Learn Common Phrasal Verbs - 8 Common Phrasal Verbs in English

hello students today's lesson is 10 Common phrasal  verbs in English the first phrasal verb is add up  

merhaba öğrenciler bugünün dersi İngilizce'de 10 Yaygın deyimsel fiildir, ilk deyimsel fiil toplamadır   toplama  bir şeyin  toplam miktarını

add up can refer to adding or calculating the  total amount of something it can also refer to  

toplama veya hesaplama anlamına gelebilir   özellikle olumsuz cümlelerde

something that seems reasonable or makes sense  especially in negative sentences for example she  

makul veya mantıklı görünen bir şeye   atıfta bulunabilir, örneğin o

added up the oranges there were 17. their story  just doesn't add up I think they're lying the  

portakalları toplayınca 17 tane vardı. onların hikayesi tam olarak anlaşılmıyor bence yalan söylüyorlar

next phrasal verb is bring up this phrasal verb  can refer to mentioning or starting to talk about  

sonraki deyimsel fiil getirmektir bu deyimsel fiil  bir konudan bahsetmek veya hakkında konuşmaya başlamak anlamına gelebilir   gündeme

a topic another common usage for bring up is to  care for or raise a child here are some examples  

getirmek için başka bir yaygın kullanım bir çocuğa bakmak veya büyütmek için bazı örnekler buradadır   ebeveynleri her zaman seyahat ettiği için teyzesi tarafından yetiştirilen

don't bring up politics at the dinner table she  was brought up by her aunt because her parents  

yemek masasında siyaseti gündeme getirmeyin   bir

were always traveling the next common phrasal verb  is come across come across can mean to perceive a  

sonraki yaygın deyimsel fiil rastlamak rastlamak anlamına gelebilir

particular impression from a situation or person  also it's commonly used to refer to finding or  

belirli bir   bir durum veya kişiden gelen izlenim ayrıca bir

meeting something or somebody by chance here are  some examples she comes across as a sincere person  

şeyi veya birini tesadüfen bulmak veya  karşılaşmak için de kullanılır. burada samimi bir kişi olarak karşılaştığı bazı örnekler

I came across a bear on my hike the next phrasal  verb is go on this phrasal verb means to continue  

Yürüyüşümde bir ayıyla karşılaştım bir sonraki deyim fiili devam ediyor bu deyimsel fiil devam etmek anlamına gelir   devam  etmeye

such as to provide encouragement to continue  ahead or to continue talking about a topic  

veya bir konu hakkında

for a long time here are some examples go on you  can do it he went on ahead of the group she went  

uzun süre konuşmaya devam etmeye teşvik etmek gibi   işte bazı örnekler devam edin bunu yapabilirsiniz o devam etti grubun önünde devam etti   devam etti

on and on about how difficult the test was the  next phrasal verb is hold on hold on can be used  

ve testin ne kadar zor olduğu hakkında bir sonraki deyimsel fiil hold on hold on

to tell someone to stop or to wait it can also  refer to holding something here's some examples  

birine durmasını veya beklemesini söylemek için kullanılabilir bir şeyi tutmak anlamına da gelebilir işte bazı örnekler

hold on I don't think we're going in the right  direction hold on to your hat it's getting very  

hold on doğru yönde gittiğimizi düşünmüyorum şapkanı sıkı tut hava çok

windy the next common phrasal verb is look  up look up can refer to a situation improving  

rüzgarlı oluyor bir sonraki yaygın deyimsel fiil bak yukarı bakmak

admiring or idolizing someone or  searching for information for example  

birine hayranlık duymayı veya onu putlaştırmayı ya da örneğin işi hakkında bilgi aramayı geliştiren bir durumu ifade edebilir

his business is finally looking up her teacher  is her role model she looks up to her I'll look  

sonunda öğretmenine bakıyor onun rol modeli mi ona saygı duyuyor

up directions to the fundraising event the next  common phrasal verb is make out this phrasal verb  

Bağış toplama etkinliği için yol tariflerine bakacağım bir sonraki yaygın deyimsel fiil bu deyimsel fiili yapmak

commonly means to hear read or see something or  somebody with difficulty it can also mean to kiss  

genellikle bir şey okumak veya görmek anlamına gelir veya birisini zorlukla öpmek anlamına da gelebilir

someone romantically for example she heard some  voices but she couldn't make out what they were  

birini romantik bir şekilde öpmek örneğin, bazı sesler duydu ancak ne olduklarını anlayamadığını  öğrendiğini söylüyor.

saying he couldn't make out the figure in the  darkness we made out in the movie theater the  

next common phrasal verb is makeup makeup can  mean many different things but we'll touch on  

deyimsel fiil makyajdır makyaj birçok farklı anlama gelebilir ancak

what we believe are its three most common usages  first to create or to invent a story to become  

en yaygın üç kullanımına ilk önce

friends again after a disagreement or to form  something here's some examples he made up a  

bir anlaşmazlıktan sonra tekrar    arkadaş olmak   için bir hikaye icat etmek veya icat etmek işte onun uydurduğu bazı örnekler

scary story to tell around the campfire those two  argue a lot but they always make up women make up  

kamp ateşi etrafında anlatılacak korkunç bir hikaye bu ikisi çok tartışırlar ama her zaman kadınlar oluşturur

more than half of the student population native  English speakers constantly use phrasal verbs so  

öğrenci nüfusunun yarısından fazlasını oluşturur anadili İngilizce olanlar sürekli olarak deyimsel fiiller kullanır, bu nedenle

utilizing these in your everyday conversations can  help enhance your communication skills and improve  

bunları günlük konuşmalarınızda kullanmak iletişim becerilerinizi geliştirmenize ve gelişmenize yardımcı olabilir

the depth of your vocabulary thanks for watching  this lesson I'll see you in the next video

kelime dağarcığınızın derinliği bu dersi izlediğiniz için teşekkürler bir sonraki videoda görüşürüz