Losing your mind + other things / English Addict - eXtra / LIVE Learning and Chat / 10th Nov 2021

oh now look at that

oh şimdi bakın

there it is

işte

autumn

sonbahar

england right now it's a beautiful day it really  does feel like autumn is in the air yes we are  

ingiltere şu anda güzel bir gün gerçekten sonbahar havadaymış gibi hissettiriyor evet

back once again for our special midweek edition  of english addict and as usual it is coming to  

özel hafta ortası İngilizce bağımlısı sayımımız için bir kez daha geri döndük ve her zamanki gibi

you live from the birthplace of the english  language which just happens to be england

size   geliyor    ingilizcenin doğum yeri olan ingiltere

here we go again hi everybody this is mr duncan  in england how are you today are you okay  

yine başlıyoruz merhaba millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız iyi misiniz

i hope so are you happy i hope you are feeling  happy today i hope all those blues have  

umarım mutlusunuzdur umarım bugün kendinizi mutlu hissediyorsunuzdur umarım tüm bu hüzünler geçmiştir

flown away there is no need to feel blue  or down because we are here together again  

uçup gitti üzülmene gerek yok çünkü tekrar buradayız

live on youtube yes we are back i hope  your week has been good it's been okay  

youtube'da canlı yayındayız evet geri döndük umarım haftan iyi geçmiştir

here uh all i will say is i have had the  most incredibly busy week i'm doing lots of  

her şey yolundadır burada tek söyleyeceğim şey inanılmaz derecede yoğun bir hafta geçirdiğim Şu

things at the moment behind the scenes i won't  give too much away but i will give you a clue  

anda perde arkasında pek çok şey yapıyorum çok fazla bilgi vermeyeceğim ama size bir ipucu vereceğim

my studio has had some changes even though i  know you can't see the changes because i've  

değişiklikleri sakladığım için göremeyeceğinizi bilsem de stüdyomda bazı değişiklikler oldu

hidden them very carefully they are hidden away  but there are some changes and the reason why  

çok dikkatli bir şekilde saklanıyorlar ancak bazı değişiklikler var ve

i've made some changes in my studio is because  i'm doing some filming that's all i'm saying  

stüdyomda bazı değişiklikler yapmamın nedeni bazı çekimler yapıyor olmamdır tüm söylemek istediğim bu

i've been doing a lot of filming in this studio  that's all i'm saying i'm saying nothing else but

bu stüdyoda çok fazla çekim yapıyorum hepsi bu kadar başka bir şey söylemiyorum ama

no no nothing else i'm giving nothing else away  you'll have to wait and see what is going on  

hayır başka bir şey vermiyorum başka hiçbir şey vermiyorum beklemeniz ve

in this room so my name is mr duncan  you can call me duncan if you want  

bu odada neler olup bittiğini görmeniz gerekecek bu yüzden adım bay duncan bana duncan diyebilirsiniz istersen   beni

you don't you don't have to call me anything  you can just point at me and make strange noises

aramana gerek yok  beni işaret edip garip sesler çıkarabilirsin

who's that who is it who is  that strange man looking at me  

kim o kim o kim o garip adam

through my internet device well my  name is duncan i talk about english  

internet cihazımdan bana bakıyor pekala benim adım duncan konuşabilirim ingilizce hakkında

i like english very much you might say that  i am one of these or maybe one of those  

ingilizceyi çok seviyorum diyebilirsiniz ki ben bunlardan biriyim veya belki de bunlardan biriyim

english addict i am one of those definitely and  i have a feeling that you might as well so there  

ingilizce bağımlısı kesinlikle onlardan biriyim ve sizin de öyle olabileceğine dair bir his var bu nedenle

are the introductions yes we have made it all the  way to the middle of another week because it is

tanıtımlar var evet hepsini yaptık başka bir haftanın ortasına giden yol çarşamba olduğu için

wednesday

we have made it to wednesday and i hope your  week is going as well as it possibly can i really  

çarşambaya geldik ve umarım haftanız olabildiğince iyi gidiyordur gerçekten   gerçekten

really hope it is a good one so we have the live  chat yes it would not be english addict without  

iyi bir hafta olmasını umuyorum bu yüzden canlı sohbetimiz var evet olmaz canlı sohbette siz olmadan ingilizce bağımlısı olun,

you on the live chat so welcome everyone it's nice  to have you back can i first of all say thank you  

bu yüzden herkese hoş geldiniz, geri dönmeniz güzel, öncelikle

very much for your messages concerning mr steve  he wasn't very well hit the weekend despite that  

Bay Steve ile ilgili mesajlarınız için çok teşekkür ederim.

he did actually appear on my live chat on sunday  but he wasn't very well so he went to have a  

pazar günü canlı sohbetim ama o pek iyi değildi, bu yüzden

lie down on sunday afternoon that is where he  disappeared to he wasn't in a very good mood  

pazar öğleden sonra  uzanmak için gitti, orada kayboldu, pek iyi bir ruh hali içinde değildi

i will be honest with you he was not feeling  great on sunday that is all i'm saying  

size karşı dürüst olacağım, kendini pek iyi hissetmiyordu pazar günü tüm söylediğim bu

i'm not saying anything else  but no steve was not happy  

başka bir şey söylemiyorum ama hayır steve mutlu değildi   kendini

he was not feeling very well you know what  it's like when you feel ill when you feel  

pek iyi hissetmiyordu  hasta hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz kötü hissettiğinizde   kendinizi

under the weather when you feel off colour  oh i like that one if you feel off colour  

kötü hissettiğinizde oh severim o renksiz hissediyorsan   belki kendini

maybe you feel unwell a little sick maybe  you have a fever maybe you have a pain  

iyi hissetmiyorsun, biraz hasta hissediyorsun belki ateşin var  belki

in your tummy maybe you have a headache maybe  you are feeling dizzy maybe you have all of those  

karnında ağrı var  belki başının ağrısı var belki  başın dönüyor belki tüm bu

things in which case i would go to the doctors  as quickly as you can if you don't mind me saying  

şeylere sahipsin ki bu durumda giderdim doktorlara olabildiğince çabuk, söylememde bir sakınca yoksa,

it's not nice being under the weather off  colour when you feel a little sick unwell

havanın altında olmak hoş değil, biraz hasta hissettiğinizde kendinizi iyi hissetmiyorsanız,

you are feeling under the weather you are not  feeling well it can make you quite miserable and  

kendinizi iyi hissetmiyorsanız, bu sizi oldukça perişan edebilir ve

that is what was happening to mr steve on sunday  when he went to have a lie down on the bed but  

pazar günü yatağa uzanmak için gittiğinde bay steve'in başına gelen de

he is okay he's okay now he's upstairs at the  moment working busily he's working very hard  

buydu ama o iyi şu anda yukarıda yoğun bir şekilde çalışıyor

upstairs just like mr steve often does  i wonder who was first on today's live  

tıpkı bay steve'in sık sık yaptığı gibi, kim olduğunu merak ediyorum bugünün canlı

chat oh very interesting the champion has returned

sohbetinde ilki oh çok ilginç, şampiyonun geri [ __ ]

is it good enough to deserve a fancy  pants i'm not sure we will see but  

süslü bir pantolonu hak edecek kadar iyi mi göreceğiz emin değilim ama

a round of applause is coming your way vitesse  guess what you are first on today's live chat

size bir alkış geliyor Vitesse  tahmin edin bugünün canlı sohbetinde ilk sizsiniz aferin

well done vtes you are first on the live chat  today nice to see so many people here during  

vtes canlı sohbette ilk sizsiniz bugün hafta boyunca burada bu kadar çok insanı görmek güzel

the week i know lots of you have other things to  do because you are busy bees out there in youtube  

çoğunuzun yapacak başka işleri olduğunu biliyorum çünkü youtube ülkesinde meşgulsünüz

land but it's nice to see you here anyway  it's good to have you back where you belong  

ama yine de sizi burada görmek güzel  ait olduğun yere geri döndün mü

hello also to mohsen mohsen you were pipped  to the post if you are pipped to the post  

mohsen mohsen'e de merhaba, direğe çarptın  direğe takıldıysan

it means you have been beaten by a very  short distance just pipped to the post  

bu çok kısa bir mesafeden yenildiğin anlamına gelir, sadece direğe çarptın   bu

so unfortunately vytas first and then we have  mohsen in second place pipped to the post just  

yüzden ne yazık ki önce vytas ve sonra mohsen'imiz var ikincilik direğe çarptı az önce

beaten just slightly ahead vitas was just in front  we also have oh beatriz is here hello beatrice  

biraz önde vitas biraz öndeydi biz de oh beatriz burada merhaba beatrice

nice to see you back where you belong here on  the live chat we also have maria we also have oh

seni canlı sohbette ait olduğun yerde görmek güzel maria da bizde de var oh

here it comes luis mendes is here today very  nice to see you back as well we also have monisa  

işte geliyor luis mendes bugün burada sizi tekrar görmek çok güzel monisamız da var

zuzika sandra mary hello mary moon mary moon  says hello from italy can i say a big special  

zuzika sandra mary merhaba mary moon mary moon İtalya'dan merhaba diyor İtalya'ya büyük bir özel merhaba diyebilir miyim

hello to italy nice to see you back or here if it  is your first time we also have oh we have claudia  

sizi tekrar görmek güzel ya da ilk gelişinizse burada bizde de var oh bizde claudia var   o claudia

it is claudia they call her claudia in argentina  nice to see you back as well where you belong

arjantin'de ona claudia diyorlar seni de ait olduğun yerde görmek güzel

who else is here today let's have  a look oh very interesting we have

bugün başka kim var bakalım çok ilginç bizde

marwah or should i say marwah marwah

marwah var mı yoksa marwah marwah mı demeliyim

i think you enjoyed that i did  anyway and we also have oh there's

bence sen keyif aldım yine de ve bizde de var oh

i don't know what that was hello oyem oim  mr oim oim nice to see you back as well  

bunun ne olduğunu bilmiyorum oem oim  bay oim oim sizi tekrar görmek güzel   ayrıca

we also have who else is here mega hello  mega car who says hello so if you are pipped  

burada başka kimler var mega merhaba merhaba diyen mega araba yani eğer öyleyseniz bip   evet

yes you can be pipped pipped just in  front so when you think of something small  

tam önünden bip olabilirsin yani küçük bir şey düşündüğünüzde

something very small a very short distance you  have been picked to the post or pipped at the post  

çok kısa bir mesafede çok küçük bir şey postaya seçildiniz  veya postaya piplendiniz   bunu

as well you can say it like that as well so there  is a lot of speculation as to what i've been doing  

da bu şekilde söyleyebilirsiniz yani bir  bu hafta ne yaptığımla ilgili pek çok spekülasyon

this week i've been busy in this studio i seem to  have spent so much time this week in the studio

bu stüdyoda meşguldüm çeşitli nedenlerle bu hafta stüdyoda çok fazla zaman geçirmiş gibiyim

for various reasons and guess what i'm going to  be i'm going to be spending a lot more time today  

ve tahmin edin ne  olacağım  gidiyorum bugün

tomorrow and also on friday as well in this studio  

yarın ve aynı zamanda cuma günü de bu stüdyoda çok daha fazla zaman geçireceğim

doing lots of things hello  avani watching in brazil  

merhaba avani brezilya'da izliyor

hello brazil how are you today are you feeling  okay i really hope you are luca also we have

merhaba brezilya bugün nasılsın iyi hissediyorsun  gerçekten umarım sen lucasındır ve bizde de

evani did i say hello to ivany i don't think i did  

evani var dedim mi merhaba ivany'ye

hello to you as well nice to see you here today  we are talking about the subject of loss losing  

merhaba sana da merhaba bugün seni burada görmek güzel kayıp konusundan bahsediyoruz

things you might lose something this morning  i was looking for something in my studio  

şeyleri kaybetmek bu sabah bir şeyler kaybedebilirsin stüdyomda bir şey arıyordum

something i really needed a very simple object  but something that i really needed to to set up

gerçekten ihtiyacım olan bir şey çok basit bir nesne ama bu stüdyoda kurmak için gerçekten ihtiyacım olan bir şey

in this studio one of my cameras very  simple little piece of metal nothing too  

kameralarımdan biri çok basit küçük metal parçası çok

complicated but i could not find it anywhere  i was looking in my cupboards in my storage  

karmaşık bir şey değil ama hiçbir yerde bulamadım dolaplarımda saklama

areas i thought i might have to go into the  attic to have a look fortunately i didn't but i  

alanlarımda arıyordum   bulabileceğimi düşündüm bakmak için tavan arasına gitmem gerekiyor neyse ki bakmadım ama

looked everywhere isn't it annoying when  you lose something and you can't find it  

her yere baktım bir şeyi kaybedip bulamamanız can sıkıcı değil mi

and quite often it is at a moment when you really  need it maybe you are about to leave the house  

ve çoğu zaman gerçekten ona gerçekten ihtiyacınız olduğu bir anda belki de evden çıkmak üzeresiniz

maybe you are about to go to work and suddenly  you realize you haven't got your house keys or  

belki işe gitmek üzeresiniz ve aniden evinizin veya  arabanızın anahtarlarının sizde olmadığını fark edersiniz

the keys to your car and then suddenly you can't  find them anywhere so you are looking around the  

ve sonra onları hiçbir yerde bulamayınca evin  etrafına bakınırsınız.

house you look in the cupboard you look in all  of the places where you normally leave your keys  

dolaba bak normalde anahtarlarını bıraktığın tüm yerlere bak

and they are not there you go upstairs you  look in the toilet not not in the toilet  

ve anahtarlar orada değil yukarı çık tuvalete bak tuvalete değil

not actually inside the toilet but in the area  where the toilet is or maybe the bathroom it can  

tuvaletin içine değil ama tuvaletin olduğu alana bak banyoda olabilir   bu

happen so sometimes when you lose an item or you  mislay something that you can't find sometimes  

yüzden bazen bir eşyayı kaybettiğinizde veya bulamadığınız bir şeyi kaybettiğinizde bazen

it turns up in a very unusual place so i lost  something this morning i couldn't find it anywhere  

çok alışılmadık bir yerde ortaya çıkıyor, bu yüzden bu sabah bir şeyi kaybettim  hiçbir yerde bulamadım

and after hunting all around the studio and  then i started to open boxes that i haven't  

ve her yeri aradıktan sonra stüdyo ve sonra uzun bir süredir açmadığım kutuları açmaya başladım

opened for ages and then i look in my drawers  where there is lots of junk and then i start  

ve sonra bir sürü ıvır zıvırın olduğu çekmecelerime bakıyorum ve ardından

moving all of the junk out of the drawers and as  time goes by i begin to become more irritated and  

tüm ıvır zıvırları çekmecelerden çıkarmaya başlıyorum ve zaman geçtikçe aradığım şeyi bulamamam gerçeği beni daha fazla sinirlendiriyor ve

annoyed by the fact that i can't find the thing  i'm looking for it drives me absolutely crazy  

sinirlendiriyor bu beni kesinlikle deli ediyor

eventually so this particular story does  have a happy ending eventually i did find it  

sonunda bu özel hikaye mutlu sonla bitiyor sonunda onu buldum

but i was looking all over the place i  was searching right through this room  

ama her yere bakıyordum tam bu odayı arıyordum

i had every drawer every cupboard every space  i was at one point i was on my hands and knees  

her çekmecem vardı her dolap her boşluk bir noktada ellerim ve dizlerimin üzerindeydim

not for the first time today i can tell  you so it is very annoying when you  

bugün ilk kez olmuyorum                          &                                                                                                                                                                                           . bu arada

lose something something just vanishes it  seems to disappear into thin air by the way  

gözden kaybolmak

that particular phrase was created by shakespeare  shakespeare william shakespeare created the phrase  

söz konusu ifade shakespeare tarafından oluşturulmuştur shakespeare william shakespeare ifadeyi yarattı   bir

the phrase when something disappears all of a  sudden it vanishes into thin air oh very nice  

şey birdenbire kaybolduğunda bu ifade gözden kayboluyor oh çok güzel   oh

oh we have some questions coming through  very nice oh by the way hello udom udom  

bazı sorularımız geliyor çok güzel oh teşekkürler çok merhaba udom udom

nice to see you back watching in  bangkok nice to see you back as well

bangkok'ta izlediğinizi görmek güzel  sizi tekrar görmek güzel

mega asks mr duncan are you on any other social  media platform other than youtube like instagram  

mega, bay duncan'a youtube dışında instagram

or facebook yes i do have a facebook page with  lots and lots of people following me on there  

veya facebook gibi başka bir sosyal  medya platformunda olup olmadığınızı soruyor evet, pek çok  olan bir facebook sayfam var insanlar beni orada takip ediyor

so yes i do have that let's have a  look i might actually if i am careful  

yani evet bende var bir bakalım aslında dikkatli olursam   bir bakalım

let's have a look can i find it

where you can find my email address first of  all i will put my email address on the screen  

e-posta adresimi nerede bulabileceğinizi bulabilir miyim  her şeyden önce e-posta adresimi ekrana koyacağım

first of all for those who are  interested so there is my email address

hepsinden ilgilenenler için e-posta adresim var

and for those who missed it  

ve kaçıranlar için

here is my facebook page as well for  those who did not see it earlier or now

işte facebook sayfam daha önce veya şimdi görmemiş olanlar için ve

and there it was so now you know so  i do have a facebook page i also have

oradaydı, yani artık biliyorsunuz yani bir facebook'um var sahip olduğum sayfa da

i do have instagram however i will be  honest i don't use it very often and  

instagramım var ancak dürüst olacağım  onu çok sık kullanmıyorum ve

you know what i'm going to say next i don't  use it because i'm not an attractive young girl  

bundan sonra ne diyeceğimi biliyorsunuz kullanmıyorum çünkü çekici bir genç kız

or a teenager or a millionaire  showing off their private jet

veya genç değilim veya bir milyoner  yüz dolarlık banknotlarla

rolling around on a bed covered with  hundred dollar bills unfortunately i'm not  

kaplı bir yatakta yuvarlanan özel jetini gösteriyor ne yazık ki ben

one of those people i'm not that glamorous a lot  of people think oh mr duncan being on youtube  

o insanlardan biri değilim  o kadar çekici değilim  pek çok kişi düşünür oh bay duncan youtube'da

and you you are you are so big on youtube you  must have you must have such a glamorous life  

ve siz sizsiniz youtube'da o kadar büyüksiniz ki, göz alıcı bir hayatınız olmalı,

can i just say my life is not glamorous this  morning i was i was checking to make sure that  

bu sabah hayatımın göz alıcı olmadığını söyleyebilir miyim,

all of the refuse was put into my refuse  bin and i had to wrap everything up all  

tüm çöplerin çöp kutusuna atıldığından emin olmak için kontrol ediyordum ve her şeyi sarmak zorunda kaldım

of the stinky rubbish had to be wrapped  up and then i put it into my refuse bin  

kokuşmuş çöplerin tamamının sarılması gerekiyordu ve sonra onu çöp kutusuna atıyorum

so there is my glamorous life i don't have anyone  doing that for me sometimes i have to do really  

yani benim göz alıcı hayatım var benim için bunu yapan kimse yok bazen gerçekten

awful things things that are not glamorous  like washing mr steve's underpants oh dear  

göz alıcı olmayan şeyler yapmak zorunda kalıyorum bay steve'in iç çamaşırlarını yıkıyorum ah canım

it's terrible the things i have to go through so  no i am not a regular contributor on instagram  

katlanmak zorunda olduğum şeyler korkunç bu yüzden  hayır instagram'a düzenli olarak katkıda bulunan biri

i don't post my instas oh mr duncan very nice oh  very trendy very very very up-to-date so i don't  

değilim   instalarımı göndermiyorum oh bay duncan çok güzel oh çok moda çok çok çok güncel bu yüzden ben yok mu

i i have an instagram but i don't insta very  often i don't do it very often so now you know

bir instagramım var ama çok sık sık yüklemem bunu çok sık yapmam yani artık biliyorsun

vitoria says i am always losing lots of  things because i am very distracted but  

vitoria dikkatim çok dağıldığı için her zaman çok  şey kaybettiğimi söylüyor ama

fortunately they are normally things of little  importance oh i like that phrase by the way  

neyse ki bunlar normalde pek önemli olmayan şeylerdir oh bu arada bu sözü sevdim

something of little importance something that is  not crucial something that is trivial it is not  

önemsiz bir şey önemli olmayan bir şey önemli olmayan bir şey önemsiz olan önemsiz bir şey

important it is trivial it is of no importance so  maybe you lose something i am always losing spoons

önemsiz olan önemsiz bir şey önemsizdir bu yüzden belki bir şey kaybedersiniz ben hep kaşık kaybediyorum

i know what you're going to say mr  duncan that uh that sounds a bit weird  

ne yaptığınızı biliyorum mr duncan'a bu biraz tuhaf geliyor   tuhafsınız siz

you're weirdo you're weird man well when  i say spoons i mean the small spoons  

tuhafsınız dostum  kaşık dediğimde

that i use for stirring my tea but quite  often i lose them i can't find them anywhere  

çayımı karıştırmak için kullandığım küçük kaşıkları kastediyorum ama çoğu zaman onları kaybediyorum hiçbir yerde bulamıyorum

and sometimes they are hiding at the back of the  drawer so when you are opening and closing the  

ve bazen çekmecenin arkasında saklanırlar, bu nedenle çekmeceyi açıp kapatırken

drawer sometimes the small spoons the teaspoons  will move around and they will become hidden  

bazen küçük kaşıklar, çay kaşığı hareket eder ve gizlenir   bu

so quite often i will lose the teaspoons and i can  never find one i can never find a clean teaspoon  

nedenle çoğu zaman çay kaşığı kaybederim ve asla bulamam. asla temiz bir çay kaşığı bulama   bu

it's one of those strange mysteries in life  

hayattaki garip gizemlerden biridir

so i am often losing things i will put  something down and then a few moments later

bu yüzden sık sık bir şeyleri kaybediyorum  bir şeyi bırakacağım ve birkaç dakika sonra

i will have no idea where it is the other night  you might not believe this but the other night i  

geçen gece nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim olmayacak buna inanmayabilirsin ama geçen gece

lost a cup of tea i lost it i couldn't find it mr  steve gave me a cup of tea and then i was walking  

bir bardak çayı kaybettim onu ​​bulamadım bulamadım bay steve bana bir bardak çay verdi ve sonra

around with it in my hand i put it down somewhere  and then a few minutes later i i suddenly realized  

elimde çayla ortalıkta dolaşıyordum onu ​​bir yere koydum ve birkaç dakika sonra aniden fark ettim ki

i didn't have my cup of tea and i couldn't find  it how do you lose a cup of tea mr duncan that  

yapmamışım çayımı içtim ve bulamadım bir bardak çayı nasıl kaybedersiniz Bay Duncan bu

seems very strange that seems like a very strange  thing to do there there might be something wrong  

çok tuhaf görünüyor ki yapılacak çok tuhaf bir şey gibi görünüyor sizde bir sorun olabilir

with you you might want to go and see the doctor  thank you very much for that advice very nice

gitmek isteyebilirsiniz ve doktora görün bu tavsiye için çok teşekkür ederim çok güzel canlı sohbette

some lovely jokes coming through as  well on the live chat i don't know why  

de bazı güzel fıkralar geliyor neden

i don't know why suddenly we are telling jokes  but i will read them later i'm not quite sure  

bilmiyorum   neden birdenbire fıkralar anlatmaya başladığımızı bilmiyorum ama onları sonra okuyacağım pek emin değilim

oh that's interesting claudia says small spoons  usually go in the dustbin with my pot of yogurt  

ah bu ilginç claudia diyor ki küçük kaşıklar genellikle yoğurt tenceremle birlikte çöp kutusuna atılır

that is brilliant because that i've  done that in the past i have actually  

bu harika çünkü  bunu geçmişte yaptım aslında

don't tell mr steve this because if mr steve  finds out he will be so angry i have thrown  

bunu Bay Steve'e söyleme çünkü Bay Steve öğrenirse o kadar sinirlenirim                                                                                          ,

teaspoons away as well so yes i've done it so i've  also thrown small teaspoons they're very small you  

see and sometimes when you're eating yogurt or  maybe if you have a teaspoon on a large plate  

büyük tabak

but you have some some tissue paper and then you  throw it all away into the bin and sometimes you  

ama biraz kağıt mendiliniz var ve sonra hepsini çöp kutusuna atıyorsunuz ve bazen

will throw away your lovely spoons as well so it  has happened to me i think that is something that  

güzel kaşıklarınızı da atıyorsunuz, bu ben de başıma geldi, sanırım

happens a lot somewhere in the world there  is there is a huge mountain of teaspoons  

bu   dünyanın herhangi bir yerinde çokça olan bir şey insanların dünyanın dört bir yanına fırlattığı tüm çay kaşıklarından kocaman bir çay kaşığı dağı var mı, yani

from all the teaspoons that people have  thrown away around the world i think so

ricardo says sometimes some things i only lose  once but then nothing is the same for example  

ricardo bazen bazı şeyleri yalnızca bir kez kaybettiğimi söylüyor ama sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor, örneğin

innocence ah you lose your innocence we  often think of childhood as being a time  

masumiyet ah masumiyetinizi kaybedersiniz sık sık düşünürüz

when you don't know the reality of life or the  the realities of of living in this modern world  

hayatın gerçekliğini veya bu modern dünyada yaşamanın gerçeklerini bilmediğiniz bir dönem olarak çocukluk ne zaman olursa olsun çünkü ne

whenever it is because whenever you are alive  it is always modern have you noticed that  

zaman yaşıyor olursanız olun her zaman moderndir fark ettiniz mi

so maybe people living in the dark ages or  the middle ages they must have been really  

belki de karanlık çağlarda yaşayan insanlar ya da orta çağda kendilerinden gerçekten memnun olmalılar

satisfied with themselves they were  probably walking around having a poop  

muhtemelen sokakta kaka yapmak için dolaşıyorlardı

in the street and they were probably thinking well  what a what a great time to be alive here we are  

ve muhtemelen iyi düşünüyorlardı burada yaşamak ne kadar güzel bir zaman biz buradayız

of course they didn't know it was the middle  ages they didn't decide that oh this period of  

tabii ki onlar bunun böyle olduğunu bilmiyorlardı orta çağlar şu an içinde yaşadığımız bu dönemin

time that we're living in now will be called  the middle ages they didn't know that you see  

orta çağ olarak adlandırılacağına karar vermediler gördüğünüzü bilmiyorlardı

and i don't know if it was dark or how dark  it was but the middle ages or the dark ages  

ve hava karanlık mıydı, ne kadar karanlıktı bilmiyorum ama orta çağlar veya karanlık çağlar

would have appeared to be modern to the people  living in that time so just like now you see  

o dönemde  yaşayan insanlara modern görünebilirdi yani tıpkı şimdi gördüğünüz gibi   yani

so now we think the world we live in is amazing  isn't this amazing but a hundred years from now  

şimdi yaşadığımız dünyanın harika olduğunu düşünüyoruz bu harika değil mi ama bundan yüz yıl sonra

people will be looking back at this time that  we are living in now and they will say oh those  

insanlar şu anda  yaşadığımız bu zamana dönüp bakacaklar ve diyecekler ki ah o

poor people oh what a shame oh do you remember  a hundred years ago in 2021 oh everyone was so  

zavallı insanlar ah ne yazık ah hatırlıyor musun yüz yıl önce 2021'de oh herkes çok

miserable oh i'm so glad that i'm living in the  22nd century i'm so glad i don't i don't like the  

perişandı oh çok mutluyum ki iyiyim 22. yüzyılda yaşamaktan çok memnunum

21st century no no i i think i prefer living in  the 22nd century apparently people in the early  

21. yüzyıldan hoşlanmıyorum hayır bence 22. yüzyılda yaşamayı tercih ederim görünüşe göre 2000'lerin başında insanlar

2000s they had a terrible life they did their  computers were so slow and everything was so bad

korkunç bir hayat yaşadılar bilgisayarları öyleydi yavaş ve her şey çok kötüydü, bu

so i think that's what happened you see so we are  alive now we are enjoying the world and we think  

yüzden bence olan buydu, bu yüzden şimdi hayattayız, dünyanın tadını çıkarıyoruz ve

everything is so modern and fantastic and it  is when you compare it to a hundred years ago  

her şeyin çok modern ve fantastik olduğunu düşünüyoruz ve bunu yüz yıl öncesiyle karşılaştırdığınızda

but a hundred years from now wow i think i  think it's going to be amazing sadly i won't  

ancak yüz yıl sonra şimdi vay canına bence harika olacak ne yazık ki

be here to see it but i'm sure it will  be super duper i'm pretty sure it will  

görmek için burada olmayacağım ama eminim süper kandırılacaktır olacağından oldukça eminim bu

so our subject today is losing things you might  lose your keys have you ever lost money oh

yüzden bugünkü konumuz bir şeyleri kaybetmek, anahtarlarınızı kaybedebilirsiniz hiç para kaybettin mi ah

of all the things of all the things in the world  that you could lose money have you ever lost money  

dünyadaki onca şey arasında para kaybedebilirsin hiç para kaybettin mi bu

it is the worst feeling in the world i've done  it a couple of times not big amounts just small  

dünyadaki en kötü duygu bunu birkaç kez yaptım büyük miktarlar değil sadece küçük

amounts of money but i've dropped money on the  floor and then realized later that i've dropped it  

miktarlar ama parayı yere düşürdüm ve daha sonra düşürdüğümü fark ettim

it was gone it's gone it disappeared forever one  thing i've done in the past is i've i've gone to  

gitti gitti gitti sonsuza dek kayboldu geçmişte yaptığım tek şey

an atm machine an automatic telling machine and  i've put my number in and then the money comes out  

bir bankamatik makinesine gitmekti otomatik bir söyleme makinesi ve numaramı giriyorum ve sonra para geliyor

and i take the card but i don't take the money  and i walk away and the money is still in the  

ve kartı alıyorum ama parayı almıyorum ve çekip gidiyorum ve para hala

machine however i've never actually walked  completely away i've always remembered at  

makinede  ancak aslında hiç yürümedim tamamen uzakta her zaman hatırladım

the last moment i've always managed to remember  ah the money the money is still in the machine  

son anda her zaman hatırlamayı başardım ah para hala makinede   bu

so i turn back and grab the money but yes it can  happen ivany says i have to leave bye bye why  

yüzden geri dönüp parayı alıyorum ama evet olabilir ivany gitmem gerektiğini söylüyor güle güle neden

how can you leave me i hope whatever it is i hope  whatever you are doing it is really important i  

beni nasıl bırakabilirsin umarım her ne ise umarım ne yapıyorsan bu gerçekten önemli

hope so very nice well you can always join me on  sunday because i will be back with you on sunday  

umarım çok güzeldir pazar günü her zaman bana katılabilirsin çünkü ben pazar günü de seninle olacağım

as well so have you ever lost any  money i found money i once found

yani hiç kaybettin mi para parayı buldum bir keresinde

a lot of money in the street so i have on maybe  two or three occasions i've actually found  

sokakta çok para buldum bu yüzden belki iki veya üç kez gerçekten

notes rolled up or folded i found them

rulo veya katlanmış banknotlar buldum onları buldum

what did i do with the money i hear you ask

parayı ne yaptım

did i keep it or did i take  it to the police station

sakladım mı diye sorduğunuzu duydum ben mi yoksa karakola mı götürdüm Pakistan'dayken

what do you think

ne düşünüyorsun

when i was in pakistan me and my cousin used  to love your teaching classes hello nazar  

ben ve kuzenim senin öğretmenlik derslerini severdik merhaba nazar

nazar hussain who says we used to watch your  

nazar hussain

teaching classes many years ago thank you  very much well i am still here doing this  

yıllar önce senin öğretmenlik derslerini izlerdik diyen kişi çok teşekkür ederim hala buradayım

15 years ago i started doing this and i'm  still here now still here doing this 15 years  

15 yıl önce bunu yapmaya başladım ve hala buradayım 15 yıldır bunu yapıyorum

there are people watching at the moment  who have probably been alive for less time  

şu anda izleyen insanlar var bunları muhtemelen benim youtube'da yaptığımdan daha az      daha kısa süredir yaşıyorlar

than i've been doing this on youtube isn't  that amazing and also slightly depressing  

hem harika hem de biraz iç karartıcı   bu

at the same time so in a few moments  we are talking about loss losing things  

yüzden birkaç dakika içinde  bir şeyleri kaybetmekten bahsediyoruz   bir

there are many songs that have been written  over the years about losing things feeling lost  

şeyleri kaybetmek hakkında  yıllar boyunca yazılmış birçok şarkı var

and alone maybe you are feeling loss because your  lover has left you maybe you are feeling alone  

ve yalnız başına belki de kayıp hissediyorsun çünkü sevgilin seni terk etti belki kendini yalnız hissediyorsun

because your lover has run off with someone else

çünkü sevgilin başka biriyle kaçtı

i wasn't good enough

yeterince iyi değildim

i am lost

kayboldum

claudia something similar happened to me someone  phoned me one day and said i have your card  

claudia benzer bir şey başıma geldi bir gün biri beni aradı ve kartın bende olduğunu söyledi   kartını

you left it in the atm machine yes well that  can happen as well i think nowadays i think  

atm'de unutmuşsun makine evet pekala bu da olabilir bence bugünlerde bence   günümüzde

nowadays the machine will make a sound

makine ses çıkaracak bence

i think it will make a noise so if you  leave your money or your card in the machine  

ses çıkaracak yani paranızı veya kartınızı makinede bırakırsanız buradakiler

well the ones here anyway the ones here do it  

nasılsa buradakiler yapıyor   yani

so if you leave your money or your card in  the atm machine it will make a little sound

paranızı veya kartınızı atm makinesinde bırakırsanız, biraz öyle bir ses çıkaracaktır,

like that

i hope you enjoyed that impression

umarım bu izlenimden hoşlanmışsınızdır,

ricardo says mr duncan sometimes evolution  goes back and it might be that any past time  

ricardo, Bay Duncan'ın bazen evrimin geriye gittiğini ve herhangi bir geçmiş zamanın

was better than the future who knows yes  well i suppose that's one way of looking at  

gelecekten daha iyi olabileceğini söylüyor kim bilir evet eh sanırım bu olaya bakmanın bir yolu

it as long as there is always evolution as long  as mankind or humankind is always moving forward  

her zaman evrim olduğu sürece insanlık veya insanlık her zaman ilerlediği sürece

and maybe learning more about the world around  us or maybe learning more about the universe  

ve belki etrafımızdaki dünya hakkında daha fazla şey öğrendiğimizde veya belki etrafımızdaki evren hakkında daha fazla şey öğrendiğimizde

around us then things will get better so who  knows but yes i like to think i like to look on  

her şey daha iyiye gidecektir kim bilir ama evet,

the bright side of that to be honest i like to  think that things will be better in the future

dürüst olmak gerekirse, bunun iyi tarafından bakmayı seviyorum, gelecekte işlerin daha iyi olacağını düşünmeyi seviyorum

anna rita says mr duncan did you use  the money that you found on the floor  

anna rita Bay Duncan yerde bulduğunuz parayı kullandınız mı diyor

did you use it for your live stream well this  was many years ago before i started doing this  

canlı yayının için kullandın mı peki bu ben bunu yapmaya başlamadan yıllar önceydi

so unfortunately no it wasn't it was  no help whatsoever i can't remember  

yani ne yazık ki hayır değildi hiçbir faydası olmadı hatırlayamıyorum

what i did actually with the money isn't it  strange i actually can't remember what i did  

parayla gerçekte ne yaptığımı tuhaf değil mi aslında ne yaptığımı hatırlayamıyorum

what did i do with the money i remember finding  it mega says mr duncan you are looking cute  

parayla ne yaptığımı bulduğumu hatırlıyorum mega diyor bay duncan

like a red cherry i do look a bit red today it's  because i'm wearing my red hat and my red shirt  

kırmızı kiraz gibi şirin görünüyorsunuz bugün biraz kırmızı görünüyorum çünkü kırmızı şapkamı ve kırmızı gömleğimi giyiyorum

in fact it's been a very long  time since i've worn this shirt  

Aslında bu gömleği giyeli çok uzun zaman oldu   çok

very long time so i hope you enjoy the difference  today the different appearance that i have today

uzun zaman oldu bu yüzden umarım bugün sahip olduğum farklı görünümü beğenirsin.

christina says among the things lost in life  or the worst thing was when my company closed  

i lost my job yes well i suppose something  equal to money is your means of earning money  

işimi kaybettim evet pekala sanırım paraya eşit bir şey para kazanma yönteminizdir

which in most cases is your job in my  case in your case in all of our lives  

ki bu çoğu durumda sizin  işinizdir  benim durumumda  hepimizin hayatında

having a job means you have an income i suppose  yes i think so i hope you found another job  

bir işe sahip olmak gelirinizin olduğu anlamına gelir sanırım evet öyle düşünüyorum umarım başka bir iş bulmuşsunuzdur

i hope something else came along and you  didn't have too much difficulty i really do

umarım başka bir şey ortaya çıkar ve çok fazla zorluk yaşamamışsınızdır gerçekten

hello anna rita i don't know what chef means  but i'm absolutely sure you are a gentleman so  

merhaba anna rita şefin ne anlama geldiğini bilmiyorum ama kesinlikle bir beyefendi olduğunuzdan eminim bu nedenle

thank you if a person is chuffed it means they  are happy or pleased with something you feel  

teşekkür ederim kişi kıkırdadı bu onun  bir şeyden mutlu olduğu veya memnun olduğu anlamına gelir

chuffed you feel happy because something has  happened you feel chuffed oh i'm so chuffed that  

you remembered my birthday i'm so chuffed that  you gave me a phone call tonight i'm so chuffed  

to see you here today on the live stream so if you  are feeling chuffed you are feeling happy you are  

Bugün sizi burada canlı yayında gördüğüme çok sevindim, yani eğer kendinizi mutlu hissediyorsanız, mutlu hissediyorsanız, bir

feeling pleased about something so i hope that  helps you mary says i always lose keys my phone  

şeyden memnunsunuzdur, umarım bu size yardımcı olur mary, her zaman anahtarlarımı, telefonumu

and documents in my chamber but five minutes later  i will find all of those things it does happen i  

ve odamdaki belgeleri kaybederim diyor ama beş dakikalar sonra tüm bu şeylerin gerçekleştiğini göreceğim,

think sometimes when you are trying to do too many  things at the same time if you are doing one thing  

bazen aynı anda çok fazla şey yapmaya çalıştığınızda, bir şey yapıyorsanız,

but you are also doing something else at the  same time that is when you make mistakes you  

ancak aynı zamanda başka bir şey de yapıyorsanız, yani yaptığınız zaman hatalar

start to lose things maybe you put something  down in the corner of the room but then you  

bir şeyleri kaybetmeye başlarsınız belki odanın köşesine bir şey koyarsınız ama sonra

forget and then you go to do something else and  then a few moments later you think where is that  

unutursunuz ve sonra başka bir şey yapmaya gidersiniz ve birkaç dakika sonra o sahip

thing that i had where is it where has it gone  i've lost it and then you start looking for it  

olduğum şey nerede diye düşünürsünüz nerede o nerede o nerede gitti kaybettim ve sonra aramaya başlıyorsunuz

eventually you find it yes eventually  you find it that's good it's great

sonunda onu buluyorsunuz evet sonunda buluyorsunuz bu iyi, harika

sometimes i don't remember whether i took my pills  

bazen haplarımı alıp almadığımı hatırlamıyorum

or not they say that is because we are thinking  of other subjects when we are taking the pill  

bunun nedeninin başka konuları düşünmemiz olduğunu söylüyorlar hapı aldığımızda   evet bu

yes that is true i sometimes take medicine or  vitamin pills for my new healthy life that i have  

doğru bazen sahip olduğum veya elde etmeye çalıştığım yeni sağlıklı hayatım için ilaç veya vitamin hapları alıyorum henüz

or i'm trying to get i haven't quite succeeded  yet but i'm on my way towards it well of course  

tam olarak başaramadım ama iyiden iyiye ona doğru ilerliyorum tabii ki

if you have to take lots of medicine if you have  to take lots of pills quite often if you are  

çok fazla ilaç almanız gerekiyorsa çok  sık çok  hap almanız gerekiyorsa

maybe elderly or maybe you are suffering  ill health quite often you will have a  

belki yaşlıysanız veya belki de sık sık bir sağlık sorunu yaşıyorsanız,

little container that has compartments and all of  those compartments each one has a day of the week  

bölmeleri olan küçük bir kabınız olacaktır ve her birinde tüm bu bölmeler vardır haftanın bir günü

monday tuesday wednesday thursday friday saturday  sunday and then you put all of your pills  

pazartesi salı çarşamba perşembe cuma cumartesi pazar ve ardından tüm haplarınızı

into those little boxes into those compartments  to make sure that you don't forget to take your  

o küçük kutulara   o bölmelere  koyarsınız  böylece ilacınızı almayı unutmazsınız

medicine so you know that if it is tuesday  you know you have to take your tuesday pills  

böylece günlerden salıysa bilirsiniz  salı haplarını almalısın

so if you go to tuesday and it's empty  that means that you've already taken them  

yani salı günü gidersen ve boşsa, bu onları çoktan almışsın demektir

or of course it might also mean that  you forgot to put the pills in there  

veya tabii ki bu aynı zamanda hapları oraya koymayı unuttuğun anlamına da gelebilir

so i suppose you could still make mistakes i think  so so let's have a look shall we at some of the  

bu yüzden sanırım yine de hatalar yapabilirsin. öyle düşün öyleyse hadi bazı kelimelere ve deyimlere bir göz atalım mı

words and phrases but first of all look at that  

ama her şeyden önce şuna bakın   şu anda

i couldn't resist showing you the view  at the moment outside look at that isn't  

size manzarayı göstermekten kendimi alamadım, bakın bu kesinlikle o kadar da

that absolutely lovely it really does feel as if  autumn is in the air i have to be honest with you  

hoş değil gerçekten hissettirdiği gibi eğer sonbahar geliyorsa, size karşı dürüst olmalıyım

i am really enjoying the weather at the moment  it makes me feel rather nice to say the least

şu anda havanın tadını çıkarıyorum en azından

autumn is definitely in the air very nice so here  we go then let's have a look shall we we have  

sonbaharın havada kesinlikle çok güzel olduğunu söylemek beni oldukça iyi hissettiriyor, bu yüzden işte gidiyoruz o zaman bir göz atalım

the subject of loss now this  might sound like a depressing  

şimdi kayıp konusuna sahibiz bu iç karartıcı bir konu gibi gelebilir

subject not all of this is depressing  not all of it is sad so stick with me  

bunların hepsi iç karartıcı değil  hepsi üzücü değil bu yüzden benimle kalın

here we go then loss words and phrases there are  many ways of looking at this particular word many  

işte başlıyoruz o zaman kayıp kelimeler ve deyimler bu belirli kelimeye bakmanın birçok yolu var

ways of using this word as well so we are going  to have a look at some words and phrases that  

bu kelimeyi kullanmanın yolları da bu yüzden kayıp konusuyla bağlantılı olarak kullanabileceğimiz bazı kelimelere ve deyimlere bir göz atacağız

we can use connected to the subject of loss  the word loss is a noun that means the fact  

kayıp kelimesi, bir

or process of losing something or someone so the  word loss can relate to a thing or a person so  

şeyi veya birini kaybetme olgusu veya süreci anlamına gelen bir isimdir, bu nedenle kelime kayıp bir şey veya kişiyle ilgili olabilir, bu nedenle

something that was there and now is not can leave  you with that feeling and the feeling is loss

orada olan ve şimdi olmayan bir şey sizde bu duyguyu bırakabilir ve bu duygu kayıptır,

the amount of money lost by a  business or organization is a loss  

bir işletme veya kuruluş tarafından kaybedilen para miktarı bir kayıptır

we often describe money that has been  lost as part of the profit of a company  

genellikle kaybedilen parayı tanımlarız bir şirketin kârının bir parçası olarak

the loss is the amount lost during a certain  period of time so we often think of loss as  

kayıp, belirli  bir süre boyunca kaybedilen miktardır, bu nedenle genellikle   kaybı düşünürüz, çünkü

i suppose another word you could use is  deficit deficit so the loss is the amount  

kullanabileceğiniz başka bir kelime açık açığıdır, bu nedenle kayıp,

of money that you've spent extra but you  have not made that money back it is loss

harcadığınız para   miktarıdır fazladan ama o parayı geri kazanmadınız, bu kayıptır

the deep feeling of grief experienced  after losing someone or something of value  

birini veya değerli bir şeyi kaybettikten sonra yaşanan derin keder

so the feeling of loss we might describe it as  an emotion and i think that would be fair to say  

dolayısıyla kayıp hissini bir duygu olarak tanımlayabiliriz ve bence bu,

that loss is an emotion it is the feeling  of grief and maybe you have lost something  

kaybın bir    duygu keder duygusudur ve belki bir şeyi kaybetmişsinizdir

maybe a possession maybe something that belongs to  you that is treasured or valuable or maybe it has  

belki sahip olduğunuz size ait olan, çok değerli veya değerli bir şey  veya belki

some sentimental value so perhaps it isn't  worth much money maybe it isn't valuable  

bazı duygusal değeri vardır, bu nedenle belki çok  paraya değmez belki değerli değildir

but to you it is it has sentimental value  so the deep feeling of grief experienced  

ama senin için manevi değeri var yani

after losing someone or something of value  i will never get over the loss of my mother

birini veya değerli bir şeyi kaybettikten sonra yaşanan derin keder duygusu annemin kaybını asla atlatamayacağım evcil

it is hard to forget the loss of my pet something  that means a lot to you something that has value  

hayvanımın kaybını unutmak zor bir şey senin için çok şey ifade eden bir şey

in terms of money or in terms of emotional  connection can be described as loss  

para veya duygusal bağlantı açısından değeri olan, tekil biçimde kayıp olarak tanımlanabilir, kaybedildiğinde fena halde özlenen

in singular form a person or thing  that is badly missed when lost  

bir kişi veya şey,

so when something goes before it goes or at the  same time as losing it we can say that it is  

yani bir şey erken gittiğinde veya onu kaybetmekle aynı anda gittiğinde şunu söyleyebiliriz: bu

loss he will be a great loss to this company  when something goes when something disappears  

kayıp o bu şirket için büyük bir kayıp olacak  bir şey gittiğinde bir şey kaybolduğunda

maybe a person leaves the company  

belki bir kişi şirketten ayrılır   için

that you work for everyone will miss  that person they will be a great loss

çalıştığınız herkes o kişiyi özler  büyük bir kayıp olacak bir

to be puzzled by something to be puzzled

şeye şaşırmak şaşırmak

to be puzzled by something might leave a  person yes a loss you might be left at a loss

şaşırmak bir şey bir kişiyi  evet bir kayıp bırakabilir, zararda kalabilirsiniz  bir şeyi yürütmek için

to lose more money than is being spent  on running something is to run at a loss  

harcanan paradan daha fazlasını kaybetmek, zarara gitmektir   bu nedenle, zarardaysanız

so if you run at a loss it means you are running  a company you are spending money on that company  

bu, bir şirketi yönettiğiniz anlamına gelir, harcıyorsunuz o şirkete para

but you are not making any money from the  company so you keep putting more and more money  

ama şirketten hiç para kazanmıyorsunuz, bu nedenle işe giderek daha fazla para   yatırıyorsunuz

into the business but unfortunately you are not  making it back you are not making the money back

ama ne yazık ki parayı geri kazanmıyorsunuz parayı geri kazanmıyorsunuz

to lose out on something is to be deprived  of an opportunity if you are deprived  

bir şeyi kaybetmek, mahrum kalmaktır bir fırsattan mahrum kalırsanız,

of an opportunity then you can say  that that thing is a loss to lose out  

o zaman o şeyin bir kayıp olduğunu söyleyebilirsiniz   bir şeyi kaybederseniz

on something if you lose out on something it means  you have lost that chance or that opportunity

bu, o şansı kaybettiğiniz veya

to have a sudden loss of earnings so in that  respect in that sentence we are saying that  

ani bir kazanç kaybı yaşama fırsatı anlamına gelir. bu cümlede şunu söylüyoruz

you have lost something that you should  have maybe you have lost some of your salary  

sahip olmanız  gereken bir şeyi kaybettiniz belki maaşınızın bir kısmını kaybettiniz

because you were off work maybe you  were off work but you weren't sick

çünkü işten ayrıldınız belki işten  ayrıldınız ama hasta değildiniz bu

so you lose part of your salary  you have a sudden loss of earnings

nedenle maaşınızın bir kısmını kaybettiniz bir ani kazanç kaybı

then there is the word lose  lose we often use the word lose

o zaman kaybetmek kelimesi vardır, kaybetmek kelimesini sık sık kullanırız kaybetmek,

to lose is to suddenly be without something  so you lose something it is there one moment  

aniden bir şeyden mahrum kalmaktır bu yüzden bir şeyi kaybedersiniz bir an oradadır

and the next moment it vanishes  it is gone you've lost it  

ve bir sonraki an kaybolur gitti siz onu

to lose is to suddenly be without  something an item you own disappears

kaybetmek için kaybettiniz   aniden bir şeye sahip olmak, sahip olduğun bir eşyanın kaybolması

lose is the action lost is the past tense

kaybetmek, kayıp eylemdir geçmiş zamandır dikkatli

you will lose your phone if you are not careful  you will lose your phone if you are not careful

olmazsan telefonunu kaybedersin dikkatli olmazsan telefonunu kaybedersin

and later that day i lost my phone  during the train journey from  

ve daha sonra o gün telefonumu kaybettim sırasında tren yolculuğu

work i was on my way home from work i  lost my phone during the train journey  

işten   işten eve gidiyordum tren yolculuğu sırasında telefonumu

i lost my phone you had your phone and then  you lost your phone it vanished it disappeared

kaybettim   telefonumu kaybettim sizde telefonunuz vardı ve sonra telefonunuzu kaybettiniz kayboldu bir

to lose something or we can say that you lost  something you have lost something to lose  

şey kaybetmek için kayboldu veya bir şey kaybettiniz diyebiliriz kaybedecek bir şey kaybettiniz   bir

something you have lost something it has gone  quite often forever we can also say miss lay to  

şey kaybettiniz bir şey kaybettiniz o gitti oldukça sık bir şekilde miss lay   bir şeyi kaybetmek için de diyebiliriz   bir şeyi kaybederseniz

mislay something if you mislay something it means  you have lost it maybe you put something down  

bu, onu kaybettiğiniz anlamına gelir belki bir şeyi yere koyarsınız

maybe you have hidden something away and now  you can't remember where you've put it you have  

belki bir şeyi saklamışsınızdır ve şimdi yapabilirsiniz nereye koyduğunuzu hatırlamayın o

mislaid that thing it has vanished it has  disappeared you have lost it you mislay something

şeyi kaybettiniz o kayboldu kayboldu kayboldu bir şeyi kaybettiniz bir şeyi

to misplace something if you misplace  something it means you put it somewhere  

yanlış yerleştirmek için bir şeyi yanlış yerleştirirseniz bu, onu bir yere koyduğunuz anlamına gelir

and now you can't find it you can't remember  where you put it you have misplaced the thing  

ve şimdi onu bulamıyorsunuz bulabilirsiniz nereye koyduğunuzu hatırlamıyorsanız, şeyi yanlış yerleştirdiniz   bir şey

to be unable to find something when something  has been lost when you lose something  

kaybolduğunda bulamamak  bir şeyi kaybettiğinizde

it means you are now unable to find it you  are unable to find the thing you have lost  

bu artık onu bulamamanız anlamına gelir kaybettiğiniz şeyi bulamıyorsunuz

a thing has gone missing something  is there and then suddenly it isn't  

bir şey gitti bir şey eksiktir ve sonra aniden yoktur kaybolmuştur

it has gone missing a thing can  go missing a person can go missing  

bir şey kaybolabilir bir kişi kaybolabilir

when you think about it so anything can  go missing maybe your dog goes missing  

bunu düşündüğünüzde herhangi bir şey kaybolabilir belki köpeğiniz kaybolur

maybe one day you open the door at the front  of your house and then suddenly your dog

belki bir gün kapıyı önden açarsınız ve sonra aniden köpeğin

runs off

kaçar

and you never see it again it has  gone missing you have lost your dog  

ve onu bir daha asla göremezsin kaybolmuştur köpeğini kaybetmişsin   benim yaptığım

like i did i lost my dog when i was in china

gibi ben Çin'deyken köpeğimi kaybetmiştim

the opposite of lose is find so if you lose  something and then later you discover where it is  

kaybetmenin zıttı bulmaktır yani bir şey kaybedersen ve sonra sonra nerede olduğunu keşfedersin bulursun

you find it you lose you find you lose you find  i found it i lost my keys but now i have found  

kaybedersin bulursun kaybedersin bulursun buldum anahtarlarımı kaybettim ama şimdi

my keys the opposite of lose is find you find  the missing item you have found the missing item  

anahtarlarımı buldum kaybetmenin tersi kayıp öğeyi bulmaktır kayıp öğeyi buldun kayıp öğeyi buldun

so you find it that is the actual moment you have  found the missing item that is after the event

yani sen bunun kayıp öğeyi bulduğunuz gerçek an olduğunu, olaydan sonra olduğunu ifade edin.

the phrase finders keepers means  whoever found the item is now the owner

the phrase finders keepers we used to say this  at school quite often if you lost some money  

in the playground and then later one of your  friends comes to you and says oh i found some  

oyun alanında ve daha sonra arkadaşlarınızdan biri size gelir ve

money in the playground and then you realize that  that money is your money and you say oh no that  

oyun alanında biraz para buldum der ve sonra o paranın sizin paranız olduğunu anlarsınız ve oh hayır bu

that's not your money that's my money and then  your friend says finders keepers losers weepers

sizin paranız değil bu benim param dersiniz ve sonra arkadaşınız der ki bulanlar koruyanlar kaybedenler ağlayanlar

it's not very nice is it so we often say  finders keepers when we find something  

çok hoş değil, bu yüzden başka birine ait bir şey bulduğumuzda genellikle bulanlara koruyucular deriz,

that belongs to someone else although i would  say in law i don't think that would stand up  

ancak hukuken bunun geçerli olacağını düşünmüyorum

in law the search for something lust might cause  you to hunt high and low if you hunt high and low  

şehvetin size neden olabileceği bir şey aramanın hukukta geçerli olduğunu düşünmüyorum yüksekte ve alçakta avlanmak için yüksekte ve alçakta avlanmak

it means you are looking everywhere like i  was this morning when i couldn't find my thing  

her yere bakıyorsunuz demektir bu sabah benim şeyimi bulamayınca

i had a little thing in my studio and i couldn't  find it anywhere and i was hunting everywhere  

stüdyomda küçük bir şey vardı ve hiçbir yerde bulamayıp avlıyordum her yerde

i was looking over there i was  looking over there i was searching  

oraya bakıyordum  oraya  bakıyordum   oralarda arıyordum

over there everywhere i was hunting high and  low i think that was also a song from the 1980s

her yerde yüksek ve  alçak avlıyordum sanırım bu da 1980'lerden bir şarkıydı

i think it was a swedish group was it was it aha

sanırım isveçli bir gruptu öyle miydi aha

and i guess i'll be hunting high

ve sanırım ben' her yerde arıyorsun

something like that anyway something like that so  if you are searching everywhere it means you are  

demektir, her yerde arıyorsun demektir,

looking you are searching high and low you are  looking everywhere we also have some phrases  

her yerde arıyorsun, ayrıca kaybetmek kullanan bazı ifadelerimiz de var,

using lose for example you might lose your mind  to lose your mind means you lose control of your  

örneğin aklını kaybetmek için aklını kaybedebilirsin düşüncelerinizin veya eylemlerinizin kontrolünü kaybettiğiniz anlamına gelir

thinking or your actions you lose your mind you  lose control of your behavior you lose your mind  

aklınızı kaybedersiniz davranışlarınızın kontrolünü kaybedersiniz aklınızı kaybedersiniz

maybe you become so angry about something maybe  you become so upset you completely lose your mind  

belki bir şeye çok kızarsınız belki çok üzülürsünüz aklınızı tamamen kaybedersiniz

maybe you think you are going crazy maybe  you think everything around me makes no sense  

belki delirdiğinizi düşünürsünüz belki siz etrafımdaki her şeyin anlamsız olduğunu düşünüyorum

but maybe i'm losing my mind oh that was also  a song as well or am i losing losing my mind

ama belki aklımı kaybediyorum oh o da bir şarkıydı ya da aklımı mı kaybediyorum

liza minnelli and the pet shop boys yes i  remember that one good song a very a good song

liza minnelli ve evcil hayvan dükkanı çocukları evet o iyi şarkıyı hatırlıyorum çok iyi bir şarkı

valentin says there is another song you  don't know what you've got till it's gone  

valentin başka bir şarkı daha olduğunu söylüyor, gidene kadar elinde ne olduğunu bilmiyorsun,

that is a very old song that is a really old song  

bu çok eski bir şarkı, gerçekten eski bir şarkı, kaybolana

you don't know what you've got till  it's gone i think it was big yellow taxi

kadar elinde ne olduğunu bilmiyorsun, sanırım büyük sarı bir taksiydi

big yellow taxi and it always seemed to go that  you don't know what you've got to you till it's  

büyük sarı taksi ve her zaman gidiyormuş gibi görünür, gidene kadar sahip olduğun şeyi bilmezsin, o

gone is that it is that the one you don't know  what you've got till it's gone the pink paradise  

gidene kadar neye sahip olduğunu bilmediğin taksidir pembe cennet

put up a parking lot something like that  ah so many songs many songs are connected  

koyar bir park yeri böyle bir şey ah pek çok şarkı pek çok şarkı   bir

to the moment where you lose something here's  another phrase we can use maybe you lose your  

şeyi kaybettiğiniz ana bağlıdır  işte kullanabileceğimiz başka bir deyim

nerve if you lose your nerve it means you  lose your courage you suddenly become afraid  

to do something you lose your nerve so maybe  you are about to do something that is dangerous  

cesaretini kaybedersin bu yüzden belki tehlikeli bir şey yapmak üzeresin

or maybe something that might cause you  harm but then suddenly you lose your nerve  

veya belki sana  zarar verebilecek bir şey ama sonra aniden cesaretini kaybedersin

you suddenly become afraid you lose  your courage you lose your nerve

birden korkarsın cesaretini kaybedersin cesaretini kaybedersin

here is one sometimes this one will apply to me  i think this is a good one for me and also maybe  

burada birdir bazen bu geçerli olur bence  bu benim için iyi ve ayrıca belki

for mr steve as well if you lose your marbles i  love this by the way it's not the elgin marbles  

Bay Steve için de bilyelerinizi kaybederseniz bunu seviyorum bu arada bunlar elgin misketleri değil

it's actually the marbles inside your head so if  you lose your marbles it means you are starting to  

aslında kafanızın içindeki misketlerdir yani misketlerinizi kaybederseniz bunun anlamı

suffer from memory loss or maybe you are just  becoming a little bit senile you are getting older  

hafıza kaybından muzdarip olmaya başlıyorsunuz veya belki biraz bunaklaşıyorsunuz yaşlanıyorsunuz

and maybe you forget things maybe you  start doing things that make no sense  

ve belki bazı şeyleri unutuyorsunuz belki anlamsız şeyler yapmaya başlıyorsunuz   belki

maybe you are doing strange things perhaps you  are losing your marbles to lose your marbles  

garip şeyler yapıyorsunuz belki de kaybetmek için cesaretinizi kaybediyorsunuz misketleriniz

finally you might lose your shirt if you  lose your shirt it means you lose your money  

nihayet gömleğinizi kaybedebilirsiniz gömleğinizi kaybederseniz bu paranızı kaybettiğiniz anlamına gelir

if you lose your shirt it means you have lost  a lot of money quite often if you are gambling  

gömleğinizi kaybederseniz bu oldukça sık  çok para kaybettiğiniz anlamına gelir

maybe you gamble a very large amount of money  and you lose all of the money you lose it all

belki çok büyük miktarda parayla kumar oynuyorsunuz ve siz tüm parayı kaybedersen hepsini

we can say that you have lost your shirt  

kaybedersin gömleğini kaybettiğini söyleyebiliriz gömleğini

you lose your shirt you have lost your  shirt vittoria says that might be my problem

kaybettin gömleğini kaybettin vittoria bu benim sorunum olabilir diyor

i am losing my marbles yes  

mermerlerimi kaybediyorum evet

i think i think we all are i think over the past  two years i think we are all slowly losing our  

sanırım hepimiz yeniden düşünüyoruz son iki yıldır sanırım hepimiz yavaş yavaş aklımızı kaybediyoruz

marbles so there it was today's subject i hope  it was useful to you we were talking about loss  

bu yüzden bugünün konusu buydu umarım işinize yaramıştır kayıptan bahsediyorduk

maybe there is something in your life you  have lost maybe something you have mislaid  

belki hayatınızda kaybettiğiniz bir şey vardır belki kaybettiğiniz bir şey

maybe something you have put down maybe you  left something on the train or on the bus or  

belki sahip olduğunuz bir şey bırak belki trende veya otobüste bir şey unuttun veya

maybe you dropped something in the street whilst  walking along perhaps you've had something stolen  

belki sokakta yürürken  bir şey düşürdün, belki bir şey çaldın

ah a big subject sadly we don't have time for  that because it's almost time to disappear i  

ah büyük bir konu ne yazık ki bunun için vaktimiz yok çünkü kaybolmak üzereyiz

have a busy day today because i have a lot  of work still to do so after i finish this  

bugün yoğun bir günüm var çünkü hala yapacak çok işim var bu yüzden bunu bitirdikten sonra

i will be here but not here live i will be here  recording some things some things new things  

burada olacağım ama canlı olarak burada olmayacağım burada olacağım bazı şeyleri kaydediyorum bazı şeyler yeni şeyler

new mr duncan did you just  say the the n... for new

yeni bay duncan az önce n dediniz mi ... yeni için evet

yes i did i said it new  

yaptım yeni dedim

thank you very much for your company i hope you've  enjoyed this it's coming up to three o'clock it's  

arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim umarım beğenmişsinizdir saat üçe geliyor

time for me to say goodbye but don't worry because  i will be back with you on sunday back together  

benim için veda etme zamanı ama merak etmeyin çünkü pazar günü tekrar birlikte   tekrar pazar günü

again on sunday from 2 p.m uk time mr steve  will also be with us as well so lots of fun

İngiltere saatiyle 14:00'ten itibaren Bay Steve de bizimle olacak çok eğlenceli

i hope it will be fun and lots of chat as well  beatrice says often i lose my glasses or my  

umarım eğlenceli ve bol bol sohbet olur beatrice sık sık gözlüğümü veya gözlüğümü kaybettiğimi söylüyor

spectacles well of course the problem with losing  your glasses is when you lose them you can't see

Tabii ki gözlüklerinizi kaybetmenin sorunu, onları kaybettiğinizde görememenizdir,

so not only do you have the problem of finding  them after forgetting where you put them you  

bu nedenle onları yalnızca nereye koyduğunuzu unuttuktan sonra bulamama probleminizle kalmaz,

also have the problem of not being able to see  anything around you so if i put my glasses down  

aynı zamanda etrafınızdaki hiçbir şeyi görememe probleminiz de vardır. yani eğer gözlüğümü indirir

and then walk away i won't be able to find my  glasses because i haven't got my glasses on  

ve sonra uzaklaşırsam gözlüğümü bulamayacağım çünkü gözlüğümü takmadım   bu

it's one of those paradox situations  that is what i will leave you with today

paradoks durumlardan biridir bugün sizi bununla başbaşa bırakacağım,

thank you very much for your company i am going  to read your jokes a little bit later on i've  

için çok teşekkür ederim senin şirketin biraz sonra şakalarını okuyacağım

noticed there are some jokes that have been left  on the live chat so i will have a look at those  

fark ettim   canlı sohbete  bırakılmış bazı espriler  var, bu yüzden onlara

later on also don't forget you can watch  this again as many times as you want yes  

daha sonra bakacağım   ayrıca unutma bunu tekrar izleyebilirsin istediğiniz kadar evet

there will be captions later so you can watch  this again and yes there will be captions  

daha sonra altyazılar olacak, böylece bunu tekrar izleyebilirsiniz  ve evet altyazılar olacak

i have to get on with some more work now  unfortunately i have to carry on doing  

şimdi biraz daha çalışmam gerekiyor ne yazık ki yapmaya devam etmeliyim

my top secret project all will  be revealed in about 10 days time  

çok gizli projem her şey açığa çıkacak yaklaşık 10 gün   ben

this is mr duncan in the birthplace of english  saying thanks for watching i hope you've enjoyed  

ingilizcenin doğum yerindeki bay duncan izlediğiniz için teşekkür ederim

today's live stream wherever you are in the world  whatever you do you do today please keep that  

bugünün canlı yayınını dünyanın neresinde olursanız olun beğenmişsinizdir bugün ne yaparsanız yapın lütfen

smile on your face as you walk around amongst the  human race thank you very much thank you beatriz  

aralarında dolaşırken yüzünüzde o gülümsemeyi eksik etmeyin insan ırkı çok teşekkür ederim beatriz   teşekkür ederim

thank you also louis thank you rung sack oh hello  rungsack i didn't see you here today nice to see  

ayrıca louis teşekkür ederim rung sack oh merhaba rungsack bugün sizi burada görmedim

you on the live chat as well thanks a lot see  you later i'm off now i'm going to do some work

canlı sohbette de görmek güzel ayrıca çok teşekkürler sonra görüşürüz ben şimdi gidiyorum biraz çalışacağım

or should i say i'm i'm going to do more work  because this this is work of course it's work  

yoksa daha çok çalışacağım mı demeliyim çünkü bu iş elbette iş

it doesn't look like work but it is honestly it's  very hard work it's very tiring see you on sunday  

iş gibi görünmüyor ama dürüst olmak gerekirse çok zor iş çok yorucu pazar günü görüşürüz

2 p.m uk time and of course until the next time we  meet here you know what's coming next yes you do

uk saatiyle 14:00 ve elbette bir dahaki sefere burada buluşana kadar sırada ne olacağını biliyorsunuz evet şimdilik ta ta yapın

ta ta for now