HOT words on a Sunny Day / English Addict - 74 LIVE / Wed 20th May 2020 / Learn with Mr Duncan

oh here we are then oh my goodness can I just say straight away it is an

oh işte buradayız o zaman aman tanrım hemen söyleyebilir miyim

absolutely glorious day here in the UK I can't believe how nice the weather is at

burada Birleşik Krallık'ta kesinlikle muhteşem bir gün Şu anda havanın ne kadar güzel olduğuna inanamıyorum işte

the moment here we go hello welcome it is English addict live from the

başlıyoruz merhaba hoşgeldiniz doğum yerinden canlı bir İngiliz bağımlısı İngiltere olan

birthplace of English which just happens to be England

İngilizce

here we go again hi everybody this is mr. Duncan in

işte tekrar başlıyoruz herkese merhaba ben bay. Duncan

England how are you today are you okay I hope so are you happy are

İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin umarım mutlusundur mutlu

you happy yes it is Wednesday afternoon as you can see it is almost 10 minutes

musun evet bugün Çarşamba öğleden sonra gördüğünüz gibi saat 2:00'ı neredeyse 10 dakika geçiyor

past 2:00 o'clock here in the UK and we are live once again across YouTube thank

burada Birleşik Krallık'ta ve bir kez daha canlı yayındayız YouTube genelinde

you very much for joining me it is an absolute glorious day

bana katıldığınız için çok teşekkür ederim, bu kesinlikle muhteşem bir gün,

I really feel like going down there onto the lawn spreading my body out after

oiling myself of course with lots of suntan lotion and having a lovely

kendimi gerçekten bol miktarda güneş losyonu ile yağladıktan ve güzel bir

sunbathe however I can't do that because I'm here with you right now doing my

güneş banyosu yaptıktan sonra çimlere inip vücudumu yaymak gibi hissediyorum ama yapamam çünkü şu anda burada seninle

livestream so here we are then I'm glad to see you here as well I hope you are

canlı yayınımı yapıyorum ve işte buradayız o zaman seni de burada gördüğüme sevindim umarım

feeling okay of course I was with you yesterday I decided to do one of my

iyi hissediyorsundur tabii ki dün seninleydim dün yaramaz canlılarımdan birini yapmaya karar verdim

naughty live streams mmm sometimes I do this I like to pop up on

akışlar mmm bazen bunu yapıyorum,

your screens from time to time and that is what I did yesterday with my live

zaman zaman ekranlarınızda görünmeyi seviyorum ve dün canlı yayınımla bunu yaptım, dün

stream I couldn't resist going on yesterday because the weather was so

devam etmekten kendimi alamadım çünkü hava çok

nice it was an absolutely glorious day yesterday and I hope you enjoyed the

güzeldi, dün kesinlikle muhteşem bir gündü ve umarım

live stream I think ours on how long was I on for yesterday I think it was about

canlı yayını beğenmişsinizdir sanırım bizimki dün ne kadar uzun süre yayında kaldım sanırım dün yaklaşık

one hour 45 minutes yesterday however today guess what today you have two

bir saat 45 dakikaydı ama bugün tahmin edin bugün iki

hours mr. Duncan that's far too long I can't possibly sit in front of the

saatiniz var bayım. Duncan bu çok uzun, bilgisayar başında oturup

computer and watch you for two hours well guess what you don't have to

seni iki saat izleyemem, tahmin et ne yapmana gerek yok

because you can watch all of this later on of course so for those who are often

çünkü bunların hepsini daha sonra izleyebilirsin tabii ki bu yüzden sık sık endişelenenler için

concerned earned by the fact that they can't watch

kazandık

all of the live stream in one go you don't have to can always come back later

canlı yayının tamamını tek seferde izleyemedikleri için her zaman daha sonra geri gelip

watch a little bit more maybe wait for the repeat on YouTube and of course you

biraz daha izlemek zorunda değilsiniz belki YouTube'da tekrarını bekleyin ve tabii ki sadece

can have captions not only recorded but also live as well isn't that incredible

altyazılar değil, altyazılar da alabilirsiniz. ama aynı zamanda canlı da o kadar inanılmaz değil mi,

if you want to have live captions it's easy all you have to do is press that on

eğer canlı alt yazılara sahip olmak istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey klavyenizde buna basmak, tek

your keyboard there it is all you have to do is press that on your keyboard

yapmanız gereken klavyenizde oraya basmak,

there press C right now don't put it on the live chat just press the button just

hemen şimdi C'ye basmak. canlı sohbete koymayın sadece düğmeye basın sadece

take your finger and press C on your keyboard that's all you have to do and

parmağınızı alın ve klavyenizde C tuşuna basın tek yapmanız gereken bu ve

for those who are using mobile devices well yes you can also do it as well all

mobil cihazları iyi kullananlar için evet siz de yapabilirsiniz tüm

you have to do is go where Oh up there can you see in the corner you might not

yapmanız gereken nereye gidiyor Oh yukarı, köşede görebiliyor musun,

be able to see it because the trees are in the way but there it is can you see

göremeyebilirsin çünkü ağaçlar yolun üzerinde ama işte orada,

those little red dots all those white dots the white dots in the corner that

o küçük kırmızı noktaları görebiliyor musun, tüm o beyaz noktalar, köşedeki beyaz noktalar

will take you to your functions and you can actually get captions right now so

sizi işlevlerinize götürün ve şu anda gerçekten altyazı alabilirsiniz, bu nedenle mobil cihazınızda

if even if you are watching on your mobile device guess what you can get

izliyor olsanız bile canlı altyazı alabileceğinizi tahmin edin, tek

live captions as well all you have to do is set the function on your mobile

yapmanız gereken mobil cihazınızda işlevi ayarlamak

device and now after clearing that up I hope you are feeling good today we

ve şimdi temizledikten sonra bu kadar umarım bugün kendinizi iyi hissediyorsunuzdur

have a lot of things to talk about today we are looking at some words connected

bugün konuşacak çok şeyimiz var sıcak olmakla bağlantılı bazı kelimelere bakıyoruz

to being hot hot words so I don't mean exciting words I mean words connected to

bu yüzden heyecan verici kelimelerden bahsetmiyorum, sıcak olmakla bağlantılı kelimelerden bahsediyorum

being hot and there are many phrases as well that we can use in English

ve çok var İngilizce'de

connected to being hot it is a hot day here it is around 27

sıcak olmakla bağlantılı olarak kullanabileceğimiz ifadeler de burada sıcak bir gün

26 27 degrees Celsius today so it's a really hot one they are saying that

bugün 27 26 27 santigrat derece civarında yani gerçekten çok sıcak

today is the hottest day of the year so far here in England so it's it's a good

Bugün burada yılın şimdiye kadarki en sıcak günü olduğunu söylüyorlar. İngiltere yani bu iyi bir

one it's a nice day and I couldn't resist going outside to do my livestream

gün güzel bir gün ve canlı yayınımı yapmak için dışarı çıkmadan duramadım

I hope you are okay hello to the world wherever you are watching at the moment

umarım iyisindir dünyaya merhaba şu anda nerede izliyorsan izle

maybe good morning maybe good afternoon maybe good evening or maybe even

belki günaydın belki iyi öğleden sonra belki iyi akşamlar veya belki

tomorrow perhaps it is already Thursday where you are

yarın bile belki perşembedir sen buradasın

my name is mr. Duncan for those who don't know who I am my name is Duncan

benim adım bay Kim olduğumu bilmeyenler için Duncan benim adım Duncan

and I teach English on YouTube across the world and I've been doing this

ve dünyanın her yerinde YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve bunu

forever such a long time this year it will be my 14th year 14 years I've been

çok uzun zamandır yapıyorum bu yıl 14. yılım olacak 14 yıldır buradayım

doing this can you believe it well I can't believe it

bunu yaparken buna iyi inanabiliyor musun

to be honest I can't believe it I suppose I should warn you today here is

Dürüst olmak gerekirse buna inanamıyorum inanamıyorum sanırım bugün seni uyarmalıyım bu bir

a warning I am wearing my shorts I know it isn't a pretty sight I have very big

uyarı şortumu giyiyorum güzel bir görüntü olmadığını biliyorum çok büyük

knobbly knees unfortunately but the good news is you will not see my legs today I

yamrulu dizler ne yazık ki ama iyi haber şu ki bugün bacaklarımı görmeyeceksin

can guarantee at no point during today's live stream will you see my lengths so

bugünkü canlı yayının hiçbir noktasında boyumu göreceğini garanti edemiyorum bu yüzden şort

don't worry even though I'm wearing shorts I have made sure that you can't

giyiyor olmama rağmen endişelenme

see them on the camera all by the way we've made it all the way to the middle

onları kamerada görmüyorum bu arada hafta ortasına kadar geldik evet bugün

of the week yes it's Wednesday

çarşamba evet ta çarşambaya

yes we have made it all the way to Wednesday and I'm very very pleased that

kadar geldik ve

that has happened to be honest isn't that nice it's it's very nice in fact we

bunun başıma gelmesinden çok çok memnunum dürüst olun o kadar güzel değil mi aslında çok güzel aslında

are looking at quite a few things today we are also going to make some tea cakes

bugün epeyce şeye bakıyoruz ayrıca çay keki de yapacağız

as well a lot of people have asked mr. Duncan can you show us your tea cakes

bir çok insan bay beye sordu. Duncan bize çay keklerinizi gösterir misiniz,

well it just so happens that a while ago mr. Steve and myself we actually toasted

öyle oldu ki bir süre önce Bay. Steve ve ben aslında

some tea cakes in the kitchen so I will be showing that in its entirety Oh mr.

mutfakta biraz çay keki kızarttık, bu yüzden bunu bütünüyle göstereceğim Oh bay.

Duncan that is a nice word if you do something in its entirety it means you

Duncan ne güzel bir söz bir şeyi tam yaparsan

do it complete you do it without any interruptions or you do it without

tam yaparsın kesintisiz yaparsın ya da kısaltmadan yaparsın

making it shorter you show the whole thing you show it or you watch it in its

tamamını gösterirsin ya da tamamını izlersin

entirety it's a great word that's another one for you to write down on

harika bir kelime bu da kağıdınıza yazmanız için başka bir kelime

your piece of paper hello to everyone watching on the live chat oh yes of

canlı sohbette izleyen herkese merhaba oh evet tabii ki

course I almost forgot the live chat I've only been out here for a couple of

canlı sohbeti neredeyse unutuyordum sadece birkaç

minutes and already my throat is starting to feel sore because I've got

dakikadır buradayım ve şimdiden boğazım düğümlendi

hay fever today as well poor mr. Duncan hmm so don't be too surprised if I am

bugün bende de saman nezlesi olduğu için ağrımaya başladı zavallı bay. Duncan hmm,

drinking a lot of water during the live stream Oh another thing can I just ask

canlı yayın sırasında çok su içiyorsam çok şaşırmayın Ah, başka bir şey daha sorabilir miyim,

you what were you doing at quarter past 4:00 this morning so I am talking

bu sabah 4:00'ü çeyrek geçe ne yapıyordunuz, bu yüzden

quarter past 4:00 a.m. a.m. what were you doing at that time this morning can

4:00'ü çeyrek geçe konuşuyorum bu sabah o saatte ne yapıyordun

I tell you what I was doing I was vomiting

sana ne yaptığımı anlatabilir miyim kusuyordum

I felt so unwell last night I woke up in the middle of the night it was around

dün gece kendimi çok kötü hissettim gecenin bir yarısı uyandım saat

about 4:15 in the morning and I felt really unwell my stomach was really

sabahın 4:15 civarıydı ve gerçekten iyi değilim midem gerçekten

hurting my body felt very cold and yet I was sweating and I knew what was going

ağrıyordu vücudum çok üşüyordu ama yine de terliyordum ve ne olacağını biliyordum

to happen we all we've all been there we've all had this situation where we

hepimiz oradaydık hepimiz

feel as if we are going to be sick we are going to throw up and I got out of

hasta olacakmışız gibi hissettiğimiz bu durumu yaşadık kusacağız ve yataktan kalktım

bed I waited for a while but I knew it was going to happen eventually I knew I

bir süre bekledim ama sonunda olacağını biliyordum

was going to be sick and it happened at around about 20 past

hasta olacağımı biliyordum ve kusacağımı 20 sularında oldu ve

4:00 force morning I was being sick in the bathroom I don't know how or why or

kuvvet sabah 4:00 sularında oluyordum banyoda hastayım nasıl, neden ve neyin

what caused it because I made the supper last night so maybe I made myself ill

sebep olduğunu bilmiyorum çünkü dün akşam yemeği ben yaptım belki de

with my own cooking who knows so I had some fish fingers last night

kendi yemeğimle kendimi hasta ettim kim bilir dün gece biraz balık kroket yedim

so maybe perhaps I did not cook the fish fingers for long enough however I was

bu yüzden belki de yemek yapmadım balık parmakları yeterince uzun sürdü ancak

being very sick this morning and there is nothing worse however I don't know

bu sabah çok hastaydım ve daha kötü bir şey yok ancak

about you but whenever you actually throw up whenever you vomit I don't know

sizi bilmem ama ne zaman gerçekten kussanız, kussanız,

why afterwards it feels amazing it's like it's like your body has been

sonrasında neden bilmiyorum harika hissettiriyor sanki Bedenin

released from some sort of agony I don't know why it's suddenly as if a huge

bir tür ıstıraptan kurtuldu Neden bilmiyorum birdenbire ruhundan koca bir

cloud has been lifted from your soul I don't know why but there is nothing more

bulut kalkmış gibi Neden bilmiyorum ama kusmaktan daha

horrible and also quite pleasurable as well of throwing up being sick vomiting

korkunç ve aynı zamanda oldukça zevkli bir şey yok. hasta olmak kusmak

and that's what I was doing very early this morning however I feel ok now I've

ve bu sabah çok erken yaptığım şey buydu ama şimdi iyi hissediyorum

had lots of water I've been drinking plenty of water my stomach is okay mr.

çok su içtim bol su içtim midem iyi bayım

Steve made some scrambled eggs on toast a few minutes ago so I've had something

Steve birkaç dakika önce kızarmış ekmek üzerine çırpılmış yumurta yaptı, bu yüzden karnım tokken bir şeyler yedim

to eat so my tummy

is full and I feel very happy we are also going to take a look at some baby birds

ve kendimi çok mutlu hissediyorum, bugün yavru kuşlara da bakacağız

today baby pigeons baby Robins baby gold finches in fact at the moment here in my

yavru güvercinler yavru Robins yavru altın ispinozlar aslında şu anda

garden I am surrounded by baby birds young birds that have left their nests

bahçemde yavru kuşlarla çevriliyim yuvalarını terk etmiş yavru kuşlar

they have fledged from their nest so when a bird

yuvalarından kaçtılar bu yüzden bir kuş

fledges its leaves it goes out into the big wide world so we are going to take a

yapraklarını kanattığında büyük geniş dünyaya çıkıyor, bu yüzden bir

look at some baby birds a little bit later on I promise I won't be mentioning

göz atacağız biraz sonra bazı yavru kuşlarda, söz veriyorum

my my little drama in the night I won't be mentioning that again so I'm sorry if

geceki küçük dramamdan bahsetmeyeceğim, bundan bir daha bahsetmeyeceğim, bu yüzden

you were eating at the moment if you are eating I'm sorry but I felt as if I had

şu anda yiyorsan özür dilerim, eğer yiyorsan ben' Üzgünüm ama tam

to get it out of my system literally it was actually literally I literally had

anlamıyla sistemimden çıkarmam gerekiyormuş gibi hissettim aslında tam anlamıyla bu sabah saat 4:00

to get it out of my system at around about 20 past 4:00 this morning hello to

civarında tam anlamıyla sistemimden çıkarmam gerekiyordu bu sabah saat 4:00 civarında

everyone on the live chat who was first on today's live chat oh hello Mohsen

canlı sohbetteki herkese merhaba bugünün canlı sohbetinde ilk oh merhaba Mohsen

nice to see you here guess what you are first on today's live chat

sizi burada görmek güzel bugünün canlı sohbetinde ilk olarak ne olduğunuzu tahmin edin sizin için

a super-duper Mays summers day applause for you well then you have a very fast

süper bir Mayıs yaz günü alkışı o zaman bugün çok hızlı bir

finger today hello Partridge also nishta hello to you as well vitas is here hello

parmağınız var merhaba Partridge ayrıca size merhaba da nishta vitas burada merhaba

also Lithuania nice to see you here Emad is here DM new in watching in Vietnam

ayrıca Litvanya sizi burada görmek güzel Emad burada DM yeni Vietnam'da izliyorsunuz

hello to you right now live from England on a beautiful day it really does feel

merhaba size şu anda güzel bir günde İngiltere'den canlı yayın gerçekten

as if summer has arrived today one of the reasons why I know that summer is

bugün yaz gelmiş gibi hissettiriyor bunu bilmemin nedenlerinden biri yaz geldi

here is because there are flies landing all over my legs I can feel them going

çünkü bacaklarımın her tarafına sinekler konuyor Şortuma doğru gittiklerini hissedebiliyorum

up towards my shorts well at least I will have a smile on my face today hello

en azından bugün yüzümde bir gülümseme olacak merhaba

armoured hello lali lali Bonjour to France hello to you how are you Duncan

zırhlı merhaba lali lali Fransa'ya Bonjour merhaba sana nasılsın Duncan

I'm ok even though this morning I didn't feel very well I was feeling a little

I 'tamam bu sabah pek iyi hissetmememe rağmen kendimi biraz kötü hissediyordum

unwell I don't know what it was but I think it was something that I ate

ne olduğunu bilmiyorum ama sanırım yediğim bir

something that I consumed maybe my fish fingers were a little off maybe they

şeydi tükettiğim bir şeydi belki balık parmaklarım biraz bozuktu belki

were bad I don't know hello yes sir hello Louis Oh Luis Mendez is here today

kötüydüler bilmiyorum merhaba evet efendim merhaba Louis Oh Luis Mendez bugün burada

hello Luis nice to see you back I'm back as well and for those who are wondering

merhaba Luis sizi görmek güzel Ben de geri döndüm ve merak edenler için

you can catch me live on YouTube every Sunday Wednesday and Friday Sunday

beni her pazar çarşamba ve cuma YouTube'da canlı yakalayabilirsiniz. Pazar

Wednesday Friday from 2 p.m. UK time on YouTube

Çarşamba Cuma saat 14.00'ten itibaren. YouTube'da Birleşik Krallık zamanı

hello also to Khaled hello lil Amina hello also franceska also if Mohammed

Khaled'e de merhaba merhaba lil Amina merhaba ayrıca franceska ayrıca eğer Muhammed

also b-trees hello Beatriz nice to see you here as well

de b-ağaçlarsa merhaba Beatriz sizi de burada görmek güzel

hello franceska alessandro wow so many people already here

merhaba franceska alessandro vay canına şimdiden birçok kişi

mika hello mika in japan Dorota hello to you as well I would love to

mika merhaba japonya'da mika Dorota size de merhaba

find out where you are watching now I don't know where everyone is watching

Şu anda nerede izlediğini öğrenmek isterim Herkesin nerede izlediğini bilmiyorum

but I know that there are many countries around the world watching me when I'm

ama canlı yayınımı yaparken dünyanın dört bir yanında beni izleyen birçok ülke olduğunu biliyorum,

doing my livestream so if you haven't told me where you are

bu yüzden bana nerede olduğunu söylemediysen

tell me now for example I will tell you that I'm talking to you now live from

şimdi söyle bana örneğin seninle şimdi İngiltere'den canlı olarak konuştuğumu söyleyeceğim

England hello - Robin hello Robin Robin in Germany a big hello to you we will be

merhaba - Robin merhaba Robin Robin Almanya'da sana büyük bir merhaba,

having a look at a baby Robin a little bit later on

bir bebek Robin'e bir göz atacağız biraz sonra

hello also Quran Karim b-trees again mr. Steve is here by the way but he's busy

merhaba üzerine ayrıca Kur'an-ı Kerim b-ağaçlar yine mr. Bu arada Steve burada ama

today he's doing all sorts of things today so we won't have Steve here

bugün meşgul, her türlü şeyi yapıyor, bu yüzden Steve burada olmayacak

unfortunately hello flyaway how old are you mr. Duncan

ne yazık ki merhaba flyaway kaç yaşındasınız bayım? Duncan

please let us know a lot of people ask how old I am I don't know why you are so

lütfen bize bildirin birçok insan kaç yaşında olduğumu soruyor

interested in my age you should never ask a lady her age never hello partridge

Benim yaşımla neden bu kadar ilgileniyorsunuz bilmiyorum asla bir bayana yaşını sormamalısınız asla merhaba keklik en

who is your favorite cricket player I don't I don't know anything about

sevdiğiniz kriket oyuncusu kim Ben bilmiyorum kriket hakkında hiçbir şey bilmiyorum tek

cricket all I know is they have a ball and a bat and also some stumps and a

bildiğim bir topları ve bir sopaları olduğu ve ayrıca birkaç kütük ve

couple of bales that's all I know they wouldn't let me play cricket at

birkaç balyaları olduğu tüm bildiğim bu

school I told you yesterday they would not let me take part in any sport at

okulda herhangi bir sporun parçası olduğumu

school they said I was too fragile they said my wrists were too fragile I'm not

söylediler çok kırılgan olduğumu söylediler bileklerimin çok kırılgan olduğunu söylediler ben değilim

I wish I was joking I mean would I would I joke about that would I but it's true

they would not let me play sport at school because they said I was too

okul çünkü benim çok kırılgan olduğumu söylediler

fragile and they may have been right that's the

ve haklı olabilirler,

disturbing part they may have been right hello pal Mira we also have lek lek LSL

haklı olabilecekleri rahatsız edici kısım bu, merhaba dostum Mira, ayrıca Brezilya'da izlenen lek lek LSL'miz var,

watching in Brazil I hope everything is all right with you because I know that

umarım senin için her şey yolundadır çünkü biliyorum ki

things have been going well I want to say badly but not well in Brazil in fact

her şey yolunda iyi gidiyor Brezilya'da kötü ama iyi değil demek istiyorum aslında bence

I think you are having a similar situation to what we had here in England

burada İngiltere'de

and across the UK hello Francisco hello also to tomorrow

ve Birleşik Krallık genelinde yaşadığımıza benzer bir durum yaşıyorsunuz merhaba Francisco merhaba yarına da

hello mr. Duncan glad to see you I have a birthday today tomorrow hello tomorrow

merhaba bayım. Duncan seni gördüğüme sevindim Bugün doğum günüm var yarın merhaba yarın

is it really your birthday today oh my goodness well all I can say is it's your

bugün gerçekten senin doğum günün mü aman tanrım peki tek söyleyebileceğim bugün senin

birthday yes today it's your birthday hip-hip-hooray

doğum günün evet bugün senin doğum günün hip-hip-yaşasın

have a nice birthday tomorrow it sounds like tomorrow it sounds as if I'm saying

güzel bir doğum günü geçir yarın kulağa yarın gibi geliyor yarın diyormuşum gibi geliyor

tomorrow but I'm not tomorrow it's a lovely name by the way it's a very nice

ama yarın değilim bu arada çok güzel bir isim

name hello also to Christine hello mr. Duncan

Christine'e de merhaba merhaba bayım. Duncan bu arada

that's me by the way live from my garden there is an aeroplane flying over at the

benim bahçemden canlı yayında şu anda üzerinden uçan bir uçak var

moment I think it might be Richard Branson apparently this that is the only

sanırım Richard Branson olabilir görünüşe göre

plane that he is flying at the moment just one he's taking people one by one

şu anda uçtuğu tek uçak bu sadece birer birer insanları

to their destinations hello also we have Francisco also we

evlerine götürüyor destinasyonlar merhaba ayrıca bizde Francisco da var

have Valeria oh my internet is not very good today oh

Valeria da var oh bugün internetim pek iyi değil oh

I will shake my fist at your internet or Internet oh that's what you do sometimes

senin internetine veya internetine yumruğumu sallayacağım oh işte böyle yapıyorsun bazen

you see when you get angry sometimes you shake your fist you go oh oh I feel so

sinirlenince bazen yumruğunu sallıyorsun git oh oh O kadar

angry like that hello Andy star it is only 11 degrees in

kızgın hissediyorum ki merhaba Andy yıldızı Moskova'da sadece 11 derece hava

Moscow it is very cool I don't know why we are having the most glorious weather

çok serin Neden dün en muhteşem havayı yaşıyoruz

yesterday and also today we are having super duper weather super duper can I

ve bugün de süper kandırılmış bir hava yaşıyoruz bilmiyorum süper kandırıyor

just mention the leader of the free world the most powerful man on the

sadece bahsedebilir miyim özgür dünyanın lideri gezegendeki en güçlü adam

planet said super duper did you hear him say it

süper kandırdı dedi, dediğini duydunuz mu?

did you hear Donald Trump say super duper this week he said they're going to

have super duper missiles super duper now this is a phrase that I often use on

my live streams and also in my English lessons I often say super duper and yes

Canlı yayınlarımda ve ayrıca İngilizce derslerimde sıklıkla kullanırım, sık sık super duper derim ve evet bu

it is a real word it is something you can say if something is exceptional if

gerçek bir kelimedir, bir şey istisnaiyse, bir şey harikaysa, bir şey

something is amazing if something is very imp

çok etkileyiciyse,

if something is wonderful amazing incredible out-of-this-world you can say

bir şey harikaysa inanılmaz inanılmazsa söyleyebileceğiniz bir şeydir bu dünyanın dışında diyebilirsiniz

that it is super duper it is something that is wonderful amazing brilliant

süper kandırılmış harika harika harika harika harika bir şey

fantastic I can't describe it it is so SuperDuper and there it is I like using

tarif edemem o kadar süper kandırılmış ki işte

that word if you are watching yesterday you would have seen me struggling with

dün izliyorsanız bu kelimeyi kullanmayı seviyorum beni

my rubber gloves a lot of people at the moment are wearing these rubber gloves

lastik eldivenlerimle mücadele ederken gördüm şu anda birçok insan özellikle alışverişe giderken bu lastik eldivenleri takıyor bu

especially when they go shopping so some people are wearing their masks on their

yüzden bazı insanlar yüzlerine maske takıyor

face and also some people are wearing rubber gloves and as you can see I have

ve ayrıca bazı insanlar lastik eldiven takıyor ve gördüğünüz gibi ben

a huge box of rubber gloves and these are gloves that Steve sometimes uses

Kocaman bir kutu lastik eldiven ve bunlar Steve'in bazen kullandığı eldivenler

what I know what you're thinking you're thinking why why does mr. Steve need so

ne biliyorum ne düşünüyorsunuz neden neden yapıyor diye düşünüyorsunuz bay. Steve'in

many rubber gloves well when he is when he's doing his car maintenance when he's

arabasının bakımını yaparken

changing the oil or doing anything with his lawnmower so if he's changing the

yağını değiştirirken veya çim biçme makinesiyle herhangi bir şey yaparken o kadar çok lastik eldivene ihtiyacı var ki bu yüzden

oil or doing something he always puts a pair of rubber gloves on to keep his

yağı değiştirirken veya bir şey yaparken ellerini güzel tutmak için her zaman bir çift lastik eldiven takıyor.

hands nice and clean so there you can see rubber gloves and we have quite a

ve temizleyin, böylece orada lastik eldivenleri görebilirsiniz ve bizde

few of them here so we didn't buy these because of you know what we didn't buy

onlardan epeyce var, bu yüzden bunları sizin için almadık çünkü onları satın almadık

them because of fact we bought these a long time ago so we've actually had

çünkü aslında bunları uzun zaman önce aldık, bu yüzden aslında

these for a very long time rubber gloves so these are the ones that Steve often

bunlara çok uzun süredir sahip olduğum lastik eldivenler bu yüzden bunlar Steve'in

uses when he's doing some maintenance on his car or when he's doing something

arabasında bakım yaparken veya

with his lawnmower as well and nothing else there will be no insertion around

çim biçme makinesiyle bir şeyler yaparken sık sık kullandığı eldivenlerdir ve başka hiçbir şey buralarda takılmayacak

here hello what I can't believe I just said that

merhaba ne ben inanamıyorum az önce merhaba dedim de

hello also too fly away hello also to Beatrice again I

uçup git tekrar Beatrice'e merhaba da yine

made myself laugh then did you notice here's an interesting phrase have you

kendimi güldürdüm o zaman fark ettin mi burada ilginç bir söz var

ever heard anyone say this who do you think you are who do you think you are

bunu söyleyeni duydun mu kim olduğunu sanıyorsun kendini kim sanıyorsun kendini kim sanıyorsun

it's a great phrase quite often when a person is being pushy maybe they want

harika bir söz çoğu kez bir kişi ısrarcı olduğunda belki

extra special treatment or extra special service maybe they think they are better

ekstra özel muamele veya ekstra özel hizmet isterler belki diğer insanlardan daha iyi olduklarını düşünürler bu

than other people so they have to be treated better than other people you

yüzden diğer insanlardan daha iyi muamele görmeleri gerekir

might say to them who do you think you are come on but who do you think you are

onlara diyebilirsiniz siz kimi düşünüyorsunuz? hadi ama sen kim olduğunu sanıyorsun

you think you're so special you think you're better than everyone else whom do

çok özel olduğunu düşünüyorsun herkesten daha iyi olduğunu düşünüyorsun kim

you think you are so maybe a person who has a very inflated sense of entitlement

olduğunu sanıyorsun bu yüzden belki çok abartılı bir yetki duygusu olan bir insan

we've all met someone like that a person who believes that the world owes them

hepimiz tanışmışızdır Bunun gibi, dünyanın kendisine

everything a person who walks around expecting everyone else to give them

her şeyi borçlu olduğuna inanan bir kişi, ortalıkta dolaşan, herkesin istediklerini vermesini bekleyen

what they want a person with an inflated large sense of entitlement they believe

bir kişi, şişirilmiş büyük bir yetki duygusuna sahip bir kişi,

that they should get everything they want and you might say to that person

istedikleri her şeyi almaları gerektiğine inanır ve siz buna diyebilirsiniz.

who do you think you are you you you think you are special do you think you

kim olduğunu sanıyorsun sen özel olduğunu sanıyorsun

are more important than other people who do you think you are you might hear

diğer insanlardan daha önemli olduğunu mu düşünüyorsun

people say that sometimes maybe a person who thinks they are famous they might go

around expecting everyone to treat them like royalty it doesn't always happen

herkesin onlara kraliyet ailesi gibi davranması bu her zaman olmaz

Oh

Oh bu

that's interesting I've just found a piece of toast in my mouth hmm oh very

ilginç Az önce ağzımda bir parça tost buldum hmm oh çok

nice mmm how strange mr. Steve made scrambled eggs on toast and I've just

güzel mmm ne garip bayım. Steve kızarmış ekmek üzerine çırpılmış yumurta yaptı ve az önce

found a little piece of toast in my mouth I don't know I don't know where it

ağzımda küçük bir parça tost buldum Nereden geldiğini bilmiyorum

came from but there it is it's gone now hello also to Robin I'm sorry to hear

ama işte gitti Robin'e de merhaba Üzgünüm

you were unwell last night I know I don't know what

dün gece hasta olduğunu duydum biliyorum ne

happened I don't know what happened I felt so ill and if there's one thing you

olduğunu bilmiyorum ne olduğunu bilmiyorum kendimi çok hasta hissettim ve benim hakkımda bildiğin bir şey varsa

know about me I don't like being unwell I don't like pain and I certainly don't

hasta olmayı sevmiyorum acıyı sevmiyorum ve ben kesinlikle

like being sick I definitely don't although I don't know

hasta olmayı sevmiyorum kesinlikle sevmiyorum ama

many people who enjoy throwing up I don't know many people who actually

kusmaktan hoşlanan pek çok insan tanımasam da bunu yapmaktan gerçekten zevk alan pek çok insan tanımıyorum

enjoy doing that to be honest are you feeling okay now I'm fine now it's great

dürüst olmak gerekirse şimdi iyi hissediyor musun şimdi iyiyim

when once the event happens so when you have the event but you feel great

olay bir kez olduğunda harika yani olay olduğunda ama

afterwards it's very strange you feel somehow

sonrasında harika hissediyorsun çok garip bir şekilde

reborn I suppose I should do it more often I should do it more often maybe

yeniden doğmuş gibi hissediyorsun sanırım bunu daha sık yapmalıyım belki daha sık yapmalıyım belki

hello also to Maddy hello Marty nice to see you here as well we are going to

Maddy'ye de merhaba merhaba Marty seni burada görmek güzel ayrıca

take a look at something lovely would you like to see something very nice in

güzel bir şeye de bakacağız, bahçede çok güzel bir şey görmek ister misiniz,

the garden here is something that I've been showing for the past couple of

burada son birkaç haftadır gösterdiğim bir şey var

weeks and now you will see that the rhododendron in the garden has finally

ve şimdi bahçedeki ormangülü olduğunu göreceksiniz. sonunda

it has finally come into full bloom

tam çiçek açtı

all wow isn't that lovely so there it is now in full bloom the rhododendron in my

vay canına o kadar da güzel değil yani işte şimdi tam çiçek açmış

front garden looking quite amazing now with all of its lovely color lots of

ön bahçemdeki ormangülü şimdi tüm güzel renkleriyle oldukça harika görünüyor bir sürü

flowers lots of plants on coming out that particular type of plant is called

çiçek bir sürü bitki o belirli şekilde çıkıyor bitki türüne

an ornamental flower so you often use it for displays it is something that you

süs çiçeği denir, bu yüzden onu genellikle sergilemek için kullanırsınız,

put in a certain place or position so it gets the full attention so quite often

belirli bir yere veya konuma koyduğunuz bir şeydir, bu nedenle tüm dikkati çeker, bu nedenle çoğu zaman

ornamental flowers serve a certain purpose in the garden you will put them

süs çiçekleri bahçede belirli bir amaca hizmet eder, belki onları koyacaksınız.

maybe in a corner maybe a place where they are easily seen so ornamental

bir köşede belki kolayca görülebilecekleri bir yer çok süslü bahçenizi bir sürü muhteşem renkle süslemek

something that is used for display to decorate your garden with lots of

için sergilemek için kullanılan bir şey

gorgeous color hello - Pedro Belmont is here today watching in Brazil yes nice

merhaba - Pedro Belmont bugün burada Brezilya'da izliyor evet

to see you back I have lots of flies crawling up my leg I'm wearing my shorts

sizi tekrar görmek güzel Sürünen bir sürü sinek var bugün şortumu giyiyorum

today and I'm already I'm already starting to regret wearing my shorts to

ve şimdiden şortumu giydiğime pişman olmaya başladım

be honest because the flies keep going into my shorts and I'm not sure if I'm

açıkçası çünkü sinekler şortuma girmeye devam ediyor ve

enjoying it or not it's kind of nice but also unpleasant at the same time

bundan zevk alıp almadığımdan emin değilim bu biraz hoş ama aynı zamanda nahoş aynı zamanda

hello also - and a peeker the rhododendron is really beautiful you

merhaba da - ve bir gözetleyici orman gülü gerçekten çok güzel

have to be grateful that Steve takes care of your garden so well

Steve bahçenize bu kadar iyi baktığı için minnettar olmalısınız

well mr. Steve enjoys doing it that's all I can say

bay. Steve bunu yapmaktan hoşlanıyor, tüm söyleyebileceğim bu

Steve enjoys doing the gardening so I'm not going to stop him because he enjoys

Steve bahçeyle uğraşmaktan hoşlanıyor, bu yüzden onu durdurmayacağım çünkü

it he loves coming outside although today can I just tell you something this

bundan hoşlanıyor, dışarı çıkmayı seviyor, ancak bugün size bu sabah Steve'in bahçeye çıkacağı bir şey söyleyebilir miyim?

morning Steve was was going to go into the garden to do a lot of work

çok iş yapacak

and he hasn't done anything because he's now having a holiday you see he's taking

ve hiçbir şey yapmadı çünkü şu anda tatilde

a break from work even though basically he's been at home

for the past eight weeks but he's been working at home so now he actually has a

bir

break so he is he is taking a little holiday at the moment for a few days so

mola yani o şu anda birkaç günlüğüne küçük bir tatil yapıyor, bu yüzden

Steve is in the house but of course he's always finding something to do he spends

Steve evde ama elbette her zaman yapacak bir şeyler buluyor

a lot of his time on the phone talking to people you might not know about this

zamanının çoğunu telefonda tanımayabileceğiniz insanlarla konuşarak geçiriyor bu konuda

but mr. Steve is a person who loves chatting on the telephone what about you

ama Mr. Steve telefonda sohbet etmeyi seven bir kişidir, peki ya siz

would you say that you're a person who likes talking on the telephone a lot I

telefonda konuşmayı çok seven biri olduğunuzu söyleyebilir misiniz?

know these days because we have these amazing smartphones we don't have to

Bugünlerde biliyorum çünkü bu harika akıllı telefonlara sahibiz,

actually talk to people on the telephone so what about you do you still talk to

insanlarla gerçekten konuşmak zorunda değiliz. telefonda peki ya siz hala insanlarla telefonda konuşuyorsunuz hala

people on the telephone do you still actually use your voice to

sesinizi

communicate with another person on your telephone or do you do what many people

telefonunuzda başka bir kişiyle iletişim kurmak için mi kullanıyorsunuz yoksa bugünlerde birçok insanın yaptığı gibi

do nowadays they use their text services their SMS services instead so what about

metin servislerini SMS servislerini kullanıyorlar yani peki ya

you do you ever chat on the phone do you enjoy chatting on the phone to be

sen hiç telefonda sohbet ediyor musun telefonda sohbet etmekten hoşlanıyor musun

honest I don't there we go I'm being honest I'm not a person who

dürüst olmak gerekirse ben yokum dürüst oluyorum

can sit talking on the phone for a long time I get a little tired of it I find

telefonda uzun süre konuşabilen biri değilim ben bundan biraz sıkıldım

not being able to see the person all the time when you are having a conversation

sohbet ederken

and especially when they have nothing to say have you ever done that have you

ve özellikle söyleyecek hiçbir şeyleri yokken o kişiyi her zaman göremediğimi fark ediyorum, bunu hiç yaptınız mı hiç

ever been on the telephone with a person and they say nothing and yet the

bir kişiyle telefonda görüştünüz mü ve diyorlar ki hiçbir şey ve yine de

conversation goes on and on and yet they're talking about nothing some

konuşma devam ediyor ve yine de bazı

people might say it's a little bit like your live stream mr. Duncan

insanların söyleyebileceği hiçbir şeyden bahsediyorlar, bu biraz sizin canlı yayınınız gibi bay. Duncan

sometimes you will stand talking about nothing for a long time

bazen uzun süre hiçbir şey hakkında konuşmaya katlanacaksınız

hello - JC Jordy nice to see you back hi mr. Duncan nice to hear you in your

merhaba - JC Jordy sizi tekrar görmek güzel merhaba bayım. Duncan seni

garden in the heart of England I am in Rio de Janeiro in Brazil I am your fan

İngiltere'nin göbeğindeki bahçende duymak güzel Brezilya'da Rio de Janeiro'dayım

since 2007 13 years Wow so almost is long as I've been here on

2007'den beri senin hayranınım 13 yıl Vay canına, neredeyse YouTube'da olduğumdan beri

YouTube almost so you are one of my very early subscribers thank you very much if

neredeyse bu yüzden sen benim en büyüklerimden birisin erken aboneler çok teşekkür ederim eğer

Mohamed says I am from Baghdad hello to you as well yes a lot of people don't

Mohamed ben Bağdatlıyım derse size de merhaba bunun

chat on the phone anymore they don't talk on the phone I think most people

these days prefer to actually just use their text messages instead I think it's

yerine metin mesajları

easier to be honest I think it's much easier to do that you can even send

Dürüst olmanın daha kolay olduğunu düşünüyorum

emails on your phone so really for most of the time there is no need to actually

Telefonunuzdan e-posta bile gönderebilmeniz çok daha kolay bu yüzden gerçekten çoğu zaman

talk on the telephone but of course these days a lot of people are using

telefonda konuşmaya gerçekten gerek yok ama elbette bu günlerde bir pek çok insan

zoom or some sort of device that allows them to see each other so you can

yakınlaştırma veya birbirlerini görmelerine izin veren bir tür cihaz kullanıyor, böylece

actually chat on your phone and see the other person as well so that has become

telefonunuzda gerçekten sohbet edebilir ve diğer kişiyi de görebilirsiniz,

very popular during these strange times

bu garip zamanlarda çok popüler hale geldi, bu

so we have a lot of things to show you hot words connected to being hot and

yüzden çok şeyimiz var size sıcak olmakla bağlantılı sıcak sözcükleri göstermek için ve

there is the word hot when we say something is hot it means it has a lot

sıcak sözcüğü var, bir şeyin sıcak olduğunu söylediğimizde, bunun çok

of heat it has a high temperature something that is hot is normally

fazla ısısı olduğu anlamına gelir, yüksek bir sıcaklığı vardır, sıcak olan bir şey normalde

illustrating the high temperature of an item something that's being heated up is

bir öğenin yüksek sıcaklığını gösterir. çok

hot you might describe the weather as being hot

sıcak havayı sıcak olarak tanımlayabilirsiniz

today today is a very hot day a lot of heat is in the air making the

bugün çok sıcak bir gün havada çok fazla ısı var

temperature go up and up so today it's around about 26 Celsius today very nice

ve bu da sıcaklığın yükselmesine neden oluyor bu yüzden bugün yaklaşık 26 santigrat derece bugün çok güzel bir

day very lovely hot we could also use an interesting phrase as well connected to

gün çok güzel sıcak yapabilirdik ayrıca ateşli olmakla da bağlantılı ilginç bir cümle kullanın anın

being hot you can do something in the heat of the moment if you do something

hararetiyle bir şeyler yapabilirsiniz anın hararetiyle bir şey yaparsanız bu

in the heat of the moment it means you do it spontaneously you do it without

kendiliğinden yaptığınız anlamına gelir

any preparation normally if you lose your control of your emotions if you

herhangi bir hazırlık yapmadan yaparsınız normalde kontrolünüzü kaybederseniz duygularınız,

lose control of your emotional state you might do something in the heat of the

duygusal durumunuzun kontrolünü kaybederseniz, anın hararetiyle bir şeyler yapabilirsiniz

moment because your emotions have taken over

çünkü duygularınız sizi ele geçirmiştir,

they've become crazy in your mind you can't control your emotional feelings

zihninizde çıldırmıştır, duygusal duygularınızı kontrol edemezsiniz,

the feelings that are happening maybe anger maybe lists maybe the desire to do

meydana gelen duygular belki öfke belki listeler belki çılgınca bir şey yapma arzusunu anın

something crazy you do it in the heat of the moment

sıcağında yaparsın

I think a little fly just went into my mouth em I think I swallowed a fly then

sanırım küçük bir sinek ağzıma girdi em sanırım ben sinek yuttum sonra

there was an old woman who swallowed a fly she swallowed a fly perhaps she'll

yaşlı bir kadın sinek yuttu o sinek yuttu belki de o

die to do something in the heat of the moment you do it based on your emotional

Bir şeyi yapmak için öleceğiniz anın sıcağında bunu duygusal durumunuza göre yaparsınız

state you quite often lose control of your emotions or your feelings you might

sık sık duygularınızın veya hislerinizin kontrolünü kaybedersiniz

also get hopped under the collar if you get hot under the collar it means

ayrıca yakanın altına da sıçrayabilirsiniz yakanın altı

you become maybe flustered or upset over something or maybe you become very

ısınırsa bu, belki telaşlanmış veya bir şeye üzülmüş olabilirsin veya belki bir

excited by something you become very hot under the collar maybe you see an

şey seni çok heyecanlandırabilir, yakanın altı çok ısınır, belki sokakta

attractive person walking down the street you might get a little bit hot

yürüyen çekici bir insan görürsün,

under the collar so to be in a heightened emotional state something

yakanın altı biraz ısınabilir, bu yüzden yüksek bir duygusal durumda olabilirsin.

that is making you excited it might make you hot under the collar

bu sizi heyecanlandırıyor, yakanızın altını kızdırabilir

whew mr. Duncan's t-shirt is making me feel hot under the collar no I don't

vay be bay. Duncan'ın tişörtü beni sıcak hissettiriyor hayır

think that's happening I really don't another one connected to hot and heat

bunun olduğunu sanmıyorum Sıcak ve hararetle bağlantılı bir tane daha yok gerçekten

you might have a heated discussion a heated discussion so when we say that a

hararetli bir tartışmanız olabilir hararetli bir tartışma bu yüzden bir

discussion is heated it means it is passionate maybe two people are debating

tartışmanın hararetli olduğunu söylediğimizde hararetli tutkulu olduğu anlamına gelir belki iki kişi tartışıyor

and they are disagreeing with each other maybe they are arguing about the subject

ve birbirleriyle aynı fikirde değiller belki konu hakkında tartışıyorlar

you can describe it as a heated discussion

bunu hararetli bir tartışma olarak tanımlayabilirsiniz

I watched a very interesting story last night on television there were two

dün gece televizyonda çok ilginç bir hikaye izledim bu

people having a debate about the current situation in the world and one person

konuda tartışan iki kişi vardı dünyadaki mevcut durum ve bir kişi

was saying one thing and the other person was saying the opposite they

bir şey söylüyordu ve diğer kişi tersini söylüyordu

ended up having a heated discussion it was a heated discussion passionate fiery

hararetli bir tartışmaya girdiler hararetli bir tartışmaydı tutkulu ateşli

maybe they disagreed with each other and so the conversation became quite maybe

belki birbirleriyle aynı fikirde değillerdi ve bu yüzden konuşma epeyce belki

angry they had an angry discussion heated oh you're hot to trot have you

kızdı onlar hararetli bir tartışma vardı oh çok ateşlisin

ever heard of this one this is an interesting phrase I think used in

bunu hiç duydun mu bu ilginç bir cümle bence

English when a person is ready to go maybe a person is very eager maybe they

İngilizce'de bir kişi gitmeye hazır olduğunda kullanılır belki bir kişi çok isteklidir belki

can't wait to start doing something we can say that they are hot to trot

başlamak için sabırsızlanıyorlardır bir şey yaparken onların tırıs için sıcak olduğunu söyleyebiliriz hazırım hazırım gitmek için can atıyorum bunu

I am ready I'm prepared I am raring to go I can't wait to do it you're hot to

yapmak için sabırsızlanıyorum tırıs için sıcaksınız hazırsınız hazırsınız

trot you are ready you are prepared you are ready to go you want to do it

gitmeye hazırsınız gitmek istiyorsunuz yapmak için

you're hot to trot here's another one

can atıyorsun işte bir tane daha

yes there it is the heat is on oh so maybe if you are in a competition maybe

evet işte hararet var oh öyleyse belki bir yarışmadaysanız belki

if you are competing against another person you maybe you are competing

başka bir kişiye karşı yarışıyorsanız belki

against a group of people you might say that the heat is on because you have to

bir grup insana karşı yarışıyorsunuz diyebilirsiniz hararet artıyor çünkü

compete against other people there is a lot of pressure on you to succeed you

diğer insanlara karşı rekabet etmek zorundasınız başarılı olmak için üzerinizde çok fazla baskı var

might say the heat is on it really is the heat is on it means

hararetli diyebilirsiniz gerçekten hararetli bu

there is a lot of pressure there is something that must be done maybe you

çok fazla baskı olduğu anlamına geliyor olması gereken bir şey var yapılabilir belki

have to do it well or maybe you have to do it straight away without any

iyi yapmalısın ya da belki herhangi bir hazırlık yapmadan hemen yapmalısın

preparation you can say that the heat is on there was also a song way back in the

hararet yanıyor diyebilirsin 1980'lerde bir de şarkı vardı

1980s called the heat is on the heat is our own Glenn Frey for those who are

ısı is on is is our own Glenn Frey

wondering look oh my goodness hot off the press here is another one hot off

merak edenler için bak aman allahım basından çıkan sıcak bir haber daha basından çıkan bir sıcak varsa yenidir

the press if something is hot off the press it is new it is a piece of news

that no one knows about this is the latest information that you've received

kimsenin bilmediği bir haberdir bu size gelen son bilgidir Aldım

it is hot off the press it is a piece of news a piece of information that no one

basından yeni çıkmış bu bir haber kimsenin

knows about maybe a new piece of information that you have heard from

bilmediği bir bilgi belki de başka birinden duyduğunuz yeni bir bilgi

another person they told you just a few moments ago just a few moments ago I

size biraz önce anlattılar sadece birkaç dakika önce

heard that mr. Duncan is getting married it's hot off the press that news was not

duydum ki bey Duncan evleniyor, haberlerin basından önce bilinmediği basında sıcak, bu

known before it is hot off the press the word press by the way relates to

arada basın kelimesi

newspaper printing so something is hot of the press so maybe when a news paper

gazete basımıyla ilgili, bu yüzden basında sıcak bir şeyler var, bu yüzden belki bir haber kağıdı

is being printed all of the news contained in there is new current it is

basıldığında tüm burada yer alan haberler yeni bir akım güncel güncel

topical it is hot off the press I like that one I like it a lot here's another

basından çıkmış Bunu beğendim bunu çok beğendim işte

one ooh here is a naughty one

bir tane daha ooh işte yaramaz bir

ooh Lala R indeed to have the hots for someone

ooh Lala R gerçekten de birine kızmak

ah mr. Duncan that is so naughty if you have the hots for someone it means you

ah bayım. Duncan, bu çok yaramaz, eğer birine ilgi duyuyorsan, bu,

are very attracted to another person who feel that person is so good-looking so

o kişinin çok yakışıklı ve muhteşem olduğunu düşünen başka bir kişiye ilgi duyduğun anlamına gelir, bu

gorgeous so you have the hots for someone you

yüzden

find someone very attractive you would like to get to know them well you have

çok çekici bulduğun birine ulaşmak istersin. onları iyi tanı,

the hots for someone maybe a beautiful girl that you saw in the supermarket or

birine ilgi duyuyorsun belki süpermarkette gördüğün güzel bir kıza ya da Amazon paketini

maybe a handsome man who delivered your Amazon package I'm making myself laugh

teslim eden yakışıklı bir adama, bugün kendimi güldürüyorum.

today I must stop doing that to have the hots for someone you are very very

excited by a person and their appearance

bir kişi tarafından çok heyecanlandım ve görünüşleri

here we go hot topic ah Wow can you think of a hot topic can you

burada sıcak konuya gidiyoruz ah Vay canına sıcak bir konu aklınıza gelebilir mi

think of a hot topic there are many hot topics when we say hot topic a hot topic

sıcak bir konu aklınıza gelebilir mi sıcak konu dediğimizde birçok sıcak konu var sıcak bir konu

is a subject that everyone is talking about something that is current

herkesin konuştuğu bir konudur güncel olan bir

something that is happening right now can you think can you think of any hot

şey şu anda olan bir şey düşünebilir misiniz aklınıza gelen herhangi bir sıcak

topics is there one thing that people are talking about at the moment that you

konu var mı insanların şu anda hakkında konuştuğu bir şey var mı

might think is a hot topic

sıcak bir konu olduğunu düşünebileceğiniz bir şey

I can think of one mr. Duncan I can think of one hot topic a thing that is

düşünebilirim bir bay. Duncan sıcak bir konu düşünebilirim

current a topic that everyone is talking about a topic or a conversation that is

güncel olan bir konu herkesin konuştuğu bir konu veya çokça olan bir konuşma

happening a lot a particular topic is being talked about quite a lot at the

şu anda oldukça fazla konuşulan belirli bir konu aklınıza geliyor mu?

moment can you think of one can you think of a hot topic yes

sıcak bir konu düşünün evet

Thank You nisht are you are right yes that is that is a very hot topic the

Teşekkür ederim nisht haklısınız evet bu çok sıcak bir konu dünyanın

hottest it is hotter than a center of the earth hello to Lois oh yes well done

merkezinden daha sıcak Lois'e merhaba oh evet aferin

Lois brexit the exit from the European Union by the UK that's us has once more

Lois brexit Avrupa Birliği tarafından Avrupa Birliği'nden çıkış İngiltere yani biz, bir kez daha

become a hot topic people are talking about brexit again after a very long

gündemde olan bir konu haline geldi, çok uzun bir

period of no one talking about it or giving a damn suddenly everyone is

süre kimsenin bu konuda konuşmadığı veya umursamadığı bir dönemden sonra, insanlar yeniden brexit hakkında konuşuyorlar, birdenbire herkes

interested in brexit again the negotiations have begun once more hello

yeniden brexit ile ilgilenmeye başladı, müzakereler bir kez daha başladı

to Nixon hello Nixon the preacher hello to you I will give you a little salute I

Nixon'a merhaba merhaba Nixon the vaiz merhaba sana biraz selam vereceğim

hope you don't mind I hope it's not too familiar

umarım sakıncası yoktur umarım çok tanıdık gelmemiştir

hello also Andy star yes a hot topic is classical opera so are many people

merhaba ayrıca andy star evet sıcak bir konu klasik opera yani birçok insan

talking about classical opera I would imagine a lot of people must be feeling

klasik operadan bahsediyor pek çok insan hayal ediyorum

very frustrated especially if you enjoy going to see live performances

özellikle canlı performansları izlemekten hoşlanıyorsanız,

if you like to see live performances then you must be really annoyed at the

canlı performansları izlemekten hoşlanıyorsanız, o zaman gerçekten sinirlenmiş olmalısınız

moment because you can't go to see them hello all Somali are nice to see you as

çünkü onları izleyemiyorsunuz, merhaba tüm Somalililer de sizi görmek güzel

well we are going to take a little break for a moment whilst I get all of these

biz Ben külotumdaki tüm bu ölü sinekleri çıkarırken bir an için küçük bir ara vereceğim

dead flies out of my underpants and then we will be back once again oh yes

ve sonra bir kez daha geri döneceğiz oh evet

Harry and Megan ah so there is another hot topic

Harry ve Megan ah, yani

some people like talking about the royal family some people are obsessed obsessed

bazı insanların kraliyet ailesi hakkında konuşmaktan hoşlandığı başka bir sıcak konu daha var. bazı insanlar

by the royal family they can't stop talking about it and that is what I was

kraliyet ailesine takıntılı, bunun hakkında konuşmayı bırakamıyorlar ve ben de bunu

saying then on the livestream would you like to have a look at something

diyordum o zaman canlı yayında ilginç bir şeye bakmak ister misiniz

interesting oh yes here is something I mentioned earlier in the garden

oh evet işte dün bahçede daha önce bahsettiğim bir şey

yesterday there was a baby pigeon have you ever seen a baby pigeon before

bir yavru güvercin vardı daha önce hiç yavru güvercin gördünüz mü bebek bahçede

baby a little tiny pitch in a little baby pigeon in the garden and here it is

küçük bir yavru güvercinin içinde küçük bir adım ve işte

right now

şimdi

doo-doo-doo oh did you enjoy that there it is a

doo-doo-doo oh hoşunuza gitti mi orada

little baby pigeon not many people get to see baby pigeons but at the moment in

küçük bir yavru güvercin var değil birçok insan yavru güvercinleri görüyor ama şu anda

my garden there are baby pigeons everywhere

bahçemde her yerde yavru güvercinler var

do you want a rubber glove I have lots of rubber gloves here mr. Steve uses

lastik eldiven ister misiniz burada bir sürü lastik eldivenim var bayım. Steve, acil bir

them for all sorts of things when he has an emergency maybe he has to put some

durumdayken bunları her türlü şey için kullanıyor, belki çim biçme makinesinin bujisini değiştirirken normalde

rubber gloves on his hands normally when he's changing the spark

ellerine lastik eldiven takması gerekiyor

plug on his lawnmower or maybe he is doing something with his car

ya da belki arabasında bir şeyler yapıyor,

maybe perhaps hello to mr. Furr hello just variation it is not a baby it is a

belki belki Bay'a merhaba. Furr merhaba sadece varyasyon o bir bebek değil o bir

grown one you are wrong you are wrong that is a baby pigeon did you know that

yetişkin yanılıyorsunuz yanılıyorsunuz o bir yavru güvercin

the pigeon will stay in the nest until it's much larger so baby pigeons when

güvercin çok büyüyene kadar yuvada kalacağını biliyor muydunuz yani yavru güvercinler

they leave the nest are actually almost full size however if he's still a baby

yuvadan çıktıklarında aslında neredeyse tam boyunda ancak hala bir bebekse

it is a juvenile so a young bird we often describe as a juvenile

yavrudur, bu nedenle genellikle yavru olarak tanımladığımız genç bir kuş

I can hear a pigeon now above my head hello - Karim Karim we would like to

Şimdi başımın üzerinde bir güvercin duyabiliyorum merhaba - Karim Karim

have the masks mr. Duncan I don't have any proper masks I don't have any masks

maskeleri almak istiyoruz bay. Duncan düzgün bir maskem yok

at the moment I have one somewhere I think maybe it is in my backpack from

şu anda hiç maskem yok bir yerlerde bir tane var sanırım dünden kalma sırt çantamda

yesterday however I was walking around yesterday in town and I didn't see

ama dün kasabada dolaşıyordum ve takan

anyone else wearing a mask no one so I didn't wear mine either maybe that was

başka birini görmedim maske hiç kimse bu yüzden benimkini de takmadım belki

the right thing to do maybe not who knows here are some more baby animals

yapılacak doğru şey buydu belki kim bilir burada bir kez daha yavru hayvanlar var

once more Oh would you like to see some more baby pigeon

Ah biraz daha yavru güvercin görmek ister misiniz

so here we go here we are again with some well there is one baby pigeon on

o yüzden işte başlıyoruz yine buradayız bir kuyuda solda bir yavru güvercin var

the left you can see there is a baby pigeon and

görebilirsiniz yavru güvercin var ve

the other two are adults and you can see they are different there is a difference

diğer ikisi yetişkin ve onların farklı olduğunu görebilirsiniz

between the baby pigeon and the adults so the baby pigeon is the small one on

yavru güvercin ile yetişkinler arasında bir fark var bu yüzden yavru güvercin küçük biri

the left and the adults are the ones on the right and you can see there is a

solda ve yetişkinler sağdakiler ve

definite difference between those pigeons so that is what a baby pigeon

bu güvercinler arasında kesin bir fark olduğunu görebilirsiniz, yani bir yavru güvercin

looks like compared to an adult we might actually get to have a closer look in a

bir yetişkine kıyasla böyle görünüyor, aslında bir dakika içinde daha yakından bakabiliriz.

minute can we go a bit closer I want to I want to have a closer look at the

biraz daha yaklaşabilir miyiz mutfağa daha yakından bakmak istiyorum bu harika

kitchen

that is amazing would you like to see another baby bird okay here we go this

baby bird is a Starling so there is a baby Starling coming out oh and also it

ayrıca

is being fed by its parent as well so there you can see a baby Starling you

ebeveyni tarafından da besleniyor, yani orada bir yavru Starling görebilirsiniz,

might even see two in a moment yes now - can you see - baby starlings so this was

hatta bir anda iki tane görebilirsiniz evet şimdi - görüyor musunuz - yavru sığırcıklar, yani bu

taken in the place where I used to live many years ago unfortunately around here

benim yıllar önce yaşadığım yerde çekildi. ne yazık ki

we don't get starlings in this area and there you can see these are Housemartins

buralarda sığırcık bulamıyoruz ve orada görebilirsiniz bunlar Housemartins

Housemartins once more they are a small bird and there you can see some baby

Housemartins bir kez daha onlar küçük bir kuş ve orada

starlings having a bath in the garden on a beautiful summer's day very similar to

güzel bir yaz gününde bahçede yıkanan bazı yavru sığırcıkları görebilirsiniz.

the day that we're having right now

Şu anda

talking of baby birds here is a baby bird that I saved a

yavru kuşlardan bahsettiğimiz gün, birkaç yıl önce kurtardığım bir yavru kuş, bunun

couple of years ago can you guess which bird this is do you know which bird this

hangi kuş olduğunu tahmin edebilir misiniz, bu hangi kuş

might be it is a bird that I found in my garden but this particular bird is a

olabilir, bu benim odamda bulduğum bir kuş. bahçe ama bu özel kuş bir

baby it is a young juvenile bird and I

yavru, genç bir yavru kuş ve

rescued it after it flew into the window it actually hit the window so I rescued

pencereye uçtuktan sonra onu kurtardım, aslında pencereye çarptı, ben de kurtardım, onunla

it took care of it and then a little bit later on it flew away so that is a baby

ilgilendim ve sonra biraz sonra uçup gitti, yani bu bir yavru

Bulfinch it is a baby Bulfinch a young bullfinch

Şakrak kuşu o bir yavru Şakrak kuşu genç bir şakrak kuşu

here's another one now would you like to see a baby

işte bir tane daha şimdi bir yavru Japon

goldfish you would okay look closely you will see ah there it is so there is a

balığı görmek ister misin tamam olur yakından bak göreceksin ah işte orada bir

baby Goldfinch the Goldfinch normally is a very bright very colorful bird but you

yavru Saka Kuşu var Saka Kuşu normalde çok parlak çok renkli kuş ama

can see that bird doesn't have much color because it is a baby

bu kuşun pek rengi olmadığını görebilirsiniz çünkü o bir bebek,

it is a young Goldfinch so that is what a goldfinch will look like when it is

genç bir saka kuşu yani saka kuşu gençken böyle görünür, o

young when it is a juvenile so this one has just left the nest it's just

yüzden bu kuş yuvadan yeni çıktı.

actually flown from the nest and there it is a baby Goldfinch finally would you

yuvadan yeni uçtu ve işte bir yavru saka kuşu sonunda

like to see a baby Robin yes can we please see a baby Robin okay so look

bir bebek Robin görmek ister misiniz evet lütfen bir bebek Robin görebilir miyiz tamam

very closely and you will see on your screen right now there is a baby Robin

çok yakından bakın ve ekranınızda hemen şimdi bir bebek Robin olduğunu göreceksiniz

oh hello little Robin I can see you even though your feathers are cleverly

oh merhaba küçük Robin seni görebiliyorum tüylerin akıllıca

disguised you might notice the color of the baby Robin is very interesting

gizlenmiş olsa da bebeğin rengini fark edebilirsin Robin çok ilginç

because it almost it's almost camouflaged it's almost invisible

çünkü neredeyse kamufle olmuş

because of the color of its feathers and that is because a Robin is a ground

tüylerinin rengi nedeniyle neredeyse görünmez ve bunun nedeni Robin'in bir yerde

nester so Robins normally build their nests on the ground so the chicks quite

yuva yapar, bu nedenle Robins normalde yuvalarını yere inşa eder, bu nedenle civcivler

often will have a very similar color to the ground and as you can see there that

genellikle zemine çok benzer bir renge sahip olur ve orada görebileceğiniz gibi,

particular baby Robin looks very similar the color is very similar to the ground

Robin yavrusu çok benzer görünür, renk zemine çok benzer

and that makes it much harder for the predators like sparrowhawks and kestrels

ve bu da onu yapar. Atmaca ve kerkenez gibi yırtıcı hayvanlar için çok daha zor,

it makes it harder for them to see the baby Robin so there it was a few little

yavru Robin'i görmelerini zorlaştırıyor, bu yüzden bahçemde gördüğüm

shots taken over the years of some of the animals some of the wildlife that

bazı hayvanların, bazı vahşi yaşamın yıllar boyunca çekilmiş birkaç küçük fotoğrafı var.

I've seen in my garden I hope you enjoyed that we are looking at a lot of

umarım beğenmişsinizdir bugün bir çok

things today we will also be taking a look at yes we are going into the

şeye bakıyoruz bunlara da bir göz atacağız evet

kitchen with mr. Steve to make some tea cakes that is coming up a little bit

bey ile mutfağa gidiyoruz. Steve biraz

later on as well lots of things to do also another thing I haven't mentioned

sonra çay kekleri yapacak, bu da daha sonra yapılacak çok şey ve henüz bahsetmediğim başka bir şey

yet but I'm going to mention it right now we have the sentence game coming up

ama şimdi bundan bahsedeceğim, biraz sonra cümle oyunumuz var.

a little bit later on and yes we will be having it I know last week I promised

biraz sonra ve evet oynayacağız biliyorum geçen hafta

the sentence game but unfortunately we ran out of time but today yes we are

cümle oyunu sözü vermiştim ama ne yazık ki süremiz tükendi ama bugün evet

definitely having the sentence game the sentence game play along at home and

kesinlikle cümle oyunu oynuyoruz cümle oyunu evde birlikte oyna ve

today I will be asking you to fill in the blanks so what I'm going to do I am

bugün sana soracağım boşlukları doldurmak için yapacağım bu yüzden size

going to give you a sentence and what I want you to do is to fill in the spaces

bir cümle vereceğim ve sizden yapmanızı istediğim şey boşlukları doldurmak,

so there will be some spaces where you have to put some words so what I want

böylece bazı sözcükleri koymanız gereken bazı boşluklar olacak, yani ben ne yapayım?

you to do later on when we play the scent

Daha sonra koku

game I want you to fill in the blanks to fill in the blanks I want you to fill in

oyunu oynarken yapmanı istiyorum Boşlukları doldurmak için boşlukları doldurmanı istiyorum Boş alanları doldurmanı istiyorum

the empty spaces that is what we are doing later on as you know there are

Daha sonra yaptığımız şey bu, çünkü biliyorsun

many English lessons on my You Tube channel

birçok İngilizce dersi var You Tube kanalımda, tam İngilizce derslerim de

there are many English lessons including my full English lessons as well we are

dahil olmak üzere birçok İngilizce dersi var,

going to take a look at one of my full English lessons this is an excerpt from

tam İngilizce derslerimden birine göz atacağız, bu

full English number 31 and then we will be back live once more we will be

tam İngilizce 31 numaradan bir alıntıdır ve ardından bir kez daha canlı yayında olacağız.

playing the sentence game in a roundabout six minutes time

dolambaçlı altı dakikada bir cümle oyunu oynuyor olacağım zaman

hickory dickory dock I'm holding one gray sock in the other there are two and

hickory dickory dock bir gri çorap tutuyorum diğerinde iki tane var ve

both of them are blue hickory dickory dock did you enjoy my

ikisi de mavi hickory dickory dock

little poem welcome everyone to another full English video lesson coming to you

küçük şiirimi beğendiniz mi herkesi başka bir tam ingilizce videoya hoş geldiniz

from England which happens to be the birthplace of Cadbury chocolate Bakewell

Cadbury çikolatalı Bakewell

tart Yorkshire pudding and my favorite spotted dick and of course the English

tart Yorkshire pudingi ve en sevdiğim benekli aletim ve tabii ki

language which is the reason we are all here today so take a deep breath open a

bugün burada olmamızın sebebi olan İngilizce'nin doğum yeri olan İngiltere'den size ders geliyor, bu yüzden derin bir nefes alın,

few windows make a nice hot beverage because today's full English lesson is

birkaç pencere açın güzel sıcak içecek çünkü bugünün tam İngilizce dersi

going to start right now you may have noticed that I love English some of my

hemen şimdi başlayacak, İngilizceyi sevdiğimi fark etmiş olabilirsiniz, en

favourite English words happen to be the smallest and the most commonly used a

sevdiğim İngilizce kelimelerden bazıları en küçük ve en sık kullanılan kelimelerdir, buna

good example is the word off it seems like such a simple word yet it is often

iyi bir örnek, off kelimesidir. basit bir kelime ama

used on a daily basis in so many ways to cancel something can be described as

günlük olarak pek çok şekilde kullanılıyor bir şeyi iptal etmek

being off sorry girls the football match is off you can call something off we had

kapalı olmak olarak tanımlanabilir kusura bakmayın kızlar futbol maçı kapalı bir şeyi iptal edebilirsiniz yağmur nedeniyle

to call off the outdoor concert because of the rain to have a free day away from

açık hava konserini iptal etmek zorunda kaldık İşten uzakta geçirilen boş bir gün,

work can be described as being off I won't see you tomorrow as it's my off

izinli olmak olarak tanımlanabilir. İzin günüm olduğu için yarın seni görmeyeceğim. İzin

day you are having the day off another use of off day is when things keep going

gününün başka bir kullanımı, işlerin sürekli

wrong or when your mood is not good during a certain period of time sorry

ters gittiği veya ruh halinizin iyi olmadığı zamandır. belirli bir süre

for all the mistakes guys I'm having a bit of an off day to make your way out

tüm hatalar için kusura bakmayın arkadaşlar bir yerden çıkmak veya ayrılacağınızı duyurmak için biraz boş bir gün geçiriyorum

of a place or to announce your departure you can say that you are off

izinlisiniz diyebilirsiniz

okay guys it's five o'clock see you tomorrow I'm off if something that is

tamam arkadaşlar saat beş yarın görüşürüz Bozulabilir bir şey elinden gelenin

perishable has gone past its best then we can say that it is off don't drink

en iyisini yaptıysa kapalıyım o zaman kapalı diyebiliriz

that milk it's off this salmon smells awful I think it solved if something has

o sütü içme kapalı bu somon çok kötü kokuyor Bir şeyin

been disconnected from its power source we can say that it is off the TV isn't

güç kaynağından bağlantısı kesildiyse çözüldü diyebiliriz televizyonun kapalı olması

broken it's off talking of which I'm off over there it's time to do the next

bozuk değil kapalı konuşuyorum ki ben orada kapalıyım sıradaki diziyi yapma zamanı geldi

sequence it's strange how some words can find themselves together in English

bazı kelimelerin kendilerini İngilizce ifadelerde bir arada bulmaları garip

phrases a good example of this is the phrase love hate these words have

buna iyi bir örnek aşk nefret deyimi bu kelimeler

opposite meanings however they do go together as a description of a certain

zıt anlamlara sahiptir, ancak belirli bir ilişki türünün tanımı olarak bir araya gelirler,

type of relationship I am talking about a love-hate relationship in society a

toplumdaki bir aşk-nefret ilişkisinden bahsediyorum, bir

love-hate relationship describes a partnership that involves both fondness

aşk-nefret ilişkisi, hem sevgi

and hatred a tumultuous or turbulent relationship between two people can be

hem de nefret içeren bir ortaklığı tanımlar, çalkantılı veya çalkantılı bir ilişki arasında iki kişi

described as love-hate we had a terrible fight last night but today we made a and

aşk-nefret olarak tanımlanabilir dün gece korkunç bir kavga ettik ama bugün bir yemek yedik ve bu

are having a meal together tonight you might feel that this relationship is

akşam birlikte yemek yiyoruz bu ilişkinin

based on love/hate especially if the arguments occur often a long-term

aşk/nefret üzerine kurulu olduğunu hissedebilirsiniz, özellikle de tartışmalar sıklıkla uzun süreli oluyorsa

relationship might become unstable due to a hopeless feeling of routine and

umutsuz bir rutin ve aşinalık duygusu nedeniyle ilişki istikrarsız hale gelebilir,

familiarity the couple might become bitter and resentful which results in

çift acı ve kırgın olabilir, bu da ilişkinin

the up-and-down nature of the relationship a love-hate relationship

inişli çıkışlı doğasıyla sonuçlanır, eğer işinizi seviyorsanız başka yerlerde bir aşk-nefret ilişkisi

can exist in other places if you love your job but it does not pay very well

olabilir ama bu çok iyi para kazandırmıyor onunla

you might have a love-hate relationship with it you might have a love-hate

bir aşk-nefret ilişkiniz olabilir patronunuzla bir aşk-nefret ilişkiniz olabilir

relationship with your boss there are some good days and some bad

bazı iyi günler ve bazı kötü günler olabilir

you have mixed feelings you have the feeling of both love and hate

karışık hisleriniz var hem sevgi hem de nefret duygularına sahipsiniz ne yaparsınız

what do you want and what do you need if you want too much can we call this greed

istemek ve neye ihtiyacın var çok fazla istersen buna açgözlülük diyebilir miyiz

do you have more than you need or is it enough perhaps you have nothing

ihtiyacından fazlasına sahip misin yoksa yeterli mi belki hiçbir şeyin yok

sometimes life can be tough there is a fine difference between the things you

bazen hayat zor olabilir istediğin şeylerle istediğin şeyler arasında ince bir fark vardır

want and the things you need to want is to desire it is an urge to satisfy that

istemek, arzulamak, tatmin etme dürtüsüdür, bu

desire to need is the instinctive response to nature's call for survival

arzu, doğanın hayatta kalma çağrısına verilen içgüdüsel bir yanıttır, hayatta kalma

it's the need to survive what is necessary to survive is your need the

ihtiyacıdır, hayatta kalmak için gerekli olan sizin ihtiyaçlarınızdır.

obvious things needed for survival are food and water they are your basic needs

temel ihtiyaçlarınız

without these you will not survive for long of course want can be classified as

bunlar olmadan uzun süre hayatta kalamazsınız tabi ki istemek ihtiyaç olarak sınıflandırılabilir

need to however we often see want as a more selfish emotion I need food I want

ancak istemeyi genellikle daha bencil bir duygu olarak görürüz yemeğe ihtiyacım var

a nice new car to show my neighbor furthermore the dilemma of what many

komşuma göstermek için güzel yeni bir araba istiyorum üstelik kaç yılın ikilemi

years creates quite a paradox we need money to buy food but we also want money

yiyecek satın almak için paraya ihtiyacımız var ama aynı zamanda parayı

to support a comfortable and some might say wasteful lifestyle want is often

rahat ve savurgan bir yaşam tarzını desteklemek için de istiyoruz diyebilir.

seen as a selfish emotion Mead comes from your basic necessities want comes

from the things that will make you feel better as a person need comes from the

Bir kişinin ihtiyacı,

basic survival instinct to make it through the day without starving to

temel hayatta kalma içgüdüsünden geldiği için, açlıktan ölmeden günü geçirmek için

death need and want might have similar definitions but they are often seen as

ihtiyaç ve istek benzer tanımlara sahip olabilir, ancak bunlar genellikle

belonging to very different urges

çok farklı dürtülere ait olarak görülürler,

what is a split infinitive is it painful will it leave a scar well first of all

bölünmüş bir mastar nedir, acı verici midir? her şeyden önce,

having a split infinitive is not an injury although it does sound like one

bölünmüş bir mastara sahip olmak bir yaralanma değildir, ancak İngilizce dilbilgisinde bir gibi görünse de,

in English grammar we name a certain grammar error as a split infinitive an

belirli bir dilbilgisi hatasını bölünmüş bir mastar olarak adlandırırız,

infinitive in English grammar is the use of the word two with a verb while there

İngilizce dilbilgisinde bir mastar, fiil varken iki kelimesinin kullanılmasıdır.

are no grammar rules that prohibit split infinitives many English experts

bölünmüş mastarları yasaklayan hiçbir gramer kuralı yoktur birçok İngiliz uzmanı

strongly disapprove of them an example of a split infinitive is the classic to

bunları şiddetle onaylamaz bölünmüş mastar örneği,

boldly go where no man has gone before the word boldly and go should be the

hiç kimsenin kelimeden önce cesurca gitmediği yere cesurca gitmek için klasiktir ve gitmek tam

other way round it should read to go boldly where no man has gone before in

tersi olmalı, cesurca gitmek için okumalıdır daha önce hiç kimse

writing this looks more dramatic but when spoken the split infinitive sounds

yazmamıştı, bu daha dramatik görünüyor, ancak konuşulduğunda bölünmüş mastar kulağa

better so while the use of a split infinitive is technically incorrect you

daha iyi geliyor, bu nedenle bölünmüş mastar kullanımı teknik olarak yanlış olsa da,

might only find the most pedantic English teachers picking you up on it

yalnızca en bilgiç İngilizce öğretmenlerinin sizi

to pick someone up on something is to correct them by pointing out their

bir şey hakkında tavlamak için aldığını görebilirsiniz. yanlışlarını işaret ederek onları düzeltmektir

mistake

mmm I hope you enjoyed that an excerpt from one of my many English lessons that

mmm umarım beğenmişsinizdir,

was full English 31 and of course you can find all of my videos on my youtube

tam İngilizce 31 olan birçok İngilizce dersimden birinden bir alıntı ve tabii ki tüm videolarımı youtube kanalımda bulabilirsiniz

channel

yip-yip-yippee beep it is English addict live episode 70 full already

yip-yip-yippee beep it İngilizce Bağımlısı Canlı 70. Bölüm full şimdiden

I can't believe we've made it all the way to episode 74 for those who love the

74. Bölüme kadar geldiğimize inanamıyorum İngilizceyi sevenler

English language you might be like me an English addict maybe maybe not

benim gibi bir İngiliz bağımlısı olabilir belki de

hello to mr. Duncan I want you to say hello to Aldo hello Aldo thank you Anna

Mr. Duncan, Aldo'ya merhaba demeni istiyorum Aldo teşekkür ederim Anna

hello to Aldo it is his first time on the live chat he is a special English

Aldo'ya merhaba ilk kez canlı sohbete giriyor o özel bir İngilizce

addict student so can I say a big special hello to Aldo welcome to my

bağımlısı öğrenci bu yüzden Aldo'ya büyük bir özel merhaba diyebilir miyim

English live stream and can I give you a round of applause and say hi and welcome

İngilizce canlı yayınıma hoş geldiniz ve Size bir alkış ve merhaba diyebilir miyim ve hoş geldiniz

I hope you enjoyed that Thank You Aldo nice to see you here I hope you will

umarım beğenmişsinizdir Teşekkürler Aldo sizi burada görmek güzel Umarım her şeye

enjoy the world of English after all it is a fun and exciting place to be

rağmen İngilizce dünyasının tadını çıkarırsınız burası eğlenceli ve heyecan verici bir yer bazen

sometimes sometimes it isn't if you want to give me a little like by the way I

bazen değil Bu arada bana biraz like atmak istersen daha

haven't mentioned it yet but if you want to give me a like and also subscribe you

bahsetmedim ama sen de like atıp abone olmak istersen

can like and subscribe thank you very much

like atıp abone olabilirsin çok teşekkür ederim hadi git git

off you go go go go it's time to play the sentence game are you ready to play

git zamanı geldi cümle oyunu oynamak için cümle oyunu oynamaya hazır mısın

the sentence game Mika says I am going to wake up at 5:30 tomorrow morning so

Mika yarın sabah 5:30'da kalkacağım diyor

sadly I have to go to bed goodnight Mika have a sweet dream I hope your night is

çok üzülerek yatmam gerekiyor iyi geceler Mika tatlı bir rüya gör umarım senin gecen

better than mine because I had a very horrible experience during the night so

benimkinden daha güzeldir çünkü Gece boyunca çok korkunç bir deneyim yaşadım bu yüzden

last night it was not a good night for me can I just say hello also platino

dün gece benim için iyi bir gece değildi sadece merhaba diyebilir miyim ayrıca platino

hello also Luis Mendez again hello also to Francisca nice to see so

merhaba ayrıca Luis Mendez tekrar merhaba Francisca'ya da merhaba

many people wishing Mika good night good night to you have a sweet dream have a

Mika'ya iyi geceler dileyen birçok insan görmek güzel iyi geceler sana iyi geceler tatlı bir rüya gör

nice dream dream of something nice maybe you can dream in English imagine that

güzel bir rüya gör güzel bir şey hayal et belki İngilizce rüya görebilirsin

that might be quite exciting so here we go it's time to play the game that has

bunun oldukça heyecan verici olabileceğini hayal et o yüzden işte başlıyoruz bu oyunu oynama zamanı

no introduction it has no graphics it has no tune it has nothing it has no

tanıtımı yok grafiği yok melodisi yok hiçbir şeyi yok

music that there aren't any special effects it is just called sorry there's

müziği yok özel efekt yok sadece pardon deniliyor

a fly biting into my leg it's very annoying it is just called the sentence

bacağımı sinek ısırıyor çok sinir bozucu sadece cümle oyunu deniyor

game would you like to play the sentence game right now okay the

hemen şimdi cümle oyunu oynamak istermisin tamam

sentence game the sentence game play at home play along at home not sure what

cümle oyunu cümle evde oyun oynamak evde birlikte oynamak bunun ne olduğundan emin değilim

that was it sounded like a blackbird getting rather frightened by something I

bir karatavuğun bir şeyden oldukça korkmasına benziyordu

hope it wasn't me maybe it was my terrible singing perhaps

umarım ben değildim belki benim korkunç şarkı söylememdi belki de

my singing disturbed that blackbird sorry mr. blackbird I'm sorry about my

şarkı söylemem o karatavuğu rahatsız etti özür dilerim bayım. karatavuk şarkı söylediğim için üzgünüm

singing I know it's not very good I know it's not very good the sentence game the

biliyorum pek iyi değil biliyorum pek iyi değil cümle oyunu

sentence game so what we are going to do we are I'm going to show you a sentence

cümle oyunu yani ne yapacağız biz şimdi ekranda bir cümle göstereceğim bak

right now on the screen look very closely you will see a sentence on the

bak çok yakından ekranda bir cümle göreceksiniz,

screen what I want you to do is to add your words to the sentence so you will

sizden yapmanızı istediğim kelimelerinizi cümleye eklemeniz, böylece

see that there are some blank spaces in the sentence so here it is here is the

cümlede bazı boşluklar olduğunu göreceksiniz, işte burada,

first sentence game for today are you ready it is coming up right now

bugünün ilk cümle oyunu hazırsın hemen geliyor

Oh

Oh

mm-hmm a sentence game part one you can see that there is a sentence underneath

mm-hmm bir cümle oyunu birinci bölüm altında bir cümle olduğunu görebilirsin

can you see the sentence however there are some missing words what I want you

cümleyi görebiliyor musun ancak bazı eksik kelimeler var yapmanı istediğim şey

to do is to give me the missing words that is what you have to do it seems

eksik kelimeleri bana vermen yapman gereken bu

simple but actually when you try to do it it's not as easy as it sounds it's

basit görünüyor ama aslında yapmaya çalıştığında göründüğü kadar kolay değil canlı sohbetteki

not as simple as it sounds hello to everyone on the live chat so many people

herkese merhaba göründüğü kadar basit değil o kadar çok insan

are here hello Jack leaves hello Jack leaves I'm sure you must be very glad

burada merhaba Jack gidiyor merhaba Jack gidiyor Eminim

that it's not autumn or else you would have to fall to the ground hello Jack

sonbahar olmadığına çok sevinmişsindir yoksa yere düşmek zorunda kalırsın merhaba Jack

leaves says why is this on my recommended why

ayrılır der ki bu neden benim önerilenlerimde neden

I I have a question for you why are you asking me I don't know I don't run

sana bir sorum var neden bana soruyorsun bilmiyorum YouTube'u ben yönetmiyorum

YouTube I'm not in charge of YouTube do I look like I'm in charge of YouTube do

YouTube'dan sorumlu değilim YouTube'dan sorumluymuş gibi görünüyorum Herhangi

I look like I'm in charge of anything so that's the reason why I have no idea

bir şeyden sorumluymuş gibi görünüyorum bu yüzden hiçbir fikrim yok

hello nish shreya oh okay then we have some guesses the sentence game you must

merhaba nish shreya oh tamam o zaman bazı tahminlerimiz var cümle oyunu

what your dog a lead mm I wonder let's have a look shall we

köpeğin ne kurşun mm merak ediyorum hadi bir bakalım yapalım mı seninle

I am interested to play the sentence game with you

cümle oyunu oynamakla ilgileniyorum

very nice I'm glad to see you here hello to Syed take and for hmm hmm you must

çok güzel seni burada gördüğüme sevindim Syed'e merhaba al ve için hmm hmm

take your dog for a lead maybe not maybe not hmm

köpeğinizi bir kurşun olarak almalısınız belki değil belki değil hmm

you must feed your dog to become a lead hmm maybe not so the words underneath

bir kurşun olmak için köpeğinizi beslemelisiniz hmm belki de öyle değildir, yani altındaki kelimeler

are you must your dog lead lead another word you can use instead of lead is

köpeğinizin liderliğini yapmalısınız kurşun yerine kullanabileceğiniz başka bir kelime tasma

leash so when we say lead it is the thing that you lead your dog with you

yani ne zaman Kurşun diyoruz, köpeğinizi yanınızda götürdüğünüz şey

will hold the lead in your hand and then the other end will go around the dog's

kurşunu elinizde tutacak ve sonra diğer uç köpeğin

neck lead some people might say leash leash is another word you can use you

boynuna dolanacak kurşun bazı insanlar tasma tasma kullanabileceğiniz başka bir kelime diyebilir

must something your dog something a lead

köpeğinizin bir şey olması gerekir bir şey ipucu

this is an easy one but either way in a moment we're going to have some very

bu kolay bir şey ama her iki durumda da birazdan bazı çok

hard ones very hard indeed you must something hello

zor olanlarımız olacak çok zor gerçekten bir şey yapmalısın merhaba

Shipley you must take your dog to a lead hmm near you are very close Julia

Shipley köpeğini bir liderliğe götürmelisin hmm sana çok yakınsın Julia

says you must use your dog as a lead use your dog as a lead yes I suppose you

yapman gerektiğini söylüyor köpeğinizi lider olarak kullanın köpeğinizi lider olarak kullanın evet sanırım

could do that if you wanted your dog to be in front of you and maybe guide you

bunu yapabilirsiniz, eğer köpeğinizin önünüzde olmasını ve belki de size rehberlik etmesini istiyorsanız, o

then your your dog could be your lead it is taking you forwards and of course

zaman köpeğiniz liderliğiniz olabilir, sizi ileriye götürür ve tabii ki

many people do use dogs people who are blind or have difficulty with their

pek çok insan köpek kullanıyor kör olan veya görme güçlüğü çeken insanlar yolu göstermek için

sight they will use a dog to lead the way so yes I suppose we could use that

bir köpek kullanacaklar bu yüzden evet sanırım

you must tie your dog with a lead I like that one I suppose you could yes you

köpeğinizi bir kurşunla bağlamanız gerektiğini kullanabiliriz bunu beğendim sanırım yapabilirsin evet sen

must tie your dog with a lead so if you don't want your dog to run away you must

köpeğinizi bir kurşunla bağlamanız gerekir, bu yüzden köpeğinizin kaçmasını istemiyorsanız,

tie your dog with a lead and then the dog will not run away I like that one

köpeğinizi bir kurşunla bağlamanız gerekir ve o zaman köpek kaçmaz Bunu

yes we can use that I think so Tomic Oh Tomic yes very good

beğendim evet onu kullanabiliriz bence öyle Tomic Oh Tomic evet çok iyi

I like your suggestion that is a good one Tomic says you must you must you

önerinizi beğendim bu iyi bir öneri Tomic diyor ki koymalısınız

must put you must put your dark on a lead you must put your dog on a lead you

koymalısınız karanlığınızı bir kurşuna koymalısınız köpeğinizi bir kurşuna koymalısınız siz

put it on a lead so in this sense we are saying the dog has to be attached to a

onu bir kurşuna koymalısınız yani bu anlamda diyoruz ki köpek bir tasmaya bağlanmalıdır,

lead you put the dog on a lead and then the dog won't run away where I live by

köpeği bir tasmaya koyarsınız ve sonra köpek benim yaşadığım yere kaçmaz,

the way the area where I live many people will walk their dog

bu arada yaşadığım bölge, birçok insan köpeklerini rıhtım bir

without the docks being on a lead so we can say lead or leash so there are two

tasma olmadan gezdirir, yani kurşun veya tasma diyebiliriz, bu nedenle kurşun

ways of using that word lead leash they have the same meaning you must hold your

tasma kelimesini kullanmanın iki yolu vardır, bunlar aynı anlama gelir

dog with a lead yes that is also a good one I like that one you must hold your

köpeğinizi bir kurşunla tutmalısınız evet bu da iyi bir tasma Bunu beğendim

dog with a lead good one I like that I like a lot you must hold your dog with a

köpeğinizi bir kurşunla tutmalısınız iyi çok hoşuma giden bir şey köpeğinizi bir kurşunla tutmalısınız

lead yes thank you very much another good answer you must hold so when we say

evet çok teşekkür ederim başka bir iyi cevap tutmalısınız bu yüzden

hold it means you're keeping it back you you keep something back so when you hold

tutun dediğimizde bu onu geride tuttuğunuz anlamına gelir siz bir şeyi geri tutuyorsunuz yani

back your dog you are keeping it back from other people franceska you must

geri tuttuğunuzda köpeğinizi diğer insanlardan uzak tutuyorsunuz franceska

take for a walk your dog with a lead yes well we have one word that's missing but

yürüyüşe çıkmalısınız köpeğiniz kurşunla evet pekala eksik bir kelimemiz var ama

I suppose you can have more than one word if you want you must take for a

sanırım birden fazla kelimeniz olabilir isterseniz yürüyüşe çıkmalısınız

walk your dog we don't normally do it in that order so normally instead we will

köpek normalde bunu bu sırayla yapmayız, bu yüzden normalde

say you must take your dog for a walk on a lead so normally it is the other way

köpeğinizi bir tasma üzerinde yürüyüşe çıkarmanız gerektiğini söyleriz, bu nedenle normalde tam

round so the grammar is the wrong way round

tersidir, bu nedenle dilbilgisi yanlıştır

however the sentence is correct but the grammar is back to front

ancak cümle doğrudur ama dilbilgisi başa dön

hello also to learn and share you must hold your dog with a lead good another

merhaba ayrıca öğrenmek ve paylaşmak için köpeğinizi bir kurşunla tutmalısınız iyi bir

one so again you are holding the dog you must hold your dog on or with a lead so

başkası yani yine köpeği tutuyorsunuz köpeğinizi üzerinde veya bir kurşunla tutmalısınız yani

in this sense you can say you must

bu anlamda tutmalısınız diyebilirsiniz

hold your dog on a lead so you can say on or with on or with hello never give

köpeğiniz bir tasma üzerinde, böylece açık veya açık veya ile merhaba diyebilirsiniz,

up you must catch your dog with a lead well I suppose you can there are some

köpeğinizi bir tasma ile yakalamalısınız, sanırım yapabilirsiniz, günümüzde

very interesting devices that you can use nowadays there is a there is a

kullanabileceğiniz bazı çok ilginç cihazlar var, özel bir şey var

particular type of leash fit you can let go and then if you want your dog to come

bırakabileceğiniz bir tasma türü ve ardından köpeğinizin

back you will press a button and then the the lead will pull back and the dog

geri gelmesini istiyorsanız bir düğmeye basacaksınız ve ardından tasma geri çekilecek ve köpek

has to come back towards you so that's a very good invention for taking your dog

size doğru geri gelmek zorunda kalacak, bu da köpeğinizi almak için çok iyi bir buluş

for a lead allium says you must bring your dog to

bir kurşun için allium, köpeğinizi

walk a lead you must bring your dog I suppose you could say you must bring

bir kurşunla gezdirmeniz gerektiğini söylüyor,

your dog along on a lead good lots of great answers and we have a lot of

köpeğinizi bir kurşunla birlikte getirmeniz gerektiğini söyleyebilirsiniz, pek çok harika yanıt ve biz

people joining as well thank you very much for joining today we are actually

de katılan birçok insan var, teşekkür ederim Bugün katıldığınız için çok teşekkür ederiz, aslında

talking about the English language we are sharing the sharing our love English

İngilizce hakkında konuşuyoruz, sevgimizi paylaşıyoruz İngiliz

addict you see that's what it says up there on the screen you see my name is

bağımlısı görüyorsunuz, ekranda böyle yazıyor, görüyorsunuz benim adım

Duncan and I live in England and this is where I am now talking to you live from

Duncan ve ben İngiltere'de yaşıyorum ve buradayım şimdi seninle

my sunny garden here is another one so we will forget about the dog here's the

güneşli bahçemden canlı konuşuyorum işte bir tane daha bu yüzden köpeği unutacağız

next one this one is a little bit harder are you ready the sentence game number

sıradaki bu biraz daha zor hazır mısın iki numaralı cümle oyunu

two please something do that something the classroom this is something I used

lütfen bir şey yap o bir şey sınıf bu bir şey ben

to say a lot to my students

especially when they were misbehaving if they were talking in the classroom I

özellikle sınıfta konuşurken yaramazlık yaptıklarında öğrencilerime çok şey söylerdim sınıfta ders anlatırken

used to have a great trick when I was teaching in the classroom I used to have

harika bir numaram vardı eskiden

a little thing that I would do if my if I ever saw one of my students looking at

yapabileceğim küçük bir şey vardı eğer yapabilseydim öğrencilerimden birinin saate baktığını gördüm

the clock if I ever saw someone in my classroom looking at the clock I would

Eğer sınıfımda birinin saate baktığını görseydim

actually go and I would bring the clock from the wall and I would actually go

gerçekten giderdim ve duvardan saati getirirdim ve gerçekten

over to the student and I would put the clock in front of them I would put it on

öğrenciye giderdim ve saati yerine koyardım onların önüne, onların önüne masanın üzerine koyardım, öyle

the desk in front of them that's what I would do so I would take the clock and I

yapardım ki saati alırdım ve

would actually put it on their desk and then I would say there we go you can

gerçekten onların masasına koyardım ve sonra işte başlıyoruz,

look at the clock all the time now you can look at the clock all the time as

saate her zaman bakabilirsiniz derdim. şimdi her zaman saate bakabilirsin,

you can imagine many of my students would not look at the clock on the wall

tahmin edebileceğin gibi, öğrencilerimin çoğu duvardaki saate bakmaz

because if they did I would give them the clock and then they would have to

çünkü eğer baksalardı saati onlara verirdim ve sonra

keep it on their desk for the rest of the lesson so you might be surprised to

onu bir süre masalarında tutmak zorunda kalırlardı. dersin geri kalanında, ben ders verirken

hear that many of my students did not look at the clock when I was teaching

öğrencilerimin çoğunun saate bakmadığını duyunca şaşırabilirsiniz,

here we go then the sentence game part - live from mr. Duncan's garden

sonra cümle oyunu kısmına geçiyoruz - mr. Duncan'ın bahçesi

please something do that something the classroom what are the missing words

lütfen bir şey yapın şunu bir şey sınıfta eksik kelimeler nelerdir

please understand you must you must do that like most during the classroom such

lütfen anlayın bunu sınıfta çoğu zaman olduğu gibi yapmalısınız,

as eating some jaffa cakes mr. Duncan the thing is I would never eat when I

örneğin biraz jaffa keki yemek Bay. Duncan, ben sınıfta ders verirken asla yemek yemezdim,

was teaching in the classroom I would never do that so if I went into the

bunu asla yapmam, bu yüzden

classroom to teach I would never eat in front of the class no you can't do that

sınıfa öğretmek için gitseydim, asla sınıfın önünde yemek yemezdim, hayır, bunu yapamazsın,

hello - Mohsen please don't do that in the classroom please don't do that I

merhaba - Mohsen lütfen don 'bunu sınıfta yapma lütfen bunu yapma

suppose you could also say please do not please do not do that in the classroom

bence ayrıca lütfen yapma lütfen bunu sınıfta yapma

please don't do that in the classroom hello captive e please

lütfen bunu sınıfta yapma merhaba tutsak e lütfen

understand that you must do the things that you like doing during the class

anlayın ki bazı şeyleri yapmanız gerekir

room such as eating some jaffa cakes mr. Duncan but I don't do that when I'm in

jaffa keki yemek gibi sınıfta yapmaktan hoşlandığınız şeyler Mr. Duncan ama bunu sınıftayken yapmam öğrencilerin

the classroom I don't eat in front of the students I never do that

önünde yemek yemem bunu asla yapmam

please stop to do the outcry the classroom I'm not sure what you mean by

lütfen dur sınıfta bağırmayı bırak bununla ne demek istediğinden emin değilim

that one please don't do that so what I'm asking is for the person not

lütfen yapma 'bunu yapın, bu yüzden kişiden istediğim şey

to do it please don't do that in the classroom please don't do that

yapmaması, lütfen bunu sınıfta yapmayın, lütfen bunu sınıfta yapmayın, bu yüzden

in the classroom so you are asking the action must stop please don't do that in

eylemin durmasını istiyorsunuz, lütfen bunu yapmayın'

the classroom when you are in the classroom please don't do that I suppose

sınıfta siz sınıftayken lütfen yapmayın zannederim

maybe the student is talking maybe they are talking to the person sitting next

belki öğrenci konuşuyordur belki yanında oturan kişiyle konuşuyordur

to them or maybe they are eating food you see sometimes my students would eat

belki yemek yiyordur bakın bazen benim öğrencilerim

food in the classroom whilst I was teaching and of course that is very rude

sınıfta yemek yerdi ders verirken ve tabii ki bu çok kaba

isn't it it's very rude indeed I think hello memo memo a bee please never do

değil mi gerçekten çok kaba değil mi merhaba notu not a arı lütfen bunu sınıfta asla yapmayın lütfen bunu

that in the classroom please never do that in the classroom yes please never

sınıfta asla yapmayın evet lütfen

do that in the classroom when we say never it means it cannot happen at any

sınıfta biz varken bunu asla yapmayın asla deme hiçbir noktada olamayacağı anlamına gelir

point never hello you Murr but it's one word so wouldn't you prefer to go with

asla merhaba sen Murr ama bu tek kelime yani gitmeyi tercih etmez miydin

don't well I suppose so but if you are using a contraction so when we say don't

don't pek iyi sanırım ama eğer bir kısaltma kullanıyorsan yani yapma dediğimizde bu

that is of course a contraction of do not so please do not please don't so I

tabi ki do'nun kısaltması yani lütfen yapma lütfen yapma yani

suppose in that sense the contraction don't can also be expressed as do not

sanırım bu anlamda do n't kısaltması do not please do not şeklinde de ifade edilebilir

please do not Vitesse please don't forget to do that task in the classroom

Vitesse lütfen sınıfta o görevi yapmayı unutmayın

yes I suppose so that is a very long sentence however you are correct

evet Sanırım çok uzun bir cümle ama

grammatically that is correct please don't forget to do that task in the

dilbilgisi olarak doğrusunuz bu doğru lütfen o görevi sınıfta yapmayı unutmayın lütfen

classroom please don't forget to do that task in the classroom don't forget

o görevi sınıfta yapmayı unutmayın lütfen unutmayın

please remember to do that during the classroom now we don't say during the

lütfen bunu yapmayı unutmayın ders sırasında artık ders sırasında söylemiyoruz

classroom because the classroom is an object it is an area it is a space

çünkü sınıf bir nesnedir, bir alandır, bir

I suppose you could say please don't do that during the class so the class can

be used as the thing that is happening so please don't do that during the class

alandır. oluyor o yüzden lütfen bunu derste yapmayın

or of course you could say during class so you don't have to say there you can

ya da tabii ki derste diyebilirsiniz ki ordan gidebilirsiniz demek zorunda değilsiniz ve

leave and they're out please don't do that in class please don't eat food in

onlar dışarıda lütfen bunu sınıfta yapmayın lütfen yemek yemeyin

my classroom when I'm teaching please don't do that in class can you imagine

ben ders anlatırken sınıfımda yemek yapmayın lütfen bunu sınıfta yapmayın

eating popcorn in a classroom that is so rude I would agree with you there

sınıfta patlamış mısır yemeyi hayal edebiliyor musunuz bu çok kaba bir davranış

definitely I think it would be very impolite in polite Ruby Ruby hello Ruby

kesinlikle size katılıyorum kibarca çok kabaca olur Ruby Ruby merhaba Ruby

Ruby I know a girl and Ruby is her name a very famous song by was it Steely Dan

Ruby Bir kız tanıyorum ve Ruby onun adı Steely Dan'in çok ünlü bir şarkısıydı

I think so Donald Fagen and Steely Dan I know a girl and Ruby is her name Ruby

Sanırım öyleydi Donald Fagen ve Steely Dan Bir kız tanıyorum ve Ruby onun adı Ruby

Ruby Ruby baby please let me do that in the classroom please let me do that in

Ruby Ruby bebeğim lütfen bunu sınıfta yapmama izin ver lütfen izin ver bunu sınıfta yapın

the classroom so it's almost the opposite it's almost the opposite to

yani neredeyse tam tersi

what my suggestion was very good I like it please stop doing that

önerimin neredeyse tam tersi çok iyi hoşuma gitti lütfen yapmayı bırakın bu

so actually we wouldn't say do that please stop doing that because it is an

yüzden aslında şunu yap demeyiz lütfen bunu yapmayı bırakın çünkü bu bir

action it is an action that is occurring please stop doing that

eylem bu bir eylem bu oluyor lütfen yapmayı bırakın bir

would you like another one oh I think we are ready for another one please avoid

tane daha ister misiniz oh sanırım bir tane daha için hazırız lütfen

doing that in the classroom please avoid doing that in the classroom so once

bunu sınıfta yapmaktan kaçının lütfen bunu sınıfta yapmaktan kaçının yani bir kez

again instead of do you wouldn't say do you would say doing because we are

daha do yerine söylemeyecek misiniz yapar mısınız yapıyoruz çünkü eylem

talking about something that is an action so the thing is happening at the

olan bir şeyden bahsediyoruz yani olay

same time please stop doing that in the classroom hello cap dev EE thank

aynı anda oluyor lütfen sınıfta bunu yapmayı bırakın merhaba cap dev EE

you very much for your live super chat a little contribution I hope you buy some

canlı süper sohbetiniz için çok teşekkür ederim biraz katkı umarım biraz

jaffa cakes though you don't eat in the classroom Thank You cap Devi that's very

jaffa keki alırsınız sınıfta yemek yemesen de teşekkürler kap Devi çok

kind of you thank you for your lovely donation on the live super chat and no I

naziksin canlı süper sohbetteki güzel bağışın için teşekkür ederim ve hayır

won't buy some jaffa cakes however I will put that aside maybe one day I will

biraz yafa keki almayacağım ama bunu bir kenara koyacağım belki bir gün alırım

need it to help produce my classes you see so all of the donations are used to

derslerimi üretmeye yardımcı olması için buna ihtiyacım var, böylece tüm bağışlar

help my work continue I don't buy food I don't treat myself to jaffa cakes with

işimin devam etmesine yardımcı olmak için kullanılıyor Yiyecek almıyorum Kendime yafa kekleri ısmarlamıyorum senin

your money that would be a waste wouldn't it that would be a terrible

paranla bu israf olur değil mi? korkunç bir

waste here is another one we will take that

israf ol işte başka bir tane bunu

off the screen a sentence game part 3 uh-huh he was a good one oh this one is

ekrandan kaldıracağız bir cümle oyunu bölüm 3 uh-huh o iyiydi oh bu

a little harder can you please something a moment something me so you can see

biraz daha zor lütfen bir şey yapabilir misin bir an bana bir şey görebilsin

there is a question mark at the end which tells us that this is an

orada bir sondaki soru işareti bize bunun sorgulanmış bir cümle olduğunu söyler bir

interrogated sentence when we say that something is interrogate 'iv it means

şeyin sorgulandığını söylediğimizde 'iv bu

you are asking for information or you are asking for something

bilgi mi istiyorsun yoksa bir şey mi istiyorsun bir sinek

a fly did you see that a fly just landed on my lip and then it started to bite my

gördün mü dudağıma bir sinek kondu ve sonra

lip a very violent fly I'm not sure what happened I think I squashed it

çok şiddetli bir sinek dudağımı ısırmaya başladı ne olduğundan emin değilim sanırım onu ​​ezdim ne

unfortunately I may have squashed that little fly I didn't mean to but it was

yazık ki o küçük sineği ezmiş olabilirim ama

very painful it was biting my my lip not very nice so

çok acı vericiydi dudağımı ısırıyordu çok değil güzel öyleyse

here we go we have another one can you please something a moment something me

başlıyoruz bir tane daha alabilir misin lütfen bir an bir şey bir şey bana

what is the answer

cevap nedir

Ruby Ruby what can I do to convince them not to do that in the classroom oh I see

Ruby Ruby onları sınıfta bunu yapmamaya ikna etmek için ne yapabilirim oh görüyorum ki

we're doing the last one still the last one what can I do to convince them to

sonuncuyu yapıyoruz hala sonuncusu bir tanesi onları

stop doing that well I suppose you haven't got the word please

o kadar iyi yapmayı bırakmaya ikna etmek için ne yapabilirim sanırım kelime sende yok lütfen

unfortunately he was another one that does also include the word please

ne yazık ki o da lütfen kelimesini de içeren başka bir kelimeydi

Tomic Thank You Tomic for your suggestion Lewis can you please wait can

Tomic Önerin için teşekkürler Tomic Lewis lütfen bekleyebilir misin lütfen

you please wait a moment for me can you please wait a moment for me can you

benim için biraz bekleyin lütfen benim için biraz bekleyin

please wait a moment for me good one

lütfen benim için biraz bekleyin iyi bir

Tomic can you please spare a moment for me

tomic lütfen benim için bir dakikanızı ayırır mısınız

another good suggestion yes can you please wait a moment so I'm asking you

başka bir güzel öneri evet lütfen biraz bekler misiniz bu yüzden size rica ediyorum

if you can wait please stay there for a very short time I will I will come to

bekleyebilirim lütfen çok kısa bir süre orada kalın

you in a moment so can you please wait a moment for me please

birazdan size geleceğim bu yüzden lütfen benim için bir dakika bekler misiniz lütfen

and Tomic that's a very interesting one can you please spare a moment for me

ve Tomic bu çok ilginç lütfen onu ayır dediğimizde bana bir dakikanızı ayırabilir misiniz

when we say spare it means can you please give me some of your time can I

yani lütfen bana biraz zaman ayırabilir misin lütfen

please have some of your time can you please spare a moment for me can you

biraz zaman ayırabilir misin lütfen benim için bir dakika ayırabilir misin

please spare a moment for me so in this sense spare means give do you have some

lütfen bana bir dakika ayırır mısın yani bu anlamda yedek demek ver demektir ayırabileceğin biraz

time that you can give for me I need your help

zamanın var mı benim için yardımınıza ihtiyacım var

hello mr. Duncan I am happy because I found your channel in fact I was not I

merhaba bay. Duncan mutluyum çünkü kanalını buldum aslında değildim

did not know about it but when I was on Facebook I saw comments and advice about

bilmiyordum ama facebooktayken kanalın hakkında yorum ve tavsiyeler gördüm

your channel and I found it thank you very much it's nice to see you here I

ve buldum çok teşekkür ederim seni burada görmek güzel

always like to give a big welcome to my new viewers if it is your first time

her zaman Yeni izleyicilerime büyük bir hoş geldiniz demek isterim, eğer buraya ilk gelişinizse

here maybe you are not used to this my name by the way my name is Duncan mr.

belki buna alışkın değilsiniz benim adım bu arada benim adım Duncan Bay.

Duncan and I teach English on YouTube so for those who are wondering what this is

Duncan ve ben YouTube'da İngilizce öğretiyoruz, bu yüzden benim adımın ne olduğunu merak edenler için

my name is Duncan I teach English I've been doing this for 14 years on YouTube

Duncan İngilizce öğretiyorum Bunu YouTube'da 14 yıldır

I was the first ever English English teacher ever on YouTube did you know

yapıyorum YouTube'daki ilk İngilizce İngilizce öğretmeniydim

that before anyone else I was the first English English teacher ever on YouTube

bunu daha önce biliyor muydunuz? başka kimse ben YouTube'daki ilk İngilizce İngilizce öğretmeniydim

wow really I can't believe that back to the

vay be gerçekten

sentence game yes we are playing a game for those who are wondering can you

cümle oyununa geri döndüğümüze inanamıyorum evet merak edenler için bir oyun oynuyoruz lütfen

please spare a moment for me can you please give me a little bit of time or

bana bir dakikanızı ayırabilir misiniz biraz zaman ya da

can you please wait a moment for me

lütfen benim için bir dakika bekleyebilir misin

Yin Chi also says can you please wait for a moment can you please wait for a

Yin Chi ayrıca lütfen biraz bekleyebilir misin diyor, lütfen

moment but we have four already in the sentence you see can you please wait for

biraz bekleyebilir misin ama cümlede zaten dört tane var, görüyorsun, lütfen

a moment for me we don't normally use for twice you see sometimes in English

benim için biraz bekleyebilir misin? normalde iki kez kullanmayız, bazen İngilizce

grammar you have to avoid using the same word twice in one sentence so if you are

dilbilgisinde aynı kelimeyi bir cümlede iki kez kullanmaktan kaçınmanız gerektiğini görürsünüz, bu nedenle İngilizce

you are constructing a sentence in English you often avoid saying the same

bir cümle kuruyorsanız, genellikle aynı

word twice it is part of speaking fluently but also it is better for the

kelimeyi iki kez söylemekten kaçınırsınız, bu konuşmanın bir parçasıdır akıcı bir şekilde ama aynı zamanda sizi dinleyen kişi için de daha iyidir,

person who is listening to you as well in fact it's very important if you are

aslında yazılı olarak yazıyorsanız çok önemlidir,

writing in writing it is often said that you must never repeat the same word in a

genellikle aynı kelimeyi bir cümlede asla tekrarlamamanız gerektiği söylenir,

sentence so if you are saying something you can never use the same word twice in

bu nedenle bir şey söylüyorsanız tekrarlayabilirsiniz. aynı kelimeyi bir cümlede asla iki kez kullanmayın

a sentence and that is why we have synonyms synonyms are very useful very

ve bu yüzden eşanlamlılarımız var eş anlamlılar çok faydalı çok

useful can you please spend a moment with me

faydalı lütfen benimle biraz vakit geçirebilir misiniz lütfen

can you please spend a moment with me yes that's also a very good one thank

benimle biraz vakit geçirebilir misiniz evet bu da çok iyi teşekkürler

you never give up can you please spend a moment with me I like that one good some

asla pes etmeyin lütfen benimle biraz vakit geçirebilir misin bunu beğendim

very good suggestions can you please give a moment to me can you please give

çok iyi bazı öneriler lütfen bana bir dakika ayırır mısın lütfen bana

a moment to me yes so this is very similar to can you spare can you please

bir dakika ayırır mısın lütfen bana

spare a moment can you please give a moment to me

bir dakika ayırır mısın evet yani bu şuna çok benziyor lütfen bana bir dakikanızı ayırın

no sir can you please take a moment of your time

hayır bayım lütfen bir dakikanızı ayırıp

and do that for me so yes you have quite a few quite a few extra words but yes

bunu benim için yapar mısınız yani evet epeyce fazladan birkaç kelimeniz var ama evet

that is still a very good sentence I like that that is good

bu yine de çok iyi bir cümle hoşuma gitti bu iyi

Rosa says can you please think a moment about me

Rosa diyor ki lütfen benim hakkımda bir dakika düşünür müsün lütfen benim hakkımda

can you please think a moment about me maybe can I suggest something can you

bir dakika düşünür müsün belki bir şey önerebilir misin

please spare a moment to think about me so maybe I want you to think maybe

lütfen beni düşünmek için bir dakika ayırır mısın yani belki düşünmeni istiyorum belki

tonight when you are looking at the stars in the sky maybe you will be

bu gece yıldızlara bakarken gökyüzü belki

standing there looking at the heavens above and you might think hmm I wonder

orada durup yukarıdaki göğe bakacaksınız ve hmm acaba ne bayım diye düşünebilirsiniz

what mr. Duncan is doing now I wonder if he's vomiting in his bathroom like last

. Duncan şimdi yapıyor, acaba dün geceki gibi banyosunda mı kusuyor,

night yeah but that was what I was doing that's exactly what I was doing last

evet ama ben de öyle yapıyordum,

night at 4:20 this morning I was vomiting and I don't know why

bu sabah 4:20'de tam olarak bunu yapıyordum, kusuyordum ve neden bilmiyorum

hello Wendy Wendy fangzheng hello to you I like your name by the way it sounds

merhaba Wendy Wendy fangzheng merhaba sana ismini beğendim bu arada kulağa

very very what's the word I'm looking for exotic exotic I like that word and I

çok çok aradığım kelime egzotik egzotik Bu kelimeyi beğendim ve

like your name hello Ruby can you please stand up a moment for me

ismini beğendim merhaba Ruby lütfen benim için bir dakika ayağa kalkar mısın

yes I like that one can you please stand up a moment for me can you please stand

evet onu beğendim lütfen benim için bir dakika ayağa kalkar mısınız lütfen

up a moment stand up a moment just very quickly so please stand up a moment so

bir an ayağa kalkar mısınız çok hızlı bir şekilde ayağa kalkar mısınız lütfen bir an ayağa kalkın

not for very long just for a moment gamer roblox

çok uzun sürmesin sadece bir an oyuncu roblox

goodbye mr. Duncan gamer roblox I know a lot of people like playing roblox

hoşçakal bay. Duncan gamer roblox Roblox oynamayı seven çok insan tanıyorum ne yazık ki

I don't play roblox unfortunately but I know a lot of people out there I love to

roblox oynamıyorum ama çevremde çok insan tanıyorum

play roblox very much

roblox oynamayı çok seviyorum

hello also to sunshine can you please spare a moment for me good yes brilliant

güneş ışığına da merhaba lütfen bana bir dakikanızı ayırır mısınız güzel evet harika

a lot of good suggestions today I must say shall we have another one okay we

bugün pek çok güzel öneri söylemeliyim bir tane daha alabilir miyiz tamam

have time I think we will have time for one more before we go one more oh okay

zamanımız var sanırım bir tane daha için zamanımız olacak oh tamam

this is interesting hmm Wow okay I don't know where to start with this one the

bu ilginç hmm Vay canına tamam bununla nereden başlayacağımı bilmiyorum bir

sentence game part 4 I think the sentence game part for it my

cümle oyunu 4.bölüm bence cümle oyunu kısmı benim zamanım için

time

any ideas do you have any words that you can put in that sentence I want you to

herhangi bir fikriniz var mı o cümleye koyabileceğiniz herhangi bir kelime var mı boşlukları doldurmanızı istiyorum boşlukları doldurun

fill fill in the blanks fill in the blanks it my time can you put some words

boşlukları doldurun benim zamanım biraz koyabilir misiniz

in between those sentences I will leave it on the screen for a few more moments

bu cümlelerin arasındaki kelimeler Birkaç dakika daha ekranda bırakacağım,

by the way it's very hot it's very hot here in England today it's around 26

bu arada hava çok sıcak bugün burası İngiltere'de çok sıcak bugün 26

Celsius today it is the hottest day of the year so far here in the UK can you

Santigrat civarında bugün İngiltere'de yılın şimdiye kadarki en sıcak günü inan

believe it the hottest day you can hear all the

en sıcak gün

birds singing in the trees the birds are singing they are all very happy because

ağaçlarda tüm kuşların şarkı söylediğini duyabiliyorsun kuşlar şarkı söylüyor hepsi çok mutlu çünkü

finally their babies have flown away and they can have a little bit of time to

sonunda bebekleri uçup gitti ve kendilerine biraz zaman ayırabiliyorlar

themselves here we go then it's something my something time something it

işte başlıyoruz o zaman bu bir şey benim bir şey zaman bir şey

is my lunch time mr. Duncan I like that one yes it is my lunch time mr. Duncan

benim öğle yemeği zamanım bay. Duncan bunu beğendim evet öğle yemeği vaktim bay. Duncan,

it is my lunch time mr. Duncan good I love the sound of the birds in the

öğle yemeği vaktim Bay. Duncan iyi, bahçenizin arka planındaki kuşların sesine bayılıyorum bayım

background of your garden mr. Duncan I thought that was an answer then but it

. Duncan o zaman bunun bir cevap olduğunu düşünmüştüm ama

doesn't it doesn't fit in it doesn't fit into my to my things I love the sound of

uymuyor benim eşyalarıma uymuyor Kuşların sesini seviyorum

the birds or venno says it is my first time in the sentence game it is my first

ya da venno diyor ki bu cümle oyununda ilk defa oynuyorum bu

time in the sentence game yes it is my first time in the sentence game Thank

Cümle oyununda ilk kez evet, Cümle oyununda ilk kez Teşekkürler

You RV no it was my golden time staying with my parents it was my golden time

RV hayır, ailemle kaldığım altın zamanımdı, ailemle kaldığım altın zamanımdı, işeceğini

staying with my parents says she'll pee hello she'll pee nice to see you here

söylüyor merhaba, güzel işeyecek bugün seni burada görmek için evet

today yes I suppose you could say it was my my golden time or maybe you can say

sanırım benim altın zamanımdı diyebilirsin ya da belki

it was my best time or my favorite time it was my favorite time staying with my

en iyi zamanım ya da en sevdiğim zaman diyebilirsin ailemle kaldığım en sevdiğim zamandı

parents it's my first time to watch your lesson yes it's it's it is I suppose you

bu senin dersini ilk kez izliyorum evet bu sanırım buraya

could say it is my first time here there's a good one it is my first time

ilk kez geliyorum iyi bir tane var diyebilirsiniz buraya ilk kez geliyorum

here it is my first time here Sasuke says it will be my first time listening

buraya ilk kez geliyorum Sasuke benim ilk dinleyişim olacak diyor benim adımı

listening it will be my first time listening to my name in your classroom

ilk kez dinleyişim olacak sınıfınızda

thank you Sasuke Sasuke 2022 or 10:22 should I say can you believe in a few

teşekkür ederim Sasuke Sasuke 2022 veya 10:22 demeli miyim birkaç

days time it's going to be June I can't believe how quickly this month

gün sonra Haziran olacağına inanabiliyor musunuz Bu ayın ne kadar çabuk geçtiğine

is gone do you think do you think this month has gone quickly or has it dragged

inanamıyorum sizce bu ay hızlı mı geçti? veya

slowly if something drags if something drags it means it is moving slowly some

yavaş mı sürüklendi, eğer bir şey sürükleniyorsa, bir şey sürükleniyorsa, yavaş hareket ettiği anlamına gelir, bazı

people might think that this month has gone by very slowly however I think this

insanlar bu ayın çok yavaş geçtiğini düşünebilir, ancak bence bu

month has gone by very quickly it's been a very fast month Wendy says Thank You

ay çok hızlı geçti, çok hızlı bir ay oldu Wendy, Teşekkür ederim bayım diyor.

mr. Duncan these are very cool English classes thank you very much it's very

. Duncan bunlar çok güzel İngilizce dersleri çok teşekkür ederim

kind of you to say Franco has to go see you later Franco thank you very much

Franco'nun daha sonra görüşmek üzere gitmesi gerektiğini söylemeniz büyük incelik Franco çok teşekkür ederim

Agnes Carr says it is my valuable time it is my valuable time for you or maybe

Agnes Carr bunun benim değerli zamanım olduğunu söylüyor senin için benim değerli zamanım

you could say it's it is my useful time listening to you it is my best time when

seni dinlemek için faydalı zamanım, seni dinlediğimde en iyi zamanım

I'm listening to you Ruby says it is not my less time in the sentence game I like

Ruby cümle oyununda daha az zamanım olmadığını söylüyor Bunu beğendim cümle

that one it is not my last time in the sentence game well I'm glad to hear that

oyununda son seferim değil pekala ben' Bu

does that mean you are coming back does that mean you will return for more of

geri döneceğin anlamına mı geliyor bu daha fazlası için geri döneceğin anlamına mı geliyor Vay canına

this Wow thank you very much

çok teşekkür ederim

Vitesse says it is my lucky time in life I like that one you might have a very

Vitesse hayatımdaki şanslı zamanım olduğunu söylüyor

good period of time in your life where everything is going so well everything

hayatın her şeyin çok iyi gittiği her şey

is going perfectly you might say it is my lucky time in life or it is my lucky

mükemmel gidiyor hayattaki şanslı zamanım diyebilirsin ya da

time in my life you might also say it is my best time in my life there are many

hayatımdaki şanslı zamanım diyebilirsin hayatımdaki en iyi zamanım diyebilirsin

ways of using that sentence by the way can you think of any more it's time for

bunu kullanmanın birçok yolu var cümle bu arada daha fazla düşünür müsünüz

now we can't have time twice it is my dinner time now it is my

şimdi zamanı geldi iki kere vaktimiz olamaz şimdi benim

dinner time now it is my dinner time now or maybe you could say it is my lunch

akşam yemeği vaktim şimdi şimdi benim akşam yemeği vaktim ya da belki

time now I can't stay I'm sorry it is my lunch time now I have to go

şimdi öğle yemeği vaktim diyebilirsiniz kalamam kusura bakma öğle yemeği vaktim şimdi gitmem gerek

hadar says it is my time to fly it is my time to fly unfortunately there is a

hadar uçma zamanım diyor uçma zamanım maalesef

word in front of time you see there is a word in front of there I have to be very

zamanın önünde bir kelime var görüyorsun önünde bir kelime var orda

strict when I'm playing the sentence game Amina says yes the month has gone

cümle oyununu oynarken çok katı olmalıyım Amina evet diyor ay

by very quickly I think so this month has gone by very quickly thank you very

çok hızlı geçti bence bu ay çok hızlı geçti

much for playing the sentence game today I hope you enjoyed that something to

bugün cümle oyununu oynadığın için çok teşekkür ederim umarım beğenmişsindir bu

make you think and this is something I want to mention this is a thing I want

sizi düşündürecek bir şey ve bu bahsetmek istediğim bir şey bu

to say right now sometimes writing things down or maybe copying things

şu anda söylemek istediğim bir şey bazen bir şeyler yazmak ya da belki bir şeyler kopyalamak

maybe you read a book and then you write the things that you read down you copy

belki bir kitap okursunuz ve sonra okuduklarınızı yazarsınız

them onto a piece of paper these are very good ways of remembering words they

kopyalarsınız bir kağıda bunlar kelimeleri hatırlamanın çok iyi yolları bunlar kafanızdaki

are a very good way of remembering words in your head

kelimeleri hatırlamanın çok iyi bir yolu

mama bear hello man aver nice to see you here the summer

anne ayı merhaba dostum seni burada görmek çok güzel yaz

boom

patlaması

I can hear a van outside the house I

evin dışından bir minibüsün sesini

don't know if they're coming here or not are you coming here are you coming to my

duyabiliyorum duymuyorum buraya geliyorlar mı gelmiyorlar mı geliyorsun evime mi geliyorsun hayır tamam

house no okay maybe not

belki değil

I think it was a delivery I think there is a delivery driver outside the house

sanırım teslimattı şu an evin dışında bir teslimatçı var sanırım

at the moment hello to Vitesse I have been it has been

Vitesse'ye merhaba ben oldum

my lucky time off why why has this time been lucky for you I wonder Thank You

benim şanslı zamanımdı neden bu sefer senin için şanslıydı merak ediyorum teşekkür ederim

Maria thank you also to Marie so for your lovely comments today lots of

maria marie'ye de teşekkür ederim bu yüzden bugün güzel yorumların için pek çok

things we were looking at lots of things today I want to leave you with something

şeye bakıyorduk bugün pek çok şeye bakıyorduk sana sevdiğim bir şeyi bırakmak istiyorum

that I filmed yesterday in the garden my little baby pigeon would you like to see

dün bahçede çekildi benim küçük yavru güvercinim

my baby pigeon this is a little pigeon that was walking around my garden

yavru güvercinimi görmek ister misin bu dün bahçemde dolaşan küçük bir güvercin

yesterday and in a few moments we will say goodbye but I will stay with you a

ve birkaç dakika sonra vedalaşacağız ama seninle

little bit longer if you have something to say something to ask maybe you are

biraz daha kalacağım eğer istersen Söyleyecek bir şeyin var, soracak bir şeyin varsa belki de

wondering where did you get that t-shirt from mr. Duncan it is very colorful it

o tişörtü nereden aldın diye merak ediyorsundur . Duncan çok renkli ve

is also very loud

aynı zamanda çok gürültülü

mmm did you enjoy that my baby pigeon that

mmm dün bahçede dolaşan yavru güvercinim hoşuna gitti mi

was walking around the garden yesterday

oh I'm just getting my rubber gloves ready because I'm going back into the

oh tam lastik eldivenlerimi hazırlıyorum çünkü eve tekrar

house to see mr. Steve you see so when I'm near mr. Steve I always like to wear

Bay Duncan'ı görmeye gidiyorum. Steve, Mr. Steve lastik eldivenlerimi takmayı her zaman severim

my rubber gloves I like to keep them on just in case you know thanks for your

Şirketiniz için teşekkürler

company it's been a great day thank you very much to Palmero

harika bir gündü Palmero'ya çok teşekkür ederim

thank you also Francesca lots of people have been joining me today thanks a lot

ayrıca Francesca'ya da teşekkürler bugün birçok insan bana katıldı çok teşekkürler

for your company it's very nice to see you all here before we finish I have had

şirketiniz için bitirmeden önce hepinizi burada görmek çok güzel

so many requests for the dance now I know on Sunday we didn't do it did we we

dans için çok fazla istek aldım şimdi biliyorum pazar günü yapmadık değil mi

did not however after having many complaints many people asking mr. Duncan

yapmadık ancak birçok şikayet aldıktan sonra birçok insan bay'a soruyor. Duncan, Pazar günü

you did not do your jazz in Paris on Sunday why why did you not do it

Paris'te cazını neden yapmadın,

so I'm going to do it today I will make up for it today I will not leave you

bugün yapacağım, bugün telafi edeceğim, seni

disappointed I will not leave you crestfallen that's an interesting phrase

hayal kırıklığına uğratmayacağım, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım, seni üzgün bırakmayacağım, bu ilginç bir söz

crestfallen if you ever feel crestfallen it means you feel disappointed or let

üzgün hissediyorsan, bu hayal kırıklığına uğradığın veya hayal

down you feel crestfallen it's a very interesting phrase very unusual thank

kırıklığına uğradığın anlamına gelir, bu çok ilginç bir ifade çok sıradışı teşekkür ederim

you Anna thank you sweet life we are going to

Anna teşekkür ederim tatlı hayat,

have our little dance but of course you know there is one thing you have to do

küçük dansımızı yapacağız ama elbette biliyorsun ki sahip olduğun bir şey var yapmak için sen

you must join in as well because I'm not just doing this by myself

de katılmalısın çünkü bunu sadece kendi başıma yapmıyorum

the agreement is you do it I do it we do it together we have jazz in Paris it is

anlaşma sen yap ben yaparım birlikte yaparız paris'te caz var bu harika

a great piece of music it's a very good piece of music to move to it's a very

bir müzik parçası çok iyi bir müzik parçası hareket etmek çok

good piece of music to dance to you see so that's what we're doing now we are

iyi bir müzik parçası dans etmek senin için görüyorsun yani şimdi yaptığımız şey bu

back to have a little dance so come on I want to see you stretch

küçük bir dans için geri döndük o yüzden hadi kollarını esnettiğini görmek istiyorum

your limbs I want to see you move I want to see you stretch I want to see you

hareket ettiğini görmek istiyorum kollarını uzattığını görmek istiyorum

extend your arms and let's have a little dance together oh don't forget you can

ve hadi birlikte biraz dans edelim oh unutma sen

also give me a little like as well like and subscribe I know it sounds very sad

de bana biraz beğeni yapabilirsin ve abone olabilirsin kulağa çok üzgün

and desperate but then I am like and subscribe please and say oh I like that

ve umutsuz geldiğini biliyorum ama sonra ben ve abone olun lütfen ve oh hoşuma gitti deyin hoşuma gitti sorun değil evet oldu tamam bunu

I like that is alright that yeah it was alright I like that very much

çok beğendim

are you ready to how a dance I guess you've finished the livestream

nasıl bir dansa hazırmısınız sanırım canlı yayını bitirdiniz

fortunately I can see you I will see you again in your next livestream which will

neyse ki sizi görebiliyorum tekrar görüşürüz Cuma günü olacak bir sonraki canlı yayınınız

be on Friday I'm back with you on Friday 2 p.m. UK time that is when I'm back

Cuma 14:00'te sizlerleyim. İngiltere zamanı, seninle geri döndüğümde

with you but now we have more important things to speak about and talk about we

ama şimdi konuşacak ve konuşacak daha önemli şeylerimiz var,

are going to dance now we are going to have a little bit of jazz in Paris

şimdi dans edeceğiz, Paris'te biraz caz yapacağız, sorun değil, tamam mıydı?

is that okay was that alright we had a little dance

with jazz in Paris it's almost time to go it's almost time to say goodbye I

Paris'te cazla küçük bir dans neredeyse gitme vakti geldi vedalaşma vakti geldi

will see you again on Friday on Friday Ruby Ruby says please mr. Duncan can you

cuma günü tekrar görüşürüz Ruby Ruby lütfen bayım diyor. Duncan

explain the difference between grunting and groaning grunting is that is

homurdanma ve inleme arasındaki farkı açıklayabilir misin homurdanma

grunting groaning is oh I hope that answers your question you are a very

homurdanma inleme oh umarım bu sorunuzu cevaplar çok

good dancer thank you very much I'm not sure if I am a good dancer but I try my

iyi bir dansçısınız çok teşekkür ederim iyi bir dansçı olup olmadığımdan emin değilim ama elimden gelenin

best batteries are included they are thank you very much for your company

en iyisini yapmaya çalışıyorum piller dahildir şirketiniz için çok teşekkür ederim

thank you - oh thank you - costella stroller

teşekkür ederim - oh teşekkür ederim - yo.hannes çok teşekkür ederim diyen costella puset bunu

who says yo.hannes thank you very much that's very kind of

you to say isn't that nice thank you very much

söylemeniz çok naziksiniz değil mi çok teşekkür ederim

guess what guess what I'm going to do now yes I'm going to press my big button

tahmin edin ne oldu Şimdi yapacağım evet büyük düğmeme basacağım

because I have the power I have the power to make you - and disappear how

çünkü seni yapmaya gücüm var - ve ortadan kaybolmaya nasıl

dare you use such an offensive word what a nasty person hello Sayid hello also

cüret edersin böyle saldırgan bir kelime ne kadar iğrenç bir insan merhaba Sayid merhaba ayrıca

Ruby thank you very much for your company I'm going now I'm going I have

Ruby teşekkür ederim çok teşekkür ederim ben gidiyorum şimdi gidiyorum

to say goodbye unfortunately I have to go back into the house I will put my

vedalaşmam lazım ne yazık ki eve girmem gerekiyor

rubber gloves on and then I will make a cup of tea for mr. Steve is that okay

lastik eldivenlerimi giyeceğim sonra beye çay yapacağım Steve o tamam mı

maybe you are going to have a cup of tea as well I hope so

belki sen de bir fincan çay içeceksin umarım öyledir

please sir I've already answered your question Ruby I've answered it already

lütfen efendim sorunuzu zaten cevapladım Ruby zaten cevapladım zaten

you must listen answering your questions you must listen

sorularınızı cevaplarken dinlemelisiniz

carefully thank you also Anna see you later take care I'm going into the house

dikkatli dinlemelisiniz ayrıca teşekkür ederim Anna sen sonra kendine iyi bak ben eve giriyorum

all of the birds of sounding very happy today and I hope you are feeling happy

kuşların hepsi bugün çok mutlu görünüyor ve umarım sen de mutlu hissediyorsundur şu anda

as well even though things are very strange

işler çok garip olsa da

at this moment thank you also to rob in thanks for your company we will be back

soymak için ayrıca teşekkür ederim bize eşlik ettiğin için teşekkürler

on Friday we have some strange English words coming your way on Friday from

cuma günü döneceğim, Cuma günü saat 14:00'ten itibaren sana gelen bazı garip İngilizce kelimeler var.

2:00 p.m. UK time I will be back thank you very much - nor fraud

Birleşik Krallık zamanı döneceğim çok teşekkür ederim - ne dolandırıcılık ne de

thank you very much Robin nice to see you all today I'm going now

çok teşekkür ederim Robin bugün hepinizi gördüğüme sevindim

before any nasty people join in I have a feeling there are there are many people

Kötü insanlar katılmadan şimdi gidiyorum Yapacak hiçbir şeyi olmayan birçok insan olduğunu hissediyorum

who have nothing to do today I think so I wonder why Thank You Alessandra nice

bugün düşünüyorum da nedenini merak ediyorum Teşekkürler Alessandra

lesson as usual thank you today I'm a little bit busy and I can't see the

her zamanki gibi güzel bir ders teşekkür ederim bugün biraz meşgulüm ve

livestream as I want Oh zoo Zika I have some good news for

canlı yayını istediğim gibi göremiyorum Ah hayvanat bahçesi Zika sana iyi haberlerim var

you don't worry about it hello also bye-bye and thank you thank you Eric

merak etme o merhaba ayrıca güle güle ve teşekkür ederim teşekkür ederim Eric,

it's very kind of you to say and also Anna thank you mr. Duncan for

söylemeniz çok naziksiniz ve ayrıca Anna da teşekkür ederim bay. Duncan

your efforts you are welcome I will see you on Friday from 2:00 p.m.

çabalarınız için rica ederim Cuma günü saat 14:00'ten sonra görüşürüz.

UK time thanks for your company thanks for joining me I do appreciate the fact

Şirketiniz için teşekkürler, bana katıldığınız için teşekkürler

that you are here giving your time to me and of course as long as you want this I

Burada bana zaman ayırdığınız için minnettarım ve tabii ki siz bunu istediğiniz sürece

will carry on doing it and of course until the next time we meet here on

bunu yapmaya devam edeceğim ve tabii ki burada bir dahaki sefere buluşana kadar

YouTube this is mr. Duncan that's me by the way

YouTube bu bay. Duncan, bu arada

in the birthplace of English saying thanks for watching take care have a

İngilizcenin doğum yerinde benim, izlediğiniz için teşekkürler, kendinize iyi bakın,

good Wednesday have a good Thursday and I will see you on Friday and of course

iyi Çarşambalar, iyi Perşembeler ve Cuma günü görüşürüz ve tabii ki

until the next time we meet here on YouTube you know what's coming next

YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar sırada ne olacağını biliyorsunuz.

ta ta for now 8-)

şimdilik ta 8-)