It takes a community to eradicate hate | Wale Elegbede

48,919 views ・ 2021-01-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nihal Aksakal Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Four years ago, something profound happened in my life.
0
13052
3060
Dört yıl önce hayatımda çok etkili bir şey oldu.
00:16
I saw the fear and mental effects of racism, hate crimes and Islamaphobia
1
16136
3526
Irkçılığın, nefret suçlarının ve İslamofobinin toplumum üzerinde
00:19
was having on my community.
2
19686
1650
yarattığı korku ve zihinsel etkilerini gördüm.
00:21
I'm an American Muslim of Nigerian descent,
3
21959
2042
Nijeryalı Amerikalı bir Müslümanım
00:24
and growing up,
4
24025
1185
ve büyürken ailem bana
00:25
my parents instilled in me the importance of community
5
25234
2546
topluluğun ve başkalarına hizmet etmenin
00:27
and serving others.
6
27804
1291
önemini aşıladı.
00:29
My mom is fond of an African proverb from my Yoruba tribe which states,
7
29428
3686
Annem, Yoruba kabilemden gelen bir Afrika ata sözüne bayılır,
00:33
(In Yoruba) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ,”
8
33138
3053
(Yorubaca) "Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ,"
00:36
which translated means, "a single person gives birth to a child,
9
36215
3266
Bu, "Tek bir kişi bir çocuğu doğurur,
00:39
but every other person looks after the child."
10
39505
2231
ancak diğer herkes çocuğa bakar." anlamına gelir.
00:42
Now, the essence of this proverb is:
11
42085
2189
Şimdi, bu atasözünün özü şu:
00:44
even though a woman gives physical birth to each particular child,
12
44298
3406
Her bir çocuğu bir kadın doğursa bile,
00:47
the whole community plays an important role
13
47728
2020
tüm toplum her bir çocuğa bakmada
00:49
in looking after all children.
14
49772
1670
önemli bir rol oynar.
00:52
Growing up, it was not uncommon for me to come home
15
52230
2396
Büyürken eve gelip annemin
bütün mahalleye hazırlamış gibi yemek yaptığını görmek
00:54
and see my mom preparing a meal
16
54650
1525
00:56
for what felt like the entire neighborhood.
17
56199
2011
benim için alışılmadık bir şey değildi.
00:58
She routinely shared food with people struggling.
18
58234
2568
Her zaman yemeğini mücadele edenlerle paylaşırdı.
01:00
And I recall one day being angry as a teenager.
19
60826
2539
Gençliğimde bir gün kızgın olduğumu hatırlıyorum.
01:03
It was a hot day.
20
63389
1236
Çok sıcak bir gündü.
01:04
I'd just completed doing errands.
21
64649
1671
Ev işlerini tamamlamıştım.
01:06
I was looking forward to a nice home-cooked meal.
22
66344
2310
Ev yapımı bir yemeği iple çekiyordum.
01:08
But when I came home, there was little food left,
23
68678
2300
Fakat eve geldiğimde çok az yemek vardı,
01:11
because it had gone to the neighborhood kids again.
24
71002
2397
çünkü yine hepsi mahallenin çocuklarına verilmişti.
01:13
I was not happy.
25
73423
1152
Bu durumdan mutlu değildim.
01:14
I just wanted to come home,
26
74599
1295
Eve gelip
01:15
eat my fill.
27
75918
1234
karnımı doyurmak istemiştim.
01:17
My mom consoled me,
28
77735
1186
Annem beni avuttu
01:18
and I settled for smaller portions while she prepared another meal.
29
78945
3192
ve ben de o başka bir yemek hazırlarken az kalan diğer yemeği kabullendim.
01:22
Now, I certainly did not appreciate her that day
30
82767
2254
O gün onu kesinlikle takdir etmedim,
ancak daha sonra annemin toplumdaki ihtiyacı olan insanlar için
01:25
but later realized my mom was providing a safe space
31
85045
2456
01:27
and food for people in the community that needed it.
32
87525
2613
güvenli bir alan ve yiyecek sağladığını fark ettim.
01:30
(In Yoruba) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
33
90162
2765
(Yorubaca) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
01:32
She was looking after all the children.
34
92951
1910
Annem bütün çocuklara bakıyordu.
01:36
I came to the United States in 1999
35
96434
2495
1999 yılında Birleşik Devletler'e geldim
01:38
and attended the University of Wisconsin in the city of La Crosse,
36
98953
3875
ve Mississippi Nehri kıyısında yer alan güzel bir yer olan
01:42
a beautiful city located along the Mississippi River.
37
102852
2938
La Crosse şehrindeki Wisconsin Üniversitesi'ne gittim.
01:46
And La Crosse was lovely.
38
106319
1418
La Crosse çok güzeldi.
01:48
I mean, despite the frigid, subzero temperature
39
108104
2300
Demek istediğim, soğuk, sıfırın altı sıcaklığa
01:50
and lack of diversity,
40
110428
1556
ve çeşitlilik eksikliğine rağmen,
01:52
people were generally warm and caring.
41
112008
1995
insanlar genellikle sıcak ve şefkatliydi.
01:54
My biggest culture shock,
42
114375
1690
Yaşadığım en büyük kültür şoku,
01:56
despite the fact that I came during the summer,
43
116089
2212
yazın gelmiş olmama rağmen
01:58
was seeing people sunbathing and laying out on lawns.
44
118325
2528
insanların çimenlere uzanıp güneşlenmelerini görmekti.
02:00
It just didn't make any sense to me.
45
120877
1754
Bana hiç bir anlam ifade etmemişti.
02:02
Why would anyone choose to sunbathe and bake your bodies in the hot sun?
46
122655
4172
Neden biri güneşlenmeyi seçip bütün vücudunu güneşe maruz bırakırdı ki?
02:06
In Nigeria, in Africa, when the sun comes out,
47
126851
3023
Nijerya, Afrika'da güneş çıktığında
02:09
you stay in the shade.
48
129898
1606
gölgede kalırsınız.
02:11
But here it was just the opposite.
49
131528
1879
Ama burada tam tersiydi.
02:14
When I was five years old, something regrettable happened in Nigeria,
50
134890
3699
Beş yaşındayken Nijerya'da üzücü bir olay yaşandı,
02:18
when the country's first democratically elected president
51
138613
2781
ülkenin ilk demokratik olarak seçilmiş başkanı
02:21
required millions of undocumented immigrants to leave the country.
52
141418
3835
belgesi olmayan milyonlarca göçmeni ülkeyi terk etmeye mecbur etti.
02:25
And this response was because of religious riots
53
145766
2312
Bunun sebebi 1980'li yıllarda Nijerya'nın kuzey bölgelerinde
02:28
that occurred in parts of Northern Nigeria in the 1980s.
54
148102
2895
meydana gelen inançsal başkaldırılardı.
02:31
The sentiment shared by some
55
151625
1487
Çoğu kişi, bunun
02:33
was that it was caused by undocumented immigrants,
56
153136
2474
belgesiz göçmenlerden kaynaklandığını düşünüyordu,
02:35
but official sources later disputed that.
57
155634
2586
ancak resmi kaynaklar daha sonra bununla çelişti.
02:38
Nevertheless, the army was activated
58
158244
2315
Yine de ordu harekete geçirildi
02:40
and over 200 million people, including children,
59
160583
2478
ve çocuklar da dahil olmak üzere
200 milyondan fazla insan toplandı.
02:43
were sent packing.
60
163085
1524
02:45
The United States government strongly decried this action at that time.
61
165180
3832
ABD hükûmeti o zamanlar bu eylemi şiddetle kınadı.
02:49
I felt echoes of that history the morning of September 11, 2001.
62
169993
3975
11 Eylül 2001 sabahında o tarihin ekolarını hissettim.
02:53
I knew immediately there was going to be a strong backlash against Muslims,
63
173992
3997
Küresel terör saldırısı kurbanlarının yüzde 80'inden fazlasının
Müslüman olduğuna dair raporlara rağmen,
02:58
despite reports that over 80 percent of global terror-attack victims
64
178013
3270
Müslümanlara karşı güçlü bir tepki olacağını hemen anladım.
03:01
are Muslims,
65
181307
1161
03:02
and also because I had seen before how when something incredibly bad happens,
66
182492
3643
ve ayrıca önceden inanılmaz kötü bir şeyin nasıl olduğunu gördüğümden,
03:06
the easiest thing to do is to find easy targets to blame.
67
186159
2920
yapılacak en kolay şey suçlanacak kolay hedefler bulmak.
03:09
I felt deeply sad for everyone that lost their life in the Twin Towers.
68
189103
3991
İkiz Kuleler'de hayatını kaybeden herkes için çok üzüldüm.
03:13
It was wrong.
69
193118
1360
Çok yanlıştı.
03:15
I also felt intensely angry
70
195359
2162
Ayrıca teröristlerin
03:17
that terrorists hadn't just hijacked a plane full of innocent people
71
197545
3410
sadece masum insanlarla dolu bir uçağı kaçırmakla kalmayıp
03:20
but also hijacked my religion.
72
200979
1869
dinimi de gasp etmelerine son derece kızmıştım.
03:23
They turned my beautiful, peaceful faith, Islam,
73
203219
2335
Güzel, barışçıl inancımı, İslam'ı, benim tanıyamadığım
03:25
into something twisted and nasty that I could not recognize.
74
205578
3356
sapkın ve iğrenç bir şeye çevirdiler.
03:29
And in turn, my adopted country started to turn against one another.
75
209331
3369
Karşılığında, beni benimseyen ülkem insanları birbirine düşürmeye başladı.
03:33
The country felt like a powder keg waiting to explode.
76
213342
2867
Ülke, patlamayı bekleyen bir barut fıçısı gibiydi.
03:36
And indeed within days,
77
216539
1255
Nitekim günler içinde
03:37
there were increased hate crimes against Muslims
78
217818
2278
Müslümanlara ya da Müslüman gibi görünen
03:40
or people that looked like Muslims.
79
220120
1894
insanlara yönelik nefret suçları arttı.
03:43
Hate crimes continued to rise in the country many years after.
80
223109
2954
Ülkede nefret suçları yıllar boyunca artmaya devam etti.
03:46
In 2012, for example,
81
226751
1623
Örneğin 2012'de
03:48
a Sikh temple in Wisconsin was attacked,
82
228398
3092
Wisconsin'deki bir Sih tapınağı saldırıya uğradı
03:51
and people were killed because of their faith.
83
231514
2320
ve insanlar inançlarından dolayı öldürüldü.
03:54
And the years later didn't get any better.
84
234574
2444
Yıllar sonra da durum iyiye gitmedi.
03:57
Between 2015 and 2016,
85
237042
2620
2015 ve 2016 yıllarında
03:59
the increased number of hate crime incidents against Muslims
86
239686
2859
Müslümanlara yönelik nefret suçu olaylarının sayısındaki artış
04:02
actually surpassed the figures reported during the year of the 9/11 attacks.
87
242569
3750
aslında 11 Eylül saldırıları yılında bildirilen rakamları aştı.
04:06
In my own household,
88
246732
1531
Kendi evimde,
04:08
the run-up to the 2016 presidential election
89
248287
2423
2016 başkanlık seçimlerine giden yolda,
04:10
was when we felt the effects of increased hateful racist and Islamophobic rhetoric
90
250734
4091
artan nefret dolu ırkçı ve İslamofobik söylemin etkilerinin
04:14
reaching closer to home.
91
254849
1611
eve daha da yaklaştığını hissettik.
04:17
My wife and I tried to shield our kids from the news,
92
257628
2729
Eşim ve ben çocuklarımızı haberden korumaya çalıştık,
04:20
but like noxious tear gas ready all around us,
93
260381
3228
ama etrafımızdaki zehirli göz yaşartıcı gaz gibi
04:23
the ugly reality was closing in,
94
263633
1846
çirkin gerçeklik yaklaşıyordu
04:25
and our kids were choking on the fear and hate.
95
265503
2220
ve çocuklarımız korku ve nefretle boğuluyordu.
04:28
My 12-year-old son routinely came home panicked
96
268905
2494
12 yaşındaki oğlum rutin olarak eve babasının öldürüleceği
04:31
that his dad was going to be killed
97
271423
1946
ve ailemizin sınır dışı edileceği
04:33
and that our family was going to be deported
98
273393
2093
ya da toplama kamplarına gönderileceği konusunda
04:35
or put in internment camps.
99
275510
1415
panikle gelirdi.
04:37
He thought being identified as a Muslim
100
277499
1900
Kendini Müslüman olarak tanımlamanın
04:39
was a bad thing.
101
279423
1197
kötü bir şey olduğunu düşünüyordu.
04:42
My 13-year-old daughter simply disconnected
102
282047
2146
13 yaşındaki kızım hayattan koptu
04:44
and shut up completely.
103
284217
1525
ve tamamen sustu.
04:46
My wife also felt the heightened sense of fear.
104
286568
2599
Karım da artan korku duygusunu hissetti.
04:50
She focused her energy on securing American passports
105
290919
2693
Enerjisini tüm aile için Amerikan pasaportu almaya odakladı.
04:53
for the entire family.
106
293636
1330
04:56
She didn't want her family to go to mosque to pray
107
296525
2855
Ailesinin camiye namaz için gitmesini istemedi
04:59
and also explored if it would be safer for our family to go to Nigeria.
108
299404
3776
ve ayrıca ailemizin Nijerya'ya gitmesinin daha güvenli olup olmayacağını araştırdı.
05:04
Our family was traumatized,
109
304410
1685
Ailemiz travma geçirdi
05:07
and our fight-or-flight instincts were in full effect.
110
307253
2697
ve savaş ya da kaç iç güdülerimiz tam anlamıyla etkindi.
05:11
For my part, I was pissed off
111
311958
1979
Benim açımdan,
05:13
that instead of being our brother and sister's keeper,
112
313961
3165
benimsediğim memleketimin, kardeşimizin koruyucusu olmak yerine
05:17
my adopted country was being divided by race and religion.
113
317150
2975
ırk ve din tarafından bölünmesine kızmıştım.
05:21
I wanted our local Muslim community to do something to quell that hate,
114
321683
3803
Yerel Müslüman topluluğumuzun bunu bastırmak için bir şey yapmasını istedim
05:25
but we were all dealing with trauma.
115
325510
1932
ama hepimiz travma ile uğraşıyorduk.
05:28
The Yoruba proverb called to me:
116
328886
1961
Yoruba atasözü aklıma geldi:
05:30
(In Yoruba) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
117
330871
3002
(Yorubaca) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
05:34
I felt that our larger community had an important role to play
118
334438
3694
İnsanlarla bağlantı kurarsak ve insanlar gerçekten kim olduğumuzu bilirlerse,
05:38
in that if we connected with people, and people got to really know who we were,
119
338156
4392
bizim de onlar gibi Amerika'nın bir parçası olduğumuzu görürlerse
05:42
they would see that we were part of the fabric of America
120
342572
2722
büyük topluluğumuzun oynayacağı önemli bir rol olduğunu hissettim.
05:45
just like they were.
121
345318
1246
05:46
I got word from a friend
122
346588
1174
Bir arkadaşımdan yerel bir dinler arası grubun
05:47
that a local interfaith group was looking to build bridges with Muslims,
123
347786
3413
Müslümanlarla bağlantı kurmak istediğini öğrendim,
05:51
but they first needed Muslims to be part of the group.
124
351223
2561
ancak önce Müslümanların grubun bir parçası olmasına ihtiyaçları vardı.
05:54
And I remember the first day of our meeting:
125
354599
2598
Toplantımızın ilk gününü hatırlıyorum:
05:57
Wednesday, February 24, 2016 at 7pm.
126
357221
3202
24 Şubat 2016, Çarşamba, 19:00.
06:01
There were 12 of us in attendance
127
361019
1725
Katılımcılar 12 kişiydi,
06:03
and consisted of eight Christians and four Muslims,
128
363622
2415
yani ben dahil sekiz Hristiyan
06:06
including myself.
129
366061
1436
ve dört Müslüman vardı.
06:08
We shared why were there,
130
368967
1776
Neden orada olduğumuzu paylaştık
06:10
and we were all proud to be citizens of this great country.
131
370767
2831
ve bu büyük ülkenin vatandaşları olmaktan hepimiz gurur duyduk.
06:13
An American Muslim who immigrated 39 years ago
132
373983
3302
39 yıl önce göç eden Amerikalı bir Müslüman
06:17
shared that he was afraid for his grandchildren's future.
133
377309
3209
torunlarının geleceğinden korktuğunu söyledi.
06:21
Another Muslim who escaped violent persecution from his home country
134
381061
4060
Kendi ülkesindeki şiddetli zulümden kurtulan bir başka Müslüman,
06:25
shared that we was afraid for the first time in a long time,
135
385145
2957
uzun zamandır ilk kez korktuğunu, geleceğin Müslümanlar
06:28
afraid of what the future held for Muslims and children.
136
388126
2994
ve çocuklar için neler getireceğinden korktuğunu söyledi.
06:31
I was afraid for my kids, too.
137
391916
1919
Ben de çocuklarım için korkuyordum.
06:34
I wanted to make sure our community was a safe and thriving place for my kids
138
394695
3671
Topluluğumuzun çocuklarım ve diğer herkes için güvenli
ve gelişen bir yer olduğundan emin olmak istedim.
06:38
and everyone else.
139
398390
1151
06:39
And I felt that most of my negative experiences up until that point
140
399565
3218
O ana kadarki olumsuz deneyimlerimin çoğunun
Müslüman olmaktan çok Siyah olmamla ilgili olduğunu hissettim.
06:42
were more about me being Black than Muslim.
141
402807
2035
06:44
But I also felt negative microaggressions.
142
404866
3294
Ama aynı zamanda olumsuz mikro saldırılar da hissettim.
06:48
I recall several years after 9/11,
143
408842
2573
11 Eylül'den birkaç yıl sonra
bir meslektaşımın potansiyel olarak
06:51
a colleague of mine mentioned
144
411439
1952
bir terörist casusu olabileceğimi söylediğini hatırlıyorum.
06:53
that I could potentially be a terrorist spy.
145
413415
2250
06:56
And whether this statement was made in jest, conjecture
146
416370
2888
Bu ifade ister şakayla, ister varsayımla,
ister sadece cehaletle yapılmış olsun,
06:59
or just plain ignorance,
147
419282
1553
07:00
the statement really hurt.
148
420859
1837
gerçekten inciticiydi.
07:02
It was also a side reminder that some people are going to judge me
149
422720
3350
Ayrıca, bazı insanların beni tanımadan bile beni yargılayacakları
ve beni tehlikeli olarak görecekleri bir yan hatırlatmaydı.
07:06
and see me as dangerous without even knowing me.
150
426094
2626
Masanın etrafındaki Hristiyanlar bizi korumak ve desteklemek için
07:10
Christians around the table shared they were there to protect
151
430138
2902
orada olduklarını söylediler.
07:13
and support us.
152
433064
1349
07:14
And I've got to say, it was such a relief
153
434437
1972
Şunu söylemeliyim ki, ilgilenen
07:16
to be in the company of people that cared and wanted to help.
154
436433
3156
ve yardım etmek isteyen insanların yanında olmak çok rahatlatıcıydı.
07:19
We committed that day to stand shoulder to shoulder with one another.
155
439613
3409
O günü birbirimizle omuz omuza durmayı taahhüt ettik.
07:23
Our next meeting saw our group expand,
156
443634
2192
Bir sonraki toplantımızda grubumuzun genişlediğini gördük
07:25
and four others joined us,
157
445850
1335
ve Yahudi ve Budist inançlarının üyeleri
07:27
including members of the Jewish and Buddhist faiths, and a student.
158
447209
3515
ve bir öğrenci de dahil olmak üzere dört kişi bize katıldı.
07:30
Our group was diverse and strong.
159
450748
1820
Grubumuz çok çeşitli ve güçlüydü.
07:33
We had people in their 20s, 30s, 40s, 50s, 70s
160
453004
4921
20'li, 30'lu, 40'lı, 50'li, 70'li yaşlarında kişiler
ve 95 yaşında ve kenarda oturmakla ilgilenmeyen
07:37
and a local social justice advocate who was 95 years old
161
457949
3366
07:41
and not interested in sitting on the sidelines.
162
461339
2524
yerel bir sosyal adalet savunucusu vardı.
07:43
A former missionary,
163
463887
1182
Eski bir misyoner olan 95 yaşındaki bu kadın,
07:45
this 95-year-old woman also experienced injustice under apartheid South Africa,
164
465093
4617
Güney Afrika apartheid rejiminde adaletsizlik yaşadı
07:49
and that experience made her an activist and a feminist.
165
469734
2808
ve bu deneyim onu bir aktivist ve feminist yaptı.
07:53
The La Crosse Interfaith Shoulder to Shoulder Network was born,
166
473106
3116
La Crosse Dinler Arası Omuz Omuza Ağı doğdu
07:56
and our focus was clear:
167
476246
1705
ve odak noktamız netti:
07:57
ending anti-Muslim sentiment and hatred towards any targeted group
168
477975
3859
Biz omuz omuza dururken hedef gruplara karşı Müslüman karşıtı duyguları
08:01
as we stood shoulder to shoulder.
169
481858
1675
ve nefreti sona erdirmek.
08:04
In May 2016, the local Muslim community issued a statement rejecting hate.
170
484453
4890
Mayıs 2016'da yerel Müslüman topluluğu nefreti reddeden bir bildiri yayınladı.
08:09
In January 2017,
171
489731
1947
Ocak 2017'de,
08:11
a presidential order banning immigrants from seven mostly Muslim countries
172
491702
3772
çoğunluğu Müslüman yedi ülkeden gelen göçmenleri yasaklayan
08:15
was declared.
173
495498
1527
bir başkanlık emri yayınlandı.
08:17
This Muslim ban,
174
497049
1501
27 Ocak 2017'de
08:18
which went into effect on January 27, 2017,
175
498574
3522
yürürlüğe giren bu Müslüman yasağı,
cemaatimizde çıkışa ihtiyaç duyan büyük bir öfke yarattı.
08:22
created tremendous anger in our community that needed an outlet.
176
502120
3275
08:26
A small group of us planned and organized a community rally
177
506379
3904
Küçük bir grubumuz bir topluluk mitingi planlayıp organize etti
08:30
and started to get the word out.
178
510307
1939
ve mesajı yaymaya başladık.
08:32
We were regular folks,
179
512270
1502
Biz sıradan insanlardık,
08:33
not community organizers.
180
513796
1671
topluluk organizatörleri değil.
08:35
We'd never done anything like this before.
181
515491
2383
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştık.
08:37
We shared information on Facebook with our neighbors and friends
182
517898
3743
Facebook'ta komşularımız ve arkadaşlarımızla bilgi paylaştık
08:41
and had no idea who would come,
183
521665
2005
ve kimin geleceği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu,
08:43
but also knew that it was important to share
184
523694
2070
ancak bu eylemin arkasındaki güçlü,
08:45
the powerful, simple idea behind this action.
185
525788
2436
basit fikri paylaşmanın önemli olduğunu da biliyorduk.
08:48
(In Yoruba) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
186
528248
2734
(Yorubaca) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
08:51
We were standing up for each other and each other's children.
187
531006
2990
Birbirimiz ve birbirimizin çocukları için karşı koyuyorduk.
08:54
And people showed up,
188
534473
1954
İnsanlar geldi,
08:56
young and old.
189
536451
1426
gençler ve yaşlılar.
08:57
It was extremely cold and below freezing,
190
537901
2705
Hava çok soğuktu ve donma noktasının altındaydı
09:00
but that didn't stop people from coming.
191
540630
2190
ama bu insanların gelmesini engellemedi.
09:03
The community was responding to our call for help.
192
543406
2435
Topluluk yardım çağrımıza yanıt veriyordu.
09:06
Over 700 allies came to the event that day.
193
546483
3507
O gün etkinliğe 700'den fazla müttefik geldi.
09:10
A Jewish woman whose family escaped religious persecution
194
550900
3921
Ailesi Slovakya'daki soykırımdaki dini zulümden kurtulan
09:14
in the Holocaust in Slovakia
195
554845
2434
Yahudi bir kadın
bize destek olmaya geldi.
09:17
came to support us.
196
557303
1501
09:19
We sparked something beautiful in La Crosse that day.
197
559304
2938
O gün La Crosse'da güzel bir şeyin kıvılcımını çıkardık.
09:22
We made compassion, equality and justice everyone's business
198
562266
3538
Merhamet, eşitlik ve adaleti herkesin iş yaptık
09:25
and made it everyone's business to stand shoulder to shoulder together
199
565828
3347
ve korku ve nefretle savaşmak için omuz omuza durmayı
09:29
fighting fear and hate.
200
569199
1240
herkesin işi yaptık.
09:30
For little La Crosse, this was a very big crowd.
201
570820
2786
Küçük La Crosse için bu çok büyük bir kalabalıktı.
09:33
But perhaps even more importantly,
202
573630
2106
Ama belki daha da önemlisi,
09:35
it gave my family and others an unending sense of support and comfort
203
575760
4404
yalnız olmadığımız ve komşularımızın ve toplumumuzun
09:40
that we were not alone
204
580188
1954
bize karşı olmaktan çok yanımızda olması,
09:42
and that more of our neighbors and communities stood with us
205
582166
2897
aileme ve diğerlerine sonsuz bir destek
09:45
than against us.
206
585087
1336
ve rahatlık hissi verdi.
09:47
The lessons I've learned from these experiences are:
207
587771
2493
Bu deneyimlerden öğrendiğim dersler:
09:50
there are good people in every community,
208
590288
1993
Her toplulukta iyi insanlar var
09:52
and your community will stand shoulder to shoulder with you
209
592305
2783
ve bunu kendi işiniz yaparsanız topluluğunuz sizinle
09:55
if you make it your business.
210
595112
1448
omuz omuza duracak.
09:56
(In Yoruba) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
211
596988
2919
(Yorubaca) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
10:01
When you really connect with a community
212
601506
1920
Bir toplulukla gerçekten bağlantı kurduğunuzda
10:03
and are vulnerable in your quest for support and communion,
213
603450
3443
ve destek ve paylaşım arayışınızda savunmasız olduğunuzda
10:06
good people will come forth.
214
606917
1821
iyi insanlar ortaya çıkar.
10:10
And sometimes, all it takes is one spark to set things in motion.
215
610412
3411
Bazen, her şeyi harekete geçirmek için tek gereken kıvılcım olur.
10:14
This year, hate crimes remain high,
216
614569
2609
Bu yıl, nefret suçları hala yüksek
10:17
with latest FBI reports showing 70 percent of those crimes being motivated by race,
217
617202
4181
ve en son FBI raporları, bu suçların yüzde 70'inin ırk, etnik köken,
10:21
ethnicity, Islamophobia and anti-Semitism.
218
621407
3724
İslamofobi ve anti-Semitizmden kaynaklandığını gösteriyor.
10:25
And persistent discrimination, including the death of George Floyd,
219
625155
3168
George Floyd'un ölümü de dahil olmak üzere ısrarlı ayrımcılık,
10:28
shows that we have a lot of work to do in society.
220
628347
2430
toplumda yapacak çok işimiz olduğunu gösteriyor.
10:31
I mean, this is not one person's, group's or organization's problem
221
631493
3228
Demek istediğim, bu tek bir kişinin, grubun veya örgütün sorunu değil,
10:34
but all of our problems.
222
634745
1641
hepimizin sorunu.
10:36
We all have goodness in our hearts,
223
636410
1801
Hepimizin kalbinde iyilik var,
10:38
so let's not sit on the sidelines.
224
638235
1983
o yüzden kenarda oturmayalım.
10:40
(In Yoruba) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
225
640866
3016
(Yorubaca) “Ènìyàn kan lon bímọ, gbogbo ayé lon tọ́ ọmọ.”
10:44
All of our children deserve protection and help.
226
644903
2279
Tüm çocuklarımız korunmayı ve yardımı hak ediyor.
10:47
And staying silent does not make things better.
227
647730
2566
Sessiz kalmak işleri daha iyi hale getirmez.
10:50
So let's make our community and world a better place
228
650320
2952
Öyleyse ayrımcılığa ve nefrete karşı durmayı
10:53
by making standing up to discrimination and hate
229
653296
2240
herkesin işi yaparak topluluğumuzu ve dünyamızı
10:55
everyone's business.
230
655560
1297
daha iyi bir yer haline getirelim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7