How to Imagine a Better Future for Democracy | adrienne maree brown and Baratunde Thurston | TED

28,659 views ・ 2024-06-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Elza Elif Mehdiyev Gözden geçirme: Eren Gokce
00:04
Baratunde Thurston: I want to start with this word, citizen.
0
4334
4087
Baratunde Thurston: Bu kelimeyle başlamak istiyorum, vatandaş.
00:08
And we've both been doing work
1
8463
1710
Ve ikimiz de çalışmalar yapıyoruz
00:10
around tapping into the power of the people,
2
10215
3045
insanların güçlerini,
insanların içindeki güçleri açığa çıkarmak hakkında.
00:13
the power within people.
3
13301
1710
00:15
And context for me is that I've been co-creator and producer
4
15053
5005
Ve benim bağlamım, vatandaşlığı bir fiil olarak kabul ettiğimiz
00:20
and partial voice of this media movement called How to Citizen,
5
20100
4671
“Nasıl Vatandaşlanır” adlı medya hareketinin
00:24
where we take citizen to be a verb.
6
24813
2419
ortak yaratıcısı, yapımcısı ve kısmi sesi olduğumdur.
00:27
It's something you do.
7
27274
1751
Bu senin yaptığın bir şey.
00:29
And there are four basic principles behind it.
8
29067
2669
Ve arkasında dört temel prensip var.
00:31
To citizen is to show up
9
31778
2044
Vatandaşlamak, ortaya çıkıp,
00:33
and assume you have a role to play.
10
33822
2586
orada oynayacak bir rolün olduğunu varsaymaktır.
00:36
To citizen is to understand power and be literate in it,
11
36449
4338
Vatandaşlamak, gücü anlamak ve onu okuyabilmektir,
00:40
as Eric Liu would say.
12
40829
1543
Eric Liu’nun dediği gibi.
00:42
To citizen is to commit to the collective self,
13
42414
2711
Vatandaşlamak, kolektif benliğe bağlı kalmaktır,
00:45
not just the individual self
14
45125
1960
sadece bireysel benliğe değil
00:47
and thus we can still be selfish.
15
47127
2043
ve hâlâ bencil de olabiliriz.
00:49
We just have to expand the self circle.
16
49212
2127
Sadece kendi çevremizi genişletmemiz gerekiyor.
00:51
And finally to citizen is to invest in relationships,
17
51339
3170
Ve son olarak vatandaşlamak, ilişkilere yatırım yapmaktır,
00:54
with yourself,
18
54509
1210
kendinizle,
00:55
with others and with the planet around us,
19
55719
2127
başkalarıyla ve çevremizdeki gezegenle olan,
00:57
because there's no separation among all those things.
20
57887
3087
çünkü tüm bunlar arasında ayrılık olamaz.
01:00
And for us and for me,
21
60974
1376
Ve bizim için ve benim için,
01:02
this was born in part out of a lack of invitation
22
62392
3045
bu kısmen halkın daha fazlasını yapmaya davet edilme
01:05
to do more on the part of the people,
23
65437
2335
eksikliğinden doğdu,
01:07
give me your money, vote for me.
24
67772
1585
bana paranızı verin, bana oy verin.
01:09
And kind of stop there.
25
69357
1669
Ve bir nevi kal orada.
01:11
How do you think about this word, citizen,
26
71067
2795
Bu kelime hakkında ne düşünüyorsunuz, vatandaş,
01:13
what it means or what it can mean?
27
73903
1877
anlamı veya mümkün anlamları hakkında?
01:16
adrienne maree brown: First of all, I really like four pillars.
28
76948
2961
Adrienne Maree Brown: Her şeyden önce, dört sütunu gerçekten seviyorum.
01:19
I mean, I really like when there's, like, a clear lineup.
29
79909
2753
Demek istediğim, net bir diziliş olması hoşuma gidiyor.
01:22
I'm not going to give you that.
30
82662
1502
Ben öyle yapmayacağım.
01:24
(Laughter)
31
84164
1251
(Kahkahalar)
01:25
I love it.
32
85457
1168
Bayıldım.
01:26
BT: That's why we have different people on the stage.
33
86666
2503
BT: Bu yüzden sahnede farklı insanlar var.
AMB: İşte bu yüzden bayılıyorum.
01:29
AMB: That's why I love it.
34
89210
1252
01:30
So for me, I think of the word fractal.
35
90503
1877
Yani ben kendimce, fraktal kelimesini düşünüyorum.
01:32
You know, a few years ago, I got deep into emergent science,
36
92422
3420
Bilirsin, birkaç yıl önce, derinlemesine araştırdım ortaya çıkan bilimi,
01:35
complexity sciences.
37
95884
1835
karmaşıklık bilimlerini.
01:37
Because I wanted to understand
38
97761
1877
Çünkü anlamak istiyordum
01:39
how does everything in the world actually work
39
99679
3295
dünyadaki her şeyin gerçekte nasıl çalıştığını
ve nasıl her şeyin değişim yoluyla çalıştığını.
01:42
and everything works through changing.
40
102974
1877
01:44
I just wanted to understand everything.
41
104893
1877
Sadece her şeyi anlamak istiyordum.
01:46
And I was like, change is constant, change is inevitable.
42
106770
3962
Ve dedim ki, değişim süreklidir, değişim kaçınılmazdır.
01:50
And so it means every species that survives on Earth
43
110774
3628
Ve bu, Dünya’da hayatta kalan her türün
değişimle doğru bir ilişkiye girdiği anlamına gelir.
01:54
gets in right relationship with change.
44
114444
2002
01:56
And then inside of that,
45
116446
1251
Ve sonra bunun içinde,
01:57
it's about being a fractal of something larger than yourself.
46
117697
3295
olay kendinizden daha büyük bir şeyin fraktalı olmakla ilgili.
Yani fraktal, bir şeylerin en küçük ölçeğe de
02:01
So fractal is the fact that things go to the very smallest scale
47
121034
3295
en büyük ölçeğe de gittiği gerçeğidir
02:04
and up to the largest scale,
48
124329
1376
02:05
and you can see the repetition,
49
125747
1501
ve tekrarlamayı görebilirsiniz,
02:07
you can see the selfsame structure, broccoli, ferns, dandelions,
50
127290
5172
bu özdeş yapıyı gözlemleyebilirsiniz; brokoli, eğrelti otları, karahindiba.
02:12
you know, looking at a delta and looking at our lungs, right?
51
132462
2878
Bilirsiniz ya, bir deltaya bir ciğerlerimize bakmak gibi, değil mi?
02:15
You can see that these patterns repeat.
52
135382
1918
Bu kalıpların tekrarlandığını görebilirsiniz.
02:17
So to me, citizen is being a fractal of belonging to this species, right?
53
137342
5672
Yani bana göre, bir vatandaş bu türe ait bir fraktal oluyor, değil mi?
Ve ben bunu ulus olarak düşünmüyorum.
02:23
And I don't think of it as nation.
54
143056
1668
02:24
I think of myself as a post-nationalist
55
144766
2085
Kendimi post-milliyetçi olarak görüyorum
02:26
because we have these larger concerns than just what's within a border.
56
146851
4088
çünkü bir sınır içinde olanlardan daha büyük endişelerimiz var.
02:30
But so far humans have said within each border,
57
150980
3546
Ama şimdiye kadar insanlar her sınır arasında dedi ki,
02:34
now we're going to try to operate a certain way.
58
154526
2878
şimdi belirli bir şekilde hareket etmeye çalışacağız.
02:37
So for me, I'm like, how am I a fractal of belonging?
59
157404
3962
Yani benim için, düşünüyorum ki, nasıl ben aidiyetin bir fraktalı oluyorum?
02:41
How do I belong to the land, to myself, to community?
60
161866
3462
Nasıl toprağa, kendime, topluluğa aitim?
02:45
How am I a fractal of justice inside of my community,
61
165829
3712
Topluluğumun içinde nasıl adaletin bir fraktalıyım
02:49
or a fractal of the future
62
169582
2419
ya da bir fraktalı oluyorum
02:52
that I really want to see come into being, right?
63
172001
3087
gerçekleşmesini çok istediğim geleceğin?
02:55
And so that's how I live my life.
64
175505
1585
Ve böylece hayatımı bu şekilde yaşıyorum.
02:57
Every day, I'm like,
65
177090
1209
Her gün düşünüyorum ki
02:58
maybe we don't live in the world that I envision,
66
178299
2461
belki de hayal ettiğim dünyada yaşamıyoruz,
03:00
the world that feels just to me yet,
67
180802
2628
henüz bana adil gelen bir dünyada yaşamıyoruz,
03:03
but I can be a fractal of that world now.
68
183430
2335
ama şu an o dünyanın bir fraktali olabilirim.
03:06
That's to me what a citizen is.
69
186307
1794
Benim için vatandaş budur.
03:08
BT: Be a fractal.
70
188143
1251
BT: Fraktal ol.
03:10
The idea of change is a really important one,
71
190145
2335
Değişim fikri gerçekten önemli,
03:12
and I think that change is inevitable.
72
192522
3170
ve bence değişim kaçınılmaz.
03:16
And accelerating.
73
196025
1335
Ve hızlanıyor.
03:17
And so we are living in this confluence of many changes at once.
74
197402
3670
Ve böylece aynı anda birçok değişimin yer aldığı bu birleşimde yaşıyoruz.
03:21
The climate is changing, the economics are changing,
75
201114
2961
İklim değişiyor, ekonomi değişiyor,
03:24
the technology that allows us to relate or not is changing pretty constantly.
76
204117
4421
ilişki kurmamıza izin veren teknoloji sürekli değişiyor.
03:28
So we've got to find something else to hold on to amidst that change.
77
208538
4171
Bu yüzden bu değişimin ortasında tutunacak başka bir şey bulmalıyız.
03:32
I propose each other
78
212751
1751
Ben birbirimizi öneriyorum
03:34
as an answer to what we could rely on
79
214502
3045
neye güvenebileceğimize dair bir cevap olarak,
03:37
when everything else seems to be undergoing change.
80
217547
2878
her şey değişiyormuş gibi göründüğünde.
03:40
There's a series of questions
81
220425
1418
Bir dizi soru var
03:41
that we could be asking ourselves in this time
82
221885
2460
bu zamanda kendimize sorabileceğimiz,
03:44
about what are other ways we can process,
83
224387
3837
nasıl anlayabileceğimiz,
03:48
talk about, think about citizening,
84
228266
3295
konuşabileceğimiz, vatandaşlama hakkında
düşünebileceğimiz, bir fiil olarak.
03:51
as a verb.
85
231603
1376
03:52
What are some of the questions you're carrying?
86
232979
2669
Taşıdığınız sorulardan bazıları nelerdir?
03:55
AMB: Well, I mean, we've got some problems.
87
235648
2294
AMB: Demek istediğim, bazı sorunlarımız var.
03:57
And I think one of the biggest ones for me
88
237984
3587
Ve bence benim için en büyüklerinden biri,
04:01
is how frequently we see people wanting one thing
89
241571
4963
ne sıklıkta gördüğümüz, insanların bir şeyi istediğini
04:06
and the government doing something else.
90
246576
2127
ve hükûmetin başka bir şey yaptığını.
04:08
And this is in places that are supposed to be democratic, evolved,
91
248745
4713
Ve bu demokratik, evrimleşmiş, temsili hükûmetler
04:13
with representational governments, right?
92
253500
2669
olunduğu varsayılan yerlerde, değil mi?
04:16
And it's not new, right?
93
256169
3337
Ve bu yeni değil, değil mi?
04:19
It seems to be like a very old problem.
94
259506
2460
Çok eski bir sorun gibi görünüyor.
04:22
And we've seen this cycle happen over and over again.
95
262008
2711
Ve bu döngünün tekrar tekrar gerçekleştiğini gördük.
04:24
So, you know, we can say it's the climate change.
96
264719
3003
Yani, bilirsiniz, iklim değişikliği diyebiliz.
04:27
I call it a climate catastrophe.
97
267764
1585
Ben iklim felaketi diyorum.
04:29
I'm like, we're past the time when we need to pay attention.
98
269390
3504
Sadece dikkat etmemiz gereken zamanı geride bıraktık.
04:32
Changes are now turning into something catastrophic.
99
272936
3336
Değişiklikler şimdi felaket bir şeye dönüşüyor.
04:36
We're in a period of war,
100
276272
1585
Bir savaş dönemindeyiz,
04:37
we're in a period of genocide, we're in a period of harmful pain,
101
277899
3253
bir soykırım dönemindeyiz, zararlı bir acı dönemindeyiz.
Irkçılığın hâlâ devam ettiği,
04:41
we're in a period where apartheid still happens, slavery still happens.
102
281194
3462
köleliğin hâlâ devam ettiği bir dönemdeyiz.
04:44
And these are things that --
103
284697
2044
Ve bunlar --
04:46
I've never met any people who are like,
104
286783
1918
Ben hiç kimseyle tanışmadım,
04:48
"That's what I want.
105
288743
1627
“Benim istediğim bu” diye düşünen
“Hükûmetimin dışarı çıkıp iklimi yok etmesini,
04:50
I want my government to go out and destroy the climate, harm people."
106
290370
3628
insanlara zarar vermesini istiyorum.” diyen.
04:54
That's not what I want.
107
294040
1460
İstediğim bu değil.
04:55
But people are like, "I do want you to keep me safe,
108
295500
2961
Ama insanlar, “Beni güvende tutmanı istiyorum
04:58
and I do want to have a place to be."
109
298503
2669
ve var olabileceğim bir yerin olmasını istiyorum” diyorlar.
Bu noktaya nasıl ulaşabiliriz?
05:01
How can we get there?
110
301172
1168
05:02
So the big question I have is, if what we are doing is not working,
111
302382
4129
Yani sorduğum büyük soru şu, eğer yaptığımız şey işe yaramazsa,
05:06
how do we together change to something else?
112
306553
2585
birlikte nasıl başka bir yöntem deneyebiliriz?
Ve bunu nasıl bizi birbirimize bağlayacak şekilde yapabiliriz?
05:09
And how do we do it in a way that connects us?
113
309180
2211
05:11
Because our problems are global.
114
311432
1919
Çünkü bizim sorunlarımız küresel.
05:13
So how do we get into a sense of global community
115
313393
3003
Peki, bu sorunlara cevap veren küresel bir topluluk hissini
05:16
that is answering those problems?
116
316396
2002
nasıl hissedebiliriz?
05:18
BT: Do you have an answer?
117
318439
1252
BT: Bir cevabın var mı?
05:19
AMB: You know I do.
118
319732
1168
AMB: Olmaz mı.
05:20
(Laughter)
119
320942
1543
(Kahkahalar)
05:22
I think that we are in this really magical moment of organizing
120
322527
4963
Bence şu anda yaşadığımız an, sihirle dolu bir örgütlenme
05:27
and social media.
121
327490
1710
ve sosyal medya anı.
05:29
You know, social media has a lot of drawbacks.
122
329242
2878
Bilirsin, sosyal medyanın birçok dezavantajı var.
05:32
But I think one of the things that we're seeing in this moment
123
332161
2920
Ama bence şu anda gördüğümüz şeylerden biri,
05:35
is it has the great benefit of allowing us to be in direct communication,
124
335123
4087
en büyük faydasının doğrudan iletişim hâlinde olmamıza izin vermesi,
05:39
and this, thus direct emotional responsibility
125
339252
3378
duygusal sorumluluğunu yönlendirmesidir,
05:42
for so much more than we ever had to be before.
126
342630
3337
daha önce olmamız gerekenden çok daha fazlasınca.
05:46
But that also shows us that we're in patterns
127
346009
2168
Ama bu aynı zamanda gösteriyor
05:48
that are larger than my town,
128
348177
2378
daha büyük kalıplarda olduğumuzu, kasabamdan,
05:50
my school, my community.
129
350597
2168
okulumdan, topluluğumdan.
05:52
I'm like, oh, I'm in a global pattern.
130
352807
2127
Sanki, oh, ben küresel bir modeldeyim.
05:54
I'm not the only person who feels oppressed inside my nation.
131
354976
3378
Ülkemde baskı altında hisseden tek kişi ben değilim.
05:58
I'm in a pattern of people who feel that way.
132
358354
2169
Benim gibi hisseden insanlarla çevriliyim.
06:00
If we all connect,
133
360523
1543
Hepimiz birbirimize bağlanırsak,
06:02
what can we practice that we're learning from other places, right?
134
362108
3462
başka yerlerden öğrendiğimiz neleri uygulayabiliriz, değil mi?
06:05
And for me, I really look,
135
365612
2127
Ve bana göre,
06:07
I remember this, as things were arising in Ferguson
136
367780
2962
hatırlıyorum ki, Ferguson’da olaylar karışıyordu
06:10
and being like, oh,
137
370783
1418
ve bende dedim ki, ah,
Ferguson’da olanlarla nasıl başa çıkacağız?
06:12
how do we handle what's happening in Ferguson?
138
372201
2169
Siyahilerin yaşamlarının değerli olması ihtiyacını nasıl ele alacağız?
06:14
How do we handle the need for Black life to matter?
139
374412
2586
06:17
And I remember turning and looking at Palestinians
140
377040
2335
Hatırlıyorum dönüp Filistinlilere baktığımı
06:19
and them sending us wisdom
141
379375
1252
ve gönderdikleri bilgelikleri
06:20
and being like, oh, we're facing some similar struggles,
142
380668
2711
düşündüm ki, benzer mücadelelerle karşı karşıyayız
06:23
and we're not the only ones.
143
383379
1377
ve yanlız değiliz.
06:24
There's people all over the world who are facing these struggles.
144
384756
3086
Dünyanın her yerinde bu tarz zorluklarla karşı karşıya olan insanlar var.
06:27
Right now, the climate crisis is impacting anyone who lives near the water already.
145
387842
4296
Şu anda, iklim krizi zaten suya yakın yaşayan herkesi etkiliyor.
06:32
So there’s communities that are already figuring out, how do we move?
146
392138
3295
Yani düşünme zorunda olan topluluklar var, nasıl gideceğiz buradan?
06:35
We're not going to be the first to figure that out.
147
395475
2711
Bunu ilk anlayan biz olmayacağız.
Sorunla yüzleşmeye çalışan ilk kişilerin asla biz olmadığımızı
06:38
I come from a politic that we're never the first ones
148
398186
2711
06:40
to try to face the problem.
149
400897
2169
savunan bir politikadan geliyorum.
06:43
We're never the first, and we will not be the last.
150
403107
2878
Asla ilk değiliz ve sonuncu da olmayacağız.
Bizim görevimiz ilerleme kaydetmek.
06:46
Our job is to move it along.
151
406027
1543
06:47
And there's a humility.
152
407612
1960
Ve bir alçakgönüllülük var.
06:49
This is not the answer that anyone wants,
153
409614
2044
Bu kimsenin istediği cevap değil,
06:51
but there's a deep humility of being able to say, "We don't know."
154
411699
3128
ama “Bilmiyoruz” diyebilmekte derin bir alçakgönüllülük var.
06:54
And I think that as Americans,
155
414869
1752
Ve bence Amerikalılar olarak,
06:56
we almost never say that.
156
416663
1501
neredeyse hiç bunu söylemiyoruz.
06:58
Our internal empire is always so strong
157
418164
4004
İç imparatorluğumuz her zaman o kadar güçlü ki,
her zaman ne yapacağımızı bilebiliyoruz ve
07:02
that we're like, we know what to do,
158
422168
1752
07:03
and we're going to tell everyone else what to do.
159
423920
2335
herkese ne yapacağını söyleyebiliyoruz.
07:06
I'm like, what if we don't?
160
426255
1335
Şöyle diyorum, ya yapmazsak?
07:07
What if we are failing at democracy
161
427590
1710
Ya demokraside başarısız olursak
07:09
and we can't export that to anyone else?
162
429300
1960
ve bunu başka kimseye ihraç edemezsek?
07:11
What if we have to learn about it from others?
163
431302
2252
Ya bunu başkalarından öğrenmek zorunda kalırsak?
07:14
BT: I am holding space for what you just shared, thank you.
164
434138
4421
BT: Az önce paylaştığınız şeyler için yer ayırıyorum, teşekkür ederim.
07:18
And ...
165
438935
1168
Ve...
07:21
On this question, the fractal comes back a lot.
166
441187
3629
Bu soruda fraktal çok anlam kazanıyor.
07:24
And I think this gap between what a government does
167
444857
2419
Ve bence arasındaki bu boşluk, bir hükûmetin yaptıkları ile
07:27
and what people want
168
447276
1168
insanların pek çok yönden istedikleri arasındaki,
07:28
in so many ways, being so large, is also this loop of an opportunity
169
448486
4880
bu kadar büyük olması, pek çok yönden, aynı zamanda bir fırsat döngüsü,
07:33
where sometimes what needs to change is us
170
453408
3712
bazen değişmesi gereken şeyin bizler olduğumuzu
07:37
in order for the systems that we produce to change.
171
457161
4713
ürettiğimiz sistemlerin değişmesi için.
07:41
But we also need the systems to change so that we can change.
172
461874
2878
Ama değişebilmemiz için sistemlerin de değişmesine ihtiyacımız var.
07:44
AMB: And it's a crisis, it's urgent.
173
464794
1793
AMB: Ve bu bir kriz, çok acil.
07:46
BT: So it’s this Möbius strip of like, parallel changes required.
174
466629
4505
BT: Yani bu bir Möbius şeridi, paralel değişikliklere ihtiyaç var.
07:51
AMB: That's right.
175
471175
1168
AMB: Doğru.
07:52
BT: And it's not just demanding you be different
176
472343
2920
BT: Ve bu sadece farklı olmanızı
07:55
and live by these values.
177
475304
1752
ve bu değerlerle yaşamanızı talep etmiyor.
07:57
It's expecting myself to do the same.
178
477056
2878
Kendimden de aynısını yapmayı bekliyorum.
07:59
To be and embody these values.
179
479934
1627
Bu değerlerle var olmak ve onları somutlaştırmak.
08:01
AMB: That's right.
180
481561
1209
AMB: Doğru.
08:02
BT: And I think on the citizen front,
181
482770
1794
BT: Vatandaş cephesinde,
08:04
I'm thinking a lot about what it means to be satisfied
182
484564
2544
vatandaşlık deneyiminde tatmin olmanın
08:07
in the experience of citizening.
183
487150
2460
ne anlama geldiğini çok düşünüyorum.
08:09
Like, how do we want to feel?
184
489610
1919
Yani, nasıl hissetmek istiyoruz?
08:11
I know how I don't want to feel.
185
491529
3086
Nasıl hissetmek istemediğimi biliyorum.
08:14
AMB: I’m very familiar with that.
186
494657
1668
AMB: Buna çok aşinayım.
08:16
BT: I don’t want to feel frustrated,
187
496325
2044
BT: Sinirli, öfkeli, duyulmamış
08:18
and angry and unheard and tense.
188
498369
2711
ve gergin hissetmek istemiyorum.
08:21
I want my shoulders to drop.
189
501122
2294
Omuzlarımın düşmesini istiyorum.
08:23
I want to feel heard.
190
503458
1668
Duyulduğumu hissetmek istiyorum.
08:25
I want to feel belonging.
191
505501
1210
Ait hissetmek istiyorum.
08:27
I want to feel like other people see me
192
507503
2878
Başkalarının beni gördüğünü
08:30
and that I'm not afraid to see them.
193
510381
2336
ve onları görmekten korkmadığımı hissetmek istiyorum.
08:32
I don't want to feel afraid at all.
194
512759
2127
Hiç korkmak istemiyorum.
08:34
I want to feel trust.
195
514886
2002
Güven hissetmek istiyorum.
08:36
And so if we can articulate that and give voice to that,
196
516929
3379
Ve eğer bunu ifade edebilirsek ve bunu dile getirebilirsek,
sadece kimin seçilmesini istiyorsunuz ya da
08:40
not just who do you want to be elected or what policy do you want to shift,
197
520349
3546
hangi politikayı değiştirmek istiyorsunuz değil
08:43
but what's the experience of being together
198
523895
3336
ama bir parçası olmak istediğiniz
08:47
that you want to be a part of?
199
527273
2211
birliktelik deneyimi nedir?
08:49
And then design from that.
200
529525
1835
Ve sonra bundan bir tasarım yapın.
08:52
AMB: That's a good idea.
201
532570
1502
AMB: Bu iyi bir fikir.
08:54
(Laughter)
202
534113
1794
(Kahkahalar)
08:55
I like that, I love that.
203
535948
2753
Bunu seviyorum, bunu seviyorum.
08:58
This satisfaction piece to me too,
204
538701
3045
Bu memnuniyet parçası benim için de,
09:01
I think we've gone through so many cycles of being dissatisfied,
205
541746
4880
sanırım pek çok memnuniyetsiz döngüsüden geçtik,
09:06
and not being able to create the changes we wanted
206
546667
2503
ve gerçekleştirmek istediğimiz değişiklikleri yaratamadığımız
09:09
so that it becomes normal, right?
207
549212
1585
o ki normal bir hâle geldi, değil mi?
09:10
It becomes like, oh, that's just what it is to be.
208
550838
2336
Şöyle oluyor ki, oh, olabilecek tek şey bu.
09:13
That's just what it is.
209
553216
1167
Sadece bu.
09:14
I'm like, that's what it has been.
210
554383
2002
Sanki, işte böyle oldu.
09:16
And that's because we're living inside the imagination of people
211
556427
3003
Ve bunun nedeni, içinde yaşadığımız hayal güçlerinin
09:19
who did not benefit in any way from us changing things, right?
212
559472
3587
değişiklikten hiçbir şekilde
faydalanmayan insanlar olmasıydı, değil mi?
Yani bana göre,
09:23
So to me,
213
563101
1167
memmuniyetin bir kısmı, diyebilmektir ki ben hayal edebilirim,
09:24
part of the satisfaction is also saying I get to imagine
214
564268
2670
09:26
and you get to imagine and you get to imagine,
215
566979
2169
sen hayal edebilirsin ve sen hayal edebilirsin
09:29
and disabled people get to imagine,
216
569148
1710
ve engelliler hayal edebilir,
09:30
Indigenous people get to imagine,
217
570900
1960
yerli halklar hayal edebilir,
09:32
you, especially.
218
572902
1376
sen, özellikle de sen.
09:34
Nice hats, everybody.
219
574320
1335
Güzel şapkalar, millet.
09:35
And whoever's watching this, also, you get to imagine, like, imagine.
220
575655
3920
Ve bunu her kim izliyorsa sen de hayal edebilirsin, hayal edebilirsin.
09:39
It would be so satisfying to me to say,
221
579617
2002
Çok tatmin edici olurdu benim için söylemek,
09:41
I imagine a world in which the children that I love are safe,
222
581661
3170
sevdiğim çocukların güvende olduğu bir dünya hayal ettiğimi
09:44
and I can make that happen.
223
584872
2336
ve bunu gerçekleştirebileceğimi.
09:47
Oh, that's so simple.
224
587208
1460
Ah, ne kadar basit.
09:48
But it's so what I want.
225
588668
1918
Ama istediğim şey bu.
09:51
BT: There's an expansion possible here.
226
591587
2169
BT: Burada bir genişleme mümkün.
09:53
And, you know, the practice of citizening
227
593798
4129
Ve bilirsin, pratik yapmak, vatandaşlamak
09:57
and belonging and mutual care for each other,
228
597969
4004
ve aidiyet ve birbirimize karşı karşılıklı özen göstermek konusunda,
10:02
I think our muscles have atrophied a bit, but it's never too late.
229
602014
4964
bence kaslarımız biraz köreldi, ama asla geç değil.
10:06
AMB: I'm like, wait, practices?
230
606978
1543
AMB: Bekle, pratik yapıyor muyum?
10:08
I wrote that down.
231
608563
1209
Bunu yazdım.
10:09
(Laughter)
232
609772
2044
(Gülüşmeler)
10:11
BT: How do we continue to practice?
233
611858
4212
BT: Pratik yapmaya nasıl devam edeceğiz?
10:17
AMB: OK, I have one main thought I'll come to, OK?
234
617321
4505
AMB: Tamam, geleceğim bir ana düşüncem var, tamam mı?
10:21
BT: I like the countdown.
235
621868
1334
BT: Geri sayımı seviyorum.
10:23
AMB: So I think it's all wrapped up in this ball of care and repair.
236
623911
4213
AMB: Yani bence her şey bu bakım ve onarım topuna sarılmış.
10:28
I think really what it is, is care and repair.
237
628166
2711
Bence gerçekten mesele bakım ve onarım.
10:30
If we are in a practice where, when things go awry,
238
630918
3003
Pratik yaparken, işler ters gittiğinde,
10:33
we know we can repair them,
239
633963
1501
tamir edebileceğimizi biliyorsak
10:35
and we think about repair and we have mediation
240
635506
3045
ve tamir etmeyi düşünürsek ve arabuluculuğumuz varsa
10:38
and we have facilitators who are like,
241
638593
1835
ve yardımcılarımız varsa,
10:40
"Oh, my job is to bring some repair into the circumstance."
242
640428
3754
“Ah, benim işim bu duruma biraz onarım getirmek.” diyen,
sanırım bu, inanabileceğimiz anlamına geliyor,
10:45
I think that then means we can believe it when people say they care
243
645141
3962
insanlar, bize değer verdiklerini ve bize özen
10:49
and offer care to us.
244
649145
1877
gösterdiklerini söylediklerinde.
10:51
So, you know, I think we're living on an open wound right now.
245
651063
3337
Yani, biliyorsun, sanırım şu anda açık bir yarada yaşıyoruz.
10:54
You know, I'm critical of the United States
246
654442
2252
Biliyorsunuz, Birleşik Devletler’i eleştiriyorum
10:56
because we were founded through a genocidal colonial act,
247
656736
3795
çünkü soykırımcı bir sömürge eylemi ile kurulduk
11:00
and we never actually repaired it.
248
660573
2127
ve onu asla tamir etmedik.
11:02
And then we kept building on top of it with more harm.
249
662700
3378
Sonra üstüne, daha fazla zarar vererek, inşa etmeye devam ettik.
11:06
I'm here because of harmful acts,
250
666078
2378
Zararlı eylemler yüzünden buradayım ben
11:08
and we kept building and building on top of it, and we never repaired.
251
668497
3546
ve sürekli bunun üzerine inşa edip durduk ve asla tamir etmedik.
11:12
And so without that repair
252
672084
1418
Ve, şimdi, bu onarım olmadan
11:13
now, it's normal to live in an extremely violent,
253
673544
2920
son derece şiddetli, son derece adaletsiz
11:16
extremely unjust world
254
676505
1794
bir dünyada yaşamak normaldir
11:18
because that's what we created, that's what was founded, right?
255
678341
2961
çünkü biz yarattığımız şey buydu, kurduğumuz şey buydu, değil mi?
11:21
So I think we need deep repair.
256
681344
2711
Bu yüzden bence bizim derin bir onarıma ihtiyacımız var.
11:24
And then I can believe,
257
684096
2169
Ve sonra inanabiliyorum ki,
11:26
Oh, this place actually cares about my existence.
258
686307
2336
burası benim varlığımı önemsiyor.
11:28
And then care is built into our society.
259
688684
1919
Ve sonra bakım toplumumuza entegre oluyor.
11:30
Healthcare, educational care,
260
690645
2752
Sağlık ve eğitim bakımı,
11:33
like, care for how people live and die,
261
693439
2711
insanların nasıl yaşadığını ve öldüğünü önemsemek,
insanların nasıl hissettiğini önemsemek.
11:36
care for how people feel.
262
696192
1752
11:37
I'm like, I don't want to feel
263
697944
1501
Ben, hissetmek istemiyorum
11:39
like you're just manipulating me with acts of care.
264
699487
3211
özenli davranışlarla sadece beni manipule ediyormuşsun gibi.
11:42
I want to feel like you really see me from birth to death
265
702698
3087
Beni, doğumdan ölüme kadar gerçekten sana ait bir şey
11:45
as something that belongs to you, and you belong to me.
266
705785
3086
olarak gördüğünü ve sen bana aitsin gibi hissetmek istiyorum.
11:48
And if things go awry, I will repair them.
267
708913
2919
Ve işler ters giderse, onları onarırım.
11:51
And I can care for you.
268
711874
1627
Ve seninle ilgilenebilirim.
11:53
And you can believe me, because I show you in my actions,
269
713542
3254
Ve bana inanabilirsiniz, çünkü size eylemlerimde gösteriyorum,
11:56
not just in my speeches every four years,
270
716837
2378
sadece her dört yılda bir konuşmalarımda değil,
11:59
but in everyday actions, you see my care.
271
719215
2502
günlük eylemlerimle ilgimi görüyorsunuz.
12:01
BT: So you're practicing care.
272
721717
1460
BT: Yani bakım uyguluyorsun.
AMB: Sen bakım uyguluyorsun ve ben bir kolaylaştırıcıyım.
12:03
AMB: You're practicing care, and I'm a facilitator.
273
723177
2419
12:05
So to me, it's like facilitation is the way you care for a group.
274
725638
3086
Yani bana göre, kolaylaştırma bir gruba önem verme şeklin gibi.
12:08
I would rather elect facilitators-in-chief.
275
728766
2252
Baş kolaylaştırıcılar seçmeyi tercih ederim.
12:11
I would rather have facilitators running every town.
276
731060
2878
Her şehri yöneten kolaylaştırıcıların olmasını tercih ederim.
12:13
I'm like, I'm tired of pontification.
277
733980
2502
Ahkâm kesmelerden bıktım sanki.
12:16
I want people who care and who know how to hold people with care.
278
736524
3336
İnsanları önemseyen ve insanları özenle
tutmayı bilen insanlar istiyorum.
12:19
BT: I really feel that.
279
739860
1919
BT: Bunu gerçekten hissediyorum.
12:21
And I think there's a mathematical obviousness to the fact
280
741821
4129
Ve bence matematiksel bir açıklığı var,
12:25
that our problems are too big for one leader to solve.
281
745950
3754
problemlerimizin bir liderin çözemeyeceği kadar büyük olduğu gerçeğinin.
12:29
AMB: Say it.
282
749704
1001
AMB: Aynen öyle.
12:30
BT: We need all of our talents, all of our experiences,
283
750705
2627
BT: Tüm yeteneklerimizin, tüm deneyimlerimizin,
12:33
all of our failures to be brought to bear
284
753332
3295
tüm başarısızlıklarımızın dahil edilmesine ihtiyacımız var,
12:36
on our problems and our opportunities.
285
756669
2461
sorunlarımıza ve fırsatlarımıza.
12:39
We need a facilitation, a facilitator,
286
759171
2670
Bir kolaylaştırmaya, bir kolaylaştırıcıya,
12:41
a way to bring all this together and coordinate it
287
761882
3087
tüm bunları bir araya getirmenin ve
koordine etme yoluna ihtiyacımız var,
12:45
so that we can unlock this greater strength
288
765011
2043
böylece bu daha büyük gücü ortaya çıkarabiliriz,
12:47
that we have only together.
289
767096
2336
sadece birlikte olduğumuzda oluşan.
12:49
And the other path is predictably unsatisfactory.
290
769473
5297
Ve diğer yol tahmin edilebileceği gibi, tatmin edici değil.
12:54
AMB: We're never going to get there.
291
774812
2252
AMB: Oraya asla ulaşamayacağız.
12:57
BT: But it's alluring.
292
777064
1168
BT: Ama çekici.
12:58
AMB: I think orgasmic yes, right?
293
778274
1585
AMB: Sanırım orgazmik evet, değil mi?
12:59
BT: Orgasmic yes!
294
779859
1168
BT: Orgazmik evet!
13:01
AMB: Orgasmic yes,
295
781068
1168
AMB: Orgazmik evet,
13:02
I'm like, a democratic place should be an orgasmic yes.
296
782236
2628
sanırım demokratik bir yer orgazmik bir evet olmalı.
13:04
Where you're like, I can go out and say what I want
297
784905
2420
Dışarı çıkıp istediğimi söyleyebildiğim
13:07
and we can co-create that.
298
787325
1292
ve bunu birlikte yaratabiliriz.
13:08
I think, that's what the intention was once.
299
788617
2962
Sanırım, bir zamanlar niyet buydu.
13:11
I think that's what it needs to be now.
300
791579
1918
Sanırım şimdi olması gereken şey bu.
13:13
I love the idea that we get to create it through our practices now.
301
793497
3170
Şimdiki uygulamalarımızla bunu yaratabileceğimiz fikrini seviyorum.
13:16
BT: I want to close this on the practice of imagination
302
796709
4504
BT: Bunu hayal gücü pratiği
13:21
and some of the acknowledgment you have brought up.
303
801255
2836
ve gündeme getirdiğin bazı onaylarla kapatmak istiyorum.
13:24
And one of the ways I categorize where we are
304
804133
3045
Ve nerede olduğumuzu sınıflandırmamın yollarından biri
13:27
is holding two truths at the same time.
305
807219
3295
aynı anda iki gerçeği tutmaktır.
13:30
Democracy is dying.
306
810514
2586
Demokrasi ölüyor.
13:33
It is in crisis.
307
813893
2002
Krizde.
13:35
The version we've inherited, some of it needs to die.
308
815936
3587
Miras aldığımız versiyonun bir kısmının ölmesi gerekiyor.
13:40
It was not designed for all of us.
309
820024
1960
Bu hepimiz için tasarlanmamıştı.
13:42
It is not fit for the current circumstance as implemented.
310
822026
4254
Uygulandığı şekliyle mevcut duruma uygun değil.
13:46
We can acknowledge that end
311
826322
2502
Bu sonu kabul edebiliriz
13:48
and we need to have ceremony around that.
312
828866
2920
ve bunun etrafında bir tören yapmamız gerekiyor.
13:51
And we can acknowledge the new democracies that are being born,
313
831827
3629
Ve doğmakta olan yeni demokrasileri,
13:55
the new practices,
314
835498
1167
yeni uygulamaları,
13:56
the citizens assemblies, the new polling methodologies,
315
836707
3712
vatandaş meclislerini, yeni anket metodolojilerini,
14:00
the direct democracies, the deliberative democracies,
316
840461
2502
doğrudan demokrasileri, müzakereci demokrasileri,
toplum tarafından işletilen bahçeleri,
14:03
the community-operated gardens
317
843005
1794
14:04
that are giving us ways to see each other,
318
844840
2503
birbirimizi görmemiz,
birbirimizi önemsememiz ve birlikte vatandaşlık
14:07
care for each other and practice citizening together.
319
847343
3003
pratiği yapmamıza olanak tanıyan kabul edebiliriz.
14:10
And so we have to have a funeral and a baby shower.
320
850346
3086
Ve bu yüzden hem bir cenaze hem bir baby shower yapmalıyız.
14:13
AMB: That's right.
321
853474
1168
AMB: Doğru.
14:14
BT: At the same time.
322
854642
1168
BT: Aynı zamanda.
14:15
AMB: I really love this.
323
855851
1293
AMB: Bunu gerçekten seviyorum.
14:17
And the only thing I would add to it, right,
324
857186
2127
Ve buna ekleyeceğim tek şey,
14:19
because I keep thinking about how there's not one way
325
859355
3045
çünkü sürekli nasıl tek bir yol olmadığını düşünüyorum
14:22
and I think as humans,
326
862441
1585
ve bence insanlar olarak,
tek bir yol olduğu fikrinden vazgeçmemiz gerekiyor.
14:24
we're supposed to let go of the idea that there's one way.
327
864068
2711
14:26
I think we need to have many funerals and many babies born, right?
328
866821
3753
Bence çok cenaze töreni yapmamız ve birçok bebek doğması gerekiyor, değil mi?
14:30
So there's a lot to grieve,
329
870574
1377
Yani üzülecek çok şey var
14:31
and only you know which part of the grief you're carrying,
330
871951
2752
ve kederin hangi kısmını taşıdığını sadece sen biliyorsun,
14:34
but everyone's got a part of it.
331
874745
1543
ama herkesde bir parça var
Ve eğer hepiniz bunları açıklayıp
14:36
And if you all get to lay it in the ground
332
876288
2044
sonra birbirimizi desteklersek
14:38
and then we all show up for each other,
333
878332
1877
ben seni destekleyeceğim, sen de beni destekleyeceksin
14:40
I'm going to show up for yours, you show up for mine,
334
880209
2502
ve hepimiz sonraki dünyanın varlığını doğurtacağız.
14:42
and then we all get to doula the next world into being.
335
882711
2586
Gerçekten harika bir iş.
14:45
I mean, it's a really great job.
336
885297
1544
Hiç bir doğum gördün mü bilmiyorum,
14:46
I don't know if you've ever been at a birth,
337
886841
2085
bir dünyayı doğurtmayı hayal edebiliyor musun,
14:48
but can you imagine birthing a world we wanted to live in
338
888926
2711
yaşamak istediğimiz ve onun da bizi istediği?
14:51
and that wanted us there?
339
891637
1251
Hadi gidelim, bunu yapalım.
14:52
Let's go, let's do that.
340
892888
1168
BT: Hadi gidelim ve o hikâyeyi anlatalım ki bu hikâyeyi yaşayabiliriz.
14:54
BT: Let's go and then tell that story so we can live that story.
341
894056
3087
AMB: Hadi yapalım. Ben varım.
14:57
AMB: Let's do it. I'm in.
342
897268
1209
BT: Ben de varım.
14:58
BT: I'm in with you.
343
898519
1460
(Alkış)
15:00
BT: Adrienne.
344
900020
1252
BT: Adrienne.
15:01
AMB: Baratunde.
345
901272
1209
AMB: Baratunde.
15:02
BT: Thank you.
346
902523
1126
BT: Teşekkür ederim.
15:03
(Applause)
347
903691
1418
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7