LIVE ENGLISH LESSON - 7th JULY 2019 - Verb idioms - chat with us - with Misterduncan in England

Oh hello there, just one moment I have to get myself comfortable and prepared isn't it a

Ah merhaba, bir an kendimi rahat ve hazırlıklı bulmalıyım, ne

lovely day Wow isn't it lovely I can't believe how nice

güzel bir gün değil mi Vay canına, ne güzel değil mi Bugün havanın ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum oldukça

the weather has turned out today it is quite incredible Wow amazing so many

inanılmaz Vay canına pek çok

things to do before I can connect to you right okay I have to make sure that the

şey harika sana bağlanmadan önce yapmam gereken şey tamam tamam

live chat will not break down so there it is I can see it there is just one

canlı sohbetin kesintiye uğramadığından emin olmalıyım ki orada görebiliyorum

thing missing my reading glasses just a moment can you see what I've got

okuma gözlüğümde eksik olan tek bir şey var bir an ne yaptığımı görebilir misin geldim

here I've got our lovely cup of coffee to give me some energy on this Sunday

bu Pazar öğleden sonra bana biraz enerji vermek için güzel kahvemizi içtim

afternoon hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

you okay I hope so are you happy well are you

iyi misin umarım öyleyse mutlusundur iyi misin mutlusun

happy I really hope so here we go what a difference 24 hours can make yesterday I

gerçekten umarım işte başlıyoruz 24 saat ne fark yaratabilir dün

was here in the garden standing alone talking to you and it was raining it was

burada bahçede tek başıma durmuş seninle konuşuyordum ve yağmur yağıyordu

absolutely throwing it down with rain it was raining very heavily yesterday

kesinlikle yağmur yağıyordu dün

during my Saturday livestream yes I'm doing a livestream on Saturday and

cumartesi canlı yayınım sırasında çok şiddetli yağmur yağıyordu evet bundan sonra cumartesi ve pazar günleri canlı yayın yapacağım,

Sunday from now on so if you missed it don't worry you can see it again on

kaçırdıysanız merak etmeyin youtube kanalımda tekrar görebilirsiniz

my youtube channel hmm let me just enjoy my coffee this is lovely hmm

hmm izin ver kahvemin tadını çıkarayım bu çok güzel hmm

are you having a hot beverage at the moment or maybe you are having something

şu anda sıcak bir içecek mi içiyorsun yoksa çok havalı bir şeyler mi içiyorsun

very cool I don't know because I'm not there but you can tell me through the

bilmiyorum çünkü orada değilim ama

live chat if you really feel like it if you want to share that information with

istersen canlı sohbetten bana söyleyebilirsin gerçekten öyle hissediyorum, eğer benimle bu bilgiyi paylaşmak istersen, çekinme, işte o zaman

me feel free so here we are then Oh mmm oh what a lovely cup of coffee so

buradayız Oh mmm oh ne güzel bir fincan kahve yani

it is live English and I am with you and here is some important information that

canlı İngilizce ve ben seninleyim ve işte size vermek istediğim bazı önemli bilgiler

I would like to share with you first now let me show you this this is the bottom

önce sizinle paylaşın şimdi size göstereyim burası

of the YouTube player and if you look very carefully you will see some buttons

YouTube oynatıcısının alt kısmı ve çok dikkatli bakarsanız bazı butonlar göreceksiniz

and that particular button there is very important that is the caption button so

ve o özel buton çok önemli, o da alt yazı butonu, yani

that button will allow you to see subtitles on my English lessons and if

o butonu görmenizi sağlayacak İngilizce derslerimde altyazı var ve eğer

you are very lucky you can actually have subtitles right now if you are watching

çok şanslıysanız şu anda altyazınız olabilir, eğer

on certain devices you can actually have subtitles now on the screen during the

belirli cihazlarda izliyorsanız, şu anda canlı yayın sırasında ekranda altyazınız olabilir

live stream and of course later there will be live captions from this stream

ve tabii ki daha sonra bu yayından canlı altyazılar olacak.

which will be permanently saved on the video so that is something I'm asked

bu videoya kalıcı olarak kaydedilecek, bu bana oldukça sık sorulan bir şey, bu

about quite often so that's the reason why I mentioning it now because I think

yüzden şimdi bahsetmemin nedeni bu, çünkü

it is very important so a lot of people ask mr. Duncan how do we get the

bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum, bu yüzden birçok insan soruyor bay. Duncan altyazıları nasıl alırız

subtitles how do we get the captions on the screen so there you can see there is

ekranda altyazıları nasıl alırız orada görebilirsiniz orada

what you need to do you can click that button if you are watching on your PC

yapmanız gerekenler PC'nizden izliyorsanız o butona tıklayabilirsiniz

and there you can see the button to press to get the captions and if you are

ve orada basılacak butonu görebilirsiniz altyazıları alın ve az önce

very lucky as I just said you can actually get live subtitles as I'm

söylediğim gibi çok şanslıysanız, aslında canlı altyazıları alabilirsiniz,

talking to you now the subtitles will appear on the screen right now or you

şu anda sizinle konuştuğum gibi, altyazılar hemen ekranda görünecek veya daha

have the choice watching later on the replay and there

sonra tekrarını izleme seçeneğiniz var ve

will be subtitles there for everyone I hope that is cleared that one up because

olacak herkes için altyazı var, umarım bu sorunu çözmüştür, çünkü

a lot of people have been asking mr. Duncan mr. Duncan we can't get the

birçok insan Mr. Duncan bey Duncan altyazıları bulamıyoruz,

subtitles another thing to mention thank you very much - Louie Mendez for your

çok teşekkür ederim - Louie Mendez

message this morning I received an email from Louie who is in France and he was

bu sabahki mesajınız için Fransa'da bulunan Louie'den bir e-posta aldım ve

complaining about the fact that it's very hard to get notified these days

bu günlerde bildirim almanın çok zor olduğundan şikayet ediyordu.

about my live streams and my new lessons and this is a big problem that is

canlı yayınlarım ve yeni derslerim hakkında ve bu

occurring right now on YouTube so many people are complaining to me but in fact

şu anda YouTube'da meydana gelen büyük bir sorun, pek çok insan bana şikayet ediyor ama aslında bu

it is YouTube's problem it is their fault so that's the reason why sometimes

YouTube'un sorunu, onların suçu, bu yüzden bazen canlı

when I do my live streams you are not notified however here is one suggestion

yayınımı yaptığımda akışlar size bildirilmiyor ancak işte

that I would like to make right now you can also turn on your notifications so

şu anda yapmak istediğim bir öneri, bildirimlerinizi de açabilirsiniz, böylece

there is a button on your YouTube settings that will allow you to turn on

YouTube ayarlarınızda,

your notifications for my channel so you will always be notified when there is a

kanalım için bildirimlerinizi açmanıza izin verecek bir düğme vardır, böylece her zaman

new video lesson or when there is a new live stream coming up and you will be

yeni bir video dersi olduğunda veya yeni bir canlı yayın geldiğinde haberdar olun ve size

told all about it all you have to do is activate your notifications I hope that

her şey anlatılacak, tek yapmanız gereken bildirimlerinizi etkinleştirmek, umarım

is cleared that up because I know that there is a lot of frustration among

bu sorun giderilmiştir, çünkü biliyorum ki bir YouTube kullanıcıları arasında çok fazla hayal kırıklığı

YouTube users YouTube viewers and also publishers like myself because there are

YouTube izleyicileri ve ayrıca benim gibi yayıncılar çünkü

many changes taking place on YouTube so I hope I've cleared that up can you see

YouTube'da birçok değişiklik oluyor, bu yüzden umarım bunu açıklığa kavuşturdum,

what I have here I have my lovely towel now during the week I was lying on my

burada nelere sahip olduğumu görebilir misiniz, şimdi güzel havlum var hafta boyunca yalan söylüyordum havlumun üzerinde

towel I was sunbathing I was relaxing in the

güneşleniyordum bahçede dinleniyordum

garden and I was also filming a new full English lesson which will be available

ve ayrıca yeni bir tam ingilizce dersi çekiyordum, bu önümüzdeki çarşamba günü başlayacak

on Wednesday next Wednesday there will be a new

yeni bir

full english lesson and you will see quite a lot of this towel during the

tam ingilizce dersi olacak ve bu havludan epeyce göreceksiniz

full english lesson something else I want to show you doo

tam ingilizce dersi başka bir şey size göstermek istiyorum doo

doo doo doo so many things to show you at the moment for those who want to know

doo doo doo şu anda size gösterecek çok şey var bilmek isteyenler beni ne zaman

when they can watch me there we go you can see now all the details on the

izleyecekler oraya gidiyoruz şimdi tüm detayları ekranda görebilirsiniz yapmanız

screen to do didn't and there you go so the all details Saturday midday UK time

gerekenler 't ve işte başlıyorsunuz, böylece tüm ayrıntılar Cumartesi öğlen Birleşik Krallık saati

Sunday 2:00 p.m. UK time and every Wednesday there is a new full English

Pazar 14:00 p.m. Birleşik Krallık saati ve her Çarşamba yeni bir tam İngilizce

lesson which is recorded so I hope that has cleared all of that up another thing

dersi kaydediliyor, bu yüzden umarım tüm bunları açıklığa kavuşturmuştur, bahsetmem gereken başka bir şey de

to mention is a few people have written to me asking how they can make a

birkaç kişinin bana nasıl bağış yapabileceklerini sorması

donation and there is the address for your donations if you want to send a

ve adresi var. bağışlarınız bağış göndermek istiyorsanız işte

donation there it is I will keep it on the screen for a few more moments if you

burada ben bir kaç dakika daha ekranda tutacağım

want to send a donation small or large don't forget I do all of this for no

küçük ya da büyük bağış göndermek isterseniz unutmayın bunların hepsini hiçbir

charge whatsoever and that is the address for your donations feel free to

ücret ödemeden yapıyorum ve bu kadar bağışlarınızın adresi

send something I will be most appreciative I will really appreciate it

bir şeyler göndermekten çekinmeyin Çok minnettar olacağım

and if you would like to follow me on Facebook here is the address for my

ve beni Facebook'ta takip etmek isterseniz işte

Facebook page can you see it I hope so so there it is my Facebook

Facebook sayfamın adresi görebiliyor musunuz umarım öyledir işte benim Facebook

page if you want to follow me and that is it all the details have now been

sayfam beni takip etmek istiyorsanız ve bu kadar tüm detaylar artık

shown on the screen yes of course I do all of my lessons for no charge

ekranda gösterildi evet tabii ki derslerimin hepsini ücretsiz yapıyorum bu yüzden

whatsoever so that's the reason why I like to receive your donations and you

bağışlarınızı almayı seviyorum ve

might even say that I do it pro bono or pro

hatta siz de yapabilirsiniz. pro bono mu pro bono mu yaptığımı söyle

Oh No ah ah do you like that so there's an interesting word pro bono

Oh Hayır ah ah bundan hoşlandın mı yani ücretsiz anlamına gelen pro bono veya pro bono gibi ilginç bir kelime var

or pro bono which means free of charge and this comes from the latin pro bono

ve bu

publico which means which actually means for the public good for the public good

aslında kamu yararı için anlamına gelen latin pro bono publico'dan geliyor kamu yararı için

so there it is I do all of my lessons I teach on YouTube

yani YouTube'da öğrettiğim tüm derslerimi

pro bono or pro bono and this phrase is often used in the United States to mean

ücretsiz veya ücretsiz olarak yapıyorum ve bu ifade ABD'de genellikle

free legal advice so if a lawyer gives you free information or helps you with

ücretsiz yasal tavsiye anlamında kullanılır, bu nedenle bir avukat size ücretsiz bilgi verirse veya size yardımcı olursa

your court appearance and if they charge you nothing for it you can say that this

mahkemeye çıkarsınız ve bunun için sizden hiçbir ücret talep etmezlerse bunun

is pro bono work and it comes from the latin in fact it's amazing how many

karşılıksız bir iş olduğunu ve latinceden geldiğini söyleyebilirsiniz aslında

words in the english language actually are latin so we heavily borrow many

ingilizcede bu kadar çok kelimenin aslında latince olması şaşırtıcıdır bu yüzden çok fazla

words we sometimes change them but many of them come from latin some come from

kelime ödünç alıyoruz bazen değiştiriyoruz ama birçoğu latinceden geliyor, bazıları fransızcadan,

french some are germanic it just depends really

bazıları almancadan geliyor, bu gerçekten duruma bağlı, bu

so there is an actual bit of Latin which is used in nowadays pro bono you do

yüzden günümüzde ücretsiz olarak kullanılan gerçek bir Latince var,

something free of charge like I am right now here on YouTube we have lots of

ücretsiz bir şey yapıyorsunuz, şu anda buradayım, YouTube'da çok şeyimiz var.

things coming up today I will not talk about those things just yet because I

bugün gelecek olan şeylerden henüz bahsetmeyeceğim çünkü

have something more important to do I have to say hello to the live chat hello

yapacak daha önemli bir işim var canlı sohbete merhaba demek zorundayım merhaba

live chatters hello to you how are you today I hope you are doing well on this

canlı sohbetçiler size merhaba bugün nasılsınız umarım bu

Sunday afternoon it is a beautiful day the Sun is out the birds are singing

pazar günü iyisinizdir öğleden sonra güzel bir gün Güneş çıktı kuşlar kozmosta şarkı söylüyor

everything in the cosmos is quite nice actually Martha hello Martha you are

her şey oldukça güzel aslında Martha merhaba Martha

first on the live chat hello to you and thanks for joining me on this Sunday

canlı sohbette ilk sizsiniz merhaba ve bu Pazar günü bana katıldığınız için

thank you for giving me your time whilst I give you mine Julie is here hi Julie

teşekkürler bana zaman ayırdığınız için teşekkürler sana benimkini verirken Julie burada merhaba Julie

ohm ohm as is here also Louie hi Louie Louie Mendez I just talked about you

ohm ohm burada da Louie merhaba Louie Louie Mendez az önce sizden bahsettim

thank you for your email and I'm glad that you managed to find my livestream

e-postanız için teşekkür ederim ve bugünkü canlı akışımı bulabildiğiniz için mutluyum

today Thank You Omar Alexandra also we have a cam box Haider wow so

Teşekkürler Omar Alexandra biz de kamera kutusu var Haider vay canına o kadar

many people already joining me I am very pleased to see you here

çok insan bana katılıyor ki sizi burada görmekten çok memnunum

hi mr. Duncan happy Sunday it is very cold at the moment in Argentina

merhaba bay. Duncan mutlu Pazarlar Arjantin'de şu anda hava çok soğuk görünüşe

apparently it is freezing in Argentina I suppose it must be sort of your version

göre Arjantin'de donuyor Sanırım bu sizin

of autumn or maybe winter at the moment hello everyone here we are once again hi

sonbahar veya belki de kış versiyonunuz olmalı şu anda merhaba millet tekrar buradayız merhaba

Pedro I didn't see you yesterday where were you I did a live stream yesterday

Pedro sizi görmedim dün neredeydin dün canlı yayın yaptım

and there will be a live stream every Saturday and Sunday from now on unless

ve bundan sonra her cumartesi ve pazar canlı yayın olacak

of course you don't want me to do that in which case I will stop doing it

tabii ki yapmamı istemezsen bırakacağım

b-trees is here Mika hello Mika hello today is the seventh of

b-trees burada Mika merhaba Mika merhaba bugün 7

July it is Tanabata star festival in Japan

Temmuz Japonya'da Tanabata yıldız festivali

Tanabata star festival would you mind telling me exactly what the Tanabata

Tanabata yıldız festivali bana Tanabata yıldız festivalinin tam olarak ne olduğunu söyler misiniz Merak ediyorum

star festival is I'm intrigued I want to know more please tell me what it is I'm

daha fazlasını öğrenmek istiyorum lütfen ne olduğunu söyleyin ben

very intrigued hello Helena hello also - Carrie hello Carrie watching in Mexico a

çok ilgimi çekti merhaba Helena merhaba da - Carrie merhaba Carrie Meksika'da izliyor

very small and warm town only we see the live stream what's wrong I don't know

çok küçük ve sıcak bir kasaba sadece canlı yayını görüyoruz neyin yanlış olduğunu bilmiyorum Henüz

I'm not sure yet yaks yay I'm not sure debbie is here watching in India hello -

emin değilim yaks yay Debbie'nin burada Hindistan'da izlediğinden emin değilim merhaba -

India I know I have a lot of people what chink in india pedro hello to regain

Hindistan Hindistan'da pek çok insan olduğunu biliyorum pedro merhaba miller'ı yeniden kazanmak için merhaba

miller hello miller I like your live videos I

miller canlı videolarınızı beğendim

like your videos and your live chat thank you very much

videolarınızı ve canlı sohbetinizi beğendim çok teşekkür ederim

Saturday Sunday live Wednesday full English lesson wow I am such a busy bee

cumartesi pazar canlı çarşamba tam ingilizce dersi vay ben böyleyim bu aralar yoğun bir arı

these days oh that's nice the Sun has just come out again

oh ne güzel güneş yeni yeni çıktı

hello mr. Duncan from Pakistan and your lovely garden Thank You Asma it's very

merhaba bayım. Pakistan'dan Duncan ve güzel bahçeniz Teşekkürler Asma,

nice to see you here today this morning mr. Steve was working in the garden he

bugün bu sabah sizi burada görmek çok güzel Bay. Steve bahçede çalışıyordu,

was very busy he was cutting the bushes he was trimming the bushes to make them

çok meşguldü, çalıları kesiyordu,

look neat and tidy but also he was clearing up all of the hay if you were

düzgün ve düzenli görünmeleri için çalıları buduyordu ama aynı zamanda tüm samanları temizliyordu, eğer

watching yesterday you will know exactly what I'm talking about I'm talking about

dün izliyorsanız tam olarak ne olduğumu bileceksiniz. bundan bahsediyordum

this yesterday I was talking about this particular thing that fell from the sky

dün bundan bahsediyordum hafta boyunca gökten düşen bu özel şeyden bahsediyordum

during the week lots of this fell from the sky because it was very windy and

bunun çoğu gökten düştü çünkü hava çok rüzgarlıydı ve

nearby there was a farmer in his field and he was cutting the grass and all of

yakınlarda tarlasında bir çiftçi vardı ve tarlasını biçiyordu. çimen ve

the dry hay was blowing away and a lot of it landed here in the garden it was

kuru otların hepsi uçup gidiyordu ve birçoğu buraya, bahçeye düştü,

everywhere but it was very scary at the time because it was just falling from

her yerdeydi ama o zamanlar çok korkutucuydu çünkü

the sky very strange it was raining hey I've never seen it

gökten yağıyordu çok garip yağmur yağıyordu hey hiç görmedim

before so there you can see this is what fell in the garden during the week lots

daha önce orada görebilirsiniz, hafta boyunca bahçeye düşen şey bu, çok

and lots of dry hay because the farmer was busy in the field yes yes Maria it

ve çok kuru saman çünkü çiftçi tarlada meşguldü evet evet Maria

is a beautiful day today you are right hi mr. Duncan hi Omar hi also - Ana

bugün güzel bir gün haklısınız merhaba bayım. Duncan merhaba Omar da merhaba - Ana

hello Ana alessandro says good morning mr. Duncan I'm mr. Steve well there is

merhaba Ana alessandro günaydın bay diyor . Duncan ben bayım. Steve pekala bay

no mr. Steve today unfortunately he is busy as usual it is

yok. Steve bugün ne yazık ki her zamanki gibi meşgul,

also it is always nice to see you and listen to you gratzi you are welcome and

ayrıca sizi görmek ve sizi dinlemek her zaman güzel gratzi rica ederim ve teşekkür ettiğiniz

thank you for saying thank you Patrick hello everyone hello mr. Duncan from

için teşekkür ederim Patrick merhaba herkese merhaba bay. Alamgir merhaba Alamgir'den Duncan

Alamgir hi Alamgir and also Belarusian yeah Belarus ear is here as well

ve ayrıca Belarus evet Belarus kulak da burada

hi mr. Duncan today is my father's birthday he is a bit jealous because you

merhaba bay. Duncan bugün babamın doğum günü, o biraz kıskanıyor çünkü

send greetings to my mother but not to him well I don't want to make your

anneme selamlar gönderiyorsun ama ona değil.

father feel jealous so I am going to wish Belarusian I'm going to wish your

Babanı kıskandırmak istemiyorum bu yüzden Belarusça dileyeceğim

father a very happy birthday for today it's your birthday yes today it's your

bugün için çok mutlu yıllar bugün senin doğum günün evet bugün senin

birthday hip-hip-hooray I hope that has made him

doğum günün hip-hip-yaşasın umarım bu onu

happy on his birthday Alessandra says hello to everyone it is

doğum gününde mutlu etmiştir Alessandra herkese merhaba diyor saat

after 8 p.m. in Vietnam so a very good evening to everyone watching in Vietnam

20:00'den sonra. Vietnam'da bu yüzden Vietnam'da izleyen herkese çok iyi akşamlar

Sylvia is here hello mr. Duncan from Brazil good morning to you yes of course

Sylvia burada merhaba bay. Brezilya'dan Duncan sana günaydın evet tabii ki

it's morning in Brazil isn't it it's morning time this is Maria from Mexico I

Brezilya'da sabah oldu, sabah değil mi bu Meksika'dan Maria

hope you are feeling better today I'm not feeling too bad thank you I had a

umarım bugün daha iyisindir kendimi çok kötü hissetmiyorum teşekkür ederim

bit of hay fever yesterday but I don't know why my hay fever has almost

dün biraz saman nezlesi geçirdim ama neden saman nezlem

disappeared today I don't know why even even though my voice is still a little

bugün neredeyse kayboldu bilmiyorum Nedenini bilmiyorum sesim hala biraz

rough now Ruto says I will have my lunch soon well you can always leave your your

pürüzlü olsa da Ruto yakında öğle yemeğimi yiyeceğimi söylüyor peki öyleysen cihazını her zaman bırakabilirsin

device if you are watching on the mobile phone you can always leave it nearby and

cep telefonunda izlerken her zaman yakınınızda bırakabilir ve

listen to the live stream you are more than welcome to do so and now we are up

canlı yayını dinleyebilirsiniz bunu yapmaktan memnuniyet duyarız ve şimdi

to date with the live chat why do you wear a

canlı sohbetle günceliz neden

scarf is it cold no this isn't a scarf this is my lovely beach towel during the

eşarp takıyorsun soğuk mu soğuk mu hayır bu değil bir eşarp bu benim güzel plaj havlum hafta boyunca

week I was lying on the towel enjoying some of the British sunshine and you

havlunun üzerinde uzanmış İngiliz güneşinin tadını çıkarıyordum ve

will see more of this during the week on my full english lesson you will see a

hafta boyunca tam ingilizce dersimde bundan daha fazlasını göreceksiniz

lot more of my lovely multicolored happy colourful rainbow towel today we're

benim sevimli çok renkli mutlu renkli daha çok göreceksiniz gökkuşağı havlu bugün ilginç

going to talk about something interesting I hope it will be

bir şeyden bahsedeceğiz umarım

interesting to you I really do today we are going to talk about verbs verbs that

ilginizi çeker

are used as idioms and phrases so verbs that are used as idioms and phrases so

when we think of verbs we always think of doing things things that you do you

fiilleri düşünürüz her zaman bir şeyler yapmayı düşünürüz yaptığın şeyleri

can walk you can jump you can hop you can break something so all of these

yürürsün zıplayabilirsin zıplayabilirsin bir şeyleri kırabilirsin yani bunların hepsi

things are types of verbs but also you can use verbs in idioms and phrases so

fiil türleridir ama fiilleri deyimlerde ve deyimlerde de kullanabilirsin yani

verbs that are used in idioms and phrases and of course verbs are doing

fiiller deyimlerde ve tamlamalarda kullanılır ve tabii ki fiiller

words they describe an action and that is coming up a little bit later on so

bir eylemi anlatan sözcüklerdir ve bu biraz sonra ortaya

many things have been going on this week here it's been a busy week we've had the

çıkacak o kadar çok şey oldu ki bu hafta burada yoğun bir hafta oldu

farmers cutting their grass we've had mr. Steve running around the garden

çiftçilerin çimlerini biçtikleri oldu Bay geçirdik. Steve bahçede koşarak

cutting everything because he's feeling very adventurous at the moment Mattia

her şeyi kesiyor çünkü şu anda kendini çok maceracı hissediyor Mattia

hello mr. Duncan it's the first time that I chat with you can you cheer me

merhaba bay. Duncan seninle ilk kez sohbet ediyorum İtalya'dan beni neşelendirebilir misin

from Italy hello to Matt Mattia watching in italy hello to you

İtalya'dan Mattia'ya merhaba merhaba sana merhaba evet

yeah welcome welcome to the livestream catty cat is here hello catty I haven't

canlı yayına hoşgeldin catty cat burada merhaba catty

seen you for a long time the Tanabata festival or star festival originated in

seni uzun zamandır görmemiştim Tanabata Çin kökenli festival veya yıldız festivali

China it is celebrated on the 7th of July as the day approaches colorful and

7 Temmuz'da gün yaklaşırken kutlanır, renkli ve

narrow striped papers are tied to branches of bamboo with tiny wishes so

dar çizgili kağıtlar bambu dallarına minik dileklerle bağlanır, bu yüzden bugün

this must be the day when people make wishes and it's a little bit like

insanların dilek tuttuğu gün olmalı ve biraz dilek dilemeye benziyor

wishing on a star there is a lovely expression in English where you say I I

Bir yıldızın üzerinde, İngilizce'de

wish upon a star and maybe it's a very similar thing so this is a festival

bir yıldıza dilek dilediğimi söylediğiniz güzel bir ifade vardır ve belki de buna çok benzer bir şeydir, yani bu,

that's taking place today in Japan the Tanabata festival otherwise known as

bugün Japonya'da düzenlenen bir festivaldir, aksi takdirde yıldız festivali olarak bilinen Tanabata festivali

star festival and this involves people tying ribbons to bamboos and on them

ve bu, insanların kurdeleler bağlamasını içerir. bambulara ve üzerlerinde

there are wishes written down on the paper so that sounds like fern I have

kağıda yazılmış dilekler var, kulağa eğrelti otu gibi geliyor,

quite a few wishes actually if you would like to wait make some wishes for me

aslında birkaç dileğim var aslında beklemek istersen benim için birkaç dilek tut

could you please do that could you make some nice wishes for me

lütfen yapar mısın benim için güzel dileklerde bulunur musun teşekkür ederim

thank you very much for that how did you feel when the hay was falling from the

çok saol gökten saman yağarken nasıl hissettin çok

sky I am intrigued well first of all I was very confused I didn't know what was

merak ettim öncelikle kafam çok karışık ne olduğunu anlamadım

going on I looked out the window and things were falling from the sky pieces

pencereden baktım gökten parçalar yağıyordu Tam anlamıyla şu anda

of hay were falling from the sky literally at the moment on on top of the

gökten samanlar düşüyordu, çatıdaki evin üstüne

house on the roof that it is covered with straw so I think what happened was

samanla kaplıydı, bu yüzden bence olan şey,

that the wind carried the straw into the air and then of course as the wind eased

rüzgarın samanları havaya taşımasıydı ve sonra tabii ki rüzgar

off it came back down and it just happened to come back down on the house

hafiflerken geri geldi ve tesadüfen eve geri geldi, bu

so you normally make a wish and hang it on a bamboo tree

yüzden normalde bir dilek tutup bir bambu ağacına asarsınız

the legend originated from China so once a year hiccup oh she or ar-rahim are

efsane Çin'den gelir, bu yüzden yılda bir kez hıçkırık oh o veya ar-rahim'in

allowed to meet in the sky I think this might be very similar to something

buluşmasına izin verilir. gökyüzü Bence bu kelebek severler denen şeye çok benziyor olabilir kulağa çok

called butterfly lovers it sounds like a very similar festival or some sort of

benzer bir festival ya da bir tür

expression so two star-crossed lovers who are not allowed to meet are allowed

ifade gibi geliyor yani tanışmalarına izin verilmeyen iki talihsiz aşığın

to be together once a year am i right there because I do remember

yılda bir kez birlikte olmalarına izin veriliyor ben orada mıyım çünkü?

something in China that was very similar very similar hello - Zhu Li ji hello - a

Çin'de çok benzer çok benzer bir şey hatırlıyorum merhaba - Zhu Li ji merhaba - bir

cam hello - Annie I really like your channel Thank You Annie and a big hello

kamera merhaba - Annie Kanalınızı gerçekten beğendim Teşekkürler Annie ve Vietnam'a büyük bir merhaba

to Vietnam hello to you as well thanks for teaching us from Taiwan

size de merhaba Tayvan'dan bize öğrettiğiniz için teşekkürler

oh hello Taiwan how are you today I have a friend who lives in Taiwan his name is

oh merhaba Tayvan bugün nasılsın Tayvan'da yaşayan bir arkadaşım var, adı

Ben I don't think he's watching though welcome mr. Duncan nice to see you my

Ben, izlediğini sanmıyorum ama hoş geldiniz bayım. Duncan seni görmek güzel benim

name is Salman and I hope to learn English from your movies

adım Salman ve umarım filmlerinden İngilizce öğrenirim

you are welcome Salman welcome to my youtube channel ad Abdul says hello from

hoşgeldin Salman youtube kanalıma hoşgeldin reklam Abdul Marakeş'ten merhaba diyor

Marrakech oh yes is it hot there I imagine it's very hot

oh evet orası sıcak mı Marakeş'te şu anda çok sıcak olduğunu hayal ediyorum

in Marrakech right now I hope if you could afford a new episode or if you

eğer yeni bir bölümü karşılayabilirseniz veya İngilizce deyimsel fiiller ve İngilizce zamanlar için

could give or make a new episode of full English for English phrasal verbs and

tam İngilizce yeni bir bölüm verebilir veya yapabilirseniz, tamamen

English tenses well I have made a lesson all about phrasal verbs I've actually

deyimsel fiiller hakkında bir ders yaptım,

done it there is a lesson on my youtube channel where I talk all about phrasal

bunu gerçekten yaptım, youtube'umda bir ders var öbek fiiller hakkında her şeyi konuştuğum kanal

verbs and it is available on my youtube channel so there is a whole lesson that

ve youtube kanalımda mevcut yani

I made a couple of years ago all about phrasal verbs

birkaç yıl önce tüm öbek fiiller hakkında yaptığım bir ders var

hello there it's my first time here Karl ed hello Karl ed and I think I have

merhaba işte ilk kez buradayım Karl ed merhaba Karl ed ve sanırım ben

fallen in love with your channel oh thank you very much

kanalınıza aşık oldum çok teşekkür ederim

I hope on valentine's day you will send me a nice lovely card just for my

umarım sevgililer gününde sadece benim kanalım için bana güzel bir kart gönderirsiniz

channel please answer my question I don't underst I understand you but I

lütfen soruma cevap verin anlamıyorum sizi anlıyorum ama

don't understand English movies well yes this is something I talked about

ingilizce filmlerden iyi anlamıyorum evet bu dün bahsettiğim bir şey

yesterday I talked about accents and the way people speak but also I mentioned

aksanlardan ve insanların konuşma biçimlerinden bahsettim ama aynı zamanda

that quite often even native English speakers like me sometimes we have

benim gibi anadili İngilizce olanların bile bazen

difficulty understanding certain English accents but if you are watching a movie

bazı İngiliz aksanlarını anlamakta zorlandıklarından bahsetmiştim ama eğer bir film

if you are watching on DVD or Blu ray you can of course use subtitles so that

izliyorsanız izliyorsanız DVD veya Blu ray elbette altyazı kullanabilirsin ki bu

will help you to understand what is being said another thing I said

söylenenleri anlamana yardımcı olur dün söylediğim bir diğer şey de

yesterday is that you have to make English a part of your body a part of

İngilizceyi vücudunun bir parçası haline getirmelisin hayatının bir parçası hayatının bir

your life a part of your existence something that you use every day so the

parçası varlığının bir parçası her gün kullanıyorsun yani

more you use English the more you will learn and then the more you will enjoy

İngilizce'yi ne kadar çok kullanırsan o kadar çok öğreneceksin ve sonra İngilizce öğrenmekten o kadar çok zevk alacaksın

learning English and then the more you will do it Cristina hello Cristina how

ve o zaman bunu o kadar çok yapacaksın Cristina merhaba Cristina

is the UK temperature today it is not too bad about 20 degrees today today is

bugün Birleşik Krallık'ta sıcaklık nasıl bugün yaklaşık 20 derece çok kötü değil bugün hafta

not as warm as it has been during the week it was very warm a couple of days

boyunca olduğu kadar sıcak değil, birkaç gün önce çok sıcaktı,

ago it was about 26 27 degrees here so it's quite pleasant but today isn't very

burası 26 27 derece civarındaydı, bu yüzden oldukça hoş ama bugün çok

warm it's about 20 degrees but it's lovely in sunny which I love

sıcak değil, 20 derece civarında ama güneşli havalarda çok güzel ki ben

Ozma you are great mr. Duncan from Egypt hello to Egypt also hello to Turkey Maz

Ozma'yı seviyorum harikasınız bayım. Mısır'dan Duncan Mısır'a merhaba Türkiye'ye de merhaba Maz

messina says hello from Turkey nice to see you

messina Türkiye'den merhaba diyor sizi burada görmek güzel

here as well Panama is here Emilio in Panama

Panama burada Emilio Panama'da Meksika'dan

Roberto from Mexico hello Roberto from Toluca or Tolosa in Mexico thank you

Roberto Meksika'dan merhaba Roberto Toluca veya Meksika'dan Tolosa çok teşekkür ederim

very much Roberto or Roberto Diaz Thank You Roberto for joining me today a big

Roberto veya Roberto Diaz Teşekkürler Roberto bugün bana katıldığın için sana büyük bir

hello to you Gabriela hello I'm from Venezuela

merhaba Gabriela merhaba Venezuela'lıyım

nice to see you let me tell you that you are you have an amazing voice like a

seni görmek güzel bir radyo spikeri gibi harika bir sesin olduğunu söylememe izin ver

radio announcer amazing congratulations many years ago can I let you in on a

inanılmaz tebrikler yıllar önce sana bir sır verebilir miyim

secret I know I've mentioned this before many years ago I used to work on the

Biliyorum bundan daha önce bahsetmiştim yıllar önce radyoda çalışıyordum

radio mmm-hmm now you are intrigued it would be a good

mmm-hmm şimdi ilginizi çekti,

thing if everybody watched your recorded lessons I think so I have over 500 video

kayıtlı derslerinizi herkes izlese iyi olur sanırım bu yüzden youtube kanalımda 500'den fazla video dersim var

lessons on my youtube channel over 500 pal Mira

500'den fazla dostum Mira

hi mr. Duncan and classmates I was visiting a wonderful Park in Lithuania a

merhaba bay. Duncan ve sınıf arkadaşları Litvanya'da harika bir parkı ziyaret ediyordum şehrime

famous resort called palanga very near to my city I hope you had a great time

çok yakın olan palanga adlı ünlü bir tesisi ziyaret ediyordum umarım iyi vakit geçirmişsinizdir

palmyra was the weather good I hope so hello to the Philippines Chris

palmyra hava güzeldi umarım çok merhaba Filipinler'e Chris

Philippine Filipinos in the Philippines love speaking and learning English I

Filipinler Filipinler'deki Filipinliler konuşmayı ve öğrenmeyi severler İngilizce

think so I did mention yesterday that there are

Sanırım bu yüzden dün

many countries around the world where were the people living there the

dünya çapında birçok ülkede yaşayan insanların İngilizce de dahil olmak üzere

students who are learning languages including English are hungry hungry for

dil öğrenen öğrencilerin

information so I think so Cristina did you hear about

bilgiye aç olduğundan bahsetmiştim, bu yüzden Cristina

the virus in Essex last week a friend of mine is going to London and I am a bit

geçen hafta Essex'teki virüsü duydunuz mu? bir arkadaşım Londra'ya gidiyor ve

worried about it I'm not sure which virus you are talking about because I

bu konuda biraz endişeliyim Hangi virüsten bahsettiğinizden emin değilim çünkü

haven't heard anything about a virus in Essex I haven't heard anything the only

Essex'te bir virüs hakkında hiçbir şey duymadım elimden gelen tek şey hiçbir şey duymadım

thing I can think of is there was an outbreak of I think it was Salmonella in

Düşünün bir salgın oldu mu Sanırım sandviç

a hospital where they were serving sandwiches so that's the only story that

servis ettikleri bir hastanede Salmonella bu yüzden bildiğim tek hikaye bu

I'm aware of but I don't know of any viruses breaking out in London I don't

ama Londra'da patlak veren herhangi bir virüs bilmiyorum

know about that satury know I think you can only learn the phrasal verbs by

Bilmiyorum bu satury hakkında biliyorum öbek fiilleri ancak

picking up their use from native English satury no yes I think you're right I

kullanımlarını anadili İngilizce satury'den alarak öğrenebileceğini düşünüyorum satury hayır evet bence haklısın bence bu yüzden

think so phrasal verbs are useful but they aren't always used in everyday

öbek fiiller yararlıdır ama günlük konuşmada her zaman kullanılmazlar

speech sometimes they come in very useful but sometimes you don't need them

bazen gelirler çok kullanışlı ama bazen onlara

a bit like any word early and the Rita I am watching in Italy hello to you mr.

biraz erken ihtiyacınız yok ve İtalya'da izlediğim Rita size merhaba bayım.

Duncan is that really your garden I am so

Duncan bu gerçekten sizin bahçeniz mi, çok

jealous mr. Steve seems to be a great gardener Thank You Kathy yes this is the

kıskandım Bay. Steve harika bir bahçıvan gibi görünüyor Teşekkürler Kathy evet burası

garden and if you look very closely you can see down there there is actually you

bahçe ve çok yakından bakarsanız orayı görebilirsiniz aslında

might not be able to see it but there is actually it looks like a pheasant down

göremeyebilirsiniz ama orada aslında orada bir sülüne benziyor

there there is actually a female pheasant sitting down there I don't know

aslında orada oturan bir dişi sülün

what she is doing oh actually it's a male I'm sorry it's a

ne yaptığını bilmiyorum oh aslında bir erkek Üzgünüm erkek

male pheasant there was actually a pheasant sitting

sülün aslında orada oturan bir sülün vardı

down there he doesn't seem very bothered by the fact that I'm here talking so

benim ' Burada konuşuyorum

there is a a little pheasant you might not be able to see him because he's very

küçük bir sülün var onu göremeyebilirsin çünkü çok

far away but to answer your question yes this is my garden in the countryside

uzakta ama sorunuzu cevaplamak için evet burası benim kırdaki bahçem

please say hello to me hello to you hello from Portugal

lütfen bana merhaba deyin size merhaba Portekiz'den merhaba

oh hello Paula Paula I was in Portugal two weeks ago two weeks ago today I was

oh merhaba Paula Paula İki hafta önce Portekiz'deydim, iki hafta önce bugün

standing in Portugal today I'm back in England but yes I have been to your

Portekiz'deydim bugün İngiltere'ye döndüm ama evet

country Paula I've been to Portugal not only that but I also did a livestream

ülkenize gittim Paula Portekiz'e gittim sadece o değil,

whilst they're talking of Tanabata they can meet only for one night when the sky

aynı zamanda onlar' Tanabata'dan bahsediyoruz, sadece bir gece için gökyüzü

is clear but unfortunately today in Japan it is rainy at the moment so my

açıkken buluşabilirler ama ne yazık ki bugün Japonya'da şu anda yağmurlu, bu yüzden

wish wouldn't come true oh I see so for the two lovers to meet for the two

dileğim gerçekleşmeyecek oh iki sevgilinin buluşması için iki

people to meet in the sky there has to be no clouds that's a shame

kişinin buluşması gerektiğini görüyorum. gökyüzünde buluşmak bulut olmamalı bu utanç verici

my name is Salman from Saudi Arabia I have one question the grammar is grammar

benim adım Suudi Arabistan'dan Salman Bir sorum var dilbilgisi gramer

useful for learning English well grammar is just part of English

İngilizce öğrenmek için yararlıdır peki dilbilgisi İngilizcenin sadece bir parçasıdır kelimeler vardır

there are words there are definitions there is spoken English there is written

tanımlar vardır orada konuşulan İngilizce vardır

English so there are many different aspects there are many different parts

İngilizce yazıldığı için birçok farklı yönü vardır, İngilizce dilinin birçok farklı bölümü vardır

of the English language but I I suppose you could say that grammar is very

ama sanırım dilbilgisinin çok

important because grammar is important when you speak grammar is also important

önemli olduğunu söyleyebilirsiniz çünkü konuşurken dilbilgisi önemlidir yazarken de dilbilgisi önemlidir

when you write I am from Toluca too in Mexico hello Dina so there are two

Ben de Toluca'lıyım Meksika'da merhaba Dina, yani

people watching from Toluca I hope I've pronounced the name right in Mexico so

Toluca'dan izleyen iki kişi var umarım adı Meksika'da doğru telaffuz etmişimdir, bu yüzden

once again a big hello to Mexico Angela says I can't find your official page on

bir kez daha Meksika'ya kocaman bir merhaba Angela Facebook'ta resmi sayfanızı bulamıyorum

Facebook which one is it I will show you the address again so I'm

hangisi olduğunu size göstereceğim diyor. adresi tekrar veriyorum, bu yüzden size

going to show you the official address the verified address of my Facebook page

resmi adresimi göstereceğim Facebook sayfamın doğrulanmış adresi

just one moment here it comes now so if you want to follow me on Facebook this

bir dakika işte şimdi geliyor, bu yüzden beni Facebook'ta takip etmek istiyorsanız bu

is the real Facebook page there are lots of fake ones so there it is there is my

gerçek Facebook sayfası bir sürü sahte var o yüzden orada orası benim

facebook address can you see it so that is my official Facebook page all the

facebook adresim var bakabilir misiniz orası benim resmi facebook sayfam

rest are fake this one is the only real one

geri kalan her şey fake bu tek gerçek

and you will see there is the address on the screen right now I will leave that

ve şu anda ekranda adres olduğunu göreceksiniz onu

for a few more moments and don't forget you must write these capital letters

bir süreliğine bırakacağım daha fazla an ve unutma bu büyük harfleri yazmalısın

please or else you won't get me so there is my facebook address and it's gone if

lütfen yoksa beni anlamayacaksın yani facebook adresim var ve gitti eğer

you missed it you can always pause the video Giovanni

kaçırdıysanız videoyu her zaman duraklatabilirsiniz Giovanni

hello Giovanni nice to see you here today in a moment I'm going to talk

merhaba Giovanni bugün sizi burada görmek güzel birazdan

about verbs that are used in phrasal verbs and also in idioms and expressions

öbek fiillerde ve ayrıca deyim ve ifadelerde kullanılan fiillerden bahsedeceğim

mr. Duncan do you grow vegetables in your garden no I don't I don't grow

mr. Duncan bahçende sebze yetiştiriyor musun hayır ben

vegetables it is very time consuming you have to have a lot of patience to things

sebze yetiştirmiyorum çok zaman alıyor bende olmayan şeylere karşı çok sabırlı olmalısın

that I don't have I can see a pheasant walking on the lawn behind you yes it's

Arkamda çimenlerde yürüyen bir sülün görebiliyorum siz evet

over there hello hello mr. pheasant there was a pheasant walking on the lawn

orası merhaba merhaba bayım sülün arkamda çimlerde yürüyen bir sülün vardı evet

behind me

yes so now you have my Facebook address what happened with your studio

yani artık facebook adresimi biliyorsunuz stüdyonuza ne oldu peki

well my studio still exists but at the moment because it's summertime and

benim stüdyom hala var ama şu an yaz olduğu için ve

because the weather is so nice I can't resist coming outside so I think it's

hava çok güzel olduğu için dışarı çıkmadan duramıyorum bu yüzden

much nicer if we can go outside and enjoy the sunshine and of course the

dışarı çıkıp güneşin ve tabii ki

sounds of nature mr. Duncan do you have some travel plans for this summer

doğanın seslerinin tadını çıkarsak çok daha güzel olur bayım. Duncan bu yaz için bazı seyahat planların var

well I've recently had two vacations I've been to Paris and also Portugal

mı son zamanlarda iki tatil yaptım Paris'e ve ayrıca Portekiz'e gittim

Paris France and Portugal so yes I've had a couple of holidays thanks to mr.

Paris Fransa ve Portekiz yani evet Mr.

Steve's company who paid for everything isn't that nice

Steve'in her şeyi ödeyen şirketi o kadar iyi değil

so I've had two free holidays this year thank you - yes sir who is watching in

bu yüzden bu yıl iki boş tatilim oldu teşekkürler - evet efendim Suriye'de izliyor

Syria but now living in London I am also studying at college how can i improve my

ama şimdi Londra'da yaşıyorum Ben de üniversitede okuyorum ingilizcemi nasıl

english language well first of all can I say that you are in the best place

iyi geliştirebilirim öncelikle en iyi yerde olduğunuzu söyleyebilirim

because you are in England you are in a place where English is spoken all the

çünkü İngiltere'desiniz sürekli İngilizce konuşulan bir yerdesiniz

time so I would say that you should try to make some friends who speak English

bu yüzden İngilizce konuşan arkadaşlar

and maybe some close friends who who will give you time who will listen to

ve belki de yakın arkadaşlar edinmeye çalışmalısınız derim. kim size zaman ayıracak, kim

what you have to say and if you have any difficulties they might help you but if

söyleyeceklerinizi dinleyecek ve herhangi bir zorluk yaşarsanız size yardımcı olabilirler ama eğer

you are going to college there might be a group or a club at the college where

üniversiteye gidecekseniz, bulunduğunuz yerde kolejde bir grup veya kulüp olabilir.

you are so if you are studying at college there might actually be a group

kolejde okurken aslında kolejinizde bir grup olabilir,

at your college where they have an English group where people can practice

insanların birlikte İngilizce pratiği yapabilecekleri bir İngilizce grubu vardır, bu

their English together so there is my my little tip for you let's have a look at

yüzden işte size küçük bir ipucum haydi

something different here we go

farklı bir şeye bakalım işte başlıyoruz bu yüzden

so verbs that are used as idioms or phrases and there are many you might not

fiiller şu şekilde kullanılır: deyimler veya deyimler ve pek çok şey var,

believe it but there are many idioms and phrases expressions if you will that use

buna inanmayabilirsiniz ama dilerseniz içlerinde fiil kullanan birçok deyim ve deyim ifadesi vardır, bu yüzden

verbs in them so I'm going to show you a list of some of the verbs so I will

size bazı fiillerin bir listesini göstereceğim, bu yüzden her şeyden

first of all show you a list of verbs so you have an idea what I'm talking about

önce göstereceğim ne hakkında konuştuğum hakkında bir fikriniz olması için bir fiiller listesisiniz

and here they are so there is a list of verbs can you see them on your screen

ve işte buradalar yani fiillerin bir listesi var onları ekranınızda görebiliyorsunuz otur ayakta dur yürü zıpla zıpla çimdik koş kravat kır

sit stand walk jump throw hop pinch run tie break grab so you can see that there

kap böylece bunu görebilirsin

are quite a few verbs that you can use and believe it or not there are many

Kullanabileceğiniz ve inanıp inanmayacağınız epeyce fiil var

that you can use in phrases and idioms I'm going to show you now so I will show

deyimlerde ve deyimlerde kullanabileceğiniz pek çok fiil var şimdi size göstereceğim bu yüzden

you a couple of them and then we will go back to the live cheat the live chat

size birkaç tanesini göstereceğim ve sonra geri döneceğiz canlı hile canlı sohbet

Gina says I'm not an idiot I don't think anyone said you were I

Gina benim aptal olmadığımı söylüyor Kimsenin senin aptal olduğunu söylediğini sanmıyorum

don't think so not that I'm aware of mister thang hello from Vietnam do you

Öyle olmadığını biliyorum Vietnam'dan merhaba bayım bunun

agree that the best way to learn a new language is by immersion with plenty of

öğrenmenin en iyi yolu olduğunu kabul ediyor musun yeni bir dil, yeni dili konuşmak ve dinlemek için pek çok fırsatla daldırma yoluyla yapılır,

opportunities to speak and listen to the new language yes it is something I

evet bu,

always say to my students try to make English a part of your life and try to

öğrencilerime her zaman söylediğim bir şeydir, İngilizceyi hayatınızın bir parçası haline getirmeye çalışın ve

learn some new words every day talking of words I have some words for you now

her gün yeni kelimeler öğrenmeye çalışın, kelimelerden konuşarak I şimdi sizin için bazı kelimelerim var

and these are verbs the first expression that we use

ve bunlar fiiller kullandığımız ilk ifade

so there you can see sit sit sit is a verb you sit down but also there is an

yani orada otur otur otur oturduğunuz bir fiil olduğunu görebilirsiniz ama ayrıca

expression as well that we can use in English you can sit on your hands sit on

İngilizce'de kullanabileceğimiz bir ifade var ellerinize oturabilirsiniz ellerinin üstüne otur

your hands it is a great expression and this particular expression means to take

bu harika bir ifade ve bu özel ifade harekete geçmemek anlamına geliyor bir şeyin olmasını

no action you do nothing to stop something from happening or you are

durdurmak için hiçbir şey yapmıyorsun ya da

indecisive you can't come to a decision you take no action you make no decision

kararsızsın bir karara varamıyorsun harekete geçmiyorsun karar

you give no opinion you sit on your hands you are inactive you do nothing

vermiyorsun fikir vermiyorsun ellerinin üstüne oturuyorsun hareketsizsin bir

about something so there you can see sit on your hands it is an expression that

şey hakkında hiçbir şey yapmıyorsun yani orada ellerinin üstüne oturduğunu görebiliyorsun

we use in English to mean do nothing about something you sit there making no

İngilizce'de bir şey hakkında hiçbir şey yapmamak için kullandığımız bir ifade orada oturuyorsun

decision you make no plans you do nothing at all you just sit on your

karar vermiyorsun plan yapmıyorsun hiçbir şey yapmıyorsun hiç değilse sadece ellerinize oturun

hands a very well-known expression in English we have Kathy hello Kathy it is

ingilizcede çok iyi bilinen bir tabir bizde var Kathy merhaba Kathy

definitely nicer the last time there was beautiful but this time your garden is

kesinlikle daha güzeldi geçen seferki güzeldi ama bu sefer bahçeniz

green yes it's very green here today you can see the grass is growing rather

yeşil evet çok yeşil bugün burada çimenleri görebilirsiniz

nicely behind me everything's looking lovely in fact you might say that this

arkamda oldukça güzel büyüyor her şey güzel görünüyor aslında bunun

is the peak so at the moment we are having the peak of summer so this is the

zirve olduğunu söyleyebilirsiniz yani şu anda yazın zirvesini yaşıyoruz yani bu yazın

height of summer it is the peak of summer what is the difference between

zirvesi bu yazın zirvesi

might and curd well you might do something it means there is a

kudret ve lor arasındaki fark nedir pekala bir şey yapabilirsin, bu şu anlama gelir,

possibility that if my happen it could happen also has a very

eğer benim olursa bu olabilir, aynı zamanda çok

similar meaning it could happen I could see you tomorrow I might see you

benzer bir anlamı da olabilir, seni yarın görebilirim, seni

tomorrow so there is a possibility of something happening there is a

yarın görebilirim, yani bir şeyin olma olasılığı var, bir

possibility that that thing will occur it might it could the background is so

olasılık var o şey olacak olabilir olabilir arka plan çok

beautiful thank you was L that's very kind of you

güzel teşekkür ederim L çok naziksiniz

hello mr. Duncan and a big hello from Poland my ruse my ruse Sroka

merhaba bayım. Duncan ve Polonya'dan büyük bir merhaba, benim hilem, benim hilem Sroka

is here thank you very much hello mr. Duncan

burada, çok teşekkür ederim, merhaba bayım.

where is mr. Steve mr. Steve isn't here he is busy he is a busy man these days

Bay Duncan nerede? steve bey Steve burada değil o meşgul bugünlerde meşgul bir adam

just like me Kevin thank you for your message

tıpkı benim gibi Kevin mesajın için teşekkür ederim

where are you watching so if you sit on your hands it means you you do nothing

nerede izliyorsun bu yüzden kollarının üstüne oturursan bu hiçbir şey yapmadığın,

you take no action or maybe you are indecisive you can't decide on what to

hiçbir şey yapmadığın veya belki de kararsız olduğun anlamına gelir. ne yapacağınıza karar veremiyorsunuz

do you just sit on your hands you take no action whistle does this expression

sadece ellerinizin üstüne oturuyorsunuz hiçbir işlem yapmıyorsunuz ıslık çal bu ifade

mean it's out of your hands no it doesn't it doesn't if something is out

elinizden çıktı mı hayır değil değil elinizden bir şey çıktıysa

of your hands it means it is out of your control

bitmiş demektir kontrolünüz altında

it means you cannot change what is happening you can't stop it you can't

olan biteni değiştiremeyeceğiniz anlamına gelir durduramazsınız

change it the situation is out of your hands so that is a very different one

değiştiremezsiniz durum sizin elinizde değil yani bu çok farklı

indeed a very different expression the background looks very beautiful today

gerçekten çok farklı bir ifade arka plan bugün çok güzel görünüyor

thank you very much it's lovely it's lovely the Sun is out and everything is

teşekkür ederim çok güzel çok güzel güneş çıktı ve her şey çok

lovely the sky is blue and behind me there was a pheasant walking around the

güzel gökyüzü mavi ve arkamda bahçede dolaşan bir sülün vardı merhaba ben

garden hi I'm from Mongolia hello Mooji Mooji sendee

moğolistanlıyım merhaba mooji mooji sendee

hello Mooji Cindy watching in Mongolia I used to live very close to Mongolia did

merhaba mooji cindy moğolistan'da izliyordum eskiden çok yaşardım Moğolistan'a yakın, benim yaptığımı biliyor muydunuz

you know that I did I used to live very close to Mongolia how can people learn

Moğolistan'a çok yakın yaşıyordum, insanlar

all the idioms that English uses well quite often you learn just like everyone

İngilizce'nin iyi kullandığı tüm deyimleri nasıl öğrenebilirler, oldukça sık öğreniyorsunuz, tıpkı herkesin aynı şekilde öğrendiği gibi, ben de

learns in the same way that I learned all the expressions in idioms you just

deyimlerdeki tüm ifadeleri öğrendim, siz sadece

listen you listen to English being spoken you write things down you try to

dinle İngilizce konuşulurken dinlersin bir şeyler yazarsın

remember them so in exactly the same way as everyone else learns any language so

onları hatırlamaya çalışırsın tıpkı diğer herkesin herhangi bir dili öğrendiği gibi yani

idioms are a part of language however they aren't used all the time so don't

deyimler dilin bir parçasıdır ancak her zaman kullanılmazlar bu yüzden

forget that so to sit on your hands means to take no action here is another

unutma yani ellerinin üzerine oturmak hiçbir şey yapmamak demektir burada bir diğeri

one we are talking about verbs that can be used in idioms and phrases the next

deyimlerde ve deyimlerde kullanılabilen fiillerden bahsediyoruz bir sonraki ise stand

one is stand stand you stand up you stand something is upright it is

standing so here we go another idiom using stand stand on your own two feet

stand kendi ayaklarının üzerinde durmak deyimini kullanan bir

this expression is used when we want to tell a person that they have to take

deyim, bir kişiye kendi başının çaresine bakması gerektiğini, her

care of themselves they have to do everything for themselves they can't

şeyi kendisi için yapması gerektiğini söylemek istediğimizde kullanılır.

always rely on other people to help them sometimes you have to stand on your own

kendi ayaklarının üzerinde durmak için kendi başının çaresine bakmalısın

two feet you have to take care of yourself because quite often there is no

çünkü çoğu zaman

one else around to do it so one of the hardest lessons in life that we have to

etrafta bunu yapacak başka kimse yoktur bu yüzden hayatta öğrenmemiz gereken en zor derslerden biri

learn is that sometimes you have to stand on your own two feet you have to

bazen kendi ayaklarının üzerinde durman gerektiğidir. ayakların

take control of your life you have take control of your situation you have

hayatının kontrolünü eline almalısın durumunun kontrolünü eline almalısın

to stand on your own two feet stand on your own two feet

kendi ayaklarının üzerinde durmalısın kendi ayaklarının üzerinde

you can't keep relying on your family for help it's time that you've started

durmalısın yardım için ailene güvenemezsin artık başlamanın zamanı geldi

to stand on your own two feet to take care of yourself it's a beautiful day

kendi ayaklarının üzerinde dur kendi başının çaresine bak bugün burada güzel bir gün ben

here today I'm enjoying myself I don't know about you but I'm having a

eğleniyorum seni bilmem ama ben

super-duper time don't forget there is a new full English lesson coming your way

süper zaman geçiriyorum unutma yeni tam ingilizce dersi var

next Wednesday and every Wednesday Thank You mr. Duncan for sharing the English

önümüzdeki çarşamba ve her çarşamba yolunuza çıkıyor Teşekkürler mr. Duncan, İngilizce dilini paylaştığın için

language you are an excellent teacher and a good funny person all thank you

sen mükemmel bir öğretmensin ve iyi bir komik insansın, hepsi o

very much for that Abdo that's very kind of you lovely yes if you stand on your

Abdo için çok teşekkür ederim, bu çok naziksin, evet, eğer

own two feet yes to become independent to take care of yourself not to rely on

kendi ayaklarının üzerinde duruyorsan, evet, bağımsız olmak, kendine bakmak, değil

other people I think that's what I said Khaled hey guys for learning I want to

diğer insanlara güvenin sanırım ben de öyle dedim Khaled hey millet öğrenmek için

say trust yourself and remember a distance of a thousand miles begins with

kendinize güvenin demek istiyorum ve bin millik bir mesafenin

one step I think you mean a journey of a thousand miles yes I think that's a good

bir adımla başladığını unutmayın bence bin millik bir yolculuktan bahsediyorsunuz evet bence bu iyi bir

expression a journey of a thousand miles begins with one step that's how you

ifade bin millik bir yolculuk bir adımla başlar

begin the journey that's how you begin the journey yes it's beautiful because

yolculuğa böyle başlarsın yolculuğa böyle başlarsın evet çok güzel çünkü

mr. Duncan is here uh-huh thank you very much Suzanne Suzanne Sara thanks for

mr. Duncan burada uh-huh çok teşekkür ederim Suzanne Suzanne Sara güzel mesajın için teşekkürler

your lovely message there I'm I'm blushing I'm going red can you see my

Kızarıyorum kıpkırmızı oluyorum

dimples mmm you are my idol says tap Kwang that's

gamzelerimi görebilir misin mmm sen benim idolümsün tap diyor Kwang bu

very kind of you to say you know mr. Duncan I'm here to learn

senin için çok nazik bildiğini söyle bay Duncan İngilizce öğrenmek için buradayım

English but with all those hurdles set by YouTube I'm also learning to work

ama YouTube'un koyduğu tüm bu engellerle birlikte bir bilgisayarla çalışmayı da öğreniyorum

with a computer oh I see so you are actually learning two things at the same

oh görüyorum ki aslında aynı anda iki şey öğreniyorsunuz

time because YouTube sometimes makes it very difficult to find my new lessons

çünkü YouTube bazen benimkini bulmayı çok zorlaştırıyor. yeni dersler

and my live streams so Louie that is a very good point you are not only

ve canlı yayınlarım bu yüzden Louie bu çok iyi bir nokta sadece

learning English you are also learning how to work with a computer I don't

İngilizce öğrenmiyorsun aynı zamanda bir bilgisayarla nasıl çalışılacağını da öğreniyorsun

understand when you say goodbye I don't understand when you say goodbye at the

Hoşçakal dediğini anlamıyorum Okulda vedalaştığını anlamıyorum

end of the class something like Tata oh yes that is an expression I've been

sınıfın sonunda Tata gibi bir şey oh evet bu benim

using for many years on YouTube I always say Tatar for now except I'm not going

YouTube'da uzun yıllardır kullandığım bir ifade Şimdilik hep Tatarca diyorum ama

now so don't panic but that is what I say at the end of every live stream

şimdi gitmiyorum o yüzden paniğe kapılmayın ama sonunda öyle söylüyorum her canlı yayından

Tatar for now what it means is goodbye it is a friendly fun way of saying

Tatar şimdilik ne anlama geliyor hoşçakal demek Tatarca vedalaşmanın arkadaşça ve eğlenceli bir yolu

goodbye Tatar see you later cheerio bye-bye

Tatar for now so what it actually means is we will see each other very soon

Tatar for now oh I think I've just had a lovely super chat come through thank you

Sanırım çok güzel bir süper sohbet geçirdim, çok teşekkür ederim

very much Helena Blair thank you for your lovely

Helena Blair, süper sohbetteki güzel bağışınız için teşekkür ederim, bu

donation there on the super chat that's very kind of you thank you very much mr.

çok naziksiniz, çok teşekkür ederim Bay.

Duncan you've been really prolific recently prolific means obvious easily

Duncan, son zamanlarda gerçekten üretken oldunuz, üretken olmak,

seen out in the public domain mr. Duncan you've been really prolific I have been

kamuya açık alanda kolayca görülebileceği anlamına geliyor Bay. Duncan gerçekten çok üretkensin

making appearances everywhere I've come back from holiday and I was excited to

Tatilden döndüğüm her yerde boy gösteriyorum ve

realize how many great streams of yours I've got to catch

kaç tane harika yayınını

up with yes I was here yesterday I will now be doing a live stream on Saturday

yakalamam gerektiğini fark ettiğim için heyecanlandım evet dün buradaydım şimdi yapacağım Cumartesi

and also Sunday so twice every weekend on Saturday and Sunday mr. Duncan which

ve ayrıca Pazar günleri canlı yayın, bu nedenle her hafta sonu Cumartesi ve Pazar günleri iki kez mr. Duncan

one is correct subscribe if you haven't already subscribe if you haven't yet

hangisi doğru abone ol hala abone olmadıysanız hala abone değilseniz

both of them are ok both of them are ok they basically mean the same thing so if

ikisi de tamam ikisi de tamam temelde aynı anlama geliyor yani

you haven't subscribed if you haven't subscribed yet subscribe now if you

abone olmadıysanız hala abone olmadıysanız abone olun şimdi

haven't subscribed yet now is the time to subscribe so both mean basically the

henüz abone olmadıysanız şimdi abone olma zamanı yani ikisi de temelde

same thing subscribe if you haven't already or subscribe if you haven't yet

aynı anlama geliyor abone olmadıysanız abone olun veya henüz abone değilseniz abone olun

having said that the first one is a little bit better to read and also say

ilkini okumanın biraz daha iyi olduğunu söylemediniz ve ayrıca

so I would say that the first one is a better example of saying what you are

şunu söyleyebilirim ki ilki sizin söylemeye çalıştığınız şeyi söylemenin daha iyi bir örneği sayın

trying to say mr. Duncan do you still have that white Reebok I still have my

bay. Duncan hala o beyaz Reebok'a sahip misin?

old Reebok trainers I've had them for 11 years yes I still have them Pedro

Eski Reebok spor ayakkabılarım hala bende 11 yıldır var evet hala bende Pedro

oh I haven't realised mr. Duncan you have dimples I do I have I have dimples

oh fark etmemişim mr. Duncan senin gamzelerin var bende var yüzümde gamzeler var

on my face when I was a child I had really big dimples on my face mr. Duncan

çocukken yüzümde gerçekten büyük gamzeler vardı bay. Duncan

do you know journey to the west' yes I do monkey king monkey king and all

batıya yolculuğu biliyor musun ' evet biliyorum maymun kral maymun kral ve tüm

his friends all his friends there was the peak man there was the undersea man

arkadaşları tüm arkadaşları orada zirve adamı vardı

who lived under the sea and there was a monk a blessed monk who they they had to

denizin altında yaşayan denizaltı adamı vardı ve bir keşiş vardı kutsanmış bir keşiş kimlerdi?

transport to the West it's a very famous story The Monkey King

Batı'ya taşımak için çok ünlü bir hikaye The Monkey King

or journey to the west there was a great TV show that I watched in China called

veya batıya yolculuk Çin'de izlediğim Monkey King adlı harika bir TV programı vardı

Monkey King and it was made many years ago and it had this great theme tune

ve yıllar önce yapıldı ve hala hatırladığım harika bir tema melodisi vardı.

that I still remember in my head your lessons make me warm and fuzzy like my

kafamda derslerin beni sıcak ve tüylü yapıyor, tıpkı benim bir

cup of hot chocolate strawberry chocolate oh I see you have a cup of hot

fincan sıcak çikolatam gibi, çilekli çikolata oh, görüyorum ki bir fincan sıcak çikolata, çilekli kahve içiyorsun,

chocolate strawberry coffee I've never heard of that so you have coffee

bunu hiç duymadım, bu yüzden kahve iç,

it also has chocolate and also strawberry as well I must admit I'm very

ayrıca çikolata ve çilek de var İtiraf etmeliyim ki,

intrigued by that I want to know more mr. Duncan could be could you tell us

daha fazla bilgi edinmek istediğim için çok ilgimi çekti Bay. Duncan bize

your email please my email address is underneath this video you can find it

e-posta adresinizi söyleyebilir misiniz lütfen e-posta adresim bu videonun altındadır

under the video it is true that idiom and idiot sound the same I think you're

videonun altında bulabilirsiniz deyim ve salağın aynı sese sahip olduğu

right yes they do have very similar pronunciation how to be good at English

doğru bence haklısın evet çok benzer telaffuzları var nasıl olunur İngilizce'de iyi İngilizce'de

there are three secrets to being good at English number one practice number two

iyi olmanın üç sırrı vardır bir numaralı alıştırma iki numaralı

practice and number three

alıştırma ve üç numaralı alıştırma

can you guess what number three is hello mr. Duncan I am falling in love with

üç numaranın ne olduğunu tahmin edebilir misiniz merhaba bayım? Duncan

this beautiful landscape behind you I feel like I want to lie on the ground

arkandaki bu güzel manzaraya aşık oluyorum yere uzanıp

and drink a cold beverage I was doing that last week you will see next

soğuk bir içecek içmek istiyormuşum gibi hissediyorum bunu geçen hafta yapıyordum gelecek

Wednesday you will see me lying on the grass enjoying the sunshine

çarşamba göreceksin beni çimenlerin üzerinde uzanmış güneşin

thinking about the meaning of life bon Qui says hello mr. Duncan hello to you

tadını çıkarırken göreceksin diye düşünürken hayatın anlamı hakkında bon Qui merhaba diyor bay. Duncan sana

as well thanks for joining me today it's now coming up to three o'clock here in

da merhaba, bugün bana katıldığın için teşekkürler, burada Birleşik Krallık'ta saat üçe geliyor

the UK I don't know what time it is where you are but we are approaching

senin olduğun yerde saat kaç bilmiyorum ama

three o'clock in the afternoon SK limited oh hello SK I haven't seen

öğleden sonra saat üçe yaklaşıyoruz SK limited oh merhaba SK

you for a while nice to see you back yes if you are

seni bir süredir görmedim seni tekrar görmek güzel evet eğer üretkensen

prolific means creative in an abundant way I suppose was what Lilia meant yes a

bol miktarda yaratıcı demektir sanırım Lilia'nın kastettiği buydu evet

prolific writer they are always apparent because they

üretken bir yazar onlar her zaman görünürler çünkü

produce a lot of work they do a lot of things yes you are right mr. Duncan I

çok iş yapıyorlar. bir çok şey evet haklısınız bay Duncan,

have a question how do you know about the word juice so sugar cane could be a

bir sorum var, meyve suyu kelimesini nereden biliyorsun, bu yüzden şeker kamışı bir

kind of juice I have seen it in the store name sugar cane juice and that

tür meyve suyu olabilir, bunu mağazada şeker kamışı suyu adında görmüştüm ve bu

makes me laugh oh I see well sugar cane I suppose when you see sugar cane it

beni güldürdü oh, şeker kamışını iyi görüyorum, şeker gördüğünüzde sanırım kamış

looks dry but of course if you squeeze the sugar cane you will get something

kuru görünüyor ama tabii şeker kamışını sıkarsan içinden bir şey çıkar.

from inside also I think that the juice the sugar cane juice will also add water

as well so I think there are other things inside the drink so it's not just

sugar cane I think it's other things as well hello to the Philippines we have a

kamış bence başka şeyler de var Filipinler'e merhaba

different flavored chocolate caramel and also white coffee and more Wow I like

farklı aromalı çikolatalı karamelimiz ve ayrıca beyaz kahvemiz var ve dahası

the sound of that can I tell you now I love

but a cup of coffee with some chocolate yes I like that very much

I like a Mochaccino I believe it's called mr. Duncan what about the

Mochaccino'yu o kadar çok severim ki, buna mr denildiğine inanıyorum. Duncan peki ya

Hedgehog is it all right yes as far as I know the Hedgehog is slowly getting

Kirpi iyi mi evet bildiğim kadarıyla Kirpi yavaş yavaş

better last week after coming back from our holiday we found a little head shop

iyileşiyor geçen hafta tatilimizden döndükten sonra garajda küçük bir kafa dükkanı bulduk

in the garage and it wasn't very well so we took it to an animal hospital and

ve pek iyi değildi bu yüzden onu götürdük. bir hayvan hastanesi ve

they are now taking care of it

şimdi onunla ilgileniyorlar

Cathy says the three secrets of learning English are practice practice and the

Cathy, İngilizce öğrenmenin üç sırrının pratik yapmak olduğunu ve

third one is watch mr. Duncan's Channel I think that's a very good idea yes

üçüncüsünün de Bay Bay'ı izlemek olduğunu söylüyor. Duncan'ın Kanalı Bence bu çok iyi bir fikir evet

very good I like your suggestion I like that very much

çok iyi Önerinizi beğendim Bunu çok beğendim

hello mr. Duncan from Brazil how is the temperature there 20 degrees today it's

merhaba bayım. Brezilya'dan Duncan, orada sıcaklık nasıl 20 derece bugün

around about 20 degrees so it's not too bad

yaklaşık 20 derece yani o kadar da kötü değil öbek fiil

another verb that can be used as a phrasal verb and there you can see there

olarak kullanılabilecek başka bir fiil ve orada

are two of them so we have two for the price of one we have walk out and walk

iki tane olduğunu görebilirsiniz yani bir fiyatına iki tane var dışarı çıkıp

in and these are both expressions so if you walk out

içeri giriyoruz ve bunların ikisi de ifadeler yani eğer dışarı çıkarsan

it means you quit your job temporarily you go on strike you stop working so we

geçici olarak işini bırakıyorsun demektir greve gidiyorsun çalışmayı bırakıyorsun yani

can describe this as a walk out the factory was closed yesterday due to the

bunu bir yürüyüş olarak tanımlayabiliriz fabrika dün

workers walking out they had a walk out so a walk out means to stop working you

işçilerin yürümesi nedeniyle kapalıydı dışarı çıktılar, bu yüzden dışarı çıkmak çalışmayı bırakmak anlamına gelir

cease working quite often you do it as a protest you protest and of course you

çalışmayı bırakırsınız oldukça sık bunu bir protesto olarak yaparsınız ve tabii ki içeri

have walk in you can walk into a situation you can walk into a problem

girersiniz bir duruma girebilirsiniz bir sorunla karşılaşabilirsiniz

we can use this as a phrase or an idiom to mean you suddenly find yourself in a

bunu kullanabiliriz bir ifade veya deyim olarak aniden kendini beklemediğin bir durumda buluyorsun

situation that you didn't expect you walk in to an argument you walk in to a

bir tartışmaya giriyorsun bir

confrontation you walk in to something you weren't expecting another one for

çatışmaya giriyorsun bir şeye giriyorsun senden başka bir tane daha beklemiyorsun

you oh I like this one this is an interesting one jump the gun

oh hoşuma gidiyor bu ilginç bir tanesidir

if you jump the gun it means you start too early you do something too soon you

zıplarsan zıplarsan bu çok erken başladığın anlamına gelir bir şeyi çok erken yaparsın bir şeyi

do something too quickly you do something before you were supposed to do

çok hızlı yaparsın bir şeyi yapman gerekenden önce yaparsın

it you jump the gun so this expression means you do something before you should

silahtan atlarsın yani bu ifade sen bir şeyi yapman gerekenden önce yap bir şeyi

have done it you do something too early you jumped the gun to jump the gun and

çok erken yaparsın silahı atlamak için atlarsın ve hemen

there is jump to conclusions this means to make up your mind about something

sonuçlara varırsın bu, bir şey

without thinking carefully about it so maybe you suspect that your next-door

hakkında dikkatlice düşünmeden kararını vermek anlamına gelir, bu yüzden belki de yan komşun olduğundan şüphelenirsin

neighbor is a bad person maybe that's what you think you don't know them very

komşu kötü bir insan belki de öyle düşünüyorsun onu çok

well you've never really spoken to them but you you think that they are a bad

iyi tanımıyorsun onlarla hiç konuşmadın ama kötü biri olduğunu düşünüyorsun hemen sonuca

person we can say that you jump to conclusions you make a conclusion before

vardığını söyleyebiliriz kendinden önce bir sonuca varıyorsun tüm bilgileri öğrenmeden

you should you do it too quickly without finding out all the information so jump

çok hızlı yaparsanız,

the gun do something too early or too quickly jump to conclusions you make up

silahları atlayın bir şeyi çok erken yapın veya çok hızlı sonuçlara varın, tüm bilgilere sahip

your own mind about something without having all the information

olmadan bir şey hakkında kendi kararınızı verirsiniz

mr. thang is here mr. thang or mr. tang hello mr. Duncan do you believe that

bay. burada bayım tang veya bay tanga merhaba bay Duncan,

happiness is about how you choose to react

mutluluğun nasıl tepki vermeyi seçtiğinizle ilgili olduğuna inanıyor musunuz,

you can choose to react to events in your life in a positive way and you can

hayatınızdaki olaylara olumlu bir şekilde tepki vermeyi seçebilir ve

also enjoy your job well I always try to see the positive side of things it is

ayrıca işinizden de zevk alabilirsiniz.

very easy to become overwhelmed by negative news or negative feelings or

olumsuz haberlerle veya olumsuz duygularla veya

negative thoughts especially from other people so I always try to look on the

özellikle diğer insanlardan gelen olumsuz düşüncelerle bunalmak bu yüzden her zaman olayların iyi tarafından bakmaya çalışırım her zaman

bright side of things I always try to look on the positive side so that's

olumlu tarafından bakmaya çalışırım bu yüzden

really it so even though sometimes bad things happen bad things happen to me

gerçekten bu kadar bazen kötü şeyler olsa da kötü şeyler oluyor bana göre

sometimes things don't go right sometimes I have problems many problems

bazen işler yolunda gitmiyor bazen sorunlarım var pek çok sorunum var

but I always try to sort them out I always try to find a solution without

ama her zaman onları halletmeye çalışırım her zaman çok üzülmeden bir çözüm bulmaya çalışırım bu yüzden

getting too upset so yes I think attitude attitude is very important in

evet bence tutum tutum hayatta çok önemli gerçekten

life I really do think that hello mr. Duncan I hope my message finds you in a

düşünüyorum Merhaba bayım. Duncan umarım mesajım seni iyi bir ruh halinde bulur

good mood I am in a good mood yes I can see you now so continue being as you are

ben iyi bir ruh halindeyim evet seni şimdi görebiliyorum bu yüzden olduğun gibi olmaya devam edeceğim

I will I'm not going to change the way I am why not I shouldn't thanks for your

yolu değiştirmeyeceğim neden olmasın yapmayayım teşekkürler

free lessons yes your free lessons teaching English that is one of the

ücretsiz dersleriniz evet ücretsiz dersleriniz İngilizce öğretmek,

things I've always done for the past 13 years hands on and hands off are these

son 13 yılda her zaman yaptığım şeylerden biri, bunlar

doing idioms yes they are yes you might have something where you are active with

deyimler yapmak mı evet onlar evet, başka bir şeyle aktif olduğunuz bir şeye sahip olabilirsiniz

another thing so if you are in control of something or if you are controlling

yani eğer bir şeyi kontrol ediyorsanız veya

something that is happening or if you are directly involved we can say that

olan bir şeyi kontrol ediyorsanız veya doğrudan dahilseniz

you have a hands-on approach so if you have a hands-on approach it

uygulamalı bir yaklaşımınız olduğunu söyleyebiliriz, bu nedenle uygulamalı bir yaklaşımınız varsa bu,

means you like to be actively involved yes thank you Chris so that's another

aktif olarak dahil olmayı sevdiğiniz anlamına gelir. evet teşekkür ederim Chris, bu da başka bir

good one lots of good idioms today I love your

güzel şey bugün bir sürü iyi deyim

YouTube videos and your live chat Thank You Miller Muller thank you very much

YouTube videolarınızı ve canlı sohbetinizi seviyorum

that's very kind of you to say so the Sun keeps going in mmm well at least

it's not going to rain today so that's good news

bugün yağmur yağacak bu iyi haber

here's another idiom oh I can show you this one I can actually show you this

işte bir deyim daha

idiom so you can see in my hand I have my towel I am now going to show you an

idiom the expression is throw in the towel so you can see that the word throw

havlu, böylece atma kelimesinin

is a verb you throw something throw so you throw in the towel this is an idiom

bir fiil olduğunu görebilirsin, bir şey fırlatırsın, atmak için havluyu atarsın, bu, bırak anlamına gelen bir deyimdir, bir

that means quit you give up you stop doing something you become so tired of

şeyi yapmaktan vazgeçersin, onu yapmaktan o kadar yorulursun ki, yapmak

doing it you don't want to do it anymore you you feel like you want to throw in

istemezsin. artık yap havlu atmak istiyor gibi hissediyorsun bırakmak istiyorsun bırakmak istiyorsun havlu

the towel you want to quit you want to give up it's time to throw in the towel

atma

it's time to quit it's time to give up it's time to stop throw in the towel

zamanı geldi bırakma zamanı geldi bırakma zamanı geldi havlu atma

I was drinking my coffee earlier and I've just realised that my coffee has

ben içiyordum daha önce kahvemi yedim ve kahvemin soğuduğunu yeni fark ettim,

gone cold so instead I will have a drink of water so I have some water here as

bunun yerine bir bardak su içeceğim, bu yüzden burada da biraz suyum var hmm

well hmm yes if you throw in the towel you quit you give up doing something you

evet havlu atarsan bırakırsın vazgeçersin bir şeyi yapmaktan vazgeçersin bırakırsın

quit you stop doing it yes Louie you are right throw in the towel refers to what

yapmayı bırak evet Louie haklısın havlu atmak

happens in a boxing match so when one of the fighters gives up they will throw in

bir boks maçında olanlardan bahsediyor, bu yüzden dövüşçülerden biri pes ettiğinde pes ettiğini

the towel to say that they give up so yes throw in the towel it does it comes

söylemek için havlu atacaklar, evet havlu at öyle geliyor

from boxing it does so thank you Mika thank you also to Abner as well to throw

bokstan öyle çok teşekkür ederim Mika Abner'a da teşekkür ederim

in the towel you give up you quit you stop doing it you don't want to do it

havlu atmak için vazgeçiyorsun bırakıyorsun yapmayı bırak artık yapmak

anymore you have had enough you throw in the

istemiyorsun yeter

towel

havlu attın

here are two more idioms expressions hop in and hop out so these are two

işte iki daha fazla deyim hop in ve hop out yani bunlar iki

expressions hop in hop out hop in if you hop in it means you get

ifade hop in hop out hop in içine atlarsan içeri girersin içeri girersin bir

inside you get inside you get into something you hop in so you go from

şeyin içine girersin yani

outside to inside we normally use this when we talk about getting into a car so

dışarıdan içeriye gidersin bunu normalde kullanırız bir arabaya binmekten bahsediyoruz,

you hop in the car I hop in the car hop in so you hop in or you can say hop

sen arabaya atla, ben arabaya atla, sen atla ya da sen atla diyebilirsin,

into so why don't you come with me tomorrow come on hop in the car with me

neden yarın benimle gelmiyorsun, hadi, benimle arabaya atla

and we'll go for a lovely drive hop in hop out if you hop out it means you

ve biz Güzel bir araba yolculuğuna çıkacağım Atla, atla, eğer atlarsan bu,

leave somewhere briefly so quite often if you hop out you leave somewhere

bir yerden kısa süreliğine ayrılacağın anlamına gelir, çok sık bir şekilde dışarı çıkarsan, bir yerden

quickly you leave somewhere in a hurry you hop out so you can get out of a car

hızlıca ayrılırsın, bir yerden aceleyle ayrılırsın, bir arabadan hızlıca inebilmek için dışarı atlarsın

quickly you hop out of the car okay this is this is where we are going to stop

arabadan inersin tamam burası duracağımız yer

you can get out now you can hop out of the car so hop out

şimdi inebilirsin arabadan atlayabilirsin bu yüzden hop out bir

means to get out of somewhere hop in means to get in somewhere normally

yerden çıkmak demektir hop in bir yere girmek demektir normalde

quickly quickly you can hop in the car you can also hop out of the car

hızlı hızlı hızlı yapabilirsin arabaya atla sen de arabadan inebilirsin

I must go now Maria is going I have some problems with my connection where you

şimdi gitmeliyim maria gidiyor bağlantımda bazı sorunlar var

can always watch me later don't forget you can watch all of my live streams

beni daha sonra her zaman izleyebilirsin unutma tüm canlı yayınlarımı daha sonra tekrar izleyebilirsin

again later on after Thank You YouTube for doing that isn't that nice

teşekkürler Bunu yaptığın için YouTube o kadar hoş değil mi

Michelle says I'll just hop out for a sandwich yes so maybe you leave

Michelle, bir sandviç için dışarı çıkacağımı söylüyor evet, bu yüzden belki bir

somewhere for a short time it means you will go out and then maybe

yerden kısa bir süreliğine ayrılırsın, bu dışarı çıkacağın anlamına gelir ve sonra belki geri

you will come back you will return so you hop out I'm just going to hop out to

dönersin, geri dönersin, böylece zıplarsın dışarı sadece mağazalara atlayacağım, yani

the shops that means I will go to the shops and then I will come back so maybe

mağazalara gideceğim ve sonra geri geleceğim anlamına gelir, belki

you are learning you are leaving for a short time also if you are going on a

kısa bir süreliğine ayrıldığınızı öğreniyorsunuz, ayrıca bir

journey we can say that a short journey is a hop so a hop can also be a short

yolculuğa çıkacaksanız şunu söyleyebiliriz kısa bir yolculuk bir atlamadır, yani bir atlama aynı zamanda kısa bir

journey hop another idiom using throw throw the baby out with the bathwater

yolculuk olabilir hop, throw'ı kullanan başka bir deyim bebeği banyo suyuyla birlikte dışarı atın

but I'm not sure what it means if you throw the baby out with the bathwater it

ama bebeği banyo suyuyla birlikte dışarı atarsanız bunun ne

means that you throw everything away not only the thing that you want to get rid

anlama geldiğinden emin değilim her şeyi uzaklaştırmak sadece kurtulmak istediğin şeyi değil,

of but also the useful thing or the important thing as well so you are not

aynı zamanda yararlı şeyi veya önemli şeyi de

just throwing something bad away or something that you want to get rid of

atıyorsun, bu yüzden sadece kötü bir şeyi ya da kurtulmak istediğin bir şeyi atmıyorsun,

you were also throwing something that is valuable or useful you are throwing that

aynı zamanda değerli bir şeyi de atıyorsun. ya da yararlı, onu da atıyorsun, bu

away as well so we often say don't throw the baby out

yüzden sık sık bebeği banyo suyuyla birlikte atmayın diyoruz,

with the bathwater don't so please don't throw the baby out

lütfen bebeği

with the bathwater which means don't throw the valuable things away because

banyo suyuyla birlikte dışarı atmayın, yani değerli şeyleri atmayın çünkü

if you throw that one thing away if you discard it or stop doing it you

eğer o tek şeyi atarsın eğer atarsan ya da yapmayı bırakırsan

might also throw something valuable away you are throwing it all away you are

değerli bir şeyi de atabilirsin hepsini atıyorsun

throwing the baby out with the bathwater

bebeği banyo suyuyla birlikte dışarı atıyorsun

abner beat around the bush I love that idiom if you beat around the bush it

çalı,

means you take your time doing something it takes a while for you to get to the

bir şeyi yapmak için zaman ayırmanız anlamına gelir, konuya gelmeniz biraz zaman alır,

point so maybe a person is talking and they are introducing something but they

yani belki bir kişi konuşuyor ve onlar bir şey tanıtıyorlar ama asıl

don't get to the point and you you you say you say to them oh for goodness sake

konuya gelmiyorlar ve siz siz diyorsunuz onlara diyorsunuz oh allah aşkına allah aşkına lafı uzatmayı

for goodness sake stop beating about the bush come on just say it just get on

bırak hadi sadece söyle devam et

with it stop keeping me waiting you beat around the bush Thank You Abner

beni bekletmeyi bırak çalıların etrafında dolan teşekkür ederim Abner

we are looking at phrases today in the garden I'm outside live in the garden

bugün bahçede cümlelere bakıyoruz dışarıdayım bahçede yaşıyorum

here's another one we were talking about boxing a few minutes ago and now we are

işte başka bir tane daha az önce bokstan bahsediyorduk ve şimdi

going to talk about boxing again here is another another verb can you guess what

yine bokstan bahsedeceğiz işte başka bir fiil başka bir fiil punch ne olduğunu tahmin edebilir misiniz

it is punch punch so here is another expression so this is a verb that can be

yani işte başka bir ifade yani bu kullanılabilecek bir fiil ağırlığının üzerinde

used in an expression or idiom you punch above your weight you punch above your

yumruk attığın bir ifade veya deyim ağırlığının üzerinde yumruk attığın

weight this expression is very interesting in that it means to do

bu ifade çok ilginçtir, çünkü

something that you are unable to do or something that you are unable to achieve

yapamayacağın bir şeyi yapmak veya başaramayacağın bir şeyi

or something that is out of your league so maybe the thing you are trying to do

veya liginin dışında olan bir şeyi yapmak anlamına gelir, yani belki yapmaya çalıştığın şey

is too hard or maybe it is too advanced or maybe it

çok zor ya da belki çok ileri ya da belki

is too good for you you are punching above your weight a good example a

senin için çok iyi kilonun üzerinde yumruk atıyorsun iyi bir örnek bir

friend of mine he used to go to this shop and inside

arkadaşım bu dükkana giderdi ve

the shop there was this beautiful girl beautiful girl very very stunning very

dükkanın içinde bu güzel kız güzel kız çok çok

attractive she was like a supermodel and she was very very gorgeous she looked

çarpıcı çok çekici süper model gibiydi ve çok çok muhteşemdi

like a model out of Vogue and he really wanted to ask her on a date he said I

modadan çıkmış bir modele benziyordu ve ona

really want to ask her out but unfortunately my friend isn't very

gerçekten çıkma teklif etmek istedi ona gerçekten çıkma teklif etmek istiyorum dedi ama ne yazık ki arkadaşım pek

good-looking you know he's not and I don't think that she would want to go

yakışıklı değil, öyle olmadığını biliyorsun ve onunla çıkmak isteyeceğini düşünmüyorum, bu

out with him so I said I think maybe you are punching above your weight you are

yüzden dedim ki, belki de kilonun üzerinde yumruk atıyorsun,

trying to get something that is not available to you you are not good enough

olmayan bir şeyi elde etmeye çalışıyorsun sana göre bunun için yeterince iyi değilsin

for it you punch above your weight you try to do something that you are unable

ağırlığının üzerinde yumruk atıyorsun yapamayacağın bir şeyi yapmaya çalışıyorsun

to do or you don't have the means or the energy or the way or the beauty that is

ya da gerekli olan imkana ya da enerjiye ya da yola ya da güzelliğe sahip değilsin

required you punch above your weight this also comes from boxing as well

ağırlığının üzerinde yumruk atıyorsun bu da bokstan geliyor,

it's another boxing expression punch yes punch you can punch something

başka bir boks ifadesi yumruk evet yumruk bir şeyi yumruklayabilirsin

punch drew you can pinch a person you can punch the wall if you are angry you

yumruk çizdi bir kişiyi çimdikleyebilirsin kızgınsan duvara yumruk atabilirsin

can pinch mr. Duncan in the fates trust me that has happened quite a few

bayım çimdikleyebilirsin. Kaderdeki Duncan bana güven,

times in my life something over your head I think this phrase has a similar

hayatımda epeyce kez oldu, seni aşan bir şey bence bu cümlenin benzer bir

meaning oh yes if something is over your head it also has more than one meaning

anlamı var oh evet, eğer bir şey seni aşıyorsa, birden fazla anlamı da vardır, bu yüzden

so maybe if something goes over your head it means that you don't understand

belki bir şey seni aşarsa kafa demek anlamıyorsun demek ki söylenen şeyi

it you don't understand the thing that is being said so something that a person

anlamıyorsun yani bir insanın söylediği bir şey

says maybe it is very technical maybe it is very hard to understand because it's

belki çok teknik belki

scientific or a very specialist subject you can say that I'm sorry

bilimsel olduğu için ya da çok uzmanlık gerektiren bir konu olduğu için anlamak çok zor diyebilirsin Üzgünüm

everything you said went over my head it went over my head I didn't understand it

söylediğin her şey beni aştı, anlamadım,

I didn't understand anything you said it was too technical it all went over my

söylediğin hiçbir şeyi anlamadım, çok teknikti, hepsi beni aşıyordu,

head you could also go over someone's head

when you do something that removes their authority so if you do something that

sen de birinin kafasını aşabilirdin. onların yetkisini ortadan kaldıran bir şey yapın, böylece

goes over someone else's authority you can say that you went over their head so

başka birinin yetkisini aşan bir şey yaparsanız, onların umurunda olmadığını söyleyebilirsiniz,

maybe I'm at work and my boss is doing all sorts of strange things so I go to

belki ben işteyim ve patronum bir sürü garip şey yapıyor, ben de

the manager of the company and say the boss is doing something very strange in

müdürüne gidiyorum. şirkete gidip patronun öğleden sonra çok garip bir şey yaptığını söylüyorum

the afternoon so I go over his head I say something that removes his

bu yüzden onun kafasının üzerinden geçiyorum yetkisini ortadan kaldıran bir şey söylüyorum

authority you go over someone's head mr. Duncan from Hussein hello moose Aine

siz birinin kafasının üzerinden geçiyorsunuz bayım. Hussein'den Duncan merhaba geyik Aine

it's nice to see you Hassan says what about out of my hands

seni görmek güzel Hassan

if something is out of your hands it means you have lost control of it I'm

benim elimde olmayan bir şeye ne dersin?

sorry there is nothing I can do about it it's out of my hands

eller

I'm very sorry it is out of my hands Kathy says thank you so much for your

çok üzgünüm elimden çıktı Kathy harika dersin için çok teşekkür ederim diyor

great lesson I'm going to call it a night

buna bir gece diyeceğim

that means I am going I'm going to call this a night as it's almost midnight in

yani gidiyorum anlamına geliyor neredeyse gece yarısı olduğu için buna bir gece diyeceğim

Japan have a lovely Sunday and Tatar for now Thank You Kathy isn't that lovely

Japonya güzel bir Pazar ve Tatar şimdilik Teşekkürler Kathy o kadar sevimli değil teşekkür ederim

thank you and thank you also for using my lovely expression as well thanks a

ve benim güzel ifademi kullandığın için de teşekkür ederim çok teşekkürler

lot see you again soon I will be back on Wednesday with a new full English lesson

yakında tekrar görüşürüz Çarşamba günü yeni bir tam İngilizce dersi ile döneceğim

it's true so if something is out of your hands it means you have no control over

doğru, eğer bir şey senin kontrolünün dışındaysa, onun üzerinde hiçbir kontrolün yok demektir, senin

it it is out of your control it is out of your hands you can also be in over

kontrolünün dışındadır, ayrıca başının üstünde olabilirsin,

your head thank you abner in over your head

teşekkür ederim, başının üstündesin

yes if you are in over your head it means you are too involved with

evet, eğer bittiysen kafanı bir şeye çok kaptırdığın anlamına geliyor bir şeye

something you are too involved you cannot leave you are too involved

çok karışıyorsun bırakamazsın çok karışıyorsun geri adım atamazsın özür dileyemezsin üzgünüm artık

you cannot back out you can't say sorry sorry I don't want to do this anymore

bunu yapmak istemiyorum

it's too late because you are in over your head you are too deeply involved so

çok geç çünkü işin bitti kafa çok derine dalmışsın bu yüzden

yes that's a good one I like that one

evet bu iyi bir tanesi bunu beğendim

Mika says I can hear aeroplanes flying over your head yes the airplanes are

Mika kafanın üzerinde uçan uçakları duyabiliyorum diyor evet uçaklar kafamın

going over my head fortunately they are very high up this

üzerinden geçiyor neyse ki çok yüksekteler bu

particular lesson this is my cup of tea says Angela so if something is your cup

özel ders bu benim fincan çayım diyor Angela, eğer bir şey senin

of tea it means it is something you enjoy something you really like mr.

çayınsa, bu, zevk aldığın bir şey, gerçekten hoşlandığın bir şey anlamına gelir Bay.

Duncan's English lessons are just my cup of tea it means they are perfect for me

Duncan'ın İngilizce dersleri benim için sadece çay bardağı kadar, bu benim için mükemmel oldukları anlamına geliyor

I will be going in around about 5 minutes so I will be going soon

Yaklaşık 5 dakika sonra gideceğim, bu yüzden yakında gideceğim

Palmyra says to cope with brexit unfortunately it was out of Teresa maze

Palmyra Brexit ile başa çık diyor maalesef Teresa labirentinden çıktı

hens yes she lost control of what was happening she lost control it was no

tavuklar evet kontrolünü kaybetti ne oluyordu kontrolünü kaybetmişti artık

longer in her control it was out of her hand here are two more on the run so the

kontrolünde değildi elinden çıkmıştı işte iki tane daha kaçıyor yani

verb is rent and there you can see on the run run out of steam so these are

fiil kira ve orada buharın tükendiğini görebilirsiniz, yani bunlar

two idioms two expressions that you can use if you are on the run it means you

iki deyim iki ifade eğer firardaysanız kullanabileceğiniz,

are escaping from something normally the law so maybe you escaped from prison or

normalde kanunen bir şeyden kaçtığınız anlamına gelir yani belki hapisten kaçtınız

maybe you escaped from the police station

belki karakoldan kaçtınız

and then you are running around trying to find a place to hide we can say that

ve sonra saklanacak bir yer bulmak için ortalıkta koşuşturuyorsunuz diyebiliriz.

you are on the run a prisoner has escaped he is now on the run and then we

kaçıyorsun bir mahkûm kaçtı o şimdi kaçıyor ve sonra bizim

have run out of steam if you run out of steam it means you have no more energy

buharımız bitti Eğer senin buharın biterse bu daha fazla enerjin kalmadığı anlamına gelir

left you are completely exhausted oh I can't

tamamen bitkinsin oh

go on I can't do this anymore I'm sorry I have run out of steam so if you run

devam edemem ben artık bunu yapamam üzgünüm buharım bitti bu yüzden eğer

out of steam it means you have no more energy you are exhausted you are

buharın biterse bu enerjinin kalmadığı anlamına gelir bitkinsin tamamen enerjin bitmiş demektir

completely out of steam

there is a song by Paul McCartney and wings cold band on the road oh yes of

Paul McCartney'nin bir şarkısı var ve wings cold band yolda oh evet

course yes way back in the 1970s that's a very old song band on the run by Paul

elbette evet 1970'lerde çok eski bir şarkı grubu Paul McCartney tarafından yönetiliyor

McCartney and wings you are right yes we are talking about verbs that can be used

ve kanatlar haklısın evet deyimlerde kullanılabilecek fiillerden bahsediyoruz

in idioms here is one if you tie something tie so you tie something can

burada bir şey bağlarsan bir şey bağlarsın yani bir şey bağlıyorsun,

you see that tie your hands are tied or we can say my hands are tied or maybe

görüyor musun o kravat senin ellerin bağlı ya da benim ellerim bağlı diyebiliriz ya da belki

her hands are tied or his hands are tied if your hands are tied it means you

onun elleri bağlı ya da onun elleri bağlı, eğer senin ellerin bağlıysa

cannot do anything about something you can't do anything about it I'm sorry I

senin yapamadığın bir şey hakkında hiçbir şey yapamayacaksın demektir. bununla ilgili herhangi bir şey üzgünüm

can't do anything I can't change the situation my hands are tied I have been

hiçbir şey yapamam durumu değiştiremem elim kolum bağlı bana

told that I can't help you maybe because of the rules maybe the rules don't allow

sana yardım edemeyeceğim söylendi belki kurallar yüzünden belki kurallar

you to help so we can say that your hands are tied you can't do anything

yardım etmene izin vermiyor yani ellerin bağlı diyebiliriz bu konuda bir şey yapamazsın

about it you are now helpless because your hands

artık çaresizsin çünkü ellerin

are tied I'm sorry there is nothing I can do to help you my hands are tied

tied is the past tense of tie so if you tie something you tie a piece of string

bağlı yani bir şey bağlarsan bir parça ip bağlarsın,

you tie a knot tie and the past tense is tied tied

bir düğüm atarsın ve geçmiş zaman bağlanır, bir sorunu olan

you can't do anything to help the person who has a problem you you are unable to

kişiye yardım etmek için hiçbir şey yapamazsın,

help them because your hands are tied Thank You Hasan thank you also to

ona yardım edemezsin çünkü ellerin bağlı Teşekkürler Sen Hasan Francisco'ya da teşekkür ederim gitme

Francisco as well it is almost time to go I am about to run out of time oh you

vakti az kaldı Zamanım dolmak üzere oh

see you see what I did there I am about to run out of time that means there is

görüyorsun orada ne yaptığımı görüyorsun Zamanım bitmek üzere demek ki

no time left my time will soon be up

zamanım kalmadı benim zamanım olacak yakında kalkacağım,

thank you very much for your company it's very nice to see so many people

şirketiniz için çok teşekkür ederim, bugün bu kadar çok insanı burada görmek çok güzel, dün

here today yesterday I went into town I went to Mitch Wenlock to have my lovely

kasabaya gittim, hayat akışımı yaptıktan sonra güzel öğle yemeğimi yemek için Mitch Wenlock'a gittim

lunch after doing my life stream of course and I had a beautiful lasagna at

tabii ki ve odamda güzel bir lazanya yedim.

my favorite cafe and then later I went to the shops I had to buy something that

en sevdiğim kafe ve daha sonra dükkanlara gittim düzenli olarak kullandığım bir şey almak zorunda kaldım

I use on a regular basis my lovely old spice I love the smell of

Old Spice now the problem is a lot of people think that Old Spice is only worn

eski baharatım eski baharatım

or used by granddad's and old men but I love Old Spice I think

büyükbabam ve yaşlı adamlar tarafından ama Old Spice'ı seviyorum Bence

it's great it's lovely after I've had a shave I

harika, tıraş olduktan sonra çok güzel

always like to put some aftershave on my face and my father used to always use

Yüzüme her zaman biraz tıraş losyonu sürmeyi severim ve babam hep

this my father always used Old Spice so another reason why I like this is

bunu kullanırdı babam hep Old Spice kullanırdı, bu yüzden başka bir sebep Bunu sevmemin

because it reminds me of my childhood it reminds me of my of my father I

sebebi bana çocukluğumu hatırlattığı için babamı hatırlatıyor

suppose because he used to use Old Spice so yesterday I bought my Old Spice from

sanırım Old Spice kullandığı için dün marketten Old Spice aldım

the shop and I was walking down the centre of the

ve ana caddenin ortasından aşağı doğru yürüyordum.

high street and I was showing everyone that I'm proud I am proud to be an Old

ve herkese bir Old

Spice man it's almost time to go oh it's time for me to throw in the towel for

Spice adamı olmaktan gurur duyduğumu gösteriyordum neredeyse gitme zamanı geldi oh bugün için havlu atma zamanım geldi

today but I'm not going to be quitting forever only today it is time to say

ama sonsuza kadar bırakmayacağım sadece bugün öyle hoşçakal deme zamanı

goodbye we have come to the end of another livestream I hope you've enjoyed

bir canlı yayının daha sonuna geldik umarım beğenmişsinizdir

it has it been good has it been fun

güzel mi eğlenceli mi ilginç mi

has it been interesting has it been exciting

heyecanlı mı

has it been wonderful I hope so Old Spice yes my father is still alive

harikaymış umarım öyledir Old Spice evet babam hala hayatta

so thank you for your good wishes for my dad

yani babam için iyi dilekleriniz için teşekkür ederim

yes my father is still alive if you want mr. Duncan I can give you a slice of

evet babam hala yaşıyor isterseniz bay. Duncan sana bir dilim

pizza oh I like the sound of that I am very hungry at the moment in a moment I

pizza verebilirim oh sesini beğendim şu anda çok açım birazdan

will be going and then I'm going to have a cup of tea and yes a tea cake as well

gideceğim ve sonra bir fincan çay içeceğim ve evet çaylı kek de

thanks a lot for your company thank you very much for your best wishes Thank You

teşekkürler Şirketiniz için çok teşekkür ederim en iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim Teşekkürler

Mika Thank You Francisco thank you Chris I am going in a moment Thank You

Mika Teşekkürler Francisco teşekkürler Chris birazdan gidiyorum Teşekkürler

Giovanni thank you to everyone who has joined in today on the livestream don't

Giovanni bugün canlı yayına katılan herkese teşekkürler

forget I am back on Wednesday with full English lesson one of my video lessons a

unutmayın geri döndüm çarşamba günü tam ingilizce dersim ile video derslerimden biri

new one will be published next Wednesday so please look out for that don't forget

gelecek çarşamba yenisi yayınlanacak o yüzden lütfen dikkat edin

to subscribe to my youtube channel click the subscribe button and also make sure

youtube kanalıma abone olmayı unutmayın abone ol butonuna tıklayın ve ayrıca bildirimleri de açtığınızdan emin olun

that you turn on the notifications the alerts so you will find out when I'm

uyarılar böylece ben

on you will know when I'm here on YouTube Thank You mizune Thank You

açıkken öğreneceksiniz YouTube'da olduğumda siz de bileceksiniz Teşekkürler mizune Teşekkürler

Khaled Thank You Naruto Michelle I will see you all later

Khaled Teşekkürler Naruto Michelle Hepinizle sonra görüşürüz

this is mr. Duncan that's me by the way saying thanks a lot for watching today

bu bay. Duncan bu arada bugün beni izlediğiniz için çok teşekkür ederim

thank you very much to grow up grow up thank you very much D'Amico thank you

büyüdüğünüz için çok teşekkür ederim D'Amico çok teşekkür ederim

very much to cerro san louie louie mendes thank you very much

cerro san louie louie mendes çok teşekkür ederim

grace martha and one more one more meme meme see you all later and of

Grace Martha ve bir tane daha meme meme hepinizle sonra görüşürüz ve

course you know what's coming next yes you do...

tabii ki sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet yaparsınız...

ta ta for now. 8-)

şimdilik ta ta. 8-)