It's February 27th / 28 days of Learning English / LIVE chat from England - What's on the telly?

What

a great way to start today's live stream oh my goodness it's been so noisy here today

Bugünün canlı yayınına başlamak için ne harika bir yol aman tanrım, çeşitli nedenlerle bugün burası çok gürültülü oldu

for various reasons but i'm here anyway hi everybody this is mr duncan in england how

ama yine de buradayım merhaba millet ben Bay Duncan İngiltere'den

are you today are you okay i hope so are you feeling happy i hope you are feeling happy

bugün nasılsınız bugün iyi misiniz iyi misiniz umarım mutlu hissediyorsunuzdur ben umarım mutlu hissediyorsunuzdur

because the weekend is here it is now the weekend everyone how is your weekend are you

çünkü hafta sonu geldi şimdi hafta sonu geldi millet hafta sonunuz nasıl

having a good weekend or are you having a terrible weekend as you can see here it's

iyi bir hafta sonu mu geçiriyorsunuz yoksa burada gördüğünüz gibi berbat bir hafta sonu mu geçiriyorsunuz

a lovely day in england it's very nice in fact and the other thing you might notice

ingiltere'de güzel bir gün aslında çok güzel ve Fark edebileceğiniz diğer bir şey de,

as well is there is a lot of sun around so i have the sun right behind me which sometimes

etrafta çok fazla güneş var, bu yüzden güneş hemen arkamda oluyor, bu bazen kendinizi kameraya

isn't very good if you are trying to film yourself on camera however i hope you can

çekmeye çalışıyorsanız pek iyi değil, ancak

see me clearly i hope you can see me all right on the screen and also you might notice behind

umarım beni net bir şekilde görebilirsiniz. beni ekranda tam olarak görebilirsin ve ayrıca

me there are some birds as well you might see the birds coming down to feed because

arkamda bazı kuşların da olduğunu fark edebilirsin, çok aç oldukları için beslenmek için aşağı inen kuşları görebilirsin

they are very hungry and you also might notice that the birds don't care if i'm here because

ve kuşların ben i umursamadıklarını da fark edebilirsin. buradayım çünkü

i'm always here in the garden doing something walking around having a cup of tea having

hep buradayım bahçede bir şeyler yapıyorum etrafta dolaşıyorum bir fincan çay içiyorum

a sleep under the apple tree perhaps yes there is a lot of sunshine behind me you are right

elma ağacının altında uyuyorum belki evet arkamda çok güneş var haklısın

and the reason for that is well we have a lovely clear day there is hardly a cloud in

ve bunun nedeni iyi ki varız güzel ve açık bir gün gökyüzünde neredeyse hiç bulut yok burası

the sky it is really nice here and i hope you are enjoying not only the sights but also

gerçekten çok güzel ve umarım sadece görüntülerin değil seslerin de tadını çıkarırsınız

the sounds as well we are live now on saturday i know what you're saying mr duncan you don't

şu an cumartesi canlı yayındayız ne dediğinizi biliyorum bay duncan siz don

normally come on on saturday we don't normally see you here on youtube but today you are

normalde cumartesi günü gelmeyiz normalde seni burada youtube'da görmeyiz ama bugün beni

going to see me because i'm here and that's exactly what i'm going to do today i am here

göreceksin çünkü ben buradayım ve bugün tam olarak bunu yapacağım

live with you today oh i see is the music still playing oh i see

bugün burada seninle yaşıyorum oh ben bak müzik hala çalıyor oh anladım

wait wait a moment i'm just going to do something wait

bekle bir dakika sadece bir şey yapacağım

a moment i am very sorry about that it's my fault now

bir dakika bekle bu benim hatam olduğu için çok üzgünüm şimdi çalarken stüdyomda

there are two settings that i can have in my studio when i'm playing music i can have

sahip olabileceğim iki ayar var müzik

the music repeat again and again or i can have it play just once unfortunately i forgot

Müziğin tekrar tekrar çalmasını sağlayabilirim ya da sadece bir kez çalmasını sağlayabilirim maalesef tekrar tekrar

to stop it from playing again and again so now that the music has gone i'm sorry about

çalmasını durdurmayı unuttum bu yüzden artık müzik gitti bunun için

that i didn't mean to do that that was purely accidental because my studio is over there

üzgünüm bunu yapmak istememiştim bu tamamen tesadüfi çünkü benim stüdyom orada

and i'm here so unfortunately i can't see what the controls are actually doing sorry

ve ben buradayım bu yüzden ne yazık ki kontrollerin gerçekte ne yaptığını göremiyorum üzgünüm bunun için

about that i'm very sorry about the sunlight i do apologize for the sunshine i can't do

üzgünüm güneş ışığı için çok özür dilerim güneş ışığı için özür dilerim yapamam

much about the sunlight unfortunately is that better the problem is today we have a lot

ne yazık ki bu daha iyi sorun şu ki bugün çok

of sunlight you see the sun is shining very bright in the sky so i'm not going to worry

fazla güneş ışığımız var görüyorsunuz güneş gökyüzünde çok parlak parlıyor bu yüzden bunun için

too much about that sorry about the music sorry about the music it is my fault i forgot

çok fazla endişelenmeyeceğim müzik için üzgünüm müzik için üzgünüm benim hatam,

to click play once instead of loop the word loop it means to go round again and again

play'e bir kez tıklamayı unuttum, loop kelimesini döngü yerine, tekrar tekrar

and again and that's what my music was doing i'm very sorry about that i've just been eating

ve tekrar dönmek anlamına geliyor ve müziğimin yaptığı da buydu, bunun için çok üzgünüm, ben

an orange as well i had an orange a few moments ago and i have pieces of orange in my mouth

de bir portakal yiyordum. birkaç dakika önce bir portakal yedim ve ağzımda portakal parçaları var

you are very lucky to be there with your sunshine because it's freezing cold outside is it really

güneş ışığınla orada olduğun için çok şanslısın çünkü dışarısı buz gibi soğuk gerçekten

hello can i say hello by the way to hi hi dice you are first on today's live stream

merhaba bu arada merhaba diyebilir miyim merhaba merhaba dice ilk sizsiniz bugünün canlı akışı

thank you very much for joining me today i am so sorry about the music yes i hope it

bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim müzik için çok üzgünüm evet umarım

hasn't put you off but the music was still playing and i didn't know because i can't

sizi rahatsız etmemiştir ama müzik hala çalıyordu ve bilmiyordum çünkü

hear it you see out here because i'm in the garden i went to so much trouble today i was

duyamıyorum burada bahçede olduğum için bugün çok zahmete girdim

i've been working for the past two hours to get this set up it takes a very long time

son iki saattir bu kurulumu yapmak için uğraşıyorum

to set an outside broadcast up anyway i'm here now the music has stopped even though

dış yayın kurmak çok uzun sürüyor nasılsa şimdi buradayım müzik sustu arkamda

there is someone behind me cutting up some wood there is always someone there is always

biri var odun kesiyor hep birileri var

someone making a noise around here have you noticed including me you see talking as well

buralarda hep birileri ses çıkarıyor fark ettin mi ben de dahil konuşuyorum görüyorsun da

the music wasn't the problem forget it i will forget it now even though tonight i will be

sorun müzik değil unut gitsin unutacağım şimdi, bu gece

lying in bed and i will be having nightmares about that music playing over and over again

yatakta uzanıyor olsam ve o müziğin tekrar tekrar çalmasıyla ilgili kabuslar görecek olsam da, öyle olacak mı, hemen

it will it will it will get right into my head and i won't be able to sleep tonight

kafamın içine girecek ve bu gece uyuyamayacağım,

can i say hello christina also hiroko intelligent hello intelligent i really love the lighting

merhaba diyebilir miyim? christina ayrıca hiroko zeki merhaba zeki bugün aydınlatmayı gerçekten çok seviyorum çok teşekkür

today thank you very much i've gone to a lot of trouble to make sure that you can see me

ederim hem beni hem de arka planı görebildiğinizden emin olmak için çok uğraştım

and also see the background this is not an easy thing to do by the way to have sunlight

bu arada bu kolay bir şey değil arkanızda güneş ışığı olsun

behind you and also photograph yourself i can't believe i'm spending so much time here

ve ayrıca fotoğrafınızı çekin burada teknik açıdan bu kadar çok zaman harcadığıma inanamıyorum

talking about the technical side but i hope you are interested in how all of this happens

ama umarım tüm bunların nasıl olduğuyla ilgilenirsiniz açım bu

i am hungry i'm feeling hungry today by the way because i've had nothing to eat i've been

arada bugün açım çünkü yiyecek hiçbir şeyim yoktu

so busy out here preparing this that i've had nothing to eat however i have brought

burada bunu hazırlamakla o kadar meşguldüm ki yiyecek hiçbir şeyim yoktu ancak

some food outside would you like to have a look at the food that i've got with me right

dışarıdan biraz yiyecek getirdim yanımdaki yiyeceklere bir göz atmak ister misiniz? tam

now yesterday we were talking about fudge delicious fudge one of the nicest things that

şimdi dün şekerlemeden bahsediyorduk lezzetli şekerleme bugün yiyebileceğiniz en güzel şeylerden biri

you can eat today i have something else today i have sir some biscuits some special biscuits

bugün başka bir şeyim var efendim bazı bisküviler bazı özel bisküviler

these are called arrowroot arrowroot biscuits i hope you can see that on your screen so

bunlara ararot ararot bisküvi denir umarım bunu ekranınızda görebilirsiniz

these are a type of biscuit made with a certain type of root they have a subtle sweet flavour

belirli bir kök türüyle yapılan bir bisküvi türü onlar hafif tatlı bir tada sahipler

which is quite nice to be honest with you it is a very nice taste and i think i'm going

ki bu size karşı dürüst olmak gerekirse oldukça güzel bir tat ve sanırım

to have one now because i to be honest with you i am a little bit hungry if i was honest

şimdi bir tane alacağım çünkü dürüst olmak gerekirse size karşı biraz açım, size karşı dürüst olursam

with you i am slightly hungry the only problem is they are not very easy to get into it can

biraz açım, tek sorun, içine girmeleri çok kolay değil,

be annoying sometimes trying to open packages and normally there is a little thing that

bazen paketleri açmaya çalışmak can sıkıcı olabiliyor ve normalde açabileceğiniz küçük bir şey var

you can open but i can't find it so i'm going to struggle to open my biscuits i'm going

ama bulamıyorum bu yüzden bisküvilerimi açmakta zorlanacağım

to have a biscuit because i am so hungry florence is complaining

bisküvi yiyeceğim çünkü çok açım florence bugün

why are there so many aeroplanes going over today

neden bu kadar çok uçak geçiyor diye şikayet ediyor bay

mr duncan it's not fair you are so cruel because you are standing in front of us eating food

duncan bu adil değil zalim çünkü sen karşımızda durup yemek yiyorsun

but there is a reason for it because i'm hungry i'm feeling a little bit peckish

ama bunun bir sebebi var çünkü ben açım biraz acıktım

i think the birds are also hungry as well because you can see them behind me eating

sanırım kuşlar da aç çünkü arkamda onları yerken görebiliyorsun anlaşılan

apparently the the sunlight is making my ears glow

güneş ışığı kulaklarımı parlatıyor

oh yes i can see it now it looks as if my ears have little lights

oh evet şimdi görebiliyorum sanki kulaklarımın içinde küçük ışıklar var

inside them because they are glowing red hmm this is good

çünkü kırmızı parlıyorlar hmm bu iyi sana karşı

i must be honest with you i was a little bit hungry just before starting my live stream

dürüst olmalıyım başlamadan hemen önce biraz açtım canlı yayında

so i had an orange and then i'm now having a biscuit

portakal yedim sonra şimdi bisküvi yiyorum ne olduğunu

for those who are wondering what they are they are called arrowroot biscuits they're

merak edenler için ararot bisküvileri

very nice these go very well with a cup of tea so if

çok güzel bunlar çayın yanına çok yakışıyor yani

you are having a cup of tea these are very nice they go very well with a cup of tea

bir bardak içerseniz çay bunlar çok güzel bir fincan çayla çok iyi gidiyorlar

i think so palmyra says mr duncan you must eat something

bence palmyra diyor ki bay duncan

more healthy than biscuits i will we had a lovely vegetable meal last night mr steve

bisküvilerden daha sağlıklı bir şeyler yemelisiniz dün gece çok güzel bir sebze yemeği yiyeceğiz bay steve harika

made one of his wonderful potatoes sweet corn and lentil pies very nice 100 vegetables and

patateslerinden tatlı mısırdan birini yaptı ve mercimek turtaları çok güzel 100 sebze ve

it was absolutely gorgeous tomek is here hello tomek nice to see you

kesinlikle muhteşemdi tomek burada merhaba tomek sizi burada görmek güzel

here i'm back in the garden again today because the weather is quite nice we're having a lovely

bugün tekrar bahçedeyim çünkü hava oldukça güzel burada güzel bir

day here it does feel as if spring is on the way hmm

gün geçiriyoruz sanki bahar geldi hmm

a lot of people have remembered my biscuit my lovely biscuit that i've been eating over

birçok kişi hatırladı benim bisküvimi 27 gündür yediğim sevgili bisküvim

the past 27 days it is in my studio so i haven't finished it yet however tomorrow don't forget

stüdyomda o yüzden henüz bitirmedim ama yarın unutma

it is the final day of february it will be the end of february and tomorrow mr steve

o şubatın son günü şubatın sonu olacak ve yarın steve bey de bu özel ayın

will be joining us as well for our final day of this special month

son gününde aramıza katılacak

well of course my last biscuit was a chocolate biscuit but these biscuits are not chocolate

tabii ki son bisküvim çikolatalı bisküviydi ama bu bisküviler çikolatalı

biscuits so there is a difference so this particular biscuit is not chocolate but my

bisküvi değil yani fark yani bu özel bisküvi çikolata değil ama

other biscuit that is in my studio is chocolate have you eaten

stüdyomdaki diğer bisküvim çikolata yedin mi şekerlemenin

have you eaten all of your fudge there is still some fudge left i didn't eat it all

tamamını yedin mi şekerlemenin tamamını yedin mi hala biraz şekerleme kaldı hepsini yemedim

mr steve and myself we had a little a little fudge last night so sometimes we we like to

bay steve ve ben biraz yedik dün gece biraz şekerleme bu yüzden bazen

sit down and share our fudge hello alessandra hello also sam rainbow nice to see you here

oturup şekerlememizi paylaşmaktan hoşlanırız merhaba alessandra merhaba ayrıca sam gökkuşağı seni bugün burada görmek güzel arkamda

today you might be able to hear there is a lot going on behind me my ears look as if

çok şey döndüğünü duyabilirsin kulaklarım sanki öyle görünüyor

they are shining they look like they are lit up but i can assure you they are not it is

parlıyorlar, yanmış gibi görünüyorlar ama sizi temin ederim ki değiller,

the sunlight shining behind me yes the birds are very busy today they are

arkamda parlayan güneş ışığı evet, kuşlar bugün çok meşguller

singing they are feeding and they are probably wondering what i'm doing out here as well

şarkı söylüyorlar, besleniyorlar ve muhtemelen benim de burada ne yaptığımı merak ediyorlar.

i would imagine mr duncan you need to do a test for sugar

Bay Duncan, şeker için bir test yapmanız gerektiğini hayal ediyorum,

what do you mean you mean in my body i have a very sweet tooth i don't know why

vücudumda ne demek istiyorsunuz, çok tatlıya düşkünlüğüm var, neden bilmiyorum ama

but i love sweet things but i think my body is okay to be honest with you the one thing

tatlı şeyleri seviyorum ama dürüst olmak gerekirse vücudumun iyi olduğunu düşünüyorum.

that i'm often worried about is actually fat not sugar so sometimes i worry too much that

sık sık endişelendiğim tek şey aslında şeker değil yağ, bu yüzden bazen çok fazla endişeleniyorum, ben

i'm i'm i'm eating too much fat too much fatty food hmm i think so if you eat too much fatty

çok fazla yağ yiyorum çok fazla yağlı yemek hmm bence öyle eğer çok fazla yağlı yersen

food you will end up as a fatty a fatty person hmm i don't really want that hello alessandro

yemek sonunda şişman bir insan olacaksın hmm bunu gerçekten istemiyorum merhaba alessandro merhaba

hello birds the birds are having a wonderful time behind

kuşlar arkamda kuşlar harika vakit geçiriyor

me very nice mr goodman what is the exact opposite of a

çok güzel bay goodman önyargılı bir insanın tam tersi nedir

prejudiced person a prejudiced person the opposite is tolerant so tolerance is the opposite

önyargılı bir insanın tam tersi hoşgörülüdür yani

of prejudice so a prejudiced person is a person who judges everyone by any part of their character

hoşgörü önyargının zıttıdır yani ön yargılı kişi herkesi karakterinin herhangi bir yönüne

or their appearance so a prejudiced person is a person who always judges people and maybe

veya dış görünüşüne göre yargılayan kişidir yani ön yargılı kişi her zaman insanları yargılayan kişidir ve belki

they come to an opinion about that person because of the way they look or the way they

o kişi hakkında bir fikir sahibi olurlar çünkü nasıl göründükleri veya nasıl

behave or any part of their appearance or maybe their beliefs of course as well but

davrandıkları veya görünüşlerinin herhangi bir kısmı veya belki inançları da tabii ki ama bunun

the opposite is tolerance so tolerance is when you accept things you welcome people

tersi hoşgörüdür, yani hoşgörü, bir şeyleri kabul ettiğinizde, insanları kim olurlarsa olsunlar,

whoever they are wherever they are whatever they look like whatever their beliefs are

nerede olurlarsa olsunlar, nasıl görünürlerse görünsünler hoş karşılarsınız. inançları

farid hello farid mara nice to see you here yes i am live right now from england for those

farid merhaba farid mara seni burada görmek güzel evet şu an ingiltere'den yaşıyorum merak edenler için

wondering this is much wenlock in the countryside you have a human being that's me by the way

bu kırsal kesimde çok wenlock bir insan var bu arada o benim

and also over there you have some birds as well because they're hungry and last night

ve ayrıca orada da bazı kuşlar var çünkü açlar ve dün gece

it was freezing cold it was minus two it was two below zero last night it was very exposed

dondurucu soğuktu eksi ikiydi dün gece sıfırın altında ikiydi çok açıktı bu

so at night if there's no cloud in the sky we often say that it is exposed the weather

yüzden geceleri gökyüzünde bulut yoksa sık sık maruz kaldığını söyleriz hava

the conditions they are exposed and because of that it was freezing last night it was

durumu bulundukları koşullar açıktaydı ve bu nedenle dün gece hava

so cold and this morning everything was white with frost so it wasn't snow this morning

çok soğuktu ve bu sabah her şey dondan bembeyazdı, bu nedenle bu sabah kar yağmadı,

the whole landscape was white because of the moisture it had literally frozen it looked

tüm manzara nemden dolayı bembeyazdı, kelimenin tam anlamıyla donmuştu, güzel görünüyordu,

lovely very nice fortunately it is a little bit warmer now the frost has gone

çok güzel, neyse ki biraz daha sıcak şimdi ayaz gitti

a lot of people asking about next month oh next month is just around the corner you are

bir çok insan gelecek ayı soruyor oh gelecek ay hemen köşede

right yes march is not very far away in fact tomorrow is the last day of february

haklısın evet mart çok uzak değil aslında yarın şubatın son günü

it's the final day it will be time to say goodbye tomorrow to this special month of

son günü yarın bu özel

daily live streams wow have you enjoyed it by the way were you able to watch most of

günlük canlı yayın ayına veda etme zamanı gelecek vay canına bu arada eğlendin mi günlerimin çoğunu izleyebildin mi

my days well if you haven't seen all of them don't worry because there is a playlist underneath

hepsini izlemediysen merak etme çünkü var oynatma listesi

my video right here and you can watch all of the 28 days of february you can watch them

burada videomun altında ve şubat ayının 28 gününün tamamını izleyebilir hepsini tekrar tekrar izleyebilirsiniz

all over again it's true apparently flower hello flower is giving me

doğru anlaşılan çiçek merhaba çiçek bana

some dietary advice i like it hello mr duncan it is better to eat peanut and almonds when

bazı beslenme tavsiyeleri veriyor hoşuma gitti merhaba bay duncan fıstık ve badem yemek daha iyi

you feel hungry because they they taste good and they are healthy thank you for your for

acıktığınızda çünkü tadı güzel ve sağlıklıdır tavsiyeniz için teşekkür ederim

your advice your lovely health advice there i'm not very keen on almonds i don't like

güzel sağlık tavsiyeniz orada bademlere pek meraklı değilim

almonds to be honest don't like them very much

dürüst olmak gerekirse bademleri sevmiyorum pek sevmiyorum

i'm very aware that there's a there's a pigeon behind me hello mr pigeon i can see you out

ben arkamda bir güvercin olduğunun çok farkındayım merhaba bay güvercin sizi

of the corner of my eye just behind me yes it was nice to see you here every day

hemen arkamda gözümün ucuyla görebiliyorum evet sizi her gün burada görmek güzeldi teşekkür

thank you florence yes i will miss you as well it will be strange not doing my live

ederim floransa evet ben de sizi özleyeceğim canlı yayınlarımı her gün yapmamak garip olacak gerçekten

streams every day it will feel very weird indeed however tomorrow it will be the final

çok garip gelecek ama yarın

day of february and mr steve will be here with us there is a good chance that we will

şubat ayının son günü olacak ve bay steve burada bizimle olacak büyük ihtimalle yarın

be in the studio tomorrow so i don't think we will be outside together but i think tomorrow

stüdyoda olacağız o yüzden bilmiyorum Birlikte dışarıda olacağımızı düşünüyorum ama yarın

we will be in the studio tomorrow so i hope you can join us tomorrow as well

stüdyoda olacağımızı düşünüyorum, bu yüzden umarım yarın da bize katılabilirsin,

what is the difference between effect and affect well if you affect something it means

efekt ve etki arasındaki fark nedir?

you change the outcome or you make some change to that thing you affect it and then effect

o şeyde biraz değişiklik yapın, onu etkilersiniz ve sonra

with an e is the result so the result is the effect and the actual action is effect so

e ile etki sonuçtur yani sonuç etkidir ve gerçek eylem etkidir yani bir

something will affect you the result is the effect i hope that answers your question

şey sizi etkileyecek sonuç etkidir umarım bu sorunuzu yanıtlar

yes there are many synonyms for tolerant we can say impartial or unbiased so yes there

evet birçok şey var hoşgörülü kelimesinin eşanlamlıları tarafsız veya önyargısız diyebiliriz bu yüzden evet

are many ways of expressing tolerance we can say you are unbiased you are accepting you

hoşgörüyü ifade etmenin pek çok yolu var tarafsız olduğunuzu söyleyebiliriz insanları oldukları gibi kabul ediyorsunuz ki

accept people for who they are which is rather nice when you think about it something i often

bu hakkında düşündüğünüzde oldukça hoş bir şey bu benim sıklıkla

have a problem with when i meet other people or if i'm near to other people some people

sorun yaşadığım bir şey diğer insanlarla tanıştığımda veya diğer insanlara yakın olduğumda bazı insanlar

can be very intolerant there was a fly buzzing around my glowing

çok hoşgörüsüz olabiliyorlar parlayan kulağımın etrafında bir sinek vızıldadı

ear can i say hello to gulam gulam abbas hello to you nice to see you here

gulam gulam abbas sana merhaba diyebilir miyim seni burada görmek güzel

yes you can have an effect on something yes you have an effect but once again you are

evet bir tane alabilirsin bir şey üzerinde etki evet, bir etkiniz var ama bir kez daha

naming the thing not the process so effect is as one thing affects something else you

şeyi adlandırıyorsunuz, süreci değil yani etki, bir şeyin başka bir şeyi etkilemesi gibi,

affect and then the effect is the result so yes to have an effect is still the same it

etkilediğiniz ve sonra etki sonuçtur, yani evet, bir etkiye sahip olmak hala aynı,

still begins with an e because you are naming the thing the effect is the result

hala başlıyor e ile çünkü bir şeyi adlandırıyorsunuz, sonuç sonuçtur,

so even if you are naming it or mentioning it as something that is affecting someone

bu yüzden onu başka birini etkileyen bir şey olarak adlandırıyor veya ondan bahsediyor olsanız bile

else the effect and the effect the effect is the result to affect something is to have

etki ve etki etki sonuçtur, bir şeyi etkilemek bir

some change or make a difference for example the sun shining behind me well this is the

miktar değişikliğe sahip olmaktır veya fark yarat mesela güneş arkamda parlıyor iyi bu

effect of the sun behind me this is the result however the sun will affect my live stream

arkamda güneşin etkisi bu sonuç ama güneş canlı yayınımı etkileyecek

it will cause some problems on camera thank you for sharing your biscuit i must

kamerada bazı sorunlara neden olacak bisküvinizi paylaştığınız için teşekkür ederim

be honest with you i am enjoying this biscuit almost too much i think i'm actually enjoying

dürüst olmalıyım sen bu bisküviden neredeyse çok fazla zevk alıyorum aslında

this biscuit a little bit too much could and can could is often related to possibility

bu bisküviden biraz fazla keyif alıyorum diye düşünüyorum çok olabilir ve olabilir olabilir çoğu zaman olasılıkla ilişkilidir bu

so it isn't certain it could happen it could happen quite often we use the word can to

yüzden olabileceği kesin değil oldukça sık olabilir kelimesini kullanırız can,

mean it will happen it is definite could quite often has a certain amount of uncertainty

olacağı anlamına gelebilir, kesin olabilir, çoğu zaman bu konuda belirli bir belirsizliğe sahip olabilirsiniz, bir

about it you are uncertain about something can means you are certain i can do it i can

şey hakkında emin değilsiniz, olabilir, yapabileceğimden eminsiniz anlamına gelebilir,

come to your party so if there is a question being asked maybe

partinize gelebilirim, bu nedenle eğer bir soru sorulursa belki

you are not sure if that person can do the thing you are asking could you could you open

siz o kişinin istediğin şeyi yapıp yapamayacağından emin değilim

the window could you come to my party could you would you like to could you because you're

pencereyi açabilir misin partime gelebilir misin gelmek ister miydin çünkü

not sure hello gia thank you very much yes i'm wearing my cap today because the sun is

emin değilsin merhaba gia çok teşekkür ederim evet ben bugün şapkamı takıyorum çünkü güneş

very bright above my head yes i am enjoying the sights and sounds as

başımın üzerinde çok parlak evet, görüntülerin ve seslerin tadını çıkarıyorum,

well roast the almonds in a dry pan until they

bademleri kuru bir tavada

are golden brown okay and then sprinkle it with salt and a little water it would be so

altın rengi kahverengi olana kadar kavurun tamam ve sonra üzerine tuz ve biraz su serpin öyle olur

tasty something that is very popular nowadays a lot of people are are drinking almond juice

Bu günlerde çok popüler olan lezzetli bir şey, birçok insan badem suyu içiyor,

so the juice that is squeezed from an almond a lot of people believe that drinking almond

bu yüzden bir bademden sıkılan meyve suyunun birçok insan badem

juice is quite healthy is

suyunu içmenin oldukça sağlıklı olduğuna inanıyor,

the word mr goodman is is arguing with me i don't know

Bay Goodman'ın benimle tartıştığı kelime bu.

why i don't know but i'm not just i'm not satisfied with the word tolerant as an exact

neden bilmiyorum ama sadece önyargının tam zıttı olarak hoşgörülü kelimesinden memnun değilim

antonym for prejudice yes but of course there are many other words

evet ama elbette zıt olarak kullanılabilecek birçok başka kelime var,

that can be used as opposites so direct opposite words are not always the exact opposite if

bu yüzden doğrudan zıt kelimeler değil her zaman tam tersi eğer

that makes sense so a prejudiced person there isn't a there isn't another word there isn't

mantıklıysa bu yüzden ön yargılı bir insan yoktur a başka bir kelime yoktur

an opposite of prejudice it just means you have bias you see to be biased towards someone

önyargının zıttı yoktur sadece önyargınız var demektir birine karşı da önyargılı olduğunuzu görürsünüz

as well so that's another word you can use and then the opposite is unbiased so there

yani bu başka bir kelimedir kullanabilirsiniz ve sonra tam tersi tarafsızdır yani

isn't there isn't a there isn't a unprejudiced although you can use that you can use that

yoktur yok yoktur önyargısız da yoktur kullanabilirsiniz bunu kullanabilirsiniz

but if we are talking about a separate word that is completely different then we often

ama eğer tamamen farklı olan ayrı bir kelimeden bahsediyorsak o zaman sık sık

use tolerant what are the polite sentences when starting

hoşgörülü olun sunuma veya konuşmaya başlarken kibar cümleler nelerdir

the presentation or speech well i suppose it depends where you are it depends where

iyi sanırım nerede olduğunuza bağlı nerede

you are first of all you have to ask who is my audience who is it is it a group of ladies

olduğunuza bağlı öncelikle sormak zorundasınız dinleyicim kim kim bu bir hanımlar grubu

is it a group of gentlemen is it a group of children is it a group of koala bears you

mu bir grup mu beyefendiler bir grup çocuk mu bir grup koala ayısı mı

see so it depends on who you are greeting when you open your speech you have to remember

görüyorsunuz bu yüzden kimi selamladığınıza bağlı konuşmanızı açarken

who you are actually talking to who you are addressing good afternoon ladies and gentlemen

aslında kiminle konuştuğunuzu hatırlamanız gerekiyor kime hitap ettiğinizi iyi günler bayanlar ve baylar

good afternoon boys and girls good afternoon gentlemen good afternoon ladies good afternoon

iyi öğleden sonra erkekler ve kızlar iyi günler baylar iyi günler bayanlar iyi günler

fellow koala bears

koala ayı dostları

please could you tell us the rules to pronounce english words in the uk thank you farid you

lütfen bize İngiltere'de ingilizce kelimeleri telaffuz etmenin kurallarını söyler misiniz teşekkürler farid

are asking some very interesting questions the problem is of course when we talk about

çok ilginç sorular soruyorsunuz tabi ki biz telaffuz hakkında konuşurken sorun aksanlardan

pronunciation of words we often talk about accents and as we all know there are many

sık sık bahsettiğimiz kelimeler ve hepimizin bildiği gibi,

different accents in the english language depending on where you go in the country some

ülkenin neresine gittiğinize bağlı olarak ingilizcede birçok farklı aksan vardır, bazı

people speak or some people will say words in different ways they will pronounce certain

insanlar konuşur veya bazı insanlar kelimeleri farklı şekillerde söyler, belirli

letters or certain sounds in a different way so that's the quick explanation that's my

harfleri veya belirli sesleri bir arada telaffuz eder. farklı bir şekilde yani hızlı anlatım bu benim

quick explanation of that in ayatullah hello to you very nice hi mr

hızlı anlatımım ayetullahta merhaba size çok güzel merhaba

duncan how are you doing i've been watching your lesson since 2016. wow five years that's

duncan bey nasılsınız 2016'dan beri dersinizi izliyorum. vay be beş yıldır

incredible nearly five years you've been watching me oh thank you very much for being here that's

inanılmaz neredeyse beş yıldır izliyorsunuz ben oh burada olduğunuz için çok teşekkür ederim

all i can say thank you very much today we're talking about something we all do this is

tüm söyleyebileceğim bu kadar çok teşekkür ederim bugün hepimizin yaptığı bir şeyden bahsediyoruz bu

something i mentioned yesterday i almost talked about this subject yesterday but yesterday

dün bahsettiğim bir şey dün neredeyse bu konudan bahsediyordum ama dün

we started talking about other things including names that you can give to a person that are

başka şeyler hakkında konuşmaya başladık bir insana verebileceğiniz isimler

also names of a town or city or country but today we are talking about something we all

aynı zamanda bir kasaba, şehir ya da ülke ismidir ama bugün hepimizin yapmayı sevdiği bir şeyden bahsediyoruz siz yapın bunu

love doing you do it sometimes i do it sometimes when i was young i used to do it all the time

bazen ben yaparım bazen gençken hep yapardım

i couldn't stop myself especially early in the morning and quite often when i needed

özellikle sabahın erken saatlerinde kendimi tutamadım ve çoğu zaman

something to do i would do it but what is it well the answer is

bir şeye ihtiyacım olduğunda bunu yapardım ama ne iyi cevap

watching television i think of all the inventions that have come along over the past hundred

televizyon izlemek son yüz yılda ortaya çıkan tüm icatları düşünüyorum

years i would say out of all the inventions besides the motor car i would say that the

Motorlu arabanın yanı sıra tüm icatlar arasında şunu söyleyebilirim ki

television has probably had one of the biggest effects on human behaviour you see affects

televizyon muhtemelen insan davranışları üzerindeki en büyük etkilerden birine sahiptir

the effect of something so what about you do you watch much television

now i know after the after the start of my my youtube channel being launched i was very

youtube kanalımın açılışı,

aware that people's habits were starting to change the way people did things the way people

insanların alışkanlıklarının, insanların işleri yapma biçimlerini, insanların

viewed tv shows the way people started getting their news changed quite a lot it altered

televizyon programlarını izleme biçimlerini, insanların haberlerini alma biçimlerinin değişmeye başladığının çok farkındaydım, zamanla çok değişti,

over time so what about you do you watch much tv it

peki ya sen çok tv izler misin

is amazing these days the things that you see on television it is quite amazing what

bu aralar inanılmaz televizyonda gördüklerin çok şaşırtıcı şu sıralar

you can actually see on tv nowadays it would appear that there are no real rules especially

tvde gerçekten görebildiklerin çok şaşırtıcı özellikle gece televizyon izliyorsan hiç gerçek kurallar yokmuş gibi görünüyor

if you are watching television at night have you ever put your television on after nine

hiç koydun mu

o'clock at night here in the uk sometimes you have to be very careful when you are going

Burada, İngiltere'de televizyonunuz gece saat dokuzdan sonra açık oluyor bazen televizyonunuzdaki kanalları dolaşırken çok dikkatli olmalısınız

through the channels on your television because we show all sorts of things that you wouldn't

çünkü görmeyi beklemeyeceğiniz her türlü şeyi gösteriyoruz.

expect to see i don't know what's happened but it would appear that the rules of television

ne olduğunu biliyorum ama görünen o ki

have definitely changed over the past 10 or 15 years i think so for example the other

son 10-15 yılda televizyonun kuralları kesinlikle değişti bence yani mesela geçen

night i turned my tv on it was around 9 30 at night

gece televizyonu açtım gece 9 30 civarlarında

and i was flicking around the channel pressing my remote control

ve kanal tuşuna basarak dolaşıyordum uzaktan kumandam

and suddenly i couldn't believe what i saw it was naked people naked with no clothes

ve birden gördüğüm şeyin çıplak olduğuna inanamadım çıplak insanlar çıplak

on everything just completely naked everything just there hello hello everything everything

her şey giysisiz her şey tamamen çıplak her şey orada merhaba merhaba her şey her şey

just naked not only that but the camera was also going very close to certain parts of

çıplak sadece o değil, aynı zamanda kamera da filmin belirli bölgelerine çok yaklaşıyordu.

the body and i couldn't believe it so this is actually on tv in in the evening when people

vücut ve ben buna inanamadık, bu yüzden bu aslında akşamları insanlar

are sitting down maybe your family are all gathered around because of course at the moment

otururken televizyonda, belki de aileniz etrafta toplanmış çünkü elbette şu anda

because we are in lockdown lots of people are getting together in their families and

kilit altındayız çünkü birçok insan kendi evlerinde bir araya geliyor. aileler ve

they are doing things together i can't believe it

birlikte bir şeyler yapıyorlar buna inanamıyorum

christina watches television i normally watch nature documentaries on tv i like travel programs

christina televizyon izliyor normalde televizyonda doğa belgeselleri izlerim seyahat programlarını severim

art i don't like violent movies but actions or adventures

sanat şiddet içeren filmleri sevmem ama aksiyonları veya maceraları

actions or adventures are okay some very interesting questions coming today

aksiyonları veya maceraları tamamdır bugün bazı çok ilginç sorular geliyor

but what about you are there certain things that you can't show on television in your

peki ya siz, ülkenizde televizyonda gösteremeyeceğiniz bazı şeyler var mı?

country because it would appear that all of the laws and the rules surrounding what you

can show on television and what you can't show have changed a lot over the years

Yıllar

naked people so basically what you would have is have some ladies who were completely naked

çıplak insanlar yani temelde sahip olacağınız şey, tamamen çıplak olan bazı bayanlara sahip olmak

and then a man would have to choose which one which woman he liked based on her naked

ve sonra bir erkek hangi kadını sevdiğini onun çıplak

body how strange and this is actually a tv show that is on it's very popular

vücuduna göre seçmek zorunda kalacak ne kadar garip ve bu aslında bir televizyon programı. çok popüler

tomek is calling me a boomer no i'm okay about that if you want to call

tomek bana boomer diyor hayır bu konuda bir sorunum yok eğer

me a boomer you can i suppose i was a baby boomer i was born in the 1960s so that that

bana boomer demek istersen söyleyebilirsin sanırım ben baby boomer'dım 1960'larda doğdum bu yüzden bu

might explain quite a few things yes you might be right but i must admit i was rather surprised

pek çok şeyi açıklayabilir evet sen haklısın ama itiraf etmeliyim ki oldukça şaşırdım bugünlerde

i am often surprised at what you see on tv nowadays i don't want to sound like an old

televizyonda gördüklerine sık sık şaşırıyorum televizyonda yumruğunu sallayan yaşlı bir adam gibi konuşmak istemiyorum

man moaning about things shaking my fist at the television oh you young people with your

ah siz gençler

naked bodies and your your topless beach clothes what

çıplak bedenlerinizle ve senin üstsüz plaj kıyafetlerin ne

when i was a child i used to watch some cartoons well i used to watch tv a lot when i was a

ben çocukken bazı çizgi film izlerdim iyi çocukken çok tv izlerdim

kid quite a lot i've just realized this is quite a nice effect look at that so there

epeyce bunun çok güzel bir efekt olduğunu yeni fark ettim şuna bak öyleyse var

are hollywood movies that spend millions and millions of dollars just to get this this

Sadece bu efekti elde etmek için milyonlarca ve milyonlarca dolar harcayan hollywood filmleri

effect can you see it so this particular type of effect is called a lens flare and quite

bunu görebiliyor musunuz yani bu özel efekt türüne mercek parlaması denir ve

often you will find movies will have this thing called lens flare there it is it's gone

çoğu zaman filmlerde mercek parlaması denen bir şeye sahip olduğunu görürsünüz, işte

now lens flare is what happens when the sunlight streams across your lens and then it breaks

şimdi gitti. mercek parlaması, güneş ışığı merceğinizden aktığında meydana gelir ve ardından

up the pattern of light you can see that the light has been broken up it's been affected

ışığın düzenini bozar, ışığın kırıldığını görebilirsiniz,

by the lens so as the light hits the lens you get something called lens flare and there

mercekten etkilenir, bu nedenle ışık merceğe çarptığında mercek parlaması denen bir şey olur ve işte evet bugün

it is so yes there is a little bit of lens flare today

biraz mercek parlaması var

jj abrahams quite likes having lens flare in his movies but this is real lens flare

jj abrahams filmlerinde mercek parlaması olmasını çok seviyor ama bu gerçek mercek parlaması

this is real so what you're seeing now above my head is actually real lens flare it isn't

bu gerçek yani şu anda başımın üstünde gördüğünüz şey aslında gerçek mercek parlaması

cgi it's real vin pham i think where you are it must be

cgi değil bu gerçek vin pham bence sen neredesin

very late i think where you are it must be late i am going to sleep now says vin okay

çok geç olmalı bence sen neredesin geç kalmış olmalı şimdi uyuyacağım vin tamam

vin if you want to have a sleep sometimes you have to sometimes when you are feeling

vin diyor eğer uyumak istiyorsan bazen zorundasın bazen ne zaman kendinizi

tired or drowsy you have to go to sleep highly quang oh very nice fancy pants highly quang

yorgun veya uykulu hissediyorsunuz uyumak zorundasınız çok kaliteli oh çok güzel süslü pantolon çok kaliteli

watches disney plus oh very nice oh i don't have disney plus i don't have well most of

saatler disney plus oh çok güzel oh bende disney plus yok bende pek iyi

the streaming services i don't have and i suppose this is one of the big things that

yayın servisleri yok bende yok var ve sanırım bu, televizyon

has changed over the years when we talk about television so people have lots of choice now

hakkında konuştuğumuzda yıllar içinde değişen en büyük şeylerden biri, bu yüzden insanların çok fazla seçeneği var,

we have many choices of things to actually watch we can watch things on television that

gerçekten izleyecek birçok şey seçeneğimiz var, televizyonda

are being broadcast to our tv channels we can also have cable tv so you can literally

bizim için yayınlanan şeyleri izleyebiliyoruz. tv kanalları ayrıca kablolu tv'ye de sahip olabiliriz, böylece kelimenin tam anlamıyla

have hundreds and hundreds of tv channels here in the uk we have cable television and

yüzlerce ve yüzlerce tv kanalına sahip olabilirsiniz burada İngiltere'de kablolu televizyonumuz var ve

also we have satellite television as well we have something called sky tv i don't have

ayrıca uydu televizyonumuz da var sky tv diye bir şeyimiz var bende yok bu

that so i don't have cable i don't have satellite tv i don't have any of that i used to have

yüzden yok kablom var uydu tvm yok bende bunlardan hiçbiri yok eskiden

netflix does anyone watch netflix i don't have that anymore i used to have it but then

netflix'im vardı netflix izleyen var mı artık yok bende kullanıyordum ama sonra

about seven months ago i stopped it i cancelled my netflix and to be honest with you if i

yaklaşık yedi ay önce durdurdum netflix'imi iptal ettim ve size karşı dürüst olmam gerekirse

was honest i don't miss it i don't miss my netflix at all it doesn't actually bother

özlemiyorum netflix'imi hiç özlemiyorum aslında beni pek rahatsız etmiyor

me well that's interesting thank you liz things

bu ilginç teşekkür ederim liz

that you can't show on television apparently in korea you can't show people smoking smoking

televizyonda gösteremeyeceğiniz şeyler görünüşe göre kore'de sigara içen insanları gösteremiyorsunuz

cigarettes so does that include vaping as well can you show vaping on tv in korea it's

yani buna

a little bit like here we have we have rules about smoking on tv but the rules sometimes

elektronik sigara da dahil

can be broken for certain reasons especially when you are showing an old tv show so maybe

bazı sebepler özellikle eski bir tv şovunu gösteriyorsanız yani

an old television program from the 1980s or 70s or 1960s you might see lots of people

1980'ler, 70'ler veya 1960'lardan kalma eski bir televizyon programını gösteriyorsanız birçok insanın

smoking cigarettes so sometimes yes i think the rule is in place here as well but we don't

sigara içtiğini görebilirsiniz bu yüzden bazen evet bence de kural burada da geçerli ama biz yapmıyoruz

we don't censor smoking but we do discourage we discourage smoking

sigarayı sansürlemiyoruz ama caydırıyoruz sigara içmeyi caydırıyoruz

i think mr goodman is actually making fun of this lesson i think so

bence bay goodman aslında bu dersle dalga geçiyor bence bu yüzden

you only get one more of those hello intelligent i find it so hard to get my head around how

sadece bir tane daha alıyorsunuz merhaba zeki televizyonun nasıl çalıştığını anlamakta çok zorlanıyorum

television works do you happen to know how these waves turn into images oh my goodness

Bu dalgaların nasıl görüntüye dönüştüğünü bir bilirsiniz ama aman tanrım ben kimim sanıyorsun

who do you think i am john logie baird they say that john logie baird a scottish

john logie baird televizyonu john logie baird iskoç

man invented the television but a lot of people believe that the first ever television was

icat etti derler ama pek çok insan ilk televizyonun

actually invented in germany whilst others believe that the first ever television was

aslında almanya'da icat edildiğine inanır diğerleri ilk televizyonun

created or the first television broadcast was actually carried out in the united states

yaratıldığına veya ilk televizyon yayınının aslında Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleştirildiğine inanırken,

so it depends there is a big debate that goes on and on and on various people saying oh

bu, devam eden büyük bir tartışmanın olmasına ve çeşitli insanların oh

no it was it was john logie bad and then someone says oh no it was someone else in germany

hayır, o john logie kötüydü demesine bağlıdır. ve sonra biri diyor ki oh hayır o Almanya'da başka biriydi

no it was it was someone else in in the united states and everyone starts fighting about

hayır Amerika'da başka biriydi ve herkes bu konuda tartışmaya başlıyor

it jamilia says mr duncan it looks as if you

jamilia Bay Duncan lens parlamanızla cennetten geliyormuşsunuz gibi görünüyor hayır hayır hayır diyor

are coming from heaven with your lens flare no no no no no no oh can you believe it i

hayır hayır hayır oh inanabiliyor musun

think it's gone i think my lens flare has gone oh there it is it's back there it is

sanırım gitti sanırım lens parlamam gitti oh işte orada arka tarafta

yes it does look like it let me just see if i can change this because i have a special

evet öyle görünüyor öyle görünüyor bir bakayım bunu değiştirebilecek miyim çünkü özel bir

lens on my camera and yes you can now get the lens flare oh isn't that lovely yes it

lensim var kameram ve evet artık mercek parlamasını elde edebilirsiniz oh o kadar güzel değil mi evet

looks like i'm coming down from heaven peace my children peace my words of wisdom

cennetten iniyor gibiyim barış çocuklarım barış

for today are please be nice to each other don't be horrible to each other and please

bugün için hikmetli sözlerim lütfen birbirinize iyi davranın korkunç olmayın birbirinize ve lütfen

send me lots and lots of fudge and chocolate that is all

bana çok ama çok şekerleme ve çikolata gönderin bu sadece

beatrice says i can serve or i keep netflix only for some british pronunciation or productions

beatrice hizmet edebileceğimi söylüyor veya netflix'i yalnızca bazı İngiliz telaffuzları veya

like the crown and brigaton brigaton i've heard that that program has a lot of naked

taç ve brigaton brigaton gibi yapımlar için tutuyorum bu programın çok şey olduğunu duydum

people in it am i right i haven't seen it myself because i don't have netflix i don't

içinde çıplak insanlar var haklı mıyım ben kendim görmedim çünkü netflix'im yok

have it but i've heard that in brigaton there is a lot of bouncy bouncy on the bed bed i've

ama brigaton'da çok fazla zıplayan yatak olduğunu duydum

heard i haven't seen it myself because i don't have netflix i don't have any streaming services

kendim görmedim çünkü netflix'im yok dürüst olmak gerekirse herhangi bir akış hizmetim yok

to be honest i don't mr duncan please give me some advice to pick up the english accent

bay duncan lütfen bana ingilizce aksanı almam için bir tavsiye verin

well it depends which accent you want there are there are hundreds of accents around the

hangi aksanı istediğinize bağlı dünyada yüzlerce aksan var mı

world so have a choice you have a choice really louis mendes oh hello lewis i am talking to

yani bir seçeneğiniz var gerçekten bir seçeneğiniz var gerçekten louis mendes oh merhaba lewis

you now with my lens flare

şimdi sizinle mercek parlamamla konuşuyorum

louis mendes i hope you are enjoying today's live stream

louis mendes umarım bugünün canlı yayınını beğeniyorsunuzdur

i know this is getting boring now playing with my camera all the time sorry about that

bunun artık sıkıcı olmaya başladığını biliyorum her zaman kameramla oynuyorum bunun için üzgünüm

yes well it is a human being who invented the television so it doesn't matter where

evet pekala televizyonu bir insan icat etti bu yüzden nerede

he was born i agree with you i will be honest with you a lot of people do complain and quite

doğduğu önemli değil size katılıyorum size karşı dürüst olacağım birçok insan şikayet ediyor ve oldukça

often argue over where certain things originated you are right so i actually agree with you

sık bazı şeylerin nereden kaynaklandığını tartışıyorum haklısın bu yüzden aslında sana

lewis i agree with you entirely tomex says what is your obsession with naked people i

katılıyorum lewis sana tamamen katılıyorum tomex diyor ki çıplak insanlara olan takıntın nedir

don't have an obsession with it i was actually talking about the things that you see on tv

ona dair bir takıntım yok aslında üzerinde gördüğün şeylerden bahsediyordum tv

and i can't believe sometimes some of the things they show on television here in the

ve ben bazen burada, İngiltere'de geceleri televizyonda gösterdikleri bazı şeylere inanamıyorum,

uk at night it's actually quite shocking it is you have to be careful sometimes when you

aslında oldukça şok edici, dikkatli olmalısın, bazen

are flicking around never watch television with your parents after nine o'clock at night

ortalıkta dolaşırken asla saat dokuzdan sonra ailenle televizyon izleme. Birleşik

in the uk never do it because you never know what you're going to see next i was following

Krallık'ta geceleri bunu asla yapmayın çünkü bir sonraki adımda ne göreceğinizi asla bilemezsiniz,

an episode of the investigator oh puerto yes puerto a very famous french fictional detective

dedektifin bir bölümünü takip ediyordum oh puerto yes puerto çok ünlü bir Fransız kurmaca dedektif

so he doesn't really exist but yes you are right

yani o gerçekten yok ama evet haklısın

and also i was watching the tv show elementary which i believe is based on sherlock holmes

ve ayrıca sherlock holmes'a dayandığına inandığım elementer tv programını izliyordum

i like all sorts of chocolate don't worry about it i'll if it if it has chocolate in

çikolatanın her çeşidini severim merak etmeyin içinde çikolata varsa

it or on it or over it there is a good chance that i will eat it

ya üzerinde ya da üzerinde çikolata varsa güzel olur şans eseri onu yiyeceğim

i will put it straight in my mouth harley quang is getting a little angry because

doğruca ağzıma koyacağım harley quang biraz sinirleniyor çünkü başka

i have no choice because i think the quarantine will end in a few weeks well i hope so as

seçeneğim yok çünkü karantinanın birkaç hafta içinde biteceğini düşünüyorum, umarım öyledir

well there are some very interesting comments coming

de çok ilginç yorumlar geliyor

through today thank you very much for your comments i am enjoying them quite a lot

bugüne kadar yorumlarınız için çok teşekkür ederim, onlardan oldukça keyif alıyorum,

can you hear the blackbird there was a blackbird singing above my head

karatavuğu duyabiliyor musunuz, başımın üstünde bir karatavuk şarkı söylüyordu, bu

so now the sun is really coming down look at that you can see you can really feel the

yüzden şimdi güneş gerçekten batıyor, bakın, görebiliyorsunuz, güneşin geldiğini gerçekten hissedebiliyorsunuz

sun coming down so i will move my i'm actually using an umbrella today to block out the sun

aşağı o yüzden hareket edeceğim bugün aslında güneşi engellemek için bir şemsiye kullanıyorum bu

that's better i think that's a little bit better sorry about that

daha iyi bence bu biraz daha iyi bu

intelligent says do you think they should censor what they show on tv i don't think

zeki için üzgünüm diyor televizyonda gösterdiklerini sansürlemeleri gerektiğini düşünüyor musun sanmıyoruz

we should censor things that are shown on television but i do think sometimes maybe

televizyonda gösterilen şeyleri sansürlemeliyim ama bence bazen

maybe we go too far with what we show quite often people want to shock other people so

gösterdiğimiz şeyle çok ileri gidiyoruz, insanlar diğer insanları şok etmek istiyor, bu yüzden

i think sometimes a lot of tv shows these days try to try to create shock or outrage

bence bazen bugünlerde pek çok televizyon şovu şok veya öfke yaratmaya çalışıyor

by showing or talking about certain things so this does happen a lot in in the television

belirli şeyleri göstererek veya hakkında konuşarak, bu televizyon endüstrisinde çok oluyor,

industry people show things broadcasters will say something they will talk about a certain

insanlar bir şeyler gösteriyor, yayıncılar bir şeyler söyleyecekler, belirli bir konu hakkında konuşacaklar,

subject they will be very what's the word i'm talk i'm looking for explicit something

çok olacaklar, ne kelime, konuşuyorum, açık bir şey arıyorum

that is explicit is something that is shown without hiding anything it is explicit and

Bu apaçık olan, hiçbir şeyi saklamadan gösterilen bir şeydir, apaçıktır ve

quite often tv companies will push further and further they will keep doing things to

çoğu zaman televizyon şirketleri daha da ileri giderek bir tepki almak için bir şeyler yapmaya devam ederler,

try and get a reaction so i think these days television is a little bit like a big contest

bu yüzden bence bu günlerde televizyon biraz büyük bir yarışma gibi.

all of the tv and the television program makers are all trying to to get their viewers so

Televizyonun ve televizyon program yapımcılarının hepsi izleyicilerini kazanmaya çalışıyor, bu yüzden

they have to try more shocking things every single time they have to try things each time

her seferinde daha şok edici şeyler denemek zorundalar, her seferinde sizi izlemeye devam ettirmek için bir şeyler denemek zorunda kalıyorlar,

to try and keep you watching the same thing also happens here on youtube as well i think

aynı şey burada youtube'da da oluyor.

there are people on youtube who do things because they want to have attention they want

Youtube'da dikkat çekmek istedikleri için bir şeyler yapan insanlar olduğunu düşünüyorum, fark edilmek istiyorlar,

to get noticed if you haven't already noticed here the sun is really coming over now

eğer daha önce fark etmediyseniz, burada güneş gerçekten doğuyor vay canına, şuna

wow look at that i'm actually using an umbrella to block out the sun the only problem is it

bakın, aslında kendimi engellemek için bir şemsiye kullanıyorum güneş tek sorun

isn't doing a very good job is that okay oh that's a bit better i think

pek iyi bir iş çıkarmıyor o tamam oh bu biraz daha iyi bence bu

that's better no it's back again who would have thought that people would be complaining

daha iyi hayır geri döndü insanların güneşten şikayet edeceği kimin aklına gelirdi neredeyse hiç

about the sun we've hardly had any sun yes marietta says they often shock people

güneşimiz olmadı evet marietta

to get more viewers i think you're right yes i think that's the reason why they often do

daha fazla izleyici kazanmak için genellikle insanları şok ettiklerini söylüyor bence haklısın evet bence bunu yapmalarının nedeni bu

that they do it because they want to get viewers to watch them i think you're right i don't

disagree with that so zika says many years ago i was a tv zombie yeah i must admit when

buna katılmıyorum bu yüzden zika diyor ki yıllar önce ben bir televizyon zombiydim evet itiraf etmeliyim ki ben

i was a child i did the same thing i would often sit in front of the television for many

çocukken aynı şeyi yapardım çocukken sık sık saatlerce televizyonun önünde oturur

many hours watching tv watching programs when i was a child some years ago i was a total

tv izler program izlerdim birkaç yıl önce tam bir

tv zombie i guess that you have to watch it in moderation anyway please be careful with

tv zombisiydim sanırım onu ​​aşırıya kaçmadan izlemek zorundasın yine de lütfen

the tv well if i was honest with you i don't watch much television i do watch things on

televizyona dikkat et sana karşı dürüst olmam gerekirse pek televizyon izlemiyorum videoda bir şeyler izliyorum

video i do like to watch old tv shows and as you know every sunday after my live stream

hoşuma gidiyor eski dizileri izleyin ve bildiğiniz gibi her pazar canlı yayınımdan sonra

i always like to watch columbo on television my favourite tv show yes i know it's an old

her zaman televizyonda columbo izlemeyi severim en sevdiğim dizi evet biliyorum eski bir

tv show i know it's old but i still like it

dizi biliyorum ama yine de seviyorum

alfie anne will dani says i am going see you later don't worry about it i will see you

alfie anne will dani ben diyor sonra görüşürüz merak etme

later as well i hope you've enjoyed what you've seen and don't forget i will be back with

daha sonra da görüşürüz umarım gördüklerini beğenmişsindir ve unutma yarın da İngiltere

you tomorrow as well from 2pm uk time tomorrow i will be here with mr steve as well but don't

saatiyle 2'den itibaren seninle olacağım steve beyle de buradayım ama

worry i'm not going yet i am staying here for a little longer because i was late and

merak etmeyin henüz gitmiyorum burada biraz daha kalacağım çünkü geç kaldım ve

also i made a big mistake i made a big mistake at the start of today's live stream unfortunately

ayrıca büyük bir hata yaptım bugünkü canlı yayının başında büyük bir hata yaptım maalesef

how do people watch or how do people control what children watch on television well i suppose

nasıl insanlar izliyor mu veya insanlar nasıl kontrol ediyor çocukların televizyonda ne izlediklerini iyi kontrol ediyorlar sanırım

these days it is very hard to control what children watch on television because most

bu günlerde çocukların televizyonda ne izlediklerini kontrol etmek çok zor çünkü çoğu

kids have their own televisions or maybe their own computer screens they have the internet

çocuğun kendi televizyonu veya belki kendi bilgisayar ekranı var kendi internetleri

they have their own mobile device so i would imagine if you want my opinion i would say

var mobil cihaz bu yüzden hayal ediyorum, eğer fikrimi sorarsanız,

that these days i think it's very hard to control what children watch on tv and i think

bu günlerde çocukların televizyonda ne izlediğini kontrol etmenin çok zor olduğunu söyleyebilirim ve bence bu yüzden

so it's what i believe oh everyone's going is beatriz going are you

inanıyorum oh herkes beatriz gidiyor, siz

going beatriz because i'm not going just yet i'm staying for a little bit longer

beatriz'e gidiyor musunuz çünkü ben' henüz gitmiyorum biraz daha kalıyorum ne gidiyor

my wha is going harley quang is columbo the name of a film

harley quang columbo bir film

studio or is it a tv show it is actually a tv program starring a very great actor who

stüdyosunun adı mı yoksa bir tv programı mı aslında çok büyük bir aktörün oynadığı bir tv programı ne

sadly is no longer with us but very good tv show called columbo all about a detective

yazık ki artık değil bizimle ama columbo adlı çok iyi bir dizi cinayetleri çözmek zorunda olan bir dedektif hakkında,

who has to solve murders that's what he has to do

yapması gereken bu

it isn't made anymore because sadly the actor who played the part sadly died so he's not

artık yapılmıyor çünkü ne yazık ki rolü oynayan aktör ne yazık ki öldü, bu yüzden artık

around anymore but i love watching it especially on sunday i don't know why but sunday always

ortalıkta yok ama izlemeyi seviyorum özellikle pazar günleri neden bilmiyorum ama pazar her zaman

feels like a very good time to sit down and watch columbo i don't know why i like doing

oturup columbo izlemek için çok iyi bir zaman gibi geliyor o zaman neden yapmayı sevdiğimi bilmiyorum

it then but it does feel very suitable i don't know why

ama çok uygun geliyor

this camera is just getting worse isn't it don't you think so let me just see if i can

bu kameranın neden olduğunu bilmiyorum daha da kötüye gidiyor değil mi sence de bir bakayım

adjust the camera is that better oh no come on mr duncan you can do it no i don't think

kamerayı ayarlayabilir miyim o kadar iyi oh hayır hadi bay duncan yapabilirsin hayır

i'm going to be able to get that any better i will see i will try my best see if i can

yapabileceğimi sanmıyorum daha iyisini al göreceğim elimden gelenin en iyisini yapacağım bak değiştirebilirsem

change it let's see oh yes oh i think i've done it

değiştirelim bakalım oh evet oh sanırım yaptım

i think i've done it yes look at that oh fancy pants very nice so that's corrected the lens

sanırım evet şuna bak oh süslü pantolon çok güzel bu yüzden düzeltildi Mercek

flare so now you can see me a little bit more clearly so the sun is not shining into your

parlaması, böylece artık beni biraz daha net görebilirsiniz, böylece güneş gözlerinize parlamıyor

eyes very nice thank you thank you palmyra thank you also the slack one can i just say

çok güzel teşekkür ederim, teşekkür ederim palmyra, ayrıca teşekkür ederim gevşek olan,

i find your name rather fascinating for some reason the slack one i don't know what that

adınızı nedense oldukça büyüleyici bulduğumu söyleyebilir miyim gevşeklik

refers to i i i don't want to think what it might refer to to be honest iso says you are

dürüst olmak gerekirse, iso

not a netflix addict i am not i don't watch netflix i don't have netflix at all i used

netflix bağımlısı olmadığınızı söylüyor ben değilim, netflix izlemiyorum hiç netflix'im yok eskiden

to have it but then i got rid of it and then i realized that i didn't miss watching netflix

vardı ama sonra ondan kurtuldum ve sonra netflix izlemeyi özlemediğimi fark ettim

i actually don't miss it strange although i still get lots of emails from netflix begging

aslında bunu özlemiyorum tuhaf ama hala netflix'ten bana yalvaran bir sürü e-posta alıyorum

me and i'm not joking they are actually begging me to come back it's like it's like when you

ve şaka yapmıyorum aslında geri gelmem için bana yalvarıyorlar bu sanki

break up with a girlfriend or a boyfriend you tell them that you don't want to go out

bir kız arkadaştan ya da erkek arkadaştan ayrıldığında onlara

with them anymore or you don't love them anymore but they keep writing to you and phoning you

artık onlarla çıkmak istemediğini ya da onları artık sevmediğini söylüyorsun ama sana yazmaya devam ediyorlar ve sana telefon edip canını

and annoying you so i'm having that situation at the moment with netflix netflix keep writing

sıkıyorum bu yüzden şu an netflix ile bu durumu yaşıyorum netflix bana yazmaya devam et

to me oh duncan we miss you please come back oh it's been 270 days since you left us what's

wrong with netflix they are like they are a little bit like a jilted boyfriend or girlfriend

biraz ayrıldığın terk edilmiş bir erkek arkadaş veya kız arkadaş gibi

that you've split up with but they won't leave you alone

ama seni yalnız bırakmayacaklar

your channel is like netflix for english learners thank you very much i'm not sure if that's

senin kanalın ingilizce öğrenenler için netflix gibi çok teşekkür ederim bunun

a compliment or not is it i will take it as a compliment thank you very much now the sun

bir iltifat olup olmadığından emin değilim bunu bir iltifat olarak kabul et çok teşekkür ederim güneş şimdi

is coming round behind me edit goulet says the columbo tv series is

arkamda dönüyor edit goulet columbo dizisinin

very good especially if you are learning english because the story is slower i think so yes

çok iyi olduğunu söylüyor özellikle ingilizce öğreniyorsanız çünkü hikaye daha yavaş ilerliyor bence bu yüzden evet

that's actually quite a good observation yes i think so

bu aslında oldukça iyi bir gözlem evet ben öyle düşünüyorum

yes intelligent says i was shocked to learn that the actor peter falk his name who played

evet zeki diyor columbo'yu oynayan aktör peter falk'ın adının

columbo had a glass eye it's true he did he had a glass eye i think it was from a childhood

cam gözü olduğunu öğrenince şok oldum

injury i think so i think he was injured as a child and he he had to have his eye removed

bir çocuk ve onun gözünü aldırmak zorunda kaldı

i think i think it was this eye that was the affected eye i think it was so one of his

bence etkilenen göz bu gözdü sanırım bu yüzden

eyes is actually made of glass and i've always wondered how you put your glass eye in and

gözlerinden biri aslında camdan yapılmış ve her zaman cam gözünüzü nasıl taktığınızı merak etmişimdir içeri sok ve

take it out how do you do that does it make a sound so when you put your eye in does it

çıkar nasıl yapıyorsun ses çıkarıyor mu yani gözünü soktuğunda

make a strange sound and then when you take your glass eye out

garip bir ses çıkarıyor ve sonra cam gözünü çıkardığında

does it make a sound i wonder i haven't met many people who have glass eyes

ses çıkarıyor mu merak ediyorum çok tanışmadım cam gözlü insanlar

if i was honest and there is a sentence that i didn't expect to say today

dürüst olursam ve bugün söylemeyi beklemediğim bir cümle var

there are so many birds behind you yes they are because they are all hungry they are coming

arkanda bir sürü kuş var evet onlar çünkü hepsi aç onlar yemeye geliyorlar

to eat they are hungry and guess what i'm also hungry as well

açlar ve bil bakalım ne yaptım Ben de acıktım

p andrei says i watch netflix to try and improve prove my english sometimes it looks impossible

p andrei netflix'i ingilizcemi kanıtlamaya çalışmak ve geliştirmek için izlediğimi söylüyor bazen akıcı bir şekilde

to learn and speak fluently this language of course mr duncan is the best thank you

öğrenmek ve konuşmak imkansız görünüyor bu dil elbette en iyisi bay duncan

very much that's very kind of you thank you very nice ah marietta very interesting marietta

çok teşekkür ederim çok naziksiniz teşekkür ederim çok güzel ah marietta çok ilginç marietta

says when i was growing up i used to watch a tv program called little house on the prairie

diyor ki ben büyürken küçük ev adlı bir televizyon programı izlerdim

yes i used to watch that as well it was about a family of explorers i think actually they

evet onu da izlerdim kaşif bir aile hakkındaydı sanırım aslında

were trying to find their fortune they were prospectors so we are going back quite a long

servetlerini bulmaya çalışıyorlardı maden arayıcılarıydık, bu yüzden oldukça uzun bir yol geri gidiyoruz, maden

way prospectors used to travel around trying to find their fortune quite often if they

arayıcıları,

were looking for gold for example so you would have prospectors who would travel around looking

örneğin altın arıyorlarsa, servetlerini bulmak için oldukça sık dolaşırlar, bu nedenle, servetlerini aramak için etrafta dolaşan maden arayıcılarınız olur,

for their fortune they would look for gold which was very common in the past in the united

altın ararlardı. geçmişte amerika birleşik devletleri'nde çok yaygındı

states little house on the prairie i if i remember right then the family name was the

bozkırdaki küçük ev i eğer doğru hatırlıyorsam o zaman soyadı

ingles is that right ingles i think it was the ingle family i also remember the father

ingles'ti, doğru ingles'ti sanırım ingle ailesiydi ben de babayı hatırlıyorum

as well the father his name the actor was michael landon am i right a deeply religious

baba onun adı aktör michael landon haklı mıyım çok dindar bir

man by the way very religious he was another person with a glass eye this is a

adam bu arada çok dindar o cam gözlü başka bir kişiydi bu

very interesting subject i didn't think we were going to talk about this today yes another

çok ilginç bir konu bugün bunun hakkında konuşacağımızı düşünmemiştim evet

person with a glass eye sammy davis jr very talented man very brilliant singer dancer

cam gözlü başka bir kişi sammy davis jr çok yetenekli adam çok parlak şarkıcı dansçı

performer huge star marietta yes the engel ingle family oh i was

dansçı büyük yıldız marietta evet engel ingle ailesi oh haklıymışım aman tanrım

right my gosh i can't i can't believe that that has actually stayed in my memory i can't

bunun gerçekten hafızamda kaldığına

believe it i will be going in a moment another couple of minutes and then i will be going

inanamıyorum yapacağıma bir dakika sonra gideceğim ve sonra gideceğim

because i have been here for almost well over one hour once again can i apologize for the

çünkü neredeyse bir saatten fazla bir süredir buradayım bir kez daha

start of today's live stream when i was playing the music when i was talking to you and the

bugünün canlı yayınının başladığı için özür dileyebilir miyim, ben seninle konuşurken müziği çalarken ve

music was playing it was my fault because i forgot to press a certain button belarussia

müzik çalıyordu bu benim hatamdı çünkü belirli bir düğmeye basmayı unutmuşum belarussia

says i used to watch little house on the prairie as well i can remember the theme tune

der ki küçük ev on the prairie de izlerdim tema melodisini hatırlıyorum o o bu bu

is that is that the one

this is this is a very weird strange live stream but then again they normally are

çok garip bir garip canlı yayın ama sonra yine normalde

the main actor in little house on the prairie yes michael landon was his name he is no longer

Little House on the Prairie'nin baş aktörleri evet, adı michael landon'du artık

around sadly he had a very tragic end to his life he he was diagnosed with cancer and he

ortalıkta yok ne yazık ki hayatına çok trajik bir son verdi kanser teşhisi kondu ve bu

was very open about his illness as i said they're also a very deeply religious man as

konuda çok açıktı hastalığı dediğim gibi onlar aynı zamanda çok derinden dindar bir adam

well he also starred in another tv show called highway to heaven did you ever watch that

aynı zamanda başka bir tv dizisinde rol aldı cennete giden otoyol adlı başka bir televizyon programında rol aldı hiç izlediniz mi bunu

they would always show it on sunday sunday afternoon or sunday evening they would often

hep pazar pazar öğleden sonra veya pazar akşamı göstereceklerdi sık sık

show highway to heaven with michael landon and he was playing an angel who came down

otoyol göstereceklerdi michael landon'la birlikte cennet ve yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için inen bir meleği oynuyordu,

to help people who needed assistance thank you very much for your company yes he

şirketiniz için çok teşekkür ederim evet,

did he died quite a long time ago but his illness was also documented on television

çok uzun zaman önce öldü ama hastalığı televizyonda da belgelendi, bu

he was very open about his illness thank you very much for your company today i am going

konuda çok açıktı hastalık, şirketiniz için çok teşekkür ederim bugün

in a moment it is time almost not quite almost time to say goodbye i hope you've enjoyed

birazdan gideceğim vedalaşmanın neredeyse tam zamanı değil umarım

today's live stream it's been different for two reasons first of all i'm outside today

bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır iki nedenden dolayı farklıydı öncelikle bugün dışarıdayım

and also no i'm not drunk that that that was not what

ve ayrıca hayır sarhoş değilim ki

i was going to say it's different because it's saturday and i don't normally do live

söyleyeceğim şey o değildi farklı çünkü bugün cumartesi ve normalde cumartesi canlı

streams on saturday so this is the last saturday that you will see me here live i won't be

yayın yapmıyorum bu yüzden bugün beni burada canlı göreceğiniz son cumartesi kazandım'

here live next saturday because next week it's march the 1st of march is on monday so

Önümüzdeki cumartesi burada canlı yayında olmayacağım çünkü önümüzdeki hafta Mart ayının 1'i Pazartesi günü yani

i hope you will join me tomorrow from 2pm uk time i will be with you live tomorrow mr

umarım yarın saat 14:00'ten itibaren bana katılırsınız yarın canlı yayında yanınızda olacağım Bay

steve will be here as well he will be joining us on the live stream hopefully i will be

Steve de burada olacak o da bize katılacak canlı yayın umarım

in the studio i might be outside i'm not sure we will see what happens we will also be taking

stüdyoda olurum dışarıda olabilirim ne olacağını göreceğimizden emin değilim ayrıca

a look at oh a drawing someone has painted a picture of me so i will be showing that

bir çizime de bakacağız birisi benim bir resmimi çizmiş bu yüzden onu

tomorrow as well thank you for your company i hope you have enjoyed today soaking up the

yarın Pekala, eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim, umarım bugün

atmosphere enjoying the pleasant surroundings of the english countryside on a saturday afternoon

bir cumartesi öğleden sonra İngiliz kırsalının hoş çevresinin tadını çıkarırken atmosferi

thank you for your company i'm going into the house now to play some more annoying music

içinize çekmekten keyif almışsınızdır.

not really thank you adoralia aderalia aderalia hernandez rodriguez i love your name by the

adoralia aderalia aderalia hernandez rodriguez bu arada adınıza bayılıyorum bu

way that is a great name thank you mr duncan for spending time on saturday thank you very

harika bir isim teşekkürler bay duncan cumartesi günü vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim çok

much it's very kind of you i will give you a few moments to say goodbye to each other

naziksiniz size birbirinize veda etmeniz için birkaç dakika vereceğim

and i will see you tomorrow i will also leave you to enjoy the birds the sounds and also

ve yarın görüşürüz ayrıca sizi kuşların seslerinin ve manzaraların tadını çıkarmaya bırakıyorum

the sights as well this is mr duncan in the birthplace of english saying thanks for watching

bu ingilizcenin doğum yerinde bay duncan izlediğiniz için teşekkürler bana

thanks for joining me see you tomorrow don't forget the time 2 p.m uk time it's when i'll

katıldığınız için teşekkürler yarın görüşürüz zamanı unutma 14:00 uk zamanı geldi,

be here with you and of course you know what's coming next yes you do

seninle burada olacağım ve tabii ki sırada ne olduğunu biliyorsun evet

there it is it's back the lens flare has returned you know what's coming next yes you do

oradasın geri döndü mercek parlaması geri geldi sırada ne olacağını biliyorsun evet

ta ta for now

şimdilik öyle yap