100 Most Common English Words (Pronunciation & Example Sentence)

- Hello lovely students.

- Merhaba sevgili öğrenciler.

And welcome back to English with Lucy.

Ve Lucy ile İngilizceye tekrar hoş geldiniz.

Big lesson today, big, big lesson.

Bugün büyük ders, büyük, büyük ders.

Let's start today's class with a question.

Bugünün dersine bir soru ile başlayalım.

I want you to guess how many words

Sizce İngilizcede kaç kelime olduğunu tahmin etmenizi istiyorum.

do you think there are in the English language?

Don't Google it.

Google'da arama.

I will tell you the answer, well,

Cevabı ben söyleyeyim,

there have been various studies and some of them say

çeşitli araştırmalar yapıldı ve bazıları İngilizcede

that there are over 170,000 words in the English language.

170.000'den fazla kelime olduğunu söylüyor.

That's a lot of words, but on average

Bu çok fazla kelime ama ortalama olarak

a native English speaker will know

anadili İngilizce olan biri

between 15 and 20,000 words.

15 ila 20.000 kelime bilecektir.

This is an insane amount of words.

Bu çılgınca bir kelime miktarı. 20.000'e

I can't even count to 20,000, but don't despair.

kadar sayamam ama umutsuzluğa kapılmayın. İngilizce'deki

It has claimed that the top 100 words

ilk 100 kelimenin bugün dilin

in English make up 50% of the language today.

%50'sini oluşturduğu iddia edildi . İngilizcedeki en iyi 100 kelimeyi mükemmelleştirmene yardım etmenin

I thought it would be an excellent idea

harika bir fikir olacağını düşündüm

to help you to perfect those top 100 words in English.

.

Break this down into the different parts of speech.

Bunu konuşmanın farklı bölümlerine ayırın. Size

I'll show you how to spell the words, how to pronounce them

kelimeleri nasıl heceleyeceğinizi ,

in both their weak form and their strong form.

hem zayıf hem de güçlü halleriyle nasıl telaffuz edeceğinizi göstereceğim.

I'll also give you an example with the word in use.

Ayrıca kullanımda olan kelime ile size bir örnek vereceğim.

It's a hugely important lesson and to make it even better,

Bu çok önemli bir ders ve onu daha da iyi hale getirmek için,

I have created a PDF for you to use along with this lesson,

bu dersle birlikte kullanmanız için bir PDF oluşturdum, bugün çalışacağımız

it contains everything we're going to study today.

her şeyi içeriyor .

All of the words

Tüm kelimeler,

along with their pronunciation and examples.

telaffuzları ve örnekleriyle birlikte.

If you would like to download that,

Bunu indirmek isterseniz, açıklama kutusundaki

just click on the link in the description box

bağlantıya tıklayın,

you enter your name and your email address.

adınızı ve e-posta adresinizi girin.

You sign up to my mailing list

Posta listeme kaydolursunuz

and the PDF will arrive directly in your inbox.

ve PDF doğrudan gelen kutunuza gelir.

After that you will automatically receive

Bundan sonra otomatik olarak

all of my free lesson PDFs

tüm ücretsiz ders PDF'lerimi,

along with my news offers and course updates.

haber tekliflerimi ve kurs güncellemelerimi alacaksınız. sakın

Don't miss out.

It's a big PDF today.

kaçırmayın

Bugün büyük bir PDF.

Let's get started with the first section of this video.

Bu videonun ilk bölümü ile başlayalım.

It's all about nouns.

Her şey isimlerle ilgili.

And noun is a word that refers to a place, a person,

Ve isim, bir yere, bir kişiye,

an idea, a thing, a quality or an activity.

bir fikre, bir şeye, bir niteliğe veya bir faaliyete atıfta bulunan bir kelimedir. İngilizcede en sık kullanılan

Let's take a look at 10

10 isme bir göz atalım

of the most common nouns in the English language.

.

And most importantly, their pronunciation.

Ve en önemlisi telaffuzları.

First we have man, man.

Önce adamımız var, adamım.

The man sat quietly on the chair.

Adam sessizce koltuğa oturdu.

Day, day, it was the last day of summer.

Gün, gün, yazın son günüydü.

People, people, many people travel abroad

İnsanlar, insanlar, birçok insan tatil için yurtdışına seyahat ediyor

for their holiday.

.

Time, time, what time will they come to the house today?

Zaman, zaman, bugün eve kaçta gelecekler?

Woman, woman.

Kadın kadın.

He saw the woman from across the room.

Odanın karşısından kadını gördü.

Life, life, Jack spent his whole life writing his novel.

Hayat, hayat, Jack tüm hayatını romanını yazarak geçirdi.

World, world, the world is a big place.

Dünya, dünya, dünya koca bir yer.

Go out and see it.

Dışarı çık ve gör.

Thing, thing, we've both brought the same thing.

Şey, şey, ikimiz de aynı şeyi getirdik.

Year, year, this year has been the craziest yet.

Yıl, yıl, bu yıl şimdiye kadarki en çılgın yıl oldu.

Child, child, she was only a child

Çocuk, çocuk, o daha çocuktu

but she could play the piano better than anyone.

ama piyanoyu herkesten iyi çalabiliyordu.

Now let's move on to pronouns.

Şimdi zamirlere geçelim.

A pronoun can substitute a noun

Bir zamir,

or a noun phrase in a sentence.

bir cümlede bir ismin veya bir isim tamlamasının yerini alabilir.

We can only use a pronoun if the noun or noun phrase

Bir zamiri ancak isim veya isim tamlaması

has been referred to previously,

daha önce kullanılmışsa kullanabiliriz,

we have 20 to look at today

bugün bakmamız gereken 20 tane var

and they include both strong and weak forms.

ve bunlar hem güçlü hem de zayıf biçimleri içeriyor.

He or hi, he or hi, he likes to go out ice skating.

O ya da merhaba, o ya da merhaba, buz pateni yapmayı seviyor. O

Her or her, her or her,

, o,

her shoes were left out in the rain all night.

ayakkabıları bütün gece yağmurda dışarıda kaldı.

Him or im, him or im,

O ya da ben, o ya da ben,

can you take him to the station please?

lütfen onu istasyona götürür müsünüz?

I, I, I am from England.

Ben, ben, ben İngiltere'denim.

It, it, it looks as if she's been crying.

Sanki ağlıyormuş gibi görünüyor.

Me or mi, me or mi.

Ben veya mi, ben veya mi. Bana

Don't give me that look.

öyle bakma.

My, my, my new phone should arrive today.

Benim, benim, yeni telefonum bugün gelmeli.

Our or our, our, or our, our new home is in the village

Bizim ya da bizim, bizim ya da bizim yeni evimiz

not far from here.

buradan çok da uzak olmayan köyde.

She or she, she or she, she is from a posh family.

O, o, o lüks bir aileden.

What do you expect.

Ne bekliyorsunuz.

Them or them or them or them,

Onlar veya onlar veya onlar veya onlar,

I went with them to see the play.

oyunu izlemeye onlarla birlikte gittim.

That or that, that, or that, that picture frame is crooked.

Şu ya da bu, şu ya da bu resim çerçevesi eğri.

Their, their, their payments are overdue.

Onların, onların, ödemeleri gecikti.

These, these, these flowers are beautiful.

Bunlar, bunlar, bu çiçekler çok güzel.

They, they, they missed the train.

Onlar, onlar, onlar treni kaçırdılar.

So they walked home instead.

Bunun yerine eve yürüdüler.

This, this, this is the road I used to take

Bu, bu, bu benim çocukken okula giderken kullandığım yol

to school as a child.

.

Us or us, us or us.

Biz ya da biz, biz ya da biz.

We always bring a few snacks with us.

Her zaman yanımızda birkaç atıştırmalık getiririz.

We or we, we or we,

Biz ya da biz, biz ya da biz,

we had just started hiking when Jerry hurt his knee.

Jerry dizini incittiğinde yürüyüşe yeni başlamıştık.

Who, who, who was that in your office?

Ofisindeki kim, kim, kimdi?

You or you.

sen ya da sen

You or you, you shouldn't do that.

Sen ya da sen, bunu yapmamalısın.

You shouldn't do that.

Bunu yapmamalısın.

Your or your, your or your,

Senin ya da senin, senin ya da senin,

your sister came over yesterday looking for you.

kız kardeşin dün seni aramaya geldi.

Now let's move on to verbs.

Şimdi fiillere geçelim.

Every sentence needs a verb.

Her cümlenin bir fiile ihtiyacı vardır.

And we use them to represent actions, feelings

Ve onları eylemleri, duyguları

or states of being.

veya varlık durumlarını temsil etmek için kullanırız.

Come, come, come to my house tonight.

Gel, gel, bu gece evime gel.

We're making pizza.

Pizza yapıyoruz.

Find, find I can't find the remote control.

Bul, bul Uzaktan kumandayı bulamıyorum.

Give, give, can you give me a minute?

Ver, ver, bana bir dakika verir misin?

Get, get, I hope I get a raise this month.

Al, al, umarım bu ay zam alırım.

Go, go, Sheila, go and speak with your father.

Git, git Sheila, git ve babanla konuş. Var

Have or have

mı

Have, or have, I have the forms in my bag.

var mı, var mı, var mı, çantamda formlar var.

Know, know, I know this can't be easy to hear.

Bil, bil, bunu duymanın kolay olmadığını biliyorum.

Listen, listen, listen to his new song.

Dinle, dinle, yeni şarkısını dinle.

It's great.

Bu harika.

Look, look, they will look at the sculpture for hours.

Bakın bakın heykele saatlerce bakacaklar.

Make, make, what are you going to make

Yap, yap,

for the school picnic?

okul pikniği için ne yapacaksın?

Say say, don't say things that you don't mean.

Söyle söyle, demek istemediğin şeyleri söyleme.

See, see, I could see she was angry

Bak, bak, kızgın olduğunu

from her facial expression.

yüz ifadesinden anlayabiliyordum.

Tell, tell, tell him about it after his birthday.

Söyle, söyle, ona doğum gününden sonra anlat.

Think, think, I always think about leaving my job.

Düşün, düşün, hep işimden ayrılmayı düşünüyorum.

Use use, can I use baking powder

Kullan kullan,

instead of baking soda?

kabartma tozu yerine kabartma tozu kullanabilir miyim?

Want, want, they want to take a cruise this year.

İstiyor, istiyor, bu yıl gemi yolculuğu yapmak istiyorlar.

Now let's move on to auxiliary verbs.

Şimdi yardımcı fiillere geçelim.

These are incredibly useful in English.

Bunlar İngilizcede inanılmaz derecede faydalıdır.

They're also referred to as helping verbs or modal verbs.

Ayrıca yardımcı fiiller veya modal fiiller olarak da adlandırılırlar.

They help to form certain verb tenses, voices and moods.

Belirli fiil zamanlarını, sesleri ve ruh hallerini oluşturmaya yardımcı olurlar.

Let's take a look at them.

Onlara bir göz atalım.

Be or bi, be or bi,

Ol ya da bi, ol ya da bi,

I'll be swimming tomorrow morning.

yarın sabah yüzüyor olacağım.

Can or can, can or can,

Can ya da can, can ya da can,

Can you lift the chair up so I can sweep under it?

Altını süpürebilmem için sandalyeyi kaldırır mısınız?

Could or could, could or could,

Yapabilirdim ya da yapabilirdim, yapabilirdim ya da yapabilirdim,

I could leave work early to pick up the wine.

şarabı almak için işten erken ayrılabilirdim.

Do or da, do or da, do they always come this late?

Do ya da da, yap ya da da, hep bu kadar geç mi gelirler? Ona

Shall or shall, shall or shall, I shall ask him tomorrow.

yarın soracağım.

Might, might.

Olabilir, olabilir.

They might stay a little longer.

Biraz daha kalabilirler.

Must or must, must or must.

Zorunlu ya da olmalı, olmalı ya da olmalı.

You must allow me to take you for dinner.

Seni akşam yemeğine çıkarmama izin vermelisin.

Should or should, should or should,

Yapmalı mı, yapmalı mı, yapmalı mı, yapmalı mı,

I should really be going now.

şimdi gerçekten gitmeliyim. İster

Would or would, would or would,

miydim, ister miydim, ister miydim,

I would like a skateboard for Christmas.

Noel için bir kaykay isterdim.

Will or will, will or will.

İrade veya irade, irade veya irade.

We will write to you as soon as we arrive.

Varır varmaz size yazacağız.

Next we're going to look at some adjectives.

Sonra bazı sıfatlara bakacağız.

Some very common adjectives.

Bazı çok yaygın sıfatlar.

Adjectives are used to describe nouns

Sıfatlar isimleri tanımlamak için kullanılır

and they provide more detail.

ve daha fazla ayrıntı sağlarlar.

All, all.

Hepsi, hepsi.

Did you put all of the food away?

Yiyeceklerin hepsini kaldırdın mı?

Any, any, I don't have any patience

Herhangi, herhangi, şu anda sana hiç sabrım yok

for you right now.

.

Different, different, can you get me a different mug?

Farklı, farklı, bana farklı bir kupa getirebilir misin?

Even, even, he wants the painting to be even on the wall.

Hatta tablonun duvarda bile olmasını istiyor.

First, first,

Birincisi, ilk olarak,

Ben was the first person to call me after my breakup.

ayrıldıktan sonra beni arayan ilk kişi Ben'di.

Just, just, it wasn't just of him to treat you that way.

Sadece, sadece, sana bu şekilde davranması sadece o değildi.

Last last, this is my last phone call.

Sonuncusu, bu benim son telefon görüşmem.

White, white, when I opened my eyes, I saw white walls.

Beyaz, beyaz, gözlerimi açtığımda beyaz duvarlar gördüm.

Many, many, we have too many boxes to move.

Çok, çok, taşınacak çok fazla kutumuz var.

More, more, please could I have more potatoes?

Daha fazla, daha fazla, lütfen daha fazla patates alabilir miyim?

New, new, her new shoes are black.

Yeni, yeni, yeni ayakkabıları siyah.

One, one, my dog has one blue eye and the other is brown.

Bir, bir, köpeğimin bir gözü mavi, diğeri kahverengi.

Some or some, some or some.

Bazıları ya da bazıları, bazıları ya da bazıları.

Please could I borrow some money?

Lütfen biraz borç para alabilir miyim?

Two, two, the two trees in the garden

İki, iki, bahçedeki iki ağacın

need to be chopped down.

kesilmesi gerekiyor.

Now we're moving on to adverbs.

Şimdi zarflara geçiyoruz.

These are words that help you to describe an adjective,

Bunlar bir sıfatı,

a verb, another adverb or even an entire sentence.

fiili, başka bir zarfı ve hatta bütün bir cümleyi tanımlamanıza yardımcı olan kelimelerdir.

You may have learned that most ad verbs end in LY.

Çoğu reklam fiilinin LY ile bittiğini öğrenmiş olabilirsiniz.

And this is true, but you will be surprised

Ve bu doğrudur, ancak

at some of the most common ones.

en yaygın olanlardan bazılarına şaşıracaksınız. Hadi

Let's take a look.

bir bakalım.

Also, also, we also live up the hill.

Ayrıca, biz de tepede yaşıyoruz.

Here, here, I live here too.

Burada, burada, ben de burada yaşıyorum.

How, how, he didn't know how to speak Italian.

Nasıl, nasıl, İtalyanca konuşmayı bilmiyordu.

No, no, call no later than 7:00 PM.

Hayır, hayır, en geç 19:00'da ara.

Not, not, it is not snowing today.

Hayır, hayır, bugün kar yağmıyor.

So, so, she was so early for the party.

Parti için çok erken gelmişti.

Then, then, we can't go back to how it was then.

O zaman, o zamanki haline geri dönemeyiz.

Very, very, Dave was very angry after the meeting.

Çok, çok, Dave toplantıdan sonra çok kızmıştı.

When, when, when will you be leaving?

Ne zaman, ne zaman, ne zaman gideceksin?

Now we have some conjunctions and these are really key.

Şimdi bazı bağlaçlarımız var ve bunlar gerçekten anahtar.

They allow us to join multiple phrases

Birden fazla cümleyi

and sentences together.

ve cümleyi bir araya getirmemize izin veriyorlar.

Without conjunctions, reading would be really boring.

Bağlaçlar olmadan okumak gerçekten sıkıcı olurdu.

Let's get started, and or and.

Başlayalım ve veya ve.

And or and clean your room and the bathroom.

Ve veya ve odanızı ve banyonuzu temizleyin.

Because or because, because or because,

Çünkü ya da çünkü, çünkü ya da çünkü, bu

I can't come tonight because I have work in the morning.

gece gelemem çünkü sabah işim var.

But or but, but or but,

Ama ya da ama, ama ya da ama,

they don't have a size three but they do have a size four.

üç bedenleri yok ama dört bedenleri var.

If, if, she will cover for me, if I stay late tomorrow.

Eğer, eğer, yarın geç kalırsam, beni o karşılar.

Or, or, we can get Chinese or Indian food,

Veya, veya, Çin veya Hint yemeği alabiliriz,

it's up to you.

size kalmış.

Than or than, than or than.

Daha veya daha, daha veya daha. Bir gece kulübüne gitmektense

I'd rather stay at home than go to a nightclub.

evde kalmayı tercih ederim .

Next we have prepositions.

Sonra edatlarımız var.

These are really important.

Bunlar gerçekten önemli.

They show you how one part

Size cümlenin bir bölümünün

of sentence is related to another.

diğeriyle nasıl ilişkili olduğunu gösterirler.

About, about, I'll be there in about five minutes.

Yaklaşık, yaklaşık, yaklaşık beş dakika içinde orada olacağım.

At or at, at or at.

at veya at, at veya at.

Turn right at the end of the street.

Sokağın sonunda sağa dönün.

By, by, my purse is by the dining room chair.

By, by, çantam yemek odası sandalyesinin yanında.

For or for, for or for, is all of that for you?

İçin veya için, için veya için, bunların hepsi senin için mi?

From or from, from or from, that present is from all of us.

O hediye hepimizden.

In, in, just put it in the box.

İçeri, içeri, sadece kutuya koy.

Into or into, into or into.

İçine veya içine, içine veya içine.

Put it into the fridge, not the oven.

Fırına değil buzdolabına koyun.

On, on, the book is on the shelf.

Açık, açık, kitap rafta.

To or to to or to, we're going to the fair today.

To veya to or to, bugün fuara gidiyoruz.

With, with don't leave me with him.

Onunla, beni onunla bırakma.

Finally have articles.

Sonunda makaleler var.

There are only three in English.

İngilizce'de sadece üç tane var.

So I bet you can guess which ones I've included.

Bahse girerim hangilerini dahil ettiğimi tahmin edebilirsiniz.

We have a, or a, a or a, a man came to see you today.

Bugün sizi görmeye gelen bir adamımız var.

We have an, or an, an or an, is that an orange on the sofa?

Elimizde bir, veya bir, bir veya bir, koltuktaki portakal mı?

And finally, number 100, we have the or the, the or the,

Ve son olarak, 100 numara,

the new table looks wonderful.

yeni tablomuz harika görünüyor.

Right, there you have it,

Pekala, işte karşınızda, İngilizcede

100 of the most common words in the English language.

en çok kullanılan 100 kelime .

The words that comprise the majority

of open and written English, that was a lot today.

Açık ve yazılı İngilizcenin çoğunluğunu oluşturan kelimeler bugün çok fazlaydı. Bu

So I highly recommend

nedenle,

that you download the PDF that we've created for you.

sizin için oluşturduğumuz PDF'yi indirmenizi önemle tavsiye ederim.

It's got everything and some additional information.

İçinde her şey ve bazı ek bilgiler var.

If you'd like to do that,

Bunu yapmak isterseniz,

just click on the link in the description box,

açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayın,

you enter your name and your email address.

adınızı ve e-posta adresinizi girin.

You sign up to my mailing list

Posta listeme kaydolursunuz

and the PDF will arrive directly in your inbox.

ve PDF doğrudan gelen kutunuza gelir.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın. EnglishwithLucy adlı

I've got my Instagram page, EnglishwithLucy.

Instagram sayfam var .

I've got my personal Instagram, just @Lucy.

Kişisel Instagram'ım var , sadece @Lucy.

I've got my TikTok page,

TikTok sayfam

and I've got my website Englishwithlucy.co.uk.

ve Englishwithlucy.co.uk web sitem var .

If you are interested in pronunciation,

Telaffuzla ilgileniyorsanız, web sitemde

then I have a fantastic pronunciation tool on my website.

harika bir telaffuz aracım var.

You can click on all the different phonemes

Tüm farklı fonemlere tıklayabilir

and you can hear me pronounce those phonemes

ve bu fonemleri

and words containing those phonemes.

ve bu fonemleri içeren kelimeleri telaffuz ettiğimi duyabilirsiniz.

It's a really good way to familiarise yourself

Kendinizi

with phonetic transcriptions

fonetik transkripsiyonlara

and the different sounds that comprise modern RP.

ve modern RP'yi oluşturan farklı seslere alıştırmak için gerçekten iyi bir yol. Kelime

If you'd like to improve your vocabulary

dağarcığınızı

and your listening skills,

ve dinleme becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız,

then I also have my vlogging channel,

burada, İngiltere kırsalındaki hayatımı belgelediğim vlog kanalım da var

where I document my life here in the English countryside.

.

All of the vlogs are fully subtitled

Tüm vlog'lar tamamen altyazılıdır,

so you can use them to practise with,

böylece pratik yapmak için kullanabilirsiniz,

I will see you soon for another lesson.

yakında başka bir ders için görüşürüz.

Bye, so there are 100 of these.

Güle güle, yani bunlardan 100 tane var.

This is gonna be a long video.

Uzun bir video olacak.

Child, she was only a child

Çocuk, o sadece bir çocuktu

but she could play the.

ama oyun oynayabiliyordu.

And we use them to represent actions, feelings or what.

Ve onları eylemleri, duyguları veya neyi temsil etmek için kullanırız.

Ooh, okay.

Tamam.

We are just.

Biz sadece.

(watch chiming)

(zil sesini izle)

This is ironic.

Bu ironik.

My watch has told me to take a mindful moment

Saatim, işimi rahatsız ederek dikkatli bir an ayırmamı söyledi

by disturbing my work.

.

Thanks, Apple, bastard.

Teşekkürler, Apple, [ __ ] kurusu.

These sentences are so random.

Bu cümleler çok rastgele.

(gentle music)

(hafif müzik)