3 Sneaky Ways to Practice Your Spoken English ANYWHERE!

hi there I'm Drew Badger the world's

merhaba ben Drew Badger dünyanın bir

number one English Fluency Guide and in

numaralı İngilizce Akıcılık Rehberi ve

this video I'd like to talk about three

bu videoda

simple ways that you can practice your

English with native English speakers in

your own country or wherever you happen

kendi ülkenizde veya nerede olursanız olun anadili İngilizce olan kişilerle İngilizce pratik yapabileceğiniz üç basit yoldan bahsetmek istiyorum.

to be if you live in a native

anadili

english-speaking country these things

İngilizce olan bir ülkede yaşarken bu şeyler

will work as well but specifically this

de işe yarayacak ama özellikle bu

is a video for maybe people that don't

video belki de

live in an english-speaking country and

İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamayan insanlar için ve

they write me and say drew I don't have

bana yazıp

anybody to practice with number one if

beraber pratik yapacak kimsem yok diyorlar. Birincisi, eğer

you have an internet connection you can

bir internet bağlantınız varsa,

find lots of people to practice with and

pratik yapmak için birçok insan bulabilir ve

you can learn more about this i had

bu konuda daha fazla bilgi edinebilirsiniz,

english anyone dot-com so we have a free

herhangi biri dot-com'da ingilizcem vardı, bu nedenle, bir

quiz that people can take if your number

numaralı sorununuz İngilizceniz ise, insanların girebileceği ücretsiz bir sınavımız var.

one problem is that your English is

great but you don't have anyone to

harika ama konuşma pratiği yapacak kimsen yok

practice speaking with take our quiz and

testimizi çöz ve

tell us that's your problem and we will

bize sorunun bu olduğunu söyle,

give you specific advice even more

sana bu videoda verdiğimizden daha fazla özel tavsiye vereceğiz

advice than what we're giving in this

video but you can find more about that

ama tıklayarak bu konuda daha fazla bilgi edinebilirsin

by clicking on the link in this video or

bu videodaki bağlantıda veya bu videonun

on the link in the description below

altındaki açıklamadaki bağlantıda

this video but these are three things

ama bunlar

that you can physically do in person and

şahsen fiziksel olarak yapabileceğiniz üç şey ve

these are all things that I have done as

bunların hepsi benim

well in order to practice your spoken

de

English now in the first one the first

şimdi ilk başta konuşma İngilizcenizi pratik yapmak için yaptığım şeyler. ilki, nerede yaşarsanız yaşayın

one is nice and easy

güzel ve kolaydır, tabii

wherever you live unless it's like like

in the middle of a jungle somewhere and

bir yerlerdeki bir ormanın ortasındaki gibi

then you probably don't even have an

değilse ve o zaman muhtemelen zaten internet bağlantınız bile yoktur, bu yüzden

internet connection anyway so you're

probably not watching this video but the

muhtemelen bu videoyu izlemiyorsunuzdur ama

first thing you can do is go to a

izleyeceğiniz ilk şey ya İngilizce konuşan

restaurant that's run like either by a

bir yabancı tarafından işletilen bir restorana gitmek

foreigner that speaks English or an

ya da

actual native speaker people like you

sizin gibi anadili İngilizce olan gerçek bir kişi tarafından işletilen bir restorana gitmek,

know maybe myself I would go to a

belki kendim

japanese restaurant when I lived in

Amerika'da yaşarken bir japon restoranına giderdim

America and I could practice speaking

ve

with the owner or any of the servers and

sahibiyle veya herhangi biriyle konuşma pratiği yapabilirdim.

staff that work there you can find you

orada çalışan sunucular ve personel,

know some American food or some kind of

bazı Amerikan yemekleri veya

place like that probably a pizza

buna benzer bir yer bildiğinizi bulabilirsiniz, muhtemelen bir pizza

restaurant or something but even if the

restoranı veya başka bir şey, ancak

person that's working there or that owns

orada çalışan veya yerin sahibi olan kişi

the place is not a native speaker it's

anadili olmasa bile,

still a place for you to go in practice

yine de bir yer pratik yapman için

so I'd actually when i worked at a

ben de aslında Seattle'da bir Japon restoranında çalışırken

Japanese restaurant in Seattle I used to

work at a sushi restaurant they're i

bir suşi restoranında çalışıyordum onlar da

would get to practice with the customers

müşterilerle pratik yapardım

as well so if like maybe you can get a

yani eğer istersen belki bir iş bulabilirsin

job

we're even working at a restaurant where

hatta anadili İngilizce olan birçok kişinin geldiği bir restoranda çalışıyoruz, yani

lots of native speakers come so any

situation like this where you're working

in hospitality or service so places

konaklama veya hizmet sektöründe çalıştığınız bu gibi herhangi bir durumda, yani gelebileceğiniz yerler,

where you can come where there are

opportunities for you to meet native

ana dili

English speakers either because you are

İngilizce olanlarla tanışmanız için fırsatlar olabilir, çünkü

working there or because you are the

çalışıyorsunuzdur. orada veya müşteri olduğunuz için

customer

you were enjoying those services so the

bu hizmetlerden yararlanıyordunuz, bu nedenle nerede olursanız olun yapmanız gereken

first thing you should do wherever you

ilk şey bir

are you might need to travel somewhere

yere seyahat etmeniz gerekebilir,

but find a restaurant that has native

ancak

speakers in it or that is owned by

içinde anadili İngilizce olan veya

native speaker you can probably look up

anadili İngilizce olanlara ait bir restoran bulmanız gerekebilir.

through your local search engine maybe

yerel arama motorunuz aracılığıyla belki

american restaurants or restaurants and

amerikan restoranları veya restoranları ve

so whatever you know that's kind of a

yani ne biliyor olursanız olun, bu

typical American food maybe some BBQ or

tipik bir Amerikan yemeği, belki biraz barbekü veya

some burgers or something like that but

biraz hamburger veya bunun gibi bir şey ama

find something where you can go to that

o yere gidebileceğiniz bir şey bulun

place and you're getting to feel like

ve öyle hissetmeye başlıyorsunuz

you're in that environment i know a lot

Sen o ortamdasın, Japonya'da pek çok

of people in Japan do that they will go

insanın,

to a particular cafe that's owned by

foreigners are operated by foreigners or

yabancılara ait olan veya yabancılar tarafından işletilen veya

that has four and staff and then those

dört ve personeli olan belirli bir kafeye gideceklerini biliyorum ve sonra bu

people are able to go there and then

insanlar oraya gidebiliyor ve sonra

they practice their english so it's kind

pratik yapıyorlar. onların ingilizcesi yani biraz

of a little world a little foreign world

küçük bir dünya, içinde yaşadığın yerde biraz yabancı bir dünya

inside where you live

so if you can't go to a different

yani farklı bir

country find the little america within

ülkeye gidemiyorsanız kendi ülkenizdeki küçük amerika'yı bulun

your own country

the second thing you can do if you are

eğer bir ülkede değilseniz yapabileceğiniz ikinci şey

not in a country where they are native

anadili

English speakers or maybe not that many

İngilizce olan kişiler veya belki o kadar da değil,

of them you will probably find some

muhtemelen

places that really do have a lot of

gerçekten çok sayıda

touristy places so it doesn't matter

turistik yeri olan bazı yerler bulacaksınız, bu nedenle,

what country you're in if you live

hangi ülkede olursanız olun,

around any kind of people where you have

çevrenizde herhangi bir türden insan yaşıyorsanız, fark etmez.

foreigners that come to visit if you

ziyarete gelen yabancılar sizin

can't go all the way to their country

ülkenize geldiklerinde onca yolu gidemezseniz

when they come to your country you

should at least make the effort to go to

en azından onlara gitmek için çaba göstermelisiniz

them now typically I would walk around

artık normalde

if I were going to be a military i'm

ben asker olsam gezerdim i'

living in Thailand and I want to

Tayland'da yaşıyorum ve

practice my English i would go to where

İngilizce pratiği yapmak istiyorum,

foreigners are and one of my favorite

yabancıların olduğu yerlere giderdim ve

things even when i do this in Japan is I

bunu Japonya'da yaptığımda bile en sevdiğim şeylerden biri,

ask other people to take my picture

diğer insanlardan fotoğrafımı çekmelerini istemektir,

this is a way of getting into a

bu, insanlarla sohbet etmenin bir yoludur.

conversation with people and I say hey

insanlar ve ben hey,

can you help me with this like I kind of

bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz diyorum, sanki

pretend to be a tourist in my own City

kendi şehrimde turist gibi davranıyorum,

so if I'm like if I'm living in Nagasaki

yani eğer Nagasaki'de yaşıyorsam,

I know lots about Nagasaki but I pretend

Nagasaki hakkında çok şey biliyorum ama

to be a tourist and I would go to a

turist gibi davranıyorum ve Japonların

touristy place where there are lots of

çok olduğu turistik bir yere giderdim

Japanese people and I say oh hey could

ve hey,

you take my picture and I'm guess I'm

fotoğrafımı çeker misin derim ve sanırım

just using this as an opportunity to

bunu Japonca pratik yapmak için bir fırsat olarak kullanıyorum, orada

practice my japanese I don't need to be

olmama gerek yok

in Japan to do that i mean i could be

Japonya bunu yapacak yani

like a touristy place maybe someplace

turistik bir yer gibi olabilirim belki başka bir yerde

else but you know Japanese just happens

ama bilirsiniz Japonca

to be something i want to practice but

pratik yapmak istediğim bir şey ama

you get the idea so even if you are tie

kravatınız olsa bile

or even if you are from Nigeria or

veya Nijeryalı olsanız bile veya her

wherever it doesn't matter where you're

nerede olursanız olun bu fikri anlıyorsunuz. nereli olduğun önemli değil,

from there are likely some places where

muhtemelen etrafta yabancıların olduğu bazı yerler var

there are foreigners around and if you

ve

walk around and you see them and it's

etrafta dolaşıp onları görüyorsan ve

obviously a touristy place where you see

belli ki bir sürü insanın fotoğraf çektiğini gördüğün turistik bir yer,

lots of

people taking pictures it's a very

common thing for you to walk up to those

senin için çok yaygın bir şey. o insanlara doğru yürüyün

people and say hey could you take my

ve hey, benim resmimi çekebilir misiniz,

picture

so ask them to take your picture and

bu yüzden onlardan kendi resminizi çekmelerini isteyin ve

then you'll be more excited to kind of

sonra

develop a conversation with them because

onlarla bir tür sohbet geliştirmek için daha heyecanlı olacaksınız çünkü

many people are actually a little bit

aslında birçok insan

too shy to speak so they begin by saying

konuşmak için biraz fazla utangaçtır, bu yüzden onlar

something and maybe they just want to

bir şey söyleyerek başlayın ve belki sadece

start a conversation but if you can walk

bir sohbet başlatmak isterler, ancak

up to someone and say hey could you take

birinin yanına gidip hey,

my picture that will get them excited

onları heyecanlandıracak fotoğrafımı çeker misiniz derseniz

and you can begin having a conversation

ve bu şekilde bir sohbete başlayabilir

that way and say oh like I'm actually

ve ah, ben gibiyim diyebilirsiniz. aslında

from thailand or whatever and I'm really

taylandlı ya da her neyse ve ben gerçekten

here you can even tell them secretly

buradayım onlara gizlice şöyle söyleyebilirsin

like hey I'm don't tell anyone but I'm

hey ben kimseye söylemiyorum ama

here just to practice my English and

burada sadece ingilizce pratiği yapmak için buradayım ve

they would probably think that was very

muhtemelen bunun çok iyi olduğunu düşünürler

fine i've actually said that to people

aslında

here in japan now the final thing you

Japonya'daki insanlara şu anda yapabileceğiniz son şey olduğunu söyledi

can do and this is what i call instant

ve ben buna anında

immersion but it's a way of doing it in

daldırma diyorum ama bu, kendi ülkenizde yapmanın bir yolu

your native country and this is to take

ve bu,

a tour in your native country but in

kendi ülkenizde bir tura çıkmak ama

English you should be doing this it

İngilizcede olmalısınız bunu yapmak,

doesn't matter whether even you go to an

bir

art museum and you request like the

sanat müzesine gidip bir

english translation of something like

şeyin İngilizce çevirisini istemenizin bile bir önemi yok, sanki

you're listening to one of those little

o küçük

audio guides if you go to your art

sesli rehberlerden birini dinliyormuşsunuz gibi, eğer sanat

museum and you're taking an art to where

müzenize gidiyorsanız ve bir sanat eseri alıyorsanız

you can even just do this by yourself

Bunu kendi başınıza bile yapabileceğiniz,

but just request the english version of

ancak sadece sesli kılavuzun İngilizce sürümünü talep edebileceğiniz,

the audio guide but the best way to do

ancak bunu yapmanın en iyi yolu, kendi

this is to try to take an actual tour in

ülkenizde gerçek bir tura çıkmayı denemek

your own country or you can even taken a

veya

tour in a different country if you want

farklı bir ülkede tura bile çıkabilirsiniz. İsterseniz

but in English but the reason i ask

ama İngilizce olarak ama insanlara sormamın nedeni

people are explained or maybe recommend

açıklanıyor veya belki de

people do this in their own countries

insanlara bunu kendi ülkelerinde yapmalarını tavsiye ediyorlar

because they feel a bit more comfortable

çünkü bu konuda biraz daha rahat hissediyorlar

about it and they can also provide a lot

ve o ülkeyi

of value to the people that are visiting

ziyaret eden insanlara da çok değer katıyorlar.

that country so as an example if I am

yani örnek olarak ben

maybe a Japanese person I'm not a

bir Japon olsam Japon değilim

Japanese person but if i am or if I were

ama Japon olsam veya Japon olsam Amerika veya Kanada'dan

a Japanese person I would take an

English tour with people that are coming

gelen insanlarla İngilizce turu yapardım

from America or Canada and I would be

ve

traveling around with them as a tourist

orayı gezerdim. Onlarla bir turist olarak

but when they're asking me questions I

ama bana sorular sorduklarında,

can say oh like here's some interesting

ah,

things about Japan and I become valuable

Japonya hakkında bazı ilginç şeyler olduğunu söyleyebilirim ve

to those people and because of that then

bu insanlar için değerli oluyorum ve bu nedenle, o zaman

they get a lot of really good ideas and

gerçekten çok iyi fikirler ediniyorlar ve

they want to speak with me more so it's

onlarla konuşmak istiyorlar. Ben daha çok, bu

really good trade-off where you're

gerçekten iyi bir değiş tokuş, başka birinden

providing local information that they

alamayacakları yerel bilgileri verdiğinizde,

might not get from somebody else you're

actually kind of like a tour guide

aslında grup içinde bir tür tur rehberi gibisiniz,

within the group but you're deciding to

ancak bunu

do that so instead of taking the tour in

almak yerine bunu yapmaya karar veriyorsunuz.

your native language you take it in

kendi dilinizde tur yapın İngilizce olarak alırsınız

English and this will automatically

ve bu sizi otomatik olarak

connect you with other people

diğer insanlarla bağlar

and you could even spend you know like

ve hatta

two or three days on a tour and your

iki veya üç gününüzü bir turda geçirebilirsiniz ve

English would improve dramatically so

İngilizceniz önemli ölçüde gelişir, bu yüzden

this is a really great way one of my

bu gerçekten harika bir yol benim

best secrets in order to get out and

dışarı çıkmak ve insanlarla pratik yapmak için en iyi sırlar,

practice with people something I

benim

personally done as well but if you do

de kişisel olarak yaptığım bir şey ama bunu yaparsanız, kendi ülkenizden

this it will give you that instant

immersion without even having to leave

ayrılmanıza gerek kalmadan, nerede olursanız olun, sadece belki

your own country just fine wherever you

are just travel maybe a little bit and

biraz seyahat etmek zorunda kalmadan, size o anlık daldırma sağlayacaktır.

you'll find some great places to have

tours in English with other native

Anadili İngilizce olan diğer kişilerle İngilizce turlar yapmak için harika yerler bulacağız.

speakers if you have enjoyed this video

do click that like button it's important

for us to get more likes on these videos

because now

youtube is changing its algorithm and

everybody has to like a video or you

video veya

will not be able to see maybe future

belki de

videos from us so you click that like

bizden gelecek videoları göremeyeceksiniz, bu yüzden beğen

button do post a comment down below if

düğmesini tıklayın, bunları denediyseniz aşağıya bir yorum gönderin

you've tried these things or you will

veya anadili İngilizce olan kişilerle bağlantı kurma planlarınızın

try let other people know what your

ne olduğunu diğer insanlara bildirmeye çalışın.

plans are to connect with native

speakers and this will give everybody a

ve bu, herkese

lot more excitement and reason to get

çok daha fazla heyecan ve

out and try it themselves these really

dışarı çıkıp kendilerinin denemesi için sebep verecek.

great tips to help you improve i hope

Gelişmenize yardımcı olacak bu gerçekten harika ipuçları, umarım

you have enjoyed them again if you have

click that like button and do become a

beğen düğmesini tıkladıysanız ve

subscriber to the channel if you haven't

kanala abone olursanız, bunları tekrar beğenmişsinizdir.

already

the final thing the most important thing

Son şeyi yapmadıysanız, en önemli şey,

if you're still struggling with your

hala konuşulan İngilizce ile mücadele ediyorsanız,

spoken English do click on the link in

this video or on the link in the

bu videodaki bağlantıya veya

description below this video to take our

bu videonun altındaki açıklamadaki bağlantıya tıklayarak

free english fluency quiz now this will

ücretsiz İngilizce akıcılık testimizi şimdi yapın, bu size

help you with lots of different things

yardımcı olacaktır. Pek çok farklı şeyle, neyle

it doesn't matter what you struggle with

mücadele ettiğiniz önemli değil, ister

whether its grammar or pronunciation

gramer ister telaffuz

vocabulary you tell us what you're

sözlüğü, bize neyle mücadele ettiğinizi söyleyin

struggling with and we will provide you

ve biz de size

free information that will tell you

exactly what to do to improve and you

geliştirmek için tam olarak ne yapmanız gerektiğini söyleyecek ücretsiz bilgiler sağlayacağız ve siz de bunu

can get that again by clicking on the

yapabilirsiniz.

link in this video or on the link in the

bu videodaki bağlantıya veya

description below this video i look

bu videonun altındaki açıklamadaki bağlantıya tıklayarak bunu tekrar elde edin,

forward to seeing you in the next video

sizi bir sonraki videoda görmeyi dört gözle bekliyorum

and until then get out in practice

ve o zamana kadar pratik yapın güle

bye-bye

güle