5 Brain Games to Help You Learn to Think in English!

- Hi, Bob the Canadian here.

- Merhaba, Kanadalı Bob burada. İngilizcenizi pratik etmek ve geliştirmek için kendi zihninizle oynayabileceğiniz dört farklı oyunu size öğreteceğim

Welcome to this English lesson

bu İngilizce dersine hoş geldiniz

where I'm going to teach you four different games

that you can play with your own mind

in order to practice and improve your English.

.

These are games that you can play when you're by yourself,

Bunlar tek başınızayken,

maybe sitting on the subway,

belki metroda otururken,

maybe when you're driving,

belki araba kullanırken,

maybe if you're sitting on something like a park bench.

belki parkta bank gibi bir şeyde otururken oynayabileceğiniz oyunlardır.

They are games that help you to practice

Bunlar, pratik yaparken

and improve your English because they help you to start

to think in English as you practice them.

İngilizce düşünmeye başlamanıza yardımcı oldukları için İngilizcenizi pratik yapmanıza ve geliştirmenize yardımcı olan oyunlardır.

These games are designed so that you can just imagine

Bu oyunlar, sadece

the words or phrases in your mind.

aklınızdaki kelimeleri veya cümleleri hayal edebilmeniz için tasarlanmıştır.

You might want to whisper or say them out loud.

Bunları fısıldamak veya yüksek sesle söylemek isteyebilirsiniz.

If you're somewhere where that works,

Bunun işe yaradığı bir yerdeyseniz

or if you want you can even write them down.

veya isterseniz bunları bile yazabilirsiniz. Bunun da işe yaradığı bir yerdeysen,

You can write the words and phrases down

kelimeleri ve cümleleri

on a piece of paper

bir kağıda yazabilirsin

if you're somewhere where that works as well.

.

The first game that I wanna teach you

Sana öğretmek istediğim ilk oyunun

is called the alphabet game.

adı alfabe oyunu.

And this is a very common game.

Ve bu çok yaygın bir oyundur.

We even play it with our own children

when we go for a long drive.

Uzun bir araba yolculuğuna çıktığımızda bile kendi çocuklarımızla oynuyoruz.

So if you are driving in your car,

Yani arabanızla gidiyorsanız,

maybe if you're just walking through a shopping mall,

belki sadece bir alışveriş merkezinden geçiyorsanız

or maybe you're looking out the window

veya trene binerken pencereden dışarı bakıyorsanız

while you ride the train,

,

what you do is this,

yaptığınız şey şu, ile başlayan bir

you look for something that starts with the letter A.

şey arıyorsunuz.

As soon as you find something that starts with the letter A,

A harfiyle başlayan bir şey bulur bulmaz B harfiyle başlayan

you look for something that starts with the letter B.

bir şey ararsın.

If you wanna make it more difficult,

Zorlaştırmak istiyorsan A harfiyle başlayan

when you see something that starts with the letter A,

bir şey gördüğünde hemen

you say it out loud and then you use it in a sentence.

söylersin. yüksek sesle ve sonra bir cümle içinde kullanıyorsunuz.

So if I was walking through my house,

Yani evimin içinden geçiyor olsaydım,

I could look in the kitchen and see an Apple and say Apple,

mutfağa bakıp bir Elma görebilir ve Elma diyebilir

and then say, "Apples are delicious."

ve ardından "Elmalar lezzetlidir" diyebilirim.

Then I would look for something

O zaman B harfiyle başlayan bir şey arardım.

that starts with the letter B.

This is a really fun game to play especially

Bu, özellikle

if you're driving for a long distance

uzun bir yolculuk yapıyorsanız

or if you're sitting on a train,

veya bir trende oturuyorsanız,

looking out the window and just seeing the city go by

pencereden dışarı bakıyor ve sadece şehri görüyorsanız, oynaması gerçekten eğlenceli bir oyundur.

as you ride the train.

trene binerken yanından geç.

So, the very first game you can try,

Yani deneyebileceğiniz ilk oyuna,

the game that you can play in your own head

kendi kafanızda oynayabileceğiniz oyuna

is called the alphabet game.

alfabe oyunu denir. Size öğretmek

The next game I want to teach you is called

istediğim bir sonraki oyunun adı

the connection game.

bağlantı oyunu.

And here's how the connection game works.

Bağlantı oyunu böyle çalışır.

Let's say you walk past a restaurant

Diyelim ki bir restoranın önünden geçiyorsunuz

and they are selling pizza.

ve pizza satıyorlar.

In your mind you say the word pizza,

Zihninizde pizza kelimesini söylersiniz

or you can say it out loud.

veya yüksek sesle de söyleyebilirsiniz.

And then you think of something that's connected to it.

Ve sonra onunla bağlantılı bir şey düşünürsünüz .

So you might say pizza, and then you say cheese

Yani pizza diyebilirsin, sonra peynir diyebilirsin

and then you think for a little bit and you say milk,

ve sonra biraz düşün ve süt diyebilirsin,

and then you say cow,

sonra inek

and then you say farm.

ve sonra çiftlik diyebilirsin.

So you can see how we are connecting the words together.

Böylece kelimeleri nasıl birbirine bağladığımızı görebilirsiniz.

If you want to make this harder,

Bunu zorlaştırmak istiyorsanız,

you use phrases instead of words.

kelimeler yerine kelime öbekleri kullanırsınız.

So you might look at the pizza and say,

Yani pizzaya bakıp

"Pizza has cheese on it."

"Pizzada peynir var" diyebilirsiniz.

"Cheese is made from milk."

"Peynir sütten yapılır."

"Milk comes from cows."

"Süt ineklerden gelir."

"Cows live on farms."

"İnekler çiftliklerde yaşar."

The connection game is a really good game to play

Bağlantı oyunu,

to help you to start to think in English.

İngilizce düşünmeye başlamanıza yardımcı olmak için oynamak için gerçekten iyi bir oyundur.

If you look at the things around you

Etrafınızdaki şeylere bakarsanız

and you play the connection game,

ve bağlantı oyunu oynarsanız,

it just starts to make you think in English

bu sizi İngilizce düşünmeye sevk etmeye başlar

and eventually it'll be a lot easier for you.

ve sonunda sizin için çok daha kolay hale gelir. Size

The next game that I want to teach you

öğretmek istediğim sıradaki oyunun

is called the opposites game.

adı zıtlar oyunu.

And this is a great game to play

Ve bu, gerçekten meşgul olduğu bir yerdeyseniz oynamak için harika bir oyun

if you're somewhere where it's really busy.

.

Like at the grocery store,

Mesela bakkalda,

maybe at the train station,

belki tren istasyonunda

or while walking along the street.

ya da sokakta yürürken.

In this game you try to find someone

Bu oyunda

or something that you can describe,

tarif edebileceğiniz birini ya da bir şeyi bulmaya çalışıyorsunuz

and then you immediately try to think of the English word

ve hemen ardından

that is the opposite of the word you used.

kullandığınız kelimenin tam tersi olan İngilizce kelimeyi düşünmeye çalışıyorsunuz.

So you might say things like this,

Yani şöyle şeyler söyleyebilirsiniz,

"That man is tall."

"Bu adam uzun."

"That man is not short."

"O adam kısa değil."

So you can see how I used two words

Yani birbirinin zıttı olan iki kelimeyi nasıl kullandığımı görebilirsiniz

that are the opposite of each other.

.

You might say, "It is sunny today."

"Bugün hava güneşli" diyebilirsiniz.

"It is not raining today,"

"Bugün yağmur yağmıyor"

or "It's not cloudy today."

veya "Bugün hava bulutlu değil."

You can see again how I used two sentences.

İki cümleyi nasıl kullandığımı tekrar görebilirsiniz.

And I tried to think of the English word

Ve kullandığım ilk kelimenin zıttı olan İngilizce kelimeyi düşünmeye çalıştım

that was the opposite of the first word that I used.

.

You might also say something like this,

"That car is going fast."

"O araba hızlı gidiyor" gibi bir şey de diyebilirsiniz.

"That car is not going slow."

"O araba yavaş gitmiyor."

So, you can see what the opposite game,

Yani, karşıt oyunun ne olduğunu görebilirsiniz,

you're trying to think of a descriptive word

tanımlayıcı bir kelime düşünmeye çalışıyorsunuz

and then trying to think of a word

ve sonra onun karşıtı olan bir kelime düşünmeye çalışıyorsunuz

that is the opposite of it.

.

This is a great game to play

Bu, gerçekten meşgul bir yerdeyseniz oynamak için harika bir oyundur

if you're somewhere really busy.

. Size

The next game I want to teach you

öğretmek istediğim bir sonraki oyunun

is called the questions you might ask.

adı sorabileceğiniz sorular.

And this is a game that works best

Ve bu,

when there are a lot of people around you.

etrafınızda bir sürü insan varken en iyi şekilde çalışan bir oyundur.

Maybe when you're riding on the subway car

Belki metro vagonuna binerken

or when you're on the airplane.

ya da uçaktayken.

And you think of questions that you could ask people

Ve insanlara sorabileceğiniz soruları düşünürsünüz

but you don't actually ask them this question

ama aslında onlara bu soruyu sormazsınız

cause it might be rude if you went to every person

çünkü metro vagonundaki herkesin yanına gidip

on the subway car and asked them a question.

onlara bir soru sormanız kabalık olabilir.

But what you do is this,

Ama yaptığınız şey şudur, yanınızdaki

you look at the person beside you and you think of

kişiye bakarsınız ve

a question that you could ask that person like,

o kişiye sorabileceğiniz bir soru düşünürsünüz,

"What book are you reading?"

"Hangi kitabı okuyorsunuz?"

Then you look across the aisle and you see another person

Sonra koridorun karşısına bakıyorsun ve başka birini görüyorsun

and you think of a question you might ask that person like,

ve o kişiye sorabileceğin bir soru düşünüyorsun,

"How long have you worn glasses?"

"Ne zamandır gözlük takıyorsun?"

Then you might see a gentleman standing

O zaman

at the end of the train who has a really nice hat.

trenin sonunda duran, gerçekten güzel bir şapkası olan bir beyefendi görebilirsiniz.

And you might think of the question,

Ve

"Where did you buy that hat?"

"O şapkayı nereden aldın?" Sorusunu düşünebilirsiniz.

So, when you play this game, you simply look at people.

Yani, bu oyunu oynadığınızda, sadece insanlara bakıyorsunuz.

You don't actually ask them these questions

Onlara bu soruları aslında sormuyorsunuz

because again it would be a little silly to go

çünkü yine

to every person on the train and ask them a question,

trendeki herkese gidip onlara bir soru sormak biraz aptalca olur,

especially if you live in a country where people

özellikle de

on the train don't speak English,

trende insanların İngilizce konuşmadığı bir ülkede yaşıyorsanız,

but you simply look at a person and you think of a question

ancak sadece bir kişiye bakarsınız ve

you could ask that person.

o kişiye sorabileceğiniz bir soru düşünürsünüz. Size öğretmek

The next game I want to teach you is called

istediğim bir sonraki oyunun adı

the I like, I don't like game.

Seviyorum, sevmiyorum oyunu.

And this is a great game to play

Ve bu,

if you're walking along the street

caddede yürüyorsanız

or if you're driving in your car

veya arabanızdaysanız

and you're seeing different things every few seconds.

ve birkaç saniyede bir farklı şeyler görüyorsanız oynamak için harika bir oyun.

And in this game,

Ve bu oyunda,

you simply respond to everything you see by saying,

gördüğünüz her şeye,

if you like it, or if you don't like it and why.

beğenip beğenmediğinizi ve neden beğendiğinizi söyleyerek yanıt veriyorsunuz.

So as you're walking along,

Yani yürürken

you might once again walk past a pizza shop.

bir pizzacının önünden tekrar geçebilirsiniz.

So in your mind you would say, "I don't like pizza."

Yani zihninizde "Pizza sevmiyorum" dersiniz.

or you would say it quietly out loud.

ya da sessizce yüksek sesle söylerdin.

Then you need to say why you don't like pizza.

O zaman neden pizzayı sevmediğini söylemelisin.

So you would say,

Yani,

"I don't like pizza because I don't like how it tastes."

"Pizzayı sevmiyorum çünkü tadını sevmiyorum" diyebilirsiniz.

As you walk along you might see a dog

Yürürken bir köpek görebilir

and you might say to yourself,

ve kendi kendinize

"I like dogs."

"Köpekleri severim" diyebilirsiniz.

And then you need to say why,

Ve sonra neden

"I like dogs because they are friendly

"Köpekleri severim çünkü arkadaş canlısıdırlar

"and they are always happy."

" ve her zaman mutludurlar" demeniz gerekir.

So when you play the, I like, I don't like game,

you're simply trying to respond to everything you see

in a positive or negative way

olumlu ya da olumsuz bir şekilde görmek

and then explaining why you feel that way.

ve sonra neden böyle hissettiğini açıklamak.

Well, Hey, thank you for watching this English lesson

Pekala, Hey,

about little games you can play in your mind

to practice and improve your English.

pratik yapmak ve İngilizceni geliştirmek için zihninde oynayabileceğin küçük oyunlar hakkındaki bu İngilizce dersini izlediğin için teşekkür ederim.

If this lesson was helpful for you,

Bu ders sana yardımcı olduysa ,

please give me a thumbs up.

lütfen bana bir başparmak verin.

And if you're new here don't forget to click

Burada yeniyseniz,

that subscribe button over there so you get a notification

when I do a new English lesson.

yeni bir İngilizce dersi yaptığımda bildirim almak için oradaki abone ol düğmesine tıklamayı unutmayın.

And if you have a little bit more time,

Ve biraz daha zamanınız varsa,

why don't you stick around and watch another English lesson?

neden buralarda kalıp başka bir İngilizce dersi izlemiyor musun?

(bright music)

(parlak müzik)