüşürüz Steve oh bu bay.

Steve everyone he's going now bye mr. Steve he's gone he's left the building

Steve millet şimdi gidiyor bay bay. Steve o gitti o binayı terk etti o da

well he's left he's left the live stream let's just say it's almost time for me

gitti o canlı yayından ayrıldı hadi gitme vaktimin geldiğini söyleyelim

to go I hope you've enjoyed this I hope you enjoyed your little dance I will be

umarım bundan hoşlanmışsınızdır umarım küçük dansınızdan keyif almışsınızdır

back with your Wednesday however you know me if you know me well you will

çarşamba gününüz ile geri döneceğim beni nasıl bilirsiniz beni iyi tanıyorsan bilirsin

know sometimes I like to pop up on the Internet it's a little bit like what I

bazen internette birdenbire ortaya çıkmayı seviyorum bu biraz

was doing yesterday I was watching people popping up on periscope and there

dün yaptığım şeye benziyor periskopta beliren insanları izliyordum ve

was a lovely guy a very nice gentle kind person showing us around one of his

sevimli bir adam vardı çok hoş nazik nazik bir insan bize etrafı gösteriyordu

local parks in Japan and I loved it I I was quite enthralled enthrall if you

Japonya'daki yerel parklarından biri ve burayı çok sevdim Ben oldukça büyülendim büyülendim

enthrall someone you draw them in you draw them in they become interested in

birini büyülersen onu kendine çekersin içine çekersin ne yaptığınla ilgilenmeye başlar

what you are doing so I felt enthralled by the live stream that I watched

bu yüzden dün periskopta izlediğim canlı yayın beni büyüledi

yesterday on periscope thank you very much thank you to Beatriz Connell Thank

çok teşekkür ederim Beatriz Connell'e teşekkür ederim

You Valeria thank you also Anna pica Maliha thanks a lot for joy

Valeria da teşekkür ederim Anna pica Maliha bugün beni neşelendirdiğiniz için çok teşekkürler

me today I hope you've enjoyed this livestream 2 hours and 10 minutes Wow

two hours in 10 minutes today you got amazing see you later see

daha sonra

you on Wednesday once again Sunday Wednesday Friday 2 p.m. UK time but you

çarşamba tekrar görüşmek üzere pazar çarşamba cuma 14:00 Birleşik Krallık zamanı ama

never know you never know you know how I like to pop up sometimes unannounced so

asla bilemezsin asla bilemezsin bazen habersiz çıkmayı nasıl sevdiğimi bilirsin yani

who knows I might suddenly pop up later maybe tonight will you be able to join

kim bilir daha sonra aniden ortaya çıkabilirim belki bu gece bu gece

me later on tonight for a live stream I'm not sure I might be busy then this

daha sonra canlı yayın için bana katılabilecek misin Emin değilim meşgul olabilir, o zaman bu

is mr. Duncan in the birthplace of the English language saying thank you for

bay. İngiliz dilinin doğum yerindeki Duncan, İngiltere'den

watching me talking to you live right here from England and of course until

sizinle burada canlı konuşurken beni izlediğiniz için teşekkür ediyor ve tabii ki bir

the next time we meet here on YouTube which will probably be Wednesday

dahaki sefere burada, muhtemelen Çarşamba Çarşamba saat

Wednesday at 2 p.m. UK time and of course until the next time you know

14.00'te YouTube'da buluşana kadar. Birleşik Krallık zamanı ve tabii ki bir dahaki sefere ne olacağını öğrenene kadar

what's coming next I'm going to give you a little wave with

sana elimle şöyle küçük bir el sallayacağım

my hand like that or maybe I could wave like this like the Queen of England this

ya da belki İngiltere Kraliçesi gibi bu şekilde el sallayabilirim

is how the Queen waves as she is driving by all of her subjects how lovely how

Kraliçe de kendisi gibi el sallıyor. tüm deneklerinin yanından geçerken ne güzel ne

lovely to say goodbye to you all

güzel hepinize veda etmek

Ta ta for now 8-)

şimdilik Ta ta 8-)