Learn the English Phrases "to come up with" and "to come and go"

In this English lesson I wanted to help you learn the English phrase to come up with.

Bu İngilizce dersinde, bulabileceğin İngilizce cümleyi öğrenmene yardım etmek istedim.

But before I talk about it, sorry, I know you've been enjoying the lessons

Ama bunun hakkında konuşmadan önce üzgünüm, benim kasabamdaki derslerden zevk aldığını biliyorum

in my local town.

.

Today I'm just out here in the countryside.

Bugün burada kırsaldayım.

Or am I?

Yada ben mi?

What if I was to turn the camera?

Ya kamerayı çevirseydim?

You would then see that I'm actually on the edge of town.

O zaman aslında şehrin sınırında olduğumu göreceksin.

I kind of tricked you a bit. But anyways, back to the lesson.

Seni biraz kandırdım. Ama neyse, derse geri dönelim.

We'll walk in a bit.

Birazdan yürüyeceğiz.

To come up with means to think of something.

Gelmek, bir şey düşünmek demektir.

When you're talking with someone, sometimes you have to come up with topics.

Biriyle konuşurken bazen konu açmanız gerekir.

You have to think of things to talk about.

Konuşacak şeyler düşünmelisin.

Sometimes in school, the teacher will ask students

Bazen okulda öğretmen öğrencilerden

to come up with new ideas or to come up with the answer.

yeni fikirler bulmalarını veya cevap bulmalarını ister. Bu

So the phrase to come up with simply means to think of something.

nedenle, gelmek ifadesi basitçe bir şey düşünmek anlamına gelir.

I have to regularly come up with ideas for these English lessons.

Bu İngilizce dersleri için düzenli olarak fikirler bulmam gerekiyor.

I sit.

Bu mu.

Usually if I'm sitting somewhere and I'm bored, I spend the time

Genellikle bir yerde oturuyorsam ve canım sıkılıyorsa,

just thinking so that I can come up with some new ideas.

yeni fikirler bulabilmek için zamanımı sadece düşünerek geçiririm. Bugün size

The second phrase I wanted to teach you today is the phrase to come and go.

öğretmek istediğim ikinci cümle, gelip gitmek ifadesidir.

When you say that something is going to come and go,

Bir şeyin gelip gideceğini söylediğinizde,

it means it's going to happen and then go away.

bunun olacağı ve sonra gideceği anlamına gelir.

Probably the best example I can give of this is pain.

Muhtemelen buna verebileceğim en iyi örnek acıdır.

Sometimes when you have pain, it will come and go.

Bazen ağrınız olduğunda gelir ve gider.

I folded this up.

Bunu katladım.

I should show you.

sana göstermeliyim

Sometimes when you have pain, it will come and go.

Bazen ağrınız olduğunda gelir ve gider.

Is that the right side? Yes, it is.

Bu sağ taraf mı? Evet öyle.

I had this a lot

Bunu

a few years ago when I was having some medical problems.

birkaç yıl önce bazı tıbbi problemler yaşarken çok yaşadım.

I had pain and it would just come and go.

Ağrım vardı ve gelip gidiyordu.

Sometimes I would have pain and then sometimes it would go away, and then it would come back.

Bazen ağrım olurdu ve bazen geçerdi ve sonra geri gelirdi.

It would come and go.

Gelir ve giderdi.

So anyways, to review, now that I've crumpled up my paper, when you say

Her neyse, gözden geçirmek için, şimdi makalemi buruşturdum,

that you are going to come up with something it means you're going to think of something.

bir şey bulacağını söylediğinde, bu bir şey düşüneceğin anlamına geliyor.

Maybe you're going to try and come up with a funny thing to say in your next conversation.

Belki bir sonraki sohbetinizde söyleyecek komik bir şey bulmaya çalışacaksınız.

And when we use the phrase to come and go, we're talking

Ve gelip gitmek için ifadeyi kullandığımızda,

about something that happens and then doesn't happen and then happens again.

olan ve sonra olmayan ve sonra tekrar olan bir şeyden bahsediyoruz.

Pain's a good example.

Ağrı iyi bir örnektir.

I'm trying to think of another one.

Başka birini düşünmeye çalışıyorum.

You can use it for people as well.

İnsanlar için de kullanabilirsiniz.

Like, Oh, he just kind of comes and goes as he pleases.

Mesela, Oh, o istediği gibi gelir ve gider.

That would be one.

But hey, let's look at a comment from a previous video.

Bu bir olurdu.

Ama hey, önceki bir videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Judit.

Bu yorum Judit'ten.

Thanks for the view of a Canadian town and my response?

Bir Kanada kasabasının görünümü ve yanıtım için teşekkürler? Bugün

I'll try and find another good place to go today.

gidecek başka güzel bir yer bulmaya çalışacağım .

I am enjoying finding places to go.

Gidecek yer bulmanın tadını çıkarıyorum.

It's really no worry and no bother.

Gerçekten endişe ve zahmet yok.

I am enjoying finding different places in my town

to just pop pop out from work for a bit and make a little video.

İşten biraz dışarı çıkıp küçük bir video çekmek için kasabamda farklı yerler bulmanın tadını çıkarıyorum.

So today we're once again in another

Yani bugün bir kez daha

what we would call subdivision.

alt bölüm dediğimiz başka bir yerdeyiz. Bu

By the way, this is the playground in the small park.

arada burası küçük parktaki oyun alanı.

And you can see here some of the houses.

Ve burada bazı evleri görebilirsiniz.

These are somewhat big, actually.

Bunlar biraz büyük aslında. Daha

I thought they were smaller.

küçük olduklarını sanıyordum.

Maybe I drove too far.

Belki de çok uzağa sürdüm.

My plan was to show you some more modest size houses today.

Planım bugün size biraz daha mütevazi evler göstermekti. Kasabada yaşamaya karar verirsek

Some houses that are more

the size that Jen and I would be able to afford

Jen ve benim karşılayabileceğimizden daha büyük olan bazı evler ki bu

if we decided to live in town, which will probably never happen by the way.

arada bu muhtemelen asla gerçekleşmeyecek.

We're too happy living out in the country.

Taşrada yaşamaktan çok mutluyuz.

Oh, and here's a sign for you to read.

Oh, ve işte okuman için bir işaret.

I'm sure you can figure out what this means.

Eminim bunun ne anlama geldiğini anlayabilirsiniz.

It means if you drive down this road, there is no way

Yani bu yoldan aşağı inerseniz,

to get out at the other end.

diğer taraftan çıkmanın bir yolu yoktur.

You'll have to turn around.

Arkanı dönmen gerekecek.

We would actually call this a cul-de-sac in English.

Aslında buna İngilizce'de bir çıkmaz sokak derdik .

So as you go to the end, there's just a circle.

Sona doğru gittiğinizde, sadece bir daire var. Size

I'm not sure I'll get there fast enough to show you.

gösterecek kadar hızlı varabileceğimden emin değilim.

But if you look at the end,

Ama sonuna bakarsanız,

there's just a few houses, and then you can kind of

sadece birkaç ev var ve sonra aracınızı bir şekilde

turn your vehicle around and come back out again.

döndürüp tekrar dışarı çıkabilirsiniz.

So technically, there is an exit.

Yani teknik olarak bir çıkış var.

The exit is just the same, the same place where you came in.

Çıkış aynı, geldiğiniz yerle aynı.

So the entrance and the exit are the same thing.

Yani giriş ve çıkış aynı şey.

Anyways, thanks for watching.

Her neyse, izlediğiniz için teşekkürler.

Thanks for hanging out with me.

Benimle takıldığın için teşekkürler.

Sorry, I tried to trick you at the beginning, but it's always fun to do things like that,

Üzgünüm, başta seni kandırmaya çalıştım ama böyle şeyler yapmak benim için her zaman eğlencelidir

for me.

I'll see you in a couple of days with another short English lesson. Bye.

.

Birkaç gün sonra başka bir kısa İngilizce dersi ile görüşürüz. Hoşçakal.