Extra English - MONDAY - LIVE from England. 20th July 2020 / Join the live chat with Mr Duncan

oh hi everybody hello there nice to see you here today

oh herkese merhaba merhaba bugün sizi burada görmek

fancy seeing you in my garden how long have you been here for how long have you

güzel bahçemde görmek güzel ne zamandır buradasınız ne kadar zamandır

been waiting in the garden not long I hope yes I am slightly later than normal

bahçede bekliyorsunuz çok değil umarım evet normalden biraz geç geldim saat

it is half past two well in fact to be honest it's twenty five to three

iki buçuk iyi iyi aslında saat üçe yirmi beş var

but don't tell anyone about that please it is keeping the secret ok here we go

ama bunu kimseye söyleme lütfen sır saklıyor tamam işte başlıyoruz

then I'm slightly out of breath but don't worry about it

o zaman biraz nefesim kesildi ama merak etme

here we are live on Monday in the garden thank you very much for joining me again

burada pazartesi canlı yayındayız bahçe bana tekrar katıldığınız için çok teşekkür ederim

I hope you enjoyed yesterday's very strange live stream did

umarım dünkü çok garip canlı yayından keyif almışsınızdır

you see it I don't know what was going on but some very strange things were

gördünüz mü neler olduğunu bilmiyorum ama

happening yesterday on the livestream a lot of noise a lot of disruption also

dün canlı yayında çok garip şeyler oluyordu çok fazla gürültü çok fazla bozulma ayrıca

mr. Steve disappeared yesterday as well we couldn't find him for ages we didn't

Mr. Steve de dün ortadan kayboldu, onu asırlarca bulamadık,

know where mr. Steve had gone to fortunately he did eventually arrive but

nerede olduğunu bilmiyorduk bayım. Steve gitmişti, neyse ki sonunda geldi ama

if you haven't seen yesterday's live stream you must watch it there were some

dünkü canlı yayını izlemediyseniz mutlaka izlemelisiniz

very interesting moments some funny moments some not so funny moments lots

çok ilginç anlar oldu bazı komik anlar oldu o kadar da komik olmayan anlar

of things going on yesterday I hope you are feeling good today yes I'm outside

dün pek çok şey oldu umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur evet

we have another nice day of weather I can't believe it it actually feels as if

dışarıdayım hava güzel bir gün daha

summer has finally arrived I'm feeling rather summery today I'm wearing my

summer t-shirt I've got my summer hat I'm wearing my summer glasses well ok

Yaz gözlüğümü takıyorum peki tamam belki

maybe not and I have my little summer bird as well hello say hello

değil ve benim de küçük yaz kuşum var merhaba merhaba deyin bu

that's nice I hope you're feeling good it's Monday I know a lot that was my

güzel umarım bugün pazartesi

water a lot of people don't like Mondays I don't like Mondays to be honest

Pazartesi günleri pazartesileri sevmiyorum dürüst olmak gerekirse

sometimes mondays can be horrible sometimes mondays can be the worst day

bazen pazartesiler korkunç olabilir bazen pazartesiler haftanın en kötü günü olabilir bence peki

of the week I think so what about you do you ever look forward to Monday or is

ya sen pazartesiyi dört gözle bekliyor musun yoksa

Monday always the day when you feel oh

pazartesi her zaman oh

I'm thirsty today so is Monday always a day when you feel a little down and

ben' hissettiğin gün mü? Bugün susadım, yani Pazartesi her zaman kendinizi biraz üzgün hissettiğiniz bir gündür ve

apparently a lot of people do on Monday they always feel a little down maybe

görünüşe göre birçok insan Pazartesi günü hep biraz üzgün hissediyorlar, belki

depressed maybe unhappy perhaps something over the weekend has happened

depresif, belki mutsuz, belki de hafta sonu

that has made you feel unhappy who knows who knows wow so many people are already

sizi mutsuz hissettiren bir şey oldu kim bilir kim biliyor vay canına çok fazla insan zaten

here on the livestream can I say thank you very much for joining me first of

canlı yayında burada bana katıldığınız için çok teşekkür ederim öncelikle

all it's lovely to see you here again oh also hello to sunshine I have to be

sizi burada tekrar görmek çok güzel oh ayrıca güneş ışığına merhaba

honest I think your name is very suitable for today because we have some

dürüst olmalıyım bence adınız bugün için çok uygun çünkü biraz

sunshine the sun is shining down on England for those wondering where I am

güneş ışığımız var güneş İngiltere'nin üzerine parlıyor nerede olduğumu merak edenler için

yes I am in England that's where I'm talking to you from at the moment in the

evet İngiltere'deyim şu anda sizinle oradan konuşuyorum

garden in my little garden in Much Wenlock in England

bahçemde, İngiltere'de Much Wenlock'taki küçük bahçemde

hello also Mary Luis Mendez is here as well nice to see you back Louis also

merhaba ayrıca Mary Luis Mendez de burada sizi tekrar görmek güzel Louis ayrıca

Vitesse Kate Gann hello Kate Gann mr. Duncan your green screen is looking very

Vitesse Kate Gann merhaba Kate Gann bay. Duncan yeşil ekranınız

vibrant today this is not a green screen this is real look watch see this is a

bugün çok canlı görünüyor bu yeşil ekran değil bu gerçek bak izle bak bu

real tree I'm standing next to so this this isn't green screen

gerçek bir ağaç yanında duruyorum yani bu yeşil ekran değil

this is real I'm really here now talking to you live on YouTube I'm here in the

bu gerçek gerçekten buradayım şimdi konuşuyorum sana YouTube'da canlı yayında

garden right now and I hope you're having a good Monday

şu an burada bahçedeyim ve umarım iyi bir pazartesi geçiriyorsundur

hello also to Hiroko nice to see you here is well on this sunny Monday it's

Hilal'e de merhaba seni burada görmek güzel bu güneşli Pazartesi günü

sunny in the garden and it is Monday so that makes lots of sense when you think

bahçede güneşli ve bugün Pazartesi yani Düşündüğünüzde çok mantıklı geliyor

about it also we have Donna grace chin Thank You grace for gracing today's live

bizde de Donna Grace chin var Bugünkü canlı sohbeti onurlandırdığınız için teşekkürler Grace

chat you see what I did there did you see what I did so if you grace

orada ne yaptığımı gördünüz ne yaptığımı gördünüz yani

something it means you appear you appear somewhere you grace the stage you grace

bir şeyi onurlandırırsanız bu bir yerde göründüğünüz anlamına gelir sahne sen

the party you grace everyone with your presence

partiyi şereflendiriyorsun herkesi varlığınla şereflendiriyorsun

very nice we also have oh hello lolli lolli a big Bonjour to France you might

çok güzel bizim de var oh merhaba lolli lolli Fransa'ya büyük bir Bonjour'umuz var

see the Sun coming through the tree I'm standing underneath my lovely old apple

güneşin ağaçtan doğuşunu görebilirsin bugün güzel yaşlı elma ağacımın altında duruyorum

tree today so that's where I am at the moment in the garden via the apple tree

yani orası benim yerim şu anda bahçede elma ağacının üzerinden

getting a little bit of shade from the Sun however you might notice the

güneşten biraz gölge alıyor, ancak

sunlight is coming through and shining on me as well I hope the sun is shining

güneş ışığının geldiğini ve benim de üzerimde parladığını fark edebilirsiniz, umarım

on you wherever you are in the world hello also Marcia also saw hello Zhou

dünyanın neresinde olursanız olun güneş sizin üzerinizde parlıyordur merhaba ayrıca Marcia ayrıca merhaba Zhou

Zhou is May love nice to see you here as well

Zhou'yu da gördü Mayıs ayı sizi burada görmek güzel,

you might notice we have a lot of clouds today as well so the cloud is slowly

fark etmişsinizdir bugün de çok bulut var bu yüzden bulut yavaş yavaş

going over we have a gentle breeze it doesn't feel too cold however it's still

üzerimizden hafif bir esinti var, çok soğuk hissetmiyor ama yine de

not it doesn't feel like summer it doesn't feel like summer I have to be

yaz gibi değil yaz gibi gelmiyor

honest with you hello Osman mr. Duncan it's been ages since

sana karşı dürüst olmalıyım merhaba Osman bey. Duncan

lest joined you it's been ages when we say it's been ages it's been a long time

sana katılalı asırlar oldu asırlar oldu dediğimizde asırlar oldu uzun zaman oldu canlı

it's been ages since I joined you on the live chat well you are here now and that

sohbette sana katılalı asırlar oldu artık buradasın ve

is all it matters hello osman muhammed nice to see you today as well weather

tek önemli olan bu merhaba osman muhammed görmek güzel bugün de hava durumu

loop hello guadalupe nice to see you on the live chat also very good

döngüsü merhaba guadalupe sizi canlı sohbette görmek güzel ayrıca çok güzel

- a new in sun says hello Duncan hello nice to see you here I hope you're

- güneşte yeni biri merhaba diyor Duncan merhaba sizi burada görmek güzel umarım

having a good day did you have a good weekend

gününüz iyi geçiyordur iyi bir hafta sonu geçirdiniz

how was the weekend come on tell me about your weekend I want to know what

mi nasıldı hafta sonu hadi bana hafta sonunu anlat Ne olduğunu bilmek istiyorum

happened how are things in your country are things returning to normal are you

ülkende işler nasıl normale dönüyor Birleşik Krallık'ta

now having normal life where you are here in the UK well it really depends on

olduğun yerde şu anda normal bir hayatın var mı peki bu gerçekten Birleşik

where you live in the UK because some people who live in Scotland for example

Krallık'ta nerede yaşadığına bağlı çünkü İskoçya'da yaşayan bazı insanlar, örneğin

in Scotland they have different rules for the lockdown in Wales they also have

İskoçya'da, Galler'de tecrit için farklı kurallara sahipler, onların da

their own rules and here in England we have our rules and it looks as if

kendi kuralları var ve burada İngiltere'de bizim kurallarımız var ve görünüşe göre önümüzdeki birkaç gün

everything is going to be relaxed over the next couple of weeks will it change

içinde her şey rahatlayacak. haftalar

anything there I'm not sure at the moment it's too early to say what is

orada bir şeyi değiştirir mi Şu anda bundan sonra ne olacağını söylemek için çok erken emin değilim

going to happen next I've noticed one thing on television a lot of people are

Televizyonda bir şey fark ettim, pek çok insan

now advertising holidays many holiday companies already have put their adverts

şimdi tatil reklamı yapıyor birçok tatil şirketi reklamlarını çoktan koydu.

their advertisements on television trying to get us all to book our

televizyondaki reklamlar hepimizi

holidays again hello also angel girl hello welcome back angel girl now if I

yeniden tatil rezervasyonu yaptırmaya çalışıyor merhaba ayrıca melek kız merhaba tekrar hoşgeldin melek kız şimdi yanlış

remember rightly if I'm correct I think you joined us last week for the first

hatırlamıyorsam eğer doğruysa sanırım bize geçen hafta ilk

time so I'm very pleased to see that you've returned for more of for more of

kez katıldınız bu yüzden çok memnunum daha fazlası için döndüğünüze bakın bunun daha fazlası için bu her

this whatever this is hello also

ne ise bu

to Paulo mr. Duncan you are amazing thank you very much for your videos you

Paulo Bay'a da merhaba. Duncan harikasın videoların için çok teşekkür ederim rica

are welcome thank you it's very kind of you

ederim çok naziksin

Manus Manus says mr. Steve stole the show yesterday I think you're right

Manus Manus diyor ki bay. Steve dün gösteriyi çaldı sanırım haklısın

first of all he didn't appear I was waiting for nearly seven minutes for mr.

her şeyden önce o görünmedi Bay için yaklaşık yedi dakika bekliyordum.

Steve to appear yesterday and he didn't and then when he arrived he had some

Steve dün ortaya çıktı ve gelmedi ve sonra geldiğinde biraz saçma sapan bir mazeret buldu

some cockamamie excuse cockamamie that's a word I showed you last week the word

cockamamie means ridiculous absurd something that can't be believed a

cockamamie story but mr. Steve was here we were in a very strange mood yesterday

. Steve buradaydı, dün çok garip bir ruh halindeydik,

I was in a strange mood we said some things that we probably shouldn't have

ben garip bir ruh halindeydim, muhtemelen

said mr. Steve got very carried away with himself as he normally does how do

söylemememiz gereken bazı şeyler söyledik bayım. Steve normalde yaptığı gibi kendine çok kapıldı

you know mr. Steve is he your colleague college friend says chard I've known mr.

. Steve o senin meslektaşın mı kolej arkadaşın mı diyor pazı tanıyorum bay.

Steve for many years about well nearly 31 years I've known mr. Steve so we've

Steve'i uzun yıllardır yaklaşık 31 yıldır tanıyorum. Steve,

known each other since the 1980s I know you I know what you're going to say mr.

birbirimizi 1980'lerden beri tanıyoruz, sizi tanıyorum, ne söyleyeceğinizi biliyorum bayım.

Duncan we don't remember the 1980s because we're very young oh good for you

Duncan 1980'leri hatırlamıyoruz çünkü biz çok genciz oh aferin sana

well I do I remember the 1980s and yes that's how long I've known Steve for

1980'leri hatırlıyorum ve evet Steve'i bu kadar uzun

many years and yes mr. Steve normally joins on Sunday not today we won't see

yıllardır tanıyorum ve evet bayım. Steve normalde Pazar günü katılır, bugün olmaz

Steve today because unfortunately he's in his office working busily on his

Steve'i bugün görmeyeceğiz çünkü ne yazık ki ofisinde yoğun bir şekilde bilgisayarında çalışıyor ve

computer doing all sorts of things so no sadly no mr. Steve today and very sorry

her türlü şeyi yapıyor yani hayır ne yazık ki hayır bay. Bugün Steve ve bunun için çok üzgünüm

about that oh hello flower Espoir by the way this

oh merhaba çiçek Espoir bu arada bu

is free and easy today we are doing some extra live streams during July to

ücretsiz ve kolay bugün Temmuz ayında

celebrate my four years of doing live streams so that's why I'm here today

canlı yayın yaptığım dört yılı kutlamak için ekstra canlı yayınlar yapıyoruz bu yüzden bugün buradayım

normally I'm not here on Monday but today I am doing something a little

normalde ben Pazartesi günü burada değilim ama bugün biraz farklı bir şey yapıyorum

different hello Philippe we are in quarantine here

merhaba Philippe burada

in Brazil I have heard some of the news some of the not so good news yet from

Brezilya'da karantinadayız Brezilya'dan bazı haberler çok iyi olmayan bazı haberler duydum,

Brazil some countries are still having problems certain parts of England at the

bazı ülkeler İngiltere'nin bazı bölgelerinde hala sorun yaşıyor. şu

moment are are having problems as well so everything is not over yet

an da sorunlar yaşıyoruz yani daha her şey bitmedi

as I said last week we are not out of the woods yet when you say you are not

geçen hafta dediğim gibi tehlikeden çıkmadık henüz tehlikeden çıkmadım derken

out of the woods it means you are not out of danger there are still many

tehlikeyi atlatmadın demektir daha çok şey var her şeyin normal olduğunu

things that we have to sort out we have to solve many problems before we can say

söylemeden önce pek çok sorunu çözmemiz gerektiğini çözmemiz gerektiğini

that everything is normal I think it's going to be a very long time before

düşünüyorum.

everything gets back to normal to be honest with you what is that behind you

her şeyin normale [ __ ] çok uzun zaman alacak sana karşı dürüst olmak gerekirse arkanda ne var diye

asks Andy hello Andy and tau Andy that is behind me that is Howard it's called

soruyor Andy merhaba Andy ve tau Andy, arkamdaki Howard, buna

a heron so the little bird behind me in the distance hello a bird just flew over

balıkçıl deniyor, yani uzaktaki arkamdaki küçük kuşa merhaba, bir kuş başımın üzerinden uçup gitti,

my head then I won't hurt you ammonia a youtuber talking about English don't

o zaman seni incitmeyeceğim amonyak İngilizce konuşan bir youtuber merak etme

worry so yes that is a heron behind me the bird in the corner it's not real

yani evet bu arkamdaki balıkçıl köşedeki kuş gerçek değil

this is not a real heron it is a plastic heron but some people

bu gerçek balıkçıl değil plastik balıkçıl ama kimileri

like to put them in their garden as decoration some people put them in the

bahçelerine süs olarak koyuyor kimileri

garden because they want to scare other birds away hello

diğerlerini korkutmak için bahçeye koyuyor kuşlar uzakta merhaba

Alessandra once more there is an annoying noise yes but fortunately

Alessandra bir kez daha rahatsız edici bir ses var evet ama

fortunately today it's very far away so it's not so bad today

neyse ki bugün çok uzakta, bu yüzden bugün o kadar da kötü değil neyse ki

fortunately hello mr. Duncan how are you I can see a bird at the back of the

merhaba bayım. Duncan nasılsın bahçenin arkasında bir kuş görebiliyorum

garden this is this a garden or a mini park no this is the garden this is where

burası bir bahçe ya da mini park hayır burası bahçe burası

I live and I couldn't resist coming outside to spend some time with you

yaşadığım yer ve seninle biraz zaman geçirmek için dışarı çıkıp dayanamadım

under the apple tree I don't know what's happened this year but there are lots

elma ağacı Bu yıl ne oldu bilmiyorum ama

and lots of apples on the apple tree a couple of years ago Steve wanted to chop

elma ağacında bir sürü elma var birkaç yıl önce Steve

this tree down can you believe it he says no this tree has to go and I said

bu ağacı kesmek istedi inanabiliyor musun hayır bu ağaç gitmeli diyor ve ben de dedim ki

no you can't chop down the apple tree it's a lovely tree it's an old tree it's

hayır elma ağacını kesemezsin çok güzel bir ağaç bu yaşlı bir ağaç

been around for many years and this year it has actually produced many apples so

uzun yıllardır var ve bu yıl gerçekten çok elma üretti bu yüzden

I feel very happy that I protested I feel very happy that I I tried to save

protesto ettiğim için çok mutluyum kurtarmaya çalıştığım için çok mutluyum

this apple trees life and I succeeded and the apple tree is now producing

bu elma ağacının hayatı ve ben bunu başardım ve elma ağacı şimdi

fruit again so I think I deserve some sort of award for that to be honest I do

yeniden meyve veriyor, bu yüzden sanırım bunun için bir tür ödülü hak ediyorum, dürüst olmak gerekirse, sanırım

I I think I I think I deserve some sort of award for saving this apple trees

bu elma ağacının hayatını kurtardığım için bir çeşit ödülü hak ettiğimi düşünüyorum

life maybe Greta thumb berg can come round and have the afternoon with me we

belki Greta Thumb Berg gelebilir ve öğleden sonrayı benimle geçirebilir,

can have a cup of tea together and talk about the grass maybe Greta can have a

birlikte bir fincan çay içebiliriz ve çimenler hakkında konuşabiliriz, belki Greta

look at mr. Steve new grass she will say your grass is very nice and I will say

Mr. Steve New Gras, çimlerinizin çok güzel olduğunu söyleyecek ve ben de

yes mr. Steve planted that grass himself he did it all by himself so I think mr.

evet bayım diyeceğim. Steve o çimleri kendisi dikti, hepsini kendi başına yaptı, bu yüzden sanırım Bay.

Steve deserves an award and also hello Sherif DJ your garden is nice it is nice

Steve bir ödülü hak ediyor ve ayrıca merhaba Sherif DJ, bahçeniz güzel, güzel,

today it's lovely outside even though I am

bugün dışarısı

suffering very slightly with hayfever so I still

çok güzel, biraz saman nezlesi çekiyorum, bu yüzden hala

have hay fever however we are now coming towards the end of the hay fever season

saman nezlesi çekiyorum, ancak artık benim için saman nezlesi sezonunun sonuna doğru geliyoruz.

for me so normally as we approach the end of July normally my hay fever eases

yani normalde temmuz ayının sonuna yaklaşırken normalde saman nezlem

off slowly it gets better and better oh we have hello Mohsen

hafifliyor yavaş yavaş iyileşiyor ve iyileşiyor oh merhaba Mohsen

hello also - Beatriz what does cajole mean if you could Jol someone you might

merhaba da var - Beatriz cajole ne anlama geliyor eğer yapabilirsen birini Jol yapabilirsen

encourage them maybe you say positive words to lift their spirits

onu cesaretlendirebilirsin belki onu kaldıracak olumlu sözler söylersin onların ruhlarını

you control cajole you try to lift a person's spirits many people said

kontrol ediyorsun kandırıyorsun bir insanın moralini yükseltmeye çalışıyorsun birçok insan

yesterday your life stream really cajoled all of us we felt very uplifted

dün dedi ki hayat akışın hepimizi gerçekten kandırdı

if you haven't seen yesterday's live stream what I suggest is you make a cup

dünkü canlı yayını izlemediysen kendimizi çok iyi hissettik sana tavsiyem bir fincan

of tea you get very comfortable and maybe you put your your tablet device in

çay yap çok güzel oluyorsun rahat ve belki tablet bilgisayarınızı

front of you or your computer monitor or even better you can watch my live

veya bilgisayarınızın monitörünü önünüze koyarsınız veya daha da iyisi, canlı

streams on the television as well if you have YouTube built into your TV mm-hmm

yayınlarımı televizyonda da izleyebilirsiniz, eğer TV'nizde yerleşik YouTube varsa, mm-hmm

so watch yesterday's live stream it was a very unusual day in the garden

öyleyse dünkü canlı yayını izleyin, öyleydi birçok nedenden dolayı bahçede çok sıra dışı bir gün

for many reasons that's all I can say yes I had a good night's sleep last

tüm söyleyebileceğim bu

night I had a lovely night sleep very comfortable very relaxed even though I

didn't go to bed till very late last night I went to bed about one o'clock in

the morning but this morning I felt great I opened the curtains the birds

sabah saat bir civarında yattım ama bu sabah kendimi çok iyi hissettim perdeleri açtım kuşlar

were singing there was blue sky above the house and everything was quite nice

şarkı söylüyordu evin üzerinde mavi bir gökyüzü vardı ve dürüst olmak gerekirse her şey oldukça güzeldi bu

to be honest so I feel quite good today better than yesterday

yüzden bugün kendimi oldukça iyi hissediyorum dünden daha iyi lütfen olur mu IELTS

can you please do some videos about IELTS Thank You Simona I I have actually

hakkında bazı videolar yapın Teşekkürler Simona I Video derslerimin

talked about the IELTS test in one of my video lessons I've done a video lesson

birinde IELTS sınavından bahsetmiştim.

all about IELTS and the different types of tests I even talked about it on my

first ever live stream four years ago which you can watch on my live on my

yıllar önce ingilizce kanalımdaki canlı yayınımdan izleyebileceğiniz

English Channel mr. Duncan in England is Who I am

mr. İngiltere'deki Duncan, Ben Kimim,

some people say English addict so you can always look for mr. Duncan or

bazı insanlar İngiliz bağımlısı derler, bu yüzden her zaman Bay Duncan'ı arayabilirsiniz. Duncan veya

English addict and then you will find all of my videos of course you can also

İngiliz bağımlısı ve sonra tüm videolarımı bulacaksınız tabii ki ayrıca

give me a lovely thumbs up and subscribe as well there are many ways of keeping

bana hoş bir beğeni verebilir ve abone olabilirsiniz, ayrıca iletişimde kalmanın birçok yolu var

in touch Omar more machiavel oh hello Omar machiavel oh nice to see you here

Omar daha fazla machiavel oh merhaba Omar machiavel oh sizi burada görmek

what's the weather like is it great there the weather here is all right

ne güzel hava orası harika mı gibi burada hava iyi

actually I can't complain today there are some things I could complain about

aslında bugün şikayet edemem bazı şeylerden şikayet edebilirim

but today I'm not going to I'm not going to I'm going to keep my mind clear to

ama bugün gitmeyeceğim gitmeyeceğim aklımı başıma toplamayacağım

Anu in says your apple tree the apple tree reminds me of Isaac Newton Sir

Anu'ya açık bir şekilde, senin elma ağacın diyor, elma ağacı bana elmaları keşfetmesiyle ünlü Isaac Newton'u hatırlatıyor Sir

Isaac Newton who famously discovered apples did you know that he was sitting

Isaac Newton,

on the grass under a tree and an apple fell on his head and he said oh what's

bir ağacın altında çimenlerin üzerinde oturduğunu ve kafasına bir elma düştüğünü biliyor muydunuz ve ah

this what's this it's amazing I will call this an apple and that's it Sir

bu nedir dedi bu harika buna bir elma diyeceğim ve işte bu kadar Sir

Isaac Newton discovered the Apple what no what do you mean no that's what

Isaac Newton elmayı keşfetti ne hayır ne demek hayır böyle oldu

happened yes what do you mean it was Steve Jobs Steve

evet ne demek Steve Jobs'du Steve

Jobs discovered Apple I don't know what you're on about that makes no sense

Jobs Apple'ı keşfetti ne olduğunu bilmiyorum bunun hiçbir anlamı

no I think mine's better my story is much better than that one

yok hayır bence benimki daha iyi benim hikayem bundan çok daha iyi o ders

much better while he is studying he suddenly saw an Apple fall down yes

çalışırken aniden bir elmanın yere düştüğünü gördü evet

that's the story Sir Isaac Newton is there a statue anywhere of sir Sir Isaac

hikaye bu Sir Isaac Newton herhangi bir yerde Sir Isaac

Newton I hope so hello what is the difference between up

Newton'un heykeli var mı I umarım çok merhaba up two ve up in well arasındaki fark nedir

two and up in well if you are up to something up to it can be something that

you are doing you are up to something so that is a phrase we often use when a

person is doing something in secret so they are doing something they are up to

gizli yani bir şeyler yapıyorlar bir şeylerin peşindeler

something however we can also say that you have

ama biz de diyebiliriz ki

reached a point or a certain point you are up to that point the water is up to

bir noktaya geldin ya da belli bir noktaya geldin o noktaya geldin su

my shoulders the water is up to my neck the water is what you see up to up in

omuzlarıma kadar su boynuma kadar su ne yukarıyı görüyorsun kuyu

well up in refers to the location or position of something you are up in you

yukarı in bir şeyin yerini veya konumunu ifade ediyor içinde

are up in the tree you are up above

yükseliyorsun ağacın tepesindesin yukarıdasın

Steve Jobs liked apples very much yes I think so

Steve Jobs elmaları çok severdi evet bence

poor Steve Jobs I know a very tragic life he did so much in his short life

çok zavallı Steve Jobs çok trajik bir hayat biliyorum o kısa ömründe çok şey yaptı

and of course a lot of people now have his inventions in their house maybe worn

ve tabii ki artık birçok insanın evinde onun icadı var belki yıpranmış belki

maybe two maybe a dozen of his inventions I've got one here to be

iki belki bir düzine icadı bende var

honest I've got one of mr. Steve Jobs Apple's

dürüst olmak gerekirse bende bir tane var mr. Steve Jobs Apple

right here hello - Oh Leena is here hello to you as well hello - Valentina

tam burada merhaba - Oh Leena burada size de merhaba merhaba - Valentina

nice to see you is well very very nice to see so many people here today I am in

sizi görmek güzel iyi çok çok güzel bugün

the garden and this is not one of my normal English lessons I will be back on

bahçedeyim ve bu benim normal İngilizce derslerimden biri değil

Wednesday with English addict number one 100 100 yes I'm not joking on Wednesday

Çarşamba günü bir numaralı İngiliz bağımlısı 100 100 ile döneceğim evet şaka yapmıyorum Çarşamba günü

it will be English addict episode 100 you see anyway I visited my father and

İngiliz bağımlısı 100. bölüm olacak nasılsa görüyorsunuz babamı ziyaret ettim ve

had lunch together today Thank You Mika for letting me know I hope you had a

bugün birlikte öğle yemeği yedim Bana haber verdiğiniz için teşekkürler Mika

nice day with your father you are very lucky to still be in touch with your

babanla güzel bir gün geçirdin ailenle hala görüştüğün için çok şanslısın

family not everyone is lucky you see not everyone has their family members around

herkes şanslı değil görüyorsun herkesin aile bireyleri

them for many reasons perhaps they have passed away or you may have lost touch

pek çok nedenden dolayı etrafında yok belki vefat etmiş olabilir veya sen iletişimini kaybetmiş

you may have become estranged oh I like that word as strange

olabilirsin yabancılaşmak oh bu kelimeyi garip olarak seviyorum

if you become estranged it means you become well strangers or distant so

eğer yabancılaşırsan yabancılaşırsın ya da uzaklaşırsın demektir yani

maybe you are estranged from your family members perhaps you don't see one of

belki aile bireylerinden uzaklaşırsın belki de anne babandan birini hiç görmezsin

your parents at all so if you still see your parents if you are still in touch

yani eğer hala anne babanı görüyorsan eğer onlarla hala iletişim halindesiniz

with them you are lucky not everyone has that not

şanslısınız herkes

everyone has that luxury unfortunately hello - oh that's very nice

bu lükse sahip değil ne yazık ki merhaba - oh bu çok güzel

jatin can you please talk about prepositions once again I did a lesson

jatin lütfen bir kez daha edatlardan bahseder misin edatlardan bahsettiğimiz edatlar hakkında bir ders yaptım

all about prepositions where we talk about prepositions we are talking about

burada konuşuyoruz

the position of things or one thing in relation to another on top underneath

nesnelerin konumu veya bir şeyin diğerine göre konumu hakkında üstte alta

near alongside down you go down the road you go up the road we are talking about

yakın yan yana aşağı yolda aşağı iniyorsunuz yolda yukarı çıkıyoruz

position sometimes direction or the relationship between two objects it is

konumdan bazen yönden veya iki nesne arasındaki ilişkiden bahsediyoruz yine

hello also Cristina again and oh very nice quite a few people now joining in

merhaba ayrıca Cristina ve oh çok hoş epeyce insan şimdi Bay'a katılıyor

mr. Duncan I was listening to the sticky lesson and it it has been the best you

. Duncan Yapışkan dersi dinliyordum ve

did a very good job mr. Duncan Thank You Francesca yes I was in the garden last

çok iyi bir iş çıkarmış olmanız en iyisiydi Bay. Duncan Teşekkür Ederim Francesca evet geçen

week doing a live stream and and very similar to this I was talking about lots

hafta bahçede canlı yayın yapıyordum ve buna çok benzer şekilde

of different subjects and I have received some very interesting responses

birçok farklı konudan bahsediyordum ve o derse bazı çok ilginç yanıtlar aldım

to that particular lesson because I looked about many different subjects in

çünkü birçok farklı konuya baktım.

the garden I did I talked about many different subjects some of them things

yaptığım bahçe birçok farklı konu hakkında konuştum, bazıları

that I don't normally talk about so yes last week I did I think it was an

normalde konuşmadığım şeylerden bahsettim, bu yüzden evet geçen hafta yaptım ve bunun

interesting lesson as well because I wasn't really teaching English I was

da ilginç bir ders olduğunu düşündüm çünkü gerçekten İngilizce öğretmiyordum

just talking about many different subjects which I thought was interesting

sadece hakkında konuşuyordum. ilginç olduğunu düşündüğüm birçok farklı konuya

hello Oh Marilla Darius here abdul halim hello to you as well

merhaba Ah Marilla Darius işte abdul halim size de

hello mr. Duncan do you live in the countryside what are the trees and fruit

merhaba merhaba bayım. Duncan kırsalda mı yaşıyorsun orada yetişen ağaçlar ve meyve

and vegetables that grow there Thank You Abdul well right next to me I have my

ve sebzeler nelerdir Teşekkürler Abdul hemen

little apple tree just behind me there is a cherry blossom tree so in the

yanımda küçük elma ağacım var hemen arkamda kiraz çiçeği ağacı var yani

distance there is a red tree you can see all of the red leaves

uzakta kırmızı bir ağaç var tüm kırmızı yaprakları görebilirsin,

that is an apple blossom not apple blossom cherry blossom tree and over

bu bir elma çiçeğidir, elma çiçeği değil, kiraz çiçeği ağacı ve

there there is a conifer a conifer conifer a type of tree it grows in a

orada bir kozalaklı ağaç var, kozalaklı bir ağaç türü var,

particular shape also this particular tree is evergreen so this tree never

belirli bir şekilde büyüyor, ayrıca bu ağaç yaprak dökmeyen, bu nedenle bu ağaç asla

sheds its leaves it never loses its foliage always it is there do you know

dökülmüyor yaprakları asla yapraklarını kaybetmez her zaman oradadır

all about Sir Isaac Newton well I've already talked about him he discovered

Sir Isaac Newton hakkında her şeyi biliyor musunuz peki ondan zaten bahsetmiştim o

the apples and also something called gravity as well

elmaları keşfetti ve ayrıca yerçekimi denen bir şeyi de keşfetti

hello Francisco hello your lessons are always interesting and I'm not sure if

merhaba Francisco merhaba dersleriniz her zaman ilginç ve ben öyle

they are sometimes I think my lessons are not interesting I worry all the time

olup olmadığından emin değilim bazen derslerimin ilginç olmadığını düşünüyorum her zaman endişeleniyorum

I do sometimes I lie awake in bed worrying thinking I think one day

bazen yatakta uyanıp endişelenerek uyanıyorum sanırım bir gün

everyone will just go away and leave me and I'll be talking to myself in the

herkes çekip gidecek ve ben de kendi kendime konuşuyor olacağım

garden mm-hmm the place looks very pretty where is it

bahçe mm-hmm yer çok güzel görünüyor nerede

all belén hello or belen or belén de los santos nice to see you here today

hepsi belén merhaba veya belen veya belén de los santos sizi burada görmek güzel bugün

I'm in England this is England on a Monday afternoon it is now just after

İngiltere'deyim burası İngiltere Pazartesi öğleden sonra şimdi

three o'clock in the afternoon on a Monday so that's what I'm doing at the

saat üçten hemen sonra Pazartesi günü öğleden sonra, yani şu

moment in the garden talking to you live from England mmm it's true definitely

anda bahçede yaptığım şey bu, İngiltere'den canlı olarak sizinle konuşuyorum mmm kesinlikle doğru,

the place I live is much Wenlock a small town in the countryside so there aren't

yaşadığım yer Wenlock kırsal kesimde küçük bir kasaba, bu yüzden

many houses around here where I live because this is a rural community rural

buralarda çok fazla ev yok yaşadığım yer çünkü bu kırsal bir topluluk, kırsal bir

community it is in the countryside and yes there

topluluk, kırsal kesimde ve evet,

are many farms around here that grow wheat also rapeseed as well there are

buralarda buğday ve kolza tohumu yetiştiren birçok çiftlik var, ayrıca

many farms around here now that grow the I believe it's called agro fuel or types

şu anda buralarda birçok çiftlik var.

of types of seed that can be used in many different ways in food and also for

Gıdada ve ayrıca yakıt olarak birçok farklı şekilde kullanılabilen tohum türlerinin yanı sıra

fuel as well biofuel is what they often call it hello to Sandra hello mr. Duncan

biyoyakıt, genellikle Sandra'ya merhaba merhaba bay dedikleri şeydir. Duncan 2019'dan Ekim ayında

I am seeing the lesson English in October from 2019 and I'm learning day

İngilizce dersini görüyorum ve

today thank you very much Sandra Gonzalez Sandra did you send a

bugün öğreniyorum çok teşekkür ederim Sandra Gonzalez Sandra bağış gönderdiniz mi

donation are you the Sandra Gonzalez who sent a

donation two days ago is it you if it is thank you very much it's very kind of

iki gün önce bağış gönderen Sandra Gonzalez siz misiniz? çok naziksiniz

you Thank You mr. Duncan did you watch 12

teşekkür ederim bay Duncan dün 12 maymun izledin mi

monkeys yesterday Nellie ha can I tell you something we

Nellie ha sana bir şey söyleyeyim mi

didn't watch 12 monkeys last night we didn't watch it we are planning to watch

dün gece 12 maymun izlemedik onu izlemedik

it some sometime this week but we didn't have time yesterday because mr. Steve

bu hafta bir ara izlemeyi planlıyoruz ama dün vaktimiz olmadı çünkü mr. Steve

was talking to his mother on the phone and then by the time he came downstairs

telefonda annesiyle konuşuyordu ve sonra o aşağı inip

and we sat down it was getting late so instead we watched so some funny TV

oturduğumuzda saat geç oluyordu ve bunun yerine televizyonda bazı komik TV

comedies on television instead we watched Family Guy

komedileri izledik onun yerine Family Guy'ı izledim

I like Family Guy sometimes it's funny sometimes it's very rude mmm mr. Duncan

Family Guy'ı severim bazen komik bazen komik çok kaba mmm bay Duncan

could you please do some videos about technical English technical English do

lütfen teknik İngilizce hakkında bazı videolar çeker misin teknik İngilizce

you mean certain subjects or certain fields for example I'm often asked about

belirli konuları mı yoksa belirli alanları mı kastediyorsun, örneğin bana sık sık

business English so business English uses certain types of English words and

iş İngilizcesi soruluyor, bu nedenle iş İngilizcesi belirli türde İngilizce kelimeler ve

grammar but most mostly English words

gramer kullanıyor ama çoğunlukla İngilizce kelimeler

mostly English words technical English medical English is another interesting

çoğunlukla İngilizce kelimeler teknik İngilizce tıp İngilizcesi başka bir ilginç

subject medical English if we are talking about medical issues or if you

konudur tıbbi İngilizce tıbbi konulardan bahsediyorsak veya

want to be a doctor or a nurse you have to learn medical English mr. Duncan you

doktor veya hemşire olmak istiyorsanız tıbbi İngilizce öğrenmeniz gerekir bayım. Duncan

are looking sick are you okay am i okay of course I'm okay

hasta görünüyorsun sen iyi misin ben iyiyim tabii ki iyiyim

everyone keeps saying that I look sick I don't know why I feel perfectly alright

herkes hasta göründüğümü söyleyip duruyor neden tamamen iyi hissettiğimi bilmiyorum şu

I feel so fit at the moment I can't begin to tell you I am very fit and

anda kendimi çok formda hissediyorum sana söylemeye başlayamıyorum ben şu anda çok zinde ve

healthy at the moment and getting lots of exercise I'm eating very well thank

sağlıklıyım ve bol bol egzersiz yapıyorum çok iyi besleniyorum

you very much I'm getting plenty of sleep I feel great

çok teşekkür ederim bol bol uyuyorum kendimi harika hissediyorum

the only problem recently has been a hay fever

son zamanlarda tek sorun saman nezlesi

hay fever but that doesn't really affect your health

saman nezlesi oldu ama bu gerçekten değil sağlığınızı etkilesin

so I'm healthy and I feel great so I'm okay I don't know why everyone thinks

bu yüzden sağlıklıyım ve harika hissediyorum bu yüzden iyiyim Herkes neden

I'm ill maybe it's the light in the garden perhaps but I am a right

hasta olduğumu düşünüyor bilmiyorum belki bahçedeki ışık belki ama ben haklıyım

definitely have you ever thought of growing vegetables in your garden for

kesinlikle sebze yetiştirmeyi hiç düşündünüz mü bahçenizde

example potatoes tomatoes and other things we have thought about it but in

mesela patates domates ve diğer şeyler hakkında düşündük ama

this garden I think I mentioned this before unfortunately the soil the soil

bu bahçede sanırım bundan daha önce bahsetmiştim maalesef toprak

in this garden is not very good for growing vegetables it is it is very hard

bu bahçedeki toprak sebze yetiştirmek için pek iyi değil çok zor çok

very it is like clay actually so all of the soil under under here is like clay

gibi kil aslında yani altındaki tüm toprak kil gibi

it's quite hard ground so no we don't grow vegetables with we thought about it

oldukça sert bir zemin bu yüzden hayır sebze yetiştirmiyoruz bunu düşündük

but to be honest with you if I was really honest with you I think it might

ama size karşı dürüst olmak gerekirse size karşı gerçekten dürüst olsaydım bence

be too much hard work

çok fazla olabilirdi sıkı çalışma

and to be honest mr. Steve works very hard in the garden already I don't

ve dürüst olmak gerekirse bay. Steve zaten bahçede çok sıkı çalışıyor

really want to give him any more work to do

Ona daha fazla iş vermek istemiyorum

Valentina engaging interesting because they involve students in learning

Valentina ilgi çekici ilginç çünkü öğrencileri öğrenmeye dahil ediyorlar ilgi çekici

engaging I like that word I think engaging if you engage someone it means

kelimesini seviyorum Bence ilgi çekici birinin ilgisini çekerseniz bu onların

you are getting their attention and these days I'm sure you've noticed this

dikkatini çektiğiniz anlamına gelir ve bu günlerde eminim siz de bunu fark etmişsinizdir,

as well these days it's very hard to to encourage people to stay watching

bu günlerde insanları izlemeye devam etmeye teşvik etmek çok zor

because we are so impatient we like to flick and click all over the

çünkü o kadar sabırsızız ki internetin her yerinde gezinmeyi ve tıklamayı seviyoruz, bu

Internet so we never like to stay in one place for too long mr. Duncan please you

yüzden asla tek bir yerde kalmayı sevmiyoruz. çok uzun süre bay Duncan lütfen

should look for the reason of the hay fever you have to be you have to have a

saman nezlesinin sebebini aramalısın olmalısın

blood test I've had hay fever since I was a child so this has been with me all

kan testi yaptırmalısın Çocukluğumdan beri saman nezlesi oldum bu yüzden bu hayatım boyunca benimle oldu bu

my life so I always suffered from from hay fever and allergies from certain

yüzden samandan hep acı çektim ateş ve

types of pollen in the air so it isn't anything that will affect my health but

havadaki bazı polen türlerinden alerjiler yani sağlığımı etkileyecek bir şey değil ama

it is something that I am sensitive to which is a different thing altogether so

benim hassas olduğum bir şey ki bu tamamen farklı bir şey yani saman

hay fever does not damage your health but it just means that your body is

nezlesi sağlığınıza zarar vermiyor ama sadece şu anlama geliyor: Vücudunuz

extra sensitive as you know sometimes I am a very sensitive person mm-hmm I was

ekstra hassastır, bilirsiniz bazen ben çok hassas biriyimdir mm-hmm

very sensitive yesterday if you are watching yesterday's live stream you

Dün çok hassastım dünkü canlı yayını izlerseniz

will know what I mean hello mr. Duncan if a person can understand your speech

ne demek istediğimi anlayacaksınız merhaba bey. Duncan eğer bir kişi sizin konuşmanızı anlayabiliyorsa

what about his level of English Terrace tell that Terrace flitter soar plato's

İngilizce seviyesi ne durumda?

interesting question there are many ways of using my lessons you can listen you

can also have captions as well even now so as you are watching this right

now you can have captions all you have to do is press C on your keyboard or you

artık altyazılara sahip olabilirsiniz, tek yapmanız gereken klavyenizde C'ye basmak veya

can go up into the corner as well you go up up into the corner of the screen I

köşeye de çıkabilirsiniz ekranın köşesine de yukarı çıkıyorsunuz

think it's up there there are some settings on your mobile device but yes

sanırım orada mobil cihazınızda bazı ayarlar var ama evet,

you can have captions live right now all you have to do is press C on your

şu anda canlı altyazılara sahip olabilirsiniz, tek yapmanız gereken klavyenizdeki C tuşuna

keyboard like that or you can go up to the top there to your settings activate

bu şekilde basmak veya orada en üste çıkıp ayarlarınıza

captions it's amazing so there are many ways of using these lessons

altyazıları etkinleştirmek harika, bu yüzden bu dersleri kullanmanın birçok yolu var

some people worry too much about their level of English I always say and this

bazı insanlar da endişeleniyor İngilizce seviyeleri hakkında her zaman çok şey söylerim ve bu,

is when I say quite often this is what I say quite often sometimes students feel

oldukça sık söylediğim zaman, oldukça sık söylediğim şey budur, bazen öğrenciler

that their level of English is worse than it is sometimes you need just to

İngilizce seviyelerinin olduğundan daha kötü olduğunu düşünürler, bazen sadece

build your confidence maybe your English level is already very good but perhaps

kendinize güvenmeniz gerekir, belki İngilizce seviyeniz daha iyidir. zaten çok iyi ama belki de

you feel as if it isn't so sometimes it isn't about learning English sometimes

öyle değilmiş gibi hissediyorsun bazen mesele İngilizce öğrenmekle ilgili değil bazen mesele

it is about learning confidence learning to be confident when you are doing

özgüven öğrenmekle ilgili bir şeyler yaparken kendine güvenmeyi öğrenmek

things

Madhavi hello Madhava Madhava siva ramakrishna Ganta i tried to say your

Madhavi merhaba Madhava Madhava siva ramakrishna Ganta adını söylemeye çalıştım

name there and I hope I got it right do you have any children I do not

orada ve umarım doğru anlamışımdır çocuğunuz var mı benim yok çocuğum yok

I have no offspring I have no ankle-biters I have no nippers nippers

ayak bileği ısıranlarım yok kıskaçlarım yok kıskaçlar

we sometimes use the word nipper when we talk about children we say when I was a

bazen çocuklardan bahsederken kıskaç kelimesini kullanırız ben bir

nipper I used to ride my bicycle everywhere nipper it is often used in

kıskaçken söyleriz ben eskiden bisikletimle her yere binerdim kıskaç Kuzey İngiltere'de sık sık kullanılır bu

northern England so in the north of England you will often hear the word

yüzden İngiltere'nin kuzeyinde kıskaç hareketi kelimesini sık sık duyarsınız

nipper move used and it means child when I was a nipper I used to run all the way

ve bu çocuk anlamına gelir ben bir kıskaçken

to the sweet shop and I would buy the biggest lollipop I could find in the

şekerci dükkanına kadar koşardım ve Yaptığım dükkanda bulabildiğim en büyük lolipopu alırdım

shop I did if anyone sees my comment please let me know

yorumumu gören olursa lütfen haber versin

Osman Osman I see your comment I can see it do I get a prize mr. Duncan can you

Osman Osman senin yorumunu görüyorum görebilir miyim ödül alır mıyım. Duncan

say murder murder hello Jade murder murder murder

cinayet cinayet merhaba diyebilir misin Jade cinayet cinayet cinayet cinayet

hello also - oh that's nice I've got some food here Molly ha

de merhaba - ah bu çok güzel Burada biraz yiyecek var Molly ha canlı sohbete

thank you for your food that you've put on the live chat I wish it was real food

koyduğunuz yemeğiniz için teşekkür ederim Dürüst olmak gerekirse gerçek yemek olsaydı keşke

to be honest I really do yes I've seen your comments and they are very very

ben gerçekten evet yorumlarınızı gördüm ve çok çok

clear they are very clear here on the comments section they are

net burada yorumlar bölümünde çok netler yani merak

so don't worry so your level of English if you if you can understand what I'm

etmeyin ingilizce seviyeniz ne dediğimi anlıyorsanız

saying maybe your listening level is good but

belki dinliyorsunuzdur seviye iyi ama

that doesn't mean that you will be able to speak English so I always say that

bu İngilizce konuşabileceğin anlamına gelmiyor bu yüzden her zaman

learning English is not just about one thing

İngilizce öğrenmenin tek bir şey olmadığını söylüyorum, bu yüzden

so my lessons allow you to listen if you have the captions you can read and also

derslerim dinlemene izin veriyor, eğer okuyabildiğin alt yazılara sahipsen ve ayrıca

you can you can you can watch what I'm doing as I'm speaking and one of the

yapabilirsen konuşurken ne yaptığımı izleyebilir misin ve en

best things is this is live so this is not recorded this is actually happening

iyi şeylerden biri bu canlı yayın yani bu kaydedilmiyor bu aslında

right now as you're looking at the screen which I always think is very

şu anda ekrana bakarken oluyor ki ben her zaman çok

exciting to be honest

heyecan verici olduğunu düşünüyorum dürüst olmak gerekirse

Mohsen says I want to become a host the same as you but how

Mohsen, senin gibi bir ev sahibi olmak istediğimi söylüyor, ancak ev sahibi kelimesini nasıl

when you say host the word host can be used in many ways perhaps if you are

birçok şekilde kullanabilirsiniz, belki de

having guests come to your house maybe for a dinner or a lunch or a party you

evinize misafirler geliyorsa, belki bir akşam yemeği, öğle yemeği veya bir parti için sen

will be the host so the person who is organizing it is the host of the garden

ev sahibi olacaksın bu yüzden onu organize eden kişi partinin bahçesinin bahçesinin ev sahibidir

of the garden of the party the word garden was here by the way I read the

bahçe kelimesi buradaydı bu arada kelimeyi

word in my brain so yes a host is the person it is the noun the person it

beynimde okudum yani evet ev sahibi kişidir isimdir kişi, partiyi

describes the person who is organizing the party they are the host or of course

düzenleyen kişiyi tarif eder, onlar ev sahibi veya tabii ki

hostess if it is a lady and you can host something as a verb

hostesdir, eğer bu bir bayansa ve fiil olarak bir şeye ev sahipliği yapabilirsin, bir şeye ev sahipliği yaparsın, bunu

you host something you are doing it you are maybe putting on a performance or a

yapıyorsun, belki bir performans sergiliyor veya bir

show or maybe you are presenting a TV program or perhaps you are presenting

şov yapıyorsun veya belki bir TV programı sunuyorsunuz veya belki de

something on the internet like this yes you see hello

internette buna benzer bir şey sunuyorsunuz evet bakın merhaba

I can hear a noise in your transmission it says Richard there are some some

yayınınızda bir ses duyabiliyorum Richard diyor etrafımda bazı sesler var

sounds around me there might be some people chopping down their trees or

ağaçlarını kesen insanlar olabilir veya belki

maybe doing some maintenance in their garden perhaps is this live stream chat

bahçelerinde biraz bakım yapıyor olabilir, belki de sorularımız hakkında bu canlı yayın sohbetidir

about our questions mr. Duncan Rafi de hello Rafi dur well you can talk

bay. Duncan Rafi de merhaba Rafi dur

about things I talk about different subjects so this is extra you see so

şey hakkında konuşabilirsin ben farklı konulardan bahsediyorum bu yüzden bu fazladan görüyorsun yani bu

this is an extra live stream my normal live streams are on Sunday Wednesday and

ekstra bir canlı yayın benim normal canlı yayınlarım pazar çarşamba ve

Friday and this is extra it's extra you see Tran new in what an interesting live

cuma günleri ve bu ekstra ekstra Tran yeni görüyorsun ne kadar ilginç bir canlı

stream it makes me feel very funny ok then if it makes you feel funny then I'm

yayında beni çok komik hissettiriyor tamam o zaman seni komik hissettiriyorsa

pleased I think I said I suppose it depends what type of funny you mean

memnun olurum sanırım dedim ne tür bir komiklikten bahsettiğine bağlı

naveen hello Naveen I've been following mr. Duncan since 2015 Naveen Wow that's

naveen merhaba Naveen takip ettiğim bay. Duncan 2015'ten beri Naveen Vay canına bu

incredible thank you very much for staying with me for five years

inanılmaz beş yıldır benimle kaldığınız için çok teşekkür ederim Vay canına

Wow I was quite interested last week because I celebrated my anniversary last

Geçen hafta oldukça ilgiliydim çünkü geçen

week four years doing live streams and it's amazing how many people are still

hafta dört yıl önce canlı yayın yaparak yıldönümümü kutladım ve ilk canlı yayınlardan hala kaç kişinin izliyor olması inanılmaz

watching from the first livestreams that I did

way back in 2016 it's incredible so yes I love I do like that I do like the fact

2016'da yaptığım inanılmaz bu yüzden evet seviyorum seviyorum bunu izleyen

that there are many people who are watching and have been watching for many

birçok insanın olması hoşuma gidiyor ve yıllardır izliyorlar

years thank you very much I'm standing under the tree yes the Sun is out it is

çok teşekkür ederim ağacın altında duruyorum evet Güneş çıktı

very bright you can see behind me this the sun is shining on the field behind

çok parlak arkamda görebilirsiniz bu güneş arkamda sahada parlıyor

me yes yesterday was funny says Jade it was a very unusual livestream I will be

evet dün komikti Jade diyor çok sıradışı bir canlı yayındı

honest we were supposed to do many things

Dürüst olacağım dün bir çok şey yapmamız gerekiyordu

yesterday I had many things planned unfortunately I couldn't do all of them

bende çok şey vardı planladım maalesef hepsini yapamadım

there is a very happy bird behind me a very happy bird spill the beans if you

arkamda çok mutlu bir kuş var çok mutlu bir kuş fasulyeleri döküyorsa

spill the beans it means you reveal a secret or maybe

fasulyeleri dökersen bu bir sırrı açığa vurmuş olursun ya da belki

something that you have been keeping to yourself you spill the beans you reveal

kendine sakladığın bir şeyi açığa vurmuş olursun

some information maybe you let out a secret you spill the beans all is

bazı bilgileri açığa vurursun belki bir sırrı açığa vurursun fasulyeleri dökersin her şey açığa çıkar

revealed the secret is no longer a secret you spill the beans

sır artık bir sır olmaktan çıkar baklaları dökersin

mr. Duncan I want to add more questions if I understand all your live lessons am

bay. Duncan, daha fazla soru eklemek istiyorum, eğer tüm canlı derslerinizi anlarsam,

i in a high level of learning English well I would say if you can understand

İngilizceyi iyi bir şekilde öğreniyor

so if I'm standing here now talking to you and you can understand what I'm

muyum? o

saying then I would say your your level of listening is good because you are

zaman dinleme seviyenizin iyi olduğunu söyleyebilirim çünkü

understanding what is being said also maybe the way in which you are

söylenenleri anlıyorsunuz, belki

processing English appear in your brain as well so learning English is not just

İngilizceyi işleme biçiminiz de beyninizde beliriyor, bu nedenle İngilizce öğrenmek sadece

about speaking the language it's about understanding words it's about being

dili konuşmakla ilgili değil, kelimeleri anlamakla ilgili. bu, dinleyebilmekle ilgili,

able to listen it's about being able to process all of those things in your head

tüm bu şeyleri kafanızda işleyebilmekle ilgili

and you have to do it very quickly as well

ve bunu çok hızlı bir şekilde yapmanız gerekiyor

Helena Oh Helena Helena I sympathize with you Helena at the moment it's doing

Helena Ah Helena Helena, sana sempati duyuyorum Helena şu anda

lots of ironing as you know I do not like ironing I never iron my clothes

çok fazla ütü yapıyor bildiğin gibi ben ütülemeyi sevmem kıyafetlerimi asla ütülemem

I never iron my clothes as you can see you see I I didn't iron this yet it

kıyafetlerimi gördüğünüz gibi asla ütülemem bunu ütülemedim ama

looks nice it looks okay so all I do is I put my clothes in a washing machine I

güzel görünüyor tamam görünüyor bu yüzden tek yaptığım kıyafetlerimi çamaşır makinesine koyup

washed them and then I hang them somewhere to dry and they always come

yıkadım ve sonra onları kurumaları için bir yere asıyorum ve her zaman

out looking like this you see quite nice so I'm not I'm not a big fan of ironing

böyle görünerek çıkıyorlar, oldukça hoş görüyorsunuz, bu yüzden ben ütülemenin büyük bir hayranı değilim,

to be honest Ellen Ellen oh hello Eleanor mr. Duncan when I'm listening to

dürüst olmak gerekirse Ellen Ellen oh merhaba Eleanor bay. Duncan

you I understand almost everything but why when I'm listening to other English

seni dinlediğimde hemen hemen her şeyi anlıyorum ama neden

speaking people in the news for example I can't understand clearly everyone

örneğin haberlerde diğer İngilizce konuşan insanları dinlerken herkesin

speaks in a different way so because I'm a teacher because I talk about the

farklı bir şekilde konuştuğunu net bir şekilde anlayamıyorum, çünkü ben bir öğretmenim çünkü ben İngilizce hakkında konuş

English language then I have to allow you to understand what I'm saying but

o zaman ne dediğimi anlamana izin vermeliyim ama

also it is a good reference for listening

aynı zamanda diğer insanları dinlemek için iyi bir referans diğer insanları dinlemek

to other people it is a reference for listening to other people can I just do

için bir referans olabilir mi Sadece bir

something because something has just fallen over in the garden I have to go

şeyler yapabilirim çünkü bir şeyler ters gitti bahçeye gidip

and do something I put some of mr. Steve's clothes out in the garden and

bir şeyler yapmalıyım mr. Steve'in kıyafetleri bahçede dışarı çıktı ve

unfortunately the thing has blown over

ne yazık ki o şey uçup gitti

I'm back something fell over I decided to hang some of mr. Steve's washing

. Steve

outside but unfortunately the thing that I put the washing on has fallen over in

dışarıda çamaşır yıkıyor ama ne yazık ki çamaşırları koyduğum şey rüzgarda devrildi

the wind mmm oh I see mmm yes Elizabeth do you believe that the person whose

mmm oh görüyorum mmm evet Elizabeth

English is not their first language can ever master listening speaking in

anadili İngilizce olmayan birinin okumada konuşmada dinlemede ustalaşabileceğine inanıyor musun

reading yes because I've seen it for myself I've taught many people who have

evet çünkü ben' Kendim için gördüm

gone on to have very good lives successful lives from not knowing how to

Çok iyi hayatlar yaşamış, başarılı hayatlar yaşamış pek çok insana

speak English or having just a small amount of English words in their head to

İngilizce konuşmayı bilmemekten veya kafalarında sadece az miktarda İngilizce kelime bulundurmaktan,

actually being successful to the point where they travel to another country get

gerçekten başarılı olacakları noktaya kadar başarılı olmayı öğrettim. başka bir ülkeye seyahat etmek,

a job abroad and then have a very successful life so yes it can happen as

yurtdışında bir iş bulmak ve sonra çok başarılı bir hayat yaşamak, yani evet,

I always say it's up to you it's up to you learning things is something that

her zaman söylediğim gibi olabilir, bu size kalmış, bir şeyler öğrenmek size

you take on so even though the teacher the teacher might do a very good job but

kalmış, bu yüzden öğretmen öğretmen bir şey yapsa bile çok iyi bir iş ama

you have to also do a very good job of learning which means spending a lot of

aynı zamanda çok iyi bir öğrenme işi yapmalısınız, bu da

time doing it so most of the students that I used to teach when I was in China

bunu yapmak için çok zaman harcamak anlamına geliyor, bu yüzden ben Çin'deyken öğrettiğim öğrencilerin çoğu,

for example there are many students who I taught who now live in other countries

örneğin şimdi öğrettiğim birçok öğrenci var. başka ülkelerde yaşıyor

and have very good jobs there is one student I used to teach and he now lives

ve çok iyi işleri var, eskiden öğretmenlik yaptığım bir öğrencim var ve o şimdi Amerika

in the United States working and having a good life so it is possible and it was

Birleşik Devletleri'nde çalışıyor ve iyi bir hayat yaşıyor, bu yüzden bu mümkün ve

English it was learning English that allowed him to do that so yes of course

bunu yapmasına izin veren İngilizce öğrenmekti. evet tabii ki

you can you can learn English as well as you want unfortunately it means you have

yapabilirsin İngilizceyi istediğin kadar iyi öğrenebilirsin ne yazık ki bu

to put a lot of time and effort into it so never believe that it will come

çok fazla zaman ve çaba harcaman gerektiği anlamına geliyor bu yüzden kolay geleceğine asla inanma

easily because it doesn't if you want to do something sometimes you have to put

çünkü bir şeyi yapmak istersen bazen olmaz

in a little bit of extra work or a little bit of extra time extra effort I

biraz fazladan çalışmam veya fazladan biraz fazladan çaba harcamam gerekiyor Her gün

listen to English lessons about six hours every day that is a very very good

yaklaşık altı saat İngilizce dersi dinliyorum bu çok çok iyi bir

thing yes so in fact you are doing the right thing listening six hours a day

şey evet bu yüzden aslında günde altı saat dinleyerek doğru olanı yapıyorsunuz. gün

that's brilliant that's amazing that's fantastic so what you are showing there

bu harika bu harika bu harika yani orada gösterdiğiniz şey, her şeyden

is you are first of all serious about doing it and also you are showing

önce bunu yapmak konusunda ciddi olduğunuzu ve aynı zamanda

devotion as well so you really show that you want to do it you want to succeed so

özveri de gösterdiğiniz için gerçekten yapmak istediğinizi gösteriyorsunuz, başarılı olmak istiyorsunuz yani

six hours every day is it's pretty amazing to be honest so well done well

her gün altı saat dürüst olmak oldukça şaşırtıcı mı çok aferin

done

aferin

Luis Mendez hello Luis again mr. Duncan why do I understand the BBB

Luis Mendez tekrar merhaba Luis bay. Duncan neden BBB'yi,

the BBC presenters and radio four but I have difficulty understanding American

BBC sunucularını ve radyo dörtlüsünü anlıyorum ama Amerikalı sunucuları anlamakta güçlük çekiyorum, bu

present presenters that's a good question BBC English quite often is is

iyi bir sorudur, BBC English genellikle

clear because that is their job you see once again it's very similar to teaching

açıktır çünkü bu onların işidir, bir kez daha görüyorsunuz, bir öğretmene öğretmenlik yapıyorsanız, öğretmenliğe çok benzer.

if you teach a language then you have to make sure that you can be understood if

dil o zaman

you are talking on the radio and if you are giving important information you

radyoda konuşurken anlaşılabileceğinden emin olmalısın ve önemli bilgiler veriyorsan

have to make sure that people can understand what you're saying so that

insanların söylediklerinizi anladığından emin olmalısın ki bu

might be one of the reasons however there are some other differences as well

sebeplerden biri olabilir ancak orada Aksanlardan bahsederken diğer bazı farklılıklar da var,

when we we talk about accents so you might find that a certain type of accent

bu yüzden belirli bir aksanın

is different from another many people say that British English is easier to

diğerinden farklı olduğunu görebilirsiniz. Birçok insan İngiliz İngilizcesini dinlemenin daha kolay olduğunu söylüyor,

listen to some people say that American English is hard to listen to because

bazı insanlar Amerikan İngilizcesini dinlemenin zor olduğunu söylüyor çünkü

maybe the accent is very strong or maybe the

belki aksan çok güçlü veya belki

person speaking is actually talking very fast so there are many reasons there is

konuşan kişi aslında çok hızlı konuşuyor bu yüzden birçok neden var bunların

never just one reason for these things may be the person speaking is speaking

asla tek bir nedeni olamaz konuşan kişinin

very quickly maybe their accent is very strong maybe you are unfamiliar with

çok hızlı konuşması olabilir belki aksanı çok güçlü belki

that accent Mary says I have some problems understanding Americans as well

buna aşina değilsiniz aksan Mary benim de Amerikalıları anlamakta bazı sorunlarım olduğunu söylüyor

yes it can be a problem what you have to do is get used to it and that that's why

evet bu bir sorun olabilir yapman gereken buna alışmak ve bu yüzden

I often say watching or listening to different types of English can help you

sık sık farklı türde İngilizce izlemenin veya dinlemenin sana

a lot so you can listen to me of course you can watch my videos certainly but

çok yardımcı olabileceğini söylüyorum. beni dinle tabi ki videolarımı izleyebilirsin ama

there are other people as well who will give you practice with listening to

başkaları da var sana aksan dinleme pratiği yapacak

accents different accents

farklı aksanlar

is listening enough to learn without talking you need all of them really so

konuşmadan öğrenmek için yeterince dinlemektir gerçekten hepsine ihtiyacın var

if you are planning to learn English you will find quite often that you in the

yani İngilizce öğrenmeyi planlıyorsan sık sık

future you want to speak English as well

gelecekte İngilizce konuşmak istediğini göreceksin o

he's listening enough to learn without talking you need to do both because if

konuşmadan öğrenmek için yeterince dinliyor ikisini de yapmalısın çünkü

you learn English without speaking then I think you're taking away many of the

İngilizceyi konuşmadan öğrenirsen o zaman bence İngilizcenin sahip olduğu birçok fırsatı elinden alıyorsun

opportunities that English can give you you might even be wasting your time as

size zaman kazandırabilir hatta zamanınızı boşa harcıyor olabilirsiniz

well however listening as far as I'm concerned listening is a very important

ancak bana göre dinlemek

part of learning English I always say listening is one of the things you have

İngilizce öğrenmenin çok önemli bir parçasıdır Dinlemek her zaman yapmanız gereken şeylerden biridir İngilizce

to do very often you have to make English part of your life listen read

yapmak için çok sık yapmanız gereken şeylerden biridir hayatının bir parçası dinle oku

write it's all about building confidence to be honest that's the big secret the

yaz her şey güven inşa etmekle ilgili dürüst olmak büyük sır bu

big secret is actually confidence telling yourself I can do it I can do it

büyük sır aslında özgüvenin kendine bunu yapabilirim bunu yapabilirim

I can do it I really can I can do it

yapabilirim bunu gerçekten yapabilirim bunu yapabilirim

Khem Dogon says I know many academic words but I face difficulties to put

Khem Dogon diyor ben birçok akademik kelime biliyorum ama

them together in sentences what should I do

onları cümlelerde bir araya getirmekte güçlük çekiyorum,

well again if you are using technical words you have to understand what they

eğer teknik kelimeler kullanıyorsanız, ne anlama geldiklerini anlamanız gerekir,

mean but again it depends on what it is you are trying to express so there are

ancak yine de ne ifade etmeye çalıştığınıza bağlıdır, bu nedenle

certain areas where people might do a particular job or have a certain

belirli kelimeler vardır. insanların belirli bir işi yapabilecekleri veya

knowledge that they have to use in their jobs so you know those words but you

işlerinde kullanmaları gereken belirli bir bilgiye sahip olabilecekleri alanlar yani bu kelimeleri biliyorsunuz ama aynı zamanda

must also learn how to use them in sentences I think actually we are

bunları cümlelerde nasıl kullanacağınızı da öğrenmelisiniz.

talking about grammar really that that refers to grammar so learning basic

gramer yani temel

English having a basic understanding of English should help you to use technical

İngilizce öğrenmek, temel bir İngilizce anlayışına sahip olmak, teknik kelimeleri kullanmanıza yardımcı olmalıdır,

words it should because if you are doing a job that means you have to understand

çünkü eğer bir iş yapıyorsanız,

those words then you you have to understand them anyway you have to know

bu kelimeleri anlamanız gerektiği anlamına gelir, o zaman onları yine de anlamanız gerekir,

what they mean and how to use them

ne anlama geldiklerini bilmeniz gerekir. ve onları nasıl kullanacağım

Louis and oh hello Nabil or Nabil how can I master phrasal verbs once again

Louis ve ah merhaba Nabil veya Nabil deyimsel fiillerde bir kez daha nasıl ustalaşabilirim usta

when when we say master you you actually learn about them there are many

sen dediğimizde aslında onlar hakkında bilgi ediniyorsun birçok

resources many text books many video lessons on YouTube that talk all about

kaynak var birçok ders kitabı YouTube'da deyimsel fiiller hakkında konuşan birçok video dersi var

phrasal verbs they are things that are used sometimes but not always so try not

bazen kullanılan ama her zaman kullanılmayan şeylerdir, bu yüzden

to concentrate too much on one part of English don't worry too much about

İngilizcenin bir kısmına çok fazla konsantre olmamaya çalış deyimsel fiiller hakkında fazla endişelenme

phrasal verbs there are many phrasal verbs but we

birçok deyimsel fiil vardır ama

don't use them all the time to be honest we don't use them all the time

dürüst olmak gerekirse onları her zaman kullanmayız bunları her zaman kullanalım

what can we listen to apart from your videos

senin videoların dışında ne dinleyebiliriz

suggest some ideas well you can listen to anything watch anything anything

bazı fikirler önerelim güzelce her şeyi dinleyebilirsin her şeyi izle

anything that has a picture and sound and if if it's in English use it there

resimli ve sesli her şeyi ve ingilizce ise kullan

is no such thing as bad material so maybe your favorite movie if you have a

kötü diye bir şey yok malzeme yani belki de en sevdiğiniz film

movie that you enjoy watching you can listen to that the people talking you

izlemekten keyif aldığınız bir film varsa onu dinleyebilirsiniz konuşan insanlar

can read the captions you can take the captions away and just listen so any

alt yazıları okuyabilir alt yazıları kaldırabilirsiniz ve sadece dinleyin yani herhangi bir

material to be honest I have a feeling you want me to name other YouTube

malzeme dürüst olmak gerekirse içimde beni istediğinize dair bir his var diğer YouTube

teachers well they're out there they're not very hard to find all you have to do

öğretmenlerini iyi adlandırmak gerekirse, oradalar bulmak çok zor değil, tek yapmanız gereken YouTube'daki

is put listen to English or English teachers on YouTube and there are

İngilizce veya İngilizce öğretmenlerini dinlemek ve

thousands of them thousands and thousands John Freddie says I think mr.

onlardan binlercesi var, binlerce ve binlerce John Freddie, sanırım bay.

Duncan speaks very slowly in order for us to understand him easier well this is

Duncan, onu daha kolay anlamamız için çok yavaş konuşuyor, peki bu,

pretty much my normal speed to be honest so this is how I talk normally I don't

dürüst olmak gerekirse, benim normal hızımdır, bu yüzden normal olarak böyle konuşurum,

talk quickly I talk at a steady pace just like a person who who works on

hızlı konuşmam, tıpkı üzerinde çalışan biri gibi sabit bir hızda konuşurum.

television or on the radio so a person who speaks clearly isn't doing it

televizyonda veya radyoda yani net konuşan biri bunu

because they want you to understand they do it because that's how they speak

anlamanı istediği için yapmıyor çünkü böyle konuşuyorlar bu

that's why I was always very popular when I went abroad to work lots of

yüzden ben yurt dışına çalışmaya gittiğimde hep çok popülerdim birçok

people wanted to use my voice because they said it's so clear your voice is

insan benim kullanmak istedi sesin çok net dediler sesin çok

very clear it's very easy to understand but I'm not doing it I'm not doing it on

net anlaması çok kolay ama yapmıyorum bilerek yapmıyorum aynen böyle

purpose this is just how I speak I can't change

konuşuyorum

this unfortunately I don't really have an accent well not a strong accent but I

bunu değiştiremem ne yazık ki gerçekten yapmıyorum aksanım var ama

do have an accent you see I do have an English accent I hope that helps o

aksanım var görüyorsun İngiliz aksanım var umarım yardımcı olur o

khalad hello Khalid what happened to your eyebrow

khalad merhaba Khalid kaşına ne oldu

can I tell you a story and this is something I wanted to say last week and

sana bir hikaye anlatabilir miyim ve bu son olarak söylemek istediğim bir şey hafta ve

I forgot all about it

ben her şeyi unuttum

there's things falling from the tree yeah I hope that wasn't bird poo I hope

ağaçtan düşen şeyler var evet umarım bu kuş kakası değildir umarım

so hello yes I know the birds are saying hello last week I

çok merhaba evet biliyorum kuşlar merhaba diyor geçen hafta

had a little accident and it concerns my eyebrows can you see so there is

küçük bir kaza geçirdim ve kaşlarımı ilgilendiriyor görüyor musun

something different with this eyebrow can you see my eyebrow now we have

bu kaşta farklı bir şey var şimdi kaşımı görebiliyor musun şimdi

something in we have something in the bathroom that we use for trimming our

içinde bir şey var banyoda kaşlarımızı ve saçlarımızı düzeltmek için kullandığımız bir şey var

eyebrows and our hair sometimes I use that machine to trim my eyebrows yeah I

bazen o makineyi kaşlarımı düzeltmek için kullanıyorum evet

think you can already guess what happened I think you already know what

sanırım zaten ne olduğunu tahmin edebilirsin oldu sanırım ne olduğunu zaten biliyorsun

happened anyway I will tell you the story anyway I went into the bathroom I

zaten yine de sana hikayeyi anlatacağım neyse banyoya girdim

was in a hurry I grabbed the Machine and I started to

acelem vardı makineyi kaptım ve

cut my eyebrows to trim because they were getting long unfortunately there is

kaşlarımı uzadıkları için kısaltmaya başladım ne yazık ki

a special adapter a little thing that you have to put on to the machine so you

özel bir adaptör var kaşlarınızı tamamen kaldırmadan kesebilmeniz için makineye takmanız gereken küçük bir şey

can cut your eyebrows without removing them completely

unfortunately I at the machine and I started to cut my eyebrows without

maalesef makinenin başındayım ve makineyi kontrol etmeden kaşlarımı kesmeye başladım

checking the machine and the little thing that you are supposed to put on

ve takmanız gereken küçük şey

wasn't there and so I actually cut off harder half of my eyebrow I actually

değildi. ' orada ve bu yüzden kaşımın daha sert olan yarısını kestim aslında

shaved off half of my eyebrow it disappeared completely

kaşımın yarısını tıraş ettim tamamen kayboldu

so now you know now you know oh yeah I cut a half of my eyebrow off I'm not

yani şimdi biliyorsun artık biliyorsun oh evet kaşımın yarısını kestim

sure if you can see it now I think it's starting to grow back but yes that's

Yapabileceğinden emin değilim şimdi bak sanırım tekrar uzamaya başladı ama evet öyle

what happened I shaved off half of my eyebrow by accident I didn't mean to do

oldu yanlışlıkla kaşımın yarısını kazıdım kasten

it it was not intentional I didn't intend to shave my eyebrows right off

yapmadım kaşlarımı hemen kazıtmak niyetinde değildim

but that's what happened imagine imagine if I shaved the whole eyebrow Oh imagine

ama olan buydu oldu hayal et tüm kaşımı traş etseydim Oh hayal et

that I would have to do the other one is well you see so they would match and

diğerini yapmak zorunda kalacağım iyi görüyorsun ki eşleşsinler ve

then I would have no eyebrows for about a month so that's what happened I

sonra yaklaşık bir ay boyunca hiç kaşım olmayacak yani olan buydu

accidentally cut half of my eyebrow off because I was in a hurry you see I was

Yanlışlıkla kaşımın yarısını kestim kapalı çünkü acelem vardı görüyorsun acelem vardı

in a hurry Oh a very funny incident thank you thank

Oh çok komik bir olay teşekkür ederim teşekkür

you Tanmay it could have been much worse imagine if I didn't stop imagine if I

ederim Tanmay hayal et durmasaydım çok daha kötü olabilirdi hayal et

just went yeah and then my whole eyebrow would be gone what would I do

sadece gitseydim evet ve sonra tüm kaşım gitti ne yapardım

I would only have one eyebrow oh racer says now you can paint your eyebrows

tek kaşım olurdu oh yarışçı diyor ki artık kaşlarını

everyday and you can show a different emotion

her gün boyayabilirsin ve farklı bir duygu gösterebiliyorsun

ah that's one of the things that's always fascinated me about women yes

ah bu beni her zaman kadınlar hakkında büyüleyen şeylerden biri evet

it's true I am fascinated by women I think I think women have some very

bu doğru kadınlardan etkileniyorum sanırım Bence kadınların çok

interesting habits some ways of doing things you can learn a lot I think

ilginç alışkanlıkları var bazı şeyleri yapmanın bazı yolları çok şey öğrenebilirsin bence

especially when it comes to taking care of your body and taking care of yourself

özellikle konu vücuduna ve kendine bakmaya geldiğinde

I think women quite often are very health conscious maybe more than men

bence kadınlar genellikle sağlık konusunda çok bilinçlidir belki erkeklerden belki daha fazla

perhaps but yes I've noticed quite often women will often remove their eyebrows

ama evet, oldukça sık fark ettim ki kadınlar genellikle kaşlarını

completely but then they will paint them back on so they they remove their

tamamen kaldırırlar ama sonra kaşlarını tekrar boyarlar, böylece

eyebrows they get rid of them completely and then they paint their eyebrows back

kaşlarını kaldırırlar, kaşlarından tamamen kurtulurlar ve sonra kaşlarını tekrar boyarlar,

on they will so maybe that I could do that maybe I could I could remove my

belki ben de yapabilirim belki

eyebrows completely and then I could paint some new eyebrows onto my face yes

kaşlarımı tamamen kaldırabilirim ve sonra yüzüme yeni kaşlar boyayabilirim evet bence bu

I think that's a that's a good one I like that one

iyi

there are many words and phrases that are used only when you are interacting

with people so I think it is very difficult to learn at home that is one

bu yüzden evde öğrenmenin çok zor olduğunu düşünüyorum, bunu

of the reasons why I do this I understand that there are many people

yapmamın nedenlerinden biri de bu,

there are people all over the world learning English on their own and this

dünyanın her yerinde kendi kendine İngilizce öğrenen birçok insan olduğunu anlıyorum ve bu doğrudan

is something that I had experience with directly you see I met many people on my

deneyimlediğim bir şey. Görüyorsunuz, seyahatlerimde kendi kendine İngilizce öğrenmeye çalışan birçok insanla tanıştım

travels who are trying to learn English by themselves because they can't go to a

çünkü bir

training center maybe they can't afford to pay for a private teacher so that's

eğitim merkezine gidemezler, belki özel bir öğretmen için para ödeyemezler, bu yüzden burada

one of the reasons why I've been doing this on YouTube for almost 14 years

olmamın sebeplerinden biri de bu. bunu neredeyse 14 yıldır YouTube'da yapmak

making video lessons so that's the reason why you can you can learn English

video dersleri yapmak yani bu yüzden

on your own but you need to have lots of different methods of doing it so this is

kendi başınıza İngilizce öğrenebilirsiniz ama bunu yapmak için birçok farklı yönteme sahip olmanız gerekir bu yüzden bu

one of the methods this is one of the ways if you are learning English by

yöntemlerden biri bu yollardan biri İngilizceyi

yourself you can watch my live streams you can listen to my English because

kendi kendine öğreniyorsan canlı yayınlarımı izleyebilirsin İngilizcemi dinleyebilirsin çünkü

this is all spontaneous none of this is planned none of this is rehearsed

bunların hepsi spontane gelişti bunların hiçbiri planlanmadı bunların hiçbiri prova edilmedi

everything you see in here is spontaneous so it's a very good way of

burada gördüğün her şey spontane yani alışmak için çok iyi bir yol günlük

getting used to listening to English in everyday situations

durumlarda İngilizce dinlemek için

I think so hello David mr. Duncan what do you know about

bence çok merhaba David mr. Duncan staj hakkında ne biliyorsun

internship hmm maybe you could tell me a little bit about that what is the

hmm belki bana stajın ne olduğundan biraz bahsedersin peki

internship well an intern is normally a person who works in a company maybe they

bir stajyer normalde bir şirkette çalışan kişidir belki

are taken on to get experience so quite often they will become part of a company

deneyim kazanmak için alınırlar o yüzden sıklıkla bir parçası olurlar bir şirket,

however they won't be treated as an employee so they are there to learn they

ancak bir çalışan olarak muamele görmeyecekler, bu yüzden

are there to get experience but quite often they will do it with no pay at all

deneyim kazanmak için orada olduklarını öğrenmek için oradalar, ancak çoğu zaman bunu hiçbir ücret ödemeden yapacaklar

because it's training so an intern is a person who joins a company quite often

çünkü bu eğitimdir, bu nedenle stajyer bir şirkete katılan bir kişidir. çoğu zaman

you might find many big companies lots of big companies around the world I

birçok büyük şirket bulabilirsiniz dünya çapında birçok büyük şirket

suppose when you think of computer companies maybe internet companies they

sanırım bilgisayar şirketlerini düşündüğünüzde belki internet şirketlerinde

will often have interns a person who will come they join and they they they

genellikle stajyerler olur ve gelecek bir kişi katılırlar ve onlar

experience the job for a certain period of time Wilson hello Wilson thanks to

işi belirli bir süre deneyimlerler. Wilson merhaba Wilson,

your amazing videos I can speak English and I have been to many countries even

harika videolarınız sayesinde İngilizce konuşabiliyorum ve birçok ülkede bulundum, hatta Birleşik

the UK Morocco the u.s. Malta just with mr. Duncan's English Thank You Wilson

Krallık, Fas, ABD. Malta sadece Mr. Duncan'ın İngilizcesi Teşekkür Ederim Wilson, bunu

that's very kind of you to say so you are actually enforcing or reinforcing

söylemen çok nazik, bu yüzden daha önce söylediklerimi gerçekten uyguluyorsun ya da pekiştiriyorsun

what I said earlier there is no no barrier there is nothing in the way if

hiçbir engel yok önünde hiçbir engel yok bir

you want to do something if you want to learn a new language for example English

şey yapmak istiyorsan yeni bir dil öğrenmek istiyorsan örneğin İngilizce

you can do it there is nothing stopping you it isn't about having money or a

yapabilirsin, hiçbir şey seni durduramaz, mesele paraya veya zengin bir aileye sahip olmakla ilgili değil

wealthy family when I worked in China I met many people

ben Çin'de çalışırken,

whose parents or families were very poor and they lived in very poor situations

ebeveynleri veya aileleri çok fakir olan ve çok kötü koşullarda yaşayan birçok insanla tanıştım

and in fact the school I worked in primarily taught people from the rural

ve aslında okul çalıştı, öncelikle kırsal

communities that had little money so they paid for their children to come to

topluluklardan çok az parası olan insanlara eğitim verdi, bu yüzden çocuklarının

the school in which I worked but many didn't have much money so what they were

benim çalıştığım okula gelmesi için para ödediler, ancak çoğunun fazla parası yoktu, bu yüzden aradıkları şey

looking for they were looking for English they were looking for English

İngilizce arıyorlardı.

lessons to to improve their their outlook for the future and as I said

geleceğe bakış açılarını geliştirmek için İngilizce dersleri için ve daha önce de söylediğim gibi,

before it did happen there are people now who I taught many years ago working

yıllar önce dünyanın

in many different parts of the world Australia New Zealand the United States

birçok farklı yerinde çalışan Avustralya Yeni Zelanda Amerika Birleşik Devletleri

even the UK so it is true Irene is it your husband's birthday today Irene can

hatta Birleşik Krallık'ta çalışan insanlar var. doğru Irene bugün kocanızın doğum günü mü Irene

I say happy birthday to your husband isn't that great happy birthday to

kocanıza mutlu yıllar diyebilir miyim o kadar da büyük değil Irene'in

Irene's husband I hope you have a wonderful day

kocasının doğum günü kutlu olsun umarım harika bir gün geçirirsiniz

I really do hello also a beard is it good to read newspapers loudly for

gerçekten merhaba ayrıca sakal da geliştirmek için yüksek sesle gazete okumak iyi midir

improving my speaking and is it better to speak in front of a mirror at home a

benim konuşmam ve evde bir aynanın karşısında konuşmak daha mı iyi olur

bit yes both of those things I will give both of

biraz evet bunların her ikisi de

those things a big thumbs up you are right

bu iki şeye de büyük bir başparmak vereceğim haklısın

yes reading from the newspaper reading out loud so when you you read something

evet gazeteden okuyorum yüksek sesle okuyorum yani bir şey okuduğunda

but you also say what you're reading we say that you read out loud out loud

ama aynı zamanda okuduğunu da söylüyorsun yüksek sesle okuduğunu söylüyoruz

reading from the newspaper also get used to looking at yourself in the mirror it

gazeteden okurken de aynada kendine bakmaya alışmak garip gelebilir

might sound strange it might sound like a strange thing to say

söylemesi garip gelebilir

but learning in front of a mirror get used to the feeling of speaking English

ama karşısında öğrenmek bir ayna İngilizce konuşma hissine alışın

get used to the action get used to hearing your voice

harekete alışın sesinizi duymaya alışın

record your voice on your mobile phone hello hello hello yes I'm talking about

sesinizi cep telefonunuza kaydedin merhaba merhaba merhaba evet

English today and I'm learning the English language listen listen tower you

bugün İngilizce hakkında konuşuyorum ve İngilizce öğreniyorum dinle dinle kulesi

sound look in the mirror as you speak what's your mouth watch how you you form

aynaya bak konuşurken ağzın ne söylüyorsun kelimeleri nasıl kurduğuna dikkat et

the words the cows are going by can you see the cows behind me hello

inekler geçiyor inekleri görebiliyormusun arkamdan

the cows are going by behind me hello

the cows are going by but they don't seem very interested they're not

inekler arkamdan geçiyor merhaba çok ilgili görünüyorlar

interested today they don't want to say hello to me unfortunately Madhava says I

bugün ilgilenmiyorlar ne yazık ki bana merhaba demek istemiyorlar Madhava, İngiliz

can't catch every word from Gordon Ramsay and Jamie Oliver even if they are

olsalar bile Gordon Ramsay ve Jamie Oliver'ın her kelimesini anlayamadığımı söylüyor,

British well they do have strong accents for example Jamie Oliver his accent is I

yani güçlü aksanları var, örneğin Jamie Oliver aksanı

would say it is London South East yes so I would say that Jamie Oliver has has

Güney Doğu Londra diyebilirim evet bu yüzden Jamie Oliver'ın

quite an accent he does have an accent I would say it's London London area I

oldukça aksanı olduğunu söyleyebilirim.

believe that's where he was raised the cows are playing in the field Gordon

Gordon

Ramsay has a more controlled accent so I'm surprised actually Gordon Ramsay's

Ramsay'in daha kontrollü bir aksanı var, bu yüzden şaşırdım aslında Gordon Ramsay'nin

accent is a little bit more standard easier to understand unless of course

aksanı biraz daha standart, anlaşılması daha kolay tabii ki

he's shouting he's normally shouting it someone

bağırmıyorsa normalde bağırıyor

hmm you idiot you've overcooked those vegetable view you yeah so yes sometimes

hmm seni salak o sebzeleri fazla pişirmişsin sen evet yani evet bazen

behind yes there is a bird behind it is a Heron Heron is the name of that bird

arkasında evet arkasında bir kuş var balıkçıl balıkçıl o kuşun adı

it isn't real it is made of plastic but yes there is a little bird behind me it

gerçek değil plastikten yapılmış ama evet arkamda küçük bir kuş var

is there for decoration in the garden some people use these to scare away

bahçede süs amaçlı var bazı insanlar bunları kullanıyor

other birds but this one this one doesn't scare away any birds all of the

diğer kuşları korkutup kaçırıyor ama bu bu hiçbir kuşu korkutmuyor tüm

birds don't care about this they just ignore it mr. Duncan you are right

kuşlar bunu umursamıyorlar görmezden geliyorlar bayım . Duncan haklısın

recording my voice it has been the best way to advance and I started slowly and

sesimi kaydetmek ilerlemenin en iyi yoluydu ve yavaş yavaş başladım ve

I've seen my faults that is a good thing to do I suppose when you learn to do

hatalarımı gördüm bu yapılacak iyi bir şey sanırım

something you you always make mistakes and that's how you learn so every time

bir şey yapmayı öğrendiğinde hep hata yapıyorsun ve böyle yapıyorsun öğren ki, her

you learn something new there will be some mistakes that come with it so you

yeni bir şey öğrendiğinde beraberinde bazı hatalar da gelecektir, bu yüzden her ne olursa olsun hata yapmadan

can't just learn something new without making mistakes whatever it is for

yeni bir şey öğrenemezsin,

example if you are learning to drive a car you can't just drive the car

örneğin araba sürmeyi öğreniyorsan, arabayı öylece süremezsin.

straight away it takes a while to to get used to it to feel comfortable and

hemen alışmak biraz zaman alıyor gördüğünüz arabayı sürerken kendinizi rahat ve güvende hissetmek

confident whilst driving the car you see listening to the radio is useful yes yes

radyo dinlemek faydalıdır evet evet

listen to as much English as you can fill your life with the sound of English

hayatınızı ingilizcenin sesiyle doldurabildiğiniz kadar ingilizce dinleyin

that's my suggestion that's what I suggest when should we stop relying on

benim önerim altyazılara güvenmeyi ne zaman bırakmamız gerektiğini öneriyorum,

subtitles asks racer can I just say subtitles are always useful even

yarışçıya şunu sorabilir miyim: altyazılar her zaman yararlıdır, hatta

sometimes first English subtitles can even be be useful for us

bazen ilk İngilizce altyazılar bizim için bile yararlı olabilir,

so if we're watching something and maybe the place where the person is talking

bu nedenle bir şey izliyorsak ve belki kişinin konuştuğu yer olabilir.

might be very loud or noisy or maybe there's a lot of music playing even I

çok yüksek veya gürültülü olabilir veya belki çok fazla müzik çalıyor olsa bile

sometimes use captions English captions so they can be useful at any time but if

bazen altyazılar kullanıyorum, böylece her zaman faydalı olabilirler, ancak

you are learning English if you're learning English I would always say that

İngilizce öğreniyorsanız, İngilizce öğreniyorsanız, altyazıların her zaman

captions are a thing that you can use sometimes but don't use them too often

bir şey olduğunu söyleyebilirim. bazen kullanabilirsin ama çok sık kullanma onları

don't use them all the time so perhaps you can listen to something or read the

her zaman kullanma böylece belki bir video izlerken bir şeyler dinleyebilir veya altyazıları okuyabilir

subtitles as you are watching a video and then later you can watch the video

ve daha sonra videoyu

again without the captions and then over time you will find that you can

altyazılar olmadan tekrar izleyebilirsiniz ve o zaman zamanla

understand what is being said more and more so again it is a slow process it

söylenenleri daha çok anladığınızı göreceksiniz, bu yüzden yine yavaş bir süreç, bunu

takes time to do it you can't rush these things you can't

yapmak zaman alıyor, bu şeyleri aceleye getiremezsiniz,

rush learning it all takes time Serena makes a very good suggestion yes singing

acele edemezsiniz, öğrenmek her şeyi zaman alıyor Serena çok iyi bir öneri evet şarkı söylemek

can be a very good way of improving your English it is a good way and also it's

ingilizceni geliştirmenin çok iyi bir yolu olabilir bu iyi bir yol ve aynı zamanda

fun as well if you sing a song out loud you can sometimes learn some new words

eğlenceli de bir şarkıyı yüksek sesle söylersen bazen yeni kelimeler öğrenebilir

and you can have some fun at the same time I think so

ve aynı zamanda biraz eğlenebilirsin Bence öyle yani evet

so yes you are right I think learning English you have to try and do many

haklısın bence İngilizce öğrenmek birçok

different things read write writing this is something I've mentioned before but

farklı şeyi denemelisin ve yapmalısın okuma yaz yazma bu daha önce bahsettiğim bir şey ama

writing is a very good way of learning grammar because when you write something

yazmak gramer öğrenmenin çok iyi bir yolu çünkü bir şeyler

down you are using your brain in a very different way as you write your brain is

yazdığınızda yazarken beyninizi çok farklı bir şekilde kullanmak beyniniz

actually working on more than one level and it is a very good way of getting

aslında birden fazla düzeyde çalışıyor ve bu, şeyleri beyninizde tutmanın çok iyi bir yolu

things to stay in your brain

what is your favorite football team my favorite football team well I don't

favori futbol takımınız hangisi favori futbol takımım pekala bilmiyorum

follow football to be honest I don't follow it I know a lot of people do

Dürüst olmak gerekirse futbolu takip etmiyorum Takip etmiyorum Birçok insanın

follow football and many people are very pleased because in many countries

futbolu takip ettiğini biliyorum ve birçok insan çok memnun çünkü

including here in the UK the football has started a game it has restarted

burada Birleşik Krallık da dahil olmak üzere birçok ülkede futbol bir maça başladı

after lockdown dear talking talking with yourself in thinking in English

karantinadan sonra yeniden başladı canım konuşmak konuşmak kendi kendine İngilizce düşünürken

it helps yes it does it really does talking to yourself listening to your

yardımcı olur evet gerçekten yapar kendi kendine konuşmak sesini dinlemek sesini

voice recording your voice watching yourself in the mirror as you speak all

kaydetmek sen konuşurken aynada kendini izlemek yardımcı olabilir tüm

of these things can help I used to always make a drug joke with my students

bunlar yardımcı olabilir Öğrencilerimle hep uyuşturucu şakası yapardım

I used to make a joke with my students I would say try to dream in English if you

ben öğrencilerimle şakalaşırdım İngilizce rüya görmeye çalış derdim, eğer

can dream in English that is a very good sign maybe you can dream at night that

İngilizce rüya görebilirsen bu çok iyi bir işarettir, belki geceleri rüya görebilirsin

you speak English you see nothing is impossible nothing you can do it

İngilizce konuştuğunu görürsün hiçbir şey imkansız değildir hiçbir şey yapabilirsin

ivan is here hello ivan welcome back if you remember

ivan burada merhaba ivan tekrar hoşgeldin hatırlarsan

ivan ivan is the helicopter technician he takes care of the helicopters to make

ivan ivan helikopter teknisyenidir o helikopterlerin güvenli bir şekilde

sure that they take off and fly and land safely

havalanıp uçmalarını ve iniş yapmalarını sağlamak için ilgilenir.

I'll paren my Imam had an operation a week ago that was very serious can you

imam bir hafta önce çok ciddi bir ameliyat geçirdi.

say hello to my mum whose name is Belgian Sultan she is getting better

Adı Belçika Sultanı olan anneme merhaba deyin, iyileşiyor

hallelujah mr. Duncan that is good news so I'm glad to hear your mum is getting

şükürler olsun efendim. Duncan bu iyi bir haber, annenin iyileştiğini duyduğuma sevindim

better hello to Belgian Belgian Sultan

Belçikalı Sultan'a merhaba merhaba

hello Belgium son Sultan and that comes with best wishes from Alperin

Belçikalı oğlum Sultan ve bu Alperin'den en iyi dileklerimle geliyor

thank you very much Belgian Sultan I hope you're feeling well

çok teşekkür ederim Belçikalı Sultan umarım

get well soon best wishes to you from England and get well soon

iyisindir geçmiş olsun İngiltere'den size en iyi dileklerimle ve geçmiş olsun, bir şeyleri tekrar ediyorsanız kendi

talking to yourself can be useful if you are repeating things so maybe you can

kendinize konuşmak yararlı olabilir, belki bir

read something maybe you can listen to something and repeat what is being said

şeyler okuyabilirsiniz, belki bir şeyler dinleyebilir ve söylenenleri tekrarlayabilirsiniz

and over time you will learn the way in which those sentences are created or

ve zamanla bunların nasıl söylendiğini öğreneceksiniz. cümleler oluşturulur veya

formed as I always say the more you do it the more you enjoy it the more you

kurulur her zaman dediğim gibi, yaptıkça daha çok zevk alırsın, daha çok zevk alırsın, daha çok

enjoy it the more you will learn the more you learn the more you enjoy it and

öğrenirsin, daha çok öğrenirsin, daha çok zevk alırsın ve daha çok zevk aldıkça daha

the more you enjoy it the more you want to do it and the more you want to do it

çok yapmak istersin. o ve ne kadar çok yapmak istersen, o

the more you learn it's like a great big circle the circle of learning as I call

kadar çok öğrenirsin, bu büyük bir çember gibidir, öğrenme çemberi benim dediğim gibi

it mr. Duncan why don't you teach grammar I do teach grammar I don't do it

Bay. Duncan neden sen gramer öğretmiyorsun ben gramer öğretiyorum

all the time just like everyone here on YouTube so there are many English

YouTube'daki herkes gibi bunu her zaman yapmıyorum bu yüzden

teachers that do grammar sometimes but there are very few that do it all the

bazen dilbilgisi yapan birçok İngilizce öğretmeni var ama bunu her zaman yapan çok az öğretmen var.

time

what is the difference between man man junuh manjunath Kumar says what is the

man man junuh manjunath Kumar arasındaki fark

difference between Indian English and England English well I think really

Hint İngilizcesi ile İngiltere İngilizcesi arasındaki farkın ne olduğunu söylüyor bence gerçekten

you're talking about the accent it's actually the accent so the words most of

aksan hakkında konuşuyorsunuz bu aslında aksan yani kelimelerin çoğu

the words and grammar are the same the accent is different but then that

ve gramer aynı aksan farklı ama sonra bu

happens here in the UK even here in the UK you'll hear many different accents

burada Birleşik Krallık'ta olur, burada Birleşik Krallık'ta bile birçok farklı aksan duyarsınız

Scottish Welsh accent southern England Western England East England the

İskoç Gal aksanı güney İngiltere Batı İngiltere Doğu İngiltere

southeast the southwest there are many different ways of speaking English when

güneydoğu güneybatı İngilizce konuşmanın birçok farklı yolu vardır

we talk about accents so the difference between Indiana English and British

aksanlar hakkında konuşurken Indiana İngilizcesi ve İngiliz

English is basically the accent

İngilizcesi temel olarak İngilizce

the sound that you are producing when you speak English hello - oh hello - oh

konuşurken ürettiğiniz aksandır merhaba - oh merhaba - oh

I see many people say that they don't learn English because probably they will

birçok insanın İngilizce öğrenmediğini çünkü muhtemelen

never use it I think it's better to speak English than not to do it well as

onu asla kullanmayacaklarını söylediğini görüyorum, bence konuşmak daha iyi

I mentioned earlier I know I'm repeating myself today a little bit for which I

Daha önce de belirttiğim gibi İngilizceyi iyi yapmamaktansa biliyorum bugün kendimi biraz tekrar ediyorum ve bunun için

apologise but it is amazing if you get to a good level of English it is amazing

özür dilerim ama iyi bir İngilizce seviyesine ulaşırsanız bu harika,

how many doors will open for you certainly you can explore the world you

size kaç kapının açılacağı inanılmaz. dünyayı keşfedebilirsin birdenbire

can find a job where speaking English is required suddenly there are things that

İngilizce konuşmanın gerekli olduğu bir iş bulabilirsin

you couldn't do before because of English so I'm not here I'm often if I'm

daha önce İngilizce yüzünden yapamadığın şeyler var bu yüzden burada değilim

often accused of somehow pushing the the the way of life of people in England

sık sık bir şekilde işleri bir şekilde zorlamakla suçlanırsam İngiltere'deki insanların yaşam tarzını

onto other people and that's not what I do I've never done that what I believe

diğer insanlara benzetiyorum ve benim yaptığım bu değil İnandığım şeyi hiç yapmadım

in and that's why I love the English language and certainly teaching English

ve bu yüzden İngilizceyi seviyorum ve kesinlikle İngilizce öğretmeyi

and certainly seeing other people learn English is how it can change your life

ve kesinlikle diğer insanların İngilizce öğrendiğini görmek nasıl olabilir? hayatını değiştir işte bu

that is it it's as simple as that and I've seen it for myself I have

kadar basit ve bunu kendim gördüm

taught people who now live and work in very different places very different to

şimdi çok farklı yerlerde yaşayan ve çalışan insanlara başladıkları yerden çok farklı şeyler öğrettim

where they started and it's all because of English it is all because of English

ve hepsi İngilizce sayesinde hepsi İngilizce Romer ile

marry Romer says I want English in my subconscious it can happen it can happen

evlen Romer bilinçaltımda İngilizce istiyorum diyor bu olabilir

in fact it does it does after after a certain period of time you will find

aslında olur da olur belli bir süre sonra

that the English will start to stay in your brain sometimes you might find as

İngilizcenin beyninde kalmaya başladığını göreceksin bazen

you dream as you sleep you might dream about speaking English you might even be

hayal ettiğin gibi bulabilirsin uyku İngilizce konuşmayı hayal edebilirsin

speaking English in your dreams so it can happen it can happen our car what is

rüyanda bile İngilizce konuşuyor olabilirsin bu yüzden bu olabilir bizim arabamız olabilir

the difference between petrified and shocked shocked is a reaction to

taşlaşmış ve şok olmuş arasındaki fark nedir şok bir şeye

something a reaction to something you weren't expecting if you are petrified

tepkidir beklemediğin bir şeye tepki eğer taşlaştın

then you are scared or afraid so they do have different meanings shock huh

sonra korktun ya da korktun yani farklı anlamları var şok ha

petrified you hear some bad news suddenly you are shocked something that

taşlaşmış kötü bir haber duyarsın aniden şok olursun korkacak bir şey

is going to happen that makes you feel afraid will make you petrified so they

seni taşlaştırır yani

are different they are different

farklı onlar farklı

hello Alperin again my loyal dad whose name is Ali

merhaba alperin yine adı Ali

matru is looking after my mum he loves you so much as a friend

matru olan sadık babam anneme bakıyor seni bir arkadaş olarak çok seviyor

my dad's also looking forward to your greeting Ali much Lou hello Ali matru

babam da tebriklerini dört gözle bekliyor Ali çok Lou merhaba Ali matru

hello to all of your family in fact thank you very much

tüm ailene merhaba aslında çok teşekkür ederim çok

hello to Thailand can I say hello to Thailand I do have quite a few viewers

merhaba Tayland'a merhaba diyebilir miyim Tayland'da izleyen epeyce izleyicim var bu

watching in Thailand so I want to say hello right now and also hello to Frank

yüzden şu anda merhaba ve ayrıca Frank'e merhaba demek istiyorum.

hello Frank watching in Thailand I wonder where you

are in Thailand

can you please suggest a good English biopic book a biopic book but when we

biyografik bir kitap alın ama

talk about biopic sui are talking about stories of people's lives think of any

biyografik sui hakkında konuştuğumuzda insanların hayatlarının hikayelerinden bahsediyoruz herhangi bir

famous people maybe also in your country think of someone famous think of a

ünlü insanı düşünün belki ülkenizde de ünlü birini düşünün

person who you admire so I like reading stories about people I admire or people

hayran olduğunuz bir insanı düşünün bu yüzden hayran olduğum veya insanlar hakkında hikayeler okumayı seviyorum

I am interested in sometimes they are film stars sometimes they are

İlgileniyorum bazen onlar film yıldızları bazen

politicians sometimes they are philosophers talking about maybe a

politikacılar bazen filozoflar belki

certain social issue so I always say read something that you have an interest

belli bir sosyal mesele hakkında konuşuyorlar bu yüzden her zaman ilgini çeken bir şeyler oku derim

in if you are interested in a certain type of person maybe you are a big fan

eğer belli bir insan tipiyle ilgileniyorsan belki sen bir

of movies or music I always try to study things that I have some interest in

filmlerin veya müziğin büyük hayranı Her zaman ilgimi çeken şeyleri incelemeye çalışırım,

something that draws my attention for example I I like astronomy I'm very

örneğin ilgimi çeken bir şeye ilgimi çekerim örneğin Astronomiyi severim

interested in what goes on up there in space oh by the way can I say a big

Uzayda neler olup bittiğiyle çok ilgilenirim oh bu arada büyük bir şey söyleyebilir miyim?

congratulations this morning did you see the space rocket go off to Mars yes it

tebrikler bu sabah uzay roketinin Mars'a gittiğini gördünüz mü evet

launched I think it was early this morning was it early this morning or

fırlatıldı sanırım bu sabah erkendi Japonya'dan bu sabah erken miydi yoksa

last night from Japan and it's going all away to Mars

dün gece mi ve uzaklara Mars'a gidiyor

hello English with ax sharp nice to see you as well

merhaba İngilizce keskin balta ile sizi görmek güzel peki

hello also I can't stand my voice says Valentina I couldn't record it then

merhaba ben de dayanamıyorum sesime Valentina diyor bunu kaydedip sonra

listen to it Valentina can I just say you might be

dinleyemedim Valentina diyebilir miyim

surprised how much you do enjoy it it's fun it's actually very interesting and

ne kadar keyif aldığına şaşırabilirsin eğlenceli aslında sesini dinlemek çok ilginç ve

exciting to listen to your voice but do it often do it maybe once or twice a

heyecan verici ama sık sık yap bunu haftada bir veya iki kez yap

week so as you are learning English as you are reading as you are listening as

böylece İngilizce öğrenirken okurken okurken dinlerken

you are learning new words also listen to your voice as well get used to the

yeni kelimeler öğrenirken sesinizi de dinleyin

sound of your voice so don't worry it is a very good way of building your

sesinizin tınısına alışın o yüzden yapmayın' Endişelenmeyin,

confidence to be honest tae tae hyun young or jiang i am profoundly

dürüst olmak gerekirse, tae tae hyun young veya jiang, yemek

interested in cooking so i have watched a vast number of Jamie Oliver and Gordon

pişirmeye derinden ilgi duyuyorum, bu yüzden çok sayıda Jamie Oliver ve Gordon

Ramsay's cooking videos and it has helped me enormously thank you Tae Hyun

Ramsay'in yemek pişirme videolarını izledim ve bana çok yardımcı oldu, teşekkür ederim Tae Hyun

that is great learn learn English through something you enjoy learn

harika bir şey İngilizce öğrenmek hoşunuza giden bir şey aracılığıyla İngilizce öğrenmek ilgi duyduğunuz

English through something that you have an interest in so if your interest is

bir şey aracılığıyla İngilizce öğrenmek yani ilginiz

science learn English but also you can listen to English being used whilst

bilim ise İngilizce öğrenin ama aynı zamanda bilim hakkında

watching a documentary or maybe a book about science listen to someone talking

bir belgesel veya belki bir kitap izlerken İngilizcenin kullanıldığını da dinleyebilirsiniz.

about science maybe you have an interest in music you love music

bilimden bahseden birine belki müziğe ilgin vardır müziği seversin

modern music maybe music for many years ago would you mind telling me your age

modern müzik belki müzik uzun yıllar önce bana yaşını söyler misin

why are people so fascinated by my age I wonder

insanlar neden yaşımdan bu kadar etkileniyorlar kasılmaları

what do you think about using contractions Ivan what do you think

kullanmak hakkında ne düşünüyorsun merak ediyorum

about using contractions I will be honest with you in everyday English

kısaltma kullanmayı düşünüyorsunuz, size karşı dürüst olacağım, günlük hayatta İngilizce

people often use contractions I don't like that I wouldn't go there so you can

insanlar genellikle kısaltma kullanıyor, oraya gitmememden hoşlanmıyorum, bu yüzden

use contractions in everyday life in fact you will find that many people do

günlük yaşamda kasılma kullanabilirsiniz, aslında birçok insanın ne

use contractions when they're speaking however if you are writing something

zaman kasılma kullandığını göreceksiniz. konuşuyorlar ancak resmi bir şey yazıyorsanız, resmi

formal if you are writing something formally it is always best not to use

bir şey yazıyorsanız, kısaltmaları kullanmamak her zaman en iyisidir

contractions because it looks lazy so maybe if you are writing to a company

çünkü tembel görünür, bu nedenle belki bir şirkete yazıyorsanız, herhangi

you are asking if they have any job vacancies or any any opportunities don't

bir boş pozisyonları olup olmadığını soruyorsunuzdur. fırsatlar

don't use contractions in your letter or your email try to avoid using

mektubunuzda veya e-postanızda kısaltma kullanmayın kısaltma kullanmaktan kaçının

contractions don't shorten the words if you are writing formally formally mr.

resmi olarak yazıyorsanız kelimeleri kısaltmayın bayım.

Duncan why don't you teach grammar and British accent easy to learn well I am

Duncan neden dilbilgisi ve iyi öğrenmesi kolay İngiliz aksanı öğretmiyorsun ben

teaching English and English covers many things so because I I'm doing it on

İngilizce öğretiyorum ve İngilizce pek çok şeyi kapsıyor bu yüzden bunu kamera karşısında yapıyorum

camera and because people have a very short attention span as well I'm being

ve insanların da çok kısa bir dikkat süresi olduğu için ben

very honest with you very blunt I know but it is hard to keep people watching

çok sana karşı çok açık sözlü biliyorum ama insanları uzun süre izlemeye devam ettirmek zor

for a long time because nowadays people like to click around the internet it is

çünkü günümüzde insanlar internette tıklamayı seviyor,

very hard to keep people watching so the moment I start talking about grammar

insanları izlemeye devam ettirmek çok zor bu yüzden gramer hakkında konuşmaya başladığım an

people normally click away they go somewhere else

insanlar normalde bir tık öteye gidiyorlar başka bir yerde

I remember from my own experience I used to teach them some adult classes and I

kendi deneyimlerimden hatırlıyorum onlara bazı yetişkin dersleri verirdim ve

remember one week I decided to teach so some very deep grammar very deep grammar

hatırlıyorum bir hafta çok derin gramer öğretmeye karar verdim çok derin gramer cümle

I was talking about the construction of sentences and they said afterwards they

kurmaktan bahsediyordum ve sonra dediler ki

said mr. Duncan please don't be offended but that was the most boring lesson

bay dediler. Duncan lütfen alınma ama bu şimdiye kadar oturduğumuz en sıkıcı dersti, söylememe

we've ever sat through ever needless to say I never did it again so you can

gerek yok, bir daha asla yapmadım, böylece

learn without having to to have your face buried in the book all the time but

yüzünü her zaman kitaba gömmek zorunda kalmadan öğrenebilirsin ama aynı

also one of the problems with doing this is people's attention can go from one

zamanda bir Bunu yapmanın sorunlarından biri, insanların dikkatinin bir

place to another people don't like to watch things for more than a few seconds

yerden başka bir yere gidebilmesidir, insanlar bir şeyleri birkaç saniyeden fazla izlemekten hoşlanmazlar,

in fact there might be people now watching this and they've only just

aslında şu anda bunu izleyen insanlar olabilir ve

clicked on this it's you isn't it you've just clicked on this you've

buna daha yeni tıklamışlar, o sizsiniz. az önce buna tıklamadın değil mi

clicked to see what this is because you're interested to find out and then

bunun ne olduğunu görmek için tıkladın çünkü öğrenmek istiyorsun ve sonra

you will watch me for about a minute or maybe two minutes and then you'll go oh

beni yaklaşık bir veya iki dakika izleyeceksin ve sonra gideceksin oh

I want to look at something else now I want to look at maybe I can find a puppy

ben şimdi başka bir şeye bakmak istiyorum bakmak istiyorum belki bir yavru

dog I want to watch a video with a puppy dog or maybe I want to watch something

köpek bulabilirim yavru köpekle bir video izlemek istiyorum ya da belki komik bir şey izlemek istiyorum

funny or maybe something serious you see so it's very hard to keep your audience

ya da belki ciddi bir şey görüyorsun, bu yüzden kendini tutman çok zor izleyiciler

so sometimes doing things like English grammar if I stood in front of a

bu yüzden bazen İngilizce dilbilgisi gibi şeyler yapıyorum, eğer bir

whiteboard and I started talking about grammar I think everyone would go very

beyaz tahtanın önünde dursam ve dilbilgisi hakkında konuşmaya başlasam, herkesin çok çabuk gideceğini düşünüyorum,

quickly

how many I enjoy what you are doing thank you how many English there are in

yaptığınız şeyden ne kadar zevk alıyorum, teşekkür ederim, dünyada ne kadar çok İngilizce var,

the world I like American for example when you say

ben Amerikan'ı seviyorum örneğin,

how many English in the world do you mean English people or do you mean

dünyada kaç tane İngiliz olduğunu söylediğinizde, İngilizleri mi kastediyorsunuz yoksa İngilizce

English words English words there are many some people say that there are too

kelimeleri mi kastediyorsunuz? İngilizce kelimeler var, bazı insanlar

many English words to learn all of them and I think that's true that's true

hepsini öğrenmek için çok fazla İngilizce kelime olduğunu söylüyor ve bence bu doğru,

there are many English words that I don't know because there are so many

orada doğru bilmediğim birçok İngilizce kelime var çünkü o kadar çok var ki o

there are so many English words I remember years ago I discovered your

kadar çok İngilizce kelime var ki hatırlıyorum yıllar önce videolarınızı keşfettim

videos and from that moment I learned that the better way to learn is by

ve o andan itibaren öğrenmenin en iyi yolunun

washing your watching your not boring videos thank you very much I think one

sıkıcı olmayan videolarınızı izleyerek yıkamak olduğunu öğrendim çok teşekkür ederim bence

of the things that has happened on YouTube over the years is more and more

yıllar içinde YouTube'da olan şeylerden biri şu ki, giderek daha fazla

people are now doing the same thing they are all teaching English so we have

insan İngilizce öğretirken aynı şeyi yapıyor.

thousands and thousands of people now teaching English on YouTube so you can

just click around the internet you don't have to stay in one place

sadece internete tıkla uzun süre aynı yerde kalmak zorunda değilsin

at the same time for a long time you can go click around

dolaşabilirsin

have you ever been to India have I been no I've never been to India never been

hiç Hindistan'a gittin mi gittin mi hayır Hindistan'a hiç gitmedim hiç

there I have a friend who goes quite often he goes to India but no I've never

gitmedim oldukça sık giden bir arkadaşım Hindistan'a gidiyor ama hayır ben oraya hiç gitmedim

been there

oh we are starting to get personal questions now personal question was mr.

oh şimdi kişisel sorular almaya başlıyoruz kişisel soru bayımdı.

Duncan do you earn any money from YouTube for doing this not much

Duncan bunu yaptığın için YouTube'dan para kazanıyor musun pek değil

I do earn a little bit a little bit you see a little money things on YouTube

Ben biraz kazanıyorum biraz para görüyorsun YouTube'da işler

have changed over the years way back in 2007 and 2008 when very few people were

yıllar içinde değişti 2007 ve 2008'de çok az insan

using YouTube and when there were there were almost no English teachers I was

YouTube'u kullanırken ve ne zaman neredeyse hiç İngilizce öğretmeni yoktu,

actually the first English English teacher ever

aslında YouTube'daki ilk İngilizce İngilizce öğretmeniydim,

on YouTube it's true I started teaching English in 2006 nearly 14 years ago but

doğru, yaklaşık 14 yıl önce 2006'da İngilizce öğretmeye başladım ama

since then things have changed a lot of people think if you are if you are

o zamandan beri işler değişti, birçok insan eğer öyleysen, eğer başarılıysan diye düşünür.

successful on YouTube you must be a millionaire can I just say two things

YouTube milyoner olmalısın, iki şey söyleyebilirim

first of all I'm not successful on YouTube and the second thing is I'm

öncelikle YouTube'da başarılı değilim ve ikincisi

definitely not a millionaire so for those who think that I am I'm not I can

kesinlikle milyoner değilim bu yüzden öyle olduğumu düşünenler için

promise you I could put my hand on my heart I my other hand I can put on my

sana söz verebilirim Elimi kalbimin üzerine koyabilirim, diğer elimi pankreasımın üzerine koyabilirim

pancreas and I can say that I am definitely not a millionaire definitely

ve kesinlikle milyoner olmadığımı söyleyebilirim, kesinlikle

not I am I'm a million pounds short of being a millionaire so all I need to be

değilim milyoner olmak için bir milyon pound eksiğim, bu yüzden tek ihtiyacım olan şey

a millionaire is a million pounds but I'm just I'm just a little bit short

bir milyoner bir milyon pounddur ama ben sadece

of a million pounds you see so to answer your question now I don't earn a lot of

bir milyon poundum biraz eksik

money there is some some money it is a very small share a very small share and

çok küçük bir pay paylaşıyorum ve

it is not much which is why I have to rely on donations as well because I I

çok değil bu yüzden bağışlara da güvenmem gerekiyor çünkü

put all of my time all of my effort into doing this I'm standing here now in the

tüm zamanımı tüm çabamı bunu yapmak için harcadım Şimdi burada bahçede duruyorum

garden doing this for free it's costing you nothing however it is costing me my

bunu bedavaya yapıyorum maliyeti var sen hiçbir şey ama benim zamanıma mal oluyor

time and I'm doing it for free so I hope you you understand that I'm

ve bedavaya yapıyorum umarım anlarsın

not I'm not wealthy I'm not a millionaire I don't have a yacht it

ben zengin değilim milyoner değilim yatım yok öyle

looks like I might be a millionaire but I'm not definitely not just because I'm

görünüyor milyoner olabilirim ama sadece arkamda

standing here with some green grass behind me does it mean I'm rich it

biraz yeşil çimenle burada duruyorum diye kesinlikle değilim bu zengin olduğum anlamına mı geliyor

doesn't trust me okay oh how many times have I explained that mr. Duncan do you

bana güvenmiyor tamam oh kaç kez açıkladım bunu bay Duncan,

think that listening to English while sleeping can help thank you Mary

uyurken İngilizce dinlemenin yardımcı olabileceğini düşünüyor musun, teşekkür ederim Mary

I I really don't want to upset people

I İnsanları gerçekten üzmek istemiyorum

I don't think that listening to English while sleeping can help you however

Uyurken İngilizce dinlemenin sana yardımcı olabileceğini düşünmüyorum ama

listening to English whilst you are awake and conscious can help you if you

uyanık ve bilinçliyken İngilizce dinlemek yardımcı olabilir Eğer

are resting and this is the difference I want to make sure that you understand

dinleniyorsanız ve fark buysa, ne dediğimi anladığından emin olmak istiyorum.

what I'm saying if you are resting on the bed

or in in a relaxed situation you can listen to English and it can help you

you can become more familiar with the construct of sentences and the way in

Cümlelerin yapısına ve

which people use certain words the intonation the intonation the intonation

insanların belirli kelimeleri kullanma şekline aşinalık Tonlama Tonlama Tonlama

the intonation so the way in which words are used when a person is speaking

Tonlama Yani kelimelerin bir kişi konuşurken kullanılma şekli

however if you are unconscious that means your brain has shut down because

Ancak bilinçsizseniz bu beyninizin kapandığı anlamına gelir çünkü

when you sleep your brain actually shuts down it's like turning off your computer

ne zaman uyuduğunuzda beyniniz gerçekten kapanıyor, bu tıpkı bilgisayarınızı kapatmak

or putting your computer into sleep mode so I know it's a horrible thing to say

veya uyku kipine sokmak gibi bir şey, bu yüzden söylemenin korkunç bir şey olduğunu biliyorum

but when you sleep all of your functions in your brain literally shut down so my

ama uyuduğunuzda beyninizdeki tüm işlevler tam anlamıyla kapanıyor, bu yüzden

answer is no I don't think it's effective to listen to English while

cevabım hayır. Uyurken İngilizce dinlemenin, dinlenirken İngilizce dinlemenin etkili olduğunu düşünüyorum, o anda zihninizi veya bedeninizi

sleeping English whilst resting English whilst doing something that is calming

sakinleştiren bir şey yaparken İngilizce,

your your mind or your body at that moment if you have English maybe a

eğer İngilizceniz varsa belki bir

recording or maybe you are watching one of my videos like this yes oh so I hope

kayıt veya belki videolarımdan birini izliyorsunuzdur buna benzer evet oh yani umarım bu

I hope that answered the question so I don't think so I think you have to be

soruyu cevaplamıştır, bu yüzden sanmıyorum yani bence

conscious you have to be awake your brain has to be working for things to go

bilinçli olmalısın uyanık olmalısın beynin bir şeylerin içine girmesi için çalışıyor olmalı

into it hmm Ivan says I wish you have a radio

hmm Ivan keşke bir radyo kanalın olsa diyor

channel well this is a little bit like a radio channel except you can see me as

eh bu biraz radyo kanalı gibi ama beni

well hello what did you do for a living before 2006 well I was still teaching

de görebilirsiniz merhaba 2006'dan önce geçimini sağlamak için ne yapıyordun peki ben hala

English I was living abroad teaching English so before I started my youtube

ingilizce öğretiyordum yurt dışında yaşıyordum ingilizce öğretiyordum bu yüzden youtube kanalımı açmadan önce

channel I was already teaching English anyway well can I say this morning I had

zaten öğretiyordum neyse bu sabah yaptım diyebilirim

I I had a very delicious breakfast this morning I had two crumpets with a little

bu sabah çok lezzetli bir kahvaltı yaptım üstüne biraz peynirli iki ekmek yedim

bit of cheese on top and the cheese was melted I couldn't resist I couldn't

ve peynir eridi dayanamadım dayanamadım

resist so that was my breakfast this morning I

kahvaltım böyle oldu bu sabah üstüne biraz peynirli

had two lovely crumpets with some cheese on top and then I I

iki güzel ekmek yedim ve sonra

heated the cheese so it melted so delicious

peyniri ısıttım böylece çok lezzetli

melted cheese I don't know why why is melted cheese so nice does anyone know I

erimiş peynir Eritilmiş peynirin neden bu kadar güzel olduğunu bilmiyorum neden pizza olduğunu

don't know why pizza you see that's why I love pizza so much because the cheese

bilmiyorum neden pizza görüyorsunuz pizzayı neden bu kadar çok seviyorum çünkü peynir

melts on the top I don't know why but I love cheese but but I really do like

üstte eriyor Neden bilmiyorum ama peyniri seviyorum ama ama

melted cheese very much Ivan says I'm hungry

erimiş peyniri gerçekten çok seviyorum Ivan diyor ki acıktım

you are you are welcome

sen varsın rica ederim

what is the difference between I go to school and I do go to school they are

arasındaki fark nedir okula git ve ben okula gidiyorum

basically the same thing you are expressing the same thing one of the

temelde aynı şey aynı şeyi ifade ediyorsun

things that you learn about English is there are many ways of saying one thing

İngilizce hakkında öğrendiğin şeylerden biri de bir şeyi söylemenin birçok yolu var

there are many ways of expressing one thing one action one moment of time you

bir şeyi ifade etmenin birçok yolu var bir eylem bir şu an sen

are you are using words to describe that thing however there are many ways of

o şeyi tarif etmek için kelimeler kullanıyorsun ama bunu söylemenin birçok yolu var

saying it however those words all mean the same

ama bu kelimelerin hepsi aynı

thing you are you are expressing the same thing you might go up the tree you

şeyi ifade ediyorsun aynı şeyi ifade ediyorsun ağaca tırmanabilirsin

might climb the tree you might scramble up the tree you see so you are using

ağaca tırmanabilirsin gördüğünüz ağaca tırmanın, yani

different words but all of those words are expressing the same action oh you

farklı kelimeler kullanıyorsunuz ama bu kelimelerin hepsi aynı eylemi ifade ediyor oh bilirsiniz,

know I love food you do know that racer says mr. Duncan I have been addicted to

yemeği severim, bilirsiniz, o yarışçı bay diyor. Duncan, jöle

ladyfingers since I saw them in your jelly recipe Thank You eraser I have

tarifinde gördüğümden beri kedi dili bağımlısı oldum Teşekkür ederim silgi

lots of ladyfingers in my kitchen I also like eating them on their own so

Mutfağımda çok kedi dili var ayrıca onları tek başıma yemeyi seviyorum bu yüzden

sometimes I will I will take the ladyfingers out of the packet and I will

bazen kedi dili kedi dilini paketten çıkaracağım ve yapacağım

just eat them on their own but I do agree they state they taste very nice in

onları sadece kendi başlarına yiyin ama jölenin tadının çok güzel olduğunu söylediklerine katılıyorum,

jelly if you make some jellies and then put ladyfingers into the jelly before it

eğer biraz jöle yaparsanız ve sonra jelleşmeden önce kedi parmaklarını jölenin içine koyarsanız

sets so nice very nice don't you feel pain in your legs standing for hours

çok güzel çok güzel saatlerce ayakta dururken bacaklarınızda ağrı hissetmiyor musunuz diye soruyor

asks chard no I don't I love standing up if I had a choice if I had a choice

pazı hayır sevmiyorum ayakta durmayı seviyorum eğer bir seçeneğim olsaydı ayakta durmakla oturmak arasında bir seçeneğim olsaydı

between standing and sitting I would always choose standing I love standing

her zaman ayakta durmayı seçerdim

up you say I'm standing now in the garden so no it's all right I don't mind

standing up ladyfingers what are ladyfingers ladyfingers are a

Ayakta duran kedi parmaklarına aldırmayın, kedi dili nedir kedi dili kedi dili bir

type of food and they look they look like fingers you see they look like

yiyecek türüdür ve parmak gibi görünürler, parmak gibi görünürler

fingers but they are made of soft sponge and they have sugar on top of them and

ama yumuşak süngerden yapılmışlardır ve üzerlerinde şeker vardır ve kesinlikle çok

they are absolutely delicious they really are nice hello - oh can you

lezzetlidirler. hoşsunuz merhaba - oh

speak French mr. Duncan when I was at school I used to be very good at French

Fransızca konuşabiliyor musunuz bayım? Duncan ben okuldayken Fransızcada çok iyiydim

I was a very good French I was very good the teacher said your your French is

Çok iyi bir Fransızdım Çok iyiydim Öğretmen senin Fransızcanın

very good very good I don't know why Oh

çok iyi olduğunu söyledi Nedenini bilmiyorum Ah

pizza yes Valentina is addicted to pizza I wish I could eat pizza every day

pizza evet Valentina pizza bağımlısı Ben keşke her gün pizza yiyebilsem

unfortunately I don't know if you've heard have you heard the news apparently

ne yazık ki bilmiyorum duydun mu haberi duydun mu görünüşe göre

pizza is bad for you if you eat too much pizza it's not good for you but I love

pizza kötü çok fazla pizza yersen sana iyi gelmiyor ama ben

pizza I do I'm crazy about pizza I am going in a moment I will be going soon

pizzayı severim severim ben deliyim pizza hakkında birazdan gidiyorum yakında gideceğim

I've been with you now for one hour and oh sorry yes nearly two hours I've been

şimdi bir saattir sizinleyim ve ah üzgünüm evet yaklaşık iki saattir

here standing talking to you nearly two hours

burada dikilip sizinle yaklaşık iki saattir konuşuyorum

mr. Duncan I can't believe it Abdul can you give us a little bit of

bay. Duncan buna inanamıyorum Abdul bize

detail on what you know about the cap the cap you are wearing the Hat this hat

şapka hakkında bildiklerin hakkında biraz detay verebilir misin taktığın şapka Şapka bu şapka Bu

I bought this hat from where did I buy it from I bought this hat from Bambury

şapkayı nereden aldım Nereden aldım Bu şapkayı Bambury'den aldım

and there was a big shop in Banbury and they were having a sale and everything

ve Banbury'de büyük bir dükkan vardı ve indirim yapıyorlardı ve her şey

was fifty percent fifty percent off everything was half-price in the shop

yüzde elli elli indirimliydi dükkanda her şey yarı fiyatınaydı

and so I saw these hats so I got this hat from the shop and it was very cheap

ve bu yüzden bu şapkaları gördüm ve bu şapkayı dükkandan aldım ve çok ucuzdu.

so in fact I bought two I got this one and I also bought a white one so the

aslında iki tane aldım bunu aldım ve bir de beyaz aldım yani

white one is the one that I wear in the studio and sometimes outside so I have a

beyaz olan stüdyoda ve bazen dışarıda giydiğim bu yüzden bununla

white hat which looks the same as this however it is white and I have the red

aynı görünen beyaz bir şapkam var ama beyaz ve ben kırmızı

one which is this one so I bought this hat and also the white hat about when

olanı var, bu yüzden bu şapkayı ve ayrıca beyaz şapkayı ne zaman aldım

was it I think it was maybe three years ago two years ago when was the last

sanırım üç yıl önceydi iki yıl önce son

World Cup it was when England was playing in the World Cup so the last

Dünya Kupası ne zamandı İngiltere Dünya Kupası'nda oynuyordu yani en son

time I think it was two years ago I'm sure it was 2018 so I've had these for

2 sene önceydi sanırım 2018 senesiydi bu yüzden

about two years but I bought them in a sale everything in the shop I went into

yaklaşık 2 senedir bende var ama indirimdeyken almıştım dükkandaki her şeyi

the shop and everything was half-price so I got two of these hats for the price

dükkana girdim herşey yarı fiyatına yani Bu şapkalardan ikisini bir şapka fiyatına aldım,

of one as you can probably imagine I was very pleased about that

muhtemelen tahmin edebileceğiniz gibi, çok memnun oldum,

very pleased you always wear the hat says oh - Jenny hello - Jenny yes I

her zaman şapkayı taktığınız için çok memnun oldum diyor ki - Jenny merhaba - Jenny evet,

often wear a hat it is something I've done for many years something that many

sık sık şapka takarım, bu benim için yaptığım bir şey uzun yıllar birçok

people know when they see me they say oh there's mr. Duncan he's wearing his hat

insanın bildiği bir şey beni gördüklerinde ah işte bay diyorlar. Duncan şapkasını takıyor,

so there you go I hope that answers your question

işte bu, umarım sorunuza cevap olur,

your hat looks new well these hats look new because I take

şapkanız yeni görünüyor, bu şapkalar yeni görünüyor çünkü onlara ben

care of them I washed them you see sometimes I will wash them in water and

bakarım, onları yıkadım, görüyorsun, bazen onları suda yıkayacağım ve

then hang them up to dry so I do wash these hats sometimes very Nasu Chan

sonra kurumaları için asacağım. Bu şapkaları bazen yıkıyorum çok Nasu Chan

hello Nasu nice to see you here this channel is so comfortable it is isn't it

merhaba Nasu sizi burada görmek güzel bu kanal çok rahat

nice to see something on YouTube that isn't a person screaming and shouting

YouTube'da

about politics or someone getting really angry about something isn't it lovely

politika hakkında bağırıp çağıran ya da birinin gerçekten kızdığı bir şey görmek güzel değil mi? bir şey çok hoş değil mi

you can just turn on your computer and you can watch something that's gentle

sadece bilgisayarınızı açıp nazik ve güzel bir şey izleyebilirsiniz

and nice it makes it very nice change even though I say so myself thank you so

bunu çok güzel bir değişiklik yapıyor bunu söylememe rağmen çok teşekkür ederim

much Maliha hello Malia thank you very much I

maliha merhaba malia çok teşekkür ederim ne

never get tired when you are talking you are with your sweet accent thank you

zaman yorulmam tatlı aksanla konuşuyorsun teşekkür ederim

Ivan Ivan says wearing a hat all the time can cause your hair to fall out can

Ivan Ivan sürekli şapka takmanın saçlarının dökülmesine neden olabileceğini söylüyor

can I just say that happened before I started wearing a hat I still have hair

olabilir mi bu sadece şapka takmaya başlamadan önce oldu diyebilirim hala saçlarım var

but not as much as I used to have you say so that's what happens when you get

ama benim kadar değil eskiden öyle derdiniz ya

older as you get older sometimes things change sometimes your hair starts to

yaşlandıkça böyle olur yaşlandıkça bazen işler değişir bazen saçlarınız

disappear and sometimes you start getting hair in very unusual places as

dökülmeye başlar ve bazen yaşlandıkça çok alışılmadık yerlerde kıllar çıkmaya başlar bayım

you get older

mr. Duncan do you put your mask on outside yes I do I am a very good boy at

. Duncan maskeni dışarıda takıyor musun evet takıyorum hafta sonu çok iyi bir çocuğum

the weekend I went shopping into town in too much Wenlock I went shopping and I

Wenlock'ta çok fazla kasabaya alışverişe gittim Alışverişe gittim ve

had my mask over my face protecting me from all of those horrible germs and all

maskem yüzümde beni tüm o korkunç mikroplardan koruyordu.

of those horrible viruses I was able to keep them away so yes I do I do wear my

o korkunç virüslerden onları uzak tutmayı başardım bu yüzden evet takarım

mask well not here of course because I'm in the garden

maskemi iyi takarım burada değil tabii ki çünkü bahçedeyim

there isn't really there isn't anyone around so I don't have to worry here I

gerçekten etrafta kimse yok yani takmak zorunda değilim burada endişelenin

don't have to worry here in the garden because the birds the birds always keep

burada bahçede endişelenmenize gerek yok çünkü kuşlar her zaman

their safe social distance you see so I've told them I've told all of the

güvenli sosyal mesafelerini koruyorlar bu yüzden onlara söyledim

animals here in my garden you must keep away from us you must stay a safe

burada bahçemdeki tüm hayvanlara bizden uzak durmanız gerektiğini söyledim güvenli bir

distance away so even the birds and all of the other animals are or social

mesafede durmalısınız ki kuşlar ve diğer tüm hayvanlar bile sosyal

distancing they are I've told them they have to know where else or else they

mesafeye uysunlar Onlara başka nerede olduğunu bilmeleri gerektiğini söyledim yoksa

can't come into my garden yeah Thank You Yuna Kareena thank you for your company

bahçeme giremezler evet Teşekkürler Yuna Kareena teşekkürler şirketiniz adına

it's very nice to see you here

sizi burada görmek çok güzel o

does that hat belong to Steve no this is my hat this is my hat mr. Steve has his

şapka Steve'e mi ait hayır bu benim şapkam bu benim şapkam bay. Steve'in

own hats this is my hat Ivan says amazing garden I love it thank you very

kendi şapkaları var bu benim şapkam Ivan harika bir bahçe diyor bayıldım çok teşekkürler

much did you see the cows the cows came by earlier the cows came by to say hello

isn't it lovely yes the birds are very clever they are very clever because they

çok zekiler çünkü

are keeping their safe social distance because they can't wear face masks you

güvenli sosyal mesafelerini koruyorlar çünkü yüz maskesi takamıyorlar

see it's very hard for a bird to wear a face mask because they have no ears they

bir kuşun yüz maskesi takması çok zor çünkü kulakları yok

can think out they can't put the face mask on because they have no ears you

düşünebiliyorlar yüz maskesini takamıyorlar çünkü kulakları yok

see that's the reason why it's scientific what the the I'm going in a

görüyorsun işte bu yüzden bilimsel ne ben gidiyorum birazdan gidiyorum birazdan gideceğim

moment in a moment I'm going I will be going soon okay so I

tamam yani ortadan kaybolmam

will have to vanish I will disappear from your screen in about two minutes

gerekecek yaklaşık iki dakika sonra ekrandan kaybolacağım dakikalar

what is the main difference for you between virtual classes and the

sizin için sanal sınıflar ile

classroom classes to be honest with you for me it's the same so so this is how I

sınıf sınıfları arasındaki temel fark nedir, size karşı dürüst olmak gerekirse benim için aynı, bu yüzden ben

when I worked in China I used to teach like this this is how I used to teach I

Çin'de çalışırken böyle öğretirdim, eskiden böyle öğretirdim ben

used to teach in a very vivid way I used to always get my students involved in

çok canlı bir şekilde öğretirdim eskiden yaptığım derslere öğrencilerimi hep dahil ederdim

the lessons I did so that was something I I've always done it I've always done

yani öyle bir şeydi ki hep yaptım

that I've always done that thing

hep yaptım o şeyi hep

in fact I became a victim of my own success in China because everyone wanted

yaptım aslında Çin'de kendi başarımın kurbanıyım çünkü herkes benim kendi

me to appear in their school my my school used to get phone calls from

okulunda görünmemi istiyordu benim okulum insanlardan merhaba diyen telefonlar alırdı beni

people saying hello you don't know me but I'm a school very far away from

tanımıyorsun ama ben bir okulum bulunduğun yerden çok uzakta

where you are we hear you have an English man he's British can hear the

seni duyuyoruz bir İngiliz adama sahip olmak, o İngiliz, güvercini duyabiliyor

pigeon and so lots of people wanted me to visit their schools and give lectures

ve pek çok insan okullarını ziyaret etmemi, dersler vermemi

and talks and so that's what I did so quite often I used to go away and I

ve konuşmalar yapmamı istedi ve bu yüzden sık sık yaptığım şey buydu, uzaklara giderdim ve

had to visit all of these different schools around the area where I was

tüm bu farklı okulları ziyaret etmek zorunda kaldım Çin'de çalıştığım bölgenin çevresinde

working in China very busy time it was a very busy time can you hear the pigeon

çok yoğun bir zaman çok yoğun bir zamandı güvercinin

pigeon is saying hello I'm going now it is time to say goodbye

merhaba dediğini duyabiliyor musunuz ben gidiyorum şimdi hoşçakal deme

it is time to say I'd y'all I'd you to you and you are you I will see you

zamanı hepinize deme zamanı sana ve sen sensin

tomorrow yes I'm back tomorrow 2 p.m. UK time we are doing another strange

yarın görüşürüz evet yarın 2'de dönüyorum. İngiltere saati yarın başka bir

another strange extra English lesson tomorrow

garip ekstra İngilizce dersi daha yapıyoruz

what is your life behind the scenes my life I'm sure you don't want to know

perde arkasındaki hayatın nedir hayatım eminim

about my life it's not pretty it's not pretty at all say goodbye to the pigeons

benim hayatım hakkında bilmek istemezsin güzel değil hiç güzel değil güvercinlere veda et

by pigeons see you later there he goes did you see the pigeon

güvercinler sonra görüşürüz oraya gidiyor güvercinin

flew away I think he's looking for a girlfriend

uçup gittiğini gördünüz mü sanırım o bir kız arkadaş arıyor

see you later take care everyone you were a VIP in

sonra görüşürüz herkese iyi bakın siz Çin'de VIP'siniz

China yes actually I was actually was a VIP in China I had my own driver can you

evet aslında ben Çin'de VIP'ydim kendi şoförüm vardı yapabilir misiniz

believe it I had a driver it's very strange when I think about it now but

inanın bir şoförüm vardı şimdi düşününce çok garip ama

yes I was on television in China I used to go to lots of government meetings I

evet Çin'de televizyondaydım bir sürü hükümet toplantısına giderdim yaşadığım bölgedeki

would sit with some of the most powerful people in the area where I was living

en güçlü insanlardan bazılarıyla otururdum

and wished to sit and have these meetings very strange it was a very

ve oturup bu toplantıları yapmayı diledim çok garip çok

strange period of time but now of course my life has become a little bit more

garip bir zaman dilimiydi ama şimdi tabi hayatım biraz daha

relaxed because I'm out now I'm getting older you see I have to start taking it

rahatladı çünkü artık dışarıdayım yaşlandım görüyorsunuz ya ağırdan almaya başlamalıyım

easy that's what happens that's what happens

ne olur ne olur

thank you very much for your company I am going now I've been here for two

arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim şimdi gidiyorum iki saattir buradayım

hours I can't believe it thank you mr. Duncan

inanamıyorum teşekkür ederim bey Duncan,

we appreciate your effort thank you everyone for your lovely company today I

çabanızı takdir ediyoruz, bugünkü güzel arkadaşlığınız için herkese teşekkür ederim,

hope you've enjoyed it I am going now I'm going into the house I will have a

umarım beğenmişsinizdir, şimdi gidiyorum, eve gidiyorum, bir

cup of tea I will make a cup of tea for his lordship up there in the office and

fincan çay içeceğim, orada lord hazretleri için bir fincan çay yapacağım. ofiste ve

then I will see you tomorrow and back with you tomorrow 2:00 p.m. UK

sonra yarın görüşürüz ve yarın öğleden sonra 2:00'de seninle dönerim. İngiltere

time will I be in the garden or will I be somewhere else

saatiyle bahçede mi olacağım yoksa başka bir yerde mi olacağım

tune in tomorrow and find out you are so histrionic mr. Duncan what

ve yarın çok dramatik olduğunuzu öğreneceğim Bay. Duncan,

did you study at college I always like to be interested in many things

üniversitede ne okudun, her zaman pek çok şeyle ilgilenmeyi severim,

so as I've gone through life I've realized that I never know enough about

bu yüzden hayatım boyunca hiçbir şey hakkında yeterince bilgim olmadığını fark ettim,

things there's always something interesting that you can learn and find

her zaman öğrenebileceğin ve

out as you go through life even at this point many many many years after I

ilerledikçe keşfedebileceğin ilginç bir şeyler vardır. hayat bu noktada bile örgün eğitimimi bitirdikten çok uzun yıllar sonra

finished my formal education I'm still here Lu

hala buradayım

things you never stop learning and that probably is the best piece of advice I

öğrenmeyi asla bırakmadığınız şeyler ve bu muhtemelen

can give anyone in this world never stop learning whatever it is whatever it is

bu dünyadaki herhangi birine verebileceğim en iyi tavsiye, ne olursa olsun öğrenmekten asla vazgeçmeyin

keep your eyes open your ears open keep your mind active always learn new things

gözlerini açık tut kulaklarını açık zihnini aktif tut her zaman yeni şeyler öğren

because there is always something new to learn thank you very much I'm definitely

çünkü her zaman öğrenecek yeni bir şeyler vardır çok teşekkür ederim kesinlikle

going I will go over there you see I'm going to go over there into the house to

gidiyorum oraya gideceğim görüyorsun oraya ev

have a cup of tea Thank You Tamas thank you very much for all of your company

bir fincan çay içmek için Teşekkürler Tamas, tüm refakatiniz için çok teşekkür ederim

don't forget I'm here tomorrow 2:00 p.m. UK time

unutmayın yarın 14:00'da buradayım. İngiltere saati,

this is mr. Duncan for the final time saying thanks for watching thanks for

bu bay. Duncan son kez izlediğiniz için teşekkürler diyor

joining me today have a super day enjoy the rest of your Monday whatever you are

bugün bana katıldığınız için teşekkürler süper bir gün geçirin pazartesinizin geri kalanının tadını çıkarın

doing do it with a smile on your face and a spring in your step and I will see

you tomorrow and of course until the next time we

elbette

meet here on YouTube you know what's coming next

YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar sırada ne olduğunu biliyorsunuz

yes you do until tomorrow 2:00 p.m. UK time I'm going now I'm sorry don't shout at me, don't shout at me...

evet yarın saat 14:00'e kadar yapabilirsiniz. İngiltere zamanı şimdi gidiyorum özür dilerim bana bağırma, bana bağırma...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)