Basic English – How and when to use DO, DOES, and DID

Hi. I'm Gill from www.engvid.com, and today, we're going to look at the verb "to do", looking

Selam. Ben Gill , ve bugün, "yapmak" fiiline bakacağız.

at "do", "does", and "did", and the way it's used, not all within a positive sentence or

"do", "does" ve "did" ve kullanım şekli, hepsi olumlu bir cümle içinde veya

statement, but the way it often needs to be included in a negative statement, and also

ifadesi, ancak genellikle olumsuz bir ifadeye dahil edilmesi gereken yol ve ayrıca

how it has to be used in a question. Okay?

bir soruda nasıl kullanılması gerektiği. Tamam mı ?

So, I've just got an example here to show you what... What I mean. Okay? So, just a

Burada size ne olduğunu göstermek için bir örneğim var ... Ne demek istediğimi. Tamam? Yani, sadece bir

simple sentence: "You walk." Okay? "You walk." So, we've got the pronoun "you", the person.

basit bir cümle: "Yürü." Tamam? "Sen yürü." Yani, zamir "siz" var, kişi.

"P" for pronoun, "p" for person. Okay? And the verb: to walk. "You walk." Okay? But,

Zamir için "P", kişi için "p". Tamam? Ve fiil: yürümek. "Sen yürü." Tamam? Fakat,

what happens? Now this is in the present tense, and what happens is in some tenses, you have

ne oluyor? Şimdi bu şimdiki zamanda ve bazı zamanlarda olan şey,

to use "do", but in other tenses you don't need it. So we're going to see the different

"do" yı kullanmak için, ancak diğer zamanlarda buna ihtiyacınız yoktur. Bu yüzden farklı

types of sentence with different tenses to show when to use it and when not to use it,

ne zaman kullanılacağını ve ne zaman kullanılamayacağını gösteren farklı zaman dilimlerine sahip cümle türleri,

and also how to use it. Okay?

ve ayrıca nasıl kullanılacağı. Tamam?

So: "You walk." Simple present tense. If you turn that into the negative, it's:

Yani: "Yürü." Geniş zaman. Eğer bunu olumsuza çevirirseniz:

"You do not walk." or "You don't walk."

Sen Yürüyemiyorsun." veya "Sen Yürümüyorsun

You can't just say: "You not walk". You have to use:

Sadece "yürüyemezsin" diyemezsin. Kullanmanız gerekenler:

"You do not walk." And so, because "do" is also a verb, the way it's used here is to

"Yürümiyorsun." Ve böylece, "do" da bir fiildir, burada kullanıldığı şekliyle

sort of help the meaning and that means it's called an auxiliary verb. Okay? So, I'll just

anlamını bir çeşit yardım eder ve buna yardımcı fiil denir. Tamam? Yani, sadece

put "aux", auxiliary verb. And the "not" is the negative. Okay? So: "You do not walk."

"aux", yardımcı fiil koy. Ve "değil" negatiftir. Tamam? Yani: "Yürümiyorsun."

or "You don't walk." In speech, when we're speaking, we say: "You don't". Maybe if you're

veya "Yürümiyorsun." Konuşmada, biz konuşurken, "Yapmazsın" diyoruz. Belki sen

writing a formal essay for an exam, it's best not to use contractions, abbreviations, like

bir sınav için resmi bir deneme yazmak, en iyisi kasılmalar, kısaltmalar kullanmamak gibi

"don't". It's better to use "do not". Okay? So: "You do not walk." That's the negative.

"Yok". "Yapmayın" kullanmak daha iyidir. Tamam? Yani: "Yürümiyorsun." Bu olumsuz.

Okay? And then, again, if we turn it into a question and you're asking the person, it's:

Tamam? Ve sonra, yine, eğer bir soru ve kişiye soruyorsun, bu:

"Do" again. "Do...? Do you walk?" So: "You walk", "Do you walk?" Okay? So "do" is the

"Bir daha yap. “Yapıyor musun ...? Yürüyor musun?” Yani sen yürümek "," Yürüyor musun? "Tamam? Yani" do "

auxiliary; "you" is the person, the pronoun; and "walk" is the verb. Okay? So: "You walk.",

yardımcı; "siz" kişi, zamirdir; ve "yürüyüş" fiildir. Tamam? Yani: "Yürü.",

"You don't walk.", "Do you walk?" Okay. So, there, in the simple present tense for the

"Yürümiyorsun.", "Yürüyor musun?" Tamam. Yani, orada, şimdiki zaman

negative and for the question, you need to use "do" as an extra and as an auxiliary verb.

negatif ve soru için, kullanmanız gerekir fazladan ve yardımcı fiil olarak "yap".

Okay?

Right, so now I've got some little exercises to give you a chance to see if you can do

Tamam, şimdi küçük egzersizlerim var yapabileceğini görmek için bir şans vermek

them yourself before I say what they should be. Okay? So, we've got this one here: "I

ne yapmaları gerektiğini söylemeden önce onları kendin olmak. Tamam? Yani, burada bir tane var: "Ben

swim every day." Very healthy. I don't, actually, but some people do. Swim, swimming in a swimming

Her gün yüzerim. "Çok sağlıklı. Aslında, ama bazı insanlar yapar. Yüzmek, yüzmek

pool. "I swim every day." Okay? So, if you are going to turn that into the negative...

havuzu. "Her gün yüzüyorum." Tamam? Yani, eğer bunu olumsuza çevirecek ...

I just said it probably, without realizing. I hope you've forgotten what I've said now

Muhtemelen farkında olmadan söylemiştim. Umarım şimdi söylediğimi unuttun

when I gave you the negative. [Laughs]. I'm not going to do that every time, don't worry.

sana negatifi verdiğimde. [Gülüşmeler]. Ben bunu her seferinde yapmayacağım, endişelenme.

"Don't worry." Okay, so: "I swim every day." What would be the negative?

"Endişelenme." Tamam, yani: "Ben her yüzüyorum "Negatif ne olurdu?

"I ____ ____ _____ ___."

"BEN ____ ____ _____ ___."

Just have a think before I tell you what it should be: "I", then we have to use

Sana ne söylemeden önce bir düşün şöyle olmalı: "Ben", sonra kullanmak zorundayız

"do not"/"don't", "I don't", and then it's the same. We've got "walk" there and "walk"

"yapma" / "yapma", "yapma" ve sonra aynısı. Orada "yürü" ve "yürü"

there, so it's just: "I don't swim every day." Okay? So you just have to put "don't" in there:

orada, yani sadece: "Her gün yüzmüyorum." Tamam? Yani oraya "sakın" koymalısınız:

"I don't swim every day." Okay? And then, again, for the question version of it:

"Her gün yüzmüyorum." Tamam? Ve sonra, yine, soru versiyonu için:

"I swim every day." And then somebody asks or I ask...

"Her gün yüzüyorum." Ve sonra birileri soruyor ya da ben soruyorum ...

I don't know why I would ask that

Neden bilmiyorum Bunu sorardım

question. I should know the answer, but: "Do",

soru. bilmeliyim cevap, ama: "Yap",

what should it be?

ne olmalı?

"Do I swim every day?" So, "swim every

"Her gün yüzüyor muyum?" Yani, "her yüzmek

day", "walk", "walk", "swim every day". "Do I swim every day?" Okay. So, it's always "Do"

gün "," yürüyüş "," yürüyüş "," her gün yüzmek "." her gün yüzmek? "Tamam. Yani, her zaman" Yap "

at the beginning of the question, and then you just use the same words.

sorunun başında ve o zaman sadece aynı kelimeleri kullanıyorsun.

Okay, so let's try the next one. I hope by now that you understand what I'm explaining

Tamam, bir sonrakini deneyelim. Umarım şimdi ne anlattığımı anladığına göre

about the verb "to do". "You understand." Okay? Now, what if it's still negative? I'm

"yapmak" fiili hakkında. "Anladın." Tamam? Şimdi, hala negatifse? Ben

not going to say it this time; I'll leave it for you to think: How would you say the

bu sefer söylemeyeceğim; Bırakacağım düşünmek için: nasıl söylerdin

negative of this? "You __ ___ understand." Okay? So, it's: "You", like this one here,

olumsuz mu? "Anladın." Tamam? Yani, "Sen", buradaki gibi,

"don't"... Sorry about my writing. "You don't" and then "understand" again. Okay? "You understand.",

"yapma" ... Yazdığım için üzgünüm. "Yapmazsın" ve sonra tekrar "anlayın". Tamam? "Anladın.",

"You don't understand." Right? And then the question version, I've already started it

"Anlamıyorsun." Sağ? Ve sonra soru sürümü, ben zaten başladım

with: "Do", so if I'm asking you yes or no: "Do you understand?" Okay? So: "Do you understand?"

"Evet" ile, evet ya da hayır diye sorarsam: " "Tamam mı? Yani:" Anlıyor musun? "

And the question mark, of course, at the end. Always remember the question mark. Right.

Ve soru işareti, elbette, sonunda. Her zaman soru işaretini hatırlayın. Sağ.

Okay. So I hope that's clear so far.

Tamam. Umarım bu şimdiye kadar açık.

Now, let's try this one. This is still present tense, simple present tense. Okay?

Şimdi bunu deneyelim. Bu hala şimdiki zaman, şimdiki zaman. Tamam?

"He smokes cigarettes." Very bad habit.

"Sigara içiyor." Çok kötü alışkanlık.

Ah. "He smokes cigarettes" now, and then he gives up smoking;

Ah. "Şimdi sigara içiyor", ve sonra sigarayı bıraktı;

he quits smoking. He stops. Very sensible. So, it's now the negative situation. No more

sigarayı bıraktı. O durdu. Çok mantıklı. Yani, şimdi olumsuz durum. Daha fazla yok

cigarettes. So: "He", now something funny happens here, because we're talking about

sigara. Yani: "O", şimdi komik bir şey burada olur, çünkü biz bahsediyoruz

"he", we have to change the verb. If it was, for example: "I smoke", "you smoke", we don't

"o", fiili değiştirmek zorundayız. Eğer öyleyse, örneğin: "Sigara içiyorum", "sigara içiyorsunuz", biz

have the "s" on the end, but because we've got "He smokes", this is where we put the

sonunda "s" var, ama çünkü "O sigara içiyor" var, biz burada koymak

"s" on the end of the verb; "he", "she", "it smokes", so that affects what happens here.

fiilin sonunda "s"; "o", "o", " sigara içiyor ", yani burada olanları etkiler.

Okay? And instead of "don't", we have to use "doesn't" or "does not". Okay? So it's either

Tamam? Ve "yapma" yerine, "yapmaz" veya "yapmaz". Tamam? Yani ya

"does not", "d-o-e-s not", or "d-o-e-s-n'"-apostrophe-"t".

"yapmaz", "yapmaz" veya "'Does-n "- apostrophe-" t".

"He does not", "He doesn't". Ah, and then something else happens. Because we've

"Yapmaz", "Yapmaz". Ah ve sonra başka bir şey olur. Çünkü biz

got an "s" now in "does", we've got an "s" here, we no longer need the "s" there. So

şimdi "yapar" bir "s" var, bir "s" var burada artık "s" la ihtiyacımız yok. Yani

we say: "He doesn't smoke cigarettes." Okay? "He doesn't smoke cigarettes", because we've

diyoruz: "Sigara içmiyor." Tamam? "Sigara içmiyor", çünkü biz

already used the "s" in the "does" part of the sentence. That's a bit confusing, but

zaten "does" bölümünde "s" kullanılmış cümle. Bu biraz kafa karıştırıcı, ama

the more you practice it, the more it will get easier. Okay. And similarly, with the

ne kadar çok pratik yaparsanız, o kadar çok daha kolay. Tamam. Ve benzer şekilde,

question, then. How...? See if you can think what the question wording would be, starting

o zaman. Nasıl...? Düşünebilir misin bak soru ifadesi ne olurdu, başlayarak

with "Does" with the "s": "Does he smoke", without the "s": "Does he smoke cigarettes?"

"S" ile "S" ile: "O sigara kullanıyor mu?" "s" olmadan: "Sigara içiyor mu?"

Okay. All right?

Tamam. Tamam?

Let's practice that again with this one, because this sentence is "she". "He", "she", and "it",

Bunu bununla tekrar uygulayalım, çünkü bu cümle "o" dur. "O", "o" ve "o",

they're all the third person singular, and that's why this "s" happens with the verb.

hepsi tekil üçüncü şahıslar ve bu yüzden bu "s" fiil ile olur.

So: "She speaks French." So, how would you put the negative? See if you can work that

Yani: "Fransızca konuşuyor." Peki nasıl negatif koymak? Bakalım bunu yapabilir misin

out by comparing it with the "he" above. "She does not" or "doesn't speak French." "She

yukarıdaki "o" ile karşılaştırarak. "O "veya" Fransızca bilmiyor. "

doesn't speak"-without an "s"-"French". So let's have a look at what happens with the

"-s" s "olmadan -" Fransızca "konuşmaz. hadi neler olduğuna bir bakalım

question, then, and it's going to be very similar to what happened with the previous

soru, o zaman, ve çok olacak öncekine benzer

line. So, we've had: "She speaks French.", "She doesn't speak French.", and now: "Does",

hat. Yani, "Fransızca konuşuyor." "Fransızca bilmiyor." Ve şimdi: "Yok",

do you want to complete it before I say? "Does

tamamlamak ister misin söylemeden önce? "mu

she speak"-without the "s"-French"?

o konuşur " "s" -Fransızca "?

"Does she speak French?" Question mark. Don't forget the question mark. Right.

"O Fransızca konuşabiliyor mu?" Soru işareti. Soru işaretini unutmayın. Sağ.

And one final example of where the "do" word is needed... So we have now: "The girl went

Ve "do" kelimesinin son bir örneği gerekli ... Yani şimdi: "Kız gitti

shopping." So, "went" that's a clue that we're in the past tense now, so we've changed tenses.

"Yani," gitti "bu bizim için bir ipucu geçmiş zamanda şimdi, zamanları değiştirdik.

We've gone from the present to the past. "The girl yesterday, the girl went shopping". Okay?

Bugünden geçmişe gittik. " kızım dün kız alışverişe gitti ".

So, what happens next? With the negative, we still need to use the "do" verb, but it's

Sonra ne olacak? Negatif ile, biz hala "do" fiilini kullanmanız gerekiyor, ama

now going to be in the past tense. So: "The girl", what do you think it might be? What's

şimdi geçmiş zamanda olacak. Böylece kızım ", ne olabileceğini düşünüyorsun?

the past tense of "do"? Okay. I'm going to write it. "The girl did", "did not" or "didn't",

geçmiş zaman "yapmak"? Tamam. Yazacağım o. "Kız yaptı", "yapmadı" veya "yapmadı",

okay? "The girl didn't", and then because we've got the past tense of "do": "didn't",

Tamam? "Kız yapmadı" ve sonra "do": "yapmadı" geçmiş zamanımız var,

we have to change this to "go shopping". "The girl didn't go shopping." Right? "Go". So

"alışverişe çıkmak" için bunu değiştirmek zorundayız. " Kız alışverişe gitmedi. "Doğru?" Git ".

"go" comes from the "to go", the verb "to go". So you have to go back to the base verb,

"git", "git", fiilden gelir. Yani temel fiile geri dönmelisin,

the main verb from the infinitive "to go". So: "The girl didn't go shopping." Okay? So

mastar "gitmek" için ana fiil. Yani: "Kız alışverişe gitmedi." Tamam? Yani

that's another complication. Sorry about that, but I don't make the rules. Okay, let's try

bu başka bir komplikasyon. Bunun için üzgünüm, ama kuralları ben yapmıyorum. Tamam deneyelim

it with a question. "Did", so can you think? "Did", it's going to be "the girl", so: "Did

bir soru ile. "Öyle", düşünebiliyor musun? "Yaptı", "kız" olacak, yani: "Yaptı

the girl", what do you think it would be? "Did the girl went shopping"? Probably not.

kız ", ne olacağını düşünüyorsun? "Kız alışverişe gitti mi?" Muhtemelen değil.

No, because we've got "did" already as the past tense of "do": "did". So it's:

Hayır, çünkü zaten "yaptık" geçmiş zaman "do": "did". Bu nedenle bu:

"Did the girl go shopping?"

"Kız alışverişe gitti mi?"

Go shopping, just like here. "The girl didn't go shopping.",

Tıpkı burada olduğu gibi alışverişe gidin. "Kız alışverişe gitmedi.",

"Did the girl go shopping?"

"Kız alışverişe gitti mi?"

Okay, so that's a few of the tenses where you have to use "do" or "did", but I've put

Tamam, buradaki zamanların birkaçı "do" ya da "did" kullanmak zorundasınız, ama

a little line here to show that these three examples are different. In these tenses, we

bu üçünün örnekler farklıdır. Bu zamanlarda, biz

don't have to use "do", because this one, for example, is the present continuous.

"do" kullanmak zorunda değilsiniz, çünkü bu, örneğin, şimdiki süreklidir.

"I am swimming."

"Yüzüyorum."

So, to do the negative of that all you have to do is say: "I am ___ swimming.",

Yani, negatif olanı yapmak için Yapmam gereken: "Ben yüzüyorum ___."

"I am not swimming." Just the negative word "not". "I am not swimming. Okay? And, for

"Yüzmüyorum." Sadece olumsuz kelime "değil". "Yüzmüyorum. Tamam mı? Ve, çünkü

the question at the end, you start with: "Am", and you just reverse the words. You go:

sonunda soru ile başlıyorsunuz: "Am", ve sadece kelimeleri tersine çeviriyorsun. Git:

"Am I swimming?" Question mark. "Am I swimming?"

"Yüzüyor muyum?" Soru işareti. "Yüzüyor muyum?"

Okay? Nice and simple. So we don't need "do"

Tamam? Güzel ve basit. Yani "yapmak" la gerek yok

with the present continuous. Right?

şimdiki zaman ile. Sağ?

Similarly: "The girl was going shopping." We're in the past continuous tense, now. That's

Benzer şekilde: "Kız alışverişe gidiyordu." bizler geçmiş zaman, şimdi. Yani en

present continuous, this is past continuous. "The girl was going shopping." What do you

sürekli mevcutsa, bu sürekli süreklidir. "Kız alışverişe gidiyordu." Sen ne

think the negative might be? "The girl was

olumsuz olabilir mi? "Kız

not going shopping.", "The girl was not".

alışverişe gitmiyor. ", "Kız değildi".

So, all you're going is putting "not" in for the negative. "Not".

Yani, tüm yapacağınız negatif için "değil". "Değil".

"The girl was not going shopping." And then for the question,

"Kız alışverişe gitmiyordu." Ve sonra soru için,

we just change the word order:

sadece kelime sırasını değiştiririz:

"Was the girl going shopping?", "Was the girl going shopping?"

"Kız alışverişe mi gidiyordu?" "Kız alışverişe mi gidiyordu?"

No need to add any "do" or "does" or "did".

Herhangi bir "do" eklemeye gerek yok veya "yapar" veya "yapmıştır".

And then, finally: "We have cleaned the kitchen." Aren't we good? Ah, cleaning the kitchen.

Sonra nihayet: "Mutfağı temizledik." İyi değil miyiz? Ah, mutfağı temizliyorum.

Don't you love it? Okay: "We have cleaned the kitchen." But unfortunately, there's a

Sevmiyor musun? Tamam: "Temizledik "Ama ne yazık ki,

negative to that. "We have ___ cleaned the kitchen."

olumsuz. "Sahibiz ___ mutfağı temizledim. "

Sadly: "We have not cleaned the kitchen." And it's disgusting. Ugh, horrible.

Ne yazık ki: "Mutfağı temizlemedik." Ve iğrenç. Ah, korkunç.

Okay: "We have not cleaned the kitchen." And

Tamam: "Temizlemedik mutfak. "Ve

the question, just change the word order: "Have we cleaned the kitchen?" Question mark.

soru, sadece kelime sırasını değiştirin: "Mutfağı temizledik mi?" Soru işareti.

Okay? So, there we are, some examples of "do", where it's needed, and examples of places

Tamam? İşte, bazı "yapmak" örnekleri, ihtiyaç duyulan yer ve yer örnekleri

where it's not needed because of the different tenses. And then we're just going to go on

çünkü farklı çünkü gerekli değil zamanlar. Ve sonra devam edeceğiz

and look at another couple uses of the verb "to do".

ve başka bir çifte bak "yapmak" fiilinin kullanımı.

Okay, so let's have a look at two other uses of the verb "to do". All right? First of all,

Tamam, diğer iki kullanıma bakalım "yapmak" fiilinin. Tamam? Her şeyden önce,

this, I put "x2", but it means "twice". "Twice" means two times. Two times. Times two. In

bunu "x2" koydum, ama "iki kez" demek. "İki defa" iki kez anlamına gelir. İki kere. İki kere. İçinde

the same sentence. So the verb "to do" can appear twice in the same sentence. Okay? Here

aynı cümle. Yani "yapmak" fiili aynı cümlede iki kez görünür. Tamam? Buraya

it is: "Did you do that?" So "did" past tense of "to do": "Did you do that?" Maybe, I don't

"Bunu yaptın mı?" Yani "gergin" geçmiş zaman "yapmak"? Belki yapmam

know, a little boy has been playing around and broken something, and his mother comes

küçük bir çocuk etrafta oynuyor ve bir şey kırdı, annesi geldi

and says: "Did you do that?" Did you break that? So, the "do" refers to some action,

"Bunu yaptın mı?" Kırdın mı O? Yani, "do" bir eylemi ifade eder,

like "break". So, the mother could say: "Did you break that?" But you can just use the

"mola" gibi. Böylece anne şöyle diyebilir: "Bunu kırmak mı?"

verb "to do", meaning to do some action. So: "Did", past tense: "Did you do that?" Did

"yapmak" fiili, bazı eylemler yapmak anlamına gelir. Yani: "Yaptım", geçmiş zaman: "Bunu yaptın mı?" Yaptı

you break that? Or, you could say: "Did you drink that?", "Did you eat that?" But you

Bunu kırdın mı? Veya şöyle diyebilirsiniz: " içki mi? "," Bunu yedin mi? "Ama sen

can just say: "Did you do that?" Okay? So that's where "do" can appear twice. And once

sadece "Bunu yaptın mı?" Tamam? Yani "do" ifadesi iki kez görünebilir. Ve bir kere

as the auxiliary verb, and once as the main verb, the action of the sentence. Okay? And

yardımcı fiil olarak ve bir kez ana fiil, cümlenin eylemi. Tamam? Ve

you could turn it... Oh, well that's already a question.

çevirebilirsin ... Oh, güzel bu zaten bir soru.

There's another question: "What did you do?" Okay? So we've got "did" and "do" again. "What

Başka bir soru daha var: "Ne yaptın?" Tamam? Yani yine "yaptık" ve "yaptık". "Ne

did you do?" If somebody comes with their arm bandaged: "Ah, what did you do?" Meaning:

"Birisi kollarıyla gelirse?" sargılı: "Ah, ne yaptın?" Anlamı:

"How...? What...? What's happened? How did that happen to your arm? What did you do?"

“Nasıl ...? Ne ...? Ne oldu? Nasıl oldu? koluna ne oldu? Ne yaptın?"

And they say: "Oh, somebody knocked me over, and I fell on my arm and it broke. The bone

Ve derler ki: "Oh, biri beni devirdi, ve koluma düştüm ve kırıldı. Kemik

is broken." So, you didn't do it, somebody else did, but people still say: "What did

"Yani, bunu sen yapmadın, biri başka insanlar yaptı, ama insanlar hala şöyle diyor: "Ne yaptı

you do to cause that?" So: "What did you do?" Past tense, auxiliary, and main verb "to do".

"Neden yaptın?" Geçmiş zaman, yardımcı ve ana fiil "yapmak".

Okay.

Tamam.

And then, this is rather a fun use, a nice use of the verb "to do", for emphasis. If

Ve sonra, bu oldukça eğlenceli bir kullanım, güzel bir vurgulamak için "yapmak" fiilinin kullanımı. Eğer

you want to put more stress on something, emphasis, emphasis or stress, and you also

bir şeye daha fazla stres atmak istiyorsan, vurgu, vurgu veya stres ve ayrıca

stress it with your voice as well. If you say: "Ah, I do like your hair!" I do like.

sesinizle de vurgulayın. Eğer sen de ki: "Ah, saçlarını seviyorum!" Seviyorum.

You can say: "I like your hair. Oh, I like your hair." But if you say: "Oh, I do like

"Saçını seviyorum. Oh, seviyorum "Ama diyorsan ki:" Oh, severim

your hair! Ah, isn't it lovely?" And so the "do", you say: "do", your voice goes up and

saçın! Ah, hoş değil mi? " "do" diyorsunuz: "do", sesiniz yükseliyor ve

down: "do". "I do like your hair!" And "hair" goes up and down as well. So that just emphasizes

aşağı: "do". "Saçını seviyorum!" Ve saç" yukarı ve aşağı gider. Bu sadece

the fact that you really, really, really do like the person's hair. Okay?

gerçekten, gerçekten, gerçekten kişinin saçını severim. Tamam?

It can be used for a less happy reason as well, of course. "Oh, she does look tired!"

Daha az mutlu bir nedenden dolayı kullanılabilir. elbette. "Ah, yorgun görünüyor!"

Okay? So we go from "do" to "does", remember, because this is the third person singular.

Tamam? Bu yüzden "do" dan "does" a gidiyoruz, unutmayın, çünkü bu tekil üçüncü şahıs.

This is first-person singular. "I do", "She does". "She does look tired! She can't have

Bu birinci şahıs tekil. "Yaparım", "O "Yorgun" görünüyor! Sahip olamaz

slept last night. She does look tired. She's been working so hard. She does look tired."

dün gece uyudum. Yorgun görünüyor. O en çok çalışıyoruz. Yorgun görünüyor. "

You can say: "She looks tired." And, of course, that puts an "s" on: "She looks tired." But

"Yorgun görünüyor" diyebilirsiniz. Ve tabi ki, bir "s" koyar: "Yorgun görünüyor." Fakat

when you're using "does", the "s" is there, so you don't need it again here. So:

"yapar" ı kullanırken "s" oradadır, burada tekrar ihtiyacınız yok. Yani:

"She looks tired. Oh, she looks tired today." But: "Oh, she does look tired today! Oh." It just

"Yorgun görünüyor. Oh, bugün yorgun görünüyor." Ama: "Oh, bugün yorgun görünüyor! Oh." Bu sadece

gives more emphasis. Okay? "She does look tired!"

daha fazla vurgu yapar. Tamam? "Yorgun görünüyor!"

And then, say you've been on holiday, a nice positive example again. You had a really nice

Ve sonra, tatilde olduğunu söyle, güzel yine olumlu bir örnek. Gerçekten çok hoşsun

time, so you could say: "We enjoyed our holiday.", "Oh, yes, we enjoyed our holiday." But:

"Tatilimizin tadını çıkardık" diyebilirsiniz. "Ah, evet, tatilimizden zevk aldık." Fakat:

"Oh, we did enjoy our holiday!" That's the emphasis.

"Ah, tatilimizin tadını çıkardık!" Vurgu budur.

Okay? And you notice again, if you say: "We

Tamam? Ve tekrar fark edersiniz, derseniz: "Biz

enjoyed our holiday." it's "ed". "We enjoyed our holiday." without the "did". But if you

bizim tatil zevk. "bu" ed "." Biz bizim tatil zevk. "olmadan" yaptı ". Ama eğer

say: "We did enjoy our holiday!" because the past tense is a "did", so you don't need to

"Tatilimizin tadını çıkardık!" çünkü geçmiş zaman bir "yaptı", bu yüzden gerek yok

put it again here. "We did enjoy our holiday!" Okay?

tekrar buraya koy. "Tatilimizin tadını çıkardık!" Tamam?

Right, well, I hope all of that is helpful. And if you go to the website, www.engvid.com,

Doğru, umarım tüm bunlar yardımcı olur. Ve www.engvid.com web sitesine giderseniz,

you will find a quiz on this subject. So please go and try it, and see how many marks you

bu konuda bir sınav bulacaksınız. Bu yüzden lütfen git ve dene ve kaç tane işaret gördüğüne bak

can get. And on YouTube, if you'd like to subscribe to my channel, that would be great.

Alabilirsin. Ve YouTube'da, kanalıma abone olmak istiyorsanız, bu harika olurdu.

Thank you. And hope to see you again soon. Okay, bye.

Teşekkür ederim. Ve yakında tekrar görüşmek dileğiyle. Tamam hoşçakal.