🌍HELLO WORLD! / LIVE from ENGLAND - Saturday 2nd MAY 2020 / Mr Duncan teaches English 2 U

oh there you are hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today

oh işte selam millet bu mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın

are you okay I hope so are you happy are you happy I hope you

iyi misin umarım öyle mutlusundur mutlusundur umarım

are feeling good today I'm feeling good because I'm outside the weather has

bugün iyisindir iyi hissediyorum çünkü dışarıdayım hava

changed again yesterday we had some terrible weather the the rain was

yine değişti dün kötü bir hava geçirdik yağmur

falling and everything was really bad but today as you can see things are

yağıyordu ve her şey gerçekten kötüydü ama bugün gördüğünüz gibi her şey

looking a little better today we have some sunshine now and again the Sun does

biraz daha iyi görünüyor bugün biraz güneş ışığımız var ara sıra güneş

come out to say hello we have a little bit of wind as well and we are not

merhaba demek için çıkıyor bizde de biraz rüzgar var ve

talking about my stomach by the way maybe mr. Steve stomach but not my

bundan bahsetmiyoruz midem bu arada belki mr. Steve'in midesi ama benim

stomach so there is a lot of wind blowing around my ears at the moment

midem değil bu yüzden şu anda kulaklarımda çok fazla rüzgar esiyor

however I am here once again yes we are here on Saturday can you believe it it's

ancak yine buradayım evet cumartesi buradayız inanabiliyor musun

the weekend baby

hafta sonu bebeğim

mmm oh I'm feeling so good today I really am mmm

mmm oh bugün çok iyi hissediyorum ben gerçekten iyiyim

and I hope you're feeling good as well let's see if we can get the live chat

ve umarım siz de iyi hissediyorsunuzdur bakalım canlı sohbeti

working because I can't see it at the moment so I have to hold my breath I

çalıştırabilir miyiz çünkü şu anda göremiyorum bu yüzden nefesimi tutmam gerekiyor

have to cross my fingers and hope that we have the live chat right now on the

parmaklarımı çaprazlamam gerekiyor ve umarım biz canlı sohbet var şu an

screen do we come on mr. Duncan hurry up we haven't got all day yes we have the

ekrana geliyormuyuz beyler Duncan acele et bütün günümüz yok evet

live chat yes can I say hello to the lovely lovely live chat

canlı sohbetimiz var evet bu sevimli canlı sohbete merhaba diyebilir miyim

everyone is here today already thank you very much I'm not sure who was first

herkes bugün burada zaten çok teşekkür ederim kimin ilk olduğundan emin değilim

because as usual YouTube for some reason I don't know why YouTube does not show

çünkü her zamanki gibi bazıları için YouTube neden YouTube

me who was first on the live chat outside it's very strange

bana neden dışarıda canlı sohbette ilk kimin olduğunu göstermiyor bu çok garip

I don't know why it does that something very strange happens when I'm outside

Neden olduğunu bilmiyorum cep telefonumla dışarıdayken çok garip bir şey oluyor, bu

with my mobile phone so if you were first if you if you are first on today's

yüzden ilk siz olsaydınız bugünün

live chat can I say thank you very much I have a feeling I think it may have

canlı sohbetinde ilk sizseniz çok teşekkür ederim diyebilir miyim içimde bir his var ki bunun

been an ax and a peeker I think you were first and also Adrienne as well I think

bir balta ve gözetleyici olabileceğini düşünüyorum ilk sizdiniz ve ayrıca Adrienne de bence

you were also one of the first people on today's live chat so I will still say

siz de onlardan biriydiniz bugünün canlı sohbetindeki ilk kişiler bu yüzden yine de tebrikler diyeceğim ve

congratulations and well done to you and everyone for making it here today

bugün burada olduğunuz için herkese tebrikler ve aferin

there is supposed to be some applause but I think my clap is broken my

applause button is not working so instead I will do this that was a bit

bu biraz sinir

annoying I'm supposed to have the clap you see there was supposed to be the

bozucuydu alkışı almam gerekiyordu gördüğünüz gibi alkış olması gerekiyordu

clap there is there any clap I don't think so so here we are Saturday it is

alkış var mı hiç sanmıyorum o yüzden işte cumartesi bugün

Saturday everyone how do you feel today as the weekend begins even though it

cumartesi millet bugün hafta sonu olarak nasıl hissediyorsunuz

feels as if I'm living the same day over and over again I feel like I am trapped

aynı günü tekrar tekrar yaşıyormuşum gibi hissettirse de başlıyor

in some sort of endless cycle cycle I like that word we use the word cycle to

bir tür sonsuz döngü döngüsüne hapsolmuş gibi hissediyorum döngü kelimesini dairesel bir görünüme sahip herhangi bir şey için kullandığımız bu kelimeyi seviyorum

mean anything that has a circular appearance so some people believe that

insanlar

life is a cycle things that we go through and quite often they come back

hayatın bir döngü olduğuna inanır, içinden geçtiğimiz şeyler ve çoğu zaman

eventually on themselves we might say that birth and death is part of the life

sonunda kendi kendilerine geri dönerler doğum ve ölümün yaşam

cycle we have the cycle or circle of life I had a I had a Lion King moment

döngüsünün bir parçası olduğunu söyleyebiliriz biz yaşam döngüsüne veya döngüsüne sahibiz benim sahip olduğum bir aslan kralım vardı an o zaman

then so cycle something that goes round maybe an action a process or something

döngü dönen bir şey belki bir eylem bir süreç veya bisiklet gibi

that is actually moving round and round such as a bicycle so a bicycle is two

gerçekten dönüp duran bir şey yani bisiklet

wheels going around in a cycle they are going round and round so that's how we

bir döngüde dönen iki tekerlektir onlar dönüp dururlar yani biz böyle

have the use of the word cycle and you will often see this in many places even

kullanırız döngü kelimesinin ve bunu birçok yerde sık sık göreceksiniz, hatta

in science you will talk about cycle as something is born it lives it survives

bilimde bile döngüden bahsedeceksiniz, bir şey doğdukça yaşar, hayatta kalır,

and grows and then it dies cycle anything that goes around

büyür ve sonra ölür döngü etrafta dolaşan her şey

and around hello Christine hello shabbiha

merhaba Christine merhaba shabbiha

hello marina I wish I had my little echo marina no no no I'm saying hello to a

merhaba marina diliyorum benim küçük yankı marinam vardı hayır hayır hayır bir marinaya merhaba diyorum

marina did you like that that was my fake echo I was trying my best to sound

beğendin mi bu benim sahte yankımdı yankımı kullanıyormuş gibi ses çıkarmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum

as if I was using my echo I hope that was good shabbir also we have Joe say

hello Joe salucci lo hello to you as well also sweetness Mitra how are you

merhaba de joe salucci lo sana da merhaba tatlım mitra

today I'm okay I mustn't grumble I mustn't complain as I always say every

bugün nasılsın iyiyim homurdanmamalıyım şikayet etmemeliyim her

morning when I open my eyes I always think of all the people who didn't and

sabah gözlerimi açtığımda hep söylediğim gibi olmadı ve bu

that gets me through the day oh I believe Anna yes I think Anna was

beni günümü geçirdi oh inanıyorum Anna evet sanırım Anna

first on today's live chat I think so Miko is here also hello to Quran Karim

bugünkü canlı sohbette birinciydi sanırım yani Miko da burada Kuran Kerim'e merhaba

hello to you as well I am standing under my little gazebo in the garden I know a

sana da merhaba bahçedeki küçük çardağımın altında duruyorum Pek

lot of people like it when I come outside so I couldn't resist doing it

çok insanın dışarı çıkmamı sevdiğini biliyorum, bu yüzden bugün bunu yapmaya karşı koyamadım

today I really thought I should come outside and spend a little bit of time

gerçekten dışarı çıkıp biraz

in the fresh air so this is not only helping you with your English it is also

temiz havada zaman geçirmem gerektiğini düşündüm, bu sadece İngilizcenize yardımcı olmakla kalmıyor. aynı zamanda

doing me a little bit of good as well it is very beneficial beneficial something

bana da biraz iyi geliyor çok faydalı faydalı faydalı bir şey size yardımcı

that is beneficial is something that can help you it can help you beneficial it

olabilecek bir şeydir size yardımcı olabilir

can improve your situation the situation you are in can be improved by doing

sizin durumunuzu iyileştirebilir içinde bulunduğunuz durum bir

something seeing something feeling something sometimes you might have to

şeyler yaparak bir şeyler hissederek iyileştirilebilir bir şey bazen

take some medicine it can be beneficial it gives you some benefit it helps you

biraz ilaç alman gerekebilir faydalı olabilir sana biraz fayda sağlar sana yardımcı olur

oh hello too far didn't hello Fardeen nice to see you here as

oh merhaba çok uzak değil mi merhaba Fardeen seni burada görmek de güzel Bugün

well I wasn't sure if the rain was going to fall today it would appear that we

yağmurun yağıp yağmayacağından emin değildim Görünüşe göre

are not going to get any rain today or tomorrow and you know what that means

bugün veya yarın hiç yağmur yağmayacak ve bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz,

maybe tomorrow we will be in the garden again hello Lena it is warm at last

belki yarın yine bahçede olacağız merhaba Lena hava nihayet ılık nihayet

finally there is some warm weather in Moscow it is 15 Celsius above zero well

Moskova'da biraz ılık hava var, 15 santigrat derece yukarıda sıfır iyi bu iyi

that's good that sounds good to me it's around about the same today here I think

bana iyi geliyor bugün aşağı yukarı aynı sanırım bugün burada

today it's around about 1516 Celsius here at the moment in the UK for those

1516 santigrat derece civarında şu anda İngiltere'de

who are wondering what the temperature is it isn't too bad it feels quite nice

sıcaklığın ne olduğunu merak edenler için çok kötü değil oldukça iyi hissettiriyor

in fact Luis Mendez is here today it's a shame I don't have my echo I miss my

aslında Luis Mendez bugün burada ne yazık ki yankım yok

little echo hello hello sorry baby really hello also de Vaca hello de

Küçük yankımı özlüyorum merhaba merhaba özür dilerim bebeğim gerçekten merhaba ayrıca de Vaca merhaba de

Vaca also watching in Russia ooh we have a few Russians here today I know

Vaca da Rusya'da izliyor ooh bugün burada birkaç Rus var biliyorum

yesterday we were talking about May Day and I know in certain countries around

dün biz 1 Mayıs'tan bahsediyorduk ve dünyanın bazı ülkelerinde

the world May Day is a very big thing for many people here in the UK we don't

1 Mayıs'ın Birleşik Krallık'taki birçok insan için çok büyük bir şey olduğunu biliyorum, işçi bayramı açısından

observe it that much certainly from the point of view of the workers day so

kesinlikle o kadar gözlemlemiyoruz, bu yüzden

traditionally we think of May Day as being the time when summer appears

geleneksel olarak 1 Mayıs'ı düşünürüz. 1 Mayıs'ın

officially here in the UK so we always think of this time of year as being the

Birleşik Krallık'ta yazın resmi olarak burada göründüğü zaman olduğu için, her zaman yılın bu zamanını yazın başlangıcı olarak düşünürüz, dün

beginning of summer as I mentioned yesterday the Celtic traditions

bahsettiğim gibi,

welcoming the summer on May the first goes back a very long way it is one of

ilk Mayıs'ta yazı karşılayan Kelt gelenekleri çok uzun bir yol kat eder.

the traditions here in the UK a lot of people dance around a lot of villages

Birleşik Krallık'ta birçok insanın dans ettiği geleneklerden biridir, birçok köyde yazın gelişini

will have festivals to celebrate the arrival of summertime many of these

kutlamak için festivaller düzenlenir, bu

festivals are actually carried out and many things are performed as a way of

festivallerin birçoğu gerçekten yapılır ve birçok şey şans getirmenin bir yolu olarak yapılır.

bringing good luck for the forthcoming crops so it is all about that it is

Yaklaşan ekinler yani her şey

about wishing everyone well and also hoping for a good summer crop on your

herkese iyi dilekler dilemek ve aynı zamanda tarlalarınızda iyi bir yaz mahsulü ummakla ilgili

fields hello also to Tam Li hello Anna Anna you

Tam Li'ye de merhaba merhaba Anna Anna sen

win hello Anna you win I have a feeling you might be

kazandın merhaba Anna sen kazandın İçimde öyle bir his var ki

you might be in Vietnam Peter says this nightmare is easier with mr. Duncan's

sen olabilirsin Vietnam'da Peter bu kabusun Bay ile daha kolay olduğunu söylüyor. Duncan'ın

livestreams thank you very much there is one thing I

canlı yayınları çok teşekkür ederim, fark ettiğim bir şey var ki,

have noticed that over the past few days the viewers for my live streams have

son birkaç gündür canlı yayınlarımın izleyici sayısı

gone down a little bit and that is because in many countries they are

biraz düştü ve bunun nedeni birçok ülkede

returning to normal I don't think things will be normal completely normal but

normale dönmeleridir. normal olmak tamamen normal ama

things are slowly going back to how they were before

her şey yavaş yavaş eski haline dönüyor

very slowly slowly but surely that's a great phrase if we say that something is

çok yavaş yavaş ama kesinlikle bu harika bir söz bir şeyin

happening slowly but surely it means it is gradually happening slowly but surely

yavaş ama kesinlikle olduğunu söylersek yavaş yavaş ama kesinlikle

it is happening at a slow pace however it is happening

yavaş bir hızda oluyor anlamına gelir ancak oluyor

and we are all looking for comfort at the moment

ve şu anda hepimiz teselli arıyoruz

ah me I know it would seem that I live in paradise

ah ben cennette yaşıyormuşum gibi göründüğünü biliyorum

a lot of people say that but we are all suffering in some way for example I'm

birçok insan bunu söylüyor ama hepimiz bir şekilde acı çekiyoruz örneğin

unable to see my mother so I can't see my lovely mother in hospital

annemi göremiyorum bu yüzden sevgili annemi hastanede göremiyorum

unfortunately so my mother is locked away in isolation being cared for and I

ne yazık ki bu yüzden annem tecrit altında bakılıyor ve onu

cannot go to see her so I felt a little bit unhappy last week a little bit down

görmeye gidemiyorum bu yüzden geçen hafta biraz mutsuz hissettim

myself because it was my mum's birthday and I couldn't go to see her very very

kendimi biraz moralim bozuk çünkü annemin doğum günüydü ve onu görmeye gidemedim çok çok

bad hello also to Christine Christine buns hello to you by the way just in

kötü Christine'e de merhaba Christine çörekler bu arada size de merhaba

case you're wondering what is in my hand I have my little object things that I

elimde ne var diye merak ederseniz benim küçük nesnem var

like to show you everyday common items and this is something it is strange I

size her gün göstermekten hoşlandığım şeyler ortak öğeler ve bu garip bir şey benim gerçekten tuhaf

know you are going to think that I'm really weird but this is something that

olduğumu düşüneceğinizi biliyorum ama bu benim

I'm very proud of this is a thing that I keep very safe because it's something

çok gurur duyduğum bir şey bu çok güvende tuttuğum bir şey çünkü bu

I'm proud of something I I won many years ago around 25 years ago I won this

benim gurur duyduğum bir şey Yıllar önce kazandım yaklaşık 25 yıl önce

little item on the radio there was a quiz taking place on the radio and I

radyoda bu küçük öğeyi kazandım radyoda bir sınav yapılıyordu ve

phoned in with the correct answer they even allowed me to talk on the radio as

doğru cevabı telefonla aradım radyoda konuşmama bile izin verdiler o

well so oh that's very nice and I went a little prize I won a prize and that is

yüzden oh bu çok güzel ve küçük bir ödüle gittim, bir ödül kazandım ve

what I have in my hand can I say thank you thank you

elimde olan şey bu, teşekkür ederim teşekkür ederim

but seriously can I say thank you to those who have sent me lovely donations

ama gerçekten son birkaç gün içinde bana güzel bağışlar gönderenlere teşekkür edebilir miyim diyebilir miyim?

over the past couple of days can I say thank you very much to Christine Petros

Christine Petros'a

and also chin Jun you for your lovely kind donations on PayPal so can I say

ve ayrıca PayPal'daki güzel nazik bağışlarınız için chin Jun'a çok teşekkür ederim, bu yüzden çok teşekkür edebilir miyim, nazik bağışlarınız için

thank you very much I really do appreciate your kind donations

once again Christine Petrus and chin Janu for your kind donations and there

bir kez daha gerçekten minnettarım Christine Petrus ve chin Janu nazik bağışlarınız için ve orada

you can see as well on the screen you can also see the PayPal address as well

görebilirsiniz ayrıca ekranda PayPal adresini de görebilirsiniz eğer

if you want to send a donation because everything I do is free it's always been

bağış göndermek isterseniz çünkü yaptığım her şey ücretsiz çünkü her zaman

free so I don't do private lessons where I charge lots of money for my time I

ücretsiz oldu bu yüzden verdiğim zaman için çok para aldığım özel dersler yapmıyorum.

give my time here on YouTube for free and I've been doing that for the past 14

YouTube'da burada ücretsiz olarak geçirdiğim zamanı ve bunu son 14

years not 14 days not a few weeks 14 years on YouTube doing this for free so

yıldır yapıyorum 14 gün değil birkaç hafta değil 14 yıldır YouTube'da ücretsiz yapıyorum bu

that is the reason why I always appreciate the donations they don't have

yüzden sahip olmadıkları bağışları her zaman takdir ediyorum.

to be big but if you but if you you know there we go

büyük olmak ama eğer bilirsen ama bilirsen

once again Christine Petrus and Chen Jun you thank you for your kind donations I

bir kez daha Christine Petrus ve Chen Jun'a gideceğiz nazik bağışlarınız için teşekkür ederim

really do appreciate it you have no idea how much they mean to me so we are here

gerçekten minnettarım onların benim için ne kadar önemli olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok bu yüzden

today I have my little item I'm going to show you it in a moment but first of all

bugün buradayız benim küçük eşyam birazdan onu göstereceğim ama her şeyden önce

I want to show you something else we went out last night for a walk

size başka bir şey göstermek istiyorum dün gece yürüyüşe çıktık diğer insanlardan

we kept our safe distance away from other people but we went outside last

güvenli mesafemizi koruduk ama dün

night for a lovely evening walk and we stopped by one of the fields near our

gece biraz dışarı çıktık güzel bir akşam yürüyüşü ve evimizin yakınındaki tarlalardan birine uğradık

house and there were lots of little lambs in the field running around and

ve tarlada koşuşturan ve

playing and I couldn't resist today I couldn't resist finding one of my lovely

oynayan bir sürü küçük kuzu vardı ve bugün dayanamadım kaydettiğim güzel videolarımdan birini bulmadan edemedim.

videos that I recorded I think it was last year or maybe two years ago and I

Sanırım geçen yıl ya da belki iki yıl önceydi ve tarlada

filmed some of the little lambs playing in the field

oynayan küçük kuzulardan bazılarını filme aldım, bu

so last night I stood watching the Lambs playing around in the field and this is

yüzden dün gece durup sahada oynayan Kuzuları izledim ve o

what I was thinking about at the time

sırada düşündüğüm şey buydu

oh isn't that lovely oh and that actually was the field I was

oh değil mi? o güzel oh ve bu aslında

standing in last night the same field that you saw in that video was actually

dün gece içinde durduğum alandı, o videoda gördüğünüz alanın aynısı aslında

where I was last night with mr. Steve and it brought back so many happy

dün gece Mr. Steve ve o kadar çok mutlu anıyı geri getirdi ki

memories there is nothing nicer one of the nicest sights and of course sounds

daha güzel bir şey yok en güzel manzaralardan biri ve tabii ki sesler tarlada

is the sound of sheep and lambs together in the field and it's a beautiful

birlikte koyun ve kuzuların sesi ve bu çok güzel

beautiful feeling I must say we are having a cup of coffee a little bit

güzel bir duygu Söylemeliyim ki bir fincan kahve içiyoruz. biraz

later on do you remember the time when I made a cup of coffee in my kitchen maybe

sonra mutfağımda bir fincan kahve yaptığım zamanı hatırlıyor musun belki

you don't maybe you've never seen me doing it before we are going to share

hatırlamıyorsun belki de daha önce hiç görmedin

that a little bit later on today on the live stream something else I want to

bunu bugün biraz sonra canlı yayında paylaşacağız başka bir şey daha

show you those little lambs in the field did you see them are weren't they

tarladaki o küçük kuzuları size göstermek istiyorum onları gördünüz mü muhteşem değiller miydi

gorgeous we are going to have a look at some more little lambs very soon however

çok yakında birkaç küçük kuzuya daha göz atacağız ancak bağlantılı bazı kelimelere

I thought it would be fun to look at some words connected with what those

bakmanın eğlenceli olacağını düşündüm o

lambs were doing in the field they were running around they were having lots of

kuzuların tarlada yaptıklarıyla etrafta koşuşturuyorlar çok

fun they were doing a lot of active things and at that age normally animals

eğleniyorlardı çok aktif şeyler yapıyorlardı ve o yaşlarda normalde hayvanlar

will play I'm sure you have seen many documentaries about animals when they

oynar eminim hayvanların oynadığı zamanlarla ilgili birçok belgesel izlemişsinizdir

are playing in the fields or maybe in the wild and the small animals the

tarlalarda veya belki vahşi doğada ve küçük hayvanlarda,

offspring the young will often play and it is a form of learning it is a type of

yavrular gençlerin sıklıkla oynayacağı bir öğrenme biçimidir ve bu,

learning for animals they will often play we sometimes call it play fighting

genellikle oynayacakları hayvanlar için bir öğrenme türüdür, buna bazen oyun dövüşü

play fighting so play fighting is something that you do

oyun dövüşü diyoruz, bu nedenle oyun dövüşü senin yaptığın bir şey

and something that what is that noise there is a strange noise occurring next

ve o sesin ne olduğu bir şey yanımda garip bir ses oluyor

to me and I'm not sure what it is how weird I'm not sure what that noise

ve bunun ne olduğundan emin değilim ne kadar garip o sesin ne olduğundan emin değilim

is can you hear it or is it just me so the lambs will often play around they

duyabiliyor musun yoksa sadece ben mi öyleyim kuzular sık ​​sık oynarlar

will pretend sometimes to chase each other but it is a form of learning it is

bazen birbirlerini kovalıyormuş gibi yaparlar ama bu bir öğrenme biçimidir bu

a type of education you will often see the Lambs frolic oh I like that word

bir eğitim türüdür sık ​​sık Kuzuların eğlendiğini görürsünüz oh

that is one of my strange English words perhaps I do like to show you some

garip İngilizce sözcüklerimden biri olan bu kelimeyi seviyorum belki de severim sana

unusual English words from time to time and frolic is one of them frolic frolic

zaman zaman alışılmadık İngilizce kelimeler göstermek istiyorum ve frolic bunlardan biri frolic frolic eğlenmek için

it's a great word to have fun to let yourself go and have a lot of fun you

harika bir kelime kendini bırakıp çok eğlenebilirsin eğlenebilirsin eğlenebilirsin galavant

can frolic you can frolic around galavant oh I like this word is well

etrafında eğlenebilirsin oh bu kelimeyi beğendim peki

here's a great word galavant galavant if you galavant it means you wander

işte harika bir kelime galavant galavant eğer galavantsanız,

around quite often energetically you have a lot of energy you galavant you

enerjik olarak oldukça sık dolaştığınız anlamına gelir, çok fazla enerjiniz vardır, galavantsınız,

wander around you move around maybe you are running around having lots of fun

etrafta dolanırsınız, belki etrafta koşuşturur, çok eğlenirsiniz,

you galavant perhaps you gallivant around the world

galavant, belki de dünyayı dolaşıyorsunuz demektir.

you are going on a world cruise well maybe not at the moment but perhaps

bir dünya gezisine çıkıyorsun belki şu anda değil ama belki

later you will go on a gallop and you will gallivant around the world you are

daha sonra dört nala gideceksin ve dünyayı dörtnala gezeceksin

going to explore different places you can event I like that word galavant

farklı yerler keşfedeceksin etkinlik yapabilirsin bu kelimeyi seviyorum galavant

hello Samia or Camille to see the cute Lambs is very good and I felt happy I

merhaba Samia veya Camille görmek için sevimli kuzular çok iyi ve kendimi mutlu hissettim,

must be honest with you if there is one thing I love not just the sight of

size karşı dürüst olmalıyım, sadece

nature but quite often the sound of nature as well the sound of nature can

doğanın görüntüsünü değil, çoğu zaman doğanın sesini de sevdiğim bir şey varsa, doğanın sesi

also be quite nice you could also cavort as well what is

de oldukça hoş olabilir, siz de yapabilirsiniz ıvır zıvır da

that strange noise cavort you can cavort around wonder play you can move around

you can't cavort I am cavorting today I am having a

ne o

little cavort around cavort another strange word hello - OH

tuhaf

Luis Mendez says a couple of things yes the the start of workers day originated

ses işçi gününün başlangıcı

in Chicago after a massacre another little bit of gruesome history there on

Chicago'da bir katliamdan sonra ortaya çıktı, daha hafif bir notla orada biraz daha korkunç bir tarih daha var

a lighter note Luis also says that frolic in France is a brand of animal

Luis ayrıca frolic'in Fransa'da bir hayvan yemi markası olduğunu söylüyor,

food so there is a type of animal food I believe we have it here as well there is

bu yüzden bir tür hayvan yemi var, sanırım bizde var bir de

a type of dog food and if I'm not mistaken if if I'm yeah I think there is

köpek maması türü var ve eğer yanılmıyorsam evet ise sanırım var sanırım bir

I think we also have a brand of dog food called frolic frolic I suppose it's

de frolic frolic diye bir köpek mama markamız var sanırım

because that dogs it's because dogs enjoy running around when they are

o köpekler çünkü köpekler koşmaktan hoşlanır

outside they frolic they frolic around frolic another word you can use is

dışarıdayken eğlenirler eğlenirler eğlenirler eğlenirler kullanabileceğiniz başka bir kelime

scamper oh I like this one this is a great word scamper so you can imagine an

scraper oh bunu beğendim bu harika bir kelime crapper yani bir

animal running around having fun they scamper they move around

hayvanın etrafta koşturup eğlendiğini hayal edebilirsiniz onlar sıçarlar etrafta

very quickly sometimes they will scamper from one place to another they move

çok hızlı hareket ederler bazen onlar sıçar bir yerden başka bir yere dolaşıyorlar

around they are wandering about they scamper scamper

etrafta dolaşıyorlar koşuşturuyorlar koşuşturuyorlar Bu

I'm really not sure what that noise is I'm sure I will find out later on

gürültünün ne olduğundan gerçekten emin değilim eminim daha sonra

scamper you can scamper around and have some fun

dolandırıcılıkta öğreneceğim etrafta koşuşturup biraz eğlenebilirsiniz

the Lambs the Lambs cavorted yes they were cavorting they were scampering they

şakalaşıyorlardı

were frolicking around the field you are right hello - oh hello Ana Rita is here

sahanın etrafında oynuyorlardı haklısın merhaba - oh merhaba Ana Rita burada

also we have Reshma is here as well nice to see you on the live chat yes it is

ayrıca Reshma da burada sizi canlı sohbette görmek güzel evet bugün

Saturday don't worry there is nothing wrong with your calendar it is Saturday

cumartesi merak etmeyin bir şey yok takviminizde sorun var bugün cumartesi

it is the 2nd of May have you had a good month so far how is

2 mayıs şimdiye kadar iyi bir ay geçirdiniz mi

Mae bean for you was it better than April so far

Mae fasulyesi sizin için nasıldı şimdiye kadar nisandan daha iyi miydi

scamper I like that one I do like the word scamper you might also say that

scamper bunu beğendim

those lambs were having a little play they were playing around

o kuzular küçük bir oyun oynuyorlardı etrafta oynuyorlardı oynamak için oynuyorlardı eğlenmek için

they were playing to play is to have fun you run around you do things that are a

etrafta koşuşturuyorsun

little foolish or silly you play I like to play even though I'm not a young

biraz aptalca ya da aptalca şeyler yapıyorsun oynuyorsun artık genç biri olmamama rağmen oynamayı seviyorum

person anymore but I do like playing sometimes having

ama Bazen oynamayı seviyorum,

fun can cheer you up it can make you feel young again and why not

eğlenmek seni neşelendirebilir, kendini yeniden genç hissetmeni sağlayabilir ve neden olmasın

why not there's nothing more wrong with having a little play around I suppose it

biraz oyun oynamaktan daha kötü bir şey yok sanırım bu

depends on what it is you are playing around with hello also to life blogger

neyle oynadığına bağlı ve hayata da merhaba blogger

life blogger is here once again everyone motion or Momo hen or Mohsen hello also

life blogger bir kez daha burada herkes hareket veya Momo hen veya Mohsen merhaba da

- parissa hello mr. Duncan what an amazing nature and also the sound of the

- parissa merhaba mr. Duncan ne harika bir doğa ve aynı

birds by the way here's a message for Adrian Adrian floorman I

zamanda kuşların sesi bu arada işte Adrian'a bir mesaj

believe you were interested in finding out what the name of this song or the

music was that I played on my French video yesterday I'm I'm not sure what

m Adının ne olduğundan emin değilim,

it's called I can't remember but it it is it is French something I know that's

hatırlayamıyorum ama Fransızca bir şey olduğunu biliyorum,

no help it is no help whatsoever but I know that the name of the song is French

hiçbir faydası yok ama şarkının adının Fransızca olduğunu biliyorum,

something something I don't know I can't remember but I will check that out

bilmediğim bir şey Hatırlayamıyorum ama bir bakayım

and if I can find the name of the song I will let you know I will let you know

şarkının adını bulursam size haber veririm

you can have fun have fun why not why not if you want to have fun if you want

eğlenebilirsiniz eğlenebilirsiniz neden olmasın neden olmasın eğlenmek istiyorsanız

to enjoy yourself if you want to do something that makes you smile why not

eğlenmek için seni gülümseten bir şey yapmak istiyorsan neden

have fun enjoy life while you have it you only get one you only get one life

eğlenmiyorsun hayatın varken tadını çıkar sadece bir hayatın var sadece bir hayatın var

this is not a rehearsal this is the actual performance there is

bu bir prova değil bu gerçek performans bir

no encore you can't come back after the show is over

tekrar yok yapamazsın gösteri bittikten

and the curtain comes down this is your one performance so get it right fall

ve perde indikten sonra geri gel, bu senin tek performansın, o yüzden doğru anla

around oh I like that one you might fool around if you fall around

etrafta dolan oh bunu sevdim, etrafta dolanırsan dalga geçebilirsin,

it means you play you do something that is not serious you fool around you do

oynarsın demektir, ciddi olmayan bir şey yaparsın, dalga geçersin

something that is childish maybe maybe you run into your garden and run around

çocukça bir şey yaparsın belki belki bahçene koşarsın ve

and have fun you fall around you like to fall around

eğlenirsin etrafına düşersin düşmeyi seversin

sometimes it keeps you young by the way this can also mean something

bazen bu seni genç tutar bu arada bu biraz kaba bir şey anlamına da gelebilir

a little rude as well fool around if you are married if you are in a stable

eğer dalga geçiyorsan evliyseniz eğer istikrarlı bir

relationship and maybe your husband or your wife has

ilişkiniz varsa ve belki kocanızın veya karınızın

an affair if they fall around that it that means the person is doing something

bir ilişkisi varsa, bu, o kişinin ilişkinin dışında bir şeyler yaptığı anlamına gelir,

outside the relationship they fool around it means they are seeing another

dalga geçerler, başka birini görüyorlar demektir,

person they are meeting up with someone in secret mr. Duncan do you like from

biriyle buluşuyorlardır gizli bey Duncan

pits Thank You Jamelia I love crumpets I like to put some butter on my crumpets

çukurlardan sever misin Teşekkürler Jamelia Ben ekmek kızartmalarını severim Ekmeklerimin üzerine biraz tereyağı sürmeyi severim

sometimes I also put some jam a little bit of jam or maybe some syrup as well

bazen ayrıca biraz reçel biraz reçel veya belki biraz şurup da koyarım tatlı

anything sweet basically if it is sweet I will put it on my crumpets but yes you

herhangi bir şey temelde tatlıysa üzerine koyarım ekmek kızartmalarım ama evet

are right I do like crumpets I haven't had crumpets for a long time I

haklısın ekmek kızartmalarını severim uzun zamandır ekmek yemedim en

can't remember the last time I had crumpets but they are very popular here

son ne zaman ekmek yediğimi hatırlayamıyorum ama burada Birleşik Krallık'ta çok popülerler

in the UK a lot of people have them at breakfast time so in the morning they

birçok insan kahvaltı saatinde ekmek yiyor yani sabahları

will have a little crumpet hmm it is actually making my mouth water just the

biraz ekmekleri olacak hmm bu aslında ağzımı sulandırıyor sadece

thought of it hello Joe Carl hmm mium yam oh really

düşüncesi bile merhaba Joe Carl hmm mium yam oh gerçekten

I don't know what that means but I imagine it is a way of expressing

bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum ama bunun şaşkınlığı ifade etmenin bir yolu olduğunu düşünüyorum

surprise maybe hello whisper cereal or cereal hello to you

belki merhaba mısır gevreği veya mısır gevreği fısıldayarak merhaba

love you mr. Duncan thank you very much it's very kind of you

sizi seviyorum bayım. Duncan çok teşekkür ederim çok naziksiniz Teşekkürler

Thank You Adrian thank you so much for your efforts I am waiting for the name

Adrian çabalarınız için çok teşekkür ederim Fransızca bir şey bulduğunuzda müziğin adını bekliyorum

of the music when you find it French something

I will try to find out what it is I might actually have a look when we have

Ne olduğunu bulmaya çalışacağım aslında bir bakabilirim

our coffee break because we are having a coffee break in around about 15 minutes

kahve molamızı verdiğimizde çünkü yaklaşık 15 dakika sonra kahve molası veriyoruz

so when I'm having my coffee break in other words I will play you a video that

yani kahve molamı verirken başka bir deyişle size bir video izleteceğim

is what I'm going to do I will try to find out what the piece of music is

yapacağım şey bu onu bulmaya çalışacağım müzik parçasının

called okay Adrienne is that a good idea I hope so

adı ne tamam Adrienne bu iyi bir fikir umarım

hello all so yes it did sound like typical French music but I think that's

herkese merhaba bu yüzden evet kulağa tipik bir Fransız müziği gibi geliyordu ama bence

the reason why it has that French title because it does sound like French music

bu Fransız başlığına sahip olmasının nedeni bu çünkü kulağa Fransız müziği

playing the accordion when it whenever I think of the accordion I are I often

çalıyor gibi geliyor akordeon ne zaman akordeon aklıma gelse sık sık

think of Paris I often think of someone standing in a restaurant or cafe playing

Paris'i düşünürüm çoğu kez bir restoranda veya kafede

the accordion oh I'm sorry that was a terrible impression of the accordion I'm

akordeon çalan birini düşünürüm oh üzgünüm bu akordeonla ilgili berbat bir izlenimdi

sorry about that fall around if you fall around with someone perhaps you are

o düşüş için üzgünüm Biriyle takılırsan belki

having an affair you are doing something you shouldn't with another person

bir ilişki yaşıyorsundur başka biriyle yapmaman gereken bir şey yapıyorsun

you lark about this is something we often use in British English I don't

bu konuda dalga geçiyorsun bu İngiliz İngilizcesinde sıklıkla kullandığımız bir şeydir

think we use this in American English so I don't think we use this when we are in

Bunu Amerikan İngilizcesinde kullandığımızı sanmıyorum bu yüzden ben Bunu Amerikan İngilizcesindeyken kullandığımızı düşünüyorum.

American English lark about if you lock about it means you mess around you are

not being serious you are playing about you are not being serious

you lark about lark about you play you are doing something that is not serious

ciddi değil

you lark about often used in British English lark lark around I don't know

lark hakkında İngiliz İngilizcesinde sık sık kullanılır lark lark etrafta

why it's so noisy around here today it's very noisy around where I live today

bugün neden bu kadar gürültülü bilmiyorum bugün yaşadığım yerde çok gürültülü

Valentin I've never tasted a crumpet it seems delicious is it difficult to bake

Valentin hiç ekmek yemedim lezzetli görünüyor seni pişirmek zor mu

you don't have to make them yourselves you can normally buy them from a bread

onları kendiniz yapmak zorunda değilsiniz, normalde bir ekmek

shop or quite often in the supermarket as well so they are actually ready-made

dükkanından veya oldukça sık olarak süpermarketten satın alabilirsiniz, bu yüzden aslında hazırlar,

they are already made I suppose you can cook your own or bake your own crumpets

zaten yapılmışlar, sanırım kendiniz pişirebilir veya kendi ekmeklerinizi pişirebilirsiniz ama

but is to be honest with you you know you can just go to the shops and buy

sana karşı dürüst olmak gerekirse, biliyorsun ki, dükkana gidip

some ready-made crumpets and then all you have to do is toast them so you heat

hazır ekmekler alabilirsin ve sonra tek yapman gereken

them up until they turn golden brown and then you put some butter my mouth is

onları kızartıp kızarana kadar ısıtmak ve sonra ağzıma biraz tereyağı sürmek.

actually watering at the thought you put some butter on there and then you put

Aslında oraya biraz tereyağı koyduğunu ve sonra

some jam or maybe some honey or maybe some syrup very nice

biraz reçel veya belki biraz bal veya belki biraz şurup koyduğunu düşündüğümde sulanıyor çok güzel

hello oh I see so Miam Miam is yum-yum I like that very

merhaba oh görüyorum ki Miam Miam yum-yum Bunu çok

good thank you flower for telling me that

beğendim bana bunu söylediğin için teşekkür ederim çiçek

yum-yum mmm yum yum yum yum hello from Brazil hello lick leet LSL hello to you

yum-yum mmm yum yum yum yum Brezilya'dan merhaba merhaba lick leet LSL size merhaba

and hello to the world is well hello world nice to see you here today

ve dünyaya merhaba iyi merhaba dünya bugün sizi burada görmek

nice to see we are all still here in one piece you might of course mess around

güzel, hepimiz hala tek parça halinde buradayız, tabii ki ortalığı karıştırabilirsiniz

if you mess around it means you are playing you are not taking things

dalga geçersen oyun oynuyorsun demektir olayları

seriously you are just pretending to do things you are messing around children

ciddiye almıyorsun sadece yapıyormuş gibi yapıyorsun dalga geçiyorsun çocuklar

will often mess around they will not behave themselves they always like to

çoğu zaman ortalığı karıştırırlar kendilerine uygun davranmazlar her zaman

play and have fun and sometimes you might get angry with your child and say

oynamayı ve eğlenmeyi severler ve bazen sinirlenebilirsiniz çocuğunuzla ve lütfen lütfen lütfen ortalığı

oh please please can you stop messing around please

karıştırmayı keser misin lütfen

for one moment can you just stop messing around mess around you are playing you

bir an için ortalığı karıştırmayı keser misin oynuyorsun bir

are not being serious about something what is the crumpet I

şey hakkında ciddi değilsin ekmek ne demek

don't know how to write the word hello Kelby hello Kelby you have spelt the

merhaba kelimesini nasıl yazacağımı bilmiyorum Kelby merhaba Kelby kelimeyi doğru hecelemişsin, bu

word correctly it is right so you have actually spelt it right

doğru yani aslında doğru hecelemişsin, crumpet

well don't crumpet interesting the word crumpet we don't use this phrase anymore

kelimesini ilginç bulma, artık bu tabiri kullanmıyoruz

but the word crumpet can also mean a beautiful woman maybe a sexy lady who

ama crumpet kelimesi güzel bir kadın, belki de seksi bir bayan anlamına da gelebilir.

you see in the street not anymore though we don't say that anymore because it's

Sokakta kimi görüyorsun artık değil ama artık bunu söylemiyoruz çünkü bu

sexist you see but I remember growing up in the 70s and maybe also the 1980s

cinsiyetçi bir şey ama ben 70'lerde ve belki 1980'lerde büyüdüğümü hatırlıyorum,

people used to refer to a beautiful lady an attractive woman as

insanlar güzel bir bayana çekici bir kadına

a bit of crumpet whoa whoo look at her well she is a nice bit of crumpet but

biraz ahmak diye hitap ederdi. whoa whoo ona iyi bak o biraz huysuz ama

not anymore you can't say it anymore because you will get slapped in the face

artık bunu söyleyemezsin çünkü suratına tokat yiyeceksin

and quite likely kicked in the testicles

ve muhtemelen testislerine tekme atacaksın

did you can be silly I'm often accused of being silly they say mr. Duncan you

aptal olabilir misin sık sık olmakla suçlanıyorum saçma diyorlar bay Duncan

are so silly you why do you always have to be so silly sometimes it is fun to be

çok aptalsın neden hep bu kadar aptal olmak zorundasın bazen aptal olmak eğlenceli

silly sometimes you don't have to take life so seriously life is not always

bazen hayatı bu kadar ciddiye almak zorunda değilsin hayat her zaman

about being serious sometimes you can smile especially these days especially

ciddi olmaktan ibaret değil bazen gülümseyebilirsin özellikle bu günlerde özellikle

these days we need we need this many things as possible to smile about be

bu günlerde gülümsemek için mümkün olduğunca çok şeye ihtiyacımız var aptalca ol

silly enjoy your silliness sometimes it is

aptallığının tadını çıkar bazen

good to be silly sometimes you can have a little bit of fun Valentin says you

aptal olmak iyidir bazen biraz eğlenebilirsin Valentin benim salyalarımı akıttığını söylüyor

are making me drool drool sometimes you might see your dog drooling so this

bazen köpeğinin salyalarının aktığını görebilirsin ağızlarından

means there is a lot of saliva coming out of their mouths so a person if they

çok fazla tükürük geldiği anlamına gelir, bu nedenle bir kişi yemek için

are thinking of something tasty or delicious to eat your your mouth might

lezzetli veya lezzetli bir şey düşünürse, ağzınız

become very wet you will drool drool d r o o L drool it is a reaction to thinking

çok ıslanabilir, salya akacaksınız salya ak o o L salya akacak olan bir şeyi düşünmeye verilen bir tepkidir

of something that is nice to eat I'm sure I'm pretty sure they sell crumpets

yemek güzel Eminim İtalya'da ekmek kızartması sattıklarından oldukça eminim Evet sattıklarından oldukça

in Italy I'm pretty sure they do yeah I would say so I would definitely say so

eminim evet derdim yani kesinlikle öyle derdim

but with that what was that noise I just made very strange I hope it was coming

ama bununla birlikte çıkardığım o ses de neydi çok garip umarım öyleydi

from my mouth hello also Anna Pico again you are fun

ağzımdan merhaba ayrıca Anna Pico yine eğlencelisin

but not silly never sometimes we all have to be a little silly we all have to

ama aptal değilsin asla bazen hepimiz biraz aptal olmalıyız hepimiz

be a little silly as Robin Williams once said we are all born with a spark of

biraz aptal olmalıyız bir keresinde Robin Williams'ın dediği gibi hepimiz bir delilik kıvılcımıyla doğduk

madness and you must never lose it so we all have a little spark of craziness

ve sen de yapmalısın onu asla kaybetmeyin ki hepimizin içinde biraz çılgınlık kıvılcımı olsun

inside us and that is what makes us enjoy life we can find the humor the

ve hayattan zevk almamızı sağlayan şey budur mizahı

light side the bright side you can be childish why not be childish sometimes

iyi tarafı iyi tarafını bulabiliriz çocuksu olabilirsiniz neden çocuksu olmayasınız bazen

you have to have a little bit of fun in life you can't always be serious you

birazcık sahip olmanız gerekir hayatta eğlence her zaman ciddi olamazsın her

can't always be miserable sometimes you have to have mm that's what I like to do

zaman perişan olamazsın bazen sahip olmalısın mm bunu yapmayı seviyorum anlıyor musun

you see you are not silly you have good humor thank you very much

aptal değilsin iyi mizah anlayışın var çok teşekkür ederim andy

Andy I was very silly because I became I

ben çok aptaldım çünkü ben Ben

became an actor really Andy Andy star really are you an actor now I'm very

bir aktör oldum gerçekten Andy Andy yıldızı gerçekten sen bir aktör müsün şimdi

interested to find out more you shouldn't say that you shouldn't say

daha fazlasını öğrenmekle çok ilgileniyorum böyle şeyler söylememen gerektiğini söylememelisin

things like that because now I will be very curious to find out what it is you

çünkü şimdi ne olduğunu çok merak edeceğim

do are you really an actor honestly

gerçekten aktör müsünüz dürüst olmak gerekirse

I want to know more now is it the same as childhood childish is not the same as

şimdi daha fazlasını öğrenmek istiyorum çocuklukla aynı mı çocukça çocuklukla aynı şey değil çocukluk çocukken geçen

childhood childhood is the period of time when you were a child

zaman dilimi

childish means that you are behaving like a child so maybe an adult like me

çocuksu demek çocuk gibi davrandığınız anlamına gelir yani belki benim gibi bir yetişkin

for example if you act like a child we can say that you are acting childish

mesela çocuk gibi davranıyorsan çocukça davranıyorsun diyebiliriz

you are acting like a child or a baby don't be so childish to behave like a

çocuk gibi davranıyorsun ya da bebek bu kadar çocuksu olma çocuk gibi davran

child childhood is the period of time when you were actually a child when you

bir çocuk sen

were a child you might also act the fool either that's what I do sometimes

çocukken sen de aptal gibi davranabilirsin ya ben öyle yapıyorum bazen

sometimes I am accused of acting the fool this relates to behavior so act

bazen aptal gibi davranmakla suçlanıyorum bu davranışla alakalı yani hareket

just refers to behavior so any action can be defined as behavior something

sadece davranışa atıfta bulunuyor bu yüzden herhangi bir eylem davranış olarak tanımlanabilir

you're doing a type of behavior an action hence the word act

senin yaptığın bir şey bir davranış türü bir eylem dolayısıyla hareket kelimesini

I can hear hello mister crow that was mr. crow did you hear mr. crow then he

duyabiliyorum merhaba Bay Karga o Bay'dı. karga duydun mu bay karga o zaman

was having a little sing act the fool so you can act the fool that means you are

küçük bir şarkı söylüyordu aptal gibi davran böylece aptal gibi davranabilirsin bu

behaving in a very silly way you will you act the fool in the classroom there

çok aptalca davrandığın anlamına gelir sınıfta aptal gibi davranacaksın

is always one student in the classroom who always likes they always act the

fool they do silly things sometimes they like to distract the teacher or maybe

aptalca şeyler yaparlar bazen öğretmenin veya

distract the other classmates they act the fool they like to act the fool no

diğer sınıf arkadaşlarının dikkatini dağıtmayı severler aptalca davranmayı severler aptalca davranmayı severler hayır efendim

sir says when you are an adult but your behavior is like a child yes you you act

diyor yetişkin olduğunuzda ama davranışlarınız bir çocuk gibi evet siz

in a childish way you act the fool it is amazing that we found this subject just

bir şekilde hareket ediyorsunuz çocukça aptalca davranıyorsun bu konuyu sadece

from looking at lambs in the field isn't that amazing

tarladaki kuzulara bakarak bulmamız inanılmaz, o kadar da şaşırtıcı değil, bu

so that whole subject came from watching the Lambs frolic in the field talking of

yüzden tüm konu Kuzuların tarlada eğlenmelerini izlerken geldi,

which would you like to see some more lambs

bundan biraz daha fazlasını görmek ister misin? kuzular biliyorum

I know I would so we are that's what we're going to do now let's have a look

yapardım o yüzden şimdi yapacağımız şey bu

at some more lovely Lambs and this is another video clip that I filmed I think

daha sevimli Kuzulara bir göz atalım ve bu çektiğim başka bir video klip sanırım

I filmed this last year some more cute lambs for us all to enjoy but not eat

geçen yıl hepimiz için biraz daha sevimli kuzular çekmiştim tadını çıkar ama yeme yani

so there it was that was the piece of music that I was being asked for earlier

işte daha önce Paris'te caz hakkında benden istenen müzik parçası buydu,

on jazz in Paris is what it's called jazz in Paris is the name of the song

Paris'te caz denen şey şarkının adı

and I was just dancing on the grass and now I've made myself so very it's hard

ve ben sadece çimlerin üzerinde dans ediyordum ve şimdi ben' kendimi o kadar çok zorladım ki zor

but don't worry in a few moments we are going to have a cup of coffee it's

ama merak etme birazdan bir fincan kahve içeceğiz

coming up to three o'clock here in the afternoon jazz in Paris is what it's

burada saat üçe geliyor burada öğleden sonra caz paris'te caz işte bunun

called jazz in Paris is the name I believe it

adı paris'te caz

is actually on YouTube so if you go to the studio on YouTube and go to the the

Aslında YouTube'da olduğuna inanıyorum yani YouTube'da stüdyoya giderseniz ve

music on YouTube you can actually find jazz in Paris and you can download it as

YouTube'da müziğe giderseniz aslında Paris'te caz bulabilirsiniz ve onu

well so it is a piece of music that has been supplied by YouTube no less thank

da indirebilirsiniz yani bu müzik tarafından sağlanan bir parçadır. YouTube az olmaz çok teşekkür ederim hayır merak

you very much no don't worry I'm not going to eat any

etmeyin

of those lambs I promise not those lambs I won't be eating those Lambs definitely

o kuzulardan hiçbirini yemeyeceğim söz o kuzuları yemeyeceğim kesinlikle

not hello also the music is magic thank you

merhaba değil ayrıca müzik sihir

very much I ran into the house I found the music and I decided to play it even

çok teşekkürler koştum Eve girdiğimde müziği buldum ve

though the first piece of music I played was the wrong one the second piece of

ilk çaldığım müzik yanlış olmasına rağmen çalmaya karar verdim, ikinci

music was the one that Adrian was asking about and that is what I played

müzik Adrian'ın sorduğu parçaydı ve

yesterday when I was showing my little video clips of my trip to Paris one year

dün gösteri yaparken çaldığım şey buydu. bir yıl önce Paris'e yaptığım geziden küçük video kliplerim

ago here we go it's three o'clock I think it is time now to make a cup of

işte başlıyoruz saat üç sanırım şimdi bir fincan kahve yapma zamanı bu

coffee so here is something that I recorded earlier it is something that I

yüzden işte daha önce kaydettiğim bir şey bu benim

hope will be interesting to you I am making a refreshing cup of coffee in my

için ilginç olacağını umduğum bir şey mutfağımda serinletici bir fincan kahve yapıyorum

kitchen and whilst this is playing perhaps you can also do the same thing

ve bu çalarken belki siz de aynı şeyi yapabilirsiniz

maybe a cold drink maybe a hot drink maybe a cup of tea or maybe a cup of

belki soğuk bir içecek belki sıcak bir içecek belki bir fincan çay veya belki bir fincan

coffee you know I always like to think of myself is a very helpful person after

kahve bilirsiniz ben her zaman severim tüm yaptıklarımdan sonra kendimi çok yardımsever bir insan olarak görüyorum

all I do like helping you with your English

İngilizcenizde size yardım etmeyi seviyorum

I also like to help people save money I'm going to do that right now here in

Ayrıca insanların para biriktirmesine yardımcı olmayı da seviyorum Bunu şu anda burada

my magic kitchen yes this is where much of the magic happens when it comes to

sihirli mutfağımda yapacağım evet burası sihrin çoğunun gerçekleştiği yer

food because I love eating food and I also like drinking coffee as well there

yemek yemeye gelince, çünkü yemek yemeyi seviyorum ve aynı zamanda kahve içmeyi de seviyorum

is nothing worse than going to a very expensive coffee shop and you have to

çok pahalı bir kafeye gitmekten daha kötü bir şey yoktur ve

stand there for ages while they serve you it takes such a long time and

onlar size hizmet ederken yıllarca orada durmak zorunda kalırsınız ve bu çok uzun zaman alır ve

sometimes the coffee is cold by the time you get it and the worst thing of all is

bazen kahveyi alana kadar soğuyor ve en kötüsü de

that the coffee costs a lot of money it's very very expensive to go to a

kahvenin çok paraya mal olması bir kafeye gidip şu sıska

coffee shop and have one of those skinny lattes or expresso it's very expensive

latte veya espressolardan birini içmek çok çok pahalı kahveye gidersen çok pahalı

if you go to London can you believe it in London a cup of coffee can cost as

Londra buna inanabiliyor musunuz Londra'da bir fincan kahvenin maliyeti

much as 8 or 9 pounds for one yes one cup of coffee today I'm going to show

8 veya 9 sterline mal olabilir, evet bir fincan kahve bugün

you how to make your very own barista style coffee and it will only cost you a

size kendi barista tarzı kahvenizi nasıl yapacağınızı göstereceğim ve bu sadece size mal olacak

few pennies yes it's true here we go we have everything we need right here first

birkaç kuruş evet doğru işte başlıyoruz ihtiyacımız olan her şey burada var öncelikle su

of all we have the kettle so I'm going to boil some water first of all in the

ısıtıcımız var bu yüzden önce su ısıtıcısında biraz su kaynatacağım su

kettle the kettle will boil and I will also show you what else I have here so

ısıtıcısı kaynayacak ve ayrıca size başka neler göstereceğim Ben buradayım işte

here is my new sachet of coffee I don't know about you

yeni kahve poşetim sizi bilmem

I love opening a new sachet of coffee I really do I love the smell that the

yeni poşet kahve açmayı seviyorum

aroma that you get when you open a fresh container of coffee so that's what I'm

going to do first of all I'm going to open this sachet that's a great word

Her şeyden önce yapacağım bu poşeti açacağım, bu harika bir kelime

sachet the sachet is a type of container quite often made of paper or plastic

poşeti poşet, genellikle kağıt veya plastikten yapılmış bir kap türüdür,

they are normally soft they are normally very flexible so this is a sachet of

normalde yumuşaktırlar, normalde çok esnektirler, bu yüzden bu bir poşettir.

coffee so now I'm going to open the sachet and oh oh my goodness oh that is

kahve o yüzden şimdi poşeti açacağım ve aman aman aman aman aman bu

amazing there is nothing like the smell the aroma of a freshly opened container

harika koku gibisi yok yeni açılmış bir kabın aroması İtiraf

I must admit do you want to sniff there we go have a little smell of that it is

etmeliyim ki koklamak ister misin, gidip biraz koku alalım

absolutely delicious oh I can see why coffee can be very addictive because it

kesinlikle lezzetli oh kahvenin neden çok bağımlılık yapabildiğini anlayabiliyorum çünkü

smells so amazing so I need to first of all refill this container so I'm going

çok harika kokuyor bu yüzden her şeyden önce bu kabı

to refill this container there we go so now I have refilled this container

yeniden doldurmam gerekiyor bu yüzden bu kabı tekrar dolduracağım işte başlıyoruz ve şimdi bu kabı yeniden doldurdum

and first of all I will put some coffee in the cups and I'm going to show you

ve öncelikle fincanlara biraz kahve koyacağım ve size birkaç kuruş için

how to make a very expensive cup of coffee for just a few pennies ooh mr.

çok pahalı bir fincan kahveyi nasıl yapacağınızı göstereceğim ooh bayım.

Duncan we are very intrigued we are very interested in what you are going to show

Duncan çok meraklıyız, bize ne göstereceğinizle çok ilgileniyoruz,

us so first of all I will put some coffee in mr. Steeves cup because I'm

bu yüzden öncelikle Bay Duncan'a biraz kahve koyacağım. Steeves kupası çünkü

making a cup of coffee for not only myself but also for mr. Steve as well

sadece kendime değil, Mr. Steve de

because he's very thirsty and I will also put one teaspoon of

çünkü o çok susadı ve ben de

coffee just one teaspoon in my cup as well so that's the first stage then I

bardağıma bir çay kaşığı kahve koyacağım, yani bu ilk aşama, sonra

will put a little bit of sugar in each Cup now mr. Steve likes a little bit of

her Bardağa biraz şeker koyacağım şimdi bayım. Steve kahvesinde biraz şeker sever, bu

sugar in his coffee so I will put a little bit of coffee a little bit of

sugar rather into mr. Steve's coffee and I will put in my coffee I have two

yüzden ben de Mr. Steve'in kahvesi ve ben kahveme koyacağım iki

teaspoons I know I'm very naughty a lot of people are going to say mr. Duncan

çay kaşığım var biliyorum çok yaramazım bir çok insan bay diyecek. Duncan,

you shouldn't have so much sugar in your coffee so that's that now here comes the

kahvende bu kadar çok şeker olmamalı, işte bu, şimdi

very interesting part this is how you can create your own special cup of

çok ilginç kısım geliyor, kendi özel kahveni nasıl yaratabileceğin, bu

coffee so I will put some milk now into each cup and the reason why I'm putting

yüzden şimdi her bir bardağa biraz süt koyacağım ve neden '

the milk in first there is a very special reason for it and the reason is

Sütü ilk koymamın çok özel bir sebebi var ve sebebi

if the Sun comes out the reason is I'm going to do something very special with

eğer güneş çıkarsa bu fincanlardaki süt ve kahve ile çok özel bir şey yapacağım o

the milk and the coffee that are in these cups so watch what happens next in

yüzden izle ne olacak sıradaki

fact I will put a little bit more milk in just a little bit more a lot too much

aslında biraz daha fazla süt koyacağım sadece biraz daha fazla çok fazla

and I will show you my special little tool this is the device that I use for

ve size özel küçük aletimi göstereceğim bu benim pahalı kahvemi yapmak için kullandığım cihaz

making my expensive coffee can you see it it is a little frothing machine so

Köpürtme makinesi,

this will help the milk to become very fluffy and what you have to actually do

bu sütün çok kabarmasına yardımcı olur ve aslında yapmanız gereken

is put the hot water into the cups so you put the hot water into the cups

sıcak suyu fincanlara koymak, böylece sıcak suyu fincanlara koymak,

don't forget the water has to be very hot preferably boiling so it's better if

suyun çok sıcak olması gerektiğini unutmayın, tercihen kaynatmak

the actual water is boiling at the time and what you want to do you want to heat

asıl su o sırada kaynıyorsa daha iyi olur ve ne yapmak istiyorsanız

the milk as quickly as possible so if you put the boiling water straight on to

sütü olabildiğince çabuk ısıtmak istersiniz, bu yüzden kaynayan suyu doğrudan

the milk and coffee it will create a very special style of coffee you will

süt ve kahvenin üzerine koyarsanız çok özel bir kahve tarzı yaratacaktır.

have your very own cappuccino and it won't cost you much money it's true so

kendi kapuçinonuz olacak ve size fazla paraya mal olmayacak bu doğru,

here we go I will boil the water again it's very important that the

işte başlıyoruz Suyu tekrar kaynatacağım, kaynaması çok önemli

is boiling doo-doo-doo

doo-doo-doo bu

so it's very important that the water is boiling

yüzden suyun kaynaması çok önemli

we'll just make sure that it's really really really really hot okay and now

biz Sadece gerçekten gerçekten çok sıcak olduğundan emin olacağım tamam ve şimdi

very quickly we will pour the boiling water onto the coffee and at the same

çok hızlı bir şekilde kahvenin üzerine kaynar su dökeceğiz ve aynı

time you will use your little machine to froth the coffee there we go so now I am

zamanda küçük makinenizi kahveyi köpürtmek için kullanacaksınız işte başlıyoruz bu yüzden şimdi yapıyorum

making the coffee all frothy ooh so there it is I will do that for a few

kahve köpüklü ooh, işte burada, bunu birkaç

moments and look look what we have here yes it's incredible

dakikalığına yapacağım ve bak burada ne var, evet bu inanılmaz bir

look at that so now we have a very expensive style of coffee so this now

görünüm, bu yüzden şimdi çok pahalı bir kahve tarzımız var, bu yüzden bu şimdi

looks just like the sort of coffee that you would get in a very expensive coffee

aynı kahve türüne benziyor Londra ya da İtalya'da çok pahalı bir kahve

shop in London or Italy so there we go lovely frothy coffee and now I will do

dükkanına girersiniz ve orada güzel köpüklü kahveye gideriz ve şimdi

mine so this is mr. Steeves and now I will do mine and don't forget it's very

benimkini yapacağım, bu yüzden bu bay. Steeves ve şimdi benimkini yapacağım ve unutma,

important that the water is very very hot so you make the water as hot as

suyun çok çok sıcak olması çok önemli, bu yüzden suyu olabildiğince sıcak yapıyorsun,

possible like this

another good thing you can do you can also pour the water from a great height

yapabileceğin başka bir iyi şey de suyu çok yüksekten dökebilirsin.

so if you pour the water from very high up it creates even more friction in the

suyu çok yüksekten dökerseniz sütte daha da fazla sürtünme yaratır bu

milk so I will show you what I mean I will show you what I mean by that here

yüzden size ne demek istediğimi göstereceğim bununla ne demek istediğimi göstereceğim işte

we go again don't forget you need this device as

yine başlıyoruz unutmayın bu cihaza da biraz ihtiyacınız var

well a little coffee frother right let's go there you have it look at that that

kahve köpürtücü tamam hadi oraya gidelim var bak bu

is absolutely perfect so if you went to a coffee shop if you ordered this at a

kesinlikle mükemmel yani bir kafeye gittiyseniz bunu bir

coffee shop this would cost you about 5 or 6 pounds or maybe even 8 or 9 pounds

kahve dükkanına sipariş ettiyseniz bu size yaklaşık 5 veya 6 pound veya hatta belki 8 veya 9 pound'a mal olur.

if you bought this in London and here I am in my kitchen making a very expensive

Bunu Londra'da satın aldım ve işte mutfağımda birkaç kuruşa çok pahalı bir

cup of coffee for just a few pence isn't that amazing

fincan kahve yapıyorum, o kadar da şaşırtıcı değil mi,

now there it is dirt and dirt so let me just show you so now we have two cups of

şimdi orada kir ve pislik var, o yüzden size göstermeme izin verin, şimdi iki fincan

very expensive coffee so if you went to a coffee shop this would cost you about

çok pahalı kahvemiz var. kahve yani bir kafeye giderseniz bu size yaklaşık

five or six pounds and here I am in my kitchen making it for just a few pennies

beş altı sterline mal olur ve ben burada mutfağımda sadece birkaç kuruşa kahve yapıyorum

and those few pennies of course relate to the electricity that I used to boil

ve o birkaç kuruş tabii ki suyu kaynatmak için kullandığım elektrikle ilgili

the water and that's it so I will take this cup of coffee up to mr. Steve and

ve bu kadar, bu yüzden bu kahveyi Bay'a götüreceğim. Steve ve

you will rejoin me live in the studio

sen stüdyoda canlı olarak bana katılacaksınız

because it is a Sunday afternoon and this is live English

çünkü bugün bir Pazar öğleden sonra ve bu canlı İngilizce

and there we go did you have a nice cup of coffee did you do something nice

ve işte başlıyoruz güzel bir fincan kahve içtiniz mi molada güzel bir şey yaptınız mı

during the break I really hope so here we are back again on a Saturday

gerçekten umarım işte tekrar geri döndük Cumartesi

afternoon it is mr. Duncan that's me by the way if

öğleden sonra Mr. Duncan bu arada bu benim, eğer

you want to have live captions by the way as well

canlı altyazı istiyorsanız bu arada

you can press C on your keyboard just take your finger and press C and you

klavyenizde C'ye basabilirsiniz sadece parmağınızı alıp C'ye basın ve

will have live captions I know it's incredible how is that possible mr.

canlı altyazılarınız olacak Bunun inanılmaz olduğunu biliyorum, bu nasıl mümkün olabilir bayım.

Duncan how is it possible for you to talk live and also have captions at the

Duncan nasıl oluyor da hem canlı konuşuyorsun hem de altyazılı olabiliyorsun

same time I know it seems like science fiction it's like something from Blade

bilimkurgu gibi göründüğünü biliyorum Blade Runner'dan bir şey gibi

Runner isn't it I love that piece of music I can't get that piece of music

değil mi O müziğe bayılıyorum o müziğe ulaşamıyorum

out of my hands to be honest Gilliam arrow gulimero

dürüst olmak gerekirse Gilliam arrow gulimero

Torres what an amazing combination combination between the already recorded

Torres, önceden kaydedilmiş

and also the music and also going back to the live stream thank you very much I

ve aynı zamanda müzik ve ayrıca canlı akışa geri dönüş arasında ne kadar harika bir kombinasyon kombinasyonu, çok teşekkür ederim,

was trying my best to make it seamless seamless if something is seamless it

onu sorunsuz hale getirmek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum.

means that it flows very well it flows easily something is seamless you can't

çok iyi aktığı anlamına gelir kolayca akar bir şey pürüzsüzdür

see the join so here is the thing that I showed you earlier that I'm ever so

birleştirmeyi göremezsiniz bu yüzden işte size daha önce gösterdiğim ve

proud of it's something I won after phoning in on a radio show 25 years ago

gurur duyduğum şey bir radyo programına telefon ettikten sonra kazandığım bir şey 25 yıllar önce

and yet it is something I still keep nearby I think we all have something in

ve yine de hala yakınımda tuttuğum bir şey sanırım hepimizin

our lives that we keep nearby because whenever we see it it makes us feel

hayatımızda yakın tuttuğumuz bir şey var çünkü onu ne zaman görsek bizi

happy it's as simple as that I suppose it is something that makes as

mutlu ediyor bu kadar basit sanırım

feel happy so here is a little thing that I

mutlu hissettiren bir şey yani İşte

I always keep near and I don't know why but I whenever I see this I always feel

her zaman yakınımda tuttuğum küçük bir şey var ve neden bilmiyorum ama bunu ne zaman görsem

happy it always makes me smile because I won this on the radio it is a little egg

mutlu oluyorum bu beni hep gülümsetiyor çünkü bunu radyoda kazandım, küçük bir

cup so this is something that you place your egg inside if you are eating a

yumurtalık, yani bu Haşlanmış yumurta yiyorsanız yumurtanızı içine koyun, ön

boiled egg so as you can see on the front it has the the name and also the

tarafta gördüğünüz gibi üzerinde Birmingham'da bulunan

logo of a radio station that is in Birmingham it is a BBC local radio

bir radyo istasyonunun adı ve logosu var, bu bir BBC yerel radyo

station and I won this around 25 years ago one morning I was listening to the

istasyonu ve bunu 25 civarında kazandım. yıllar önce bir sabah radyo dinliyordum

radio and I think it was a competition to answer a question and I knew the

ve sanırım bu bir soruyu cevaplama yarışmasıydı ve

answer to the question so I phoned up and believe it or not I actually got the

sorunun cevabını biliyordum bu yüzden telefon ettim ve ister inanın ister inanmayın

question right so I went on the radio and I won this and the reason why I

soruyu doğru anladım ve radyoya girdim ve bunu kazandım ve

always keep this nearby it is something that is there to remind me that

bunu her zaman yakınımda tutmamın nedeni, bana

sometimes you have to do things that you wouldn't normally do you have to take

bazen normalde yapmayacağınız şeyleri yapmanız gerektiğini hatırlatan bir şey,

that step so I suppose I could have sat in bed I could have listened to the

o adımı atmanız gerekiyor, bu yüzden sanırım oturabilirdim yatakta

radio and I I didn't have to phone in I didn't have to try to phone in to the

radyo dinleyebilirdim ve telefon etmek zorunda değildim yarışmaya telefon etmek zorunda değildim buna

contest I didn't need to why would that change my life in any way however it did

ihtiyacım yoktu bu neden hayatımı herhangi bir şekilde değiştirsin ki değişti

because I did it I actually did phone in not only that I won this little prize

çünkü ben Gerçekten telefon ettim, sadece bu küçük ödülü kazanmakla kalmadım

and I don't know why but this small innocent-looking prize makes me happy

ve neden bilmiyorum ama bu küçük masum görünen ödül

every day when I see it because it reminds me of the fact that sometimes

onu her gördüğümde beni mutlu ediyor çünkü bana bazen

you have to make that move you have to do something instead of sitting still

kazanmanız gerektiği gerçeğini hatırlatıyor. o hareketi yap hiçbir şey yapmadan oturmak yerine bir şeyler yapmalısın

doing nothing sometimes you have to take step may be the step that you're taking

bazen adım atmalısın attığın adım

is learning English learning another language maybe you are trying to pursue

ingilizce öğrenmek başka bir dil öğrenmek olabilir belki

a certain career or a certain job maybe there is something in your life that you

belli bir kariyerin peşinden gitmeye çalışıyorsundur ya da belli bir iş belki orada hayatınızda

want to do so familiar this little egg cup even though it seems very innocent

yapmak isteyeceğiniz bir şey çok tanıdık bu küçük yumurtalık çok masum görünse de ve

and also unfortunately it also has a crack so it's actually cracked there I

maalesef onda da bir çatlak var orası çatlamış

hope it never breaks so whenever I see this it always reminds me of that moment

umarım hiç kırılmaz bu yüzden ne zaman görsem bana hep onu hatırlatır

when I took hold of my situation it's a small thing but it tells me that

durumumu ele geçirdiğim o an küçük bir şey ama bana

sometimes you have to get up off your bottom you have to do something and you

bazen kıçından kalkman gerektiğini söylüyor, bir şeyler yapman gerekiyor ve

never know it might change your life forever who knows so that is the reason

bunun hayatını sonsuza dek değiştirebileceğini asla bilemezsin, kim bilir

why I keep this nearby it is my permanent reminder that sometimes making

neden bu yüzden Bunu yakınımda tutuyorum, bazen

that move sometimes putting yourself forward can change your life in many

bu hareketi yapmanın bazen kendinizi öne çıkarmanın hayatınızı birçok

ways so you might say that this little egg cup is symbolic so this is my little

yönden değiştirebileceğini kalıcı olarak hatırlatıyorum, bu yüzden bu küçük yumurtalığın sembolik olduğunu söyleyebilirsiniz, bu benim küçük

symbol that I keep nearby and it always reminds me that your life is in your

sembolüm, yakınımda tutuyorum ve her zaman hatırlatıyor bana hayatının senin elinde olduğunu,

hands your future is yours to change however you want it to be and estar asks

geleceğinin senin olmasını nasıl istersen değiştirmen gerektiğini ve estar

mr. Duncan have you ever participated in a British movie never I've never been in

bay'a sorar. Duncan hiç bir İngiliz filminde rol aldın mı asla Hiç

a movie I would love to be in a movie that would be great I could be maybe

bir filmde oynamadım Harika bir filmde oynamayı çok isterdim Olabilirim belki

maybe when Daniel Craig gets bored with being James Bond maybe I could be the

Daniel Craig James Bond olmaktan sıkıldığında belki yeni ben olabilirim

new double-oh-seven mm-hmm maybe double oh six and a half

çift-oh-yedi mm-hmm belki çift oh altı buçuk

mr. Duncan licensed to teach

bay. Duncan,

my name is James mr. Duncan James okay maybe not do-do-do-do-do mr. Duncan and

adımın James Bay olduğunu öğretmek için lisans aldı. Duncan James tamam belki yap-yap-yap-yapma bay. Duncan ve bu

what does it mean wonder I wonder wonder and I wonder if you wonder it means you

ne anlama geliyor acaba merak ediyorum merak ediyorum ve merak ediyor musunuz bu düşündüğünüz anlamına geliyor merak ediyorum merak ediyorum

are thinking I wonder I wonder you are thinking so you are showing the action

düşünüyorsunuz yani

of considering something maybe something you are thinking about doing something

bir şeyi düşünme eylemini gösteriyorsunuz belki de düşündüğünüz bir şeyi

you are just thinking about generally I wonder I wonder how many stars there are

sadece düşündüğünüz bir şeyi yapıyorsunuz genelde merak ediyorum gökyüzünde kaç yıldız var merak ediyorum

in the sky I wonder so sometimes you might ask the question and there there

bazen soru soruyorsun

is no answer so sometimes you might ask a question however there is no answer to

cevap yok bazen soru soruyorsun ama

actually give I wonder I wonder how many years mr. Duncan has been making his

aslında verecek cevap yok acaba kaç yıl oldu merak ediyorum Bay. Duncan

English lessons I wonder by the way the answer is 14 14

İngilizce derslerini yapıyor Bu arada cevap 14 14

years Thank You Jimmy hello Jimmy from Hong Kong it is nice to see you too see

yaşında merak ediyorum Teşekkürler Jimmy merhaba Hong Kong'dan Jimmy seni görmek güzel

you did you do it did you do it nice to see you to see you do you

seni görmek güzel yaptın mı yaptın seni görmek güzel

remember the other week so I always keep my lovely egg cup this is my permanent

geçen haftayı hatırlıyor musun, bu yüzden her zaman sevgili yumurtalığımı saklıyorum, bu benim kalıcı

reminder that life is in your control you can chat take the choice you have

hatırlatıcım, hayatın senin kontrolünde olduğunu, sohbet

two choices you try or you don't try and that is what I do that is my whole way

edebilirsin seçimi yap, iki seçeneğin var, dene ya da deneme ve ben de öyle yapıyorum çevremde

of looking at everything that happens around me sometimes you have to just

olup biten her şeye benim bütün bakış açım bazen

grab the opportunity while it is there hello to uni Karina

oradayken fırsatı yakalaman gerekir üniversiteye merhaba Karina

a friend of mine told me about the pesto a loggia noth's and the basil leaves and

bir arkadaşım bana pesto a loggia noth's ve fesleğen yapraklarından bahsetti ve

I almost cried with joy pesto genovese and also the basil leaves oh I see

ben neredeyse sevinçten ağlayacaktım. pesto ceneviz ve ayrıca fesleğen yaprakları oh, görüyorum

because I think the other day maybe last week or the week before I was talking

çünkü geçen gün belki geçen hafta ya da bir hafta önce

about herbs that mr. Steve uses in his food Adrian says do you like mister

bitkilerden bahsediyordum ki bay. Steve yemeğinde kullanıyor Adrian diyor bayım bir yetişkinin vücudunda

being playing the character of a child in the body of an adult yes

bir çocuk karakterini oynaması hoşunuza gitti mi evet

mr. bean by the way was based on two things

bayım. bu arada fasulye iki şeye dayanıyordu

Charlie Chaplin and also a French comedian called Jacques Tati so if you

Charlie Chaplin ve ayrıca Jacques Tati adında bir Fransız komedyen, bu yüzden eğer

ever see chuck Tati he is a person who Rowan Atkinson actually felt inspired by

Chuck Tati'yi görürseniz, o aslında Rowan Atkinson'ın ilham aldığını hissettiği bir kişidir

and that is one of the things that mr. bean his characteristic is something

ve bu, Bay'ın yaptığı şeylerden biridir. fasulye onun özelliği

that is very visual so everything that mr. bean does is visual he rarely speaks

çok görsel olan bir şey yani her şey mr. bean'in yaptığı görseldir nadiren konuşur

and when he does normally he just says his name rien bean that's what he says

ve normal konuştuğunda sadece adını söyler rien bean öyle diyor

so everything else he does is visual and there is a great comedian a great comedy

yani yaptığı diğer her şey görsel ve harika bir komedyen var,

actor who did a very similar thing called Jacques Tati I happen to be a

çok benzer bir şey yapmış harika bir komedi oyuncusu var, Jacques Tati I.

very big fan of of him but if you get to see one of his movies you will see there

onun çok büyük bir hayranıyım ama filmlerinden birini izlerseniz,

are many similarities between his performance many many years ago a long

yıllar

time before Rowan Atkinson got the idea for mr. bean and so yes I'm a big fan of

önce Rowan Atkinson'ın Mr. fasulye ve evet, Jacques Tati'nin büyük bir hayranıyım,

Jacques Tati if you if you want to see some of his movies there are many many

eğer onun filmlerinden bazılarını görmek istiyorsanız, birçoğu var,

of them there's a very funny one where he is driving in a car and that's it

araba kullandığı çok komik bir film var ve hepsi bu,

it's a very simple story however lots of very funny things happen Peter says I

çok basit bir hikaye. ancak çok komik şeyler oluyor Peter diyor ki canlı yayınlarına

wonder what time what time did you start your live streams before

ne zaman başladın merak ediyorum daha önce

well I've always done my livestreams most of the time I am here at 2 p.m. so

canlı yayınlarımı hep yaptım çoğu zaman saat 14:00'da buradayım. yani

today I'm here at 2 p.m. UK time tomorrow yes I'm here again tomorrow 2

bugün saat 2'de buradayım. İngiltere saati ile yarın evet yarın 14:00'te yine buradayım.

p.m. UK time so that is generally my normal time for beginning the live

İngiltere saati, yani bu genellikle canlı yayınları başlatmak için normal zamanımdır

streams I was going to watch the bird sanctuary last night but I didn't have

Dün gece kuş barınağını izleyecektim ama

time to do it because I was on the phone yesterday doing all sorts of silly

bunu yapmaya vaktim olmadı çünkü dün telefondaydım ve dün bir sürü aptalca şey yapıyordum.

things yesterday a lot of things going on here at the moment that I can't talk

şu anda burada olup bitenlerden bahsedemeyeceğim

about but I was very busy yesterday and I missed the bird sanctuary so I'm going

ama dün çok meşguldüm ve kuş cennetini kaçırdım bu yüzden

to try and find it tonight I'm going to try and watch it tonight

bu gece bulmaya çalışacağım bu akşam izlemeye çalışacağım

I missed it yesterday I was a little bit disappointed because I missed it

kaçırdım dün biraz hayal kırıklığına uğradım çünkü kaçırmışım

hello felici n mr. Duncan in Sri Lanka a cup of coffee is only 25 cents and I'm

merhaba felici n bey. Duncan, Sri Lanka'da bir fincan kahve sadece 25 sent ve

really fascinated over your sessions and these days it gives me more relaxation

seanslarınızdan gerçekten çok etkilendim ve bu günlerde beni daha çok rahatlatıyor

honestly I stopped watching all the other teachers thank you very much

açıkçası diğer tüm öğretmenleri izlemeyi bıraktım çok teşekkür ederim

that's very kind of you I also had a question earlier asking about the price

çok naziksiniz bende de vardı soru daha önce kahve fiyatını soruyordu

of coffee a cup of coffee if you buy a cup of coffee in London it can be very

bir fincan kahve Londra'da bir fincan kahve alırsanız çok

expensive maybe five pounds for one cup of coffee I remember when we went to

pahalı olabilir belki bir fincan kahve için beş pound

Paris when we were in Paris last year courtesy of mr. Steve's company thank

Geçen yıl Paris'teyken Paris'e gittiğimizi hatırlıyorum nezaketen Bay. Steve'in şirketi

you very much to mr. Steeves company for allowing us to go to Paris last year we

Mr. Steeves'e geçen yıl Paris'e gitmemize izin verdiği için

yes we had coffee in a small cafe and it was very near the sacre-coeur very near

evet küçük bir kafede kahve içtik ve sacre-coeur'a çok yakındı

there and I can't remember how much it was but it was expensive I think for two

ve ne kadar olduğunu hatırlayamıyorum ama iki kişilik pahalıydı sanırım bir

cups of coffee I think it was around maybe five or six pounds

fincan kahve sanırım beş ya da altı pound civarındaydı sanırım, yanlış

I think that's what it converted to if I remember right it was very expensive we

hatırlamıyorsam buna dönüştü, çok pahalıydı,

worked out how much the coffee cost it was expensive but eating out if you eat

kahvenin ne kadara mal olduğunu hesapladık, pahalıydı ama dışarıda yemek,

out in a restaurant especially in London you have to expect you have to be

özellikle bir restoranda yemek yerseniz Londra'da beklemeniz gerekir, dürüst

prepared to pay a high price to be honest just like any big city around the

olmak için yüksek bir bedel ödemeye hazır olmanız gerekir, tıpkı dünyadaki herhangi bir büyük şehir gibi,

world I suppose any big city hello to Jennifer gulley hello journey for

sanırım herhangi bir büyük şehir, Jennifer gulley'e merhaba, Jennifer için merhaba yolculuğu, merhaba

Jennifer hello pal Meera as well if you want you must become a resident of

dostum Meera da isterseniz İngiltere'de ikamet eden çok iyi

England some people who know English very well when they start to live with

İngilizce bilen bazı insanlar,

natives after about two months they understand very little one of the things

yaklaşık iki ay sonra yerlilerle yaşamaya başladıklarında çok az şey anlarlar.

I learned when I was working abroad is quite often you can pick up some of the

language just by existing in that atmosphere or amongst the people who

o atmosferde ya da o

speak the language so it can happen it can happen arey Quinn hello arey

dili konuşan insanlar arasında var olarak olabilir ki bu olabilir arey Quinn merhaba arey

apparently in Costa Rica we have the best coffee I do like Colombian coffee

görünüşe göre Kosta Rika'da en iyi kahveye sahibiz Kolombiya kahvesini severim

sometimes I have Brazilian coffee I wouldn't describe myself as an expert I

bazen Brezilya kahvesi içerim Kendimi olarak tanımlamazdım bir uzman Ben

am NOT an expert I am NOT an expert

bir uzman DEĞİLİM Ben bir uzman DEĞİLİM

hello to Aaron again Oh Costa Rica apparently also besides the best coffee

Aaron'a tekrar merhaba Oh Kosta Rika görünüşe göre en iyi kahvenin yanı sıra dünyanın

it is also the most beautiful country in the world thank you very much Fidel mr.

en güzel ülkesi de çok teşekkür ederim Fidel bay.

Duncan have you ever tried Turkish coffee yes I have for those who have

Duncan hiç türk kahvesi denediniz mi evet bende var

been watching me for a long time you will know that I've been to Turkey not

uzun süredir beni izleyenler bilecektir ki ben türkiyeye

once but twice and yes I did have the experience of having Turkish coffee

bir değil iki kez geldim ve evet Türk kahvesi sert bir şekilde içme deneyimim oldu

is strong in a very small cup a glass cup and also I also tried I also tried

çok küçük bir bardak bir cam bardak ve ben de denedim

some some lovely tea as well some tea I remember we were walking around in one

biraz güzel çay da denedim biraz çay hatırlıyorum

of the locations in Turkey and we were invited into a shop by a gentleman who

Türkiye'de bir yerde dolaşıyorduk ve satış yapan bir beyefendi tarafından bir dükkana davet edildik

was selling I think he was selling carpets and also he had other things on

sanırım halı satıyordu ve ayrıca indirimde başka şeyler de vardı,

sale as well such as tea different types of tea so he invite us into the shop he

örneğin çay, farklı çay türleri, bu yüzden bizi dükkana davet etti, içeri

asked us to come in and we spent a lot of time in there chatting away and we

girmemizi istedi ve orada sohbet ederek çok zaman geçirdik ve sohbet

were chatting in English in his English was very good so I complimented his

ediyorduk. İngilizcesi çok iyiydi bu yüzden İngilizcesine iltifat ettim

English I said your English is very good and he said that he learnt it over the

İngilizcenizin çok iyi olduğunu söyledim ve o bunu yıllar içinde öğrendiğini söyledi İngilizce

years he taught himself how to speak English so I thought that was amazing

konuşmayı kendi kendine öğrendi bu yüzden bunun inanılmaz olduğunu düşündüm

incredible so you can do it once again sometimes you have to grab the

inanılmaz bu yüzden bir kez daha yapabilirsin bazen

opportunity you have to take your own decision you have to make your own life

fırsatı değerlendirmelisin kendi kararını kendin vermelisin kendi hayatını

for yourself or yourself so yes I did I've had Turkish coffee and also Turkish

kendin için yapmalısın bu yüzden evet içtim türk kahvesi ve ayrıca türk

tea as well which was very nice um Trump says Vietnamese coffee is so strong have

çayı da içtim ki bu çok güzeldi um um trump vietnam kahvesi diyor o kadar güçlü hiç

you ever tried it I have never tried I've never tried that particular type of

denedin mi ben hiç denemedim o özel kahve türünü hiç denemedim

coffee Vietnamese coffee but I must say I bet it's lovely I think it must be

vietnam kahvesi ama söylemeliyim ki çok güzeldir bence çok güzel olmalı bence bir

lovely I think so would you like to have it a look it's something else I've been

bakmak ister misin başka bir şey,

actually very busy this morning doing all sorts of things and I thought today

aslında bu sabah her türlü şeyi yapmakla çok meşguldüm ve bugün

also it would be nice to have a look at one of my general English lessons and

de genel İngilizce derslerimden birine bakmanın iyi olacağını düşündüm ve youtube

there are lots of English lessons on my youtube channel so now we are going to

kanalımda pek çok İngilizce dersi var, bu yüzden şimdi biz tam İngilizce derslerimden

take a look at an excerpt from one of my full English lessons don't forget I also

birinden bir alıntıya göz atacaksınız unutmayın, ayrıca

have a youtube channel with lots and lots of playlists you will see the

birçok oynatma listesi içeren bir youtube kanalım var,

playlists under this video so underneath if you are

bu videonun altında oynatma listelerini göreceksiniz, yani altında

watching on your computer you will see underneath there are lots and lots of

bilgisayarınızda izliyorsanız altında çok sayıda

playlists and also on your phone as well you will also see if you expand the

oynatma listesi olduğunu göreceksiniz ve ayrıca telefonunuzda da göreceksiniz,

details under the video you will see lots of playlists and included in the

videonun altındaki ayrıntıları genişletirseniz çok sayıda oynatma listesi göreceksiniz ve

playlist is this particular lesson have you ever been caught doing something

oynatma listesine dahil edilmiş bu özel ders hiç yaparken yakalandınız mı suçüstü bir şey

red-handed have you ever been caught in the act the

hiç suçüstü yakalandın mı

idiom red-handed means that you have been caught in the act of committing a

suçüstü deyimi bir

crime or doing something wrong you might have been seen carrying out the bad act

suç işlerken ya da yanlış bir şey yaparken yakalandığın anlamına gelir kötü eylemi yapılırken görmüş olabilirsin ya da

as it was being done or perhaps some evidence was found that showed you doing

belki bunu yaptığınızı gösteren bazı kanıtlar bulunmuştur, örneğin

it such as a photograph or video clip you have been caught red-handed you were

bir fotoğraf veya video klip gibi suçüstü yakalandınız

caught red-handed the phrase originated in Scotland and

suçüstü yakalandınız ifadesi İskoçya'da ortaya çıkmıştır ve çocukken bir katilin

refers to the bloodstains found on the hands of a murderer

ellerinde bulunan kan lekelerini ifade eder. Eskiden

as a child I used to play many games but one game in particular still sticks out

birçok oyun oynardım ama özellikle bir oyun aklımda hala duruyor

in my mind hide-and-seek I bet at some point you have played this game too

saklambaç Bahse girerim bir noktada bu oyunu da oynamışsınızdır

the game is almost always played by a group of people one person hides and the

oyun neredeyse her zaman bir grup insan tarafından oynanır, bir kişi saklanır ve

other people must try to find that person we can use hide-and-seek as a

diğeri insanlar o kişiyi bulmaya çalışmalıdır saklambaç deyimini birini avlamaya çalışmak anlamında kullanabiliriz

phrase to mean the task of trying to hunt for someone if a person keeps

eğer bir kişi

escaping from your view as you pursue them then we can describe this as a game

siz onu kovalarken sürekli görüş alanınızdan kaçıyorsa bunu bir saklambaç oyunu olarak tanımlayabiliriz.

of hide-and-seek we can also say that the people involved are playing cat and

-ve-aramak da diyebiliriz ki, olaya karışan kişiler kedi fare peşinde koşan

mouse the pursuer and the pursued the runner and the chaser to search for a

ve takip edilen koşucu ve kovalayan

person who is missing or in hiding can be described as a hunt

kayıp veya saklanan bir kişiyi aramak için bir av olarak tanımlanabilir

grammar is probably the hardest part of English to grasp so I have decided to

gramer muhtemelen en zor kısımdır Bu yüzden İngilizce

take some parts of English grammar and look closely at each one for each full

dilbilgisinin bazı bölümlerini almaya ve her tam İngilizce bölümü için her birine yakından bakmaya karar verdim

English episode there will be one grammatical element to look at today we

bugün bakılacak bir gramer öğesi olacak

will look at sentences English sentences fall into four types the statement the

cümlelere bakacağız İngilizce cümleler dört türe ayrılır ifade

question the order or request the exclamation the statement is a sentence

soru sorma emri veya ünlem ünlem ifade

that gives information to state is to say and quite often saying means giving

bilgi veren bir cümledir durumu söylemektir ve oldukça sık söylemek bilgi vermek anlamına gelir

information the car is travelling very fast the boy looks very unhappy these

araba çok hızlı seyahat ediyor çocuk çok mutsuz görünüyor bunlar

are statements if information is being given or an observation is being made

bilgi veriliyorsa veya bir gözlem yapılıyorsa ifadelerdir Yapılıyor,

then we are making a statement the question something means we make an

sonra bir açıklama yapıyoruz, soru bir şey anlamına gelir, bir

inquiry we need information so to get it we must first put forward a question if

soruşturma yaparız, bilgiye ihtiyacımız var, bu yüzden onu elde etmek için önce bir soru sormalıyız, eğer

you want to find out some things you will almost always ask a question to

bazı şeyleri öğrenmek istiyorsanız, neredeyse her zaman bir şeyi araştırmak için bir soru soracaksınız,

investigate something always involves asking questions is that car going too

her zaman bir şeyi içerir soru sormak şu araba çok

fast did you see where that man went can you hear the plane flying over mr.

hızlı gidiyor o adamın nereye gittiğini gördünüz mü üzerinden uçan uçağın sesini duyabiliyor musunuz?

Duncan's head to give an order or make a request is to ask for something to be

Duncan'ın kafası emir vermek ya da ricada bulunmak bir şeyin

done or not to be done or to demand something don't be so rude don't drive

yapılmasını ya da yapılmamasını istemek ya da bir şey talep etmek bu kadar kaba olma bu

so fast a request can be in the form of a question but in this case information

kadar hızlı sürme bir istek soru şeklinde olabilir ama bu durumda

is not required to ask someone to do something or tell them is an order it is

birinden bir şey yapmasını istemek veya onlara bunun bir emir olduğunu söylemek için bilgi gerekli değildir

over Qwest an exclamation is a sentence that

Qwest bir ünlem

shows surprise or shock it is often used to show anger or rage you cheated on me

şaşkınlık veya şok belirten bir cümledir genellikle öfke veya hiddet göstermek için kullanılır beni

how fast that car is going oh what a mess an exclamation can also be put

ne kadar hızlı aldattın o araba gidiyor oh ne dağınıklık bir ünlem

forward in the form of a question

soru şeklinde de ileri sürülebilir

the most common form of sentence is the statement this is because most sentences

en yaygın cümle biçimi ifadedir çünkü çoğu cümle

pass on information conversation normally involves parting with

bilgi aktarır konuşma normalde

information or making comments which themselves are statements

bilgiden ayrılmayı veya kendileri ifade olan yorumlar yapmayı içerir

Wow did you enjoy that how excited that's piece of music is called jazz in

Vay canına Paris'te o müzik parçasına ne kadar heyecanlı caz dendiğini beğendin mi

Paris so now you know Deary me

artık biliyorsun canım

what a strange day this is turning out to be hello to everyone can you hear the

ne garip bir gün bu herkese merhaba gibi geliyor kuşu duyabiliyor musun çalılıkta

bird there's a bird in the bush just behind me the song is called jazz in

bir kuş var hemen arkamda şarkı paris'te caz denir

Paris and I liked it I liked it a lot I really do that is the name of the

ve hoşuma gitti çok beğendim gerçekten müziğin adı bu

music hello also to Anne pachu Jennifer gulley as well mr. Duncan the space

anne pachu jennifer gulley'e de merhaba mr. uzay

hopper has gone away it's you ran away it's actually over there can you see it

hunisi Duncan gitti, sen kaçtın, aslında orada, görebiliyor musun,

it's just behind the bush there my space hopper who remembers the space hopper it

çalının hemen arkasında, benim uzay hunim, uzay hunisini hatırlayan, çok

seems such a long time ago now it seems such a long time ago

uzun zaman önceymiş gibi görünüyor, şimdi çok uzun zaman önce gibi görünüyor,

this is good for physical as well as mental health Thank You Pat you I must

bu hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için iyi Teşekkür ederim Pat seni

admit I feel very invigorated now my body feels so strong I feel like

itiraf etmeliyim ki kendimi çok zinde hissediyorum şimdi vücudum çok güçlü hissediyorum

Superman or maybe Thor without his big hammer unfortunately I don't have a very

Süpermen veya belki de Thor gibi büyük çekici olmadan ne yazık ki çok büyük bir çekicim yok

big hammer

mr. Duncan today you are full of beans I'm full of something a lot of people

Bay. Duncan bugün sen fasulye dolusun, ben birçok insanın söylediği bir şeyle doluyum

say mr. Duncan you are full of not beans they don't say beams they say something

Bay. Duncan sen fasulye dolusun kiriş demiyorlar senin için başka bir şey söylüyorlar

else Berlin for you hello Berlin I haven't

Berlin merhaba Berlin

seen you here on YouTube for quite a while nice to see you back again

Seni bir süredir YouTube'da görmüyorum seni tekrar görmek güzel

you know Carina says take a deep breath I'm okay now look can you see how

biliyorsun Carina derin bir nefes al diyor ben Şimdi iyiyim bak

quickly I recovered from that exercise can you see how healthy and virial I am

o egzersizden ne kadar çabuk kurtulduğumu görebiliyor musun Ne kadar sağlıklı ve canlı olduğumu görebiliyor musun

really hello Alessandra hello I visited Barcelona in 2015 did you have a nice

gerçekten merhaba Alessandra merhaba 2015'te Barselona'yı ziyaret ettim iyi

time though that is the big question is there something that you keep nearby in

vakit geçirdin mi gerçi asıl soru bu hayatında yakın ol

your life that means a lot to you remember earlier I talked about my

bu senin için çok şey ifade ediyor hatırla daha önce

little edy my little egg cup that I use to eat my egg from however this is

yumurtamı yemek için kullandığım küçük yumurtalığımdan bahsetmiştim ama bu

something also that is very symbolic it shows that sometimes you have to take

aynı zamanda çok sembolik bir şey bazen tutunman gerektiğini gösteriyor

hold of your life and do something for yourself is there something that you

Hayatını ve kendin için bir şeyler yap,

keep nearby is this something that means a lot to you is there a little thing

yakınında bulundurduğun bir şey var mı, bu senin için çok şey ifade ediyor mu,

that you always have nearby some people carry photographs of their children or

her zaman yanında bulundurduğun küçük bir şey var mı, bazı insanlar çocuklarının ya da karı kocalarının fotoğraflarını taşırlar,

their husband or wife people carry it around with them so they will feel close

insanlar onu yanlarında taşırlar. kendilerini diğer insanlara yakın hissetmeleri için onlara

to other people maybe their loved ones maybe their children or their spouse mr.

belki sevdiklerine belki çocuklarına veya eşlerine bay.

Duncan the space hopper has taken your breath away

Uzay hunisi Duncan nefesinizi kesti,

it really has if something takes your breath away it can also be something

gerçekten var, eğer bir şey nefesinizi kesiyorsa, inanılmaz bir şey de olabilir,

that is amazing something that you can't believe something that is so incredible

you can't actually believe it so sometimes we

inanamayacağınız kadar inanılmaz bir şeye gerçekten inanamazsınız, bu yüzden bazen biz

and actually used the phrase take your breath away something takes your breath

ve aslında nefesini kes ifadesini kullandı bir şey nefesini kesiyor

away it is breathtaking perhaps you see a beautiful sunset and you are watching

nefes kesici belki güzel bir gün batımı görüyorsun ve

the Sun go down and it is the most amazing sight

güneşin batışını izliyorsun ve bu nefes kesici diyebileceğimiz en muhteşem manzara nefesini

we can say that it is breathtaking it takes your breath away it really does

kesiyor gerçekten

hello to the live stream nice to see you today I said before mr. Duncan you were

canlı yayına merhaba dedik bugün sizi gördüğüme sevindim daha önce demiştim bey Duncan, sen

a machine and now I can confirm that or reaffirm that for myself reaffirm if you

bir makineydin ve şimdi bunu onaylayabilirim veya kendim için yeniden onaylayabilirim, eğer

reaffirm something it means you confirm something that you want to be sure of so

bir şeyi yeniden doğrularsan, bu, emin olmak istediğin bir şeyi onayladığın anlamına gelir, yani

something you want to be very sure about you can reaffirm something reaffirm

hakkında çok emin olmak istediğin bir şeyi yeniden onaylayabilirsin,

hello to Roxy Viera hello Roxy I love your name by the way Roxy when I was

Roxy'ye merhaba de. Viera merhaba Roxy Bu arada ismini seviyorum Roxy ben

growing up I was a very big fan of Roxy Music a very well-known group during the

büyürken Roxy Music'in çok büyük bir hayranıydım 1970'lerde ve 80'lerde çok iyi bilinen bir grup

1970s and 80s hello mr. Duncan have you ever been over

merhaba bay. Duncan hiç

the moon Thank You Andi I am often over the moon if I'm over the moon about

mutlu oldun mu Teşekkür ederim Andi Ben genellikle bir şeyler hakkında çok mutlu oluyorum,

things it means I'm very excited so sometimes I

bu çok heyecanlandığım anlamına geliyor, bu yüzden bazen

do get very excited about things good things that happen and let's face it

iyi şeyler olan şeyler hakkında çok heyecanlanıyorum ve hadi bununla yüzleşelim

during these strange difficult times we really do need things to cheer us up

bu garip, zor zamanlarda bizi neşelendirecek şeylere gerçekten ihtiyacımız var

we really do there are many songs that mention take my breath away including

gerçekten ihtiyacımız var, kesiciden bahseden birçok şarkı var.

take my breath away hmm from Top Gun Top Gun there is a

sequel to Top Gun I don't think it's come out yet I don't think it's coming

çıktı ama

to the cinemas yet or has it there is a sequel there is another movie based on

henüz sinemalara geleceğini sanmıyorum ya da devam filmi var mı Top Gun'a dayanan başka bir film var, bu

Top Gun so remember many many years ago there was that famous movie with Tom

yüzden hatırlayın yıllar önce Tom Cruise ile o ünlü film vardı

Cruise and he was the the pilot in the jet and he was really arrogant he always

ve o pilottu. jette ve gerçekten kibirliydi, her zaman gösteriş yapmayı

used to like showing off I'm Tom Cruise look at my big jet plane

severdi ben Tom Cruise, büyük jet uçağıma bakın

and of course there was a little bit of sadness as well in the original Top Gun

ve tabii ki orijinal Top Gun'da da biraz hüzün vardı

poor goose poor goose have you ever eaten vegetables before me have I ever

zavallı kaz zavallı kaz, hiç gördünüz mü? benden önce sebze yedim hiç

eaten vegetables yes I eat them sometimes I like to eat them however I

sebze yedim evet bazen yerim onları yemeyi severim ama

don't eat them as much as next doors rabbit next doors rabbit enjoys eating

komşu tavşanı kadar yemem komşu tavşanı

vegetables more than me I think it would be fair to say mr. Duncan when are we

sebze yemekten benden daha çok hoşlanır sanırım bay demek adil olur . Duncan

going to invite all of your subscribers to your apartment ex dar oh hello ex dar

tüm abonelerinizi ne zaman dairenize davet edeceğiz eski dar oh merhaba eski dar

oh well maybe one day maybe one day we could have a big hangout together I know

oh peki belki bir gün belki bir gün birlikte büyük bir buluşma yapabiliriz

on YouTube there are many YouTube celebrities YouTube stars I'm not one of

YouTube'da birçok YouTube ünlüsü olduğunu biliyorum YouTube yıldızları ben değilim

those by the way I'm not a YouTube star unfortunately I am just another grain of

bunlardan biri bu arada ben bir YouTube yıldızı değilim ne yazık ki YouTube Sahilinde sadece bir kum tanesiyim

sand on the YouTube Beach

but yes maybe one day maybe we can all get together one day maybe in five years

ama evet belki bir gün belki hepimiz bir gün bir araya gelebiliriz belki beş yıl sonra

time we can have this big Union we can all get together and have a little bit

bu büyük Birliği kurabiliriz biz hepsi bir araya gelip biraz

of fun maybe after all of this crazy time has come to an end who knows who

eğlenebilir belki tüm bu çılgın zaman sona erdikten sonra kim bilir

knows what the future will bring it's quite exciting actually

geleceğin neler getireceğini kim bilir oldukça heyecan verici aslında

I quite often get very excited about the future

ben çoğu zaman gelecek için çok heyecanlanırım

some people feel fearful they dread the future however I like it I'm looking

bazı insanlar korkarlar. gelecekten kork ama hoşuma gidiyor geleceği dört gözle bekliyorum

forward to the future the future is always about having new opportunities

gelecek her zaman yeni fırsatlara sahip olmakla ilgilidir

and sometimes you have to give yourself those opportunities sometimes you have

ve bazen kendine bu fırsatları vermelisin bazen hayatını değiştirmek

to do these things for yourself to change your life

için bunları kendin yapmalısın

remember the egg cup remember the egg cup that's what gets me

yumurtalık hatırla hatırla

through my day I always think of my egg cup if you want to give me a little

günümü geçirmemi sağlayan yumurtalık her zaman yumurtalığımı düşünürüm eğer bana biraz beğeni vermek istersen

thumbs up you are more than welcome to do so thank you very much if you like

memnuniyetle kabul edilirsin bu yüzden çok teşekkür ederim eğer

what you see please give me a little thumbs up that would be ever so nice

gördüklerini beğendiysen lütfen bana biraz ver yaşasın çok güzel olurdu

there is something I haven't done for a while I've just remembered I haven't

bir süredir yapmadığım bir şey var şimdi hatırladım bu garip

done this for a while during these strange times please remember you are

zamanlarda bunu bir süredir yapmadım lütfen unutmayın

not alone there is always someone nearby and I will try my best to be with you

yalnız değilsiniz yakınlarda her zaman birileri vardır ve ben her şey normale dönene kadar her gün yanınızda olmak için elimden gelenin en iyisini yapacağım,

every day until everything returns back to normal so remember you are not alone

bu nedenle

even though in many countries at the moment things are slowly turning back to

birçok ülkede şu anda işler yavaş yavaş

normal I would like to say right now that you are not alone during this time

normale dönse de yalnız olmadığınızı unutmayın, şu anda yalnız olmadığınızı söylemek isterim. bu sefer

we are all having difficulty some people having a lot of difficulty some people

hepimiz zorluk çekiyoruz bazı insanlar çok zorluk çekiyor bazı insanlar

having a little difficulty so remember you are not alone you don't have to feel

biraz zorluk çekiyor bu yüzden unutmayın yalnız değilsiniz bu süre zarfında yalnız hissetmek zorunda değilsiniz

lonely during this time

also as I often say make the best of a bad deal sometimes we have to try our

ayrıca sık sık dediğim gibi bazen kötü bir anlaşmayı en iyi şekilde değerlendirin doğru gitmeyen bir

best to make the best of something that is not going right if something is going

şeyi en iyi şekilde yapmak için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız bir şeyler

wrong if something is not going the way we wanted it to something is not

ters gidiyorsa bir şeyler istediğimiz gibi gitmiyorsa bir şeyler

happening the way we planned you have to sometimes make the best of a bad deal

planladığımız gibi olmuyorsa bazen bir şeyin en iyisini yapmalısınız kötü anlaşma

maybe sometimes you have to look on the bright side you have to look on the

belki bazen iyi tarafından bakmalısın

bright side of life you have to look on the bright side of things that is what

hayatın iyi tarafından bakmalısın olayların iyi tarafından bakmalısın

I'm doing today I always try to look on the positive side even when things are

bugün yaptığım şey bu her zaman olumlu tarafından bakmaya çalışıyorum işler

difficult things are not going the way I want them to however I always try to

zorlaştığında işler istediğim gibi gitmiyor ama ben her zaman hayatın

look on the bright side the bright side of life as they say another nice one

iyi tarafından bakmaya çalışırım, çünkü onlar başka bir güzel söylerken

every cloud has a silver lining sometimes you have to remember as you

her bulutun bir hayır vardır bazen

look up into the sky sometimes there are lots of gray clouds above you

yukarı bakarken hatırlaman gerekir gökyüzüne doğru bazen üstünüzde bir sürü gri bulut olur

sometimes those clouds will not go away however you might find that one of those

bazen o bulutlar gitmez ama o

clouds has a silver lining maybe something positive that you can

bulutlardan birinin gümüşi bir astarı olduğunu görebilirsiniz, belki pozitif bir şey

find or do during these strange times every cloud has a silver lining I like

bu garip zamanlarda bulabileceğiniz veya yapabileceğiniz her bulutun gümüş rengi vardır astar Bunu beğendim

that and of course finally there is light at the end of the tunnel there is

ve tabii ki sonunda tünelin sonunda ışık var

light at the end of the tunnel definitely it might be very far away it

tünelin sonunda ışık var kesinlikle çok uzak olabilir

might be very far in a distance however it is fair to say that there is light at

çok uzak olabilir ancak var olduğunu söylemek doğru olur

the end of the tunnel all of this will come to an end at some point all of this

tünelin ucundaki ışık bir gün bitecek tüm bu çılgınlıklar bir gün

craziness will end and then everything will turn

bitecek ve sonra her şey

back to normal as it was before however I would like to think that maybe in the

eskisi gibi normale dönecek ama ben gelecekte belki insanlar olur diye düşünmek istiyorum.

future people will have a different attitude towards each other and also to

birbirimize karşı farklı bir tavır ve aynı zamanda

life as well and freedom perhaps we like freedom very much all

hayata ve özgürlüğe karşı belki de özgürlüğü çok seviyoruz tüm

animals enjoy freedom that is one of the things I've noticed as I watch the birds

hayvanların özgürlüğün tadını çıkarıyor bu her gün bahçemde kuşları izlerken fark ettiğim şeylerden

in my garden every day the one thing that I always think is mmm freedom is a

biri her zaman fark ettiğim şeylerden biri özgürlüğün

pretty good thing so maybe we will see our freedom in a different way as well

oldukça iyi bir şey olduğunu düşünüyorum, bu yüzden belki özgürlüğümüzü de farklı bir şekilde göreceğiz,

maybe we will look at everything in a very different way our perspective will

belki her şeye çok farklı bir şekilde bakacağız, bakış açımız

change the way we view the world around us the way we treat other people might

etrafımızdaki dünyaya bakış açımızı değiştirecek, başkalarına davranış biçimimizi insanlar

change our perspective our view the way we see things around us li'l is there

bakış açımızı değiştirebilir etrafımızdaki şeylere bakış açımızı değiştirebilirler li'l

light at the end of the lockdown do you think I'm sure there is in some places

karantinanın sonunda ışık var mı sence dünyanın bazı yerlerinde bazı yerlerde

in some places around the world they are already talking about relaxing the

zaten rahatlamadan bahsediyorlar mı?

restrictions so yes I think it would be fair to say that there is light at the

Kısıtlamalar bu yüzden evet, kilitlenmenin sonunda ışık olduğunu söylemenin adil olacağını düşünüyorum,

end of the lockdown I think so here in the UK I know here in the UK

yani burada Birleşik Krallık'ta biliyorum burada Birleşik Krallık'ta

things are still not good things are still not going very well here in the UK

işler hala iyi değil burada işler hala pek iyi gitmiyor Birleşik Krallık

so there is light in many places here in the UK I would have to say that the

yani burada birçok yerde ışık var Birleşik Krallık'ta

light the light at the end of the tunnel is very far away

ışığın tünelin ucundaki ışığın çok uzakta olduğunu söylemem gerekirdi,

it is just a little dot like a star in the sky but hopefully things will slowly

gökyüzünde bir yıldız gibi küçük bir nokta ama umarım her şey yavaş yavaş

get better we can only hope animals which are in the zoo are not

düzelir. Hayvanat bahçesindeki hayvanların

free that is true I don't like to see animals caged if there is one thing that

özgür olmamasını umsak daha iyi olur bu doğru Hayvanları kafese kapatılmış görmekten hoşlanmıyorum eğer

really upsets me it is seeing animals locked behind cages any animal if you

beni gerçekten üzen bir şey varsa o da kafese kapatılmış hayvanları görmektir Herhangi bir hayvan

keep a bird in a cage I think it's rather cruel because that bird wants to

kuş besliyorsan bir kafes Bence bu oldukça acımasız çünkü o kuş

fly there their nature is is to fly and be free so I never like to see birds in

oraya uçmak istiyor onların doğası uçmak ve özgür olmak, bu yüzden kuşları kafeslerde görmeyi hiç sevmiyorum Bunu gördüğümde

cages I always feel a little upset when I see that to be honest

hep biraz üzülüyorum dürüst olmak gerekirse

Valentin says mr. Duncan's livestreams are the best thing in this strange time

Valentin diyor Bay. Duncan'ın canlı yayınları bu garip zamanda en iyi şey

thank you very much that's very kind of you to say oh my goodness I've just

çok teşekkür ederim çok naziksiniz aman tanrım az önce

noticed it's almost time to go two hours have gone by so quickly do you

fark ettim ki neredeyse iki saat geçti çok çabuk geçti sizce

think do you think the two hours today has gone by very quickly I think so as

iki saat sizce de öyle mi bugün çok çabuk geçti sanırım

soon as your livestream ends I will be looking for the song jazz in Paris on

canlı yayının biter bitmez YouTube'da jazz in Paris şarkısını arayacağım

YouTube and I will listen to it again I love it so much it is it's a very

ve tekrar dinleyeceğim onu ​​çok seviyorum çok

interesting song it's it's quite fun it makes you feel happy and fun I might

ilginç bir şarkı çok eğlenceli seni mutlu ve eğlenceli hissettiriyor

play it again at the end of today's livestream I might play it again just

bugünkü canlı yayının sonunda tekrar çalabilirim sırf

for you to be as free as a bird literally literally that is the phrase

senin bir kuş kadar özgür olman için tekrar çalabilirim kelimenin tam anlamıyla bu ifadeyi

that we use you are is free as a bird you can go wherever you want you are

kullanıyoruz sen bir kuş kadar özgürsün sen istediğin yere gidebilirsin

free to fly high and across I like that Thank You ciao ciao thank you very much

yüksekten uçmakta özgürsün Bunu sevdim Teşekkürler ciao ciao çok teşekkürler

Adrian I found the music jazz in Paris on YouTube and it's very nice I am so

Adrian YouTube'da caz müziğini Paris'te buldum ve çok güzel Çok

happy yes if you go into the music library so YouTube has its own music

mutluyum evet müzik kitaplığına girersen yani YouTube'un kendi müzik

library not a lot of people know this but it does have its own music library

kitaplığı var bunu pek çok insan bilmez ama kendi müzik kitaplığı vardır

and as in Paris is one of those songs that

ve Paris'te olduğu gibi

YouTube has on its music library it really does hello Abdo Abdo reward

YouTube'un müzik kitaplığında bulunan şarkılardan biridir gerçekten merhaba Abdo Abdo

hello to you it would appear that you are having difficulty with your keyboard

size merhaba verirdi klavyenle sorun yaşıyormuşsun gibi görünüyor klavyende sorun

it would appear that you are having difficulty with your keyboard something

yaşıyormuşsun gibi görünüyor

might be wrong with your keyboard or maybe your finger who knows after the

klavyende bir sorun olabilir veya belki parmağında kim bilir yayından sonra

stream I need to take a Spanish lesson says Jennifer oh why not go for it

ispanyolca dersi almam lazım jennifer oh neden olmasın diyor Ben de bunu

that's what I say if there is something that you want to learn some new

söylüyorum, eğer öğrenmek istediğiniz bir şey varsa, yeni bir

knowledge that you want to put inside your brain do it that's what I say go

bilgi, beyninize yerleştirmek istediğiniz bir şey varsa, onu yapın, devam edin,

for it don't wait don't hesitate do it do it mr. Duncan we will always have in

beklemeyin, tereddüt etmeyin, yapın yapın bayım. Duncan,

mind these times and how fragile we are in that we have to take care of others

bu zamanlarda her zaman aklımızda olacak ve ne kadar kırılgan olduğumuzu,

in all circumstances I think you are right yes and this is one of the things

her koşulda başkalarına bakmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum, evet, haklısın ve bu,

I've noticed over the past six seven weeks because now we are into our

son altı yedi haftada fark ettiğim şeylerden biri çünkü şimdi

seventh week of this seven weeks here

bu yedi haftanın yedinci haftasındayız, burada

seven weeks but I have noticed that many people are treating each other with a

yedi hafta var ama birçok insanın birbirine

lot of respect and kindness and also generosity I think so thank you very

çok fazla saygı ve nezaketle ve aynı zamanda cömertlikle davrandığını fark ettim, çok teşekkür ederim

much Jennifer says I like your videos thank you all so jamelia says see you

Jennifer videolarını beğendiğimi söylüyor teşekkür ederim Jamelia

later yes I will be back with you tomorrow Thank You Jamelia thank you

daha sonra görüşürüz diyor evet yarın tekrar geleceğim Teşekkürler Jamelia teşekkürler

Anna thank you also Anna Pico it's been nice today I must say I have enjoyed my

Anna teşekkür ederim ayrıca Anna Pico bugün güzeldi söylemeliyim ki bugün

time with you on youtube today it has gone fast do you think so do you

youtube'da seninle geçirdiğim zamandan keyif aldım bugün hızlı geçti sence Sence

think today's livestream has gone quickly because I think it has I think

bugünkü canlı yayın hızlı geçti çünkü bence

it's gone by very quickly they say that time flies when you are

çok hızlı geçti derler ki eğlenirken zaman uçup gidiyor

enjoying yourself and I hope you have

ve umarım güzel bir şarkısı

there is a French singer who has a beautiful song loove-ray lekars dear

olan bir Fransız şarkıcı vardır loove-ray lekars sevgili

WIZO it means open the door of the birdcage that is nice yes you are

WIZO, güzel kuş kafesinin kapısını aç demek, evet,

allowing something to fly free you are releasing something from its prison or

bir şeyin özgürce uçmasına izin veriyorsun, bir şeyi hapishanesinden ya da

its isolation hmm Thank You Louis for that I am going now it is coming up

izolasyonundan salıveriyorsun hmm Bunun için teşekkürler Louis, şimdi gidiyorum,

to four o'clock if you don't believe me look look at my watch that's what it

saat dörde geliyor bana inanmıyorsan saatime bak öyle

says yes it is coming up to four o'clock here in the UK I hope you enjoy the rest

diyor evet burada İngiltere'de saat dörde geliyor umarım hafta sonunun geri kalanında eğlenirsin

of your weekend I hope you have a super-duper day and enjoy the rest of

umarım süper bir gün geçirirsin ve eğlenirsin dünyanın

your day or night depending on where you are in the world I am back with you

neresinde olduğuna bağlı olarak günün veya gecenin geri kalanı

tomorrow I am with you tomorrow from when when am i with you tomorrow does

yarın seninleyim yarın ne zaman seninleyim yarın ne zaman seninleyim bilen var mı

anyone know can someone tell me when I am on tomorrow when do I appear on

biri bana ne zaman açık olduğumu söyleyebilir mi

YouTube what time can someone tell me time flies when I'm watching your

YouTube'da birisi bana sizin yayınlarınızı izlerken zamanın ne kadar hızlı geçtiğini söyleyebilir bay

streams mr. Duncan thank you very much

. Duncan çok teşekkür ederim

tomorrow 2 p.m. UK time is when I'm on so you can catch me again live 2 p.m.

yarın 14:00 İngiltere saati, açık olduğum zamandır, böylece beni tekrar 2:00 canlı yakalayabilirsiniz.

thank you Anna yes 2 p.m. UK time 2 p.m. UK time is

teşekkür ederim Anna evet 14:00 İngiltere saati 14:00 Birleşik Krallık saati

tomorrow that's when I'm on again so you will be able to join me once more

yarın, ben yine o zaman açık olacağım, bu yüzden yarın saat 14:00'ten itibaren bana bir kez daha katılabileceksiniz.

tomorrow from 2 p.m. UK time thank you all so grace Thank You Jennifer thank

Birleşik Krallık zamanı hepinize teşekkür ederim çok teşekkürler Jennifer teşekkürler

you also Louis and also leck leat thank you very much it was a pleasure to

ayrıca Louis ve ayrıca leck leat çok teşekkürler

watch you thank you and you are very welcome

sizi izlemek bir zevkti teşekkürler ve rica ederim

I hope you've enjoyed this I hope it has cheered you up as much as its cheered me

umarım bundan keyif almışsınızdır umarım sizi neşelendirmiştir beni ne kadar

up because I love doing this I wish I could do it every day in fact I wish I

neşelendiriyorsa da bunu yapmayı seviyorum keşke her gün yapabilsem aslında keşke

could do it all the time I wish I could wake up in the morning I turn on my

sürekli yapabilsem keşke sabah kalksam kameramı açsam

camera and just spend the whole day with you

bütün günü geçirebilsem seninle bir gün

but unfortunately I have to do other things as well mm-hm I'm sure you can

ama ne yazık ki başka şeyler de yapmam gerekiyor mm-hm Eminim

guess what they are I'm sure you can guess tomorrow and back again thank you

ne olduklarını tahmin edebilirsin Eminim yarın tahmin edebilirsin ve tekrar geri dön

very much thank you Anna thank you Christina 2 p.m. British time

çok teşekkür ederim Anna teşekkür ederim Christina 14:00 İngiliz saati

G M T well in fact it's British summer time now so it's BST so it's British

G M T aslında şimdi İngiliz yaz saati, bu yüzden BST, yani İngiliz

summer time 2 p.m. UK tart UK time British summer time mmm Thank You Noemi

yaz saati 14:00. İngiltere tart İngiltere saati İngiliz yaz saati mmm Teşekkürler Noemi

thank you also to Berlin nice to see you back by the way Thank You Berlin thank

Berlin'e de teşekkür ederim bu arada sizi tekrar görmek güzel Teşekkürler Berlin

you very much and thanks for watching from Peru nice to see you back here

çok teşekkür ederim ve Peru'dan izlediğiniz için teşekkürler sizi tekrar burada görmek güzel

again Thank You marina Thank You Ernesto Ernesto hello to you I didn't see you on

Teşekkürler marina Teşekkürler Ernesto Ernesto sana merhaba

Thank You Maria Cristina - p.m. UK time tomorrow live here on

Teşekkür ederim Maria Cristina - p.m. İngiltere saati yarın burada YouTube'da canlı,

YouTube this is mr. Duncan in the birthplace of

ben mr. İngilizcenin doğum yerinde Duncan,

English saying thanks for watching I hope you've enjoyed today's livestream I

izlediğiniz için teşekkür ediyor, umarım bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir,

hope it has been useful and remember the egg cup the egg cup anything can happen

umarım faydalı olmuştur ve unutmayın yumurtalık yumurtalık

in your life if you take that step and of course until tomorrow 2:00 p.m. UK

o adımı atarsanız hayatınızda her şey olabilir ve tabii ki yarına kadar 2: 00:00 İngiltere

time this is mr. Duncan in England saying

saati, bu bay. İngiltere'de Duncan,

thanks for watching I hope you've enjoyed this see you later bye for now

izlediğiniz için teşekkür ediyor, umarım bundan keyif almışsınızdır, daha sonra görüşmek üzere, şimdilik hoşçakalın

and of course you know what's coming next

ve tabii ki ben

just before I walk off into the house to make a cup of tea for myself and also

kendime ve ayrıca

mr. Steve because I'm thirsty again I am thirsty very thirsty thank you very much and of course...

Mr. Steve çünkü yine susadım çok susadım çok teşekkür ederim ve tabii ki...

it's coming it's really coming

geliyor gerçekten

total for now

şimdilik tamamen geliyor