THE NUMBER 1 WAY TO STUDY ENGLISH EVERY SINGLE DAY

Hey, in today's lesson, I'm going to teach you the number one way

Hey, bugünün dersinde sana

to study English every single day.

her gün İngilizce çalışmanın bir numaralı yolunu öğreteceğim.

Are you ready?

Hazır mısın? O

Well, then I'm teacher Tiffani.

halde ben öğretmen Tiffani'yim.

Let's jump right in.

Hemen konuya geçelim.

Now, the first thing you must do, step number one, deals with

Şimdi, yapmanız gereken ilk şey , bir numaralı adım,

vocabulary and you need five minutes.

kelimelerle ilgili ve beş dakikaya ihtiyacınız var.

What you're going to do is pick a vocabulary word that describes how you.

Yapacağın şey, nasıl olduğunu açıklayan bir kelime dağarcığı seçmek.

In the morning, this is step number one.

Sabah, bu bir numaralı adımdır.

You only need five minutes.

Sadece beş dakikaya ihtiyacın var.

Think about how you felt in the morning.

Sabah nasıl hissettiğinizi düşünün.

So for step one, here is part one.

Birinci adım için, işte birinci kısım.

Think about how you felt in the morning.

Sabah nasıl hissettiğinizi düşünün.

Think about this morning.

Bu sabahı düşün.

Were you tired?

Yorgun muydun?

Maybe you were still tired, right?

Belki de hala yorgundun, değil mi?

Let's say the word is tired, a word you already.

Söz yoruldu diyelim , bir söz sen zaten.

Well, step two.

İkinci adım.

For step one.

Birinci adım için.

Excuse me.

Affedersin.

Part number two is search for a synonym for that word, you're gonna

İkinci kısım, o kelimenin eşanlamlısını aramak,

look for a synonym, a similar word.

eşanlamlı, benzer bir kelime arayacaksın.

Go online and search for the word Well, a synonym for tired is actually exhausted.

İnternete girin ve yorgun kelimesinin eşanlamlısı aslında bitkin kelimesini arayın.

Yes.

Evet.

A new word for you.

Senin için yeni bir kelime.

Right?

So you have the synonym.

Sağ?

Yani eş anlamlınız var.

Now part three of step one.

Şimdi birinci adımın üçüncü kısmı.

Write the word down and repeat it three times.

Kelimeyi bir yere yazın ve üç kez tekrarlayın.

I have the word exhausted.

Sözüm tükendi.

My word initially was tired.

Sözüm başlangıçta yorgundu.

New word.

Yeni Dünya. Eşanlamlı

The synonym exhausted.

bitkin.

So I have my notebook right next to me, and I'm gonna take my

Yani defterim hemen yanımda ve defterimi alıp

notebook and I am going to write, exhausted, exhausted, exhausted.

yazacağım, bitkin, bitkin, bitkin.

This is step one.

Bu birinci adım.

Only requiring five minutes.

Sadece beş dakika gerekiyor.

Write the word three times exhausted.

Kelimeyi üç kez bitkin olarak yazın.

Now, after this, you're gonna move on to step number two.

Şimdi, bundan sonra, ikinci adıma geçeceksiniz.

Step number two involves English expressions.

İkinci adım, İngilizce ifadeleri içerir.

You're going to take five minutes and pick an expression that describes your

Beş dakikanızı ayıracak ve

favorite food that you had during the day.

gün boyunca yediğiniz en sevdiğiniz yemeği tanımlayan bir ifade seçeceksiniz.

That's.

bu

Think about food now.

Şimdi yemeği düşün.

Step one was all about how you felt your emotions in the morning.

Birinci adım, sabahları duygularınızı nasıl hissettiğinizle ilgiliydi.

Now, step two, think about your favorite food.

Şimdi, ikinci adım, en sevdiğiniz yemeği düşünün.

So part one, think about what you ate and how it tasted this morning.

Birinci kısım, bu sabah ne yediğinizi ve tadının nasıl olduğunu düşünün.

True story.

I had Chinese food for breakfast.

Gerçek hikaye.

Kahvaltıda Çin yemeği yedim.

Leftover Chinese food.

Artık Çin yemeği. Çok

Mm, it was delicious, right?

lezzetliydi, değil mi? Bugün

Think about what you had today, what it tastes like.

ne yediğinizi , tadının nasıl olduğunu düşünün.

Search for an expression using Google by typing anex expression, an English

expression that means dot, dot do.

Nokta, nokta do anlamına gelen İngilizce bir ifade olan anex ifadesini yazarak Google'da bir ifade arayın.

This is how you search using Google.

Google'ı kullanarak bu şekilde arama yaparsınız.

So whatever you want to describe.

Yani ne tarif etmek istersen.

Ah.

Ah.

I need an English expression.

İngilizce bir ifadeye ihtiyacım var.

That means delicious.

Bu lezzetli demektir.

And you'll see tons of different English expressions, new expressions pop up.

Ve tonlarca farklı İngilizce ifade göreceksiniz, yeni ifadeler açılır.

So after you've done this, then you want to write the expression down.

Yani bunu yaptıktan sonra ifadeyi yazmak istiyorsunuz.

And repeat it three times.

Ve üç kez tekrarlayın.

Saying it out loud.

Yüksek sesle söylemek.

Write the expression in your journal or on a piece of paper, and

İfadeyi günlüğünüze veya bir kağıda yazın ve

then say it out loud three times.

ardından üç kez yüksek sesle söyleyin.

So remember step one, you learned that new word, the synonym

Birinci adımı hatırlayın, zaten bildiğiniz kelimenin eşanlamlısı olan o yeni kelimeyi öğrendiniz

for the word you already knew.

.

Step two.

İkinci adım.

Now you're learning this new English expression that describes.

Şimdi açıklayan bu yeni İngilizce ifadeyi öğreniyorsunuz.

The food you ate today, this is step two.

Bugün yediğin yemek, bu ikinci adım.

Now.

Step three, again, the number one way to study English every day.

Şimdi.

Üçüncü adım, her gün İngilizce çalışmanın bir numaralı yolu.

Step three deals with fluency, and you only need five minutes.

Üçüncü adım akıcılıkla ilgilidir ve yalnızca beş dakikaya ihtiyacınız vardır.

You are gonna write one sentence about something that happened to you at

lunchtime, specifically at lunchtime.

Öğle yemeğinde, özellikle öğle yemeğinde başına gelen bir şey hakkında bir cümle yazacaksın.

Think about at lunchtime, oh, maybe your best friend called you, Hey girl, how you.

Öğle yemeğinde bir düşün, oh, belki de en iyi arkadaşın seni aradı, Hey kızım, nasılsın.

Yes, girl.

Evet kızım.

Oh my.

Aman.

Maybe you had a conversation with your best friend, or maybe you

Belki en yakın arkadaşınızla sohbet ettiniz, belki de beklediğiniz

received a package, something that you've been waiting for.

bir paket geldi . Öğle yemeğinde

Think about what happened to you at lunchtime.

başına gelenleri bir düşün .

Maybe you ate lunch with your coworker.

Belki iş arkadaşınızla öğle yemeği yediniz.

Whatever happened.

Ne olursa olsun.

Think about that situation, and you're going to write down one sentence.

Bu durumu düşünün ve bir cümle yazacaksınız.

So again, part one, think about what happened to you at lunchtime part.

Yine, birinci bölüm, öğle yemeği bölümünde başına gelenleri bir düşün.

Organize the five Ws about that situation.

Bu durumla ilgili beş W'yi düzenleyin.

Remember the five Ws, who, what, when, where, and why.

Beş W'yi, kim, ne, ne zaman, nerede ve neden hatırlayın.

So I said my best friend called me on the phone at lunchtime, right?

Ben de öğle yemeğinde en iyi arkadaşımın beni telefonla aradığını söyledim , değil mi?

Who my best friend, what call me on the phone when around 12:30

Kim en iyi arkadaşım, ne beni telefonla aradı saat 12:30 civarında

PM where, uh, I was actually in my kitchen when she called me.

, uh, beni aradığında aslında mutfağımdaydım.

I was making my lunch.

Öğle yemeğimi yapıyordum.

Why?

Neden? Önceki gün işte başına

She wanted to tell me what happened to her at work the previous day.

gelenleri bana anlatmak istedi .

Organizing the five Ws about what happened to you again,

Başınıza tekrar ne geldiği,

who, what, when, where, and why.

kim, ne, ne zaman, nerede ve neden olduğuyla ilgili beş W'yi düzenlemek.

Only taking five minutes to think about what happened to you.

Sana ne olduğunu düşünmek sadece beş dakikanı alıyor.

Then you're going to create a sentence using the five Ws

Ardından, bu durumu açıklamak için beş K'yi kullanarak bir cümle oluşturacaksınız

to describe that situation.

.

For example, ah, my best friend called me around 1230 today when I was in the

Örneğin, ah, bugün saat 12:30 sıralarında ben

kitchen cooking because she wanted to tell me what happened to her at work.

mutfakta yemek yaparken en iyi arkadaşım beni aradı çünkü işte başına gelenleri anlatmak istedi.

Y.

Y.

Bam.

Bam.

One sentence describing what happened to me at lunchtime using the five

Öğle yemeğinde başıma gelenleri

Ws, who, what, when, where, and why.

, kim, ne, ne zaman, nerede ve neden olmak üzere beş K kullanarak açıklayan bir cümle.

Again, the best way to study English every single day.

Yine, her gün İngilizce öğrenmenin en iyi yolu .

You have vocabulary taken care of, English expressions, taken care of,

Dikkate alınmış kelime dağarcığınız, İngilizce ifadeleriniz, ilgilendiğiniz,

fluency part one, taken care of.

akıcılığınız birinci kısım, halledilmiş.

But what about step number four?

Peki ya dördüncü adım?

Step number four is very important.

Dördüncü adım çok önemlidir.

It also requires five.

Aynı zamanda beş gerektirir.

Thought organization.

Düşünce organizasyonu.

You're gonna write three details about someone you spoke to or met.

Konuştuğun ya da tanıştığın biri hakkında üç ayrıntı yazacaksın.

So now we're getting into organizing your thoughts even more.

Şimdi düşüncelerinizi daha da organize etmeye başlıyoruz.

Again, you only need five minutes for this part.

Yine, bu kısım için sadece beş dakikaya ihtiyacınız var.

What you're going to do is part one, think about someone you met during the day.

Yapacağın şey birinci kısım, gün içinde tanıştığın birini düşün.

Who did you meet during the day?

Gün içinde kimlerle tanıştın?

Was it your boss?

Patronun muydu?

Was it your coworker?

İş arkadaşınız mıydı?

Was it uh, someone at the gas station, maybe someone at the store that.

Benzin istasyonundaki biri miydi, belki mağazadaki biri.

Think about one person, one person you met today.

Bir kişiyi düşünün, bugün tanıştığınız bir kişiyi.

Then you're going to think about their clothing, their personality,

Sonra kıyafetlerini, kişiliklerini

and their job, their clothing, their personality, and their job.

ve işlerini, kıyafetlerini, kişiliklerini ve işlerini düşüneceksiniz.

First, what were they wearing?

Birincisi, ne giyiyorlardı?

Oh, the man at the gas station had black pants on personality.

Oh, benzin istasyonundaki adamın kişiliğinde siyah pantolon vardı.

He was extremely nice job.

O çok güzel bir işti.

He actually was the individual handling the money at the gas station.

Aslında benzin istasyonunda parayla ilgilenen kişi oydu.

Three things.

Üç şey.

Now you're going to write the details down and repeat them again in English out loud.

Şimdi detayları bir yere yazacak ve tekrar yüksek sesle İngilizce olarak tekrarlayacaksınız.

So again, you're gonna write the details down and then repeat them once again,

Yani yine, detayları yazacaksın ve sonra bir kez daha tekrarlayacaksın,

having your notebook, writing them down and then saying them out loud.

defterine sahip olacaksın, not alacaksın ve sonra yüksek sesle söyleyeceksin.

This is step four.

Bu dördüncü adım.

Again, the number one way to study English every day.

Yine, her gün İngilizce öğrenmenin bir numaralı yolu.

So we have step four.

Yani dördüncü adımımız var.

Now, step number five, this is fluency part two.

Şimdi, adım beş, bu ikinci kısım akıcılık.

Again, you only need five minutes.

Yine, sadece beş dakikaya ihtiyacın var.

You're going to write one sentence that describes what type of day you had.

Nasıl bir gün geçirdiğinizi açıklayan bir cümle yazacaksınız.

Think about your day as a whole.

Gününüzü bir bütün olarak düşünün.

Earlier you saw a little sneak peek of the part, part three, but don't

Daha önce üçüncü kısma küçük bir göz attınız , ama

worry, think about your day as a whole.

merak etmeyin, bir bütün olarak gününüzü düşünün.

Was today a good day?

Bugün iyi bir gün müydü?

Was today a bad day?

Bugün kötü bir gün müydü?

What?

Ne?

What was today like?

Bugün nasıldı?

Think about your day soap part one, think about your day as a whole.

Sabunun birinci bölümünü düşünün, gününüzü bir bütün olarak düşünün.

Then organize the five Ws, who, what, when, where, and why about your day.

Ardından, gününüz hakkında kim, ne, ne zaman, nerede ve neden olmak üzere beş W'yi düzenleyin.

And finally create a sentence using the five Ws to describe your day as a whole.

Son olarak, gününüzü bir bütün olarak tanımlamak için beş W'yi kullanarak bir cümle oluşturun.

Think about your day as a whole, not just one situation, but your entire day.

Gününüzü bir bütün olarak düşünün, sadece bir durumu değil, tüm gününüzü.

This is the best way, the number one way to study English every single day.

Bu, her gün İngilizce öğrenmenin en iyi ve bir numaralı yoludur.

You only need a total of 25 minutes.

Toplamda 25 dakikaya ihtiyacınız var.

Five minutes for each step, and I guarantee you if you follow

Her adım için beş dakika ve bunu takip ettiğinizde

this, your English will improve.

İngilizcenizin gelişeceğini garanti ederim.

I hope you enjoyed the lesson and I'll talk to you in the next one.

Umarım dersi beğenmişsinizdir ve sizinle bir sonraki derste konuşacağım.

You still there ? You know what time it is It.

Hala oradasın ? Saatin kaç olduğunu biliyorsun.

Story time a I said it story time.

Hikaye zamanı a Dedim hikaye zamanı.

Alright, , I wanna tell you about one of my friends dogs.

Pekala, size bir arkadaşımın köpeğinden bahsetmek istiyorum.

So it's a couple, they're two of my closest friends and I went to visit them.

Yani bir çift, onlar benim en yakın arkadaşlarımdan ikisi ve onları ziyarete gittim.

They actually live in Oregon and they have a pit bull man, a pit bull, super sweet.

Aslında Oregon'da yaşıyorlar ve bir pitbull adama sahipler, bir pitbull, süper tatlı.

And the pit bull was there when I went to visit my friends.

Ve arkadaşlarımı ziyarete gittiğimde çukur boğa oradaydı.

Now where I was sleeping again, I went to visit my friends in Oregon.

Şimdi yine yattığım yerde, Oregon'daki arkadaşlarımı ziyarete gittim.

There was a conference I had to go to and they lived there, so I stayed with them.

Gitmem gereken bir konferans vardı ve orada yaşıyorlardı, ben de onlarla kaldım.

Right?

Sağ?

And where I was staying was exactly the same room.

Ve kaldığım yer tamamen aynı odaydı.

The dog would sometimes sleep in no problem with me.

Köpek bazen benimle sorun olmadan uyurdu.

I'm not scared of dogs.

Ben köpeklerden korkmam.

Dogs are great.

Köpekler harikadır.

But before my friends went to sleep, they said, TIFF, we

Ama arkadaşlarım uyumadan önce , "TIFF,

just wanna tell you one thing.

sana bir şey söylemek istiyoruz" dediler.

Our dog.

Now, he had, she has the dog's, a sheep.

Bizim köpeğimiz.

Şimdi, onun köpeği vardı, bir koyunu vardı.

She had her own dog bed, but they said, TIFF, even though she has her own dog bed,

Kendi köpek yatağı vardı, ama dediler ki, TIFF, kendi köpek yatağı olmasına rağmen,

she has the tendency and their voice got a little high, the tendency to want to,

eğilimi var ve sesleri biraz yükseldi, isteme,

to get warm in the middle of the night.

gecenin bir yarısı ısınma eğilimi. Bu

So she usually comes to our bed and jumps in the bed and sleeps with us in the

yüzden genellikle yatağımıza gelir ve

middle of the night because she gets cold.

üşüdüğü için gecenin bir yarısı bizimle yatar ve yatağa atlar.

And as they were telling me this, I was like, Uhhuh, . Okay.

Ve bana bunu söylerken, Uhhuh, gibiydim. Tamam aşkım.

And they could see my facial expression.

Ve yüz ifademi görebiliyorlardı.

And we kind of chuckled, both of us, all three of us actually.

Ve ikimiz de kıkırdadık , aslında üçümüz de.

I said, yeah, I don't mind dogs, but I don't let dogs sleep in my bed with me.

Evet, köpeklere aldırış etmem ama köpeklerin yatağımda benimle uyumasına izin vermem dedim.

They said, Hey, we just didn't want you to get shocked.

Hey, biz sadece senin şoka girmeni istemedik dediler.

If she tried to jump in in bed with you, she probably won't, but we

Seninle aynı yatağa atlamaya çalıştıysa muhtemelen denemeyecektir ama korkmaman için

just wanna let you know ahead of time so you wouldn't get scared.

sana önceden haber vermek istiyoruz .

I said, okay.

Tamam dedim.

Now as we're having this conversation, the dog was literally in her bed at

Şimdi biz bu konuşmayı yaparken, köpek tam anlamıyla

our feet, cuz it was late at night and she was already almost asleep.

ayaklarımızın dibindeki yatağındaydı, çünkü gece geç saatlerdeydi ve neredeyse uykuya dalmıştı.

I was like, oh, okay.

Ben gibiydim, oh, tamam.

She's gonna sleep the whole night.

Bütün gece uyuyacak.

No problem.

Sorun değil.

So I get in bed, they go to bed, everyone's sleeping

Ben de yatağa giriyorum, onlar da yatıyor,

in the middle of the night.

gecenin bir yarısı herkes uyuyor.

The Holy Spirit woke me up, TIFF, wake up.

Kutsal Ruh beni uyandırdı, TIFF, uyan.

I said, okay.

Tamam dedim.

, middle of the night.

, gecenin yarısı.

I opened my eyes and I heard, like, I heard the, the, the nails, right?

Gözlerimi açtım ve tırnakları duydum, değil mi?

The dog's, nails.

Köpeğin, tırnakları.

I heard her walking and I could tell that she was walking.

Yürüdüğünü duydum ve yürüdüğünü söyleyebilirim.

Now I couldn't see her cuz it was dark.

Şimdi karanlık olduğu için onu göremiyordum. Yatağımın

I could tell that she was walking on the side, like around

etrafında olduğu gibi yan tarafta yürüdüğünü söyleyebilirim

my bed and I turned my head.

ve başımı çevirdim.

Remember pitch black.

Zifiri karanlığı hatırla.

I couldn't see her.

Onu göremedim.

And I could tell though the dog, her face was right where my bed was, right?

Ve köpeğin yüzünün tam yatağımın olduğu yerde olduğunu söyleyebilirim, değil mi?

Not on the.

üzerinde değil.

And in my head I said, I know this dog is not about to jump in this bed with me.

Ve içimden, bu köpeğin benimle bu yatağa atlamak üzere olmadığını biliyorum, dedim.

And there was like a five second pause.

Ve beş saniyelik bir duraklama oldu.

I was looking at her in the darkness and I know she was looking at me and

Karanlıkta ona bakıyordum ve bana baktığını biliyordum ve

all of a sudden I heard po the dog had jumped up and got on the bed.

birdenbire köpeğin zıpladığını ve yatağın üstüne çıktığını duydum.

I said, wait a minute, wait a minute.

Bir dakika, bir dakika, dedim.

So I'm laying here.

O yüzden burada uzanıyorum.

Now the dog against a pit bull.

Şimdi köpek bir çukur boğaya karşı.

The dog is not tiny.

Köpek küçük değil.

So the dog.

Yani köpek.

On my right side.

Sağ tarafımda.

Now it's still pitch black.

Şimdi hala zifiri karanlık. Kimse

Nobody knows what's going on.

ne olduğunu bilmiyor.

The dog is right next to me now.

Köpek şimdi yanımda.

Now I looked at the dog and I said, baby, this ain't gonna work.

Şimdi köpeğe baktım ve bebeğim, bu işe yaramayacak dedim.

You gonna have to go back to your bed.

Yatağına geri dönmen gerekecek.

That's exactly what I said to the dog.

Köpeğe aynen öyle dedim.

Very quietly.

Çok sessiz.

Still couldn't see her.

Onu hala göremiyordum.

It was pitch black, but I felt her next to me and I knew she was on the bed right

Zifiri karanlıktı ama onu yanımda hissettim ve "

after I said, baby, this ain't gonna work.

bebeğim, bu işe yaramayacak" dediğim anda yatakta olduğunu anladım.

You gonna have to go back to your.

Kendine geri dönmek zorunda kalacaksın.

She jumped off the bed and went right back to her doggy bed.

Yataktan atladı ve hemen köpek yatağına geri döndü.

Now, I honestly was shocked that she had jumped off so fast

Şimdi, gerçekten bu kadar hızlı atlayıp

and went right back to her bed.

yatağına geri dönmesine şaşırdım.

Dogs are super smart.

Köpekler süper zekidir.

I hadn't changed my voice intonation at all.

Ses tonlamamı hiç değiştirmemiştim.

She couldn't really see me clearly.

Beni net göremiyordu.

I couldn't see her clearly, but she understood.

Onu net göremiyordum ama o anladı.

This ain't a woman I can lay in the bed with . I said, no, baby.

Bu yatakta yatabileceğim bir kadın değil . Hayır bebeğim dedim.

I ain't the one Uhuh no doggies in my bed.

Yatağımda köpek olmayan ben değilim.

Now again, if you do that, hey, it's okay.

Şimdi tekrar, bunu yaparsan, hey, sorun değil. Ben

I just don't do it.

yapmıyorum.

And that night the dog knew, Hey, she's not the one I can lay in the bed with.

Ve o gece köpek anladı, Hey, yatakta yatabileceğim tek kişi o değil.

And she went right back to her doggy bed and I went right back to sleep

Ve hemen köpek yatağına geri döndü ve ben hemen uyumaya gittim

. So I hope you enjoyed this story.

. Bu yüzden umarım bu hikayeyi beğenmişsinizdir.

Maybe you enjoy and love dogs too, but you're with me.

Belki sen de köpeklerden hoşlanıyor ve seviyorsun ama benimlesin.

You're not really, you don't really like them in your bed with you.

Sen gerçekten değilsin, yatağında seninle olmalarından gerçekten hoşlanmıyorsun. Yorum

You can put your comments in the comment section and I will

kısmına yorumlarınızı bırakabilirsiniz, bir

talk to you in the next lesson.

sonraki derste görüşürüz.