Learn the Top 10 Ways to Give Advice in English

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz? EnglishClass101.com'da

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun .

You should learn how to whistle.

Islık çalmayı öğrenmelisin.

Advice!

Tavsiye!

I just gave you some advice!

Sana sadece bir tavsiye verdim! Hadi

Let's go!

gidelim!

Hi everybody, and welcome back to Top Words.

Herkese merhaba ve Top Words'e tekrar hoş geldiniz.

My name is Alisha, and today we're going to be talking about 10 ways to give advice.

Benim adım Alisha ve bugün tavsiye vermenin 10 yolundan bahsedeceğiz.

So, let's get started!

Öyleyse başlayalım!

I think you should…

Bence yapmalısın…

The first expression is “I think you should…”

İlk ifade “Bence yapmalısın…”

I think you should is a very neutral, not so strong, not so weak way to give advice.

Bence yapmalısın, tavsiye vermenin çok tarafsız, çok güçlü ya da çok zayıf olmayan bir yolu.

I think you should get a different haircut.

Bence farklı bir saç kesimi yapmalısın.

I think you should find a new job.

Bence yeni bir iş bulmalısın.

I think you should give me all your money.

Bence tüm paranı bana vermelisin.

Can't hurt!

Zarar veremem!

“I think you should” is a very typical way to give advice, or just “I think…”

"Bence yapmalısın" tavsiye vermenin çok tipik bir yoludur ya da sadece "Bence..."

it's okay, or “you should” is okay, too.

sorun değil ya da "yapmalısın" da sorun değil.

In this sentence, I think you should find a new apartment.

Bu cümlede bence yeni bir daire bulmalısın.

Why don't you…?

Neden sen…?

The second expression is "why don't you…?"

İkinci ifade "neden yapmıyorsun...?"

So it uses the negative “why don't you,” so that means it's a bit softer, it's a bit

Yani olumsuz "neden olmasın" kullanıyor, yani bu biraz daha yumuşak,

more of a weak way to give advice.

tavsiye vermenin biraz daha zayıf bir yolu anlamına geliyor.

So, why don't you take a day off?

Öyleyse neden bir gün izin almıyorsun?

Or, why don't you help me with my homework?

Ya da neden ödevime yardım etmiyorsun?

That's sort of a sneaky way to give advice and ask for help at the same time.

Bu, aynı anda hem tavsiye vermenin hem de yardım istemenin sinsi bir yolu.

Why don't you, I don't know, find a new hobby, for example.

Neden, bilmiyorum, yeni bir hobi bulmuyorsun mesela.

So these are kind of weak ways to give advice.

Yani bunlar tavsiye vermenin zayıf yolları.

In this sentence, why don't you get a pet?

Bu cümlede, neden bir evcil hayvan almıyorsunuz?

Have you thought about…?

Hakkında düşündün mü…?

So “have you thought about…?”

Peki “… hakkında düşündün mü?”

It sounds like you're giving your advice, but this is a question for the listener.

Görünüşe göre tavsiye veriyorsun, ama bu dinleyici için bir soru.

So have you thought about…?

Peki… hakkında düşündün mü?

It's at your, you're sharing your opinion, but you're kind of making it sound like maybe

Bu size kalmış, fikrinizi paylaşıyorsunuz ama sanki

it was the listener's idea, or maybe the listener has thought of this thing before, so this

dinleyicinin fikriymiş gibi konuşuyorsunuz ya da dinleyici bu şeyi daha önce düşünmüş gibi konuşuyorsunuz, bu yüzden bu

is also a fairly soft way to give advice.

aynı zamanda tavsiye vermenin oldukça yumuşak bir yolu. .

So, like, have you thought about going to a different city?

Yani, mesela, farklı bir şehre gitmeyi düşündün mü?

Have you thought about moving in with your friends?

Arkadaşlarının yanına taşınmayı düşündün mü ?

Something like that.

Bunun gibi bir şey.

So these are probably going to be questions that are a little bit more serious, like,

Yani bunlar muhtemelen biraz daha ciddi sorular olacak, örneğin,

I don't feel like we would use this for really casual or really light questions, but maybe

bunu gerçekten sıradan veya gerçekten hafif sorular için kullanacağımızı düşünmüyorum, ama belki

for something a little more serious, and a softer way to give advice in the sentence.

biraz daha ciddi bir şey için ve daha yumuşak bir şekilde cümle içinde öğüt vermek.

Have you thought about looking for a new job?

Yeni bir iş aramayı düşündün mü?

I don't know if… is a good idea.

İyi bir fikir olup olmadığını bilmiyorum.

So this is kind of a negative way to give advice or to share your opinion.

Yani bu, tavsiye vermenin veya fikrinizi paylaşmanın olumsuz bir yolu.

It's “I don't know if … is a good idea.

“Bilmiyorum… iyi bir fikir mi?

So you're giving someone advice not to do something.

Yani birine bir şeyi yapmaması için tavsiye veriyorsunuz .

So for example, I don't know if getting a pet is a good idea, or, I don't know if starting

Örneğin, bir evcil hayvan edinmenin iyi bir fikir olup olmadığını bilmiyorum veya

a new project is a good idea.

yeni bir projeye başlamanın iyi bir fikir olup olmadığını bilmiyorum.

These are different ways that you can say you don't think or you think that the other

Bunlar, düşünmediğinizi veya diğer

person should not do something, but this is a soft way to express it.

kişinin bir şey yapmaması gerektiğini düşündüğünüzü söylemenin farklı yollarıdır, ancak bu, bunu ifade etmenin yumuşak bir yoludur.

In this sentence, I don't know if taking a year off work is a good idea.

Bu cümlede, işten bir yıl izin almanın iyi bir fikir olup olmadığını bilmiyorum.

Maybe you should try…

Belki denemelisin…

The next one is a suggestion to try something, so this is a soft but kind of encouraging

Sıradaki, bir şey denemek için bir öneri, yani bu yumuşak ama bir tür cesaret verici

expression, maybe you should try…

ifade, belki denemelisin…

Maybe you should try...

Belki denemelisin…

So you are encouraging someone to attempt something, to try something, maybe not forever,

Yani birini bir şey denemeye, bir şey denemeye teşvik ediyorsun , belki sonsuza kadar değil,

but just for a short period of time.

ama sadece kısa bir süre için.

So, maybe you should try volleyball.

Yani, belki de voleybolu denemelisin.

Maybe you should try playing sports.

Belki de spor yapmayı denemelisin.

Maybe you should try spicy food.

Belki de baharatlı yiyecekleri denemelisin.

Maybe you should try something, so it's encouragement to do something new, this is kind of positive

Belki bir şey denemelisin, bu yüzden yeni bir şey yapmak için teşvik edici, bu biraz olumlu

but it's a fairly soft way to give your advice here.

ama burada tavsiye vermenin oldukça yumuşak bir yolu .

Maybe you should try studying a new skill.

Belki de yeni bir beceri üzerinde çalışmayı denemelisin.

I wouldn’t…

Yapmazdım…

So again, we have this negative “I wouldn’t,” I would not meaning, and I think we'll talk

Yani yine olumsuz bir “Yapmazdım” demek istemezdim ve sanırım

about this later, in my case, if this were my decision, I would not...

bunu daha sonra konuşuruz, benim durumumda, bu benim kararım olsaydı, yapmazdım.. .Yani

So for example, I wouldn't buy a new car if I were unemployed.

mesela ben işsiz olsam yeni araba almazdım . Mesela

I wouldn't eat spicy food if my stomach were very sensitive, for example.

midem çok hassas olsaydı baharatlı yiyecekler yemezdim .

In this case, I wouldn't worry too much about it.

Bu durumda, bunun için fazla endişelenmezdim . Senin yerinde

If I were you, I would…

olsam, yapardım…

So in the previous expression, we used the negative “I wouldn’t,” but in this expression,

Yani bir önceki ifadede olumsuz “istemezdim” ifadesini kullandık ama bu ifadede

we have the positive “if I were you, I would…”

pozitif “ben senin yerinde olsam, yapardım…”

So if I were you, which I'm not, but if I were you, this is what I would do, so this

yani senin yerinde olsaydım, ki değilim ama senin yerinde olsam bunu yapardım, bu yüzden

is my recommendation.

benim tavsiyem bu.

So if I were you, I would study every day.

Yani senin yerinde olsam, her gün ders çalışırdım.

If I were you, I would try to get enough sleep.

Yerinde olsam yeterince uyumaya çalışırdım. Senin yerinde

If I were you, I would cook dinner every day.

olsam, her gün akşam yemeği pişirirdim.

In this sentence, if I were you, I would look for a new car.

Bu cümlede yerinizde olsam yeni bir araba bakardım.

Have you tried…?

Denedin mi…? Bir

The next expression, this is very similar to “have you thought about…”

sonraki ifade, bu “hakkında düşündünüz mü…” ifadesine çok benzer

So, again, it's a question for the listener and it's a suggestion for the listener, kind

Yani, yine, bu dinleyici için bir soru ve dinleyici için bir öneri, bir

of soft advice.

nevi yumuşak öğüt.

So, have you tried…

Peki, denediniz mi…

Have you tried something, so this is something you can use to make a suggestion that people

Bir şey denediniz mi, yani bu, insanlara denemeleri için bir öneride bulunmak için kullanabileceğiniz bir şeydir

should try.

.

So, have you tried wearing glasses?

Peki gözlük takmayı denedin mi?

Have you tried getting contacts?

Kişileri almayı denediniz mi?

Have you tried talking to your boss?

Patronunla konuşmayı denedin mi?

Oh, actually, that's a good sentence, yeah.

Oh, aslında, bu iyi bir cümle, evet. Sorun

Have you tried talking to your boss about the problem?

hakkında patronunuzla konuşmayı denediniz mi ?

It's a small encouragement in that way.

Bu şekilde küçük bir teşvik.

My advice is to...

Benim tavsiyem...

So this one is a very clear advice statement, my advice is to so is to... and then there's

Yani bu çok net bir tavsiye beyanı, benim tavsiyem şu: öyle yap... ve sonra

some action you recommend for the listener.

dinleyici için tavsiye ettiğin bazı hareketler var.

So my advice is to stop eating sweets.

Bu yüzden benim tavsiyem tatlı yemeyi bırakmak.

My advice is to take a trip, or take a vacation.

Benim tavsiyem bir seyahate çıkmak ya da tatile çıkmak.

My advice is to get a dog.

Benim tavsiyem bir köpek edinmenizdir.

Here we have the dogs again, I don't know.

İşte yine köpeklerimiz var, bilmiyorum.

In this sentence, my advice is to get some sleep.

Bu cümlede tavsiyem biraz uyumak.

So this is just a very clear very simple advice phrase.

Yani bu sadece çok net çok basit bir tavsiye cümlesi.

You ought to...

Yapmalısın... Bir

The next expression is "you ought to..."

sonraki ifade "yapmalısın..."

So "ought to" means "should," but "ought to," it sounds more formal, more polite, it's not

Yani "meli", "malı" anlamına gelir, ancak "malı" kulağa daha resmi, daha kibar gelir,

used as commonly as others, but actually we use the contracted form "oughta."

diğerleri kadar yaygın kullanılmaz, ama aslında "oughta" sözleşmeli biçimini kullanıyoruz.

So "ought to," just like "want to," can be contracted to "oughta."

Yani "meli", tıpkı "istemek" gibi, "zorunlu" olarak kısaltılabilir.

So you oughta... you should do something.

Yani sen... bir şeyler yapmalısın.

So you ought to give your new co-workers a try, very nice.

Bu yüzden yeni iş arkadaşlarınıza bir şans vermelisiniz, çok güzel.

Or, you ought to get a new car.

Ya da yeni bir araba almalısın.

You ought to get a new haircut.

Yeni bir saç kesimi yapmalısın.

You ought to go on a diet, for example.

Mesela diyete başlamalısın.

So this one is not used quite as often as the other expressions, but you may hear it

Yani bu, diğer ifadeler kadar sık ​​kullanılmaz , ancak

from time to time.

zaman zaman duyabilirsiniz. Çoğu durumda

It sounds more formal, sounds more polite, in most cases.

kulağa daha resmi, daha kibar geliyor .

"You should" is perfectly fine but you might hear "you ought to" or "you oughta."

"Yapmalısın" gayet iyi ama " yapmalısın" veya "yapmalısın" sözlerini duyabilirsin.

In this sentence, you ought to think about your goals for the future.

Bu cümlede, gelecek için hedeflerinizi düşünmelisiniz.

That's the end!

Bu son!

Okay, so those are ten ways that you can give advice to people.

Tamam, bunlar insanlara tavsiye vermenin on yolu . Tavsiye vermeyi

If there's a different way that you have tried to give advice or if you have any questions

denediğiniz farklı bir yol varsa veya

about how to give advice, please be sure to leave us a comment and let us know about it.

nasıl tavsiye vereceğinize dair sorularınız varsa, lütfen bize yorum bırakmayı ve bize bildirmeyi unutmayın.

Thanks very much for watching this video, and if you liked it please be sure to hit

Bu videoyu izlediğiniz için çok teşekkürler ve eğer videoyu beğendiyseniz lütfen beğeni düğmesine bastığınızdan emin olun

the thumbs up button; if you haven't subscribed to the channel please make sure to subscribe

; Kanala abone olmadıysanız

to us, too, so you don't miss out on anything.

bize de abone olmayı unutmayın, hiçbir şeyi kaçırmayın. Top Words'ün

Thanks very much for watching this episode of Top Words, and we'll see you again soon, bye!

bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkürler , yakında tekrar görüşürüz, hoşçakalın!

Me, what do I use the most?

Ben, en çok ne kullanırım?

I think I use “you should” the most, or “I think you should…”

Sanırım en çok “sen yapmalısın” ya da “bence yapmalısın…”

And I think I use “why don't you..?”

Ve sanırım “neden yapmıyorsun..?”

I prefer kind of softer ways to give advice, like, why don't you…?

Tavsiye vermenin daha yumuşak yollarını tercih ederim, mesela, neden sen...?

Or I use “why don't you just…” as well, like, just, I feel like it gives a little

Ya da “neden sadece…” kullanmıyorum, mesela, biraz daha basit veriyor gibi hissediyorum,

simpler, it sounds like your suggestion is very simple, like, oh, why don't you just

önerin çok basit gibi geliyor, mesela, ah, neden

send it to me in an email?

onu şuraya göndermiyorsun? bana bir e-postada

Or why don't you just drink a beer with me?

Ya da neden benimle bir bira içmiyorsun? Kulağa

It sounds like you're really, like, it simplifies it.

gerçekten öyleymişsin gibi geliyor, bu her şeyi basitleştiriyor. Kulağa

It sounds like using “just” makes it sound like my suggestion is a really small thing

"sadece" kullanmak, benim önerim bunu yapmak için gerçekten küçük bir şeymiş gibi geliyor

to do it.

.

Using “just” sounds like it's no big deal, you can do it, it's like, and why don't you

"Sadece"yi kullanmak önemli değilmiş gibi geliyor, yapabilirsin, öyle gibi ve neden

just take a day off?

sadece bir gün izin almıyorsun?

You know, so something like that.

Bilirsin, bunun gibi bir şey.

So “I think you should” and “why don't you…”

Yani “bence yapmalısın” ve “neden olmasın…”

I think I used those the most.

Sanırım en çok bunları kullandım.