Advanced Speaking: Environment Vocabulary in English

60,451 views ・ 2020-12-13

English Like A Native


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız. Çevrilmiş altyazılar makine çevirisidir.

00:00
Hello everyone, Anna here  from englishlikeanative.com  
0
320
4160
Herkese merhaba, englishlikeanative.com'dan Anna,
00:05
today we're learning 30 or so, advanced phrases  to use when talking about the environment.  
1
5200
9280
bugün çevre hakkında konuşurken kullanabileceğiniz 30 kadar ileri düzey kelime öbeği öğreniyoruz .
00:15
This lesson has been kindly sponsored  by Lingoda but more about them later.  
2
15680
14160
şimdi küresel ısınma, karbondioksit gibi gazların neden olduğu
(yani yarattığı anlamına gelen) dünyanın artan sıcaklığını ifade eder .
00:32
Okay so first on our list is the  words global warming, global warming,  
3
32720
7680
Dolayısıyla, küresel ısınmanın dünyanın her yerindeki politikacılar için en önemli öncelik olması gerektiğini söyleyebilirsiniz   bir
00:40
now global warming refers to the increasing  temperature of the world brought about  
4
40400
6880
sonraki ifade hava kalitesidir, bu nedenle hava kalitesi,
00:47
(which means created by) brought  about by gases such as carbon dioxide.  
5
47280
6320
büyük bir şehirde veya çok sayıda arabanın olduğu bir yerde yaşıyorsanız sıklıkla soluduğumuz havanın temizliği anlamına gelir
00:54
So you might say global warming should be  top priority for politicians around the world  
6
54640
7840
ve trafik o zaman oradaki hava kalitesinin oldukça zayıf olduğunu görebilirsiniz   sonra
01:04
the next phrase is air quality so air  quality refers to the cleanliness of  
7
64160
6880
bu  2020 yılında bir petrol sızıntısından bahsedebiliriz  Mauritius'ta veya Mauritius kıyılarında oldukça kötü bir petrol sızıntısı oldu   petrol
01:11
the air that we breathe often if you live in  a big city or somewhere where there's lots of  
8
71040
5760
sızıntısı, atık yağ anlamına gelir.
01:16
cars and traffic then you might find  that the air quality is quite poor there  
9
76800
6480
denizde bir kazadan sonra denizler, bu nedenle genellikle bir teknenin yere çarpması veya koşması
01:24
next we might talk about an oil spill this  year 2020 there's been quite a bad oil spill  
10
84560
7360
01:32
in mauritius or off the coast of mauritius an oil  spill refers to waste oil that is deposited into  
11
92640
8400
veya alabora olması   veya ateşe vermesi,
suyu                                                                   .
01:41
the seas after an accident at sea so usually a  boat crashing or running a ground or capsizing  
12
101040
8800
orada yaşayan ve iş ve yemek için okyanusa bel bağlayan
01:50
or setting on fire exploding will cause  an oil spill which can obviously affect  
13
110560
6080
sonraki ifade insani yardım insani yardımdır, bu nedenle insani yardım
01:58
the water the marine life the coral and then  wash up onto the beaches and have devastating  
14
118000
8400
02:06
effects on the people who live there and  rely on the ocean for work and for food  
15
126400
5120
hayatta kalma mücadelesi veren insanlara destek gösterme eylemidir bu nedenle, bir grup insan varsa
02:13
the next phrase is humanitarian aid humanitarian  aid so humanitarian aid is the act of showing  
16
133200
10640
belki de tüm ekosistemlerini yok eden korkunç bir petrol sızıntısı yaşadılar
bu nedenle balık yoksa turizm de yoktur para kazanamazlar  gıda açısından hayatta kalamazlar
02:23
support to people who are struggling to survive  so if there are a group of people who have  
17
143840
6960
bu nedenle muhtemelen başka biri tarafından sağlanacak bazı insani yardıma ihtiyaç duyabilirler ülke
02:31
experienced perhaps a terrible oil spill  which has wiped out their entire ecosystem  
18
151520
6400
listede bir sonraki sırada enerji tasarrufu  enerji tasarrufu bu
02:38
so there's no fish there's no tourism they can't  make any money they can't survive in terms of food  
19
158640
7120
enerji kaynaklarının mümkün olduğunca uzun süre dayanmasını sağlamak için dikkatli bir şekilde yönetilmesiyle ilgilidir
02:46
so they might need some humanitarian aid which  would be probably provided by another country  
20
166640
6080
böylece evde odadan çıktığınızda ışıkları kapatarak   kapatarak enerji tasarrufu yapmaya çalışabilirsiniz
02:54
the next on the list is energy conservation  energy conservation this is about the  
21
174720
7360
günün sonunda belki de öğelerin
03:02
careful management of energy resources to  ensure that they last as long as possible  
22
182080
6880
ihtiyacınız olmadığında  açık  bırakılmadığından emin olmak bu nedenle enerji tasarrufu yapıyor musunuz?
03:08
so at home you might try to conserve energy by  turning off the lights when you leave the room  
23
188960
7200
03:17
shutting down your computer at the end of the  day perhaps making sure that items aren't left  
24
197120
7440
tükenmez kullanıldığında azalmaz  bu nedenle yenilenebilir enerji
03:24
turned on when you don't need them so do  you conserve energy the next phrase is  
25
204560
6480
rüzgar enerjisi veya güneş enerjisi gibi bir şey olabilir  evinizde  güneş panelleri  var mı veya işinizin bir parçası olarak
03:31
renewable energy renewable energy renewable energy  is an energy that comes from a source that's  
26
211760
8480
ülkenizde  bazı insanlar çok yakın yaşıyorsa  rüzgar enerjisi kullanıyor musunuz? o yel değirmenleri büyük
03:40
not depleted it doesn't go down when used  so renewable energy would be something like  
27
220240
6880
türbünler birçok kişi onlardan şikayet ediyor ama bu bir yenilenebilir enerji kaynağı
03:47
wind power or solar power do you have solar panels  on your house or as part of your work do you use  
28
227120
8400
başka yenilenebilir enerji türleri düşünebilir misiniz lütfen veya yorumlara yazın
03:55
wind power in your country some people  live very close to those windmills the big  
29
235520
6240
şimdi sohbette yaygın olarak kullandığımız başka bir ifade çevre dostudur
04:01
turbines many people complain about them  but it's a source of renewable energy  
30
241760
5360
çevreci dost ve bir şey çevre dostu ise, o zaman
04:07
can you think of other types of renewable energy  if you can please or write it in the comments  
31
247120
5040
çevreye zarar vermeyen bir ürün  veya davranış türüdür belki de tam tersini
04:12
now another phrase which we do use commonly  in conversation is environmentally friendly  
32
252960
6080
çevreye yardımcı olur, bu nedenle örneğin plastik ambalaj çevre dostu değildir
04:19
environmentally friendly and if something is  environmentally friendly then it's a product  
33
259840
6640
ancak bir şey geri dönüştürülebilir  malzemelerle paketlenirse,
04:27
or a type of behavior that does not harm the  environment that perhaps does the opposite  
34
267200
7600
karton gibi çok   kolayca parçalanabilir belki bu daha çevre dostu olur veya belki ürününüz   çevre
04:34
maybe helps the environment so for example  plastic packaging is not environmentally friendly  
35
274800
7040
dostu bir şekilde üretilmiştir çevre dostu musunuz   bir
04:42
but if something is packaged in recyclable  materials things that break down very  
36
282800
4640
sonraki adımda karbon ayak izi karbon ayak izi ifadesi var, bu salınan karbondioksit miktarını ifade eder
04:47
easily like cardboard perhaps that would be more  environmentally friendly or perhaps your product  
37
287440
7360
bir kişinin,
04:54
has been produced in a way that's friendly to  the environment are you environmentally friendly  
38
294800
5760
bir şirketin veya tüm bir topluluğun faaliyetlerinin bir sonucu olarak atmosfere karışır, bu nedenle çok sık uçakla seyahat eden, belki de
05:01
next we have the phrase carbon footprint carbon  footprint this refers to the amount of carbon  
39
301920
7520
her hafta iş veya eğlence için uçağa binen bir kişi, yüksek bir karbon ayak izine sahip olur ve muhtemelen
05:09
dioxide released into the atmosphere as  a result of the activities of a person  
40
309440
6880
05:17
a company or a whole community so a person who  travels on a plane very often perhaps takes  
41
317120
6720
Sırada bizim liste egzoz gazlarıdır, bu bir araç   çalıştırıldığında ortaya çıkan zehirli gazlara atıfta bulunur,
05:24
a flight every week for work or pleasure would  have a high carbon footprint and they probably  
42
324400
8640
yani bu, benzin veya mazotla çalışan araçlar olacaktır ve
05:33
want to work on bringing that down to be more  environmentally friendly One way to keep your  
43
333040
6240
egzoz borusundan bu zehirli korkunç dumanlar  çıkar. bunlar egzoz dumanları sonraki   ani seller var ani seller
05:39
carbon footprint down when taking a language  course is to do it online. And one provider you  
44
339280
8720
bunlar çok hızlı meydana gelen sellerdir  belki birdenbire
05:48
should consider is today’s sponsor Lingoda. With Lingoda you can enjoy learning with  
45
348000
6480
bir fırtına ve şiddetli bir sağanak yağmur olur ve drenaj sistemi drenaj sistemi başa çıkamaz
05:54
one of their highly structured courses  in English, French, German, Spanish, or  
46
354480
6720
06:01
Business English. This is a flexible and  convenient way to improve your language skills in  
47
361200
6160
yani her şey taşar bu ani bir sel olur biz geçen yıl çok fazla sel felaketi yaşadı
06:07
small groups or one to one, where you are  encouraged to practice your speaking, listening,  
48
367360
7200
burada İngiltere'de bir sonraki kuraklık var kuraklık bu çok garip bir yazım bu yüzden telaffuzu dinleyin
06:14
reading, and writing skills. And just check out  all the positive student reviews on Trustpilot.  
49
374560
7600
ah kuraklık kuraklık kuraklık çok az yağışın su kıtlığına yol açtığı uzun süreli
06:23
All lessons are with professional,  native teachers and when you complete  
50
383440
4400
06:27
a course you will receive a CEFR certificate They also offer challenges like the Marathon or  
51
387840
7920
yani selin tam tersidir su yok  ani sel veya kuraklık yaşadınız mı
06:35
THE SPRINT, which is intensive training with the  added incentive of earning cash-back and gain free  
52
395760
8720
aşağıdaki yorumlar bölümünde bana bildirin, eğer işler kuraklığa doğru gidiyorsa, o zaman   kuruyup
kuruyabilirler.
06:44
access to the Cambridge speaking online test. And  guess what, they offer a free trial so that you  
53
404480
7440
06:51
can see for yourself how great their service  is. Click on the link below to find out more. 
54
411920
5440
yukarı veya gölet arka bahçenizde bir gölet varsa göletim kurudu göl kurudu
06:58
Next on our list is exhaust fumes this refers to  the toxic gases that are given off when a vehicle  
55
418560
9920
rezervuar kurudu tamam sıradaki kıtlık kelimemiz var
kıtlık şimdi kıtlık yaygın ve son derece düşük yiyecek seviyelerine sahip olduğunuz zamandır şimdi buna
07:08
is switched on so this will be vehicles that are  fueled by petrol or diesel you turn them on and  
56
428480
7520
neden olabilir, ancak birçok durumda birçok nedenden dolayı insan yapımıdır, bu nedenle genellikle herhangi bir çatışma
07:16
out of the exhaust pipe comes these horrible fumes  that are toxic so they are exhaust fumes next we  
57
436000
8720
kıtlığa neden olabilir, ancak ekinleri tahrip eden veya
07:24
have flash floods flash floods these are floods  that happen very quickly perhaps there's suddenly  
58
444720
8240
çiftçilerin işlerini yapmasını zorlaştıran  hava sorunları yaşarsak o zaman bu aynı zamanda bir kıtlık da yaratabilir sonra fosil yakıtlarımız var   küresel ısınma
07:32
a storm and a heavy downpour of rain and the  drain system the drainage system can't cope  
59
452960
7520
hakkında bir tartışma duyduğunuzda fosil yakıtlar insanlar genellikle fosil yakıtlardan söz eder
07:40
so everything floods that would be a flash flood  we experienced a lot of flash flooding last year  
60
460480
7680
ve bu gaz ve petrol gibi yerin derinliklerinde milyonlarca
07:48
here in the uk next we have drought drought it's  a very odd spelling so listen to the pronunciation  
61
468160
8640
yılda üretilen enerji kaynaklarıdır. insanlar genellikle fosil yakıtlar için sondaj yapıyorlar bir sonraki ifade iklim değişikliğidir
07:57
ow drought drought a drought is a prolonged period  of very low rainfall creating a water shortage  
62
477440
10960
bu nedenle bunu  haberlerde kesinlikle duymuşsunuzdur özellikle son zamanlarda bu oldukça sıcak bir konu
iklim değişikliği, dünya çapındaki hava modellerindeki  değişiklikten bahsediyor  keşke
08:08
so it's the opposite of flooding there's no water  have you experienced flash flooding or a drought  
63
488400
7440
insanlar alsa iklim değişikliği çok ciddi çünkü hepimiz üzerinde bir etkisi var
08:16
let me know in the comments section below now if  things are heading towards a drought then they  
64
496400
6400
sonra iklim  değişikliğiyle mücadele etmek veya üstesinden gelmek için sözlerimiz var, bu nedenle sorunun iklim değişikliği olduğu çok açık   ve
08:22
might dry up to dry up a phrasal verb means to  become dry so you could say the river has dried  
65
502800
7920
fiili genellikle iklim değişikliğiyle mücadele etmek veya iklim değişikliğiyle mücadele etmek için kullanırız, sonra zehirli atıklarımız olur
08:30
up or the pond if you have a pond in your back  garden my pond has dried up the lake has dried up  
66
510720
7760
08:39
the reservoir has dried up okay  next we have the word famine  
67
519040
6080
zehirli atık yani atık elbette çöptür ancak zehirli atıksa o zaman zehirlidir
08:46
famine now a famine is when you have widespread  and extremely low levels of food now this could be  
68
526240
7280
zehirli bir çöp türüdür, bu genellikle endüstriyel işlemler tarafından üretilir, bu nedenle
08:53
caused but for any number of reasons in many cases  it's man-made so usually war any sort of conflict  
69
533520
8400
su  sistemine herhangi bir zehirli atık pompalanmasını istemezsiniz çünkü bu insanları çok kötü yapar
daha sonra kirlilik seviyelerimiz var kirlilik seviyeleri yani bu   atmosferdeki                         daha fazla    emin olmak
09:01
could create a famine but if we have issues  with weather that destroys crops or makes it  
70
541920
6800
09:08
hard for farmers to do their job then that can  also create a famine next we have fossil fuels  
71
548720
7280
istersiniz   bu
09:16
fossil fuels whenever you hear a discussion about  global warming people often refer to fossil fuels  
72
556720
7840
hava kalitesi kötü olan bir şehirde yaşayan insanlar için   çok yüksek olmadığından emin olmak istersiniz  egzoz
09:25
and this is energy resources like gas and oil that  are produced deep in the ground over millions of  
73
565200
6800
dumanları yüksek kirlilik seviyelerine sahip olabileceğinden, bir sonraki kirlenmemiz olduğunda bir şeyi kirletmek,
09:32
years they're dug up so people are often drilling  for fossil fuels the next phrase is climate change  
74
572000
7200
bir şeyi kirleterek kirli hale getirmektir, böylece
09:40
so you definitely would have heard this in the  news especially recently this is quite a hot topic  
75
580320
5920
zehirli atıklarınızı içme suyuna boşaltırsanız, su kirlenir, zehirli kirlenir
09:46
climate change talks about the change  in worldwide weather patterns i wish  
76
586800
6000
kirletebilirsiniz oraya istenmeyen bir şey koyarak yemek yeme sonraki ifade
09:52
that people would take climate change very  seriously because it has an impact on all of us  
77
592800
5360
doğal dünya doğal dünya  ifadesidir bu ifadeyi
09:59
next we have the words to combat or tackle climate  change so obviously climate change is the issue  
78
599200
9120
doğa dünyasından bahsederken duyabilirsiniz   doğal olarak nasıl olması gerekir ki orman doğal dünyanın bir parçası olsun
10:08
and we would often use the verb to combat or to  tackle climate change next we have toxic waste  
79
608320
9520
çöl kısmı doğal dünyanın ne yazık ki doğal dünyada kaçak avlanmayı bulacaksınız kaçak avlanma   kaçak avlanma  vahşi hayvanları yasa dışı bir şekilde
10:18
toxic waste so waste of course is rubbish  but if it's toxic waste then it's poisonous  
80
618480
6480
avlama ve öldürme faaliyetidir
10:25
a poisonous type of rubbish this is often  produced by industrial processes so you don't  
81
625840
7680
buradaki haberlerde genellikle fillerin veya gergedanların genellikle dişlerinin değerinden dolayı kaçak avlandığını duyuyoruz.
10:33
want any toxic waste being pumped into the water  system because that would make people very poorly  
82
633520
5520
10:40
next we have pollution levels pollution levels  so this is the amount of toxic waste either  
83
640080
9440
çok üzücü tamam bu tür olayların olmasını engellemek için bir baskı
grubunuz olabilir bir baskı grubu bir baskı grubu sorunlar hakkında farkındalık yaratmaya çalışan ve
10:50
in the water in the atmosphere perhaps in the  earth so you want to make sure those pollution  
84
650240
6000
kişi ve kuruluşların görüş ve eylemlerini etkilemeye çalışan bir grup insan olabilir. protestolar düzenleyecekler
10:56
levels are not too high perhaps people who live  in a city with poor air quality because of exhaust  
85
656240
9120
imzalanacak dilekçeleri ele alabilirler ve kaçak avlanma gibi bu sorunları halletmek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar
11:05
fumes might have high pollution levels next we  have contamination to contaminate something is  
86
665360
9440
şimdi doğal dünya hakkında konuşurken habitat kaybı   duyabilirsiniz
11:14
to make something impure by polluting it so you  could contaminate the water if you dumped your  
87
674800
8640
habitat kaybı şimdi bu düşüş normalde hayvanların ve bitkilerin yaşadığı arazi alanları londra'nın
11:23
toxic waste into the drinking water that water  would become polluted poisonous contaminated  
88
683440
5760
varoşlarında yaşadığım yerde çok tilkimiz var bu yüzden
11:30
you could contaminate food by putting  something unwanted in there the next phrase  
89
690160
7120
tilkiler eve gelirdi onlar düzenli olarak benim bahçemdir ayakkabılarımızı çalarlar ve ayakkabılarımızı çiğnerler
11:37
is the phrase the natural world the natural world  you might hear this phrase when talking about the  
90
697280
7840
onlar oğlumun oyuncaklarını atmazsak çalacağım ve bu yüzden tilkiler biraz sorun teşkil ediyor
11:45
world of nature how it should be naturally so the  the jungle would be part of the natural world the  
91
705120
7920
çünkü çok fazlalar ve çöp kutularını açıp çöpleri her yere yayıyorlar
geceleri çok gürültü yapıyorlar Çığlık atan ve uluyan
11:53
desert part of the natural world unfortunately out  in the natural world you'll find poaching poaching  
92
713040
9360
ancak şehirde tilkilerle ilgili bir sorun yaşamamızın nedeni, normalde yaşayacakları doğal ortamları olan yaşam alanlarını kaybetmiş olmaları
12:03
poaching is the activity of hunting and killing  wild animals illegally we often hear on the  
93
723120
8080
ve bu nedenle artık   gidecekleri bir yerleri
olmadığı için şehirde yaşamak zorunda olmalarıdır. insan yapımı felaket
12:11
news over here about the poaching of elephants or  rhinos usually because of the value of their tusks  
94
731200
7520
insan yapımı bir felaket oldukça açıklayıcı  bu, insanların eylemlerinin yol açtığı yaygın hasar veya can kaybıdır
12:19
it's very sad okay so to stop these kinds of  things from happening you might have a pressure  
95
739840
7280
yani  insanın yaptığı bir şey,
12:27
group a pressure group a pressure group is a group  of people who try to raise awareness of issues and  
96
747120
7200
büyük bir patlama gibi bir felaket yarattı   bunun açıkça tam tersi doğal afet yani
12:34
try to affect the views and actions of people and  organizations perhaps they'll hold protests they  
97
754320
7440
insanın neden olmadığı bir şey, örneğin deprem, sel veya kasırga gibi yine geniş çapta
12:41
might take around petitions to be signed and try  their hardest to get these issues like poaching  
98
761760
7040
hasara veya can kaybına neden olur.
12:49
sorted out now when talking about the natural  world you might hear about the loss of habitat  
99
769520
7040
doğa, doğal dünyaya çok benzer yani
12:57
the loss of habitat now this is the decline of  areas of land where animals and plants would  
100
777280
5680
tilkiler şu anda doğal  ortamlarında değiller, yeni bir çevre türünde yaşıyorlar   bir
13:02
normally live where i live in the outskirts  of london we have a lot of foxes so foxes i've  
101
782960
8080
sonraki adımda soyu tükenecek ve bir tür hayvanın nesli tükenecek, eğer
13:11
had foxes come in the house they are regularly my  garden they steal our shoes and chew our shoes up  
102
791040
6320
13:17
they'll steal my son's toys if we don't put them  away and so foxes are a little bit of a problem  
103
797360
6320
artık yoksa   öyleyse bu durumda bir hayvan türü ölüyor ve üremiyorlar daha fazla yok
13:24
because there's so many of them and they open up  the rubbish bins and spread rubbish everywhere  
104
804560
6560
o zaman ne yazık ki nesli tükeniyor ve  bu çok üzücü
13:31
they make a lot of noise at  night time screaming and howling  
105
811920
3440
günümüzde insan kaynaklı  sorunlar nedeniyle   soyu tükenmekte olan birçok hayvan türü var   yaşam alanı kaybı iklim değişikliği
13:35
but the reason we have a problem with foxes in  the city is because they have lost their habitat  
106
815920
6320
13:42
their natural place where they would  normally live and so now they have to  
107
822960
3920
hepsi bu doğal dünya üzerinde bir etkiye sahip şimdi hayvanlardan bahsederken
13:46
live in the city because they have nowhere  else to go next we have man-made disaster  
108
826880
6320
tehdit altındaki  hayvanlardan bahsedebiliriz tehdit  altındadırlar ve bu onların
13:54
a man-made disaster it's quite self-explanatory  it's widespread damage or loss of life  
109
834000
6720
soyu   tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu  anlamına gelir  burada kullandığımız başka bir kelime var ona geleceğim Şimdi bir anda, eğer onların nesli
14:01
brought about by the actions of humans so  something that man has done has created a disaster  
110
841360
7280
tükenirse, o zaman ölmek için ifadesini kullanabilirsiniz, böylece dodo'nun neslinin tükendiğini söyleyebilirsiniz
14:09
like a big explosion obviously opposite to that  you would have a natural disaster so something  
111
849440
7360
yıllar önce onların nesli tükendi, hangi yılda tükendiklerinden emin değilim, ancak
14:16
that man didn't cause such as an earthquake a  flood or a hurricane which again causes widespread  
112
856800
7840
şimdi şu şekilde öldüler: daha önce bir hayvanın nesli tükenme yolundaysa ve tehdit altındaysa,
14:24
damage or loss of life next you might hear the  phrase natural environment this is just a place  
113
864640
7760
o zaman onların nesli tükenmekte olan veya nesli tükenmekte olan bir tür olduğunu söyleyebilirsiniz, bu, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir hayvan   veya bitki kategorisi anlamına gelir
14:32
where animals and plants would normally be found  in nature very similar to the natural world so  
114
872400
6000
tamam sonraki nesillerimiz var
14:39
foxes are not really now in their natural  environment they live in a new type of environment  
115
879280
6960
bu iklim değişikliği tartışmaları sırasında genellikle gelecek nesillerin bizi şimdi nasıl göreceği ve
14:47
next we have the words to become extinct extinct  and a type of animal will become extinct if it no  
116
887120
11120
iklim değişikliğiyle ilgili eylemlerimizi ve kararlarımızı nasıl göreceği hakkında konuşuruz çünkü
14:58
longer exists so if that type of animal dies away  and they're not breeding there's no more of them  
117
898240
7680
eylemlerimizin sonuçlarıyla yaşayacak olan gelecek nesillerdir artık gelecek nesiller, bizden sonra yaşayan insanları ifade eder.
yani çocuklarımızın çocukları bundan sonra bu ifadeye sahibiz sürdürülebilir kaynaklı sürdürülebilir
15:06
then unfortunately that becomes extinct and  that's very sad there's lots of species of animal  
118
906640
7040
kaynaklı   bunu belirli ürünlerin reklamlarında görebilirsiniz  bu,
15:13
that are becoming extinct these days because of  man-made issues loss of habitat climate change  
119
913680
7600
o ürünün arzının sürekli sürdürülebildiği bir şey anlamına gelir, böylece o ürünü yaparak
15:22
it's all having an effect on the natural world  now when talking about animals we might talk  
120
922000
5600
15:27
about animals that are under threat they are  under threat and this means they're in danger of  
121
927600
6800
doğal dünyayı tüketmezsiniz. belki hindistancevizi yağı yapıyorsanız ve bu kadar hızlı satıyorsanız
15:34
becoming extinct there is another word that we use  here which i'll come on to in a moment now if they  
122
934400
6720
tüm hindistancevizi ağaçlarını kesiyorsunuz ve daha fazla hindistan cevizi ağacı dikmiyorsunuz ve bu
15:41
do become extinct then you could use the phrase  to die out so you might say the dodo died out  
123
941120
7120
hindistancevizi ağaçları soyu tükenmiş bir ağaç türü olma tehlikesiyle karşı karşıya, o zaman bu genellikle sürdürülebilir değil
15:49
many years ago they became extinct in i'm not sure  what year they became extinct but they died out  
124
949200
6320
bunun gibi şeylerle, aldıklarının daha sonra değiştirildiği bir programın çalıştığından emin olmaları gerekir,
15:56
now as i said before if an animal is on the way  to becoming extinct if they are under threat  
125
956400
10640
böylece daha fazla ekebilirler veya arzı yalnızca bu kadarını alabilirler
böylece çevreye duyarlı olacaksanız sürdürülebilir kaynaklı olarak reklamı yapılabilir.
16:07
then you could say that they are endangered or an  endangered species this means a category of animal  
126
967040
7360
dost canlısı  sürdürülebilir kaynaklı ürünler satın aldığınızdan emin olmak istersiniz   hayvanları ve bitkileri korumanın bir yolu
16:14
or plant that's in danger of becoming extinct  okay next we have future generations often during  
127
974400
8480
vahşi yaşamı koruma çalışmaları yoluyla olabilir, bu nedenle yaban hayatı koruma
16:22
these climate change debates we talk about how  future generations will view us now and view our  
128
982880
8880
um hayvanları, bitkileri ve onların yaşam alanlarını korumak içindir tamam bu yüzden bu biraz ağır geliyor ders
16:31
actions and decisions around climate change  because it's the future generations who will  
129
991760
5040
çünkü hepimizin
bir şekilde deneyimlediği şeylerden bahsediyoruz   bunlar büyük sorunlar ama umarım bugün faydalı bulmuşsunuzdur
16:38
be living with the results of our actions now  future generations refers to people who live  
130
998000
5200
bu ifadelerden herhangi biri yeniyse o zaman bunları bir cümle içinde yazmanızı tavsiye ederim the
16:43
after us so our children's children next we have  this the phrase sustainably sourced sustainably  
131
1003760
8400
16:52
sourced you might see this in advertising  for certain products it means something  
132
1012160
5760
16:57
where a supply of that product can be constantly  maintained so by making that product you're not  
133
1017920
8480
17:06
depleting the natural world you know perhaps if  you are making coconut oil and selling it so fast  
134
1026400
7920
17:14
you're just chopping down all the coconut trees  and not planting any more coconut trees and those  
135
1034960
5840
17:20
coconut trees are in danger of becoming an extinct  species of tree then that's not sustainable so  
136
1040800
9520
17:31
often with things like that they have to  make sure there's a program running where  
137
1051040
4960
17:36
what they take is then replaced so they might  plant more or only take so many limit the supply  
138
1056640
6480
17:44
so that could then be advertised as sustainably  sourced if you're going to be environmentally  
139
1064000
5040
17:49
friendly you want to make sure you're buying  sustainably sourced products a way to protect  
140
1069040
6080
17:55
animals and plants might be through the work of  wildlife conservation so wildlife conservation is  
141
1075120
7360
18:02
um to protect animals and plants and their habitat  okay so it feels a little bit heavy this lesson  
142
1082480
7840
18:11
because we're talking about things that  obviously all of us are experiencing  
143
1091040
3600
18:15
in some way these are big issues but  i do hope that you found today helpful  
144
1095280
6000
18:22
if any of these phrases are new then i recommend  that you write them within a sentence down in the  
145
1102160
4800
18:26
comments section below don't forget about  that free trial with lingoda go and check  
146
1106960
5120
18:32
them and their courses out otherwise I will  see you in another lesson, take care, bye
147
1112080
7680
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7