Lesson 93 👩‍🏫 Basic English with Jennifer 👩🏻‍🎓👨🏽‍🎓 "Be Going To" (grammar and pronunciation)

How often do you review? I hope it's often. You can feel more confident in

Ne sıklıkla gözden geçiriyorsunuz? Umarım sık sık olur.

English when you become more comfortable with the grammar. This is possible

Dilbilgisi konusunda daha rahat olduğunuzda, İngilizce konusunda kendinize daha fazla güvenebilirsiniz. Bu,

through review and practice. Hi. I'm Jennifer from English with Jennifer.

inceleme ve uygulama yoluyla mümkündür. MERHABA. Ben Jennifer ile İngilizce'den Jennifer. Gelin birlikte

Let's study basic English grammar together. In this lesson, we'll review the

temel İngilizce dil bilgisini çalışalım . Bu derste,

future verb form "be going to." We'll practice the forms. We'll practice the

gelecek fiil biçimi olan "going to"yu inceleyeceğiz. Formları çalışacağız. Telaffuz alıştırması yapacağız

pronunciation. You can learn with my students, Flavia and Andreia.

. Öğrencilerim Flavia ve Andreia ile öğrenebilirsiniz.

Be sure to subscribe and watch all our basic English lessons.

Abone olmayı ve tüm temel İngilizce derslerimizi izlemeyi unutmayın.

Hey Flavia. How are you doing today? Good. And you? Pretty good. How's it going, Andreia?

Selam Flavia. Bugün nasılsın? İyi. Ve sen? Oldukça iyi. Nasıl gidiyor Andreia?

Good. Yeah? Did you guys have a good week? Mm-hmm. Yes. But you were sick a little. Weren't you sick? Yeah. Are you better?

İyi. Evet? İyi bir hafta geçirdiniz mi? Mm-hmm. Evet. Ama sen biraz hastaydın. hasta değil miydin Evet. Daha iyi misin?

Because it's hot. It's cold in the train. Ah. It's true. It could be hot outside

Çünkü o sıcak. Trende hava soğuk. Ah. Bu doğru. Dışarısı sıcak olabilir,

could in a train. And air conditioning!

tren olabilir. Ve klima!

The air conditioning can be really cold. But it's too cold. I know. Sometimes yes. I don't understand.

Klima gerçekten soğuk olabilir. Ama çok soğuk. Biliyorum. Bazen evet. Anlamıyorum.

Yes. In the United States, it's nice. There's air conditioning almost everywhere, but

Evet. Amerika Birleşik Devletleri'nde, güzel. Hemen hemen her yerde klima var ama

sometimes it's too much. It's too cold. Yes. I know. I understand. Well, the last

bazen çok fazla oluyor. Çok soğuk. Evet. Biliyorum. Anladım. En

time we talked about "be going to." Our plans for the future, plans for tonight,

son "gitmek"ten bahsetmiştik. Gelecek için planlarımız, bu gece için planlar,

plans for this weekend. We used "be going to." Let's remember the forms,

bu hafta sonu için planlar. Biz " gidecek" kelimesini kullandık.

starting with I. I am going to... I am going... You...you are going to...he...he is

I ile başlayan formları hatırlayalım.

he is going to...she...she is going to...it...it is going to...we...we are going to...they...

o...o...o...biz...biz...biz...onlar...

they are going to...Of course, we often use the short forms, which we'll

onlar...Tabii ki, genellikle kısa biçimleri kullanırız, ki

practice today, but this time let's practice just remembering the forms: I am, you are,

bugün çalışacağız, ama bu sefer sadece formları hatırlamaya çalışalım: Ben, sen,

he is. I'm going to say...I'll talk about plans. For example, I'll say,

o. Diyorum ki... Planlar hakkında konuşacağım . Örneğin,

"I plan to buy shoes." That's my plan. I plan to buy shoes. So you change it to: I

"Ayakkabı almayı planlıyorum" diyeceğim. Bu benim planım. Ayakkabı almayı planlıyorum. Yani siz onu şu şekilde değiştirin: Ben

am going to buy shoes. I plan to buy shoes. I'm going to buy shoes. Same thing.

ayakkabı alacağım. Ayakkabı almayı planlıyorum . Ayakkabı alacağım. Aynı şey.

I plan...I'm going to. Okay? We plan to visit Canada. We are planning...Change "plan." Right? Ah, okay. So if

Planlıyorum... Yapacağım. Tamam aşkım? Kanada'yı ziyaret etmeyi planlıyoruz. Planlıyoruz... "Planı" değiştirin. Sağ? Ah tamam. Yani

we change from "plan" to "be going to." So I'm going to say, "We plan to visit Canada."

"planlamak"tan "gitmek"e geçersek. Bu yüzden "Kanada'yı ziyaret etmeyi planlıyoruz" diyeceğim.

We are going to visit Canada. Mm-hmm. He plans to sell his car. He is going to sell his car. Mm-hmm.

Kanada Ziyaret edeceğiz. Mm-hmm. Arabasını satmayı planlıyor. Arabasını satacak. Mm-hmm.

She plans to get a haircut. She's is going to cut...to cut her. You could, but

Saçını kestirmeyi planlıyor. Onu kesecek... onu kesecek. Yapabilirsin, ama

"Get a haircut." Get? Yeah. Get a haircut. Mm-hmm. Because someone

"Saçını kestir." Elde etmek? Evet. Saçını kestir. Mm-hmm. Çünkü biri

cuts our hair. So one more time. She plans to get a haircut.

saçımızı kesiyor. Yani bir kez daha. Saçını kestirmeyi planlıyor.

She is going to get a haircut. Haircut. Haircut. Uh-huh. They plan to move to California.

Saçını kestirecek. saç kesimi saç kesimi HI-hı. Kaliforniya'ya taşınmayı planlıyorlar.

They...they are going to move to Florida. To California. California. Florida is nice too!

Onlar... Florida'ya taşınacaklar. California'ya. Kaliforniya. Florya da güzel!

Florida...California....there's sunshine. You plan to do laundry today.

Florida...California...güneş var. Bugün çamaşır yıkamayı planlıyorsun.

You...you are going to do laundry today. Yes. Very good. Okay? All right. So now we'll try the short forms.

Sen...sen bugün çamaşır yıkayacaksın. Evet. Çok güzel. Tamam aşkım? Elbette. Şimdi kısa formları deneyeceğiz.

If I say, "They're going to...they are going to move to California,"

" Kaliforniya'ya taşınacaklar" dersem, "

you say, "They're." They are. They're. They're going to move to California.

Onlar" dersiniz. Bunlar. onlar Kaliforniya'ya taşınacaklar.

Okay? You are going to love this movie. You're going to love this movie. Yep.

Tamam aşkım? Bu filme bayılacaksınız. Bu filme bayılacaksınız. Evet.

And, of course, let's practice now" you're going to." In fast, relaxed speech, you'll

Ve tabii ki şimdi pratik yapalım " yapacaksın." Hızlı, rahat konuşmada "

even hear "you're gonna." You're gonna love this movie, but for now let's practice

yapacaksın" sözünü bile duyacaksınız. Bu filme bayılacaksınız ama şimdilik

"you are going to." You're going to...you're going to love this movie. He is going to

"beğeneceksiniz" alıştırması yapalım. Sen... bu filme bayılacaksın.

meet her parents. He...he is going to meet her parents.

Anne babasıyla görüşecek. O... ailesiyle tanışacak.

He's going to meet your...her parents...her parents. Parents. Right? Maybe there's a boy, John.

Sizin...onun ailesiyle...onun ailesiyle tanışacak. Ebeveynler. Sağ? Belki bir çocuk vardır, John.

He knows Tiffany. John is going to meet

Tiffany'yi tanıyor. John,

Tiffany's parents. I think John and Tiffany are close. Maybe they want to get

Tiffany'nin ailesiyle tanışacak. John ve Tiffany'nin yakın olduğunu düşünüyorum. Belki evlenmek isterler

married. They're going to get married. Okay.

. Evlenecekler. Tamam aşkım.

She is going to meet his parents. She's going to meet his parents.

Anne babasıyla görüşecek. Anne babasıyla tanışacak.

It is going to be sunny tomorrow. It's going to...be...It's going to be sunny tomorrow. It's going to be sunny tomorrow.

Yarın hava güneşli olacak. Yarın ... hava güneşli olacak. Yarın güneşli olacak.

I am going to do grocery shopping. I'm going to do grocery shopping. They are going to buy a car.

Bakkal alışverişi yapacağım. Market alışverişi yapacağım. Bir araba alacaklar.

They are...they're...they're going to buy your car. Well, it could be my car, but...a car...a new car.

Onlar...onlar...arabanı alacaklar. Benim arabam olabilir ama...bir araba...yeni bir araba.

We are going to move.

hareket edeceğiz

We're? We're. We're going to move. That's a hard one. We are...we're. We're going to move. We're going to move. Okay.

Biz? biz Taşınacağız. Bu çok zor. biz... biz Taşınacağız. Taşınacağız. Tamam aşkım.

You are going to learn more grammar. You're...you're going to learn a grammar. Going to learn more grammar.

Daha fazla gramer öğreneceksin. Sen...sen gramer öğreneceksin. Daha fazla gramer öğreneceğiz.

Learn more grammar. You're going to learn more grammar.You're going to learn more grammar.

Daha fazla gramer öğrenin. Daha fazla gramer öğreneceksin. Daha fazla gramer öğreneceksin.

You're going to learn more grammar. Yes, you are. Now change it to "not." I am not going

Daha fazla gramer öğreneceksin. Evet öylesin. Şimdi bunu "değil" olarak değiştirin.

to do that. I am not going to do that.

Bunu yapmayacağım. Bunu yapmayacağım.

I'm not...I'm not going to do that. So "I am" -- "I'm." All right. Just with "not." I'm not...I'm not going to do that.

Ben... Bunu yapmayacağım. Yani "ben" -- "ben" Elbette. Sadece "değil" ile. Ben... Bunu yapmayacağım.

You are not going to do that. You are not going to do that. Do that.

Bunu yapmayacaksın. Bunu yapmayacaksın. Yap bunu.

You are not going to do that. You are not going to do that. So how do you do it? You are...?

Bunu yapmayacaksın. Bunu yapmayacaksın. Peki bunu nasıl yapıyorsun? Sen...?

You're...you're going to do that. So, you're going to do that. You're not going to do that.

Sen...sen bunu yapacaksın. Yani, bunu yapacaksın. Bunu yapmayacaksın.

You're not going to do that. You're not going to...that.

Bunu yapmayacaksın. Bunu yapmayacaksın.

You're not going to do that. You're not...so if we have "not," but it before.

Bunu yapmayacaksın. Sen değilsin... yani bizde "değil" varsa, ama daha önce.

Not going to do that. You're not going to do that.

Bunu yapmayacağım. Bunu yapmayacaksın.

Put "not"...you're not going to do that. She is not going to do that.

"Değil" koy... bunu yapmayacaksın. Bunu yapmayacak. O

She's...she's not going to do that. Right!

... o bunu yapmayacak. Sağ!

And with "she's," you could say, "She's not going to do that" or "She isn't going to

Ve "o" ile "O bunu yapmayacak" veya "O

do that." She's not...she isn't...she isn't going to do that. Yeah. She isn't going to do that.

bunu yapmayacak" diyebilirsiniz. O... o değil... o bunu yapmayacak. Evet. Bunu yapmayacak.

You aren't going to do that? True. You could do that, so watch. You could do "you're not"

Bunu yapmayacak mısın? Doğru. Bunu yapabilirsin, o yüzden izle. "Değilsin"

or you "aren't." It doesn't matter.

veya "değilsin" diyebilirsin. Önemli değil.

You aren't.

değilsin

You're not. He's not. He isn't. It doesn't matter. Okay? There are two ways.

Sen değilsin. O değil. o değil Önemli değil. Tamam aşkım? İki yol var.

You can do the contraction either way. I learn more in school "you aren't." That's fine. Okay. You'll hear both.

Kasmayı her iki şekilde de yapabilirsiniz. Okulda daha çok "sen değilsin" öğreniyorum. Bu iyi. Tamam aşkım. İkisini de duyacaksınız.

You didn't practice that. Yes. But you'll hear it. You'll hear both. Right? Sometimes when

Bunu uygulamadın. Evet. Ama duyacaksın. İkisini de duyacaksınız. Sağ? Bazen

we use it this way, it sounds strong. Like, "You're not going to do that!" So if you want

bu şekilde kullandığımızda kulağa güçlü geliyor. "Bunu yapmayacaksın!" Yani,

to emphasize "not" and make "not" sound strong, you can say, "He's not going to

"hayır"ı vurgulamak ve "değil"i güçlü kılmak istiyorsanız, "

like that." Right? He isn't going to like that. You feel the difference. He isn't going to

Bundan hoşlanmayacak" diyebilirsiniz. Sağ? Bundan hoşlanmayacak. Farkı hissediyorsun.

like that. He's not going to like that. But you'll hear both, so he's not...he

Bundan hoşlanmayacak. Bundan hoşlanmayacak. Ama ikisini de duyacaksınız, yani o değil... o

isn't. If I say "she," she is not going to do that. We can say, "She's not going to

değil. "O" dersem, bunu yapmayacak. "

do that" or "she isn't going to to do that." So with "going," remember it's "going to."

Bunu yapmayacak" veya "bunu yapmayacak" diyebiliriz. Yani "gidiyor" derken, "gidiyor" olduğunu hatırla.

She isn't going to do that. She's isn't going to...that. To do that.

Bunu yapmayacak. O bunu yapmayacak. Bunu yapmak için.

We are not going to do that. We're...we're not going to do that. Again, you can do "we're not" or "we aren't going to do that."

Bunu yapmayacağız. Biz... biz bunu yapmayacağız. Yine, "biz yapmıyoruz" veya "bunu yapmayacağız" diyebilirsiniz.

We're not going to do that. Or we aren't. Right? We aren't going to do that. They are not going to do that. They are not going to do that.

Bunu yapmayacağız. Ya da değiliz. Sağ? Bunu yapmayacağız. Bunu yapmayacaklar. Bunu yapmayacaklar.

So we can say, "They..they are...they aren't going to do that. So again, with "they," they aren't going to do that. Mm-hmm. So again,

Yani "Onlar...onlar...bunu yapmayacaklar. Yani yine,"onlar" ile bunu yapmayacaklar. Mm-hmm. Yani yine "

with "they," you can do "they aren't." They aren't going to do that. Or you might hear, "They're...they're not going to do that.

onlar" ile ," diyebilirsin "değil." Bunu yapmayacaklar. Veya "Onlar... bunu yapmayacaklar" diye duyabilirsiniz.

Good. So you'll hear both. Listen and you'll probably hear both, see both.

İyi. Böylece ikisini de duyacaksınız. Dinleyin ve muhtemelen ikisini de duyacaksınız, ikisini de göreceksiniz.

Let's practice those negative verb forms a little more. Repeat after me.

Bu olumsuz fiil biçimlerini biraz daha çalışalım. Benden sonra tekrar et.

I'm not going to tell you. You aren't going to like it. You're not going to

Sana söylemeyeceğim. Bundan hoşlanmayacaksın.

like it. She isn't going to leave. She's not going to leave.

Bundan hoşlanmayacaksın. Gitmeyecek. Gitmeyecek.

He isn't going to buy it. He's not going to buy it. It isn't going to help.

Onu satın almayacak. Onu satın almayacak. Yardımcı olmayacak.

It's not going to help. We aren't going to be late. We're not going to be late.

Yardımcı olmayacak. Geç kalmayacağız. Geç kalmayacağız.

They aren't going to move. They're not going to move. Now let's speak a little

Hareket etmeyecekler. Hareket etmeyecekler. Şimdi biraz

faster and we'll use "gonna." Repeat after me.

daha hızlı konuşalım ve "gonna" kullanacağız. Benden sonra tekrar et .

I'm not gonna tell you. You're not gonna like it.

Sana söylemeyeceğim. Bundan hoşlanmayacaksın.

She's not gonna leave. He's not gonna buy it. It's not going to help.

Gitmeyecek. Onu satın almayacak . Yardımcı olmayacak.

We're not going to be late. They're not gonna move. Okay. Let's talk about summer

Geç kalmayacağız. Hareket etmeyecekler. Tamam aşkım. Yaz

vacations. Many people go on trips. They go someplace nice. They often go to a

tatillerinden bahsedelim. Birçok insan gezilere çıkar. Güzel bir yere gidiyorlar. Genellikle bir

beach. What are things that people take? They might take...what is that for their

plaja giderler. İnsanların aldığı şeyler nelerdir? Alabilirler... derilerinin güvende olması için bu nedir

skin to be safe? Sunblock. Yeah. You put on sunblock.

? güneş kremi. Evet. Güneş kremi sürüyorsun.

Sunblock. And what can you wear? Sunglasses?

güneş kremi. Ve ne giyebilirsin? Güneş gözlüğü?

Sunglasses. What can you...? Hat? Hat. A hat. Sun hat maybe because it doesn't keep you warm.

Güneş gözlüğü. Ne yapabilirsin...? Şapka? Şapka. Bir şapka. Güneş şapkası belki de seni sıcak tutmadığı içindir.

It's not a winter hat. It's a sun hat. Yeah. Or just a hat, but if you want to

Kışlık şapka değil. Bu bir güneş şapkası. Evet. Ya da sadece bir şapka, ama

explain. It's not a winter hat. It's a sun hat. Right? And what can women wear?

açıklamak istersen. Kışlık şapka değil. Bu bir güneş şapkası. Sağ? Ve kadınlar ne giyebilir?

I don't know. No? Bikini? Bikini. Yeah. A bikini has two pieces, right? But in

Bilmiyorum. HAYIR? Bikini? Bikini. Evet. Bir bikininin iki parçası vardır, değil mi? Ama

general, you could also say "swimsuit." "Swimsuit" might be one piece or two. But

genel olarak "mayo" da diyebilirsiniz. "Mayo" tek parça veya iki parça olabilir. Ama

bikinis...only two: top and bottom. Right? What do men wear? Also swimsuit or

bikiniler... sadece iki: üst ve alt. Sağ? Erkekler ne giyer? Ayrıca mayo veya

sometimes you'll hear, like, swim trunks.

bazen mayo gibi şeyler duyarsınız.

Swim trunks. You might hear "swim trunks." But in general we can talk about

Mayo. "Mayo" sözlerini duyabilirsiniz. Ama genel olarak

swimsuits for men and for women. Swimsuits. Bikinis...usually only for women but...

kadın ve erkek mayolarından bahsedebiliriz. Mayo. Bikiniler...genellikle sadece kadınlar için ama...

and swim trunks for men. It's just the shorts. Okay? What else can you take? Book. Some people

ve erkekler için mayolar. Sadece şort. Tamam aşkım? Başka ne alabilirsin? Kitap. Bazı insanlar

take something to read, a book, for example. Water. Water...?

okumak için bir şey alır, örneğin bir kitap. Su. Su...?

Water what? Not a cup, not a glass...bottle. Bottle. Water bottle. Water bottle. And there are other

Su ne? Bardak değil, cam değil...şişe. Şişe. Su şişesi. Su şişesi. Ve

things you might need to take. Okay? Okay. So we're going to talk about going on a

almanız gerekebilecek başka şeyler de var. Tamam aşkım? Tamam aşkım. Bu yüzden bir geziye çıkmak hakkında konuşacağız

trip. What are you going to take? There can be different things. You might take

. Ne alacaksın? Farklı şeyler olabilir.

sunblock, you might take your cats, and you might take your dog.

Güneş kremi alabilirsin, kedilerini alabilirsin ve köpeğini alabilirsin.

What else do people take? I would take my wallet.

İnsanlar başka ne alıyor? Cüzdanımı alırdım.

With my money. Flip-flops. Good. Yes. If you're going to the beach, you want

Benim paramla. Parmak arası terlik. İyi. Evet. Plaja gidiyorsanız

flip-flops. With an -s. Flip-flops. I think that's a good one.

parmak arası terlik istersiniz. -s ile. Parmak arası terlik. Bence bu iyi bir şey.

I might take a jacket or a sweater. A jacket or sweater. Perhaps. And I think just in case,

Bir ceket ya da kazak alabilirim. Bir ceket veya kazak. Belki. Ve bence her ihtimale karşı,

if you're going on a plane, you need a passport, driver's license, something like

uçağa biniyorsan, pasaporta, ehliyete falan ihtiyacın var

that. Okay. I'm going on a vacation and I'm going to take my wallet.

. Tamam aşkım. Tatile gidiyorum ve cüzdanımı alacağım.

Now you say, "I'm going on my vacation. I'm going to take my wallet and..." Remember. I'm going on

Şimdi diyorsun ki, "Tatile gidiyorum. Cüzdanımı alıp..." Unutma. Tatile gidiyorum

vacation, and I'm going to take my wallet. I'm going on vacation. I'm

ve cüzdanımı alacağım. Tatile gidiyorum. Bir

going to take...a wallet...my wallet. And I'm going to take, my dog. Okay. I'm going to... I'm going on

...cüzdan...cüzdanımı alacağım. Ve alacağım, köpeğim. Tamam aşkım. Ben... Ben

vacation. I'm going on vacation. I'm going to take my sunglasses... Oops. Start. Oh.

tatile gidiyorum. Tatile gidiyorum. Güneş gözlüğümü alacağım... Hay aksi. Başlangıç. Ah.

My wallet and my dog. And I'm going to take a dog? Two dogs? A dog and what else?

Cüzdanım ve köpeğim. Ve ben bir köpek mi alacağım? İki köpek? Bir köpek ve başka ne var?

Do you want to take the cats? Okay. I'm going to take my wallet, my dog,

Kedileri almak ister misin? Tamam aşkım. Cüzdanımı, köpeğimi

and my cats. Okay. I'm going on vacation, and I'm taking my

ve kedilerimi alacağım. Tamam aşkım. Tatile gidiyorum ve

wallet, my dog, my cats, and my water bottle. I'm going to...I'm going on

cüzdanımı, köpeğimi, kedilerimi ve su şişemi alıyorum. Ben...

vacation, and I'm going to take my wallet, my dog, my cats...

Tatile gidiyorum ve cüzdanımı, köpeğimi, kedilerimi...

and water bottle. A water bottle. And? And a book. Oh. Okay. I'm gonna...I'm going on vacation. I'm going on

ve su şişemi alacağım. Bir su şişesi. Ve? Ve bir kitap. Ah. Tamam aşkım. Ben... Ben tatile gidiyorum.

vacation. I'm going to take my wallet, my dog, my cats, my water bottle,

Tatile gidiyorum. Cüzdanımı, köpeğimi, kedilerimi, su şişemi,

my book, and my flip-flops. Good. My flip-flops. I'm going on vacation, and I'm taking my

kitabımı ve parmak arası terliklerimi alacağım. İyi. Parmak arası terliklerim. Tatile gidiyorum ve

wallet, my dog, my cats, ...oh my gosh. And what else? My water...wait. Dog, cats,

cüzdanımı, köpeğimi, kedilerimi alıyorum ...aman tanrım. Ve başka? Suyum...bekle. Köpek, kedi,

water bottle, book, flip-flops. You're helping me pack. And um sunblock. Uh-huh. I'm going on

su şişesi, kitap, parmak arası terlik. Toplanmama yardım ediyorsun. Ve güneş kremi. HI-hı.

vacation. Yes. And I'm going to take my wallet, my dog, my water bottle. Oh! Meow. My cats, my book...uh, flip-flop...

Tatile gidiyorum. Evet. Ben de cüzdanımı, köpeğimi, su şişemi alacağım. Ah! Miyav. Kedilerim, kitabım... uh, parmak arası terlik...

flip-flops.

parmak arası terlik.

And sunblock. Sunblock. Yes. Book? Oh yeah. The book is in there. And what else? And a jacket. Okay. Last time.

Ve güneş kremi. güneş kremi. Evet. Kitap? Ah evet. Kitap orada. Ve başka? Ve bir ceket. Tamam aşkım. Son kez.

I'm going on vacation, and I'm going to take my wallet, my dog, my cats, my water bottle, my book, my flip-flops, my

Tatile gidiyorum ve cüzdanımı, köpeğimi, kedilerimi, su şişemi, kitabımı, parmak arası terliklerimi, güneş

sunblock, my jacket, my passport! Good. And that's all! We're ready. We're going on vacation now.

kremimi, ceketimi, pasaportumu alacağım! İyi. Ve hepsi bu! Biz hazırız. Şimdi tatile gidiyoruz.

Okay. Be careful. Um, water bottle. Americans

Tamam aşkım. Dikkat olmak. Su şişesi. Amerikalılar

won't say "bottle." They'll say "boddle." Like a D. Bottle. Bottle. Make sure your

"şişe" demezler. "Bağır" diyecekler. D. Şişesi gibi. Şişe.

tongue is there. Bottle bottle bottle. Water bottle. Let me hear you say

Dilinizin orada olduğundan emin olun. Şişe şişe şişe. Su şişesi. Kitap dediğinizi duyayım

book. (Repeats.) I'm taking a book. Okay. So we're going on vacation. We're ready.

. (Tekrarlar.) Bir kitap alıyorum. Tamam aşkım. Yani tatile gidiyoruz. Biz hazırız.

And notice when I said, "I'm going on vacation," we can also use the present

Ve dikkat edin, "Ben tatile gidiyorum" dediğimde,

progressive for future plans. You may hear people say, "I'm going to go on

gelecek planları için şimdiki zaman dilimini de kullanabiliriz. İnsanların "Tatile gideceğim

vacation...I'm going to go...I'm going on vacation." With the verb GO, we usually

... Gideceğim... Tatile gideceğim " dediğini duyabilirsiniz. GO fiiliyle genellikle

just say, "I'm going." All right. I'm going to a movie tonight. I'm going to meet my

sadece "Gidiyorum" deriz. Elbette. Bu akşam bir filme gideceğim. Ailemle buluşacağım

parents. I'm going to buy a new car--well, that's different, "I'm going to buy," but with

. Yeni bir araba alacağım - yani, bu farklı, "alacağım" ama "

"going," if you're traveling, you can just say, "I'm going to New York this weekend."

gidiyorum" derken, seyahat ediyorsanız sadece "New York'a gidiyorum" diyebilirsiniz. bu haftasonu."

"I'm going to California next month." "I'm going on vacation

"Önümüzdeki ay Kaliforniya'ya gidiyorum." "Yakında tatile gidiyorum

soon, not today, but soon." I'm going on vacation. Your turn. What are you going to

, bugün değil ama yakında." Tatile gidiyorum. Senin sıran.

take on vacation? Make a list, a long list. Say, "I'm going on vacation, and I'm going

Tatile ne götüreceksin? Bir liste yapın, uzun bir liste. "Tatile gidiyorum ve

to take..." Have fun. Challenge yourself. Let's work just a little more on

..." deyin. İyi eğlenceler. Kendinle yarış. Sorular ve telaffuz üzerinde biraz daha çalışalım

questions and pronunciation. Well, you could do that. What are you going to do?

. Bunu yapabilirsin. Ne yapacaksın?

And then you can say tonight, this weekend, tomorrow. What are you going to

Ve sonra bu gece, bu hafta sonu, yarın diyebilirsin.

do tonight? Tonight or at night? Tonight. What are you going to do this weekend? In this

Bu gece ne yapacaksın? Bu gece mi gece mi? Bu akşam. Bu haftasonu ne yapacaksın? Bu

question, I might switch to "gonna." What are you going to do...what are you gonna?

soruda "olacak"a geçebilirim. Ne yapacaksın...ne yapacaksın?

What are you gonna do? What are you gonna do this weekend?

Ne yapacaksın? Bu hafta sonu ne yapacaksın?

What are you gonna do this weekend? (Repeats.)

Bu hafta sonu ne yapacaksın? (Tekrarlar.)

What are you gonna do this weekend? What are you...what are you gonna do this weekend?

Bu hafta sonu ne yapacaksın? Bu hafta sonu ne yapacaksın?

What are you going to do this weekend? (Repeats.) Good. Yeah. I'm going to relax a little bit. I'm going to do

Bu haftasonu ne yapacaksın? (Tekrarlar.) Güzel. Evet. Biraz rahatlayacağım. Ben

laundry. I'm going to play the piano. What are you going to do this weekend?

çamaşır yıkayacağım. Ben piyano çalacağım. Bu haftasonu ne yapacaksın? Şunu

You're going to hear: What are you going to...? What are you gonna...?

duyacaksın: Ne yapacaksın...? Ne yapacaksın...?

What are you going...what are you...what are... (Repeats.)

Ne yapıyorsun...nesin...nesin... (Tekrarlar.)

What are you... (Repeats.) What are you going to do this weekend?

Nesin sen... (Tekrarlar.) Bu hafta sonu ne yapacaksın?

What are you going to do this weekend? (Repeats.)

Bu haftasonu ne yapacaksın? (Tekrarlar.)

Yeah. So try it. What are you going to do this weekend? (Repeats.)

Evet. Öyleyse dene. Bu haftasonu ne yapacaksın? (Tekrarlar.)

What are you gonna do this weekend? (Repeats.) Yeah. You'll hear both. So that's why I'm doing.

Bu hafta sonu ne yapacaksın? (Tekrarlar.) Evet. İkisini de duyacaksınız. Bu yüzden yapıyorum.

What are you gonna do this weekend?

Bu hafta sonu ne yapacaksın?

I'm going to play soccer...no. Oh. You're going to watch soccer. Watch soccer. Maybe you'll play.

Futbol oynayacağım... hayır. Ah. Futbol izleyeceksin. Futbol izle. Belki oynarsın.

I'm going to watch soccer. I'm gonna watch soccer me.

Ben futbol izleyeceğim. Kendim futbol izleyeceğim.

You can ask Andreia. What are you going to do tomorrow? Tomorrow? That's fine. Sure. Tomorrow? Tomorrow is Saturday.

Andreia'ya sorabilirsin. Yarın ne yapacaksın? Yarın? Bu iyi. Elbette. Yarın? Yarın Cumartesi.

What are you going to do tomorrow? I'm gonna..I'm gonna...go to the beach.

Yarın ne yapacaksın? Ben... ben... sahile gideceğim.

I'm going to the beach. I'm gonna go. I'm gonna go to the beach. What are you going to do on

Plaja gidiyorum. Gideceğim. Sahile gideceğim. Pazar günü ne yapacaksın

Sunday? I'm gonna...to the supermarket. Ah. I'm going to the supermarket. I'm going grocery shopping. Yes.

? Ben... süpermarkete gideceğim. Ah. Süpermarkete gidiyorum. Bakkal alışverişine gidiyorum. Evet.

When we speak slowly, sometimes we switch to "I'm going to..." Rigt? Because if you say, "I'm gonna..."

Yavaş konuştuğumuzda bazen "Yapacağım..."a geçiyoruz değil mi? Çünkü "Ben..." derseniz,

It's..."gonna" is usually fast speech. Usually. You might hear it, but I would say if you're

"olacak" genellikle hızlı bir konuşmadır. Genellikle. Duyabilirsin ama

thinking out loud. "Oh yeah. We're going to the supermarket." Right. But again if you

sesli düşünüyorsan söylerim. "Ah evet. Süpermarkete gidiyoruz ." Sağ. Ama

know that is your plan, use "be going to." We're going to the supermarket on Sunday,

planınızın bu olduğunu biliyorsanız, "be go to" kullanın. Pazar günü süpermarkete gidiyoruz, bu

so we're busy. You know your plans. If you don't know, often we switch to

yüzden meşgulüz. Planlarını biliyorsun. Bilmiyorsanız, genellikle

"will." "Sunday. I don't know what we're gonna do on Sunday. I'll...I don't know.

"irade" ye geçeriz. "Pazar. Pazar günü ne yapacağımızı bilmiyorum. Ben...bilmiyorum.

I guess we'll stay home and I'll probably do some laundry." So when you're

Sanırım evde kalacağız ve muhtemelen biraz çamaşır yıkayacağım." Yani

thinking out loud, you often switch to "will" when you're making your plans. Yeah.

sesli düşündüğünüzde, planlarınızı yaparken genellikle "irade"ye geçersiniz. Evet.

Um, why don't you ask me about Sunday? What are you going to do on Sunday?

Um, neden bana Pazar gününü sormuyorsun? Pazar günü ne yapacaksın?

On Sunday. One more time. What are you going to do on Sunday?

Pazar günü. Bir kez daha. Pazar günü ne yapacaksın?

Um, I don't know. I usually do the housework, laundry, so I think I'll do

Bilmiyorum. Genelde ev işlerini, çamaşırları ben yaparım, bu yüzden sanırım

more laundry. But we'll see. We'll see.So now I'm switching. I don't know what I'm

daha fazla çamaşır yıkayacağım. Ama göreceğiz. Bakalım. Şimdi değiştiriyorum. Pazar günü ne yaptığımı bilmiyorum

doing on Sunday. Did you have a question? Mm-hmm.

. Bir sorunuz mu var? Mm-hmm.

Can I use present progressive in this question? What are you going to... or

Bu soruda mevcut aşamalı kullanabilir miyim? Ne yapacaksın... ya da

what are you doing? Yes. Yes. What are you doing tonight? What are you doing?

ne yapıyorsun? Evet. Evet. Bu akşam ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?

What are you doing tomorrow? What are you doing tomorrow? What are you doing?

Yarın ne yapıyorsun? Yarın ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?

You hear, "What are you doing?" So fast. What are you doing tomorrow? (Repeats.)

"Ne yapıyorsun?" Çok hızlı. Yarın ne yapıyorsun? (Tekrarlar.)

What are you doing tomorrow? (Repeats.) What are you doing tonight? (Repeats.)

Yarın ne yapıyorsun? (Tekrarlar.) Bu akşam ne yapıyorsun? (Tekrarlar.)

Very good. What are you doing tonight?What are you doing tonight, Andreia? I don't know. I don't know! Say, "I don't know. I have no idea!"

Çok iyi. Bu gece ne yapıyorsun? Bu gece ne yapıyorsun, Andreia? Bilmiyorum. Bilmiyorum! "Bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok!" deyin.

That's all for now. Was the lesson useful?

Şimdilik bu kadar. Ders faydalı mıydı?

Please like and share this video with others, and don't forget to subscribe. As always,

Lütfen bu videoyu beğenin ve başkalarıyla paylaşın ve abone olmayı unutmayın. Her zaman olduğu gibi,

thanks for watching and happy studies!

izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

Follow me on Facebook and Twitter. Check out my videos on Instagram.

Beni Facebook ve Twitter'da takip edin. Instagram'daki videolarıma göz atın.