LEARN 105 ENGLISH VOCABULARY WORDS | DAY 19

Welcome to day 19. We're moving ahead in  our 30-Day English Vocabulary Challenge.  

19. güne hoş geldiniz. 30 Günlük İngilizce Kelime Bilgisi Yarışmamızda ilerliyoruz.

One video a day, every day, for 30 days. We're  learning 105 words from the academic word list  

30 gün boyunca her gün, günde bir video. Akademik kelime listesinden 105 kelime öğreniyoruz

words that will help you have  sophisticated English conversations,  

gelişmiş İngilizce konuşmalar yapmanıza yardımcı olacak

words you need to know if you're preparing for  the IELTS or TOEFL exam. I've been watching the  

kelimeler, IELTS veya TOEFL sınavına hazırlanıyorsanız bilmeniz gereken kelimeler.

posts you've been making about this challenge,  it's incredible, inspiring. Make up a sentence  

Bu meydan okumayla ilgili   yaptığınız gönderileri izliyorum, inanılmaz, ilham verici.

to a word you learn and post it on social. Don't  forget to like and subscribe and don't forget to  

Öğrendiğiniz bir kelimeyle ilgili bir cümle kurun ve bunu sosyal medyada yayınlayın. Beğenmeyi ve abone olmayı unutmayın ve

download the study guide that goes with this 30  day challenge. You can do that by clicking here or  

bu 30 günlük yarışmayla birlikte gelen çalışma kılavuzunu indirmeyi unutmayın . Bunu, burayı veya

the link in the video description. Learn the  words, ace the quizzes, you've got this!

video açıklamasındaki bağlantıyı tıklayarak yapabilirsiniz. Kelimeleri öğrenin , kısa sınavlarda başarılı olun, işte bu!

The first word today is ACQUISITION.

Bugünün ilk kelimesi KAZANMAK.

As a noun, it means the act of getting something,  

Bir isim olarak, bir şey elde etme eylemi,

or the act of obtaining money or possessions, or  the learning or development of a skill or quality.  

veya para veya mal edinme eylemi veya bir beceri veya niteliği öğrenme veya geliştirme anlamına gelir.

I specialize in second language acquisition.  That is learning, developing the ability  

İkinci dil edinimi konusunda uzmanım. Yani öğrenmek, anadiliniz

to communicate in another language other than  your mother tongue. Let's look again up close  

dışında başka bir dilde iletişim kurma becerisini geliştirmektir . Tekrar yakından

and in slow motion. Pay attention to how  much the lips have to round for that W sound.

ve ağır çekimde bakalım. W sesi için dudakların ne kadar yuvarlak olması gerektiğine dikkat edin.

And now we'll go to Youglish for five examples.

Ve şimdi beş örnek için Youglish'e geçeceğiz.

No, it was uh, it was an  acquisition several years ago.

Hayır, birkaç yıl önce bir satın almaydı.

An acquisition, not a donation.  They paid money to get it.

Bir satın alma, bağış değil. Almak için para ödediler.

No, it was uh, it was an  acquisition several years ago.

Hayır, birkaç yıl önce bir satın almaydı.

Here's another example.

İşte başka bir örnek.

I doubt we'll get to a point where  the American public will want to  

Amerikan halkının

limit the acquisition of vehicles in that way.

araç alımını bu şekilde sınırlamak isteyeceği bir noktaya geleceğimizden şüpheliyim.

Limit the acquisition of vehicles.  That is limit the number of cars or  

Araç alımını sınırlayın. Bu,

vehicles that a family or person can get, can buy.

bir ailenin veya kişinin alabileceği araba veya araç sayısını sınırlar.

I doubt we'll get to a point where  the American public will want to limit  

Amerikan halkının

the acquisition of vehicles in that way.

araç alımını bu şekilde sınırlamak isteyeceği bir noktaya geleceğimizden şüpheliyim.

Here's another example.

İşte başka bir örnek. Mülk

There were broader opportunities for acquisition  to property uh, to, to everyone else.

edinme, diğer herkes için daha geniş fırsatlar vardı .

Acquisition of property. Buying property.

Mülk edinimi. Mülk satın almak. Mülk

There were broader opportunities for acquisition  to property uh, to, to everyone else.

edinme, diğer herkes için daha geniş fırsatlar vardı .

Another example.

Başka bir örnek.

We work with, you know, a part of the data  team that manages our acquisition efforts.

Biliyorsunuz, veri ekibinin edinme çabalarımızı yöneten bir bölümüyle çalışıyoruz.

Acquisition efforts. They use data and work  with the data team to decide what to acquire,  

Edinme çabaları. Bir şirket başka bir şirketi satın aldığında olduğu gibi, verileri kullanır ve ne elde edeceklerine karar vermek için veri ekibiyle birlikte çalışırlar

like when a company buys another company.

.

We work with, you know, a part of the data  team that manages our acquisition efforts.

Biliyorsunuz, veri ekibinin edinme çabalarımızı yöneten bir bölümüyle çalışıyoruz. Son

Our last example.

örneğimiz.

The Whatsapp acquisition at 19 billion makes  it worth more than the following companies.

19 milyarlık Whatsapp satın alımı, onu aşağıdaki şirketlerden daha değerli kılıyor.

When Whatsapp was bought by  Facebook. The Whatsapp acquisition.

Whatsapp, Facebook tarafından satın alındığında . Whatsapp satın alma.

The Whatsapp acquisition at 19 billion makes  it worth more than the following companies.

19 milyarlık Whatsapp satın alımı, onu aşağıdaki şirketlerden daha değerli kılıyor. Bir

Our next word is OBTAINED.

sonraki kelimemiz ELDE EDİLMİŞTİR.

That T is a true T because it starts a stressed syllable.  

Bu T, vurgulu bir heceyi başlattığı için gerçek bir T'dir.

Obtained. We learned the noun form of acquisition,  

Elde edilen. Edinmenin isim biçimini öğrendik,

but there's also a verb, acquire, to buy, or  obtain something, to learn or develop a new skill,  

ancak aynı zamanda bu fiile benzer bir fiil olan, edinme, satın alma veya bir şey elde etme, öğrenme veya yeni bir beceri geliştirme   vardır

that's similar to this verb. Obtained. It means  to gain or get something, usually by effort.  

. Elde edilen. Genellikle çaba göstererek bir şey kazanmak veya elde etmek anlamına gelir.

The information may be difficult to obtain.  Let's watch again up close and in slow motion.

Bilginin elde edilmesi zor olabilir. Tekrar yakından ve ağır çekimde izleyelim.

And now we'll go to Youglish for five examples.

Ve şimdi beş örnek için Youglish'e geçeceğiz.

After pace, I obtained my CPA license.

Tempodan sonra EBM lisansımı aldım.

Obtained a CPA license. Certified Public  Accountant. Definitely it takes effort to  

EBM lisansı aldı. Yeminli Mali Müşavir. Bu lisansı almak kesinlikle çaba gerektirir

get that license. You have to have a degree,  then pass tests and have relevant experience.

. Dereceye sahip olmanız, ardından testleri geçmeniz ve ilgili deneyime sahip olmanız gerekir.

After pace, I obtained my CPA license.

Tempodan sonra EBM lisansımı aldım.

Here's another example.

İşte başka bir örnek.

And as a result, I obtained a  lot of knowledge about food.

Sonuç olarak, yemekle ilgili pek çok bilgi edindim.

Obtained a lot of knowledge. Probably through  a lot of experience, not something you can  

Çok fazla bilgi edinildi. Muhtemelen çok deneyimle bu şekilde elde edebileceğiniz bir şey değil

just get like that, but something that  takes some effort and time to get to.

, ulaşılması biraz çaba ve zaman gerektiren bir şey.

And as a result, I obtained a  lot of knowledge about food.

Sonuç olarak, yemekle ilgili pek çok bilgi edindim.

Here's another example.

İşte başka bir örnek.

So this is data that I’ve obtained through a  lawsuit against the University Of California.

Bu, California Üniversitesi'ne karşı açtığım bir dava sonucunda elde ettiğim veriler .

Obtained through a lawsuit. This person did not  just go to the University Of California to get it,  

Dava yoluyla elde edildi. Bu kişi sadece onu almak için California Üniversitesi'ne gitmedi, onu almak için

he had to sue the university, bring  a lawsuit against them to get it.  

üniversiteye dava açması, onlara karşı dava açması gerekti.

That's a lot of effort. Data is another word from  the academic word list that we studied in 2020.  

Bu çok çaba. Data, 2020'de incelediğimiz akademik kelime listesinden başka bir kelimedir.   Bu

It's usually pronounced data, here, he  uses an alternate pronunciation, data.

genellikle data olarak telaffuz edilir, burada alternatif bir telaffuz kullanır, data.

So this is data that I’ve obtained through a  lawsuit against the University Of California.

Bu, California Üniversitesi'ne karşı açtığım bir dava sonucunda elde ettiğim veriler .

Another example.

Başka bir örnek.

The son said these were obtained illegally.

Oğul, bunların yasa dışı yollarla elde edildiğini söyledi.

Obtained illegally. If it was illegal,  it probably took some effort to get them.

Yasadışı olarak elde edildi. Yasa dışıysa bunları elde etmek muhtemelen biraz çaba gerektirmiştir.

The son said these were obtained illegally.

Oğul, bunların yasa dışı yollarla elde edildiğini söyledi. Son

Our last example.

örneğimiz.

And so this is just one of  the images that we obtained.

Ve bu, elde ettiğimiz görüntülerden sadece biri.

That they obtained. That they got. This is a woman  who does cancer research. It probably took a lot  

Elde ettikleri. Aldıkları. Bu, kanser araştırması yapan bir kadın. Bu görüntüyü elde etmek muhtemelen çok

of effort, knowledge, maybe expensive equipment  to get this image. Remember, obtain implies  

çaba, bilgi ve belki de pahalı ekipman gerektirdi . Unutmayın, elde etmek

effort. It was not easy to get. Acquire,  on the other hand, means you probably had  

çaba   gerektirir. Almak kolay olmadı. Öte yandan edinme, muhtemelen

to spend money to get something. Let's  look at this sentence one more time.

bir şey elde etmek için para harcamanız gerektiği anlamına gelir. Bu cümleye bir kez daha bakalım.

And so this is just one of  the images that we obtained.

Ve bu, elde ettiğimiz görüntülerden sadece biri.

Our last word today is CONSUMER.  

Bugünkü son sözümüz TÜKETİCİ.

That first syllable has a schwa, it should be said  very quickly as if there's no vowel. Con— con--  

O ilk hecede schwa var, sesli harf yokmuş gibi çok hızlı söylenmeli. Con— con--

consumer, it's a noun, a person who buys goods and  services. Some consumers are still not comfortable  

tüketici, bu bir isimdir, mal ve hizmet satın alan kişidir . Bazı tüketiciler hâlâ

making purchases on the internet. Let's  look again up close and in slow motion.  

internetten alışveriş yapmaktan çekiniyor. Tekrar yakından ve ağır çekimde bakalım.

And now we'll go to Youglish for five examples.

Ve şimdi beş örnek için Youglish'e geçeceğiz.

It's the consumer who's using the technology.

Teknolojiyi kullanan tüketicidir.

The consumer, the person who made the purchase,  

Tüketici, satın alma işlemini gerçekleştiren kişi,

bought the technology,  that's using the technology.

teknolojiyi satın aldı, yani teknolojiyi kullanıyor.

It's the consumer who's using the technology.

Teknolojiyi kullanan tüketicidir.

Here's another example.

İşte başka bir örnek.

I mean, as a consumer, how could you possibly  

Demek istediğim, bir tüketici olarak, nasıl

make a decision across? There are hundreds and  thousands of offerings these days, of anything.

geniş kapsamlı bir karar verebilirsiniz? Bugünlerde her şeyden yüzlerce ve binlerce teklif var.

As the person buying something, how can you  choose what to buy when there are so many options?

Bir şey satın alan kişi olarak, bu kadar çok seçenek varken ne alacağınızı nasıl seçebilirsiniz?

I mean, as a consumer, how could you possibly  

Demek istediğim, bir tüketici olarak, nasıl

make a decision across? There are hundreds and  thousands of offerings these days, of anything.

geniş kapsamlı bir karar verebilirsiniz? Bugünlerde her şeyden yüzlerce ve binlerce teklif var.

Here's another example.

İşte başka bir örnek.

And Apple is a consumer  electronics company essentially.

Ve Apple, özünde bir tüketici elektroniği şirketidir.

Consumer electronics company. That means they make  electronics for consumers, people like you and me,  

Tüketici elektroniği şirketi. Bu, sizin ve benim gibi tüketiciler için elektronik ürettikleri anlamına gelir,

not for companies, but for everyday people.

şirketler için değil, sıradan insanlar için.

You know Apple is a consumer  electronics company essentially.

Apple'ın temelde bir tüketici elektroniği şirketi olduğunu biliyorsunuz.

Another example.

Başka bir örnek.

The seafood industry can track the  seafood from the boat to the plate  

Deniz ürünleri endüstrisi,

to make sure that the consumer can then  find out where their seafood came from.

tüketicinin deniz ürünlerinin nereden geldiğini bulabildiğinden emin olmak için deniz ürünlerini tekneden tabağa kadar takip edebilir.

Oh that's nice. If you buy fish,  you can find out where it came from.

Bu güzel. Balık satın alırsanız nereden geldiğini öğrenebilirsiniz.

The seafood industry can track the seafood  from the boat to the plate to make sure  

Deniz ürünleri endüstrisi,

that the consumer can then find  out where their seafood came from.

tüketicinin deniz ürünlerinin nereden geldiğini bulabildiğinden emin olmak için deniz ürünlerini tekneden tabağa kadar takip edebilir. Son

Our last example.

örneğimiz.

I got to experience one of the coolest  autonomous vehicles at the consumer  

electronics show which happens  every year in Vegas in January.

Her yıl Ocak ayında Vegas'ta düzenlenen tüketici elektroniği fuarında en havalı otonom araçlardan birini deneyimledim.

Consumer electronics show. A show, an expo  for all kinds of electronics for people,  

Tüketici elektroniği gösterisi.

as opposed to electronics one might  need for a company or a business.

Bir şirket veya işletme için ihtiyaç duyulabilecek elektroniğin aksine, insanlar için her türlü elektronik için bir gösteri, bir fuar.

I got to experience one of the coolest  autonomous vehicles at the consumer  

electronics show which happens  every year in Vegas in January.

Her yıl Ocak ayında Vegas'ta düzenlenen tüketici elektroniği fuarında en havalı otonom araçlardan birini deneyimledim.

Seeing all the real-life examples can really help  you understand how to use these words, can't it? I  

Tüm gerçek hayattan örnekleri görmek, bu kelimeleri nasıl kullanacağınızı anlamanıza gerçekten yardımcı olabilir, değil mi?

have a challenge for you now. Make up a sentence  with one of these words. Make a short video of  

Şimdi size bir meydan okumam var. Bu kelimelerden biriyle bir cümle oluşturun. Cümlenizin kısa bir videosunu çekin

your sentence, and post it to social media. Tag me  and use the hashtag #rachelsenglish30daychallenge

ve sosyal medyada yayınlayın. Beni etiketleyin ve #rachelsenglish30daychallenge hashtag'ini kullanın

Don't be shy. You can do this. I love  seeing what you've posted so far. Our  

. Bunu yapabilirsiniz. Şimdiye kadar yayınladıklarınızı görmek hoşuma gidiyor. Bir

next video comes out tomorrow, at 10 AM  Philadelphia time. Come on back to learn  

sonraki videomuz yarın Philadelphia saatiyle 10:00'da yayında . Üç kelime daha öğrenmek için   geri gelin

three more vocabulary words. In the meantime,  

. Bu arada

keep your studies going with this video, and  check out my online courses at Rachel's English  

bu video ile çalışmalarınıza devam edin ve Rachel's English   Academy'deki çevrimiçi kurslarıma göz atın

Academy. You'll become a more confident English  speaker. And please do remember to subscribe.  

. Daha özgüvenli bir İngilizce konuşan kişi olacaksınız. Ve lütfen abone olmayı unutmayın.

I love being your English teacher. That's it  and thanks so much for using Rachel's English.

İngilizce öğretmenin olmayı seviyorum. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.