A Simple Clear Explanation of the Verb TO DO

Well, hello and welcome

Merhaba, to

to this English lesson about the verb, to do.

do fiiliyle ilgili bu İngilizce dersine hoş geldiniz.

I've had a number of requests from viewers

İzleyicilerden

to do a lesson about this, about the verb, to do, do, does,

bununla ilgili, fiil, yapmak, yapmak, yapmak,

did, didn't, doesn't, all the various forms of that verb

yapmak, yapmadı, yapmamak, fiilin tüm çeşitli biçimleri

and how to use it

ve nasıl kullanılacağı hakkında bir ders vermem için çok sayıda talep aldım.

when you're having an English conversation.

İngilizce sohbet ederken.

So in this English lesson, I'll do just that,

Yani bu İngilizce dersinde tam olarak bunu yapacağım

but you'll have to bear with me.

ama bana katlanmak zorundasın.

I'm going to do this lesson inside.

Bu dersi içeride yapacağım.

The weather outside is not very nice,

Dışarıda hava pek güzel değil,

so there won't be any beautiful backgrounds

bu yüzden

while I do this lesson,

bu dersi yaparken güzel arka planlar olmayacak,

but please do watch the entire thing.

ama lütfen tamamını izleyin.

I think I'll explain this in a way that might help you

Sanırım bunu,

in your next English conversation

when you need to use the verb, to do.

yapmak fiilini kullanmanız gerektiğinde sonraki İngilizce konuşmanızda size yardımcı olabilecek şekilde açıklayacağım.

(upbeat music)

(iyimser müzik) Şimdiki zamanda konuşurken

Let's start by reviewing how to form the verb

fiilin nasıl oluşturulacağını gözden geçirerek başlayalım

when you're talking in the present tense.

.

With I, you, they, and we, it's just do.

Ben, sen, onlar ve biz ile sadece yap.

I do, you do, they do, we do.

Ben yaparım, sen yaparsın, onlar yapar, biz yaparız.

But when you use he and she,

Ama he ve she'yi kullandığınızda,

it becomes does for some reason.

nedense do olur.

So he does, she does.

O yapar, o yapar.

So when you're talking about something

Yani

that's happening right now,

şu anda olan bir şeyden,

something that is true right now,

şu anda doğru olan bir şeyden bahsederken

we use I do, you do, they do, and we do.

ben yaparım, sen yaparsın, onlar yapar ve biz yaparız.

Or if you use he and she, it's he does and she does.

Veya o ve o kullanırsanız, o yapar ve o yapar. Do done'yi bu zamanda, şimdiki zamanda

The most common way to use do though in this tense,

kullanmanın en yaygın yolu ,

in the present tense is when we are saying

that something is true or we're answering a question,

bir şeyin doğru olduğunu söylediğimiz veya bir soruya cevap verdiğimiz,

where we want to tell someone something is true

birine bir şeyin doğru olduğunu söylemek

and we want to emphasize it.

ve bunu vurgulamak istediğimiz zamandır.

So you might hear people say something like this,

Yani insanların şöyle bir şey söylediğini duyabilirsiniz,

"I do like bananas," or "He does work at that store."

"Muz severim" veya "O, o mağazada çalışıyor."

These are usually responses to questions,

Bunlar genellikle,

where someone wants to emphasize that something is true.

birisinin bir şeyin doğru olduğunu vurgulamak istediği sorulara verilen yanıtlardır.

"Do you like bananas?"

"Muz sever misin?"

"I do like bananas."

"Muzları severim."

"Does he work at that store?"

"O mağazada çalışıyor mu?"

"He does work at that store."

"O mağazada çalışıyor."

You can even hear when I'm using the word do

Hatta do kelimesini kullandığımda duyabilirsiniz

and the word does, I'm even emphasizing it a bit

, hatta

with how I say the word.

kelimeyi söyleyiş şeklimle onu biraz vurguluyorum.

"I do like bananas."

"Muzları severim."

"He does work at that store."

"O mağazada çalışıyor."

So this would be in response to questions like,

Yani bu ,

"Do you like bananas?"

"Muz sever misin?"

"Does he work at that store?"

"O mağazada çalışıyor mu?"

And it's a way to emphasize that it is true.

Ve bunun doğru olduğunu vurgulamanın bir yolu.

Let's talk a little bit though

about the negative with I, you, they, and we,

Ben, sen, onlar ve biz ile ilgili olumsuzluklardan biraz bahsedelim,

it becomes do not or the contraction don't.

do not ya da do not olur.

That's actually far more common.

Bu aslında çok daha yaygın.

So I do not or I don't.

Yani yapmıyorum ya da yapmıyorum.

You do not or you don't.

Yapmıyorsun ya da yapmıyorsun.

They do not or they don't.

Yapmıyorlar ya da yapmıyorlar.

Or we do not or we don't.

Ya da yapmıyoruz ya da yapmıyoruz. Bununla birlikte

With he and she though, it becomes does not,

, kasılma olmaz

or what's more common, the contraction doesn't.

veya daha yaygın olanı, kasılma olmaz.

He does not or he doesn't.

Yapmıyor ya da yapmıyor.

She does not or she doesn't.

Yapmıyor ya da yapmıyor.

So I don't, you don't, they don't, and we don't.

Yani ben yapmıyorum, sen yapmıyorsun, onlar yapmıyor ve biz yapmıyoruz.

He doesn't and she doesn't.

O yapmaz ve yapmaz.

And you've probably guessed it, we used the negative

Ve muhtemelen tahmin etmişsinizdir ,

to talk about something that isn't true.

doğru olmayan bir şey hakkında konuşmak için olumsuzu kullandık.

So if someone was to ask me this question,

Yani biri bana şu soruyu sorsaydı,

"Do you like bananas?"

"Muz sever misin?"

I could say, "I don't like bananas."

"Muz sevmem" diyebilirim.

"Does he like bananas?"

"Muz sever mi?"

"He doesn't like bananas."

"Muz sevmez."

You could ask a question like this.

Şöyle bir soru sorabilirsiniz.

"Does she work at that store?"

"O mağazada çalışıyor mu?"

"No, she doesn't work at that store."

"Hayır, o mağazada çalışmıyor."

So anytime you want to describe something that isn't true,

Yani ne zaman doğru olmayan bir şeyi tarif etmek istersen,

you would use don't or you would use doesn't.

don't kullanırsın ya da does't kullanırsın.

So let's talk a little bit about the past.

O halde biraz geçmişten bahsedelim.

And this is way easier, by the way.

Ve bu arada, bu çok daha kolay.

You just need to know the word did.

Sadece yaptım kelimesini bilmen gerekiyor.

For some reason, the verb, to do,

Nedense, yapmak fiilinin

just has one form in the past.

geçmişte sadece bir biçimi vardır.

I did, you did, they did, we did, he did, she did.

Ben yaptım, sen yaptın, onlar yaptı, biz yaptık, o yaptı, o yaptı.

We use this when we talk about something in the past

Bunu geçmişte,

that is either no longer true or is finished.

artık gerçek olmayan veya bitmiş bir şeyden bahsederken kullanırız.

It's not happening anymore.

Artık olmuyor.

So you can say things like this, "I did like bananas,"

Yani, "Muzları severdim" gibi şeyler söyleyebilirsiniz,

but this does mean that now you probably don't like bananas.

ancak bu, artık muhtemelen muzları sevmediğiniz anlamına gelmez.

So it's something that was true in the past

Yani geçmişte doğru olan ama

that isn't true anymore.

artık doğru olmayan bir şey.

You could also say things like this.

Bunun gibi şeyler de söyleyebilirsin.

"He did buy a computer,"

"Bir bilgisayar satın aldı",

meaning that he went out to a store

yani bir mağazaya gitti

and he used his money to buy a computer.

ve parasını bir bilgisayar almak için kullandı.

He did buy a computer.

Bir bilgisayar satın aldı.

In some ways, we're using the word did to emphasize it,

Bazı yönlerden, bunu vurgulamak için did kelimesini kullanıyoruz,

because you could just say, "He bought a computer."

çünkü sadece "O bir bilgisayar satın aldı" diyebilirsiniz.

But when you say, "He did buy a computer,"

Ama "Bilgisayar aldı" derken cümlenin

we're emphasizing the meaning of the sentence a little bit.

anlamını biraz vurgulamış oluyoruz .

So I did like bananas means I no longer like them.

Bu yüzden muzları sevdim, artık onları sevmiyorum demektir.

And he did buy a computer

Ve bir bilgisayar satın aldı, bu da

means he went out and he bought a computer.

dışarı çıkıp bir bilgisayar aldığı anlamına geliyor.

When using the negative in the past,

Geçmişte negatif kullanırken,

it's actually quite easy as well.

aslında oldukça da kolaydır.

You simply use did not or the contraction didn't.

Basitçe did not veya kısaltması yoktu.

The contraction's actually far more common.

Kasılma aslında çok daha yaygın.

So you would say things like this.

Yani bunun gibi şeyler söylersin.

I didn't, you didn't, they didn't,

Ben yapmadım, sen yapmadın, onlar yapmadı, biz

we didn't, he didn't, she didn't.

yapmadık, o yapmadı, o yapmadı.

It's the same for all of them.

Hepsi için aynı.

So you might hear people talk about things

Böylece insanların artık doğru olmayan şeyler hakkında konuştuğunu duyabilirsiniz

that are no longer true.

.

You might hear a sentence like this,

"I didn't like bananas."

"Muz sevmedim" gibi bir cümle duyabilirsiniz.

That means that now, they probably do like bananas,

Bu, şimdi muhtemelen muzları sevdikleri anlamına gelir,

but at some point in the past,

ancak geçmişte bir noktada

bananas weren't something that they enjoyed.

muz, zevk aldıkları bir şey değildi.

Or you might hear someone talk about something

Veya birisinin olmamış veya olmamış bir şey hakkında konuştuğunu duyabilirsiniz

that didn't occur or didn't happen.

.

Sorry, I'm kind of using didn't to talk about didn't,

Üzgünüm, did't'i hakkında konuşmak için kullanmıyorum,

but I can't think of another way to describe it.

ama onu tarif etmenin başka bir yolunu düşünemiyorum.

So you might hear people say things like this,

Yani insanların

"He didn't buy the computer,"

"Bilgisayarı o almadı"

or "They didn't go to the game."

veya "Maça gitmediler" gibi şeyler söylediğini duyabilirsiniz.

So if you wanna talk about the past in the negative,

Dolayısıyla, geçmiş hakkında olumsuz konuşmak istiyorsanız ,

all you need to know is did not,

bilmeniz gereken tek şey, kasılmanın olmadığı

or actually the contraction didn't,

veya aslında kasılmanın olmadığıdır ki

which is far more common.

bu çok daha yaygın bir durumdur.

It's very common in English

İngilizce'de,

to start a question with do or does

if you're asking about something in the present,

şimdiki zamanda

or something current, or with the word did

veya güncel bir şey hakkında soru soruyorsanız do veya do ile veya

when asking about the past.

geçmiş hakkında soru sorarken did kelimesiyle başlamak çok yaygındır.

You'll hear questions like this.

gibi sorular duyacaksınız.

"Do you like bananas?"

"Muz sever misin?"

"Does he enjoy going to the movies?"

"Sinemaya gitmeyi sever mi?"

On Mondays at my work,

Pazartesi günleri işimde,

it's very common to hear people ask this question.

insanların bu soruyu sorduğunu duymak çok yaygın.

"Did you have a good weekend?"

"İyi bir hafta sonu geçirdin mi?"

"Did you have an enjoyable weekend?"

"Keyifli bir hafta sonu geçirdin mi?"

So when you ask a question

Yani bir soru sorduğunuzda

and it's about something that's current

ve bu güncel olan

or something that's happening right now,

veya şu anda olan bir şeyle ilgiliyse,

you can start with do or does.

do veya do ile başlayabilirsiniz.

And when you're asking about the past,

Ve geçmişi sorarken,

you can start with did.

did ile başlayabilirsin.

And just for fun, there are examples I'm going to give you,

Ve sadece eğlence olsun diye,

where we use the verb, to do, twice in the same sentence.

aynı cümlede yapmak fiilini iki kez kullandığımız örnekler vereceğim.

You could ask a question like this.

Şöyle bir soru sorabilirsiniz.

"Did you do your homework?"

"Ödevini yaptın mı?"

You start with the word did, and you also use the word do.

Did kelimesiyle başlıyorsunuz ve do kelimesini de kullanıyorsunuz.

"Did you do your homework?"

"Ödevini yaptın mı?"

And the response would be, "I did do my homework."

Ve cevap, "Ödevimi yaptım" olur.

If you ask a question like this,

Böyle bir soru sorarsanız,

"Do you do your homework during the day?"

"Ödevinizi gündüz yapıyor musunuz?"

And if you wanted to emphasize your response,

Cevabınızı vurgulamak isterseniz,

you could say, "I do do my homework during the day."

" Ödevimi gün içinde yaparım" diyebilirsiniz.

And you end up with the word do twice in the same sentence.

Ve sonunda aynı cümlede iki kez do kelimesini buluyorsun.

And that's totally correct.

Ve bu tamamen doğru.

"Do you do your homework during the day?"

"Ödevini gündüzleri yapar mısın?"

"I do do my homework during the day.

"Ödevimi gündüz yaparım.

It's the best time to do it.

Bunu yapmak için en iyi zaman.

It's better than at night when I'm really tired."

Gerçekten yorgun olduğum geceden daha iyi."

Anyways, thank you so much for watching this indoor lesson

Her neyse, yapmak fiiliyle ilgili bu iç mekan dersini izlediğiniz için çok teşekkür ederim

about the verb, to do.

.

I hope I helped you to better understand how to use it

Umarım

when forming questions, when making statements,

sorular oluştururken, ifadelerde bulunurken

and when using it in an English conversation.

ve bir İngilizce sohbette kullanırken onu nasıl kullanacağınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olmuşumdur.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button,

o kırmızı abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın,

give me a thumbs up, leave a comment if you want,

bana bir başparmak verin, isterseniz bir yorum bırakın

and I just hope you have a really good week

ve gerçekten iyi bir hafta

and some really good fun English learning in the days ahead.

ve gerçekten iyi eğlenceler dilerim. önümüzdeki günlerde öğreniyoruz.

(upbeat music)

(iyimser müzik)