Lesson 74 👩‍🏫 Basic English with Jennifer 📅⌚How often?

How often do you study English? Every day? Well, maybe it's not every day, but I hope

Ne sıklıkta İngilizce çalışıyorsun? Her gün? Belki her gün değil ama umarım

it's often. Let's practice answering the question 'how often?' You can study with my

sık sık olur. ' Ne sıklıkta' sorusunu yanıtlamaya çalışalım.

students Flavia and Andreia.

Öğrencilerim Flavia ve Andreia ile çalışabilirsiniz.

Okay, ladies. Let's talk about not 'when,' but 'how often.'

Tamam bayanlar. 'Ne zaman' değil, 'ne sıklıkta' konuşalım.

Right? For example, you like walking with your dog. You take your dog for walks.

Sağ? Örneğin, köpeğinizle yürümeyi seviyorsunuz . Köpeğinizi yürüyüşe çıkarıyorsunuz.

How often? Is that every day? On weekend. On the weekends. And if it's

Ne sıklıkta? Bu her gün mü? Hafta sonu. Haftasonları. Ve eğer

Saturday, do you take a walk one time, two, times, three times? How many walks? One. One walk?

cumartesi ise, bir kez, iki kez, üç kez yürüyüşe çıkar mısınız? Kaç yürüyüş? Bir. Bir yürüyüş mü?

A long walk. Then minutes. Yes, yes. Okay. So I asked, "How often?" You say, "Well, on the weekend."

Uzun bir yürüyüş. Sonra dakikalar. Evet evet. Tamam aşkım. Ben de "Ne sıklıkla?" diye sordum. "Hafta sonu" diyorsun.

"Every weekend." On Saturdays and Sundays. Okay. I know you have cats. Right? I bet you hold

"Her haftasonu." Cumartesi ve Pazar günleri. Tamam aşkım. Kedilerin olduğunu biliyorum. Sağ? Bahse girerim

your cats. Yes? Yeah. And you hug your cats. Yes. How often? On the weekend? Every time. All the time.

kedilerini tutuyorsundur. Evet? Evet. Ve kedilerinize sarılıyorsunuz. Evet. Ne sıklıkta? Haftasonunda? Her zaman. Her zaman.

So every day. Many times. Often. So, "How often?" I'm asking if it's always, never...so let's

Yani her gün. Bir cok zaman. Sıklıkla. Peki, "Ne sıklıkla?" Her zaman mı, asla mı diye soruyorum... o yüzden

think about those words. Always. I always hug my cats. All right? Every day could be

bu kelimeleri düşünelim. Her zaman. Kedilerime her zaman sarılırım. Elbette? Her gün,

like...you feed your dog every day. Right? The dog needs to eat, but the opposite is

köpeğinizi her gün beslediğiniz gibi olabilir. Sağ? Köpeğin yemek yemesi gerekir ama asla tersi olmaz

never. What about 'sometimes'? Is 'sometimes' like 'always' or 'never'? Where is 'sometimes'?

. Peki ya 'bazen'? 'Bazen', 'her zaman' mı yoksa 'hiçbir zaman' mı? "bazen" nerede?

In the middle? In the middle. How about this word. 'Rarely.' Around here. Yes. Mm-hmm.

Ortada? Ortada. Bu söze ne dersin? 'Nadiren.' Buralarda. Evet. Mm-hmm.

If I say 'often.' Where should it go? You think it's more like this?

'Sık sık' dersem. Nereye gitmeli? Bunun daha çok böyle olduğunu mu düşünüyorsun?

No. Here. After. Yes. Somewhere. They're similar. Similar.

Burası değil. Sonrasında. Evet. bir yerde. Benzerler. Benzer.

And note in American English, we can say 'often' with a T. Often. But often we have

Ve Amerikan İngilizcesinde bir T ile "sık sık" diyebileceğimize dikkat edin. Ancak çoğu zaman

no T. Often.

T'miz olmaz.

When I'm talking fast, I say, "Often."

Hızlı konuşurken "Sık sık" derim.

I often play the piano. Often. Okay. How about 'usually'? Is it more like 'never' or

Sık sık piyano çalarım. Sıklıkla. Tamam aşkım. Peki ya 'genellikle'? Daha çok 'asla' mı yoksa

'always' or in the middle? Yeah, somewhere around here maybe. Often. Usually.

'her zaman' mı yoksa ortada mı? Evet, buralarda bir yerlerde olabilir. Sıklıkla. Genellikle.

Somewhere around there. Yeah. Often...usually...similar. Because 'usually' is

Oralarda bir yerde. Evet. Genellikle...genelde...benzer. Çünkü 'genellikle',

similar to like 'every day.' Like usually. Right? What do you have...you probably have

'her gün'e benzer. Herzamanki gibi. Sağ? Elinizde ne var... muhtemelen

similar words in Portuguese. Usually. Right? What is 'usually' in

Portekizce'de benzer sözcükleriniz var. Genellikle. Sağ? Portekizce'de 'genellikle' nedir

Portuguese? It sounds like "usually." And 'often' is like 'frequently.' Do you have a word like that

? "Genellikle" gibi geliyor. Ve 'sıklıkla', 'sıklıkla' gibidir. Portekizcede böyle bir kelime var mı

in Portuguese? So it's similar. 'Often' is like 'frequently.' And 'usually' is...

? Yani benzer. 'Genellikle', 'sık sık' gibidir. Ve 'genellikle'...

Alright the opposite of 'often'? You can also say 'not often.' Not often, which is the same as 'rarely.' So you can say 'often' or 'not often.'

'sık sık'ın zıttı tamam mı? Ayrıca 'sık değil' de diyebilirsiniz. Sık sık değil, bu 'nadiren' ile aynı şeydir. Yani 'sıklıkla' veya 'sık sık değil' diyebilirsiniz.

Rarely. Okay?

Nadiren. Tamam aşkım?

Repeat after me.

Benden sonra tekrar et. Benim sorum

My question.

. Sık

Are you often angry? Are you often angry? No. Good.

sık kızgın mısın? Sık sık kızgın mısın? İyi değil.

Are you never angry? Rarely. I'm rarely angry. I'm rarely angry.

hiç mi kızmıyorsun Nadiren. Nadiren kızgınım. Nadiren kızgınım.

I'm? I'm. I am. I'm.

Ben? Ben. Ben. Ben.

I'm rarely angry. Actually, you can ask me, "Jennifer, are you often...?" Jennifer, are you often angry? When I drive, yes.

Nadiren kızgınım. Aslında bana "Jennifer, sık sık...?" diye sorabilirsin. Jennifer, sık sık sinirlenir misin? Araba kullandığımda, evet.

I'm happy, but when I drive, I'm often angry because I want to go fast. And I

Mutluyum ama araba kullandığımda genellikle hızlı gitmek istediğim için sinirleniyorum. Ve

get angry. I'm like, "Go!" I'm often angry. Are you often tired? Sometimes. Sometimes? Yeah. I can

sinirleniyorum. "Git!" Sık sık kızgınım. Sık sık yorgun musun? Bazen. Bazen? Evet.

get tired in the morning. Yeah. Can you ask Andreia? Are you often tired?

Sabahları yorgun olabilirim. Evet. Andreia'ya sorabilir misin? Sık sık yorgun musun?

Usually. I am usually tired. Yeah. You need to sleep more. Okay.

Genellikle. Ben genellikle yorgunum. Evet. Daha fazla uyuman gerekiyor. Tamam aşkım.

I could ask, "Always?" Are you always busy? Always. Are you always busy?

"Her zaman mı?" diye sorabilirim. Her zaman meşgul müsün? Her zaman. Her zaman meşgul müsün?

Often. I'm often busy. Can you ask Andreia?

Sıklıkla. Sık sık meşgulüm. Andreia'ya sorabilir misin? Sık

Are you often busy? I am often busy. You can ask me.

sık meşgul müsünüz? Sık sık meşgulüm. Bana sorabilirsin. Sık

Are you often busy? I'm always busy.

sık meşgul müsünüz? Her zaman meşgulüm.

I have children. I have a dog. I'm always busy.

Çocuğum var. Bir köpeğim var. Her zaman meşgulüm.

But I'm usually happy. But in the car, I'm often angry, and in the morning, I'm

Ama genellikle mutluyum. Ama arabada genellikle kızgınım ve sabahları

tired...every day. Actually, no. Often. Because on the weekend, I'm not tired.

yorgunum... her gün. Aslında hayır. Sıklıkla. Çünkü hafta sonu yorgun değilim.

Let's form questions.

Sorular oluşturalım.

How often do you study English?

Ne sıklıkta İngilizce çalışıyorsun?

How often do you exercise?

Ne sıklıkla egzersiz yaparsın?

How often do you go to the library?

Ne sıklıkla kütüphaneye gidersiniz?

How often do you go grocery shopping?

Ne sıklıkla market alışverişine gidersiniz?

Watch how I put the words. If I use I'm, I am, I'm, I take one of these words and a

Kelimeleri nasıl koyduğuma dikkat et. Eğer ben, ben , ben, ben kullanırsam, bu kelimelerden birini ve bir

feeling. Right? I'm often happy. Right? I'm usually busy. I'm...what could I say?

duyguyu alırım. Sağ? Sık sık mutluyum. Sağ? Ben genellikle meşgulüm. Ben...ne diyebilirim ki? Ben

I'm never bored. Right? So with 'I am' or 'you are,' we have the subject and the verb:

asla sıkılmam. Sağ? Yani 'ben' veya 'sen' ile özneye ve fiile sahibiz:

I am, you are + how often + and the feeling. Right? I'm often happy. You're often happy.

ben, sen + ne sıklıkla + ve duygu. Sağ? Sık sık mutluyum. Çoğu zaman mutlusun.

But if we move to other verbs, not 'I am'... 'you are,' the verb to be. We switch to 'teach' or 'study.'

Ama diğer fiillere geçersek, 'ben' değil... 'sen' fiili, olmak. 'Öğret' veya 'çalış'a geçiyoruz.

Then...I usually teach in the afternoon. I don't say 'teach usually,' but

Sonra... Genellikle öğleden sonra ders veririm . 'Genellikle öğret' demiyorum ama

'usually teach.' I usually teach in the afternoon, or I never teach late at night.

'genellikle öğret' diyorum. Genellikle öğleden sonra ders veririm ya da asla gece geç saatlerde ders vermem.

Right? So before the verb, we do 'how often.' With 'study.'

Sağ? Yani fiilden önce 'ne sıklıkta' yaparız. 'çalışma' ile.

I asked the question 'how often.' How often do you study? When do you study English?

'Ne sıklıkla' sorusunu sordum. Ne sıklıkla çalışıyorsun? Ne zaman İngilizce çalışıyorsun?

How often do you study English? Do you study on the weekend? No. No. Do you study

Ne sıklıkta İngilizce çalışıyorsun? Hafta sonu ders çalışıyor musun? Hayır. Hayır. Sabahları ders çalışıyor musun

in the morning? Yes. Okay. So you can say... I often student in the morning.

? Evet. Tamam aşkım. Yani şöyle diyebilirsiniz... Ben genellikle sabahları öğrenciyim.

Mm-hmm. Do you study in the afternoon? No. Do you study in the morning? Yes. Okay.

Mm-hmm. Öğleden sonra ders çalışıyor musun? Hayır. Sabahları ders çalışıyor musun? Evet. Tamam aşkım.

So? I am often study in the morning....Mm-hmm. Do you often study in the morning?

Bu yüzden? Ben genellikle sabahları çalışıyorum....Mm-hmm. Sabahları sık sık ders çalışır mısın?

Or do you usually study in the morning? I am often study in the morning. I often

Yoksa genellikle sabahları ders mi çalışırsın? Sabahları genellikle ders çalışırım. Sık sık

study -- not I am I often. Because now we have 'study.' I often study in the morning.

çalışırım - sık sık çalışmıyorum. Çünkü artık 'çalışmamız' var. Genellikle sabahları ders çalışırım.

Mm-hmm. Do you study in the evening? I sometimes study in the evening. Mm-hmm.

Mm-hmm. Akşamları ders çalışıyor musun? Bazen akşamları ders çalışırım. Mm-hmm.

Do you study on Monday? I often study on Monday. Or you can say, "I always study."

Pazartesi günü ders çalışıyor musun? Pazartesi günleri genellikle ders çalışırım . Veya "Ben her zaman ders çalışırım" diyebilirsiniz.

Do you always study on Monday? Yes. You can ask me questions about 'teach.'

Pazartesi günleri hep ders çalışır mısın? Evet. Bana 'öğretmek' hakkında sorular sorabilirsiniz.

So you first can say, "When do you teach?" Or "How often do you teach?" Ask me one

Yani önce "Ne zaman öğretiyorsun?" diyebilirsin. Veya "Ne sıklıkla ders veriyorsunuz?" Bana bir

question. How often do you teach? I teach almost every day.

soru sor. Ne sıklıkla ders veriyorsunuz? Neredeyse her gün ders veriyorum.

And you can ask me questions about, well, if I teach almost every day...

Ve bana hemen hemen her gün ders verirsem hakkında sorular sorabilirsiniz... Aklınıza

Can you think of a question? Are you often...? Do you often...? Do you often teach in the morning?

bir soru gelebilir mi? Sık sık...? Sıklıkla...? Sabahları sık sık ders verir misin?

Not often. Not often. I sometimes teach in the morning.

Sık değil. Sık değil. Bazen sabahları ders veririm.

I sometimes teach in the morning. Yes. Can you ask a question? How often do you teach in the evening?

Bazen sabahları ders veririm. Evet. Bir soru sorabilir misin? Akşamları ne sıklıkla ders veriyorsunuz?

I teach in the evening once a week. Once a week. I usually teach on Thursday, on Thursday evening.

Haftada bir akşamları ders veriyorum. Haftada bir. Genellikle perşembe günleri, perşembe akşamı ders veririm.

Note with 'every day,' it usually goes at

'Her gün' ile dikkat edin, genellikle sonunda gider

the end. Okay? For example, do you study every day? Yes. Yes. Good. I study.. I study every day.

. Tamam aşkım? Örneğin, her gün ders çalışıyor musun? Evet. Evet. İyi. Çalışıyorum.. Her gün çalışıyorum.

I know you exercise. Do you exercise every day? Yes. I always exercise. Or I exercise every day.

Egzersiz yaptığını biliyorum. Her gün egzersiz yapıyor musun? Evet. Her zaman egzersiz yaparım. Ya da her gün spor yapıyorum.

Mm-hmm. Every day of the week. Okay.

Mm-hmm. Haftanın her günü. Tamam aşkım.

How about other things? Some people take a shower.

Peki ya diğer şeyler? Bazı insanlar duş alır.

Some people take a bath. What do you like? Take a shower. You like to take a shower?

Bazı insanlar banyo yapar. Ne istersin? Duş almak. Duş almayı sever misin?

Okay. Yeah. I like to take a hot shower. Yeah. How often do you take a hot shower?

Tamam aşkım. Evet. Sıcak bir duş almayı severim. Evet. Ne sıklıkla sıcak duş alırsınız?

Every day. Every day. When?

Her gün. Her gün. Ne zaman?

In the morning? At night? In the morning and in the evening.

Sabah? Geceleyin? Sabah ve akşam.

So you can say, "I often or I always..." I always take a shower in the evening.

Yani "Ben sık sık ya da ben her zaman..." diyebilirsin. Ben her zaman akşamları duş alırım.

How about you? I always take a shower in the morning and in the evening. Mm-hmm. Good. I asked you about taking a

Peki ya sen? Sabah ve akşam mutlaka duş alıyorum. Mm-hmm. İyi. Sana

shower and taking a bath. You said you like to take a shower. Let's

duş almayı ve banyo yapmayı sordum. Duş almayı sevdiğini söyledin.

find out what Andreia likes. What does she like? Start with, "Do you..." Do you like

Andreia'nın nelerden hoşlandığını öğrenelim. Nelerden hoşlanır? "Siz..." ile başlayın.

taking a shower or taking a bath? I like take a shower. I like taking a shower.

Duş almayı mı yoksa banyo yapmayı mı seversiniz? duş almayı severim Duş almayı severim.

I like taking a shower. Or I like to take a

Duş almayı severim. Ya da duş almayı seviyorum

shower. I like to take a shower. I like to take, I like taking. Oh. I like to take a

. duş almayı severim Almayı seviyorum , almayı seviyorum. Ah. duş almayı severim

shower. Okay. When do you take...? When do you take a shower?

Tamam aşkım. Ne zaman...? Ne zaman duş alırsın?

I always take a shower in the evening. Mm-hmm.

Ben her zaman akşamları duş alırım. Mm-hmm.

We also have to shop for food. We need food, we need milk, we need eggs and bread.

Yemek için de alışveriş yapmalıyız. Yemeğe ihtiyacımız var, süte ihtiyacımız var, yumurtaya ve ekmeğe ihtiyacımız var.

We go grocery shopping. Grocery shopping. Right?

Bakkal alışverişine gidiyoruz. Bakkal alışveriş. Sağ?

Grocery shopping. "Grocery" is for food. You go to the supermarket or grocery store.

Bakkal alışveriş. "Bakkal" yemek içindir. Süpermarkete veya bakkala gidiyorsunuz.

In the U.S., we say grocery store... supermarket. It's the same thing.

ABD'de bakkal diyoruz... süpermarket. Aynı şey.

Right? You can say "go shopping," but for this, for food, I would say "go grocery

Sağ? "Alışverişe git" diyebilirsin ama bunun için, yemek için "manav

shopping." Mm-hmm. I have to go grocery shopping. I need to go grocery shopping. Bye.

alışverişine git" derdim. Mm-hmm. Bakkal alışverişine gitmeliyim. Bakkal alışverişine gitmem gerekiyor. Hoşçakal.

So let's ask about grocery shopping. What's the question? Let's talk

O zaman bakkal alışverişini soralım. Soru nedir?

about when or how often? How often? How often. How often do you go grocery shopping?

Ne zaman veya ne sıklıkta konuşalım? Ne sıklıkta? Ne sıklıkta. Ne sıklıkla market alışverişine gidersiniz?

I always go grocery shopping on Saturdays.

Cumartesileri hep market alışverişine giderim .

How often do you go? How often do you go grocery shopping? I usually...

Ne sıklıkla gidersin? Ne sıklıkla market alışverişine gidersiniz? Ben genellikle...

Usually. I usually go grocery shopping... When?

Genellikle. Genelde market alışverişine giderim... Ne zaman?

On the weekend or on Mondays? On the weekend. On the weekend. Watch the

Hafta sonu mu yoksa Pazartesi günleri mi? Haftasonunda. Haftasonunda. Telaffuzu izleyin

pronunciation: usually.

: genellikle.

You can ask me.

Bana sorabilirsin.

When or how often? How often do you grocery shopping? How often do you go?

Ne zaman veya ne sıklıkta? Ne sıklıkla market alışverişi yaparsınız? Ne sıklıkla gidersin?

How often do you go... how often do you grocery shopping? One more time. How often...?

Ne sıklıkla gidersin... ne sıklıkla market alışverişi yaparsın? Bir kez daha. Ne sıklıkta...?

How often do you go grocery shopping? I go grocery shopping...

Ne sıklıkla market alışverişine gidersiniz? Market alışverişine giderim...

I usually go grocery shopping two or three times a week. I always go on

Genellikle haftada iki veya üç kez market alışverişi yaparım. Her zaman

the weekend and then sometimes on Mondays, sometimes on Thursday, but I

hafta sonu giderim, sonra bazen Pazartesi, bazen Perşembe, ama

usually go two or three times a week. On the weekend, it's big...it's a big trip.

genellikle haftada iki veya üç kez giderim. Hafta sonu, büyük... bu büyük bir gezi.

I buy a lot and on Monday or Tuesday, Wednesday, Thursday, I buy little things.

Çok şey alıyorum ve Pazartesi veya Salı, Çarşamba, Perşembe günleri küçük şeyler alıyorum.

Yeah. Oh, I know you exercise. It's so good. Every day. I don't. But you can ask me.

Evet. Oh, egzersiz yaptığını biliyorum. Bu çok iyi. Her gün. Yapmıyorum. Ama bana sorabilirsin.

How often do you exercise? Not every day.

Ne sıklıkla egzersiz yaparsın? Her gün değil.

I try. I try. I sometimes exercise in the evening, and I I usually take walks with

Denerim. Denerim. Bazen akşamları egzersiz yaparım ve genellikle köpekle yürüyüşe çıkarım

the dog. Not every day. I usually take walks maybe three...four days a week.

. Her gün değil. Genelde haftada belki üç...dört gün yürüyüş yaparım.

But I try. Okay. How often do you exercise? I always...three days.

Ama denedim. Tamam aşkım. Ne sıklıkla egzersiz yaparsın? Ben her zaman... üç gün.

I always exercise. I always exercise three days a week. Mm-hmm. Good.

Her zaman egzersiz yaparım. Her zaman haftada üç gün egzersiz yaparım. Mm-hmm. İyi.

Always the same days? Always Monday? Always Tuesday? Monday, Wednesday,

Hep aynı günler mi? Her zaman Pazartesi? Her zaman Salı mı? Pazartesi Çarşamba

Friday. Mm-hmm. So I always exercise on Monday,

Cuma. Mm-hmm. Bu yüzden her zaman Pazartesi,

Wednesday and Friday. I always exercise and on Monday...

Çarşamba ve Cuma günleri egzersiz yaparım. Her zaman egzersiz yaparım ve Pazartesi günleri...

Monday, Wednesday, Friday. Monday,

Pazartesi, Çarşamba, Cuma. Pazartesi

Wednesday, Friday. It's hard. Let's practice again. Just for pronunciation.

Çarşamba Cuma. Zor. Tekrar pratik yapalım. Sadece telaffuz için. Haftanın

Let's practice the days of the week. Ready? Monday.

günlerini çalışalım . Hazır? Pazartesi.

Tuesday. Wednesday. Thursday.

Salı. Çarşamba. Perşembe.

Friday. Saturday. Sunday.

Cuma. Cumartesi. Pazar.

We can say "on the weekend" -- is Saturday, Sunday.

"Hafta sonu" diyebiliriz -- Cumartesi, Pazar.

Here's another phrase. You can say "during the week." Okay. That's not the weekend.

İşte başka bir cümle. "Hafta içi" diyebilirsiniz. Tamam aşkım. Bu hafta sonu değil.

So you take walks with your dog on the weekend. I walk with the dog during the week.

Yani hafta sonu köpeğinizle yürüyüşe çıkıyorsunuz. Hafta boyunca köpekle yürüyorum.

I don't usually walk on the weekend. I often walk during the week, so that's

Genelde hafta sonları yürümem. Hafta boyunca sık sık yürürüm, bu yüzden

Monday through Friday. Yeah.

pazartesiden cumaya. Evet.

Okay. That's all for now.

Tamam aşkım. Şimdilik bu kadar.

Please like and share this video. Remember to subscribe to my YouTube

Lütfen bu videoyu beğenin ve paylaşın. YouTube kanalıma abone olmayı

channel and get new lessons. Thanks for watching and happy studies!

ve yeni dersler almayı unutmayın. İzlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!

You can also follow me on Facebook, Twitter, and Instagram.

Beni Facebook, Twitter ve Instagram'dan da takip edebilirsiniz.