7 Min Of "Get" - Naturally Varied Review Supercut - EnglishAnyone.com

I'll buy some wine on the way to the restaurant  I'll get some wine on the way to the restaurant  

Restorana giderken biraz şarap alacağım Restorana giderken biraz şarap alacağım

I had to wait 20 minutes before I could hail and  obtain a taxi I had to wait 20 minutes before I  

Durup bir taksi bulmak için 20 dakika beklemem gerekti Taksiye binebilmek için 20 dakika beklemem gerekti baharda

could get a taxi as the weather becomes warmer  in the springtime people start to enjoy the  

havalar ısındıkça insanlar açık

outdoors more as the weather gets warmer in the  springtime people start to enjoy the outdoors more  

havada daha çok eğlenmeye başlarlar baharda havalar ısındıkça insanlar dışarıda daha fazla keyif almaya başlar

he's becoming quite good at that isn't he  he's getting quite good at that isn't he  

bunda oldukça iyi olmaya başlıyor değil mi bunda oldukça iyi olmaya başlıyor değil mi

she's getting them ready for their final exams I  can't seem to get my clothes dry you must always  

onları final sınavlarına hazırlıyor gibi görünüyor kıyafetlerimi kurutamıyorum her zaman

get to class on time I think I got lost at the  last turn yes I got engaged it looks like he's  

sınıfa zamanında gitmelisin sanırım son virajda kayboldum evet nişanlandım görünüşe göre

getting dressed for work passive with get  several protesters got arrested at the rally  

iş için giyiniyor pasif get ile mitingde birkaç protestocu tutuklandı

passive with get how much do you get paid passive  with get the street hasn't gotten cleaned up yet  

pasif al ile ne kadar maaş alıyorsun pasif ile al sokak henüz temizlenmedi   Yağmura

I got caught out in the rain he wasn't expecting  it to start raining this is a bad neighborhood my  

yakalandım  yağmurun başlamasını beklemiyordu  burası kötü bir mahalle benim

windows keep getting broken looks like he got  fired this is a bad situation reflexive he got  

camlar sürekli kırılıyor kovulmuş gibi görünüyor bu refleks olarak kötü bir durum

himself fired because he yelled at a customer  this is a bad situation that's his own fault  

bir müşteriye bağırdığı için kendini kovdurdu bu kötü bir durum bu kendi hatası

it's a wonder he hasn't gotten injured it looks  dangerous reflexive it's a wonder he hasn't gotten  

yaralanmamış olması mucizevi

himself injured he's doing it Dangerously  we've gotten snowed in this is unfortunate  

kendini yaralamadı Tehlikeli bir şekilde kar yağdık bu talihsiz bir

reflexive guys we've gotten ourselves snowed in we  should have prepared somehow the printer printed  

refleks beyler bir şekilde hazırlanmalıydık yazıcı

a thousand brochures for me I got a thousand  brochures printed we prefer someone delivering  

benim için bin broşür bastı Ben bin broşür bastırdım tercih ederim birisi

pizza to us instead of making it we prefer getting  pizza delivered instead of making it he comes here  

pizza yapmak yerine bize pizza teslim etmeyi tercih ediyoruz pizza yapmak yerine teslim edilmesini tercih ediyoruz

once a week for the barber to cut his hair for  him he comes here once a week to get his hair cut  

haftada bir buraya berberin saçını kesmesi için geliyor haftada bir saçını kestirmek için buraya geliyor

it's important for a barber to trim my beard often  it's important to get my beard trimmed often and  

bir berberin yapması önemli sakalımı sık sık kes  sakalımı sık sık kestirmek önemlidir ve   bunu

we're not worried about who does it a painter  should paint the school walls every year or so  

kimin yaptığı konusunda endişelenmiyoruz  bir ressam  aşağı yukarı her yıl okul duvarlarını boyamalı

the school should get the walls painted every  year or so it doesn't matter who does it  

okul duvarları yaklaşık her yılda bir boyatmalı, kimin yaptığı önemli değil öyle mi

when was the last time you got your blood  pressure checked I can never get them to clean up  

kan basıncınızı en son ne zaman kontrol ettirdiniz

their toys when they finish playing I'm having  trouble getting anyone to answer my questions  

Oyunu bitirdiklerinde oyuncaklarını asla temizleyemem biri sorularıma cevap vermekte sorun yaşıyorum

how can I get you to stick to your training  program our servers got hacked last night we got  

sizi eğitim programınıza bağlı tutmanızı nasıl sağlayabilirim? sunucular dün gece hacklendi

our servers hacked last night I heard that Bob's  car got stolen I heard that Bob got his car stolen  

dün gece sunucularımız hacklendi Bob'un arabasının çalındığını duydum Bob'un arabasını çaldırdığını duydum   annen dönmeden

do you think we'll get dinner cooked before  your mother gets back remember we should get  

akşam yemeğini pişirir miyiz dersin

the plants harvested before winter starts once  everyone's on board we'll begin once everyone's  

kıştan önce bitkileri hasat ettirmeliyiz herkes gemide olduğunda başlar herkes gemide olduğunda başlayacağız

on board we'll get going your first step is  to start the process of boiling the pasta  

ilk adımınız makarnayı kaynatma sürecini başlatmaktır

your first step is to get the pasta boiling a  good DJ knows how to make people begin dancing  

ilk adımınız makarnayı kaynatmaktır iyi bir DJ insanları nasıl dans ettireceğini bilir

a good DJ knows how to get everyone dancing shall  we go we've got a lot of sightseeing ahead of us  

a iyi DJ herkesi nasıl dans ettireceğini bilir, gidelim mi önümüzde çok fazla gezi var

shall we get moving we've got a lot of sightseeing  ahead of us we asked Jeremy how he got started in  

hareket edelim mi önümüzde çok fazla gezi var Jeremy'ye inşaata nasıl başladığını sorduk

construction he said this town was getting popular  to live in so we should start a building company  

bu kasaba dedi içinde yaşamak popüler hale geliyordu, bu yüzden bir inşaat şirketi kurmalıyız

and we did Jeremy told us something about the  kind of work he gets mostly we get asked to  

ve biz de yaptık. Jeremy bize  ne tür işler aldığı  hakkında bir şeyler anlattı.

put up residential housing a lot of in town  but sometimes out in the countryside too but  

we also get brought in to help with larger civil  construction projects we're on downtown high-rises  

ayrıca daha büyük inşaat inşaat projelerine yardımcı olmak için getiriliyoruz, şehir merkezindeki yüksek binalardayız

so the first one is to get a business off the  ground to get a business off the ground now this  

yani ilki,  bir işletmeyi sıfırdan başlatmaktır, şimdi bu

just means to start something and if you think  about a bird trying to fly or an airplane so  

sadece bir şeye başlamak anlamına gelir ve eğer düşünürseniz uçmaya çalışan bir kuş veya bir uçak yani

it's going very quickly on the runway and then it  starts to take off so at that moment it's starting  

pistte çok hızlı gidiyor ve sonra havalanmaya başlıyor yani o anda

to leave the ground and it is taking off so you're  trying to get the business off the ground in the  

yerden ayrılmaya başlıyor ve havalanıyor yani siz işi yerden kaldırmaya çalışıyorsunuz

same way that a bird or an airplane would be  leaving the ground to get something off the  

tıpkı bir kuşun veya bir uçağın yerden bir şey almak için yerden havalanması gibi,

ground off the ground to get an edge just means  you're trying to get maybe some slight advantage  

sadece başka birine göre biraz avantaj elde etmeye çalıştığınız anlamına gelir,

over somebody else so this is the same thing  whether you're talking about sports or business  

yani bu aynı şeydir spor veya iş hakkında konuşuyorsunuz

and finally to get roped into something to get  roped into if you think about someone using a rope  

ve nihayet ipe bağlanacak bir şeye bağlanmak için ip kullanan birini düşünürseniz

to maybe they're they're tying a rope around you  and pulling you into something they are roping you  

belki de etrafınıza ip bağlamaktadır ve sizi ipledikleri bir şeye çekiyordur

into something it just means it's something you  don't want to do so I got roped into taking care  

sadece yapmak istemediğin bir şey olduğu anlamına geliyor bu yüzden kız

of my sisters kids while they went out for dinner  so I didn't want to do it I was kind of busy and I  

kardeşimin çocukları akşam yemeği için dışarı çıktıklarında onlarla ilgilenmek zorunda kaldım bu yüzden bunu yapmak istemedim biraz meşguldüm ve sen

had my you know other projects or something to do  but they said you know we really need your help so  

bilirsin diğer projeler veya yapılacak bir şey ama onlar gerçekten yardımınıza ihtiyacımız olduğunu bildiğinizi söylediler, bu yüzden

I got roped into doing that so that in that case  it's like yeah okay I'm happy to help you or I got  

bunu yapmaya ikna oldum, bu durumda evet tamam, size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım veya

roped into doing something at work so people were  explaining to me uh like we need your help to do  

işte bir şeyler yapmaya mecbur kaldım, böylece insanlar bana bir şeyi yapmak için sizin yardımınıza ihtiyacımız varmış gibi açıklıyorlardı

something because we don't know how to do it so  in that case I'm the only one that can do it even  

çünkü nasıl yapacağımızı bilmiyorduk bu durumda yapmak istemediğim bir şey olsa bile bunu yapabilecek tek kişi

if it's something I don't want to do I'm getting  roped into that thing to get roped into something  

benim. Bir şeye bağlanmak için o şeye bağlanıyorum

uh second year though it came back and um kind of  came off pretty well a little slow getting started  

uh ikinci yıl geri geldi ve um biraz yavaş başladı

but um over the years it's grown rapidly and it's  uh now kind of a full-time thing I'm doing here so  

ama um yıllar içinde hızla büyüdü ve şimdi tam zamanlı bir şey gibi Burada yapıyorum,

it's it's been good and uh one time a wild horse  got out of its of its pen and decided to run with  

bu iyi oldu ve bir keresinde vahşi bir at ağılından çıktı ve bir süre bizimle koşmaya karar verdi

us for a while and the horse round is probably  about a kilometer half percent or so you started  

ve at turu muhtemelen yaklaşık yüzde yarım kilometre ya da bu yüzden

the business I went to the bank um get everything  set up there bought some equipment and basically  

işe başladınız Bankaya gittim um her şeyi ayarladım orada bazı ekipman satın aldım ve temelde

started up from from there we had to do we had  to get started so sure yes so we've got a couple  

oradan başladık yapmak zorundaydık başlamak zorundaydık bu yüzden evet birkaç

different speakers out here we've got uh three of  us and we will get some nice sound from Carly but  

farklı hoparlörümüz var burada uh üç tane var aramızda  ve Carly'den güzel bir ses alacağız ama

we've got her behind the camera today anyway the  interesting stuff in front of the camera uh when  

bugün onu kameranın arkasına aldık ilginç şeyler kamera önünde uh   Buraya

I came over here I got to meet Natalie and we'll  get here to like I get here to you know bring  

geldiğimde Natalie ile tanışmam lazım ve biz burada beğenmek için geleceğiz buraya gel

up some more interesting things but uh one of  the things I found especially interesting about  

biraz daha ilginç şeylerden bahset ama uh  burada özellikle ilginç bulduğum şeylerden biri

here was all the diet things and all the great  things that she knows about food so tell me like  

tüm diyet konuları ve onun yemek hakkında bildiği tüm harika  şeylerdi bu yüzden bana

in general how did you get into that and were you  always like that you know and then as I got older  

genel olarak nasıl bu hale geldiğini anlat ve sen her zaman böyle miydin biliyorsun ve sonra ben yaşlandıkça

you know you get aches and pains and whatever  and you're like I don't want to go to the doctor  

ağrıların ve sızıların oluyor falan filan ve ben doktora gitmek istemiyorum diyorsun

so now these over here I wanted to look at  these next uh these moon rocks uh that we got  

yani şimdi bunlar burada sonrakilere bakmak istedim ah bu ay taşları ah elimizde

now this is really interesting maybe I'm scared  I don't want to get radiation from the moon rocks  

şimdi bu gerçekten ilginç belki korkuyorum ay taşlarından radyasyon almak istemiyorum

over now you want to talk what what are these  things so each one of these is salt and we have  

şimdi bunların ne  olduğunu konuşmak istiyorsunuz yani bunların her biri tuz ve biz

pink Himalayan salt so that's it grows it it's  basically salt mountain and they've chipped away  

pembe Himalaya tuzu var, bu yüzden büyüyor, temelde tuz dağı ve

the salt Mountain so it's just a huge mountain of  salt all right well I'm excited to get into this  

tuz Dağı'nı yonttular, yani bu sadece büyük bir tuz dağı, pekala bu işe girmekten heyecan duyuyorum

so what else we got chia seeds over here we have  chia seeds there's something to put on top of your  

burada başka ne var chia tohumlarımız chia tohumlarımız var yulaf ezmenizin üzerine koyabileceğiniz bir şey var   eyaletlerde

oatmeal the loofahs that you can get most commonly  in the states the plastic poof walls yeah are  

en yaygın olarak alabileceğiniz lif kabağı plastik kabarık duvarlar

designed based on the concept of this sure so this  is like an ancient version of what you can get at  

evet   bunun konseptine göre tasarlandı, yani bu elde edebileceğiniz şeyin eski bir versiyonu gibi

the store now sure it's better if you can get them  raw but in Japan it's almost impossible because  

mağazada artık onları çiğ olarak alabilmenizin daha iyi olduğundan emin olabilirsiniz, ancak Japonya'da bu neredeyse imkansızdır çünkü

they're all imported that's why when you get  rolled out you kind of cook it for like 10 minutes

hepsi ithaldir, bu nedenle piyasaya sürüldüğünde 10 dakika kadar yabancı olarak pişirirsiniz

foreign