Top 10 Phrasal Verbs for Business in English

Wanna speak real English from your first lesson sign up for your free lifetime account at English class 101.com

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak istiyorsanız English class 101.com'da ömür boyu ücretsiz hesabınıza kaydolun

Hi everybody. Welcome back to top words. My name is Alisha

Herkese merhaba. En iyi kelimelere tekrar hoş geldiniz. Benim adım Alisha

And today we're gonna talk about 10 phrasal verbs for business. So let's go

Ve bugün iş için 10 deyimsel fiil hakkında konuşacağız. Öyleyse hadi

step up

adım atalım

The first phrasal verb is step up step up means to move up or to level up

İlk deyimsel fiil adım adımdır adım yukarı ilerlemek veya seviye atlamak anlamına gelir

Usually to some kind of new challenging position or to a challenging project

Genellikle bir tür yeni zorlu pozisyona veya zorlu bir projeye

So I want to step up and do more for my company or I want to step up and take on this project

Bu yüzden adım atmak ve şirketim için daha fazlasını yapmak istiyorum veya istiyorum adım atmak ve bu projeyi üstlenmek

There's a nuance of a challenge a move upward a promotion perhaps and new challenges new

Bir meydan okumanın nüansı var bir yukarı doğru hareket belki bir terfi ve yeni meydan okumalar yeni

Responsibilities so in a sentence the new CEO really stepped up on this project great

Sorumluluklar yani bir cümleyle yeni CEO bu projede gerçekten hızlandı büyük

step down

adım aşağı

The next word is the opposite step down to step down

Bir sonraki kelime zıt adım aşağı İstifa etmek

Often means to resign or to quit one's job, especially at the higher levels of business

Genellikle, özellikle işin daha yüksek seviyelerinde birinin işinden istifa etmesi veya ayrılması anlamına gelir; bu

so a CEO might step down from his position or her position if they've made a big mistake or if the company has had

nedenle, bir CEO büyük bir hata yaptıysa veya şirketin Sorunları varsa, pozisyonundan veya pozisyonundan istifa edebilir, bu

Problems so sometimes this can mean resign

nedenle bazen bu olabilir. istifa demek

Sometimes this means just moving to a lower position in the company

Bazen bu sadece şirkette daha düşük bir pozisyona geçmek anlamına gelir.

You can you'll have to look into the specifics of the situation

Durumun ayrıntılarını incelemeniz gerekebilir.

To figure out exactly the meaning but step down means to go to a position of lower

Anlamını tam olarak anlamak için, ancak geri adım atmak, daha düşük Sorumlu bir pozisyona geçmek anlamına gelir

Responsibility. So in a sentence following multiple serious mistakes the government official stepped down

. Yani birden çok ciddi hatanın ardından bir cümlede hükümet yetkilisi adımını attı

measure up

ölçmek ölçmek

The next expression is measure up measure up is a word or a phrasal verb that we use to mean compare

Sonraki ifade ölçmek ölçmek ölçmek karşılaştırmak anlamında kullandığımız bir sözcük ya da deyimsel bir

We say how does something measure up or does this measure up to?

fiildir.

meaning is

anlamı

item a

a maddesidir

Equal to item B is item a better than item B

B maddesine eşittir a maddesi B maddesinden daha iyidir

This is a question or a word that we use to ask how one thing compares to another thing

Bu, bir şeyin başka bir şeyle nasıl karşılaştırıldığını sormak için kullandığımız bir soru veya kelimedir.

So like how does candidate a measure up to candidate B is a question of comparison between these two these two items

bu ikisi bu iki madde arasında

Or does this project measure up to our past work?

Yoksa bu proje geçmiş çalışmalarımızla örtüşüyor mu?

In other words is this project equal to or is it comparable to our past works?

Yani bu proje geçmiş çalışmalarımıza eşit mi yoksa karşılaştırılabilir mi?

So measure up is used when comparing two things

Öyleyse ölçü iki şeyi karşılaştırırken kullanılır

So in a sentence, how does the new plan measure up to our past ideas?

Yani bir cümlede, yeni plan geçmiş fikirlerimizle nasıl ölçülür? Kenara

step aside

çekilmek

The next expression we've talked about step up step down now. We'll talk about step aside. So step aside

Bahsettiğimiz bir sonraki ifade, adım yukarı adım adım şimdi aşağı adım. Kenara çekilme hakkında konuşacağız. Öyleyse kenara çekil

Means to move out of the way

yoldan çekilmek anlamına gelir Bu, ille de

It doesn't mean necessarily to move up in in position or to move down in position

pozisyonda yükselmek veya pozisyonda aşağı inmek anlamına gelmez.

But step aside means just temporarily to remove someone or to remove yourself from a situation

So you can use this not just in business

sadece iş için

But maybe in a very crowded space like let's step aside and have this

Ama belki çok kalabalık bir alanda, hadi kenara çekilelim ve bu

Discussion you can use that in a business meeting as well - step aside is to remove

Tartışmayı yapalım, bunu bir iş toplantısında da kullanabilirsiniz - kenara çekilmek,

yourself from a main group or from one situation

kendinizi bir ana gruptan veya bir durumdan uzaklaştırmaktır.

Go away from that situation

Bu durumdan

Temporarily mmm. That's how we use step aside

geçici olarak uzaklaşın. . Kenara çekilmeyi böyle kullanırız

So in a sentence the company feels you should step aside like please move away from this project

Yani bir cümlede şirket, lütfen bu projeden uzaklaşın gibi kenara çekilmeniz gerektiğini hisseder.

swoop in

The next expression is swoop in swoop in so we use swoop for example with birds

We can say the bird swooped in but in a business situation

Bir iş durumunda,

it's somebody usually someone a person or maybe a team that

Suddenly joins the company or suddenly joins a project and maybe makes a lot of changes

aniden şirkete katılan veya aniden bir projeye katılan ve belki de pek çok değişiklik yapan, genellikle birisi, bir kişi veya belki bir ekiptir,

so for example a a consulting firm might swoop in to a situation or might swoop in to a project or

örneğin bir danışmanlık firması bir duruma dalabilir veya bir projeye dalabilir. veya

Maybe the boss swooped in to the meeting and made a lot of changes. So these

Belki de patron toplantıya daldı ve birçok değişiklik yaptı. Yani

These sentences these are situations where something

bu cümleler bunlar,

suddenly happens by a one person or by a group of people in another sentence the consultant swooped in and changed around our

bir kişinin veya bir grup insan tarafından başka bir cümlede aniden bir şeyin meydana geldiği durumlardır, danışmanın baskın yaptığı ve tüm organizasyonumuzun etrafında değiştiği durumlardır.

entire organization

Shake up

The next phrasal verb is shake up shake up means to make a lot of changes at one time or two maybe change

Bir veya iki kerede meydana gelen değişikliklerin bir veya iki kerede değişmesi

Atmosphere or to change a company feeling this can also be applied to situations

Atmosferi değiştirmek veya bir şirketin hissini değiştirmek için bu aynı zamanda

Outside of work like maybe art for example other industries

sanat gibi iş dışındaki durumlara da uygulanabilir, örneğin diğer endüstriler,

manufacturing industry it means to make changes for so one person or one group makes changes so you could say for example

imalat endüstrisi, bir kişi veya bir grup için değişiklik yapmak anlamına gelir Örneğin

Apple shook up the

Apple,

Smartphone industry when it introduced the iPhone so it means to make changes or to bring about new change in a sentence

iPhone'u piyasaya sürdüğünde akıllı telefon endüstrisini sarstı diyebilirsiniz, bu yüzden bir cümlede değişiklik yapmak veya yeni bir değişiklik getirmek anlamına gelir.

She really shook up our department with her innovative ideas

Yenilikçi fikirleriyle departmanımızı gerçekten sarstı

Come online

Come online

The next expression is come online come online. So this is interesting

Bir sonraki ifade come online come çevrimiçi. Yani bu ilginç

Of course, you're watching this video presumably probably on the internet online right now

Tabii ki, bu videoyu muhtemelen şu anda internette çevrimiçi olarak izliyorsunuzdur.

But the expression come online means become able to use something

Ancak come online ifadesi, bir şeyi kullanabilmek anlamına gelir.

Usually publicly or at least within your company

So when a new project comes online, it means it's it's now available

artık mevcut

It can be used or it can be purchased. We typically use this expression for some kind of service

Kullanılabilir veya satın alınabilir. Bu ifadeyi genellikle bir tür hizmet için kullanırız,

so for example a web platform or

örneğin bir web platformu veya

An application or something that other people can use so come online means become available

bir uygulama veya diğer insanların kullanabileceği bir şey, bu nedenle

Come online means become available in a sentence then our new service is going to come online at the end of the month

come online anlamına gelir. ay sonu,

expand into

içine doğru genişlet

The next expression is expand into expand into so we can use expand into to mean moving

Bir sonraki ifade, genişlet içine genişlet, böylece

More or moving to another place or to another industry with your business

iş operasyonlarınızla birlikte daha fazla veya başka bir yere veya başka bir sektöre taşınmak için genişletmeyi kullanabiliriz,

operations so we can use perhaps a country or a region after this expression or we can use an

böylece bundan sonra belki bir ülke veya bölge kullanabiliriz ifadesi veya

Industry name after this expression so you can say we want to expand into China

bu ifadeden sonra bir Endüstri adı kullanabiliriz, böylece Çin'e açılmak istiyoruz diyebilirsiniz

We want to expand into Japan with our business or you can say we want to expand into the electronics industry

İşimizle Japonya'ya açılmak istiyoruz veya elektronik endüstrisine açılmak istediğimizi söyleyebilirsiniz

We want to expand into the service industry

Hizmet sektörüne açılmak istiyoruz

expanding

Into something talks about the direction

Bir şeye doğru genişlemek,

You want your company to move in expand into so in a sentence. We'd like to expand into some other markets

bir cümlede şirketinizin ilerlemesini istediğiniz yönden bahseder. Getirmek için diğer bazı pazarlara açılmak istiyoruz. Bir

to bring about

The next expression is to bring about to bring about means to make something happen to cause something to happen

sonraki ifade getirmek, bir şeyin olmasına neden olmak için bir şeyin olmasını sağlamak anlamına gelir.

We often use this to talk about change. I can be positive or it can be negative

Bunu genellikle değişimden bahsederken kullanırız. Pozitif olabilirim veya negatif olabilir

I feel I tend to use this more in a positive situation, but that might just be me

Bunu daha çok pozitif bir durumda kullanma eğiliminde olduğumu hissediyorum, ama bu sadece

So to bring about means to cause something or yet to make something happen

In a sentence, don't you think we should try to bring about change in our company?

ben olabilirim. şirketimizde değişiklik yaratmaya çalışmamız gerektiğini düşünüyor musunuz? Bir

Take on the next expression is take on so take on if you if you can kind of make a visual

sonraki ifade Take on yani Take on yani eğer bir nevi görsel yapabilirsen

With this phrasal verb, you can take something and attach it to yourself to take on

bu deyimsel fiil ile bir şeyi alıp kendine bağlayarak bir

something but this thing you're taking is

şeyi üstlenebilirsin ama aldığın bu şey

responsibility

sorumluluk yani

So to take on something it has the nuance of a challenge or a new responsibility

bir meydan okuma veya yeni bir sorumluluk nüansına sahip bir şeyi üstlenmek Bu

It's something that is generally seen as positive

genellikle olumlu olarak görülen bir şeydir.

But perhaps could be maybe a lot of new work or a big new project. For example

Ama belki bir sürü yeni iş veya büyük bir proje olabilir.

So I might say I want to take on some new

Örneğin, bu yıl bazı yeni Projeler almak istediğimi söyleyebilirim

Projects this year or you could use it outside of business like in a kind of aggressive

veya bunu iş dışında,

Situation like like I tried to take on a really big guy at the club, but he punched me so

örneğin kulüpte gerçekten büyük bir adamla uğraşmaya çalıştığım ama bana yumruk attığı gibi agresif bir Durumda kullanabilirsiniz. Yani

You could use this too, but it has the nuance of challenge ever every time you use it

bunu da kullanabilirsiniz, ancak her kullandığınızda meydan okuma nüansı var.

So in a different sentence I was asked to take on more

Bu yüzden farklı bir cümleyle benden ofiste daha fazla Sorumluluk almam istendi

Responsibilities at the office. Oh

. Ah bu

That's the end. So those are 10 - phrasal verbs for business

son. Yani bunlar 10 - iş için deyimsel fiiller

I hope that those are useful for you if they are

Umarım bunlar sizin için yararlıdır, eğer öyleyse

Please let us know in the comments

Lütfen yorumlarda bize bildirin

If you have any questions also

Herhangi bir sorunuz varsa lütfen

please let us know there - if you haven't already please make sure to like this video and

orada bize bildirin - henüz yapmadıysanız lütfen beğendiğinizden emin olun Bu videoyu ve

Subscribe to our Channel also check us out at English class 101.com for more good stuff

Kanalımıza Abone olun, ayrıca daha fazla güzel şey için English class 101.com'da bize göz atın

Thank you very much for watching this episode of top boards, and we will see you again soon. Bye

En iyi panoların bu bölümünü izlediğiniz için çok teşekkür ederiz, yakında tekrar görüşürüz. Hoşçakal