Simple Future Tense - WILL / GOING TO / BE+ING - Learn English Grammar

Wanna speak real English from your first lesson?

İlk dersinizden itibaren gerçek İngilizce konuşmak ister misiniz?

Sign up for your free lifetime account at EnglishClass101.com.

EnglishClass101.com'da ömür boyu ücretsiz hesabınız için kaydolun.

Hi, everybody! Ny name is Alisha, today I'm

Selam millet! Yeni adım Alisha, bugün

going to be talking about the simple future tense. today I'm going to talk

basit gelecek zamandan bahsedeceğim. bugün

about "will" and "won't" and "going to" and "not going to". So these are a few grammar

"olacak" ve "olmayacak" ve "gidecek" ve "yapmayacak" hakkında konuşacağım. Bunlar,

points that learners make mistakes with, when should you use will or won't? When

öğrencilerin hata yaptıkları birkaç gramer noktasıdır, ne zaman will veya won't kullanmalısınız?

should you use going to or not going to? So I'm going to talk about a few of

Going To or Not Going'i ne zaman kullanmalısınız? Bu noktalardan birkaçı hakkında konuşacağım

these points, a few basic points, that I hope can help you decide when to use

, birkaç temel nokta, ne zaman

"will" and when to use "going to". So, let's begin! Okay, the first point I want to

"will" kullanacağınıza ve ne zaman "going to" kullanacağınıza karar vermenize yardımcı olacağını umuyorum. Öyleyse başlayalım! Tamam, bahsetmek istediğim ilk nokta

talk about is "going to" or "not going to," the positive form and the negative form,

"gidecek" veya "gitmeyecek", olumlu ve olumsuz şekli,

"going to" or "not going to". For today I want to talk about two times when we'll use

"gidecek" veya "gitmeyecek". Bugün için bu gramer noktalarını kullanacağımız iki zamandan bahsetmek istiyorum

these grammar points. So the first time, the first situation where you use "going

. Yani ilk kez, "gitmek

to" or "not going to" is for plans decided before the conversation. So if you make a

" veya "gitmemek" kullandığınız ilk durum, konuşmadan önce kararlaştırılan planlar içindir . Dolayısıyla,

decision about your future plans, or someone else makes the decision before

gelecek planlarınız hakkında bir karar verirseniz veya başka biri gelecek planları hakkında konuşmadan önce karar verirse

the conversation about their plans for the future, you should use "going to" or

, "gidiyorum" veya

"not going to". It's something that is probably going to happen, a high

"gitmiyorum" kullanmalısınız. Bu muhtemelen olacak bir şey , yüksek bir

certainty, so this is a plan that has a high level of certainty, meaning there's

kesinlik, yani bu yüksek düzeyde kesinliğe sahip bir plan, yani

a good chance this plan is going to happen, you decided it before the

bu planın gerçekleşme olasılığı yüksek , buna konuşmadan önce karar verdiniz

conversation, meaning you've probably had some time to plan your future, to plan

, yani muhtemelen yaptınız Geleceğinizi planlamak, programınızı biraz planlamak için biraz zamanınız oldu

your schedule a little bit. So, please use "going to" for something you decide before

. Bu nedenle, konuşmadan önce karar verdiğiniz bir şey için lütfen "gitmek" kelimesini kullanın

the conversation. So, on a timeline, it might look like this, we have past, now,

. Yani, bir zaman çizelgesinde şöyle görünebilir, burada geçmiş, şimdi

and future here. So your plan is for the future, yes, but you decided on the

ve gelecek var. Yani planınız gelecek için , evet, ama

plan some time before the conversation. So if this point, this is now, this is

plana konuşmadan bir süre önce karar verdiniz. Yani bu nokta, bu şimdiyse, bu

your conversation, you made the plan you made the decision before the

sizin konuşmanızsa, planı yaptınız, kararı konuşmadan önce verdiniz

conversation; in this case, use "going to" I'm going to. At the beginning of this

; bu durumda, "gidiyorum"u kullanacağım . Bu videonun başında

video, I said I'm going to talk about simple future tense, will and going to. I

basit gelecek zaman, will ve Going to'dan bahsedeceğim demiştim.

decided before this video started about my plans, I decided what I was going to

Bu video başlamadan önce planlarıma karar verdim,

talk to you about before the video started, so I used "going to" to introduce

video başlamadan önce sizinle ne hakkında konuşacağıma karar verdim , bu yüzden bu planı tanıtmak için "gidiyorum" kullandım

that plan, so please keep this in mind. Okay, but let's talk about "will" now. So, we

, bu yüzden lütfen bunu aklınızda bulundurun. Tamam, ama şimdi "irade" hakkında konuşalım. Bu nedenle, konuşma anında verilen

use "will" and "won't" for decisions that are made at the moment of speaking, so

kararlar için "will" ve "won" kullanıyoruz , bu nedenle

keep in mind "will" is the positive form, "won't" is the negative form here. So a

"will" in olumlu biçim, "won't" un burada olumsuz biçim olduğunu unutmayın. Yani

decision made at the moment of speaking, this is one way to use "will" or "won't". You

konuşma anında verilen bir karar, bu "will" veya "won't" kelimelerini kullanmanın bir yoludur.

can use this, for example, at restaurants, you can use this to talk about plans you

Bunu örneğin restoranlarda kullanabilirsiniz, bir arkadaşınızdan

make quickly after learning information from a friend.

bilgi aldıktan sonra hızlıca yaptığınız planlardan bahsetmek için kullanabilirsiniz .

Keep in mind, "will" and "won't" tends to have a lower certainty, there's a lower

Unutmayın, "olacak" ve "olmayacak" daha düşük bir kesinliğe sahip olma eğilimindedir,

chance the plan is going to happen, because you made the plan at the moment

planın gerçekleşme şansı daha düşüktür, çünkü planı konuşma anında yaptınız

of speaking. "Going to" is used for plans made before the conversation, but "will" is

. Konuşmadan önce yapılan planlar için "gitmek" kullanılır , ancak "irade"

used for a plan made spur-of-the-moment, or a very quick plan

anlık yapılan bir plan veya az önce yaptığınız çok hızlı bir plan için kullanılır

you've just made. So that's kind of the image, is the decision you just made? Use

. Yani bu tür bir görüntü, az önce verdiğiniz karar mı?

"will" or use "won't" in those cases. If you made the decision before the

Bu durumlarda "will" kullanın veya "won't" kullanın. Kararı konuşmadan önce verdiyseniz

conversation, there's a good chance you should use "going to". So, to go back to our

, "gitmek" kelimesini kullanmanız iyi bir ihtimaldir. Yani,

timeline here, if "going to" is used for a decision you made in the past about your

buradaki zaman çizelgemize geri dönecek olursak, geçmişte gelecek planlarınızla ilgili verdiğiniz bir karar için "going to" kullanılıyorsa,

future plans, "will" is used for a decision you make in the conversation, during the

konuşma sırasında, konuşma sırasında verdiğiniz bir karar için "will" kullanılır

conversation. The plan can be anytime in the future, but the decision,

. Plan gelecekte herhangi bir zamanda olabilir , ancak karar,

the point at which you make the decision, is the difference here. One point

kararı verdiğiniz nokta, buradaki farktır. Bununla ilgili bir nokta

about this, two points about this, actually, first, "will" - if you've made a

, bununla ilgili iki nokta, aslında, ilk olarak, "irade" -

decision at the moment of speaking and you therefore should use "will" to

konuşma anında bir karar verdiyseniz ve bu nedenle bu kararı iletmek için "irade" kullanmalısınız

communicate that decision, you can improve or you can communicate that

, kendinizi geliştirebilir veya iletişim kurabilirsiniz

there's a high chance it's going to happen with the word "probably". So

"muhtemelen" kelimesiyle olma ihtimalinin yüksek olduğunu.

here, I'll show you this in an example sentence in a moment, but you can use

Şimdi size bunu örnek bir cümleyle göstereceğim ama

"probably" with "will" and "won't". I'll probably, I probably won't. Remember that

"muhtemelen" kelimesini "will" ve "won't" ile kullanabilirsiniz. Muhtemelen yapacağım, muhtemelen yapmayacağım.

order though, I'll probably or I probably will or probably won't.

Yine de bu sırayı hatırlayın, muhtemelen yapacağım veya muhtemelen yapacağım veya muhtemelen yapmayacağım.

Point number two, I want to mention about both of these grammar points is to

İki numaralı nokta,

make your pronunciation a little more natural, try shortening both of these

telaffuzunuzu biraz daha doğal hale getirmek için bu iki dilbilgisi noktasından bahsetmek istiyorum, bu iki ifadeyi de kısaltmayı deneyin

expressions, "going to" shortens to "gonna". I'm gonna, I'm not gonna. This

, "going to" kısaltması "gonna" olarak kısaltılır. Yapacağım, yapmayacağım. Bu

sounds much more natural, at least in American English. For "will" and for "won't,"

kulağa çok daha doğal geliyor, en azından Amerikan İngilizcesinde. "Will" ve "won't" için,

when you use "will," use the contracted form with your subject. For example,

"will" kullandığınızda, konunuza sözleşmeli formu kullanın. Örneğin,

"I will" becomes "I'll"; "you will" becomes "you'll"; "they will" becomes "they'll". Using the

"yapacağım", "yapacağım" olur; "yapacaksın", "yapacaksın" olur; "yapacaklar", "yapacaklar"a dönüşür.

contracted form sounds a lot more natural in everyday conversation. It's

Sözleşmeli formu kullanmak, günlük konuşmalarda kulağa çok daha doğal geliyor.

correct to say "you will," "they will," but it sounds really stiff and unnatural, so

"Yapacaksın", "yapacaklar" demek doğru ama kulağa gerçekten katı ve doğal gelmiyor, bu yüzden

please use the contracted form to sound a bit more natural. You can use the

lütfen biraz daha doğal konuşmak için kısaltılmış formu kullanın .

contracted form with "probably" for "will". I'll probably, they'll probably, we'll probably.

Sözleşmeli formu "irade" için "muhtemelen" ile kullanabilirsiniz. Muhtemelen yapacağım, muhtemelen yapacağız, muhtemelen yapacağız.

These are all pretty good. Okay, so let's practice using them, alright!

Bunların hepsi oldukça iyi. Tamam, hadi bunları kullanarak pratik yapalım, tamam mı?

First example sentence, Maybe ____ go hiking tomorrow.

İlk örnek cümle, Belki ____ yarın yürüyüşe çıkın.

So how do we know, is this a "will" sentence or a "going to" sentence? We have a hint here,

Peki bu bir "irade" cümlesi mi yoksa "gitme" cümlesi mi nasıl anlarız? Burada bir ipucumuz var,

"maybe," so meaning there's a low level of certainty,

"belki", yani düşük düzeyde bir kesinlik var,

perhaps a low chance that this is going to happen. So let's say,

belki de bunun olma ihtimali düşük . Diyelim ki,

Maybe I'll go hiking tomorrow. This is probably the best answer.

Belki yarın yürüyüşe çıkarım. Bu muhtemelen en iyi cevaptır.

Maybe I'm going to, while you can communicate the idea, yes, it sounds like you decided

Belki yapacağım, fikri iletebilirken, evet, planınıza konuşmadan önce karar vermişsiniz gibi görünüyor

your plan before the conversation, but you're using "maybe," so it doesn't quite

, ancak "belki" kullanıyorsunuz, bu yüzden tam olarak

match, instead use I'll, maybe I'll go hiking tomorrow. Okay, let's look at the

eşleşmiyor, bunun yerine kullanacağım, belki yarın yürüyüşe çıkarım. Tamam, bir

next sentence, I'm, there's a big hint here, a grammar hint, I'm ____ go to France next year!

sonraki cümleye bakalım, ben, burada büyük bir ipucu var, bir gramer ipucu, ben ____ gelecek yıl Fransa'ya gideceğim!

So next year, this go to France next year, this is

Yani gelecek yıl, bu gelecek yıl Fransa'ya gitmek, bu

a pretty big decision, most people probably would not make this decision at

oldukça büyük bir karar, çoğu insan muhtemelen bu kararı

the moment of speaking, so we should use "going to".

konuşma anında vermez, bu yüzden "gitmek" kullanmalıyız.

I'm going to go to France next year.

Gelecek yıl Fransa'ya gideceğim.

This is the correct use of "going to" in this case, a decision made before the

Bu, bu durumda "gitmek" in doğru kullanımıdır , konuşma anından önce verilmiş bir karardır

moment of speaking, and there's a high level of certainty here. Okay!

ve burada yüksek düzeyde bir kesinlik vardır. Tamam aşkım! Bir

Let's look at the next one, I decided, here's a hint,

sonrakine bakalım, karar verdim, işte bir ipucu,

past tense "decided" if you watched a different video. oops!

geçmiş zaman "karar verdi" eğer farklı bir video izlediyseniz. ayy!

I decided that I am _____ go out for dinner. I'm too tired. Okay, so past tense, this

_____ akşam yemeği için dışarı çıkmaya karar verdim. Çok yorgunum. Tamam, geçmiş zaman, bu

shows us a big hint, past tense "decided," this implies the decision was made

bize büyük bir ipucu gösteriyor, geçmiş zaman "karar verdi", bu kararın konuşmadan önce verildiğini ima ediyor

before the conversation. So, I am _____ go out for dinner. I'm too tired.

. Yani, ben _____ akşam yemeği için dışarı çıkıyorum. Çok yorgunum.

Here's another hint, so go out for dinner and too tired.

İşte başka bir ipucu, bu yüzden akşam yemeğine çıkın ve çok yorgunsunuz.

This should probably be, I'm not going to go out for dinner. I'm too tired. So this

Muhtemelen bu olmalı, akşam yemeğine çıkmayacağım. Çok yorgunum. Yani bu

person has decided, I'm not going to go out for dinner, we should use going to,

kişi karar verdi, ben akşam yemeğine çıkmayacağım, "going to" kullanmalıyız,

the negative, not going to, because the speaker made the decision before the

olumsuz, "going to" kullanmalıyız, çünkü konuşmacı kararı konuşma gerçekleşmeden önce verdi

conversation happen, and there's a high level of certainty, there's a

ve yüksek bir kesinlik düzeyi var.

high chance that this is going to happen. So we should use "going to"

bunun olma ihtimali yüksek. Bu yüzden bu cümlede "going to" kullanmalıyız

this sentence. Okay, so the next sentence I included because I think it's

. Tamam, eklediğim bir sonraki cümle çünkü bence bu

a really good one to remember, any time you visit a bar, a restaurant, some kind

gerçekten hatırlanması gereken bir cümle, ne zaman bir bara, restorana ya da bir tür

of service situation you can use this pattern specifically to make a request

hizmet durumuna giderseniz, bu kalıbı özellikle bir şey için istekte bulunmak için kullanabilirsiniz

for something, so let's take a look. Here my example sentence is,

, o yüzden hadi alalım Bir bakış. İşte örnek cümlem,

I _____ have a glass of wine, please. In this case, maybe it's at a restaurant or

ben _____ bir kadeh şarap içerim, lütfen. Bu durumda, belki bir restoranda ya da

in a bar, but in this case, you've just made the decision looking at the menu

bir barda, ama bu durumda, sadece menüye

looking, at a catalogue, looking at something, you made a decision

bakarak, bir kataloğa bakarak, bir şeye bakarak karar verdiniz,

just then at that moment, and you're asking for that item, you're asking for

tam o anda bir karar verdiniz, ve sen o öğeyi istiyorsun,

that service, so we'll use "will". I'll have a glass of wine, please.

o hizmeti istiyorsun, bu yüzden "will" kullanacağız. Ben bir kadeh şarap alayım lütfen.

So, in this example sentence, I used glass of wine to show my request, to ask for a

Yani, bu örnek cümlede, isteğimi göstermek, bir

glass of wine, but if you want to use this pattern to make a request in a

kadeh şarap istemek için bir kadeh şarap kullandım, ancak bu kalıbı hizmet durumunda bir talepte bulunmak için kullanmak istiyorsanız

service situation, just replace "glass of wine" with the item or service that you

, sadece "bir kadeh şarap" ile değiştirin istediğiniz ürün veya hizmet

would like. So, for example, I'll have a beer, I'll have a steak, I'll have a

. Örneğin, bir bira içeceğim, biftek alacağım,

hamburger, these are all things you can order at a restaurant or at a bar; if

hamburger alacağım, bunların hepsi bir restoranda veya barda sipariş edebileceğiniz şeyler;

you're shopping you can say I'll have the blue one, please, for example. So just

alışveriş yapıyorsan mavisini alayım diyebilirsin mesela. Bu yüzden,

make your request using the same pattern, but replacing that glass of wine section

aynı kalıbı kullanarak, ancak örnek cümlemde kullandığım kadeh şarap bölümünü değiştirerek talebinizi yapın

that I used in my example sentence. Okay, next one, this one is maybe a little bit challenging, it's

. Tamam, sıradaki, bu biraz zorlayıcı olabilir,

You're running late, so you _____ have to take a taxi to your next meeting.

Geç kalıyorsun, bu yüzden bir sonraki toplantına _____ taksiye binmelisin.

So maybe this is an assistant or someone

Yani belki bu bir asistan ya da

supporting another person with their schedule. Okay, so in the next sentence

programıyla başka bir kişiyi destekleyen biridir . Tamam, bir sonraki cümlede

we're looking at a situation where there's been a sudden or quick change to

programda ani veya hızlı bir değişikliğin olduğu

a schedule, someone is running late and there's a new decision that's made at

, birinin geç kaldığı ve konuşma anında yeni bir kararın verildiği

the moment of speaking, or a new decision is made to reflect the new situation, so

veya yeni bir kararın verildiği bir duruma bakıyoruz. yeni durumu yansıtın, o halde

let's take a look. You're running late, so you'll (or you will) have to take a taxi.

bir göz atalım. Geç kalıyorsun, bu yüzden taksiye binmen gerekecek (ya da gerekecek).

You could say, you're running late, so you have to take a taxi.

Geç kaldığınız için taksiye binmeniz gerektiğini söyleyebilirsiniz.

But maybe this is a future plan something that's going to

Ama belki bu bir gelecek planı,

happen in an hour from now, maybe this is something the speaker is planning for

bundan bir saat sonra gerçekleşecek bir şey, belki bu konuşmacının günün ilerleyen saatlerinde planladığı bir şey

later in the day, so "you will" is a nice way to use that.

, bu yüzden "yapacaksın" bunu kullanmanın güzel bir yolu.

You're running late, so you'll have to take a taxi to the next meeting.

Geç kalıyorsun, bu yüzden bir sonraki toplantıya taksiye binmen gerekecek.

Okay, the last one, I want to

Tamam,

talk about, this uses "probably," which I mentioned over here. So, probably, remember

hakkında konuşmak istediğim sonuncusu, burada bahsettiğim "muhtemelen" kullanır . Bu nedenle, muhtemelen,

we can use probably to sort of improve or we can use probably to communicate a

muhtemelen bir şekilde gelişmek için kullanabileceğimizi veya muhtemelen

higher level of certainty with a decision we made at the moment of speaking. So here,

konuşma anında verdiğimiz bir kararla daha yüksek bir kesinlik düzeyi iletmek için kullanabileceğimizi unutmayın. Yani burada,

you're not going to the party? Then I probably ______ go either.

partiye gitmiyor musun? O zaman muhtemelen ben de ______ giderim.

Okay, so "either" is a big hint here, remember we use "either" to

Tamam, yani "ya" burada büyük bir ipucu, unutmayın "ya"yı

show agreement, but negative. Okay, so in the last example sentence for today

anlaşmayı göstermek için kullanıyoruz ama olumsuz. Tamam, bugünün son örnek cümlesinde,

we're going to look at a situation where the listener has heard some new

dinleyicinin bazı yeni

information, they use the expression you're not going to go to the party? So

bilgiler duyduğu bir duruma bakacağız, partiye gitmeyeceksin ifadesini kullanıyorlar. Yani az önce

they're confirming new information they have just heard, after that they're going

duydukları yeni bilgileri doğruluyorlar , ondan sonra parti için

to make a decision about what their plans are for the party, so let's take a

planlarının ne olduğuna karar verecekler , o yüzden bir

look. We know that "probably" can be used with "will" and "won't". And we know from

göz atalım. "Muhtemelen" in " will" ve "won't" ile kullanılabileceğini biliyoruz. Ve

"then," the speaker just made this decision, and we know it's a negative with "either".

"o zaman"dan konuşmacının bu kararı verdiğini biliyoruz ve bunun "ya" ile olumsuz olduğunu biliyoruz.

So, we should use "won't".

O halde "won't" kullanmalıyız.

You're not going to the party? Then I probably won't go either.

Partiye gitmiyor musun? O zaman muhtemelen ben de gitmeyeceğim.

So the speaker uses "won't" here to show a

Yani konuşmacı burada "won't" ifadesini

decision made at the moment of speaking, but the speaker also uses "probably won't"

konuşma anında verilen bir kararı göstermek için kullanır, ancak konuşmacı aynı zamanda "muhtemelen olmayacak" ifadesini de

to show there's a high chance that this is going to happen, there's a high chance

bunun olma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermek için kullanır.

that this is the future plan, probably won't. Okay, so there's a lot of

gelecek planı bu, muhtemelen olmayacak. Tamam,

information communicated there with small words like "then" and "either" and

orada "o zaman" ve "ya" ve

"probably" as well. So please keep this in mind when you're trying to decide when

"muhtemelen" gibi küçük kelimelerle iletilen pek çok bilgi var. Bu nedenle,

to use "will," "won't," "going to," and "not going to". Okay, so that's my recap of a few

"will", "won't", "going to" ve "not go to" sözcüklerini ne zaman kullanacağınıza karar verirken lütfen bunu aklınızda bulundurun. Tamam, bu benim birkaç

useful grammar points, how to talk about your future tense plans, so I'm going to

yararlı gramer noktasının özeti, gelecek zaman planları hakkında nasıl konuşacağım, bu yüzden

finish the lesson now. I hope that you enjoyed this lesson, if you have any

şimdi dersi bitireceğim. Umarım bu dersi beğenmişsinizdir, herhangi bir

questions please feel free to leave it in a comment, or if you want to try out a

sorunuz varsa lütfen yorum olarak bırakın veya birkaç alıştırma cümlesi denemek istiyorsanız,

few practice sentences please feel free to leave those in the comment section,

onları da yorum bölümünde bırakmaktan çekinmeyin

too. If you haven't already, please be sure to like this video and subscribe to

. Henüz yapmadıysanız, lütfen bu videoyu beğenmeyi ve kanalımıza da abone olmayı unutmayın

our channel, too. If you want to find more stuff like this, more lessons, more

. Bunun gibi daha fazla şey, daha fazla ders,

information like this, you can check out EnglishClass101.com.

bunun gibi daha fazla bilgi bulmak istiyorsanız, EnglishClass101.com'a göz atabilirsiniz .

Thanks very much for watching this episode, and I will see you again soon

Bu bölümü izlediğiniz için çok teşekkürler , yakında tekrar görüşürüz

Bye bye!

Hoşçakalın! Sen

you