Learn the Top 25 Must-Know English Verbs!

Hi everybody. My name is Alisha and today we are going to be talking about the top 25

Selam millet. Benim adım Alisha ve bugün sıklıklarına göre en iyi 25

English verbs by frequency. So let's get into it!

İngilizce fiil hakkında konuşacağız. Öyleyse hadi başlayalım!

''Be'' is the first English verb. Be refers to existence.

''Be'' ilk İngilizce fiildir. Be varlığı ifade eder.

I want to be an astronaut. I think you would be a great person for this

astronot olmak istiyorum Bu iş için harika bir insan olacağını düşünüyorum

job. Be yourself, let's be friends.

. Kendin ol, arkadaş olalım.

I could have been a writer if I wanted to be.

İstesem yazar olabilirdim. Bir

The next verb is ''have''. I have a dog.

sonraki fiil ''sahip''tir. Bir köpeğim var.

I have an idea. What do you have?

Bir fikrim var. Neye sahipsin? Sende

How many do you have? How much money do you have?

kaç adet var? Ne kadar paran var?

Do you have any friends? How have you been?

Hiç arkadaşın var mı? Görüşmeyeli nasılsın?

Have you seen my mom? I can't find her. Have yourself a Merry Little Christmas.

annemi gördün mü onu bulamıyorum Mutlu Noeller. Bir

The next verb is ''do''. Do you want some pizza?

sonraki fiil ''do'' dur. Biraz pizza ister misin?

Do you have a dog? Dooby Dooby Doo if you are Frank Sinatra.

Bir köpeğin var mı? Dooby Dooby Doo, eğer Frank Sinatra iseniz.

I do the things but you do better.

Ben işleri yaparım ama sen daha iyisini yaparsın.

''Say'' Say, say, say, say what you want, say my name,

''Söyle'' Söyle, söyle, söyle, istediğini söyle, adımı söyle,

say you love me. Do you know what I am saying, know what I

beni sevdiğini söyle. Ne dediğimi biliyor musun, ne dediğimi biliyorsun

am saying.

. Bir

The next verb is ''get''. Get a life.

sonraki fiil ''almak''tır. Bir hayat bul.

Get a job. Get a haircut.

Bir işe girmek. Saçını kestir.

Get a better suit, Stevens. What you got?

Daha iyi bir takım elbise al, Stevens. Neye sahipsin?

I could have gotten pony but I went with a lizard instead.

Midilli alabilirdim ama onun yerine bir kertenkele aldım.

I am getting tired, that's not true.

Yoruluyorum, bu doğru değil. Bir

The next verb is ''make''. Make a cake.

sonraki fiil ''make''dir. Kek yapmak.

Make your mother proud. Someone outside is making a strange face at

Anneni gururlandır. Dışarıdaki biri

me through the window at the moment. That is a true story.

şu anda pencereden bana garip bir surat yapıyor. Bu gerçek bir hikaye.

Make a living through legitimate means.

Meşru yollarla geçimini sağlayın. Bir

The next verb is ''go''. Go big or go home.

sonraki fiil ''git''tir. Ya büyük oyna ya da hiç oynama.

I am going to the beach, you should go to the beach.

Ben sahile gidiyorum, sen sahile gitmelisin.

You should go to the forest. Go to a baseball game with me.

Ormana gitmelisin. Benimle beyzbol maçına git.

Past tense of go is ''went'', I went.... spelunking on my holiday.

Go'nun geçmiş zamanı ''gitti'', gittim... tatilimde spelunking. Bir

The next word is ''know''. This is an interesting word because know is

sonraki kelime "bilmek" tir. Bu ilginç bir kelime çünkü bilmek

actually not commonly used in the progressive tense. Know is commonly used in present tense

aslında ilerici zamanda yaygın olarak kullanılmaz . Bilmek,

to refer to your mental state or your emotional state. So we don't really say I am knowing

zihinsel durumunuza veya duygusal durumunuza atıfta bulunmak için yaygın olarak şimdiki zamanda kullanılır . Yani ben gerçekten biliyorum demiyoruz

really but we can say I know. I know the answer.

ama biliyorum diyebiliyoruz. Cevabı biliyorum.

What do you know about this issue? He couldn't have possibly known the location

Bu konu hakkında ne biliyorsun? Hazinenin yerini bilmesi mümkün değildi

of the treasure. How many people do you know?

. Kaç kişi tanıyorsun?

I knew it.

Biliyordum. Bir

The next verb is ''take''. Take a cake.

sonraki fiil ''al'' dır. Bir pasta al. Ara

Take a break. Take yourself to bed.

ver. Kendini yatağa at.

You should take a vacation. Have you ever taken a bath.

Bir tatil yapmalısın. Hiç banyo yaptın mı?

And next word is ''see''. We'll see. I'll see you later.

Ve sonraki kelime "görmek". Göreceğiz. Sonra görüşürüz. Bir

The next verb is ''come''. Come is the next verb.

sonraki fiil ''gel''dir. Come bir sonraki fiildir.

Please come to my house. Come to a party.

Lütfen evime gel. Bir partiye gel.

I'm gonna come over to your place later.

Daha sonra senin yerine geleceğim. Bir

The next word is ''think''. Think. I think you're great.

sonraki kelime "düşün" dür. Düşünmek. bence harikasın

He thinks pizza is the best food. I am thinking about lunch. I am thinking about

Pizzanın en iyi yemek olduğunu düşünüyor. Öğle yemeğini düşünüyorum. Kahve hakkında düşünüyorum

coffee. What are you thinking about? I've been Thinking

. Ne hakkında düşünüyorsun?

'Bout Somethin'. That's a Hanson song.

'Bir Şey Hakkında' Düşünüyorum. Bu bir Hanson şarkısı.

Have you ever thought about the meaning of life.

Hayatın anlamını hiç düşündünüz mü?

''Look'', look is the next verb. Please look at the camera.

'' Bak '', bir sonraki fiil bakmaktır. Lütfen kameraya bakın.

Look over there. Look over here.

Oraya bak. Buraya bak.

Look! A dog! Look at your mom!

Bakmak! Bir köpek! Annene bak!

Oh my gosh, would you look at that! Look at the time.

Aman Tanrım, şuna bakar mısın? Saate bak.

Look! It's a bird, it's a plane, it's actually a bird, look at that.

Bakmak! Bu bir kuş, bu bir uçak, aslında bir kuş, şuna bak.

Is it me you're looking for? Hello.

Aradığın kişi ben miyim? Merhaba.

Next word is ''want''. Want, what do you want? I want food.

Sonraki kelime ''istiyorum''. İster misin, ne istiyorsun? Yiyecek istiyorum.

How many coffees have you ever wanted. I wanted to go to the dry-cleaner this morning

Şimdiye kadar kaç tane kahve istedin? Bu sabah kuru temizlemeciye gitmek istedim

but I ran out of time, that's true.

ama zamanım kalmadı, bu doğru. Bir

The next verb is ''give''. Give me a break.

sonraki fiil ''vermek''tir. Bana biraz ara ver. Sana

I am going to give you a raise, Stevens. I am giving you the axe. Fired!

zam yapacağım, Stevens. Sana baltayı veriyorum. İşten çıkarmak!

Gimme a break, Gimme a break, Break me off a piece o' that Kit Kat bar.

Bana bir mola ver, bana bir mola ver, Beni o Kit Kat barından bir parça kopar. Sana

I have given you everything I have, go on to Mordor, Frodo.

sahip olduğum her şeyi verdim, Mordor'a git Frodo.

I could have given you the world and instead I gave you a carpet.

Sana dünyaları verebilirdim ve bunun yerine sana bir halı verdim.

''Use'' is the next word, use. Don't use a pen.

''Kullan'' bir sonraki kelimedir, kullan. Kalem kullanmayın.

I like using chocolate when I make food. Are you using me for my brain?

Yemek yaparken çikolata kullanmayı seviyorum. Beni beynim için mi kullanıyorsun?

Next is ''find''. We could have found buried treasure last weekend.

Sonraki ''bul''. Geçen hafta sonu gömülü bir hazine bulabilirdik.

I am finding Nemo. Find things on the internet with Google.

Nemo'yu buluyorum. Google ile internette bir şeyler bulun.

Find English words and phrases at EnglishClass101.com. Yeah!

EnglishClass101.com'da İngilizce kelimeleri ve ifadeleri bulun. Evet!

''Tell'' is the next verb. Tell me a story.

''Söyle'' sonraki fiildir. Bana bir hikaye anlat.

Tell me lies, tell me sweet little lie. Tell me the truth, the whole truth and nothing

Bana yalanlar söyle, bana tatlı küçük yalanlar söyle. Bana gerçeği, tüm gerçeği ve

but the truth. I am told that you are an extremely good opera

yalnızca gerçeği söyle. Bana çok iyi bir opera şarkıcısı olduğun söylendi

singer. I am telling you to leave.

. Sana gitmeni söylüyorum.

Tell lies every day. Don't tell lies.

Her gün yalan söyle. Yalan söyleme.

The next word is ''ask'', ask. Please pronounce this correctly. It is not

Bir sonraki kelime "sor", sor. Lütfen bunu doğru telaffuz edin.

axe. Many native speakers make this pronunciation mistake and it really bothers me, ask.

Balta değil. Birçok ana dili İngilizce olan kişi bu telaffuz hatasını yapıyor ve bu beni gerçekten rahatsız ediyor, sor.

Ask me about my collection of rare donut recipes. Ask your mom about her life.

Nadir çörek tarifleri koleksiyonumu sor bana. Annene hayatını sor.

Why don't you ask your boss to the party? How about you ask your co-worker for some

Neden patronunu partiye davet etmiyorsun? İş arkadaşınızdan

advice about this issue. I should have asked for help but I didn't.

bu konu hakkında tavsiye istemeye ne dersiniz? Yardım istemeliydim ama istemedim. Bir

The next verb is ''work''. Work is work.

sonraki fiil ''iş''tir. İş iştir.

I'm working now.

Ben şimdi çalışıyorum.

''Seem'', to seem. The weather seems nice today.

''görünmek'', görünmek. Bugün hava güzel görünüyor.

He seemed a little angry this morning.

Bu sabah biraz sinirli görünüyordu. Bir

''Feel'' is the next word. Feel, I feel happy. Feelings.

sonraki kelime ''hissetmek''tir. Hisset, mutlu hissediyorum. Duygular.

How does it feel?

Nasıl hissettiriyor?

Feel, feel... Clap along if you feel like that's what you wanna do.

Hisset, hisset... Yapmak istediğin şeyin bu olduğunu hissediyorsan alkışla.

''Try'', oh my gosh! Try is the next word. Hah

''Dene'', aman tanrım! Deneyin sonraki kelimedir. Hah

I am trying my best. I try everyday to work very hard.

elimden geleni yapıyorum. Her gün çok sıkı çalışmaya çalışıyorum.

Have you ever tried Ramen? I tried Ramen yesterday and it was really good.

Ramen'i hiç denediniz mi? Dün Ramen'i denedim ve gerçekten çok iyiydi.

Do you try to exercise every day?

Her gün egzersiz yapmaya çalışıyor musun?

I am trying to sleep, go away.

Uyumaya çalışıyorum, git buradan.

The next verb is ''leave'', leave. Leave me alone.

Bir sonraki fiil ''ayrılmak'', ayrılmaktır. Beni yalnız bırakın.

Leave your doors unlocked. Don't leave your doors unlocked.

Kapılarınızı açık bırakın. Kapılarınızı açık bırakmayın. Önce resmini çekmeden

I have never left a hot air balloon without first taking the picture.

bir sıcak hava balonundan hiç ayrılmadım . Bir

The next verb is ''call''. Call is the next verb.

sonraki fiil ''çağırmak''tır. Çağrı sonraki fiildir.

Give me a call. Please call me later.

Beni ara. Lütfen beni daha sonra ara.

Call me maybe.

Call Me Maybe.

Call your mom on her birthday every year, she'll be happy.

Her yıl doğum gününde anneni ara, mutlu olacaktır.

Call, call... If you're a seagull.

Ara, ara... Martıysan.

Have you ever called the wrong number?

Hiç yanlış numarayı aradınız mı?

Have you ever called a dog by another dog's name?

Hiç bir köpeğe başka bir köpeğin adıyla seslendin mi?

And that's the end of the most fun episode

Ve sanırım şimdiye kadar yaptığım en eğlenceli bölümün sonu

I've ever done I think.

.

So those are 25 English verbs, some very, very common English verbs. Give them a try.

Bunlar 25 İngilizce fiil, bazıları çok çok yaygın İngilizce fiiller. Onlara bir şans ver.

We've talked about a lot of different grammar forms and a lot of different ways, you can

Birçok farklı gramer formundan ve birçok farklı yoldan bahsettik,

use these verbs. So please practice them and if you like this video, please be sure to

bu fiilleri kullanabilirsiniz. Bu yüzden lütfen bunları uygulayın ve bu videoyu beğendiyseniz, lütfen yorum yaptığınızdan emin olun

comment. Please be sure to subscribe too. We will have a button around here somewhere.

. Lütfen siz de abone olmayı unutmayın. Buralarda bir yerde bir düğmemiz olacak.

Many, many buttons. So please subscribe to us and check out more content as it becomes available.

Birçok, birçok düğme. Bu yüzden lütfen bize abone olun ve kullanıma sunuldukça daha fazla içeriğe göz atın.

Thanks very much and we will see you again soon. Bye!

Çok teşekkürler ve yakında tekrar görüşürüz. Hoşçakal!

S... surfed

S... sörf yaptı

Look at that! Do you wanna build a snowman?

Şuna bak! Kardan adam yapmak ister misin?

Leave your babies outside of a movie theater!

Bebeklerinizi sinema salonunun dışında bırakın!

Leave your attitude at the door. There are a lot of verbs in English. Okay these are just a few.

Tavrını kapıda bırak. İngilizce'de çok fazla fiil var . Tamam bunlar sadece birkaçı.