English Addict Live - Lesson 16 - Encourage Words and Phrases - WEDNESDAY 11th December 2019

welcome to very tense and nervous United Kingdom as we prepare to go and vote for

Bir sonraki hükümetimiz için oy kullanmaya hazırlanırken çok gergin ve gergin Birleşik Krallık'a hoş geldiniz

our next government welcome everyone it is another English addict live across

the worldwide web hello there

hmm hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you okay I

. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

hope so are you happy I really do hope that you are feeling happy here in the

umarım mutlusundur gerçekten umarım burada Birleşik Krallık'ta mutlu hissediyorsundur

UK everyone is I suppose the word I would use is tense maybe a little

herkes 13'üncü Cuma günü yaklaşırken kullanacağım kelime gergin belki biraz

nervous as we approach Friday the 13th and also tomorrow as well

gergin olabilir ve ayrıca yarın da yarın

something is happening tomorrow here in the UK we have the UK general election

bir şeyler oluyor yarın burada Birleşik Krallık'ta yarın Birleşik Krallık genel seçimleri

taking place tomorrow so everyone will be going out to vote for the next

yapılacak bu yüzden herkes

government who will be making all the big decisions for this country so that

bu ülke için tüm büyük kararları alacak olan bir sonraki hükümete oy vermek için dışarı çıkacak ve bu

is happening tomorrow so lots of things happening as we go into the general

yarın oluyor son üç haftadır genel seçimlere girerken pek çok şey oluyor,

election for the past three weeks we've been listening to people telling us all

insanların bize her

sorts of things making all kinds of promises how many of those promises they

türlü şeyi söylemelerini dinliyoruz, her türlü sözü veriyorlar, bu vaatlerden kaçının

will actually carry out or fulfill remains to be seen so that is happening

gerçekten yerine getireceğini veya yerine getireceğini henüz bilmiyoruz. Bunun gerçekleştiğinden eminim,

so I'm sure many of us here in the UK on Friday morning and of course this Friday

eminim Birleşik Krallık'ta çoğumuz Cuma sabahı buradayız ve tabii ki bu Cuma

it is the 13th Friday the 13th this week so I'm sure across the UK many people

13'üncü, Cuma bu hafta 13'üncü, bu yüzden eminim Birleşik Krallık'ta pek çok insan

will be waking up feeling as if luck is not on their side for various reasons

böyle hissederek uyanacak.

depending or not if the party that they voted for actually gets in so a big day

oy verdikleri partinin yarın gerçekten çok büyük bir gün olup olmadığına bağlı olarak çeşitli nedenlerle şans onlardan yana değilse,

tomorrow the general election is taking place here in the UK and this has been

genel seçimler burada Birleşik Krallık'ta yapılıyor ve bu,

described as one of the biggest events the biggest political

en büyük olaylardan biri olarak tanımlanıyor. yıllardır en büyük siyasi

events for many years because after this vote the country that I'm living in now

olaylar çünkü bu oylamadan sonra şu anda içinde yaşadığım ülke

might be very different in the future so some very interesting times ahead here

gelecekte çok farklı olabilir bu yüzden ileride burada Birleşik Krallık'ta bazı çok ilginç zamanlar

in the UK enough about that because there is a reason to be happy yes we

bu konuda yeterince çünkü mutlu olmak için bir nedenimiz var

have made it all the way to halfway through the week

evet haftanın yarısına kadar geldi

yes it's Wednesday

evet bugün Çarşamba

yes Wednesday has arrived and I'm ever so pleased about that I feel very happy

evet Çarşamba geldi ve bundan o kadar memnunum ki

that we have all made it to Wednesday I don't know why but the gap between

hepimiz Çarşamba'ya geldiğimiz için çok mutluyum Neden bilmiyorum ama

Sunday and Wednesday when I'm not doing my live streams always seems very long

Pazar ile Pazar arasındaki boşluk Çarşamba günleri canlı yayın yapmadığımda hep çok uzun geliyor

do you feel the same way so I always feel that after Sunday I always feel as

siz de aynı şekilde hissediyor musunuz bu yüzden Pazar gününden sonra her zaman

if I want to do more live streams but unfortunately I have to wait until

daha fazla canlı yayın yapmak istiyormuşum gibi hissediyorum ama ne yazık ki

Wednesday to do the next one so sometimes that gap can seem quite

bunu yapmak için Çarşamba'ya kadar beklemem gerekiyor. sıradaki bu yüzden bazen bu boşluk gerçekten çok

long indeed I hope you are feeling okay hello to the live chat I can't forget

uzun görünebilir umarım iyi hissediyorsundur canlı sohbete merhaba

the live chat of course so hello to everyone on the live chat hello to s

canlı sohbeti unutamam tabii ki bu yüzden canlı sohbetteki herkese merhaba s

Bois oh hello to you flower Espoir hi to you guess what you are first on today's

Bois'e merhaba oh sana çiçek Espoir merhaba size bugünün

live chats

canlı sohbetlerinde

very good flower Espoir you are first on the live chat hello to everyone watching

ilk olarak ne olduğunuzu tahmin edin çok güzel çiçek Espoir canlı sohbette ilksiniz

live at the moment across the world hello to Maria also hello sweetness

Thank You sweetness Luis Mendez watching in France thank you very much

çok ml

ml hello to you Maria Mia Maria Giovanni LaRosa I love your name it's so lovely

merhaba sana Maria Mia Maria Giovanni LaRosa İsmini seviyorum söylemek çok güzel

to say it really does roll off the tongue very nicely hello sweetness again

gerçekten dilden yuvarlanıyor çok güzel merhaba tatlılık tekrar

haha hello to you grace chin I'm sorry grace you weren't first today

haha ​​sana merhaba lütuf chin Üzgünüm lütuf bugün ilk değildin

on the live chat even though you were last weekend

canlı sohbet geçen hafta sonu olmanıza rağmen

not today unfortunately it would appear that flower Espoir has a very fast

bugün değil ne yazık ki çiçek Espoir'in çok hızlı bir

finger hello also to Adrian hello Adrian nice to see you back again as Sam also

parmağı var gibi görünüyor Adrian'a da merhaba merhaba Adrian sizi tekrar görmek güzel Sam olarak ayrıca

we have Anna Anna Rita watching as well Beatriz is here hello

Anna Anna Rita da izliyoruz Beatriz burada merhaba

Beatrice once again nice to see you again as well amore

Beatrice bir kez daha sizi tekrar görmek güzel amore

hello a Marie hello to a Marie Det Olivia Jr again I like your name

amore merhaba a Marie Marie Det Olivia Jr'a tekrar merhaba İsminizi

very interesting marela hello mr. Duncan hello every body Cathy

çok beğendim marela merhaba bay. Duncan herkese merhaba Cathy

cat hello Cathy cat I haven't seen you for a long time at least it feels like a

kedi merhaba Cathy kedi seni uzun zamandır görmüyorum en azından

long time since I last saw you apparently it is just after 9 o'clock in

seni son görüşümden bu yana çok uzun zaman geçmiş gibi hissediyorum görünüşe göre saat sabah 9'dan hemen sonra

the morning in South America in Mexico it is just after 5:00 oh no 10 minutes

Güney Amerika'da Meksika'da saat 5:00'den hemen sonra oh hayır

past 9:00 in the morning right now so it's still very early in Mexico

şu anda sabah 9:00'u 10 geçiyor, bu yüzden Meksika'da hala çok erken, bu

so a very good morning to you Luciano is here as well hello to you I haven't seen

yüzden sana çok günaydın Luciano da burada sana merhaba

you for a long time either a lot of people from the past

seni uzun zamandır görmedim zaman ya geçmişten pek çok insan

are coming back today maybe they are wondering why I haven't told you who I

bugün geri geliyor belki yarın yapılacak bir sonraki seçimde kime oy verdiğimi neden size söylemediğimi merak ediyorlar,

am voting for in the next election which is happening tomorrow so we have a big

bu yüzden

event taking place here in the UK now I'm in a very difficult position I'm

şimdi burada Birleşik Krallık'ta büyük bir etkinliğimiz oluyor. çok zor durumdayım

going to be honest with you I find myself in a rather difficult situation

size karşı dürüst olacağım kendimi oldukça zor bir durumda buluyorum

because as a teacher many people expect me not to give my personal opinions

çünkü bir öğretmen olarak pek çok insan kişisel görüşlerimi söylemememi bekliyor

however as you know sometimes I do sometimes I do give my personal opinions

ancak bildiğiniz gibi bazen yapıyorum bazen veriyorum kişisel görüşlerim

sometimes I do give comments personal comments for myself not always but

bazen yorum yapıyorum kendim için kişisel yorumlar her zaman değil ama

sometimes however when it comes to politics I suppose I should be very

bazen ancak iş siyasete gelince sanırım söylediklerime çok dikkat etmeliyim sanırım

careful what I'm saying I suppose just like any broadcaster especially a news

her yayıncı gibi özellikle bir haber

broadcaster you have to make sure that you are impartial so if you are

spikeri gibi siz de bundan emin olmalısınız tarafsızsınız yani tarafsızsanız

impartial it means that you don't have a favorite you don't have a favorite party

bu favoriniz olmadığı anlamına gelir favori partiniz yok

you don't have a favorite form of politics so sometimes you have to be

favori siyaset biçiminiz yok bu yüzden bazen ne

very careful what you say RHS is here by the way you may have noticed that my

söylediğinize çok dikkat etmeniz gerekir RHS burada bu arada fark etmişsindir

throat is it a little strange today I don't know why it's it feels as if I'm

boğazım bugün biraz garip mi bilmiyorum neden

losing my voice but I have no idea why perhaps it has something to do with the

sesimi kaybediyormuşum gibi hissediyorum ama neden hiçbir fikrim yok belki de

fact that I was on the roof yesterday repairing my Christmas lights because

benim dün çatıda Noel ışıklarımı tamir ediyordu çünkü son birkaç gündür

we've had some very strong winds over the past couple of days talking of which

çok kuvvetli rüzgarlar aldık,

the view today is rather nice the Sun has just decided to come out however

bugünün manzarası oldukça güzel, Güneş yeni çıkmaya karar verdi, ancak

about an hour ago it was raining the rain was really coming down quite

yaklaşık bir saat önce yağmur yağıyordu. yağmur gerçekten çok

harshly and in the distance right now so there it is

sert yağıyordu ve şu anda uzaktan, bu yüzden tam şu anda

a view out of the window at this very moment you can see yes it's looking okay

pencereden bir manzara var, görebiliyorsunuz evet, iyi görünüyor

and all I can say is thank goodness the wind has eased off I'm very pleased

ve tek söyleyebileceğim çok şükür rüzgar hafifledi ben bundan çok memnunum

about that to be honest hello also to heal ow watching in Turkey hello to you

dürüst olmak gerekirse merhaba aynı zamanda iyileşmek için Türkiye'de izliyorum size merhaba

Belarusian Belarusian have a new president here in Argentina and I wish

Belaruslu Belaruslunun burada Arjantin'de yeni bir başkanı var ve keşke

everything will be ok I really hope so well you know what they say hope springs

her şey yoluna girse umarım ne dediklerini çok iyi biliyorsunuzdur umarım

eternal in the heart of man and woman of course so yes we have a big day tomorrow

kalpte sonsuz baharlar fışkırır erkek ve kadın elbette bu yüzden evet yarın büyük bir gün var

it would appear that around the world many countries at the moment on going

gibi görünüyor, şu anda dünya çapında birçok ülke

through certain types of upheaval so when we talk about upheaval we mean

belirli türden karışıklıklardan geçiyor, bu yüzden karışıklıktan bahsettiğimizde, normal akışını

disruption something that is disrupting the normal flow of life or the normal

bozan bir şeyi kesintiye uğratmayı kastediyoruz. hayat ya da normal

flow of behavior so you might say at the moment around the world there is a lot

davranış akışı, yani diyebilirsiniz ki şu anda dünyanın her yerinde yarından itibaren İngiltere de

of upheaval taking place including here in the UK from tomorrow maybe because we

dahil olmak üzere pek çok karışıklık yaşanıyor, belki

have the general election tomorrow I won't be with you unfortunately tomorrow

yarın genel seçimlerimiz olduğu için ne yazık ki yarın sizinle olmayacağım

I would love to be with you but I won't be with you tomorrow however I will be

yanında olmayı çok isterdim ama yarın yanında olmayacağım ama

with you on Friday Friday the 13th I will be with you as

13 üncü cuma günü yanında olacağım merak edenler

well as always for those who are wondering you can see me live every

için her zaman olduğu gibi yine sizlerle olacağım beni her

Sunday Wednesday and Friday 2 p.m. UK time so that is when I am on with my

pazar çarşamba ve cuma canlı görebilirsin öğleden sonra 2 İngiltere zamanı, yani ben

English addict livestream a lot of people asking mr. Duncan where is your

İngiliz bağımlısı canlı yayınımdayken birçok insan bay'a soruyor. Duncan web

website the website will be launched in January so there you go

siteniz nerede web sitesi Ocak'ta yayına girecek, bu yüzden yıl

so it won't be launched before the end of the year the new website is coming in

sonundan önce yayınlanmayacak yeni web sitesi

January next year which sounds a long time off but isn't don't worry it's not

gelecek yıl Ocak'ta geliyor, kulağa uzun bir süre gibi geliyor ama öyle değil' merak etme

very far away because already we are approaching halfway through December so

çok uzak değil çünkü zaten Aralık ayının yarısına yaklaşıyoruz bu yüzden

don't worry about it hello Palmyra hello to you have you made

merak etme merhaba Palmyra merhaba

your decision I guess you are talking about the general election that is

kararını verdin mi

taking place tomorrow we have to go out and vote for a new government chaotic

yarın yapılacak olan genel seçimlerden bahsediyorsun gitmemiz gerek dışarı çıkın ve yeni bir hükümet için oy verin kaotik Birleşik Krallık'ta

it's been a very chaotic year here in the UK lots of things that we were

çok kaotik bir yıl oldu

supposed to decide and vote on are now undecided so because of all the chaos

karar vermemiz ve oylamamız gereken pek çok şey artık kararsız, bu yüzden

that has been caused by one issue and we all know what it is I'm not going to

tek bir sorunun neden olduğu tüm kaos yüzünden ve hepimiz biliyoruz bu nedir bundan

mention it we are having to vote for a new government tomorrow

bahsetmeyeceğim yarın yeni bir hükümet için oylama yapmak zorundayız

so that is happening here lots of stuff going on in the UK I'm sure where you

yani burada bu oluyor Birleşik Krallık'ta bir sürü şey oluyor eminim

are you will hear all about this tomorrow this morning we had Boris

neredesin yarın bu sabah bunların hepsini duyacaksın canlı yayında soru sorulmaması

Johnson hiding in a refrigerator to avoid being asked questions on live

için Boris Johnson'ı buzdolabında sakladık,

television did you see that very interesting it's been a very interesting

gördünüz mü çok ilginç

run-up to the general election a very unusual one hello maiella hello to you

genel seçimlere giden çok ilginç bir süreç oldu çok sıra dışı bir merhaba maiella size merhaba

and also hello to Noemi nice to see you here as well I've got a lot of things to

ve ayrıca Noemi'ye de merhaba nice to burada da görüşmek üzere, bugün size gösterecek çok şeyim var,

show you today we are talking all about a very positive thing something positive

çok olumlu bir şeyden bahsediyoruz, olumlu bir şeyden

and something that I hope will bring a smile to your face today the word

ve bugün yüzünüzü gülümseteceğini umduğum bir şeyden, teşvik kelimesi,

encourage we are talking about the action of giving encouragement you

eylemden bahsediyoruz cesaretlendirmek için

encourage someone and we'll be looking at words connected to this word and also

birisini cesaretlendiriyorsunuz ve biz bu kelimeyle bağlantılı kelimelere ve ayrıca

this action as well that coming up later on also we have the mystery idiom in

bu eyleme bakacağız ki daha sonra gizemli bir deyimimiz var

fact I think we will do that right now would you like to see today's mystery

aslında sanırım bunu şimdi yapacağız görmek ister misiniz bugünün gizemli

idiom it is something I will put on the screen all you have to do is say what

deyimi ekrana koyacağım bir şey, tek yapmanız gereken ne gördüğünüzü söylemek, bu

you see say what you see it is a well-known expression in English and

İngilizce'de iyi bilinen bir ifade ve

there it is today's mystery idiom now there are a couple of idioms that you

işte bugünün gizemli deyimi, şimdi birkaç deyim var

could use so this is a very unusual mystery idiom because there there could

kullanabilirsiniz, bu çok alışılmadık bir gizemli deyim çünkü

be two answers however today I am looking for one particular answer so one

iki cevap olabilir ancak bugün belirli bir cevap arıyorum yani tek

answer if you think you know what it is please let me know on the live chat and

cevap bunun ne olduğunu bildiğinizi düşünüyorsanız lütfen canlı sohbette bana bildirin ve

I will give you the answer later on it is English addict for a Wednesday we've

ben vereceğim cevap daha sonra, bir Çarşamba için İngilizce bağımlısı,

made it all the way to Wednesday I hope you are ok where you are Cathy cat I

Çarşamba'ya kadar geldik Umarım iyisindir, neredesin Cathy kedi

would love to see your live chats but due to the time change in the UK I can't

Canlı sohbetlerini görmeyi çok isterim ama Birleşik Krallık'taki saat değişikliği nedeniyle I

watch him as much as I used to well that's a shame yes it is annoying

onu eskisi kadar izleyemiyorum ama çok yazık evet can sıkıcı

now there is something in the back of my mind that I'm thinking about at the

şu an kafamın bir köşesinde düşündüğüm bir şey var yapsam mı

moment I'm not sure whether to do it or not but I'm thinking of having a late

yapmasam mı emin değilim ama

English addict on Wednesday so I will do my normal English addict early on

Çarşamba günü geç İngilizce bağımlısı olmayı düşünüyorum, bu yüzden normal İngilizce bağımlımı

Wednesday at 2 p.m. and then later I will do another one so that is something

Çarşamba günü erkenden saat 14:00'te yapacağım. ve daha sonra bir tane daha yapacağım yani bu benim düşündüğüm bir şey

I'm thinking about I'm thinking about doing it I haven't made up my mind yet I

yapmayı düşünüyorum henüz

haven't decided but it's something the I'm thinking of doing so thank you very

karar vermedim ama yapmayı düşündüğüm bir şey bu yüzden teşekkürler bunun için çok teşekkür ederim

much for that Kathy it's nice to see you here today so thanks a lot for staying

Kathy bugün seni burada görmek güzel bu yüzden fazladan geç kaldığın için çok teşekkürler

up extra late or of course getting up extra early it really depends on where

ya da tabii ki fazladan erken kalktığın için gerçekten

you are in the world Alamgir is here koto

dünyanın neresinde olduğuna bağlı Alamgir burada koto

hello koto long time no see on the live chat how are you how am i I'm okay thank

merhaba koto uzun zamandır görüşmüyoruz canlı sohbet nasılsın nasılım ben iyiyim teşekkür ederim

you I have lots of things to catch up if you haven't been here for a while first

yetişmem gereken çok şey var eğer bir süredir burada değilsen her şeyden

of all you might notice that things are slightly different because I have

önce her şeyin biraz farklı olduğunu fark edebilirsin çünkü ben

changed not only the appearance of my live streams but also the name as well

değiştim sadece canlı yayınlarımın görünümü ve aynı zamanda adı da

English addict and this is all in preparation for the new website that

İngilizce bağımlısı ve bunların hepsi

will be launched in 2020 which is only two and a half weeks away so that's not

2020'de açılacak olan ve sadece iki buçuk hafta sonra açılacak olan yeni web sitesi için hazırlanıyor, yani

too bad is it really hello pal mirror again Rosa Rosa nice to see you here as

bu çok kötü değil, gerçekten merhaba dostum ayna Rosa Rosa sizi tekrar burada görmek güzel

well hello also to Naveen hello it's very

Naveen'e de merhaba merhaba

warm here in Egypt I would imagine it is it's not too bad here to be honest it's

Mısır'da hava çok sıcak Tahmin ediyorum ki burası o kadar da kötü değil, dürüst olmak gerekirse hava

been cold but today it's a little milder and finally the Sun has come out hello

soğuktu ama bugün hava biraz daha ılıman ve sonunda güneş çıktı merhaba

also Touro sir me Marella again Pradeep hello Pradeep Pradeep mark

ayrıca Touro efendim ben Marella tekrar Pradeep merhaba Pradeep Pradeep mark

muwah where are you watching at the moment I'm very intrigued to find out

muwah şu anda nerede izliyorsunuz nerede olduğunuzu öğrenmek çok merak ediyorum

where you are Anna the UK general election is taking place tomorrow when

Anna İngiltere genel seçimi yarın ne zaman yapılacak ne

we will when will we know the result so normally when we have a general election

zaman sonucu öğreneceğiz yani Normalde burada Birleşik Krallık'ta bir genel seçim olduğunda

here in the UK we will open the voting stations as they call them all polling

oy verme istasyonlarını açacağız, çünkü onlara tüm oy verme

stations so they normally open very early in the morning I think it's 8

istasyonları diyorlar, bu yüzden normalde sabah çok erken açılıyorlar, sanırım saat sabah 8,

o'clock in the morning they are it might actually be set six or seven

aslında ayarlanmış olabilir altı ya da yedi

but they do open very early so people who have to go to work can actually cast

ama çok erken açılıyorlar, bu yüzden işe gitmek zorunda olan insanlar aslında

their vote in the morning which is nice and then normally the the voting will

sabahları oylarını kullanabiliyorlar ki bu çok güzel ve sonra normalde oylama

stop at ten o'clock at night so at 10 p.m. at night the voting will stop the

gece saat onda, yani saat 22: 00'de duracak. gece oylama

polling stations or the voting stations will all close and immediately the votes

sandıkları durduracak veya sandıkların hepsi kapanacak ve hemen oylar

will start to be counted so people will slowly count the votes all across the

sayılmaya başlayacak, böylece insanlar ülkenin her yerinde oyları yavaş yavaş sayacak

country and then as the night goes on and normally it goes on into the early

ve sonra gece ilerledikçe ve normalde

hours of the morning the votes will be counted and then slowly but surely the

sabahın erken saatlerinde oylar sayılacak ve sonra yavaş ama emin adımlarla

results will come in so it's normally during the early hours of the next

sonuçlar gelecek, bu yüzden normalde ertesi sabahın erken saatlerinde,

morning so very early on Friday morning the results will start to come in so

yani cuma sabahı çok erken saatlerde sonuçlar gelmeye başlayacak, bu yüzden

what I'm planning to do tomorrow I'm planning to sit up and watch as all the

ne planlıyorum yarın yapmayı planlıyorum tüm

results come in sadly mr. Steve won't be here tomorrow to sit with me but I will

sonuçlar ne yazık ki gelirken oturup izlemeyi planlıyorum bayım. Steve yarın benimle oturmak için burada olmayacak ama

be doing that tomorrow however I won't be doing it on the Internet

bunu yarın yapacağım ama ne yazık ki bunu internette yapmayacağım bu

unfortunately so there is no live stream Cecilia

yüzden canlı yayın yok Cecilia

hi dear mr. Duncan I've been following you since 2013 I must be honest I'm

merhaba sevgili bay. Duncan seni 2013'ten beri takip ediyorum, dürüst olmalıyım,

always interested to find out how long you've been watching for so I've

ne kadar süredir izlediğini öğrenmekle her zaman ilgileniyorum, bu yüzden

received some lovely messages recently I received one yesterday from someone

son zamanlarda bazı güzel mesajlar aldım Dün birinden bayım

saying mr. Duncan I started watching your lessons when I was a young boy now

diyen bir mesaj aldım. Duncan senin derslerini genç bir çocukken izlemeye başladım şimdi

I'm an old man and I'm still watching you thank you very much for that message

yaşlı bir adamım ve hala seni izliyorum bu arada o mesaj için çok teşekkür ederim

by the way well I was old when I started doing this 13 years ago goodness me

13 yıl önce bunu yapmaya başladığımda yaşlıydım aman tanrım

Ramsay Nora hi mr. Duncan how are you I've missed

Ramsay Nora merhaba bey. Duncan nasılsın

some of your videos has the livestream time changed it hasn't you can still

bazı videolarını kaçırdım canlı yayın saati değişti mi hala

catch me on Sunday Wednesday and Friday from 2 p.m. UK time so nothing has

pazar çarşamba ve cuma günleri saat 14:00'ten itibaren beni yakalayabilirsin. Birleşik Krallık zamanı yani

changed there also of course many people want to get in touch with me if you want

orada da hiçbir şey değişmedi tabii ki birçok kişi benimle iletişime geçmek istiyor isterseniz bana

you can write to me you can also follow me on Facebook and if you want to help

yazabilirsiniz beni Facebook'ta da takip edebilirsiniz ve

my work continue forever and ever and ever you can make a small donation as

işimin sonsuza dek devam etmesine yardımcı olmak istiyorsanız yapabilirsiniz sen de küçük bir bağış yap

well

I have no idea what is happening with my throat it feels as if my voice is slowly

boğazıma ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok sanki sesim yavaş yavaş

fading away I don't know why perhaps it was because I was outside yesterday in

kayboluyor

the pouring rain trying to fix my Christmas lights that might have

bunun

something to do with it I think so hello Zara

onunla bir ilgisi olabilir bence bu yüzden merhaba Zara

hello Zara my name is Fatima so your name isn't Zara it's Fatima hello -

merhaba Zara benim adım Fatima yani senin adın Zara değil o Fatima merhaba -

Fatima and i religiously watch you almost every day oh so you don't just

Fatima ve ben seni neredeyse her gün izliyorum oh bu yüzden sadece

watch my live streams you also watch me in the recorded lessons as well very

canlı yayınlarımı izlemiyorsun beni kayıtlı derslerde de izliyorsun çok

nice thank you very much Tan Cheng is here also I'm yes oh very

güzel çok teşekkür ederim Tan Cheng de burada ben evet oh çok

nice I'm Yassir oh you've made a guess on the

güzel ben Yassir oh gizemli deyim hakkında bir tahminde bulundun

mystery idiom that's a good one but it isn't today's it isn't today's mystery

bu iyi ama değil Bugünün bu, bugünün gizemli

idiom but what do you think it is I wonder what it could be so there it is

deyimi değil ama ne olduğunu düşünüyorsun Ne olabileceğini merak ediyorum, bu yüzden

today's mystery idiom but what is it it is a well-known phrase in English all

bugünün gizemli deyimi ama nedir bu İngilizce'de iyi bilinen bir deyim, tek

you have to do is give me the actual phrase something unusual of course here

yapman gereken vermek asıl ifade elbette burada alışılmadık bir şey,

is that you can have more than one choice however I am looking for just one

birden fazla seçeneğiniz olabileceğidir, ancak yalnızca bir

phrase but which one is it hmm

ifade arıyorum ama hangisi hmm hmm

hmm I wonder hello also to Assam no doubt the election is democratic in all

Assam'a da merhaba merak ediyorum, şüphesiz seçimlerin

countries they have freedom if I have to vote in this election

sahip oldukları tüm ülkelerde demokratik özgürlük, eğer bu seçimde oy kullanmam gerekirse, halka ve ulusuna hizmet

I will elect the excellent man which can serve the people and his nation I

edebilecek mükemmel adamı seçeceğim

suppose so well we don't just have men standing for

election we have women as well so we have Boris Johnson we have also Jeremy

Jeremy

Corbyn and that lady with the Liberal Democrats I can never I can never

Corbyn ve Liberal Demokratlarla birlikte olan o hanımefendi Asla

remember her name I feel really bad about that I know I'm going to get into

hatırlayamam Adını asla hatırlayamıyorum Başımı belaya sokacağımı bildiğim için gerçekten kötü hissediyorum

trouble I had a name in my head just and now it's disappeared this is the

Az önce kafamda bir isim vardı ve şimdi kayboldu bu

pressure of doing a live stream hello my yella hello Roo Hiroko hello flour

baskı canlı yayın yapmaktan merhaba yella merhaba Roo Hiroko merhaba un

Espoir hello men Wendell hello Wendell I do like your name

Espoir merhaba erkekler Wendell merhaba Wendell İsminizi seviyorum Wendell

Wendell thanks for joining me today please say

bugün bana katıldığınız için teşekkürler lütfen

hello to your Brazilian students I know I have a lot of people watching in

Brezilyalı öğrencilerinize merhaba deyin Brezilya'da izleyen çok insan olduğunu biliyorum teşekkür

Brazil thank you for watching thank you also for staying with me very nice

ederim izlediğiniz için ayrıca benimle kaldığınız için teşekkür ederim çok güzel

Pradeep is watching in Japan or Japan or which is in India hello to you hello

Pradeep Japonya'da veya Japonya'da veya Hindistan'da izliyor merhaba size merhaba

Anika Bowie or Anika B yes a very interesting answer to my mystery idiom

Anika Bowie veya Anika B evet benim gizemli deyimime çok ilginç bir cevap

it isn't what I'm looking for today but I like it I like your answer very good

aradığım şey bu değil bugün için ama hoşuma gitti Cevabını çok iyi beğendim

Zahra I like the way you explain the lessons your good mood is inspiring does

Zehra dersleri açıklama şeklini beğendim iyi ruh halin ilham veriyor

it encourage you so we are looking at some words today connected to encourage

seni cesaretlendiriyor mu bu yüzden bugün teşvik kelimesini teşvik etmekle bağlantılı bazı kelimelere bakıyoruz

the word encourage I like this word so if you encourage someone what is it what

Bu kelimeyi beğendim öyleyse eğer birini cesaretlendiriyorsunuz, bu nedir,

are we actually doing to encourage is to give support or confidence to someone so

biz aslında teşvik etmek için yaptığımız şey, birine destek veya güven vermektir, yani birini

if you encourage someone you are actually giving support you are giving

cesaretlendirirseniz, aslında destek vermiş olursunuz,

support or confidence to someone so encourage can be many types of action I

birine destek veya güven vermiş olursunuz, bu nedenle cesaretlendirmek birçok eylem türü olabilir

suppose you can say something you can do something maybe you can send something

sanırım bir şey söyleyebilirsin bir şey yapabilirsin belki bir şey gönderebilirsin

maybe a message a message to give support or to create confidence to give

belki bir mesaj gönderebilirsin destek vermek için bir mesaj ya da destek vermek için güven oluşturmak için

support or of course you can give a person confidence as well so if you

ya da elbette bir kişiye güven de verebilirsin, bu yüzden birini

encourage someone it means you are giving them the spirit the will to

teşvik edersen, onlara güven vermiş olursun. Ruhun

continue with that particular thing so I think encouragement is a very

o belirli şeyle devam etme iradesidir, bu yüzden cesaretlendirmenin çok

interesting thing and also important as well in teaching you might imagine that

ilginç bir şey olduğunu düşünüyorum

encouragement is very important and again I agree I think that encouragement

ve

is very important especially if you're teaching so I think this is one of the

aynı zamanda öğretmede de önemlidir. yani bence bu,

biggest skills that a teacher can have here are some other words you can urge

bir öğretmenin sahip olabileceği en büyük becerilerden biri, birini teşvik edebileceğiniz başka kelimeler,

someone so if you want to encourage someone we can also say urge urge so you

yani birini cesaretlendirmek istiyorsanız, teşvik etme de diyebiliriz, böylece

urge a person you give them support you encourage them you urge them so you say

bir kişiyi teşvik edersiniz, ona destek verirsiniz, onu teşvik edersiniz onları bir şeyler

things that will make them want to do something so you urge a person maybe you

yapmak istemelerine neden olacak şeyler söylemeye teşvik edin, böylece bir kişiyi teşvik edin, belki

beg a person to do well so urge can be a

bir kişiye iyi yapması için yalvarın, bu nedenle teşvik,

very sincere way of giving encouragement you've aged them maybe if your friend is

cesaretlendirmenin çok samimi bir yolu olabilir, onları yaşlandırdınız, belki arkadaşınız

running in a race maybe you are standing at the side of the racetrack urging them

koşuyorsa bir yarış belki yarış pistinin kenarında durup onları teşvik ediyorsun bir

on you are shouting things you are using words to urge them on to give them

şeyler bağırıyorsun onları

encouragement so to encourage someone is

cesaretlendirmek için teşvik etmek için kelimeler kullanıyorsun bu yüzden birini cesaretlendirmek desteklemektir, bu yüzden

to support so you support a person you give them support you give them

bir kişiyi desteklersin ona destek verirsin destek verirsin destek

encouragement you encourage by giving support and of course support can cover

vererek teşvik edersiniz ve tabii ki destek

many things many different types of things so you can support a person you

birçok şeyi kapsayabilir, böylece bir kişiyi destekleyebilirsiniz,

can support them by saying things you can support a person by helping them

şeyler söyleyerek onu destekleyebilirsiniz, bir kişinin

continue with their work maybe you donate maybe money you maybe

işine devam etmesine yardımcı olarak destek olabilirsiniz, belki bağış yaparsınız belki para verirsiniz belki

you donate your time to help that person carry on so there are many ways of

o kişinin devam etmesine yardım etmek için zamanını bağışlarsın, bu yüzden birini desteklemenin birçok yolu vardır, ona

supporting someone you give them support you encourage them I like that one very

destek verirsin, onu cesaretlendirirsin, bu çok hoşuma gitti,

much here's an interesting word you might not have heard of this word before

bu kelimeyi daha önce duymamış olabilirsin

but I will show you anyway the word is cajole so if you could Jol

ama sana göstereceğim ilginç bir kelime Her halükarda kelime cajole, bu yüzden birini Jol yapabilseydin, onları cesaretlendirecek

someone you will say things you will say things to them to give them

şeyler söyleyeceksin, ilerlemelerini sağlamak için onlara ilham verecek

encouragement you will say things to inspire them to keep them moving

şeyler söyleyeceksin,

forwards you want them to do well so you will say things to encourage whatever it

iyi yapmalarını istiyorsun, bu yüzden cesaretlendirecek şeyler söyleyeceksin. her ne

is they are doing you want them to do well you say nice things

yapıyorlarsa iyi yapmalarını istiyorsunuz güzel şeyler söylüyorsunuz

you give them words of encouragement you could Joel kajol perhaps that's a

onlara cesaret verici sözler veriyorsunuz Joel kajol belki de bu

word you've never seen before who knows Caesar says please mr. Duncan

daha önce hiç görmediğiniz bir kelimedir kim bilir Sezar diyor ki lütfen bayım. Duncan

support me and my wife oh please support me my wife wants to

beni ve karımı destekleyin oh lütfen beni destekleyin karım

hear a happy birthday from your voice mr. Duncan so hello to Caesar's wife I

sesinizden mutlu bir doğum günü duymak istiyor bayım . Duncan, Sezar'ın karısına çok merhaba

don't know your name because Caesar hasn't told me so happy

Adını bilmiyorum çünkü Sezar bana

birthday a happy birthday to Caesar's wife I hope you have a super-duper day

doğum günün kutlu olsun Sezar'ın karısının doğum gününü kutlamadı umarım süper bir gün geçirirsin

and I hope that Cesar brought you something nice for your birthday

ve umarım Cesar sana doğum günün için güzel bir şey getirmiştir

mmm you are very lucky to have a husband like Caesar campaign now here is an

mmm Sezar gibi bir kocan olduğu için çok şanslısın kampanya şimdi burada

interesting word the reason why I'm using this word is because campaign can

ilginç bir kelime, bu kelimeyi kullanmamın nedeni kampanyanın

be used in more than one way you can use it as a noun to name the action so you

birden fazla şekilde kullanılabilmesidir, bunu eylemi adlandırmak için bir isim olarak kullanabilirsiniz. Özellikle siyasi bir kampanya sırasında

are naming the event of going out and asking other people for support

dışarı çıkıp diğer insanlardan destek isteme olayını adlandırıyorsunuz,

especially during a political campaign so a campaign is a noun and also if you

bu nedenle bir kampanya bir isimdir ve ayrıca

are going around asking other people to give their support to the person that

başkalarından

you want to be voted into power then you are campaigning you campaign in a

iktidara oylanmasını istediğiniz kişiye destek vermelerini istemeniz durumunda. o zaman kampanya yürütüyorsunuz,

campaign by going around asking people for their support will you vote for mr.

etrafta dolaşıp insanlardan desteklerini isteyerek kampanya yürütüyorsunuz, Bay'a oy verecek misiniz?

Duncan in the next general election so you are campaigning you will campaign

Duncan bir sonraki genel seçimde yani kampanya yürütüyorsunuz

from door to door and quite often this is something that happens during a

kapı kapı kampanya yürüteceksiniz ve bu genellikle burada genel seçimlerde olan bir şey, şu

general election here at the moment many people have been

anda birçok kişi seçim kampanyalarında bizden destek

knocking on our doors asking for our support in their election campaign anna

istemek için kapımızı çalıyor anna

says your support of our english-learning is giving us your time

ingilizce öğrenimimize verdiğiniz desteğin bize zamanınızı

and knowledge mr. Duncan thank you very much for that well I always try my best

ve bilginizi verdiğini söylüyor bay. Duncan bunun için çok teşekkür ederim, her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım, elimden gelenin

I try my best advocate so if you are an advocate for someone it means you are

en iyisini yapmaya çalışırım, bu yüzden birinin savunucusuysanız bu, onlara

giving them your support you advocate or you are an advocate of that person you

desteğinizi verdiğiniz anlamına gelir, savunduğunuzu veya o kişinin savunucusuysanız, onlara

are giving them support you are saying I really think that guy or that lady can

destek verdiğinizi Diyorsunuz ki, o adam ya da o hanımefendi gerçekten

be the next prime minister

bir sonraki başbakan olabilir, bu

so you advocate them advocate here's a sentence we can use to show support that

yüzden onları savunun, işte size verdiğimiz desteği göstermek için kullanabileceğimiz bir cümle,

we are giving you lend your support so especially during a political campaign

desteğinizi verin, bu nedenle özellikle siyasi bir kampanya sırasında

you might lend your support you might offer your support to someone I will

desteğinizi ödünç verebilirsiniz. birine destek verebilirim bir

support you in the next general election you lend your support so you will be

sonraki genel seçimde seni destekleyeceğim

there for that person you will give them encouragement you will lend your support

o kişinin yanında olacaksın diye desteğini vereceksin onu cesaretlendireceksin desteğini vereceksin

here's another political one which can also mean support or encourage you

işte başka bir siyasi seçim bu da destek veya teşvik anlamına gelebilir onaylıyorsun

endorse someone so if you approve of what someone is doing if you want that

birisi, yani birinin yaptığını onaylarsanız, o

person to succeed you will often endorse that person so endorse can also mean

kişinin başarılı olmasını istiyorsanız, o kişiyi genellikle onaylarsınız, bu nedenle desteklemek, aynı zamanda

prove or promote so quite often we will we will see this word used in many

kanıtlamak veya terfi ettirmek anlamına da gelebilir, bu yüzden sık sık bu kelimenin birçok farklı şekilde kullanıldığını göreceğiz.

different ways you endorse something you promote you approve of something you

approve of a certain person and their beliefs

belirli bir kişiyi ve onun inançlarını onayladığınız bir şeyi onayladığınızı tanıtın,

so you endorse that person and of course this particular word can give a person a

böylece o kişiyi onaylarsınız ve elbette bu belirli kelime bir kişiyi

lot of encouragement because if you endorse someone you are giving your

çok cesaretlendirebilir çünkü birini onaylarsanız, desteğinizi ve cesaretinizi vermiş olursunuz,

support and encouragement

here's another phrase get behind if you get behind someone it means once more

işte başka bir ifade get back Birinin arkasında durursan bu, ona bir kez daha

you give them support you get behind them you show your support to one person

destek verdiğin anlamına gelir.

or a group of people you get behind a certain issue maybe you get behind the

environmental issue movement there are many people at the moment talking about

the risks and the dangers that pollution and other things are causing to the

kirliliğin ve diğer şeylerin çevreye neden olduğu riskler ve tehlikelerden bahsetmek,

environment so you might get behind that movement you get behind something you

bu hareketin arkasında durabilmeniz için, bir şeyin arkasında durmanız, onu

encourage it you support it you give it your encouragement hello to Guadalupe

teşvik etmeniz, onu desteklemeniz, cesaretlendirmeniz, Guadalupe'ye merhaba,

hello to pal Mira again a lot of things have been happening in France this week

dost Mira'ya tekrar merhaba. Fransa'da bu hafta bir şeyler oluyor,

some huge protests taking place Riya Riya qua - says hello mr. Duncan and

bazı büyük protestolar yaşanıyor Riya Riya qua - merhaba diyor bay. Duncan ve

this is why R a--from Iraq I have been watching you from or since

bu yüzden R a-- Irak'tan sizi 2012'den beri izliyorum desteğiniz

2012 thank you very much for your support and a big hello to everyone

için çok teşekkür ederim ve Irak'ta izleyen herkese büyük bir merhaba

watching in Iraq I know I have a lot of viewers there

Biliyorum orada çok fazla izleyicim var

I really do neo neo oh sorry neo zero is to have

gerçekten neo neo yapıyorum oh üzgünüm neo sıfır,

someone called neo neo but neo zero I don't think you're any relation are you

neo neo diye adlandırılan birine sahip olmaktır ama neo sıfır Senin herhangi bir akraban olduğunu düşünmüyorum,

I don't think so the pension revolution I suppose that's one way of that's one

öyle olduğunu düşünmüyorum emeklilik devrimi Sanırım bu,

way of describing the protests that are taking place at the moment in France

protestoları tanımlamanın bir yolu. şu anda Fransa'da gerçekleşiyor

spur on here's an interesting word you spur on so spur means to give

spur on işte teşvik ettiğiniz ilginç bir kelime yani mahmuzlamak

encouragement you want that person to do well you spur them on you cheer them on

cesaretlendirmek anlamına gelir o kişinin iyi şeyler yapmasını istersiniz

you give them your support so you spur a person on you give them your

onları

encouragement maybe your favorite football team you will go along to watch

cesaretlendirmen belki de en sevdiğin futbol takımı onların oynamasını izlemek için yanına gideceksin en

them play you will spur on your favorite team you

sevdiğin takımı teşvik edeceksin

will encourage them to win the match

maçı kazanmaları için onları teşvik edeceksin

hello also to zero find hello to you as well a lot of people

sıfıra da merhaba sana da merhaba bul canlı yayında bir çok insan

called zero on the live chat today hello Louis again I would like to know we will

sıfır dedi bugün tekrar merhaba Louis,

know a bit more the following days I'm not sure what that's about I think that

önümüzdeki günlerde biraz daha fazla bilgi sahibi olacağımızı bilmek istiyorum Bunun ne hakkında olduğundan emin değilim.

might be a reply to another question that people are talking about on the

livestream so a lot of people wanting to find out about encouragement how do you

cesaretlendirme hakkında bilgi edinmek istediğinizde,

encourage a person what words can you use here we go egg on I like this one if

bir insanı nasıl cesaretlendirirsiniz, burada hangi kelimeleri kullanabilirsiniz, yumurta atmaya başlıyoruz Bunu beğendim, eğer

you egg on someone you get them to do something you encourage them you maybe

birine yumurta atarsanız, ona bir şey yaptırırsınız, onu cesaretlendirirsiniz, belki faydasına

get them to do something that will benefit them you egg a person on you

olacak bir şey yapmasını sağlarsınız Sally, bir kişiyi yumurtalarsınız,

encourage them to do something you egg them on this can sometimes be used

onları bir şey yapmaya teşvik edersiniz, bu bazen olumsuz olarak da kullanılabilir, bu

negatively as well so not only positively but also

yüzden sadece olumlu değil,

sometimes we can use this in a negative way as well you egg someone on Sally

bazen biz de olumsuz bir şekilde kullanabiliriz, birisini yumurtalarsınız Sally

says mr. Duncan I am preparing food for my grandfather whilst I'm watching you

diyor bay. Duncan Büyükbabam için yemek hazırlarken seni izliyorum

Thank You Sally it's nice to see you here and hello to your grandfather as

Teşekkürler Sally seni burada görmek güzel ve büyükbabana

well I wonder what you are cooking last night we had pizza and I made a slight

da merhaba Dün gece ne pişiriyorsun merak ediyorum pizza yedik ve küçük bir

mistake I think I may have put too much garlic on the pizza last night because

hata yaptım sanırım dün gece pizzaya çok fazla sarımsak koymuş olabilirim çünkü

last night my stomach was so bad during the night very painful I had terrible

dün gece midem çok kötüydü, gece boyunca çok ağrılıydı, korkunç bir

indigestion so I always like to put lots of cheese and lots of garlic on the

hazımsızlık yaşadım, bu yüzden pizzaya her zaman çok peynir ve çok sarımsak koymayı severim

pizza and it wasn't just me who was suffering mr. Steve was suffering as

ve bu sadece değildi acı çeken ben bayım Steve de acı çekiyordu,

well so I think it was something to do with last night's pizza so last night I

bu yüzden dün geceki pizzayla ilgili bir şey olduğunu düşünüyorum, bu yüzden dün gece

did I did make a pizza but I did put slightly too much garlic on the pizza

pizza yaptım ama pizzaya biraz fazla sarımsak

garlic is lovely unless you eat too much of it if you have too much garlic it can

koydum. çok fazla sarımsağa sahip olmak

make your stomach quite upset root for have you ever rooted for someone if you

midenizi oldukça alt üst edebilir çünkü hiç biri için

root for someone it means you give them your support your encouragement so you

kök saldın mı biri için kök salıyorsanız bu, ona desteğinizi verdiğiniz anlamına gelir cesaretlendirmeniz

support that person you want them to succeed you want them to do well you

o kişiyi desteklersiniz başarılı olmasını istersiniz iyi yapmasını istersiniz siz onların

want them to win you root for your team you root for your friend you want them

kazanmasını istiyorum, seni takımın için destekliyorsun, sen arkadaşını destekliyorsun, onların

to succeed so to root for someone is to give them your support that person is

başarılı olmasını istiyorsun, bu yüzden birini desteklemek, onlara desteğini vermektir, o kişi,

the one that you want to win

kazanmak istediğin kişidir,

talking of which we have a general election tomorrow here in the UK that

burada yarın genel seçim varken konuşuyoruz. Birleşik Krallık'ta bu

should be very interesting hmm a lot of people already feel as if they

çok ilginç olmalı hmm birçok insan zaten

know what the result is cheer on cheer on if you cheer on someone then it means

sonucun ne olduğunu biliyormuş gibi hissediyor tezahürat tezahürat birine tezahürat yaparsanız, bu

you give them your vocal support so maybe you shout things you cheer maybe

onlara ses desteğinizi verdiğiniz anlamına gelir, bu yüzden belki tezahürat yapacağınız şeyleri bağırırsınız belki

you wave at the same time so you cheer on someone maybe as your football team

siz aynı anda el sallayın böylece birine tezahürat yapın belki futbol takımınız

comes out onto the field you will cheer on your favorite team you will give them

sahaya çıktığında tuttuğunuz takıma tezahürat yapacaksınız onlara

your support so if you cheer on this is an action normally using your voice or

desteğinizi vereceksiniz bu yüzden tezahürat yaparsanız bu normalde sesinizi kullanarak yapacağınız bir eylemdir veya

maybe you will wave you will cheer on your favorite team if you have a

belki de el sallayın tuttuğunuz takıma tezahürat edeceksiniz, eğer

favorite team to be honest with you I don't follow football at all so when we

tuttuğunuz bir takım varsa size karşı dürüst olmak gerekirse futbolu hiç takip etmiyorum bu yüzden

encourage someone we give support or confidence to someone and as I said

birini cesaretlendirdiğimizde birine destek veya güven vermiş oluyoruz ve

earlier I think being a teacher is a very important job and one of the

daha önce de söylediğim gibi bence öğretmen olmak öğretmenliktir. çok önemli bir iş ve

reasons why teaching is so important is because one of the things that a teacher

öğretmenliğin bu kadar önemli olmasının nedenlerinden biri, bir öğretmenin yapması gereken şeylerden birinin

has to do is encourage their students I think so pal Mira says mr. Duncan I

öğrencilerini teşvik etmesidir . Duncan

please mr. Duncan please do not eat pizza before going to bed yes I think

lütfen bayım. Duncan lütfen yatmadan önce pizza yemeyin evet dün

that might be the mistake that I made yesterday so so mr. Steve and I sat down

yaptığım hata bu olabilir diye düşünüyorum bu yüzden bayım. Steve ve ben

to eat some pizza

biraz pizza yemek için oturduk,

so if you encourage someone we can say that you give them a slap on the back

bu yüzden birini cesaretlendirirseniz sırtına bir şaplak attığınızı söyleyebiliriz,

this sounds like you are hitting them but in fact you are encouraging them so

bu onlara vuruyormuşsunuz gibi gelebilir ama aslında onları cesaretlendirmiş olursunuz, yani

if you give them a slap on the back or maybe a pat on the back you are saying

eğer sırtlarına bir tokat atarsanız ya da belki sırtına bir şaplak atıyorsun

well doh well done you did well and I hope you do well next time as well you

aferin aferin aferin diyorsun ve umarım bir dahaki sefere de iyi yaparsın

give them a slap on the back you are showing your support and approval of the

sırtına bir tokat atarsın yaptıkları şeyi desteklediğini ve onayladığını gösterirsin

thing they have done you are giving them a slap on the back maybe your boss will

onların sırtına bir şaplak atmak, belki patronunuz sizin sırtınıza

give you a slap on the back if your sales figures are very high you can say

bir tokat atar, eğer satış rakamlarınız çok yüksekse,

things to encourage a person go for it go for it perhaps your friend tells you

bir insanı cesaretlendirecek şeyler söyleyebilirsiniz, devam edin, belki arkadaşınız size

all about a great idea that they have for a new business a new business plan

harika bir fikirden bahseder. yeni bir iş için yeni bir iş planlarına sahipler, hakkında düşündükleri yeni bir iş planı kulağa

that they are thinking about you might say that sounds like a good idea go for

iyi bir fikir gibi gelebilir, harekete geçin, bu yüzden devam edin dediğimizde,

it go for it so when we say go for it we mean do it don't hang around don't wait

bunu kastediyoruz, ortalıkta dolaşmayın, beklemeyin

don't hesitate go for it do it so I think this is a great way of encouraging

tereddüt etmeyin, gidin yapın, bu yüzden bence bu,

a person to do something and also to do it well here is something that I've

bir kişiyi bir şeyler yapmaya ve aynı zamanda onu iyi yapmaya teşvik etmenin harika bir yolu, burada

almost said in my English lessons you can do it you can do it you can do it

neredeyse İngilizce derslerimde söylediğim bir şey yapabilirsin yapabilirsin yapabilirsin yapabilirsin yapabilirsin

you can do it

yapabilirsin

you can do it if you want it you can do it you can definitely do it this is a

istersen yapabilirsin kesinlikle yapabilirsin bu evet sana

way of giving encouragement to someone saying yes I believe you I believe that

inanıyorum

you can do it you can do it you really can Leila is here hmm and I'm about to

yapabileceğine inanıyorum yapabilirsin diyen birini cesaretlendirmenin bir yoludur gerçekten yapabilirsin Leila burada hmm ve

lose my voice I don't know what's happened to my voice today as I've been

sesimi kaybetmek üzereyim bugün canlı yayınımı yaptığım için sesime ne oldu bilmiyorum

doing my livestream my voice has slowly started to disappear I'm sorry about

sesim yavaş yavaş kaybolmaya başladı bu bahane için özür dilerim

that excuse me well whilst I drink some water I don't know what has happened to

ben biraz su içerken iyiyim bugün sesime ne oldu bilmiyorum

my voice today it seems very strange of course encouragement is great but also

çok garip geliyor tabii ki cesaretlendirme harika ama

sometimes we can do the opposite we might say things to discourage someone

bazen tam tersini de yapabiliriz birinin cesaretini kırmak için şeyler söyleyebiliriz

so if you take away a person's confidence maybe you say something that

bu yüzden bir kişinin cesaretini kırarsanız güven belki

makes them lose their ability or their desire to do something you discourage

onların yeteneklerini veya bir şey yapma isteklerini kaybetmelerine neden olan bir şey söylersin

someone you say things that are negative and they discourage someone you take

birinin cesaretini kırarsın olumsuz şeyler söylersin ve o kişinin cesaretini kırarsın

away a person's confidence not very nice we can say that you take the wind out of

bir kişinin güvenini elinden alırsın pek hoş değil onun rüzgarını aldığını söyleyebiliriz

their sails so if you say something that takes a person's confidence or their

yelkenler yani bir kişinin güvenini veya motivasyonunu alan bir şey söylerseniz, rüzgarı yelkenlerinden

motivation away we can say that you take the wind out of their sails you say

çıkardığınızı söyleyebiliriz,

things to discourage them you say something

onları cesaretlendirecek şeyler söylersiniz,

that takes away their confidence you take the wind out of their sails you

onların güvenini alan bir şey söylersiniz, rüzgarı yelkenlerinden çıkarmış olursunuz.

take away their confidence and

onların güvenini ve

self-esteem self-esteem now that's an interesting word your self-esteem is

özsaygısını ellerinden alın özsaygı şimdi bu ilginç bir kelime özsaygınız

your way of looking at yourself in a positive way your self-worth the value

kendinize olumlu bir şekilde bakma biçiminizdir kendinize verdiğiniz değer

that you believe you have to other people take away their confidence and

başkaları için sahip olduğunuza inandığınız değer onların güvenini alır ve

you take away their self-esteem you discourage them you say things that make

özsaygılarını ellerinden alırsın onların cesaretini kırarsın

people lose their confidence so you discourage someone you deject someone

insanların güvenini kaybetmesine neden olacak şeyler söylersin bu yüzden birinin cesaretini kırarsın birini karalarsın

oh no you say things that make a person feel less confident about what they are

oh hayır bir insanın yaptığı şey hakkında daha az özgüvenli

doing they feel dejected so if you make a person feel dejected you are making

hissetmesine neden olan şeyler söylersen morali bozulur yani eğer yaparsan Bir insanın morali bozulur,

them lose their confidence the thing you do is deject you say things to make a

güvenini kaybetmesine neden olursunuz, yaptığınız şey moralini bozmak, bir

person lose their confidence sometimes people do that for various reasons

insanın güvenini kaybetmesine neden olacak şeyler söylersiniz, bazen insanlar bunu çeşitli nedenlerle yaparlar,

people might not want to see you succeed so they will say things to make you lose

insanlar sizin başarılı olduğunuzu görmek istemeyebilir, bu yüzden sizi motive edecek şeyler söylerler.

your confidence not very nice hello TS I didn't see TS earlier hello Palmyra

güvenini kaybetmek pek hoş değil merhaba TS TS'yi daha önce görmedim merhaba Palmyra

Palmyra also didn't see T s as well can we say

Palmyra da T s'yi görmedim onu

boost someone to support them yes you can you can give someone a boost

desteklemek için birine destek diyebilir miyiz evet yapabilirsin birine destek verebilirsin

so boost means to give more power you put more power or force into something

yani destek daha fazlasını vermek demektir güç bir şeye daha fazla güç ya da kuvvet uygularsınız,

so you boost you mates make something more powerful you give it more strength

böylece artırırsınız, eşlerinizi daha güçlü hale getirirsiniz, ona daha fazla güç verirsiniz, bu yüzden evet,

so yes you can boost a person's confidence by saying things to encourage

bir kişiyi cesaretlendirecek şeyler söyleyerek güvenini artırabilirsiniz.

them disparage this is the opposite by the way this is the opposite of boost

teşvik et

and encourage if you don't encourage someone if you say things to make them

ve teşvik et birini cesaretlendirmezsen onu mutsuz edecek şeyler söylersen

feel unhappy about themselves you disparage a person disparage you say

bir insanı aşağılarsın onu aşağılarsın kendini

things to make them feel bad about themselves and the thing they are doing

kötü hissettirecek şeyler söylersin ve yaptığı şey

not very nice really when you think about it here's another one you will say

gerçekten pek hoş değil bunu düşündüğünde işte bir tane daha

horrible things you will say horrible things about the person maybe you will

korkunç şeyler söyleyeceksin o kişi hakkında korkunç şeyler söyleyeceksin belki

say horrible things to other people about that person you demean them you

diğer insanlara o kişi hakkında korkunç şeyler söyleyeceksin onları küçük düşüreceksin

say negative things about someone you say things to make another person seem

biri hakkında olumsuz şeyler söylüyorsun başka birini

as if they are not doing a good job you demean them you pull them down by the

öyleymiş gibi gösterecek şeyler söylüyorsun iyi bir iş yapmamak onları küçük düşürmek söylediğin şeylerle onları aşağı çekmek aşağılamak

things you say demean you take away a person's confidence you say things that

bir kişinin güvenini almak zalimce şeyler söylemek

are cruel you demean them live-chat very busy hello Anna

onları küçük düşürmek canlı sohbet çok meşgul merhaba Anna

you have so many subscribers mr. Duncan does this increase your self-esteem it

çok fazla aboneniz var bayım. Duncan bu, eskiden olduğu gibi özgüveninizi artırıyor

used to but not anymore it is great having lots of subscribers but it's not

ama artık çok sayıda aboneye sahip olmak harika değil ama

so good if your subscribers don't know that you are there that's all I'm saying

abonelerinizin orada olduğunuzu bilmemesi o kadar da iyi değil, tüm söylediğim bu

so many years ago I used to always feel excited when I got lots of new

kadar yıllar önce eskiden yapardım Bir sürü yeni abone kazandığımda her zaman heyecanlanıyorum

subscribers but the problem nowadays is many of my subscribers don't even

ama bugünlerde sorun şu ki abonelerimin çoğu

realize that I'm still here on YouTube which is a very good really when you

hala YouTube'da olduğumun farkında bile değil ki bu gerçekten çok iyi bir şey

think about it in fact you might say that when I find out that people don't

düşününce aslında şöyle diyebilirsiniz İnsanların

get to find out about my English lessons it will always deflate me I feel a

İngilizce derslerimi öğrenemediğini öğrendim, bu her zaman havamı söndürecek Kendimi

little deflated so when you deflate something maybe you have a football and

biraz sönük hissediyorum bu yüzden bir şeyi söndürdüğünüzde belki bir futbol topunuz olur ve futbolun

you take the air out of the football the football will deflate the air will

havasını çıkarırsanız futbol havasını söndürür. hava

escape and so the ball will deflate you can also do that with a person by saying

kaçacak ve böylece top sönecek bunu bir kişiye kötü şeyler söyleyerek de yapabilirsiniz

bad things to them or if something negative happens you might feel deflated

ya da olumsuz bir şey olursa havası sönük hissedebilirsiniz bir

something will make you feel a little unhappy or depressed or down you will

şey sizi biraz mutsuz ya da depresif hissettirecek ya da moraliniz

feel deflated the negative thing will deflate you put down is another one to

bozuk hissedeceksiniz olumsuz bir şey sönecek başka bir şey

put down a person is to say bad things or negative things about them you put

bir insanı aşağılamak onun hakkında kötü şeyler veya olumsuz şeyler söylemektir birini

down someone you say things negatively you say things to discourage a person to

aşağılarsın olumsuz şeyler söylersin bir insanın cesaretini kıracak şeyler söylersin

take away their confidence you say negative things why do you always have

güvenini sarsacak olumsuz şeyler söylersin neden her zaman

to put me down why do you put me down all the time that means that people are

beni aşağılamak zorundasın neden sürekli beni aşağılıyorsun ki bu demek oluyor ki insanlar

going around saying bad things about me you put down someone

benim hakkımda kötü şeyler söylüyorlar birini aşağılıyorsun

belittle and this is the final word be little if you belittle someone once

ve bu son söz küçük ol eğer birini bir kez

again you say things you do things to make that person seem foolish or maybe

daha küçük görürsen bir şeyler söylüyorsun o kişiyi aptal gibi gösterecek veya

to take away their confidence you belittle someone you go around saying

güvenini sarsacak şeyler yaparsın birini aşağılarsın başarısız olmasını istediğin

bad things about someone because you want them to fail you don't want them to

için onun hakkında kötü şeyler söylersin başarılı olmasını istemezsin onu

succeed you will belittle them you make that person seemed in insignificant you

küçümsersin o kişiyi görünür yaparsın önemsizde

belittle them

onları küçük görüyorsun

maroush says hello mr. Duncan what does persuade mean to persuade

maroush merhaba diyor bay. Duncan ikna etmek,

means to change a person's opinion or their mind or maybe you want them to do

bir kişinin fikrini veya fikrini değiştirmek anlamına gelir veya belki de onların

something that they don't want to do so to persuade is to change a person's mind

yapmak istemedikleri bir şeyi yapmalarını istersiniz, bu nedenle ikna etmek, bir kişinin fikrini ona

by asking them or using some way to change their mind

sorarak veya değiştirmek için bir yol kullanarak değiştirmektir. zihinlerini ikna etmek, onları

so persuade is the action you persuade them you use persuasion so when we say

ikna ettiğiniz eylemdir, ikna kullanırsınız, bu nedenle,

persuasion that describes the action of trying to get someone to do something or

birine bir şey yaptırmaya veya

to change their mind or to change their ways you do something you say something

fikrini değiştirmeye veya yollarını değiştirmeye çalışma eylemini tanımlayan ikna dediğimizde, bir şey yaparsınız ve

to get them to change persuade is the action of doing it pal Mira

onları ikna etmek için bir şey söylersiniz. değiştir ikna bunu yapma eylemidir ahbap Mira

let me down and put me down is that the same thing if someone lets you down it

beni hayal kırıklığına uğrattı ve beni yere indirdi, eğer biri seni hayal kırıklığına uğratırsa aynı şey

means they disappoint you so maybe they promise to come to your birthday party

seni hayal kırıklığına uğrattığı anlamına gelir, bu yüzden belki doğum günü partine geleceklerine söz verirler

but they don't come unfortunately they let you down by not

ama ne yazık ki gelmezler partine gelmeyerek seni hayal kırıklığına uğratmak aşağılamak

coming to your party put down means to say bad things

about another person so if you feel put down or if someone puts you down it

başka bir kişi hakkında kötü şeyler söylemek demektir yani kendini aşağılanmış hissediyorsan ya da biri seni aşağılıyorsa bu

means they are saying bad things about you so they are different they are

onların senin hakkında kötü şeyler söylediği anlamına gelir yani onlar farklı onlar farklı evet

different yes I suppose if you want to impress a person you want to change

sanırım bir insanı etkilemek istiyorsan

their opinion of you so yes persuade once again is a way of

senin hakkındaki fikrini değiştirmek istiyorsun yani evet bir kez daha ikna etmek

changing someone's mind so maybe they see you as a lazy person so you have to

birinin fikrini değiştirmenin bir yolu bu yüzden belki seni tembel biri olarak görüyorlar bu yüzden

persuade them that you are not a lazy person

onları tembel biri olmadığına ikna etmelisin

yes you're right persuade can be used in many ways sometimes we use gentle

evet haklısın ikna birçok şekilde kullanılabilir bazen nazik

persuasion sometimes we will ask a person nicely other times we will use

ikna kullanırız bazen bir kişiye kibarca sorarız diğer zamanlarda

aggression to get someone to change their opinion or their mind about

birinin fikrini veya

something so persuade can be gentle or not so gentle it just depends the

bir şey hakkındaki fikrini değiştirmesini sağlamak için saldırganlık kullanırız bu yüzden ikna nazik olabilir veya o kadar nazik olmayabilir bu sadece iknanın zıt

antonym of persuade is dissuade yes it is but you you rarely hear people use it

anlamlısının caydırmak olduğuna bağlıdır evet öyle ama insanların bunu kullandığını nadiren duyarsın

it's very strange so you rarely hear anyone say you

çok garip bu yüzden birinin beni caydırdığını söylediğini nadiren duyarsın

dissuaded me it isn't a word you hear used very often if you want to follow me

bu çok sık kullandığını duyduğun bir kelime değil eğer beni takip etmek istiyorsan Bunu

you are more than welcome to do so also I know it sounds desperate but please

yapmaktan memnuniyet duyarız ayrıca çaresizce göründüğünü biliyorum ama lütfen

like and please subscribe and make sure you have your notifications switched on

beğenin ve lütfen abone olun ve bildirimlerinizi de açtığınızdan emin olun, bu nedenle

as well so please make sure you have your notifications so when my new

lütfen bildirimlerinizi aldığınızdan emin olun, böylece yeni

lessons come on when my new live streams appear you will find out about it it's

derslerim başladığında yeni canlı yayınlarım geldiğinde görünüşe göre bunu öğreneceksin

almost time to go already I can't believe how quickly today's live stream

neredeyse gitme vakti geldi bile bugünkü canlı yayının ne kadar çabuk geçtiğine inanamıyorum

has gone

hello to vin raj thank you very much once again for your suggestion of the

vin raj'a

opposite of persuade dissuade you dissuade or discourage of course Rakesh

merhaba rakeş

mr. Duncan and everyone in India it is now 8:30

bey Duncan ve Hindistan'daki herkes şu an saat 20:30,

is it really 8:30 p.m. good night good night well I will be saying goodbye soon

gerçekten 20:30 mu? iyi geceler iyi geceler pekala yakında vedalaşacağım

thank you Christina thank you everyone before I go don't

teşekkürler Christina gitmeden önce herkese teşekkürler yapman gereken

worry I'm not going to forget here is the answer to today's mystery idiom so

the thing to remember about mystery idioms is that all you have to do is say

what you see however this particular mystery idiom could be more than one

ne gördüğünü söylemek, ancak bu özel gizemli deyim birden fazla

thing for example it might be if the glove fits it might be handing glove

şey olabilir, örneğin eldiven uyuyorsa el eldiveni olabilir

however it isn't the answer to today's mystery idiom ear the gloves are off the

ama günümüzün gizemli deyiminin cevabı değil kulak eldivenler kapalı

gloves are off and now you can see the picture the gloves are off this is a

eldivenler kapalı ve şimdi resmi görebilirsiniz eldivenler kapalı bu

well-known expression in English and the meaning is to fight without holding back

İngilizce'de iyi bilinen bir ifadedir ve anlamı, geri çekilmeden

or observing the rules to do battle or retaliate ruthlessly without showing

veya kurallara uymadan savaşmak, savaşmak veya

restraint this time the gloves are off it means you will not play fair you will

bu sefer kısıtlama göstermeden acımasızca misilleme yapmaktır eldivenler kapalısın demektir adil oynamayacaksın

be ruthless you will break the rules if necessary to get your own way so there

acımasız olacaksın kendi yolunu çizmek için gerekirse kuralları çiğneyeceksin yani işte

it is today's mystery idiom the answer has now appeared on your screen

bugünün gizemli deyimi cevap şimdi ekranınızda belirdi

and it's time for me to go I hope my voice is better on Friday so I'm with

ve benim için gitme zamanı geldi umarım cuma günü ses daha iyi bu yüzden sesim çalıştığı

you on Friday as usual as long as my voice works and yes on Friday it is so a

sürece her zamanki gibi cuma günü sizinleyim ve evet cuma günü o kadar

lot of people believe that Friday the 13th is unlucky we will see I'm sure

çok insan 13'üncü cuma'nın şanssız olduğuna inanıyor göreceğiz eminim

there will be some people who will be unhappy on Friday depending on what the

bazıları olacak Cuma günü mutsuz olacak insanlar burada, Birleşik Krallık'ta genel seçimlerin sonucunun ne olduğuna bağlı olarak

result of the general election is here in the UK yes that is what is happening

evet,

tomorrow we have the UK general election so I will see you on Friday who knows I

yarın Birleşik Krallık genel seçimleri var, bu yüzden Cuma günü görüşürüz kim bilir

have no idea which government will be running this country by Friday

hangi hükümetin olacağı hakkında hiçbir fikrim yok Cuma gününe kadar bu ülkeyi yönetiyor olacağım

but on Friday if you join me we can all find out together

ama Cuma günü bana katılırsanız,

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thank you very much Olga

bunun Bay Başkan olduğunu hep birlikte öğrenebiliriz. Duncan, İngilizcenin doğum yerinde çok teşekkür ederim Olga teşekkür ederim

thank you also to pachu thank you to zoo seeker

pachu'ya da teşekkür ederim hayvanat bahçesi arayanlara teşekkür ederim bugün

thank you very much for your company today and I will see you on Friday

şirketiniz için çok teşekkür ederim ve Cuma günü görüşürüz

what is the difference between gloves and mittens gloves have fingers mittens

eldiven ve eldiven arasındaki fark nedir eldiven var parmak eldiven var

do not have fingers so mittens cover the whole of the hand without any fingers so

parmak yok yani eldiven parmaksız tüm eli kaplıyor yani

it covers everything however gloves have fingers the gloves

her şeyi kaplıyor ama eldivenin parmakları var eldivenlerin

have fingers so that's the difference thank you very much see you on Friday

parmakları var yani fark bu çok teşekkürler cuma

2:00 p.m. UK time I hope my throat feels better on Friday we will have to wait in

14:00 görüşmek üzere İngiltere saati Umarım boğazım Cuma günü daha iyi hisseder, beklemek zorunda kalacağız,

see it's lovely outside by the way the Sun is now out even though it is

dışarısı çok güzel, bu arada güneş batmaya başlasa da şimdi dışarıda,

starting to set already a beautiful day is now occurring here in England it

şimdi burada İngiltere'de güzel bir gün yaşanıyor,

looks really nice out there I might go outside to have a little run around and

dışarıda gerçekten güzel görünüyor orada biraz koşturmak için dışarı çıkabilirim ve

of course you know what's coming next until Friday 2 p.m. UK time...

tabii ki Cuma saat 14:00'e kadar sırada ne olduğunu biliyorsunuz. İngiltere saati...

ta ta for now 8-)

ta ta şimdilik 8-)