Learn 60 English Action Verbs In Under 10 Minutes! Acted Out For Easy Memorization!

Kick.

Tekme atmak. Parmak

Flick.

şıklatmak.

Skip.

Atlamak.

Punch.

Yumruk.

Yank.

Çekmek.

Hi, Bob the Canadian here.

Merhaba, Kanadalı Bob burada.

Welcome to this English lesson

where I'm going to help you learn

over 50 English action verbs

50'den fazla İngilizce eylem fiilini öğrenmenize yardımcı olacağım

and I'm going to try and make them really easy to remember

ve hepsini canlandırarak hatırlamayı gerçekten kolaylaştıracağım bu İngilizce dersine hoş geldiniz

by acting them all out.

.

(light music)

(hafif müzik)

Well hey, welcome to this English lesson,

Pekala hey, vücudumuzla yaptığımız bazı İngilizce eylem fiillerini öğrenmenize yardımcı olacağım bu İngilizce dersine hoş geldiniz

where I'm going to help you learn some English action verbs

that we do with our bodies.

.

Before we get started though,

Başlamadan önce,

if this is your first time here,

buraya ilk kez geliyorsanız,

don't forget to click that red subscribe button

kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helps you learn

ve bu video

just a little bit more English.

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı oluyorsa bana bir başparmak verin.

Let's get started.

Başlayalım.

Let's start by talking about the eyes.

Gözlerden bahsederek başlayalım. Geceleri

When you go to bed at night you close your eyes

yatağa gittiğinizde,

so that you can fall asleep.

uykuya dalmak için gözlerinizi kapatırsınız.

In the morning when you wake up you open your eyes

Sabah uyandığınızda

so that you can see.

görebilmek için gözlerinizi açarsınız.

During the day you blink a lot.

Gün boyunca çok fazla göz kırparsınız.

I'm not sure exactly how many times

Tam olarak kaç kez olduğundan emin değilim

and you don't even need to think about it.

ve bunun hakkında düşünmenize bile gerek yok.

You just blink to keep your eyes moist.

Sadece gözlerini nemli tutmak için kırpıyorsun.

If someone does something you don't like

Birisi hoşunuza gitmeyen bir şey yaparsa,

you might stare at them.

onlara bakabilirsiniz.

That means you just keep looking

Bu, onlara uzun süre doğrudan bakmaya devam ettiğiniz anlamına gelir

at them directly for a long time

and of course there's a couple other things.

ve elbette birkaç şey daha vardır.

You can cover your eyes,

Gözlerinizi kapatabilirsiniz

or you might tell a child to cover their eyes

ya da bir çocuğa görmemesi gereken bir şeyi görmesinler diye gözlerini kapatmasını söyleyebilirsiniz

so they don't see something that they're not supposed to

and if you like someone, you might wink at them.

ve birini seviyorsanız ona göz kırpabilirsiniz. Göz

I'm not very good at winking.

kırpmakta pek iyi değilim.

I can do it with this eye,

Bu gözle yapabiliyorum

but I have trouble doing it with that eye.

ama o gözle yapmakta zorlanıyorum.

So you might be wondering

is there anything you can do with your whole head?

Kafanın tamamıyla yapabileceğin bir şey var mı diye merak ediyor olabilirsin.

Well, there's two things actually.

Aslında iki şey var.

If you agree with someone you can nod

Biriyle aynı fikirdeyseniz başınızı sallayabilirsiniz

and if you disagree with someone you can shake your head.

ve biriyle aynı fikirde değilseniz başınızı sallayabilirsiniz.

A nod, or to nod means yes

Bir baş sallama veya sallama evet anlamına gelir

and if you shake your head, it means no.

ve başınızı sallarsanız bu hayır anlamına gelir.

So what kind of actions can you do with your nose?

Peki burnunuzla ne tür hareketler yapabilirsiniz?

Well, little kids and adults sometimes will pick their nose.

Küçük çocuklar ve yetişkinler bazen burunlarını karıştırırlar.

They'll put their finger in their nose,

Parmaklarını burunlarına sokacaklar,

I'm not actually doing it by the way

bu arada aslında yapmıyorum

and they'll pick their nose.

ve burunlarını karıştıracaklar.

Sometimes when you are not feeling well

Bazen kendinizi iyi hissetmediğinizde

you need to blow your nose.

burnunuzu sümkürmeniz gerekir.

I'm not actually gonna do it because I don't need to

Aslında yapmayacağım çünkü ihtiyacım yok

and if you're sick you will sometime sneeze.

ve eğer hastaysan bir ara hapşırırsın.

Ahchoo.

Ahçu.

You can also use your nose to sniff.

Burnunuzu koklamak için de kullanabilirsiniz.

(sniffing)

(koklayarak)

Maybe before you plug your nose, you sniff

Belki burnunu tıkamadan önce burnunu çekersin

and you smell something that doesn't smell very good

ve pek güzel kokmayan bir şeyin kokusunu alırsın

and if you're good at it, you can wiggle your nose.

ve bu işte iyiysen burnunu oynatabilirsin.

It's kind of hard for me to do.

Bunu yapmak benim için biraz zor.

(whistling)

(ıslık)

Hi, let's talk a little bit about the mouth.

Merhaba, biraz da ağızdan bahsedelim. Ağızla yapabileceğiniz

There are a lot of things that you can do with the mouth.

birçok şey var .

Obviously you can talk and you can speak with your mouth

Belli ki konuşabiliyorsun ve ağzınla konuşabiliyorsun

and you can also whistle like I was just doing.

ve benim yaptığım gibi ıslık da çalabiliyorsun.

(whistling)

(ıslık çalar)

You can also sing with your mouth.

Ağzınla da şarkı söyleyebilirsin.

La la la la.

La la la la.

That's about as much singing

as you're probably gonna hear from me.

Muhtemelen benden duyacağın şarkı sayısı bu kadar.

You can whisper with your mouth.

Ağzınla fısıldayabilirsin.

So if you wanna talk really quietly to someone

Yani biriyle gerçekten sessizce konuşmak istersen

you might whisper to them.

ona fısıldayabilirsin.

(humming)

(uğultu) Ağzınızla

Another thing you might do with your mouth is hum.

yapabileceğiniz başka bir şey de mırıldanmaktır .

Maybe you don't like to sing and you don't like to whistle.

Belki şarkı söylemeyi sevmiyorsun ve ıslık çalmayı sevmiyorsun.

Maybe you like to hum.

Belki mırıldanmayı seversin.

(humming)

(uğultu) Ağzınla

Another thing you might do with your mouth is kiss.

yapabileceğin başka bir şey de öpmek.

I'm not going to kiss Jen right now,

Şu anda Jen'i öpmeyeceğim

but I'll demonstrate using my hand.

ama elimi kullanarak göstereceğim.

So you can also use your mouth to give someone a kiss.

Yani ağzınızı birini öpmek için de kullanabilirsiniz.

Obviously when you're eating food,

Belli ki yemek yerken

you're going to use your mouth to chew

çiğnemek için ağzınızı kullanacaksınız

and if you're not feeling well, you will probably cough.

ve kendinizi iyi hissetmiyorsanız muhtemelen öksüreceksiniz.

We used to cover our mouth when we coughed,

Öksürdüğümüzde ağzımızı kapatırdık,

we used to go,

giderdik

but now we're supposed to cough into our elbow

ama şimdi dirseğimizin içine öksürmemiz gerekiyor

and of course, how could I forget,

ve tabii nasıl unuturum, dondurma

when you have an ice cream cone,

külahı varken dondurmayı

you can lick the ice cream.

yalayabilirsiniz.

That's really good ice cream.

Bu gerçekten iyi bir dondurma.

Let's talk about the ears.

Kulaklar hakkında konuşalım.

If you are somewhere really loud

Çok gürültülü bir yerdeyseniz

you might plug your ears or you might cover your ears.

kulaklarınızı tıkayabilir veya kulaklarınızı kapatabilirsiniz. Gerçekten gürültülü olduğu bir yerdeyseniz

Those are two things you can do

yapabileceğiniz iki şey bunlar

if you're somewhere where it's really loud.

.

When I was a kid my grandmother used to pull on my ears

Ben çocukken anneannem

when I was bad.

kötü olduğumda kulaklarımı çekerdi.

That wasn't very nice

Bu pek hoş değildi

and the last thing you can do

ve yapabileceğiniz son şey,

is if you are having trouble hearing someone

birini duymakta güçlük çekiyorsanız

you can cup your ear.

kulağınızı tıkayabilirsiniz.

So when you cup your ear with your hand

Bu nedenle, elinizle kulağınızı kavradığınızda,

it makes it easier to hear somebody.

birisini duymanız daha kolay olur.

So let's talk a little bit about the hands.

O halde biraz da eller hakkında konuşalım.

There are a few things you can do with your hands

Ellerinizle yapabileceğiniz

that aren't very nice.

pek hoş olmayan birkaç şey var.

You can pinch someone.

Birini çimdikleyebilirsiniz.

That's when you grab their skin like this.

İşte o zaman derilerini böyle kaparsın.

It's not very nice when you do this,

Bunu yaptığınızda pek hoş olmuyor

but you can pinch someone.

ama birini çimdikleyebilirsiniz.

You can poke someone with your finger.

Parmağınızla birini dürtebilirsiniz.

You can poke someone if you have a question,

Bir sorunuz varsa birini dürtebilirsiniz,

you can say, excuse me, sir I have a question.

afedersiniz efendim bir sorum var diyebilirsiniz.

You can punch someone.

Birini yumruklayabilirsin.

It's not very nice to punch someone,

Birine yumruk atmak pek hoş değil

but if you watch a boxing match

ama bir boks maçı izlerseniz

you will see them punch each other

onların birbirini yumrukladığını görürsünüz

and you could slap someone.

ve birisine tokat atabilirsiniz.

I did this in my video last week

Bunu geçen hafta

when I was pretending there was a mosquito on me.

üzerimde sivrisinek varmış gibi yaptığım videomda yapmıştım.

So you can pinch, punch, poke, or slap.

Böylece çimdikleyebilir, yumruklayabilir, dürtebilir veya tokatlayabilirsiniz.

In the winter in Canada sometimes

Kanada'da kışın bazen

the doors to our vehicles freeze shut

araçlarımızın kapıları donarak kapanır

and you need to yank on the door to get it open.

ve kapıyı açmak için kapıyı çekmeniz gerekir.

That means you need to pull really hard on it.

Bu, onu gerçekten sert bir şekilde çekmeniz gerektiği anlamına gelir.

We also have another verb to tug.

Çekmek için başka bir fiilimiz daha var.

You have to tug on the door to get it open.

Kapıyı açmak için çekmeniz gerekiyor.

This one's frozen shut.

Bu donmuş durumda.

When you pull on something

Bir şeyi çektiğinizde, onu çekerken size doğru

you're trying to make it come towards you when you pull it.

gelmesini sağlamaya çalışırsınız . Bir

When you push on something

şeye bastığınızda,

you're trying to make it go away from you.

onu kendinizden uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz.

I remember when I was a little kid

Küçük bir çocukken

my dad taught me how to snap my fingers.

babamın bana parmaklarımı nasıl şıklatacağımı öğrettiğini hatırlıyorum.

When you snap your fingers, it makes a really cool sound.

Parmaklarınızı şıklattığınızda, gerçekten harika bir ses çıkarır.

We can also use our fingers to flick things.

Bir şeyleri hafifçe itmek için parmaklarımızı da kullanabiliriz.

So if a mosquito landed on me I could flick it away.

Yani üzerime bir sivrisinek konsa, onu uzaklaştırabilirdim.

We use our fingers to point.

İşaret etmek için parmaklarımızı kullanırız.

So if I wanted you to go over there

Yani oraya gitmeni isteseydim,

I could point over there to let you know which way to go

hangi yöne gideceğini bilmen için orayı işaret edebilirdim

and we also use our fingers to make really bad gestures,

ve gerçekten kötü hareketler yapmak için parmaklarımızı da kullanırız,

but I'm not going to show you

ama sana

which gesture I'm making here,

burada hangi hareketi yaptığımı göstermeyeceğim. ,

because it's not a very nice one.

çünkü çok hoş bir şey değil.

Speaking of mosquitoes,

Sivrisineklerden bahsetmişken,

if there were mosquitoes flying around me right now,

şu anda etrafımda sivrisinekler uçuşuyor olsa

I could swat them.

onları ezebilirdim.

When you do this with your hands, you are swatting.

Bunu ellerinizle yaptığınızda , ter atıyorsunuz.

We also, when we really like a performance, we'll clap.

Ayrıca bir performansı gerçekten beğendiğimizde alkışlarız. Buna

It's also called applause.

alkış da denir.

It's always nice to clap your hands

when someone does a good job playing music,

Birisi müzik çalarken

or performing in a play.

ya da bir oyunda iyi bir performans sergilerken ellerinizi çırpmak her zaman güzeldir.

The other thing we use our hands for

Ellerimizi kullandığımız diğer bir şey de, eskiden

is we used to shake hands with people,

insanlarla tokalaşırdık

but now we actually bump elbows.

ama şimdi gerçekten dirseklerimizi çarpıyoruz.

Shaking hands is no longer considered

El sıkışmak artık hastalık yaydığı için

to be a good thing to do because it spreads disease.

iyi bir şey olarak görülmüyor .

So now we bump elbows.

Şimdi dirseklerimizi çarpıyoruz.

Hey, how are you doing?

Hey nasılsın?

When you see someone, you know, you sometimes wave to them

Birini gördüğünde, bilirsin, bazen ona el sallarsın

and there's a few other things that you do with your hands

ve ellerinle yaptığın birkaç şey daha var, bunları

that I need to explain as well.

da açıklamam gerekiyor.

Sometimes you will tickle someone.

Bazen birini gıdıklarsın.

If it's someone you know really well, or a little kid,

Çok iyi tanıdığınız biriyse veya küçük bir çocuksa,

you might tickle them.

onları gıdıklayabilirsiniz.

That's when you kind of do this with your hand

İşte o zaman bunu elinizle yaparsınız

and it makes them giggle.

ve bu onları kıkırdatır.

I am a very ticklish person.

Ben çok gıdıklanan bir insanım.

I do not like to be tickled.

Gıdıklanmayı sevmiyorum. Elinle

The other thing you can do with your hand is you can rub.

yapabileceğin diğer şey ise ovmak.

When you do this with your hand, you are rubbing.

Bunu elinizle yaptığınızda ovuşturuyorsunuz.

This is to rub

Bu ovmak

and the other thing you can do is squeeze.

ve yapabileceğiniz diğer şey sıkmak.

So when you grab something like this, like my arm,

Kolum gibi böyle bir şeyi tuttuğunda,

I can grab it and then squeeze my arm.

onu yakalayabilir ve sonra kolumu sıkabilirim.

Oscar likes it when I pet him

Oscar onu okşamamdan hoşlanıyor

and that's one more thing you can do with your hands.

ve bu da ellerinle yapabileceğin bir şey daha .

If you're somewhere where there's really good, loud music

Gerçekten iyi, yüksek sesli müziğin olduğu bir yerdeyseniz

you can dance.

dans edebilirsiniz.

I think this is the first time I'm dancing in a video.

Sanırım ilk defa bir videoda dans ediyorum.

If you don't know something

Bir şey bilmiyorsanız, omuz

you can use your shoulders to shrug.

silkmek için omuzlarınızı kullanabilirsiniz.

If the teacher asks you a question

Öğretmen size bir soru sorarsa

and you don't know the answer

ve siz cevabı bilmiyorsanız

you can just say, I don't know.

, sadece Bilmiyorum diyebilirsiniz. Tekerlemelerle

The other thing you can do that rhymes was shrug is hug.

yapabileceğiniz diğer şey omuz silkmek, sarılmaktı.

That's when you go like this to someone

İşte o zaman birine böyle gidersin

and you just put your arms around them

ve

so that they know that you like them.

onlardan hoşlandığını anlamaları için kollarını etrafına dolarsın.

Let's talk about the difference between to trip and to slip.

Gezmek ve kaymak arasındaki farktan bahsedelim.

If I was walking along

Yürüyor olsaydım

and there was something like this brick here,

ve burada bu tuğla gibi bir şey olsaydı,

I might trip on it.

ona takılıp düşebilirdim.

So when you trip on something, it means you walk into it.

Yani bir şeye takılıp düştüğünüzde, bu ona doğru yürüdüğünüz anlamına gelir.

If however, there was some ice here

Ancak, burada biraz buz vardı

and I was walking along and I slipped on it.

ve ben yürüyordum ve üzerinde kaydım.

That way it would be how you use the verb to slip.

Bu şekilde, kaymak için fiili nasıl kullandığınız olacaktır.

So to trip means you walk into something.

Yani tökezlemek, bir şeye doğru yürümek demektir.

To slip means you're on something slippery.

Kaymak, kaygan bir şeyin üzerinde olduğun anlamına gelir.

Another action you can do is you can jump,

Yapabileceğiniz bir diğer hareket de zıplamak

or if you want, you can go on one foot and you can hop.

ya da isterseniz tek ayak üzerinde gidip zıplamak.

I'm gonna try not to fall over.

Düşmemeye çalışacağım.

You can also squat and look at something on the ground

Ayrıca çömelip yerdeki bir şeye bakabilir

and if you're playing a game like soccer

ve futbol gibi bir oyun oynuyorsanız

you can kick the ball.

topa vurabilirsiniz.

I'm pretty sure

you already know the verb to run and to walk,

Koşmak ve yürümek fiilini zaten bildiğinize eminim,

but we also have the verb to tip toe.

ama aynı zamanda parmak ucuna gitmek fiilimiz de var.

When you tip toe, you walk really carefully and quietly.

Parmak ucunuzda, gerçekten dikkatli ve sessizce yürüyorsunuz.

So people won't hear you.

Böylece insanlar sizi duymaz.

Sometimes little kids will also skip.

Bazen küçük çocuklar da atlayabilir.

It looks like this.

Bu gibi görünüyor.

I did an earlier.

Daha önce yaptım.

Hey, Bob the Canadian here.

Hey, Kanadalı Bob burada.

Thank you so much for watching this English lesson

where I hope you were able to learn

a few more English action verbs.

Birkaç İngilizce eylem fiili daha öğrenebileceğinizi umduğum bu İngilizce dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim.

If you're new here

Burada yeniyseniz,

don't forget to click that red subscribe button

kırmızı abone ol düğmesini tıklamayı unutmayın

and give me a thumbs up if this video helped you learn

ve bu video

just a little bit more English

biraz daha fazla İngilizce öğrenmenize yardımcı olduysa bana bir başparmak verin

and if you have some more time

ve biraz daha zamanınız

why don't you stick around and watch another English lesson.

varsa neden burada kalıp izlemiyorsunuz? başka bir İngilizce dersi.

(light music)

(hafif müzik)