We Need Leaders Who Boldly Champion Inclusion | June Sarpong | TED

36,086 views ・ 2022-11-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Burak Yildiz Gözden geçirme: Yiğit Yıldırım
00:04
When we think of our modern-day, successful entrepreneurs
0
4543
4045
Günümüzün başarılı girişimcilerini ve kurumsal liderlerini düşündüğümüzde,
00:08
and corporate leaders,
1
8630
1960
hepsinin ortak noktası
00:10
the thing they all have in common
2
10590
1919
rekabeti alt etmek,
00:12
is they excel at the general cut and thrust of business:
3
12551
4087
kâr hanesini büyütmek, üstün bir ürün
00:16
outsmarting the competition,
4
16680
2085
ya da hizmet yaratmak dahil olmak üzere
00:18
growing the bottom line,
5
18807
2002
işlerin genel gidişatında
00:20
creating a superior product or service.
6
20809
2753
çok başarılılar.
00:24
But to become a business rock star,
7
24354
3086
Ancak iş dünyasının rock yıldızı olmak için,
00:27
that rarefied category of a name we all know and admire,
8
27440
4296
hepimizin bildiği ve hayranlık duyduğu o değerli isim kategorisine girmek için
00:31
you need something else.
9
31778
1710
başka bir şeye daha ihtiyacınız var.
00:33
General good business acumen isn't enough.
10
33530
2711
Genel olarak iyi bir iş zekası yeterli değil.
00:36
The thing the rock stars all have in common
11
36741
3629
Rock yıldızlarının hepsinin ortak noktası,
00:40
is they disrupt business as usual.
12
40370
2586
alışılagelmiş işleri bozmalarıdır.
00:43
They look at things the way they are,
13
43540
1835
Her şeye olduğu gibi bakarlar ve
00:45
and say to themselves, "Nah, that's not it."
14
45417
3336
kendi kendilerine “Hayır, öyle değil” derler.
00:49
Consider how we used to search, and how cumbersome the process was.
15
49671
4588
Eskiden nasıl arama yaptığımızı ve sürecin
ne kadar zahmetli olduğunu düşünün.
00:54
Sergey Brin and Larry Page
16
54676
1752
Sergey Brin ve Larry Page,
00:56
completely transformed the way we find things and each other,
17
56469
4296
bir şeyleri ve birbirimizi bulma şeklimizi ve hatta bir şeyleri
01:00
and even how we buy things.
18
60807
2377
satın alma şeklimizi tamamen değiştirdi.
01:03
And what about coffee?
19
63184
1419
Peki ya kahve?
01:04
For many of us, our morning brew was a rather dull experience,
20
64603
4087
Howard Schultz, süslü, çeşitli ve sosyal kahve isteyen
01:08
until Howard Schultz built Starbucks
21
68732
2127
bir insan topluluğu için Starbucks’ı kurana kadar,
01:10
for a community of people who wanted fancy, varied, social coffee.
22
70900
5339
çoğumuz için sabah kahvemiz oldukça sıkıcı bir deneyimdi.
01:16
And of course, I can’t forget Bill Gates and Steve Jobs:
23
76906
3838
Tabii ki Bill Gates ve Steve Jobs’u unutamam:
01:20
two men who took computers from nerdy labs and into our homes
24
80785
4380
Bilgisayarları nerdy laboratuvarlarından alıp evlerimize
ve Jobs örneğinde olduğu gibi avuçlarımıza taşıyan iki adam.
01:25
and, in the case of Jobs, our palms too.
25
85206
3421
01:29
Now I know what some of you are thinking.
26
89669
2211
Şimdi bazılarınızın ne düşündüğünü biliyorum.
01:31
Don't worry, I will be coming to that in a minute.
27
91921
2837
Merak etmeyin, birazdan o konuya geleceğim.
01:35
So if -- I know what you're thinking.
28
95634
3044
Eğer, ne düşündüğünüzü biliyorum.
01:38
(Laughter)
29
98678
2544
(Gülüşmeler)
01:41
So if innovators like these can do all this,
30
101264
3754
Eğer bu gibi yenilikçiler tüm bunları yapabiliyorsa,
01:45
then I believe they are up for a new challenge.
31
105060
2794
o zaman yeni bir meydan okumaya hazır olduklarına inanıyorum.
01:47
A challenge that no one in business has fully cracked yet.
32
107896
3628
İş dünyasında henüz kimsenin tam olarak çözemediği bir zorluk.
01:51
So today, I want to talk to you about why I think,
33
111858
4087
Bugün sizlerle neden kapsayıcılık konusunda bir rock yıldızına
01:55
why I feel,
34
115945
1752
ihtiyacımız olduğunu düşündüğüm
01:57
we need a rock star of inclusion.
35
117739
2544
ve hissettiğim hakkında konuşmak istiyorum.
02:00
The diversity and inclusion agenda is one that most of us are sold on.
36
120992
4463
Çeşitlilik ve kapsayıcılık gündemi çoğumuzun kabul ettiği bir gündem.
02:05
We know it boosts creativity and profits and generally makes our lives richer.
37
125497
4713
Yaratıcılığı ile kârı artırdığını ve genellikle
hayatımızı zenginleştirdiğini biliyoruz.
02:10
We've known this for a very long time,
38
130585
2044
Bunu çok uzun zamandır biliyoruz,
02:12
but if we're honest, progress has been slow.
39
132671
2794
ancak dürüst olmak gerekirse ilerleme yavaş oldu.
02:16
Nearly 90 percent of Fortune 500 CEOs are white males.
40
136257
6298
Fortune 500 CEO’larının yaklaşık yüzde 90′ı beyaz erkeklerden oluşuyor.
02:23
And in the UK, where I'm from,
41
143181
2085
Geldiğim yer olan Birleşik Krallık’ta ise
02:25
they account for 90.4 percent of the top 20 roles in FTSE 100 companies.
42
145266
6465
FTSE 100 şirketlerindeki ilk 20 pozisyonun
yüzde 90,4′ünü beyaz erkekler oluşturuyor.
02:32
Now that's the status quo that is ripe for disruption.
43
152273
3712
İşte bu, yıkım için olgunlaşmış mevcut bir durum.
02:37
Disruptors are not afraid of doing the difficult.
44
157153
3587
Yıkıcılar zor olanı yapmaktan korkmazlar.
02:41
They push through discomfort.
45
161157
2294
Rahatsızlıkların üstesinden gelirler.
02:43
When others doubt, they see a better, more exciting, new way --
46
163451
5756
Diğerleri şüphe duyduğunda, Daha iyi, daha heyecan verici,
02:49
a new way that others then emulate,
47
169207
3212
yeni bir yol görürler, başkalarının da taklit edeceği,
02:52
a new way that eventually becomes the norm.
48
172460
2336
sonunda norm haline gelecek yeni bir yol.
02:55
When it comes to diversity and inclusion,
49
175547
2002
Çeşitlilik ve kapsayıcılık söz konusu olduğunda,
02:57
we need bold disruptors who are uncomfortable with the status quo,
50
177590
4630
mevcut durum kendilerine fayda sağlasa bile,
03:02
even if the status quo benefits them --
51
182262
2377
mevcut durumdan rahatsız olan cesur bozuculara ihtiyaç duyuyoruz.
03:04
in fact, especially if the status quo benefits them.
52
184681
3920
Hatta, özellikle de mevcut durum onlara fayda sağlıyorsa
03:09
Now the general thinking about DEI
53
189352
2252
DEI ile ilgili genel düşünce,
03:11
is that we have to get comfortable having uncomfortable conversations.
54
191646
3670
rahatsız edici konuşmalar yapmak konusunda rahat olmamız gerektiği.
03:15
But there's a step before that's often overlooked.
55
195650
2503
Ancak bunun öncesinde genellikle gözden kaçan bir adım vardır.
03:18
Before uncomfortable conversations must come uncomfortable connections.
56
198653
5172
Rahatsız edici konuşmalardan önce rahatsız edici bağlantılar gelmelidir.
03:24
And that's something I know a little about.
57
204409
2127
Bu konuda biraz bilgim var.
03:27
I get paid -- sometimes, anyway.
58
207245
2961
En azından bazen para alıyorum.
03:30
(Laughter)
59
210248
1001
(Gülüşmeler)
03:31
I get paid to do the two things that most people are uncomfortable doing:
60
211291
5922
Çoğu insanın yapmaktan rahatsız olduğu iki şeyi yapmak için para alıyorum:
03:37
public speaking and talking to strangers.
61
217213
2962
topluluk önünde konuşma ve yabancılarla konuşma.
03:40
Now the thing is, when I was a kid, my report card read "must talk less."
62
220508
4421
Mesele şu ki, ben çocukken karnemde “daha az konuşmalısın” yazıyordu.
03:44
Luckily, I didn't listen.
63
224971
1710
Neyse ki ben dinlemedim.
03:46
So for the past 25 years, I have been working in television --
64
226723
4379
Yani geçen son 25 yılda, televizyonda ilk programcı olarak,
03:51
first as an on-air talent,
65
231102
1335
zamanında ise DEI’ye
03:52
more recently as an executive focusing on DEI.
66
232479
4087
odaklanan bir yönetici olarak çalışıyorum.
03:57
My work as a host has meant
67
237066
1460
Ev sahibi olarak çalışmak,
03:58
that I've had to learn how to build meaningful connections quickly,
68
238568
4254
çok farklı geçmişlerden gelen her türlü insanla hızlı bir şekilde
04:02
with all kinds of people from very different backgrounds.
69
242822
3754
anlamlı bağlantılar kurmayı öğrenmem gerektiği anlamına geliyordu.
04:06
But it hasn't always been easy.
70
246576
1585
Ancak bu her zaman kolay olmadı.
04:08
There are neurological and anthropological reasons
71
248578
3170
Bize kendimizi hatırlatan insanlara yönelmemizin
04:11
why we gravitate towards people that remind us of ourselves.
72
251748
3837
nörolojik ve antropolojik nedenleri var.
04:16
There are unspoken codes of familiarity,
73
256127
2753
Söylenmemiş aşinalık kodları, kendinizi güvende
04:18
codes that make us feel safe.
74
258922
1918
hissetmemizi sağlayan kodlar vardır.
04:21
We see this everywhere: at conferences, lunch halls, parties,
75
261257
4463
Bunu her yerde görüyoruz: konferanslarda, yemek salonlarında,
04:25
even places of worship.
76
265762
2169
partilerde, hatta ibadet yerlerinde.
04:28
Now, there's a palpable feeling you get when you don't connect with someone.
77
268973
4588
Şimdi, biriyle bağlantı kuramadığınızda hissettiğiniz elle tutulur bir duygu var.
04:33
Don’t worry, I connect with you.
78
273561
3212
Merak etmeyin, sizinle bağlantı kuruyorum.
04:36
It's awkward, it's horrible, and you just want it to be over.
79
276773
4880
Tuhaf, korkunç ve sadece bitmesini istersiniz.
04:42
But if you push through to find common ground,
80
282362
2752
Ancak ortak bir zemin bulmayı zorlarsanız,
04:45
even if it's small,
81
285114
1752
sadece atılım yapmak için
04:46
just to get to the breakthrough,
82
286866
2211
küçük bile olsa,
04:49
that's when the magic happens,
83
289077
2127
işte o zaman sihir gerçekleşir
04:51
and something changes in both people.
84
291246
2586
ve her iki kişide de bir şeyler değişir.
04:54
A game-changing moment came for me early on in my career,
85
294707
3337
Kariyerimin başlarında, isimsiz yüksek profilli bir aktrisle
04:58
when I was interviewing a high-profile actress, who shall remain nameless.
86
298044
4254
röportaj yaparken benim için oyunun kurallarını değiştiren bir an geldi.
05:02
She was starring in a movie
87
302674
1710
O dönemde oldukça tartışmalı
05:04
that was considered quite controversial at the time,
88
304425
3379
kabul edilen bir filmde oynuyordu
05:07
and as a result had been subjected to countless insulting interviews.
89
307846
4129
ve sonuç olarak sayısız hakaret içeren röportaja maruz kalmıştı.
05:12
So by the time I got round to her, things were tense.
90
312308
3837
Bu yüzden ona ulaştığımda işler gergindi.
05:16
And to make matters worse,
91
316187
1251
Daha da kötüsü,
05:17
we had absolutely nothing in common to fall back on,
92
317438
4046
onun yüksek profilli bir aktris, benim ise
05:21
with her being a high-profile A-list actress,
93
321526
3420
gelecek vaat eden bir sunucu olmam nedeniyle,
05:24
and me an up-and-coming host.
94
324946
2544
hiçbir ortak noktamız yoktu.
05:28
In that moment, I knew I had two choices.
95
328074
2753
O anda iki seçeneğim olduğunu biliyordum.
05:30
One, to carry on as we were,
96
330869
1668
Birincisi, olduğumuz gibi
05:32
which would have been very uncomfortable for us both,
97
332537
2544
sürdürmek bu ikimiz için de çok rahatsız edici olurdu
05:35
and probably ended in the interview being cut short.
98
335081
3378
ve muhtemelen görüşmenin kısa kesilmesiyle sonuçlanırdı.
05:38
Or two, try and find a breakthrough.
99
338459
3254
Ya da iki, bir çıkış yolu bulmaya çalışın.
05:42
Now this was a well-seasoned actress,
100
342422
2502
Şimdi bu tecrübeli bir oyuncuydu
05:44
and it wasn't a particularly big-budget movie,
101
344924
2836
ve özellikle büyük bütçeli bir film değildi,
05:47
so I knew there had to be a bigger reason
102
347802
2044
Bu yüzden rolü neden kabul ettiğine dair
05:49
as to why she'd accepted the role in the first place.
103
349888
3294
daha büyük bir neden olması gerektiğini biliyordum.
05:53
So I decided to focus on the character, rather than the controversy,
104
353516
4963
Bu yüzden tartışmalardan ziyade karaktere odaklanmaya karar verdim,
05:58
and she immediately opened up.
105
358521
2127
o da hemen içini döktü.
06:00
And we were able to have a deep and thoughtful conversation
106
360648
3837
İkimiz için de gerçekten keyifli olan derin
06:04
that was actually enjoyable for us both,
107
364527
2461
ve düşünceli bir sohbet yapabildik,
06:07
and she even thanked me at the end.
108
367030
1918
sonunda bana teşekkür bile etti.
06:09
I learned so much from that encounter,
109
369991
3462
Bu karşılaşmadan, rahatsız edici bir bağlantıdan
06:13
in terms of what can happen when you don't give up
110
373453
3128
vazgeçmediğinizde neler olabileceği
06:16
on an uncomfortable connection,
111
376623
2294
ve bunun her iki kişi için de
06:18
and how powerful it can be for both people.
112
378958
2795
ne kadar güçlü olabileceği konusunda çok şey öğrendim.
06:22
To this very day, that moment still serves as a template for me
113
382420
4254
O gün bugündür, kendimi benzer bir durumda bulduğunda
06:26
of what to do whenever I find myself in a similar situation.
114
386716
4213
ne yapmam gerektiği konusunda bana bir şablon görevi görüyor.
06:31
Now if we are to move society forward, this is a journey we all have to make.
115
391846
5923
Eğer toplumu ileriye taşıyacaksak, bu hepimizin yapması gereken bir yolculuk.
06:38
However, I believe when it comes to the workplace,
116
398186
4296
Ancak, işyeri söz konusu olduğunda, en büyük sıçramayı önce
06:42
those with the most power and agency must make the biggest leap first.
117
402482
5338
en fazla güce ve yetkiye sahip olanların yapması gerektiğine inanıyorum.
06:48
Let me tell you about John Landgraf,
118
408363
2085
Size FX’in CEO’su John Landgraf’tan
06:50
the CEO of FX.
119
410448
1877
bahsetmeme izin verin.
06:52
In 2015, Variety magazine wrote a scathing article
120
412909
5338
2015 yılında Variety dergisi, Amerika’da yönetmenler açısından
06:58
about the least diverse networks in America,
121
418289
2795
en az çeşitliliğe sahip kanallar hakkında
07:01
in relation to directors.
122
421084
1668
sert bir makale yazdı.
07:03
And at the bottom of what was a pretty bad list
123
423211
2961
Oldukça kötü olan listenin en sonunda
07:06
was FX.
124
426172
1168
FX vardı.
07:07
Out of the 168 episodes that had aired on FX and FXX
125
427799
6047
FX ve FXX kanallarında 2014-2015 yılları arasında
07:13
between 2014 and 2015,
126
433846
3337
yayınlanan 168 bölümün yüzde 88′i beyaz erkekler,
07:17
88 percent were directed by white men,
127
437225
4004
yüzde 5′i beyaz kadınlar,
07:21
five percent by white women,
128
441270
2420
yüzde 7′si beyaz olmayan erkekler
07:23
seven percent by men of color
129
443690
2627
ve yüzde sıfır’ı beyaz olmayan
07:26
and zero percent by women of color.
130
446317
3170
kadınlar yönetilmişti.
07:30
What happened next was interesting.
131
450446
2419
Bundan sonra olanlar ilginçti.
07:32
Instead of doing the usual corporate thing of trying to defend the indefensible,
132
452907
4546
Landgraf her zamanki kurumsal tavrıyla savunulamaz olanı
07:37
rather, Landgraf held up his hand
133
457453
2920
savunmaya çalışmak yerine elini kaldırıp
07:40
and pledged to diverse creatives that he was going to act,
134
460373
3670
farklı kreatiflere harekete geçeceğine ve bu konuda
07:44
and act quickly at that.
135
464043
1710
hızlı davranacağına dair söz verdi.
07:46
So he and his team set about putting together a concrete plan,
136
466254
3754
Böylece O ve ekibi, müzik videoları, reklamcılık ve tiyatro gibi
07:50
which included a significant financial investment in diverse creatives
137
470008
4754
aktarılabilir becerilerin olduğu sektörlerden farklı yaratıcıları bulmak,
07:54
and in their suppliers,
138
474804
2002
işe almak, beslemek ve geliştirmek için
07:56
to find, hire, nurture and develop diverse creatives
139
476848
4337
farklı yaratıcılara ve tedarikçilerine
08:01
from industries where there were transferable skills,
140
481185
2878
önemli bir finansal yatırım içeren
08:04
such as music videos, advertising and theater.
141
484063
3170
somut bir plan oluşturmaya başladı.
08:08
Within a year,
142
488317
1836
Landgraf bir yıl içinde FX’i
08:10
Landgraf had turned FX from being the least diverse network in America
143
490820
6840
Amerika’nın en az çeşitliliğe sahip kanalı olmaktan çıkarıp en çok çeşitliliğe sahip
08:17
to one of the most.
144
497702
1543
kanallardan biri haline getirdi.
08:19
And they had also managed to increase their diverse directing pool
145
499287
4671
Ayrıca çeşitlilik içeren yönetmen havuzunu da yarıdan biraz
08:23
to just over half.
146
503958
1710
fazlasına çıkarmayı başardılar.
08:26
Critical and commercial success would follow,
147
506377
4713
Bunu “Atlanta” ve “Better Things” gibi
08:31
with hits such as "Atlanta" and "Better Things."
148
511090
3212
hit dizilerle eleştirel ve ticari başarı takip edecekti.
08:34
And there would also be an upsurge in paid subscriptions.
149
514343
3713
Ücretli aboneliklerde de bir artış olacaktı.
08:38
All because Landgraf stopped following the crowd
150
518681
4213
Tüm bunlar Landgraf’ın kalabalığı takip etmeyi bırakıp
08:42
and instead decided to disrupt in an inclusive way.
151
522894
4671
kapsayıcı bir şekilde yıkmaya karar vermesi sayesinde oldu.
08:49
I would call that rock-star behavior, just saying.
152
529192
3003
Ben buna rock yıldızı davranışı derdim, sadece söylüyorum.
08:52
(Laughs)
153
532195
2127
(Gülüşmeler)
08:54
Now someone else that I think is already a rock star in more ways than one
154
534363
5089
Bence halihazırda birden fazla açıdan rock yıldızı olan bir başka kişi de
08:59
is Gareth Southgate,
155
539494
1918
İngiltere erkek
09:01
the current England men's team football manager.
156
541412
3170
futbol takımı teknik direktörü Gareth Southgate.
09:04
Now before becoming England manager,
157
544582
1919
Southgate, İngiltere teknik direktörü
09:06
Southgate was a soccer player himself, in the early 1990s and 2000s,
158
546501
6006
olmadan önce 1990′lı ve 2000′li yılların başında kendisi de bir futbol oyuncusuydu
09:12
and witnessed firsthand the racist abuse
159
552507
3169
ve siyahi meslektaşlarının maruz kaldığı ırkçı tacizlere,
09:15
his colleagues of color were subjected to,
160
555718
2836
maçlar sırasında kendilerine atılan
09:18
with monkey chants being screamed at them during matches,
161
558596
4087
maymun tezahüratlarına ve sahaya atılan
09:22
and banana peels thrown onto the pitch.
162
562683
2628
muz kabuklarına ilk elden tanık oldu.
09:25
This searing knowledge would serve Southgate well
163
565728
3629
Bu keskin bilgi Southgate’e yeni nesil İngiliz oyuncuların
09:29
when he became the custodian of the careers
164
569357
2836
koruyucusu olduğunda
09:32
of a new generation of England players.
165
572235
3211
iyi hizmet edecekti.
09:35
He knew he wanted to create a better world for his players,
166
575947
3461
Oyuncuları için daha iyi bir dünya yaratmak istediğini biliyordu,
09:39
so he educated himself on racial injustice,
167
579450
3337
bu yüzden ırksal adaletsizlik konusunda kendini eğitti.
09:42
and then did the same with the whole team,
168
582829
2544
Sonra aynı şeyi tüm takım için yaptı
09:45
by bringing in Owen Eastwood, a New Zealand performance coach
169
585414
3754
ve Māori felsefesi whakapapa’nın modern yorumu olan
09:49
whose modern-day interpretation of the Māori philosophy, whakapapa --
170
589168
4755
“hepimiz birbirimize bağlıyız, bu yüzden hepimiz aitiz” anlayışını
09:53
"we are all connected, therefore we all belong" --
171
593965
3128
tüm takımın psikolojisine yerleştirecek olan
09:57
would become embedded in the psyches of the whole team.
172
597093
3336
Yeni Zelandalı performans koçu Owen Eastwood’u takımın başına getirdi.
10:01
Now, this England squad was like nothing the country had ever seen before.
173
601305
4630
Şimdi, bu İngiltere kadrosu ülkenin önceden gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu.
10:05
Vibrant with swagger -- as the young people would say --
174
605977
4129
Gençlerin deyimiyle, canlı ve havalı,
10:10
ethnically diverse and aligned to movements such as BLM.
175
610148
4713
etnik çeşitliliğe sahip ve BLM gibi hareketlerle uyumlu.
10:15
So when American players, led by Colin Kaepernick,
176
615278
3211
Colin Kaepernick’in başını çektiği Amerikalı oyuncular
10:18
decided to take the knee,
177
618489
2002
diz çökmeye karar verdiğinde,
10:20
Southgate’s players did so too, in solidarity.
178
620533
3837
Southgate’in oyuncuları da dayanışma için diz çöktü.
10:25
A public backlash ensued.
179
625371
2628
Kamuoyunda büyük bir tepki oluştu.
10:28
Rather than bow to public pressure,
180
628666
2586
Southgate, kamuoyu baskısına boyun eğmek yerine
10:31
Southgate penned an open letter to the nation,
181
631252
3295
ulusa açık bir mektup kaleme alarak
10:34
saying,
182
634547
1251
şunları söyledi:
10:35
"I have a responsibility to the wider community
183
635840
3587
“Toplumun geneline karşı sesimi duyurma sorumluluğum var,
10:39
to use my voice, and so do the players.
184
639427
2878
oyunculara karşı da öyle.
10:42
It's their duty to continue to interact with the public
185
642680
3921
Eşitlik, kapsayıcılık ve ırksal adaletsizlik gibi konularda
10:46
on matters such as equality, inclusivity and racial injustice,
186
646642
5256
halkla etkileşime girmeye devam etmek ve seslerinin gücünü kullanarak
10:51
while using the power of their voices to help put debates on the table,
187
651939
5089
tartışmaları masaya yatırmak,
10:57
raise awareness and educate."
188
657028
2544
farkındalık yaratmak ve eğitmek onların görevidir.″
11:00
There would soon be another moment of truth.
189
660031
3253
Kısa süre sonra başka bir gerçek anı daha olacaktı.
11:03
When three of his Black players --
190
663910
2252
Siyah oyuncularından üçü,
11:06
Marcus Rashford, Bukayo Saka and Jadon Sancho --
191
666204
4546
Marcus Rashford, Bukayo Saka ve Jadon Sancho,
11:10
missed their penalties in the Euro's finals.
192
670791
3504
Avrupa finallerinde penaltılarını kaçırdılar.
11:15
A barrage of torrid racist abuse would follow.
193
675129
4963
Ardından şiddetli ırkçı tacizler gelecekti ki.
11:20
Again, Southgate stepped up and not only defended his players,
194
680593
5547
Yine Southgate öne çıktı ve sadece oyuncularını savunmakla kalmadı,
11:26
but took the blame, as coach.
195
686140
2419
aynı zamanda koç olarak suçu da üstlendi.
11:29
And the beautiful thing that also happened
196
689310
3378
Güzel olan bir şey de,
11:32
was, because of the education piece that had gone before,
197
692688
4129
önceden yapılan eğitim çalışmaları nedeniyle,
11:36
the whole team rallied around the players,
198
696817
2962
tüm ekibin oyuncuların etrafında toplanması
11:39
seeing an attack on one as an attack on them all.
199
699820
3462
ve birine yapılan saldırıyı hepsine yapılmış olarak görmesiydi.
11:43
The unequivocal solidarity
200
703950
2752
Gareth Southgate’in
11:46
that Gareth Southgate has been able to create within this England team
201
706744
4129
bu İngiltere takımı içinde yaratmayı başardığı benzersiz dayanışma,
11:50
is truly a profile in courage.
202
710915
2294
gerçekten de bir cesaret örneğidir.
11:53
The level of emotional intelligence and understanding
203
713709
3546
Sergilediği duygusal zeka
11:57
that he has displayed
204
717296
1168
ve anlayış düzeyi,
11:58
means that he is now leading one of the most unified sports teams
205
718506
5255
şu anda modern zamanların en kenetlenmiş spor takımlarından birine
12:03
in modern times.
206
723803
1293
liderlik ettiği anlamına geliyor.
12:05
There's no reason this can't be a template for business too.
207
725846
3504
Bunun iş dünyası için de bir model olmaması için hiçbir neden yok.
12:10
There are hierarchies of inclusion that exist in every society,
208
730268
5338
Her toplumda, en üsttekilerin içeride,
12:15
with those at the top on the inside,
209
735606
3837
en alttakilerin ise dışarıda yer aldığı
12:19
and those at the bottom cast outside.
210
739485
3003
bir kapsayıcılık hiyerarşisi var.
12:23
I grew up in London as the daughter of African immigrants,
211
743739
4213
Afrikalı göçmenlerin kızı olarak Londra’da büyüdüm,
12:27
so I know what it feels like to disrupt the world the way it is,
212
747994
3878
bu yüzden dünyayı olduğu gibi bozmanın ve yarıp geçmenin
12:31
and to break through.
213
751872
1919
nasıl bir his olduğunu biliyorum.
12:33
As a working-class Black woman,
214
753791
2920
İşçi sınıfından siyahi bir kadın olarak,
12:36
somehow, I had a different vision for myself
215
756752
2795
bir noktada kendim hakkında dünyanın benim için
12:39
than the one the world had created for me.
216
759588
2837
yarattığından farklı bir vizyona sahiptim.
12:42
Fortunately, we are now starting to see more and more women of color progress.
217
762466
5047
Neyse ki artık giderek daha fazla sayıda beyaz olmayan kadının
ilerleme kaydettiğini görmeye başladık.
12:47
But it shouldn't be on us.
218
767513
1752
Ama bu bizim üzerimizde olmamalı.
12:49
Now I know many of you will have noticed --
219
769890
2044
Çoğunuzun fark etmiş olduğunu biliyorum
12:51
because I saw your faces, I know you did --
220
771976
2544
çünkü yüzlerinizi gördüm, biliyorum ki
12:54
that the list of business leaders that I opened my talk with
221
774520
4213
başladığım görüşmelerde iş dünyası liderleri listesinin tamamı
12:58
were all white men.
222
778733
1793
beyaz erkeklerden oluşuyordu.
13:01
And all white men from mainly affluent backgrounds, at that.
223
781444
4462
Hepsi de çoğunlukla varlıklı kesimlerden gelen beyaz erkekler.
13:06
That isn't a coincidence.
224
786782
1710
Bu bir tesadüf değil.
13:09
No one group has a monopoly on talent or ability,
225
789118
4755
Hiçbir grup yetenek ya da beceri konusunda tekel sahibi değil,
13:13
but as a result of the detrimental impact of imperialism and colonialism,
226
793914
5214
ancak emperyalizm ve sömürgeciliğin zararlı etkilerinin bir sonucu olarak,
13:19
up until very recently, at least from a Western perspective,
227
799128
4087
çok yakın zamana kadar, en azından Batı perspektifinden bakıldığında,
13:23
this group has had a monopoly on access and opportunity.
228
803257
4338
bu grup erişim ve fırsatlar üzerinde bir tekele sahip olmuştur.
13:28
We are heading into some very turbulent times economically,
229
808637
4338
Ekonomik olarak çok çalkantılı bir döneme doğru giriyoruz
13:32
and socially we’re at a crossroads, too.
230
812975
2669
ve sosyal olarak da bir dönüm noktasındayız.
13:36
In the past, difficult times
231
816437
2252
Geçmişte, zor zamanlar
13:38
has often meant that diversity and inclusion
232
818731
2252
genellikle çeşitlilik ve kapsayıcılığın
13:40
have been put on a back burner.
233
820983
2419
geri plana atılması anlamına geliyordu.
13:43
I would argue now is the time for us to dig deeper.
234
823402
3754
Şimdi daha derine inme zamanı olduğunu iddia ediyorum.
13:47
We know inclusion grows the bottom line,
235
827865
3128
Sonuçta, kapsayıcılığın kârlılığı artırdığını biliyoruz ve bunu
13:50
and the leaders who truly understand this will be the ones that not only win,
236
830993
6465
gerçekten anlayan liderler sadece kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda
13:57
but win the right way.
237
837500
1793
doğru şekilde kazanacaklar.
13:59
So these innovators, these guys,
238
839960
5214
Yani bu yenilikçiler, bu adamlar,
14:05
these rock stars who have taken on everything
239
845216
3795
bilgisayarlardan ticarete,
14:09
from computing, to commerce, to coffee --
240
849053
3462
kahveye kadar her şeyi ele alan bu rock yıldızlarının da
14:12
wouldn't it be cool to see them disrupt inequity too?
241
852556
3295
adaletsizliği bozduğunu görmek harika olmaz mıydı?
14:16
To look at the world the way it is,
242
856435
1835
Tıpkı Gareth ve John’un yaptığı gibi
14:18
just like Gareth and John did,
243
858270
3003
dünyaya olduğu gibi bakmak
14:21
and say to themselves,
244
861315
1752
ve kendi kendilerine
14:23
"Nah, that's not it."
245
863109
1668
“Hayır, ondan değil.” demek.
14:25
I don't know about you,
246
865653
1668
Sizi bilmem
14:27
but those are the kind of rock stars I want to see.
247
867321
3378
ama ben bu tür rock yıldızlarını görmek istiyorum.
14:30
Thank you.
248
870699
1252
Teşekkür ederim.
14:31
(Cheers and applause)
249
871992
3421
(Tezahüratlar ve alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7