Listen + Learn with English Addict - LIVE Stream - Sunday 2nd May 2021 with Mr Duncan

here

we are again are you all right i really hope you are feeling good today for those who have

yine buradayız iyi misiniz gerçekten umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur

never watched this before sit down relax maybe you can grab yourself a drink and maybe a

bunu daha önce hiç izlememiş olanlar için oturun rahatlayın belki kendinize bir içki ve belki

little snack because there is nothing to fear it's only the internet don't worry too much

biraz atıştırabilirsiniz çünkü korkacak bir şey yok sadece internet var 'çok fazla endişelenme

about it here we go then yes we are all here again once more for those who are familiar

işte başlıyoruz o zaman evet hepimiz bir kez daha buradayız buna aşina olanlar için sırada

with this you know what's coming next here we go again yes it's another english addict

ne olduğunu biliyorsunuz işte tekrar başlıyoruz evet bu başka bir ingilizce bağımlısı

live from the birthplace of the english language which just happens to be oh my goodness i

ingilizcenin doğum yerinden canlı canlı aman tanrım

don't believe it it's england

inanmıyorum orası ingiltere'dir selam

be hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay i hope so are

millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız iyi misiniz umarım

you feeling happy today i hope so because it is a new month yes we are now into the

bugün mutlusunuzdur umarım öyledir çünkü yeni bir ay evet biz şimdi

second day of may i hope this month has been good so far i'm not too bad thank you very

mayısın ikinci günü umarım bu ay şimdiye kadar iyi geçmiştir çok kötü değilim

much for joining me today yes for those who don't know who i am my name is duncan mr duncan

bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim evet kim olduğumu bilmeyenler için benim adım duncan bay duncan

there are other names that people call me but sadly because of the terms of service

başkaları da var insanların bana taktığı isimler ama ne yazık ki youtube hizmet şartları nedeniyle

of youtube i can't use any of them and i talk about english i've been doing this forever

hiçbirini kullanamıyorum ve ingilizce hakkında konuşuyorum bunu sonsuza kadar yapıyorum

such a long time a long time indeed how many years have you been teaching on youtube thank

çok uzun zamandır gerçekten çok uzun zamandır gerçekten kaç yıldır öğretmenlik yapıyorsun youtube'da

you for asking nearly nearly 15 years even i'm so shocked i can't get the words out 15

neredeyse 15 yıldır sorduğun için teşekkür ederim, o kadar şok oldum ki, 15 yıldır kelimeleri anlayamıyorum,

years can you believe it i can't believe it anyway hello to everybody nice to see you

buna inanabiliyor musun yine de herkese merhaba, seni burada görmek güzel,

here the introduction is out of the way and if you like english if you are a fan of the

giriş bitti yol ve eğer ingilizceyi seviyorsanız,

english language well guess what you are in the right place at this moment because this

ingilizce hayranıysanız, şu anda doğru yerde olduğunuzu tahmin edin çünkü bu,

is english addict for all those who can't get enough of that lovely language we call

ingilizce dediğimiz o güzel dile doyamayan herkes için

english oh by the way the weather is quite nice today i was thinking about going outside

ingilizce bağımlısı oh bu arada hava bugün çok güzel

to do my live stream but we might be getting some rain later on so i decided not to today

canlı yayınımı yapmak için dışarı çıkmayı düşünüyordum ama sonra biraz yağmur yağabilir o yüzden yapmamaya karar verdim bugün

we are in the studio but the garden is looking rather nice you can see the beautiful lilac

stüdyodayız ama bahçe oldukça güzel görünüyor görebilirsiniz güzel leylak

tree and also into the distance you can see the hills and some of the other villages around

ağacı ve ayrıca mesafe içinde tepeleri ve Shropshire'da çokça wenlock olan yaşadığım bölgenin çevresindeki diğer köylerden bazılarını görebiliyorsunuz

the area in which i live which is much wenlock in shropshire and if we have a look in the

ve bahçeye bir göz atarsak

garden oh mr steve has gone oh he was there a few moments ago steve was in the garden

oh Bay Steve gitti oh o birkaç dakika önce steve bahçede

doing some work but he's vanished isn't that typical that is so typical of mr steve he

bir iş yapıyordu ama ortadan kayboldu, bu Bay Steve'in tipik bir örneği değil mi,

was there just a few moments ago he was doing some digging he's he's been very busy in the

birkaç dakika önce oradaydı, biraz kazıyordu, bahçede çok meşguldü

garden and can i just let you in can i let you in on a secret don't tell anyone else

ve seni içeri alabilir miyim, sana bir sır verebilir miyim,

this is our secret okay we are going to be doing something very big in the garden over

bunun bizim sırrımız olduğunu başka kimseye söyleme tamam mı, önümüzdeki üç veya dört hafta içinde bahçede çok büyük bir şey yapacağız,

the next three or four weeks something big we are moving a certain part of the garden

büyük bir şeye taşınıyoruz bahçenin belirli bir bölümünü

from one place to another can you guess what it is so we we are going to be moving something

bir yerden başka bir yere ne olduğunu tahmin edebilir misiniz, bu yüzden şu anda bir şeyi hareket ettireceğiz,

now at the moment we're not sure if we are going to get a builder to come and do this

gelip bunu yapacak bir inşaatçı

or if we are going to try and do it ourselves

mı bulacağımızdan emin değiliz. bunu kendimiz yapmaya çalışacağız,

so yes so so that is something i'm not going to give you the exact thing that we are doing

yani evet, bu size yaptığımız şeyin tam olarak aynısını vermeyeceğim, bu yüzden

so i would like you to guess we are going to be moving something that is very big in

çok büyük bir şeyi hareket ettireceğimizi tahmin etmenizi istiyorum.

the garden but can you guess what it is well we have made it to the end of another week

bahçe ama ne olduğunu tahmin edebilir misiniz iyi ki bir haftayı daha bitirdik bir hafta sonu daha bitiyor ama

another weekend is coming to an end except some of you might also be having a public

bazılarınız resmi tatil yapıyor olabilir

holiday because of course may the first is may day a lot of people celebrate may day

çünkü tabii ki ilk mayıs mayıs günüdür birçok insan mayıs günü

workers day and here in the uk well here in england i i definitely know here in england

işçi gününü kutlayın ve burada ingiltere'de iyi burada ingiltere'de kesinlikle biliyorum burada ingiltere'de

we are actually having a very long weekend so tomorrow is a public holiday and also mr

aslında çok uzun bir hafta sonu geçiriyoruz bu yüzden yarın resmi tatil ve ayrıca bay

steve is having an extra day off as well so he will be taking tuesday off so we have a

steve'in de fazladan bir tatil günü var bu yüzden o olacak salı tatil yapıyoruz bu yüzden

lovely long weekend here in england to enjoy and i hope you are enjoying your weekend as

burada ingiltere'de eğlenmek için çok güzel ve uzun bir hafta sonu geçiriyoruz ve umarım siz de hafta sonunuzun tadını çıkarıyorsunuzdur

well because it's sunday

çünkü bugün pazar

yes we are here again and i'm feeling rather good today i don't know why i don't know why

evet yine buradayız ve bugün oldukça iyi hissediyorum neden bilmiyorum neden

i'm feeling good because last night i had a horrible nightmare now most of my dreams

iyi hissediyorum bilmiyorum çünkü dün gece korkunç bir kabus gördüm şimdi rüyalarımın çoğu

recently have been nice and lovely but last night i had a horrible nightmare i won't tell

güzel ve güzeldi ama dün gece korkunç bir kabus gördüm

you what it is because it really was a horrible nightmare but i woke up this morning feeling

sana ne olduğunu söylemeyeceğim çünkü gerçekten korkunçtu kabus ama bu sabah

calm i woke up this morning feeling very relaxed isn't that strange so even though i had a

sakin olarak uyandım bu sabah çok rahatlamış olarak uyandım o kadar garip değil mi

nightmare last night i woke up this morning feeling very calm so perhaps and this is my

dün gece kabus görmeme rağmen bu sabah çok sakin uyandım bu yüzden belki ve bu benim

theory maybe my subconscious brain the brain that is tucked away deep inside your skull

teorim belki bilinçaltı beynim Kafatasının derinliklerine gizlenmiş beyin

perhaps my subconscious was trying to work something out and quite often the things that

belki de bilinçaltım bir şeyi çözmeye çalışıyordu ve çoğu zaman

are on your mind sometimes come out in your dream can i say a big thank you by the way

aklınızdaki şeyler bazen rüyanızda ortaya çıkıyor bu arada çok teşekkür ederim diyebilir miyim

oh absolutely fantastic thank you very much for all of your lovely messages in response

oh kesinlikle harika teşekkür ederim annemin doğum gününe cevaben tüm güzel mesajlarınız için çok

to my mum's birthday thank you very much to all my lovely facebook friends and my mum

çok tüm sevimli facebook arkadaşlarıma çok teşekkür ederim ve annem

had a lovely day and yes i did have a chat with my mum as well on thursday it was her

güzel bir gün geçirdi ve evet annemle perşembe günü de sohbet ettim

birthday 80 80. i can't believe it my mum is 80 and for those who know she is at the

80. doğum günüydü 80. Annemin 80 yaşında olduğuna inanamıyorum ve şu

moment being taken care of because of various things we all know what they are don't we

anda çeşitli şeyler yüzünden bakıldığını bilenler için hepimiz ne olduklarını biliyoruz değil mi

hmm i think so welcome anyway i hope you are having a good weekend wherever you are in

hmm bence çok hoş geldiniz yine de umarım sizsinizdir dünyanın neresinde olursanız olun iyi bir hafta sonu geçiriyoruz

the world we have mr steve coming up later on yes steve we'll be here a little bit later

bay steve daha sonra gelecek evet steve biraz sonra burada olacağız

on so don't worry he will be on his way also thank you very much for all of your kind words

bu yüzden merak etmeyin o yola çıkacak ayrıca tüm ilginiz için çok teşekkür ederim

not not only about my mother but also about my lessons thank you i love it i love reading

sadece annemle ilgili değil derslerimle ilgili de güzel sözler teşekkür ederim bayıldım

your comments and i like looking at all of the responses that you make towards me thank

yorumlarınızı okumaya bayılıyorum ve bana verdiğiniz tüm cevaplara bakmayı seviyorum

you very much i know that not everyone not everyone likes me isn't that strange have

çok teşekkür ederim herkesin beni sevmediğini biliyorum Hiç bu kadar garip değil mi hiç

you ever wondered

merak ettiniz mi hiç merak etmediniz mi

why when you meet someone for the first time a complete stranger sometimes you know that

ilk kez biriyle tanıştığınızda tamamen yabancı biri bazen ondan

you will not like them you know that you will never ever like that person ever however nice

hoşlanmayacağınızı bilirsiniz o kişiyi ne kadar iyi olursa olsun ne kadar nazik

they are however kind they behave or however nice they appear to be you will never like

davranırsa davransın veya asla sevmeyeceğinizi bilirsiniz ne kadar güzel görünürlerse görünsünler, onları asla beğenmeyeceksiniz

them what is that and i think that that is the impression some people have when they

bu nedir ve bence bazı insanlar beni gördüklerinde böyle bir izlenim ediniyorlar, siz de

see me you see so when they click on my live streams and they see me for the first time

canlı yayınlarıma tıkladıklarında ve beni ilk kez gördüklerinde görüyorsunuz.

some people will immediately say oh my goodness who is that idiot who is that idiot talking

hemen aman allahım kim o salak kim o salak kim

to me now on my screen i oh i don't like him and then they click away and they never watch

şimdi ekranımda benimle konuşuyor ben oh onu sevmiyorum ve sonra tıklıyorlar ve

me ever again however some people see me and they say oh that's fascinating that's interesting

beni bir daha asla izlemiyorlar ama bazı insanlar beni görüyor ve ah diyorlar büyüleyici ilginç ilginç

oh what's his story

ah onun hikayesi ne

isn't it strange though how those things can happen oh thank you very much to the live

garip değil mi ama nasıl oluyor böyle şeyler ah canlı sohbete de çok teşekkür ederim

chat as well i suppose i should say congratulations to partridge partridge eaves very nice you

sanırım keklik saçaklarını tebrik etmeliyim çok güzel

have a very fast finger this week because you are first on today's live

bu hafta çok hızlı bir parmağın var çünkü bugünün canlı sohbetinde ilksiniz,

chat i can hardly contain my excitement thank you

heyecanımı zorlukla bastırabiliyorum,

very much also we have vitesse intelligent is here as well also belarusia nice to see

çok teşekkür ederim, akıllı vitesse'miz de var, belarusya da

you here today and we have who else is here today we have valentin we also have vitas

burada, sizi bugün burada görmek güzel ve bizde bugün başka kimler var, valentin'imiz var, maalesef vitas'ımız da var.

unfortunately vitas your finger is not very fast this week perhaps you have been using

vitas parmağın bu hafta pek hızlı değil belki

your finger too much but what have you been using your finger for why is your finger so

parmağını çok kullanıyorsun ama parmağını ne için kullanıyorsun parmağın neden bu kadar

tired maybe you can let us know also we have hello sora also we have beatrice and we also

yorgun belki bize de haber verebilirsin ayrıca merhaba sora'mız var ayrıca beatrice'imiz var ve biz ayrıca

have zuzikar is here as well nice to see you here and also we have waffey christina it's

zuzikar da burada sizi burada görmek güzel ve ayrıca waffey christina'mız var

so nice to see you all here again tomek is here as well hello tomek yes we will have

hepinizi tekrar burada görmek çok güzel tomek de burada merhaba tomek evet bugün

the sentence game coming a little bit later on today a lot of people saying you look very

biraz sonra gelecek cümle oyunumuz olacak çokça Bugün çok akıllı göründüğünü söyleyen insanların sayısı,

smart today well this is what i normally wear i normally have my cap i normally wear my

normalde giydiğim şey bu, normalde şapkam var normalde

white shirt and also my tie as well can i just tell you something many years ago if

beyaz gömleğimi ve kravatımı da giyerim, sana yıllar önce

you wore your tie like this very loose so as you can see my i never pull my tie all

kravatını böyle çok gevşek takarsan sana bir şey söyleyebilir miyim? Gördüğünüz gibi, kravatımı asla

the way up because i find it too tight around my neck but years ago many years ago if you

sonuna kadar çekmem çünkü boynumun etrafında çok sıkı buluyorum ama yıllar önce çok yıllar önce

wore your tie like this it was seen as being quite quite unacceptable socially if you ever

kravatınızı böyle takarsanız, sosyal olarak oldukça kabul edilemez olarak görülüyordu.

went somewhere and your tie was loose people would often look at you as if you'd lost your

bir yerde ve kravatın gevşekti insanlar sana sık sık sanki aklını kaybetmişsin gibi bakarlardı,

mind they would think oh what happened to him has he been sleeping in the street but

ah ne oldu ona sokakta mı uyuyordu diye düşünürlerdi ama

these days of course this type of appearance is acceptable so yes i always like to wear

bu günlerde elbette bu tür bir görünüm kabul edilebilir, bu yüzden evet her zaman

my tie loose and then of course the blood can travel from my heart to my brain because

Kravatımı gevşek takmayı severim ve sonra tabii ki kan kalbimden beynime gidebilir çünkü

to be honest with you sometimes i feel as if the blood is not getting all the way to

sana karşı dürüst olmak gerekirse bazen kan beynime kadar gitmiyormuş gibi hissediyorum

my brain so i i do need to have my tie nice and loose but many years ago this was not

bu yüzden kravatımı takmam gerekiyor güzel ve gevşek ama yıllar önce bu

acceptable people would not accept this if you went to a job interview and your tie was

kabul edilemezdi insanlar bunu kabul etmezdi eğer bir iş görüşmesine gittiyseniz ve kravatınız

loose there would be a good chance that you would not get the job yeah that's how serious

gevşekse işi alamama ihtimaliniz yüksek olurdu evet işte bu kadar ciddi

it is

lovely to see you here today thank you very much for being with me today we are talking

görmek güzel bugün burada benimle olduğunuz için çok teşekkür ederim bugün

about impulse today a human thing it is a human trait oh i like that word the word trait

dürtüden bahsediyoruz bugün insani bir şey bu bir insan özelliği oh bu kelimeyi seviyorum özellik kelimesi

means something a person might do maybe part of their character maybe something that they

bir kişinin yapabileceği bir şey anlamına gelir belki karakterinin bir parçası belki

do as part of their their characteristic so a person's trait and quite a lot of us and

yaptıkları bir şey özelliklerinin bir parçası olarak, yani bir kişinin özelliği ve pek çoğumuz ve

it's true and i i'm not saying that i i'm not impulsive because i am sometimes i can

bu doğru ve ben dürtüsel olmadığımı söylemiyorum çünkü bazen öyleyim, bazı

do things without thinking too much about it so yes today we are talking about the the

şeyleri çok fazla düşünmeden yapabilirim, bu yüzden evet bugün biraz sonra birkaç dakika sonra gelen

action or the feeling or the occurrence of impulse that coming a little bit later on

eylemden, duygudan ya da dürtü oluşumundan bahsediyoruz

in a few moments i'm going to show you something lovely something that happened the other night

size geçen gece

mr steve and myself in the evening because at the moment the weather is really nice we

bay steve ve benim başımıza gelen çok güzel bir şeyi göstereceğim çünkü akşam hava güzel olduğu an

decided to go for a lovely walk and on the walk we came across a field with sheep and

güzel bir yürüyüş yapmaya karar verdik ve yürüyüşte koyun ve kuzuların olduğu bir tarlaya rastladık

lambs and most of the animals were very far away they weren't near us but when they saw

ve hayvanların çoğu çok uzaktaydı, yanımızda değildiler ama

us they all came over they came running towards us in a very excited state and i decided to

bizi gördüklerinde hepsi geldiler çok heyecanlı bir halde koşarak bize doğru geldiler ve

film some of this on my mobile phone so in a few moments i will be showing you

bunun bir kısmını cep telefonumla çekmeye karar verdim bu yüzden birkaç dakika sonra size

what i filmed the other night when we went for a walk and it was lovely it was very magical

geçen gece yürüyüşe çıktığımızda çektiğim şeyi göstereceğim ve çok güzeldi

not only the sight of the animals but also the sound as well it was beautiful a very

sadece hayvanların görüntüsü değil, sesi de çok büyüleyiciydi çok güzeldi

wonderful moment of time made better by the fact that the sun was also going down behind

zamanın çok harika bir anı, güneşin de arkamızdan battığı gerçeğiyle daha iyi hale geldi, bu yüzden

us so it was it was one of those magical times of the day when everything was just perfect

o büyülü zamanlardan biriydi. her şeyin mükemmel olduğu

and all these lovely little lambs came running over to say hello

ve tüm bu sevimli küçük kuzuların koşarak merhaba demek için geldiği gün,

thank you daisy daisy makes a very good observation you are the kind of person you either love

teşekkür ederim daisy daisy çok iyi bir gözlemde bulunuyor siz ya seveceğiniz

or hate anyway you are a character really thank you daisy i i know this you see i know

ya da nefret edeceğiniz türden bir insansınız zaten siz bir karaktersiniz gerçekten teşekkür ederim daisy ben i bunu biliyorsun görüyorsun bunu biliyorum

this i i know that there are people and i'm not just talking about here on the internet

bunu biliyorum insanlar var biliyorum ve sadece burada internetten bahsetmiyorum

i'm talking about in life generally some people they don't like me they they meet me and they

hayattan bahsediyorum genel olarak bazı insanlar beni sevmiyorlar benimle tanışıyorlar ve

say i don't like that person i don't like him i don't know why but i just don't and

sevmediğimi söylüyorlar o kişiden hoşlanmıyorum neden bilmiyorum ama sevmiyorum ve

it happens to all of us all of us at some point will meet someone who we take an instant

bu hepimizin başına geliyor bir noktada hepimiz bir anda hoşlanmadığımız biriyle tanışacağız

dislike to we take a dislike to that person and whatever that person does no matter how

o kişiye ve o kişi ne yaparsa yapsın, ne

hard they try you will never like them and you know you won't isn't it strange maybe

kadar denerse denesin, onu asla beğenmeyeceksin ve sevmeyeceğini de biliyorsun bu garip değil mi belki de buna

i should not be drawing attention to this because maybe at the start of this live stream

dikkat çekmemeliyim çünkü belki bu canlı yayının başında belki

maybe you did like me but maybe now you don't especially last week we were being rather

Benden hoşlandınız ama belki şimdi sevmiyorsunuz, özellikle geçen hafta oldukça

rude last week weren't we mr steve especially about people riding around on their bicycles

kaba davrandık, Bay Steve, özellikle bisikletlerinde

in their very tight lycra or should i say very overweight people and can i just say

çok sıkı likralarıyla dolaşan insanlar hakkında değil miydik yoksa çok kilolu insanlar mı demeliyim ve yapabilir miyim? sadece

i don't mind or care what you wear or where you wear it but sometimes when you see things

ne giydiğin ya da nerede giydiğin umrumda değil ya da umurumda değil ama bazen beklemediğin şeyler gördüğünde

that you weren't expecting it can be quite a shock you might go oh oh i i don't know

oldukça şok olabilirsin oh oh ben

what to do should i look at it or should i look away but part of you wants to stare part

ne yapacağımı bilmiyorum. bak yoksa başka tarafa mı bakmalıyım ama bir yanın bakmak istiyor bir yanın

of you wants to look at the thing and another part of you wants to look away very strange

şeye bakmak istiyor diğer yanın da başka tarafa bakmayı istiyor çok garip

isn't it yes we are talking about some very deep subjects today impulse impulse to do

değil mi evet bugün çok derin konulardan bahsediyoruz dürtü

something without thinking about it we all do it i do it and i would imagine that you

bir şeyi düşünmeden yapma dürtüsü hepimiz yapıyoruz bunu ben yapıyorum ve sizin

do it as well let's take a look at something i filmed the other night oh i hope this isn't

de yaptığınızı hayal ediyorum hadi geçen gece çektiğim bir şeye bir göz atalım oh umarım bu

too boring but this is something i filmed with mr steve when we were taking a walk the

çok sıkıcı değildir ama bu çok sevdiğim bir şey geçen gece yürüyüş yaparken bay steve ile çekildi

other night and you will see there is a little bit of text at the beginning explaining what

ve başında neler olduğunu açıklayan küçük bir metin olduğunu göreceksiniz

was happening but you will see some lovely nature you will hear some lovely sounds and

ama sevimli bir doğa göreceksiniz, bazı hoş sesler duyacaksınız ve

also you will see some lovely cute little lambs playing around and frolicking in the

ayrıca bazılarını da göreceksiniz. sevimli sevimli küçük kuzular tarlada oynayıp oynaşıyorlar o kadar da

field

well wasn't that lovely did you enjoy that a little moment of time that occurred the

güzel değil miydi

other night when we were out walking i always take my phone with me however the other night

geçen gece yürüyüşe çıktığımızda yaşanan küçük bir andan hoşlandın mı her zaman telefonumu yanıma alırım ama geçen gece

i realized unfortunately i only had a little bit of battery power left in my phone but

ne yazık ki farkettim Telefonumda sadece biraz pil gücü kalmıştı ama

fortunately i was able to film around about three or four minutes of the lambs and also

neyse ki kuzuları ve ayrıca koyunları yaklaşık üç veya dört dakika filme alabildim

the sheep but the strange thing about that particular moment is the fact that they all

ama o andaki garip şey, hepsinin

came over to us normally lambs and sheep are quite shy and they will stay away from humans

gelmesi gerçeğiydi. Biz normalde kuzular ve koyunlar oldukça çekingeniz ve insanlardan

or things that they are unsure of as you know sheep normally are fairly shy and timid and

veya emin olmadıkları şeylerden uzak dururlar, çünkü bildiğiniz gibi koyunlar normalde oldukça çekingen ve çekingendir ve çoğu

quite often they will stay together all the time so i thought it was very interesting

zaman her zaman birlikte kalırlar, bu yüzden çok ilginç olduğunu düşündüm.

that the sheep actually came over to us they came right over and even the lambs came right

koyunlar aslında bize geldiler hemen geldiler ve kuzular bile tam

over to where we were standing which was quite unusual they are lovely yes and the one thing

bizim durduğumuz yere geldiler ki bu oldukça sıra dışıydı, çok güzeller evet ve sevdiğim tek şey

i do like is the sound of the sheep as well the beautiful sounds of nature the birds singing

koyunların sesi ve aynı zamanda koyunların güzel sesleri. doğa kuşların cıvıltısını

maybe you can hear the i don't know sometimes you can hear the pheasants around here especially

belki duyabiliyorsun bilmiyorum bazen buralarda sülünlerin sesini duyabiliyorsun özellikle

because the pheasants at the moment are starting to pair up so the male pheasant at the moment

çünkü şu anda sülünler çiftleşmeye başlıyor bu yüzden şu anda erkek sülün

is looking for female pheasants so you will often hear the sounds of the pheasants the

dişi sülün arıyor bu yüzden sık sık sülünlerin seslerini duydum

male pheasant calling around here as well apparently it is easter today i didn't know

erkek sülün de buralarda çağırıyor anlaşılan bugün paskalya bunu bilmiyordum

that but in certain parts of the world because of the the difference in the calendars it

ama dünyanın bazı yerlerinde takvim farklılığından dolayı

is easter in russia thank you lena for letting me know can i say also happy easter to intelligent

rusya'da paskalyadır izin verdiğin için teşekkürler lena biliyorum zekiye mutlu paskalyalar da diyebilir miyim

or should i say lilia happy easter to you as well we are talking about impulse today

yoksa lilia sana da mutlu paskalyalar mı demeliyim bugün dürtüsellikten bahsediyoruz

things that you do without thinking too much about it also something else i'm doing today

çok fazla düşünmeden yaptığın şeyler ayrıca bugün yapacağım başka bir şey

i'm going to test mr steve i'm going to give him a little test i'm going to show him some

Bay Steve'i test edin, ona küçük bir test yapacağım, ona

photographs of famous people quite a lot of these people will be current people who are

ünlü insanların bazı fotoğraflarını göstereceğim, bu insanların çoğu şu an ünlü olan insanlar olacak

famous and i'm going to ask mr steve to guess who they are and see if he knows who they

ve Bay Steve'e kim olduğunu tahmin etmesini isteyeceğim. onlar ve biraz sonra kim olduklarını bilip bilmediğine bakın, Bay

are a little bit later on we have mr steve but right now it's time to take a look at

Steve'imiz var ama şimdi

an excerpt from one of my full english lessons this is one of my more recent full english

tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntıya bakmanın zamanı geldi, bu benim daha yeni tam İngilizce

lessons you will see some excerpts from full english number 31 and then after that mr steve

derslerimden biri. tam ingilizce sayı 31'den bazı alıntılara bakın ve ondan sonra bay steve

will be here in the studio he's feeling very happy today because he has four days holiday

burada stüdyoda olacak o bugün çok mutlu hissediyor çünkü dört günlük tatili var kendini

he's feeling in the pink and over the moon

pembe ve ayın üzerinde hissediyor

hickory dickory dock i'm holding one grey sock in the other there are two and both of

hickory dickory dock elimde bir gri çorap tutuyorum diğerinde iki tane var ve ikisi de

them are blue hickory dickory dock did you enjoy my little poem welcome everyone to another

blue hickory dickory dock küçük şiirimi beğendiniz mi herkes

full english video lesson coming to you from england which happens to be the birthplace

of cadbury chocolate bakewell tart yorkshire pudding and my favourite spotted dick and

cadbury çikolatalı bakewell tart yorkshire pudinginin doğum yeri olan ingiltere'den size gelen başka bir tam ingilizce video dersine hoş geldiniz ve benim favorim benekli penis ve

of course the english language which is the reason we are all here today so

tabii ki ingilizce dili ki bugün hepimiz buradayız bu yüzden

take a deep breath open a few windows make a nice hot beverage because today's full english

derin bir nefes alın birkaç pencere açın güzel bir sıcak içecek yapın çünkü bugünün tam ingilizce

lesson is going to start right

dersi hemen şimdi başlayacak

now you may have noticed that i love english some

ingilizceyi sevdiğimi fark etmişsinizdir

of my favourite english words happen to be the smallest and the most commonly used a

En sevdiğim İngilizce kelimelerden bazıları en küçük ve en sık kullanılan

good example is the word off it seems like such a simple word yet it is often used on

iyi bir örnek, off kelimesi çok basit bir kelime gibi görünüyor, ancak genellikle

a daily basis in so many ways to cancel something can be described as being off sorry girls

günlük olarak bir şeyi iptal etmek için pek çok şekilde kullanılıyor. izinli olmak üzgünüm kızlar

the football match is off you can call something off we had to call off the outdoor concert

futbol maçı tatil birşeyler iptal diyebilirsiniz yağmurdan dolayı açık hava konserini iptal etmek zorunda kaldık işten

because of the rain to have a free day away from work can be described as being off i

uzakta boş bir gün geçirmek izin olarak tanımlanabilir

won't see you tomorrow as it's my off day you are having the day off another use of

yarın seni görmeyeceğim çünkü benim izin gününüz izin gününüzdür,

off day is when things keep going wrong or when your mood is not good during a certain

izin gününün başka bir kullanımı, işlerin ters gitmeye devam etmesi veya belirli bir süre boyunca ruh halinizin iyi olmamasıdır

period of time sorry for all the mistakes guys i'm having a bit of an off day to make

tüm hatalar için özür dilerim çocuklar, biraz izin günüm var.

your way out of a place or to announce your departure you can say that you are off okay

bir yerden çıkış yolunuz ya da ayrılacağınızı duyurmak için izinlisiniz diyebilirsiniz tamam beyler

guys it's five o'clock see you tomorrow i'm off if something that is perishable has gone

saat beş yarın görüşürüz ben yokum bozulabilir bir şey en

past its best then we can say that it is off don't drink that milk it's off this salmon

iyi halini geçtiyse o zaman kapalı diyebiliriz o sütü içme kapalı bu somon çok

smells awful i think it's off if something has been disconnected from its power source

kötü kokuyor bence kapalı bir şeyin güç kaynağından bağlantısı kesildiyse kapalı

we can say that it is off the tv isn't broken it's off talking of which i'm off over there

diyebiliriz tv bozuk değil kapalı konuşuyorum orda

it's time to do the next sequence

kapalıyım sıradaki sıralamayı yapma zamanı

it's strange how some words can find themselves together in english phrases a good example

bazı kelimelerin ingilizce ifadelerde kendilerini nasıl bir arada bulabilmeleri garip buna iyi bir örnek

of this is the phrase love hate these words have opposite meanings however they do go

aşk nefret bu kelimeler zıt anlamlara sahip olsalar da

together as a description of a certain type of relationship i am talking about a love-hate

belirli bir ilişki türünün tanımı olarak bir araya geliyorlar. toplumdaki bir aşk-nefret

relationship in society a love-hate relationship describes a partnership that involves both

ilişkisi hakkında bir aşk-nefret ilişkisi hem sevgi hem de nefret içeren bir ortaklığı tanımlar

fondness and hatred a tumultuous or turbulent relationship between two people can be described

iki kişi arasındaki çalkantılı veya çalkantılı bir ilişki

as love hate we had a terrible fight last night but today we made up and are having

aşk nefret olarak tanımlanabilir dün gece korkunç bir kavga ettik ama bugün barıştık ve barıştık Bu

a meal together tonight you might feel that this relationship is based on love hate especially

akşam birlikte yemek yerken, bu ilişkinin aşka ve nefrete dayandığını hissedebilirsiniz, özellikle de

if the arguments occur often a long-term relationship might become unstable due to a hopeless feeling

tartışmalar sık ​​sık meydana geliyorsa, uzun süreli bir ilişki, umutsuz bir rutin ve aşinalık duygusu nedeniyle istikrarsız hale gelebilir,

of routine and familiarity the couple might become bitter and resentful which results

çift acı ve kırgın olabilir, bu da

in the up and down nature of the relationship a love-hate relationship can exist in other

ilişkinin inişli çıkışlı doğası başka yerlerde bir aşk-nefret ilişkisi olabilir,

places if you love your job but it does not pay very well you might have a love-hate relationship

eğer işinizi seviyorsanız ama çok iyi para kazandırmıyorsa onunla bir aşk-nefret ilişkiniz olabilir patronunuzla

with it you might have a love-hate relationship with your boss there are some good days and

bir aşk-nefret ilişkiniz olabilir bazı iyi günler ve

some bad you have mixed feelings you have the feeling of both love and hate

bazı kötü günler var karışık duygular yaşıyorsun hem sevgi hem de nefret duygusu var

what do you want and what do you need if you want too much can we call this greed do you

ne istiyorsun ve neye ihtiyacın var çok istiyorsan buna açgözlülük diyebilir miyiz

have more than you need or is it enough perhaps you have nothing sometimes life can be tough

ihtiyacından fazlasına sahip misin yoksa bu mu? yeterince belki de hiçbir şeye sahip değilsin bazen hayat zor olabilir istediğin

there is a fine difference between the things you want and the things you need to want is

şeylerle istemen gereken şeyler arasında ince bir fark vardır arzulamak tatmin

to desire it is an urge to satisfy that desire to need is the instinctive response to nature's

etmek için bir dürtüdür ihtiyaç arzusu doğanın

call for survival it's the need to survive what is necessary to survive is your need

hayatta kalma çağrısına içgüdüsel bir tepkidir hayatta kalma ihtiyacı hayatta kalmak için gerekli olan senin ihtiyacın

the obvious things needed for survival are food and water they are your basic needs without

hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğun bariz şeyler yemek ve su

these you will not survive for long of course want can be classified as need to however

bunlar olmadan uzun süre hayatta kalamazsın tabii ki istemek ihtiyaç olarak sınıflandırılabilir ancak

we often see want as a more selfish emotion i need food i want a nice new car to show

çoğu zaman istemek olarak görürüz daha bencil bir duygu yiyeceğe ihtiyacım var komşuma gösterecek yeni ve güzel bir araba istiyorum

my neighbour furthermore the dilemma of what money is creates quite a paradox we need money

ayrıca paranın ne olduğu ikilemi oldukça paradoks yaratıyor

to buy food but we also want money to support a comfortable and some might say wasteful

yiyecek almak için paraya ihtiyacımız var ama aynı zamanda rahat ve bazıları israf diyebilir

lifestyle want is often seen as a selfish emotion need comes from your basic necessities

yaşam tarzını desteklemek için para istiyoruz genellikle bencil bir duygu olarak görülür ihtiyaç temel ihtiyaçlarınızdan gelir

want comes from the things that will make you feel better as a person need comes from

istemek sizi daha iyi hissettirecek şeylerden gelir çünkü bir insan ihtiyaç

the basic survival instinct to make it through the day without starving to death need and

temel hayatta kalma içgüdüsünden gelir açlıktan ölmeden günü geçirme ihtiyacı ve

want might have similar definitions but they are often seen as belonging to very different

isteği benzer olabilir tanımlar ancak genellikle çok farklı dürtülere ait olarak görülürler,

urges

what is a split infinitive is it painful will it leave a scar well first of all having a

bölünmüş mastar nedir, acı verir mi, iz bırakır mı, her şeyden önce,

split infinitive is not an injury although it does sound like one in english grammar

bölünmüş mastara sahip olmak bir yaralanma değildir, ancak İngilizce dilbilgisinde bir gibi görünse de

we name a certain grammar error as a split infinitive an infinitive in english grammar

kesin olarak adlandırırız. bölünmüş bir mastar olarak dilbilgisi hatası ingilizce dilbilgisinde bir mastar to

is the use of the word to with a verb while there are no grammar rules that prohibit split

kelimesinin bir fiille kullanılmasıdır, ancak bölünmüş mastarları yasaklayan hiçbir dilbilgisi kuralı yoktur

infinitives many english experts strongly disapprove of them an example of a split infinitive

birçok ingilizce uzmanı bunları kesinlikle onaylamaz bölünmüş bir mastar örneği cesurca

is the classic to boldly go where no man has gone before the word boldly and go should

gitmek için klasiktir hiç kimsenin kelimeden önce cesurca gitmediği ve gitmenin

be the other way round it should read to go boldly where no man has gone before in writing

tersi olması gerektiği yerde, daha önce hiç kimsenin yazılı olarak gitmediği yerde cesurca gitmek için okunmalıdır,

this looks more dramatic but when spoken the split infinitive sounds better so while the

bu daha dramatik görünür, ancak söylendiğinde bölünmüş mastar kulağa daha iyi gelir, bu nedenle

use of a split infinitive is technically incorrect you might only find the most pedantic english

bir bölme kullanımı mastar teknik olarak yanlıştır, sadece en bilgiç İngilizce

teachers picking you upon it to pick someone up on something is to correct them by pointing

öğretmenlerinin sizi bir konuda tavlamak için seçtiğini, hatalarını işaret ederek düzelttiklerini görebilirsiniz,

out their mistake

there it was one of my full english lessons some lovely fluffy excerpts i like a few excerpts

tam İngilizce derslerimden biriydi, bazı sevimli kabarık alıntılar, birkaç alıntıyı seviyorum

now and again to give you an idea of the sort of thing i do here on youtube yes it is english

ara sıra size burada youtube'da yaptığım türden şeyler hakkında bir fikir vermek için evet, ingilizcenin

addict coming to you live from the birthplace of english which just happens to be

doğum yeri olan ingiltere'den canlı olarak size gelen bir ingilizce bağımlısıdır

england

hello hello mr duncan hello lovely viewers part of mr duncan's community on his live

merhaba merhaba bay duncan merhaba sevimli izleyiciler bay duncan'ın topluluğunun bir parçası onun canlı

english stream yes and it's wonderful to be here again i heard you talking about split

ingilizce yayınında evet ve tekrar burada olmak harika, bölünmüş mastarlardan bahsettiğinizi duydum

infinitives yes mr duncan i had one of those the other day after a very difficult bowel

evet bay duncan geçen gün çok zor bir bağırsak

movement okay that's good i'm glad to see that we are starting off with with some lovely

hareketinden sonra onlardan birini yaşadım tamam bu iyi başladığımızı görmekten memnunum

lovely information about mr steve's bowels you know what a split infinitive is i've no

Bay steve'in bağırsakları hakkında bazı güzel güzel bilgilerle bölünmüş bir mastarın ne olduğunu biliyorsunuz hiçbir

idea well have you ever heard the the famous phrase from star trek oh is it is it about

fikrim yok hiç star trek'teki ünlü cümleyi duydunuz mu oh bu

uh infinity of the universe and uh somehow splitting that no it's into two it's nothing

evrenin sonsuzluğu ve uh bir şekilde bölünme hakkında mı? o hayır ikiye ayrılmasıyla alakası yok

to do with the universe splitting into many different parts and many many different universes

evrenin birçok farklı parçaya ayrılması ve birçok farklı evrenin

spitting off from it is that what it means mr duncan in star trek they say to boldly

ondan fışkırması ile alakası yok mr duncan star trek'te cesurca

go yes that is a very good example of a split infinitive what you're supposed to say is

gitmek derler evet bu çok güzel bir örnek split mastar söylemen gereken daha önce

to go boldly to go boldly where no man has gone before but what they say is to boldly

hiç kimsenin gitmediği yerlere cesurca gitmek için cesurca gitmek ama onların söylediği şey

go where no man has gone before so you don't do you don't say that that's that's a split

daha önce hiç kimsenin gitmediği yerlere cesurca gitmek yani yapma bunu söyleme bölünmüş bir

infinitive i'm going to boldly go out into the garden you know some people digging in

mastar, cesaretle bahçeye çıkacağım, bazı ülkelerde bazı insanların kazı yaptığını biliyorsunuz, mastarınızı toplum içinde

some countries you can get locked up for splitting your infinitive in public sounds very painful

böldüğünüz için hapse girebilirsiniz, çok acı verici geliyor

mr duncan anyway mr steve nice to see you here steve is in a very good mood because

bay duncan yine de bay steve sizi burada görmek güzel steve bir çok iyi bir ruh hali çünkü

he has a long one don't you he has a he has a very long one oh you mean holiday yes break

onun uzun bir ruh hali var, değil mi onun bir onun çok uzun bir ruh hali var oh tatil demek istiyorsun evet

from work yes because it's bank holiday tomorrow and of course the weather forecast is atrocious

işten izin evet çünkü yarın resmi tatil ve tabii ki hava tahmini berbat

yes so atrocious for some people by the way just thought i'd slip a new word in for some

evet bazı insanlar için çok berbat bu arada bazı insanlar için yeni bir kelime ekleyeyim dedim

people it's easter weekend yes i saw that i'm very jealous because it means chocolate

paskalya hafta sonu evet çok kıskandığımı gördüm çünkü rusya'da çikolata anlamına geliyor

in russia probably maybe we should uh hop across don't know whether we can under the

muhtemelen belki de karşıya atlamalıyız bilmiyorum altından geçebilir miyiz

current rules coronavirus but we could go there have another easter egg maybe uh they're

mevcut kurallar koronavirüs ama oraya gidebiliriz başka bir paskalya yumurtası yiyebiliriz belki uh

selling hot crust buns in russia which we can't get here anymore no do you have spicy

rusya'da artık buraya alamadığımız sıcak kabuklu çörekler satıyorlar hayır

hot cross buns in russia right now available from your local bakery yes uh because we can't

şu anda rusya'da yerel fırınınızda bulabileceğiniz baharatlı sıcak çapraz çörekleriniz var mı evet uh çünkü

get them here anymore they're gone until next april we have to wait we have to we have to

artık onları buraya alamıyoruz, gelecek nisan ayına kadar gittiler, beklemek zorundayız,

wait until next year for our hot cross buns unless i make them myself and of course it

sıcak çapraz çöreklerimiz için gelecek yıla kadar beklemek zorundayız, eğer onları kendim yapmazsam ve tabii ki bugün mayıs

is may day yesterday was may day for all of the the workers and that's the reason why

günü, dün mayıstı. tüm işçiler için bir gün ve bu yüzden

we can have a long weekend you see because of may day so steve has tomorrow off it is

uzun bir hafta sonu geçirebiliyoruz çünkü mayıs günü yani steve yarın izinli

a public holiday here and also you are taking tuesday off as well that was a gamble i think

burada resmi tatil ve ayrıca salı günü de izin alıyorsun bu bir kumardı bence

steve i think you are maybe considering going into the garden yes i took a gamble i looked

steve sanırım bahçeye girmeyi düşünüyorsun evet bir kumar oynadım

at the long range weather forecast or forecast okay well i'm just you know this is english

uzun vadeli hava tahminine veya tahminine baktım tamam peki ben sadece bunun ingilizce olduğunu biliyorsun

and i thought um is it because you don't want to take extra days off on holiday if you want

ve senin istemediğin için mi öyle olduğunu düşündüm Dışarı çıkmak istiyorsanız ve havanın kötü olabileceğini düşünüyorsanız, tatilde fazladan gün ayırın,

to go outside and you think it might be bad weather so i looked at the long range weather

bu yüzden geçen perşembe uzun vadeli hava

forecast last thursday and took a punt which means take a bet yeah that the weather would

tahminine baktım ve bir kumar oynadım, bu da evet,

be good on tuesday and i would be able to go into the garden now monday tomorrow is

salı günü havanın iyi olacağına dair iddiaya girmek anlamına geliyor ve Şimdi bahçeye gidebilirdim pazartesi yarın

going to be rain most of the day but tuesday looks okay but i did say to you if we don't

günün büyük bir bölümünde yağmur yağacak ama salı iyi görünüyor ama size

go into the garden maybe i can persuade you mr duncan uh to start decorating we various

bahçeye gitmezsek belki sizi ikna edebilirim Bay Duncan uh dedim. evin çeşitli bölümlerini dekore ediyoruz

parts of the house inside look we haven't even put the christmas decorations into the

içeriden bakın Noel süslerini çatı katına bile koymadık henüz

loft yet true it is true we have boxes at the bottom of the stairs where all of the

doğru merdivenlerin alt kısmında

christmas decorations are now being kept but they are not supposed to be there they are

şu anda tüm yılbaşı süslerinin saklandığı kutularımız var ama olması gerekmiyor orada olmaları için tavan arasında çatı katında

supposed to be in the loft up in the attic so maybe that is something we can do tomorrow

olmaları gerekiyor, bu yüzden belki bu yarın

while whilst the rain is falling and pouring because of course it is normal when we have

yağmur yağarken ve yağarken yapabileceğimiz bir şey çünkü resmi tatilimiz olduğunda bu normaldir, her

a public holiday it always rains usually it does and it certainly is following that tradition

zaman yağmur yağar, genellikle yağar ve yarın kesinlikle bu geleneği takip ediyor

tomorrow yes uh palmyra asks about the mayday bank holiday and you just i think you just

evet palmyra 1 Mayıs resmi tatilini soruyor ve siz sadece bunu ima ettiğinizi düşünüyorum evet az önce bunun

alluded to that yes i just mentioned that that it's to do with what well it's to do

with the workers the rising of the workers and giving workers their day off from a revolution

işçilerle ne ilgisi olduğundan bahsettim işçilerin ayaklanması ve işçilere izin günlerini devrim

point of view so it depends on what part of the world you actually live in in this part

bakış açısıyla vermek, yani dünyanın hangi bölgesinde gerçekten yaşadığınıza bağlı,

of the world it isn't such a big thing but if you live in other parts of the world then

bu o kadar da büyük bir şey değil ama dünyanın başka yerlerinde yaşıyorsanız o zaman

you will find that workers day is is a big thing it is a very big thing mayday satorino

İşçi bayramının büyük bir şey olduğunu göreceksiniz, çok büyük bir şey mayday satorino,

says that she prefers a banana split uh to an in to an infinitive split and that hasn't

bir muz split uh'u bir in'e sonsuz bir split'e tercih ettiğini söylüyor ve

she's very cleverly rearranged the word split infinitive around into infinitive split is

split mastar kelimesini mastar haline getirmek için çok zekice yeniden düzenlememiş değil mi? split, bunun

that itself a split infinitive it could be i don't think it actually is i don't know

kendisi bir split mastarı olabilir, aslında öyle olduğunu düşünmüyorum,

the rules around that because when you're growing when you when you uh grow up in your

bununla ilgili kuralları bilmiyorum çünkü büyürken,

own country and you learn your own language you don't really learn it in a technical way

kendi ülkenizde büyürken ve kendi dilinizi öğrenirken bunu gerçekten teknik bir şekilde öğrenmiyorsunuz,

we don't you just pick it up from your parents yes so you don't learn about split infinitives

biz onu sadece anne babanızdan öğrenmiyorsunuz, evet böylece bölünmüş mastarları

and verbs and adverbs and all that sort of thing didn't you learn that at school well

, fiilleri ve zarfları ve bu tür şeyleri öğrenmediniz mi? okul iyi

probably but you just sort of know how to speak it because you pick it up from friends

muhtemelen ama nasıl konuşulacağını bir nevi biliyorsun çünkü bunu arkadaşlarından ailen

family people around you that when you're learning a language of course you want to

çevrendeki insanlardan alıyorsun bir dil öğrenirken tabii ki

know the rules that is what we always say about teaching english because if you are

kuralları bilmek istiyorsun ingilizce öğretmekle ilgili her zaman söylediğimiz şey bu Eğer

a native english speaker you you all you have to do is actually pick the language up during

anadili İngilizce iseniz, yapmanız gereken tek şey aslında hayatınız boyunca dili almaktır,

your life however if you are learning english as a second language you must study it as

ancak ikinci dil olarak İngilizce öğreniyorsanız, bilim veya bilim gibi

if you are studying one of the big subjects like science or some something else very similar

büyük konulardan birini çalışıyormuş gibi çalışmalısınız. gördüğünüze çok benzer başka bir şey yani

to that you see so so all we have to do in our lives is just live and we we pick up the

hayatımızda tek yapmamız gereken sadece yaşamak ve

english language as we grow up because it's always around us however if you are learning

büyüdükçe ingilizceyi öğreniyoruz çünkü o her zaman etrafımızda ama

english as a second language quite often you have to go into the the details of how english

ingilizceyi ikinci dil olarak öğreniyorsanız oldukça genellikle ingilizcenin nasıl kullanıldığına dair ayrıntılara girmen gerekir,

is used you have to know the rules like um yes you have to know the rules but you don't

um evet, kuralları bilmek zorundasın ama

need to know those when you're picking the language up you just need you just need to

bunları bilmene gerek yok, sadece sana ihtiyacın var sadece

know how to pronounce words properly and which words go where in what sentences etc and you

kelimeleri düzgün bir şekilde nasıl telaffuz edeceğinizi ve hangi kelimelerin hangi cümlelerde nereye gittiğini vb. bilmeniz gerekir ve

don't really pick up rules you just hope that your parents have taught you correctly in

gerçekten kuralları almazsınız, sadece ailenizin size gramer açısından doğru bir şekilde öğrettiğini umarsınız

terms of grammar and then you don't know why you do things in your own language you don't

ve sonra neden bunu yaptığınızı bilmezsiniz. kendi dilinizde şeyler yapın

know why you do things you don't remember ever learning it but you just know that that's

şeyleri neden yaptığınızı bilmiyorsunuz öğrendiğinizi hiç hatırlamıyorsunuz ama sadece bunu

the correct way to do it yes i think it's the same it's the same with all native languages

yapmanın doğru yolunun bu olduğunu biliyorsunuz evet bence bu aynı tüm ana dillerde aynı

so whether you speak french or german or spanish or think of another language but maybe vietnamese

yani fransızca, almanca veya ispanyolca konuşuyorsunuz veya başka bir dil düşünüyorsunuz ama belki

maybe chinese because you speak that language all the time and you hear that language all

vietnamca belki çince çünkü o dili her zaman konuşuyorsunuz ve bu dili her zaman

the time from from well from your childhood of course written written language is different

çocukluğunuzdan beri duyuyorsunuz elbette yazılı yazı dili farklıdır

writing is always different yes you do you do learn in school and how to write correctly

yazı her zaman farklıdır evet okulda öğreniyorsun ve doğru hecelemeyi nasıl yazacağını öğreniyorsun

spell because you can you can speak a language you can be very good at speaking a language

çünkü bir dili konuşabiliyorsun bir dili konuşmada çok iyi olabilirsin

but you might not be able to uh to actually write it down or the other way around you

ama onu gerçekten yazamayabilirsin ya da tam tersi.

might have learned how to write a language but not how to pronounce it and you came across

bir dilin nasıl yazılacağını öğrenmiş olabilir ama nasıl telaffuz edileceğini öğrenememiş olabilirsin ve

that a lot in china that's it and it is very well you might be surprised to find out steve

Çin'de buna çok rastladın ve bu kadar ve

how many people who use english as their first language are illiterate to a certain degree

İngilizceyi ilk dili olarak kullanan kaç kişinin okuma yazma bilmediğini öğrendiğinde çok şaşırabilirsin Steve Belli bir dereceye kadar,

so when we say illiterate they can speak but they have difficulty reading and writing so

okuma yazma bilmeyenler dediğimizde konuşabiliyorlar ama okuma ve yazmada güçlük çekiyorlar, bu

so you might be surprised many people leaving school now and this is something that was

yüzden birçok insanın şimdi okulu terk etmesine şaşırabilirsiniz ve bu

reported a lot here in the uk a couple of years ago how many young people are leaving

birkaç yıl önce Birleşik Krallık'ta çokça bildirilen bir şey. gençler

school and they can use english but they can't write it or or spell very well it's quite

okulu bırakıyor ve ingilizceyi kullanabiliyorlar ama çok iyi yazamıyorlar veya heceleyemiyorlar bu oldukça

shocking actually yes but uh yes because everyone's spending too much time on social media and

şok edici aslında evet ama uh evet çünkü herkes sosyal medyada çok fazla zaman harcıyor ve evet

not enough time on the classics as we say yes and the writing arithmetic yes the other

dediğimiz gibi klasiklere yeterince zaman ayırmıyor ve yazma aritmetiği evet diğer bir

thing of course the other thing of course is the fact that the the text messages are

şey elbette diğer bir şey de elbette diğer bir şey de metin mesajlarının

often used with abbreviations so so most people know how to how to spell using abbreviations

genellikle kısaltmalarla kullanılmasıdır, bu nedenle çoğu insan metin mesajlarında kısaltmaları nasıl yazacağını bilir

in their text messages but they're not very good at actually writing or spelling the the

ama çok değiller. kelimeleri tam olarak yazma veya heceleme konusunda iyi evet,

complete words yes this this has caught me out at work because a lot of like word if

bu beni işte yakaladı çünkü işte

you use a word program and and other programs at work where you're writing memos or letters

bir kelime programı ve diğer programları kullanıyorsanız, işteki meslektaşlarınıza notlar veya mektuplar yazarsanız, bu kelimeye çok benzer.

to colleagues at work or maybe customers then the what you use tends to correct your spelling

belki müşteriler, o zaman kullandığınız şey yazımınızı düzeltme eğilimindedir,

doesn't it so on on on if you're using the um what is it uh internet to write email emails

öyle değil mi? e-posta e- postaları yazmak için internet nedir?

if you're using emails it often will tell you if you've made a mistake but sometimes

bir hata yaptınız ama bazen

you go on to a different site and it's not necessarily the spell check function yeah

farklı bir siteye gidiyorsunuz ve bu mutlaka yazım denetimi işlevi değil evet

isn't there or it's not working and you suddenly don't realize because it's not telling you

orada değil veya çalışmıyor ve aniden fark etmiyorsunuz çünkü size

that you've made a mistake and then you can send silly emails to people with lots of mistakes

bir hata yaptığınızı söylemiyor ve o zaman insanlara çok fazla hatası olan aptalca e-postalar gönderebilirsiniz

yes that's it and of course a lot of computer programs nowadays have auto correct as well

evet bu kadar ve tabii ki günümüzde pek çok bilgisayar programında otomatik düzeltme de var,

which can be a good thing but it also can cause problems if if it gives you the wrong

bu iyi bir şey olabilir ama aynı zamanda size yanlış kelime verirse sorunlara da neden olabilir.

word in the autocorrect sometimes the autocorrect function can lead to very rude words being

otomatik düzeltme bazen otomatik düzeltme işlevi yanlışlıkla çok kaba kelimelerin gönderilmesine yol açabilir, bu

actually sent by accident so you are writing a word an autocorrect will put it into the

nedenle bir kelime yazıyorsunuz, otomatik düzeltme onu kelimenin içine yerleştirir

word or or spell the word correctly however the word it changes might become a rude word

veya kelimeyi doğru heceler, ancak değiştirdiği kelime kaba bir kelime olabilir, bu nedenle eğer

so if that does happen you have to be careful when you are using autocorrect when you are

typing messages we are talking about impulse today impulse impulse it's a great word i

mesaj yazarken otomatik düzeltmeyi kullanırken dikkatli olmalısınız bugün dürtüden bahsediyoruz dürtü dürtüsü harika bir kelime

like this word impulse so i thought briefly we would have a quick look at what it all

bu dürtü kelimesini seviyorum bu yüzden kısaca bunun ne anlama geldiğine hızlıca bir göz atalım diye düşündüm

means what does it all mean when we say impulse what are we actually talking about well first

her şey dürtü derken aslında neyden bahsediyoruz demek istiyor her şeyden önce

of all i suppose we could ask the question whether you are an impulsive person but we

sanırım dürtüsel bir insan olup olmadığınızı sorabiliriz ama

will do that in a few moments instead here we go impulse words so we will get through

bunu birkaç dakika sonra yapacağız bunun yerine işte dürtüsel kelimelere geçiyoruz böylece alacağız

these very quickly because we have flags of the world coming at three o'clock are you

bunları çok hızlı bir şekilde geç çünkü saat üçte dünya bayrakları geliyor

excited i think so oh oh okay i have a feeling mr steve is not excited i'm excited to see

heyecanlı mısın bence öyle oh oh tamam içimde bir his var bay steve heyecanlı değil

what new flags you've put on there this week mr duncan there are no new flags because i

oraya hangi yeni bayrakları koyduğunu görmek beni heyecanlandırıyor bu hafta bay duncan yeni bayrak yok çünkü bana

haven't been asked for any so i haven't put any new flags on this week i don't have to

sorulmadı bu yüzden bu hafta yeni bayrak koymadım gerek

isn't that nice here we go then without any more if i can find it there it is so we have

yok o kadar güzel değil mi her şeyden

impulse words first of all the word impulse means a sudden urge to act quite often without

önce itki kelimelerimiz var. itki kelimesi, çok sık düşünmeden ani bir hareket etme dürtüsü anlamına gelir

reflection and by that we mean thought so you do something suddenly without putting

ve bununla,

much thought into the thing you are doing and there are many examples of doing that

yaptığınız şey hakkında fazla düşünmeden aniden bir şey yapmanız için düşünmeyi kastediyoruz ve orada

doing something on impulse good or bad could be good or could be bad yes the impulse to

bir şeyi dürtüyle yapmanın birçok örneği vardır iyi ya da kötü iyi olabilir ya da kötü olabilir evet bir

do something occurs suddenly so we often see impulse as a thing that happens suddenly we

şey yapma dürtüsü aniden ortaya çıkar bu nedenle dürtüyü genellikle aniden olan bir şey olarak görürüz

do something with without thinking very much but also we do it quite suddenly quite quickly

çok fazla düşünmeden bir şeyler yaparız ama aynı zamanda biz bunu çok fazla düşünmeden oldukça hızlı bir şekilde yapmak bir

without thinking too much about it to feel impelled to do something it's an interesting

şeyi yapmak zorunda hissetmek için bu ilginç bir

word now when i first wrote this word this morning i thought it was wrong because it

kelime şimdi bu sabah bu kelimeyi ilk yazdığımda yanlış olduğunu düşündüm çünkü

didn't look right it doesn't look like a correct word but it is to impel so to feel almost

doğru görünmüyordu bir şeye benzemiyor doğru kelime ama itmek, yani sanki

like as if there is a force pulling you to do something and we've we've all been there

sizi bir şey yapmaya çeken bir güç varmış gibi hissetmek ve hepimiz oradaydık, bu yüzden

so sometimes impulse doing something on impulse can be the feeling of feeling impelled to

bazen dürtüyle bir şeyler yapma dürtüsü, bir şeyler yapmaya itilmiş hissetme hissi olabilir. çok fazla düşünmeden

do something suddenly to do something without much thought so again impulse can be when

bir şeyi birdenbire yapmak yani yine dürtü, bir

you do something but you don't think too much about it at the time maybe later perhaps later

şey yaptığınızda olabilir ama o sırada bunun hakkında çok fazla düşünmezsiniz, belki daha sonra belki daha sonra, yaptığınız şey

you have a lot of time to think about the thing you've done but impulse you do it without

hakkında düşünmek için çok zamanınız olur ama dürtü düşünmeden yapıyorsun

thinking and there will be some examples coming up in a moment hidden forces are driving you

ve bir anda bazı örnekler ortaya çıkacak gizli güçler seni evete sürüklüyor ve bu

yes and do you act on those often desires or impulses or do you resist them yes sometimes

genellikle arzulara veya dürtülere göre mi hareket ediyorsun yoksa onlara direniyor musun evet bazen

it depends on your character doesn't it yeah sometimes it's hard to resist the impulse

karakterine bağlı değil mi evet bazen dürtüye direnmek zor

here's another one oh i think i missed the last one didn't i beg your pardon to do something

işte bir tane daha oh sanırım sonuncusunu kaçırdım, bir anda bir şeyler yapmak için özür dilemedim mi,

on the spur of the moment so to do something on the spur of the moment again is to do something

bu yüzden yine anlık bir dürtüyle bir şeyler yapmak, dürtüyle bir şeyler yapmaktır

on impulse you are you are not thinking too much about it you will suddenly decide to

sen bunun hakkında fazla düşünmüyorsun aniden

do something maybe you look out to your window in the morning steve and the sun is out suddenly

bir şeyler yapmaya karar vereceksin belki sabah pencerenden dışarı bakarsın steve ve güneş birdenbire doğar diye

you think oh i'm going outside for a walk so that is an impulse to do something on the

düşünürsün oh ben yürüyüşe çıkıyorum yani bu bir dürtü bir anda bir şeyler yapmayı

spur of the moment you didn't plan to do it yes but now you are that's it you weren't

planlamamıştın evet ama şimdi öylesin öyle değildin

you could wake up in the morning and think oh uh it's raining today i'm going to start

sabah uyanıp düşünebilirsin ah ah bugün yağmur yağıyor

doing some decorating inside you hadn't planned to do it but my that's probably not not a

biraz yapmaya başlayacağım içini dekore etmeyi planlamamıştın ama benim bu muhtemelen

brilliant example that's not a good set of examples coming up i'm sure to do something

parlak bir örnek değil bu iyi bir dizi örnek değil hiç hazırlık yapmadan bir şeyler yapacağımdan eminim

without any preparation at all i might suddenly punch you in the face that's it you do it

aniden suratına yumruk atabilirim bu kadar

without warning on impulse because i felt like i wanted to that's it which i often do

dürtüyle uyarmadan yapıyorsun çünkü bunu yapmak istiyormuşum gibi hissettim sık sık yaptığım bu

yes if i suddenly punched mr duncan in the face i hadn't planned to do it i suddenly

evet eğer aniden bay duncan'ın suratına bir yumruk indirirsem bunu yapmayı planlamamıştım

felt this urge this impulse to do it which i often do but i resist normally yeah you

birdenbire bu dürtüyü hissettim bu dürtüyü yapmak için ki ben sık sık yaparım ama normalde direnirim evet

know today could be different maybe maybe this is the day where you get to see mr steve

biliyorsun bugün farklı olabilir belki belki bugün Bay Steve'in

punch me well i have acted under impulse once before okay and i took your hat off on a live

bana iyi yumruk attığını görebileceğin gün daha önce bir kez dürtüsel hareket ettim tamam ve canlı yayında şapkanı çıkardım ben

stream i didn't like that you didn't like that you see that was an impulse and it ended

bunun bir dürtü olduğunu gördün ve

not particularly well because you didn't like it it was a you know it was not nice for you

pek iyi bitmedi çünkü hoşuna gitmedi bu senin için hoş değildi biliyorsun

okay steve we've got a minute okay a person who is impulsive so you can describe the person

tamam steve bir dakikamız var tamam bir insan kim dürtüseldir, bu nedenle, aniden bir

as impulsive if they are prone to doing things suddenly so the word prone means you are liable

şeyler yapmaya eğilimliyse kişiyi dürtüsel olarak tanımlayabilirsiniz, bu nedenle eğilimli kelimesi, o

or likely to do something you are prone to that particular habit or that particular behaviour

belirli alışkanlığa veya

an impulsive person is prone to doing things suddenly so so it can be a part of a person's

dürtüsel bir kişinin eğilimli olduğu belirli davranışa yatkın olduğunuz bir şeyi yapmakla yükümlü veya olası olduğunuz anlamına gelir. her şey birdenbire olacak şekilde bir insanın karakterinin bir parçası olabilir

characteristic their character would you say that perhaps impulsive people are reacting

karakterini diyebilir misiniz belki dürtüsel insanlar

to urges and desires and wants and needs yes within themselves whatever that might be it

dürtülere ve arzulara ve isteklere ve ihtiyaçlara tepki veriyorlar evet kendi içlerinde her ne olabilir

could be shopping it could be food drink it could be lovers you're kind of taking away

bu alışveriş olabilir yiyecek içecek olabilir sevgili olun,

everything that i'm doing right well i'm just sort of you know leading up to it yes we have

iyi yaptığım her şeyi bir nevi elimden alıyorsunuz, ben sadece buna öncülük ettiğimi bir nevi biliyorsunuz evet

flags of the world now steve oh so we don't have time for all of that are we coming back

artık dünya bayraklarımız var steve oh yani bunların hepsi için zamanımız yok ona geri mi dönüyoruz

to it we will be coming back to that because now you know what's happening now it is just

buna geri döneceğiz çünkü artık ne olduğunu biliyorsunuz

after three o'clock here in the uk i don't know what time it is where you are because

burada İngiltere'de saat üçten hemen sonra nerede olduğunuzu bilmiyorum çünkü

we are not there it's time to take a look at those lovely fluttering flapping flanks

biz orada değiliz dünyanın o güzel kanat çırpan kanatlarına bir bakma zamanı da

of the world

do do

yapın ben

too i love those flags of the world how many flags are there in the world i would say about

de dünyanın o bayraklarını seviyorum dünyada kaç tane bayrak var yaklaşık

160 maybe 200 maybe 300 because imagine all the different types of flags there are well

160 belki 200 belki 300 derdim çünkü orada tüm farklı bayrak türlerini hayal edin

if you put them all all on then your entire english lesson could live stream could turn

hepsini koyarsan iyi olur o zaman tüm ingilizce dersin canlı akışı

into just flags of the world yes i i feel like do that i feel like i'm turning into

dünyanın sadece bayraklarına dönüşebilir evet bunu yapmak istiyorum

sheldon cooper from uh you know from big bang theory from the big bang theory yes you're

big bang teorisi evet

surprised i knew that aren't you because he had a show called flags of the world you see

şaşırdın bunu biliyordum değil mi çünkü onun gördüğün dünyanın bayrakları

or fun with flags so it's something very similar maybe maybe we will be accused of stealing

veya bayraklarla eğlence diye bir şovu vardı yani çok benzer bir şey belki fikri çalmakla suçlanırız hayır

the idea no i don't think so no i don't think so either uh tomek makes a good point about

bilmiyorum 'düşünüyorum hayır ben de öyle düşünmüyorum uh tomek dürtüler hakkında iyi bir noktaya değiniyor

impulses he says hello tomek you're the front part of your brain is hijacked by emotions

merhaba tomek diyor beyninizin ön kısmı duygular tarafından ele geçirilmiş

cuts out reasoning and you act on impulse yes yes i think uh they say that this frontal

muhakemeyi kesiyor ve dürtülerinize göre hareket ediyorsunuz evet evet bence uh Beyninizin bu ön

part of your brain is the bit that's that's there for sort of reasoning and intellect

kısmının, bir tür akıl yürütme ve zeka için orada olan kısım olduğunu söylüyorlar,

you're the sort of primitive part of your brain is is trying to can send out all these

beyninizin bir tür ilkel kısmısınız, tüm bu

sort of desires and wants and needs and uh hijacks your your reasoning and your uh sort

tür arzuları, istekleri ve ihtiyaçları göndermeye çalışıyor ve uh muhakemenizi ve bir

of um thinking that makes you do things in the right way mind you sometimes an impulse

tür um düşüncenizi gasp eder, bu da işleri doğru şekilde yapmanızı sağlar, dikkat edin, bazen bir dürtü

could be it could be a good thing yes maybe you see a fire there's a there's a house on

olabilir, bu iyi bir şey olabilir evet, belki bir yangın görürsünüz, bir ev

fire so what do you do?

yanıyor, o zaman ne yaparsınız? Yapmak?

do you walk past like yes like like steve i suppose it depends who is inside the house

evet gibi steve gibi yanından geçiyor musun sanırım bu evin içinde kimin olduğuna bağlı

but yes you might have you see this this can result in people dying you see somebody falling

into a river uh or a lake and on impulse you decide that you're going to rescue them and

onları kurtaracağız ve

this happened recently in this country yeah it's a very very sad story you say them but

bu son zamanlarda bu ülkede oldu evet bu çok çok üzücü bir hikaye onları söylüyorsun ama

they you die because you drown because you you know you probably weren't as good a swimmer

onlar ölüyorsun çünkü boğuluyorsun çünkü biliyorsun muhtemelen sandığın kadar iyi bir yüzücü değildin

as you thought you were you acted on impulse probably all for the right reasons but it

rol yaptın muhtemelen doğru sebeplerden dolayı ama

killed you so you people go into burning buildings to to uh save people on impulse i mean that's

sizi öldürdü bu yüzden insanları kurtarmak için yanan binalara giriyorsunuz yani bu

an extreme example obviously but uh but but other impulses could be things like you might

aşırı bir örnek tabii ki ama ama diğer dürtüler sizin oturmaya karar verdiğiniz gibi şeyler olabilir

decide you could be sitting there watching the television and suddenly you decide oh

Orada televizyon seyrediyorsunuz ve aniden karar veriyorsunuz,

i want some biscuits okay and then you go into the kitchen and you get a load of biscuits

biraz bisküvi istiyorum tamam mı ve sonra mutfağa gidiyorsunuz ve bir sürü bisküvi

and cakes and sweets and then you eat them all down and part of your brain was saying

, kek ve şeker alıyorsunuz ve sonra hepsini yersiniz ve beyninizin bir kısmı hadi

come on feed yourself make yourself feel better you'll feel better if you have those sweets

kendinizi besleyin diyordu. kendini daha iyi hisset kendini daha iyi hissedeceksin o tatlılar o

and those cakes and that chocolate and and you weren't thinking about it but it suddenly

kekler o çikolata varsa ve sen bunu düşünmüyordun da birdenbire aklına geldi

came into your mind you acted on impulse impulse whereas if you thought about it you might

dürtüsel bir dürtüyle hareket ettin halbuki düşünürsen düşünebilirsin

think well that's probably not a good idea at 11 o'clock at night well you could split

Pekala, bu muhtemelen gece saat 11'de iyi bir fikir değil, pekala,

a person's actions into two things rational and irrational so rational normally involves

bir kişinin eylemlerini rasyonel ve irrasyonel olarak ikiye ayırabilirsiniz, bu nedenle rasyonel, normalde,

having some thought about the thing irrational can quite often be used when we are talking

irrasyonel şeyler hakkında biraz düşünmeyi içerir, irrasyonel şeyler hakkında konuşurken oldukça sık kullanılabilir.

about things you do not put much thought lewis who says hello lewis lewis louis mendes says

fazla düşünme lewis merhaba diyen lewis lewis louis mendes

according to google there are 195 countries in the world but how many flags are there

google'a göre dünyada 195 ülke var ama kaç

well we assume they all have flags but they might not i would imagine most countries would

tane bayrak var diyor

want a flag yeah because you want to tell your citizens look this is us identify with

evet çünkü vatandaşlarına bak bu biziz

this flag be a proper citizen and also to tell everybody else in the world but of course

bu bayrakla özdeşleşelim düzgün bir vatandaş ol ve dünyadaki herkese de söyle demek istiyorsun ama tabii ki

we are forgetting something else as well a tradition here in the uk or in england and

burada İngiltere'de veya İngiltere'de ve

britain is is to have something have something called a coat of arms which would often be

Britanya'da bir geleneği de unutuyoruz. Bu,

carried in the form of a flag especially when you went into battle or into war so flags

özellikle savaşa veya savaşa girdiğinizde genellikle bir bayrak şeklinde taşınan arma denen bir şeye sahip olmaktır, bu nedenle bayraklar

can actually be used in many different ways you can have warning flags you can have flags

aslında birçok farklı şekilde kullanılabilir, sahip olabileceğiniz uyarı bayraklarına sahip olabilirsiniz. bayrağın rengine bağlı olarak

that are giving you some sort of information or maybe leading you in a certain direction

size bir tür bilgi veren veya sizi belirli bir yöne yönlendiren bayraklar,

depending on the colour of the flag so actually flags are probably more common than we realize

yani aslında bayraklar muhtemelen sandığımızdan daha yaygındır,

so when you say flags of the world you haven't said uh countries flags of the countries of

bu nedenle dünya bayrakları derken uh ülke bayrakları dememişsinizdir

the world no flags of the world so if it's flags of the world it could be any flag so

dünya ülkelerinden dünyanın bayrağı yok yani eğer bu dünya bayrağıysa herhangi bir bayrak olabilir yani

there probably are thousands of flags that aren't associated with a particular country

muhtemelen belirli bir ülkeyle ilişkili olmayan binlerce bayrak vardır hayır

no you could go into yeah but we won't do that anyway we're talking about impulse words

içine girebilirsiniz evet ama biz girmeyeceğiz bunu her neyse, dürtüsel kelimelerden bahsediyoruz,

so an impulsive person this is what we mentioned before the break is prone to doing things

bu yüzden atılgan bir insan, aradan önce bahsettiğimiz şey, aniden beklenmedik şeyler yapmaya eğilimlidir, bu yüzden belki

suddenly unpredictably so maybe maybe let's look at some examples perhaps impulse buying

bazı örneklere bakalım belki anlık satın alma

now i think this one is very common i think we've all done it i've done it i know steve

şimdi bence bu çok yaygın bence hepimiz yaptık ben yaptım steve'in yaptığını biliyorum

has done it there are many things that steve has bought really rarely there is something

steve'in satın aldığı pek çok şey var gerçekten nadiren garajda duran bir şey var

that is sitting in the garage i am not an impulse buyer by nature but i'm not an impulse

doğam gereği ani bir alıcı değilim ama ben bir alıcı değilim dürtüsel

buyer but i think sometimes steve buys things and then and then regrets it i always think

alıcı ama bence bazen steve bir şeyler alıyor ve sonra pişman oluyor her zaman satın aldığım her şeyi düşünüyorum

about everything i buy yes takes me ages to make decisions and uh usually i end up not

making any decision at all even over simple things i mean if i wanted to buy for example

örneğin

a new washing machine okay i would not just go out and buy a washing machine i would spend

yeni bir çamaşır makinesi almak için tamam sadece dışarı çıkıp bir çamaşır makinesi almazdım

hours on the internet yes finding out which was the best model is it going to fit exactly

internette saatler harcardım evet en iyi modelin hangisi olduğunu tam olarak oturacak mı tam

well how many clothes can you put in what's the energy consumption i'd go into all those

olarak oturacak mı içine kaç tane kıyafet koyabilirsin enerji tüketimi tüm bu

details so i'm not an impulse buyer at all will it get the skid marks off mr steve's

ayrıntılara girerdim, bu yüzden hiç bir şekilde ani bir alıcı değilim, bu Bay Steve'in külotundaki patinaj izlerini giderir mi,

underpants you see these are very important things i don't have any mr duncan because

bunlar çok önemli şeyler bende yok Bay Duncan çünkü

i'm very clean so impulse buying especially these days and and i think also especially

ben çok temiz, bu yüzden özellikle bu günlerde ani satın alma ve ve bence özellikle

during lockdown this period of time i think more people may have been impulse buying they've

bu süre zarfında, daha fazla insanın anlık satın alma işlemi yapmış olabileceğini düşünüyorum,

been going on the internet onto amazon or ebay or any other of those wonderful shopping

internette amazon'a, ebay'e veya bu harika alışveriş sitelerinden herhangi birine giriyorlar

sites and maybe you have been doing it just to pass the time away just to buy something

ve belki de bunu sadece zaman geçirmek için yapıyorsun sadece kendini mutlu etmek için bir şeyler satın alıyor

just to make yourself happy because there is something nice about having a delivery

çünkü bir

driver come to your house with a big box so impulse buying yes you can see here steve

teslimatçının evinize büyük bir kutuyla gelmesinin güzel bir yanı var bu yüzden anlık alışveriş evet burada görebilirsiniz steve

also we have making a snap decision you do something very quickly you do something without

ayrıca biz ani bir karar vermek bir şeyi çok hızlı bir şekilde yapmak

thinking you you were not going to do it it was not in your mind and then suddenly you

are doing it it is a snap decision you are making a decision or a choice like that without

much thought very quickly yes and uh sometimes you you think that you're probably using your

çok fazla düşünmeden çok hızlı bir şekilde evet ve uh bazen bir

sort of inbuilt sort of intuition to make decisions on things or judgment or judgments

şeyler hakkında kararlar vermek veya yargılamak veya yargılamak için muhtemelen içsel sezginizi kullandığınızı düşünürsünüz,

sometimes you have to make quick decisions but yes impulse buying so you you might another

bazen hızlı kararlar vermeniz gerekir, ancak evet, anlık satın alma yani başka bir

example would be you went out to buy a new pair of trousers okay so you've got in your

örnek olabilir, yeni bir pantolon almak için dışarı çıktınız tamam, yani

mind i need a new pair of jeans that's what i'm going to go out and buy i mean i wouldn't

aklınızda yeni bir kot pantolona ihtiyacım var, gidip alacağım şey bu, yani

do that but let's say you did say you decided to go out you you needed a new pair of jeans

bunu yapmazdım ama Diyelim ki dışarı çıkmaya karar verdiniz, yeni bir kot pantolona ihtiyacınız vardı

but then you were in the shop and you saw these lovely new shoes and you thought oh

ama sonra dükkandaydınız ve bu güzel yeni ayakkabıları gördünüz ve

i love those i'm going to buy them it's an impulse buy you put them on you didn't think

onları çok sevdiğimi ve onları satın alacağımı düşündüğünüzü varsayalım. onları sen taktın

about it you just like them you bought them i wouldn't do that but somebody asked me would

bunu düşünmedin sadece beğendin onları satın aldın ben bunu yapmazdım ama biri bana

it be fair to say and i know what you're going to do out there in youtube land you are going

söylemenin adil olup olmayacağını sordu ve orada youtube'da ne yapacağını biliyorum ve sen

to come around to my house and start throwing rotten tomatoes in my windows again but would

evime gelip yine camlarıma çürük domates atmaya başlayacaklar ama

it be fair to say that women are more likely

kadınların

to buy something on impulse and be careful mr duncan i'm just saying no i'm not i'm not

düşünmeden bir şeyler satın alma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ve dikkatli olun Bay Duncan, sadece söylüyorum hayır, değilim.

saying that's what it is but is it is it would you say that women and i i'm not giving my

Bunun böyle olduğunu söylemiyorum ama öyle mi?

opinion here but i i'm just saying asking for comment because i've seen women buying

things in the shop and quite often they would just take lots of things especially clothes

çoğu zaman pek çok şeyi, özellikle de bilmediğim kıyafetleri alıyorlardı

i don't know and please don't ask me why i am hanging around in a women's clothes shop

ve lütfen bana neden bir kadın giyim mağazasında takıldığımı sorma,

let's just say you know sometimes you know i have these thoughts at night when i'm lying

sadece bildiğini söyleyelim, bazen biliyorsun, geceleri bu düşüncelerim oluyor.

in bed either maybe maybe mrs or miss duncan hmm i like yes maybe but what about you do

yatakta yatıyorum ya belki belki bayan ya da bayan duncan hmm severim evet belki ama peki ya sen alışverişe

you ever buy something on impulse when you go shopping or maybe you see something on

gittiğinde hiç düşünmeden bir şey satın alıyorsun ya da belki internette bir şey görüyorsun

the internet and suddenly you decide i'm going to buy that

ve aniden onu almaya karar veriyorsun

click and then the next day you've got it you do something on impulse armon makes an

tıklayın ve ertesi gün onu alırsınız dürtüyle ilgili bir şey yaparsınız armon

interesting comment jumping to if you jump to conclusions could you say that's an example

ilginç bir yorum yapar atlayarak sonuca varırsanız bunun dürtüsel davranışa bir örnek olduğunu söyleyebilir misiniz

of impulse behaviour yes you jump to conclusion doing something without thought you could

evet bir şeyi düşünmeden sonuca atlarsınız diyebileceğinizi

say that if you if you make a decision or if you form an opinion without thinking about

eğer bir karar verirseniz veya düşünmeden bir fikir oluşturursanız, bu

it that can be a type of impulse yes because you are doing something without thinking so

bir tür dürtü olabilir evet çünkü bir şeyi düşünmeden yapıyorsunuz, bu yüzden

to jump to conclusions maybe you see someone and maybe they are dressed in a certain way

sonuca varmak için belki birini görüyorsunuz ve belki de belli bir şekilde giyinmişler

maybe they look as if they don't have much money but they might be a millionaire so because

belki fazla paraları yokmuş gibi görünüyorlar ama milyoner olabilirler bu yüzden

you don't speak to that person or ask them any questions you know nothing about them

o kişiyle konuşmadığın veya onlara soru sormadığın için onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsun

so instead you just make your own decision you jump to your own conclusion so yes it

bu yüzden sadece kendi kararını kendin verirsin kendi sonucu yani evet bu

is it is a type of impulse yes satorino says impulsive people equals instinctive people

bir tür dürtüdür evet satorino dürtüsel insanların içgüdüsel insanlara eşit olduğunu söyler

yes i know what you mean you're probably right if you are the sort of person that acts on

impulse you're probably the type of person who relies on their intuition i think is what

sezgilerine güvenen bence kastettiğin bu ya da

you mean or yes if you're the type of person who makes decisions based on feelings then

evet eğer duygularına göre karar veren biriysen o zaman

you probably are uh an impulsive type of person um maybe maybe maybe there's a tendency there

muhtemelen fevri bir insansın um belki belki bir eğilim vardır ben

i'm not a behavioural psychologist here's another one i wouldn't like to comment here

değilim davranış psikoloğu işte bir tane daha yorum yapmak istemiyorum burada

are two words that are sometimes confused with each other steve we have the words impulsive

bazen birbiriyle karıştırılan iki kelime steve elimizde dürtüsel

and compulsive now they look very similar and the formulation of the words do appear

ve kompulsif kelimeleri var şimdi çok benzer görünüyorlar ve kelimelerin formülasyonu gerçekten

to be very similar however the words are very different indeed so let's have a look at the

çok benzer görünüyor ancak kelimeler gerçekten çok farklıdır, bu yüzden kelimelere bir göz atalım,

words shall we we have impulsive a way of describing a person or compulsive which also

bir kişiyi tanımlamanın dürtüsel bir yolu mu yoksa zorlayıcı ki bu da

is a way of describing a person so first of all i'm going to have a little clear of my

bir kişiyi tanımlamanın bir yoludur, bu yüzden her şeyden önce biraz netleşeceğim.

throat

that's better compulsive the word compulsive is to act without self-control so if you do

zorlayıcı olan boğaz, zorlayıcı kelimesi, kendini kontrol etmeden hareket etmektir, bu nedenle,

something without any self-control you are doing it compulsively you can't stop yourself

herhangi bir özdenetim olmadan bir şey yaparsanız, bunu zorunlu olarak yapıyorsunuz demektir, kendinizi durduramazsınız,

yes you've got a compulsion so yes it's slightly different isn't it to being impulsive whereas

evet, bir zorunluluğunuz var, bu yüzden evet, biraz farklı değil.

you suddenly do something without thinking or or putting any rational thought into it

düşünmeden veya herhangi bir mantıklı düşünce koymadan birdenbire bir şey yaparsınız,

but if you're compulsive it means that you do something and you know you're doing it

ancak kompulsifseniz bu, bir şey yaptığınız ve yaptığınızı bildiğiniz halde ne

but you can't control what you're doing isn't that right mr duncan that is right yes so

yaptığınızı kontrol edemediğiniz anlamına gelir. bu doğru değil mi bay duncan bu doğru evet çok

compulsive yes it's not something that you suddenly decide to do no you've probably been

zorlayıcı evet aniden yapmaya karar verdiğin bir şey değil hayır muhtemelen

doing it for a long time something that you've done so often that you don't even realize

uzun zamandır yapıyorsun o kadar sık ​​yaptığın bir şey ki farkında bile değilsin

that you are doing it sometimes like eating you can have compulsive eaters yes uh or people

bazen yemek yemek gibi yaptığınızı takıntılı yiyicilere sahip olabilirsiniz evet uh ya da

that act in a certain way all the time and they find it very difficult to stop doing

her zaman belirli bir şekilde hareket eden insanlar ve bunu bu şekilde yapmaktan vazgeçmeyi çok zor buluyorlar

it that way so you you have no control you have no oh i like this word restraint you

bu yüzden kontrolünüz yok sizde yok hayır oh hoşuma gidiyor Bu kelime kısıtlama,

have no restraint to have no restraint means you have no control over the things you are

kısıtlamaya sahip olmamak, kısıtlamaya sahip olmamak, yaptığınız şeyler üzerinde hiçbir kontrole sahip olmadığınız

doing similar to compulsive then yes that's right yes so when we look at the word compulsive

it means to act without self control the thing you are doing is almost like an a natural

anlamına gelir. sen düşünmeden neredeyse doğal bir

thing without you thinking about it partridge makes a lovely analogy uh or or an example

şey gibi keklik güzel bir benzetme yapıyor ah ya da

of compulsion using a mobile phone ah you just keep picking it up you can't stop yourself

cep telefonunu kullanma zorunluluğuna bir örnek

doing it i've got to see what messages i've had from people you just can't stop doing

insanlardan aldığım mesajlar bunu yapmaktan vazgeçemezsin

it yes that is tim with compulsion that is a good one that's a very good one thank you

evet bu zorlama ile tim bu iyi bir şey bu çok iyi

for that uh yeah so that's lovely yeah obsessive obsessive is a bit different to compulsive

bunun için teşekkür ederim uh evet yani bu çok güzel evet obsesif obsesif kompülsiften biraz farklı

i think uh if you're obsessed about something it just means that you can't stop thinking

düşün ah eğer bir şeye takıntılıysan bu sadece onun hakkında düşünmeden duramadığın anlamına gelir

about it yes um whereas if you're compulsive you're probably not really thinking about

it you're just doing it that's it are you just like the mobile phone example you just

cep telefonu örneği

can't stop i want to put the phone down i've just got to look but if you're i suppose you

duramazsın telefonu kapatmak istiyorum sadece bakmam lazım ama eğer

could be obsessed you could somebody could say you're obsessed with your phone you're

takıntılı olabileceğini düşünüyorsan birisi telefona takıntılı olduğunu söyleyebilir

always on it so yeah maybe you could yes well the obsession is just the thought of doing

her zaman üzerinde yani evet belki yapabilirsin evet takıntı sadece bunu yapma düşüncesidir

it but a compulsion is something you can't stop yourself from actually doing the actual

ama bir zorlama, kendinizi fiilen gerçek

physical act here we have a compulsive eater cannot control their eating habit so a person

fiziksel eylemi yapmaktan alıkoyamayacağınız bir şeydir, burada kompulsif bir yiyicimiz var yeme alışkanlıklarını kontrol edemez yani bir kişi

maybe they are not unhungry so the person isn't hungry but they still eat a person who

belki aç değildir, bu yüzden kişi aç değildir ama yine de

feels that somehow if they eat food it will give them a certain type of psychological

yemek yerlerse bunun onlara belirli bir tür psikolojik

satisfaction and eventually that becomes a habit it becomes a compulsion you actually

tatmin sağlayacağını hisseden ve sonunda bu bir alışkanlık haline gelen ve gerçekten yapabileceğiniz bir zorunluluk haline gelen bir kişiyi yer. Aç hissetmeseniz

can't stop yourself from doing it even if you don't feel hungry you will still go into

bile kendinizi bunu yapmaktan alıkoymayın, yine de

the kitchen you will open the fridge and you will start eating food because the feeling

mutfağa gideceksiniz, buzdolabını açacaksınız ve yemek yemeye başlayacaksınız çünkü size doyum

it is the feeling of eating that is giving you the satisfaction not the your appetite

sağlayan duygu, yemek yeme hissidir, doygunluk değil. İştahınızın

being satisfied it's a very different thing indeed obsessive compulsive disorder palmyra

tatmin olması gerçekten çok farklı bir şey, palmyra'nın bahsettiği obsesif kompulsif bozukluk,

mentions obviously is a real psychological disorder yes and it's amazing how many people

kesinlikle gerçek bir psikolojik bozukluktur, evet ve kaç kişinin

actually suffer from ocd in in varying degrees so some people just have a little bit of a

değişen derecelerde OKB'den muzdarip olduğu şaşırtıcıdır, bu nedenle bazı insanlar sadece biraz

compulsion or an obsession but others have this in their life and and i suppose that

kompulsiyon veya takıntıya sahiptir. ama diğerlerinin hayatında bu var ve sanırım o

is when you can actually say that person has ocd so yes you can be obsessed and compulsed

zaman gerçekten o kişinin okb hastası olduğunu söyleyebilirsiniz, bu yüzden evet bir şeye takıntılı ve takıntılı olabilirsiniz,

about something for example i've got a friend who uh when if i go to see him okay won't

örneğin bir arkadaşım var ve onu görmeye gidersem ne zaman olur?

say who or where they live or anything don't before mr duncan starts to worry when he leaves

kimin ya da nerede yaşadıklarını ya da herhangi bir şeyi söylemeyecek Bay Duncan evden çıkarken endişelenmeye başlamadan önce

his house he shuts the door but he has to keep going back several times to make sure

kapıyı kapatıyor ama kapıyı kapattığından emin olmak için birkaç kez geri gitmesi gerekiyor

that he shut the door locked the door and the door at the front door is shut when you

ve kapıyı kilitledi. Bu davranışı gördüğünüzde ön kapıdaki kapı kapalıdır,

see that behaviour it's slightly disturbing slightly because he and he will often say

bu biraz rahatsız edicidir çünkü o ve o sık sık bana

to me did i shut my door i said yes you did i saw you do it but he was still he's he's

kapımı kapattım mı, evet yaptım, bunu yaptığınızı gördüm dedim ama o hala öyleydi, o

a compulsively he has to go back to check it yes and he will rattle his door like that

bir takıntılı o kontrol etmek için geri gitmesi gerekiyor evet ve kapısını böyle sallayacak

and then you sometimes you'll say to me it is locked isn't it yes he will keep going

ve sonra bazen bana kilitli olduğunu söyleyeceksin, evet değil mi,

back to make sure that the door is locked but but also there there there are certain

kapının kilitli olduğundan emin olmak için geri dönmeye devam edecek ama aynı zamanda Orada,

types of obsessive compulsive behaviour where a person has to do things in a certain way

bir kişinin evine her girdiğinde belirli bir şekilde bir şeyler yapmak zorunda kaldığı,

each time when they go into their house maybe they have to touch a certain thing in the

belki de evdeki belirli bir şeye

house maybe three times and then they think everything will be fine some people become

belki üç kez dokunması gerektiği ve sonra her şeyin düzeleceğini düşündüğü belirli obsesif kompulsif davranış türleri vardır. tamam bazı insanlar

so obsessed they can't leave the house until they've done all of these things in a certain

o kadar takıntılı hale geliyor ki tüm bunları belli bir sıra ile yapana kadar evden çıkamıyorlar

order maybe they turn the lights in the house on and off three or four times because they

belki de evdeki ışıkları üç dört kez açıp kapatıyorlar çünkü

believe if they don't do it something bad will happen during the day so some some people

yapmazlarsa buna inanıyorlar. gün içinde kötü bir şey olacak bu yüzden bazı insanlarda

have these these thoughts some people have them a little some people have them so much

bu düşünceler var bazı insanlarda biraz var bazılarında o kadar çok var ki

it controls their whole life yes so yes it can be it can be quite a quite a a harmful

tüm hayatlarını kontrol ediyor evet yani evet olabilir oldukça zararlı olabilir oldukça zararlı bir

thing it can really disrupt your life tomorrow says i'm compulsive because i cannot help

şey olabilir yarın hayatını gerçekten alt üst edecek, takıntılı olduğumu söylüyor çünkü

making snarky comments about mr duncan's live stream uh snarky comment that just means sort

Bay Duncan'ın canlı yayını hakkında alaycı yorumlar yapmaktan kendimi alamıyorum uh alaycı bir yorum bu sadece bir

of sarcastic yes but in a you know we know you're joking in a jokey way uh yes sarcasm

tür alaycı anlamına geliyor evet ama bildiğin gibi şakacı bir şekilde şaka yaptığını biliyoruz uh evet alaycı

that's an interesting word the sarcasm uh and then there's being sardonic well it's

bu ilginç bir kelime alaycılık uh ve sonra alaycı olmak da

the same thing it's the same thing but um if you're sarcastic that means you're being

aynı şey bu aynı şey ama um eğer alaycıysanız bu,

unkind when you're saying it but if you're sardonic it i think that tends to mean that

söylerken kaba davrandığınız anlamına gelir ama eğer alaycıysanız bence bu, edepsiz olmadığın anlamına gelir,

you're not being nasty you're not intentionally being nasty whereas when you're sarcastic

kasıtlı olarak edepsiz olmazsın, oysa alaycı olduğunda, söylediklerinle kasıtlı olarak

you are intentionally being nasty by what you say okay so snarky isn't you know it could

edepsiz davranırsın, tamam çok keskin,

be taken either way but yes thanks for that comment luis mendes says i am a compulsive

her iki şekilde de alınabileceğini bilmiyor musun ama evet teşekkürler bu yorum için luis mendes takıntılı bir

chip eater i suppose when you say chips do you mean crisps so crunchy crisps uh i am

cips yiyici olduğumu söylüyor sanırım cips derken cipsleri mi kastediyorsun yani çıtır çıtırlar

only allowed to have them once a week it could be chips though my chef my chef in the kitchen

which means your wife yes i think lewis is referring to actual chips well we we've said

karınız evet, lewis'in gerçek cipslerden bahsettiğini düşünüyorum, cips yemenin çok sağlıklı yolları olmadan

made comments about air fryers before being very healthy ways to eat chips yes uh so you

önce fritözler hakkında yorumlar yaptığımızı söylemiştik yemek

know just dropping that in as a suggestion to your wife a lot of people like eating food

yemek

but it can become a problem if you can't stop eating as as we know and quite often they

ama bildiğimiz gibi yemek yemeyi bırakamazsanız sorun olabilir ve sık sık

will walk around the town centre in tight lycra that's all i'm saying after last week

şehir merkezinde sıkı likralı dolaşırlar geçen haftadan sonra

that's all i'm saying it's it's very easy to build up ocd habits intelligent makes a

tüm söylediğim bu kadar çok okd alışkanlıkları oluşturmak kolay zeki, bir alışkanlık

comment about that it's it's very easy to get into a habit i i've never done that myself

edinmenin çok kolay olduğu hakkında bir yorum yapıyor, bunu kendim hiç yapmadım

mr duncan um she makes a comment there about never stepping on on cracks in uh in paving

bay duncan um, orada kaldırım taşlarındaki çatlaklara asla basmamakla ilgili bir yorum yapıyor.

stones if you've got paleo slabs you know you you suddenly become you can become obsessed

paleo levhalarım var biliyorsun bir anda oluyorsun

as not to step on the cracks because somehow you think it's unlucky in some way absolutely

çatlaklara basmamak gibi takıntılı hale gelebiliyorsun çünkü bir şekilde bunun bir şekilde kesinlikle şanssız olduğunu düşünüyorsun

and these little tendencies can grow if you let them and i don't know what point it becomes

ve bu küçük eğilimler izin verirsen büyüyebilir ve ne anlamı var bilmiyorum

impossible to control it but obviously it does but that's that's quite a deep subject

kontrol etmek imkansız hale geliyor ama belli ki kontrol ediyor ama bu oldukça derin bir konu,

which we're just talking about the words and what they mean rather than going into so an

biz sadece kelimelerden ve ne anlama geldiklerinden bahsediyoruz, bu yüzden bir

impulse is something that you you can't stop yourself from doing it no even i'm saying

dürtü, kendinizi yapmaktan alıkoyamayacağınız bir şeydir. hayır,

it wrong now a compulsive eater is a person who can't control their their eating impulse

şimdi yanlış söylüyorum bile, kompulsif bir yemek yeme dürtüsünü kontrol edemeyen bir kişidir,

is just to do something without any thought or preparation so what i was actually doing

herhangi bir düşünmeden veya hazırlık yapmadan sadece bir şeyler yapmaktır, bu yüzden aslında orada yaptığım şey,

there was making sure that we could see the difference between those words and of course

farkı görebileceğimizden emin olmaktı. bu kelimeler arasında ve elbette

there is another type of behaviour a compulsive liar that's a good one we've all done it we've

başka bir davranış türü daha var kompulsif bir yalancı bu iyi bir şey hepimiz yaptık bunu

all met people in fact we have someone we know we won't say who but there is a person

hepimiz insanlarla tanıştık aslında tanıdığımız biri var kim olduğunu söylemeyeceğiz ama sevdiğimiz biri var

we know who we think is is a person who can't stop lying they they fantasize about their

kim olduğunu düşündüğümüz kişinin yalan söylemekten kendini alamadığını bilirler, hayatları hakkında hayal kurarlar

life and then when they they think about their life they believe those things that they think

ve sonra hayatları hakkında düşündüklerinde

are actually the reality and they project them onto other people so a compulsive liar

aslında gerçek olduğunu düşündükleri şeylere inanırlar ve onları diğer insanlara yansıtırlar, bu yüzden zorlayıcıdır yalancılar

cannot control their deceit there's a good word mr duncan yes that's right and that's

aldatmalarını kontrol edemezler iyi bir söz var bay duncan evet bu doğru ve bu

an easy one i would imagine for some people to to get into that type of behaviour because

kolay bir kelime bazı insanların bu tür davranışlara girmelerini düşünürdüm çünkü

you can get away with it because unless people if people trust you and don't check what you're

bundan paçayı sıyırabilirsiniz çünkü insanlar size güvenip güvenmedikçe ne

saying then particularly if they're strangers you could meet somebody in the street they

söylediğini kontrol et o zaman özellikle yabancılarsa sokakta biriyle tanışabilirsin seni

don't know you you could say oh i'm i'm a famous architect or you know you could say

tanımazlar diyebilirsin ah ben ünlü bir mimarım ya da bilirsin diyebilirsin

that you're something you're not well you you could actually go along and say that you

ki sen iyi olmadığın bir şey sen gerçekten devam edebilirsin ve

appeared in a west end musical you said oh yes i was in i was in the production of cats

bir west end müzikalinde rol aldığını söyleyebilirsin oh evet dedin

ten years ago and and i i played mr mr matismo by the way i don't know anything about the

on yıl önce kedilerin yapımındaydım ve bu arada mr mr matismo oynadım ben müzikal kediler hakkında hiçbir şey bilmiyorum

musical cats mr mcfismo miss mr mr physio fizzo was that is that one of the characters

mr mcfismo miss mr mr physio fizzo, karakterlerden biriydi,

i don't know all i know is i don't want to watch it but so you can there was a very interesting

bilmiyorum tek bildiğim, onu izlemek istemiyorum ama bu yüzden çok ilginç bir şey vardı

interview we watched yesterday with orson welles one of my favourite actors and he was

dün en sevdiğim aktörlerden biri olan orson welles ile izlediğimiz röportaj ve sahnede

talking about his first ever starring role on the stage was one that he got from lying

oynadığı ilk rolün

about his abilities and the things he'd done before so he had done nothing on stage but

yetenekleri ve daha önce yaptığı şeyler hakkında yalan söyleyerek sahnede hiçbir şey yapmadığı hakkında konuşuyordu. ama

he went along and said hello i'm orson welles and i'm a great actor i've been in many many

o gitti ve merhaba dedi, ben orson welles ve ben harika bir aktörüm birçok

shows and done all sorts of things and they gave him one of the leading roles and he said

dizide bulundum ve her türlü şeyi yaptım ve ona başrollerden birini verdiler ve o

one of my my first ever role acting role on stage i got from just pretending lying because

benim ilklerimden birini söyledi. Sahnede hiç rol yapma rolü, sadece yalan söylüyormuş gibi yapmaktan aldım çünkü

of course back in the 1950s or 40s probably when he was young you didn't have the ability

elbette 1950'lerde veya 40'larda, muhtemelen o gençken,

to to make all those checks on somebody because the internet didn't exist so if you probably

birileri üzerinde tüm bu kontrolleri yapma yeteneğiniz yoktu çünkü internet yoktu, yani eğer muhtemelen

said you were somebody famous or you're you were very good at something and you were very

ünlü biri olduğunu veya bir şeyde çok iyi olduğunu söyledin ve bunu

confident in the way that you said it ah yes that's good and you could probably get away

söylerken kendinden çok emindin ah evet bu iyi ve muhtemelen

with it i think i think people often lie like that about their abilities because they're

bundan paçayı kurtarabilirsin bence insanlar genellikle böyle yalan söyler yetenekleri hakkında çünkü

either people who are quite insecure and want to make themselves seem better in front of

ya oldukça güvensiz ve kendilerini diğer insanların önünde daha iyi göstermek isteyen insanlardır

other people or they're people who are quite secure but have got reasons that they want

ya da oldukça güvenli ancak bir

to do something they've got an agenda for themselves uh like that one awesome wells

şeyi yapmak istemeleri için sebepleri olan bir gündemleri olan insanlardır. kendileri için uh, bunun gibi harika bir kuyu

he wanted to be on a stage so let's just lie and say i'm an actor yes he knew he was good

sahnede olmak istedi, o yüzden yalan söyleyelim ve ben bir aktörüm diyelim evet zaten iyi olduğunu biliyordu, rol yapmasına gerek

already he didn't have to pretend he didn't have to big himself up he already thought

yoktu, kendini büyütmesi gerekmiyordu o zaten öyle olduğunu düşünmüştü evet

he was yes he was of course but having the confidence to do that you see so sometimes

öyleydi ama bunu yapacak özgüvene sahip olmak yani bazen

confidence and and maybe maybe i don't know embellishing your your life can actually get

güven ve belki de bilmiyorum hayatınızı süslemek aslında

you things in a positive way it does happen and it can happen quite often when you are

size her şeyi olumlu yönde sağlayabilir, olur ve olabilir. çoğu zaman

applying for a job maybe you say oh yes i worked at somewhere 10 years ago and you know

bir iş başvurusunda bulunurken belki ah evet 10 yıl önce bir yerde çalıştım ve

they're not going to check but it just makes you seem a bit more qualified for the job

kontrol etmeyeceklerini biliyorsunuz ama bu sizi iş için biraz daha nitelikli gösteriyor

but i mean we all do that i mean for example i'm in sales okay so uh in the uk being in

ama yani hepimiz yapıyoruz diyorsunuz demek istediğim, örneğin ben satıştayım tamam yani İngiltere'de

a job involved in sales does not carry a particularly high status uh if you're in america being

satışla ilgili bir işte olmak özellikle yüksek bir statü taşımıyor uh Amerika'daysanız

in sales carries a much higher status i know that i'm not sure about other parts of europe

satışta olmak çok daha yüksek bir statü taşıyor biliyorum ki ben' Avrupa'nın diğer bölgelerinden

or anybody else watching okay so if i was if i say to somebody they say to me what's

veya başka birinin izlediğinden emin değilim tamam o yüzden eğer ben olsaydım birine söylersem bana

your job and i say i'm in pharmaceutical sales oh okay that's a strange thing to say but

senin işin ne derler ve ben ilaç satışındayım derim oh tamam bu söylemesi garip bir şey ama

if i was to say that for example that would be seen as a not particularly high status

eğer olsaydım örneğin, oldukça iyi maaş almasına rağmen, özellikle yüksek statülü bir iş olarak görülmeyeceğini söylemek

job even though it's quite well paid etcetera etcetera etcetera uh and therefore carry it's

ve bu nedenle, tamam

all right mr duncan and therefore but you know i might be tempted to say that i'm a

Bay Duncan ve bu nedenle, ama bilirsiniz, ben

manager okay all the time i'm a director or something like that okay because when you

müdür tamam her zaman ben bir yönetmenim ya da onun gibi bir şey tamam çünkü

sometimes people force their opinions on to you and tell you things about themselves like

bazen insanlar fikirlerini size zorla kabul ettirip kendileri hakkında

you said before like oh yes i work in london and all this sort of thing well that's yeah

daha önce söylediğiniz gibi şeyler söylediğinizde oh evet londra'da çalışıyorum ve bu tür şeyler iyi evet

but if they work in london that's not really an exaggeration i know but they're trying

ama londra'da çalışıyorlarsa bu gerçekten abartı değil biliyorum ama

to big themselves up people trying to big themselves this this is what people do sometimes

kendilerini büyütmeye çalışıyorlar insanlar kendilerini büyütmeye çalışan insanlar bu bazen böyle yapıyor

steve they will give their job a glamorous name yes ah you see uh so so it might be a

steve işlerine göz alıcı bir isim verecekler evet ah anlıyor musun uh yani

job where you're doing very little or a simple job but you might give yourself a very very

çok az yaptığınız bir iş olabilir veya basit bir iş olabilir ama kendinize çok çok

big title but really your job is quite simple anyway we've got to move on because right

büyük bir unvan verebilirsiniz ama aslında işiniz çok basit zaten devam etmeliyiz çünkü hakkımız

we are running out of time it's an interesting subject there mr t yes it is a good one we

tükeniyor zaman bu ilginç bir konu orada bay t evet bu iyi bir konu biz

could we can always return to it another day you see because we are here every sunday and

her zaman ona başka bir gün geri dönebiliriz çünkü her pazar buradayız ve

i'm here every wednesday so twice a week you have live streams somebody just asked that

her çarşamba buradayım bu yüzden haftada iki kez canlı yayınlarınız var birisi az önce sordu

they said they've got to go when are you next on uh that was partridge wednesday wednesday

gitmeleri gerektiğini söylediler sıradaki ne zaman uh o çarşamba çarşamba keklikti

i am here with you and then next sunday we are back again to steal something steve here's

seninle buradayım ve sonra gelecek pazar bir şey çalmak için tekrar geri döndük steve işte

another thing ah you see to steal something suddenly without fear you might do something

başka bir şey ah görüyorsun korkmadan aniden bir şey çalmak dürtüsel olarak bir şeyler yapabilir

on impulse you see so you think oh there it is there is something that i want to steal

görürsün ve düşünürsün işte çalmak istediğim bir şey var

and and it is just there

ve o tam orada

and you steal it you you don't think about the consequences you just do it because it's

ve sen onu çalıyorsun sonuçlarını düşünmüyorsun sadece orada olduğu için yapıyorsun

there maybe you see some money on the ground as you're walking through town you find some

belki sen kasabada yürürken yerde biraz para görürsün biraz

money or maybe i don't know maybe you see some some gold jewellery in in a shop and

para bulursun ya da belki bilmiyorum belki bir dükkanda altın takılar görürsün ve

maybe you think oh i like that do you i don't think most people would think that i think

belki düşünürsün ah hoşuma gitti değil mi çoğu insan bunun

that's uh impulsive you do something you can steal impulsively i don't think people generally

dürtüsel olduğunu düşünür dürtüsel olarak çalabileceğin bir şey yaparsın insanların genellikle

do though you're almost making out as though it's normal behavior just oh i'm not saying

yaptığını düşünmüyorum ama sen neredeyse normal bir davranışmış gibi sevişiyorsun sadece oh

i'm in a sharp yeah i think i'll steal that i'm not saying no i just said you don't think

keskin bir durumda olduğumu söylemiyorum evet sanırım çalacağım hayır demiyorum sadece sonuçları düşünmediğini söyledim

about the consequences i know but you know what you and i would think about that you

biliyorum ama sen ve ben ne düşünürdük biliyor musun

know i wouldn't go into a shop i wouldn't go into a shop and think oh i think i'll steal

bir dükkana girmeyeceğimi biliyorsun Bir dükkana girip düşün ki, sanırım

that so you you would never go into a shop and steal something no of course not i don't

onu ​​çalacağım ki sen asla bir dükkana girip bir şey çalmayasın hayır tabii ki hayır

want to be i'd have to be arrested i don't think i don't think people generally go into

olmak istemem tutuklanmak zorunda kalırım değil İnsanların genellikle

shops and steal things mr duncan to steal something suddenly without fear is an impulse

dükkanlara girip bir şeyler çaldığını düşünmüyorum Bay Duncan, korkmadan aniden bir şeyler çalmak bir dürtüdür,

but to steal things as a habit and this is what i'm trying to do here to show the difference

bir şeyleri çalmak bir alışkanlıktır ve benim burada yapmaya çalıştığım şey,

you steal something or steal things as a habit is compulsive so impulse is just a sudden

sizin bir şeyler çaldığınızın farkını göstermektir. veya alışkanlık olarak bir şeyler çalmak kompulsiftir, bu yüzden dürtü sadece ani bir

desire to do it but to steal things as a habit is compulsive and and we we know that there

bunu yapma arzusudur, ancak bir şeyleri alışkanlık olarak çalmak kompulsiftir ve ve biz

are compulsive themes oh yes they can't stop themselves they see something and they just

kompulsif temalar olduğunu biliyoruz oh evet kendilerini durduramazlar bir şey görürler ve onlar sadece

have to steal it they can't stop themselves kleptomaniac says christina that is correct

çalmak zorundalar kendilerini durduramıyorlar kleptomanyak christina diyor bu doğru

yes a kleptomaniac is a person who cannot stop themselves from stealing things well

evet bir kleptoman hasta bir şeyleri çalmaktan kendini alıkoyamayan kişidir

i hope that was useful to you because i think it's a good subject i will be honest with

umarım bu sizin için yararlı olmuştur çünkü bence bu iyi bir konu dürüst olacağım

you i like that subject it is a big subject but also i think it is a good subject steve

Bu konuyu seviyorum, bu büyük bir konu ama aynı zamanda bunun iyi bir konu olduğunu düşünüyorum steve bu

that's my name how are we doing on the live chat well i've been making comments as we

benim adım canlı sohbette nasılız peki biz birlikte ilerlediğimiz için yorumlar yapıyorum bu

as we've been going along so the live chat is up to date i'm up to date with most of

yüzden canlı sohbet güncel tekrarlayabildiğim yorumların çoğuyla güncelim tamam

the comments that i've been able to repeat okay good uh but yes a few people are talking

güzel ah ama evet birkaç kişi

about kleptomania as an example of compulsive behaviour yeah this time stealing things um

kompulsif davranış örneği olarak kleptomaniden bahsediyor evet bu sefer bir şeyler çalmak um

must be lots of other words with mania on the end uh but but eating i think stealing

olmalı Sonunda mani olan pek çok başka kelime ama ama yemek yemek, çalmak

are common uses of the word it's not raining is it outside mr duncan i don't know if it

kelimesinin yaygın kullanımları olduğunu düşünüyorum, yağmur yağmıyor, dışarıda mı Bay Duncan, öyle mi bilmiyorum,

is i need to go and cover up my logs so that they don't get wet i'm going to keep a close

gidip günlüklerimi örtmem gerekiyor ki böylece onlar ıslanma monitörü yakından takip edeceğim

eye on the monitor the weather forecast is rain today this afternoon so it's not raining

hava tahmini bugün bu öğleden sonra yağmurlu yani şu

at the moment if i suddenly disappear uh i will be making a compulsive move okay uh not

anda yağmur yağmıyor eğer aniden kaybolursam zorlayıcı bir hareket yapacağım tamam uh

a compulsive a impulsive impulsive move into the garden to cover up the logs that i chopped

zorlayıcı değil a hepinizin gördüğü gibi doğradığım kütükleri örtmek için bahçeye dürtüsel dürtüsel hareket

up which you've all seen okay this is great they're drying out nicely i'm sure

tamam bu harika, güzelce kuruyorlar eminim

he here is something i want to test mr steve on now and this is something that i'm sure

burada şu anda Bay Steve'i test etmek istediğim bir şey ve bu şov dünyasını düşündüğümüzde hoşunuza gideceğinden emin olduğum bir şey

you're going to enjoy

when we think about show business we think about celebrities we think about people who

ünlüleri düşünürüz

are famous maybe from the past but quite often also from the present and there are many famous

belki geçmişten ama çoğu zaman günümüzden de ünlü olan insanları düşünürüz ve

people who are around now steve and i'm wondering if you can recognize some of these people

şu anda çevremizde birçok ünlü insan var steve ve merak ediyorum bu insanlardan bazılarını tanıyabilir misin,

i doubt it who are who are contemporary so these are contemporary people you mean contemporary

çağdaş olanlardan şüpheliyim, yani bunlar çağdaş insanlar demek istediğin çağdaş, şimdi

up-to-date in the now than now happening now that's it people who are now popular or famous

olandan daha güncel, şimdi olan bu, artık popüler olan insanlar ya da ünlü

and so so here is the first one all right uh who's oh that's shirley bassey but she's

ve bu yüzden işte ilki tamam uh kim oh bu shirley bassey ama

not popular now but uh i think she's still popular i don't know well she is with me yeah

şu anda popüler değil ama uh bence hala popüler iyi bilmiyorum o benimle evet ne

whenever she goes into the local supermarket she always gets lots of people asking for

zaman yerel süpermarkete gitse her zaman alır pek çok insan ondan

her autograph and maybe she has to sing a few verses of gold finger in my opinion the

imza istiyor ve belki de bana göre gelmiş

greatest female singer that has ever lived yeah so you knew that one yes okay that's

geçmiş en büyük kadın şarkıcı, evet, bu yüzden bunu biliyordunuz, evet tamam bu

an easy one of course i knew if i didn't recognize shirley bassey then really i i'd have to go

kolay bir şey tabii ki yapmasaydım biliyordum. shirley bassey'i tanımazsam gerçekten

to the doctor because there's something wrong with me here's another one steve who's this

doktora gitmem gerekir çünkü bende bir sorun var işte başka biri steve kim bu

now on the live chat please don't don't tell steve i won't look at the live i won't look

şimdi canlı sohbette lütfen steve'e canlı yayına bakmayacağımı söyleme bakmayacağım bakmayacağım hiçbir

i won't look i have no idea um well try to guess i i can't even think this this dolph

fikrim yok tahmin etmeye çalış bu dolph

lundgren dolph lundgren he was very big in the 1980s yes well that's it you see unless

lundgren dolph lundgren'in 1980'lerde çok iri olduğunu düşünemiyorum bile

they're in the 1980s or 1990s or 70s i'm probably not going to know who they are this is a very

1980'ler, 1990'lar veya 70'ler, muhtemelen onların kim olduklarını bilemeyeceğim, bu çok

famous actor but also before that he did something else as well oh was he was he a sports person

ünlü bir aktör ama ondan önce başka bir şey de yaptı oh o bir sporcu muydu

yes is it babe ruth babe ruth no what what did babe ruth play i think it was basket baseball

evet öyle mi bebeğim ruth bebeğim ruth hayır ne babe ruth oynadı mı bence basket beyzboluydu bence

i think famous uh but it was sort of in the 1940s i think or 50s it's not um let me have

ünlüydü uh ama bir nevi 1940'lardaydı ya da 50'lerdeydi um bir bakayım kimi

a look who would i know uh let's let's just say that he would do it looking at his build

tanıyacağım uh hadi sadece bakarak yapacağını söyleyelim onun yapısı

i would say he's probably maybe a football he looks like he's ripped or near a bit like

muhtemelen bir futbol topu olduğunu söyleyebilirim, yırtılmış gibi görünüyor ya da biraz yakın gibi

um somebody who we haven't seen today whose pictures we saw last week okay whose name

um bugün görmediğimiz biri geçen hafta resimlerini gördüğümüz tamam kimin adını

i can't remember because that's what my brain said pedro pedro that's it you know what my

hatırlayamıyorum çünkü beynim öyle dedi Pedro pedro işte bu ne biliyor musun

brain well obviously he's out of my out of my consciousness now i know he's after women

beynim pekala belli ki o benim bilincimden çıktı şimdi biliyorum

who's what's his name or is it a man

onun adı ne ya da erkek mi kadınların peşinde olduğunu biliyorum erkek mi

is it a man is it a man or is it a woman that's had a sex change and is now a man and then

seks yapmış kadın mı erkek mi değişti ve şimdi bir erkek ve sonra

became a famous football player what what what sport are we talking it has nothing to

ünlü bir futbolcu oldu ne hangi spordan bahsediyoruz

do with sport i will give you a clue it is often something that you do almost naked

sporla ilgisi yok size bir ipucu vereyim bu genellikle neredeyse çıplak yoga yaptığınız bir şeydir

yoga it it it involves rolling on the ground and getting very sweaty with other men oh

o üzerinde yuvarlanmayı içerir yerde ve diğer erkeklerle çok terliyorum oh

you mean like wrestling yes okay uh wrestling okay then or or last friday night american

güreş gibi evet tamam ah güreş tamam o zaman veya veya geçen cuma gecesi amerikan

so yes yes he is a man he is a while since i yeah he is american i rolled around with

yani evet evet o bir erkek o bir süredir ben evet o amerikalı

a sweaty man yes um

terli bir adamla dolaştım evet um

put me out of my misery i'm going to have a look mr duncan okay double we can see whether

beni ıstırabımdan kurtar bir bakacağım bay duncan tamam çifte jk rowling olup olmadığını görebiliriz jk rowling olduğunu düşünmüyorum jk

uh jk rowling i don't think it's jk rowling it might be jk rowling maybe she's maybe she's

rowling olabilir belki belki

been working out uh young steve says sergio thank you very much yes um but yes the rock

spor yapıyordur uh genç steve diyor sergio çok teşekkür ederim evet um ama evet rock

we have the rock the rock yes now that's not his real name you you might be surprised to

bizde rock the rock evet şimdi bu onun gerçek adı değil,

hear that that his parents didn't say what should we call him let's call him the rock

ailesinin ona ne dememiz gerektiğini söylemediğini duyunca şaşırabilirsin hadi ona rock diyelim

you mean the will be his first name he does look very solid let's put it this way he looks

sen yani vasiyet onun ilk adı olacak çok sağlam görünüyor hadi bu şekilde ifade edelim

like you know you could you could hit him with a with a hammer and it would bounce off

biliyormuşsunuz gibi görünüyor ona bir çekiçle vurabilir ve sıçrayabilir bu arada

that does not sound like a good idea by the way he looks solid a solid build his real

bu kulağa pek iyi bir fikir gibi gelmiyor o sağlam görünüyor sağlam bir yapı onun gerçek

name is dwayne johnson his real name is dwayne so you can i i think i know the reason why

adı dwayne johnson onun gerçek adı dwayne yani sen yapabilirsin sanırım neden değiştirdiğini biliyorum

he changed christina got that right i'm talking steve i can see the reason why i can see the

reason why he changed his name to the rock because his real name is dwayne that's that's

adını rock olarak değiştirdi çünkü gerçek adı dwayne bu

a particularly weedy name for a man yes yeah you wouldn't want that build and be called

bir erkek için özellikle cılız bir isim evet evet o yapıyı ve ona dwayne denilmesini istemezdin

dwayne you know you know also it's his birthday today right happy birthday the rock

biliyorsun ayrıca bugün onun doğum günü doğru doğru doğum günün kutlu olsun rock i

i just love that the rock is another year older i think he's is he 37 i think he's 37.

sadece rock'ın bir yaş daha büyük olmasına bayılıyorum, sanırım o 37, sanırım 37.

don't care but he he used to be a wrestler he used to like rolling around on the ground

umrumda değil ama eskiden bir güreşçiydi, terli adamlarla yerde yuvarlanmayı severdi

with sweaty men but now he doesn't but now he's in hollywood making movies so basically

ama şimdi değil ama şimdi hollywood'da film çekiyor yani temelde

he's doing the same thing what so he it's his birthday do you know who else is having

aynı şeyi yapıyor ne yani bugün onun doğum günü biliyor musun

a birthday today another another sports star well we've had nobody on the live stream say

bugün başka kimin doğum günü var başka bir spor yıldızı peki canlı yayında

it's their birthday today no i don't a sports is it what country britain um

bugün onların doğum günü olduğunu söyleyen kimse olmadı hayır ben spor yapma hangi ülke ingiltere um

i don't know who could it be i can't i don't know if i can even name a british sports person

bilmiyorum kim olabilir yapamam ingiliz bir sporcunun adını bile verebilir miyim bilmiyorum

uh bobby charlton bobby shelton

uh bobby charlton bobby shelton

i'm just i'm just brother jack i'm just beginning to realize that i should have put pictures

ben sadece ben sadece jack kardeş,

of people that were born before 1940. um whose birthday could it be so who's that who's the

1940'tan önce doğmuş insanların resimlerini koymam gerektiğini yeni yeni fark etmeye başlıyorum. um kimin doğum günü olabilir peki o

man that does the crisp adverts oh gary linda is it his birthday today no uh is it the um

net reklamları yapan adam kim oh gary linda bugün onun doğum günü mü hayır uh o

is he a tennis player no you're you're in the right area before football yeah is it

bir tenisçi mi hayır sen futboldan önce doğru yerdesin evet

i don't know i don't know i can't really i don't even know just name a very popular famous

bilmiyorum bilmiyorum yapamam gerçekten bilmiyorum bile sadece bir isim çok popüler ünlü

football player bobby charlton from this country big one in this century yes i will give you

futbolcu bobby charlton bu ülkeden bu yüzyılın en büyüğü evet sana vereceğim

uh let's have a look um i can picture people but their names aren't coming into my head

uh hadi bir bakalım um insanları hayal edebiliyorum ama isimleri aklıma gelmiyor

is it somebody who was made famous recently okay steve steven uh just tell me thank you

yakın zamanda ünlü olmuş biri mi tamam steve steven uh sadece söyle bana teşekkür ederim

jimmy and saura david beckham all right it's david beckham's i was wondering how long it'd

jimmy ve saura david beckham tamam bu david beckham'ın o

take you to get that david beckham and also the rock okay right of course david beckham

david beckham'ı ve ayrıca rock'ı almanın ne kadar süreceğini merak ediyordum tamam tabii ki david beckham'a

is often called bex so it's beck's and also the rock there's a there's a beer called bex

genellikle bex denir, bu yüzden beck'in ve ayrıca rock da bir bira var bex

uh jimmy from hong kong says it's also jimmy white's and i'm he's a snooker player he is

uh hong kong'dan jimmy adında bir bira var onun da jimmy white olduğunu söylüyor ve ben o bir bilardo oyuncusuyum o

also his birthday today i'm not sure if he still plays does jimmy white still play my

da bugün onun doğum günü hala oynuyor mu emin değilim jimmy white hala favorimi oynuyor mu

favourite i think my favourite snooker player must be higgins hurricane higgins he was such

sanırım en sevdiğim snooker oyuncum higgins hurricane higgins olmalı o öyle

a character sadly no longer with us but he was one of the most amazing snooker players

bir karakterdi ki ne yazık ki artık aramızda değil ama en harika bilardo oyuncularından biriydi

i used to watch snooker when i was a kid i did so here's another one steve another person

çocukken bilardo izlerdim o yüzden işte bir tane daha steve başka bir kişi hadi

let's get rid of the rock bye-bye rock i won't look at the live stream happy birthday to

rock'tan kurtulalım güle güle rock canlı yayına bakmayacağım rock'ın doğum günün kutlu olsun

the rock here is another one steve

işte bir tane daha steve ne i i i

what i i i i i have no idea i don't think i've ever seen that person before in my life

i hiçbir fikrim yok o kişiyi hayatımda daha önce gördüğümü sanmıyorum

i will give you he's a he's a hunk well i can tell that he's a he's a hollywood movie

sana o bir iri parça vereceğim o bir hollywood film

star he he is actually an a-lister a-list celebrity so everybody everyone under the

yıldızı olduğunu söyleyebilirim o aslında liste başı bir ünlü bu yüzden 30 yaşın altındaki herkes

age of 30 will instantly know who this is have i seen any is he so he's a film actor

bunun kim olduğunu anında bilecek gördüğümü herhangi biri yani o bir sinema oyuncusu

yes he's been in one or two films one or two he was in famously he was in the i think he

evet bir veya iki filmde yer aldı bir veya iki ünlüdeydi

was in the terrible remake of ghostbusters

i mean i'm i'm not saying that i'm out of touch no but i am out of touch you're out

Temassızım hayır ama ben irtibatsızım sen

of touch it means that you're not really connected with what's going on thank you harley quang

irtibatsızsın bu, olup bitenlerle gerçekten bağlantın olmadığı anlamına gelir teşekkürler harley Quang

thank you very much harley quang harley quang yes chris helmsworth i've never heard of him

çok teşekkür ederim harley Quang harley Quang evet Chris Helmsworth hiç duymadım onun hakkında

chris hemsworth never yes he's he's a very well-known actor he is in many many quite

chris hemsworth asla evet o çok tanınmış bir aktör o pek çoğunda öyle oldukça

often you will find him in romantic comedies normally with jennifer aniston

sık onu romantik komedilerde bulursun normalde jennifer aniston ile

somewhere nearby he does look a bit like johnny depp yes yes he looks also a little bit like

yakınlarda bir yerde biraz johnny depp'e benziyor evet evet aynı zamanda biraz da benziyor

simon cowell if simon cowell looked normal or younger yes i think so that's a good idea

simon cowell gibi simon cowell normal veya daha genç görünüyorsa evet bence bu iyi bir fikir

shall we have one more let's have one more steve any all right okay it's toria wilcox

bir tane daha alalım mı bir tane daha steve alalım mı pekala tamam toria wilcox hayır tamam tamam

no right okay now uh it could have been toriyama very contemporary uh glad to see that you've

şimdi toriyama olabilirdi çok çağdaş uh sevindim bakın

uh got a woman in there this time mr duncan uh i i have no idea i don't know who she is

bu sefer orada bir kadın var bay duncan ah ben hiçbir fikrim yok onun kim olduğunu bilmiyorum

you don't know who that is no that is one of the biggest stars in the world well i never

siz onun kim olduğunu bilmiyorsunuz hayır o dünyanın en büyük yıldızlarından biri ama ben asla

watched i'd i've just singer i'm i'm guessing good yes you're on the right track because

izledim sadece şarkıcıydım tahmin ediyorum iyi evet doğru yoldasın çünkü

you just just keep thinking unusual unusual person very quirky bjork no no bjork yes it's

sadece sıra dışı düşünmeye devam ediyorsun sıradışı insan çok tuhaf björk hayır hayır

not 2001. well bjork is is uh is uh eccentric yes but uh not contemporary not contemporary

björk evet 2001 değil. eksantrik evet ama çağdaş değil çağdaş değil

i don't know is the answer well everyone's telling you on there well i'll have a look

cevabı bilmiyorum orda herkes sana söylüyor peki bir bakayım o

then lady gag oh i've heard of lady gaga i didn't know that's what she looked like yes

zaman lady gaga oh lady gaga'yı duymuştum onun ne olduğunu bilmiyordum evet gibi görünüyordu,

well that that is one of her looks because of course a lot of people see lady gaga in

bu onun görünüşlerinden biri çünkü elbette birçok insan lady gaga'yı

different ways this isn't doing much for my reputation by the way mr duncan because now

farklı şekillerde görüyor, bu arada bu benim itibarım için pek bir şey yapmıyor Bay Duncan çünkü artık

people are thinking mr steve is completely out of touch this is true what's going on

insanlar Bay Steve'in tamamen koptuğunu düşünüyor. bu doğru

in the real world he's stuck in 1970 i'm stuck in 1976 with shirley bassey live in the royal

gerçek dünyada neler oluyor o 1970'de mahsur kaldı ben 1976'da shirley bassey ile mahsur kaldım

albert hall wearing that famous green dress here's the last one and it's two people ah

o ünlü yeşil elbiseyi giyerek royal albert hall'de yaşıyorum işte sonuncusu ve iki kişi ah doğru tamam tamam

right okay right two people are now right good yes right now ah now right now let's

iki kişi şimdi doğru iyi evet şu an ah şimdi şimdi öğrenelim bakalım

i know let's just see how long it takes other people to come up with i'm going to give you

diğer insanların bulması ne kadar sürecek görelim sana

i'm going to give you a clue the one on the left i'm guessing was he in flash dance and

bir ipucu vereceğim soldaki tahmin ediyorum o flash dansta mıydı ve

uh was it john travolta on the left john travolta no it's not john travolta okay but i will

uh soldaki john travolta mıydı john travolta hayır john travolta değil tamam ama

give you a clue they both have the same name

sana bir ipucu vereceğim ikisinin de adı aynı

hmm if i could think of one of the names i could get the other one couldn't i one of

hmm isimlerden birini düşünebilseydim diğerini alabilirdim bunlardan biri simpsons'ın ilk

them used to write for the simpsons in the early episodes of the simpsons oh great he's

bölümlerinde simpsons için yazardı ah harika

the guy who invented it okay oh well at least i got something nearly connected with them

onu icat eden adam o tamam oh peki en azından onlarla neredeyse bağlantılı bir şeyim var

a name very good um so they're not are they famous does everybody know who they are is

çok iyi bir isim um yani onlar ünlü değiller herkes onların kim olduğunu biliyor mu

it just me that doesn't know they are very big especially late at night

sadece ben mi özellikle gece geç saatlerde çok büyük olduklarını bilmiyorum

well well yes i'm quite often big late at night but let's not go there

pekala evet genellikle gece geç saatlerde büyüğüm ama oraya gitmeyelim şaka

i'm joking i'm joking uh even though you've told me they connected with the simpsons i

yapıyorum ben' Şaka yapıyorum uh, bana onların simpsons'la bağlantılı olduğunu söylemenize rağmen,

still don't know well one of them is so who's the one on the right if i say on the right

hala onlardan birinin kim olduğunu tam olarak bilmiyorum, sağdaki kim dersem,

to people watching us now is right and left the same to them they have well yes in terms

bizi izleyen insanlara sağdaki şu anda sağ ve sol aynı onlara göre evet evet sizin açınızdan

of you know oh my god well i don't know it might be reversed by the time it gets if you

biliyorsunuz aman tanrım peki bilmiyorum

look at this if you look at the screen well it's that way round it's it's the screen that

bu gelene kadar tersine dönebilir buna bakarsanız ekrana iyi bakarsanız bu şekilde yuvarlak bu ekran

you're looking at that's fine so there that's on the left and that's on the right let's

bakıyorsun bu iyi yani işte bu solda ve şu sağda

see what but they have they have the same name tom cruise no no uh so we have tom cruise

bakalım ne var ama onlarda aynı isme sahipler tom cruise hayır hayır uh yani bizde tom cruise var

we have the jimmies yes it's the jimmies they are both called jimmy and they are both chat

bizde jimmies var evet bu jimmies ikisi de jimmy denir ve ikisi de sohbet

show hosts isn't that strange well i've heard of jimmy kimmel yes jimmy kimmel didn't know

programı sunucusu o kadar garip değil mi jimmy kimmel'i duydum evet jimmy kimmel

that's what he looked yeah and jimmy fallon so this guy is jimmy kimmel and this guy is

onun nasıl göründüğünü bilmiyordu evet ve jimmy fallon yani bu adam jimmy kimmel ve bu adam

jimmy fallon who used to write for the simpsons he was actually a writer in the early days

jimmy fallon kim simpsons için yazardı, aslında simpsons'ın ilk günlerinde yazardı,

of the simpsons so they are both chat show hosts very big very famous very wealthy something

bu yüzden ikisi de sohbet programı sunucuları, çok büyük, çok ünlü, çok zengin, iyi olmadığım bir şey,

i would not i'm not good at is pub quizzes if you ever want me or think that you might

bar sınavları, eğer beni istersen ya da

have me on a team in a pub quiz forget it unless it's to do with science i might tend

beni bir bar bilgi yarışmasında bir takımda tutabileceğini düşün, bilimle ilgili olmadığı sürece unut gitsin,

to get a higher proportion of those questions right but i wouldn't get anything to do with

bu soruların daha büyük bir oranını doğru bulma eğiliminde olabilirim ama

anything where i have to come up with somebody's name no okay forget it or any general knowledge

ortaya çıkmam gereken hiçbir şeyle işim olmaz birinin adıyla hayır tamam unut onu ya da herhangi bir genel bilgi

no i'm quite good at general knowledge but well average i would say but yeah okay my

hayır genel bilgide oldukça iyiyim ama iyi ortalama derdim ama evet tamam bu

favourite chat show host by the way is david letterman i always feel a bit sad when i'm

arada en sevdiğim sohbet programı sunucusu david letterman ben olduğumda hep biraz üzülürüm

a bit out of touch with that mr duncan i was just about yeah just let me get to the end

o bay duncan'dan biraz kopmuştum, neredeyse evet, sadece cümlenin sonuna gelmeme izin ver

of the sentence again steve i always feel a bit sad when he retired and stopped doing

steve, o emekli olduğunda ve

his late night chat show which was what i was going to say next so anyway at least we

benim yapacağım şey olan gece geç saatlerde yaptığı sohbet programını yapmayı bıraktığında hep biraz üzülürdüm devamını söyle her neyse en azından

know it is official that mr steve is now completely out of touch with everything i do know graeme

Bay Steve'in artık bildiğim her şeyden tamamen koptuğunu resmi olarak biliyoruz graeme

norton uh nitro yes too much new information today says sergio it has been a packed program

norton uh nitro evet bugün çok fazla yeni bilgi sergio diyor dolu dolu bir program oldu

yeah we've had a lot and we haven't even done the sentence game yet that's coming up yeah

evet çok şey yaşadık ve henüz cümle oyununu bile yapmadık bu yaklaşıyor evet

the sentence game is coming up it's it's a packed one i think this might be the best

cümle oyunu geliyor bu dolu dolu bence bu şimdiye kadar yaptığımız en iyi şov olabilir bence bu yüzden

show that we've ever done i think so i think i think this might be in history in the history

bence bu olabilir tarihte

of us and youtube and the human race this might be the best one that we've ever done

bizim, youtube ve insan ırkının tarihinde bu şimdiye kadar yaptığımız en iyisi olabilir

the sentence game is here no please do not mention james corden you are not allowed it

cümle oyunu burada hayır lütfen james corden'dan

is forbidden to mention james corden you are not allowed to mention him i'm sorry you know

bahsetmenize izin verilmiyor james corden'dan bahsetmek yasaktır sizsiniz ondan bahsetmeme izin verilmiyor üzgünüm biliyorsun

i don't like james corden i don't like him nitram's come up with a good phrase they're

james corden'dan hoşlanmıyorum onu ​​sevmiyorum nitram iyi bir cümle buldu onlar

roasting uh nidram says i've been roasted yes if it's a good phrase if you roast someone

kavuruyorlar uh nidram kavrulduğumu söylüyor iyi bir ifadeyse evet birini kızdırırsın

you you make fun of that person quite often using insults and also sarcasm yes as you

o kişiyle oldukça sık dalga geçersin hakaret ve aynı zamanda iğneleme kullanırsın evet

mentioned earlier so roast yes a roast you roast that person you criticize them you make

daha önce de bahsettiğin gibi o yüzden kızartırsın evet kızartırsın o kişiyi eleştirirsin

hurtful or or obscene jokes about that person we want to push people a bit on these like

o kişi hakkında incitici veya müstehcen şakalar yaparsın insanları itmek isteriz

we want we want to include more and more content we want you want your brains to be melting

down by the time you come off this live stream uh every week i think your brain is already

bu canlı yayından çıkana kadar beyninizin erimesini istiyoruz uh her hafta bence beyniniz zaten

melted it happened a long time ago it's like a it's like an old candle

erimiş çok uzun zaman önce oldu bu a gibi eski bir mum gibi

here we go then it's the sentence game everyone yes this is the game that everyone loves by

işte başlıyoruz o zaman cümle oyunu herkes evet bu herkesin sevdiği oyun bu

the way everyone loves this game let's see if they do does everybody love the sentence

arada herkes bu oyunu seviyor mu bakalım seviyorlar mı herkes cümle

game put your hands down to tell us put your hands up we know certain people don't like

oyununu seviyor mu ellerinizi aşağı bize anlatmak için koyun ellerinizi kaldırın bazı insanların

flags of the world yes well we've had many comments you can't please everyone i mean

dünya bayraklarını sevmediğini biliyoruz evet pek çok yorum aldık herkesi memnun edemezsiniz yani

there are people who who don't like me and there are people who don't like you admit

beni sevmeyenler var ve sevmeyenler var kabul ediyorsun kabul ediyorsun ki senden hoşlanmayan benden hoşlanmayan

it admittedly there are more people who don't like you who couldn't like me i have any jokes

daha çok insan var

which is very egotistical would you like the list there is a big list i know i don't like

çok bencilce şakalarım var listeyi beğenir misin büyük bir liste var biliyorum

lots of people i think your mother is at the top

pek çok insandan hoşlanmıyorum sanırım annen zirvede

that's not very fair she's had a new pair of glasses your mother's new glasses she looks

bu hiç adil değil yeni bir gözlüğü var annenin yeni gözlüğü

like a scientist all she needs is you haven't seen them i have you haven't i have well you

bir bilim adamına benziyor tek ihtiyacı olan senin görmemiş olman bende var sende görmemiş bende iyi

you told me what they look like i didn't say that and we've got to be very careful because

sen bana ne olduğunu söyledin öyle görünüyorlar ki ben söylemedim ve çok dikkatli olmalıyız çünkü

my sister chose them for my mother but you told me what they were watching you told me

onları annem için kız kardeşim seçti ama sen bana ne izlediklerini söyledin bana nasıl

that what they look like i didn't say they're like scientist glasses no but i imagine they

göründüklerini söyledin ben onların olduğunu söylemedim bilim adamı gözlüğü gibi hayır ama öyle göründüklerini hayal ediyorum tek söyleyebileceğim bir

do they look all i can say is they look a lot better than the last one okay but but

öncekinden çok daha iyi göründükleri tamam ama

in my imagination it's not reality steve we're not it's there's a difference let's get going

benim hayal gücümde bu gerçek değil steve biz değiliz bir fark var haydi başlayalım

quick let's get on with the sentence game imagination in my imagination i imagine that

çabuk başlayalım hayal gücümdeki cümle oyunu hayal gücümle,

mr steve's mum now looks like a female scientist before long there'll only be tomic left and

Bay steve'in annesinin artık bir kadın bilim adamına benzediğini hayal ediyorum, çok geçmeden sadece tomic kalacak ve

he'll get all the answers right with her new glasses

yeni gözlükleriyle tüm cevapları doğru alacak,

see vittorio likes us but doesn't like flanks of the world you see at least two people that

bakın vittorio bizi seviyor ama almıyor dünyanın yan tarafları gibi en az iki kişi görüyorsunuz,

said that today maybe we need to give it a rest but i think no stop it the flags of the

bugün belki biraz dinlenmemiz gerekiyor ama bence durmayın,

world allow me to have a little break so we need something else in the break there we

dünyanın bayrakları biraz mola vermeme izin veriyor, bu yüzden molada başka bir şeye ihtiyacımız var.

go then flags right flags of the world are done for today so now we have the sentence

gidiyoruz o zaman bayraklar bugün için dünyanın sağ bayrakları bitti yani şimdi cümle

game this is this is a very simple game we will kick off right now with the first one

oyunumuz var bu çok basit bir oyun hemen şimdi ilkiyle başlayacağız

oh so this is a sentence there are some missing words all you have to do is tell me what the

oh yani bu bir cümle bazı eksik kelimeler var hepsi yapman gereken

missing words are what's raining mr duncan it's raining what are the missing words it's

eksik kelimelerin ne olduğunu söyle ne yağıyor bay duncan yağmur yağıyor eksik kelimeler ne

raining okay i'll be back in two minutes can you cope with the sentence game without me

yağıyor tamam iki dakika sonra döneceğim cümle oyunuyla

for two minutes i might not even be on air i'm acting impulsively i'm not sure if steve

iki dakika bensiz başa çıkabilir misin ben yapamayabilirim bile yayındayım fevri davranıyorum Steve'in fevri mi yoksa itici mi davrandığından emin değilim

is acting impulsively or repulsively ah repulsive you see there's another word if something

ah itici görüyorsun başka bir kelime daha var eğer bir şey

is repulsive it means you don't like it it puts you off it makes you feel unhappy when

itici ise bu onu sevmediğin anlamına gelir seni soğutur seni mutsuz hissettirir

you see it some people say that i am repulsive

bak bazı insanlar itici olduğumu söylüyor

how dare you how dare you indeed hello maura oh oh it looks as if we have it looks as if

nasıl cüret edersin buna nasıl cüret edersin gerçekten merhaba maura oh oh görünüşe göre elimizde varmış gibi görünüyor zaten

we have quite a few answers coming through already oh zuzike says i love the sentence

çoktan gelen epeyce cevabımız varmış gibi görünüyor oh zuzike cümle oyununu sevdiğimi söylüyor

game but i prefer spot the white van

ama ben tercih ederim beyaz minibüsü tespit edip

we might bring spot the white van back we might bring it back one day who knows we might

getirebiliriz beyaz minibüsü tespit edip geri getirebiliriz bir gün geri getirebiliriz kim bilir belki

we might we might not i don't know really i didn't thank you for your answers yes we

getirebiliriz getirmeyebiliriz bilmiyorum gerçekten cevaplarınız için teşekkür etmedim evet

have quite a few answers coming through thank you beatriz thank you also jimmy jimmy you

epeyce cevabımız var geliyor teşekkür ederim beatriz ayrıca teşekkür ederim jimmy jimmy

are very near very near to the answer

cevaba çok yakınsın

what are you doing steve it sounds like you're making you've moved me are you making a sexual

ne yapıyorsun steve öyle geliyor ki beni etkiledin beni etkiledin

phone call with your heavy breathing you've moved me yes get over

ağır nefesinle cinsel bir telefon görüşmesi mi yapıyorsun beni etkiledi evet

well you know i had to fill in i had to fill in the space where you were standing you see

iyi geçin biliyorsun doldurmak zorundaydım senin durduğun yeri doldurmak zorundaydım gördün mü

did you watch me when i went out there no no you did not i'm all wet look i'm covered

oraya çıktığımda beni izledin mi hayır hayır izlemedin tamamen sırılsıklam bak kaplandım

in drops of water okay this is good i had to

su damlalarında tamam bu iyi bir şey

something for over and something before being something ah beatrice

için bir şeyler yapmak zorundaydım ve bir şey olmadan önce bir şey ah beatrice

victoria says mura is right as usual

victoria mura her zamanki gibi haklı diyor

okay then yes we have quite a few correct answers we are going to get through these

tamam o zaman evet epeyce doğru cevabımız var bunları

very quickly because of the time limit we only have five minutes before we have to say

çok hızlı bir şekilde çözeceğiz çünkü zaman sınırı, vedalaşmadan önce sadece beş dakikamız var,

goodbye so tikka said she loves the sentence game but prefers spot the white van i haven't

bu yüzden tikka, cümle oyununu sevdiğini ancak beyaz minibüsü bulmayı tercih ettiğini söyledi,

done that for a while no i did actually read that out please no more flag says anna i think

bunu bir süredir yapmadım, gerçekten okudum, lütfen artık bayrak yok diyor anna i sanırım

we're we're getting the uh the message here well that's only three people out of nine

buradaki mesajı alıyoruz, peki bu dokuz yüz bin kişiden sadece üçü

hundred thousand exactly got it right okay good well congratulations okay here's the

tam olarak doğru anladı tamam güzel tebrikler tamam işte

answer it's coming up right now steve here comes mr cockerel

cevap şu anda geliyor steve geliyor bay horoz

cock-a-doodle-doo the answer is i hope you're ready for this because the answer is coming

karalama -doo cevap umarım buna hazırsındır çünkü cevap

up are you ready for the answer yes okay i'm waiting i'm trying to find it

geliyor cevaba hazır mısın evet tamam bekliyorum onu ​​bulmaya çalışıyorum

oh we he had to queue which is a word that many people misspell he had to queue q u e

oh biz sıraya girmek zorunda kaldık ki bu o kadar çok kelime insanlar yanlış heceliyor o kuyruğa girmek zorunda kaldı q u e u

u e is how you spell q he had to queue for over an hour before being admitted so if you

e böyle hecelersiniz q kabul edilmeden önce bir saatten fazla sırada beklemek zorunda kaldı bu yüzden

admit something or someone it means you are allowing that person to pass to come in you

bir şeyi veya birini kabul ederseniz bu, o kişinin geçmesine izin verdiğiniz anlamına gelir.

are welcoming them to a place or maybe a group and of course admit can also mean own up if

belki bir grup ve tabii ki kabul etmek aynı zamanda sahiplenmek anlamına da gelebilir eğer bir şeyi yapmaktan

you are saying that you are responsible for doing something you admit he had to queue

sorumlu olduğunuzu söylüyorsanız gece kulübüne

for an hour before being admitted into the nightclub can you yes can you think of it

kabul edilmeden önce bir saat kuyruğa girmesi gerektiğini kabul edersiniz, evet, düşünebilir misiniz, düşünebilir

can you think of another place what where you might be admitted uh into well anywhere

misiniz? başka bir yerde nerelere kabul edilebilirsin o

at the moment because you have to queue to get into shop so it could be the doctor's

anda herhangi bir yerde çünkü dükkana girmek için kuyruğa girmen gerekiyor bu yüzden

surgery quite often we use this for a hospital a hospital so quite often a person who goes

bu bir doktorun ameliyatı olabilir bunu oldukça sık olarak bir hastane için kullanırız bir hastane çok sık olarak hastaneye giden bir kişi

into hospital will be admitted if they are kept in allowed into the hospital yes that's

hastaneye yatırılırlarsa kabul edilecekler hastaneye alınmalarına izin veriliyor evet bu

it good that's a good one uh somebody has said approved yeah approved is an eight-letter

iyi bu iyi bir şey biri onayladı dedi evet onaylandı

word that fits at the end yes but uh would you queue for an hour before being approved

sonuna uyan sekiz harfli bir kelime evet ama onaylanmadan önce bir saat kuyruğa girer miydiniz

yes well it could be depending on what it is you could if you are being allowed to do

evet peki ne olduğuna bağlı olabilir eğer bir şey yapmana izin veriliyorsa yapabileceğine bağlı bir

something yes no i think that's quite good accepted says jimmy from hong kong one two

three four five six before being accepted yes yes accepted for a place to get in somewhere

yerlerde

yes here comes another one steve right okay we need to speed along at the speed of light

evet işte bir tane daha geliyor steve tamam tamam ışık hızıyla gitmemiz lazım oh

oh here's a famous phrase a famous phrase this is a well-known phrase you might have

işte ünlü bir söz ünlü bir söz bu çok bilinen bir sözdür

to scratch your heads a little bit but this is a very well-known phrase and this is just

biraz kafanızı karıştırmanız gerekebilir ama bu çok iyi bilinen bir söz ve bu sadece

for mr steve this is also a piece of advice for steve as well i've been along around in

bay steve için bu aynı zamanda steve için de bir tavsiye. Yapmalı mıyım

the world long enough i shouldn't need advice anymore i should know it all at my advanced

age you should i should do but i don't yes ah palmyra going back to the last one uh before

ama yapmıyorum evet ah palmyra yakınlaştırma konferansına kabul edilmeden önce kabul edilmeden önceki sonuncusuna geri dönüyorum

admitted before being admitted into the zoom conference yes that's it that's very yes so

evet bu çok evet bu yüzden

on point so sometimes you have to you have to be allowed to do something before you are

yerinde yani bazen bir şeyler yapmana izin verilmeli

admitted yes or approved so these are all very good words well done zoom conference

kabul edilmeden önce evet veya onaylanmadan önce bunların hepsi çok iyi sözler aferin yakınlaştırma konferansı

we're all doing those aren't we here's another one then steve mr steve stephen

hepimiz bunları yapıyoruz değil mi işte bir tane daha o zaman steve bay steve stephen

this is a well-known phrase it's also a phrase that was invented by a very famous writer

bu iyi bilinen bir deyim aynı zamanda icat edilmiş bir deyim çok ünlü bir yazar tarafından

well i can't get it mr duncan is the oh yeah oh no no no i thought i had it then but no

anlayamıyorum bay duncan oh evet oh hayır hayır hayır o zamanlar bende olduğunu düşünmüştüm ama hayır

obviously i've probably never taken the uh words of wisdom that is incorporated into

belli ki bu ifadeye dahil edilen bilgelik sözlerini muhtemelen hiç almadım

this phrase yes this is uh this is a well-known phrase connected to i suppose you might connect

evet bu uh bu iyi bilinen bir cümle, sanırım

it to telling a story or maybe a joke and this is what this particular phrase refers

onu ​​bir hikaye anlatmakla veya belki bir şakayla ilişkilendirebilirsin ve bu özel cümlenin

to

brilliant brilliance is more than seven letters unfortunately i thought this would go i really

parlak parlaklığa atıfta bulunduğu şey yedi harften fazla ne yazık ki bunun gideceğini düşündüm gerçekten

did i thought this would go very quickly uh are the last two words right in there mr duncan

yaptım bunun çok hızlı gideceğini düşünmüştüm uh son iki kelime tam orada mı bay duncan neredeyse orada bir

the uh nearly nearly so something's right in there tomek nearly you're close you are

şeyler doğru tomek neredeyse yaklaştın

on the right line you are you are going in the right direction with your guests

doğru çizgidesin seninle doğru yöne gidiyorsun misafirler

we will only give this another few seconds it's just another few seconds hello man from

buna sadece birkaç saniye daha vereceğiz, sadece birkaç saniye daha merhaba

brazil man from brazil hello man from brazil who are you i thought for a moment maybe it

brezilya'dan adam brezilya'dan merhaba brezilya'dan adam kimsiniz bir an düşündüm belki

was pedro belmont but it isn't maybe it is because the picture the picture is definitely

pedro belmont'tur ama değil belki çünkü resimdir resim kesinlikle

that does not look like pedro no then pedro is always changing his appearance but hello

pedro'ya benzemiyor hayır o zaman pedro her zaman görünüşünü değiştiriyor ama merhaba

hello man from brazil and thank you for your suggestion um

merhaba brezilya'dan adam ve önerin için teşekkürler

i don't think yes obviously mr duncan thought that would go uh very quickly yes i i really

thought this would go quickly this is a famous phrase that was coined or created by a very

bu çabuk giderdi bu çok ünlü bir yazar tarafından icat edilen veya yaratılan ünlü bir cümle

famous writer is that no so so far i think tomic's got one word right but uh should we

şu ki, şu ana kadar hayır bence tomic'in bir kelimesi doğru ama uh

give people a clue is the last i have i just i literally have just given enough clues to

insanlara bir ipucu vermeli miyiz sahip olduğum son şey ben sadece kelimenin tam anlamıyla sahibim sadece bir gemiyi batırmaya yetecek kadar ipucu verdim

sink a ship so anymore anymore anyway okay i will give you the answer right but you will

artık artık neyse tamam size cevabı doğru vereceğim ama

learn a new phrase so even if you don't know the answer you will still learn something

yeni bir cümle öğreneceksiniz yani cevabı bilmeseniz bile yine de yeni bir şey öğreneceksiniz

new the answer is

cevap

a well-known phrase coined by William Shakespeare brevity is the soul of whit well i didn't

iyi bilinen bir şey William Shakespeare tarafından türetilen deyim Kısalık, Whit'in ruhudur,

know that phrase mr duncan so if i don't know it well it's not worth knowing uh well um

bu deyimi bilmiyordum Bay Duncan, bu yüzden eğer onu iyi bilmiyorsam bilmeye değmez uh pekala um

tomic did was the only person to get one of the words right letters words which is whit

tomic did, kelimelerden birini doğru anlayan tek kişiydi. harfler beyaz olan kelimeler

yeah so uh brevity is one out of three brevity is the soul of wit so when when something

evet yani uh kısalık üçte birdir kısalık zekanın ruhudur, bu nedenle bir şey

is being described as needing brevity it needs to be done quickly it needs to be done quickly

kısalık gerektirmesi olarak tanımlandığında hızlı bir şekilde yapılması gerekir,

in a short period of time and in this situation we are talking about maybe a humorous story

kısa sürede ve hızlı bir şekilde yapılması gerekir Bahsettiğimiz bu durum belki komik bir hikaye

or a joke so if you are trying to convey something that is funny you have to do it very quickly

ya da şaka olabilir, bu yüzden komik bir şey anlatmaya çalışıyorsanız bunu çok hızlı bir şekilde

with just the right amount of words not too many you you must not talk for too long because

doğru miktarda kelimeyle yapmalısınız çok fazla değil siz çok uzun konuşmamalısınız çünkü

you are trying to make a point and that is quite often why we use this particular phrase

bir noktaya değinmeye çalışıyorsunuz ve bu yüzden sık sık bu özel ifadeyi kullanıyoruz,

so brevity means what again mr duncan quick fast at a fast pace or in a short period of

bu nedenle kısalık yine ne anlama geliyor Bay Duncan hızlı hızlı hızlı bir tempoda veya kısa bir süre içinde

time brevity is the soul of wit yes so meaning that if you take too long to tell a joke for

kısalık zekanın ruhudur evet yani eğer siz örneğin bir fıkrayı anlatmak çok uzun sürer

example it won't be funny anymore you have to do it quickly yes so maybe even impulsively

örneğin artık komik olmayacak hızlı yapmalısın evet bu yüzden belki de dürtüsel olarak bu yüzden bu

this is why this is why i said it's very good advice for mr steve i'm quite quick with my

Bay Steve için çok iyi bir tavsiye dedim ben zekamla oldukça hızlıyımdır

wit yes but sometimes when you're telling a story or trying to get to the point sometimes

evet ama bazen bir hikaye anlatırken ya da asıl konuya gelmeye çalışırken bazen

it takes a very long time but maybe i'm not trying to be witty in those instances mr duncan

çok uzun zaman alıyor ama belki de bu durumlarda esprili olmaya çalışmıyorum bay duncan

that's true right so there we go if you want to tell a joke make sure you do it quickly

bu doğru, öyleyse başlayalım isterseniz bir fıkra anlat hızlı bir şekilde yaptığınızdan emin olun

yes with a few words but make sure those words are funny make sure you are making your point

birkaç kelime ile evet ama bu kelimelerin komik olduğundan emin olun

quickly with brevity privity one of your favourite words isn't it mr duncan it's great brevity

kısalıkla anlatmak istediğinizi hızlı bir şekilde ifade ettiğinizden emin olun mahremiyet en sevdiğiniz kelimelerden biri değil mi bay duncan harika kısalık

is the soul of wit thank you mr shakespeare and i thought i was out of date well you're

ruhudur wit teşekkür ederim bay shakespeare ve ben de modası geçmiş olduğumu düşünmüştüm peki

using phrases from the uh 17th century well 16th century i don't i would get the centre

17. yüzyıldan kalma ifadeler kullanıyorsunuz peki 16. yüzyıldan anlamazdım merkez

is mixed up i don't know when william

karışık bilmiyorum william bunu ne zaman

you do realize that many of the things we say these days are actually from William Shakespeare

anlıyorsunuz Bugünlerde söylediğimiz birçok şey aslında William Shakespeare'den geliyor.

he actually invented the phrases so he says brevity means quickness is that right quickness

Aslında cümleleri o icat etti, bu yüzden kısalığın çabukluk anlamına geldiğini söylüyor, doğru çabukluk

yes yes to do something quickly without taking too much of your valuable time

evet evet değerli zamanınızı çok fazla almadan bir şeyi hızlı bir şekilde yapmaktır.

i acted with brevity when i bought a new pair of shoes yes i think that's it i think that's

yeni bir çift ayakkabı evet sanırım bu

all we've got time for steve i can't believe it oh it's it's ten past nearly nearly ten

kadar sanırım steve için ayırabileceğimiz tek zaman bu inanamıyorum oh saat onu on geçiyor neredeyse ikiyi onu geçiyor evet dördü dört altı

past two yes about four six minutes past four but yes yeah i can't believe more people joining

dakika geçiyor ama evet evet yapamam inan daha fazla insan katılıyor

yes uh so uh which is lovely but we're going now the rain has stopped but you can see mr

evet uh çok uh bu çok güzel ama şimdi gidiyoruz yağmur durdu ama bay

duncan again on wednesday and me again on sunday now if you don't want to see me then

duncan'ı çarşamba günü tekrar ve beni tekrar pazar günü görebilirsiniz şimdi beni görmek istemiyorsanız o zaman

just go on wednesday to see mr duncan or of course you can just put your hand over the

çarşamba günü gidin Bay Duncan'ı görmek için ya da tabii ki elinizi ekranın üzerine koyabilirsiniz

screen one more says tomic you can put your hand over the screen and then and then you

bir kez daha tomic derse elinizi ekranın üzerine koyabilirsiniz ve sonra

won't be able to see steve you'll only be able to see me like that why don't you let's

Steve'i göremeyeceksiniz sadece beni görebileceksiniz bunun gibi neden

be impulsive let's do one more well that's not really impulsive it is because we were

düşünmeden hareket etmeyelim hadi bir tane daha iyi yapalım bu gerçekten düşüncesiz değil çünkü zaten

doing it anyway well we weren't because we were going so we've now changed it would be

yapıyorduk iyi değildik çünkü gidiyorduk o yüzden şimdi değiştik

impulsive if if we weren't playing the sentence game and then suddenly we did i know but we're

eğer öyle olmasaydık düşüncesiz olurdu Cümle oyunu oynuyoruz ve sonra birdenbire bildim ama

going yeah but we said we were going to go and then suddenly we're going to change our

gidiyoruz evet ama gideceğimizi söyledik ve sonra aniden fikrimizi değiştireceğiz

mind we're going to put one more in just to please tomic tomic we're only going to take

sırf memnun etmek için bir tane daha koyacağız tomic tomic sadece alacağız

but you've got to you've got to get it right you've got two minutes we're going to do a

ama yapmalısın doğru yapmalısın iki dakikan var geri

countdown no let's not do that one minute one minute okay victoria wants it as well

sayım yapacağız hayır onu yapmayalım bir dakika bir dakika tamam victoria istiyor ayrıca

jimmy wants it as well oh well we have to we have to bow to popular requests you know

jimmy de istiyor oh peki buna mecburuz popüler isteklere boyun eğmeliyiz biliyorsunuz işte

here we go then here's one one more then one more actually it's very interesting that this

başlıyoruz o zaman işte bir tane daha sonra bir tane daha aslında bunun

actually connects with what tomek was just doing how strange i can't quite believe that

tomek'in yaptığı şeyle bağlantılı olması çok ilginç ne kadar garip yapabilirim

sergio doesn't like the sentence game oh okay but uh well sergio i'm afraid we are playing

Sergio'nun cümle oyununu sevmediğine pek inanmıyorum oh tamam ama sergio korkarım

it one more time before we go i do not want to go there please don't something something

gitmeden önce bir kez daha oynuyoruz oraya gitmek istemiyorum lütfen bir şey yapma bir

something so this is quite clever because this is actually what tomek was just doing

şey yani bu oldukça zekice çünkü bu aslında tomek'in

to us one minute to get it right one minute one minute you have one minute we are counting

bize yaptığı şeydi bir dakika doğru yapmak için bir dakika bir dakika bir dakika senin bir dakikan var

down now sixty fifty nine okay steve 58 let's not do this 57 56

şimdi altmış elli dokuz tamam steve 58 bunu yapmayalım 57 56

54 53 50 10 51 15 19 18 17. oh well i think we've got it have we good i think we've got

54 53 50 10 51 15 19 18 17. oh pekala başardık sanırım

it in less than 30 seconds it looks like jimmy yes jimmy from hong kong yes well done i think

30 saniyeden daha kısa sürede yakaladık jimmy gibi görünüyor evet hong kong'dan jimmy evet aferin bence

that almost almost deserves a round of applause i think so

bu neredeyse bir alkışı hak ediyor bence

victoria also got it um and i think when they all come quickly i think it means everyone's

victoria da anladı um ve bence hepsi çabucak geldiğinde bence bu herkesin bir

got it together uh please don't yes sora's got it as well okay um there we go tomek's

araya geldiği anlamına geliyor uh lütfen yapma evet sora da anladı tamam um işte gidiyoruz tomek

got it

anladı

everyone's got it i think you're hungry aren't you mr duncan i am hungry i also want to watch

herkes anladı sanırım sen' acıktınız mı bay duncan ben de açım ben de columbo izlemek istiyorum

columbo because today they are showing not one but two episodes with william shatner

çünkü bugün william shatner ile bir değil iki bölüm gösteriyorlar

our favorite episodes so i i do like watching columbo where when certain people are in the

en sevdiğimiz bölümler bu yüzden columbo'yu izlemeyi seviyorum, burada bazı insanlar

show and today they are showing both episodes with william shatner in one of them he plays

şovdayken ve bugün onlar birinde william shatner ile iki bölüm gösteriliyor, şaka

a right wing talk show host i'm not joking and in the other one he plays an actor who

yapmıyorum sağcı bir talk show sunucusunu oynuyor ve diğerinde

plays a tv detective which i think is brilliant when you think about it let's end on a high

bir televizyon dedektifini oynayan bir aktörü oynuyor ki, bence düşündüğünüzde harika olduğunu düşünüyorum, hadi bitirelim yüksekte,

let's end on the fact that jimmy was first jimmy with the sentence game yes uh but well

jimmy'nin cümle oyunuyla ilk jimmy olduğu gerçeğiyle bitirelim evet uh ama peki

i say but lots of other people also got it at the centre more or less the same time almost

diyorum ama pek çok başka insan da aşağı yukarı aynı zamanda merkezde anladı neredeyse

uh including uh the answer is there we go i do not want to go there please don't twist

uh dahil uh cevap işte başlıyoruz oraya gitmek istemiyorum lütfen

my arm and that's very strange because tomek was actually trying to twist our arms yes

kolumu bükmeyin ve bu çok garip çünkü tomek aslında

by by telling us to do another sentence game so i didn't plan that we i didn't arrange

bize başka bir cümle oyunu yapmamızı söyleyerek evet kollarımızı bükmeye çalışıyordu bu yüzden planlamadım ki ayarlamadık

that you see with tomek you should have said you did yes uh that's an interesting phrase

tomek ile gördüğünü söylemeliydin yaptın evet ah bu ilginç bir söz

because if you were to if you were to twist somebody's arm behind their back not like

çünkü eğer yapacaksan birinin kolunu arkasından bükeceksen öyle değil

that you get you go this way but you can't see it i know then it's obviously painful

bu tarafa doğru gidiyorsun ama göremiyorsun biliyorum o zaman açıkça acı vericidir

and you could be forced into doing something that you otherwise didn't want to do but it's

ve normalde yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmaya zorlanabilirsiniz ama bu

not physical but that phrase doesn't mean you're actually going to do it it means actually

fiziksel değildir ama bu ifade onu gerçekten yapacağınız anlamına gelmez, aslında

you you do want to be persuaded it's figurative it's figurative please don't twist my arm

ikna edilmek istediğiniz anlamına gelir mecazi bu mecazi lütfen kolumu bükme

you probably you're going reluctantly to do something that's it so if you twist someone's

muhtemelen bir şeyi gönülsüzce yapacaksın o yüzden birinin

arm it means you persuade them to do something that they don't really want to do that's it

kolunu bükersen onu gerçekten yapmak istemedikleri bir şeyi yapmaya ikna etmiş olursun

it's time to go bye-bye everyone i'm going to put a tk gone for mr duncan and i'll have

işte zamanı geldi herkese güle güle bay duncan için bir tk koyacağım ve ben

one as well i'll just take all the sultanas and the raisins out because you don't like

de bir tane alacağım tüm kuru üzümleri ve kuru üzümleri çıkaracağım çünkü

them yes but i'll put double the amount of butter on because that's what mr duncan likes

onları sevmiyorsunuz evet ama yapacağım üzerine iki kat tereyağı sürün çünkü bu Bay Duncan'ın

butter yes real bitter lovely to be here lovely to enjoy conversation with you and see you

sevdiği tereyağı

all again next week thank you mr steve there he goes mr steve has left the building well

he's left the studio he's now gone into the kitchen because it's time to eat a tea cake

stüdyo şimdi mutfağa gitti çünkü bir çay keki yeme zamanı geldi,

which of course means that it's almost time to say goodbye that's not very nice is it

bu da elbette vedalaşmanın neredeyse zamanı olduğu anlamına geliyor, bu pek hoş değil,

thank you very much for your company today i hope you've enjoyed this if you have enjoyed

bugün eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim, umarım bundan keyif almışsınızdır. çok eğlendim

it please give me a thumb a lovely like

lütfen bana bir başparmak güzel bir beğeni ver

do it now do it now give me a like to show you care

şimdi yap şimdi yap şimdi bana bir beğeni ver bu arada

by the way if you didn't like it don't worry there is lots of other stuff other things

onu umursadığını göstermek için beğenmediysen endişelenme başka bir sürü şey var izleyebileceğin başka şeyler

you can watch on youtube that is the beauty of this website i think so thanks for your

youtube'da bu web sitesinin güzelliği bence bu yüzden şirketiniz için teşekkürler

company thank you very much for watching we've had a busy day today i will see you on wednesday

izlediğiniz için çok teşekkür ederim bugün yoğun bir gün geçirdik çarşamba günü görüşürüz

yes i am back on wednesday from 2 2pm uk time that is when i am with you next thank you

evet çarşamba günü İngiltere saatiyle 14:02'den dönüyorum bundan sonra sizinleyim,

very much for your company today thank you thank you very much indeed so we are going

bugün arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim, gerçekten çok teşekkür ederim, bu yüzden

to have something to eat i hope you have a nice day enjoy the rest of your day whatever

yiyecek bir şeyler yiyeceğiz, umarım gününüz güzel geçer, günün geri kalanında eğlenin, her ne

you are doing please do it with a smile on your face and a spring in your step and i

yapıyorsanız lütfen onunla yapın yüzünüzde bir gülümseme ve adımlarınızda bir bahar ve

will see you on wednesday from 2 p.m uk time and of course until the next time we meet

sizi çarşamba günü İngiltere saatiyle 2'den itibaren göreceğim ve tabii ki bir dahaki sefere burada buluşana kadar sırada

here you know what's coming next yes you do yes almost it's almost time to go i'm afraid

ne olacağını biliyorsunuz evet yaparsınız evet neredeyse gitme zamanım geldi' Şimdilik korkuyorum

so

ta ta for now