50 COMMON ENGLISH PHRASES TO USE IN CONVERSATION

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- Hello everyone and welcome back.

- Herkese merhaba ve tekrar hoş geldiniz.

Lipstick, lipstick, lipstick, lipstick.

Ruj, ruj, ruj, ruj.

Hello everyone and welcome back to English With Lucy.

Herkese merhaba ve English With Lucy'ye tekrar hoş geldiniz.

Today I have got fifty phrases for you

Bugün sizin için konuşmada kullanabileceğiniz elli kelime öbeğim var

that you can use in conversation.

.

Before we get started I would just like to thank

Başlamadan önce

the sponsor of today's video, it's Lingoda.

bugünkü videonun sponsoru olan Lingoda'ya teşekkür etmek istiyorum.

Lingoda is an online language school

Lingoda,

where students can study English, business English,

öğrencilerin İngilizce, iş İngilizcesi,

Spanish, French, and German.

İspanyolca, Fransızca ve Almanca öğrenebilecekleri çevrimiçi bir dil okuludur. Anadili nitelikli öğretmenlerle dünyanın her yerinden sanal sınıflarında

You can take classes 24 hours a day, seven days a week

haftanın yedi günü, günde 24 saat ders alabilirsiniz

in their virtual classrooms from anywhere in the world

with native qualified teachers.

.

Prices start from just eight euros for group class

Fiyatlar grup dersi için sadece sekiz avrodan başlıyor

and you can choose from over 1,000 classes

ve yapılandırılmış bir müfredatın parçası olarak 1.000'den fazla ders arasından seçim yapabilir

as part of a structured curriculum

and work towards gaining a CEFR recognised certificate.

ve CEFR tarafından tanınan bir sertifika almak için çalışabilirsiniz .

You can use this certificate on job applications,

Bu sertifikayı iş başvurularında,

university applications, on your CV,

üniversite başvurularında, özgeçmişinizde kullanabilirsiniz,

it can be very useful to have.

sahip olmanız çok faydalı olabilir.

The group classes are an excellent size,

Grup sınıfları mükemmel boyutta,

a maximum of 5 students

maksimum 5 öğrenci

but the average is actually only three students.

ama ortalama aslında sadece üç öğrenci.

One point I'd like to make you aware of

Farkında olmanızı istediğim bir nokta da,

is that the Lingoda business English course

Lingoda iş İngilizcesi kursunun

is now more flexible and more affordable.

artık daha esnek ve daha uygun maliyetli olduğudur.

You can now start the business English course

Artık ayda sadece 79 Euro'ya iş İngilizcesi kursuna başlayabilir

and speak better English in relevant business situations

ve ilgili iş durumlarında daha iyi İngilizce konuşabilirsiniz

from only 79 euros per month

and you can get three free group classes

ve denemek için üç ücretsiz grup dersi

or one free private class in order to try it out.

veya bir ücretsiz özel ders alabilirsiniz .

I have tried Lingoda myself and I was blown away

Lingoda'yı kendim denedim ve

by how easy, convenient and affordable it is.

ne kadar kolay, rahat ve uygun fiyatlı olduğuna şaşırdım. Açıklama kutusundaki

You can get 25 euros off your first month at Lingoda

by clicking on the link in the description box

bağlantıya tıklayarak

and using my code LUCY12.

ve LUCY12 kodumu kullanarak Lingoda'daki ilk ayınızda 25 Euro indirim kazanabilirsiniz.

Please note that if you want to try the free classes,

Ücretsiz dersleri denemek isterseniz

this code can't be used.

bu kodun kullanılamayacağını lütfen unutmayın.

Right, let's get on with the lesson.

Pekala, hadi derse geçelim.

Firstly, let's discuss some common phrases

Öncelikle,

for asking how somebody is.

birisinin nasıl olduğunu sormak için kullanılan bazı yaygın ifadeleri tartışalım.

Firstly we have, what's up?

Öncelikle var, naber?

What's up?

Naber?

This is quite informal and you're likely to receive

Bu oldukça gayri resmi ve muhtemelen gayri

an informal answer.

resmi bir cevap alacaksınız.

Number two is what's new?

İki numara, yeni ne var?

What's new?

Ne var ne yok?

This is asking for an update on what's been happening

Bu,

since you last saw that person.

o kişiyi son gördüğünüzden bu yana olanlarla ilgili bir güncelleme istiyor.

Number three, how's it going?

Üç numara, nasıl gidiyor?

How's it going?

Nasıl gidiyor?

You might be wondering what it refers to,

Neye atıfta bulunduğunu merak ediyor olabilirsiniz, beni bir sonrakine götüren

it refers to everything which brings me on to my next one,

her şeye atıfta bulunuyor ,

how's everything?

her şey nasıl?

How's everything?

Herşey nasıl?

You can also ask, how are things?

Ayrıca durumlar nasıl diye de sorabilirsiniz.

This is very casual and very vague in general.

Bu çok sıradan ve genel olarak çok belirsiz.

Or how is life?

Ya da hayat nasıl?

How's life?

Hayat nasıl?

A slightly more formal one is,

Biraz daha resmi olan,

how's life treating you?

hayat sana nasıl davranıyor?

How's life treating you?

Hayat sana nasıl davranıyor?

Or what have you been up to recently?

Ya da son zamanlarda neler yaptınız?

Now, let's talk about common phrases

Şimdi, nasılsın demek için

to respond to all of these to say how you are.

tüm bunlara cevap vermek için ortak ifadelerden bahsedelim .

The most common one, I'm fine, thanks.

En yaygın olanı, ben iyiyim, teşekkürler.

How are you?

Nasılsın?

If you are okay, not amazing

İyiysen, harika değilsen,

then you can say something like, pretty good.

oldukça iyi gibi bir şey söyleyebilirsin.

Yeah, pretty good.

Evet, oldukça iyi.

Or number 11 if nothing's changed,

Veya hiçbir şey değişmediyse 11 numara,

everything is just the same as usual you can say,

her şey her zamanki gibi diyebilirsiniz,

same old really.

gerçekten eskisi gibi.

If things aren't going well then you can use number 12.

İşler iyi gitmiyorsa 12 numarayı kullanabilirsiniz. O

Not so great really.

kadar da iyi değil.

Not very good.

Çok iyi değil.

Or number 13, could be better.

Veya 13 numara, daha iyi olabilirdi. Daha

Could be better.

iyi olabilir.

Or number 14, if everything's going very well

Ya da 14 numara, eğer her şey çok iyi gidiyorsa

but you don't want to show off,

ama gösteriş yapmak istemiyorsan, şimdilerde çok popüler olan

you can say something that's very popular now

bir şey söyleyebilirsin

which is, can't complain.

, o da şikayet edemezsin.

I can't complain.

şikayet edemem

Meaning others have it much worse than me

Yani başkalarının durumu benden çok daha kötü,

so I'm not going to say anything negative about my own life.

bu yüzden kendi hayatım hakkında olumsuz bir şey söylemeyeceğim.

Now, let's talk about some phrases that you can use

Şimdi,

to say thank you.

teşekkür etmek için kullanabileceğiniz bazı ifadelerden bahsedelim.

Number 15 we have, I really appreciate that

15 numaraya sahibiz, bunu gerçekten takdir ediyorum

or I really appreciate it depending on the context.

veya bağlama göre gerçekten takdir ediyorum .

This is quite heartfelt.

Bu oldukça içten.

It's slightly more formal.

Biraz daha resmi.

Another formal one number 16, I'm really grateful.

Başka bir resmi 16 numara, gerçekten minnettarım.

I'm really ever so grateful.

Gerçekten çok minnettarım.

That's even more formal.

Bu daha da resmi.

Number 17, if someone has shown you an act of kindness

17 Numara, eğer biri size iyilik yaptıysa

you can say, that's so kind of you.

, çok naziksiniz diyebilirsiniz.

Or if you want to imply that you are also

Ya da iyiliğinize karşılık vereceğinizi ima etmek istiyorsanız, o zaman

going to return the favour then you can use number 18

18 numarayı kullanabilirsiniz,

which is I owe you one or I owe you big time.

yani size borçluyum ya da size çok borçluyum.

Now, let's talk about some common ways

Şimdi, teşekküre yanıt vermenin bazı yaygın yollarından bahsedelim

to respond to thank you.

.

Now, I have got a whole video on this

Şimdi, bu konuda açıklama kutusuna ekleyeceğim bütün bir videom var

which I'll link in the description box

but just a couple to get you started.

ama başlamanız için sadece birkaçı.

Number 19, you're most welcome.

19 Numara, rica ederim.

I much prefer this to your welcome which I think

Bunu karşılamanıza tercih ederim ki bu

is so overused but I talk about that in the video.

çok fazla kullanılıyor ama videoda bundan bahsediyorum.

Number 20, very casual, no worries, no worries.

20 numara, çok rahat, dert etme, dert etme.

21, another favourite of mine, my pleasure

21, bir diğer favorim,

which can also be shortened down to pleasure

which is very very casual.

çok çok gündelik olan zevke de indirgenebilen keyfim.

And number 22, any time, any time.

Ve 22 numara, her zaman, her zaman.

Now, let's talk about some common phrases

Şimdi, bilgi istemek için kullanabileceğiniz bazı yaygın ifadelerden bahsedelim

that you can use to ask for information.

.

You can say, do you have any clue?

Herhangi bir fikriniz var mı diyebilirsiniz.

Or do you have any idea?

Veya herhangi bir fikriniz var mı?

Those are interchangeable.

Bunlar değiştirilebilir. Süpermarketin nerede olduğu hakkında

Do you have any clue where the supermarket is?

bir fikriniz var mı ?

Or do you have any idea about the homework this evening?

Yoksa bu akşamki ödev hakkında bir fikrin var mı ?

Or number 24, this one's lovely,

Ya da 24 numara, bu çok hoş,

you wouldn't happen to know X, would you?

X'i tanımazsın, değil mi?

So, you wouldn't happen to know about geometry, would you?

Yani, geometri hakkında bir şey bilmiyorsun, değil mi?

Or you wouldn't happen to know William, would you?

Yoksa William'ı tanımazsın, değil mi?

Or number 25, I don't suppose you'd know something?

Ya da 25 numara, bir şey bildiğini sanmıyorum?

For example, I don't suppose you'd know

Örneğin,

where the taxi rank is?

taksi durağının nerede olduğunu bildiğinizi sanmıyorum?

And if people ask you for information

Ve eğer insanlar sizden bilgi isterse

and you don't know how to respond you need to know ways

ve nasıl cevap vereceğinizi bilmiyorsanız,

to say I don't know.

bilmiyorum demenin yollarını bilmeniz gerekir.

So, here are some common ways of saying

İşte bir şey bilmediğinizi söylemenin bazı yaygın yolları

that you don't know something.

.

26, very easy, I have no idea or I haven't got any idea.

26, çok kolay, hiçbir fikrim yok veya hiç fikrim yok.

Number 27, very similar is I haven't got a clue

27 numara, çok benzer, hiçbir fikrim yok

and you will also hear British people say, I haven't a clue.

ve ayrıca İngilizlerin "Hiçbir fikrim yok" dediğini duyacaksınız.

Sorry, I haven't a clue.

Üzgünüm, hiçbir fikrim yok.

It's even the name of a radio programme, I think.

Hatta bir radyo programının adı bile sanırım.

28, sorry, I can't help you there

28, üzgünüm, sana orada yardımcı olamam

or sorry, I can't be any help.

ya da üzgünüm, yardımcı olamam.

Number 29, oh, I'm not really sure or I'm not so sure.

29 numara, oh, gerçekten emin değilim ya da o kadar emin değilim.

And number 30, actually, I've been wondering the same thing

Ve 30 numara, aslında aynı şeyi ben de merak ediyorum

or I've been wondering too.

ya da ben de merak ediyorum.

Now, let's talk about some common phrases

Şimdi,

for agreeing with people.

insanlarla aynı fikirde olmak için kullanılan bazı genel ifadelerden bahsedelim.

You can have number 31 which is exactly, exactly.

Tam olarak, tam olarak olan 31 numaraya sahip olabilirsiniz.

Or number 32 which is absolutely, absolutely.

Veya kesinlikle, kesinlikle olan 32 numara.

I love this one I use it far too much, I think.

Bunu çok seviyorum, sanırım çok fazla kullanıyorum.

Number 33, usually said with a agreeing finger,

33 numara, genellikle aynı fikirde olan bir parmakla söylenir,

that's so true.

bu çok doğru.

That is so true.

Bu çok doğru.

Or an alternative 34, that is so right,

Veya alternatif bir 34, bu çok doğru,

you're so right.

çok haklısın.

Number 35, if you completely agree

35 numara,

with something someone says, I agree 100%

birinin söylediği bir şeye tamamen katılıyorsanız, %100 katılıyorum

sometimes shortened down to I 100% agree.

bazen %100 katılıyorum şeklinde kısaltılır.

I 100% agree.

%100 katılıyorum.

That's very slang.

Bu çok argo.

That's only in spoken English.

Bu sadece konuşulan İngilizce'de.

We wouldn't write that.

Bunu yazmazdık.

36 this is very British,

36 Bu çok İngiliz,

I'm sure it's used in American English

eminim Amerikan İngilizcesinde de kullanılıyor

but it's something we say a lot, couldn't agree more.

ama çokça söylediğimiz bir şey , daha fazla anlaşamadık.

I couldn't agree more.

Daha fazla anlaşamadım.

Sometimes we're getting rid of that first I,

Bazen önce bundan kurtuluyoruz, sana

couldn't agree with you more.

daha fazla katılamazdım.

Or number 37, very informal, tell me about it.

Ya da 37 numara, çok gayri resmi, bana bundan bahset.

Tell me about it, totally agree.

Bana bundan bahset, tamamen katılıyorum.

It's funny 'cause we're not asking you

Komik çünkü sizden

to tell us about anything

bize herhangi bir şey anlatmanızı istemiyoruz

but it's a common way of saying, ah, yes!

ama bu, ah, evet demenin yaygın bir yolu.

I feel the same way.

Ben aynı şekilde hissediyorum.

Now naturally, we need some phrases

Şimdi, doğal olarak,

for disagreeing with people

insanlarla aynı fikirde olmadığımız için bazı ifadelere ihtiyacımız var

and we usually like to do this in quite a polite way.

ve bunu genellikle oldukça kibar bir şekilde yapmayı seviyoruz.

So, these are some polite common phrases of disagreement.

Yani, bunlar bazı kibar ortak anlaşmazlık ifadeleridir.

We have number 38 which is, oh, I'm not so sure about that.

38 numaramız var, yani, bundan pek emin değilim.

I'm not so sure about that.

Bundan pek emin değilim.

The so there is very important.

Yani orada çok önemli.

Or 39, that's not how I see it.

Ya da 39, ben öyle görmüyorum.

I don't quite see it like that.

Ben pek öyle görmüyorum.

Or number 40, we normally stretch this one out,

Veya 40 numara, normalde bunu uzatırız,

not necessarily, not necessarily.

zorunlu değil, zorunlu değil.

That's a great one.

Bu harika bir şey.

Or number 41, I can't really agree with you there.

Ya da 41 numara, sana pek katılmıyorum.

No, I can't agree with you there.

Hayır, seninle aynı fikirde olamam.

Now, one of the most difficult things

Şimdi, İngilizcede sahip olduğumuz en zor şeylerden biri

that we have in English,

,

this is a huge problem for British people

bu İngilizler için çok büyük bir problem,

is ending a conversation

bir sohbeti bitirmek

because normally the other person wants to continue it

çünkü normalde diğer kişi sohbete devam etmek istiyor

and it's very hard to convey that you want to leave.

ve sizin ayrılmak istediğinizi iletmek çok zor. Bir sohbeti kibar bir şekilde bitirmenize ve bitirmenize yardımcı olacak

Well, I have three lovely phrases

üç güzel cümlem var

to help you with leaving and ending a conversation

in a polite way.

.

Number 42, a great one to say is

42 numara, söylemesi çok güzel

well, it was lovely chatting to you.

, seninle sohbet etmek çok güzeldi.

Well, it was nice chatting to you.

Şey, seninle sohbet etmek güzeldi.

Normally started with well.

Normalde iyi ile başladı.

Well, it was lovely to talk to you.

Seninle konuşmak güzeldi.

Or 43, a word we always use is, right

Veya 43, her zaman kullandığımız bir kelime, sağ

and then followed by I'd better be going

ve ardından gitsem iyi olur

or I need to get going.

yoksa gitmem gerek.

Or number 44, right, I must be off.

Ya da 44 numara, doğru, gitmeliyim.

I must be off, normally looking at your watch.

Kapalı olmalıyım, normalde saatine bakıyorum.

And it's a bit awkward now that we have phones

Ve artık telefonlarımız olduğu için biraz garip

because we often look at our wrists.

çünkü sık sık bileklerimize bakıyoruz.

Oh, look at the time I must go.

Oh, gitmem gereken zamana bak.

No, watch here.

Hayır, buradan izle.

And now let's talk about some common phrases

Şimdi vedalaşmak için kullanılan bazı yaygın ifadelerden bahsedelim

for saying goodbye.

.

You've ended the conversation now you need to go.

Sohbeti bitirdin, şimdi gitmen gerekiyor.

Number 45 is speak to you soon or speak soon.

45 numara, yakında konuş ya da yakında konuş.

Number 46, if you know their family or their partner

46 Numara, eğer onların ailelerini, eşlerini

or somebody they live with you can say,

ya da birlikte yaşadıkları birini tanıyorsan,

Oh, send my love to your family

Ah, ailene sevgilerimi ilet

or send my love to Margaret.

ya da Margaret'e sevgilerimi ilet diyebilirsin.

That's a really nice one.

Bu gerçekten güzel bir tane.

We don't actually expect them to go and say,

Aslında gidip falan

oh so-and-so sends his love.

filan sevgisini gönderiyor demelerini beklemiyoruz.

Well, we might but it's just a nice sentiment,

Olabilir ama bu sadece hoş bir duygu,

a nice gesture.

hoş bir jest.

Number 47, very basic, bye bye or bye.

47 numara, çok basit, güle güle. Muhtemelen insanlara veda etmenin

That's probably the most common way

en yaygın yolu budur

that we say goodbye to people.

.

Goodbye really isn't that commonly used.

Güle güle gerçekten yaygın olarak kullanılan bir şey değil. Vedalaşmanız için

I've made a video about this topic as well

bu konuyla ilgili bir sürü seçenek içeren bir video da hazırladım

with loads and loads of options for you for saying goodbye.

.

Again, linked down below.

Yine, aşağıda bağlantılı.

48, a very American one but we're starting to use it

48, çok Amerikalı ama biz onu

more and more is you take care now.

daha çok kullanmaya başladık, şimdi kendine iyi bak.

You take care now.

Şimdi kendine iyi bak.

Probably in Britain were more likely to say, take care

Muhtemelen Britanya'da

and the you and now isn't so necessary.

kendinize iyi bakın ve şimdi o kadar gerekli değil deme olasılığı daha yüksekti.

49 this one has exploded in popularity

49 Bu, popülaritesini artırdı,

it's have a good one.

iyi bir tane var.

What is the one?

biri nedir?

No one will ever know

Kimse bilmeyecek

but you make sure it's a good one.

ama iyi olduğundan emin ol.

And number 50 is talk to you later, talk to you later

Ve 50 numara seninle sonra konuş, seninle sonra konuş

and it can be made as an acronym which is TTYL,

ve TTYL'nin kısaltması olarak yapılabilir,

talk to you later.

seninle sonra konuş.

No, you don't have to say it like that,

Hayır, böyle söylemek zorunda değilsin,

just say, talk to you later.

sadece söyle, sonra konuşuruz.

Right, that's it for today's lesson.

Tamam, bugünün dersi bu kadar.

I hope you enjoyed it.

Umarım eğlenmişsindir.

I hope you enjoyed learning your 50 common phrases

Umarım konuşmada kullanabileceğiniz 50 yaygın ifadeyi öğrenmekten keyif almışsınızdır

that you can use in conversation.

.

Don't forget to check out Lingoda.

Lingoda'ya göz atmayı unutmayın. Açıklama kutusundaki

You can get 25 euros off your first month

by clicking on the link in the description box

bağlantıya tıklayıp

and signing up using my code LUCY12.

LUCY12 kodumu kullanarak kaydolarak ilk ayınız için 25 Euro indirim kazanabilirsiniz.

And don't forget to connect with me

Ve

on all of my social media.

tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram and my Twitter

Facebook'um, Instagram'ım, Twitter'ım

and my personal Lucy Bella Earl channel

ve İngilizce olmayan her şey hakkında konuştuğum kişisel Lucy Bella Earl kanalım var

where I talk about everything that isn't English.

.

If you want to learn a little bit more about me

Hakkımda biraz daha fazla bilgi edinmek

and what I like to do go and check it out.

ve ne yapmaktan hoşlandığımı öğrenmek istiyorsanız, gidip kontrol edin.

You might like it, you might hate it

Beğenebilirsin, nefret edebilirsin

and that's absolutely fine.

ve bu kesinlikle sorun değil.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(upbeat music)

(iyimser müzik)