31 Days of Learning English - DAY 21 - improve your English - KNOWLEDGE - 21st October - Monday

here we go again

işte yine

sufferin sassafras have we really made it all the way to day 21 I can't believe it

sassafras acısı çekiyoruz gerçekten 21. güne kadar geldik mi buna inanamıyorum aman tanrım

oh my goodness here we go again welcome yes we are now live across the world

yine başlıyoruz hoşgeldiniz evet artık internetin dünya çapındaki ağında yaşıyoruz,

wide web of the Internet otherwise known as the web welcome to day 21 of 31 days

aksi takdirde web olarak da bilinir hoş geldiniz Ekim 2019'da İngilizce öğrenmenin 31 gününün 21. gününe

of learning English in October 2019

Wow here we go I can't believe it here we are again and

Vay canına, işte başlıyoruz Tekrar burada olduğumuza inanamıyorum ve

it has been a very dramatic morning here because I've just had a little bit of an

burada çok dramatik bir sabah oldu çünkü az önce küçük bir kaza geçirdim,

accident well not myself personally but I decided

pekala kendim değil Şahsen ama ben

to do some washing in the washing machine and for some reason all of the

biraz çamaşır makinesinde yıkamaya karar verdim ve nedense

water has come out from the washing machine and it is gone all over the

çamaşır makinesinden tüm su aktı ve her yere dağıldı bu yüzden

floor so please don't tell Steve don't tell Steve that the washing machine just

lütfen Steve'e söyleme Steve'e çamaşırların yıkandığını söyleme makine

did something very strange so I did have to clear up quite a lot of water just a

çok garip bir şey yaptı, bu yüzden birkaç dakika önce oldukça fazla su temizlemek zorunda kaldım

few moments ago but don't tell Steve please whatever you do don't tell Steve

ama Steve'e söyleme lütfen ne yaparsan yap Steve'e söyleme

because I will get it in the neck I really will Steve will moan and complain

çünkü boğazıma bulanacak Steve gerçekten yapacağım

for the rest of the week and you know what that can be like sometimes so if

Haftanın geri kalanında inleyecek ve şikayet edecek ve bunun bazen nasıl olabileceğini bilirsiniz, bu yüzden

you get it in the neck if you get it in the neck it means you

ensenize alırsanız azarlanmışsınız demektir

are scolded or maybe the person you are talking about complains or they nag I

veya belki de bahsettiğiniz kişi şikayet eder veya onlar dırdır

love that word nag so if you keep complaining maybe to your partner or

bu dırdır kelimesini seviyorum, bu yüzden belki eşinize veya

your husband or wife we can say that you nag you nag them also the word nag is

eşinize veya eşinize şikayet etmeye devam ederseniz, dırdır ettiğinizi söyleyebiliriz, ayrıca dırdır kelimesi de

another word for horse as well so here we go yes it is the start of a brand new

at için başka bir kelimedir, işte başlıyoruz evet bu başlangıç Yepyeni bir

week it's Monday

hafta Pazartesi evet

yes I know many of you are watching rugby

biliyorum birçoğunuz ragbi izliyorsunuz

there are rugby matches taking place there are football matches taking place

ragbi maçları yapılıyor futbol maçları yapılıyor

there's all sorts of politics taking place here in the UK today all around

her türlü siyaset yapılıyor burada İngiltere'de bugün dünyanın her yerinde

the world politics seems to be in a state of chaos have you noticed all of

siyaset bir halde gibi görünüyor kaosun tüm

the countries almost all of them not just one or two but I think the whole

ülkelerini fark ettiniz mi hemen hemen hepsi sadece bir veya iki değil ama bence

planet at the moment is in a state of chaos so today it is episode 1983 of

şu anda tüm gezegen bir kaos halinde, bu yüzden bugün bunun 1983. bölümü

this this seems to have been going on forever please someone make this stop so

bu sonsuza dek sürecek gibi görünüyor lütfen birileri buna bir son versin,

today we have yet another meeting in the House of Commons and once again all of

bugün Avam Kamarasında bir toplantımız daha var ve bir kez daha tüm

the members of parliament will get together and they will try to come up

milletvekilleri bir araya gelecek ve Avrupa'dan gerçekten ayrılıp ayrılmayacağımız

with a decision on whether or not we are actually going to leave the European

konusunda bir karar vermeye çalışacaklar.

Union so it's all happening again today between you and me I am getting a little

Sendika, yani bugün aranızda her şey tekrar oluyor,

bit sick and tired I've had enough of it to be honest so I think today what they

biraz hastalandım ve yoruldum, dürüst olmak gerekirse bundan bıktım, bu yüzden bugün bugün

are going to be voting on today is one of these would you like to see it so I

oylama yapacakları şey bunlardan biri, ister misiniz? bunu görmek için bence

think this is what they are going to vote on today one of these can you see

bugün oylayacakları şey bu

it so this is what all of the members of parliament and the government here in

the UK are going to vote on they are going to vote on an extension that's

bir uzantıda işte

what this is you see can you see what I did there

bu, orada ne yaptığımı görebiliyor musunuz,

extension so this is an extension and today when we are talking about that

yani bu bir uzantı ve bugün

certain topic that I'm not going to mention because I'm not going to

bahsetmeyeceğim belirli bir konu hakkında konuşurken, yapmayacağım çünkü

I don't want to I really don't I'm not going to mention this I'm not going to

yapmıyorum. İstemiyorum gerçekten istemiyorum Bundan bahsetmeyeceğim

say the word however it is all going on today hello to the live chat

Sözü söylemeyeceğim ancak bugün her şey oluyor canlı sohbete merhaba

oh hello live chat nice to see you here as well it is Monday and my glasses are

oh merhaba canlı sohbet sizi burada görmek güzel Pazartesi ve gözlüklerim

dirty do you ever find that if you wear glasses do you find sometimes if you

kirli, hiç gözlük takarsanız, bazen

clean your glasses if you use something to clean your glasses sometimes

gözlüklerinizi temizlerseniz, gözlüklerinizi temizlemek için bir şey kullanırsanız, bazen

afterwards your glasses are actually more dirty than they were before you

sonrasında, gözlüklerinizin aslında siz onları temizlemeden öncekinden daha kirli olduğunu fark ettiniz mi

clean them and I'm having a problem today with my glasses they seem to be

ve ben' bugün gözlüklerimle ilgili bir sorun yaşıyorum

very dirty for some reason I don't know why anyway I will continue I will try my

nedense çok kirli görünüyorlar neden bilmiyorum yine de devam edeceğim devam etmek için elimden gelenin

best to carry on and we have the live chat oh hello - grace chin grace well

en iyisini yapacağım ve canlı sohbetimiz var oh merhaba - grace chin grace

done I am saying grace in fact I'm saying congratulations to grace because

aferin ben lütuf diyorum aslında lütfu tebrik ediyorum çünkü

you are first on today's live chat

bugünün canlı sohbetinde ilk sensin gamzelerimi

do you like my dimples hmm I have had these dimples since I was a baby

beğendin mi hmm bu gamzeler bebekliğimden beri var ama eskiden

although they used to be on my bottom hello to the life chatters hello nasiha

popomda olmalarına rağmen hayat sohbetlerine merhaba merhaba nasiha

you are here as well on Monday it's the start of a new week and this is now day

Pazartesi günü de buradasın, yeni bir haftanın başlangıcı ve bugün

21 so we have just another 10 days of all this and for those who are wondering

21. gün yani tüm bunlardan sadece 10 günümüz var ve merak edenler için

yes I am here every day during October from Monday to Friday 2 p.m. UK time

evet Ekim boyunca Pazartesiden Cumaya kadar her gün buradayım 2 öğleden sonra. İngiltere saati

Saturday 12 p.m. just after midday and on Sunday 2 p.m. as well I suppose the

Cumartesi 12:00 öğleden hemen sonra ve Pazar günü 14:00 ayrıca sanırım

big question must be now what will happen after October finishes what will

şimdi asıl soru şu olmalı Ekim bittikten sonra ne olacak

happen on the 1st of November mmm I wonder and the reason why I'm doing this

1 Kasım'da ne olacak mmm merak ediyorum ve bu

special season of live streams is be curse on the 31st of October

özel canlı yayın sezonunu yapmamın nedeni 31 Ekim'de lanet olsun

besides being this it is also my 13th anniversary on YouTube yes it is true I

yanında bu arada YouTube'daki 13. yıl dönümüm evet doğru

have been doing this for 13 years and I have managed to hold on to my sanity

bu işi 13 yıldır yapıyorum ve akıl sağlığımı korumayı başardım

just about hello to Guadalupe hello also to ZAR am by the way nasiha asks what do

Guadalupe'ye merhaba ZAR'a da merhaba bu arada nasiha ne yaparsın diye soruyor

you do when you get free time I don't know I can't remember what it feels like

Boş vaktin olduğunda yap Bilmiyorum nasıl bir his olduğunu hatırlayamıyorum Boş zamanın

what does it feel like to have free time because at the moment I have no free

nasıl bir his olduğunu hatırlayamıyorum çünkü şu anda hiç boş

time I've literally spent the last 21 days doing this and nothing else so at

zamanım yok Son 21 günümü tam anlamıyla bunu yaparak geçirdim ve başka bir şey bu yüzden

the moment I have no free time I suppose on November the 1st I might just stay in

şu anda boş zamanım yok sanırım 1 Kasım'da

bed all day that sounds like a good idea hello Ibrahim hello duck hello patch

bütün gün yatakta kalabilirim bu kulağa iyi bir fikir gibi geliyor merhaba İbrahim merhaba ördek merhaba yama

hello Mika and Belarus er two of our moderators Zoran is here Louis Luisi

merhaba Mika ve Beyaz Rusya er iki moderatörümüz Zoran burada Louis Luisi

hello Louis thank you very much Luis Mendez is also here nice to see you back

merhaba Louis çok teşekkür ederim Luis Mendez de burada seni görmek güzel

I hope you had a good day yesterday whatever it was you were doing

umarım dün iyi bir gün geçirmişsindir her ne yapıyorsan

also neo is here Ramzan hora is here hello there sorry

neo da burada Ramzan hora burada merhaba üzgünüm

my leg is itching excuse me oh oh that's better

bacağım kaşınıyor afedersiniz oh oh bu daha iyi

quad is here Palmeiro is here Eric hello Eric

dörtlü burada Palmeiro burada Eric merhaba Eric

hello Hassan ziba wow so many people are here already on the livestream thank you

merhaba Hassan ziba vay canına bir çok insan burada zaten canlı yayında

also to salad thank you if Irfan also Cristina the weather in the north of my

salata için de teşekkürler İrfan da Cristina ise teşekkürler ülkemin kuzeyinde hava

country is very bad a harsh storm happened and there is lots of lightning

çok kötü sert bir fırtına oldu ve bir sürü şimşek

and frightening sounds I must admit I always feel a little bit afraid it'll

ve ürkütücü ses var itiraf etmeliyim ki her zaman biraz korkarım

scared during a lightning storm because you do hear there are stories of people

şimşekli bir fırtına sırasında korkar çünkü şimşek çarpan insanların hikayelerini duyarsınız

who get struck by lightning yes and I from what I've heard it's not much fun

evet ve duyduklarıma göre ben pek eğlenceli değil

hello Marella hello hi you hello Helen hello Farooq wow so many people here on

merhaba Marella merhaba merhaba sen merhaba Helen merhaba Farooq vay canına bu

the live chat by the way thank you to those who pointed out my mistake

arada canlı sohbette bir çok kişi hatamı belirtenlere teşekkür ederim

yesterday eaten rifles was by the jam thank you very much we were talking all

dün tüfekler yendi reçel oldu çok teşekkür ederim her

about the 1980s yesterday and I must admit when we look back over the past

şeyden bahsediyorduk 1980'ler dün ve itiraf etmeliyim ki geçmişe baktığımızda

quite often we will look with rose-tinted glasses now I love this

sık sık pembe gözlüklerle bakacağız şimdi bu

expression so if we look at something with rose-tinted glasses

ifadeyi seviyorum, bu yüzden pembe gözlüklerle bir şeye bakarsak,

it means we look at the pest or we look at a certain event favorably

haşarata bakıyoruz demektir ya da bakarız. belli bir olayda olumlu

maybe sometimes we will take away all the bad things we will remove the bad

belki bazen tüm kötü şeyleri sileceğiz kötü

things from our memory and we will only remember the good things and quite often

şeyleri hafızamızdan sileceğiz ve sadece iyi şeyleri hatırlayacağız ve çoğu zaman

we will look back at our life with rose tinted glasses

hayatımıza pembe gözlüklerle bakacağız

this means you look back favorably or you remove all the bad things some

bu demek oluyor ki bakıyorsun olumlu bir şekilde geri dönün ya da tüm kötü şeyleri kaldırın, bazı

people use this expression to talk about the world we live in especially today

insanlar bu ifadeyi özellikle bugün içinde yaşadığımız dünya hakkında konuşmak için kullanıyor

I suppose because some people believe that the world is always great

sanırım çünkü bazı insanlar dünyanın her zaman harika olduğuna inanıyor,

everything is fine all the human beings on the planet are honest and good they

her şey yolunda, gezegendeki tüm insanlar dürüst ve iyi

look through rose-tinted glasses so some people believe that you can be too

pembe gözlüklerle bakıyorlar, bu yüzden bazı insanlar fazla iyimser olabileceğine inanıyor

optimistic or maybe you look on the bright side too much maybe you only see

ya da belki çok fazla iyi tarafından bakıyorsun,

the good things and not the bad so you look through rose-tinted glasses because

kötü şeyleri değil sadece iyi şeyleri görüyorsun, bu yüzden pembe gözlüklerle bakıyorsun çünkü

everything looks warm everything has a lovely rosy glow I love

her şey sıcak görünüyor her şeyin çok güzel pembe bir ışıltısı var

that expression and I think for some people it might be very appropriate for

bu ifadeyi seviyorum ve bazı insanlar için bu zamanın bu anı için çok uygun olabileceğini düşünüyorum

this moment of time today we are talking about something that I have talked about

bugün son zamanlarda bahsettiğim bir şeyden bahsediyoruz

recently but today I'm going to look at the subject of knowledge things we know

ama bugün konuya bakacağım bilgi, bildiğimiz

things we have stored up here but of course like most subjects knowledge is

şeyler, burada depoladığımız şeyler ama elbette çoğu konu gibi bilgi

not a simple thing there are many things connected to this particular type of

basit bir şey değildir, bu tür şeylerle bağlantılı pek çok şey vardır, bu

thing so knowledge we will be looking at that a little bit later on also we will

nedenle bilgi buna biraz sonra bakacağız.

be going back in time to this day this actual day in 2013 Z bar is here hello

zamanda geriye gitmek 2013'teki bu gerçek güne Z bar burada merhaba

ziba the weather is depressing in London let's have a look outside shall we

ziba Londra'da hava iç karartıcı hadi dışarıya bir bakalım

now here the weather isn't too bad it's a little gloomy at the moment but

şimdi burada hava çok kötü değil şu anda biraz kasvetli ama daha

earlier the Sun was trying to break through and

erken Güneş içeri girmeye çalışıyordu ve

there you can see now a live view from the window so that is actually looking

orada şimdi pencereden canlı bir görüntü görebilirsiniz, yani

out of my window right now you can see there are some cows in the distance

şu anda benim penceremden dışarı bakıyor, uzaktan bazı ineklerin

walking across and yes it's looking rather nice even though it is a little

geçtiğini görebilirsiniz ve evet, buna rağmen oldukça güzel görünüyor. hava biraz

bit cloudy and the Sun is trying to break through and a little nearer oh

bulutlu ve Güneş yarmaya çalışıyor ve biraz daha yaklaşıyor oh

look at that yes you can see the live view I think there is something in the

şuna bakın evet canlı görüntüyü görebilirsiniz sanırım kameramın önünde bir şey var

way of my camera wait there a moment I don't like that there is something in

orada bekleyin bir an orayı sevmedim kameramın önünde bir şey var

the way of my camera my camera is being blocked excuse me just to prove that

kameram engelleniyor afedersiniz sadece

this is live watch this you see a lot of people say your camera is not live it is

bunun canlı olduğunu kanıtlamak için izleyin bunu çok kişi kameranızın canlı olmadığını söylüyor

it's definitely live as you can see I was moving the camera around Patrick

kesinlikle canlı gördüğünüz gibi kamerayı hareket ettiriyordum Patrick'in etrafında

says I hate hate politics I think a lot of people do hate politics I think it's

siyasetten nefret ettiğimi söylüyor Bence birçok insan siyasetten nefret ediyor Bence bu

true however during my life I can't remember a period of time where people

doğru ama hayatım boyunca insanların

were so involved in politics or they they were talking about the the subject

siyasete bu kadar karıştığı veya hakkında konuştukları bir dönem hatırlamıyorum.

of politics so much so I think at the moment politics is very much in the

siyaset o kadar çok ki bence şu anda siyaset

forefront of what people are talking about it is definitely a topic of

insanların ne hakkında konuştuklarının ön saflarında yer alıyor kesinlikle bir sohbet konusu

conversation it is great a loop it's Monday and it's

harika bir döngü bugün Pazartesi ve

almost time to go to work I'm listening to the live stream and in

neredeyse işe gitme zamanı Dinliyorum canlı yayın ve

in a few minutes I will have to go that's ok Guadalupe because you can

birkaç dakika içinde gitmem gerekecek sorun değil Guadalupe çünkü

watch the live streams again in fact underneath this video there is a

canlı yayınları tekrar izleyebilirsiniz aslında bu videonun altında bir

playlist so don't forget if you miss any of my life

oynatma listesi var bu yüzden unutma hayattaki hayallerimden herhangi birini kaçırırsanız

dreams you can watch them again so there is a playlist under this video don't

onları izleyebilirsiniz yine bu videonun altında bir oynatma listesi var

forget that and of course if you want to follow you can also have live captions

bunu unutmayın ve tabii ki takip etmek isterseniz canlı alt yazılara da sahip olabilirsiniz

as well so if you click this button on your keyboard or of course you can go to

yani klavyenizdeki bu butona tıklarsanız veya tabii ki

the settings in the corner if you are watching on a smartphone or a mobile

ayarlara gidebilirsiniz. köşe bir akıllı telefondan veya mobil

device you can have captions life Wow I really do love technology so much grab

cihazdan izliyorsanız altyazılara sahip olabilirsiniz hayat Vay canına teknolojiyi gerçekten çok seviyorum

a loop I am sorry for mr. Duncan's neck where my neck is okay my neck is

bir döngü yakala Bay için üzgünüm. Duncan'ın boynu benim boynumun iyi olduğu yerde benim boynum

actually alright but sometimes things can be a pain in the neck or of course

aslında iyi ama bazen işler boyun ağrısı olabilir ya da tabii ki

you can get something in the neck which means you get into trouble or maybe

boyuna bir şey alabilirsin bu da başının belaya girmesi anlamına gelir ya da belki

someone complains to you hello to patch you what qualities do you think a

birisi sana merhaba diye şikayet eder sana hangi nitelikler Sizce bir

trainer or teacher needs to have I suppose the most important one is

eğitmen veya öğretmenin sahip olması gereken şey sanırım en önemlisi

patience really I think two of the things you really need if you want to be

sabır gerçekten bence gerçekten ihtiyacınız olan iki şey eğer öğretmen olmak istiyorsanız

a teacher you have to have patience and I suppose you also have to have a little

sabırlı olmalısınız ve sanırım biraz da sabırlı olmanız gerekiyor.

bit of an outgoing personality so maybe you have to have a sort of personality

biraz dışa dönük bir kişilik bu yüzden belki de tahmin edebileceğiniz bir tür kişiliğe sahip olmalısınız

which you can predict because you have to keep the class interesting you have

çünkü sınıfı ilginç tutmalısınız

to keep your students happy and engaged so I suppose I suppose yes you must be a

öğrencilerinizi mutlu ve meşgul tutmalısınız bu yüzden sanırım evet, ders

little outward when you are teaching but I think patience is definitely something

verirken biraz dışa dönük olmalısınız. öğretiyorsunuz ama bence sabır kesinlikle

you mean you need especially if some of your students are misbehaving

ihtiyacınız olan bir şey, özellikle bazı öğrencileriniz yaramazlık yapıyorsa

hello 2yl hello mr. Duncan after a long time I have been missing you oh okay

merhaba 2 yıl merhaba bay. Duncan uzun bir süre sonra seni özlüyorum oh

then well I'm glad to see you back here today hello also to Eric in

tamam o zaman bugün seni tekrar burada gördüğüme sevindim Eric'e de merhaba

and people are getting sick with mental problems and psychological problems

ve insanlar bu yüzden zihinsel problemler ve psikolojik problemlerle hastalanıyor ben

because of because of this I'm not saying it I'm not saying this word every

demiyorum bu kelimeyi her

game it's just me Christina the week has started badly because of the bad weather

maçta söylemiyorum sadece benim Christina hafta kötü başladı çünkü kötü hava

oh I'm sorry to hear that I hope it brightens up later hello to TS

oh bunu duyduğuma üzüldüm umarım daha sonra güzelleşir TS'ye merhaba

oh hello TS it's nice to see you here after October will you go to year number

oh merhaba TS seni burada görmek güzel Ekimden sonra YouTube'da 14. yıla gidecek misin

14 on YouTube well we are a long way from my 14th anniversary we have to wait

peki 14. yılıma çok uzağız

for a whole year before that happens however we are celebrating my 13th

bunun olması için koca bir yıl beklememiz gerekiyor ancak

anniversary this month and that is the reason why I am with you every day

bu ay 13. yılımı kutluyoruz ve bu yüzden birlikteyim bu ay boyunca her gün siz

during this month hello also to ziba hello to Irene also

ziba'ya da merhaba Irene'e de merhaba

Francisco and samaya hello mr. Duncan from Dubai hello samaya nice to see you

Francisco ve samaya da merhaba bayım. Dubai'den Duncan merhaba samaya sizi

back here again ooh very nice so yesterday we were talking about the past

tekrar burada görmek güzel ooh çok güzel bu yüzden dün geçmişten bahsediyorduk

we often like to think about the past we like to reminisce I love this word

sık sık geçmişi düşünmekten hoşlanırız yad etmek kelimesini seviyorum

reminisce so if you reminisce you look back you recall you recollect so you

bu yüzden geriye dönüp baktığınızda sizi hatırlarsınız hatırla ki

remember the past and that's what we were doing yesterday I had a lovely

geçmişi hatırla ve dün yaptığımız da buydu

comment from someone who said mr. Duncan we can't understand why you thought you

Bay diyen birinden çok güzel bir yorum aldım. Duncan,

were so awkward as a teenager well I suppose looking back I realized

bir gençken neden bu kadar garip olduğunu düşündüğünü anlayamıyoruz, sanırım geriye dönüp baktığımda,

that I suppose I needn't have been so awkward or uncomfortable however when

sanırım bu kadar garip veya rahatsız olmama gerek olmadığını fark ettim, ancak

you are in that situation so when you are 14 or 15 years old

sen o durumdayken, yani 14 veya 15 yaşındayken. yaşında

16 years old sometimes you might not have to come

16 yaşında bazen

evidence that you have when you are an adult so I think that is my way of

yetişkinken sahip olduğuna dair kanıt getirmek zorunda kalmayabilirsin, bu yüzden sanırım

looking at it when I was young I was quite insecure

gençken benim bakış açım bu, oldukça güvensizdim, oldukça içe dönüktüm,

I was quite introverted I was quite shy you might not believe that now and I

oldukça utangaçtım sen olabilirsin şimdi buna inanmıyorum ve

really did suffer in school so during my school years I was really afraid of

okulda gerçekten acı çektim, bu yüzden okul yıllarımda her şeyden gerçekten korkuyordum, bir şeyin

everything I was afraid to speak up in class even if I knew the answer to

cevabını bilsem bile sınıfta konuşmaktan korkuyordum,

something I would often stay silent so that's how badly I suffered that's how

çoğu zaman sessiz kalırdım, bu yüzden o kadar çok acı çektim ki Okulun

bad things were for me during my early years at school and my teenage years as

ilk yıllarında ve gençlik yıllarımda her şey benim için ne kadar kötüydü kendimi

well I felt very uncomfortable I felt very awkward and I suppose the word

çok rahatsız hissettim kendimi çok garip hissettim ve sanırım

anxious would be a suitable word to exploit express the way I felt I meant

endişeli kelimesi merhaba demek istediğimi ifade etmek için uygun bir kelime olurdu

hello mr. Duncan I live in Iraq I want to improve my language how do I do that

. Duncan Irak'ta yaşıyorum dilimi geliştirmek istiyorum nasıl yapabilirim bunu

there are many ways first of all you have to get used to listening so listen

öncelikle dinlemeye alışmanız gereken birçok yol var bu yüzden

to English read is much English and eventually speak English the hardest

İngilizce dinlemek okumak çok fazla İngilizce ve sonunda İngilizce konuşmak

part for most people is actually speaking English some British people

çoğu insan için en zor kısım aslında İngilizce konuşan bazı İngilizler,

especially older people steady view their future without the European Union

özellikle yaşlılar, Avrupa Birliği olmadan geleceklerine

through rose-tinted glasses yes I suppose so some people have a very rosy

pembe gözlüklerle bakıyorlar evet, sanırım bazı insanlar,

view of the future if we all when when we leave Europe or if we leave Europe

eğer hepimiz Avrupa'dan ayrıldığımızda veya Avrupa'dan ayrıldığımızda,

who knows hello if Fran hello also to Louie Louie are the Sheep here well they

kim bilir, geleceğe dair çok pembe bir görüşe sahipler. merhaba Fran, Louie Louie'ye de merhaba Koyunlar burada,

are here at the back of the house but they are not here in the studio so no

evin arkasındalar ama burada stüdyoda değiller, bu arada

sheep today by the way thank you very much for your lovely messages from those

bugün koyun yok, bu arada söyleyenlerden gelen güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim.

who have said how much they enjoy my Wednesday

çarşamba mutfağı canlı yayınlarımdan ne kadar keyif alıyorlar

kitchen live streams and yes we will be in the kitchen once more on Wednesday

ve evet çarşamba günü yine mutfakta olacağız

but the big question is what will we be doing new hello mr. Dan Cohen I imagine

ama asıl soru ne yapacağımız yeni merhaba bey. Dan Cohen Dersleriniz

that you work very hard everyday for your lessons yes it has been a rather

için her gün çok çalıştığınızı hayal ediyorum evet,

busy month to say the least rather busy it's time now to go back in time to this

en hafif tabirle oldukça yoğun bir ay oldu, şimdi zamanda geriye gitme zamanı,

day this actual day the 21st of October it was Monday and it was six years ago

bu gerçek gün 21 Ekim Pazartesi idi ve o gün altı yıl önceydi

today let's have a look at it right now shall we as we go back in time yes it's

bugün şimdi bir bakalım şimdi zamanda geriye gidelim mi evet

here again that mean old Monday has come knocking at the door still it's not all

yine buradayız o kasvetli pazartesi kapımızı çaldı hala o kadar da

that bad welcome to day 21 of 31 days of danke Toba I hope your weekend was great

kötü değil 31 günlük danke'nin 21. gününe hoşgeldiniz Toba umarım hafta sonunuz harika geçmiştir

and you are all refreshed and raring to go for another week of life's ups and

ve hepiniz yenilenmişsinizdir ve hayatın iniş çıkışlarıyla dolu bir hafta daha gitmek için can atıyorsunuzdur

downs hopefully with more ups than downs

umarım inişlerden çok inişlerle dolu bir hafta daha devam edersiniz

do you ever get the wrong end of the stick this is a great phrase that means

bu birini yanlış anlamak anlamına gelen harika bir deyimdir

to misunderstand someone or something you take the meaning of a sentence or

ya da bir şey bir cümlenin ya da eylemin anlamını yanlış anlıyorsun

action the wrong way the meaning is one thing and your

anlam bir şeydir ve senin

interpretation of it is something else you read something wrongly your version

yorumun başka bir şeydir bir şeyi yanlış okursun

of the message is incorrect you have misunderstood it

mesajın versiyonu yanlış yanlış anladın onu

you have misinterpreted it the meaning of the sentence was lost in translation

yanlış yorumladın anlamı cümle çeviride kayboldu

you got the wrong end of the stick

sopanın ucunu yanlış aldın

communication is a paradox words and actions can be strong and civil they can

iletişim bir paradokstur kelimeler ve eylemler güçlü ve medeni olabilir

be ambiguous and clear one word can be read in many ways the key to

belirsiz ve net olabilirler tek kelime birçok yönden okunabilir

understanding what a person is saying depends on the context in which the

bir kişinin ne söylediğini anlamanın anahtarı ona bağlıdır

words are used a sentence conveys this context even then a misunderstanding can

kelimelerin kullanıldığı bağlam bir cümle bu bağlamı aktarır, o zaman bile bir yanlış anlama olabilir

occur a happy sentence can be used in a negative way but this use only really

mutlu bir cümle olumsuz bir şekilde kullanılabilir ama bu kullanım gerçekten sadece

works when spoken look at this sentence what is it saying is this a positive or

konuşulduğu zaman işe yarar bu cümleye bakın ne diyor bu olumlu mu yoksa olumlu mu

negative sentence now listen to it being spoken oh that's great the inflection of

olumsuz cümle şimdi söylendiğini dinle oh bu harika

the voice is not what the written sentence appears to convey it is easy to

sesin tonlaması yazılı cümlenin anlatmak istediği gibi değil

misunderstand someone misunderstandings come in all forms from a casual

birisini yanlış anlamak kolaydır yanlış anlamalar gelişigüzel bir

off-the-cuff comment to an overheard whisper or rumor even an innocent joke

yorumdan kulak misafiri olunan bir fısıltıya kadar her türden olabilir söylenti masum bir şaka bile

can lead to misunderstandings and misinterpretation I love jokes

yanlış anlaşılmalara ve yanlış yorumlara yol açabilir Şakaları severim

do you of course not all jokes are funny some people find certain things funny

tabii ki tüm şakalar komik değil mi bazı insanlar bazı şeyleri komik bulurken

while others do not we all have our own sense of humor I love watching comedy

bazılarının kendi mizah anlayışımız yok mu Komedi

movies and funny TV shows at the moment I like watching Family Guy and American

filmleri ve komik TV şovları izlemeyi seviyorum şu anda geçmişte Family Guy ve American Dad'ı izlemeyi seviyorum

Dad in the past I enjoyed watching South Park and the Simpsons these are all

South Park ve Simpsons'ı izlemekten keyif alıyorum bunların hepsi

animated shows they are cartoons the humor in all of these shows is very fast

animasyon şovlar çizgi film tüm bu şovlardaki mizah çok hızlı

and sometimes violent and rude but I still find them funny sometimes a

ve bazen şiddetli ve kaba ama yine de onları buluyorum komik bazen

shocking thing can be funny for example in Family Guy the characters

şok edici bir şey komik olabilir örneğin Family Guy'da karakterler

often end up fighting with each other do they punch in hit each other very

genellikle birbirleriyle kavga ederler mi birbirlerine çok

violently yet the scenes are funny the fact that this is a cartoon removes the

şiddetli bir şekilde yumruk atarlar ama sahneler komik bunun bir çizgi film olması aksiyondan gerçekçiliği uzaklaştırır

realism from the action in one particular episode one of the main

belirli bir bölümde ana

characters gets into a very long and amazingly violent fight with a giant

karakterlerden biri dev bir tavukla çok uzun ve inanılmaz derecede şiddetli bir kavgaya giriyor

chicken as a child I used to watch Tom and Jerry cartoons and they too were

çocukken Tom ve Jerry çizgi filmlerini izlerdim ve onlar da

quite violent yet never did I get the urge to chase anyone around with a giant

oldukça şiddetliydi ama hiçbir zaman etrafımda kimseyi kovalama dürtüsü duymadım. göz kapaklarının altında dev bir

hammer or stick dynamite under their eyelids as was often shown in those

çekiç veya sopa dinamit, bu

cartoons just like all humor Sam will get the joke while others will not it

çizgi filmlerde sıklıkla gösterildiği gibi, tıpkı tüm mizahlar gibi Sam şakayı anlayacak, diğerleri olmayacak gibi görünmeyecek,

would appear that humor just like any other taste is entirely subjective

diğer zevkler gibi mizah da tamamen özneldir gördünüz mü

did you see that did you see that that was me

gördünüz mü

six years ago yes that's what I looked like six years ago

altı yıl önce bendim evet altı yıl önce böyle görünüyordum bu

that last part by the way was filmed in mr. Steve's mother's back garden I

arada son kısım Mr. Steve'in annesinin arka bahçesi Çok

remember it well we were visiting Steve's mum but also I had to do some

iyi hatırlıyorum Steve'in annesini ziyaret ediyorduk ama aynı zamanda

filming for the next day for the next day's dunk towba day and I was in mr.

ertesi günkü smaç çekme günü için biraz çekim yapmam gerekiyordu ve Mr.

Steve's mother's back garden and to be honest with you mr. Steve's mum thinks

Steve'in annesinin arka bahçesi ve size karşı dürüst olmak gerekirse Mr. Steve'in annesi

it's a little bit weird doing this standing in front of a camera talking to

bunu bir kamera önünde durup

yourself so that's what was happening six years ago today what about today

kendi kendine konuşmanın biraz tuhaf olduğunu düşünüyor yani altı yıl önce bugün olan buydu

though what are we doing today hello Anna would you ever imagine in your

peki ya bugün ne yapıyoruz merhaba Anna gençliğinde senin olacağını hayal eder miydin? o kadar

youth that you will be teaching to so many people know very little that this

çok insana öğretmek çok az şey biliyor ki,

happened in my life is anything that I would have ever imagined so from the age

hayatımda olan bu, hayal edebileceğim herhangi bir şeydi, bu yüzden 24 yaşımdan beri

of 24 well my life has been really bizarre and unusual as far as I'm

hayatım, bana göre gerçekten tuhaf ve sıra dışı oldu

concerned because all the things that have happened all the things that have

çünkü başıma gelen her şey

occurred in my life have been a very big surprise I did learn to keep my

hayatımda olan her şey çok büyük bir sürpriz oldu Beklentilerimi düşük tutmayı öğrendim

expectations low and then everything in life will be a big surprise that's what

ve o zaman hayattaki her şey büyük bir sürpriz olacak zaten

I did anyway hello Louie Louie I should have said are the Sheep there more than

yaptığım da buydu merhaba Louie Louie Koyun orada mı demeliydim burada olduğundan daha fazla evet

here yes the sheep are outside but they are not here and we won't be seeing them

koyunlar dışarıda ama burada değiller ve onları

today unfortunately we won't be taking a look at the Sheep maybe tomorrow

bugün görmeyeceğiz ne yazık ki Koyun'a bakmayacağız belki yarın

ok so when a person looks at things through rose-tinted glasses we might say

tamam yani bir insan olaylara pembe gözlüklerle baktığında biz

that they are an idealist an idealist is a person who tries to look on the bright

idealist diyebilir idealist iyi tarafından bakmaya çalışan insandır

side the positive side they are an idealist

idealisttir

of course this is not necessarily a negative thing I think in fact sometimes

tabi ki bu olumsuz bir şey değil bence aslında bazen

being an idealist is actually a good thing you look on the bright side you

idealist olmak aslında iyi bir şey iyi yanından bak olumlu yanından bak

look at the positive side you might even be described as a pragmatist so a

bir pragmatist olarak bile tanımlanabilirsin, bu yüzden bir

pragmatist is about is a person who tends to be realistic or maybe they try

pragmatist, gerçekçi olma eğiliminde olan bir kişidir veya belki de

to weigh up the pros and the cons so the good things and the bad things so maybe

artıları ve eksileri tartmaya çalışırlar, böylece iyi şeyler ve kötü şeyler yani belki

if you do something there will be a positive outcome or perhaps a negative

bir şey yaparsanız olumlu bir sonuç olur veya belki de olumsuz bir sonuç olur, bu nedenle

one so a pragmatist is often very good at looking at the good things and the

bir pragmatist genellikle iyi şeylere ve

bad things in a level way pragmatic to be practical and pragmatic you are a

kötü şeylere düz bir şekilde bakmada çok iyidir, pratik ve pragmatik olmak için pragmatik, siz bir

pragmatist I suppose also we can talk about the practicality of things as well

pragmatistsiniz Sanırım bir şeylerin pratikliğinden de bahsedebiliriz, bu

so the practicality is how something will be achieved or done so when we talk

yüzden pratiklik bir şeyin nasıl başarılacağı veya yapılacağıdır, pratiklikten bahsettiğimizde

about the practicality it means how something will be carried out or done so

bir şeyin nasıl gerçekleştirileceği veya yapılacağı anlamına gelir, bu yüzden

in your mind you have to try and work out how you will do something the

zihninizde denemek zorundasınız ve bir şeyi nasıl yapacağınızı hesaplayın bir

practicality of something is it possible to do it maybe it is impossible you have

şeyin pratikliği onu yapmak mümkün mü belki imkansız

to work out the practicality of the thing you want to do and I have dropped

yapmak istediğiniz şeyin pratikliğini çözmeniz gerekiyor ve ben

all of my paper on the floor isn't that good excuse me well that was

tüm kağıtlarımı yere düşürdüm değil mi? iyi özür dilerim bu utanç

embarrassing also you might be down to earth a person

vericiydi aynı zamanda gerçekçi olabilirsin

who is down to earth might be realistic they are a person who is level-headed so

gerçekçi olabilir onlar sağduyulu bir insandır bu yüzden ayakları

they are down to earth they can be very pragmatic they might be a realist

yere basarlar çok pragmatik olabilirler gerçekçi olabilirler

they are realistic and also maybe this word the one I just used a realist a

onlar gerçekçi ve belki de bu kelime az önce kullandığım kelime gerçekçi

person who deals in facts or things that are real or things that can be seen or

gerçeklerle veya gerçek olan şeylerle veya

achieved without too much difficulty a realist they see things as they are

çok fazla zorlanmadan görülebilen veya elde edilebilen şeylerle uğraşan bir kişi gerçekçi bir şeyleri oldukları gibi görüyorlar

maybe so this might be the opposite of looking through rose-tinted glasses so

belki bu yüzden bu olabilir pembe gözlüklerle bakmanın tersi, yani

this is actually the opposite so a realist tends to look at things as they

bu aslında tam tersidir, yani bir realist olaylara olduğu gibi bakma eğilimindedir, bir

are how easy something will be or how difficult it will be you are a realist

şeyin ne kadar kolay veya ne kadar zor olacağı konusunda gerçekçisiniz, her

you can see things as they are or you try to see things as they are so you

şeyi olduğu gibi görebilirsiniz veya siz her şeyi olduğu gibi görmeye çalışın, böylece

never look at things through rose-tinted glasses so we are talking all about

olaylara asla pembe gözlüklerle bakmazsınız, bu yüzden tamamen

knowledge and I suppose the way in which knowledge can affect your life and we

bilgiden bahsediyoruz ve sanırım bilginin hayatınızı nasıl etkileyebileceği hakkında konuşuyoruz ve bugün

are looking at lots of different words today yes a pragmatist is very practical

pek çok farklı kelimeye bakıyoruz evet bir pragmatist çok pratik

they are a person who understands how something should be done you are

onlar bir şeyin nasıl yapılması gerektiğini anlayan bir kişi sen

pragmatic Raphael says congratulations for your initiative to teach English you

pragmatiksin Raphael İngilizce öğretme girişimin için tebrikler diyor bu arada rica ederim

are welcome by the way today is a very special day it is the

bugün çok özel bir gün

21st of October a very special date if you are a fan of the movies do do deep

21 Ekim çok özel bir tarih filmlerin hayranı do derin

that's the power of love October the 21st is also the date that Marty McFly

bu aşkın gücü 21 Ekim aynı zamanda Marty McFly'nin

went when he went into the future so October the 21st 2015 so not this year

geleceğe gittiği tarih yani 21 Ekim 2015 yani bu yıl değil

unfortunately it's a little bit late now so 2015 16 17 18 19 for years you see

ne yazık ki şimdi biraz geç yani 2015 16 17 18 19 yıldır görüyorsunuz

four years ago Marty McFly was walking around the

dört yıl önce Marty McFly sokaklarda dolaşıp

streets trying to work out what the heck was going on but still we have no

ne haltlar döndüğünü çözmeye çalışıyordu ama hala

hoverboards we still have no hoverboards talking of movies I think it is around

uçan kaykaylarımız yok hala uçan kaykaylarımız yok filmlerden bahsediyor sanırım ortalıkta

is it 69 69 days before the new Star Wars film comes out are you excited

öyle mi 69 69 Yeni Star Wars filminin çıkmasına günler kala beni heyecanlandırıyor musunuz

me neither hello - Raphael hello - ziba I have goals for my future well this is

ne merhaba - Raphael merhaba - ziba Geleceğim için hedeflerim var, bu

something I always encourage people to have don't make the same mistake as me

her zaman insanları sahip olmaya teşvik ettiğim bir şeydir, benim gibi aynı hatayı yapmayın

because I didn't have many goals when I was younger because I was too afraid I

çünkü ben yapmadım. gençken birçok hedefim vardı çünkü çok korkuyordum yapmak istediğim

was too nervous about pursuing the things I wanted to do so yes try to

şeylerin peşinden gitmek konusunda çok gergindim bu yüzden evet

build your goals try to have some enthusiasm for the things you want to do

hedeflerinizi oluşturmaya çalışın hayatınızda yapmak istediğiniz şeyler için biraz coşku duymaya çalışın

in your life there is an election taking place next Sunday and all of the

bir seçim var önümüzdeki Pazar günü yapılacak ve tüm

politicians are talking on television so Belarusian in Argentina is at the moment

politikacılar televizyonda konuşuyorlar, bu nedenle Arjantin'deki Belaruslular şu anda

preparing for a general election a big election taking place in Argentina next

bir genel seçime hazırlanıyorlar - Arjantin'de önümüzdeki

weekend on Sunday very unusual to have an election on Sunday now normally here

hafta sonu Pazar günü yapılacak büyük bir seçim Pazar günü seçim yapılması çok olağandışı, şimdi normalde burada burada

in the UK we always have our elections on Thursday so traditionally any

Birleşik Krallık'ta seçimlerimiz her zaman Perşembe günü yapılır, bu nedenle geleneksel olarak Birleşik Krallık'ta yapılan herhangi bir

election that takes place here in the UK is always held on Thursday a lot of

seçim her zaman Perşembe günü yapılır. kafa

people saying back to the future yes Marty McFly went into the future but of

course now it's the past a little bit confusing maybe so how do we talk about

karıştırıcı olabilir yani bu belirli konu hakkında nasıl konuşacağız

this particular subject what do we say about this

bu

knowledge well first of all the clue is in the word itself because in the word

bilgi hakkında ne diyeceğiz öncelikle ipucu kelimenin kendisinde çünkü

knowledge you will notice the word know so there is a clue so the things you

bilgi kelimesinde bilmek kelimesini fark edeceksiniz yani bir ipucu var yani

have learned the things you know that have been stored and the things you

sahip olduğunuz şeyler saklanan şeyleri öğrendiniz ve

understand about certain topics or subjects knowledge the things you know

belirli konular veya konular hakkında anladığınız şeyler bilgi bildiğiniz şeyler

so knowledge really can cover anything it can cover all sorts of things all

yani bilgi gerçekten her şeyi kapsayabilir her türlü şeyi kapsayabilir her

sorts of subjects all sorts of interests and everything really

türlü konuyu her türlü ilgi alanı ve her şeyi gerçekten

so knowledge can be about anything you know and in that respect we often say

çok bilgi bildiğiniz herhangi bir şey hakkında olabilir ve bu bağlamda genellikle

general knowledge so when we say general knowledge we mean the things that you

genel bilgi deriz, bu nedenle genel bilgi dediğimizde,

know generally or the things that are maybe random in your head the knowledge

genel olarak bildiğiniz şeyleri veya kafanızda rastgele olabilecek şeyleri kastediyoruz,

that you have appear your general knowledge so knowledge the things you

genel bilginiz olarak göründüğünüz bilgi yani bilgi

know the things you have learnt the things you have stored we can also say

bildiğin şeyler öğrendiğin şeyler sakladığın şeyler

ability so I suppose your knowledge also defines the things you are able to do so

yetenek de diyebiliriz bu yüzden bilgin aynı zamanda yapabileceğin şeyleri de tanımlar bu yüzden bilgin

knowledge your knowledge is your ability so your ability to remember things your

bilgin senin yeteneğindir yani hatırlama yeteneğin şeyleri

ability to know things your ability to recall information so quite often

bilme yeteneğindir şeyler bilgiyi hatırlama yeteneğiniz çok sıklıkla

ability is connected to knowledge it really is so your knowledge is often

yetenek bilgiyle bağlantılıdır, bu yüzden bilginiz genellikle yeteneğiniz olarak

classed as your ability the way you are able to do things and quite often to do

sınıflandırılır şeyleri yapabilme şekliniz ve çoğu zaman bir

things you need knowledge especially if it is a specialist field a certain area

şeyleri yapmak için bilgiye ihtiyaç duyarsınız, özellikle bu bir uzmanlık alanıysa belirli bir alanda

something that you have to do

yapmanız gereken bir şey

agility ah now that's interesting so we have the word ability and agility so

çeviklik ah şimdi bu ilginç, bu yüzden yetenek ve çeviklik kelimelerine sahibiz, bu nedenle

quite often ability is a general term for the things you can do however when

genellikle yetenek yapabileceğiniz şeyler için genel bir terimdir, ancak

we talk about agility it means how much energy you put into the things you do so

çeviklikten bahsettiğimizde bu, ne kadar enerji harcadığınız anlamına gelir yaptığın şeyler yani yeteneğin

your ability are you able to do it how well do you do it do you do it fast do

yapabiliyor musun ne kadar iyi yapıyorsun hızlı mı

you do it quickly do you do it with a lot of energy agility ability you are

yapıyorsun hızlı mı yapıyorsun çok enerjik çeviklik yeteneğin var

able you are agile of course when we talk about knowledge we also talk about

yapabiliyorsun çeviksin tabi ki biz bilgi hakkında konuşun, aynı zamanda beceri hakkında da konuşuruz,

skill so skill tends to be very specific specific very precise so when we talk

bu nedenle beceri çok spesifik olma eğilimindedir, çok kesindir, yani

about skill we are talking about the thing you are able to do you have a

beceri hakkında konuştuğumuzda, yapabildiğiniz şeyden bahsediyoruz,

particular ability you have a particular skill so maybe my skill is teaching

belirli bir yeteneğiniz var, belirli bir yeteneğiniz var, bu yüzden belki benim becerim

English I also have other skills as well such as filming camera angle use so I

İngilizce öğretmek gibi başka becerilerim de var, örneğin film çekmek kamera açısı kullanmak, böylece

can operate a camera I know how to point a camera how to film with a camera I

bir kamerayı kullanabilirim Bir kamerayı nasıl doğrultacağımı biliyorum, bir kamerayla nasıl film çekeceğimi

also know how to edit as well so editing I suppose that is one of my skills I

de nasıl kurgulayacağımı da biliyorum, bu yüzden kurgu sanırım bu becerilerim

also edit music sometimes when the music is too long for a sequence that I am

Bazen müzik kurgusu da yapıyorum, bazen müzik kurguladığım bir sekans için çok uzun olduğunda Sıraya uyması için

editing I also have to edit the music so it will fit into the sequence I also

müziği de düzenlemem gerekiyor Ayrıca

have script writing skill so I can write scripts as well so quite often a person

senaryo yazma becerim var, bu yüzden oldukça sık senaryo yazabiliyorum. bir kişinin birden

will have more than one skill so I have a few skills that I'm able to do I can

fazla becerisi olacak, bu yüzden yapabileceğim birkaç becerim var, boya ve

also paint decorate so in this house I have done

dekorasyon da yapabilirim, bu yüzden bu evde

all of the work painting and decorating the house to make it look lovely so I

tüm işi, güzel görünmesi için evi boyama ve dekore etme işini ben yaptım. Yıllar

have a few skills that I've learned over the years that is one of the good things

boyunca öğrendiğim birkaç beceri, yaşlanmanın iyi yanlarından biri,

about getting older of course you can learn not lots of new skills so a

elbette pek çok yeni beceri öğrenemezsiniz, bu nedenle

skilled person a person who is able to do something they don't just have the

yetenekli bir kişi, sahip olmadığı bir şeyi yapabilen bir kişi, sahip olmadığı bir şeyi yapabilir.

practical use they also have the theoretical use so it is something you

pratik kullanım aynı zamanda teorik kullanımları da vardır, bu yüzden kolayca yapabileceğiniz bir şeydir, belirli

can do easily you have knowledge of a particular thing so that can be

bir şey hakkında bilginiz vardır, böylece

theoretical or in your head or practical something you can actually do I don't

teorik olabilir veya kafanızda veya pratik olarak yapabileceğiniz bir şey olabilir,

know what's happening today I keep dropping my paper this is very annoying

bugün neler olduğunu bilmiyorum, sürekli düşüyorum kağıdım bu çok sinir bozucu

all of my paper keeps falling on the floor

tüm kağıtlarım yere düşüyor

you also have know-how oh I like this so when we talk about know-how we mean the

sürekli bilgi birikiminiz var oh bunu seviyorum yani teknik bilgiden bahsettiğimizde

thing you know the thing you know about so you know how to do it I think I've

bildiğiniz şeyi bildiğiniz şeyi kastediyoruz yani nasıl yapılacağını biliyorsunuz sanırım bunu

spelt that right a voice I've actually spelt no wrong can you believe that I

doğru heceledim bir ses aslında yanlış hecelemedim

don't know how I did that ignore that so your know-how is the thing that you know

bunu nasıl yaptığımı bilmediğime inanabiliyor musun bunu görmezden gel yani bilgin

K n o W you know something so ignore that part okay ignore that part

senin bildiğin şey o yüzden o kısmı boşver tamam o kısmı

that's what happens when you rush by the way when you are rushing so if you have

boşver bu arada acele ederken böyle oluyor yani bilgin varsa bu bir

know-how it means you know how to do something you literally know how to do

şeyi nasıl yapacağını bildiğin anlamına gelir kelimenin tam anlamıyla nasıl yapılacağını bildiğin anlamına gelir

it I suppose another word we can use is

sanırım kullanabileceğimiz başka bir kelime

perception your perception the way you see something and also the way you

algınız bir şeyi görme şekliniz ve aynı zamanda

absorb the thing that you are seeing or looking at or reading Thank You nasiha

gördüğünüz, baktığınız veya okuduğunuz şeyi özümseme şeklinizdir.

yes there was a spelling mistake that is my fault because I was doing it too

quickly this morning perception I hope I spelt this right yeah

umarım bunu doğru hecelemişimdir,

okay then thank you your perception is how you use something or how you absorb

o zaman teşekkür ederim, sizin algınız bir şeyi nasıl kullandığınız veya

the world around you so how you perceive things how things go into your brain

etrafınızdaki dünyayı nasıl özümsediğinizdir, bu yüzden olayları nasıl algıladığınız,

quite often through the things you see but of course it can also be the general

gördüğünüz şeyler aracılığıyla beyninize giden şeyler oldukça sıktır, ancak elbette bu da olabilir

view of things around you as well so when we say perception it can also be

yani algı dediğimizde,

the way you absorb information and the way you see things around you your own

bilgiyi özümseme ve etrafınızdaki şeyleri görme biçiminiz de olabilir. kendi

personal perception when it comes to learning quite often perception is quite

kişisel algınız, öğrenme söz konusu olduğunda, genellikle algı oldukça

important your ability will quite often relate to technique so when we talk

önemlidir, yeteneğiniz oldukça önemlidir. genellikle teknikle ilgilidir, bu yüzden

about technique we mean the way you do something so your own way of doing

teknik hakkında konuştuğumuzda, bir şeyi yapma şeklinizi kastediyoruz, yani bir şeyi kendi yapma şekliniz

something or of course the way you should do something so maybe if you have

veya elbette bir şeyi yapma şekliniz, bu yüzden belki

some instructions or maybe a certain thing has to be done in a particular way

bazı talimatlarınız varsa veya belki belirli bir şeyin yapılması gerekir. belirli bir şekilde,

it has to be done in a certain technique or with a certain technique so there we

belirli bir teknikle veya belirli bir teknikle yapılması gerekiyor, işte başlıyoruz

go technique I like that word actually

tekniği Bu kelimeyi seviyorum aslında

it's it looks rather nice on the screen so you can have your practical technique

ekranda oldukça hoş görünüyor, böylece pratik tekniğinizi bir

the way of doing something so if you do something with your hands if you create

şeyler yapmanın yoluna sahip olabilirsiniz, yani eğer ellerinle bir şeyler yap bir

something maybe you carry out a certain task you have a particular technique for

şey yaratırsan belki belirli bir görevi yerine getirirsin belirli bir tekniğin vardır

example my teaching technique some people say it is very unusual and

örneğin benim öğretme tekniğim bazı insanlar bunun çok sıra dışı ve

strange your awareness awareness so to be aware or to have awareness is to

garip olduğunu söyler farkındalığın farkındalığın bu yüzden farkında olmak ya da farkında olmak

actually realize what is going on around you again this is another good skill

aslında farkına varmaktır etrafınızda yine neler oluyor, bu başka bir iyi beceridir, konu farkında olunması gereken

when it comes to learning things to be aware and quite often people go through

şeyleri öğrenmeye geldiğinde ve çoğu zaman insanlar

their lives without awareness quite often people will walk past the

hayatlarını farkında olmadan geçirirler, çoğu zaman insanlar

beautiful landscape without even looking twice

güzel manzaranın yanından iki kez bakmadan geçerler, bu

so sometimes awareness can help you to learn not just the big things but also

yüzden bazen farkındalık size yardımcı olabilir sadece büyük şeyleri değil, aynı zamanda

the small things as well awareness it is all about opening your

küçük şeyleri de öğrenmek, aynı zamanda farkındalık, tamamen zihninizi açmak

mind and also opening your eyes and looking around you to have awareness and

ve aynı zamanda gözlerinizi açmak ve etrafınıza bakmaktır, farkındalık sahibi olmak ve

if you want to study well if you want to learn things quickly attentiveness you

iyi çalışmak istiyorsanız, her şeyi hızlı bir şekilde öğrenmek istiyorsanız, dikkatli olun.

must concentrate so when we talk about attentiveness

konsantre olmalıyız, bu yüzden dikkat hakkında konuştuğumuzda, etrafınızda olup bitenlere konsantre olduğunuz

it means you concentrate on what is happening around you you concentrate you

anlamına gelir, konsantre olursunuz,

have attentiveness I love that word well so many letters look at all those

dikkatiniz vardır, bu kelimeyi çok seviyorum, o kadar çok harfe bakın, tüm bu

letters not just a very long word so when you attend a class you are there

harflere bakın, sadece çok uzun bir kelime değil, bu yüzden bir sınıfa katıldığınızda orada

but of course you also need attentiveness you have to be attentive

ama tabii ki dikkat de gerekiyor, dikkatli olmalısınız,

which means you concentrate on the thing that is being said or the subject the

bu da söylenen şeye veya konuşulan konuya konsantre olmanız anlamına gelir

is being talked hello to Christina what about wisdom mr. Duncan wisdom

Christina'ya merhaba, peki ya bilgelik bayım? Duncan bilgeliği

well I suppose wisdom is something that you gather over time so that is just my

Sanırım bilgelik zamanla topladığın bir şey bu yüzden bu sadece benim

perception of course the the meaning of wisdom can also mean just things you

algım tabii ki bilgeliğin anlamı aynı zamanda sadece

remember or you know so you are a wise person you have a lot of knowledge about

hatırladığın ya da bildiğin şeyler anlamına da gelebilir yani sen bilge bir insansın farklı şeyler hakkında çok fazla bilgin var

different things but also we often think of wisdom as being something we gather

şeyler ama aynı zamanda bilgeliği genellikle hayattan geçerken topladığımız bir şey olarak düşünürüz,

as we go through life so the older you are quite often we will assume that you

bu nedenle yaşlandıkça,

are more wise you have more wisdom than you did when you were young

daha bilge olduğunuzu varsayarız, çevre sorunlarının farkında olduğunuz gençken olduğundan daha fazla bilgeliğe sahip olduğunuzu varsayarız.

awareness of the environmental problems Thank You pachu yes I suppose so

Pachu evet sanırım öyle

yes so to be aware of things can also be understanding or accepting a certain

evet yani bazı şeylerin farkında olmak aynı zamanda belirli bir durumu anlamak veya kabul etmek

situation or maybe understanding something that is happening around you

veya belki de etrafınızda olup biten bir şeyi anlamak olabilir

yes thank you very much to concentrate on something some people are very

evet evet bazı insanların çok kötü oldukları bir şeye konsantre olmak için çok teşekkür ederim

terrible they are very bad at concentrating I know that I was pretty

konsantre olma Okuldayken konsantre olmakta oldukça kötü olduğumu biliyorum,

bad at concentrating when I was at school when I was at school I was not

okuldayken

very good at concentrating I remember quite often in my maths class mr. West I

konsantre olmakta pek iyi değildim Matematik dersinde oldukça sık hatırlıyorum bayım. West,

still remember his name mr. West was my maths teacher and quite often he would

adını hala hatırlıyorum Bay. West benim matematik öğretmenimdi ve sık sık

shout at me because I was looking out the window so quite often I would stare

bana bağırırdı çünkü pencereden dışarı bakıyordum o kadar sık ​​sık

out the window of the classroom and I would watch the birds I would look at

sınıfın penceresinden dışarı bakardım ve kuşları izlerdim

the things around me I was always fascinated by what happened outside the

etrafımdaki şeylere bakardım her zaman büyülenmiştim sınıfın dışında olanlardan dolayı

classroom and quite often I was scolded by the teacher but it was maths

ve sık sık öğretmen tarafından azarlandım ama bu matematikti matematikten nefret ederdim dürüst

I hated maths I still hate maths to be honest

olmak gerekirse matematikten hala nefret ediyorum bu yüzden belki

so maybe my my lack of concentration was justified maybe it was hello Pat cheer

konsantrasyon eksikliğim haklıydı belki merhaba Pat tezahürat

again hello neo neo says global warming is a hoax Oh

tekrar merhaba neo neo global diyor ısınmak bir aldatmacadır Oh

neo that's what you think who knows mr. Duncan is a wise man I'm

neo siz öyle sanıyorsunuz kim bilir bayım. Duncan akıllı bir adam Akıllı

not sure if I'm wise I still make mistakes like yesterday I thought that

olup olmadığımdan emin değilim Hala dün gibi hatalar yapıyorum

eatin rifles was by The Clash but in fact it was by the jam isn't it strange

Tüfek yemeyi The Clash'in yaptığını sanıyordum ama aslında sıkışma yüzündendi, Paul Weller'ın başına gelenler garip değil mi?

what happened to Paul Weller from the jam he he went off into all sorts of

jam o her türlü

different styles of music I'm just thinking about this now because Paul

farklı müzik tarzına yöneldi, şimdi bunu düşünüyorum çünkü Paul

Weller during the late seventies and early eighties he was very much into the

Weller yetmişlerin sonlarında ve seksenlerin başlarında

hard sort of maybe that the guitars and and the anger but later he became very

hard türle çok ilgiliydi, belki gitarlar ve ve öfke ama sonra Stil Konseyi'ni

mellow with his musical style when he formed the Style Council it's just a

kurduğunda müzik tarzıyla çok yumuşadı,

little thought there neo says maths is fun and incredible okay then your

orada biraz düşündüm neo matematiğin eğlenceli ve inanılmaz olduğunu söylüyor tamam o zaman

teaching technique is original and very useful thank you very much

öğretim tekniğiniz orijinal ve çok faydalı çok teşekkür ederim

so let's have a look at some words now to do with having knowledge if a person

o yüzden şimdi bazı kelimelere bir göz atalım bilgi sahibi olmakla ilgili, eğer bir kişi

has a lot of knowledge if a person is able to recall lots of information from

çok fazla bilgiye sahipse, bir kişi beyninden birçok bilgiyi geri çağırabiliyorsa,

their brain we might describe them as clever a clever person he is very clever

onu zeki olarak tanımlayabiliriz zeki bir insan o çok zeki

what a clever guy professor Stephen Hawking was very clever he was a clever

ne kadar zeki bir adam profesör Stephen Hawking çok zekiydi o zeki bir

guy and also Richard Dawkins that's who I

adamdı ve aynı zamanda Richard Dawkins,

was thinking of so professor Richard Dawkins is a clever guy so if you are

düşündüğüm kişi oydu, bu yüzden profesör Richard Dawkins zeki bir adam, bu yüzden eğer zekiysen,

clever you heart you have a lot of knowledge

kalbin çok fazla bilgin var,

you are well educated another one ooh

iyi eğitimlisin, başka bir ooh

intellectual that almost doesn't fit on the paper it almost doesn't fit on the

entelektüel, neredeyse buna uymuyor kağıt neredeyse kağıda sığmıyor

paper intellectual a person who is knowledgeable about maybe one subject or

entellektüel bir konu hakkında bilgi sahibi olan kişi veya

a lot of subjects so they can talk about subjects for a very long time

birçok konu hakkında çok uzun süre konuşabilecek kadar bilgi sahibi olan

they are intellectual a person who has studied many subjects and knows a lot of

kişi entelektüel birçok konuyu incelemiş ve bir

things about those subjects intellectual a person who has done well in their

Bu konular hakkında pek çok şey entelektüel, çalışmalarında iyi iş çıkarmış bir kişi entelektüel

studies might be described as intellectual mm-hmm if you are clever we

olarak tanımlanabilir mm-hmm, eğer zekiysen,

could also say that you are sharp a sharp person so if you are sharp it

keskin birisin, keskin bir insan da diyebiliriz, bu yüzden zekiysen,

means you are quite good its thinking you are able to think quickly so sharp

oldukça iyisin demektir. hızlı düşünebildiğini düşünmesi o kadar keskin ki bu

so we sometimes describe a person who is intelligent or knowledgeable they are

yüzden bazen zeki veya bilgili bir insanı

sharp they have a very quick brain

keskin zekalı çok hızlı bir beyni var

another word bright a bright person so if you say that someone is bright it can

başka bir kelime parlak parlak bir insan olarak tanımlarız bu yüzden birisinin zeki olduğunu söylerseniz bu

mean cheerful happy or clever so my nephew at school all of the teachers are

neşeli mutlu anlamına gelebilir. zeki yani okuldaki yeğenim tüm öğretmenler

saying that my nephew is very bright for his age so maybe if a child is learning

yeğenimin yaşına göre çok zeki olduğunu söylüyorlar bu yüzden belki bir çocuk

quickly and they seem to have a lot of knowledge you might describe them as

hızlı öğreniyorsa ve çok fazla bilgiye sahip görünüyorsa onu parlak olarak tanımlayabilirsiniz

bright this is something that they never described me as at school I was never

bu onların asla yapmadıkları bir şeydir beni okulda olarak tanımladılar, asla

described as bright they would often say mr. Duncan needs to concentrate more

zeki olarak tanımlanmadım, sık sık bay derlerdi. Duncan'ın pencereden kuşlara bakmak yerine daha fazla konsantre olması gerekiyor

instead of looking out the window at the birds smart if you wear nice clothes

akıllı eğer güzel kıyafetler giyiyorsan

if you always look clean and tidy we can say that you look smart also if a person

her zaman temiz ve düzenli görünüyorsun akıllı göründüğünü söyleyebiliriz ayrıca bir insan zekiyse

is clever we can say that they are smart a very smart person smart a smart

onların akıllı olduğunu ve çok zeki olduğunu söyleyebiliriz akıllı kişi akıllı

individual he looks well-dressed and clever so he is double smart if your

kişi iyi giyimli ve zeki görünür bu yüzden iki kat akıllıdır eğer

brain is able to work at a very fast pace we can say that you are quick

beyniniz çok hızlı çalışabiliyorsa sizin hızlı olduğunuzu söyleyebiliriz

a person who is quick is very good at thinking fast so maybe they can come up

hızlı olan bir kişi hızlı düşünmekte çok iyidir bu yüzden belki onlar

with some information from their brain very quickly they are quick so we

beyinlerinden bazı bilgileri çok hızlı bir şekilde çıkarabilirler hızlıdırlar bu yüzden

describe the person as being very quick so if you have a quick brain or maybe

kişiyi çok hızlı olarak tanımlarız yani hızlı bir beyniniz varsa veya belki bir

you are able to talk about something maybe a subject that you have to talk

şey hakkında konuşabiliyorsanız belki düşünmeden konuşmanız gereken bir konu

about without thinking about it too much you are quick well I like this word

bu konuda çok fazla hızlısın peki bu kelimeyi beğendim

here's another one erudite M I like this one some people think that this is a

işte başka bir bilgin M Bunu beğendim bazı insanlar bunun bir

type of glue it isn't that is another word entirely erudite a person who is

tür yapıştırıcı olduğunu düşünüyor bu başka bir kelime değil tamamen bilgin bir insan

educated sophisticated they are a person who has a lot of intellect they are a

eğitimli sofistike onlar bir insan çok fazla zekası olan, onlar

person who is highly educated we describe them as erudite erudite it's a

yüksek eğitimli kişilerdir, biz onları bilgin olarak tanımlarız, bu

great word that and maybe perhaps a word that you've never seen before if you go

harika bir kelimedir ve belki de daha önce hiç görmediğiniz bir kelimedir, eğer

to school and you learn subjects we often say that you are educated because

okula giderseniz ve sık sık söylediğimiz konuları öğrenirseniz eğitimlisiniz çünkü

you have been to school so we often assume that you are educated of course

okula gittiniz bu yüzden genellikle eğitimli olduğunuzu varsayıyoruz elbette

quite often also we will use edge stated to mean a person who has a lot of

oldukça sık ayrıca belirli şeyler hakkında çok fazla bilgisi olan bir kişi anlamında kenar ifadesini kullanırız

knowledge about certain things maybe they did very well at school we can

belki okulda çok iyi yapmışlardır

describe them as educated that guy is very educated he is an educated guy so

tanımlayabiliriz o adam çok eğitimli o eğitimli bir adam bu yüzden

if you are educated it means you are clever intelligent well-read if you are

eğer eğitimliysen zekisin zekisin iyi okumuşsun demektir

well-read it means you have studied well you've

iyi okumuşsan iyi çalışmışsın demektir

read many books you have a lot of knowledge the things you have attained

bilgi, elde ettiğin şeyler,

the things you have gathered during your life maybe you have read lots of

hayatın boyunca topladığın şeyler, belki bir sürü

exercise books or maybe encyclopedias or perhaps you spent a whole week reciting

alıştırma kitabı ya da ansiklopedi okudun ya da belki bütün bir haftayı tüm sözlüğü okuyarak geçirdin ki,

the whole dictionary which is virtually impossible to be honest you are

dürüst olmak neredeyse imkansız,

well-read a person who understands the world around them from reading and

iyi okumuş bir insansın çevrelerindeki dünyayı okudukça ve

gathering knowledge as they go along

bilgi toplayarak anlayan

hello mr. Duncan and Noemi says don't worry mr. Duncan a lot of clever people

merhaba bay. Duncan ve Noemi merak etmeyin diyor bay. Duncan pek çok zeki insan

aren't good at school you've become the best teacher thank you very much

okulda iyi değil sen en iyi öğretmen oldun çok teşekkür ederim

I was terrible at school really I had all of the problems that you could

okulda çok kötüydüm gerçekten

imagine a teenager having so III was shy I was insecure

bir gencin hayal edebileceği tüm sorunları yaşadım çok utangaçtım güvensizdim

I was always anxious about things I was introvert shy so yes not easy it's not

ben her zaman bir şeyler hakkında endişeliydim içe kapanıktım utangaçtım bu yüzden evet kolay değil

easy being young I must be honest with you if you've ever said mr. Duncan you

genç olmak kolay değil Hiç bay dediysen sana karşı dürüst olmalıyım. Duncan

can go back to your teenage years again I would definitely say no honestly I

tekrar gençlik yıllarına geri dönebilirsin kesinlikle hayır dürüstçe söylerdim

definitely don't want to read don't want to go through that again

kesinlikle okumak istemiyorum bunu tekrar yaşamak istemiyorum bu

definitely not so that says teachers agreed that they are saying there is no

yüzden öğretmenler bunu tanrının yaratmadığını söylediklerini kabul ettiler

God created this universe well I suppose it depends

evren pekala sanırım kimi dinlediğinize bağlı

who you listen to I suppose salad it depends who you

Sanırım salata kimi dinlediğinize bağlı bayım

listen to mr. Duncan you mentioned Richard Dawkins and professor Stephen

. Duncan, Richard Dawkins ve Profesör Stephen

Hawking those two scientists are famous atheists now I respect you more for what

Hawking'den bahsettiniz, o iki bilim adamı ünlü ateistler, şimdi size yaptıklarınızdan dolayı daha çok saygı duyuyorum bayım

you are doing mr. Duncan thank you very much that's very kind of you

. Duncan çok teşekkür ederim, çok naziksiniz,

well I like reading all sorts of things even religious texts so I have read

her türlü şeyi okumayı seviyorum, dini metinler bile, bu yüzden

religious texts I've also read scientific texts and I listen a lot to

dini metinler okudum, bilimsel metinler de okudum ve

what people say whatever their opinion is so I always try to come to making my

fikirleri ne olursa olsun insanların söylediklerini çok dinlerim, bu yüzden her zaman

own conclusion but quite often I like to gather the information first I really do

kendi sonuca varmaya çalışıyorum ama çoğu zaman önce bilgiyi toplamayı seviyorum gerçekten

her name is going Oh see you later hanane I also will be going soon another

onun adı gidiyor Oh sonra görüşürüz hanane Ben de yakında gideceğim

word to describe a person who might be intellectual or clever

entelektüel veya zeki

a person who is bookish bookish if you are bookish erudite does it mean that

bir kişiyi tanımlamak için başka bir kelime kim kitap sever kitap sever sen kitap sever bilginsen

you are intelligent well I didn't say it did knowledgeable doesn't necessarily

bu senin zeki olduğun anlamına mı gelir iyi bilgili olduğunu söylemedim bilginle zeki

mean being intelligent sophisticated with your knowledge Christina thank you

olmak anlamına gelmez Christina çok teşekkür ederim

very much Hanan is going z bar is also going in a moment I think because I'm

Hanan gidiyor z bar da giriyor bir an düşünüyorum çünkü

going soon a bookish person is a person who reads a lot quite often we will

birazdan gidiyorum kitap tutkunu kişi çok okuyan kişidir,

describe a person with glasses as being bookish because you will assume that

gözlük takan kişiyi kitap tutkunu olarak tanımlayacağız çünkü gözlük

they read all the time because they wear glasses so a bookish person is a person

taktığı için sürekli kitap okuduğunu varsayacaksınız yani kitap tutkunu kişi

who appears intellectual

entelektüel

studious is another word that we can use a very studious person is a person who

çalışkan görünen bir kişidir çok çalışkan bir insan kullanabileceğimiz başka bir kelimedir

studies a lot or maybe they always have their head in a book maybe they are

çok çalışan bir kişidir ya da belki kafaları hep bir kitaptadır belki de

always reading so they are very studious they are always studying a person who

her zaman okuyorlar bu yüzden çok çalışkanlar her zaman çalışıyorlar

knows things is experienced and this is an interesting word actually because if

bir şeyleri bilen kişi deneyimlidir ve bu aslında ilginç bir kelime çünkü

you are experienced then that particular word can relate to anything that you

deneyimliyseniz, o zaman o belirli kelime hayatınızda bildiğiniz veya öğrendiğiniz herhangi bir şeyle ilgili olabilir, bu nedenle

know or have learned in your life so when we are experienced it means we have

deneyimlendiğimizde bu, deneyime sahip olduğumuz anlamına gelir,

experience so the experience is the thing you have the knowledge or the

bu nedenle deneyim deneyimdir. sahip olduğunuz bilgi veya

experience that you have actually come across in your life

deneyim, hayatınızda gerçekten karşılaştığınız bir şey,

quite often experience is a practical thing so we talk about practical things

pratik bir şeydir, bu yüzden pratik şeylerden

as being experience so the experiences of your life often shape your future so

deneyim olarak bahsediyoruz, bu nedenle, yaşamınızın deneyimleri genellikle geleceğinizi şekillendirir, bu yüzden her

I always say that there is no such thing as a bad experience I think all

zaman derim ki, vardır kötü deneyim diye bir şey yoktur bence tüm

experience is good experience as long as it's not harmful of course if it's

deneyimler iyi bir deneyimdir tabii ki zararlı olmadığı sürece tabii ki zararlıysa o zaman

harmful then it's not good experience but maybe if you do a job that you hate

iyi bir deneyim değildir ama belki nefret ettiğiniz bir işi yaparsanız

maybe the job is very basic maybe the salary isn't very good however

belki iş çok basit belki maaş 'çok iyi, ancak

you will still gain experience so as far as I'm concerned when you talk about

yine de deneyim kazanacaksınız, bu yüzden

your career or your job there is no such thing as bad experience and can I just

kariyeriniz veya işiniz hakkında konuşurken endişelendiğim kadarıyla kötü deneyim diye bir şey yoktur ve

tell you in my life I have done some awful horrible dirty stinky jobs but

size hayatımda çok korkunç şeyler yaptığımı söyleyebilir miyim? pis kokuşmuş işler ama

they have all they've all given me experience they've all given me a good

hepsine sahipler hepsi bana deneyim kazandırdı hepsi bana iyi bir

sense of experience there is no use intelligent when you are always busy in

deneyim duygusu verdi her zaman bencil ihtiyaçlarla meşgulken zeki olmanın hiçbir faydası yok

selfish needs Thank You netra I think that's a very

Teşekkürler netra Bence bu

good thing actually to say yes sometimes you can fill your brain with all sorts

aslında çok iyi bir şey evet deyin bazen beyninizi her türlü

of things but it is useless and pointless if you do nothing with it

şeyle doldurabilirsiniz ama onunla hiçbir şey yapmazsanız faydasız ve anlamsız

Belarusian says I used to be a bookish person but sadly I am not anymore

yes a lot of people and this is something I was reading the other day

geçen gün kitap okuyormuş gibi yapan insanlarla ilgili

there was a very interesting article about people who pretend to read books

çok ilginç bir makale vardı,

so apparently this is something that is very common apparently people read a buy

görünüşe göre bu çok yaygın bir şey, görünüşe göre insanlar

books so they will buy the book maybe the latest book maybe the that the book

kitap okuyor, bu yüzden kitabı alacaklar belki son kitap belki şu kitap

that is in fashion maybe Oprah Winfrey has has said oh you must read this book

modada belki Oprah Winfrey, oh bu kitabı okumalısın,

so a lot of people will rush out and buy the book but they won't actually read it

böylece birçok insan acele edip kitabı satın alacak ama aslında okumayacaklar

or they might go on the internet and just read a synopsis of the actual story

ya da internete girip gerçek hikayenin bir özetini okuyabilirler demiştir.

or what the book is about so you will be surprised how many people who say they

ya da kitabın ne hakkında olduğunu, yani okuduğumu söyleyen kaç kişinin

read actually don't so they will buy the book another thing that a lot of people

aslında okumayıp kitabı satın alacağına şaşıracaksınız,

do especially in London in the morning when they are going to work they will

özellikle Londra'da birçok insanın sabahları işe giderken yaptıkları başka bir şey alacaklar

sit on the train and they will pretend to read a book so they don't have to

trende oturun ve kitap okuyormuş gibi yapacaklar, böylece

talk to any other people so in fact having a book in front of you is a way

başka insanlarla konuşmak zorunda kalmayacaklar, bu yüzden aslında önünüzde bir kitap olması,

of in void avoiding social contact so you try to avoid social contact with

sosyal temastan kaçınmanın boş bir yoludur, bu yüzden sosyal temastan kaçınmaya çalışırsınız.

other people especially on a bus or a train by pretending to read so

diğer insanlarla özellikle bir otobüste veya trende okuyormuş gibi yaparak yani

apparently this is something that happens a lot

görünüşe göre bu çok olan bir şey

many people buy books but they rarely read them oh so I'm going in a moment

birçok insan kitap alıyor ama nadiren okuyorlar oh bu yüzden birazdan gidiyorum

because we are approaching oh we are late my goodness so it's coming up

çünkü yaklaşıyoruz oh geç kaldık benim aman tanrım yani saat

9 minutes past 3 o'clock to be aware of the things around you if you are aware

3'ü 9 geçe geliyor etrafınızdaki şeylerin farkına varmak için farkındaysanız bu,

it means you know of them or you know that that thing is happening you are

onları bildiğiniz anlamına gelir veya o şeyin olduğunu biliyorsanız farkındasınızdır

aware and then of course there is self aware if you are self aware then you

ve sonra tabii ki kendi farkındalığınız vardır. kendinin farkındasın o zaman

know your limitations you know exactly what you are doing you understand your

sınırlarını biliyorsun ne yaptığını tam olarak biliyorsun

actions you are self aware you have awareness so awareness is the state of

eylemlerini anlıyorsun kendini farkındasın farkındalığın var yani farkındalık

being aware maybe about the world around you or about yourself are you

çevrendeki dünyanın belki de kendin hakkında farkında olma halidir sen

a thinker are you a person who thinks about things I think I am sometimes I

bir düşünür müsün yoksa kendin mi olduğumu düşündüğüm şeyler hakkında düşünen bir insan bazen düşündüğüm

think too much about things I think so so a thinker is a person who likes to

şeyler hakkında çok fazla düşünüyorum bu yüzden düşünür

consider all sorts of subjects you might describe them as a philosopher a person

her türlü konuyu düşünmeyi seven bir kişidir, onu bir filozof olarak tanımlayabilirsiniz,

who thinks about all the things around them never be afraid to think never be

etrafındaki her şeyi düşünen bir kişi düşünmekten asla korkmazlar düşünmekten asla

afraid to think a person who is worldly is a person who has traveled has

korkmazlar dünyevi insan seyahat etmiş insandır

experienced many different things they have seen many different cultures maybe

birçok farklı şey görmüş birçok farklı kültür görmüş belki

they have been around the world they are worldly a person who understands the way

dünyayı dolaşmışlardır

people behave or the way different people behave in different parts of the

davranış veya dünyanın farklı yerlerinde farklı insanların davranış biçimleri

world hello to Nessie again hello to nasiha welcome back Belarusian says yes

Nessie'ye tekrar merhaba nasiha'ya tekrar merhaba tekrar hoşgeldiniz Belarusça evet diyor

I read the synopsis of some books on the Internet yes this is true

İnternette bazı kitapların özetini okudum evet bu doğru

but the worst part is that a lot of people pretend that they've actually

ama en kötü yanı birçok insanın rol yapması

read the book so they buy the and then they tell their friends oh yes

kitabı gerçekten okuduklarını, bu yüzden satın aldıklarını ve sonra arkadaşlarına oh evet

I read that book it was very interesting it was about a young girl and her

o kitabı okudum çok ilginçti genç bir kız ve onun

struggle to survive during the Second World War and how her family were

İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatta kalma mücadelesi ve ailesinin nasıl

affected yes it was a very good book but in fact they didn't read it at all all

etkilendiği hakkındaydı. evet çok güzel bir kitaptı ama aslında hiç okumadılar, tek

they did is go on the internet and look at the synopsis synopsis so when we talk

yaptıkları internete girip özete bakmak oldu yani

about synopsis it is a condensed version of the events that happened so it does

özet hakkında konuştuğumuzda yaşanan olayların yoğunlaştırılmış bir versiyonu yani Aslında selam vermedikleri halde kitap okuyormuş gibi

happen quite a lot people who pretend that they read books when in fact they

davranan pek çok insan olur

don't hello - zebra gain hello of gun hello of gun mr. Duncan I appreciate you

- zebra silahtan merhaba silahtan selam alır bay. Duncan seni takdir ediyorum

and I mean it from the bottom of my heart thank you very much that's really

ve bunu tüm kalbimle söylüyorum, çok teşekkür ederim, gerçekten çok

kind of you there are some negative words that can describe a person who is

naziksin, zeki bir insanı tanımlayabilecek bazı olumsuz kelimeler var,

clever can you guess what they are there are some negative words that we use for

bunların ne olduğunu tahmin edebilir misin, kullandığımız bazı olumsuz kelimeler var.

example geek when we talk about a person being a geek we are saying that they are

örneğin inek bir kişinin inek olmasından bahsettiğimizde onların

intelligent knowledgeable they are always studying they might even be a

zeki bilgili olduklarını söylüyoruz her zaman çalışıyorlar hatta

little bit boring or dull all they talk about is the subject they are interested

biraz sıkıcı veya donuk bile olabilirler sadece ilgilendikleri konu hakkında konuşuyorlar

in or perhaps they know a lot about one particular subject or maybe they study

veya belki de bir şey biliyorlar. belirli bir konu hakkında çok fazla şey var ya da belki

all the time so this is not a nice word to call someone

her zaman çalışıyorlar, bu yüzden bu,

even though quite often nowadays you will hear it used and the other one is

günümüzde oldukça sık kullanıldığını duyacağınız halde birisini çağırmak için hoş bir kelime değil ve diğeri

nerd if a person is a nerd it means once more they are a person who always reads

nerd, eğer bir kişi inekse, bu bir kez daha onlar anlamına geliyor. her zaman okuyan bir kişi her zaman çalışır,

always studies they might not be very interesting to know they might be dull

bilmek çok ilginç olmayabilir, sıkıcı olabilirler, fiziksel olarak

they might also be weak and feeble physically

da zayıf ve zayıf olabilirler,

although that's not always true that's not always true so we have nerd and geek

ancak bu her zaman doğru değildir, bu her zaman doğru değildir, bu yüzden ineklerimiz ve ineklerimiz var

I don't think those are nice words to be honest

bunların hoş olduğunu düşünmüyorum dürüst olmak gerekirse,

thank you to Netra in this fast-paced world it is difficult to read the

bu hızlı tempolu dünyada Netra'ya teşekkür ederim,

complete book anymore I think so I'm always impressed by people who have

artık tüm kitabı okumak zor bence bu yüzden

time to sit down and read or they sit down to do something that takes a long

oturup okumaya vakti olan veya oturup bir şeyler yapmak için oturan insanlardan her zaman etkilenmişimdir.

time to actually accomplish so I'm very interested in people who spend many many

gerçekten başarmak için uzun bir zaman bu yüzden uzun

years trying to do one thing I suppose in that respect I'm talking about people

yıllar bir şeyi yapmaya çabalayarak uzun yıllar harcayan insanlarla çok ilgileniyorum, sanırım bu açıdan

who play instruments maybe a musician a person who can play the violin or the

enstrüman çalan insanlardan bahsediyorum belki bir müzisyen keman çalabilen bir kişi

piano so yes I I'm I'm often impressed by people who are able to do those

piyano bu yüzden evet, ben genellikle bu şeyleri yapabilen insanlardan etkilenirim,

things they they normally put a lot of time and a lot of effort into learning

normalde bu şeyleri öğrenmek için çok zaman ve çok çaba harcarlar,

those things thank you very much ziba says I am in London and I'm looking

çok teşekkür ederim, ziba Londra'da olduğumu söylüyor ve ben

for many colleges to study dentistry oh I see so you want to be a dentist you

Diş hekimliği okumak için birçok kolej arıyorum oh görüyorum ki diş hekimi olmak istiyorsun

want to pull people's teeth out thank you Anna

insanların dişlerini çekmek istiyorsun teşekkür ederim Anna Ana dilimin

I read a lot in English as well as my native language so I am a bookish person

yanı sıra İngilizcede de çok şey okuyorum bu yüzden kitap tutkunu bir insanım

well I think reading in English is a great way of improving your English your

iyi düşünüyorum İngilizce okumak, İngilizcenizi

understanding of English from a grammar point of view and also from just

gramer bakış açısıyla ve ayrıca sadece

understanding the way that words are used in everyday life I think so thank

kelimelerin günlük yaşamda nasıl kullanıldığını anlayarak İngilizce anlayışınızı geliştirmenin harika bir yoludur bence bu yüzden, eşlik ettiğiniz için

you very much for your company I am going now because it's now 3:15 I can't

çok teşekkür ederim, şimdi gidiyorum saat 3:15

believe it I've been here for so long one hour and 15 minutes I am going but

inanamıyorum çok uzun zamandır buradayım 1 saat 15 dakikadır gidiyorum ama

don't worry I'm back tomorrow tomorrow 2 p.m. UK time I will be back here again

merak etmeyin yarın 14: 00'da dönüyorum. İngiltere zamanı Tekrar burada olacağım

yes it will be day 22 tomorrow of 31 days of learning English

evet yarın 22. gün olacak 31 günlük İngilizce öğrenmenin

incredible thanks for your company I will see you tomorrow I hope you've

inanılmaz şirketiniz için teşekkürler yarın görüşürüz umarım

enjoyed this it has been different I hope it's been interesting and useful

bundan keyif almışsınızdır farklı olmuştur umarım ilginç ve faydalı olmuştur

and of course until tomorrow 2 p.m. UK time

ve tabii ki yarın 2'ye kadar. İngiltere saati,

this is mr. Duncan saying thanks for watching thank you very much for your

bu bay. Duncan, izlediğiniz için teşekkürler, bugünkü güzel arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim

lovely company today and of course you know what's coming next

ve tabii ki bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz

ta ta for now 8-)

8-)