Are you comfy?/ English Addict eXtra - Wednesday 27th January 2021 with MR DUNCAN in England

i'm still waiting for someone to congratulate me on being precise and punctual today punctual

hala birinin bugün dakik ve dakik olduğum için beni tebrik etmesini bekliyorum dakik

oh i like that word if you are punctual it means you are on time you have arrived at

oh bu kelimeyi seviyorum eğer dakiksen bu dakik olduğun anlamına gelir geleceğini

the right moment when you said you would so i am very punctual today welcome everyone

söylediğin zamanda doğru zamanda geldin bu yüzden bugün çok dakikim herkese hoşgeldiniz

yes we are here once again it is english addict extra a little bit of extra english for you

evet bir kez daha buradayız ingilizce bağımlısı ekstra biraz ekstra ingilizce sizin için

coming live from the birthplace of the english language which just happens to be

ingilizcenin doğum yeri olan ingiltere'den canlı olarak geliyoruz

england

here we go again hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay

tekrar başlıyoruz herkese merhaba ben ingiltere'den bay duncan nasılsınız bugün iyi misin

i hope so are you happy i really hope you are feeling good today i'm feeling okay not

umarım mutlusundur gerçekten umarım bugün iyi hissediyorsundur iyiyim ne

too bad not too bad i am preparing myself for a new month what is going to happen in

çok kötü ne çok kötü kendimi yeni bir aya hazırlıyorum şubatta ne olacak

february yes i did mention this last sunday and i'm going to mention it very briefly again

evet bundan bahsetmiştim geçen pazar ve bundan tekrar çok kısaca bahsedeceğim

we are doing something special from next monday of course the first of february or should

önümüzdeki pazartesiden itibaren özel bir şey yapıyoruz tabii ki şubatın 1'i yoksa

i say fab you weary because i think next month is going to be fabulous i think so we will

muhteşem mi demeliyim çünkü önümüzdeki ay muhteşem olacak bence öyle

have to wait and see and find out what is actually going to happen so i hope you're

yapacağız bekleyip görmek ve gerçekte ne olacağını öğrenmek için umarım

feeling good yes for those who don't know who i am my name is duncan that's me by the

iyi hissediyorsunuzdur evet kim olduğumu bilmeyenler için benim adım duncan bu benim bu

way hello i talk about the english language i've been doing this forever such a long time

arada merhaba ingilizce hakkında konuşuyorum ben ' Bunu sonsuza dek çok uzun zamandır yapıyorum Bay

how long have you been doing it for mr duncan oh thank you for asking nearly 15 years i've

Duncan için ne kadar zamandır yapıyorsun oh yaklaşık 15 yıldır sorduğun için teşekkür ederim youtube'un

been here on youtube since the days when youtube was just a very small website and there were

çok küçük bir web sitesi olduğu ve

only eight people watching

sadece sekiz tane olduğu günlerden beri youtube'dayım 2006'da

the whole site the whole of youtube only eight people were actually on youtube in 2006. did

youtube'da sadece sekiz kişi vardı.

you know that so here we are then now you know what i do and we are doing something

that i like to call english addict for all those who can't get enough of the english

ingilizceye doyamıyorum o

language which is why we are here right now yes we have made it halfway through another

yüzden şu an buradayız evet bir haftayı daha yarıladık

week it is the final week of january 2021 yes it's

2021 ocak ayının son haftası evet bugün

wednesday

çarşamba evet bugün

yes it's wednesday hello everyone nice to see you here how has the week been so far

çarşamba merhaba millet sizi burada görmek güzel nasılsınız hafta çok uzaktı

i hope your week has been a good week i've decided to play a new game today before we

umarım haftanız iyi bir hafta olmuştur daha fazla ilerlemeden bugün yeni bir oyun oynamaya karar verdim kameralarımdan

go any further it is a new game using one of my cameras and we're going to look across

birini kullanarak yeni bir oyun ve

into the distance look out the window right now if you look into the distance you might

mesafeye bakacağız şu anda pencereden dışarı bakarsan, ekranın altından

be able to see there is a road going across the bottom of the screen what we are going

geçen bir yol olduğunu görebilirsin,

to play is spot the white van so every time a white van goes across you have to tell me

oynayacağımız şey beyaz minibüsü tespit etmektir, böylece beyaz bir minibüs her karşıya geçtiğinde bana

you have to shout out very loud you have to say white

çok yüksek sesle bağırman gerektiğini söyle beyaz

van this might take a while by the way so go and make a cup of tea sit down

minibüs demelisin bu arada bu biraz zaman alabilir o yüzden git bir fincan çay yap otur

get yourself nice and relaxed

kendine güzelleş ve rahatla

has anyone seen a white van yet no i haven't seen any white vans so as soon as we see a

beyaz minibüs gören oldu mu henüz hayır ben görmedim hiç beyaz kamyonet görmedik yani

white van go across the screen we can carry on with today's live stream come on there

ekranda beyaz bir minibüs görür görmez bugünkü canlı yayına devam edebiliriz hadi

must be at least one white van i can see lots of cars but i haven't seen any white vans

en az bir beyaz minibüs olmalı birçok araba görebiliyorum ama hiç beyaz minibüs görmedim

there will be in a moment trust me there is always a white van somewhere we often talk

birazdan olacak inanın bana bir yerlerde her zaman beyaz bir minibüs vardır sık ​​sık

about the white van man he is the guy that you always see driving around the streets

beyaz minibüsten bahsederiz adam o her zaman sokaklarda dolaşırken gördüğünüz adamdır

normally too quickly normally driving well above the speed limit and quite often we will

normalde çok hızlı normalde hız sınırının çok üzerinde sürer ve çoğu zaman biz de yaparız

refer to this person as a white van man it's true i'm sure it's in the dictionary in fact

bu kişiye beyaz minibüslü adam olarak atıfta bulunun, doğru, eminim sözlükte var aslında, eğer

if you look it up online if you put white van man you will find that there it is such

çevrimiçi bakarsanız beyaz minibüslü adam koyarsanız orada böyle

a thing yes a person who dr ah there it is yes yes everyone did you see it we had a oh

bir şey olduğunu göreceksiniz evet orada dr ah yapan bir kişi evet evet millet gördünüz mü a ohh

we got two white vans i can't believe it we actually got two white vans there i think

iki beyaz minibüsümüz var buna inanamıyorum aslında orada iki beyaz minibüsümüz var bence bu

that deserves a round of applause not just one white van but two

bir alkışı hak ediyor sadece bir beyaz minibüs değil iki

well done yes

aferin evet

you see now you thought i was crazy doing that you you were thinking to yourself mr

sen bak şimdi bunu yaparken deli olduğumu düşündün bunu kendi kendine düşünüyordun bay

duncan there is no way that we are going to see a white van but we did we had two we had

duncan beyaz bir minibüs görmemize imkan yok ama gördük ikimiz vardı

two white vans go across there we might play that every week maybe next week we will play

iki beyaz minibüsümüz vardı karşıya geç bunu her hafta oynayabiliriz belki haftaya

spot the white van again so there i enjoyed that game did you enjoy that game i i think

yine spot the white minibüs oynarız bu yüzden ben o oyundan keyif aldım siz o oyundan keyif aldınız mı bence bu

that might be the most exciting thing that's ever happened not only on my live stream but

sadece benim canlı yayınımda değil,

also on youtube completely oh talking of exciting things yes we i can't believe i just did that

aynı zamanda youtube'da da olan en heyecan verici şey olabilir tamamen oh heyecan verici şeylerden bahsediyorum evet biz az önce yaptığıma inanamıyorum

i really can't i can't believe it oh by the by the way uh you may have noticed that the

gerçekten yapamıyorum inanamıyorum oh bu arada uh fark etmişsinizdir

the snow has gone everyone yes sadly we have said goodbye to the snow we had some lovely

kar yağdı herkese evet ne yazık ki karla vedalaştık biz

snowfall last weekend but now the snow has disappeared and that is the view from my studio

geçen hafta sonu güzel bir kar yağışı vardı ama şimdi kar kayboldu ve bu benim stüdyo penceremden görünen manzara,

window you might be able to see there is a pigeon sitting in the tree cleaning himself

ağaçta oturmuş kendini temizleyen bir güvercin olduğunu görebilirsin,

making himself look very sexy because i noticed this morning that the pigeons have started

kendini çok seksi gösteriyor çünkü bu sabah fark ettim ki güvercinler

looking for their mate they have started making their little calling sounds i think i know

eşlerini aramaya başladılar küçük arama seslerini çıkarmaya başladılar sanırım

the reason why because it is quite mild at the moment so last weekend the temperature

nedenini biliyorum çünkü şu anda hava oldukça yumuşak bu yüzden geçen hafta sonu sıcaklık

was very low it was below zero today can you believe today the temperature is almost 10

çok düşüktü bugün sıfırın altındaydı bugün inanabiliyor musunuz sıcaklık neredeyse 10

degrees what's going on what's happening to our climate so last weekend i was freezing

derece ne oluyor iklimimize ne oluyor geçen hafta sonu dondurucu soğuktu

cold today i went outside and it was lovely and warm in fact i went outside wearing my

bugün dışarı çıktım ve çok güzel ve sıcaktı aslında

my short sleeve my short sleeved shirt which is not an easy thing to say actually so it

kısa kollumla kısa kollu gömleğimle çıktım ki söylemesi kolay bir şey değil aslında yani

is very mild today around 10 degrees it doesn't feel like winter here in england today oh

bugün hava çok ılıman 10 derece civarında bugün burada İngiltere'de kış gibi hissetmiyorum oh

we have the live chat as well hello to the live chat yes you are more than welcome to

canlı sohbetimiz de var canlı sohbete merhaba evet

get in touch with me on the live chat you can write your messages to me or maybe to

canlı sohbette benimle iletişime geçmekten memnuniyet duyarsınız mesajlarınızı bana veya belki birbirinize yazabilirsiniz

each other and that's one of the things i love about doing this not only do you get

ve bunu yapmanın en sevdiğim yanlarından biri de bu sadece

a chance to listen to me with my beautiful voice hello but also you get a chance to talk

beni güzel sesimle dinleme şansınız olmuyor merhaba aynı zamanda birbirinizle konuşma şansınız oluyor. dünyanın

to each other on the live chat wherever you are in the world you are more than welcome

neresinde olursanız olun canlı sohbete

to join in oh talking of the live chat hello to donna hello donna guess what wow you are

katılabilirsiniz oh canlı sohbetten bahsediyoruz donna'ya merhaba merhaba donna tahmin edin ne vay canına

first on today's live chat

bugünün canlı sohbetinde ilk

what do you think of them apples hello olga and also racer is here vitesse is here oh

siz onlar hakkında ne düşünüyorsunuz elmalar merhaba olga ve ayrıca yarışçı burada vitesse burada oh

vitas what happened today your finger was not very fast i think maybe last week you

vitas bugün ne oldu parmağın çok hızlı değildi sanırım belki geçen hafta

you may have strained your finger i think you've been clicking your mouse too many times

parmağını zorlamış olabilirsin sanırım fareni çok fazla tıkladın

i think so so donna was first we also have marshmallow hello our pit our pit is here

bence bu yüzden donna ilk bizde de var marshmallow merhaba çukurumuz çukurumuz da burada ya da

as well or is it partapp who knows we also have maroos belarus series here hello belarus

partapp mı kim bilir bizde de maroos belarus serisi var merhaba belarus

here i did receive your message i hope everything is going all right with your father hello

burada mesajınızı aldım umarım babanızla her şey yolunda gidiyordur merhaba

also flower espoire and we have oh beatriz is here as well lots of people joining me

ayrıca çiçek espoire ve bizde oh beatriz burada da pek çok kişi bana katılıyor

already yes there is something special coming next week by the way something a little bit

şimdiden evet, bu arada önümüzdeki hafta özel bir şey geliyor, bu arada

different for the month of february or should i say fab you weary because we are going to

şubat ayı için biraz farklı bir şey var mı yoksa muhteşem yorgun mu demeliyim çünkü

have a fabulous month together and of course next month is the shortest month of the year

birlikte harika bir ay geçireceğiz ve elbette önümüzdeki ay yılın en kısa ayı

only 28 days but what will i be doing find out on sunday next sunday i will be telling

sadece 28 gün ama ben ne yapıyor olacağım pazar günü öğren önümüzdeki pazar size

you all about it so don't worry

her şeyi anlatacağım bu yüzden merak etmeyin

hello also to christina we have tatiana here hello tatiana hello mr punctual thank you

christina'ya da merhaba burada tatiana var merhaba tatiana merhaba bay dakik

very much yes i was very impressed with myself it doesn't happen very often but i felt very

çok teşekkür ederim evet kendimden çok etkilendim bu çok sık olmaz ama

impressed that i was first not only here on the live chat i'm always first actually when

sadece canlı sohbette ilk olduğum için çok etkilendim aslında her zaman ilkim aslında

you think about it but also i was on time i started my live stream at exactly two o'clock

bunu düşündüğünüzde ama aynı zamanda ben de birinciydim zamanında canlı yayınıma İngiltere saatiyle tam ikide başladım

uk time today hello also we have oh rose rose silva is here also palmyra is here as well

bugün merhaba bizde de var oh rose rose silva burada ayrıca palmyra da burada

i haven't seen oh there he is oh i i thought i missed you then but you are there louis

görmedim oh işte o orda seni özledim sandım ama sen louis

dance is here today hello lewis nice to see you here back again where you belong hello

dance bugün burada merhaba lewis sizi tekrar ait olduğunuz yerde görmek güzel merhaba

also christina mr duncan do you have any new ideas about the next lessons in february is

ayrıca christina bay duncan şubattaki sonraki dersler hakkında yeni fikirleriniz var mı

it a surprise well i will tell you what is happening next month on sunday oh well done

bu bir sürpriz mi peki size gelecek ay neler olduğunu anlatacağım pazar günü oh aferin

to luciana luciana luciana i'm saying hello

luciana luciana luciana merhaba diyorum

white van yes did you enjoy the white van game i think we will play that at the start

beyaz minibüs evet beyaz minibüs oyununu beğendin mi sanırım bunu iyinin başında oynayacağız

of well maybe wednesday's live stream we will start it with that one yes i think so the

belki çarşamba canlı yayın onunla başlayacağız evet bence öyle

white van game we will do every week we might even play it later today we might do it again

her hafta yapacağımız beyaz minibüs oyununu bugün daha sonra oynayabiliriz daha sonra tekrar yapabiliriz

later on we will see do you want to play the white fan game again

beyaz taraftar oyununu tekrar oynamak ister misin

no huh okay hello also oh we have pedro belmont is here today as well hello pedro nice to

hayır ha tamam merhaba da ah bizde pedro belmont bugün burada olarak merhaba pedro

see you back how are things in brazil at the moment lots of things going on around the

seni tekrar görmek güzel

world it is a crazy time of year it is 2021 has only just started 27 days we've had but

already everything is already starting to go crazy we had some terrible news yesterday

çıldırmak için dün burada İngiltere'de ve İngiltere genelinde bazı korkunç haberler aldık dün

here in england and across the uk the the casualties from coronavirus have passed 100

koronavirüsten ölenlerin sayısı 100.000'i geçti bu

000 yesterday so a lot of people feeling a little bit down in the mouth to be honest

yüzden pek çok insan dürüst olmak gerekirse biraz üzgün hissediyor

hello sanja where is the snow mr duncan the snow has gone there is no snow it didn't last

merhaba sanja kar nerede Bay Duncan kar gitti kar yok

very long however at the start of the week i went outside to do some filming so i have

çok uzun sürmedi ancak hafta başında biraz çekim yapmak için dışarı çıktım bu yüzden

actually filmed sir some little shots some scenes some views and also there is me as

gerçekten filme aldım efendim bazı küçük çekimler bazı sahneler bazı görüntüler ve ayrıca ben

well talking to you on camera so i haven't edited it yet i'm going to edit that video

de orada konuşuyorum kamera önünde size o yüzden henüz düzenlemedim o videoyu düzenleyeceğim

but i haven't done it yet something to look forward to maybe next week

ama henüz yapmadım dört gözle bekleyecek bir şey belki haftaya

unicarina mr duncan when do you think we could travel again how long is a piece of string

unicarina bay duncan sizce ne zaman tekrar seyahat edebiliriz ne kadar bir ip parçası

i don't think anyone has any answers to any of the questions in fact i think most people

kimsenin soruların hiçbirine cevabı olduğunu düşünmüyorum aslında çoğu insan

are afraid to say they don't know they would rather say something to make us feel better

bilmediklerini söylemekten korkuyorlar kötü haberi vermektense bizi daha iyi hissettirecek bir şeyler söylemeyi tercih ediyorlar

than to actually break the bad news i think so

sanırım çok

hello also to oh hello english bidulish watching in algeria hello bid biddulish biddleish nice

merhaba ayrıca oh merhaba ingilizce bidulish cezayir'de izlemek merhaba bid biddulish biddleish

to see you here as well we also have en duo mr duncan do you know the tet holiday yes

sizi de burada görmek güzel bizde de bir ikili var bay duncan tet tatilini biliyor musunuz evet

i do it is the lunar new year celebrated in vietnam i believe you have a lot of celebrations

ben yapıyorum bu vietnam'da kutlanan ay yeni yılı i çok fazla kutlama yaptığınıza inanıyorum

family reunions you have a holiday as well so lots of people normally during tet which

aile toplantıları bir tatiliniz de var bu yüzden birçok insan normalde

is the lunar new year which is celebrated i think it is coming soon am i right i'm not

kutlanan ay yeni yılı olan tet sırasında sanırım yakında geliyor, haklı mıyım

actually sure when the lunar new year is this year i'm not actually sure to be honest i

aslında ayın yeni ne zaman olduğundan emin değilim yıl bu yıl aslında dürüst olacağımdan emin değilim

loved your pronunciation of february february yes some people say february february i like

şubat şubat telaffuzuna bayıldım evet bazı insanlar şubat şubat diyor ben

to say february you see because that's how it's spelt sometimes it's nice to use the

şubat demeyi seviyorum çünkü böyle yazılıyor bazen tüm kelimeyi kullanmak güzel oluyor

whole word let's not waste those letters we shouldn't waste them hello also tan chao hello

onları boşa harcamayalım mektupları heba etmemeliyiz merhaba ayrıca tan chao merhaba

teacher and everybody oh by the way talking of vietnam i believe it's the anniversary

hocam ve herkes bu arada vietnam'dan bahsediyorum sanırım

today of the end of the vietnam war i think the peace agreement was signed on this day

bugün vietnam savaşının bitişinin yıl dönümü sanırım barış anlaşması bugün imzalandı

i believe in 1973 if i'm not mistaken the 27th of january 1973 hello i'm a lemon hello

sanırım 1973'e yanılmıyorsam 27 ocak 1973 merhaba ben bir limonum merhaba ben

i'm a lemon are you really what type of lemon are you are you one of those big juicy lemons

bir limonum siz gerçekten ne tür bir limonsunuz siz o büyük sulu limonlardan mısınız

or are you one of those small sour lemons i don't know you see because i'm not there

yoksa o küçük ekşi limonlardan biri misiniz bilmiyorum "gördüğünü biliyorum çünkü orada değilim ben

i am not there

orada değilim

oh how can i think in english thinking in english is something that you learn over a

oh ingilizcede nasıl düşünebilirim ingilizce düşünmek belli bir süre içinde öğrenilen bir şeydir

period of time you can't rush that thing so as you learn new words as you learn sentences

o şeyi aceleye getiremezsin böylece yeni kelimeler öğrenirken Cümleleri öğrenin

and as you become more familiar with english you will find that your brain will start remembering

ve İngilizceye daha aşina hale geldikçe, beyninizin kelimeleri hatırlamaya başladığını

the words but also it will become easier to think in english so i always think it is good

ve aynı zamanda İngilizce düşünmenin daha kolay hale geldiğini göreceksiniz, bu yüzden kelimeleri kafanızda hayal etmenin her zaman iyi olduğunu düşünüyorum, bu

to imagine the words in your head so don't just say the words but see the words even

yüzden sadece düşünmeyin. kelimeleri söyleyin ama kelimeleri görün,

if they're not in front of you on a piece of paper you can still visualize the words

önünüzde bir kağıt üzerinde olmasalar bile kelimeleri

in your head so that is a good way of getting used to thinking in english so try to imagine

kafanızda canlandırabilirsiniz, bu ingilizce düşünmeye alışmanın iyi bir yoludur, bu yüzden kelimeleri hayal etmeye çalışın

the words in front of you visual stimulation and also thinking about things in a subconscious

önünüzde görsel uyarım ve aynı zamanda bilinçaltı bir şekilde şeyler hakkında düşünmek

way can actually help you to remember things and so i suppose in a way you are rewiring

aslında bir şeyleri hatırlamanıza yardımcı olabilir ve bu yüzden sanırım bir şekilde beyninizi yeniden yapılandırıyorsunuz,

your brain you are getting your brain to do something new something different that it

beyninizi yeni bir şey yapmaya zorluyorsunuz, daha önce

hasn't done before but of course like anything it does take time it does take time you are

yapmadığı farklı bir şey. daha önce yapıldı ama tabii ki her şey gibi zaman alıyor zaman alıyor

right sujin hello tsujin in korea the lunar new year is on the 12th of february so next

haklısın sujin merhaba tsujin kore'de yeni ay yılı 12 Şubat'ta yani

month next month would appear to be the lunar new year hello also to oh hello alessandra

gelecek ay ay yeni yılı gibi görünecek oh'a da merhaba merhaba alessandra

nice to see you here as well zershid is here as well i know mr duncan you are pronouncing

sizi de burada görmek güzel zershid burada da biliyorum bay duncan

my name wrong hershed hershid by the way when i said your name last week the captions actually

adımı yanlış telaffuz ediyorsunuz hershed hershid bu arada geçen hafta isminizi söylediğimde altyazılar aslında

put a very rude word onto the live chat yes it did so i have to be very careful you see

canlı sohbete çok kaba bir kelime koydu evet öyle yaptım çok dikkatli olmalıyım bir

when i'm saying things sometimes later when the captions are on your screen sometimes

şeyler söylediğimde görüyorsunuz bazen daha sonra altyazılar ekranınızdayken bazen

if if youtube doesn't hear the word properly if they don't hear it clearly then sometimes

eğer youtube kelimeyi düzgün duymuyorsa net duymuyorsa o zaman bazen

they will put the wrong word it can be very funny sometimes looking at the captions when

koyarlar yanlış kelime bazen

youtube does not translate them properly it can be very funny i think so hello also to

youtube onları düzgün çevirmediğinde altyazılara bakmak çok komik olabiliyor bence çok komik olabiliyor o yüzden

oh can i say hello to finney hello finney nice to see you here as well we have strange

finney'e merhaba diyebilir miyim merhaba finney seni burada görmek güzel bizde de garip bir

english words coming up today unusual english words strange english words also we have the

ingilizce var bugün gelen kelimeler olağandışı ingilizce kelimeler garip ingilizce kelimeler ayrıca

mystery idiom in fact i will show you today's mystery idiom straight away without any more

gizemli deyimimiz var aslında size bugünün gizemli deyimini daha fazla tereddüt etmeden hemen göstereceğim

hesitation here it is today's mystery idiom is on your screen right now

işte bugünün gizemli deyimi şu anda ekranınızda

mystery idiom what is it just say what you see today's mystery idiom it is a well-known

gizemli deyim nedir sadece söyle bugünün gizemli deyimini gördüğün şey, ingilizce dilinde iyi bilinen bir

expression in the english language so think carefully and then you will be able to say

ifadedir, bu yüzden dikkatlice düşün ve sonra

what today's mystery idiom is i will give you the answer later on don't worry oh another

bugünün gizemli deyiminin ne olduğunu söyleyebileceksin, sana cevabı sonra vereceğim merak etme oh başka bir

thing is well a lot of people like my cockerel on sunday but but it would appear that i don't

şey iyi Pazar günü pek çok insan benim horozumu seviyor ama görünüşe göre

show the cockerel for long enough so today i'm going to show you my cockerel completely

horozu yeterince uzun süre göstermiyorum bu yüzden bugün size horozumu tamamen göstereceğim işte

here here we go so there it is so that is the cockerel that pops up on sunday during

işte başlıyoruz o yüzden işte horoz bu pazar günü cümle oyunu sırasında ortaya çıkıyor,

the sentence game so now you can see it properly you see there it is isn't it lovely a very

yani şimdi düzgün bir şekilde görebilirsiniz, orada çok sevimli değil mi çok

lovely cockerel indeed it also does this on sunday

sevimli bir horoz gerçekten bunu pazar günü de yapıyor

one of my neighbours used to have a cockerel and in the morning it would call and then

komşularımdan birinin bir horozu vardı ve sabahları arardı ve sonra

in the afternoon it would also call all the time in fact and then some of the neighbours

öğleden sonra da sürekli arardı ve sonra bazı komşular

started complaining and they had to i don't know what they did whether they whether they

şikayet etmeye başlardı ve ne yaptıklarını bilmiyorum,

sent the cockerel away or or perhaps they did something else

horozu gönderdiler mi yoksa gönderdiler mi bilmiyorum. başka bir şey

i'm not quite sure i never found out

tam olarak emin değilim hiç öğrenmedim

hello also teresa racer says sink or swim oh that's a good expression that's a good

merhaba ayrıca teresa yarışçısı bat ya da yüz diyor oh bu iyi bir ifade bu iyi bir

expression yes i like that one yes it could be that today's idiom the mystery idiom sink

ifade evet bunu beğendim evet bu bugünün deyimi olabilir gizemli deyim batar

or swim well you are right in the fact that it is an idiom but it isn't that idiom that's

ya da yüzersin iyisin aslında bir deyim ama aradığımız o deyim değil

not the one we're looking for we're looking for another one completely but sink or swim

tamamen başka bir deyim arıyoruz ama bat ya da yüz bir şeyi deneme

it is a way of describing the the action of trying something and what the outcome will

eylemini tanımlamanın bir yolu ve sonuç ne olacak

be so if you try something new quite often you will have two choices you will sink

yani sık sık yeni bir şey denersen iki seçeneğin olacak batarsın

or swim it means you will be successful or you will fail so if you swim you are being

ya da yüzersin başarılı olursun ya da başarısız olursun yani

successful if you sink you are not being successful you sink or swim hello shaker adam oh my goodness

yüzersen başarılı oluyorsun batarsan başarılı olmuyorsun bat ya da yüz merhaba çalkalayıcı adam aman tanrım,

i feel like i've gone back in time by about three years shaker adam i can't believe it

zamanda yaklaşık üç yıl geriye gitmiş gibi hissediyorum shaker adam inanamıyorum

it's been a very long time since i've seen you here on the live stream oh my goodness

seni burada canlı yayında görmeyeli çok uzun zaman oldu aman tanrım aman tanrım,

i am completely

flabbergasted to be honest so hello yes shaker adam i remember you from a very long time

dürüst olmak gerekirse tamamen şaşkınım bu yüzden merhaba evet shaker adam seni çok uzun zaman öncesinden hatırlıyorum

ago talking of people on the live chat who haven't appeared for a long time has anyone

canlı sohbette uzun süredir görünmeyen insanlardan bahsediyoruz t.s'yi

seen t.s do you remember t.s tias who lives in indonesia i haven't seen her on the live

gören oldu mu t.s tias'ta yaşayan kim hatırlıyor musun endonezya onu

stream for a very long time and the other day i was talking to steve about people who

çok uzun zamandır canlı yayında görmedim ve geçen gün steve ile

come onto the live chat and also people i haven't seen for a long time such as sue cat

canlı sohbete gelen ve uzun süredir görmediğim sue cat

i haven't seen sue cat for a long time and also as i said ts tias who lives in indonesia

i gibi insanlardan bahsediyordum. Sue cat'ı uzun zamandır görmedim ve ayrıca dediğim gibi Endonezya'da yaşayan ts tias

i haven't seen her for a very long time so if anyone is in touch if anyone is communicating

onu çok uzun zamandır görmedim, bu yüzden temas halinde olan varsa

with tias can you please send an email and say mr duncan mentioned you today he's missing

tias ile iletişim kuran varsa lütfen bir e-posta gönderebilir mi? ve sayın bay duncan bugün sizden bahsetti

you he is wondering where you are

sizi özlüyor nerede olduğunuzu merak ediyor

have you seen partapp yes i have yes i think i'm looking at part right now do you know

partapp'ı gördünüz mü evet var evet sanırım şu anda bölüme bakıyorum ne düşündüğümü biliyor musunuz

what i'm thinking

hello marietta there used to be a lot of [ __ ] rules around my area when i was a child

merhaba maretta eskiden çok şey vardı Ben çocukken

and a young girl but unfortunately i hardly hear one nowadays says marietta molly well

ve genç bir kızken bölgemde [ __ ] kurallar vardı ama ne yazık ki bugünlerde birinin maretta molly dediğini neredeyse hiç duymuyorum.

you might be the lucky one you see because not everyone likes the sound of a cockerel

some people hate the sound especially first thing in the morning as you know the cockerel

özellikle sabahları ilk iş, bildiğiniz gibi,

will often call as the sun is rising and sometimes that can be very early in the morning so yes

güneş doğarken horoz sık sık seslenir ve bazen bu sabahın çok erken saatleri olabilir, bu yüzden evet bence bu yüzden

i think so you have to be very careful

çok dikkatli olmalısınız

hello also anna kobe anna kobe nice to see you here as well it is like a family reunion

merhaba ayrıca anna kobe anna kobe sizi görmek güzel burası da bir aile toplantısı gibi

today that's what it feels like it feels like i'm i'm gathering at the dinner table with

bugün öyle bir duygu ki sanki bütün ailemle yemek masasında toplanmış gibiyim

all of my family that's what it feels like when i come on here that's one that's why

buraya geldiğimde böyle bir duygu işte bu yüzden

i like doing this so much i love it

seviyorum bunu yapmayı çok seviyorum

oh i see palmyra says t.s was on the chat one day but not for a long time i will write

oh palmyra'nın t.s'nin bir gün sohbette olduğunu söylediğini görüyorum ama uzun süre değil

to her thank you palmyra unfortunately i don't have t.s's email address i'm sure i do somewhere

ona teşekkür ederim palmyra yazacağım ne yazık ki t.s'nin e-posta adresi bende yok eminim var bir yerde

but unfortunately my email box at the moment is a little untidy by the way if you have

ama ne yazık ki e-posta kutum şu anda biraz dağınık, bu arada

sent an email to me and i haven't replied or responded or if i haven't read your email

bana bir e-posta gönderdiyseniz ve ben yanıtlamadıysam veya yanıtlamadıysam veya e-postanızı

out on the live chat don't worry i am a little bit behind unfortunately because i have quite

canlı sohbette okumadıysam merak etmeyin ne yazık ki biraz gerideyim çünkü

a few people writing to me at the moment for which i apologise i'm sorry about that i'm

şu anda bana yazan epeyce insan var ve bunun için özür dilerim bunun için üzgünüm

very very sorry but i will try my best to answer your emails hello also to

çok çok üzgünüm ama e-postalarınızı yanıtlamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım oh'ya da

oh that's interesting oh tomek oh tomic is here hello tomek have you guessed today's

merhaba bu ilginç oh tomek oh tomic burada merhaba tomek bugünün

mystery idiom do you know what it is have you guessed it yet there it is today's mystery

gizemli deyimini tahmin ettin mi ne olduğunu biliyor musun tahmin ettin mi yine de işte bugünün gizemli

idiom if you have a clue if you have any idea what it is please let me know oh my goodness

deyimi bir fikrin varsa ne olduğu hakkında bir fikrin varsa lütfen bana haber ver aman allahım 32 dakikadır

i've just realized we've been here already for 32 minutes how is that possible the time

burada olduğumuzu şimdi farkettim bu nasıl mümkün olabilir zaman

always goes by far too quickly today i nearly sneezed then today we're going to ask a question

hep çok çabuk geçiyor bugün neredeyse hapşıracaktım sonra bugün bir soru soracağız sormamı

would you would you like me to ask you a question okay here's a question that i'm going to ask

istermisin sana bir soru sor tamam işte bugün soracağım bir soru en

today what was the last thing you purchased the last thing you bought so what was the

son ne satın aldın en son ne aldın yani

most recent thing that you bought for yourself maybe something big or maybe something small

kendine en son ne aldın belki büyük bir şey belki küçük bir şey

maybe something to wear or maybe something to eat or maybe something to cook with ah

belki de sana bir şey giyecek ya da belki yiyecek bir şeyler ya da belki yemek yapacak bir şeyler ah

did you see mr steve and myself last sunday in the kitchen we were doing a little bit

geçen pazar Bay Steve ve beni mutfakta gördünüz mü

of cooking last weekend we were so what was the last thing you purchased was it something

geçen hafta sonu biraz yemek yapıyorduk yani satın aldığınız son şey

you needed was it something you really wanted was it a small thing or was it an expensive

ihtiyacınız olan bir şeydi gerçekten istediğin bir şey miydi küçük bir şey miydi yoksa pahalı bir

thing i must be honest over the past five or six months i haven't really bought many

şey miydi dürüst olmalıyım son beş ya da altı aydır pek fazla şey satın almadım

things i haven't really been too bothered about buying things the only things i've bought

gerçekten tek şeyleri satın almakla pek uğraşmadım

recently i suppose are things for my studio things for this work that i do because running

Sanırım son zamanlarda stüdyom için şeyler satın aldım, bu iş için yaptığım şeyler çünkü

a studio like this takes a lot of time and effort so sometimes maybe i have to update

böyle bir stüdyoyu yönetmek çok zaman ve çaba gerektiriyor, bu yüzden bazen

a piece of equipment because it's broken or maybe it's starting to malfunction i like

bir ekipmanı güncellemem gerekiyor çünkü bozuldu veya belki çalışmaya başlıyor arızalanmak

that word

bu kelimeyi beğendim

the last thing i bought says flower was a coat something maybe for the winter months

en son aldığım şey çiçek bir kabandı diyor belki kış ayları için bir şey

maybe we often think of fashion especially when you are buying clothes we often think

belki modayı düşünürüz özellikle kıyafet alırken aklımıza genellikle

of fashion for different times of the year so quite often you will have winter fashion

yılın farklı zamanları için moda gelir o yüzden sen de sık sık kış modası var

maybe there is a new colour that lots of people are enjoying they are buying a certain item

belki yeni bir renk var bir çok kişinin hoşuna gidiyor belli bir

of clothing in a certain colour maybe red maybe yellow maybe green maybe black you see

kıyafet alıyorlar belli bir renkte belki kırmızı belki sarı belki yeşil belki siyah görüyorsun

and duo also says the same thing i also bought a coat for myself for the winter months i

ve ikili de aynı şeyi söylüyor ben de onun için bir mont aldım kış ayları için kendimi

think so

düşünüyorum yani

tomek says you have missed my answer please scroll up the chat as i don't feel like typing

tomek cevabımı kaçırdığını söylüyor lütfen sohbeti yukarı kaydır çünkü tekrar yazmak içimden gelmiyor

it again

i think maybe today you feel like me you see because i woke up this morning feeling very

sanırım bugün benim gibi hissediyorsun görüyorsun çünkü bu sabah çok

sleepy i don't know what happened today it took me a very long time to wake up my eyes

uykulu uyandım ben bugün ne oldu bilmiyorum uyanmam çok uzun sürdü

were half closed all morning i i just couldn't wake up but i feel all right now because i

sabah gözlerim yarı kapalıydı uyanamadım ama şu an iyi hissediyorum çünkü

had my cup of coffee at 11 o'clock and everything is now all right belarusia says ma the the

saat 11 de kahvemi içtim ve şimdi her şey yolunda belarusya ma diyor ma en

last thing i purchased or the most recent thing i purchased was a device to connect

son aldığım şey ya da en son aldığım şey

my phone to the electricity socket yes you will find nowadays especially if you buy apple

telefonumu elektrik prizine bağlamak için bir cihazdı evet bugünlerde özellikle apple

products that the devices now don't come with any leads have you noticed that so if i'm

ürünleri alırsanız, cihazların artık yapmadığını bulacaksınız herhangi bir ipucu ile gel, bunu fark ettin mi, yani yanılmıyorsam,

not mistaken i think the latest iphone the iphone 12 actually doesn't come with a recharger

en son iphone'un iphone 12'nin aslında bir şarj cihazıyla gelmediğini

or any leads isn't that is that strange now i don't know if it has anything to do with

veya herhangi bir ipucu olmadığını düşünüyorum, bu o kadar garip değil mi, sahip olup olmadığını bilmiyorum koronavirüsle ilgili herhangi bir şey olabilir

coronavirus or maybe there is a shortage of of equipment or maybe they can't actually

veya belki ekipman sıkıntısı vardır veya belki

make these things but apparently yes yes you are right yes it would appear that sometimes

bunları gerçekten yapamazlar ama görünüşe göre evet evet haklısın evet bazen

you do have to buy things to go with another thing especially electrical things it can

başka bir şeyle, özellikle de elektrikle uyum sağlamak için bir şeyler satın almanız gerekiyor gibi görünüyor bazı şeyler

be very annoying i remember growing up as a child my parents would buy maybe a new toy

çok sinir bozucu olabilir çocukken büyüdüğümü hatırlıyorum ailem belki yeni bir oyuncak alırdı

and inside well of course you had to put batteries but quite often the batteries would not come

ve kuyunun içine tabii ki pil koymak zorundaydınız ama çoğu zaman piller

with the toy so you would open your present you would take it out and you'd be so excited

oyuncakla birlikte gelmezdi bu yüzden hediyenizi açardınız çıkar ve çok heyecanlanırsın

because you wanted to use it and then you realize that there are no batteries to go

çünkü onu kullanmak istersin ve sonra içine girecek pil olmadığını fark edersin, bu

inside so you can't play with it there's nothing worse than having a new toy that you can't

yüzden onunla oynayamazsın, oynayamayacağın yeni bir oyuncağa sahip olmaktan daha kötü bir şey yoktur.

play with because you don't have the batteries i think so sujin says i bought some eggs the

ile çünkü pillerin yok sanırım sujin biraz yumurta aldığımı söylüyor

last thing i purchased was eggs but at the at the moment it is very difficult to buy

en son aldığım şey yumurtaydı ama şu anda

eggs because of the bird influenza yes so as if there weren't enough things to worry

kuş gribi yüzünden yumurta almak çok zor evet yani yokmuş gibi' t

about at the moment in the world in some places there is also bird flu as well you are right

şu anda dünyada endişelenecek yeterince şey yok bazı yerlerde kuş gribi de var haklısın

marshmallow marshmallow says the last thing i bought or the most recent thing i bought

marshmallow hatmi en son aldığım şeyin veya en son aldığım şeyin

was chips and coffee i have a feeling that might be your your lunch you might be talking

cips ve kahve olduğunu söylüyor içimde öyle bir his var ki öğle yemeğin ol

about your lunch there i think so edit goulet says i bought two sweet mon monchiki or monchichi

oradaki öğle yemeğinden bahsediyor olabilirsin sanırım öyleyse düzenle goulet iki torunum için iki tatlı monchiki veya monchichi aldım diyor

for my two granddaughters or monkichi i don't know what that is actually it sounds nice

veya monkichi bunun ne olduğunu bilmiyorum aslında

i have a feeling it might be something with chocolate or maybe something that is sweet

kulağa hoş geliyor olabilir diye bir his var çikolatalı bir şey olabilir ya da belki tatlı bir şey olabilir

i think so our will is here hello our will muhammad nice to see you here as well very

bence bu yüzden irademiz burada merhaba irademiz muhammed seni de burada görmek güzel çok

nice rosa says i bought some new clothes and also gifts for my anniversary very nice now

güzel rosa yeni kıyafetler ve ayrıca yıldönümüm için hediyeler aldım diyor çok güzel şimdi

a lot of people especially if they've been together for for a long time quite often they

birçok insan özellikle uzun süredir birliktelerse, sık sık

will celebrate a certain anniversary so maybe if you've been married for maybe five years

belirli bir yıl dönümünü kutlayacaklardır, bu yüzden belki beş

or ten years or twenty years can you can you imagine being married to the same person for

, on veya yirmi yıldır evliyseniz, aynı kişiyle evli olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz?

20 years so anniversaries yes maybe you will buy a gift for someone or maybe you will receive

20 yıl yani yıldönümleri evet belki birisine hediye alacaksın ya da belki

a gift during an anniversary hello also

bir yıldönümünde hediye alacaksın merhaba ayrıca

hello also beatriz oh i think you may have read about my house in the mountains where

merhaba ayrıca beatriz oh sanırım yaşadığım dağlardaki evim hakkında okumuş olabilirsin

i live

says bitters i'm not sure what that's referring to i have a feeling it might be a reply to

acı diyor ben değilim bunun ne anlama geldiğine eminim bunun başka bir mesaja cevap olabileceğini hissediyorum

another message i think so

sanırım bu yüzden

donna says i bought two hoodies and also one coat before three hours

donna üç saat önce iki kapşonlu ve ayrıca bir ceket aldım diyor,

do you mean that you bought these things three hours ago recently maybe olga says it seems

bunları üç saat önce yakın zamanda satın aldığını mı kastediyorsun belki olga öyle görünüyor diyor

to me i haven't bought anything for ages except food i've been working from home from for

bana göre yıllardır yemek dışında hiçbir şey satın almadım aylardır evden çalışıyorum

many months because of the covered restrictions

çünkü kapsanan kısıtlamalar nedeniyle

it seems i don't need anything anymore that is a very good point in fact that was something

artık hiçbir şeye ihtiyacım yok gibi görünüyor bu çok iyi bir nokta aslında bu eskiden yaptığım bir şeydi

i was going to mention today it would appear that because we're spending more and more

bugün bahsedecek olursak, görünüşe göre evde giderek daha fazla

time at home we don't really need much stuff we don't need to keep buying new things especially

zaman geçirdiğimiz için aslında çok fazla eşyaya ihtiyacımız yok sürekli yeni şeyler almaya ihtiyacımız yok, özellikle

clothing can i let you in on a little secret i bought mr steve for christmas so the christmas

giyim, size aldığım küçük bir sırrı verebilir miyim? Noel için Bay Steve yani

that is just gone i bought steve some lovely long t-shirts so they have long sleeves and

az önce giden Noel Steve'e güzel uzun tişörtler aldım bu yüzden uzun kollular ve

they are they are very generous they are large and mr steve loves them and now he wears them

çok cömertler büyükler ve Bay Steve onları seviyor ve şimdi

every day he doesn't wear anything else well well he wears trousers as well i don't mean

giymediği her gün onları giyiyor' başka bir şey giymiyor iyi pantolon da giyiyor

that he's naked below his t-shirt nothing like that but he does love them he lifts them

tişörtünün altında çıplak olduğunu kastetmiyorum öyle bir şey değil ama onları seviyor kaldırıyor bu

so he wears those every day in fact a lot of people think that i look too formal on

yüzden her gün onları giyiyor aslında birçok insan benim Burada çok resmi görünün,

here a lot of people complain or they used to people used to say mr duncan why do you

birçok insan şikayet eder ya da insanlar Bay Duncan derdi, neden

wear your shirt and tie you're not going anywhere you're not in the office you're just in your

gömleğini giyiyorsun ve kravatını giyiyorsun, hiçbir yere gitmiyorsun, ofiste değilsin, sadece

studio at home but sometimes appearances can be very important so i always like to look

evde stüdyondasın. ama bazen görünüş çok önemli olabilir, bu yüzden

well dressed and smart for my live streams i think so donna says yes i bought the hoodies

canlı yayınlarım için her zaman iyi giyimli ve şık görünmeyi severim sanırım bu yüzden donna evet kapüşonluları

three hours ago i have a hoodie in my studio would you like to see my hoodie

üç saat önce satın aldım stüdyomda bir kapşonlu var kapüşonumu görmek ister misin burada

okay

tamam mı diyor

here is my hoodie so when we say hoodie it means normally an item of clothing that has

benim kapşonlum yani kapşonlu dediğimizde normalde üstünde kapüşon olan bir giysi anlamına gelir,

a hood on top so you can see that this item of clothing has a hood to go over your head

bu nedenle bu giysinin başınızın üzerinden geçmesi için kapüşonlu olduğunu görebilirsiniz,

so quite often we will describe this item of clothing as a hoodie hoodie interesting

bu yüzden sık sık bu giysiyi bir kapşonlu olarak tanımlarız. kapşonlu kapşonlu ilginç

i hope you enjoyed that

umarım

what was the last thing you purchased for another few moments and then we will move

en son satın aldığın şey neymiş bir kaç dakika daha ve sonra

on to something else hello nung me or nung mai hello to you oh

başka bir şeye geçeceğiz merhaba nung me veya nung mai sana merhaba oh

marielba says i've been married for 34 years and here we are 34 years that's a very long

marielba 34 yıldır evli olduğumu söylüyor ve burada 34 yaşındayız bu çok uzun bir

time

zaman

hello also tomex says speaking of recent purchases i've indulged myself with a bag filled with

merhaba ayrıca tomex son alışverişlerden bahsetmişken beni rahat, yaratıcı ve mutlu edecek yeşil tomurcuklarla dolu bir çantayla kendimi şımarttım tamam

green buds that will make me relaxed creative and happy okay tomic

tomic

i'm not sure if i agree with that but if it makes you happy

buna katıldığımdan emin değilim ama seni mutlu edecekse seni

i have a feeling it will make you happy i have a feeling

mutlu edeceğine dair bir his var içimde bir his var

but i'm not going to encourage that sort of behaviour to be honest i i have to be so careful

ama dürüst olmak gerekirse bu tür davranışları teşvik etmeyeceğim o kadar dikkatli olmalıyım ki

you see nowadays it's 2021 you have to be careful every single word you say can get

bugünlerde yıl 2021 dikkatli olmalısın her zaman söylediğin tek bir kelime başını

you deep in to trouble i think so

belaya sokabilir bence yani

yeah 34 years married for 34 years that does sound incredible i will be honest with you

evet 34 yıldır evli 34 yıldır kulağa inanılmaz geliyor sana karşı dürüst olacağım bu harika evet

that is amazing yes you are right ali

haklısın ali

due to this situation we get to know which items are really essential for our daily life

bu durum sayesinde hangi öğelerin olduğunu öğreniyoruz günlük hayatımız için gerçekten gerekli bence

i think yes you are right i think so that's it so all of the things we used to think that

evet haklısın bence bu yüzden ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz tüm şeyler

we needed i think now we are starting to realize that we don't really need them i think that

bence şimdi onlara gerçekten ihtiyacımız olmadığını anlamaya başlıyoruz bence bu

might be the way i look at it anyway so so from my own point of view i think we are starting

olabilir yine de benim bakış açımdan, kendi bakış açımdan, kendimize bakmaya başladığımızı düşünüyorum,

to to look at ourselves look at the things that we need look at the things that we view

ihtiyacımız olan şeylere bak, temel olarak gördüğümüz şeylere bak,

as as essential we are starting to see these things in a very different way i think i think

bu şeyleri içimizde görmeye başlıyoruz. çok farklı bir şekilde sanırım

yes i think it is happen happening

evet bence oluyor

unicarina has a very interesting list of recent purchases unique arena i've bought some face

unicarina'nın son satın alımların çok ilginç bir listesi var benzersiz arena bazı yüz

masks so basically my purchases have been tomatoes cucumbers peppers tangerines kiwis

maskeleri aldım bu yüzden temel olarak alışverişlerim domates salatalık biber mandalina kivi

oh mr steve likes kiwis some lettuce a piece of pumpkin some bread some cereal some yogurt

oh bay steve kivi sever biraz marul bir parça balkabağı biraz ekmek biraz mısır gevreği biraz yoğurt

but no jaffa cakes i can't believe it you have to have some jaffa cakes on your list

ama jaffa keki yok buna inanamıyorum listenizde biraz jaffa keki olmalı zorunda olmalısın canım

you have to you must

oh dear let's have a look at one of my english lessons we are going to take a short break

hadi ingilizce derslerimden birine bir bakalım biz kısa bir ara vereceğim

and then we will be back this is one of my many english lessons that you can see on youtube

ve sonra geri döneceğiz, bu benim youtube'da görebileceğiniz birçok ingilizce dersimden biri,

don't forget i have my own youtube channel with many many video lessons this is taken

unutmayın, birçok video dersi içeren kendi youtube kanalım var, bu

from full english number 26 some excerpts from one of my lessons and then after that

tam ingilizce sayı 26'dan alınmıştır. derslerimden birinden alıntılar ve ardından

we are going to look at some unusual words

bazı olağandışı kelimelere bakacağız

oh there you are welcome to another full english lesson coming to you from the birthplace of

oh işte size winnie the pooh'un doğum yerinden gelen başka bir tam İngilizce dersine hoş geldiniz

winnie the pooh professor snape judy dench hugh laurie and of course the english language

profesör snape judy dench hugh laurie ve tabii ki ingilizce dil bu

which is why we are all here together now so without any more dawdling or time wasting

yüzden şimdi burada hep birlikteyiz o yüzden daha fazla oyalanmadan veya zaman kaybetmeden

let's get on with today's full english lesson right

bugünün tam ingilizce dersine hemen

now

şimdi geçelim

have you ever been stuck for words have you ever been in a situation where you could not

hiç kelimelere takılıp kaldınız mı ne söyleyeceğinizi düşünemediğiniz bir durumda oldunuz mu bu olayı

think what to say there are many ways of describing this occurrence we can say that you are tongue-tied

anlatmanın pek çok yolu var diyebiliriz ki diliniz tutuldu, suskun kaldınız,

you have been left speechless you are stuck for words you cannot find the words to express

kelimelerin arasında sıkışıp kaldınız, kendinizi ifade edecek kelime bulamıyorsunuz,

yourself your mind has gone blank there are many reasons why you might find yourself unable

zihniniz boşaldı, kendinizi ifade edemeyebileceğiniz birçok neden var

to speak perhaps you are in a state of shock or surprise an unexpected event can leave

konuşmak belki bir şok halindesiniz ya da sürpriz beklenmedik bir olay

you speechless the surprise can be a nice thing or it can be something not so nice such

sizi suskun bırakabilir sürpriz güzel bir şey olabilir ya da bir grup insanla konuşma yapıyorsanız kötü haber gibi çok hoş olmayan bir şey olabilir.

as bad news if you are giving a speech to a group of people you might find that your

brain suddenly stops working you become nervous and cannot remember what to say i'm ever so

beyniniz aniden çalışmayı durdurabilir gerginleşirsiniz ve ne söyleyeceğinizi hatırlayamazsınız çok

sorry my mind has gone blank after a sudden surprise you might only be able to say i'm

üzgünüm ani bir şaşkınlıktan sonra zihnim boşaldı sadece suskun

speechless you have become tongue-tied and stuck for words if you try to remember the

olduğumu söyleyebilirsiniz diliniz tutulmuş ve Sözcüklere takılıp kaldım,

thing you wanted to mention you might say it's on the tip of my tongue.

bahsetmek istediğin şeyi hatırlamaya çalışsan, dilimin ucuna geldi diyebilirsin.

foreign a continuing debate in english usage is the question of when to use who and when

yabancı ingilizce kullanımda süregelen bir tartışma kimin ne zaman kullanılacağı ve

to use whom according to formal grammar who forms the subjective case and so should be

kimin ne zaman kullanılacağı sorusudur.

used in subject position in a sentence as in who decided this the form whom on the other

diğer

hand forms the objective case and so should be used in object position in a sentence as

el nesnel durumu oluşturur ve bu nedenle bir cümlede nesne konumunda kullanılmalıdır,

in whom do you think we should support to whom do you wish to speak although there are

sizce kiminle konuşmak istediğinizi desteklemeliyiz, ancak

some speakers who still use who and whom according to the rules of formal grammar as stated here

hala kim ve kimi biçimsel kurallara göre kullanan bazı konuşmacılar var. burada belirtildiği gibi dilbilgisi,

there are many more who rarely use whom at all its use has retreated steadily and is

nadiren who kullanan daha pek çok kişi vardır, kullanımı istikrarlı bir şekilde geri çekilmiştir ve

now largely restricted to formal contexts the normal practice in modern english is to

artık büyük ölçüde resmi bağlamlarla sınırlıdır, modern İngilizcedeki normal uygulama,

use who instead of whom and where applicable to put the preposition at the end of the sentence

kimin yerine kimin ve uygun olduğu yerde edatı sona koymaktır. cümlenin

who do you wish to speak to who do you think we should support such uses today are broadly

kiminle konuşmak istiyorsun sence bugün bu tür kullanımları desteklememiz gerektiğini düşünüyorsun

accepted in standard english

standart ingilizcede geniş çapta kabul görüyor

ah that was a nice little break i was able to have a lie down on the floor in my studio

ah bu güzel bir küçük molaydı stüdyomda yere uzanabildim

very nice one of my many english lessons that you can find on my youtube channel

çok güzel bir youtube kanalımda bulabileceğiniz birçok ingilizce dersimden

here we are then yes it is english addict extra an extra english addict live stream

işte buradayız o zaman evet bu ingilizce bağımlısı ekstra bir ingilizce bağımlısı canlı yayın

normally i'm with you on sunday as well however

normalde pazar günleri de sizlerleyim ancak

we have a new month approaching just around the corner a new month is waiting february

yeni bir aya girmek üzereyiz yeni bir ay şubatı bekliyor

or should i say fabulary

yoksa harika mı demeliyim

because we are going to have a fabulous time in february more about that a little bit later

çünkü şubatta harika zaman geçireceğiz bununla ilgili biraz sonra

on can i say hello to connell connell nice to see you back here again and thank you for

connell connell'e merhaba diyebilir miyim sizi tekrar burada görmek güzel ve ilginiz için teşekkür ederim

your your apologies don't worry about missing my live streams if you have more important

Özür dilerim, hayatınızda daha önemli şeyler oluyorsa canlı yayınlarımı kaçırma konusunda endişelenmeyin ve size taziyelerimi de

things going on in your life and can i send you my condolences as well you lost your father

gönderebilir miyim, babanızı

i believe on the 11th of january i'm very sorry to hear that but i'm very glad to see

11 Ocak'ta kaybettiğinize inanıyorum, bunu duyduğuma çok üzüldüm ama burada olduğunuzu gördüğüme çok sevindim

that you're here and we will all try our best

ve hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapacağız,

what are they talking about and about what are they talking about we don't normally say

ne hakkında konuşuyorlar ve ne hakkında konuşuyorlar, normalde

about what are they talking about you might say about what are they talking about what

ne hakkında konuştuklarını söylemiyoruz, siz onların ne hakkında olduğunu söyleyebilirsiniz ne hakkında

are they talking however grammatically and also when you are actually saying it it isn't

konuştuklarını dilbilgisi açısından konuşmak ve ayrıca gerçekten söylediğinizde kulağa

it doesn't sound right it falls very hard on your ears so quite often we will say what

doğru gelmiyor kulağa çok zor geliyor bu yüzden sık sık ne

are they talking about what are they talking about it is it is more acceptable to say what

hakkında konuştuklarını söyleyeceğiz ne hakkında konuşuyorlar ne hakkında konuştuklarını söylemek daha kabul edilebilir mi

are they talking about you might say about what are they talking but it falls very hard

ne hakkında konuştukları hakkında diyebilirsiniz ama kulağa çok zor geliyor

on your ear it doesn't quite sound right mohsen says can you watch the live stream you can

kulağa pek doğru gelmiyor mohsen diyor canlı yayını izleyebilir misin

watch the live stream anytime if you miss it you are right even if you miss the live

canlı yayını istediğin zaman izleyebilirsin kaçırırsan haklısın canlı yayınları kaçırsan bile

streams you can watch them again you can relive every wonderful moment from my live streams

tekrar izleyebilirsin canlı yayınlarımdan her harika anı yeniden yaşayabilirsin

and of course later on there will be captions as well so there are captions coming later

ve tabii ki daha sonra altyazılar da olacak, bu yüzden daha sonra gelecek altyazılar var

on here we used to have live captions but i don't know what happened unfortunately we

burada kullandık canlı alt yazılara sahip olmak ama ne olduğunu bilmiyorum ne yazık ki

don't have them anymore sadly we don't would you like to have a look at some interesting

artık onlara sahip değiliz ne yazık ki yok bazı ilginç kelimelere bakmak ister misiniz

words well here's an interesting word something that you might see said or heard

peki işte ilginç bir kelime söylediğini görebileceğiniz veya duyabileceğiniz bir şey

you might hear it here are two words that look different and a lot of people ask what

burada farklı görünen iki kelime var ve birçok insan

is the difference between the word comfy and comfortable we have the word comfy and comfortable

rahat ve rahat kelimesi arasındaki farkın ne olduğunu soruyor bizde rahat ve konforlu kelimemiz var

something that is comfy is something that is pleasant to sit on you are in a position

rahat olan bir şey üzerine oturması hoş olan bir şeydir siz bir pozisyondasınız

that feels relaxing so to be comfy and comfortable are actually the same thing the only real

rahatlatıcı hissettiren rahat ve rahat olmak aslında aynı şeydir, tek gerçek

difference is that comfy is informal so this is not a formal word but a lot of people will

fark rahatın gayri resmi olmasıdır, yani bu resmi bir kelime değildir ama birçok insan rahat

say comfy instead of comfortable a comfy chair a comfortable chair so comfortable is formal

yerine rahat diyecek rahat bir sandalye rahat bir sandalye çok rahat resmi

comfy is informal so that is the main difference however the definition between these two words

rahat gayri resmidir, yani temel fark budur ancak bu iki kelime arasındaki tanım

is exactly the same if you sit down in a chair that feels lovely if you feel relaxed whilst

tamamen aynıdır, eğer hoş hissettiren bir sandalyeye oturursanız,

doing something you might say that you feel comfortable you feel comfy comfy so remember

bir şey yaparken kendinizi rahat hissederseniz, rahat hissettiğinizi söyleyebilirsiniz, rahat hissediyorum rahat yani

comfy is normally used informally comfortable is the formal word

rahatın normalde gayri resmi olarak kullanıldığını hatırla rahat resmi kelimedir

yes it is a reduction of comfortable you feel comfortable you feel

evet rahatın bir azaltımıdır rahat hissedersin rahat hissedersin

comfy there's nothing nicer than sitting down in the evening with a hot drink in your hand

akşamları elinde sıcak bir içecekle oturmaktan daha güzel bir şey yoktur

and you sit down on your comfy sofa or in your comfy chair and it's so nice you can

ve rahat koltuğuna ya da içine oturursun rahat sandalyen ve o kadar güzel ki

you can unwind which i think is a great word as well unwind you unwind because you feel

gevşeyebilirsin ki bence harika bir kelime de gevşeyin gevşeyin çünkü

comfy you feel comfortable here's another pair of words here are two words that look

rahat hissediyorsunuz rahat hissediyorsunuz işte başka bir kelime çifti burada benzer görünen iki kelime var

similar but they do have very different meanings the words are precedent

ama çok farklı anlamları var kelimeler emsal

and president so there is a slight difference in the way they're pronounced so the first

ve cumhurbaşkanıdır, bu nedenle telaffuz şekillerinde küçük bir fark vardır, bu nedenle ilk

word is precedent precedent the second word is president precedent president so there

kelime emsal emsaldir, ikinci kelime cumhurbaşkanı emsal başkandır, yani

is a difference between the way these words are pronounced first of all precedent is a

bu kelimelerin telaffuz şekli arasında bir fark vardır her şeyden önce emsal gelecekte

new event or action that must be referred to or followed in the future quite often this

atıfta bulunulması veya takip edilmesi gereken yeni bir olay veya eylem, bu genellikle

is used in law so if a new way of sentencing a person or maybe if you make a judgment in

hukukta kullanılır, bu nedenle, bir kişiyi cezalandırmanın yeni bir yolu veya belki bir mahkemede bir karar verirseniz

a court of law and it is something that is different from what was done before then that

ve bu farklı bir şeydir daha önce yapılanlardan

must be recorded as a precedent it must be recorded as something that has not happened

emsal olarak kaydedilmesi gerekir daha önce olmamış bir şey olarak kaydedilmeli

before but now it must be followed in the future so we often use the word precedent

ama şimdi gelecekte takip edilmelidir bu nedenle emsal kelimesini

in law and quite often in world events if something happens that you weren't prepared

hukukta ve dünya olaylarında çok sık kullanırız. hazırlıklı olmadığın

for you might describe it as a precedent something that did not happen until now something that

için emsal diyebilirsin şimdiye kadar olmayan bir şey

you haven't seen before we might say that if a certain person is put on trial and maybe

daha önce görmediğin bir şey diyebilirz ki belli bir kişi yargılanıyorsa ve belki

there are some unusual circumstances something very strange and maybe that person is found

bazı olağandışı durumlar varsa bir şeyler çok garip ve belki o kişi

not guilty but the circumstances are very unusual you might say that that is a precedent

suçsuz bulunur ama koşullar çok olağandışıdır bunun bir emsal olduğunu söyleyebilirsiniz

precedent and then of course we have the word president there it is president the leader

ve o zaman tabii ki bizde başkan sözcüğü var, bu başkan

of a nation or the head overseer of a large company so when we say overseer we mean the

bir ulusun lideri veya büyük bir ülkenin baş gözetmenidir. şirket bu yüzden gözetmen dediğimizde,

person who makes sure that everything is running perfectly they make sure everything is happening

her şeyin mükemmel bir şekilde çalıştığından emin olan kişiyi kastediyoruz, her şeyin olması

or working as it should they are the head of the company they are the president so there

gerektiği gibi olduğundan veya çalıştığından emin oluyorlar, onlar şirketin başkanı onlar başkan, yani

are two words president and president they look the same but they are very different

iki kelime var, başkan ve başkan görünüyorlar aynı ama çok farklı

words indeed

sözler gerçekten

anna says my connection doesn't work well today i'm sorry to hear that but as i mentioned

anna bugün bağlantımın iyi çalışmadığını söylüyor bunu duyduğuma üzüldüm ama

earlier don't worry you can always watch this again later on oh look it's three o'clock

daha önce de belirttiğim gibi merak etme bunu daha sonra her zaman tekrar izleyebilirsiniz oh bak saat üç

everyone three o'clock in the uk would you like to swing with me would you like to join

İngiltere'de herkes saat üç benimle salıncakta sallanmak ister misin salıncakta bana katılmak ister misin ben

me on the swing

i'm a big boy now um you certainly are three o'clock across the uk it's three o'clock where

artık koca bir erkeğim

i am i don't know what time it is where you are because i'm not there you see shall we

nerede olduğunuzu bilmiyorum çünkü orada değilim

have another game of spot the white van okay then this is something we played earlier here

is the view outside my window this is live by the way so there is a live view outside

yani dışarıda canlı bir görüntü var

and what we are looking for is a white van so we will we will keep watching until we

ve aradığımız şey beyaz bir minibüs yani görene kadar izlemeye devam edeceğiz

see oh oh i thought that was a white van then it was a lorry so that was that was a white

lorry but what about a white van oh there is a red lorry there it is white van that

peki ya beyaz minibüs ah orada kırmızı bir kamyon var o

was quick did you see the white van well that was that was very quick

hızlı beyaz minibüs beyaz minibüsü gördünüz mü çok hızlıydı bu

so this is this is a new thing we've decided to start playing today i'm going to show you

yüzden bu yeni bir şey bugün oynamaya karar verdik ben Size

the live view outside and in the distance you can see the road and so what all we have

dışarının canlı görüntüsünü göstereceğim ve uzaktan yolu görebilirsiniz ve böylece tek

to do is is look and wait for a white van and there is always a white van there is always

yapmamız gereken beyaz bir minibüs bakmak ve beklemek ve her zaman beyaz bir minibüs vardır, bir yerlerde her zaman

a white van somewhere driving around there is

beyaz bir minibüs vardır. oralarda dolaşmak

luis mendes mr duncan is president a law word yes you can use it in law when something is

luis mendes bay duncan bir yasa sözcüğüdür evet bunu hukukta kullanabilirsiniz,

done in a different way during a trial or maybe if a sentence is passed down and the

bir duruşma sırasında bir şey farklı bir şekilde yapıldığında veya belki bir hüküm verilirse ve

circumstances are unusual or different or maybe the reasons for a person being found

koşullar alışılmadık veya farklıysa veya belki sebepler Bir kişinin

guilty or not guilty are different from before so precedent precedent something that didn't

suçlu bulunması veya suçsuz bulunması öncekinden farklıdır, yani emsal daha önce olmayan bir şey

happen before but then it did and then from the future from from that point you have to

ama sonra oldu ve sonra gelecekten o noktadan itibaren

refer to that precedent something that came before luciana says there is a lovely tongue

o emsalden önce gelen bir şeye atıfta bulunmalısınız luciana orada diyor güzel bir

twister red lorry yellow lorry yes red lorry yellow lorry red lorry yellow lorry it's not

tekerlemedir kırmızı kamyon sarı kamyon evet kırmızı kamyon sarı kamyon kırmızı kamyon sarı kamyon

easy to say it's a bit of a tongue twister anna says can we say that it is misty where

söylemesi kolay değil biraz tekerleme anna senin bulunduğun yerin puslu olduğunu söyleyebilir miyiz diyor

you are yes it is today it is a little misty because well as i mentioned earlier the temperature

evet bugün bugün biraz puslu çünkü daha önce de belirttiğim gibi

here has gone up so with the weekend it was freezing cold and today it is quite warm it's

burada sıcaklık arttı, bu yüzden hafta sonu dondurucu soğuktu ve bugün oldukça sıcak,

around 10 degrees today i don't know how it happened but last weekend it was freezing

bugün yaklaşık 10 derece, nasıl olduğunu bilmiyorum ama geçen hafta sonu dondurucu

cold and we had snow and today it's actually quite warm very mild in fact it doesn't feel

soğuktu ve biz kar ve bugün hava aslında oldukça sıcak çok ılıman aslında

like winter at the moment it really doesn't so yes it is it is misty right now misty that's

şu anda kış gibi hissetmiyor gerçekten öyle değil evet hava puslu şu an puslu bu kadar

what you can say the weather is murky it is misty

diyebilirsiniz hava buğulu orası puslu

there is a hobby that people have where they look at trains yes there are people who are

insanların trenlere baktıklarında sahip oldukları bir hobi evet trenler için deli olan insanlar var

crazy about trains they love watching trains pull in and then go out or leave the railway

station so there are lots of people who will often gather at railway stations and they

will they will look at the trains because they like to see them they are interested

trenlere bakarlar çünkü onları görmekten hoşlanırlar onlarla ilgilenirler

in them so yes you are right they are called train spotters

yani evet haklısın onlara tren gözcüsü denir

a little bit like bird watchers or bird spotters so a person who is a spotter is a person who

biraz kuş gözlemcisi veya kuş gözcüsü gibi yani gözcü olan kişi

is looking for something they are described as a spotter they are looking for something

arayan kişidir gözcü olarak tanımlanan bir şey arıyorlar bir şey arıyorlar

no snow today i'm afraid we have no snow the snow has suddenly disappeared for some reason

bugün kar yok korkarım karımız yok kar nedense birdenbire kayboldu kar

it's just vanished like magic on monday i celebrated an anniversary we were talking

pazartesi günü sihir gibi kayboldu bir yıldönümünü kutladım

about anniversaries earlier i celebrated an anniversary on monday it was the eighth anniversary

daha önce yıldönümlerinden bahsediyorduk kutladım bir yıldönümü pazartesi

of moving here would you like to see my studio would you like to see what it looked like

buraya taşınmanın sekizinci yıldönümüydü stüdyomu görmek ister misiniz buraya ilk taşındığımda nasıl göründüğünü görmek ister misiniz

when i first moved here so here it is this is what my studio looked like when i first

yani işte stüdyom buraya ilk taşındığımda böyle görünüyordu

moved to this house way back in 2013. so there it is that is actually my studio so that is

ev 2013'te geri döndü. işte orası aslında benim stüdyom yani

what it looked like when we first moved here would you like to see what it looks like now

buraya ilk taşındığımızda böyle görünüyordu şimdi nasıl göründüğünü görmek ister misiniz

well this is before and then this is after after i did my magic so you can see it looks

bu daha önce ve sonra bu benim yaptığımdan sonra çok farklı göründüğünü görebilmeniz için sihir,

very different the only difference between that photograph and now is that my studio

o fotoğrafla şimdi arasındaki tek fark, stüdyomun

is now full of equipment so that corner by the window is where i i now do all of my video

artık ekipmanla dolu olması, yani pencerenin yanındaki köşe artık tüm video düzenlemelerimi yaptığım yer,

editing so that's what it looked like before

yani daha önce böyle görünüyordu

and that is what it looks like after i did my decorating

ve dekorasyonumu yaptıktan sonra böyle görünüyor

i hope you enjoyed that so yes it was my my anniversary eight years i still can't believe

umarım beğenmişsinizdir yani evet benim sekiz yıl dönümümdü hala

i've been here for eight years i can't believe it time has gone by so quickly here we go

sekiz yıldır burada olduğuma inanamıyorum zamanın bu kadar geçtiğine inanamıyorum hızlı bir şekilde başlıyoruz

then let's have a look at some unusual words yes the english language can be a very unusual

o zaman bazı alışılmadık kelimelere bir göz atalım evet ingilizce dili çok alışılmadık bir şey olabilir

thing contained within the english language there are some strange words very unusual

ingilizcenin içinde bazı garip kelimeler var çok sıra dışı

words i think so oh your renovation looks very nice yes i i worked very hard getting

kelimeler bence bu yüzden yenilemeniz çok güzel görünüyor evet çok çalıştım Burada herhangi bir şey yapmaya

this studio prepared before i could start doing anything in here i had to do a lot of

başlamadan önce bu stüdyoyu hazırlamak, çok fazla hazırlık yapmak zorunda kaldım,

preparation a lot of work in fact really it took me about two years to get my studio the

çok çalışmam gerekti, aslında stüdyomu istediğim gibi hale getirmem yaklaşık iki yılımı aldı,

way i wanted it to be it took a lot of work thank you alessandra thank you also anna we

çok çalışmam gerekti. teşekkür ederim alessandra ayrıca teşekkür ederim anna

have some strange words coming up now would you like to see them here is our first strange

şimdi gelmekte olan bazı garip kelimelerimiz var onları burada görmek ister misin ilk garip

word

kelimemiz

okay then the word is down play down play so you might describe this as a compound word

tamam o zaman kelime aşağıda oynat oynat bu yüzden bunu bir bileşik kelime olarak tanımlayabilirsin

you have two words that have been glued together

iki kelimen var

down play if you down play something you make something seem less important than it actually

Bir şeyi aşağı oynarsanız, bir şeyin ciddiyetini azaltmak için gerçekte olduğundan daha az önemli görünmesini sağlarsınız,

is to detract from the seriousness of something so you might talk about a situation that is

böylece ciddi bir durum hakkında konuşabilirsiniz,

serious but you will try to make it seem less serious than it really is so quite often you

ancak onu olduğundan daha az ciddi göstermeye çalışırsınız. gerçekten o kadar sık ​​ki

might find it in politics sometimes in politics a politician might downplay a situation they

bunu siyasette bulabilirsiniz bazen siyasette bir politikacı bir durumu önemsiz gösterebilir bir

will try to make something seem less important than it actually is or or less serious than

şeyi gerçekte olduğundan daha az önemli veya gerçekte olduğundan daha az ciddi göstermeye çalışır

it actually is so this is used as a verb and you down play something down play down play

bu yüzden bu bir fiil olarak kullanılır ve siz aşağı oynat bir şeyi aşağı oynat aşağı oynat

you make something seem less important or less serious than it actually is another strange

bir şeyi gerçekte olduğundan daha az önemli veya daha az ciddi gösterirsiniz işte başka bir garip

word here is another one for you would you like to see another one oh

kelime sizin için başka bir tane daha görmek ister misiniz oh

esoteric esoteric some people pronounce it esoteric but in fact you pronounce it esoteric

ezoterik ezoterik bazı insanlar bunu ezoterik olarak telaffuz eder ama aslında siz onu telaffuz edersiniz ezoterik

esoteric an adjective the understanding of a discussion that only a few people will have

ezoterik bir sıfat sadece birkaç kişinin bilgi sahibi olacağı bir tartışma anlayışı

knowledge of so maybe if you are talking to a group of people who all have knowledge of

yani belki de hepsi

a certain thing or a certain field of expertise they are all talking about that thing but

belirli bir şey hakkında bilgisi veya belirli bir uzmanlık alanı olan bir grup insanla konuşuyorsanız, hepsi o şey hakkında konuşuyordur. ama

unfortunately to outsiders they will not know what those people are talking about i don't

ne yazık ki yabancılar, o insanların ne hakkında konuştuklarını bilmeyecekler, ne

know what they're talking about they are being so esoteric esoteric i like that so the understanding

hakkında konuştuklarını bilmiyorum, o kadar ezoterik, ezoterik davranıyorlar ki,

of a discussion that only a few people will have the knowledge or have knowledge of only

sadece birkaç kişinin bilgi sahibi olacağı bir tartışma anlayışını seviyorum. sadece bilenlerin bilgisine sahip ol

those in the know will understand only those that know will actually understand what they

sadece bilenler anlayacak

are talking about esoteric i do like that word there is nothing worse than being in

ezoterik hakkında ne konuştuklarını gerçekten anlayacak ben bu kelimeyi seviyorum ezoterik olan bir grup insanın içinde olmaktan daha kötü bir şey yoktur

a group of people who are being esoteric they are talking about something that they understand

onlar hakkında konuşuyorlar anla

but unfortunately you don't and you can be you can be left feeling very

ama ne yazık ki anlamıyorsun ve olabilirsin çok

distant they're talking about something that i don't understand they are leaving me out

mesafeli kalabiliyorsun anlamadığım bir şeyden bahsediyorlar beni

of the conversation they are being esoteric here's another one oh perpetual perpetual

sohbetin dışında bırakıyorlar ezoterik davranıyorlar işte bir tane daha oh perpetual perpetual

i like this one perpetual this is a word that people often spell wrong as well they often

seviyorum this one perpetual Bu, insanların sıklıkla yanlış heceledikleri bir kelimedir ve sıklıkla

spell it incorrectly per perpetual perpetual the adjective that describes something that

yanlış hecelerler per perpetual perpetual

is never ending and continuous something that keeps going on and on and on some people might

hiç bitmeyen ve sürekli devam eden bir şeyi tanımlayan sıfat ve bazı insanlar

say oh mr duncan in february will you be having your perpetual live stream ah that's a very

oh bay duncan diyebilir. şubatta sürekli canlı yayınınızı yapacak mısınız ah bu çok

interesting guess i think so never and continuous is perpetual a position award or job a post

ilginç bir tahmin bence asla ve sürekli bir pozisyon ödülü veya iş

a position held for life so i suppose a good example of that is in the united states where

pozisyonu ömür boyu tutulan bir pozisyon değildir bu yüzden sanırım bunun iyi bir örneği Amerika Birleşik Devletleri'nde

you have the supreme court so if you become a supreme court judge then that job is yours

yüksek mahkemeye sahip olun, bu yüzden bir yüksek mahkeme yargıcı olursanız, o zaman o iş

for the rest of your life it literally is your job until you die it's true so a perpetual

hayatınızın geri kalanında sizindir, kelimenin tam anlamıyla ölene kadar sizin işinizdir, bu doğru, bu nedenle sürekli bir

position is a position that you will always have you will always have that job if you

pozisyon, her zaman sahip olacağınız bir pozisyondur, her zaman sahip olacağınız bir pozisyondur. iş size

are given an award that you will always keep then that is also perpetual endlessly repeating

her zaman tutacağınız bir ödül verilirse, o zaman bu da sürekli olarak

in appearance or in sound so something that appears to be going on and on if it is repeating

görünüşte veya sesle tekrarlanıyor, yani sürekli devam ediyor gibi görünen bir şey sürekli tekrarlanıyorsa,

all the time again and again you might describe it as perpetual also it can be a plant that

onu sürekli olarak tanımlayabilirsiniz. ayrıca

blooms several times in one season so a plant that comes up and then loses its petals and

bir mevsimde birkaç kez çiçek açan bir bitki olabilir, yani bir bitki ortaya çıkar ve sonra yapraklarını kaybeder ve

then maybe later in the season it will produce some more and then they will disappear and

sonra belki sezonun ilerleyen saatlerinde biraz daha üretir ve sonra kaybolurlar ve

then some more we can describe that type of plant as perpetual it will produce many blooms

sonra biraz daha bu türü tanımlayabiliriz. bitkinin sürekli olarak bir sezon boyunca birçok çiçek açmasına neden olacak, bu

during one season so an interesting word there perpetual we talk about perpetual motion so

yüzden ilginç bir kelime sürekli hareket hakkında konuşuyoruz yani

maybe something that is mechanical that never stops perpetual motion

belki mekanik bir şey sürekli hareketi asla durdurmaz

and it never stops it just goes on and on perpetual motion here's another one oh i like

ve asla durmaz sadece devam eder ve sürekli hareket halinde işte bir tane daha oh bunu beğendim

this one

minuscule minuscule again this is a a word that many people actually misspell minuscule

minuscule minuscule yine bu, birçok insanın aslında yanlış yazdığı bir kelimedir minuscule çok küçük bir

another adjective describing something that is extremely small something that is very

şeyi tanımlayan başka bir sıfat

small extremely small can be described as minuscule when you are comparing something

large with something small the small thing might be described as minuscule very small

minuscule çok küçük

indeed also we can say a lowercase letter so when you're typing something that is lowercase

aslında küçük harf de diyebiliriz yani küçük harfli bir şey yazarken daha

a smaller piece of text so instead of capital letters you are using lowercase quite often

küçük bir metin parçası yani büyük harfler yerine küçük harf kullanıyorsunuz oldukça sık

we will describe those as minuscule and also as a noun we can use the word minuscule as

bunları minuscule ve aynı zamanda a olarak tanımlayacağız. isim minuscule kelimesini

small text that is written or maybe typed so minuscule can be used as both an adjective

yazılan veya belki daktilo edilen küçük metin olarak kullanabiliriz yani minuscule hem sıfat

and a noun here's another one

hem de isim olarak kullanılabilir işte bir tane daha

yes this is something that we can't do at the moment this is something that we are not

evet bu şu anda yapamadığımız bir şey bu bizim olduğumuz bir şey

allowed to do for obvious reasons rendezvous oh i think i will have a little echo rendezvous

bariz sebeplerden dolayı izin verilmiyor buluşma oh sanırım küçük bir yankı buluşmam olacak

nice rendezvous a rendezvous as a noun is a meeting at an agreed time and place so if

güzel buluşma isim olarak bir buluşma kararlaştırılan yer ve zamanda yapılan bir toplantıdır bu yüzden

you are planning to meet the place and the time is the rendezvous rendezvous oh i like

buluşmayı planlıyorsanız yer ve zaman buluşma buluşmasıdır oh,

that it's very nice a meeting at an agreed time and place is your rendezvous the place

çok güzel, kararlaştırılan bir zamanda ve yerde bir buluşma sizin buluşma yeriniz,

where a meeting will occur is the rendezvous a meeting place for social interaction for

buluşmanın gerçekleşeceği yer, buluşma yeri, sosyal etkileşim için bir buluşma yeri,

example a restaurant a pub a club a p people will go to that place it is a ren a rendezvous

örneğin bir restoran, bir bar, bir kulüp ve insanlar oraya gidecek Ren a Rendezvous,

it is a place where people will meet quite often they will socialize together and then

insanların sık sık buluşacakları, birlikte sosyalleşecekleri bir yer ve sonra

of course as a verb we can use it to meet at an agreed time in place so as a verb you

tabii ki bir fiil olarak, yerinde kararlaştırılan bir zamanda buluşmak için kullanabiliriz, bu yüzden bir fiil olarak fiilen

are actually carrying out your meeting you are having you are you will rendezvous at

toplantınızı gerçekleştiriyorsunuz. sahip oluyorsun

a certain time you will meet you will greet you will get together your rendezvous i like

belli bir saatte buluşacaksın buluşacaksın selam vereceksin randevunda buluşacaksın

that the only problem at the moment is not many people can have their rendezvous because

şu an tek problemin çok kişinin randevusu olmaması hoşuma gidiyor çünkü

we are not allowed to do it

buna iznimiz yok çünkü

vitesse says a secret rendezvous they planned for days yes i think so that's a good one

vitesse diyor günlerce planladıkları gizli bir buluşma evet bence bu

by the way for those thinking that this sounds french it is it's french rendezvous but we

arada kulağa fransızca geldiğini düşünenler için bu iyi bir buluşma fransızca ama biz

do use this word also in english here's another one oh i like this word

bu kelimeyi ingilizcede de kullanıyoruz işte bir tane daha oh bu kelimeyi seviyorum belirsiz

tentative oh it's got a lot of it's very tentative tentative

oh bu birçoğu var çok belirsiz belirsiz belirsiz hoşuma gidiyor bu

tentative i like that it's very nice very cylic tentative you can really hear someone

çok hoş çok döngüsel belirsiz birisinin

saying that word from a distance tentative it sounds like a ticking clock tentative an

bu kelimeyi uzaktan söylediğini gerçekten duyabiliyorsunuz geçici bir saatin tik takı gibi geliyor

adjective to approach something in an unsure or reluctant way you are not certain or fixed

belirsiz veya isteksiz bir şekilde bir şeye yaklaşmak için bir sıfat kesin değil veya kesin olmayan

on something tentative so if you are tentative you are hesitant you do something hesitantly

bir şeye sabitlenmiş yani kararsızsanız tereddütlüsünüz bir şeyi tereddütle yaparsınız

you are hesitant so you you want to do it but you're not sure you're not sure you are

tereddütlüsünüz yani yapmak istiyorsunuz ama emin değilsiniz emin değilsiniz

thinking about it you don't know if it will happen or not it is not certain or fixed you

onun hakkında düşündüğünüzü bilmiyorsunuz eğer olacak ya da olmayacaksa kesin değil ya da sabit değil,

you are not sure if it will actually happen it might happen it might not tentative tentative

gerçekten olup olmayacağından emin değilsiniz olabilir, geçici olmayabilir, aynı

i like that word that is also an adjective as well

zamanda bir sıfat olan bu kelimeyi seviyorum,

here is another unusual english word we have a couple more ah okay now this is interesting

burada sahip olduğumuz başka bir alışılmadık İngilizce kelime birkaç tane daha ah tamam şimdi bu ilginç

oh lewis says professor in french provisoir that's very nice apparently in portuguese

oh lewis profesör fransızca diyor provisoir bu çok güzel görünüşe göre portekizce ingilizcede

there are capital letters and also minuscule the normal letters in english sorry i don't

büyük harfler ve ayrıca küçük normal harfler var üzgünüm

know the name or it doesn't come from my brain yes so capital letters are the large letters

adını bilmiyorum ya da beynimden gelmiyor evet yani büyük harfler büyük harflerdir

so capitals are very distinct from what we normally call lowercase but they can also

yani büyük harfler normalde küçük harf dediğimizden çok farklıdır ama aynı zamanda

be described as minuscule as well this word skyrocket skyrocket noun it is a noun

küçük olarak da tanımlanabilirler bu kelime skyrocket skyrocket isim

a missile designed to explode at high altitude so you might send a missile or a rocket up

yüksek irtifada patlamak üzere tasarlanmış bir füzedir bu yüzden bir füze veya bir roket yükselir

and then once it gets to a certain height it will explode it will blow up and also as

ve sonra belirli bir yüksekliğe ulaştığında patlar, patlar ve ayrıca

a verb now this is interesting as a verb it means to increase dramatically or rapidly

bir fiil olarak şimdi bu ilginç bir fiil olarak dramatik veya hızlı bir şekilde artmak anlamına gelir,

so quite often we can talk about the value of something maybe the value of gold will

bu nedenle oldukça sık değer hakkında konuşabiliriz bir şeyin belki altının değeri

suddenly increase we can say that it it skyrockets to skyrocket is to increase suddenly when

birdenbire artacaktır diyebiliriz ki onu

we are using it as a verb so maybe the price of something is there but then suddenly overnight

bir fiil olarak kullandığımızda birdenbire artmak demektir yani belki bir şeyin fiyatı oradadır ama sonra birdenbire bir gecede

it goes up there it will skyrocket it will increase very quickly so skyrocket can be

yükselir oraya fırlar çok hızlı artacak, bu yüzden skyrocket

a noun but also as a verb a lot of people at the moment are talking about bitcoin they're

bir isim olabilir ama aynı zamanda bir fiil olarak da şu anda pek çok insan bitcoin hakkında konuşuyor,

going on about bitcoin so some people are saying that the the value of the bitcoin will

bitcoin hakkında konuşuyorlar, bu yüzden bazı insanlar bitcoin'in değerinin

skyrocket over the next few days so to go very high to increase suddenly the value of

hızla artacağını söylüyor. önümüzdeki birkaç gün çok yükseğe çıkmak için birdenbire bir şeyin değeri aniden

something suddenly goes up sanja oh yes yes i understand sanjar coronavirus cases skyrocket

yükseliyor sanja oh evet evet sanjar'ı anlıyorum koronavirüs vakaları

they suddenly increase yes you are right i have heard this word used when when talking

birdenbire artıyor evet haklısın bu kelimenin koronavirüs hakkında konuşurken kullanıldığını duydum evet

about coronavirus yes so in some places the the number of people with coronavirus has

yani bazılarında koronavirüsü olan insan sayısının

skyrocketed skyrocketed you are saying that that has happened it has increased dramatically

fırladığı yerler fırladı bunun olduğunu söylüyorsun dramatik bir şekilde arttı haklısın

you are right unicarina says now i'm thinking about the song rocket man by elton john i

unicarina diyor ki şimdi elton john'un roket adam şarkısını düşünüyorum

guess it's gonna be a long long time to touch down brings me round to find i'm not the man

sanırım çok uzun zaman olacak dokunmak beni onların düşündüğü adam olmadığımı anlamamı sağlıyor

they think i am at all no no no no i'm a rocket man is that the song you're on about i think

so skyrocket to increase suddenly dramatically finally

i had to look at that word twice then because i it looks like something else see the word

o kelimeye iki kez bak o zaman çünkü başka bir şeye benziyor orada kelimesini görüyorum orada takma diş

there has denture in there but this word is indenture indenture so this is one complete

var ama bu kelime sözleşmeli sözleşmedir yani bu tam bir

word indenture it is a noun a contract or legal agreement something you have agreed

kelime sözleşmesidir bu bir isim bir sözleşme veya yasal anlaşma üzerinde anlaştığınız bir şeydir

on and maybe you have to agree and sign it is a contract or legal agreement you have

ve belki bunun bir sözleşme veya yasal anlaşma olduğunu kabul etmeli ve imzalamalısınız

both agreed to do something a formal list for example uh an inventory so if you have

ikiniz de bir şey yapmayı kabul ettiniz resmi bir liste, örneğin bir envanter, yani

a list of items that you own or maybe if you have a shop with lots of stock you have to

sahip olduğunuz öğelerin bir listesi varsa veya belki çok fazla stoğu olan bir dükkanınız varsa

make an inventory you have to make a list so indenture can also describe a formal list

bir envanter yapmalısınız bir liste yapmalısınız böylece sözleşme aynı zamanda resmi bir listeyi de tanımlayabilir

a binding contract between an employer and an apprentice is an indenture so we used to

işveren ile çırak arasındaki bağlayıcı bir sözleşme bir sözleşmedir bu nedenle

use this word quite a lot many years ago when companies used to have apprentices i'm not

bu kelimeyi yıllar önce şirketler eskiden çokça kullanırdık. çıraklar

sure if it still exists but when you did that you would be taken into the service of your

bunun hala var olup olmadığından emin değilim ama bunu yaptığınızda işvereninizin hizmetine alınırdınız

employer and that would be often referred to as an indenture indenture the other word

ve buna genellikle sözleşmeli sözleşme denirdi, diğer bir deyişle

to look at there is denture because of course denture can also be used to describe fake

bakmak için takma diş vardır çünkü elbette takma diş olabilir takma dişleri tanımlamak için de kullanılabilir,

teeth denture so your dentures are your false teeth if your teeth fall out you will sometimes

bu nedenle takma dişleriniz takma dişlerinizdir, eğer dişleriniz

have dentures dentures they are fake teeth that are put in your mouth so you can chew

düşerse bazen takma dişleriniz olur.

your food without it all falling down your face and that is it that is the final the

işte bu

final strange english word today it's almost time for me to go by the way another four

son garip ingilizce kelime bugün benim için neredeyse dört dakika daha yoldan gitme zamanım geldi

minutes and then i'm going

ve sonra

zuzika says bitcoin is very esoteric especially for me i'm going to be honest with you can

zuzika bitcoin'in özellikle benim için çok ezoterik olduğunu söylüyor sana karşı dürüst olacağım

i be honest with you do you mind is it okay i don't really understand how bitcoin works

sana karşı dürüst olabilir miyim sakıncası var mı bitcoinin nasıl çalıştığını gerçekten anlamıyorum

i'm not going to pretend to understand but as i understand it from my own point of view

anlıyormuş gibi yapmayacağım ama kendi bakış açımdan anladığım kadarıyla

i think it's electronic currency so currency that you can't hold in your hand it is electronic

bu elektronik para birimi o yüzden sen para birimisin elinizde tutamazsınız elektroniktir

it is virtual and also it is separate from what is regarded as your your common commonplace

sanaldır ve aynı zamanda sizin ortak alelade

money or your commonplace currency bitcoin

paranız veya alışılmış para biriminiz olarak kabul edilen şeyden ayrıdır bitcoin

sorry i thought you wanted to know how to say the word in portuguese oh that's all right

üzgünüm kelimeyi portekizce nasıl söyleyeceğinizi bilmek istediğinizi düşündüm oh hepsi bu tamam

that's another that's another message that's another message burak hello brurak bjorak

bu başka bu başka bir mesaj bu başka bir mesaj burak merhaba brurak bjorak bay

says mr duncan your followers have been skyrocketing since december i hope so what i'm trying to

duncan diyor ki takipçileriniz aralık ayından beri hızla artıyor umarım bu yıl yapmaya çalıştığım şey

do this year is i'm trying to reach 1 million subscribers before my birthday i'm hoping

doğum günümden önce 1 milyon aboneye ulaşmaya çalışıyorum ben' umarım

i'm hoping so

öyle umuyorum

hello mr duncan it's been a long time sorry hello mary mary a anosa hello mary i haven't

merhaba bay duncan uzun zaman oldu üzgünüm merhaba mary mary a anosa merhaba mary

seen you for a long time yes happy new year to you as well mary glau iran on our nose

sizi uzun zamandır görmüyorum evet size de mutlu yıllar mary glau iran burnumuzda

and i still can't pronounce your name properly hello alessandra hello also to oh can i say

ve ben hala ismini düzgün telaffuz edemiyorum merhaba alessandra oh'a da

hello to christian janelle christian nice to see you here today i will be back with

merhaba christian janelle christian'a merhaba diyebilir miyim seni burada görmek güzel bugün

you on sunday don't forget sunday 2 p.m uk time unfortunately it's getting dark outside

pazar günü seninle olacağım unutma pazar günü saat 14:00 uk saat ne yazık ki dışarısı hava kararıyor ne

sadly maybe we've got time to play white van shall we play white van one more time okay

yazık ki belki beyaz minibüs oynamak için zamanımız vardır, bir kez daha beyaz minibüs oynayalım mı, tamam

this is the final round of white van and then i'm going to give you the answer to today's

bu beyaz minibüsün son raundu ve sonra size bugünün

mystery idiom here we go then so all we have to do is is see one white van come on white

gizemli deyiminin cevabını vereceğim işte başlıyoruz o zaman elimizdeki tek şey yapmamız gereken bir beyaz minibüs görmek hadi beyaz

van where are you we want the white fan where is the white van just one white van is all

minibüs neredesin beyaz fanı istiyoruz beyaz minibüs nerede sadece bir beyaz minibüs

we need

ihtiyacımız olan tek şey

there it is there it is yeah the white van

orada orada evet beyaz minibüs

it never takes very long this might be a new craze by the way there might be a new craze

asla çok uzun sürmez bu olabilir bu arada yeni bir çılgınlık olabilir, internette yeni bir çılgınlık

starting on the internet where everyone has their webcam working pointed towards a road

başlayabilir, herkesin web kamerasını bir yola doğrultup çalıştığı

and then people have to spot their white fan so that was very very quick i think today

ve ardından insanların beyaz yelpazesini fark etmesi gerektiği için bu çok çok hızlıydı, sanırım bugün

i have proved one thing on the roads here in england there are many white fans driving

bir şeyi kanıtladım İngiltere'de yollarda etrafta dolaşan pek çok beyaz hayran var bence o

around i think so

kadar

unique arena says can i recommend a show called grace and frankie on netflix it has been a

benzersiz bir arena netflix'te Grace and Frankie adlı bir şov önerebilir miyim diyor bu

great show and it always cheers me up grace and frankie i think

harika bir şov oldu ve beni her zaman neşelendiriyor Grace ve Frankie sanırım

now is that is that the show about the two women who who have divorced them their husbands

şimdi bu kocaları birlikte bir ilişki kurmaya karar verdiği için kocalarından boşanan iki kadınla ilgili şov şu ki, ben

because the husbands have decided to to have a relationship together is that the one is

that the one am i am i right there i think i think one of the people in that show is

oyum, ben oradayım, sanırım o içindeki insanlardan biri şov

the guy from law and order am i right there yes i think so so yes i i have seen it i haven't

kanun ve düzenden gelen adam orada mıyım evet öyle düşünüyorum evet gördüm

seen all of the series but yes grace and frankie thank you unicarina but is that the show that

tüm seriyi izlemedim ama evet zarafet ve frankie teşekkür ederim unicarina ama

i'm thinking of so it's two elderly women and their husbands

düşündüğüm şov bu mu yani iki yaşlı kadın ve kocaları

are in a relationship with each other so i think who is it who is i can't remember the

birbirleriyle ilişki içinde bu yüzden kim o kim diye düşünüyorum

name it's not awful i can't remember the name of the actor there are two very famous actors

adını hatırlayamıyorum korkunç değil oyuncunun adını hatırlayamıyorum iki tane çok ünlü aktör var

one of them once played the part of jfk and the other one used to be in law and order

biri biri bir zamanlar jfk rolünü oynadı ve diğeri eskiden kanun ve düzendeydi

yes so am i am i right is that the one let me know before i go before i disappear i'm

evet yani ben haklı mıyım ben gitmeden önce bana haber veren ben kaybolmadan önce

going to give you the answer to today's mystery idiom

size bugünün cevabını vereceğim gizemli deyim işte o zaman işte

here it is then so it's the mystery idiom is there now on your screen right in front

gizemli deyim şu anda ekranınızda

of your eyes the mystery idiom but what is the answer i will give you the answer oh apparently

gözlerinizin önünde gizemli deyim ama cevap nedir size cevabı vereceğim oh görünüşe göre

one of the actresses is jane fonda jane fonda okay then so that's one of them

aktrislerden biri jane fonda jane fonda tamam o zaman yani

today's mystery idiom the answer is...

bugünün gizemli deyimlerinden biri de bu cevap...

oh mr duncan oh in the pink if you are in the pink so now you can see you see the the

ah bay duncan ah pembe içinde, eğer pembe içindeyseniz, şimdi adamı görebilirsiniz, pembeli

man the man is in the pink

adam

in the pink so this is an idiom that is used quite often in english and it means to feel

pembeli, yani bu bir İngilizce'de oldukça sık kullanılan ve

healthy and fit a person who looks well and in good spirits can be described as being

iyi görünen ve keyfi yerinde olan bir insanı sağlıklı ve zinde hissetmek anlamına gelen deyim pembe içinde olmak olarak tanımlanabilir

in the pink so there it was today's mystery idiom if you are feeling good happy healthy

yani işte bugünün gizemli deyimi eğer kendini iyi hissediyorsan mutlu sağlıklı

we can say that you are in the pink yeah and that's it it's almost time for me to go wow

diyebiliriz pembe içindesin evet ve bu benim için neredeyse gitme vaktim geldi vay canına

90 minutes has gone by very quickly thank you very much for your company today i am

90 dakika çok çabuk geçti şirketin için çok teşekkür ederim bugün

back with you on sunday and yes next sunday i will be telling you all about what is happening

pazar günü tekrar seninleyim ve evet gelecek pazar sana anlatacağım şubatta olanlarla ilgili

in february or as i like to call it FABuary that's what i'm calling it mr duncan you you

ya da benim ona FABuary demeyi sevdiğim şekliyle ben buna böyle diyorum bay duncan siz

are really in the pink yes i am i feel very much in the pink today even though when i

gerçekten pembeler içindesiniz evet ben bugün kendimi çok pembe hissediyorum

woke up this morning i felt quite tired hello to christina tomec thank you very much for

bu sabah uyandığımda bile ben kendimi oldukça yorgun hissettim christina Tomec'e merhaba bugün güzel arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim

your lovely company today

thank you very much for all of your lovely messages don't forget also i i always like

tüm güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim ayrıca unutmayın

to read your messages later so when when i'm watching this live stream again i always like

mesajlarınızı daha sonra okumayı her zaman severim bu yüzden bu canlı yayını tekrar izlediğimde Her zaman

to sit and read the live chat because when i'm doing my show i can't always concentrate

oturup canlı sohbeti okumayı severim çünkü şovumu yaparken her zaman

on you or your live chats you see so sometimes i might miss your name or not see your comment

sana veya gördüğün canlı sohbetlerine konsantre olamam, bu yüzden bazen adını özleyebilirim veya yorumunu göremeyebilirim ki

for which i apologize but i always do like to watch the live chat later i like to watch

bunun için özür dilerim ama ben her zaman canlı sohbeti daha sonra izlemeyi severim

it again to see what you are saying thank you very much thank you hiroko hiroko thank

ne dediğinizi görmek için tekrar izlemeyi severim çok teşekkür ederim hiroko hiroko çok teşekkür ederim

you very much thank you also to victoria marry mary alba thank you very much for everyone

victoria ile evlen mary alba'ya da çok teşekkür ederim herkese çok teşekkür ederim herkese çok teşekkür ederim

thank you for your company today i really do appreciate it back on sunday 2 p.m uk time

şirketiniz bugün gerçekten minnettarım pazar günü saat 14:00 uk

of course mr steve will be with us as well on sunday for those who are now

tabii ki bay steve pazar günü de bizimle olacak artık

very big fans of mr steve we will see you on sunday from 2 p.m uk time catch you later

bay steve'in çok büyük hayranları olanlar için pazar günü saat 14:00'den itibaren görüşürüz uk zaman yakala daha sonra

everyone don't forget there will be captions on this live stream later on there are captions

herkes unutmasın bu canlı yayında altyazı olacak daha sonra altyazılar daha sonra olacak

later not now on the live stream but later

canlı yayında şimdi değil ama daha sonra

sometimes these things are very hard to explain thank you very much yes i will have a good

bazen bunları açıklamak çok zor çok teşekkür ederim evet

evening tonight i will relax myself i will sit in my comfy chair and watch something

bu gece iyi bir akşam geçireceğim ben rahatlayacağım rahat koltuğuma oturup televizyonda ilginç bir şeyler izleyeceğim elimden gelenin

interesting on television i will try my best thank you for entertaining us thank you gia

en iyisini yapacağım bizi eğlendirdiğiniz için teşekkürler teşekkürler gia teşekkürler

thank you barack please say hi to mr steve i will i will say hi hi mr steve just for

barack lütfen bay steve'e merhaba deyin merhaba merhaba diyeceğim bay steve sadece

you this is mr duncan in the birthplace of english saying thanks for watching i hope

sizin için ben ingilizcenin doğum yerindeki mr duncan izlediğiniz için teşekkürler umarım

you've enjoyed today's english addict don't forget if you have a friend who is interested

bugünkü ingilizce bağımlısını beğenmişsinizdir unutmayın ingilizce ile ilgilenen bir arkadaşınız varsa

in english please let them know about this and of course until sunday 2 p.m uk time you

lütfen onlara bu konuda bilgi verin ve tabii ki pazar saat 14:00'e kadar

know what's coming next yes you do

sonra ne olacağını bildiğin zaman evet kendine iyi bak

take care stay happy stay safe keep that smile on your face and of course

mutlu kal güvende kal o gülümsemeyi yüzünde tut ve tabii ki

ta ta for now

şimdilik ta ta