Speak English FLUENTLY in 30 Days: The Truth

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Are you ready to learn a  secret? Let's talk about it. 

Bir sır öğrenmeye hazır mısınız ? Bunun hakkında konuşalım.

Today, you are going to learn the number one  secret guaranteed to help you speak English  

Bugün,

fluently in only 30 days. That's right, in only  30 days you will know everything you need to know  

yalnızca 30 gün içinde akıcı bir şekilde İngilizce konuşmanıza yardımcı olacağı garanti edilen bir numaralı sırrı öğreneceksiniz. Doğru, sadece 30 gün içinde akıcı bir şekilde konuşabilmek için bilmeniz gereken her şeyi öğrenecek

to be able to speak fluently, and dazzle  other people with your amazing English skills.  

ve harika İngilizce becerilerinizle diğer insanların gözlerini kamaştıracaksınız. Bir

Are you ready to learn the number  one secret? Stay tuned to find out. 

numaralı sırrı öğrenmeye hazır mısınız ? Öğrenmek için takipte kalın.

Okay, here it is. Are you ready? The secret is...  

Tamam, işte burada. Hazır mısın? İşin sırrı...

What did you think I was going to say? Is there  a secret to learning English fluently in 30 days?  

Ne söyleyeceğimi sandın? 30 günde akıcı bir şekilde İngilizce öğrenmenin bir sırrı var mı?

No, there is no secret that can  guarantee that you will learn English  

Hayır, İngilizceyi

in only 30 days. A lot of programs make this bold  claim so that you will purchase their product,  

yalnızca 30 günde öğreneceğinizi garanti eden hiçbir sır yoktur. Pek çok program, ürünlerini satın almanız,

watch their video. And, frankly, it's quite  dishonest. In English, we have a phrase,  

videolarını izlemeniz için bu cesur iddiayı ortaya koyuyor. Ve açıkçası, bu oldukça sahtekarca. İngilizce'de bir deyimimiz vardır,

maybe this exists in your native language too, "If  something is too good to be true, it probably is."  

belki bu sizin ana dilinizde de vardır, " Bir şey gerçek olamayacak kadar iyiyse, muhtemelen gerçek değildir."

That means if something seems perfect, there's  probably a problem with it. It's probably lying  

Bu, bir şey mükemmel görünüyorsa muhtemelen onda bir sorun vardır demektir. Muhtemelen size yalan söylüyordur

to you. Sometimes this can be really frustrating,  especially if you spend a lot of time and money  

. Bazen bu gerçekten sinir bozucu olabilir, özellikle de

hoping that that bold claim will be true. But hold on, I'm not here to figuratively rain  

bu cesur iddianın doğru olmasını umarak çok fazla zaman ve para harcarsanız. Ama bir dakika, burada senin İngilizce öğrenme törenine mecazi olarak yağmur yağdırmak için gelmedim

on your English learning parade. It may be true  that perfect fluency is not achievable in 30 days,  

. Mükemmel akıcılığın 30 günde elde edilemeyeceği doğru olabilir,

but that doesn't mean that you can't become  fluent. It just means that your English journey  

ancak bu, akıcı konuşamayacağınız anlamına gelmez . Bu, İngilizce yolculuğunuzun

is going to take a little longer or look a little  different than you expect. And that's great.  

biraz daha uzun süreceği veya beklediğinizden biraz  farklı görüneceği anlamına gelir. Ve bu harika. Herkes için işe yarayacak

There's no perfect way, no set time frame, or  exact learning style that's going to work for  

mükemmel bir yol, belirlenmiş bir zaman çerçevesi veya kesin bir öğrenme stili yoktur

everyone. I'm here today to help you break  out of that mindset and also to help you  

. Bugün bu zihniyetten kurtulmanıza ve ayrıca

along on your English journey to fluency. But do you know what? Let's use a different  

İngilizceyi akıcı hale getirme yolculuğunuzda size yardımcı olmak için buradayım. Ama ne biliyor musun? Akıcılıktan farklı   bir

word than fluency. Fluency feels  like there is a definite end point.  

kelime kullanalım. Akıcılık, belirli bir bitiş noktası varmış gibi hissettirir.

Like when you take an exam, the exam is finished,  and you receive a grade, and that's it. You're  

Mesela bir sınava girdiğinizde sınav biter ve bir not alırsınız, hepsi bu.

finished. But learning a language isn't  like that. Instead of achieving fluency,  

Bitirdiniz. Ancak dil öğrenmek öyle değildir. Akıcılık elde etmek yerine

I want to use the word confidence. To achieve  confidence speaking in English, because this  

güven kelimesini kullanmak istiyorum. İngilizce konuşarak güven kazanmak için, çünkü bu

is something real, something that you can feel.  You can feel your confidence growing the more  

gerçek bir şeydir, hissedebileceğiniz bir şeydir.

that you learn and the more that you practice.  So, you'll know that you're actually improving  

Öğrendikçe ve pratik yaptıkça özgüveninizin arttığını hissedebilirsiniz. Böylece,

when you feel your confidence improving too. Do you remember when you were a kid and you  

kendinize olan güveninizin de arttığını hissettiğinizde aslında geliştiğinizi bileceksiniz. Çocukken

tried to ride a bike for the first time? Or  roller blade or roller skate for the first time?  

ilk kez bisiklete binmeyi denediğiniz zamanı hatırlıyor musunuz? Veya ilk kez paten veya paten mi kullanıyorsunuz?

You were probably a little bit wobbly and  uncertain. You probably fell a lot. Probably  

Muhtemelen biraz titrek ve belirsizdiniz. Muhtemelen çok düştün. Muhtemelen

got hurt. Hopefully, not too badly. Well, this  takes time, and a lot of practice and effort,  

incinmiştir. Umarım, çok kötü değil. Bu zaman alır, çok fazla pratik ve çaba gerektirir

also making a lot of mistakes. Falling  down and learning how to balance yourself. 

ayrıca birçok hata yapar. Düşmek ve kendinizi nasıl dengeleyeceğinizi öğrenmek.

Well, learning English is quite similar to  that, except you don't need to wear a helmet,  

Pekala, İngilizce öğrenmek buna oldukça benzer , ancak kask takmanıza gerek yoktur,

I don't think so. If you are a beginner,  now, it will take you longer to be able to  

sanmıyorum. Yeni başlayan biriyseniz, kendinize güvenerek İngilizce konuşabilmeniz artık daha uzun sürecektir

speak English confidently. If you are an  intermediate or advanced English learner,  

. Orta veya ileri düzeyde İngilizce öğrenen biriyseniz, bir  bir        bir

well, with daily practice speaking weekly with a  teacher, or some other English learners it will  

haftalık olarak İngilizce öğrenen başka kişilerle günlük konuşma pratiği yaparak

take less time for you to be able to feel like you  can speak English confidently. A big determining  

kendinize güvenerek İngilizce konuşabiliyormuş gibi hissetmeniz daha az zaman alacaktır . Bu İngilizce konuşan kasları çalıştırmak için

factor is how much time and effort you put in  to exercising those English speaking muscles. 

ne kadar zaman ve çaba harcadığınız büyük bir belirleyici faktördür .

Do you know this fable or tale of The Hare and The  Tortoise? Or sometimes we say The Tortoise and The  

Bu Tavşan ve Kaplumbağa masalını veya masalını biliyor musunuz ? Veya bazen Kaplumbağa ve Tavşan deriz

Hare. The tortoise is a turtle. A hare is a wild  rabbit. In this story, they're going on a race,  

. Kaplumbağa bir kaplumbağadır. Tavşan, vahşi tavşandır. Bu hikayede, bir yarışa gidiyorlar

and the rabbit or the hare is so certain  that he's going to win. Rabbits are fast,  

ve tavşan kazanacağından o kadar emin ki . Tavşanlar hızlıdır,

turtles are slow, it's just a fact. So, the hare  starts running and running, and then he thinks,  

kaplumbağalar yavaştır, bu bir gerçektir. Böylece, tavşan koşmaya başlar ve sonra

"I can take a nap. It's fine. I'll stop. Maybe  I'll go eat some lunch. I'll take another nap,"  

"Kestirebilirim. Sorun değil. Duracağım. Belki biraz öğle yemeği yerim. Bir şekerleme daha yaparım"   düşünür

and he gets distracted. But what does that  tortoise do? The tortoise just goes slow  

ve dikkati dağılır . Peki bu kaplumbağa ne yapar? Kaplumbağa yavaş

and steady, never stopping, but is determined  to make it to the end, slow and steady. 

ve sabit gider, asla durmaz, ancak sonuna kadar yavaş ve istikrarlı bir şekilde gitmeye kararlıdır.

Can you guess who wins the race? Well, of course,  the tortoise wins the race. And I think that this  

Yarışı kimin kazandığını tahmin edebilir misiniz? Elbette kaplumbağa yarışı kazanır. Ve bence bu   İngilizce

is a wonderful example of what it means to learn  English. If you are steady, you are consistent and  

öğrenmenin ne anlama geldiğine dair harika bir örnek . İstikrarlıysanız, tutarlı ve

dedicated. "Every day, I'm going to do something  with English. Maybe it's just listen to a song in  

adanmışsınızdır. "Her gün İngilizce ile ilgili bir şeyler yapacağım . Belki

English because I don't have much time today.  Or maybe it's watch one of Vanessa's lessons.  

bugün fazla zamanım olmadığı için İngilizce bir şarkı dinlemektir. Veya belki Vanessa'nın derslerinden birini izlemektir.

Or maybe it's watch a full movie in English."  Doing something dedicated consistently in English  

Veya belki de tam bir film izlemektir. İngilizce." Tutarlı bir şekilde İngilizce olarak adanmış bir şey yapmak

will help you achieve confidence much quicker. The problem with the promise fluency in 30 days  

güveninizi çok daha hızlı elde etmenize yardımcı olacaktır. 30 gün içinde söz akıcılığı   ile ilgili sorun,

is that you feel so much pressure. All right,  I need to achieve fluency in 30 days or else I  

çok fazla baskı hissetmenizdir. Pekala, 30 gün içinde akıcı konuşmam gerekiyor yoksa

lose. And it kind of feels like after 30 days,  you won't need to do anything else ever again.  

kaybederim. Ve 30 gün sonra, bir daha hiçbir şey yapmanıza gerek kalmayacakmış gibi geliyor.

Well, this can feel like a lot of pressure because  first of all, like we talked about, it is not  

Pekala, bu çok büyük bir baskı gibi gelebilir çünkü her şeyden önce, konuştuğumuz gibi, 30 gün içinde

possible to become fluent or speak confidently  in 30 days. But also, that feeling of, "I lost.  

akıcı hale gelmek veya kendinden emin bir şekilde konuşmak mümkün değildir . Ama aynı zamanda, "Kaybettim.

I failed at learning English because  I couldn't learn it in 30 days,"  

İngilizce öğrenmede başarısız oldum çünkü 30 günde öğrenemedim"   bu

that is a terrible feeling and will absolutely  not help you to achieve your goals in English.  

korkunç bir duygudur ve İngilizce hedeflerinize ulaşmanıza kesinlikle yardımcı olmayacaktır.

This is your journey. I want to help you  to continue to slow and steady feel and  

Bu senin yolculuğun. Hataların bir sorun olduğunu düşünmeden İngilizcede yavaş ve istikrarlı hissetmeye devam etmenize ve kendinize

more confident in English without feeling  like mistakes are a problem. Mistakes are  

daha fazla güvenmenize yardımcı olmak istiyorum . Hatalar

important. They are inevitable. You cannot avoid  mistakes. That is an essential part of learning. 

önemlidir. Onlar kaçınılmazdır. Hatalardan kaçınamazsınız. Bu, öğrenmenin önemli bir parçasıdır.

So, while 30 days may be too short of a  time for you to become a confident speaker,  

Bu nedenle, 30 gün kendinden emin bir konuşmacı olmanız için çok kısa bir süre olsa da,

30 days is a great amount of time for building  daily habits. If you do something for 30 days,  

30 gün günlük alışkanlıklar oluşturmak için harika bir süredir . Bir şeyi 30 gün boyunca yaparsanız

great, it will become a normal part of your life.  So, I would love to give you some suggestions. 

harika, hayatınızın normal bir parçası haline gelir. Bu yüzden size bazı önerilerde bulunmak isterim.

Suggestion number one, schedule a certain time  each day for English. Make sure that this is  

Bir numaralı öneri, İngilizce için her gün belirli bir zaman planlayın. Bunun   gerçekçi olduğundan emin olun

realistic. You cannot say, "I will study for four  hours after I come home from work every day." Do  

. " Her gün işten eve geldikten sonra dört saat çalışacağım" diyemezsiniz.

you know what's going to happen after one week,  maybe less? We call this burnout. You will burn  

Bir hafta, belki daha az sonra ne olacağını biliyor musunuz ? Biz buna tükenmişlik diyoruz.

out. That means you will become so exhausted, and  you will be annoyed at learning English. You won't  

Tükeneceksin. Bu, çok yorulacağınız ve İngilizce öğrenirken canınız sıkılacağı anlamına gelir.

want to do it anymore. So, make sure that you set  a realistic time, 15 minutes, 30 minutes. Set this  

Artık   yapmak istemeyeceksiniz. Bu nedenle, 15 dakika, 30 dakika gibi gerçekçi bir süre ayarladığınızdan emin olun. Bu

time aside and make it the most important  thing that you want to accomplish that day. 

zamanı bir kenara ayırın ve o gün gerçekleştirmek istediğiniz en önemli şey haline getirin.

For that 15 or 30 minutes, you can play a podcast  in English while you are commuting to work.  

Bu 15 veya 30 dakika boyunca, işe giderken İngilizce bir podcast dinleyebilirsiniz. İşe gidip gelmiyorsanız

If you don't commute, you could listen to  a podcast while you're cooking breakfast,  

, kahvaltı hazırlarken,

while you're folding the laundry, while you're  taking a walk around your neighborhood. You can  

çamaşırları katlarken, mahallede yürüyüş yaparken bir podcast dinleyebilirsiniz.

just spend that time doing something with English.  Or you could subscribe to my YouTube channel,  

O zamanı İngilizce bir şeyler yaparak geçirebilirsin. Veya YouTube kanalıma abone olabilirsiniz,

I have over 300 English lessons. Maybe  you have not seen all of them. So,  

300'den fazla İngilizce dersim var. Belki hepsini görmediniz. Yani,

you could watch one lesson per day, that's  about 30 minutes each day, immerse yourself  

günde bir ders izleyebilir, bu her gün yaklaşık 30 dakikadır, kendinizi

in English and learn something new. Great.  And I hope you will enjoy it at the same time. 

İngilizce'ye kaptırabilir ve yeni bir şeyler öğrenebilirsiniz. Harika. Ve umarım aynı zamanda keyif alırsınız.

My first tip was to set aside a specific amount  of time every day. My second tip is to surround  

İlk ipucum, her gün belirli bir süre ayırmaktı. İkinci ipucum,

yourself with English. Even if you're not in an  English speaking country, you can still do this.  

etrafınızı İngilizce ile çevrelemek. İngilizce konuşulan bir ülkede olmasanız bile bunu yapabilirsiniz. Kendinizi

You can find fun and creative ways to immerse  yourself. Here are some of my suggestions.  

kaptırmanın eğlenceli ve yaratıcı yollarını bulabilirsiniz . İşte önerilerimden bazıları.

You can change the language settings on your  phone, or on your browser on the computer.  

Dil ayarlarını telefonunuzda veya bilgisayarda tarayıcınızda değiştirebilirsiniz.

That means that just as you are looking at  news articles, or as you are reading a recipe,  

Bu, tıpkı haber makalelerine baktığınız veya bir yemek tarifi okuduğunuz sırada

whatever you're doing on your phone, all of  the text is going to be in English. Simple,  

telefonunuzda ne yapıyor olursanız olun, tüm metnin İngilizce olacağı anlamına gelir. Basit,

effective, and doesn't take any extra time. You could also take some sticky notes,  

etkili ve fazladan zaman almıyor. Ayrıca bazı yapışkan notlar

or little pieces of paper with tape and put  them around your house to label different items.  

veya bantlı küçük kağıt parçaları alıp farklı öğeleri etiketlemek için bunları evinizin etrafına koyabilirsiniz.

Write a full sentence, and this will help you  to be able to see English and have your brain  

Tam bir cümle yazın, bu İngilizce'yi görebilmenize ve beyninizin

switch over to English for that moment. You could  read your favorite books in English. If you need  

o an için İngilizce'ye geçmesine yardımcı olacaktır. En sevdiğiniz kitapları İngilizce okuyabilirsiniz.

any recommendations for good books in English,  I love reading, so I have made, I think, four  

İyi İngilizce kitaplar için herhangi bir tavsiyeye ihtiyacınız varsa, Okumayı seviyorum, bu yüzden sanırım

videos about book recommendations. You can check  out this one up here, which is beginner books. 

kitap önerileri hakkında dört   video hazırladım. Başlangıç ​​kitapları olan buna buradan göz atabilirsiniz.

Or if you have never read a book in English before  I recommend starting with those books. You can  

Ya da daha önce hiç İngilizce kitap okumadıysanız, o kitaplarla başlamanızı öneririm.

check out that link up here to get some ideas.  Or you can check out the link in the description,  

Bazı fikirler edinmek için   buradaki bağlantıya göz atabilirsiniz. Veya açıklamadaki,

which is my Amazon storefront. I have listed on  there, all of the books that I recommend, and you  

benim Amazon vitrinim olan bağlantıya göz atabilirsiniz. Önerdiğim tüm kitapları orada listeledim ve siz

can just click on them and purchase them. I think  I get like 10 cents from each purchase. So, it's  

üzerlerine tıklayıp satın alabilirsiniz. Sanırım her satın alma işleminden yaklaşık 10 sent alıyorum. Yani,

not really that much for me, but it's just a way  to show you the books that you can read and give  

benim için pek fazla değil, ancak size okuyabileceğiniz kitapları göstermenin ve

some recommendations and where you can get them. And finally, of course, you can watch some TV  

bazı önerilerde bulunmanın ve bunları nereden edinebileceğinizin bir yolu. Ve son olarak, elbette, bazı TV

shows or cartoons in English. Sometimes children's  cartoons are a great way to get started. They use  

programlarını veya çizgi filmlerini İngilizce olarak izleyebilirsiniz. Bazen çocuklara yönelik çizgi filmler başlamak için harika bir yoldur.

simple language for kids and they speak slowly,  you can see the action developing. It's a good way  

Çocuklar için basit bir dil kullanırlar ve yavaş konuşurlar, hareketin geliştiğini görebilirsiniz.

to start to immerse yourself more in English. For  some other ways that you can speak English just by  

Kendinizi İngilizceye daha fazla kaptırmaya başlamak için   iyi bir yoldur. Sadece evde kalarak İngilizce konuşmanın diğer bazı yolları için,

being at home you can check out this video I made  up here, which goes into that topic more in depth. 

bu konuyu daha derinlemesine ele alan, burada hazırladığım bu videoya göz atabilirsiniz.

My first tip was to schedule a certain amount  of time every day. Second tip was to surround  

İlk ipucum, her gün belirli bir süre planlamaktı. İkinci ipucu,

yourself with English. And the third tip is, can  you guess? Do you got it? It is to speak. I didn't  

etrafınızı İngilizce ile çevrelemekti. Ve üçüncü ipucu, tahmin edebiliyor musunuz? Anladın mı? konuşmaktır. Gerçekten

think that you could improve your speaking without  really speaking, right? If you spend all your time  

konuşmadan konuşmanı geliştirebileceğini düşünmemiştim, değil mi? Tüm zamanınızı

listening to podcasts, watching TV shows, watching  my videos, but never actually speaking in English,  

podcast dinleyerek, TV şovlarını izleyerek, videolarımı izleyerek geçirirseniz, ancak aslında hiç İngilizce konuşmazsanız,

well, you're going to have a lot of head  knowledge, but you won't be able to use it.  

pek çok kafa bilginiz olur, ancak onu kullanamazsınız.

So, I want to empower you to be  able to use what you're learning. 

Bu nedenle, öğrendiklerinizi kullanabilmeniz için size güç vermek istiyorum .

If you are like most people, the thought of  speaking in English gives you some stage fright.  

Çoğu insan gibiyseniz, İngilizce konuşma düşüncesi size biraz sahne korkusu verir.

Stage fright means anxiety, you are nervous about  speaking in English. Well, you're not alone. Let  

Sahne korkusu endişe demektir, İngilizce konuşma konusunda gerginsinizdir. Yalnız değilsin.

me give you some tips to help you get started.  If you have a pet speak in English to them. You  

Başlamanıza yardımcı olacak bazı ipuçları vereyim. Evcil hayvanınız varsa, onlarla İngilizce konuşun.

can narrate your day. "This is what I did today. I  went to work and when I was talking with my boss,"  

Gününüzü   anlatabilirsiniz. "Bugün bunu yaptım. İşe gittim ve patronumla konuşurken"

blah, blah, blah, blah. Or as you're cooking, you  can narrate what you're doing. "I need to crack  

blah, blah, blah, blah. Veya yemek pişirirken ne yaptığınızı anlatabilirsiniz. "Yumurtaları kırmam gerekiyor

the eggs. And I need to mix them together. And  chop up some cheese." You are like the star of  

. Ve onları karıştırmam gerekiyor. Ve biraz peynir doğramam gerekiyor."

a cooking show and no one else is listening.  Or if your family's listening, tell them,  

Bir yemek programının yıldızı gibisiniz ve başka kimse dinlemiyor. Veya ailen dinliyorsa onlara

"Don't judge me. I'm doing my own thing." And you  can speak out loud about these daily activities. 

"Beni yargılama. Ben kendi işimi yapıyorum" deyin. Ve bu günlük etkinlikler hakkında yüksek sesle konuşabilirsiniz. Bunu yapabilmek için

I know it's really important to have vocabulary,  to be able to do that, so you can check out  

kelime dağarcığına sahip olmanın gerçekten önemli olduğunu biliyorum. Bu nedenle, günlük konuşmalarda,   günlük yaşamda kullanabileceğiniz

this video that I made up here about specific  words that you can use for daily conversation,  

belirli kelimeler hakkında burada oluşturduğum bu videoyu izleyebilirsiniz

for daily life. It's really great to be able  to look around the room and name everything,  

. Odanın etrafına bakıp her şeyi adlandırabilmek

and talk about everything that you see. These  are real things that are in our daily lives.  

ve gördüğünüz her şey hakkında konuşabilmek gerçekten harika. Bunlar günlük hayatımızda olan gerçek şeylerdir. Bu

So, you need to be able to talk about it.  Well, that's one way, to speak in your home. 

nedenle, bunun hakkında konuşabilmeniz gerekir. Bu, evinizde konuşmanın bir yolu. Konuşurken daha rahat

The next thing you can do to help yourself feel  more comfortable speaking is to record your voice.  

hissetmenize yardımcı olmak için yapabileceğiniz bir sonraki şey, sesinizi kaydetmektir.

The most important thing to know here is that  you don't need to share this with anyone.  

Burada bilinmesi gereken en önemli şey, bunu kimseyle paylaşmanıza gerek olmadığıdır.

You can record your voice, listen to it and  delete it immediately. You don't need to  

Sesinizi kaydedebilir, dinleyebilir ve hemen silebilirsiniz.

share this with the internet. You don't need  to share this with a teacher. If you want,  

Bunu internetle   paylaşmanıza gerek yoktur. Bunu bir öğretmenle paylaşmanıza gerek yoktur. İsterseniz

this can be just for you. And that might help you  to relieve a little anxiety, but it's good to be  

bu tam size göre olabilir. Ve bu, biraz endişenizi gidermenize yardımcı olabilir, ancak

able to listen to your voice, listen to how  it sounds, be kind to yourself. And also,  

sesinizi dinleyebilmek, kulağa nasıl geldiğini dinleyebilmek ve kendinize karşı nazik olabilmek güzeldir. Ayrıca,   benim sesime benzemeyen

hear if there are specific sounds that don't sound  like my voice, well, if you're trying to imitate  

belirli sesler olup olmadığını  duyun , peki,

the way that I speak, it's a good thing to be  able to improve your pronunciation based on that. 

benim konuşma şeklimi  taklit etmeye çalışıyorsanız buna dayalı olarak telaffuzunuzu geliştirebilmeniz iyi bir şeydir.

I have a couple videos about shadowing  pronunciation, that's what this is called.  

Telaffuzu gölgelemeyle ilgili birkaç videom var , buna böyle denir.

Listening to a native speaker, repeating it and  recording yourself so that you can hear it. You  

Ana dili İngilizce olan birini dinlemek, tekrarlamak ve duyabilmeniz için kendinizi kaydetmek.

can check out that lesson up here. I'm mentioning  a lot of previous lessons today. You can check out  

Bu derse buradan göz atabilirsiniz. Bugün önceki derslerin çoğundan bahsediyorum. İngilizce'deki

this lesson up here about repeating, and saying  some of the most important phrases, or most common  

en önemli ifadelerden bazılarını veya en sık kullanılan

phrases in English. This will help you to be  able to speak out loud and build that confidence. 

ifadeleri tekrar etme ve söyleme hakkındaki bu derse buradan göz atabilirsiniz. Bu, yüksek sesle konuşabilmenize ve bu güveni oluşturabilmenize yardımcı olacaktır.

My final tip for speaking is to just do it. The  first two are a little easy. You talk with your  

Konuşmak için son ipucum, sadece yapmak. İlk ikisi biraz kolaydır.

pet, talk while you're cooking, record yourself,  that's a little isolated. But you can find someone  

Evcil hayvanınızla konuşuyorsunuz, yemek pişirirken konuşuyorsunuz, kendinizi kaydediyorsunuz, bu biraz izole. Ancak

to speak on Zoom with, to speak on WhatsApp  with, to speak on Facebook Messenger with,  

Zoom'da   konuşabileceğiniz, WhatsApp    , Facebook Messenger'da                                      bilinebildiğiniz birisiyle

to speak on Skype with, to be able to contact  someone. It could be another English learner,  

iletişime geçebilmek için birini bulabilirsiniz . Başka bir İngilizce öğrencisi olabilir,

it could be an English teacher, but just being  able to speak with someone else, even 10 minutes,  

bir İngilizce öğretmeni olabilir, ancak başka biriyle 10 dakika bile olsa,

simple, straightforward, have a very clear  conversation just a couple minutes can help to  

basit, anlaşılır, çok net birkaç dakika konuşabilmek,

let go of that stress, and to realize guys, "Oh,  I can do this. I have a lot I need to improve,  

bu stresi üzerinizden atmanıza yardımcı olabilir. ve erkeklerin "Ah, bunu yapabilirim. Geliştirmem gereken çok şey var

but I can do this. Okay, just do it." If you don't know who to speak with a lot  

ama bunu yapabilirim. Tamam, sadece yapın."

of students in my course, The Fearless Fluency  Club, speak together each week, sometimes three  

The Fearless Fluency Club adlı kursumda birçok öğrenciyle kiminle konuşacağınızı bilmiyorsanız, her hafta, bazen

or four times per week. They can learn the  same lesson material that I send to them.  

haftada üç veya dört kez birlikte konuşun. Onlara gönderdiğim ders materyalinin aynısını öğrenebilirler.

But they can also connect on Zoom, Skype,  WhatsApp, Facebook Messenger, and talk  

Ancak Zoom, Skype, WhatsApp, Facebook Messenger üzerinden de bağlantı kurabilir ve

together. They can ask questions about the course  together, practicing that vocabulary, and grammar,  

birlikte konuşabilirler. Birlikte kursla ilgili sorular sorabilir , bu kelime dağarcığı, dilbilgisi,

and pronunciation. Or they can just get to know  each other and really deepen those friendships  

ve telaffuz üzerinde pratik yapabilirler. Ya da sadece birbirlerini tanıyabilirler ve

with people around the world in English. So, if you would like a good place to  

dünyanın her yerinden insanlarla bu arkadaşlıklarını İngilizce olarak gerçekten derinleştirebilirler. Yani,

start for meeting other people, this is  a great place. Everyone is so kind and so  

diğer insanlarla tanışmak için iyi bir başlangıç ​​noktası istiyorsanız, burası harika bir yerdir. İngilizce öğrenmenin ve gergin hissetmenin nasıl bir şey olduğu konusunda herkes çok nazik ve çok

understanding about what it's like to learn  English and feel nervous. So, I hope that you  

anlayışlı . Bu yüzden,

will be able to join me. You can click on the  link up here, or in the description to join me  

bana katılabileceğinizi umuyorum. The Fearless Fluency Club'da bana katılmak için buradaki veya açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz

in The Fearless Fluency Club. The first month,  if you use the coupon code NEW, if you write the  

. İlk ay, YENİ kupon kodunu kullanırsanız,

word NEW in the coupon code box, the first month  is $5. This is like a trial price. The normal  

kupon kodu kutusuna YENİ kelimesini yazarsanız, ilk ay 5 ABD dolarıdır. Bu bir deneme fiyatı gibi. Normal

price is $35 per month. But if you like it after  the first month, $5, great. You can continue in  

fiyat aylık 35 ABD dolarıdır. Ancak ilk aydan sonra beğenirseniz, 5 dolar, harika. Kursa   devam edebilirsiniz

the course. If you don't like it, if it's not  a good fit for you, no problem. You can just  

. Beğenmediyseniz, size uygun değilse sorun değil. Yalnızca

cancel. And it is easy peasy, as we might say. Well, I hope today that I was able to impart some  

iptal edebilirsiniz. Ve diyebileceğimiz gibi kolay kolay. Pekala, umarım bugün size

courage to you to give you some information,  and also the strength to know if you didn't  

biraz bilgi vermek için biraz cesaret ve ayrıca

learn English fluently in 30 days that's okay.  In fact, that's impossible. So, I hope that you  

30 gün içinde akıcı bir şekilde İngilizce öğrenip öğrenmediğinizi anlama gücü verebilmişimdir. Aslında bu imkansız. Bu yüzden, umarım

will be able to be realistic, take some of these  tips today and go forward on your English learning  

gerçekçi olabilir, bugün bu ipuçlarından bazılarını alabilir ve İngilizce öğrenme yolculuğunuzda ilerleyebilirsiniz

journey. I'm here to help you. It's my goal.  I'm your teacher. And I would love to help you. 

. Ben sana yardım etmek için buradayım. Bu benim hedefim. Ben senin öğretmeninim. Ve sana yardım etmeyi çok isterim.

And, now, I have a question for you. In  the comments, let me know what is another  

Ve şimdi size bir sorum var. Yorumlarda,

tip that you would give about learning English  on a daily basis, or how to become a confident  

günlük olarak İngilizce öğrenmek veya kendine güvenen bir

speaker? What are some tips that you would give?  Make sure to read each other's comments, so that  

konuşmacı olmak hakkında vereceğiniz başka bir ipucunun ne olduğunu bana bildirin. Vereceğiniz bazı ipuçları nelerdir?

you can learn more and expand your knowledge. Well, thank you so much for learning English  

Daha fazla bilgi edinmek ve bilginizi genişletmek için birbirinizin yorumlarını okuduğunuzdan emin olun. Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkür ederim

with me. And I'll see you again next Friday for  a new lesson here on my YouTube channel. Bye. 

. Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere. Hoşçakal.

The next step is to download my free ebook, Five  Steps to Becoming A Confident English Speaker.  

Sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmektir.

You'll learn what you need to do  to speak confidently and fluently.  

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapmanız gerektiğini öğreneceksiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel  for more free lessons. Thanks so much. Bye.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Çok teşekkürler. Hoşçakal.