6 Awesome English Learning Tips (Just for You!)

Well, hello and welcome to this English lesson

Pekala, merhaba ve

during a tiny snowstorm.

küçük bir kar fırtınası sırasındaki bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

It's not too bad out here.

Burası o kadar da kötü değil.

It's actually not too cold,

Aslında çok soğuk değil

but it's supposed to snow quite a bit.

ama biraz kar yağması gerekiyor.

Anyways, I wanted to talk to you today

Her neyse, bugün sizinle

about things you can do

to make your English learning more effective,

İngilizce öğrenmenizi daha etkili hale getirmek için yapabileceğiniz şeyler hakkında konuşmak istiyorum, daha

not easier, not things that will make it super easy to do,

kolay değil, yapmayı çok kolaylaştıracak şeyler değil,

but things that will make it more effective,

ama onu daha etkili yapacak şeyler, yapacak

things that will make it worth your while.

şeyler zaman ayırmaya değer.

I think I have about six of them

Sanırım bu videoda bahsedeceğim yaklaşık altı tane var

that I'll talk about in this video.

.

I think they'll help you a lot.

Sana çok yardımcı olacaklarını düşünüyorum.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

The first thing you should do is the hardest thing.

Yapmanız gereken ilk şey, en zor şeydir.

You should start your day or your week

Güne veya haftaya İngilizce öğrenirken en

doing the thing that you find the hardest

çok zorlandığınız şeyi yaparak başlamalısınız

when learning English, let's say between reading, writing,

, diyelim ki okuma, yazma,

listening, and speaking,

dinleme ve konuşma arasında,

you find writing the most difficult.

yazmayı en çok zorladığınız şey.

You should do that first every day.

Her gün önce bunu yapmalısın.

Or if you learn English throughout the week,

Veya hafta boyunca İngilizce öğreniyorsanız,

you should do that on Monday or Tuesday.

bunu Pazartesi veya Salı günü yapmalısınız.

You should always get the hardest thing outta the way.

Her zaman en zor şeyi yoldan çekmelisin. Bu arada,

This doesn't just work for learning English, by the way.

bu sadece İngilizce öğrenmek için çalışmıyor.

It works for almost everything in life.

Hayattaki hemen hemen her şey için çalışıyor.

When you do the hardest thing first,

Önce en zor şeyi yaptığınızda, dört gözle

then you have a lot to look forward to.

bekleyecek çok şeyiniz olur. Daha

You have the easier, more enjoyable things.

kolay, daha keyifli şeylere sahipsiniz.

And the flip side of it is do the most enjoyable thing last,

Ve diğer tarafı, en keyifli şeyi en son yapmak,

because at the end of the day or the end of the week,

çünkü günün sonunda veya haftanın sonunda

you might be tired, and so it's kind of like a reward.

yorgun olabilirsiniz ve bu bir tür ödül gibidir.

So recommendation number one, do the hardest thing first,

Bu yüzden bir numaralı öneri, önce en zor şeyi yapın,

do the easiest thing last, or do the hardest thing first

en son en kolay şeyi yapın veya önce en zor şeyi

or the thing you don't like first,

veya sevmediğiniz şeyi önce yapın

and do the thing that you do like

ve sevdiğiniz şeyi

at the end of the day or the end of the week.

günün sonunda veya sonunda yapın. haftanın.

This next recommendation is from Jen.

Bir sonraki öneri Jen'den.

She suggests that you break things down into smaller tasks.

İşleri daha küçük görevlere ayırmanızı önerir.

Break your English learning down into smaller tasks.

İngilizce öğreniminizi daha küçük görevlere bölün.

When you plan to study for an hour,

Bir saat çalışmayı planladığınızda,

don't study one thing for an hour.

bir şeyi bir saat çalışmayın. Yapacağınız

Decide on five or six things that you're going to do,

beş veya altı şeye karar verin

and study each of those for about 10 minutes.

ve bunların her birini yaklaşık 10 dakika çalışın.

This just makes the whole hour

Bu,

of learning English more enjoyable.

İngilizce öğrenmenin tüm saatini daha eğlenceli hale getiriyor.

When you know that you're going to do

a little bit of reading and then a little bit of writing,

Biraz okuyacağınızı ve sonra biraz yazacağınızı bildiğinizde,

you're going to learn a little bit of vocabulary,

biraz kelime öğrenecek, biraz

study some grammar, and then do some speaking,

gramer çalışacak ve sonra biraz konuşacak

and then some listening.

ve sonra biraz dinleyeceksiniz.

It just makes the hour go faster.

Sadece saatin daha hızlı geçmesini sağlar.

It helps your brain to do different things

Beyninizin farklı şeyler yapmasına

and learn different things,

ve farklı şeyler öğrenmesine yardımcı olur

and it will overall just make

ve genel olarak

the whole learning English experience more enjoyable.

tüm İngilizce öğrenme deneyimini daha eğlenceli hale getirir.

So number two, break things down into smaller pieces,

O halde iki numara, her şeyi daha küçük parçalara ayırın

and enjoy each small piece as you do it.

ve bunu yaparken her küçük parçanın tadını çıkarın.

The third thing you should do is think about the future.

Yapmanız gereken üçüncü şey, geleceği düşünmek.

I always like thinking about

Her zaman

how will I feel if I don't do this today?

bugün bunu yapmazsam nasıl hissedeceğimi düşünmeyi seviyorum.

So think about how will you feel on Saturday

if you don't study English every day of the week.

Haftanın her günü İngilizce çalışmazsanız, Cumartesi günü kendinizi nasıl hissedeceğinizi düşünün.

How will you feel on Saturday

if you do study English every day of the week?

Haftanın her günü İngilizce çalışırsan Cumartesi günü kendini nasıl hissedeceksin?

So if it's Monday and you don't feel like learning English,

O yüzden, günlerden Pazartesiyse ve canınız İngilizce öğrenmek istemiyorsa, haftanın ilerleyen saatlerinde kendinizi

think about how can you make yourself happy

nasıl mutlu edebileceğinizi düşünün

later in the week.

.

It's really cool after five days of learning English

Beş gün İngilizce öğrendikten sonra

to sit down on a Saturday and look back,

bir Cumartesi günü oturup geriye bakmak

and celebrate what you've done.

ve yaptıklarınızı kutlamak gerçekten harika.

It's really cool on a Monday

Bir Pazartesi günü,

to kind of give yourself on Saturday a little gift,

Cumartesi günü kendinize küçük bir hediye,

a little bit of happiness, so that when Saturday comes,

biraz mutluluk vermek gerçekten harika, böylece Cumartesi geldiğinde,

you can just be super excited that you worked hard

learning English all week.

tüm hafta İngilizce öğrenmek için çok çalıştığınız için çok heyecanlanabilirsiniz.

Another thing you can do

Yapabileceğiniz başka bir şey de yapmaktan

is do a lot of the thing you like doing.

hoşlandığınız birçok şeyi yapmaktır. Özellikle dil öğrenirken

I think this is a good idea,

bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum

especially when learning a language.

.

Usually, the two things that people like doing

Genellikle, insanların

when learning a language like English,

İngilizce gibi bir dil öğrenirken yapmayı sevdikleri iki şey,

they usually like listening to a lot of stuff

genellikle çok fazla şey dinlemeyi

and they usually like reading.

ve genellikle okumayı severler.

But listening is probably the number one thing

Ancak dinlemek muhtemelen

that people enjoy doing.

insanların yapmaktan hoşlandığı bir numaralı şeydir.

So do it a lot.

O yüzden çok yap

Do as much listening as you possibly can.

Mümkün olduğu kadar çok dinleme yapın.

Listen to music, listen to podcasts.

Müzik dinleyin, podcast dinleyin.

Listen to YouTube videos after you've watched them once.

YouTube videolarını bir kez izledikten sonra dinleyin.

In fact, my Friday lessons,

Aslında, Cuma derslerimde,

I often release a shorter version of it,

genellikle daha kısa bir versiyonunu yayınlarım

and you can listen to that while you cook,

ve bunu yemek yaparken,

while you ride the subway,

metroya binerken,

while you go for a run, or while you exercise.

koşuya çıkarken veya egzersiz yaparken dinleyebilirsiniz.

So another thing that you can do,

Yani yapabileceğiniz başka bir şey,

do a lot of what you like, like overindulge.

sevdiğiniz birçok şeyi yapın , aşırı müsamaha göstermek gibi.

Have the radio on in English at work.

İş yerinde radyoyu İngilizce olarak açın. Mümkün olduğu kadar

Do as much listening or as much of the thing

çok dinleme veya

that you like as you possibly can.

sevdiğiniz şeyi yapın.

Another thing you can do is set a quitting time.

Yapabileceğiniz başka bir şey de bir bırakma zamanı ayarlamaktır.

Decide how many minutes or how long you'll study English.

Kaç dakika veya ne kadar süre İngilizce çalışacağınıza karar verin. İşinizin

Maybe set a timer so that you know when you'll be done.

ne zaman biteceğini bilmek için bir zamanlayıcı ayarlayabilirsiniz.

When you do something hard,

Zor bir şey yaptığınızda,

when you do something that maybe you don't enjoy that day,

belki o gün hoşlanmayacağınız bir şey yaptığınızda, ne zaman bitireceğinizi bilmek için

if you set a time so that you know

bir zaman belirlerseniz

when you're going to be finished,

,

this can be really, really exciting.

bu gerçekten çok ama çok heyecan verici olabilir.

It can be exciting to know

that you only have five minutes left or 10 minutes left.

Sadece beş dakikanız veya 10 dakikanız kaldığını bilmek heyecan verici olabilir.

Now I know learning English for you

Artık sizin için İngilizce öğrenmenin

is enjoyable and exciting,

keyifli ve heyecan verici olduğunu biliyorum

but I always equate it to exercise.

ama ben bunu her zaman egzersiz yapmakla bir tutuyorum.

When I go for a walk, I really like walking,

Yürüyüşe çıktığımda, yürümeyi gerçekten seviyorum

but I also like knowing that I'm almost done.

ama aynı zamanda neredeyse bittiğimi bilmek de hoşuma gidiyor.

I like knowing when I'll be finished.

Ne zaman bitireceğimi bilmek hoşuma gidiyor.

So you can do the same thing with English.

Yani aynı şeyi İngilizce ile de yapabilirsiniz.

Set a quitting time.

Bir bırakma zamanı belirleyin. Çalışmayı bırakabileceğinizi bildiğiniz bir

Set a time in the future

gelecekte bir zaman belirleyin

when you know you'll be able to stop studying,

and then enjoy the studying

ve ardından

while you watch the clock go down.

saatin düşüşünü izlerken çalışmanın tadını çıkarın.

Another thing that I think is important

Önemli olduğunu düşündüğüm başka bir şey de,

is to make sure that if you forget to study one day

eğer bir gün çalışmayı unutursanız

or if you don't meet a goal,

veya bir hedefe ulaşamazsanız,

if you decide you're going to study for an hour,

bir saat çalışmaya karar verirseniz

and then you just don't have time to do it,

ve o zaman vaktiniz kalmazsa emin olun. yapma zamanı geldiğinde,

don't let the fact that you didn't get it done

bunu yapmamış olmanızın motivasyonunuzu

demotivate you or make you feel bad about your learning.

düşürmesine veya öğrenmeniz konusunda kendinizi kötü hissetmenize izin vermeyin.

What you should do then is just shake it off.

O zaman yapman gereken şey onu silkelemek.

I mean, life happens.

Yani, hayat olur.

Sometimes, we get really, really busy

Bazen gerçekten çok meşgul oluruz

and we aren't able to do the things

ve yapmak istediğimiz şeyleri yapamayız

that we wanted to get done.

.

So the last thing, if you don't have a good day

Son olarak, İngilizce öğrenmek için iyi bir gün geçirmiyorsanız

of English learning, just shake it off.

, üzerinizden silkin.

Just think, "Oh, well, that's how life goes.

Bir düşünün, "Ah, hayat böyle gidiyor.

I'll hit the books hard again tomorrow.

Yarın yine çok sıkı çalışacağım.

I'll do as much studying as I can,

Elimden geldiğince çok çalışacağım

and I'll get right back on track learning English."

ve İngilizce öğrenme yolunda hemen geri döneceğim."

Well, thank you so much for watching this English lesson.

Bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

I hope you enjoyed watching the snow

Umarım ben dolaşıp konuşurken kafamda biriken karı izlemekten keyif almışsınızdır

accumulate on my head as I walked around talking.

.

It's just a small storm now,

Şu an sadece küçük bir fırtına,

but it's supposed to get bigger.

ama daha da büyümesi gerekiyor.

We're supposed to get lots of snow later today.

Bugün ilerleyen saatlerde bol bol kar yağması gerekiyor.

I do actually have to go to work.

Aslında işe gitmek zorundayım.

I hope we don't get snowed in at work.

Umarım iş yerinde kar yağmayız.

That wouldn't be fun.

Bu eğlenceli olmazdı.

Anyways, thanks so much for watching.

Her neyse, izlediğiniz için çok teşekkürler.

If this is your first time here,

Buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button,

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın,

gimme a thumbs up if this video helped you learn

bu video

a bit more English,

biraz daha İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin

and if you have some time, why don't you stick around

ve biraz zamanınız varsa, neden burada kalıp

and watch another English lesson?

izlemiyorsunuz? başka bir İngilizce dersi?

(upbeat music)

(iyimser müzik)