Small Pleasures / what is an Air Quote? / English Addict 75 LIVE / 22 may 2020 - Chat With Mr Duncan

yes here we are then once again we have started Friday's live stream broadcasting

evet işte buradayız o zaman bir kez daha Cuma gününün internet üzerinden canlı yayınına başladık,

across the internet especially on YouTube which is where you might be

özellikle

watching right now here we go again yes it is English addict live from a very

şu anda izliyor olabileceğiniz yer olan YouTube'da tekrar başlıyoruz evet, çok rüzgarlı çok fırtınalı bir İngiltere'den canlı İngilizce bağımlısı

windy very gusty UK and of course this is the birthplace of the English language as well

ve tabii ki bu ingilizcenin de doğum yeridir

you did it here we are we are all together again once more it's YouTube

siz yaptınız işte buradayız yine beraberiz youtube

it's live it's mr. Duncan that's me by the way and it's English addict for

canlı yayında mr. Duncan bu arada bu benim ve Cuma için İngilizce bağımlısı

Friday I hope you are feeling good today can I just say one thing I should

umarım bugün iyi hissediyorsundur tek bir şey söyleyebilir miyim devam etmeden

definitely mention this before I continue it is very windy today you may

önce bundan kesinlikle bahsetmeliyim bugün hava çok rüzgarlı

have noticed at the start of today's livestream during the countdown you

bugünün canlı yayının başında fark etmiş olabilirsiniz geri sayım

could see the trees were blowing all over the place and that is because it is

ağaçların her yerde uçuştuğunu görebiliyordunuz ve bunun nedeni

very windy today I can't actually believe how windy the weather is after

bugün çok rüzgarlı olduğu için dünden sonra havanın ne kadar rüzgarlı olduğuna gerçekten inanamıyorum dün

yesterday we had a lovely day yesterday the weather was very nice however today

güzel bir gün geçirdik dün hava çok güzeldi ama bugün

it has changed quite a lot very breezy I think the word is so there is the view

değişti oldukça fazla çok esintili sanırım kelime bu yüzden şu anda arkamda manzara var

right now behind me we have had some showers this morning as well some rain

bu sabah biraz sağanak yağış aldık ve biraz yağmur

has fallen it is well to be honest with you we're getting everything today we're

yağdı size karşı dürüst olmakta fayda var bugün aldığımız her şeyi

getting all of the weather almost at the same time there is sunshine sometimes

alıyoruz tüm hava neredeyse aynı anda güneş ışığı var bazen

there is rain but all the time constantly there is lots and lots of

yağmur var ama her zaman sürekli çok fazla

wind so I hope you are feeling good today this might be a very interesting

rüzgar var bu yüzden umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur bu çok ilginç,

unusual and maybe dramatic livestream because the wind is blowing so strongly

sıra dışı ve belki de dramatik bir canlı yayın olabilir çünkü rüzgar o kadar güçlü esiyor ki

my little gazebo which is covering me is blowing all over the place anyway we

beni örten küçük çardağım her yerde esiyor nasılsa

will see what happens talking of which what happened on

ne olacağını göreceğiz çarşamba günü olanlardan bahsederken

Wednesday we seem to have a lot of people certainly watching the livestream

pek çok insan var gibi görünüyor kesinlikle çarşamba günkü canlı yayını izliyor

on Wednesday I'm not sure what happened I have a feeling maybe on Wednesday I

ne olduğundan emin değilim öyle bir his var ki belki çarşamba günü

think YouTube must have featured my live stream somewhere

YouTube canlı yayınımı bir yerde öne çıkarmış olmalı

because all of a sudden I had lots of people watching my livestream which was

çünkü birdenbire canlı yayınımı izleyen çok sayıda insan vardı ve bu,

very surprising to be honest and I also had a feeling that many of the people

dürüst olmak gerekirse çok şaşırtıcıydı ve ayrıca birçok kişinin

joining were not learning English in fact we seem quite confused by what was

katıldığını hissettim. İngilizce öğrenmiyorduk aslında olanlardan oldukça kafamız karışmış gibi görünüyor

happening well for those who are feeling a little confused my name is Duncan

biraz kafası karışmış olanlar için benim adım Duncan bu benim bu

that's me by the way some people call me mr. Duncan and I teach English on

arada bazı insanlar bana bay diyor. Duncan ve ben YouTube'da İngilizce öğretiyoruz

YouTube that's what I'm doing now I talk about the English language I discuss

şu anda yaptığım şey bu İngilizce hakkında konuşuyorum

different subjects sometimes I will talk about a certain part of the English

farklı konuları tartışıyorum bazen İngilizcenin belirli bir kısmı hakkında konuşacağım

language however the one thing I do like having here I really love having fun and

ancak burada olmaktan hoşlandığım tek şey eğlenmeyi gerçekten çok seviyorum ve

a laugh and a smile from time to time and I hope you do as well so we are all

zaman zaman bir kahkaha ve bir gülümseme ve umarım siz de öyle yaparsınız, bu yüzden hepimiz

here yes we have made it once more to the end of the week the weekend is just

buradayız evet bir kez daha haftanın sonuna geldik hafta sonu

around the corner yes it's Friday

yaklaşıyor evet bugün Cuma,

do it is Friday the weekend is arriving very soon maybe for you perhaps for you

bugün Cuma hafta sonu çok yakında geliyor belki sizin için belki sizin için çoktan

it has already arrived I don't know because I'm not there so here we go

geldi bilemem çünkü ben orada değilim o yüzden yine başlıyoruz

again yes we are here once more it is my

evet yine buradayız bu benim

Friday English addict for all those who can't get enough of the English language

cuma ingilizce bağımlım gelemeyenler için İngilizceye doyun

every Sunday Wednesday and also Friday as well as the rain starts to fall above

her pazar çarşamba ve ayrıca cuma yağmur

my head and also on my shoulders we are all here together again let's have a

başımın üstüne ve omuzlarıma yağmaya başlarken yine hep beraberiz

look at the live chat oh yes we have some very fast fingers today on the live

canlı sohbete bir göz atalım oh evet çok hızlı parmaklarımız var bugün canlı

chat hello to partridge Mohsen also v tests and also Beatriz you are all first

sohbette keklik Mohsen'e merhaba ayrıca v testler ve ayrıca Beatriz

on today's live chat congratulations to you

bugünün canlı sohbetinde hepiniz birincisiniz tebrikler

I feel as if I want to give you an extra large applause today I don't know why

sizi bugün ekstra büyük bir alkış vermek istiyormuşum gibi hissediyorum neden

I'm feeling quite generous you know I hope you are as well I hope you are

hissettiğimi bilmiyorum oldukça cömertsin biliyorsun umarım sen de öylesindir umarım

feeling very generous hello - oh hello - soo Jin nice to see you here again I've

çok cömert hissediyorsundur merhaba - oh merhaba - soo Jin seni tekrar burada görmek güzel Bu arada

just realised by the way as the rain is falling it is actually getting my whole

fark ettim ki yağmur yağarken aslında tüm sırtımı alıyor

back and also shoulders very wet I'm getting a little wet standing here

ve ayrıca omuzlar çok ıslandı burada dururken biraz ıslanıyorum

hello also Victoire hello Rick tool also zoo Zika nice to see you here as well

merhaba ayrıca Victoire merhaba Rick aracı ayrıca hayvanat bahçesi Zika da sizi burada görmek güzel

lots of people joining on the livestream I don't know what that is is it a extra

canlı yayına katılan birçok insan Bunun ne olduğunu bilmiyorum ekstra

large delivery I don't know something is going on behind me I have a feeling

büyük mü teslimat Arkamda bir şeyler olup bittiğini bilmiyorum Bugün içimde bir his var,

today I think today's livestream is going to

bugünün canlı yayınının

be a little unusual for various reasons not least of all because of the weather

çeşitli nedenlerle biraz sıra dışı olacağını düşünüyorum, en azından hava nedeniyle değil

but also there are lots of things happening around me including mr. Steve

ama aynı zamanda etrafımda birçok şey oluyor: Bay.

who is actually in the garden behind me right behind me Steve is doing some work

Aslında arkamda bahçede olan Steve tam arkamda Steve bahçede bazı işler yapıyor

in the garden unfortunately he doesn't have time to appear today sadly because

maalesef bugün ne yazık ki görünecek vakti yok çünkü

he is very busy doing his gardening chores however there is some good news

bahçe işlerini yapmakla çok meşgul ancak Çarşamba günü bazı güzel haberler var söz

on Wednesday I promised to show you mr. Steve and myself making tea cakes in the

verdim size göstermek için bay Steve ve ben mutfakta çaylı kek yapıyoruz Çarşamba günü

kitchen I didn't have time to show it on Wednesday however today I promise we

gösterecek zamanım olmadı ama bugün söz veriyorum,

will have we definitely will have mr. Steve and myself something we recorded

kesinlikle yapacağız bay. Steve ve ben

earlier in the kitchen making some tea cakes we are going to toast some tea

daha önce mutfakta çay keki yaparken kaydettiğimiz bir şey

cakes together a little bit later on I hope you will stick around

biraz sonra birlikte çay keki kızartacağız umarım buralarda kalırsın

and I hope you will stay with me I hope you will not leave me now or ever

ve umarım benimle kalırsın umarım beni şimdi bırakmazsın ya da hiç

hello also to wait and hello to wait and nice to see you here as well

merhaba ayrıca beklemek için merhaba ve beklemek için merhaba ve sizi burada görmek güzel

lots of people joining in Belarus CEO is also here on the live chat as well nice

Belarus'ta katılan birçok insan CEO da burada canlı sohbette ayrıca

to see you back also Mustafa Venugopal hello and Venugopal a very

sizi tekrar görmek güzel ayrıca Mustafa Venugopal merhaba ve Venugopal çok

interesting name you have there if you don't mind me saying nice to see you

ilginç bir isim siz var mı seni gördüğüme sevindim dememin bir sakıncası yoksa

also we have Lena hello Lena can I just say I haven't seen you for a long time

bizde de var Lena merhaba Lena seni uzun zamandır görmediğimi söyleyebilir miyim

so welcome back Lena with the vodka hello to you thanks for joining me

o yüzden tekrar hoşgeldin Lena vodka ile sana merhaba merhaba bana katıldığın için teşekkürler

yes it is

evet

I don't know what's going on behind me but it's very noisy excuse me

arkamda ne olduğunu bilmiyorum ama çok gürültülü afedersiniz

I know what's happening someone is having oil delivered to their house now

ne olduğunu biliyorum birileri evlerine petrol götürüyor şimdi

lots of people around here don't have gas so we have to have oil

buralarda bir çok insanın benzini yok bu yüzden biz de

including us so all of our heating is powered by oil and at the moment oil is

dahil olmak üzere bizim de petrolümüz olmalı yani hepimiz Isıtmamızın büyük bir kısmı petrolle çalışıyor ve şu anda petrol

very very cheap you may have heard that oil is actually very cheap at the moment

çok çok ucuz Şu anda petrolün aslında çok ucuz olduğunu duymuş olabilirsiniz

hello also - Beatriz hello Roxy Julie lots of people here right now very nice

merhaba ayrıca - Beatriz merhaba Roxy Julie şu anda burada birçok insan çok güzel

thank you very much for joining me today something very strange is happening on

katıldığınız için çok teşekkür ederim bugün telefonumda çok garip bir şey oluyor

my phone by the way I told you that today's livestream was going to be very

bu arada size bugünün canlı yayınının çok

busy and unusual so behind me what if my neighbor's is having oil delivered and

yoğun ve sıra dışı olacağını söylemiştim yani arkamda ya komşumun petrol teslimatı oluyorsa ve

in front of me my gazebo he's blowing all over the place Luis Mendez oh hello

önümde çardağım her yeri uçuruyorsa yer Luis Mendez oh merhaba

Luis nice to see you here as well nice to see you back as well great

Luis seni burada görmek güzel, seni tekrar görmek de güzel harika

I don't know what is happening tonight

Bu gece neler oluyor bilmiyorum

I'm not quite sure what is happening here that's better

the technology is ganging up on me I knew today was going to be weird I had a

bugünün tuhaf geçeceğini biliyordum

feeling today's livestream was going to be strange

bugünün canlı yayınının tuhaf geçeceğini hissediyordum

hello also Marella Marella nice to see you here again we are doing a few things

merhaba ayrıca Marella Marella seni tekrar burada görmek güzel bugün birkaç şey yapıyoruz

today quite a few things we are looking at things that give you a little bit of

epeyce şey size biraz şey katacak şeylere bakıyoruz

pleasure we all like to find little moments of pleasure in our lives

Zevk Hepimiz hayatımızda küçük zevk anları bulmayı severiz

sometimes these pleasures can be very small and very brief it is very strange

bazen bu zevkler çok küçük ve çok kısa olabilir çok garip oldukça garip

quite strange sometimes how certain things can make me feel happy even a

bazen bazı şeyler beni nasıl mutlu edebiliyor

very small event or a small action things that you look forward to doing

çok küçük bir olay veya küçük bir eylem şeyler yapmayı sabırsızlıkla bekliyorsunuz

and it can be something very small very tiny something that is not very

ve bu çok küçük bir şey olabilir çok küçük bir şey çok önemli olmayan bir şey bu yüzden

important so that's what we're doing today also we have some unusual words

bugün yaptığımız şey bu ayrıca Cuma günleri oldukça sık bazı alışılmadık kelimelerimiz oluyor

quite often on Friday we will look at unusual words and that's what we are

sıra dışı kelimelere bakacağız ve yapacağımız şey de bu

going to do today as well Massimo hello everybody

bugün de yapmak Massimo merhaba millet

sorry I am busy I will replay the let the livestream later ok Massimo hello

kusura bakmayın meşgulüm canlı yayını daha sonra tekrar izleyeceğim tamam Massimo merhaba

and and goodbye tomorrow hello mr. don't care I can see it's

ve yarın hoşçakalın merhaba bayım. umurumda değil

windy it seems very cold can I just say it isn't cold today it's actually quite

rüzgarlı görebiliyorum hava çok soğuk görünüyor sadece bugün soğuk değil diyebilirim aslında oldukça

mild however the wind is strong that is true

hafif ancak rüzgar güçlü bu doğru

hello Helen or grace also we have Emanuela here nice to see you as well on

the live chat yes it is English addict that's what this is called if you are

canlı sohbette evet buna İngiliz bağımlısı denir, eğer bunu

watching this and you wondering what the hell is that who the

izliyorsanız ve bunun ne halt olduğunu merak ediyorsanız,

hell is that well that's what's going on so you know you know

o kadar iyi olan bu, yani

hello also to Helena nishta hello nisht are nice to see you back as well we have

Helena nishta'ya da merhaba bildiğinizi biliyorsunuz merhaba nisht are ben de seni tekrar görmek güzel

a lot of things to look at today we are making tea cakes with mr. Steve we are

bugün bakacak çok şeyimiz var bey ile çaylı kek yapıyoruz. Steve

going to toast some tea cakes we are going to look at some interesting words

biraz çay keki kızartacağız bazı ilginç sözlere bakacağız

also good news for those who like football guess what

ayrıca futbolu sevenler için iyi haber tahmin edin

in some parts of the world football is going to restart all over again

dünyanın bazı yerlerinde futbol yeniden başlayacak

very good mr. Steve very good

çok güzel bayım. Steve çok iyi,

I know a lot of people I know you are going to ask mr. Duncan do you ever play

bir çok insan tanıyorum, biliyorum bay beye soracaksınız. Duncan hiç futbol oynar mısın

football my answer to that is no however in the area where I live during the

buna cevabım hayır ama yazın yaşadığım bölgede çokça oynanan

summer there is one particular game that is played quite a lot can you guess what

belirli bir oyun var bunun ne olduğunu tahmin edebilir misin

it is well you don't have to guess because I'm going to show you now so

tahmin etmene gerek yok çünkü ben' Şimdi size göstereceğim, işte

there it is so this is very close to where I live

orada, burası benim yaşadığım yere çok yakın,

this is a field a recreation field where lots of things happen and as you can see

bu bir saha, pek çok şeyin olduğu bir rekreasyon alanı ve gördüğünüz gibi

there is a cricket match taking place this is something I filmed last year so

bir kriket maçı yapılıyor, bu geçen yıl çektiğim bir şey yani

quite often in the place where I live they will have cricket match matches and

yaşadığım yerde sık sık kriket maçı maçları olur ve

a fly has just flown into my mouth that's good however as I mentioned on

ağzıma sinek kaçar bu iyi ama

Wednesday I don't play cricket I don't play sport in fact any sport

çarşamba günü de belirttiğim gibi kriket oynamıyorum spor yapmıyorum aslında

sometimes I like to go for a walk I'm not sure if walking is a sport is it

bazen yürüyüşe çıkmayı severim Yürümenin bir spor olup olmadığından emin değilim

maybe maybe not so here in Much Wenlock we do play cricket

belki öyle değil mi burada, Wenlock'ta kriket oynarız, yazın

we have cricket matches taking place during the summer we also have our own

kriket maçları yapılır, ayrıca kendi

local Olympics as well so here in the place where I live we also have our

yerel Olimpiyatlarımız da vardır, bu yüzden burada yaşadığım yerde ayrıca

special local Olympic Games and the reason why we do that and the reason why

özel yerel Olimpiyat Oyunlarımız var ve bunu yapmamızın nedeni ve

it is also very special oh I think I think that team must have won

bunun nedeni de çok özel oh bence o takım kazanmış olmalı

did you hear that I think the team must have won so the reason why we like to

duydunuz mu bence takımın kazanması gerekiyor

have our Olympic Games here is because we it's been going on every year for

Olimpiyat Oyunlarımızı burada yapmayı sevmemizin nedeni, yüz yılı aşkın bir süredir her yıl devam ediyor

over a hundred years did you know that and this particular place was the

olmamızdır ve bu özel yerin

inspiration for the modern Olympic Games the inspiration for the revival of the

modern Olimpiyat Oyunlarına ilham kaynağı olduğunu biliyor muydunuz?

Olympic Games it's true hello - oh hello Irene hello also -

Olimpiyat Oyunları gerçekten merhaba - oh merhaba Irene merhaba da -

George hello George nice to see you back as well

George merhaba George sizi tekrar görmek güzel merhaba

hello Beck hello - Beck who is watching in Kazakhstan please can you say my name

Beck merhaba - Kazakistan'da izleyen Beck lütfen benim adımı Kazakistan'dan söyleyebilir misiniz

from Kazakhstan hello - Beck McCann Bethel I hope I pronounced your name

merhaba - Beck McCann Bethel Umarım sizinkini telaffuz etmişimdir isim

right I really do we also have Mika hello Mika

doğru bende gerçekten var Mika da var merhaba Mika

nice to see you back again Oh teacher how much I enjoy watching you oh that's

seni tekrar görmek güzel Ah öğretmenim seni izlemekten ne kadar zevk alıyorum oh bu

from Belarus eeeh I'm getting my I'm getting my messages

Belarus'tan eeeh mesajımı alıyorum

confused here something very strange happened on my phone

burada mesajlarımı karıştırıyorum telefonumda çok garip bir şey oldu

so I was reading my live chat and then suddenly a voicemail appeared on my

bu yüzden canlı sohbetimi okuyordum ve sonra aniden telefonumda günler öncesinden bir sesli mesaj belirdi

phone from many days ago and I couldn't see the live chat a very strange moment

ve canlı sohbeti göremedim çok garip bir an

I don't know what happened my phone sometimes does things by itself I don't

ne oldu bilmiyorum telefonum bazen kendi kendine benim yapmadığım şeyler yapıyor

know how it happens but it does it definitely does hello - Robin Robin

nasıl olduğunu bilmiyorum ama oluyor kesinlikle merhaba - Almanya'da Robin Robin

Hakim in Germany mr. Duncan you are one supremely I love you oh thank you very

Hakim mr. Duncan sen fevkalade birisin seni seviyorum oh çok teşekkür ederim

much that's very kind of you to say I do like doing this I have been doing this

bunu yapmayı sevdiğimi söylemen çok incelik Bunu

for a long time I'm not going to say how long

uzun zamandır yapıyorum Ne kadar zamandır söylemeyeceğim

because people say mr. Duncan you are boasting well sometimes sometimes it is

çünkü insanlar bay diyor. Duncan iyi övünüyorsun bazen bazen

good to blow your own trumpet it is sometimes you have to talk about the

kendi trompetini çalmak iyidir bazen yaptığın şeylerden bahsetmek zorundasın

things you do hello and Marcia hello also Mercedes Ferran Dez mr.

merhaba ve Marcia merhaba ayrıca Mercedes Ferran Dez bay.

Duncan and everyone from the very hot Madrid summer is here oh I see so hello

Duncan ve Madrid'in çok sıcak yazından herkes burada oh görüyorum

to a very hot and steamy Madrid hello also Thiago hello mr. Duncan when

çok sıcak ve buğulu bir Madrid'e merhaba merhaba Thiago da merhaba bayım. Duncan, arkanızdaki

I see the environment and the atmosphere behind you I always have a good feeling

ortamı ve atmosferi gördüğümde içimde her zaman iyi bir huzur duygusu var

of peace and in this difficult time here in Brazil and all around the world

ve burada, Brezilya'da ve dünyanın her yerindeki bu zor zamanda

I really need this thank you very much that's very kind of you to say I like

buna gerçekten ihtiyacım var, çok teşekkür ederim, bunu söylemeniz çok hoş,

doing this even though things are still very strange can I tell you something I

yapmayı seviyorum bu, her ne kadar işler hala çok garip olsa da, size bir şey söyleyebilir miyim,

know this is probably not interesting so IRA I will apologize now but yesterday

bunun muhtemelen ilginç olmadığını biliyorum, bu yüzden IRA şimdi özür dileyeceğim ama dün

we went to pick up mr. Steve's wheel for his wheelbarrow which was broken if you

Bay'ı almaya gittik. Geçen hafta hatırlarsanız Steve'in kırılan el arabası için tekerleğini

remember last week I showed you mr. Steve's broken wheelbarrow so yesterday

size göstermiştim Mr. Steve'in kırık el arabası bu yüzden dün

we picked up mr. Steve's new wheelbarrow wheel and we were greeted by a very

Bay'i aldık. Steve'in yeni el arabası tekerleği ve çok garip bir manzarayla karşılandık ve

strange sight lots of people queuing outside the store and that particular

mağazanın dışında kuyruğa giren birçok insan vardı ve bu

type of store is a DIY store so they sell lots of things for if you want to

tür bir mağaza bir DIY mağazasıdır, bu nedenle

renovate your house or do some work to make your house better maybe you want to

evinizi yenilemek veya biraz iş yapmak istiyorsanız çok şey satarlar. eviniz daha iyi olabilir belki

paint or maybe you want to put some wallpaper up maybe you need to buy some

boyamak istersiniz veya belki biraz duvar kağıdı yapıştırmak istersiniz belki biraz

wood so quite often yes people will go to a DIY store and yes it is open at the

odun almanız gerekir bu yüzden oldukça sık evet insanlar bir yapı markete giderler ve evet şu

moment it is actually open despite all of the things that are

anda açıktır, tüm bu olanlara rağmen aslında açıktır.

happening right now but we were amazed to see how miserable everyone looked

şu anda olan şeyler ama neyse ki bayım, dışarıda mağazaya girmeyi bekleyen herkesin ne kadar perişan göründüğünü görünce şaşırdık

standing outside waiting to go in to the store fortunately mr. Steve had also

. Steve ayrıca

arranged to pick up his new wheel so we didn't have to stand in the queue

yeni direksiyonunu almayı ayarlamıştı, bu yüzden sırada beklemek zorunda kalmadık,

however lots of people who were waiting to go in did they had to stand in a very

ancak içeri girmeyi bekleyen pek çok insan çok uzun bir kuyrukta beklemek zorunda kaldılar

long queue and of course they were standing very far away from each other

ve tabii ki çok uzakta duruyorlardı. birbirlerinden

but they did not look very happy I have a feeling some of them were waiting for

ama pek mutlu görünmüyorlardı içimde bir his var bazılarının epeydir beklediği

quite a while I think so hello also - hi what hello hi what nice

to see you here how are you are you ok I really hope so

mr. Steve is in the garden right behind me he's doing a little bit of work in

. Steve hemen arkamda bahçede bahçede biraz çalışıyor

the garden he is actually on holiday at the moment but during his free time he's

aslında şu anda tatilde ama boş zamanlarında

decided to do a little bit of gardening so that is what he is doing hello to

biraz bahçeyle uğraşmaya karar verdi bu yüzden Freddy'ye merhaba yapıyor

Freddy mr. Duncan I guess you said never and ever I will show my legs today you

Bay. Duncan sanırım asla ve asla bacaklarımı göstereceğim dedin bugün

showed your legs to us Freddy you are right yes it isn't very often that you

bize bacaklarını gösterdin Freddy haklısın evet bacaklarımı çok sık

get to see my legs but you did a few moments ago when I was playing football

göremezsin ama birkaç dakika önce ben futbol oynarken gördün

with mr. Steve what strange fun is cricket do they play it elsewhere other

bay ile Steve kriket ne garip eğlenceli

than Britain and India I don't know I don't know where else in the world I

İngiltere ve Hindistan dışında başka yerlerde oynuyorlar mı bilmiyorum dünyanın başka neresinde bilmiyorum

suppose Australia they play cricket also in Australia they have they have a very

Avustralya'da da kriket oynuyorlar Avustralya'da da kriket oynuyorlar

good team in fact and also New Zealand as well so there are other

aslında çok iyi bir takımları var ve ayrıca Yeni Zelanda da var yani

cricket teams around the world so a lot of people think of Britain and also

dünya çapında başka kriket takımları da var yani kriket denilince pek çok insanın aklına İngiltere ve

India when we think of cricket but cricket is actually played in many

Hindistan geliyor ama kriket aslında

other parts of the world as well

dünyanın birçok başka yerinde de oynanıyor

hello also to fly away hello Maury CEO nice to see you here as well I have to

merhaba ayrıca uçup gitmek için merhaba Maury CEO sizi de burada görmek güzel

tell you that my daughter loves your garden so much and she said to me that

kızımın bahçenizi çok sevdiğini söylemeliyim ve bana

she wants to buy your house well maybe one day who knows perhaps one day we

evinizi satın almak istediğini söyledi belki bir gün kim bilir belki bir gün

will move to another place and then you can buy this it can be all yours however

başka bir yere taşınırız ve sonra bunu satın alabilirsin, tamamen senin olabilir ama içimde

I get the feeling I have a strange feeling that maybe we will not be moving

garip bir his var, belki de buradan taşınmayacağız gibi bir his var, ne zaman olursa olsun

from here I have a feeling that we will be living here until the end of our

hayatımızın sonuna kadar burada yaşayacağımıza dair bir his var

lives whenever that may be so I think we will be here for some time to come

bu yüzden sanırım bir süre daha gelmek için burada olacağız

hello also to Agustina hello Agustina nice to see you as well

Agustina'ya da merhaba merhaba Agustina sizi de görmek güzel

very nice our neighbor this morning gave us some food hmm

çok güzel bu sabah komşumuz bize yiyecek verdi hmm

definitely yes as you can imagine I was very pleased to see the food delivered

kesinlikle evet tahmin edebileceğiniz gibi yemeğin teslim edildiğini görmekten çok memnun oldum

but my neighbor gave us some scones some freshly made scones I haven't had it yet

ama komşum bize biraz çörek verdi biraz taze yapılmış çörekler henüz yemedim

I will be having my scone after the live stream has finished

canlı yayın bittikten sonra çöreklerimi yiyeceğim

hello also - Andy hello Andy who says greetings from Czech Republic nice to

merhaba da - Andy merhaba Çek Cumhuriyeti'nden selamlar diyen Andy

see you here can you recommend some British movie for beginners well I

sizi burada görmek güzel tavsiye edebilir misiniz Yeni başlayanlar için bazı İngiliz filmleri pekala,

suppose you could watch anything really if there is a movie maybe something or

gerçekten her şeyi izleyebileceğinizi düşünüyorum, eğer bir film varsa, belki bir şey ya da izlemekten

maybe a type of movie that you enjoy watching

zevk aldığınız bir film türü,

then perhaps that is what you should do so always learn by looking at something

o zaman belki de yapmanız gereken budur, bu yüzden her zaman bir şeye bakarak

or reading something that you enjoy anyway maybe a subject that you enjoy

ya da bir şeyi okuyarak öğrenin. yine de keyfini çıkarın belki hoşunuza giden bir konu

maybe you could watch a documentary about a certain topic that you like so I

belki sevdiğiniz bir konu hakkında bir belgesel izleyebilirsiniz bu yüzden yapmaktan zevk aldığınız bir şeyi çalışırken

always find that learning is much easier when you are studying something that you

öğrenmenin her zaman çok daha kolay olduğunu düşünüyorum

enjoy doing maybe a certain subject mr. Duncan did you know who won the champion

belki belirli bir konuda bayım. Duncan, İngiltere'de düzenlenen 2017 kriket şampiyonu kupasını kimin kazandığını biliyor muydunuz? Size karşı

trophy of 2017 in cricket that was held in England I might be the wrong person

to ask that question to if I was honest with you because I don't know much about

dürüst olursam, bu soruyu sormak için yanlış kişi olabilirim çünkü spor hakkında fazla bir şey bilmiyorum çünkü

sport I am guessing I'm going to guess that it may have been I want to say

sanırım öyleyim.

Pakistan because Pakistan also has a very good cricket team but I don't know

Pakistan demek istiyorum çünkü Pakistan'ın da çok iyi bir kriket takımı var ama

that much about cricket please do not assume that if I know about cricket

kriket hakkında o kadar fazla bilgim yok lütfen kriket hakkında bilgim olduğunu varsaymayın

because I don't unfortunately so maybe you could tell me

çünkü bilmiyorum ne yazık ki öyle olabilir 2017'de

who won the world champion cricket trophy in 2017 maybe you can tell me

dünya şampiyonu kriket kupasını kimin kazandığını söyleyebilirsin belki bana söyleyebilirsin

because I have no idea I don't know maybe it was India maybe Australia

çünkü hiçbir fikrim yok bilmiyorum belki Hindistan'dı belki Avustralya

perhaps New Zealand I don't know I have no idea

belki Yeni Zelanda bilmiyorum hiçbir fikrim yok

hello mr. Duncan I am Antonio and I'm living in Germany and I love your

merhaba bayım. Duncan, ben Antonio ve Almanya'da yaşıyorum ve öğretmenliğinizi seviyorum,

teaching I learn a lot thank you very much and thank you also for your lovely

çok şey öğreniyorum, çok teşekkür ederim ve güzel beğenileriniz için de teşekkür ederim

lovely thumbs up very nice hello Lily Lily Chung hello Lily hello

çok güzel merhaba Lily Lily Chung merhaba Lily merhaba

it's my first time here is it really

buraya ilk defa geliyorum. gerçekten

can I just say it is so windy today I wasn't quite expecting this to be honest

bugün hava çok rüzgarlı diyebilirim dürüst olmak gerekirse bunu pek beklemiyordum

I didn't think today's weather was going to be quite so what's the word I'm

bugün havanın sakin olacağını düşünmemiştim bu yüzden aradığım kelime ne

looking for crazy look so there is the view right now behind me and you can see

çılgınca bak öyleyse manzara şu an arkamda ve

it is rather windy today I am really really being adventurous sometimes it is

bugün oldukça rüzgarlı olduğunu görebilirsin Gerçekten gerçekten maceracıyım bazen

good to do things that are adventurous I'm not sure if this is one of them I'm

maceralı şeyler yapmak iyidir Bunun onlardan biri olup olmadığından emin değilim

really not sure but you can see the trees are really blowing around behind

Gerçekten emin değilim ama ağaçları görebilirsin gerçekten arkamda esiyor

me oh my goodness was this a good idea was it

aman tanrım bu iyi bir fikir miydi

I'm really not sure I'm really not sure oh my goodness

gerçekten emin değilim gerçekten emin değilim aman tanrım

Palmyra says your neighbors your neighbors are very friendly mr. Duncan

Palmyra komşularınızın komşularınızın çok cana yakın olduğunu söylüyor bayım. Duncan

do you have something to offer for them or to them yes well we make jam as you

onlara sunacak bir şeyiniz var mı yoksa onlara evet pekala bildiğiniz gibi reçel yapıyoruz bayım

know so mr. Steve likes making jam so if we have a new batch of jam we will give

. Steve reçel yapmayı sever, bu yüzden yeni bir reçelimiz olursa

some of our jam to the neighbors so we do the same thing yes you are right my

reçelimizin bir kısmını komşulara veririz, böylece aynı şeyi yaparız evet haklısın

neighbors are very kind and generous generally speaking many people around

komşularım çok nazik ve cömerttir, genel olarak buradaki birçok insan cana

here are friendly and kind Andy says mr. Duncan do you remember if a man doesn't

yakın ve naziktir Andy bay diyor. Duncan hatırlıyor musun, bir adam hayatında

make new acquaintances as he advances through life he will soon find himself

ilerlerken yeni tanıdıklar edinmezse kısa sürede kendini

left alone ah that sounds to me like Samuel Johnson I think so yes Tamura

yalnız bırakılmış bulur ah bu bana Samuel Johnson gibi geliyor bence öyle evet Tamura

says do you know the people oh I see do people in Much Wenlock know you as a

diyor ki insanları tanıyor musun oh görüyorum insanları tanıyor musun Wenlock sizi

very popular blogger who is known in the world

dünyada tanınan çok popüler bir blog yazarı olarak tanıyor,

some people do know about my work and some people don't and some people try to

bazı insanlar işimi biliyor, bazı insanlar bilmiyor ve bazı insanlar

pretend that they don't know about it if you know what I mean

bunu bilmiyormuş gibi davranmaya çalışıyor, eğer

what what is going on with the weather my goodness I really can't believe how

ne demek istediğimi anlıyorsanız hava nasıl gidiyor aman tanrım gerçekten inanamıyorum

windy it is here today maybe I should have done the livestream in the studio

bugün hava ne kadar

maybe Belarusian says there was a typhoon in Bangladesh and India yes I

rüzgarlı

saw it last night on TV some terrible scenes some horrible scenes there was a

korkunç sahneler bazı korkunç sahneler vardı

huge typhoon FIPS crashed into Bangladesh and also India is well very

büyük bir FIPS tayfunu Bangladeş'e çarptı ve ayrıca Hindistan da iyi çok çok

very terrible quite a terrible situation there at the moment Sergio says they say

korkunç oldukça korkunç bir durum şu anda Sergio

that baseball is just a version of cricket but only a stupid one really

beyzbolun kriketin sadece bir versiyonu olduğunu söylüyorlar ama sadece aptalca bir şey gerçekten

that is your opinion not my opinion talking of which sometimes when a person

bu senin fikrin benim fikrim değil bazen bir insan bir başkasının

is talking about what another person has said or maybe something that other

söylediğinden ya da belki diğer

people believe sometimes you will see people use quotation marks however they

insanların inandığı bir şeyden bahsederken bazen insanların tırnak işaretleri kullandığını görürsün ama bunu

will do them with their fingers they will actually use air quotations have

parmaklarıyla yapacaklar aslında havadan alıntılar yapacaklar bunu

you ever seen a person do that they will actually use their fingers to create

yapan bir insan gördünüz mü bir şeyden bahsederken parmaklarını kullanarak

quotation marks when they are talking about something they will add them

tırnak işareti koyuyorlar

physically with their fingers as they are talking about a certain subject

belli bir konudan bahsederken tırnaklarını fiziksel olarak parmaklarıyla ekliyorlar

but what does it mean when we say that a person is making air quotation marks

ama bir insan dediğimizde bu ne anlama geliyor? hava tırnak işareti yapmak

what does it mean well air quotation marks means to physically show that a

ne anlama geliyor iyi tırnak işareti bir

statement is another person's opinion or their point of view sometimes it is used

ifadenin başka bir kişinin görüşü veya bakış açısı olduğunu fiziksel olarak göstermek anlamına gelir bazen

in a humorous or ironic way so we do this with our fingers when we are

esprili veya ironik bir şekilde kullanılır, bu yüzden alıntı yaparken bunu parmaklarımızla yaparız

quoting what another person thinks or maybe something that people believe but

başka birinin düşündüğü veya belki insanların inandığı bir şey ama

maybe yourself you don't believe it so even though you are saying something you

belki kendin buna inanmıyorsun, bu yüzden bir şey söylediğin halde

are showing that this is what other people think you are using air quotation

diğer insanların bunun ne düşündüğünü gösteriyorsun havadan tırnak

marks you are showing that this is what someone else or maybe other people

işaretleri kullanıyorsun birisinin bunun ne olduğunu gösteriyorsun başka ya da belki başkaları

believe with your air quotations I like that it is a very unusual thing and

sizin havadan alıntılarınıza inanıyor, bunun çok alışılmadık bir şey olmasını seviyorum ve

people do it quite often especially when they are talking about an opinion that

insanlar bunu oldukça sık yapıyorlar, özellikle de

other people might have air quotation marks very unusual you are watching

diğer insanların havadan tırnak işaretlerine sahip olabileceğine dair bir fikirden bahsederken, çok sıra dışı

English addict on a very windy Friday I'm just wondering whether I've made a

bir İngiliz bağımlısı izliyorsunuz Cuma çok rüzgarlı Sadece

big mistake doing this today outside because it is so windy I can't begin to

bunu bugün dışarıda yapmakla büyük bir hata yapıp yapmadığımı merak ediyorum çünkü hava çok rüzgarlı

tell you I do think I do feel slightly threatened by the wind to be honest just

Size söyleyemem Dürüst olmak gerekirse rüzgar beni biraz tehdit ediyor gibi hissediyorum.

very slightly

you

sen

I am back I just had to do something then because the weather got so bad it

geri döndüm o zaman bir şeyler yapmak zorundaydım çünkü hava çok kötüydü

really did hello to Dorota nice to see you here as

gerçekten Dorota'ya merhaba seni de burada görmek güzel

well also Mustafa the idea might be to shut off your camera and take a break

Mustafa da fikir kameranı kapatıp ara vermek olabilir

maybe if you might actually get to see me blown away by the wind it's

belki eğer gerçekten yapabilirsen beni rüzgarın savurduğunu görmek

incredible I can't believe how windy it is can you please give me some of your

inanılmaz ne kadar rüzgarlı olduğuna inanamıyorum lütfen bana reçelinizden biraz verir misiniz

jam mr. Duncan well we do have a lot there is plenty of jam for everyone

bayım? Duncan bizde çok şey var herkes için bolca reçel var

hello to Richard today it is very windy and I think you can fly a kite yes I

Richard'a merhaba bugün hava çok rüzgarlı ve bence uçurtma uçurabilirsin evet

would say that today is a very good day a very good day for flying a kite I

bugün çok güzel bir gün uçurtma uçurmak için çok güzel bir gün diyebilirim ben

think you are right have you had your tea your cup of tea yet not yet I'm

sanırım haklısın çayını içtin mi çayını henüz içmedin bugünün canlı yayınının

having my cup of tea at the end of today's livestream Maliha hello Molly

sonunda çayımı içiyorum maliha merhaba molly

huh mr. Duncan how many children do you have

huh mr. Duncan kaç çocuğunuz var

I don't have any children that's why I always have a smile on my face hello

benim hiç çocuğum yok bu yüzden yüzümde her zaman bir gülümseme var merhaba

Peter nice to see you back again hello also - ball rack ball rack hi mr.

Peter sizi tekrar görmek güzel merhaba ayrıca - ball rack ball rack merhaba bay.

Duncan and hi Barack nice to see you here also it is a very strange day

Duncan ve merhaba Barack sizi burada görmek güzel ayrıca bugün çok tuhaf bir gün

because the weather is a little worse than I thought it would be I wasn't

çünkü hava düşündüğümden biraz daha kötü

expecting the weather to be quite as bad as this we were talking about food a few

Havanın bu kadar kötü olmasını beklemiyordum birkaç gün yemekten bahsediyorduk Birkaç

moments ago and I thought today it would be a good excuse a good reason a good

dakika önce ve bugün bunun iyi bir mazeret olacağını düşündüm

way of looking at some interesting words in

İngilizcedeki bazı ilginç kelimelere bakmanın iyi bir yolu

the English language we are going to have a look at something I recorded with

mr. Steve we were in the kitchen and guess what we were doing we were

Mr. Steve mutfaktaydık ve tahmin edin ne yapıyorduk,

toasting some lovely tea cakes and then after that we will be back right here

güzel çay keklerini kızartıyorduk ve ondan sonra hemen burada canlı yayında olacağız,

live unless of course I've been blown away welcome to mr. Duncan and a mr.

tabii ki uçup gitmediysem, hoş geldiniz bay. Duncan ve bir bay.

Steve over there so here we are in the kitchen what are we going to do

Steve orada, mutfaktayım, ne yapacağız,

we are going to make some tea cakes but we're not actually making them we're

biraz çay keki yapacağız ama aslında onları yapmıyoruz,

going window we're going to put them in the toaster we're going to toast them

pencereye gidiyoruz, onları ekmek kızartma makinesine koyacağız onlara

toast of the tea cakes that we have previously purchased from a local bakery

daha önce yerel bir fırından satın aldığımız çaylı keklerin tostunu kızartacağız

and here they are here are the tea cakes look at that are they gorgeous too fresh

ve işte buradalar çay kekleri bakın şu muhteşemler mi çok taze

tea cakes now so people think that tea cakes and hot cross buns are the same

çay kekleri şimdi bu yüzden insanlar çay keklerinin ve sıcak çapraz çöreklerin en iyisi olduğunu düşünüyor. aynı

thing but in fact in fact they are not they are not the same thing

şey ama aslında aynı şey değiller

tea cakes are normally larger and also they don't have the cross on the front

çay kekleri normalde daha büyüktür ve ayrıca önlerinde haç yoktur

also they are not as flavoursome they don't have as much spice or lemon zest

ve o kadar lezzetli değildirler kadar baharat veya limon kabuğu içermezler

inside them so normally lemon zest lemon zest I love the lemon zest it's just a

içlerinde normalde limon kabuğu limon kabuğu rendesi Ben limon kabuğu rendesine bayılırım bu sadece

sweet bread with some currentl raisins added so they don't have such a strong

biraz kuru üzüm eklenmiş tatlı bir ekmek bu yüzden

flavor as hot cross bun but they are still delicious they are delicious

sıcak çapraz çörek kadar güçlü bir aromaları yok ama yine de lezzetliler lezzetli yani bayım

so mr. Steve what do we need to do first we need to while these are thrown

. Steve bunlar atılırken

and we've defrosted them we need to take them out of this

ve buzlarını çözerken önce ne yapmamız gerekiyor onları bu

patty dolly we can't put them in the toaster while they're inside that

köfte arabasından çıkarmalıyız o

plastic bag know that I know for certain I would be very silly you keep it so

plastik poşetin içindeyken tost makinesine koyamayız bunu bil Kesin olarak biliyorum ki, saklarsan çok aptalca olur, bu yüzden

don't forget don't toast them in the back because the plastic will melt and

unutma, onları arkada kızartma çünkü plastik eriyecek ve

they will taste terrible so they freeze very well for once we

tatları berbat olacak, bu yüzden çok iyi donarlar, bir kez

bought the fresh bread before too many and if we froze some of them and they

taze ekmeği çok fazla almadan önce aldık. ve eğer bazılarını dondurursak ve

are absolutely as defrosted red freezes very well as we all know and there they

kesinlikle hepimizin bildiği gibi buzu çözülmüş kırmızılar çok iyi donarsa ve orada

all look lovely look at those lovely tea cakes so now

hepsi harika görünüyorsa o güzel çay keklerine bakın, şimdi

mr. Steven iceberg mr. Steve is going to cut them right in half

bayım. Steven buzdağı mr. Steve onları yarı yarıya kesecek

careful I've got an armed with a sharp knife I'm not sure if we should trust

dikkatli bir şekilde elimde keskin bir bıçak olan bir silahım var Bay'a güvenmemiz gerektiğinden emin değilim

mr. Steve with a sharp knife so here we go I'm going to cut these in preparation

. Steve keskin bir bıçakla işte başlıyoruz, bunları

for putting in the toaster there we go that one that will strengthen in the

tost makinesine koyma hazırlığı için keseceğim, işte ekmek kızartma makinesinde güçlenecek olanı

toaster and I'll meanwhile cut the other one in half so that we're ready

ve bu arada diğerini ikiye böleceğim böylece biz hazır

because having better them we want to make sure the right heart okay with the

çünkü onları daha iyi hale getirerek doğru kalbin

right ones and this one thing I've noticed with mr. Steve when he's doing

doğru olanlarla uyumlu olduğundan emin olmak istiyoruz ve bu Mr. Steve

something he likes to bang things around and clang which is great for real life

bir şey yaparken etrafa bir şeyleri vurmayı ve çınlamayı seviyor, bu gerçek hayat için harika

but unfortunately on camera when you are listening at home it sounds dreadful so

ama ne yazık ki evde kamerada dinlerken kulağa korkunç geliyor, bu yüzden

try to do everything quietly if you can do it silently silently

sessizce yapabiliyorsanız her şeyi sessizce yapmaya çalışın sessizce

including them but the voice can be big fine well they're going to take about

onlar da dahil ama ses büyük olabilir pekala,

two minutes to toast in there so meanwhile should I get rid of with me

orada kızartmaları yaklaşık iki dakika sürecek, bu arada buradaki tereyağından kurtulayım mı

here the butter oh yes we're going to put some lovely butter now you have

oh evet, biraz güzel tereyağı koyacağız şimdi

have butter on your tea cakes there is something I noticed because the word

çay keklerinize tereyağınız var fark ettiğim bir şey var çünkü

butter can actually be used in other ways as well is that true mr. Steve

tereyağı kelimesi aslında başka şekillerde de kullanılabilir, bu doğru mr. Steve

that's very true yes butter is normally for spreading on bread and things like

bu çok doğru evet tereyağı normalde ekmeğe sürmek ve bunun gibi şeyler için kullanılır

that but it can be used by the way so here we go butter the word butter can be

ama arada sırada da kullanılabilir o yüzden buyrun butter butter kelimesi birden

used in more than one way for example it can be used as a verb in the phrase

fazla şekilde kullanılabilir örneğin bir fiil olarak kullanılabilir

butter up if you want to win someone's favor or if you want to get someone on

Birinin iyiliğini kazanmak istiyorsanız ya da birini yanınıza almak istiyorsanız,

your side you might try to charm them by doing something nice you butter them up

güzel bir şey yaparak onları etkilemeye çalışabilirsiniz, onları yağlayın, onlara

you try to butter them up by being nice to them so the phrase butter up means

iyi davranarak onları yağlayın. up,

flattered a person or suck up to them for example I need my friend to drive me

bir kişiyi pohpohlamak veya onu emmek anlamına gelir, örneğin yarın arkadaşımın beni kasabaya götürmesine ihtiyacım var

into town tomorrow and I won't have to butter him up by treating him to dinner

ve ona akşam yemeği ısmarlayarak onu yağlamak zorunda kalmayacağım.

to butter up a person means to flatter or charm someone so does it get on that

o kadar

good side you ingratiate them butter or butter up now if I could butter up to

iyi tarafa geçin, onları sevindirin tereyağı ya da tereyağı, eğer ben de bay'a tereyağı koyabilseydim

mr. Duncan couldn't I yeah I could tell mr. Duncan oh I'll go do that later I

. Duncan söyleyemezdim Evet, Bay'a söyleyebilirdim. Duncan oh, onu sonra yapacağım,

will show an example no I'll do it now

bir örnek göstereceğim, hayır, şimdi yapacağım,

I'm really going well you move me around right oh don't go to butter up to mr.

gerçekten iyi gidiyorum, beni hareket ettirin, oh, bay'a kadar tereyağına gitmeyin.

don't go down mr. doe oh oh you what how do you look so slim having have you lost

aşağı inmeyin bay doe oh oh sen ne yapıyorsun kilo vermişken nasıl bu kadar zayıf görünüyorsun

weight oh thank you I think mr. Steve is trying to butter me

oh teşekkür ederim sanırım bay. Steve beni yağlamaya çalışıyor

up I think mr. Steve wants something so butter up means to flatter someone or to

sanırım bayım. Steve öyle bir şey istiyor ki, birisini pohpohlamak ya da

ingratiate yourself to to creep around someone normally for a favor okay any

kendini sevdirmek, normalde bir iyilik için birinin etrafında dolanmak için tamam, her

chance that I can you know appear on your show on Sunday no your office

ihtimalde Pazar günü şovuna çıkmayı bilebilirim hayır ofisin

doesn't show yeah and you're on it now slim you're so good-looking this isn't

görünmüyor evet ve sen açıksın şimdi incesin çok yakışıklısın bu tamam değil hadi ama

okay come on I'm hungry by that pinging sound meant that this out of the toaster

o ping sesiyle açım bu tost makinesinden çıktı

and oh there we go mr. Duncan won't like that one because

ve oh işte gidiyoruz bay. Duncan bundan hoşlanmayacak çünkü

it's bird you know my bird bones do you mr. doom I don't like my buns bird I

bu kuş, kuş kemiklerimi biliyorsunuz, değil mi bayım? doom, topuzlarımı sevmiyorum,

don't like buttons to brown to bang around please stop banging it sounds

düğmelerin kahverengileşmesini sevmiyorum, lütfen vurmayı bırakın,

terrible on the camera mr. Duncan likes lots of butter on his tea cakes I would

kameradan korkunç geliyor bay. Duncan çay keklerinde çok fazla tereyağı sever

say where else but he said there are some on the teeth on the tea cakes I

Başka nerede derdim ama çay keklerinin dişlerinde biraz olduğunu söyledi

like I like my buns buttery that's great that's good mr. Steve Thank You max

Seviyorum Çöreklerimin tereyağlı olmasını seviyorum bu harika bu güzel bay. Steve Teşekkür ederim max

that's quite right there we go I don't know what's happened to that it doesn't

bu oldukça doğru işte başlıyoruz Ne olduğunu bilmiyorum ki

seem to match there we go there is the first tea cake it has been toasted and

uyuşmuyor gibi görünüyor işte gidiyoruz ilk çay keki kızartılmış ve

as you can see there is some butter it is now melting on the tea cake so mr.

gördüğünüz gibi orada biraz tereyağ var. şimdi çay keki üzerinde eriyor, bu yüzden mr.

Steve is now going to toast his tea cake by the way just in case you have just

Steve şimdi çay kekini bu arada kadeh kaldıracak, ne olur ne olmaz

joined us we are live well this isn't live but in a moment I will be lying

bize yeni katıldınız, yaşıyoruz iyi ki bu canlı değil ama birazdan ben yine yalan söyleyeceğim ya

again or so now we are here live is live can be on

da şimdi buradayız canlı yayında olabilir

Sunday afternoon I hope you are enjoying this live lesson I think is are all

Pazar öğleden sonra umarım bu canlı dersten keyif alıyorsundur sanırım hepsi

greasy then so I was using a paper towel to wipe on the butter off so it's gonna

yağlı o zaman ben de yağını silmek için kağıt havlu kullanıyordum bu yüzden bir sonraki Tek'ten önce

be a long time about 2 minutes at least 2 minutes to wait before the next Tek

2 dakika kadar en az 2 dakika beklemek uzun bir zaman olacak

comes account the toaster so well I know what I don't know what I'm going to do

tost makinesinin hesabını o kadar iyi biliyorum ki ne yapacağımı bilmiyorum üşüyeceğim çaydan pastadan

I'll go cold I'm going to have a bite of the tea cake to see how nice it is to

bir ısırık alacağım ne kadar güzel olduğunu görmek için

see how well be nice please how well mr. Steve has toasted this tea cake let's

ne kadar iyi olduğunu görmek için lütfen ne kadar iyi bayım Steve bu çay kekini kızarttı bakalım

see ok mmm they go very nicely with a cup of tea hence the name tea cake well

tamam mmm bir fincan çayla çok güzel gidiyorlar dolayısıyla çay keki adı

actually it could be called a tea cake you have them at tea time I think it's

aslında çay keki olarak da adlandırılabilir onları çay saatinde alıyorsunuz bence bunun

because you have another cup of tea which we haven't got ready but we can

nedeni başka bir fincan çayınız var. hazır değiliz ama

make afterwards fact I put the cap along now while we're waiting no suit yourself

daha sonra şu gerçeği ortaya çıkarabiliriz Şimdi takım elbise beklerken şapkayı taktığım gerçeğini kendin için

it's too noisy how about I pretend pretend Oh what are we five year olds

çok gürültülü nasıl numara yapmışım gibi davranalım Ah biz beş yaşındakiler neyiz

another 30 second of each mr. Steve likes his buns very Brown these are

her birinin 30 saniyesi daha Bay. Steve çöreklerini çok seviyor Kahverengi bunlar

delicious very nice mm-hmm very hot you know testers get very hot

lezzetli çok güzel mm-hmm çok sıcak biliyorsunuz test cihazları çok ısınıyor doğru

right there is there is another type of there is another type of burn called a

başka bir yanık türü daha var çörek veya yıldız denen başka bir yanık türü var

scone or star and they are much smaller and normally they are made with pure

ve çok daha küçükler ve normalde onlar saf

butter or fat another word for a burn is your buttocks yes your buttocks you but

tereyağı veya katı yağdan yapılır yanık için başka bir kelime senin kalçandır evet senin kalçandır ama bu

it's burns so your buttocks or your bum cheeks can be called buns now that

yanıktır, bu yüzden kalçan veya serseri yanakların artık

normally comes from American English so if you talk about someone's nice bun

normalde Amerikan İngilizcesinden gelen çörek olarak adlandırılabilir, bu yüzden birinin güzel topuzu hakkında konuşursan

you might be talking about their bread but also you might be talking about

olabilirsin ekmeklerinden bahsediyorsunuz ama aynı zamanda

their lovely sexy bottom okay mr. Steve yeah so that could actually yes it looks

sevimli seksi popolarından da bahsediyor olabilirsiniz tamam mı bayım? Steve evet, bu aslında evet,

to me like a like someone's bottom that goes that's not even that can I just say

bana sanki birinin poposu gibi görünüyor, o bile değil,

now for the record mr. Steve can you start banging things around about that

kayıt için şimdi söyleyebilirim bay. Steve bunun hakkında bir şeyler söylemeye başlayabilir misin

but it back in the fridge otherwise it'll melt I'm gonna do it quietly

ama tekrar buzdolabına koyun yoksa eriyecek

there we go right so I'm ready to be fine now that's it we're going to eat

sessizce yapacağım işte hemen başlıyoruz bu yüzden iyi olmaya hazırım şimdi bu kadar

our tea cakes I've already eaten half of mine thank you very much for following

çayımızı içeceğiz pastalar benimkinin yarısını yedim çok teşekkür ederim bizi takip ettiğiniz için çok

us delicious we're now going back to the studio back to the studio live to rejoin

lezzetli lezzetli şimdi stüdyoya dönüyoruz tekrar stüdyoya canlı yayına tekrar katılıyoruz

mr. Duncan that's me Oh Oh mr. Duncan and I look forward to seeing you again

mr. Duncan bu benim Oh Oh bay. Duncan ve ben seni

very shortly where am I going to be stuck in the corner maybe I haven't

çok kısa bir süre sonra tekrar görmeyi dört gözle bekliyoruz, köşede nerede sıkışıp kalacağım, belki

decided yet outside oh yeah it'll be a big surprise off we go bye

dışarıda henüz karar vermedim oh evet, büyük bir sürpriz olacak, güle güle gidebilir

can I just say that we are not in the studio now unfortunately we are actually

miyiz? şu an stüdyoda maalesef aslında dışarıdayız

outside

I know one thing I do wish I was in the studio right now everything is blowing

Bildiğim bir şey var keşke şu anda stüdyoda olsaydım her şey

around it is a very windy day for those who've just joined me hello there

ortalıkta esiyor bana yeni katılanlar için çok rüzgarlı bir gün merhaba

it's mr. Duncan live on Friday afternoon in the UK English addict I hope you

ben bayım. Duncan Cuma öğleden sonra Birleşik Krallık'ta yaşıyor İngiliz bağımlısı Umarım

enjoyed that it was Steve as usual making lots of noise in the kitchen we

Steve her zamanki gibi mutfakta çok fazla gürültü çıkardığı için beğenmişsinizdir

were making our tea cakes something that is very popular here in the UK quite

çay keklerimizi burada Birleşik Krallık'ta çok popüler olan bir şey yapıyorduk oldukça

often we will have a tea cake with some butter or maybe a little bit of jam as

sık çay kekimiz olacak biraz tereyağı veya belki biraz reçel ve

well also a cup of tea and it is something we have quite often in the

ayrıca bir bardak çay ve öğleden sonraları oldukça sık sahip olduğumuz bir şeydir

afternoon or maybe if we go out at the weekend maybe we will treat ourselves we

veya belki hafta sonu dışarı çıkarsak belki kendimize bir şeyler ısmarlarız

will have something nice maybe a little tea cake and a cup of tea although at

güzel bir şeyler yeriz belki biraz çay kek ve bir fincan çay ama

the moment we are not doing that because all of the cafes and restaurants are

şu anda bunu yapmıyoruz çünkü tüm kafeler ve restoranlar

still shut they are still closed talking of pleasurable things

hala kapalı, hala kapalılar, zevkli şeylerden bahsetmek,

talking of pleasurable things is there something in your life that gives you a

zevklerden bahsetmek, hayatınızda size biraz şey veren bir şeyler var mı?

little bit of pleasure we are talking about the small pleasures of life is

zevkten bahsediyoruz hayatın küçük zevklerinden bahsediyoruz

there something in your life something that you do occasionally that gives you

hayatında ara sıra yaptığın ve sana

pleasure it can be a simple thing it doesn't have to be something complicated

zevk veren bir şey var mı basit bir şey olabilir karmaşık bir şey olmak zorunda

it doesn't have to be something big or expensive it can be a small moment of

değil büyük bir şey olmak zorunda değil ya da pahalı küçük bir an olabilir

time something that you do that just gives you a little bit of pleasure you

yaptığın bir şey sana biraz zevk veriyor diye

think oh I quite enjoyed that maybe it's a small thing not a very big thing I

düşünüyorsun oh çok hoşuma gitti bu belki küçük bir şey çok büyük bir şey değil

will give you a good example here is something that I love doing I don't know

sana güzel bir örnek vereceğim burada bir şey Bunu yapmayı seviyorum

why but I love drinking coffee you may have noticed that sometimes during the

neden bilmiyorum ama kahve içmeyi seviyorum fark etmişsinizdir ki bazen

live stream I might have a cup of coffee well guess what there is also owners mr.

canlı yayında bir fincan kahve içebiliyorum tahmin edin ne var sahipleri de var.

Steve did you see that there is mr. Steve that that was mr. Steve making a

Steve orada bay olduğunu gördün mü? Steve, o Bay'dı. Steve

very brief appearance on today's livestream however drinking coffee is

bugünkü canlı yayına çok kısa bir süre giriyor ama kahve içmek

very pleasurable but there is something else that I love doing as well something

çok zevkli ama yapmayı sevdiğim başka bir şey daha var ki

that gives me a lot of pleasure when I do it can you guess what it is when I

yaptığımda bana çok zevk veren bir şey yeni bir kavanoz açtığımda ne olduğunu tahmin edebilir misiniz?

open a new jar a new container of coffee I love the sound and also this theorem

yeni bir kahve kabı Sesi ve ayrıca bu teoremi seviyorum

ah when I open a new jar of coffee so can you see it there you put your spoon

ah yeni bir kahve kavanozu açtığımda, orada görebiliyor musun, kaşığını koyuyorsun

or maybe you use your finger and you open the new jar of coffee

ya da belki parmağını kullanıyorsun ve yeni kahve kavanozunu açıyorsun

and there is nothing more pleasurable than the aroma of a new jar of coffee I

ve hiçbir şey yok yeni bir kavanoz kahvenin aromasından daha zevkli,

don't know why so quite often people will will put their spoon so you can see

bilmiyorum neden bu kadar sık ​​insanlar kaşıklarını koyarlar, böylece

there that the spoon is being put into the foil on the top of the jar so that

kaşığın kavanozun üstündeki folyoya konduğunu görebilirsiniz, böylece o

part of the jar is sealed so when you open a new jar of coffee I don't know

kısım Kavanoz kapalı, bu yüzden yeni bir kahve kavanozu açtığınızda

why the coffee always smells amazing I love the smell of a newly opened jar of

Kahvenin neden her zaman harika koktuğunu bilmiyorum Yeni açılmış kahve kavanozunun kokusuna bayılıyorum,

coffee it is amazing so that is one of my small pleasures it's a very small

bu harika, yani bu benim küçük zevklerimden biri, çok küçük

pleasure it is a simple thing not a big thing however when I open a new jar of

zevk basit bir şey büyük bir şey değil ancak yeni bir kavanoz

coffee I don't know why I always find it exciting and pleasurable as well so that

kahve açtığımda neden onu hep heyecan verici ve zevkli bulduğumu bilmiyorum, bu

is one of my little pleasures of life a very simple moment however it means a

benim hayattaki küçük zevklerimden biri çok basit bir an ama

lot to me what gives me pleasure Belarusian says listening to your voice

Bana zevk veren şeyler benim için çok şey ifade ediyor Belarusça sesinizi dinlerken

mr. Duncan oh thank you very much that's very kind of you to say so we are

bay diyor. Duncan oh çok teşekkür ederim bunu söylemen çok nazik bu yüzden

talking about small pleasures here's another thing I know this is strange

küçük zevklerden bahsediyoruz işte başka bir şey daha biliyorum bu garip

but here is another thing that gives me a lot of pleasure when I do it I do it

ama işte bana çok zevk veren başka bir şey onu yaptığımda

on my computer something that gives me pleasure quite often when I'm going

bilgisayarımda yapıyorum Bilgisayarımdaki dosyalarımı karıştırırken oldukça sık bana zevk veren bir şey Sık

through my files on my computer quite often I will delete the files however

sık dosyaları sileceğim ancak

they don't leave the computer completely they normally go into your trash can or

bunlar bilgisayarı tamamen terk etmezler, normalde çöp tenekenize veya

your trash container or the trash file and over time you can get lots and lots

çöp konteynırınıza veya çöp dosyasına giderler ve zamanla

of things in your trash folder so one of the things I love doing and I don't know

çöp klasörünüze çok ama çok şey alabilirsiniz, bu yüzden yapmayı sevdiğim şeylerden biri ve

why it always gives me a lot of pleasure is when I when I empty my trash or

bunun bana neden her zaman çok zevk verdiğini bilmiyorum, çöpümü veya

recycle bin so some people call it their recycle bin on their computer and there

geri dönüşüm kutumu boşalttığımda bu yüzden biraz insanlar bilgisayarlarında buna geri dönüşüm kutusu diyorlar ve orada

you can see it there I will show you there can you see it on the screen and

görebilirsiniz orada size göstereceğim ekranda görebiliyor musunuz ve

after a while quite often you will have to empty the recycle bin and I don't

bir süre sonra oldukça sık bir şekilde geri dönüşüm kutusunu boşaltmanız gerekecek ve neden bilmiyorum

know why I always find it quite pleasurable to empty my recycle bin on

Bilgisayarımdaki geri dönüşüm kutumu boşaltmayı her zaman oldukça zevkli buluyorum

my computer because suddenly you get a little bit more space on your hard drive

çünkü birdenbire sabit diskinizde biraz daha fazla yer açılıyor.

I don't know why but emptying my recycling bin or the trash file the

place where you put all of your unwanted files you can delete them permanently

dosyaları kalıcı olarak silebilirsin

you will empty your recycle bin on your computer and I don't know why it always

bilgisayarındaki geri dönüşüm kutusunu boşaltacaksın ve neden bilmiyorum bu bana

gives me a lot of pleasure and you have that little sound as well it's like

çok zevk veriyor ve sende de o ince ses var sanki

paper being thrown away it's like a little I don't know why it always makes

kağıt atılıyor gibi biraz ben yok Neden her zaman

me feel slightly excited and a little giggly because I know that once I empty

beni biraz heyecanlandırdığını ve biraz kıkırdadığını biliyorum çünkü

my recycle bin I will have a little bit more space on my computer I don't know

geri dönüşüm kutumu boşalttığımda bilgisayarımda biraz daha fazla yer olacağını biliyorum Neden bilmiyorum

why it always it always gives me a little

bana her zaman biraz veriyor

bit of pleasure it puts a smile on my face I don't know why it is one of those

biraz zevk yüzüme bir gülümseme konduruyor neden

strange small pleasures of life mr. Duncan I am on a diet at the moment and

hayatın o garip küçük zevklerinden biri bilmiyorum bayım. Duncan şu anda diyetteyim ve

you are sharing lots of delicious food oh dear

bir sürü lezzetli yemek paylaşıyorsun ah canım

I think I'm being I'm being scolded I'm being told off something else Oh pal

sanırım ben azarlanıyorum Bana başka bir şey söyleniyor Ah ahbap

Mira says I get the same feeling when I open a new bar of soap yes there is

Mira açtığımda aynı hissi aldığımı söylüyor yeni bir kalıp sabun evet,

something lovely when you open a new bar of soap quite often soap will come in a

yeni bir kalıp sabun açtığınızda çok hoş bir şey var. sabun genellikle küçük bir kutu içinde gelir, bu yüzden

little box so when you open it oh the smell is always gorgeous the aroma from

açtığınızda oh kokusu her zaman muhteşemdir

the soap when you open the box and it always gives you a little bit of

kutuyu açtığınızda sabundan gelen aroma ve size her zaman biraz

pleasure I don't know why but they are very small moments of time and for some

zevk verir Nedenini bilmiyorum ama çok küçük zaman anlarıdır ve nedense

reason I don't know why they give you a little bit of pleasure here's another

size neden biraz zevk verdiklerini bilmiyorum işte başka bir

thing I'm sure a lot of people can relate to this this is something I love

şey daha eminim ki çok insanlar bununla ilgili olabilir, bu yapmayı sevdiğim bir şey,

doing I don't do it very often because I'm not a person who buys things

bunu çok sık yapmıyorum çünkü her zaman bir şeyler satın alan biri değilim,

all the time however when I do buy something new and I'm sure you have the

ancak yeni bir şey aldığımda ve eminim ki siz de

same feeling as well there is nothing more pleasurable than unboxing unboxing

aynı duyguyu yaşıyorsunuz. Pekala, kutuyu açmaktan daha zevkli bir şey yoktur,

so there you can see it unboxing over there there it is so when you get a new

yani orada kutunun açıldığını görebilirsiniz, yani Amazon'dan yeni bir

item from Amazon or maybe something that a person has sent to you maybe a gift

ürün aldığınızda veya belki bir kişinin size gönderdiği bir şey, belki başka bir kişiden bir hediye,

from another person there is nothing more exciting than opening a new box a

daha fazla bir şey yoktur. yeni bir kutuyu açmaktan daha heyecan verici bir

box it might contain something like a mobile phone maybe or perhaps a new

kutu içinde bir cep telefonu gibi bir şey olabilir veya belki yeni bir

television or maybe some new clothes

televizyon veya belki bazı yeni giysiler olabilir,

something that you are unboxing something that you are opening it can be

açtığınız bir şey

very pleasurable it can be very exciting it's a little bit like opening a present

çok zevkli olabilir çok heyecan verici olabilir biraz

from a person at Christmas or on your birthday so quite often I think the

Noel'de ya da senin doğum gününde birinden gelen bir hediyeyi açmak gibi, bu yüzden çoğu zaman

feeling is very similar it is a little pleasure of life unboxing something

duygunun çok benzer olduğunu düşünüyorum, hayattan küçük bir zevk, bir şeyi kutudan çıkarmak,

taking something out of a box a new item that you have ordered Sergio says it

bir şeyi kutudan çıkarmak, sipariş ettiğin yeni bir ürün Sergio kulağa öyle geliyor

sounds as if you like to crush and

sanki ezip

delete yes I do it's for some reason I don't know why it was very pleasurable

silmeyi seviyorsunuz evet yapıyorum nedense özellikle bilgisayarımda hard diskime baktığımda neden bu kadar zevkli olduğunu bilmiyorum

especially when I look at my hard drive on my computer and then I find that I

ve sonra

have a lot more space so sometimes emptying your recycle folder on your

çok daha fazla alanım olduğunu görüyorum bu yüzden bazen boşalıyorum Bilgisayarınızdaki geri dönüşüm klasörünüz

computer can give you a lot of pleasure indeed so small pleasures of life what

size çok fazla zevk verebilir, aslında hayattaki çok küçük zevkler,

things give you a little bit of pleasure

size biraz zevk veren şeyler

sunshine says these are very boring pleasures mr. Duncan I don't think

güneş ışığı diyor ki bunlar çok sıkıcı zevkler bayım. Duncan

they're boring they're wonderful there's nothing more

sıkıcı olduklarını düşünmüyorum harikalar

exciting than opening a new jar of coffee and you get that that fresh smell

yeni bir kavanoz kahve açıp o taze kahve kokusunu almaktan daha heyecan verici bir şey yok

of coffee oh well maybe you are opening something

a box maybe a box that contains your new mobile phone or maybe your new computer

cep telefonu ya da belki yeni bilgisayarınız

it is inside the box and you feel so excited we call that feeling

kutunun içinde ve çok heyecanlı hissediyorsunuz biz buna

anticipation so the feeling of anticipation is the feeling that you get

beklenti diyoruz bu yüzden beklenti duygusu, seveceğinizi bildiğiniz bir şeyden zevk alacağınızı bildiğiniz bir şeyi

just before you do something that you know you will enjoy something you know

yapmadan hemen önce aldığınız duygudur.

you will like think that will give you pleasure the

Bunun size zevk vereceğini düşünüyorum,

feeling of anticipation sometimes is very pleasurable so yes opening

beklenti duygusu bazen çok zevklidir, bu yüzden evet

something Lewis says mr. Duncan you know it better than me but your recycle bin

bir şey açmak Lewis diyor ki Bay. Duncan bunu benden daha iyi biliyorsun ama geri dönüşüm kutun

isn't inside your computer but when it's full it's full yes that is true actually

bilgisayarınızın içinde değil ama dolduğunda dolu oluyor evet bu doğru aslında ama

but I sometimes I'm a bit lazy and I let my I let my recycle bin get too full and

ben bazen biraz tembelim ve geri dönüşüm kutumun çok dolmasına izin veriyorum ve

of course when that happens you do lose a little bit of space on your computer

tabi öyle olunca bilgisayarda biraz yer kaybediyorsun

hello to be trees I feel special pleasure when I'm buying a gift for

ağaç olmaya merhaba başkasına hediye alırken ayrı bir zevk alıyorum

someone else ah I like that very much says be trees yes I suppose there is an

ah çok hoşuma gitti ağaç ol demesi evet sanırım şöyle bir

element of pleasure that you get when you are buying a gift for another person

unsur Bir başkasına hediye alırken aldığınız hazzın

maybe you feel the excitement you imagine the excitement that they make

belki de onun hissedeceği heyecanı siz de hissediyorsunuzdur,

they will feel so when they open the gift from you you are almost excited

yani sizden hediyeyi açtıklarında neredeyse heyecanlanıyorsunuz

because you feel the excitement that they will feel when they open the

çünkü onun hissedeceği heyecanı siz de hissediyorsunuz. hediyeyi açtıklarında bence

present I think you're right yes Malia says when I learn new things it is my

haklısın evet Malia yeni şeyler öğrendiğimde bu benim için bir zevk

pleasure yes I think so finding out something or finding out something that

you are interested in so over the years when you learn something new

perhaps that new knowledge can take you in a whole new direction maybe you can

yeni bilgi seni yepyeni bir yöne götürebilir belki

learn not lots of new things that's one of the reasons why I love English you

pek çok yeni şey öğrenemezsin İngilizceyi sevmemin nedenlerinden biri de bu

see I like the English language because I believe that you can learn lots of

İngilizceyi seviyorum çünkü

other things communicating with other people who speak English around the

diğer insanlarla iletişim kurarak birçok başka şey öğrenebileceğine inanıyorum Dünyanın her yerinde İngilizce konuşanlar,

world so it is a very good way of learning new things

bu yüzden yeni şeyler öğrenmenin çok iyi bir yolu,

Sergio says I like to open a new bottle of vodka and then I like to delete a

Sergio diyor ki, yeni bir şişe votka açmayı severim ve sonra bir

shot of it so you make it disappear you make your vodka disappear I wonder where

kadehini silmeyi severim, böylece sen onu yok edersin, votkanı yok edersin merak ediyorum.

it goes I have a feeling I know a

bir

Valentina says I've just emptied my recycle bin on my computer so lots of

Valentina'nın bilgisayarımdaki geri dönüşüm kutusunu az önce boşalttığımı söylediğini hissediyorum, o kadar çok

little moments lots of little moments of time that can give you all sorts of

küçük an, sana her türlü

pleasure I think so zoo seeker says taking a shower or going for a swim in

zevki verebilecek pek çok küçük an, bence bu yüzden hayvanat bahçesi arayıcısı diyor ki duş almak ya da denizde yüzmek

the sea I think so I always imagined because I don't do it myself because I

sanırım öyle hep hayal ederdim çünkü yüzemediğim için kendim

can't swim but I always imagine it must feel amazing to be able to go into the

yapmıyorum ama her zaman

water and swim without worrying or being afraid of drowning sadly I I can't swim

suya girip endişe duymadan yüzebilmenin harika bir his olduğunu hayal etmişimdir. Boğulmaktan korkuyorum ne yazık ki yüzemiyorum

but I imagine the feeling must be quite amazing I think so Alessandra says

ama bu duygunun oldukça harika olduğunu düşünüyorum Alessandra

buying some new clothing gives me pleasure I think so going shopping can

yeni giysiler almanın bana zevk verdiğini söylüyor Bence bu yüzden alışverişe gitmek

be a very pleasurable thing however sometimes you can get a little bit too

çok zevkli bir şey olabilir ancak bazen biraz alabilirsin çok

excited maybe maybe you end up spending too much money you spend too much money

heyecanlı belki belki sonunda çok fazla para harcıyorsun çok fazla para harcıyorsun

hello sue bear I like your attitude and learner and your teaching maybe you are

merhaba sue ayı tavrını ve öğrenicini ve öğretmeni seviyorum belki

talking about my teaching Thank You sooo bad that's okay

benim öğretimden bahsediyorsun teşekkürler çok kötü bu tamam harika

wonderful my small pleasure is the smell of fresh chocolate cream and the smell

benim küçük zevkim taze kokusu Sabah uyandığımda çikolata kreması ve kahve kokusu

of coffee when I wake up in the morning I yes some people love the smell of

Evet, bazı insanlar kahve kokusuna bayılıyor,

coffee especially if you are one of those posh people who has one of those

özellikle de

amazing coffee machines that makes all of the coffee fresh from the bean to the

tüm kahveyi çekirdekten taze yapan harika kahve makinelerinden birine sahip olan o lüks insanlardan biriyseniz

cup very nice yes I agree I think the smell of coffee fresh coffee it is quite

bardağa çok güzel evet katılıyorum bence kahvenin kokusu taze kahve oldukça

amazing the other thing I like as well while we are talking about smells and

harika diğer bir şey de hoşuma gidiyor

aromas fish and chips if I walk past anywhere that is making fish and chips

balık ve cips kokuları ve aromalarından bahsederken balık ve cips yapan herhangi bir yerin yanından geçersem

maybe a fish and chip shop we have lots of those in the UK we have many fish and

belki bir balık ve patates cipsi dükkanı Birleşik Krallık'ta bunlardan çok var Birleşik Krallık'ta birçok balık ve

chip shops here in the UK I think going past one of those shops the smell the

patates cipsi dükkanımız var Sanırım bu dükkanlardan birinin yanından geçerken

aroma that comes out is amazing I love the smell of fish and chips when they

çıkan koku harika oluyor balık ve patates kızartması kokusuna bayılıyorum

are being fried it's so gorgeous very gorgeous sue Jean says taking a bath in

kızartılıyorlar çok muhteşem çok güzel sue Jean kaplıcada banyo yaptığımı söylüyor

a hot spring I've never done that I've be a Jew koozie but but to be honest

Yahudi koozie olduğumu hiç yapmadım ama sana karşı dürüst olmak gerekirse banyoyu gariplerle

with you I'm not very keen on sharing baths with strange people to be honest

paylaşmaya pek hevesli değilim dürüst olmak gerekirse insanlar

people I don't know so I don't normally get into the bathtub with people who I

tanımadığım insanlar bu yüzden normalde tanımadığım insanlarla küvete girmem

don't know to be honest

dürüst olmak gerekirse

Andy says I get pleasure from reading new interesting historical books very

Andy yeni ilginç tarihi kitaplar okumaktan çok zevk aldığımı söylüyor bu

good so there are many things many small things quite often you might find that

yüzden birçok şey var birçok küçük şeyler oldukça sıklıkla,

these small pleasures in life can feel great so you don't have to go out you

hayattaki bu küçük zevklerin harika hissettirebileceğini fark edebilirsiniz, bu nedenle dışarı çıkmak zorunda kalmazsınız,

don't have to do extravagant things sometimes life will give you small

abartılı şeyler yapmak zorunda kalmazsınız bazen hayat size küçük

pleasures small moments of time maybe you get pleasure from cleaning some

zevkler verir, küçük anlarda belki zevk alırsınız. temizlik yapmak bazı

people do they love the feeling of going around their house and cleaning

insanları evlerinde dolaşma ve

everything it gives them a lot of pleasure I think so hello Ivan

her şeyi temizleme hissini seviyorlar mı, bu onlara çok zevk veriyor bence bu yüzden merhaba Ivan

good afternoon mr. Duncan nice to see you here do you remember me I hope you

iyi günler bay. Duncan seni burada görmek güzel, beni hatırlıyor musun, umarım hatırlarsın,

do hello Ivan I haven't seen you for a long time where have you been nice to

merhaba Ivan, seni uzun zamandır görmüyorum,

see you here again Lewis says pleasurable things seeing beautiful

seni tekrar burada görmek güzel, Lewis, Paris'e

things and places if anyone comes to Paris they must take a walk by the left

gelen olursa güzel şeyler ve yerler görerek zevkli şeyler söylüyor. geceleri Seine Nehri'nin sol kıyısında yürüyüşe çıkmaları gerekiyor

bank of the River Seine at night it's very beautiful

çok güzel

you are right Louis yes well I've been along the Seine in a boat at night and

haklısın Louis evet pekala Seine boyunca gece bir teknede bulundum ve

it is the most amazing feeling lots of people out and about

bu en harika duygu pek çok insan dışarıda ve

lots of atmosphere so yes I've actually done that very lucky last year to go to

etrafta atmosfer yani evet aslında geçen yıl Bay ile Paris'e gitmek için çok şanslı oldum

Paris with mr. Steve mr. Steve's company gave us a free holiday last year very

. steve bey Steve'in şirketi geçen yıl bize ücretsiz bir tatil verdi çok

nice we are going to take a short break it's time to take a look at one of my

güzel kısa bir ara vereceğiz tam İngilizce derslerimden birine bakmanın zamanı geldi

full English lessons and then after that we are going to look at some unusual

ve ondan sonra bazı alışılmadık

words and if we have time I'm not sure at the moment let's have a look it is

kelimelere bakacağız ve eğer zamanımız varsa Şu anda emin değilim bir bakalım saat

now quarter past three if we have who might also play the sentence game we

üçü çeyrek geçiyor eğer elimizde kim varsa cümle oyununu da oynayabilir

will see what happens we will see what happens how much time we have so now we

ne olacağını göreceğiz ne olacağını göreceğiz ne kadar zamanımız var o yüzden şimdi

will look at one of my full English lessons this is an excerpt from one of

bir tanesine bakacağız tam İngilizce derslerimden bu,

my full English lessons oh it's full English thirty two and then after that

tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntıdır oh tam İngilizce otuz iki ve ondan sonra

we will be back as live as live can be

canlı olarak geri döneceğiz

hi everybody and welcome to what can only be described as a video language

herkese merhaba ve yalnızca bir video dili olarak tanımlanabilecek şeye hoş geldiniz

lesson posted on the Internet coming to you from the birthplace of the author a

İnternette yayınlanan ders,

a Milne who wrote the stories of Winnie the Pooh and his various animal friends

Winnie the Pooh ve çeşitli hayvan arkadaşları

plus his human companion Christopher Robin

ile insan arkadaşı Christopher Robin'in hikayelerini yazan Milne yazarının doğum yerinden size geliyor.

did you know that Christopher Robin was a real person in fact he was a a Milnes

Christopher Robin'in gerçek bir insan olduğunu biliyor muydunuz? Milnes

son England is also the birthplace of the English language which is why we are

son İngiltere aynı zamanda İngiliz dilinin de doğum yeridir, bu yüzden

all here today so without any more small talk or jibber jabbering let's get on

bugün hepimiz buradayız, bu yüzden daha fazla havadan sudan konuşmadan veya saçma sapan konuşmalar yapmadan, haydi şimdi başlayacak olan

with today's full English lesson which will start right now

bugünün tam İngilizce dersine geçelim,

your memory can play tricks on you you might be at work doing something

hafızan sana oyunlar oynayabilir. işteyken sıradan bir şey yaparken

mundane when all of a sudden a memory pops into your head it might be a random

aniden kafanıza bir anı canlanır bu geçmişinizden rastgele bir an olabilir

moment from your past something that has left an impression on you might simply

sizde iz bırakan bir şey

pop up in your head you might have a flashback a moment in the present can

kafanızda canlanabilir bir an geriye dönüş yaşayabilirsiniz şimdiki zaman

send you back in time a certain sound or smell from your childhood that occurs in

sizi zamanda geriye götürebilir çocukluğunuzdan belli bir ses veya koku

the present can transport you back to your younger years sometimes the

şimdiki zamanda ortaya çıkar sizi gençlik yıllarınıza geri götürebilir bazen

memories consist of unhappy events and moments we would rather forget looking

anılar mutsuz olaylardan ve anlardan oluşur geriye dönüp bakınca unutmayı tercih edeceğimiz

back on your life experiences is normal you reminisce you reflect you consider

hayat tecrübeleriniz normaldir siz anılar yansıtırsın yansıtırsın yaşananları düşünürsün daha önce olan

what occurred by remembering the events that went before as we get older our

olayları hatırlayarak yaşlandıkça

distant memories become more precious your memories make you the person you

uzak anılarımız daha değerli hale gelir anıların seni sen yapar onlar

are they are your individual experiences

senin bireysel deneyimlerindir

that are an irreplaceable part of you

senin vazgeçilmez bir parçan

here are two words that look similar but have different meanings the words are

işte sana bakan iki kelime benzer ama farklı anlamlara sahip kelimeler

thrill and thrill firstly the word thrill with an F means an attractive

heyecan ve heyecandır öncelikle F ile heyecan kelimesi çekici bir

addition or decoration you make something look more appealing by adding

ekleme veya dekorasyon anlamına gelir fırfırlar ekleyerek bir şeyi daha çekici gösterirsiniz

frills you might see a frill on a woman's dress or skirt you might add

bir kadının elbisesinde veya eteğinde bir fırfır görebilirsiniz

frills to a pair of curtains so as to make them stand out more so something

bir elbiseye fırfırlar ekleyebilirsiniz bir çift perde, onları daha fazla öne çıkarmak için, yani

that makes an item seem more appealing is a frill in business you might see

bir öğeyi daha çekici gösteren bir şey, işteki bir gösteriştir,

frills being added to a particular type of service

belirli bir hizmet türüne gösterişlerin eklendiğini görebilirsiniz,

this hotel is worth staying at just for the frills the extravagant services

bu otel sadece gösterişler için, abartılı hizmetler için kalmaya değer

added to something can be described as frills of course the opposite can also

bir şeye eklenmesi fırfır olarak tanımlanabilir elbette bunun tersi de

be true if a business wants to cut costs or make something more affordable then

geçerli olabilir, eğer bir işletme maliyetleri düşürmek veya bir şeyi daha uygun hale getirmek istiyorsa, o zaman

they might take away the frills a basic service without the unnecessary comforts

fırfırları ortadan kaldırabilir, gereksiz rahatlık

or luxury can be described as no-frills the air ticket to France is very cheap

veya lüks olmadan temel bir hizmet hayır olarak tanımlanabilir. Fransa'ya uçak bileti çok ucuz

but it comes with no frills you are getting the basic flight with nothing

ama gösterişsiz geliyor, bonus olarak hiçbir şey eklenmemiş temel uçuşu alıyorsunuz,

added as a bonus a basic service is a no frills service then there is the word

temel bir hizmet gösterişsiz bir hizmettir, o zaman

thrill which can be either a noun adjective or verb something that makes

bir isim sıfat veya fiil olabilen heyecan kelimesi vardır.

you feel a sudden rush of excitement can be described as a thrill it was a thrill

ani bir heyecan dalgası hissetmenize neden olan bir şey heyecan olarak tanımlanabilir

to see BTS in concert last night I was thrilled to be asked to speak at the

dün gece BTS'i konserde görmek bir heyecandı Seminerde konuşma yapmam istendiği için çok heyecanlandım

seminar the sudden rush of excitement is a thrill you feel the thrill your

breathing becomes deeper your heart might suddenly start racing

nefesiniz derinleşir kalbiniz birdenbire hızlı atmaya başlayabilir

you are feeling the thrill the thing that gives you the thrill is thrilling

heyecanı hissediyorsunuz size heyecan veren şey heyecan vericidir, örneğin heyecan verici bir

such as a thrilling fairground ride a thrilling movie or a thrilling

panayır gezintisi gibi heyecan verici bir film veya heyecan verici bir

expedition the thrilling thing is the thrill the thrill is what you get from

keşif gezisi heyecan verici olan şey heyecandır heyecan sizin aldığınız şeydir

the thing that is thrilling you an excited looking person can appear

sizi heyecanlandıran şey heyecanlı görünen bir kişi

thrilled a smile on his face told me that he was thrilled to be there so as a

heyecanlı görünebilir yüzünde bir gülümseme bana orada olmaktan heyecan duyduğunu söyledi yani bir

noun thrilled names the feeling as a verb you

isim olarak heyecanlanmış duyguyu bir fiil olarak adlandırırsanız,

can cause a person to feel thrilled and as an adjective a person can appear

bir kişinin heyecanlanmış hissetmesine neden olabilirsiniz ve bir sıfat olarak bir kişi

thrilled so there you have it thrill and thrill to similar-looking

heyecanlı görünebilir, bu yüzden çok farklı anlamlara sahip benzer görünümlü kelimelere karşı heyecan ve heyecan yaşarsınız,

words with very different meanings it's true that the English language can be

İngilizcenin

quite confusing especially when it comes to pronunciation good examples of this

özellikle telaffuz söz konusu olduğunda oldukça kafa karıştırıcı olabileceği doğrudur, bu oluşumun iyi örnekleri,

occurrence are the words lose and loose chose and choose firstly the word lose

lost and lost lost kelimeleridir. ve önce seçin lost sözcüğü,

means to miss lace something it describes the sudden loss of an item

danteli kaçırmak anlamına gelir, bir eşyanın veya kişinin ani kaybını tanımlar,

or person the spelling of lose often causes confusion for many when it comes

lost'un yazılışı, yazılı İngilizce söz konusu olduğunda çoğu kişi için genellikle kafa karışıklığına neden olur, select sözcüğü

to written English the word chose is used in the past tense as something that

geçmiş zamanda geçmişte kalmış bir şey olarak kullanılır.

has been chosen you chose it I chose this dress yesterday whilst out shopping

sen seçtin bu elbiseyi dün alışverişteyken seçtim

so despite the similar spelling the word lose and chose are pronounced very

bu yüzden benzer yazımlarına rağmen kaybetmek ve seçtim kelimeleri çok farklı telaffuz ediliyor o

differently then we have loose and choose firstly the word loose means the

zaman biz gevşek ve ilk önce gevşek kelimesini seç

state of slackness or free movement I have a loose tooth I should go to the

gevşeklik veya serbest hareket anlamına gelir sallanan bir dişim var ben dişçiye gitmeliyim

dentist I guess then there is which describes the action of making a

sanırım o zaman seçim yapma eylemini anlatan var bir şey

selection you select something you choose an item I will choose my wedding

seçiyorsun bir şey seçiyorsun bir ürün seçiyorsun

dress tomorrow it's worth remembering that while chose and choose are related

yarın gelinliğimi seçeceğim hatırlamakta fayda var ki seçmek ve seçmek birbiriyle ilişkiliyken

lose and loose are not thus proving that the English language can sometimes be a

kaybetmek ve kaybetmek bunu kanıtlamaz İngilizce dili bazen

very confusing thing indeed

gerçekten çok kafa karıştırıcı bir şey olabilir

and there it was an excerpt from one of my full English lessons and don't forget

ve orada tam İngilizce derslerimden birinden bir alıntı vardı ve unutmayın

you can find all of my lessons on my youtube channel

tüm derslerimi youtube kanalımda bulabilirsiniz

it is a very windy day here in the UK I hope you are okay where you are however

burada Birleşik Krallık'ta çok rüzgarlı bir gün umarım gittiğin yerde iyisindir ama hava

it is really windy I can't believe how windy it is look at that that is the

çok rüzgarlı inanamıyorum ne kadar rüzgarlı bak

view right now that is what is happening behind me at this very moment I wasn't

şu an manzara bu tam şu anda arkamda olan şey böyle

expecting it to be so windy today or else I would have been in the studio

olmasını beklemiyordum bugün çok rüzgarlı yoksa

instead of outside risking my life I keep thinking that at any moment maybe a

dışarıda hayatımı riske atacağıma stüdyoda olurdum Her an belki bir

piece of tree or maybe a large item will fly past well maybe I will fly away

ağaç parçası belki büyük bir eşya uçup gider belki ben kendim uçup giderim diye düşünüp duruyorum

myself my little gazebo is blowing all over the place

küçük çardağım esiyor her yerde

I must be honest let's just say it's a very windy day today

dürüst olmalıyım diyelim ki bugün çok rüzgarlı bir gün bugün

it's windy here in the UK Louisa is talking about a pleasure a simple

burada İngiltere'de rüzgarlı Louisa basit bir zevkten bahsediyor hayatta

pleasure we can find lots of simple pleasures in life I think you are right

pek çok basit zevk bulabiliriz bence haklısın

my small pleasure is simply a time with my granddaughter's yes I think so human

benim küçük zevkim torunumla basit bir zaman evet bence çok insan

contact if there is one thing we've all learnt over the past few months

teması hepimizin son birkaç ayda öğrendiğimiz bir şey varsa

certainly over the past two months some some people of course three months the

kesinlikle son iki ayda bazı insanlar elbette üç aydır

one thing we've learned is human contact is very important especially when

öğrendiğimiz tek şey insan temasıdır özellikle yakın olmak istediğimiz insanların birdenbire yanında olamadığımız zamanlarda çok önemli bu yüzden evet sana

suddenly we can't be near the people that we want to be near so yes I agree

katılıyorum bence

with you I think being near your friends family

arkadaşlarınızın, ailenizin,

people who are precious to you I think so the sound of the wind is very loud

sizin için değerli olan insanların yanında olmak bence bu yüzden rüzgarın sesi çok gürültülü

you are right yes the sound of the wind is loud because it's blowing all around

haklısın evet rüzgarın sesi yüksek çünkü dürüst olmak gerekirse etrafımda esiyor

me to be honest hello also - oh hello Francesca hello

merhaba ayrıca - oh merhaba Francesca merhaba

all Chappell Mira the birds are hidden you are right the birds are hiding you

herkese Chappell Mira kuşlar gizlenmiş haklısınız kuşlar saklanıyor

might hear maybe some black birds but at the moment there are very few birds

belki bazı siyah kuşlar duyabilirsiniz ama Etrafta çok az kuş olduğu anda,

around anywhere they are all staying safely tucked away tucked away in the

hepsi güvenli bir şekilde

trees and also in the bushes as well I think so we are going to look at some

ağaçların arasında ve ayrıca çalıların arasında saklanıyorlar, sanırım bu yüzden bazı

unusual words some strange words and there are many unusual words in the

alışılmadık kelimelere bakacağız, bazı garip kelimeler ve içinde pek çok alışılmadık kelime var.

English language so I thought it would be fun to have a look at some unusual

İngilizce dili bu yüzden bazı alışılmadık

some strange English words for example Oh a vociferous vociferous

bazı garip İngilizce kelimelere bakmanın eğlenceli olacağını düşündüm, örneğin Oh, çok gürültülü, gürültülü bir şey yapmak için

to do something with a lot of energy to do so

çok fazla enerjiyle bir şey yapmak, çok

thing which is boisterous there's another interesting word vociferous you

gürültülü olan başka bir ilginç kelime var, gürültülüsün

are loud you are very vocal you do something energetically you are

çok seslisin bir şeyi enerjik bir şekilde yapıyorsun gürültülüsün bu

vociferous it is a real word and it does exist in the English language it is a

gerçek bir kelime ve İngilizcede var bu

real word of vociferous have you ever heard of this world

gerçek bir vociferous kelimesi bu dünyayı hiç duydun mu

a person who is loud vocal they have a lot of energy they are vociferous a

yüksek sesli bir insan çok fazla enerjileri var onlar gürültülü,

person who is vociferous interesting here's another one ah so this word can

gürültülü bir kişi ilginç, işte bir tane daha ah, bu yüzden bu kelime

be used to describe a person's character the waist someone is maybe if a person

bir kişinin karakterini tanımlamak için kullanılabilir, birisinin beli belki bir kişi

is often rude or maybe they have a very clever way of using words to make

genellikle kabaysa veya belki de kelimeleri başka bir kişiyi yapmak için kullanmanın çok akıllıca bir yolu vardır.

another person feel bad words that can hurt another person we can say acerbic

başka birini incitebilecek kötü sözler hissedebiliriz acerbic

acerbic something that is sharp something that can cause harm quite

acerbic keskin bir şey söyleyebiliriz oldukça sık zarar verebilecek bir şey başkalarını üzecek bir konuşma tarzı olan

often we will describe a person who has a way of talking that makes other people

bir kişiyi tarif edeceğiz

feel upset they are very good at saying things that can make another person feel

onlar olabilecek şeyleri söylemekte çok iyiler başka birini

unhappy or maybe hurt you can describe a person as being a serving acerbic they

mutsuz veya belki incinmiş hissettirmek bir kişiyi hizmet eden acerbic olarak tanımlayabilirsiniz kelimeleri kullanarak

have a certain type of use or a certain way of talking using words something

belirli bir kullanımları veya belirli bir konuşma tarzları vardır

that is sharp something that might be a little bitter something that is acerbic

keskin bir şey biraz acı olabilecek bir şey acerbic bir şey

Sergio says can you please let us guess what the meaning is okay then here is a

Sergio diyor lütfen anlamının ne olduğunu tahmin etmemize izin verir misin tamam o zaman işte bir

servic does anyone know what this means oh I'm too late I've already told you

servis bunun ne anlama geldiğini bilen var mı oh çok geç kaldım sana çoktan söyledim

okay maybe the next one here we go here's the next one then

tamam belki bir sonraki işte başlıyoruz işte bir sonraki o zaman

here's another unusual word neither neither you pronounce this word as

işte başka bir olağandışı kelime ne sen ne de bu kelimeyi ne

neither does anyone know what this word means

kimse bu kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyor ne

neither sometimes a child might neither their parents so what does the word

bazen bir çocuk ne de ebeveynleri bilmeyebilir öyleyse

miser mean does anyone know what the meaning of the word is if you miser

cimri kelimesi ne anlama gelir bilen var mı kelimenin anlamını bilen var mı cimriysen

someone what does it mean hello lung Duong hi mr. Duncan hello to

birini cimriysen merhaba ne demek akciğer Duong merhaba bay. Duncan sana da merhaba seni

you as well nice to see you here where are you

burada görmek güzel şu

watching at the moment I have a feeling you might be in Vietnam I think so

anda nerede izliyorsun Vietnam'da olabileceğini hissediyorum sanırım bu yüzden

Julie says I have no idea a person who sometimes will neither you

Julie diyor ki bazen ne seni

neither means bother you bother someone you keep asking a person the same

ne de seni rahatsız etmek anlamına gelmez bir insana aynı soruyu sorup duruyorsun anne

question you ask for something from your parents you ask them again and again and

babandan bir şey istiyorsun tekrar tekrar soruyorsun bunu

again you do it many times you miser miser it's a great word neither it is

defalarca yapıyorsun cimri cimri harika bir kelime ne

bother you bother someone maybe you keep asking them for the same thing a child

rahatsız ediyor birini rahatsız ediyorsun belki de aynı şeyi sorup duruyorsun bir çocuk

will often neither their parents maybe they want a new toy maybe there is

genellikle ne ebeveynleri ne de yeni bir oyuncak isterler belki

something that they saw advertised on television the latest toy that all the

televizyonda reklamını gördükleri bir şey vardır tüm

children have and perhaps they will also neither their parents because they want

çocukların sahip olduğu en son oyuncak ve belki de ebeveynleri de istemeyeceklerdir çünkü

it can I please have that new toy please Oh

onu istiyorlar çünkü o yeni oyuncağı alabilir miyim lütfen lütfen Ah lütfen engel olacaksın

please you will get in the way you will keep asking the same question you miser

aynı soruyu sormaya devam edeceksin cimri cimri

you miser you keep fussing about one thing you are insisting on something

bir şey hakkında yaygara koparıp duruyorsun bir şeyin olmasında ısrar ediyorsun yalan söylemeyeceksin

happening you will not let it lie you keep asking for it

sürekli soruyorsun

you are very insistent I like it it's a good word an unusual word that exists in

çok ısrarcısın hoşuma gitti bu iyi bir kelime İngilizce'de var olan alışılmadık bir kelime

the English language here's another one another unusual word that does exist in

işte İngilizce'de var olan başka bir alışılmadık kelime

English we have oh hello franceska yes insistent the word neither can mean

bizde oh merhaba franceska evet ısrarcı kelime ikisi de ısrarcı anlamına gelemez bu merhabaya katıldığınız

insistent thank you very much for joining in with that hello Robin hello

için çok teşekkür ederim Robin merhaba

also to Ally harsh but back ah hello mr. Duncan hello Ali how are you today I

ayrıca Ally'ye sert ama geri ah merhaba bayım. Duncan merhaba Ali bugün nasılsın

hope you're feeling alright and happy re re Hassan says hi guys I have just

umarım kendini iyi ve mutlu hissediyorsundur yeniden Hassan merhaba arkadaşlar diyor az önce

had a break and I am eating cottage cheese cottage cheese is one of those

ara verdim ve süzme peynir yiyorum süzme peynir

things that people eat when they are trying to stay healthy to be honest with

insanların kalmaya çalışırken yedikleri şeylerden biridir

you I like cottage cheese but normally I like to have it with something else

sana karşı sağlıklı, süzme peyniri severim ama normalde başka bir şeyle yemeyi severim,

maybe a little bit of salad or maybe samosas so you could have cottage cheese

belki biraz salata veya belki samosas, bu yüzden başka

with many other things but quite often if a person is trying to lose weight or

birçok şeyle birlikte süzme peynir yiyebilirsin ama genellikle bir kişi kilo vermeye çalışıyorsa ya da

maybe they just want to have salad quite often you will have cottage cheese with

belki sadece sık sık salata yemek istiyorlar salatalı süzme peynir yiyeceksiniz

salad ecclectic is the word that is on the screen it has been on the screen for

eklektik ekranda görünen kelimedir birkaç dakikadır ekranda olmuştur

a few moments eclectic what does the word eclectic

eklektik eklektik kelimesinin

mean eclectic means wide Brod you have a very broad interest or

anlamı eklektik geniş demektir Brod çok geniş bir ilgi alanınız var veya

maybe you have an interest in many different things at the same time so

aynı anda pek

very broad your outlook is varied there are many different things that you enjoy

çok farklı şeye ilgi duyuyor olabilirsiniz.

maybe you enjoy music however you enjoy lots of different types of music many

different types of music you can say that your music taste is eclectic

müzik zevkinizin eklektik

eclectic it means you have many likes many types of things appeal to you

eklektik olduğunu söyleyebilirsiniz yani beğenileriniz çoktur size hitap eden pek çok şey zevkiniz

your taste is eclectic broad wide

eklektik geniş

wide-ranging yes CEM Dogon you are right yes you can say wide-ranging as well a

geniş kapsamlı evet CEM Dogon haklısınız evet geniş kapsamlı da diyebilirsiniz

very good use of the word eclectic to have a very broad interest in a certain

çok iyi eklektik kelimesinin belirli bir konuya çok geniş bir ilgi duymak için kullanılması

topic or maybe if you have many different interests eclectic I like that

veya belki birçok farklı ilgi alanınız varsa eklektik Bunu beğendim bu

one that's a good one Oh what's this I like this one

iyi bir Ah bu nedir Bunu beğendim

cock-a-hoop have you ever heard of this a person who might be feeling

saçma sapan bunu hiç duydunuz mu Kendini kahpe hisseden bir insan

cock-a-hoop there it is there is the word cock-a-hoop I wonder what that

işte orda kaka diye bir kelime var Bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum kendini

means a person who is feeling cock-a-hoop

kaka hisseden bir insan

what are they feeling I suppose I could have my little cockerel because we have

ne hissediyordur Sanırım küçük horozuma sahip olabilirim çünkü

the word pop on the screen I couldn't resist that I'm sorry

ekranda pat diye bir kelime var karşı koyamadım özür dilerim

cock-a-hoop if a person is feeling cock-a-hoop what are they feeling what

kahpe bir insan hissediyorsa ne hissediyordur

is their emotional state how are they feeling at that moment if a person is

duygusal durumu nedir o anda nasıl hissediyordur eğer bir kişi

Kaka I feel cock-a-hoop Ali Hodge says so happy yes a person who is feeling

Kaka ise, kendimi gergin hissediyorum Ali Hodge çok mutlu diyor evet, kendini gergin hisseden bir kişi

cock-a-hoop is happy they are very joyous joyous

mutludur, çok neşelidir, neşelidir,

excited very happy about something they are cock-a-hoop I feel so

heyecanlıdır, bir şey hakkında çok mutludur, öyle hissederim

cock-a-hoop to be here with you again you are excited it does it sounds very

heyecanlandın, kulağa çok

funny you are right it is a very funny phrase however we do use it in English

komik geliyor, haklısın, çok komik bir ifade ama biz bunu İngilizce'de senin

to express the fact that we are feeling excited and overjoyed about something

bir şey hakkında heyecanlı ve çok mutlu hissettiğimizi ifade etmek için kullanıyoruz.

you are feeling cock-a-hoop I can't wait to share my happiness with you because

Mutluluğumu sizinle paylaşmak için sabırsızlanıyorum çünkü

today I am feeling cock-a-hoop I'd like that

bugün kendimi berbat hissediyorum Bir

here's another one oh he's an interesting word Oh mr. Duncan very

tane daha olmasını isterdim oh o ilginç bir kelime Ah bayım. Duncan çok

interesting wantin this word is pronounced wanton wanton a person who is

ilginç wantin bu kelime wanton wanton olarak telaffuz edilir ahlaksız bir kişi

wanton may be you are describing an action perhaps wanton hmm so this is

bir eylemi tanımlıyor olabilirsiniz belki de ahlaksız hmm bu yüzden bu

another word that we use in the English language

İngilizce dilinde

quite often describing behavior the mannerism of a person the way someone

oldukça sık olarak davranışı bir kişinin tavırlarını birisinin

does something hello Julie gee I like these special effects do you like my

yaptığı gibi tarif ederken kullandığımız başka bir kelimedir. bir şey merhaba Julie gee bu özel efektleri beğendim

little cock yes I think so the other thing I like to do sometimes sometimes I

küçük aletimi beğendin mi evet sanırım yani yapmayı sevdiğim diğer şey bazen bazen

also like to fly my drone would you like to see my drone here it comes

dronumu da uçurmayı seviyorum dronumu görmek ister misin işte geliyor

so my drone is now coming over right now it is spying on me I have a feeling

yani dronum şimdi şu anda geliyor, beni gözetliyor İçimde bir his var, belki

maybe my neighbors might be watching what I'm doing right now I think so

komşularım şu anda ne yaptığımı izliyor olabilir, yani

you see the drone keeps flying over its back again

drone'un yine sırtının üzerinden uçmaya devam ettiğini

you see I can't have any privacy there is always something happening in my

görüyorsunuz, mahremiyetim olamaz orada. her zaman bahçemde bir şeyler oluyor

garden one of my special effects you see that's what that was Sam or chem says Oh

özel efektlerimden biri görüyorsunuz işte buydu Sam ya da kimyager Oh

mr. Duncan the word wanton means lustful yes wanton passionate you do something

bay diyor. Duncan, ahlaksız kelime şehvetli evet ahlaksız tutkulu anlamına gelir kendinizi tutmadan bir şeyler yaparsınız yapılan

without holding back wantin something that is done maybe unnecessarily you do

bir şeyi istemek belki gereksiz yere

something without any reason wantin so you might describe a person as

herhangi bir sebep olmadan bir şeyler yaparsınız bu yüzden bir insanı

destroying things for no reason we might say that action is wanton destruction it

sebepsiz yere bir şeyleri yok eden olarak tanımlayabilirsiniz, eylemin ahlaksız yıkım olduğunu söyleyebiliriz.

is being done for no reason no purpose it is just being done something you

sebepsiz yere yapılıyor, sadece yapılıyor, kontrol edemediğiniz bir şey,

can't control an uncontrollable desire something that

kontrol edilemeyen bir arzu,

makes you feel very attractive or maybe you have an urge to do something wanton

sizi çok çekici hissettiren bir şey veya belki de bir şeyi yapma dürtüsünüz var,

you can't control your feelings wanton I like that one yes it's a great word a

duygularınızı kontrol edemiyorsunuz, bu hoşuma gidiyor bir evet harika bir söz

meaningless thing an action that has no meaning or to do something passionately

anlamsız bir şey anlamsız bir eylem ya da bir şeyi şehvetle tutkuyla yapmak yaramaz

with lust naughty mr. Duncan Thank You Sergio thank you also Peter yes wanted

bay. Duncan Teşekkür Ederim Sergio ayrıca teşekkür ederim Peter evet istedi

it is a very interesting word talking of interesting words here is another

bu çok ilginç bir kelime ilginç kelimelerden bahsediyor burada başka bir

interesting word an unusual word that exists in the English language all mr.

ilginç kelime İngilizcede var olan sıra dışı bir kelime all mr.

Duncan what is this

Duncan nedir bu

jiggery-pokery jiggery-pokery it is a real English phrase we do use it

jiggery-pokery jiggery-pokery bu gerçek bir İngilizce deyim, onu

definitely yes tin tin dang chuan says it is a windy day you

kesinlikle kullanıyoruz evet tin tin dang chuan rüzgarlı bir gün haklısın

are right you are definitely right it is very

kesinlikle haklısın

windy here in the UK as you can see behind me it is very windy an incredibly

burada Birleşik Krallık'ta olabildiğince rüzgarlı arkamı görün, çok rüzgarlı,

windy day here in the UK right now I am cock-a-hoop to see you again mr. Duncan

burada, Birleşik Krallık'ta inanılmaz derecede rüzgarlı bir gün, sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum bayım. Duncan çok

thank you very much a very good use of that phrase very good so here's another

teşekkür ederim bu ifadeyi çok iyi kullandın çok iyi yani işte bir tane daha

one jiggery-pokery all jiggery-pokery it is

jiggery-pokery all jiggery-pokery bu

a real expression and yes it does exist in English it is real I didn't make it

gerçek bir ifade ve evet İngilizce'de var bu gerçek ben

up it sounds like I made it up but it is definitely real jiggery-pokery something

uydurmadım gibi geliyor Ben uydurdum ama kesinlikle gerçek bir jiggery-pokery bir şey

hmm something is not right here I think

hmm burada doğru olmayan bir şey var sanırım

maybe there is some jiggery-pokery hmm something suspicious is going on

biraz bir jiggery-pokery var hmm şüpheli bir şeyler dönüyor

something fits is happening that I'm not aware of some jiggery-pokery a person

bir şeyler uyuyor ki ben bir tür jiggery-pokery'nin farkında değilim a

who is trying to avoid me maybe they are trying to avoid me they are trying to

benden kaçmaya çalışan kişi belki benden kaçınmaya çalışıyor bir şeyden kaçınmaya çalışıyorlar bir

avoid something they are going out of their way to avoid something so maybe a

şeyden kaçınmak için ellerinden geleni yapıyorlar bu yüzden belki bir

person disappears I can't see them anywhere however I know that they are

kişi ortadan kayboluyor onları hiçbir yerde göremiyorum ama

nearby they are avoiding me they are trying to dodge something there is some

yakınlarda olduklarını biliyorum benden kaçıyorlar bir şeyden kaçmaya çalışıyorlar bazı

jiggery-pokery taking place I think so cam says dodge dodge yes you are trying

sallantılar oluyor bence bu yüzden cam kaçma kaçma diyor evet bir şeyden

to avoid something you are trying to avoid doing something there is a little

kaçınmaya çalışıyorsun bir şey yapmaktan kaçınmaya çalışıyorsun

bit of jiggery-pokery going on I like that one

biraz sallantı var ben bunun gibi

Julie says it sounds like a word from Harry Potter it does doesn't it it

Julie, Harry Potter'dan bir kelime gibi geldiğini söylüyor, öyle değil mi, kulağa

sounds like one of his spells but it isn't jiggery-pokery you are trying to

onun büyülerinden biri gibi geliyor, ama bu

avoid doing something so thick Marcus oh hello Marcos Marcos Chavez says pooped

çok kalın bir şey yapmaktan kaçınmaya çalıştığınız jiggery-pokery değil Marcus oh merhaba Marcos Marcos Chavez diyor pooped

I'm not sure if I'm not sure if jiggery pokery means poop I don't think it does

Jiggery pokery'nin kaka anlamına gelip gelmediğinden emin değilim

a man who is a politician often uses jiggery-pokery maybe they are trying to

Politikacı bir adamın sık sık jiggery-pokery kullandığını düşünmüyorum belki bir şeyden

avoid something or work their way around something yes maybe a devious person a

kaçınmaya çalışıyorlar ya da bir şeyi aşmaya çalışıyorlar evet belki sinsi bir

person who is devious yes maybe they are not to be trusted

insan sinsi bir insan evet belki onlara güvenilmemeli

hmm jiggery-pokery I like that one here's one more this is the last one

another word that we use in English and it is a real word tomfoolery if you take

part or if your action is described as tomfoolery this one you might know you

veya eyleminiz maskaralık olarak tanımlanıyorsa, bunu biliyor olabilirsiniz

may have heard of this before maybe you haven't I don't know so tomfoolery it

bunu daha önce duymuş olabilirsiniz belki duymamışsınızdır bilmiyorum o kadar maskaralık ki kulağa

sounds like someone's name but it isn't it is not someone's name it means a

birinin adı gibi geliyor ama öyle değil mi birinin adı değil anlamı bir

certain thing a certain type of action tomfoolery does anyone know what it

belli bir şey belli bir tür eylem maskaralık bunun ne

means I will tell you what it means in a moment what does it mean mr. Duncan can

anlama geldiğini bilen var mı bunun ne anlama geldiğini size birazdan anlatacağım bunun ne anlama geldiğini bayım. Duncan

you please tell us tomfoolery is

lütfen bize maskaralığın

messing around being silly maybe you are wasting time maybe you are just acting

aptalca ortalığı karıştırmak olduğunu söyler misin belki zaman harcıyorsun belki sadece aptal gibi davranıyorsun belki sadece

the fool maybe you are a person who is just messing about not taking things

işleri

seriously maybe things that seem absurd something you can't understand a person

ciddiye almamakla dalga geçen bir insansın belki saçma görünen şeyler senin anlayamadığın bir şey kişi

is behaving in a very odd crazy way they are making no sense so yes it does look

çok tuhaf çılgınca davranıyor hiçbir anlam ifade etmiyor bu yüzden evet

like the word fool tomfoolery it means you are are just messing around you are

aptal aptallık kelimesi gibi görünüyor bu sadece ortalığı karıştırdığınız anlamına geliyor dalga geçiyorsunuz hiçbir

messing about you are not taking things seriously at all

şeyi ciddiye almıyorsunuz

it's so windy today I can't believe how windy it is so there we had some unusual

bugün çok rüzgarlı yapabilirim Havanın ne kadar rüzgarlı olduğuna inanamıyorum, bu yüzden orada bazı olağandışı

English words we might have some more of those next week there are many unusual

İngilizce kelimelerimiz vardı, önümüzdeki hafta bunlardan birkaç tane daha bulabiliriz, İngilizcede birçok olağandışı kelime var

words that exist in the English language I am going to go soon for two reasons

İki nedenden dolayı yakında gideceğim,

one I feel slightly unsafe standing out here in this wind and also too I'm

biri dururken kendimi biraz güvensiz hissediyorum burada bu rüzgarda ve ben de açım

hungry I haven't had anything to eat today

bugün

yet so I've had nothing to eat at all today so I've just realized that I am a

henüz bir şey yemedim bu yüzden bugün hiç birşey yemedim o yüzden biraz aç olduğumu farkettim o

little bit hungry so I will be going soon mr. Duncan here in Glasgow it is

yüzden aç kalacağım yakında gidiyor bay Duncan, Glasgow'da

also very windy and also quite cold I know that in Scotland the wind is even

da çok rüzgarlı ve aynı zamanda oldukça soğuk, İskoçya'da rüzgarın

stronger than this so this is nothing so the wind that is happening now around me

bundan bile daha güçlü olduğunu biliyorum, bu yüzden bu hiçbir şey yani şu anda etrafımda olan rüzgar,

the wind that is blowing here is nothing compared to the wind that is blowing in

burada esen rüzgar, rüzgarla karşılaştırıldığında hiçbir şey. İskoçya'da esiyor, bugün

Scotland in Scotland the wind is really strong today

İskoçya'da rüzgar gerçekten

very strong Sergio says I like tomfoolery the most yes a very

çok kuvvetli Sergio en çok maskaralığı seviyorum diyor evet çok

interesting word if you are messing about you are playing the fool you are

ilginç bir kelime eğer dalga geçiyorsanız aptalı oynuyorsunuz

acting childish you are not taking things seriously

çocukça davranıyorsunuz olayları ciddiye almıyorsunuz

yes mr. Duncan you can go and eat thank you very much I will tell you what I

evet bayım. Duncan, gidip yemek yiyebilirsin, çok teşekkür ederim, sana şu

have in the house at the moment I have something very nice in the house

anda evde ne olduğunu söyleyeceğim, evde çok güzel bir şey var,

fresh stuns my neighbour very kindly gave some scones to us so yes that's

taze sersemletici komşum çok nazik bir şekilde bize biraz çörek verdi, evet,

what we will be doing soon I will be hurrying something to eat a cup of tea

yapacağımız şey bu birazdan bayla bir bardak çay içmek için acele edeceğim

with mr. Steve although I've noticed this Steve had disappeared I think Steve

. Steve, Steve'in ortadan kaybolduğunu fark etmeme rağmen sanırım Steve

has gone back into the house he can't stand this violent weather that

eve geri döndü,

is occurring at the moment Sayid Jean or Sayid Jean says mr. Duncan it is

şu anda meydana gelen bu şiddetli havaya dayanamıyor Sayid Jean veya Sayid Jean bay diyor. Duncan,

also very windy in London yes so it would appear that all across the UK

Londra'da da çok rüzgarlı evet, bu yüzden görünüşe göre bugün tüm Birleşik Krallık'ta

today the wind is very strong indeed I think so we have talked about a lot of

rüzgar gerçekten çok güçlü

things today haven't we on Sunday I will be back with you by the way on Sunday

Pazar günü saat

2:00 p.m. UK time for those who want to know my lessons my life

14:00 İngiltere saati hayatımı öğrenmek isteyenler için

English addict lessons are with you on Sunday Wednesday Friday 2:00 p.m. UK

ingilizce bağımlısı dersleri pazar çarşamba cuma 14:00 da sizlerle. İngiltere

time I know this is a little shorter normally I do two hours but today I'm

saati bunun biraz daha kısa olduğunu biliyorum normalde iki saat yaparım ama bugün

going to cut it short a little bit so we are going to end a little bit earlier

biraz kısa keseceğim bu yüzden normalden biraz daha erken bitireceğiz çünkü

than normal mainly because of the wind

esas olarak rüzgar nedeniyle

hello Lewis Lewis says to Sergio you are sometimes sarcastic and you don't like

Lewis Lewis Sergio'ya merhaba diyor bazen alaycısın ve bir

to take things seriously and I like the characters like that when they are human

şeyleri ciddiye almayı sevmiyorsun ve karakterleri insan olduklarında böyle seviyorum

beings yes sometimes we do take things too seriously

evet bazen işleri çok ciddiye alıyoruz

I agree a lot of people say that I am immature they say mr. Duncan you are

katılıyorum birçok insan olgunlaşmamış olduğumu söylüyor diyorlar bay. Duncan

very immature you behave like a child you should act your age

çok olgunlaşmamışsın çocuk gibi davranıyorsun yaşına göre davranmalısın

and I say no you don't have to there are no rules that say that you have to

ve ben hayır diyorum buna gerek yok

behave like an adult all the time sometimes it's fun to be childish

her zaman bir yetişkin gibi davranman gerektiğini söyleyen hiçbir kural yok bazen çocukça olmak eğlenceli bazen

sometimes it is fun not to take things too seriously so that's what I like to

bu İşleri fazla ciddiye almamak eğlencelidir, bu yüzden zaten yapmayı sevdiğim şey bu.

do anyway Thank You Roxy thank you for spending your time with us you are the

Teşekkürler Roxy, bizimle vakit geçirdiğiniz için teşekkürler, siz

best thank you very much to pee UK time I'm not going to have a dance

en iyisisiniz, işemek için çok teşekkürler, Birleşik Krallık zamanı, bugün dans etmeyeceğim

today I will not be dancing today unfortunately but I am going into the

ben. bugün maalesef dans etmeyeceğim ama eve giriyorum

house because I feel a little safer in there compared to here standing under my

çünkü burada çardağımın altında durmakla karşılaştırıldığında kendimi orada biraz daha güvende hissediyorum bu yüzden

gazebo so yes I think I am going to go back into the house now before the wind

evet sanırım rüzgar daha da

gets any stronger Thank You Julie thank you Barack thank you to Richard thank

güçlenmeden eve geri döneceğim. Julie teşekkür ederim Barack, Richard'a teşekkür ederim,

you very much for your company today tomorrow says I like jiggery-pokery that

bugün arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim yarın diyor ki kulağa çok

sounds like a very interesting word I like it very much I think so there are

ilginç bir kelime gibi gelen jiggery-pokery'yi seviyorum.

so many strange words in the English language many in fact many many thank

Aslında çok

you Robin thank you also Mohsen enjoy your time

teşekkür ederim Robin teşekkür ederim ayrıca Mohsen iyi eğlenceler bayım

mr. Duncan this afternoon yes I'm going back into the house now before I get

. Duncan bu öğleden sonra evet, rüzgar tarafından uçup gitmeden önce şimdi eve geri dönüyorum,

blown away by the wind thank you study points mr. Duncan please

teşekkürler çalışma noktaları bay. Duncan lütfen

tell me do people speak like in the UK or other European countries or not when

bana insanların Birleşik Krallık'taki veya diğer Avrupa ülkelerindeki gibi konuşup konuşmadıklarını söyle

you say la oh do you mean lie do you mean to be untrue or dishonest

la oh derken yalan mı demek istiyorsun doğru olmayan mı yoksa dürüst olmayan mı demek istiyorsun

well I suppose everyone lies sometimes we can all be a little bit dishonest

peki sanırım herkes yalan söylüyor bazen hepimiz biraz dürüst olmayabiliriz

sometimes so maybe that's what you are talking about do other people speak like

bazen yani belki de bahsettiğiniz şey budur, diğer insanlar

the UK or maybe you are talking about accents yes there are many different

Birleşik Krallık gibi mi konuşurlar veya belki aksanlardan bahsediyorsunuzdur, evet birçok farklı

English accents there are many accents in the English language here in this

İngiliz aksanı vardır, burada, bu

country and also across Europe as well yes you are right you are right Thank

ülkede ve ayrıca Avrupa genelinde İngilizce dilinde birçok aksan vardır, evet haklısınız haklısın Teşekkürler vetolar teşekkürler

You vetos thank you Peter I am now going to say goodbye

Peter Şimdi veda edeceğim

but I will be back with you on Sunday 2:00 p.m. UK time I hope the weather on

ama Pazar günü öğleden sonra 2:00'de seninle döneceğim. İngiltere saati Umarım

Sunday will be a little bit better than today to be honest I'm going to be

Pazar günü hava bugünden biraz daha iyi olur, dürüst olmak gerekirse,

honest now and say I didn't feel very safe out here with the wind blowing all

şimdi dürüst olacağım ve rüzgar etrafımda estiği için kendimi burada pek güvende hissetmediğimi söyleyeceğim

around me Thank You Sergio Thank You pal Mira Thank You Luis Thank You Miko Thank

Teşekkürler Sergio Teşekkürler dostum Mira Teşekkürler Luis Teşekkürler Miko

You Irene I will see you on Sunday this is mr. duncan in the birthplace of

Teşekkürler Irene Pazar günü görüşürüz ben bay. duncan

English saying thanks for watching yes I'm back on Sunday and also mr.

ingilizcenin doğum yerinde izlediğiniz için teşekkürler evet pazar günü döndüm ve ayrıca mr.

Steve will be here as well to join us on the livestream and of course until the

Steve de canlı yayında bize katılmak için burada olacak ve tabii ki bir

next time we meet here take care have a good weekend enjoy the rest of your

dahaki sefere burada buluşana kadar kendinize iyi bakın iyi hafta sonları Cuma gününüzün geri kalanının tadını çıkarın

Friday have a super Saturday and I will see you on Sunday from 2:00 p.m. UK time

süper bir Cumartesi geçirin ve Pazar günü saat 14:00'ten itibaren görüşürüz. İngiltere zamanı

and of course until the next time we meet here on YouTube take care stay safe

ve tabii ki bir dahaki sefere burada YouTube'da buluşana kadar kendinize iyi bakın, şimdilik güvende kalın

ta ta for now 8-)

ta ta 8-)