LEARN & SMILE / English Addict 45 LIVE Lesson / Teeth & Mouth idioms / Friday 28th February 2020

hmm it is my tube it is your tube it is

hmm bu benim tüpüm senin tüpün

everyone's tube it's live on YouTube yes here we go again welcome to another

herkesin tüpü YouTube'da canlı yayında evet yine başlıyoruz başka bir

English addict live guess where we are live from can you guess where we are

İngiliz bağımlısına hoşgeldiniz canlı tahmin edin nereden canlı yayın yapıyoruz nereden canlı yayın yaptığımızı tahmin edebilir misiniz

live from yes you are right we are live from the birthplace of the English

evet haklısınız biz canlı yayındayız İngiliz dilinin doğum yeri olan

language which is of course England

İngiltere tabii ki yine

here we go again hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today

başlıyoruz herkese merhaba ben mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

are you okay I hope so are you happy are you really really happy oh look at those

umarım mutlusundur gerçekten çok mu mutlusun oh şu

lovely teeth don't they look lovely and white hmm someone has been taking care

güzel dişlere bak çok güzel ve beyaz görünmüyorlar mı hmm birisi dişlerine iyi bakıyor

of their teeth they have been taking very good care of their teeth and that

çok iyi bakıyor dişlerinin bakımı ve bugün

is one of the things we are talking about today we are talking all about

konuştuğumuz şeylerden biri de bu, tamamen

teeth also your mouth in fact we have lots of things to talk about today also

dişlerden ve ağzınızdan bahsediyoruz aslında bugün konuşacak çok şeyimiz var ayrıca

another thing I want to talk about have you ever had to sign a contract or

bahsetmek istediğim başka bir konu da hiç imzalamak zorunda kaldınız mı? bir sözleşme veya

something that is binding so when we say that something is binding it means it is

bağlayıcı olan bir şey, yani bir şeyin bağlayıcı olduğunu söylediğimizde,

something you can't get out of it is something that you are now attached to

bunun içinden çıkamayacağınız bir şey olduğu anlamına gelir, artık

so quite often if you have to sign a contract it means you have to read the

çok sık bağlandığınız bir şeydir, eğer bir sözleşme imzalamanız gerekiyorsa, bu, sahip olduğunuz anlamına gelir. sözleşmeyi okuyup

contract and then you sign it you make an agreement it is something that is

sonra imzalarsınız bir sözleşme yaparsınız bu

legally binding you are bound by the contract however sometimes you have to

yasal olarak bağlayıcı bir şeydir sözleşmeye bağlısınız ama bazen

be very careful sometimes you have to make sure that you read something that

çok dikkatli olmalısınız bazen burada iyi dediğimiz bir şeyi okuduğunuzdan emin olmalısınız

we call well here it is now on the screen you have to check the small print

şimdi ekranda küçük yazıları kontrol etmelisiniz

there it is you have to check the very small writing at the bottom of the

orada sözleşmenin altındaki çok küçük yazıları kontrol etmelisiniz,

contract quite often when you sign something there will be lots and lots of

bir şeyi imzaladığınızda çok ama çok

sentences and paragraphs and many many words and some of the words will appear

cümle ve paragraf olacak ve birçok kelime ve bazı kelimeler

in very small writing and quite often that is the part of the contract

çok küçük harflerle yazılacak ve çoğu zaman bu, sözleşmenin

you have to read carefully because if you don't read it carefully you might

dikkatlice okumanız gereken kısmıdır, çünkü dikkatli okumazsanız başınız

get into a lot of trouble so I always say before you sign a contract before

büyük belaya girebilir, bu yüzden her zaman sözleşmeyi imzalamadan önce söylerim.

you click on anything especially on the internet because many people nowadays

özellikle internette herhangi bir şeye tıklamadan önce sözleşme yapın çünkü günümüzde birçok insan

are being caught out they are being tricked into doing things they don't

yakalanıyor,

want to or things they didn't intend to do have you noticed that on the Internet

istemedikleri veya yapmak istemedikleri şeyleri yapmaları için kandırılıyorlar, internette

whenever you go onto the internet if you open something for the first time you

ne zaman girseniz fark ettiniz mi? İnternette bir şeyi ilk kez açtığınızda,

normally have to click a button that says that you agree to all of the terms

normalde tüm hüküm ve koşulları kabul ettiğinizi belirten bir düğmeyi tıklamanız gerekir,

and conditions for example here on YouTube

örneğin burada, YouTube'da,

you have to agree to all of the rules so quite often you will have to click

tüm kuralları kabul etmeniz gerekir, bu nedenle sık sık kuralları

something that says that you agree with the rules the terms and conditions the

kabul ettiğinizi belirten bir şeye tıklamak, şartlar ve koşullar,

things that you have to do the things that you have to follow all of the rules

yapmanız gerekenler, tüm kurallara uymanız gereken şeyler,

however sometimes the writing can be very small and quite often the agreement

ancak bazen yazı çok küçük olabilir ve çoğu zaman anlaşma

or the contract is long so there are millions and millions and millions of

veya sözleşme uzun süredir sözleşmede milyonlarca, milyonlarca ve milyonlarca

words in the contract so quite often we don't even bother to read it we don't

kelime var, bu yüzden çoğu zaman okumaya zahmet etmiyoruz bile,

bother we just click agree however sometimes doing that might not be a good

zahmet etmiyoruz, sadece kabul et'i tıklıyoruz ancak bazen bunu yapmak iyi bir

idea hello to everyone oh I don't know where to start I have so many things to

fikir olmayabilir herkese merhaba oh ben nereden başlayacağımı bilmiyorum bugün size gösterecek o kadar çok şeyim var

show you today so many things so before you sign your contract don't forget you

ki o kadar çok şey var ki sözleşmenizi imzalamadan önce

have to make sure that you read the small print you have to make sure that

küçük yazıları okuduğunuzdan emin olmanız gerektiğini unutmayın

you look carefully at everything before you click or sign so that is something

dikkatlice baktığınızdan emin olmalısınız tıklamadan veya imzalamadan önce her şeyi yapın, böylece bu

that is interesting and also a nice little phrase

ilginç bir şeydir ve ayrıca İngilizce'de güzel bir küçük cümle vardır,

in English there check the small print always check for small writing on a

küçük yazıları kontrol edin her zaman bir sözleşmede küçük yazılar olup

contract if you don't you might end up in a lot of trouble hey guess what I was

olmadığını kontrol edin, aksi takdirde başınız büyük belaya girebilir hey sanırım ne

so excited because when I woke up this morning guess what I saw this morning

çok heyecanlandım çünkü bu sabah uyandığımda tahmin edin bu sabah

outside I will show you right now the scenery that greeted me this morning

dışarıda ne gördüm size hemen şimdi göstereceğim bu sabah perdemi açtığımda beni karşılayan manzara

when I open my curtain yes this morning we had some snow yes there it is now

evet bu sabah biraz kar vardı evet işte şimdi

falling from the sky now that was this morning

yağıyor gökyüzünden şimdi o bu sabahtı

unfortunately the snow has stopped now but that was the view from my bedroom

ne yazık ki kar şimdi durdu ama

window this morning looking out across the landscape you can see that the snow

bu sabah yatak odamın penceresinden manzara buydu, karın

was falling and oh I can't begin to tell you how excited I was I was really

yağdığını görebiliyorsunuz ve oh size ne kadar heyecanlı anlatamam O kadar heyecanlandım ki

excited so as soon as I realized that there was snow falling I grabbed all of

kar yağdığını fark eder etmez tüm

my cameras every single one of them and I put them in different windows around

kameralarımı tek tek kapıp evin farklı pencerelerine yerleştirdim

the house and there you can see the view that I saw this morning from my window

ve işte bu sabah gördüğüm manzarayı orada görebilirsiniz.

as the snow came down the snow was falling from the sky this morning when I

kar yağarken penceremden kar yağıyordu bu sabah penceremi açtığımda gökten kar yağıyordu

opened my window however unfortunately it didn't last very long

ama ne yazık ki çok uzun sürmedi bu yüzden

so the snow was only around for a short time so there you can see it so I had

kar sadece kısa bir süre ortalıkta kaldı yani orada görebildiniz ben de

all of my cameras filming this morning snow

tüm kameralarım bu sabah kar çekiyor

unfortunately well it didn't last very long

ne yazık ki çok uzun sürmedi

unfortunately so so I didn't have the snow for very long however while it

maalesef bu yüzden karım çok uzun sürmedi ama kar

lasted I was I was quite pleased in fact I was very happy to see the snow falling

yağdığı sürece oldukça memnundum aslında karı gördüğüme çok sevindim

this morning when I woke up I can't begin to tell you

bu sabah uyandığımda

how excited I felt I really did hello to everyone hello out there in YouTube land

ne kadar heyecanlandığımı size anlatamam gerçekten herkese merhaba yaptım youtube diyarında herkese merhaba

I hope you are feeling good yes we have made it all the way to the end of

umarım iyisinizdir evet bir yolun

another week it's Friday

daha sonuna geldik hafta cuma

mmm there is nothing nicer than watching the snow fall it makes me feel very

mmm kar yağışını izlemekten daha güzel bir şey yok beni çok

relaxed but unfortunately I can't get too relaxed because I have a live stream

rahatlatıyor ama ne yazık ki fazla rahatlayamıyorum çünkü yapacak canlı yayınım var

to do yes you can catch me every week three times a week Sunday Wednesday and

evet beni her hafta haftada üç kez yakalayabilirsiniz pazar çarşamba ve

Friday from 2 p.m. UK time there it is now on your screen Sunday Wednesday

Cuma öğleden sonra 2'den İngiltere saati ile artık ekranınızda Pazar Çarşamba Cuma

Friday 2 p.m. UK time and I suppose it's worth mentioning that we are now having

14:00 Birleşik Krallık zamanı ve sanırım şu anda bunu yaptığımızı belirtmekte fayda var,

this is our last livestream of February yes so this is the last livestream of

bu bizim Şubat ayının son canlı yayınımız evet yani bu Şubat ayının son canlı yayınımız

February however I will be back with you on Sunday a brand new month will arrive

ama Pazar günü tekrar sizlerle olacağım Pazar günü yepyeni bir ay gelecek bu

on Sunday so I will be with you on Sunday

yüzden ben

the 1st of March and we have lots of very interesting things to talk about

1 Mart Pazar günü sizlerle ve konuşacak çok ilginç şeylerimiz var, o

then to be honest with you lots of interesting subjects and of

zaman size karşı dürüst olmak gerekirse pek çok ilginç konu var ve

course Larry is behind me mr. Steve will be with us he will there is where there

tabii ki Larry arkamda bay. Steve bizimle olacak, onun olduğu yerde olacak,

he is mr. Steve will be with us on Sunday the 1st of March and also it is

Bay. Steve 1 Mart Pazar günü bizimle olacak ve ayrıca

worth mentioning that next month the clocks will be altering again for the

önümüzdeki ay İngiliz yaz saatinin başlangıcı için saatlerin yeniden değişeceğini belirtmekte fayda var,

beginning of British summer time so lots of things happening in March a very busy

bu nedenle çok yoğun bir ay olan Mart ayında pek çok şey oluyor

month and of course normally when we think of March we think of springtime so

ve tabii ki normalde biz Mart'ı düşünün, baharı düşünüyoruz, bu yüzden

I'm really looking forward to all of that to be honest I can't wait hello to

gerçekten tüm bunları dört gözle bekliyorum, dürüst olmak gerekirse, sabırsızlanıyorum,

the live chat nice to see you here today as well lots of people already here

canlı sohbete merhaba, bugün de sizi burada görmek güzel, birçok insan şimdiden burada,

hello to Vitesse hello Vitesse nice to see you here today thank you for joining

Vitesse'ye merhaba, merhaba Vitesse güzel. bugün sizi burada görmek

my live stream and also the live chat guess what you are

canlı yayınıma ve ayrıca canlı sohbete katıldığınız için teşekkür ederim ilk olarak kim olduğunuzu tahmin edin

first

you are first on today's live chat so welcome welcome one welcome all to my

bugünkü canlı sohbette birincisiniz bu yüzden hoş geldiniz hepiniz

live stream also hello to Eric hello Eric nice to see you here today as well

canlı akışıma hoş geldiniz ayrıca Eric'e merhaba merhaba Eric sizi burada görmek güzel bugün de

Isabel and Noemi hello Noemi nice to see you here can I

Isabel ve Noemi merhaba Noemi sizi burada gördüğüme çok sevindim önceki canlı yayınımda fark edemediğim kedinizin haberi için

just say my deepest condolences my condolences for the news of your cat

en derin başsağlığı dileklerimi iletebilir miyim

which I didn't notice on my previous live stream so I can I send my

böylece

condolences for your little cat that you lost last week and a Coby is here also

küçük kediniz için taziyelerimi gönderebilirim geçen hafta kaybettiğin ve bir Coby burada da

de mutes also Coto hello Coto I like your name by the way

sessiz de Coto merhaba Coto Bu arada adını beğendim

Luis Mendez a big Bonjour to you hello Tomic oh hello Tomic I haven't

Luis Mendez sana büyük bir afiyet olsun merhaba Tomic oh merhaba Tomic

seen you for a while also black catch gotcha

seni bir süredir görmedim ayrıca kara yakala yakaladım

hello to you nice to see you here today do you know quite often I am very

merhaba bugün seni burada görmek güzel biliyor musun sık sık

intrigued I would love to find out what your names mean on the live chat now I

merak ediyorum canlı sohbette isimlerinin ne anlama geldiğini öğrenmek isterim

know that some people used their real names however some people use nicknames

so when we say nickname we mean a name that isn't your real name so a nickname

takma ad sizin gerçek adınız olmayan bir adı kastediyoruz, bu nedenle bir takma addır, bu nedenle

so a lot of people on the live chat use other names besides their real name or

canlı sohbetteki birçok kişi gerçek adlarının yanı sıra veya

instead of their real name so I'm always intrigued to find out what they actually

gerçek adları yerine başka adlar kullanır, bu yüzden her zaman gerçekte ne anlama geldiklerini öğrenmek ilgimi çeker

mean hello Hiroko nice to see you here our

merhaba Hiroko sizi burada görmek güzel

mode is here as well Guadalupe we have Erik Rasheed nice door also we have

modumuz da burada Guadalupe Erik Rasheed güzel kapımız da Belaruslumuz var merhaba Belaruslu

Belarusian hello Belarusian thank you very much for your message and also your

mesajınız ve ayrıca videonuz için çok teşekkür ederim Belarus'tan

video I am going to show a little clip from Belarus ears video it's quite a

küçük bir klip göstereceğim kulak videosu bu oldukça

long video and we don't have much time today however I might show the whole

uzun bir video ve bugün fazla zamanımız yok ancak zamanım olursa pazar günü videonun tamamını gösterebilirim

video on Sunday if I have time however today I'm going

ancak bugün

to show a short excerpt from Belarus ears video so thank you very much for

Belarus kulakları videosundan kısa bir alıntı göstereceğim bu yüzden gönderdiğiniz için çok teşekkür ederim

sending that and it is connected to today's subject which is teeth words and

ve bugünün konusu olan dişlerle ilgili kelimeler ve

phrases connected to teeth and also your mouth as well so we had some snow this

deyimler ve aynı zamanda ağzınızla bağlantılıdır, bu yüzden bu sabah biraz kar yağdı

morning sadly the snow didn't last very long it

ne yazık ki kar çok uzun sürmedi,

was only around for a very short time if something occurs or lasts for a short

sadece çok kısa bir süre vardı, eğer bir şey olursa veya kısa sürdü

time we can say that it was brief so something happened for a very brief

diyebiliriz yani çok kısa bir an için bir şey oldu

moment it didn't occur for very long it only lasted for a short time so this

çok uzun sürmedi çok kısa sürdü yani bu

morning's snow the snow that fell this morning in my garden and across the area

sabahın karı bu sabah bahçemde ve karşımda yağan kar

in which I live was brief brief not very long it was short so something that

yaşadığım bölge kısa kısa çok uzun değil kısaydı yani

doesn't happen for very long is short maybe someone performs a song but the

çok uzun olmayan bir şey kısa belki birisi bir şarkı söylüyor ama

song isn't very long it isn't a long song the song does not take very long to

şarkı çok uzun değil uzun bir şarkı değil şarkı yapıyor söylemesi çok uzun sürmez

sing so we can say that the song is short it is a short song something that

bu yüzden şarkının kısa olduğunu söyleyebiliriz kısa bir şarkıdır

is here then God can be a description of a short event something that did not

burada olan bir şey o zaman Tanrı kısa bir olayın açıklaması olabilir çok uzun sürmeyen bir şeyi

last for very long we can describe as here then gone he was here then gone so

burada ve sonra gitmiş olarak tanımlayabiliriz o buradaydı sonra gitti yani

maybe your friend comes round but he or she only stays for a very short time you

belki arkadaşın gelir ama o sadece çok kısa bir süre kalır

can say that they were here then gone here then gone they only stayed for a

diyebilirsin ki buradaydılar sonra buraya gittiler sonra gittiler sadece

very short time oh I like this one he is another one you might blink and miss

çok kısa bir süre kaldılar oh bunu beğendim o başka biri göz kırpabilir ve gözden kaçırabilirsiniz,

it so if you blink you might miss it blink and you will miss it so sometimes

eğer göz kırpıyorsanız, göz kırpmayı kaçırabilirsiniz ve kaçıracaksınız, bu yüzden bazen

a thing can happen so quickly you might blink and miss it completely blink and

bir şey o kadar hızlı olabilir ki, göz kırpıp gözden kaçırabilirsiniz, tamamen göz kırpıp

you will miss it so keep your eyes open don't blink don't close your eyes

kaçıracaksınız, bu yüzden gözlerinizi açık tutun, gözünüzü kırpmayın gözlerinizi kapatmayın

because you might miss it especially things that happen very quickly

çünkü kaçırabilirsiniz özellikle çok hızlı olan şeyler

something that happens for a short period of time may be a certain type of

kısa bir süre için olan bir şey olabilir belli bir tür

fashion comes for a short time and then it disappears completely without trace

moda kısa bir süre için gelir ve sonra iz bırakmadan tamamen kaybolur

we can say that it is a flash in the pan something happened for a very short time

diyebiliriz tavada bir flaş bir şey çok kısa bir süre için oldu

it didn't last very long and then suddenly it was gone we can say that it

çok uzun sürmedi ve sonra aniden gitti

was a flash in the pan who remembers fidget spinners do you remember when

tavada bir flaş olduğunu söyleyebiliriz kimler stres çarklarını hatırlar

fidget spinners were really really popular and everyone had won one of

stres çarklarının gerçekten ne zaman olduğunu hatırlıyor musunuz popülerdi ve herkes

those things that you put between your fingers and you would spin spin the

parmaklarınızın arasına koyduğunuz şeylerden birini kazanmıştı ve

fidget spinner around and then suddenly they vanished they were gone they

stres çarkını döndürüyordunuz ve sonra aniden

disappeared you might say that the trend of having a fidget spinner was just a

kayboldular gittiler ortadan kayboldular.

flash in the pan it didn't last very long it was there

tava çok uzun sürmedi oradaydı

and then it was gone it didn't last very long at all he only lasted for a short

ve sonra gitti çok uzun sürmedi o sadece kısa bir

time it was a flash in the pan oh he's another one I like this one he's

süre sürdü panda bir flaştı oh o başka biri bunu beğendim o bir

an interesting one something can be here today gone tomorrow so I suppose you

ilginç olan bir şey bugün burada olabilir yarın gitmiş olabilir yani sanırım

could say the same thing once again about fidget spinners they were here

aynı şeyi stres çarkları için bir kez daha söyleyebilirsiniz onlar

today gone tomorrow something that is only around for

bugün buradaydılar yarın gittiler sadece

short-time can be described as here today gone tomorrow here's another one

kısa süreli olan bir şey bugün burada bugün gitti yarın işte bir tane daha

oh I like this one so if something only lasts for a short time we might say that

oh Bunu beğendim, bu yüzden bir şey sadece kısa bir süre devam ederse,

it happened as quick as a flash it was as quick as a flash

bunun bir şimşek kadar hızlı olduğunu söyleyebiliriz, o bir şimşek kadar hızlı

he came past my window as quick as a flash

penceremin yanından bir şimşek kadar hızlı geçti, bu

so someone passed by very quickly you didn't see them clearly it was as quick

yüzden biri çok hızlı geçti, sen yapmadın' onları net bir şekilde göremiyorum

as a flash quick as a flash another one oh I like this one in the blink of an

bir flaş kadar hızlıydı bir flaş kadar hızlı bir tane daha oh bunu sevdim

eye something that occurs quickly something that is very brief something

göz açıp kapayıncaya kadar hızlı olan bir şey çok kısa olan bir şey

that moves fast in the blink of an eye he was gone in the blink of an eye the

göz açıp kapayıncaya kadar hızlı hareket eden bir şey o gitmişti göz açıp kapayıncaya kadar o

thing disappeared it vanished in the blink of an eye something went very

şey kayboldu göz açıp kapayıncaya kadar yok oldu bir şey çok

quickly maybe if something is moving fast past you you might say that it was

hızlı gitti belki bir şey yanınızdan hızla geçiyorsa bunun

just a blur I didn't see him clearly because he was moving so quickly he was

sadece bir bulanıklık olduğunu söyleyebilirsiniz Onu net bir şekilde göremedim çünkü çok hareket ediyordu. hızlı bir şekilde o

just a blur blur the word blur means and clear something can't be made out it is

sadece bir bulanıklıktı bulanıklık kelimesinin anlamı ve net bir şey anlaşılamıyor, bu

a blur like mr. Steve behind me you can see mr. Steve's face behind me mr.

bay gibi bir bulanıklık. Steve arkamda Mr. Steve'in yüzü arkamda Mr.

Steve's face is a blur you can't see it clearly

Steve'in yüzü bulanık, net göremiyorsunuz,

however on Sunday you will be able to see mr. Steve's face very clearly

ancak Pazar günü Bay Steve'i görebileceksiniz. Steve'in yüzü çok net bir şekilde

finally something that happens quickly happens for a brief moment something

nihayet hızla olan bir şey kısa bir an için oluyor bir şey

occurs briefly for a very brief moment it was here and then it was gone

çok kısa bir an için buradaydı ve sonra gitti

it occurred it happened for a brief moment maybe you see something in the

kısa bir an için oldu belki gece gökyüzünde bir şey görürsün

sky at night maybe you are looking up and you see a shooting star going across

belki sen yukarı baktığınızda kayan bir yıldızın

the sky very nice but you only see it for a brief moment it was there and then

gökyüzünde çok güzel kaydığını görürsünüz ama onu yalnızca kısa bir an için görürsünüz, oradaydı ve sonra

it was gone it was only there for a brief moment so there are many ways of

gitti, yalnızca kısa bir an için oradaydı, bu nedenle

describing an occurrence or something that happens for a very short time many

bir olayı falan tanımlamanın birçok yolu vardır. bu çok kısa bir süre için oluyor

ways of describing it wow the live chat is very busy today

bunu açıklamanın birçok yolu vay canına canlı sohbet bugün çok meşgul

hello Irene hello also - Oh Pedro Belmont Pedro Belmont is here today nice

merhaba Irene merhaba da - Oh Pedro Belmont Pedro Belmont bugün

to see you Pedro Pedro Belmont also we have Guadalupe and Christina hello

sizi görmek güzel Pedro Pedro Belmont ayrıca bizde Guadalupe ve Christina var merhaba

Christina how is the weather in the UK our people worried about the coronavirus

Christina nasılsın Birleşik Krallık'ta hava durumu insanlarımızın koronavirüsten endişe duyması

or not a very interesting subject many people talking about it I'm not sure how

ya da çok ilginç bir konu olmaması birçok insanın bunun hakkında konuşması

bad it is here at the moment because there seem to be lots of different

Şu anda burada durumun ne kadar kötü olduğundan emin değilim çünkü birçok farklı rapor var gibi görünüyor

reports some people saying that we don't have to worry whilst other people are

bazı insanlar bizim yapmadığımızı söylüyor ' Başkaları endişelenmemiz gerektiğini söylerken endişelenmemiz gerekiyor, bu duruma göre

saying we should worry so it depends but yes the coronavirus or covered 19 as

değişir ama evet, koronavirüs veya

they are now calling it is something that's in the news something else in the

şu anda adlandırdıkları şekliyle kapalı 19, haberlerde olan bir şey, şu anda haberlerde başka bir şey var,

news at the moment that I suppose I should mention there is a big rally

sanırım orada bahsetmeliyim Bugün büyük bir miting,

today a very big rally with young people joining together in Oxford here in the

burada, Birleşik Krallık'ta Oxford'da bir araya gelen gençlerin, insanların son yüz yılda icat ettiği

UK all joining together to protest the environmental damage caused by well

everything or early everything that humans have invented over the past

her şeyin veya erken her şeyin neden olduğu çevresel zararı protesto etmek için bir araya geldiği çok büyük bir miting.

hundred years however talking of the coronavirus I I'm surprised

that they've allowed lots and lots of people to get together in a large group

to protest environmental damage and and the lack of action concerning the

Çevreye verilen zararı ve çevreyle ilgili eylem eksikliğini protesto etmek ve

environment and trying to turn back all of the damage caused by mankind

insanlığın neden olduğu tüm zararı geri döndürmeye çalışmak için çok sayıda insanın büyük bir grup halinde bir araya gelmesine izin vermelerine şaşırdım,

however today lots of people together in a huge group thousands of people and of

ancak bugün pek çok insanlar büyük bir grup halinde binlerce insan ve

course as we all know there are two groups of people who have very poor

tabii ki hepimizin bildiği gibi çok kötü hijyene sahip iki grup insan var

hygiene children and the elderly of which I am one of them so Greta Thumb

çocuklar ve onlardan biri olduğum yaşlılar bu yüzden Greta

berg is there today and of course a lot of people accusing Greta of being a

Thumbberg bugün orada ve tabii ki çok Greta'yı ikiyüzlü olmakla suçlayan insanlar,

hypocrite because of course she flies around the world in an airplane and as

çünkü o, dünyayı bir uçakla dolaşıyor ve

we all know airplanes are one of the causes of environmental damage however I

hepimizin bildiği gibi, uçaklar çevreye verilen zararın nedenlerinden biri, ancak

can exclusively reveal to you today the airplane the aeroplane the aircraft that

bugün size özel olarak, uçağı açıklayabilirim.

Greta Thumb berg used to fly here to the UK

berg eskiden buraya İngiltere'ye uçardı

okay maybe it wasn't that one maybe it wasn't that however it is strange there

tamam belki o değildi belki o değildi ama gariptir ki orada

lots of people are getting together in large groups it would appear to be

pek çok insan büyük gruplar halinde bir araya geliyor bu

something that is raising quite a lot of concern not only here but also around

oldukça fazla endişe uyandıran bir şey gibi görünüyor sadece burada değil, tüm

the world as well oh hello - nest or hello also - Meeker

dünyada da oh merhaba - yuva veya merhaba da - Meeker

hello Meeker I haven't seen you for a long time I know that in Japan the

merhaba Meeker seni uzun zamandır görmüyorum, biliyorum ki Japonya'da

weather has been all over the place we had snow this morning do you want to see

hava her yerdeydi, bu sabah kar yağdı. tekrar görmek istersin

it again we had lovely snowfall outside so this

dışarıda çok güzel bir kar yağışı vardı bu yüzden

is what I filmed this morning when I woke up I got out of bed and I saw that

bu sabah uyandığımda bunu filme aldım yataktan kalktım ve

the snow was falling and I felt rather excited to say the least so this morning

karın yağdığını gördüm ve en hafif tabirle oldukça heyecanlı hissettim bu yüzden bu sabah

we had snow we've also had a lot of rain as well would you like to see some of

beraberdik. kar biz de çok yağmur yağdık selin bir kısmını görmek ister misiniz

the flooding so here is the flooding that took place near my house so from

yani işte evimin yakınında meydana gelen sel yani

snow to rain so that is actually one of the rivers near my house not very far

kardan yağmura yani bu aslında evimin yakınındaki nehirlerden biri çok değil

away from where I live just to give you an idea of just how bad things are at

yaşadığım yerden çok uzakta, sadece şu anda işlerin ne kadar kötü olduğu hakkında size bir fikir vermek için bu

the moment so thank you mica for saying hello today and thanks for joining me as

yüzden bugün merhaba dediğin için teşekkürler mica ve bana katıldığın için de teşekkürler

well

it's so nice to see you here another thing I wanted to mention something else

seni burada görmek çok güzel başka bir şeyden bahsetmek istedim bunun dışında

to do with the environment as well you see I don't just throw this together I I

çevreyle de ilgili, bunu bir araya getirmiyorum,

do a lot of planning in the morning so everything I'm talking about does fit

sabahları çok fazla planlama yapıyorum, bu yüzden bahsettiğim her şey birbirine uyuyor,

together we were talking about environmental damage now near my house

çevresel zarardan bahsediyorduk şimdi evimin yanında

not yesterday but the day before yesterday we had some people come to

dün değil ama önceki gün

replace the streetlights near me near my house in fact right outside my my window

evimin yakınındaki sokak lambalarını değiştirmek için birileri geldi, aslında evimin penceresinin hemen dışında,

of my house they've changed the streetlights so before they were very

sokak lambalarını değiştirdiler, bu yüzden önceleri çok

bright and they used to cast the light all over the place in fact this is

parlaktı ve ışığı her yere yayarlardı. Aslında bu

something that has become quite a big problem and many people feel very

oldukça büyük bir sorun haline geldi ve birçok insan

strongly about it so this is another type of pollution that many people are

bu konuda çok güçlü hissediyor, bu yüzden bu, birçok insanın kızdığı başka bir kirlilik türüdür,

getting angry about but this particular pollution is called light pollution so

ancak bu belirli kirliliğe ışık kirliliği denir, bu nedenle

light pollution is when all of the streetlights all of the things that

ışık kirliliği, tüm sokak lambaları,

exist around towns and cities for for lighting the streets and the buildings

kasaba ve şehirlerin çevresinde caddeleri ve binaları aydınlatmak için var olan her şey,

they create a large very visible haze and we call this light pollution however

çok görünür büyük bir pus oluştururlar ve biz buna ışık kirliliği diyoruz, ancak

these days there are new types of lights that that can actually help to prevent

bu günlerde ışığı engellemeye gerçekten yardımcı olabilecek yeni ışık türleri var.

light pollution and there is one of them so this is the type of light that is now

kirlilik ve bunlardan bir tane var, yani bu artık

outside my house so instead of the old orange light which used to cast all of

evimin dışındaki ışık türü, yani eskiden tüm

the light well everywhere so not just downwards but also upwards as well we

ışığı her yere iyi bir şekilde veren eski turuncu ışık yerine, yani sadece aşağı değil, aynı zamanda yukarı da

now have these lovely fancy lights so these particular lights will cast the

şimdi bunlara sahibiz güzel süslü ışıklar, bu özel ışıklar

light downwards onto the road so the light will only go down

ışığı aşağıya doğru yola yansıtacak, böylece ışık sadece aşağı inecek,

it won't go upwards it won't go up into the sky so this particular type of

yukarı gitmeyecek, gökyüzüne çıkmayacak, bu nedenle bu özel

lighting is now being used in many parts of the world and two days ago we had one

aydınlatma türü artık birçok yerde kullanılıyor iki gün önce

of these installed near my house and I must say it does look very

evimin yakınına bunlardan bir tane yerleştirdik ve çok farklı göründüğünü söylemeliyim

different and the one thing I have noticed is there is less light pollution

ve fark ettiğim tek şey daha az ışık kirliliği olduğu,

so the light pollution already near where I live has been reduced just by

dolayısıyla yaşadığım yerin yakınındaki ışık kirliliği zaten azaldı. sadece

changing the street lights it's quite amazing so what about you what about

sokak ışıklarını değiştirerek oldukça şaşırtıcı, peki ya siz

where you are do you have light pollution so at night when you look out

nerede olursanız olun ışık kirliliğiniz var, bu nedenle geceleri

your window especially if you live in a large city or town you might see that

pencerenizden dışarı baktığınızda özellikle büyük bir şehirde veya kasabada yaşıyorsanız

the sky is not dark it isn't black it's actually orange and that is caused by

gökyüzünün olmadığını görebilirsiniz. karanlık siyah değil aslında turuncu ve bu

the glow from all of the lights lots of light pollution so when we think of

tüm ışıkların parlamasından kaynaklanıyor çok fazla ışık kirliliği bu yüzden

pollution it isn't just about the air we breathe it is also about the views that

kirliliği düşündüğümüzde sadece soluduğumuz hava değil, aynı zamanda gördüğümüz manzaralarla da ilgili

we see or the views that we have from our houses from our windows hello to the

ya da evlerimizden pencerelerimizden aldığımız manzaralar

live chat oh we are now up to date thank you very much for your company today

canlı sohbete merhaba oh artık güncel durumdayız, bugün şirketinize çok teşekkür ederiz

Rolfie is here hello Rolfie nice to see you as well the coronavirus has the

Rolfie burada merhaba Rolfie de sizi görmek güzel koronavirüs

world worried it's just a matter of time before it causes a crisis worldwide

dünyayı endişelendirdi tüm ülkeler sınırlarını kapatmak zorunda kalacağı için dünya çapında bir krize yol açması an meselesi

since all the countries will be obliged to close their borders well one of the

things that's happening here there is already talk in the media on the news

burada olan şeylerden biri zaten medyada

about closing schools around the country so here in the UK we are already talking

ülke çapında okulların kapatılmasıyla ilgili haberlerden bahsediliyor, bu yüzden burada İngiltere'de zaten

about closing schools and keeping people apart and of course if you feel unwell

okulları kapatmaktan ve insanları ayrı tutmaktan bahsediyoruz ve tabii ki kendinizi iyi hissetmiyorsanız, kendinizi iyi hissetmediğinizde

what's the first thing you do when you feel unwell you will often go to the

yaptığınız ilk şey nedir, sık sık

doctor so apparently there are dr. surgeries many places where the

doktora gidersiniz, bu yüzden görünüşe göre dr. doktorun çalışacağı birçok yer ameliyat oluyor

doctor will work and now they are being closed down because people are going

ve şimdi kapatılıyor çünkü insanlar

there feeling unwell so there is always a risk of one person going to the doctor

oraya kendilerini iyi hissetmeden gidiyorlar, bu nedenle bir kişinin kendini

because they feel unwell and if they have the coronavirus they might spread

iyi hissetmediği için doktora gitme riski her zaman var ve onlarda koronavirüs varsa

it to other people in the doctor's office so it is a very difficult one I

onu başkalarına bulaştırabilirler. doktorun muayenehanesindeki diğer insanlar bu yüzden çok zor dürüst olmak

don't think there is a quick solution to be honest palmyra wants to talk about

için hızlı bir çözüm olduğunu düşünmüyorum palmyra ışık kirliliği hakkında konuşmak istiyor

light pollution yes light pollution is a big problem says Palmyra you are right

evet ışık kirliliği büyük bir problem diyor palmyra haklısın

yes I think in many places even here in the countryside we have some light

evet bence birçok burada, kırsal kesimde bile biraz ışık

pollution however a couple of days ago they've changed some of the streetlights

kirliliğimiz var ancak birkaç gün önce evimin yakınındaki bazı sokak ışıklarını değiştirdiler

near my house and now everything is much darker I mean it was dark before but now

ve şimdi her şey çok daha karanlık yani önceden karanlıktı ama şimdi

it's even darker hello Tomic hello also Carlos hello Carlos nice to see you here

daha da karanlık merhaba Tomic merhaba ayrıca Carlos merhaba Carlos bu hafta sonu sizi burada görmek güzel bize doğru gelen

this weekend we have another storm heading our way can you believe it would

başka bir fırtına var buna inanabiliyor musunuz

you like to see the storm so here is a photograph this is a radar photograph of

fırtınayı görmek ister misiniz yani işte bir fotoğraf bu

the storm that is heading our way there it is can you see it somewhere so I

bize doğru gelen fırtınanın bir radar fotoğrafı oraya varabilir misiniz bir yerde görüyorum, sanırım

think I think the green if you look at the green part that is the main part of

yeşil olduğunu düşünüyorum, eğer yeşil kısma bakarsanız, fırtınanın ana kısmı

the storm and it's very interesting they've decided to call this particular

ve çok ilginç,

storm now when I first read this word I actually really wrong I didn't pronounce

bu kelimeyi ilk okuduğumda aslında gerçekten çok yanılmışım. doğru telaffuz etmedim

it correctly however now I know how to pronounce it now this storm that is now

ancak şimdi nasıl telaffuz edeceğimi biliyorum şimdi İngiltere'ye doğru ilerleyen bu fırtına

heading towards the UK has been named by the Spanish Meteorological Society or

İspanyol Meteoroloji Derneği veya fırtınaları isimlendiren

the the organization or group that names the storms so this particular

organizasyon veya grup tarafından adlandırıldı, bu yüzden

storm that is now heading towards the UK is called storm Jorge Jorge apparently

şu anda yönelen bu özel fırtına Birleşik Krallık'a doğru fırtına denir Jorge Jorge görünüşe göre

that is how you pronounce it Jorge one or two people are calling it

onu böyle telaffuz ediyorsun Jorge bir veya iki kişi ona

Jorge as well so this particular storm I will try to pronounce it correctly this

Jorge diyor bu yüzden bu özel fırtınayı doğru telaffuz etmeye çalışacağım bu

storm is called storm Jorge and if I didn't pronounce it correctly I do

fırtınaya fırtına Jorge deniyor ve eğer telaffuz etmediysem doğru bir şekilde

apologize so there it is storm Jorge is on its way and apparently it's going to

özür dilerim, bu yüzden fırtına Jorge yolda ve görünüşe göre

hit the UK over the next couple of days so we have yet another big storm heading

önümüzdeki birkaç gün içinde Birleşik Krallık'ı vuracak, bu yüzden bize doğru gelen başka bir büyük fırtına var, sadece

towards us not only that but apparently on Sunday the weather is going to be

o değil, görünüşe göre Pazar günü hava gidiyor

terrible so I will be with you on Sunday not only will it be March the 1st on

korkunç olmak bu yüzden Pazar günü seninle olacağım sadece 1 Mart

Sunday but also we are going to have a big storm storm Jorge apparently that is

Pazar günü değil, aynı zamanda büyük bir fırtına fırtınamız olacak Jorge görünüşe göre

how you pronounce it in Spanish it is hello to Guadalupe I have listened to

İspanyolca'da böyle telaffuz ediyorsun Guadalupe'ye merhaba dinledim

how the coils inside lightbulbs affect our health as well I haven't heard about

ampullerin içindeki bobinlerin sağlığımızı nasıl etkilediğini duymadım

that I know certain types of light can be bad for you for example blue light

Bazı ışık türlerinin sizin için kötü olabileceğini biliyorum, örneğin mavi ışık, gördüğünüz

did you know that so many things that you see appear to be white light but in

pek çok şeyin beyaz ışık gibi göründüğünü biliyor muydunuz?

fact there is also blue light coming through the light as well so the way in

aslında ışıktan gelen mavi ışık da var yani

which the the light rays or the waves of light reach your eyes there might be

ışık ışınlarının veya ışık dalgalarının gözünüze ulaşma şekli

colors in there but you can't actually see them even though they are actually

orada renkler olabilir ama aslında onları görmenize rağmen onları gerçekten göremezsiniz.

having an effect on your eyes so there are certain types of light especially

gözleriniz üzerinde etkisi vardır, bu nedenle özellikle mavi ışık yayan bilgisayar ekranlarından gelen belirli ışık türleri vardır

from computer screens that give off blue light and apparently it's not very good

ve görünüşe göre bu gözleriniz için pek iyi değildir, bu da bana merhaba

for your eyes so that is another thing hello to me

carry gain students will just stay at home without any help from the school I

taşıyın, öğrenciler herhangi bir yardım almadan evde kalacaklar okul bence

think that is a big problem yes some countries already including China

bu büyük bir sorun evet Çin de dahil olmak üzere bazı ülkeler

of course China have closed many factories many offices many people are

tabii ki birçok fabrikayı kapattı birçok ofisi birçok insan

staying at home and of course many schools are also closed in China because

evde kalıyor ve tabii ki Çin'de de birçok okul

of the corona virus it would appear to be a thing that is not going away soon

korona virüsü nedeniyle kapalı gibi görünüyor yakında gitmeyecek bir şey

I think corona virus is going to be around for a little while longer Tao

bence corona virüsü bir süre daha ortalıkta dolanacak

dang hello Tao dang I believe you are watching in Vietnam if so hello Vietnam

nice to see you here today the street lights in my neighborhood are only

yalnızca saat

turned on automatically at 6 p.m. when people or the vehicles come close to

18:00'de otomatik olarak açılır. insanlar veya araçlar onlara yaklaşıp sabah

them and then they turn off at 5 a.m. oh I see so what you are saying is the

5'te söndüğünde, görüyorum ki

lights are automatic so when something comes near the light they will come on

ışıklar otomatik diyorsunuz yani ışığa bir şey yaklaştığında yanacaklar

and then a few seconds later the lights will go up yes I remember something very

ve birkaç saniye sonra ışıklar yanacak yukarı çık evet Çin'deyken çok benzer bir şey hatırlıyorum, ne

similar when I was in China whenever I went into the apartment where I lived I

zaman yaşadığım daireye girsem

would climb the stairs and whenever I arrived it at the block I used to have

merdivenleri çıkardım ve ne zaman bloğa varsam

to stamp my foot on the ground so I had to make a large or loud noise to make

ayağımı yere vurmak zorunda kalırdım, bu yüzden mecburdum. ışıkları yakmak için büyük veya yüksek bir ses çıkarmak,

the lights come on so yes I remember that from my time in China

bu yüzden evet, Çin'deki zamanımdan beri

hello mr. Jenkin I sent a message one day warning you that there is a person

merhaba bay. Jenkin Bir gün seni uyaran bir mesaj gönderdim

on YouTube using your lessons did you receive it by messenger oh I see no I

YouTube'da derslerini kullanan biri var diye haberciden mi aldın oh hayır görüyorum hayır

didn't know that however there are many people using my lessons stealing them

bilmiyordum ama derslerimi kullanan çok kişi var

and re uploading them on YouTube so yes it is a big problem there are many

dersleri çalıp yeniden yüklüyor YouTube yani evet, bu büyük bir sorun,

people who like to take my work and all of my lessons and then they use them

işimi ve tüm derslerimi almayı seven birçok insan var ve sonra bunları

themselves they make their own youtube channel using my work we call that

kendileri kullanıyorlar, çalışmamı kullanarak kendi youtube kanallarını oluşturuyorlar, biz buna

stealing first Thank You Kristina for letting me know

önce hırsızlık diyoruz, bana haber verdiğin için teşekkürler Kristina

thank you very much we are talking about smiling we are talking about showing

çok teşekkür ederim gülümsemekten bahsediyoruz

your teeth we are talking about going to the dentist and I thought it would be

dişlerinizi göstermekten bahsediyoruz dişçiye gitmekten bahsediyoruz ve

good to have a look at two things first of all here is an excerpt from a video

öncelikle iki şeye bir bakmanın iyi olacağını düşündüm işte Belarus'tan bir videodan alıntı

from Belarus eeeh who is in real life a dentist so we're

eeeh kim gerçek hayatta bir dişçidir, bu yüzden

going to have a look at this first and then after this we are going to have a

önce buna bir göz atacağız ve bundan sonra

look at one of my English lessons where I talk all about one of my experiences

İngilizce derslerimden birine bakacağız ve burada diş hekimine gitme deneyimlerimden biri hakkında konuşacağım.

of going to the dentist however today I want to teach you a little bit of

diş hekimi ancak bugün size biraz

dentistry yes I think learning is very important

diş hekimliği öğretmek istiyorum evet bence öğrenmek çok önemli

this tooth has two holes here one hole and here another this this type of who

bu dişin iki deliği var burada bir delik ve burada başka bu bu tip kimlerin

age is very very much but this one is silent doesn't age because it is covered

yaşı çok çok ama bu sessiz yaşlanmıyor sakızla kaplı olduğu için

with the gum look at this

bakın

this is germs and what you have eaten thank you very much to Belarus here for

bu mikrop ve ne yediniz bunun için Belarus'a çok teşekkür ederim

that and now here is an excerpt from one of my lessons this is one of my video

ve şimdi işte derslerimden birinden bir alıntı bu benim video

lessons all about a very disturbing childhood occurrence something that

derslerimden biri tamamen rahatsız edici bir şey hakkında çocuklukta başıma gelen bir şey,

happened to me in my childhood when I went to visit the dentist

çocukluğumda dişçiye gittiğimde başıma gelen bir şey büyümek

growing up is not the most pleasant of events it is often filled with scary

en hoş olaylardan biri değil, çoğu zaman korkutucu

moments and unpleasant experiences of all the upsetting and traumatic moments

anlarla ve nahoş deneyimlerle doludur, özellikle çocukluğumdan kalan tüm üzücü ve travmatik anlardan biri

from my childhood one in particular still lingers strongly with me I would

bende güçlü bir şekilde oyalanıyor

have been about eight years old at the time and I had to go to the dentist for

o zamanlar yaklaşık sekiz yaşında olurdum ve çoklu çekim için dişçiye gitmek zorunda kaldım

a multiple extraction this procedure involves the removal of many teeth at

bu prosedür aynı anda birçok dişin çekilmesini içeriyor

the same time in my case it was ten yes I had 10 teeth taken out in one go this

benim durumumda on yaşındaydı evet 10 dişim vardı tek seferde alınır, bu

is normally done whilst the patient is under anaesthetic in those days they

normalde hasta anestezi altındayken yapılır, o günlerde

often used nitrous oxide to put you to sleep many of you will know this

sizi uyutmak için sıklıkla nitröz oksit kullanırlardı, çoğunuz bu

particular substance as laughing gas so try to imagine the scene an

özel maddenin gülme gazı olduğunu bileceksiniz, bu yüzden sahneyi

eight-year-old boy under anaesthetic having ten of his teeth removed if that

sekiz yıllık bir hayal etmeye çalışın. yaşlı çocuğun anestezi altında on dişi çekildi, prosedür bittikten sonra

wasn't bad enough after the procedure ended I was not

yeterince kötü değilse, tam olarak

fully revived I had not come round from the anesthetic which meant that my

uyanamamıştım.

parents had to carry me unconscious through the dentist's waiting room and

out to a waiting car my only real memories of this event include the

Bu olayla ilgili tek gerçek hatıram, dişçi koltuğunda yüzüme yerleştirilen

moments just before the laughing gas was giving to me via a large rubber mask

büyük bir lastik maske aracılığıyla bana gülme gazı verilmeden hemen önceki anları

which was placed over my face in the dentist's chair and much later as I came

ve çok daha sonra anesteziden çıktığım anları içeriyor.

round from the anaesthetic itself at home even to this day I can still recall

evde bugün bile

the foul taste of stale blood in my mouth

ağzımdaki bayat kanın iğrenç tadını ve 10 dişimin aniden kaybolmasının

not to mention the strange sensation of having 10 of my teeth suddenly vanish

garip hissinden bahsetmiyorum bile

this horrific experience put me off going to the dentist for many years

bu korkunç deneyim beni yıllarca dişçiye gitmekten alıkoydu

needless to say these days a trip to the dentist is not as traumatic as it was in

bunları söylemeye gerek yok dişçiye gitmenin çocukluğumdaki kadar travmatik olmadığı günler,

my childhood modern dental surgeries are more welcoming and the procedures are

modern diş ameliyatları daha samimi ve prosedürler

over much quicker of course even now going to the dentist

çok daha hızlı tabii ki şimdi bile dişçiye gitmenin

still has its unpleasant moments the worst part of it for me

hala tatsız anları var benim için en kötü yanı

must be the scrape or scale this is where the dentist removes the hard

kazıma ya da ölçeklendirme, diş hekiminin dişlerin

plaque that is built up at the base of the teeth with a sharp tool this

tabanında oluşan sert plağı keskin bir aletle çıkardığı yerdir, bu

particular scaling procedure can be very painful indeed it all depends on how

özel ölçeklendirme prosedürü gerçekten çok acı verici olabilir, hepsi dişlerin ne kadar

badly affected the teeth are so the more you look after your teeth the shorter

kötü etkilendiğine bağlıdır, bu yüzden daha fazla Dişlerinize iyi bakın,

the scaling procedure will be these days people are becoming more used to taking

ölçeklendirme prosedürü ne kadar kısa olursa, bu günlerde insanlar dişlerinin bakımını günlük olarak yapmaya daha fazla alışıyorlar,

care of their teeth on a daily basis so much in fact that nowadays doing your

aslında günümüzde

own dentistry is becoming commonplace there are lots of wonderful gizmos and

kendi diş hekimliğinizi yapmak sıradan hale geliyor, birçok harika alet ve

tools available now for cleaning your teeth thoroughly at home things that

alet var artık evde dişlerinizi iyice temizlemek için mevcut dürten şeyler

poke things that scrape things that squirt and things that buzz and hum

sıyıran şeyler fışkıran şeyler ve vızıldayan ve uğultu yapan şeyler

Do It Yourself dentistry is becoming the norm with home dentistry kits now

Kendin Yap Diş hekimliği artık internetten satın alınabilen evde diş hekimliği kitleri ile norm haline geliyor,

available for purchase on the Internet although I wouldn't do it myself without

ancak ben bunu yapmayacağım. Herhangi

having had some form of guidance or training first

bir rehberlik veya eğitim almamış olmadan, öncelikle

surely one of the worst dental procedures of all must be an extraction

kesinlikle en kötü diş prosedürlerinden biri,

an extraction is where a tooth is literally pulled out of the jawbone just

bir dişin tam anlamıyla çene kemiğinden çekilmesidir, tıpkı

like I had when I was eight some people even pull their own teeth

sekiz yaşımdayken yaptığım gibi, bazı insanlar bile dişlerini çekerler. kendi dişlerini

out I can't imagine anyone wanting to pull their own teeth out

çek Kimsenin kendi dişini çekmek isteyeceğini hayal edemiyorum, yapabilir misin?

can you these days most dental work is carried out with the patient awake and

conscious this includes the drilling into and extraction of teeth normally a

local anaesthetic is used in the form of an injection into the area of the gum

Diş eti bölgesine yapılacak bir enjeksiyonun ardından

where the procedure is to be carried out the injected part of the mouth will

ağzın enjekte edilen kısmı

become numb thus ensuring that the procedure will be a painless one how

uyuşacak ve böylece işlemin ağrısız olmasını sağlayacaktır.

often do you go to the dentist do you like going to the dentist when was the

Dişçiye ne sıklıkta gidiyorsunuz? diş hekimine en

last time you went to the dentist neglecting your teeth is not a good

son ne zaman gittiniz dişlerinizi ihmal etmek iyi bir

thing to do as when you get older they will become unhealthy and fall out

şey değildir çünkü yaşlandıkça dişleriniz sağlıksız hale gelir ve

bad mouth hygiene has also been linked to other physical ailments such as heart

kötü ağız hijyeni kalp hastalığı ve bazı diğer fiziksel rahatsızlıklarla da bağlantılıdır.

disease and certain types of cancer fortunately for me I learned my lesson

neyse ki benim için kanser türleri

before my teeth became too bad which is definitely something to smile about

dişlerim çok kötü olmadan önce dersimi aldım ki bu kesinlikle gülümsenecek bir şey merhaba

hi there today I want to teach you a little bit of Dentistry yes I think

bugün size biraz Diş Hekimliği öğretmek istiyorum evet

learning is very important

öğrenmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum

this tooth has two holes here one hole and here another this this type of who

bu dişin iki deliği var burada bir delik ve işte başka bir bu kim kim

age is very very much but this one is silent doesn't age because it is covered

yaş çok çok ama bu sessiz yaşlanmıyor çünkü

with the gum look at this these these

sakızla kaplı buna bak bu

germs and what you have eaten there you go thank you once again to Belarus EF

mikroplar ve orada yediklerin var git Belarus'a bir kez daha teşekkürler

for your your video talking all about bad teeth and there is one word I want

Videonuz için EF, kötü dişlerden bahsediyorsunuz ve bir kelime var,

to correct you on ache ache so pain when you have pain in your tooth we describe

sizi düzeltmek istiyorum, dişinizde ağrı olduğunda ağrı,

it as an ache ache so something is hurting maybe you have pain that won't

ağrı olarak tanımlıyoruz, bu yüzden bir şey acıyor, belki de ağrınız olacak' t

go away so the pain is staying with you for a long period of time we call it

uzaklaşın, böylece ağrı uzun süre sizinle kalsın, biz ona

ache so you have toothache you have toothache so the word ache a CH e

ağrı diyoruz, bu nedenle diş ağrınız var, diş ağrınız var, bu nedenle ache a CH e

and that is how you pronounce it ache you have tooth ache a few days ago I had

ve ache'yi böyle telaffuz edersiniz diş ağrınız var birkaç gün önce

toothache and I thought I was going to have to go to the dentist

Diş ağrım vardı ve dişçiye gitmem gerektiğini düşündüm

fortunately I didn't have to which was nice

neyse ki gitmem gerekmedi ki bu güzeldi ama

however I still need a checkup I still need to go to the dentist and have a

yine de bir kontrole ihtiyacım var hala dişçiye gitmem ve bir

checkup I think so

kontrol yaptırmam gerekiyor sanırım öyle oldu

oh we have a lot of words here to do with teeth and things connected with

burada dişlerle ve ağzınızla bağlantılı şeylerle ilgili birçok kelime

your mouth Oh so would you like to have a look at some

Oh, öyleyse

words connected to teeth and also your mouth well we will in a moment I won't

dişlerle ve ayrıca ağzınızla bağlantılı bazı kelimelere bir göz atmak ister misiniz, birazdan yapacağız

forget the live chat of course we are here live on Friday afternoon here in

canlı sohbeti elbette unutmayacağım Cuma öğleden sonra burada canlı yayındayız

the UK I don't know what time it is where you are because I'm not there

İngiltere'de burada saat kaç bilmiyorum çünkü ben orada değilim ne

unfortunately welcome everyone to the live stream English addict for all those

yazık ki herkesi canlı yayına hoşgeldiniz güzelliğe doyamayan herkes için ingilizce bağımlısı

who can't get enough of the beautiful language that is English hello Carlos

dili İngilizce olan merhaba Carlos

hello Irene hello also - marina hello marina thank you very much for all of

merhaba Irene merhaba da - marina merhaba marina Belarus ile ilgili tüm güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim

your lovely messages concerning Belarus ears short video now the video is much

kulaklar kısa video şimdi video bundan çok

longer than that I will show the rest of it on Sunday because we are short of

daha uzun geri kalanını Pazar günü göstereceğim çünkü kısayız

time but I will show all of it on Sunday and of course this guy will be with us

ama Pazar günü hepsini göstereceğim ve tabi ki bu adam

on Sunday as well mr. Steve will be with us we are talking about relationships on

Pazar günü de bizimle olacak Mr. Steve bizimle olacak Pazar günü ilişkiler hakkında konuşuyoruz

Sunday a very big topic a very interesting topic I hope you will join

çok büyük bir konu çok ilginç bir konu Umarım

me on Sunday so here we go some words connected to your teeth and also the

Pazar günü bana katılırsınız bu yüzden işte dişlerinizle ve ayrıca

place where your teeth sit which of course is your mouth when we say mouth

dişlerinizin oturduğu yerle ilgili bazı kelimelere geçiyoruz ki bu da tabii ki ağzınız, ağız dediğimizde, ağzı

well mouth can be used in many ways actually to describe anything that has

birçok şekilde aslında bir açıklığı olan herhangi bir şeyi tarif etmek için kullanılabilir,

an opening so mouth basically is the opening of something so as something

bu nedenle ağız temelde bir şeyin açılmasıdır, yani bir şey

opens you will see the mouth or maybe an opening that can be entered you can say

açılırken ağzı veya belki girilebilecek bir açıklığı görürsünüz diyebilirsiniz.

the mouth of the cave so the mouth is the opening so we can use mouth

mağaranın ağzı yani ağız açıklığıdır yani ağzı

besides describing this part of the body this part of the body that I use a lot

vücudun bu kısmını tarif etmenin yanı sıra işimde çok kullandığım vücudun bu bölgesini de kullanabiliriz

in my work so this is my tool for my job without

yani bu benim işim için aracım

this I couldn't work I would have no job whatsoever so my mouth is very important

bu olmadan yapamazdım çalışmak Herhangi bir işim olmazdı bu yüzden ağzım çok önemli

I like my mouth very much so when we say mouth we can describe an opening as well

Ağzımı çok seviyorum bu yüzden ağız dediğimizde bir açıklığı ve ağızlarımız hakkında

another word that we often hear when we talk about our mouths oral oral which

konuşurken sık sık duyduğumuz başka bir kelimeyi tanımlayabiliriz sözlü sözlü

relates to anything connected with your mouth so you might have oral hygiene or

bağlantılı herhangi bir şeyle ilgili ağzınızla, böylece ağız hijyeniniz veya

oral health or if you are using your mouth to speak so anything that you use

ağız sağlığınız olabilir veya ağzınızı konuşmak için kullanıyorsanız, bu nedenle ağzınızı kullandığınız herhangi bir şey sözlü

your mouth for can be described as oral something oral you speak or you use your

olarak tanımlanabilir, sözlü bir şey konuşursunuz veya

mouth to do something in particular oral hello to everyone on the live chat

ağzınızı özellikle bir şey yapmak için kullanırsınız sözlü merhaba canlı sohbetteki herkese

oh here's an interesting one I don't know why it's going across my face

oh işte ilginç bir tanesi neden yüzüme hitap ettiğini bilmiyorum

oratory so when we say oratory it is anything to do with speech making so if

bu yüzden hitabet dediğimizde bunun konuşma yapmakla ilgisi var, bu yüzden

you are making a speech or giving a talk shall I move that down a bit okay could

bir konuşma yapıyorsanız veya bir konuşma yapıyorsanız hareket edeyim mi o biraz aşağı tamam

you please go down slightly you're in my way okay come on down you go quickly I

lütfen biraz aşağı inebilir misin yoluma çıktın tamam hadi aşağı in çabuk git

haven't got all day there we go that's better oh you can see

bütün günüm yok işte gidiyoruz bu daha iyi oh

me now thank you very much so something that is oratory is

beni şimdi görebilirsin çok teşekkür ederim çok şey böyle hitabet

connected to speech making you are making a speech you are giving a speech

konuşma yapmakla bağlantılıdır bir konuşma yapıyorsun bir konuşma yapıyorsun hitabet olan bir şey

you are using your mouth to speak something that is oratory so at a speech

söylemek için ağzını kullanıyorsun bu yüzden bir konuşmada

or a talk that is being given can be described as an oratory I can see that

ya da verilen bir konuşmada hitabet olarak tanımlanabilir bunun olduğunu görebiliyorum

this one is also in my way let me just move it down slightly that's better

aynı zamanda benim yolumda da onu biraz aşağı çekmeme izin ver, bu daha iyi

here's another phrase do you like the way I'm editing this as

işte başka bir cümle, bunu düzenleme şeklimi beğendin mi, oh

I go along oh here we go word of mouth so something that is word

işte ağızdan ağza, yani

of mouth something that is word of mouth means something that one person has

ağızdan ağza bir şey söz olan bir şey ağız, bir kişinin diğerine oldukça sık bahsettiği bir şey anlamına gelir,

mentioned to another quite often in advertising word of mouth is a very

ağızdan ağza reklam

useful tool not only that it is also free as well so when we say word of

sadece çok yararlı bir araçtır, aynı zamanda ücretsizdir, bu nedenle ağızdan ağza söz söylediğimizde,

mouth it means one person is telling another person and then that person will

bir kişinin başka bir kişiye ve sonra o kişiye söylediği anlamına gelir. Bay

tell someone else have you heard about mr. Duncan's lessons brouilly yes

hakkında bir şey duydunuz mu başka birine söyleyecektir . Duncan'ın dersleri brouilly evet,

they're ever so good someone somewhere is saying right now so word of mouth the

her zaman çok iyiler, birileri şu anda bir yerlerde söylüyor, yani ağızdan ağza,

way things spread when a person tells one thing to another so yes

bir kişi bir şeyi diğerine söylediğinde her şey yayılıyor, yani evet

word of mouth how did you find out about mr. Duncan's lessons we found out

ağızdan ağza, Mr. Duncan'ın derslerini

through word of mouth so it means the way of something spreading around or

ağızdan ağza öğrendik, yani bu bir şeyin etrafa yayılmasının yolu anlamına geliyor veya bir

something that is mentioned or something that is said we can say word of mouth

şeyden bahsediliyor veya söylenen bir şey ağızdan ağza söyleyebiliriz

here's another one to mouth something ah now this is something that is visual so

burada başka bir ağızdan ağza bir şey ah şimdi bu görsel bir şey yani ne

when you mouth something it means you are saying it but the person can't hear

zaman ağzından bir şey söylüyorsun demektir ama kişi

what you are actually saying so they look at your mouth

aslında ne söylediğini duyamaz bu yüzden ağzına bakar

they try to read what your lips are saying so you if you mouth something it

dudaklarından ne söylediğini okumaya çalışırlar yani sen bir şey söylersen bu

means you are saying something but you want the person to look at your lips

senin bir şey söylediğin anlamına gelir ama sen o kişinin dudaklarınıza bakmasını isteyin

because you are telling them maybe from a great distance

çünkü onlara belki çok uzaktan söylüyorsunuz

so maybe a person is far away and they are trying to tell you something

yani belki bir kişi çok uzaktadır ve size bir şey söylemeye çalışıyorlar

tell you something mr. Duncan is now on YouTube you are looking at their lips so

size bir şey söyleyin bayım. Duncan şu anda YouTube'da dudaklarına bakıyorsunuz, bu yüzden

when a person mouths something it means we are looking at what a person is

bir kişinin ağzından bir şey çıktığında bu, bir kişinin ne

saying we are trying to see what their lips are doing another one now if a

söylediğine bakıyoruz demektir, dudaklarının ne yaptığını görmeye çalışıyoruz şimdi bir

person is speaking too much maybe they are talking too much

kişi çok fazla konuşuyorsa belki de çok uzun uzun konuşuyorsan

for a very long time you might say keep your mouth shut keep your mouth shut or

çeneni kapalı tut diyebilirsin ya da

perhaps you want someone to keep a secret so maybe there is a secret that

belki birinin sır tutmasını istiyorsun yani belki arkadaşının saklamasını istediğin bir sır vardır unutma

you want your friend to keep you might say don't forget keep your mouth shut

sakın diyebilirsin Çeneni kapa

don't tell anyone about this all right it is our secret we are going to throw a

bundan kimseye bahsetme tamam mı bu bizim sırrımız

surprise party next week for mr. Steve so don't tell anyone don't forget to

haftaya Mr. Steve o yüzden kimseye söyleme

keep your mouth shut or maybe before you go into a room you might not want the

çeneni kapalı tutmayı unutma ya da belki bir odaya girmeden önce o

person to say anything you might tell them before you go in the room you might

kişinin bir şey söylemesini istemeyebilirsin odaya girmeden önce onlara

say don't forget keep your mouth shut don't say anything

söyleme unutma diyebilirsin çeneni kapalı tut hiçbir şey söyleme

so if you keep your mouth shut it means you say nothing oh here's an interesting

bu yüzden çeneni kapalı tutarsan hiçbir şey söylememişsin demektir oh işte ilginç bir

one I like this one this is one you might hear now and again you might pay

tane bunu beğendim bu ara sıra duyabileceğin bir şey ödeyebilirsin

or give lip service lip service so once again relating to the mouth your lips

yine ağzınızla ilgili olarak dudaklarınız

you pay lip service if you pay lip service to something it means you say

dudak hizmeti veriyorsunuz bir şeye sözde bağlılık gösteriyorsanız, bu

something nice or you discuss a certain thing however you don't really want to

güzel bir şey söylediğiniz anlamına gelir veya belirli bir şeyi tartışırsınız ancak

talk about it you're not really interested in it you just say it however

bunun hakkında gerçekten konuşmak istemezsiniz onunla gerçekten ilgilenmiyorsunuzdur sadece söyle ama bunu

the person saying it is being insincere they don't really mean what they say

söyleyen kişi samimiyetsiz oluyor gerçekten ne dediklerini kastetmiyorlar

they are just giving lip servus so maybe a person will talk about

sadece sözde konuşuyorlar yani belki bir insan

a very serious issue but really they don't care about it

çok ciddi bir konu hakkında konuşacak ama gerçekten umursamıyorlar

in reality they don't care about it but they will talk about it anyway they are

aslında umursamıyorlar umurumda değil ama yine de konuşacaklar

just giving lip service they are talking about something without really caring

sadece sözde konuşuyorlar tartıştıkları şeyi gerçekten umursamadan bir şey hakkında konuşuyorlar

about the thing that they are discussing oh here's an interesting one I like this

oh işte ilginç bir şey, bunu

one when we think of British people we will often think of this particular

İngilizleri düşündüğümüzde beğeneceğim sık sık bu özel

phrase keep a stiff upper lip if you keep a stiff upper lip

ifadeyi düşünün üst dudağınızı sert tutun eğer üst dudağınızı sert tutuyorsanız bu

it means you stay brave you you stay confident you don't let things get to

cesur olduğunuz anlamına gelir kendinize güvenirsiniz işlerin sizi üzmesine izin vermezsiniz

you you don't show your emotions you stay resolute you keep a stiff upper lip

duygularınızı göstermezsiniz kararlı kalırsınız katı kalırsınız üst dudak

quite often we think of British people as having a stiff upper lip so when we

İngilizlerin sık sık üst dudağa sahip olduklarını düşünürüz, bu nedenle

say a stiff upper lip we are saying that a person stays brave calm and they keep

sert bir üst dudak dediğimizde, bir kişinin cesurca sakin kaldığını ve

all of their emotions inside they don't appear to be afraid even though they are

tüm duygularını içlerinde tuttuklarını, korkmuş gibi görünmediklerini söylüyoruz.

you keep a stiff upper lip stiff upper lip it means you don't show your fear or

üst dudağınızı sert tutuyorsunuz üst dudağınızı sert tutuyorsunuz bu korkunuzu veya duygularınızı göstermiyorsunuz demektir bu yüzden

your feelings so now we are going to look at words connected to your teeth

şimdi dişlerinizle

and also your gums as I said earlier many years ago I went to the dentist as

ve diş etlerinizle bağlantılı kelimelere bakacağız yıllar önce dediğim gibi Çocukken diş hekimi

a child and I had a terrible a terrible experience I had 10 teeth 10 teeth

ve ben korkunç bir deneyim yaşadım 10 dişim 10 dişim

taking out at the same time so they took ten teeth out of my head

aynı anda çıkıyordu bu yüzden tek seferde on dişimi kafamdan çıkardılar

in one go a very terrible experience and it is one that has scarred me for life

çok korkunç bir deneyim ve bu beni çok korkuttu. hayattan bu

to this very day I'm not I'm not very keen on going to the dentist

güne kadar değilim dişçiye gitmeye pek hevesli değilim

even though I have to hello Rolfie Rolfie says what is it called when a

merhaba almam gerektiği halde Rolfie

person is unconscious and other people pass air to them by putting their mouth

on the other person's mouth to help them breathe do you mean mouth-to-mouth

nefes almasına yardımcı olmak için diğer kişinin ağzını ağızdan ağza canlandırmayı mı kastediyorsunuz,

resuscitation so maybe if a person falls unconscious

yani belki bir kişi bilincini kaybederse

and perhaps you can't feel their heartbeat maybe there is maybe there is

ve belki de kalp atışlarını hissedemezseniz belki nabzı yoktur, belki de

no pulse you might have to give them mouth-to-mouth resuscitation so you will

nabzı yoktur, onlara ağızdan vermek zorunda kalabilirsiniz -ağız canlandırması, böylece ağzına üfleyerek

introduce air into their lungs by blowing into their mouth and it is part

havayı ciğerlerine vereceksiniz ve bu

of what we call first-aid so when you give first aid if you have to give first

bizim ilk yardım dediğimiz şeyin bir parçasıdır, bu nedenle ilk yardım yaptığınızda, birine ilk yardım yapmanız gerekiyorsa,

aid to someone it means that you are helping them to recover from a serious

bu onlara yardım ettiğiniz anlamına gelir. ciddi bir olaydan sonra iyileşebilir

event maybe they have collapsed maybe you can't see if they're breathing or

belki çökmüş olabilir nefes alıp almadıklarını göremiyorsunuz

not you're not sure you have to give them first aid so yes we call it

onlara ilk yardım yapmanız gerektiğinden emin değilsiniz bu yüzden evet biz buna

mouth-to-mouth resuscitation or of course you can also call it the kiss of

ağızdan ağza resüsitasyon diyoruz ya da tabii ki yapabilirsiniz buna hayat öpücüğü de diyin, bu

life as well so if you help a person to breathe again by blowing into their

yüzden bir kişinin ağzına üfleyerek tekrar nefes almasına yardımcı olursanız, biz

mouth we call it the kiss of life or mouth-to-mouth resuscitation so I hope

buna hayat öpücüğü veya ağızdan ağza canlandırma diyoruz, umarım bu size

that helps you there Rolfie teeth and gums there are many ways of describing

yardımcı olur Rolfie dişleri ve diş etleri dişlerinizi kafanızdaki güzel şeyleri tarif etmenin pek çok yolu

your teeth the beautiful things that are in your head if you are very lucky you

çok şanslıysanız

will keep your teeth forever however some people are not so lucky and they

dişlerinizi sonsuza kadar saklarsınız ancak bazı insanlar o kadar şanslı değildir ve

will lose their teeth so we can call teeth Nashes Nashes what about that so

dişlerini kaybederler bu yüzden diş diyebiliriz Nashes Nashes buna ne dersiniz yani

if you call your teeth Nashes you are describing the appearance of the teeth

eğer dişlerine Nashes diyorsun dişlerin görünüşünü tarif ediyorsun

because they are sharp your teeth are sharp they are used for biting and for

çünkü onlar keskin dişlerin keskin dişlerin ısırmak,

tearing and for chewing so we called them Masha's meshes I like that you can

parçalamak ve çiğnemek için kullanılıyor bu yüzden biz

also call them pearly whites if you are really lucky you can have white teeth

onlara Maşa'nın ağları adını verdik. Bunun gibi beyaz dişlere sahip olduğunuz için gerçekten şanslısınız, bu

like this so your teeth are lovely and white and this is what they look like

nedenle dişleriniz güzel ve beyaz ve böyle görünüyorlar,

you have lovely white teeth your teeth are pearly white so if you are one of

güzel beyaz dişleriniz var, dişleriniz inci gibi beyaz, yani

those lucky people who still has their teeth you are very lucky indeed that's

hala dişleri olan o şanslı insanlardan biriyseniz siz de öylesiniz. gerçekten çok şanslı

all I can say we can use the word tooth in a well-known phrase you can say that

tüm söyleyebileceğim bu kadar iyi bilinen bir ifadede diş kelimesini kullanabiliriz bir

something has been fought red in tooth and claw we can say that something has

şey için diş ve pençe ile savaşıldığını söyleyebilirsiniz bir şey

been fought for violently or viciously it has been fought red in tooth and claw

için şiddetli veya gaddarca savaşıldığını söyleyebiliriz diş ve pençe içinde

so when we are talking about teeth and claws normally these are things that you

yani diş ve pençelerden bahsederken normalde bunlar sizin

use or maybe animals will use when they are fighting so it is a way of

kullandığınız şeylerdir veya belki hayvanlar kavga ederken kullanacaklardır bu yüzden

expressing a very bitter or violent fight something that has occurred

çok şiddetli veya şiddetli bir kavgayı ifade etmenin bir yolu

violently it has happened red in tooth and claw here's another one bite when

şiddetli bir şekilde meydana gelen bir şey olmuştur dişte ve pençede kırmızı işte bir ısırık daha: bir

you bite something it means you push your teeth down onto a piece of food

şeyi ısırdığınızda bu, dişlerinizi bir parça yiyecek

bite bite so you might bite the bullet this is a well known expression in

ısırığına bastırdığınız anlamına gelir, böylece mermiyi ısırabilirsiniz bu İngilizce'de iyi bilinen bir ifadedir, size yardımcı olacak

English it means that you do something to help you cope with something you bite

bir şeyler yaptığınız anlamına gelir bir şeyle başa çıkmak için can atıyorsun

the bullet so maybe you have to do something that you don't want to do

bu yüzden belki yapmak istemediğin bir şeyi yapmak zorundasın

maybe there is a job that you don't want to do but you still have to do it

belki yapmak istemediğin bir iş var ama yine de yapmak zorundasın

unfortunately you will have to bite the bullet

ne yazık ki kurşunu ısırmak zorunda kalacaksın

you will have to go through and do the thing that is being asked unfortunately

içinden geçmek ve istenen şeyi yapmak zorunda kalacaksın ne yazık ki

you have to bite the bullet you have to accept the thing that you have to do

kurşunu ısırmak zorundasın yapman gereken şeyi kabul etmek zorundasın ne yazık ki

unfortunately

chew the fat oh I like this one if you chew the fat it means that you talk

yağı çiğnemek oh bunu beğendim, eğer yağı çiğnersen, bu senin anlamına gelir bir

about things so maybe you go to your next-door neighbor and you have a

şeyler hakkında konuşun, belki yan komşunuza gidersiniz ve

conversation with them you talk about things generally you will chew the fat

onlarla sohbet edersiniz, genel olarak bir şeyler hakkında konuşursunuz, genellikle bir

you will talk about something generally you chew the fat so if you are with your

şey hakkında konuşursunuz, genellikle bir şey hakkında konuşursunuz, yani arkadaşınızla birlikteyseniz

friend and you are chewing the fat it means you are having a conversation

ve siz yağ çiğnemek, sohbet ettiğiniz anlamına gelir,

it is a great expression that we use in English here's another one if you are

İngilizce'de kullandığımız harika bir ifadedir, işte başka bir ifade, eğer

determined to do something if you want to win if you want to win a contest or a

bir şeyler yapmaya kararlıysanız, kazanmak istiyorsanız, bir yarışma veya yarışma kazanmak istiyorsanız,

competition you might have to fight tooth and nail to get that thing so to

savaşmanız gerekebilir. o şeyi elde etmek için diş ve tırnak

be very aggressive when you are doing something something you really want

çok agresif olmak gerçekten istediğiniz bir şeyi yaparken

maybe you are wearing for a sale to begin in a shop and then suddenly lots

belki bir mağazada indirim için giyiyorsunuz ve sonra birdenbire bir

of people rush into the shop you will fight tooth and nail to get that bargain

sürü insan dükkana akın ediyor. o pazarlığı elde etmeliyim onu

I must get it I must get that super duper bargain I really must

almalıyım o süper aldatıcı pazarlığı almalıyım gerçekten yapmalıyım

I will fight tooth and nail to get that bargain you will do whatever it takes

o pazarlığı almak için dişimle tırnağımla savaşacağım ne gerekiyorsa yapacaksın pes etmeden

you will fight ferociously without giving up

vahşice

you could also sink your teeth into something if you sink your teeth into

savaşacaksın eğer bir şeye dişlerini de batırabilirsin dişlerini bir şeye batırmak,

something it means you get heavily involved in doing something so you are

bir şeyi yapmaya yoğun bir şekilde dahil olduğun anlamına gelir, bu yüzden bu

very enthusiastic about it you really want to do it you can't wait to do it

konuda çok heveslisin, gerçekten yapmak istiyorsun, onu yapmak için sabırsızlanıyorsun,

you can't wait to sink your teeth into something

dişlerini bir şeye batırmak için sabırsızlanıyorsun,

it means you can't wait to do it you are so excited and then maybe the thing that

yapabileceğin anlamına geliyor 'yapmayı bekle çok heyecanlısın ve sonra belki

you are doing you are really involved you are so involved with the thing that

yaptığın şeyle gerçekten ilgilisin

you are doing you sink your teeth into something you are doing it

enthusiastically here we go interesting word tooth of course tooth

diş elbette diş

can be expressed in many ways we can use the Latin which is where it comes from

pek çok şekilde ifade edilebilir Latince'de geldiği yer olan

as well dent so in Latin the word tooth is dent and

well dent'i kullanabiliriz yani Latince'de diş dent'tir ve

that is the reason why we say dentist and in Greek we can say Oh daunt and of

bu nedenle diş hekimi diyoruz ve Yunanca'da Oh dauntt ve diyebiliriz tabi ki

course you can also call a person who is a dentist and orthodontist as well so

diş hekimi ve ortodontist olan birine de diyebilirsiniz yani

the word tooth is actually an interesting word and there are other

diş kelimesi aslında ilginç bir kelime ve

ways of expressing that word as well the surface of your teeth so when you look

bu kelimeyi dişlerinizin yüzeyi dışında ifade etmenin başka yolları da var yani

at someone's teeth they normally look nice and white like this so the surface

birinin dişlerine baktığınızda normalde böyle güzel ve beyaz görünün, bu nedenle dişlerinizin yüzeyine

of your teeth is called enamel enamel the hard white surface of your teeth

emaye denir dişlerinizin sert beyaz yüzeyi,

that is what protects your teeth from damaged enamel enamel and of course if

dişlerinizi zarar görmüş emaye emayesinden koruyan şeydir ve tabii ki

you eat a lot of sugar a lot of sweet things or things that contain a lot of

çok fazla şeker ve çok tatlı şeyler veya şeyler yerseniz örneğin çok fazla

acid fruit juice for example even though it's good for your body it can be bad

asitli meyve suyu içerenler, vücudunuz için iyi olsa da

for your teeth so the enamel is the outside of your teeth hello to the live

dişleriniz için kötü olabilir, bu nedenle diş minesi dişlerinizin dışındadır canlı

chat nice to see so many people here again

sohbete merhaba burada tekrar bu kadar çok insan görmek güzel

hello LAN hello I'm planning to come back to Tehran oh oh it sounds to me as

merhaba LAN merhaba ben Tahran'a geri dönmeyi planlıyorum oh oh bana öyle geliyor ki

if LAN is planning a big trip I think so hello all so Anna hello to

LAN büyük bir gezi planlıyormuş gibi düşünüyorum Herkese merhaba yani Anna merhaba

oh hello to franceska hello also to sweetness again lots of people getting

oh merhaba franceska'ya merhaba yine tatlılığa merhaba yine birçok insan

involved today Pat Chu is here the best of luck from Nepal which is very close

dahil oluyor Pat Chu burada Komşu ülkemiz Çin'e çok yakın olan Nepal'den iyi şanslar

to our neighbouring country China Pat you I think you are referring to

Pat you Sanırım koronavirüsten bahsediyorsunuz ki bu

coronavirus which of course is something a lot of people are talking about at the

şu anda pek çok insanın bahsettiği bir şey

moment inside your teeth there is something called pulp or it can also be

dişlerinizin içinde pulpa denen bir şey var ya da olabilir aynı zamanda

called dentine as well so the thing that is inside your teeth is a very soft

dentin olarak da adlandırılır, bu nedenle dişlerinizin içindeki şey çok yumuşak bir

material and that's the reason why the outside of your teeth are hard and tough

malzemedir ve bu nedenle dişlerinizin dışının sert ve sert olmasının nedeni

to protect the inside of your teeth and then of course right inside your teeth

dişlerinizin içini korumaktır ve tabii ki dişlerinizin tam içinde

we have the nerve nerve the thing that creates the sensitivity as you saw

sinir sinir hassasiyeti yaratan şey

earlier when we when we watched Belarus ears video you saw Belarusian us what

daha önce Beyaz Rusya kulak videosunu izlerken gördüğünüz gibi Belarusça bizi gördünüz

happens when your teeth start to go rotten and that's the reason why you get

dişleriniz çürümeye başladığında ne olur ve

toothache because the nerve has been exposed so that's the reason why we have

sinir açığa çıktığı için diş ağrısı çekmenizin nedeni budur yani bu diş ağrısı çekmemizin nedeni

toothache the nerve is the sensation receptor so the nerve is responsible for

sinir duyu reseptörüdür, bu nedenle sinir

the feeling in your teeth so if you have bad teeth if you're teeth go bad you

dişlerinizdeki histen sorumludur, bu nedenle dişleriniz kötüyse dişleriniz kötüyse

might end up with toothache because the nerve the nerve has been exposed not

sonunda diş ağrısı çekebilirsiniz çünkü sinir sinir açığa çıkmıştır.

very nice I know I have to go to the dentist I do I know a lot of people keep

pek hoş değil biliyorum dişçiye gitmem gerekiyor biliyorum birçok insan

reminding me I will make an appointment very soon to go and see my doctor or my

bana sürekli hatırlatıyor çok yakında gidip doktoruma veya dişçime gitmek için randevu alacağım

dentist hello Tomic through word of mouth or by

merhaba Tomic ağızdan ağza veya

word of you can say both you can say that

senin sözünle her ikisini de söyleyebilirsiniz, bir

something has been spread maybe some information or maybe some news has been

şeyin yayıldığını söyleyebilirsiniz, belki bazı bilgiler veya belki bazı haberler

spread through word of mouth or by word of mouth so by the action or through the

ağızdan ağza veya ağızdan ağza yayılmıştır, bu nedenle eylem veya

action of talking to each other so one person will tell another person

birbirleriyle konuşma eylemi yoluyla bir kişi diğerine anlatacaktır.

about something that is word of mouth that is word of mouth hello pal Mira

ağızdan ağza söz olan bir şey hakkında merhaba dostum Mira

again mr. Duncan I think you have a sweet tooth I have to admit yes I do

tekrar bay. Duncan bence tatlıya düşkünsün itiraf etmeliyim evet var ben tatlıya düşkünüm

I I do have a sweet tooth I like eating sweet things very much yes it is not a

tatlı şeyler yemeyi çok severim evet

secret that I like eating sugary things sweet things it is true here's another

şekerli şeyler yemeyi sevdiğim bir sır değil tatlı şeyler doğru doğru işte başka

one another expression connected with teeth it is just like pulling teeth

bir ifade dişlerle bağlantılı olarak, tıpkı diş çekmeye benzer,

pulling teeth so quite often when you try to pull a tooth out it sometimes

diş çekmeye benzer, çok sık bir dişi çekmeye çalıştığınızda bu bazen

isn't easy so quite often it can be very hard to pull someone's tooth out of

kolay değildir, bu yüzden çoğu zaman birinin dişini kafasından çekmek çok zor olabilir, bu yüzden

their head so if you if you have your teeth pulled out it isn't an easy thing

eğer varsa dişlerini çekti bunu yapmak kolay bir şey değil öyle

to do it isn't so if something that you are doing is not easy to achieve or

değil yani yaptığın bir şeyi başarmak kolay değilse ya da

maybe you are trying to achieve something and it isn't happening easily

belki bir şeyi başarmaya çalışıyorsun ve bu kolay olmuyor

you can say that it is just like pulling teeth

diyebilirsin diş çekmek gibi

it is so hard to do getting an answer from my neighbor is like pulling teeth

çok zor komşumdan cevap almak diş çekmek gibi

my neighbor will not reply to my questions they will not give me a

komşum sorularıma cevap vermiyor onlar bana

response so something that doesn't come easily is like pulling teeth a very good

cevap vermiyor o yüzden kolay gelmeyen şey diş çekmek gibi çok güzel

expression the person that will work on your teeth

tabiri dişlerinizi tedavi edecek

or repair your teeth so when you go to the dentist the field of expertise is

veya dişlerinizi tamir edecek kişi yani diş hekimine gittiğinizde uzmanlık alanı

dentistry so the field of expertise the area in which a person will work if they

diş hekimliği yani uzmanlık alanı bir kişinin diş hekimi ise çalışacağı alan diş hekimliği

are a dentist is dentistry dentistry so you are involved in dentistry that is

diş hekimliği yani sizsiniz diş hekimliğiyle uğraşmak, yaptığınız şey budur

what you do you are involved in dentistry in American English we will

Amerikan İngilizcesinde diş hekimliğiyle ilgileniyorsunuz,

often use orthodontists so an orthodontist is a person that checks

genellikle ortodontistleri kullanacağız, bu nedenle ortodontist dişlerinizi kontrol eden kişidir

your teeth or if your teeth have a problem they will repair your teeth or

veya dişlerinizde bir sorun varsa dişlerinizi onarırlar veya

if your teeth are really bad they will pull your teeth from out of your head

dişleriniz gerçekten kötüyse dişlerinizi kafanızdan çekecekler

and as I said we go to the dentist so normally here in the UK we will say

ve dediğim gibi dişçiye gidiyoruz yani normalde burada Birleşik Krallık'ta diş hekimi

dentist British English dentist in American English orthodontists normally

İngiliz İngilizcesi diş hekimi Amerikan İngilizcesi ortodontistler diyeceğiz normalde

so what does the dentist do why do we have the dentist the dentist is there to

diş hekimi ne yapar neden diş hekimine sahibiz diş hekimi sizi

protect and to make sure that you have good dental hygiene or oral hygiene so

korumak ve iyi bir diş hijyenine veya ağız hijyenine sahip olduğunuzdan emin olmak için oradadır, bu nedenle

when we talk about oral it is something connected with your mouth so oral

ağızdan bahsettiğimizde bu ağzınızla bağlantılı bir şeydir, bu nedenle ağız

hygiene refers to the cleanliness or how clean and healthy your mouth is oral

hijyeni temizlik anlamına gelir veya ağzınızın ne kadar temiz ve sağlıklı olduğu

hygiene earlier Belarus ear talked about decay when your teeth start to rot you

daha önce Beyaz Rusya'da ağız hijyeni kulak çürümeden bahsetti dişleriniz çürümeye başladığında

might get a cavity cavity just means an indentation or hole so something that is

bir boşluk elde edebilirsiniz boşluk sadece bir girinti veya delik anlamına gelir yani oluşan bir şey,

formed such as a hole so it's very similar to a whole

örneğin bir delik yani bir bütüne çok benzer,

something that is formed something that has appeared so quite often if a person

oluşan bir şey çok sık ortaya çıkmış bir şey Bir kişi

eats too much sugary food they might get a cavity quite often in their back teeth

çok fazla şekerli yiyecek yerse, arka dişlerinde oldukça sık bir çürük olabilir,

so you will find that many people will get a cavity they will get a cavity in

bu yüzden birçok insanın bir çürük olacağını göreceksiniz,

their back teeth because of eating too much sugar a bit like me and as I said

biraz benim gibi çok fazla şeker yedikleri için arka dişlerinde bir çürük olacak ve

just we can use the word decay so decay simply means to rot

Çürüme kelimesini kullanabileceğimizi söyledim, yani çürüme basitçe çürümek anlamına gelir,

something starts to rot or decompose so if your tooth has decay

bir şey çürümeye veya ayrışmaya başlar, yani dişinizde çürük varsa,

it means parts of your teeth are starting to dissolve they are starting

bu, dişlerinizin bazı bölümlerinin erimeye başladığı anlamına gelir,

to be damaged because of the acid in your mouth

ağzınızdaki asit nedeniyle zarar görmeye başlarlar.

and you can get acid from anything sweet things also fruit juice any type of

ve tatlı olan her şeyden asit alabilirsin ayrıca meyve suyundan her türlü

fruit they can cause damage to your teeth so even after you eat fruit you

meyve dişlerine zarar verebilir bu yüzden meyve yedikten sonra bile dişlerini

should always make sure that you clean your teeth so you don't get decay

mutlaka temizlemelisin ki çürümesin

finally this is my favorite of all of the words we've looked at today I think

sonunda bu benim bugün baktığımız tüm kelimelerin favorisi sanırım

this must be my favorite one are you ready have you ever been near a person

bu benim favorim olmalı hazır mısın hiç

who has halitosis have you ever been near someone who has bad breath

ağız kokusu olan birinin yanında bulundun mu hiç ağız kokusu olan birinin yanında bulundun mu

a person who has halitosis has bad breath in other words as they speak or

ağız kokusu olan birinin kötü kokuyor nefes başka bir deyişle konuşurken veya

as they breathe out there is a terrible odor coming from that person's mouth

nefes verirken o kişinin ağzından korkunç bir koku geliyorsa

that person has halitosis they have bad breath there are many reasons why we

o kişide ağız kokusu var nefes kokusu almamızın birçok nedeni olabilir

have bad breath maybe you have poor oral hygiene maybe your teeth are starting to

ağız hijyeniniz zayıf olabilir belki dişleriniz çıkmaya başlıyor

rot in your head perhaps you have some food that is stuck between your teeth

kafanızda çürümek belkide dişlerinizin arasına sıkışmış bir yiyecek var

and the piece of food is starting to go rotten in your mouth so there are many

ve o yiyecek parçası ağzınızda çürümeye başlıyor bu yüzden

reasons why you might have bad breath or you might have halitosis let's do it

nefesinizin kötü kokmasının ya da halitozunuzun olmasının bir çok sebebi var hadi doğru düzgün yapalım nasıl

properly how to' says you have bad do you know anyone who has bad breath

nefesi kötü kokan birini tanıyor musun diyor

maybe Belarusian says thank you very much for the today's lesson I need all

belki Belarusça bugünkü ders için çok teşekkür ederim diyor bugün

of this vocabulary you've taught us today you are welcome many people are

bize öğrettiğin tüm bu kelimelere ihtiyacım var

many people have cavities even if they don't eat sugary food yes

şekerli yiyecekler yemeyin evet çürüklerin olmasının

there is another reason why you can have cavities you can have tooth decay and

başka bir nedeni daha var diş çürümeleri olabilir ve

one of them this is a strange one is because of your saliva so the water that

bunlardan biri bu garip olan tükürüğünüzdür yani

is produced in your mouth saliva is the liquid that is produced in your mouth

ağzınızda üretilen su tükürük sıvıdır. ağzınızda üretilen

you might sometimes spit something out quite often there will be saliva and

bazen bir şeyi tükürebilirsiniz oldukça sık tükürük olacaktır ve

sometimes the saliva in your mouth can be acidic however some people are very

bazen ağzınızdaki tükürük asidik olabilir ancak bazı insanlar çok

lucky and their saliva is not acidic it is actually alkaline so I think I have a

şanslı ve tükürükleri asidik değil, aslında alkalidir, bu yüzden sanırım

feeling that my my saliva might actually be alkaline so I'm quite and quite lucky

şöyle bir his var içimde tükürüğüm aslında alkali olabilir, bu yüzden bu konuda oldukça ve oldukça şanslıyım

about that really I think I'm quite lucky patcher says people that smoke

gerçekten çok şanslı olduğumu düşünüyorum patcher sigara içen insanların

normally have bad breath I think so yes quite quite a lot of people who smoke

normalde ağız kokusu olduğunu söylüyor bence bu yüzden evet sigara içen pek çok insanın

cigarettes will have bad breath quite often we will say that they that

kötü nefesi olacak nefes sık sık onlara

their breath smells like an ashtray oh I don't know why my boss is always

nefeslerinin kül tablası gibi koktuğunu söyleyeceğiz oh neden patronum hep

smoking and when he speaks to me his breath it smells like an ashtray

sigara içiyor ve benimle konuştuğunda nefesi kül tablası gibi kokuyor bir

it smells like something you will put cigarettes inside after you've smoked

şey gibi kokuyor sonra içine sigara koyacaksın bilmiyorum

them so an ashtray a person's breath might smell like an ashtray

onları tüttürdün yani bir kül tablası bir insanın nefesi kül tablası gibi kokar

well disgusting really is a manual says never eat garlic during your dinner the

iyi iğrenç gerçekten bir kılavuz der ki asla akşam yemeğinde asla sarımsak yemeyin

day after you will have some problems with social relationships thank you in

ertesi gün sosyal ilişkilerde bazı problemler yaşarsınız emanuela'mda teşekkür ederim

my emanuela you are right I am one of those people I am a person who loves

haklısınız ben o insanlardan biri ben sarımsağı çok seven bir insanım

garlic very much so quite often I will have garlic on my my lunch or my supper

o yüzden öğle yemeğimde veya akşam yemeğimde sarımsak yiyeceğim örneğin bu akşam içinde

I will have something with garlic inside for example tonight I'm going to have a

sarımsak olan bir şey yiyeceğim bu

meal tonight that has garlic inside it and then tomorrow I'm going to see my

akşam içinde sarımsak olan bir yemek yiyeceğim o ve sonra yarın

mother as well so I'm going to see my mother tomorrow and I'm pretty sure that

annemi de göreceğim, bu yüzden yarın annemi göreceğim ve eminim ki

she's going to complain about my breath because it will smell of garlic and my

nefesimden şikayet edecek çünkü sarımsak kokacak ve

mother does not like garlic not at all she does not it is always best not to

annem sevmiyor sarımsak hiç yok o yok en iyisi her zaman

eat garlic during your dinner because afterwards it will smell bad yes I think

akşam yemeğinde sarımsak yememek en iyisidir çünkü sonrasında kötü kokar

so I think you're right there so a great word there I hope you've enjoyed that

word because that is one that you never want to hear another person say to you

başka birinin sana söylemesini asla istemezsin

you never want some what to say do you mind if I tell you something I think you

bazılarının sana söylemesini asla istemezsin sana bir şey söylememin sakıncası var mı bence ağız kokusu

might have halitosis you might have bad breath your breath smells bad your

olabilir nefesin kötü kokuyor

breath is stinky it smells bad and quite often bad breath is a sign of poor

nefesin pis kokuyor kötü kokuyor ve sıklıkla ağız kokusu zayıf

oral hygiene maybe you have a problem with your teeth maybe you have tooth

ağız hijyeninin bir işaretidir belki dişlerinizle ilgili bir sorununuz vardır belki diş

decay or maybe there is a piece of food stuck between your teeth what happens

çürüğünüz vardır veya belki dişlerinizin arasına sıkışmış bir yiyecek parçası vardır dişleriniz düştüğünde ne olur

when your teeth fall out when your teeth fall out then well you have only one

dişleriniz düştüğünde o zaman peki tek bir

choice really you have to have false teeth so if your all of your teeth fall

seçeneğiniz var gerçekten takma dişleriniz olmalı yani eğer tüm dişleriniz düşerse

out if you are unlucky enough to have all of your teeth fall out unfortunately

tüm dişleriniz dökülecek kadar şanssızsanız ne yazık ki

quite often as we get older our teeth will fall out if you have no teeth you

yaşlandıkça sıklıkla dişlerimiz düşer. diş yok

will have to have false teeth we also call these dentures dentures so dentures

takma diş yaptırmak zorunda kalacaksınız biz bu dişlere takma diş diyoruz yani takma dişler

are false teeth and you put them in your mouth and it looks as if you have teeth

takma dişlerdir ve onları ağzınıza sokarsınız ve dişleriniz varmış gibi görünür

however they are not real they are false they are false teeth they are called

ama gerçek değiller takma dişler takma dişler bunlara takma diş denir

dentures dentures I am going in the moment

takma dişler takma dişler Hemen gidiyorum

Jamelia oh that's a good piece of advice by the way Thank You Jamelia Jamelia

Jamelia oh bu arada bu iyi bir tavsiye Teşekkürler Jamelia Jamelia,

says Mr Duncan you can always put a mint in your mouth quite often people will

Bay Duncan'a her zaman ağzınıza nane koyabileceğinizi söylüyor, insanlar genellikle

put peppermint in their mouth or perhaps they will use mouthwash to make sure

ağızlarına nane koyarlar veya belki gargara kullanırlar

that their breath smells lovely like a lovely spring day so yes there is

nefeslerinin güzel bir bahar günü gibi güzel kokmasını sağlamak için evet, ne ağız

nothing worse than having bad breath nor zone hello nor zone and a big hello to

kokusu ne de bölge merhaba ne bölge ve ayrıca şovunuza büyük bir merhaba demekten daha kötü bir şey yoktur

your show as well what is the difference between stingy and frugal stingy and

cimri ve tutumlu arasındaki fark nedir cimri ve

frugal there is a difference between those but generally speaking it means a

tutumlu var ikisi arasındaki fark ama genel olarak

person who doesn't like to spend money however stingy a stingy person is a

para harcamayı sevmeyen insan ne kadar cimri olursa olsun cimri

person who never likes spending money they don't want to spend money on

para harcamayı hiç sevmeyen insan parasını hiçbir şeye harcamak istemeyen

anything a stingy person they want to keep their

cimri elinde tutmak istediği insan demektir. parayla

money they will never buy a meal for someone they will never be generous with

asla başkasına yemek almazlar parasıyla asla cömert olmazlar

their money so a person who is stingy is a person who doesn't like to spend their

yani cimri insan parasını harcamayı sevmeyen insandır

money they like to keep it for themselves however a person who is

parasını kendine saklamayı sever ama

frugal is a person who is careful with their money so they are very careful how

tutumlu insan parasına dikkat eden kişi yani parasını nasıl harcadığına çok dikkat eder

they spend their money stingy is a little more offensive frugal means that

cimri biraz daha iticidir tutumlu demek

a person is sensible with their money in other words they never waste their money

parasını akıllıca kullanan demektir yani parasını asla israf etmez bu

so a frugal person is a person who spends their money wisely a stingy

yüzden tutumlu insan harcayan kişidir paralarını akıllıca cimri

person is a person who doesn't like to spend money at all on anything or anyone

insan parasını hiçbir şeye ve kimseye harcamayı sevmeyen insandır

they will never treat their friend to a meal they will never buy gifts for their

arkadaşlarına asla yemek ısmarlamazlar arkadaşlarına ve akrabalarına asla hediye almazlar

friends or relatives because they are very stingy stingy person thank you very

çünkü çok cimri cimri insandır teşekkür ederim

much for your company today it's been lovely to see you all here it is Friday

şirketiniz için çok teşekkür ederim bugün hepinizi burada görmek çok güzel bugün cuma

of course this is the final livestream of February have you had a good February

tabi ki bu şubatın son canlı yayını iyi bir şubat geçirdiniz mi

has it been a good month it's a short one only 29 days however we have March

iyi bir ay oldu mu kısa bir ay sadece 29 gün ama mart ayımız var

just around the corner and I will be with you on the 1st of March which is

hemen köşeyi dönünce ve 1 Mart'ta, yani

which is of course this Sunday so I will be with you on Sunday

tabii ki bu Pazar'da sizlerle olacağım, yani Pazar günü saat

2 p.m. UK time don't forget also can I just ask you to like yes don't forget to

14:00'te sizlerle olacağım. İngiltere zamanı da unutma, sizden sadece beğenmenizi rica ediyorum evet beğenmeyi ve abone olmayı da unutmayın,

like and also subscribe as well like and subscribe like and subscribe if you like

beğenin ve abone olun beğenin ve abone olun,

what you see give me a like and if you want to stay in touch with me you can

gördüklerinizi beğendiyseniz bana bir like atın ve iletişimde kalmak istiyorsanız benimle birlikte

also subscribe as well like and subscribe

abone olabilir, beğenebilir ve abone olabilirsiniz

thank you very much I hope you've enjoyed today's livestream I've enjoyed

çok teşekkür ederim umarım bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir

it a lot Thank You Noemi I hate orthodontic

çok keyif aldım teşekkür ederim Noemi ortodontik

treatment it was very useful but I had I had to go through a lot of pain because

tedaviden nefret ediyorum çok faydalı oldu ama bir tedaviden geçmek zorunda kaldım bu yüzden

of it well that's the reason why I don't like going to the dentist I don't like

dişçiye gitmeyi sevmiyorum bu yüzden

going to the dentist because of the pain I'm always afraid that the treatment

ağrı için dişçiye gitmeyi sevmiyorum hep tedavinin

will be painful so that's why I don't like going to the dentist that's the

ağrılı olacağından korkuyorum bu yüzden sevmiyorum Dişçiye gitmeyi sevmem bu

reason why Rafi says a stingy person wants to eat

yüzden Rafi cimri bir insan

their cake they want to have their cake and eat it they want everything they

pastasını yemek ister pastasını alıp yemek ister her şeyi ister sevmez

don't like to give anything away they want everything for themselves you might

hiçbir şey vermez her şeyi kendileri için ister sen tarif edebilirsin

describe it a stingy person as selfish or tight-fisted a tight fisted person is

cimri insan kadar bencil veya cimri eli sıkı para

a person who doesn't like to spend money they don't like to spend money on

harcamayı sevmeyen insandır para harcamayı sevmezler cimri oldukları hiçbir şeye para harcamayı sevmezler pachu

anything they are stingy pachu says February was a good month I hope so

şubat güzel bir aydı der inşallah öyle umalım

let us hope that March will be a good month because it's just around the

o Mart güzel bir ay olacak çünkü köşeyi döndüğümde

corner that is when I am back with you don't forget to give me a lovely like

seninle geri döndüğümde bana bir kez daha güzel bir like atmayı unutma

once again please like and subscribe if you like what you saw tell a friend if

lütfen beğen ve abone ol eğer gördüklerini beğendiysen beğenmezsen bir arkadaşına söyle

you don't like what you saw tell me okay thank you very much pal Mira thank you

' Gördüklerini beğenmedin söyle bana tamam çok teşekkür ederim dostum Mira teşekkür ederim bayım

mister thank you for this nice lesson have a great day and see you on Sunday I

bu güzel ders için teşekkür ederim iyi günler ve pazar günü görüşürüz

will be with you out on Sunday yes I am out and about on the Internet once again

Pazar günü sizinle birlikte olacağım evet bir kez internette dolaşıyorum tekrar

and don't forget this guy where is he there he is this guy will be here as

ve unutmayın bu adam nerede o orada bu adam

well on Sunday mr. Steve will be with us on Sunday and we are going to talk about

Pazar günü de burada olacak bayım. Steve Pazar günü bizimle olacak ve yükleme

many things in loading relationships how easy is it to

ilişkilerinde pek çok şey hakkında konuşacağız,

find a relationship how easy is it to keep a relationship maybe we can talk

bir ilişki bulmanın ne kadar kolay olduğu, bir ilişkiyi sürdürmenin ne kadar kolay olduğu hakkında konuşacağız belki

about the best types of relationships family relationships or maybe your lover

en iyi ilişki türleri hakkında konuşabiliriz aile ilişkileri veya belki senin sevgilin mi yoksa

or your partner which is easier which one is the easiest maybe friendship is

partnerin mi hangisi daha kolay hangisi daha kolay belki arkadaşlık

friendship easy to find all of those things we will talk about on Sunday when

arkadaşlıktır bulmak kolay Pazar günü

mr. Steve comes to join us as well thank you very much to everyone today thank

Bay Sn. Steve de bize katılmaya geliyor bugün herkese çok teşekkür ederim

you very much for your company so many people saying goodbye the list is so

şirketiniz için çok teşekkür ederim o kadar çok insan veda ediyor ki liste çok

long so many people want to say goodbye Thank You Martha Thank You Luis Mendez

uzun o kadar çok insan veda etmek istiyor Teşekkürler Martha Teşekkürler Luis Mendez

Thank You Marella Thank You Bella rusia thank you very much for your lovely

Teşekkürler Marella Teşekkürler Bella rusia, bugün güzel arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim,

company today I've really enjoyed it I must be honest with you it's been an

gerçekten çok keyif aldım, size karşı dürüst olmalıyım ki, toplantıya gitmekten pek

interesting lesson even though I've been talking about a subject that I don't

hoşlanmadığım bir konudan bahsetmeme rağmen ilginç bir ders oldu.

really like talking about going to the dentist thanks Isabella Thank You Rosa

diş hekimi teşekkürler Isabella Teşekkürler Rosa

I've really enjoyed this lesson I hope you have too the captions will be

Bu dersten gerçekten keyif aldım umarım siz de beğenmişsinizdir altyazılar daha sonra

available later you can have captions later and of course don't forget you can

kullanılabilir olacak daha sonra altyazılara sahip olabilirsiniz ve tabii ki

watch them live as well so you can always watch the live stream with

onları canlı da izleyebileceğinizi unutmayın, böylece her zaman canlı izleyebilirsiniz altyazılı akış

captions they will be available later on as well don't forget that so many things

daha sonra da mevcut olacak unutma ben

to tell you before I disappear don't forget once again this sounds very

kaybolmadan önce sana söylenecek çok şey var unutma bir kez daha bu kulağa çok

desperate I know but please like and subscribe if you like my lessons that

umutsuz geliyor biliyorum ama lütfen beğenip abone olursanız derslerimi beğenirsiniz

will allow YouTube to tell everyone about my super duper English lessons and

YouTube herkese süper kandırılmış İngilizce derslerimi anlatacak ve dersler

when they are on so I know a lot of people are not being told about where my

başladığında birçok kişiye derslerimin nerede başladığı hakkında bilgi verilmediğini biliyorum teşekkürler

lessons begin thank you emanuelle Thank You Noemi thank you he n he a new win he

emanuelle Teşekkürler Noemi teşekkürler he n o yeni bir galibiyet o

a new win thank you very much Pat Chu thank you very much as well hello Anna

yeni bir galibiyet teşekkürler çok teşekkür ederim Pat Chu ben de çok teşekkür ederim merhaba Anna

thanks for saying hello to me and yes I'm glad to hear that you've enjoyed so

bana merhaba dediğin için teşekkürler ve evet eğlendiğini duyduğuma sevindim bu yüzden

listen thank you very much back on Sunday 2 p.m. UK time we'll have a look

dinle çok teşekkür ederim Pazar günü saat 14.00'de. İngiltere zamanı,

outside the window first of all would you like to have a look outside here is

öncelikle pencereden dışarıya bir göz atacağız, öncelikle dışarıya bir bakmak ister misiniz,

the view outside right now and here is another view look can you see the

burası şu anda dışarıdaki manzara ve işte başka bir manzara bak

blossom on the cherry tree so yes it really does look as if spring is on the

kiraz ağacındaki çiçeği görebiliyor musunuz yani evet gerçekten görünüyor Sanki bahar geliyormuş gibi,

way because the cherry tree now has some lovely blossom coming out it really does

çünkü kiraz ağacı şimdi çok güzel çiçekler açıyor, gerçekten

feel as if spring is on the way March is just around the corner I will

bahar geliyormuş gibi hissettiriyor Mart çok yakın,

see you on Sunday the 1st of March a brand new month lots of things coming

1 Mart Pazar günü görüşürüz yepyeni bir ay çokça

your way and of course until the next time we meet here on YouTube you know

ve tabii ki YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar sırada

what's coming next yes you do until Sunday 2 p.m. UK time

ne olacağını biliyorsunuz, evet Pazar 14:00'e kadar biliyorsunuz. İngiltere saati, ben

this is mr.Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching me

Bay Duncan, İngilizcenin doğum yerinde, bugün beni izlediğiniz için teşekkürler diyor, bana

today I really do appreciate you joining me and giving up a little piece of your

katıldığınız ve gününüzün küçük bir kısmını

day to watch me and of course until we meet again some sunny day

beni izlemeye ayırdığınız için gerçekten minnettarım ve tabii ki güneşli bir gün yeniden buluşana kadar.

ta ta for now 8-)

şimdi 8-)