30 Tough but Very Important Advanced Verbs for Daily Use (+ Free PDF & Quiz)

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- Hello everyone.

- Herkese merhaba.

And welcome back to English with Lucy.

Ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

Today, I am going to teach you 30 tough

Bugün size kelime dağarcığınızı genişletmek için kullanabileceğiniz zor

but very important advanced verbs

ama çok önemli 30 ileri düzey fiil öğreteceğim

that you can use to expand your vocabulary.

.

I'm going to teach you how to pronounce them.

Sana onları nasıl telaffuz edeceğini öğreteceğim.

I'm going to teach you their meaning,

Size anlamlarını öğreteceğim

and I'm going to give you an example

ve

so you can learn them in context.

bağlam içinde öğrenebilmeniz için size bir örnek vereceğim.

To help you even further, I have also created a free PDF

Size daha fazla yardımcı olmak için indirebileceğiniz ücretsiz bir PDF oluşturdum

which you can download, and it has a quiz.

ve içinde bir test var.

I know you love the quizzes.

Sınavları sevdiğini biliyorum.

If you would like to download your free PDF,

Ücretsiz PDF'nizi indirmek isterseniz tek

all you've got to do is click

yapmanız gereken

on the link in the description box.

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklamak.

You enter your name and your email address.

Adınızı ve e-posta adresinizi giriyorsunuz.

You sign up to my mailing list

Posta listeme kaydolursunuz

and I send the PDF with the quiz directly to your inbox.

ve ben de testi içeren PDF'yi doğrudan gelen kutunuza gönderirim.

And then, every week after that, you get the PDFs

Ve bundan sonraki her hafta , PDF'leri

as soon as I've finished making them.

ben yapmayı bitirir bitirmez sen alıyorsun.

it's automatic, it's so convenient.

Before we get started,

Fiillerle başlayalım.

I would just like to thank the sponsor of today's video.

Bir numara, başarmak.

It is Skillshare, which is an online learning community

Başarmak.

with thousands of inspiring classes

Bu, bir şeyi yapmayı veya tamamlamayı başarmak anlamına gelir.

for creative and curious people.

Bir örnek.

It's a place where you can explore new skills,

Bu sabah çok şey başardığımızı düşünüyorum.

deepen existing passions, and get lost in creativity.

İki numara, biriktirmek.

There are so many classes to choose from,

Biriktirmek için.

Bunu söylemek güzel, biriktirin.

from languages to marketing, to design, to photography.

Bu,

zaman içinde kademeli olarak bir şeyin daha fazlasını elde etmek anlamına gelir.

I wonder if any of you know the YouTuber Jessica Kobeissi.

I have been taking one of her classes.

Bir örnek.

It's amazing.

It's called Portrait Photography -

Çok fazla pahalı, neredeyse hiç kullanılmayan üniversite ders kitabı biriktirmiş gibiyim.

Shoot & Edit Instagram-Worthy Shots.

She is so talented.

And I love that it's tailored to social media.

Üniversiteye gittiğin o dolandırıcılığa başkası mı kandı,

Skillshare is specifically curated for learning,

bir sürü pahalı kitaba ihtiyacın var diyorlar ve meğerse

meaning there are no ads

hepsini üniversite hocan yazmış.

and they are always launching new premium classes.

(güler)

So you can stay focused

Üç numara dikkatli olmaktır.

and follow wherever your creativity takes you.

dikkat etmek

The best part is, it's less than $10 per month

Bunun yalnızca mastarlarda

ve sıralı, bölümlülerde kullanıldığını unutmayın.

with an annual subscription.

And the first 1,000 of my students to click on the link

Birine dikkat etmesini söylerseniz, onları

in the description box

tehlikeli bir şey veya birileri olduğu

will get a free trial of Skillshare premium membership

ve dikkatli olmaları gerektiği konusunda uyarırsınız.

so you can explore your creativity.

Birleşik Krallık'ta

What are you waiting for?

ve diğer birçok İngilizce konuşulan ülkede kapılarda gördüğünüz yaygın bir işaret, sanırım,

Right.

Let's get started with the verbs.

köpeğe dikkat edin.

Number one, to accomplish.

Dikkatli olun, bu köpek tehlikelidir.

Dikkat köpek var.

Ve sonra küçük bir Chihuahua görüyorsunuz.

To accomplish.

(güler)

Ama dikkatli olun.

This means to succeed in doing or completing something.

Bir örnek.

Bu gece yollara dikkat, bütün gün kar yağıyor.

An example.

I think that we've accomplished a lot this morning.

Dördüncüsü beyin fırtınası yapmaktır.

Number two, to accumulate.

Beyin fırtınası için.

Bunu bir grup insan hakkında konuşmak için kullanırız

To accumulate.

ve

That one's nice to say, accumulate.

bir sorunu çözmek veya iyi fikirler bulmak için hep birlikte aynı şey hakkında düşünmek anlamına gelir.

This means

to gradually get more and more of something over time.

Bir örnek.

Bir araya gelmeli

ve mümkün olduğunca çok fikir beyin fırtınası yapmalıyız.

An example.

I seem to have accumulated

Beş numara karakterize etmektir.

lots of expensive hardly-used university textbooks.

karakterize etmek.

Bunun sonunda -ize ile yazıldığını da göreceksiniz.

Did anyone else fall for that scam where you go university,

they say you need loads of expensive books and it turns out

Bu kesinlikle iyi.

İngiliz İngilizcesinde hem -ize hem de -ise kullanırız.

that your university professor wrote them all.

(laughs)

Ve Amerikan İngilizcesinde ve diğer birçok lehçede,

Number three is to beware.

To beware.

Note that this is only used in infinitives

aslında çok anlamlı olan -ize'ye odaklanmayı severler.

-ize, değil mi?

and in orders, partitives.

- sana.

Bu, bir kişinin yeri veya şeyi için tipik olmak anlamına gelir.

If you tell somebody to beware, you are warning them

Örneğin.

that there is something or somebody dangerous

Köy,

and they need to be careful.

bal rengi taş evlerle karakterizedir.

A common sign that you see on gates in the UK

Altı numara icat edildi.

and many other English speaking countries, I imagine, is

tasarla.

Ve bu, yeni bir şey

beware of the dog.

veya bir şeyleri yapmanın yeni bir yolunu icat etmektir.

Be careful, this dog is dangerous.

Beware of the dog.

Sık sık bir plan yapmaktan bahsederiz.

And then you see a little Chihuahua.

(laughs)

Bir plan hazırlamam gerekiyor.

Bir örnek.

But be careful.

An example.

BT ekibi yeni bir e-posta organizasyon sistemi geliştirdi.

Beware of the roads tonight, it's been snowing all day.

Ah, bundan daha ilginç bir şey düşünemiyorum.

Number four is to brainstorm.

To brainstorm.

Yedi numara tartışmak.

We use this to talk about a group of people

Tartışmak için.

Bu da bir şeyin doğru olup olmadığını

and it means to all think together about the same thing

veya yasal olarak kabul edilebilir veya resmi olup olmadığını sorgulamak anlamına gelir.

to solve a problem or come up with good ideas.

Bir örnek.

An example.

Rakamlara itiraz ettik ve düzelttiler.

We need to get together

and brainstorm as many ideas as possible.

Geçen gün bazı rakamlara itiraz ettim.

Number five is to characterise.

Süpermarketimi aradım ve onlara

To characterise.

fiyat verdiklerini söyledim...

You will also see this spelt with -ize at the end.

Ah, bu ne kadar üzgün olduğumu anlamamı sağladı.

That's absolutely fine.

Onlara kahvelerini 75 p fazla fiyatlandırdıklarını söyledim

In British English, we use both -ize and -ise.

ve düzelttiler.

And in American English and lots of other dialects,

Takım için bir tane.

Sekiz numara küçülmek.

they like to focus on -ize,

Küçültmek için.

Bu, maliyetleri azaltmak için bir yerde çalışan insan sayısını azaltmak anlamına gelir

which actually makes a lot of sense.

It's -ize, isn't it?

.

- ize.

This means to be typical of a person place or thing.

Ne yazık ki 40 çalışandan 23'e küçülmek zorunda kaldık. Daha

For example.

The village is characterised

by honey-colored stone houses.

küçük bir mülke taşınmaktan bahsederken küçülmeyi de kullanırız.

Number six is devise.

İnsanların yaşlanınca yapma eğiliminde oldukları bir şey.

Daha az yer istediklerinde.

Devise.

And this is to invent something new

Gençler daha fazla alan istiyor gibi görünüyor.

or a new way of doing things.

Daha fazla alan istiyorum, sonsuz alan.

We often talk about devising a plan.

Ama sanırım bir gün ailem küçülecek. Daha

I need to devise a plan.

küçük bir eve taşınacaklar.

An example.

The IT team have devised a new email organisation system.

Dokuz numara kucaklaşmaktır.

Kucaklamak.

Oh, I can't think of anything that's interesting than that.

Bu, özellikle şevkle yapıldığında bir fikri, bir teklifi veya bir dizi inancı kabul etmek anlamına gelir

Number seven is to dispute.

.

To dispute.

And this means to question whether something is true

Bir örnek.

CEO, eşit ücret teklifini tamamen benimsedi.

or whether it's legally acceptable or official.

Evet, git CEO.

An example.

We disputed the figures and they corrected them.

10 numara onaylamaktır.

Onaylamak için.

I disputed some figures the other day.

Ve bu, bir kişiyi,

I phoned up my supermarket and I told them

bir ifadeyi veya bir hareket tarzını desteklediğinizi herkesin önünde söylemek anlamına gelir.

that they have priced...

Bir örnek.

Araştırma makalesini tamamen onaylıyorum.

Ah, this has made me realise how sad I am.

Tamamen destekliyorum.

I told them that they have overpriced their coffee by 75p,

11 numara keman çalmaktır.

Vaktini boşa harcamak.

and they corrected it.

One for the team.

Number eight is to downsize.

Para kazanmak veya menfaat elde etmek için bir şeyin detaylarını veya rakamlarını değiştirmek demektir.

To downsize.

This means to reduce the number of people working somewhere

Bir örnek.

Kâr ettiğimizi düşündük

ama birinin hesapları çaldığı ortaya çıktı.

to reduce costs.

We unfortunately had to downsize from 40 employees to 23.

12 numara putlaştırmaktır.

idolleştirmek için.

We also use to downsize

Bu, -ize ile de bitebilen başka bir tanesidir.

to talk about moving to a smaller property.

It's something people tend to do when they get older.

Bu, birini çok fazla, muhtemelen

When they want less space.

Young people seem to want more space.

bazı bağlamlarda çok fazla sevmek ve ona hayranlık duymak anlamına gelir.

I want more space, infinite space.

Bir örnek. Daha

gençken fen bilgisi öğretmenimi putlaştırdım.

But my parents one day, I imagine, will downsize.

They'll move to a smaller property.

Bu bağlamda, çok fazla bir şey ifade etmiyor.

Onları pek sevmedim.

Number nine is to embrace.

Onlardan gerçekten hoşlandım.

To embrace.

13 numara uygulamaktır.

This means to accept an idea, a proposal or a set of beliefs

Uygulamaya.

Bu,

especially when done with enthusiasm.

resmi olarak karar verilmiş bir şeyin kullanılmaya başlanması veya kullanılmaya başlanması anlamına gelir.

An example.

The CEO fully embraced the equal pay proposal.

Örneğin, genç istihdamını teşvik etmek için yeni bir çıraklık programı

Yes, go, CEO.

uygulanmıştır .

Number 10 is to endorse.

14 numara kışkırtmaktır.

To endorse.

And this means to publicly say that you support a person,

kışkırtmak için

Bu da bir şeye,

a statement, or a course of action.

genellikle kötü bir şeyin olmasına neden olmak anlamına gelir.

An example.

Bir şeyin olmasına neden ol.

I fully endorse his research paper.

Bir örnek.

I completely support it.

Protestoda şiddeti kışkırtmakla suçlandı.

Number 11 is to fiddle.

15 numara eritmektir.

To fiddle.

This means to change the details or figures of something

Erimek.

Bu da ısınma sonucu bir şeyin sıvı hale gelmesi veya hale gelmesidir

in order to get money or to gain an advantage.

.

An example.

Bir örnek.

We thought we were in profit

Dondurmanızı erimeden yiyin.

but it turns out that somebody had fiddled the accounts.

16 inlemektir.

İnlemek.

Number 12 is to idolise.

Güzel bir kelime çünkü ne anlama geldiğini ifade ediyor, inilti.

To idolise.

This is another one that can also end in -ize.

İnsanların canını sıkacak şekilde şikayet etmek demektir.

This means to love and admire somebody very much possibly,

Bir örnek.

Daha fazla inlemesini dinlemeye dayanamıyorum.

in some contexts, too much.

17 müzakere etmektir.

An example.

Müzakere etmek.

When I was younger I idolised my science teacher.

Bu, resmi tartışma yoluyla bir anlaşmaya varmaya çalışmak anlamına gelir .

In that context, it doesn't mean too much.

Bir örnek.

I didn't like them too much.

Maaş zammı için pazarlık etmeye çalışıyoruz.

I just really liked them.

18 ağır basmaktır.

Number 13 is to implement.

ağır basmak için.

To implement.

Bu, bir şeyden daha büyük veya daha önemli olmak anlamına gelir .

This means to make something

that has been officially decided start or begin to be used.

Bir örnek.

Avantajları, dezavantajlarından çok daha ağır basar.

For example, a new apprenticeship scheme

has been implemented to encourage youth employment.

19 geçmektir.

Number 14 is to instigate.

Sollamak.

Bu, bir şeyden sayı, miktar veya önem bakımından daha büyük olmak demektir

To instigate.

And this means to cause something,

.

usually something bad to happen.

Bir örnek.

Yenilenebilir enerjinin

Cause something to happen.

An example.

She was accused of instigating violence at the protest.

ana enerji kaynağı olarak petrolü geçeceğini umuyoruz.

Arabalar hakkında konuşmak için sollamayı da kullanırız.

Number 15 is to melt.

Bir arabanın hızlanıp diğerinin önüne geçmesidir.

To melt.

And this is to become or make something liquid

O araba diğer arabayı solluyor.

as a result of heating.

20 numara algılamaktır.

An example.

Eat your ice cream before it melts.

Algılama.

Bu,

16 is to moan.

birini veya bir şeyi belirli bir şekilde anlamak veya düşünmek anlamına gelir.

To moan.

It's a good word because it expresses what it means, moan.

Bir örnek.

Onu çok tartışmacı biri olarak görmüyorum.

It means to complain in a way that people find annoying.

21 numara düşmek üzere.

An example.

I cannot stand listening to him moan any longer.

Düşmek için.

Ne harika bir kelime.

17 is to negotiate.

Yüksek bir yerden veya bir yerden ani ve hızlı bir şekilde düşmek demektir.

To negotiate.

Bir örnek.

This means to try to meet an agreement by formal discussion.

Reddit'in kampanyasından sonra hisse fiyatları düştü.

An example.

We are attempting to negotiate a pay rise.

22 numara övgüdür.

18 is to outweigh.

Övmek için.

Ve bu,

To outweigh.

This means to be greater or more important than something.

birini veya bir şeyi onayladığınızı ve ona hayran olduğunuzu söylemektir.

Bir örnek.

Patronu coşkusunu övdü

An example.

The advantages massively outweigh the disadvantages.

ama ona terfi teklif etmedi.

23 numara başarılı olmaktır.

19 is to overtake.

gelişmek için

To overtake.

Bu başarılı bir şekilde gelişmek demektir.

This means to become greater in number, amount

Genellikle çocuklardan bahsederken kullanılır.

or importance than something.

Umarız bu okulda başarılı olurlar.

An example.

We hope that renewable energy will overtake oil

Başarılı bir şekilde gelişirler.

as the main energy source.

Özellikle para söz konusu olduğunda başarılı olmak anlamına da gelir.

We also use to overtake to talk about cars.

Üniversiteden ayrıldığından beri gelişiyor. Özellikle mali açıdan

It's when one car speeds up and goes in front of the other.

çok başarılı oldu .

That car is overtaking the other car.

24 numara düzeltmek içindir.

Number 20 is to perceive.

düzeltmek için

Bu,

To perceive.

This means to understand

yanlış olan bir şeyi düzeltmek veya düzeltmek anlamına gelir.

or to think of somebody or something in a particular way.

Bir örnek.

Lütfen sorunu düzeltmek için doğru adımları atın.

An example.

I don't perceive her to be a very argumentative person.

Doğru olandan çok daha güzel.

Lütfen düzeltin.

Number 21 is to plummet.

Sadece düzeltmeyin.

To plummet.

25 numara kurtarmak içindir. Rehinden

What a great word.

It means to fall quickly and suddenly

kurtarmak.

from a high level or position.

Bu, kupon veya hisse gibi bir şeyi

An example.

Share prices plummeted after Reddit's campaign.

para veya mal karşılığında değiştirmek içindir.

Bir örnek.

Süresi dolduğundan bu kuponu kullanamazsınız.

Number 22 is to praise.

To praise.

26 numara tutmaktır.

And this is to say that you approve of and admire

Korumak için.

somebody or something.

Bu, bir şeyi tutmak veya bir şeye sahip olmaya devam etmektir.

An example.

His boss praised his enthusiasm

Ayın çalışanı unvanını üst üste

but didn't offer him the promotion.

Number 23 is to prosper.

üçüncü ay korudu.

To prosper.

27 numara feda etmektir.

This means to develop in a successful way.

Feda etmek.

It's often used to talk about children.

Bu, daha önemli görünen bir şeyi

We hope they prosper at this school.

They develop in a successful way.

elde etmek veya yapmak için sizin için önemli veya sizin için değerli olan bir şeyden vazgeçme gerçeğidir .

It also means to be successful

especially when talking about money.

Bir örnek. Çocuklarımızın eğitimi için

She has been prospering since leaving university.

sosyal hayatımızı feda ettik

.

She's been very successful, especially financially.

28 numara sezon için.

Number 24 is to rectify.

Mevsime.

Bu,

To rectify.

This means to correct

or to put something right that is wrong.

tadı daha iyi hale getirmek için yemeğe tuz, karabiber veya baharat eklemek anlamına gelir. Kremayı karıştırmadan

önce sosu baharatlayın .

An example.

Please take the right steps to rectify the problem.

29 yudum almaktır.

So much nicer than just correct.

Yudumlamak.

Bu,

Please rectify it.

bir seferde çok az miktarda alarak bir şeyler içmektir.

Don't just correct it.

Number 25 is to redeem.

Bir içki yudumlarsın.

Bir örnek.

Senelerdir o kokteyli yudumluyorsun.

To redeem.

This is to exchange something such as vouchers or shares

Acele etmek.

Ve 30 numara geri çekilmek.

for money or goods.

Çekilme.

Bu, bir faaliyete katılmayı veya

An example.

You can't redeem this voucher because it's expired.

bir kuruluşa üye olmayı bırakmaktır.

Number 26 is to retain.

Son dönemdeki olumsuz basından dolayı

To retain.

şirketten ayrılma kararı aldım.

This is to keep something or to continue to have something.

Doğru, başardın.

Bunlar 30 gelişmiş kelime dağarcığıydı.

She retained her title of employee of the month

Hepsi C1 seviyesindeydi.

for the third month running.

Yani buraya kadar geldiyseniz gerçekten iyi iş çıkardınız .

Number 27 is to sacrifice.

Şimdi, o testi çözme zamanı

To sacrifice.

ve sonuçlarınızı

yorum bölümünde paylaşmayı unutmayın.

This is the fact of giving up something

Ücretsiz PDF'i ve sınavı indirmek için tek yapmanız gereken

that is important to you or valuable to you

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklamak.

in order to get or do something that seems more important.

Adınızı ve e-posta adresinizi giriyorsunuz.

Posta listeme kaydoluyorsun.

Doğrudan gelen kutunuza gönderiyorum.

An example.

We sacrificed our social lives

Ve bundan sonraki her hafta , PDF hazır olur olmaz

to pay for our children's education.

,

Number 28 is to season.

ben onu hazırlar tamamlamaz alacaksınız.

To season.

Dinleme becerilerinizi geliştirmek

This means to add salt, pepper or spices to food

ve kelime dağarcığınızı geliştirmek istiyorsanız,

in order to make it taste better.

o zaman benim de vlog kanalım var.

Season the sauce before stirring in the cream.

Hayatımı burada, İngiltere kırsalındaki bir çiftlikte vlog'luyorum .

29 is to sip.

Ve her vlog tamamen altyazılıdır

To sip.

This is to drink something,

Ve benimle sosyal medyadan bağlantı kurmayı unutmayın.

taking in a very small amount at a time.

@Lucy olan Instagram'ım

You sip a drink.

ve her fonemi telaffuz ettiğimi duyabileceğiniz

An example.

You've been sipping that cocktail for ages.

Hurry up.

gerçekten harika bir telaffuz aracına sahip olduğum EnglishwithLucy.co.uk adlı web sitem var

And number 30 is to withdraw.

.

To withdraw.

This is to stop taking part in activity or being a member

Bununla gurur duyuyorum.

/i:/, hayır, /ea/

of an organisation.

Yakında başka bir derste görüşürüz.

Due to the recent negative press,

(öpücük atar)

I have decided to withdraw from the company.

Herkese merhaba. Yapmak

istediğim her şeyi yaptım mı?

Hayır, yapmadım.

Right, you made it.

Those were the 30 advanced vocabulary words.

(kıkırdar)

Böylece kaçabileceğiniz her yeri takip edebilirsiniz .

They were all at C1 level.

So you've done really well if you've got this far.

Örneğin, bu sabah çok şey başardığımızı düşünüyorum.

Now, it's time to take that quiz

and don't forget to share your results

Sadece söylemedim, değil mi?

Ulaştım dedim değil mi?

in the comment section.

Tamam aşkım.

All you've got to do to download the free PDF and quiz

Yasal olarak başka bir eylem planı.

is click on the link in the description box.

Bir örnek.

You enter your name and email address.

You sign up to my mailing list.

Aman Tanrım, seni oradaki kedi sandım.

Yine de merhaba diyebilirsin.

I send it directly to your inbox.

Oh hayır.

And then every week after that, you will get the PDF

Ne kadar sarı olduğumu gösteriyor.

- Ne kadar griyim.

- İyi görünüyorsun.

as soon as it becomes available,

- Burada bir nokta eksikliği ile.

as soon as I've finished making it.

- Var.

If you'd like to practise your listening skills

- Evet.

and improve your vocabulary,

(iyimser müzik)

then I also have my vlogging channel.

I vlog my life here on a farm in the English countryside.

And every vlog is completely subtitled

for your understanding.

Another thank you to Skillshare,

the sponsor of today's video.

The first 1,000 of my students to click on the link

in the description box will get a free trial

of premium Skillshare membership.

And don't forget to connect with me on social media.

I've got my Instagram, which is @Lucy

and I have my website, EnglishwithLucy.co.uk

where I have a really cool pronunciation tool

where you can hear me pronounce each phoneme.

I'm very proud of it.

/i:/, no, /ea/

I will see you soon for another lesson.

(blows kisses)

Hello everyone.

Have I done everything I meant to?

Oh, no, I haven't.

(giggles)

So you can follow wherever you're clear to run.

For example, I think that we've achieved a lot this morning.

I just didn't say it, did I?

I said achieved, right?

Okay.

Legally a further course of action.

An example.

Oh my God, I thought you were the cat there.

You can say hello, though.

Oh, no.

It shows how yellow I am.

- How grey I am.

- You look fine.

- With a lack of a point here.

- You have.

- Yeah.

(upbeat music)