Phrasal Verbs - 1 - Learn English Idioms - EnglishAnyone.com

let's improve our conversations

let's improve our conversations with some great freeze over free

hadi konuşmalarımızı geliştirelim,

sohbetlerimizi biraz harika dondurma ile geliştirelim, bazı harika dondurma, bedava ile

with some great freeze over free

with some great freeze over free silver

bazı harika dondurma,

bedava gümüş gümüş

silver

silver are incredibly comment English

gümüş inanılmaz derecede yorum yapıyor İngilizce

are incredibly comment English

are incredibly comment English conversations

inanılmaz derecede yorum yapıyorİngilizce

inanılmaz derecedeyorum yapıyor İngilizce konuşmalar sohbetler

conversations

conversations and a lot of sin to learn

konuşmalar ve çok fazla günah öğrenmek

and a lot of sin to learn

ve öğrenilecek çokgünah

and a lot of sin to learn phrasal verbs

ve öğrenilmesi gereken çok günah deyimsel fiiller deyimsel

phrasal verbs

phrasal verbs are combinations above for in a

fiiller

deyimsel fiiller yukarıdaki kombinasyonlardır a in a için

are combinations above for in a

are combinations above for in a preposition

yukarıdaki kombinasyonlar for in a yukarıdaki

kombinasyonlardırfor bir edat

preposition

preposition upper and add for or upper with

edat

edat üst ve ekleme için veya üst ile

upper and add for or upper with

upper and add for or upper with goal

üst ve forveyaUpperile toplayın

ve forveyaUpper ile birlikte toplayın gol gol

goal

goal an ad for and the preposition as

hedefi için bir reklam ve bir reklam olarak edat

an ad for and the preposition as

ve bir reklamolarak edat

an ad for and the preposition as the meeting

the meeting

the meeting a phrasal verbs can often be

ve toplantı olarak edat toplantı

toplantı toplantı deyimsel fiiller genellikle

a phrasal verbs can often be

a phrasal verbs can often be quite different than the words

a olabilir deyimsel fiillergenellikle

bir deyimsel fiil olabilir, fiiller genellikle sözcüklerden oldukça farklı olabilir, sözcüklerden

quite different than the words

quite different than the words that comprised

oldukça farklı,

oluşan sözcüklerden oldukça farklı,

that comprised

that comprised many are idiomatic expressions

birçoğu deyimsel ifadelerdir,

many are idiomatic expressions

birçoğudeyimsel ifadelerdir,

many are idiomatic expressions because we don't want you to get

çoğu deyimsel ifadelerdir çünkü istemiyoruz alıyorsunuz

because we don't want you to get

because we don't want you to get lost in the details at grammar

çünkü almanızıistemiyoruz

çünkü dilbilgisinde ayrıntılarda kaybolmanızı istemiyoruz dilbilgisinde ayrıntılarda

lost in the details at grammar

lost in the details at grammar we've shuffled these examples

kaybolmak dilbilgisinde

ayrıntılarda kaybolmak bu örnekleri karıştırdık

we've shuffled these examples

we've shuffled these examples freeze wilbur's so you'll be

bunları karıştırdıkörnekler

karıştırdık bu örnekler wilbur'u dondurun böylece siz wilbur'u

freeze wilbur's so you'll be

freeze wilbur's so you'll be able to learn them

able to learn them

dondurunböylece siz wilbur'u dondurun böylece onları

öğrenebileceksiniz

able to learn them just like native speakers to

just like native speakers to

just like native speakers to remember that

tıpkı anadili İngilizce olanlar gibi bunu hatırlamak şunu hatırla şunu hatırla temelden

remember that

remember that once you have up basic

öğrendiğinde temelden

once you have up basic

once you have up basic understanding how a grammar

öğrendiğinde temelden anladığında dilbilgisinin nasıl olduğunu anlamak dilbilgisinin nasıl çalıştığını anlamak pratik yapmak için

understanding how a grammar

understanding how a grammar point works

point works

point works spend your time practicing

spend your time practicing

spend your time practicing examples be in conversations

zaman harcayın zamanınızı pratikyaparak

geçirin örnekler konuşmalarda

examples be in conversations

olun örneklerkonuşmalarda olun örnekler

examples be in conversations the fact that most native

konuşmalarda olun gerçeği çoğu yerlinin olduğu gerçeği size

the fact that most native

the fact that most native English speakers will not be

English speakers will not be

English speakers will not be able to tell you what appraisal

hangi değerlendirmenin mümkün olduğunu size hangi

able to tell you what appraisal

değerlendirmenin

able to tell you what appraisal for

for

for use should industry the detailed

mümkün olduğunu size söyleyebilirhangi değerlendirmenin ne

için

kullanılacağını söyleyebilir endüstri için detaylı kullanım gerekli endüstri detaylı

use should industry the detailed

kullanım endüstri içindetaylı bilgi

use should industry the detailed knowledge it grammar rules

dilbilgisi kuralları bilgisi

knowledge it grammar rules

knowledge it grammar rules is not required to speak English

dilbilgisikuralları

bilgisi dilbilgisi kuralları gerekli değildir İngilizce konuşmak

is not required to speak English

is not required to speak English swiftly let's get rolling

gerekli değilİngilizce konuşmak gerekli

değil İngilizce konuşmak için gerekli değil hızlı bir şekilde hadi hızla yuvarlanalım hadi hızla

swiftly let's get rolling

yuvarlanalım hadi

swiftly let's get rolling ask someone out to ask someone

birine çıkma teklif et birine çıkma teklif et birine çıkma teklif et

ask someone out to ask someone

ask someone out to ask someone how

how

birisine çıkma teklif et nasıl nasıl nasıl

how means to ask someone to go on a

demektir sormak birisi

means to ask someone to go on a

means to ask someone to go on a date I wanted to ask

randevuya çıkmak istedi

date I wanted to ask

date I wanted to ask this she girl out its cool but I

this she girl out its cool but I

this she girl out its cool but I was too shy

ama ben

bu kız çok havalı ama ben çok utangaçtım çok

was too shy

was too shy low up to blow up

utangaçtım

çok utangaçtım havaya uçurmak

low up to blow up

alçaktan havayauçmak

low up to blow up means to explode you can also

alçaktan patlamak demek patlamak anlamına da gelebilir patlamak da demek olabilir

means to explode you can also

sende

means to explode you can also blow-up

blow-up

blow-up or inflate a blue I'm makes the

patlamak anlamına da gelebilirsinayrıca havaya uçurabilir havaya uçurabilir havaya uçurabilir

veya bir maviyi şişirebilir I'm the

or inflate a blue I'm makes the

or inflate a blue I'm makes the wrong chemicals

veya inflate a blue

wrong chemicals

wrong chemicals in my science project blew up in

in my science project blew up in

bilim projemde havaya uçtu

in my science project blew up in my face

bilim projemde yüzümde patladı

my face

my face count on to count on someone

yüzüm birine güvenmek birine

count on to count on someone

count on to count on someone or something means to rely on

güvenmekbirine

güvenmek birine güvenmek birine güvenmek ya da bir şey güvenmek demektir

or something means to rely on

ya dabir şeygüvenmek demektir on

or something means to rely on them for that

them for that

ya da başka bir şey onlara güvenmek anlamına gelir bunun için onlar bunun için onlar bunun için yardım için

them for that see for help I'm counting on you

görün Yardım için size güveniyorum

see for help I'm counting on you

see for help I'm counting on you to water my plants while of huge

to water my plants while of huge

büyükken bitkilerimi sulamak için

to water my plants while of huge dress to address up

büyükken bitkilerimi sulamak için elbise giymek için elbise giymek için elbise

dress to address up

dress to address up means to wear nice clothes for a

giymek için güzel kıyafetler giymek için

means to wear nice clothes for a

means to wear nice clothes for a more casual City

güzel kıyafetler giymek için

güzel kıyafetler giymek için daha rahat bir Şehir için güzel kıyafetler giymek için

more casual City

more casual City you can dress down my way

daha gündelikŞehir

daha gündelik Şehir benim istediğim gibi giyinebilirsin benim istediğim gibi giyinebilirsin

you can dress down my way

you can dress down my way tonight dress up and go dancing

bu gece benim istediğim gibi giyinebilirsin bu gece giyinip dans etmeye git bu gece

tonight dress up and go dancing

tonight dress up and go dancing every Friday night

giyinipdans etmeye git

her Cuma gecesi giyinip dans etmeye git

every Friday night

every Friday night eat out to E out means to eat

gece dışarıda yemek, E'ye kadar dışarıda yemek yemek anlamına gelir,

eat out to E out means to eat

E'ye kadardışarıda yemek yemek,

eat out to E out means to eat at a restaurant and leave by

E'ye kadar dışarıda yemek yemek anlamına gelir, bir restoranda yemek yiyip bir restorana uğrayıp

at a restaurant and leave by

at a restaurant and leave by myself and don't like to cook

bir restorana uğrayıp tek başıma ayrılmak ve sevmemek anlamına gelir kendim yemek yaparım ve

myself and don't like to cook

myself and don't like to cook so I eat out a lot

kendim yemek yapmayı sevmem ve yemek yapmayı sevmem bu yüzden dışarıda çok

so I eat out a lot

yerim bu yüzden dışarıdaçok

so I eat out a lot yet away to get away

yerim bu yüzden çok yerim yine de uzaklaşmak için uzaktayım yine kaçmak için uzaklaşıyorum

yet away to get away

yet away to get away means to go on vacation I've

yine kaçmak için uzaklaşıyorum tatile gitmek demek tatile

means to go on vacation I've

means to go on vacation I've been so stressed out at work

gitmek demek tatile

gitmek demek işte o kadar stresliyim işte o kadar

been so stressed out at work

been so stressed out at work that I really need to get away

stresliyim işte o kadar stresliyim ki gerçekten uzaklaşmam gerekiyor

that I really need to get away

that I really need to get away for a while

gerçekten uzaklaşmamgerekiyor

ki gerçekten bir süre uzaklaşmam gerekiyor bir süreliğine bir

for a while

for a while cue up to give up means to stop

süreliğine vazgeçme işareti, vazgeçmek anlamına gelir, vazgeçmek, vazgeçmek anlamına gelir,

cue up to give up means to stop

cue up to give up means to stop trying

trying

vazgeçme işareti, çalışmayı denemeyi denemekten vazgeçmek demektir

trying work wit you can't give up a fat

zeka şişman bir işten vazgeçemezsin zeka şişman bir

work wit you can't give up a fat

work wit you can't give up a fat have like smoke

have like smoke

işten vazgeçemezsin zeka şişman bir işten vazgeçemezsin

have like smoke or drink I'm only four feet tall

or drink I'm only four feet tall

sadecebir fitboyundayım

or drink I'm only four feet tall so I gave up my jury up becoming

ya da iç Ben sadece bir fit boyundayım bu yüzden jüri olmaktan vazgeçtim bu yüzden

so I gave up my jury up becoming

so I gave up my jury up becoming a professional basketball player

jüri olmaktan vazgeçtim bu yüzden

jürimden vazgeçtim profesyonel basketbolcu olmaktan

a professional basketball player

a professional basketball player hey out to hang out means to

profesyonel basketbolcu

profesyonel basketbolcu olmaktan oyuncu hey out to hangout demek

hey out to hang out means to

hey out to hang out means to spend time relaxing by yourself

heyout tohangoutdemek

hey out to hangout demek kendi başına dinlenerek zaman geçirmek demektir kendi başına

spend time relaxing by yourself

spend time relaxing by yourself or with great a place where

dinlenerek zaman geçir kendi başına veya harika bir yerle

veya harika bir yerle

or with great a place where

or with great a place where people regularly me to relax and

veyaharikabiryerle

veya harika bir yerle, insanların düzenli olarak ben dinleniyorum ve

people regularly me to relax and

people regularly me to relax and socialize

insanlardüzenli olarak bendinleniyorumve

insanlardüzenli olarak benrahatlayıp sosyalleşiyorum sosyalleşiyorum sosyalleşiyorum

socialize

socialize is often called hang out my

genellikle hangout denir benim

is often called hang out my

is often called hang out my friends from work and I

sık sıkhangoutbenim

denir sık ​​sık hangout arkadaşlarım işten ve ben

friends from work and I

friends from work and I regularly hang out at a local

arkadaşlar İştenveben

işten arkadaşlarım ve ben düzenli olarak yerel bir yerde takılırım

regularly hang out at a local

regularly hang out at a local bar after work

Düzenli olarak yerel bir barda takılırım İşten sonra barda

bar after work

bar after work for more free chips lessons in

işten sonra barda düzenli olarak takılırım

for more free chips lessons in

for more free chips lessons in videos and to discover the 7

videolarda ücretsiz çip dersleri ve 7 videoyu keşfetmek

videos and to discover the 7

ve 7

videos and to discover the 7 secrets to becoming a confident

videoyu keşfetmek ve kendine güvenen biri olmanın 7 sırrını keşfetmek kendine güvenen biri olmanın

secrets to becoming a confident

sırları kendinegüvenen akıcı bir

secrets to becoming a confident fluent English speaker

fluent English speaker

İngilizce konuşmacısı olmanın sırları akıcı İngilizce konuşmacısı

akıcı İngilizce konuşmacısı

fluent English speaker easily and automatically visit

akıcı İngilizce konuşmacısı kolayca ve otomatik olarak ziyaret edin

easily and automatically visit

kolayca veotomatik olarak

easily and automatically visit us English anyone dot com

bizi kolayca ve otomatik olarak ziyaret edin