6 English Phrasal Verbs with Steve Jobs - The English Fluency Guide - EnglishAnyone com

hi there I'm sure badger the

hi there I'm sure badger the world's number one english

merhababen eminim ki merhaba

ben eminim ki dünyanın bir numaralı ingilizcesi dünyanın bir numaralı

world's number one english

world's number one english fluency guide and it is a

ingilizcesi dünyanın bir

numaralı ingilizce akıcılık rehberi ve

fluency guide and it is a

fluency guide and it is a pleasure to welcome you to this

akıcılık rehberi ve

akıcılık rehberi ve sizi ağırlamaktan mutluluk duyuyorum bu

pleasure to welcome you to this

zevke hoş geldiniz bu zevke

pleasure to welcome you to this brand-new video series that

hoşgeldiniz bu

brand-new video series that

brand-new video series that helps you understand lots of

yepyeni videoserisine hoşgeldiniz

helps you understand lots of

helps you understand lots of great native English content

içerik

great native English content

great native English content around YouTube

harikaanadiliİngilizceiçerik harika anadili

İngilizce içerik YouTube çevresinde YouTube

around YouTube

around YouTube in this video we'll be talking

çevresinde YouTube çevresinde bu videoda konuşacağız

in this video we'll be talking

in this video we'll be talking about the 2005 commencement

bu videoda konuşacağız 2005 başlangıcından bahsediyoruz

about the 2005 commencement

about the 2005 commencement address this is the graduation

2005 başlangıcından

hakkında 2005 hakkında başlangıç ​​ adresi mezuniyet adresi burası

address this is the graduation

mezuniyet

address this is the graduation speech given by steve jobs at

adresi bu mezuniyet konuşması Steve Jobs tarafından yapılan

speech given by steve jobs at

konuşmadaSteve Jobs tarafından

speech given by steve jobs at Stanford University

yapılan konuşmada Stanford Üniversitesi'nde Stanford Üniversitesi

Stanford University

Stanford University let's get into it for a bit of

Stanford Üniversitesi

Stanford Üniversitesi biraz konuya girelim

let's get into it for a bit of

let's get into it for a bit of background at this graduation

biraz içine

girelim bu mezuniyette arka plan

background at this graduation

background at this graduation speech steve jobs is delivering

bu mezuniyet konuşmasında arka plan steve jobs konuşma yapıyor

speech steve jobs is delivering

steve jobs

speech steve jobs is delivering three stories that really help

konuşma yapıyor steve jobs gerçekten yardımcı olan üç hikaye sunuyor gerçekten işe yarayan

three stories that really help

three stories that really help people understand how he

üçhikaye insanların

onun nasıl

people understand how he

people understand how he developed and how he came to see

geliştiğini ve nasıl geliştiğini nasıl anladığını ve nasıl

developed and how he came to see

developed and how he came to see the world and so he really as

geliştiğini ve dünyayı nasıl görmeye geldiğini ve dolayısıyla gerçekten dünya olarak

the world and so he really as

ve böylece insanların nasıl anladığını anlamalarına gerçekten yardımcı olan üç hikayeye yardım edino gerçekten

the world and so he really as most people do at graduation

dünya kadar ve bu yüzden o gerçekten çoğu insanın mezuniyette yaptığı gibi

most people do at graduation

most people do at graduation speeches really want to impress

çoğu insanınmezuniyette yaptığı gibi çoğu

insan mezuniyette yapar konuşmalar gerçekten etkilemek ister konuşmalar gerçekten

speeches really want to impress

speeches really want to impress upon all of the graduates that

etkilemek ister

konuşmalar gerçekten tüm mezunları etkilemek ister ki

upon all of the graduates that

tüm mezunlar üzerinde

upon all of the graduates that they should maybe think about

they should maybe think about

tüm mezunlar üzerinde belki düşünmeleri gerektiğini belki

düşünmeleri gerektiğini belki de

they should maybe think about the world in a different way and

dünyayı farklı bir şekilde düşünmeleri gerektiğini ve

the world in a different way and

the world in a different way and not waste their time so the

dünyayı farklı bir şekilde düşünmeleri gerektiğini ve zamanlarını boşa harcamamaları gerektiğini mezunlar

not waste their time so the

not waste their time so the overall themes of his message is

zamanlarını boşa harcamayın, bu yüzden

zamanlarını boşa harcamayın, bu yüzden mesajının genel temaları, mesajının

overall themes of his message is

overall themes of his message is you really don't want to you

genel temaları,

mesajının genel temaları, gerçekten sizi istemiyorsunuz,

you really don't want to you

you really don't want to you know listen to other people if

gerçekten siziistemiyorsunuz,

gerçekten istemiyorsunuz' bilmek istemiyorsan diğer insanları dinle biliyorsan diğer

know listen to other people if

know listen to other people if you think you have a right idea

insanları dinle eğer

biliyorsan diğer insanları dinle doğru bir fikrin olduğunu düşünüyorsan

you think you have a right idea

you think you have a right idea about how to do something you

doğru bir fikrin olduğunu düşünüyorsun hakkında bir şeyi nasıl yapacağına dair doğru bir fikrin olduğunu düşünüyorsun bir

about how to do something you

şeyi nasıl yapacağınız hakkında bir şeyi nasıl yapacağınız hakkında

about how to do something you should listen to your heart

kalbinizi dinlemelisiniz kalbinizi

should listen to your heart

should listen to your heart don't waste your time and find

dinlemelisiniz zamanınızı boşa harcamayın ve bulun

don't waste your time and find

don't waste your time and find your own path

zamanınızı boşa harcamayın ve bulun

zamanınızı boşa harcamayın ve bulun kendi yolunuz kendi

your own path

your own path so listen to what's important

yolunuz

kendi yolunuz o yüzden neyin önemli olduğunu dinleyin öyleyse neyin

so listen to what's important

önemli olduğunu dinleyin bu yüzden

so listen to what's important for you and do that thing in

sizin için neyin önemli olduğunu dinleyin ve sizin için o şeyi yapın

for you and do that thing in

for you and do that thing in this video though we want to

veoşeyi

sizin için yapın ve bu videoda biz istesek de o şeyi yapın

this video though we want to

this video though we want to focus specifically on six

buvideoya gitmek istiyor olsakda

bu videoyu istiyoruz ama özellikle altıya odaklanmak istiyoruz özellikle

focus specifically on six

focus specifically on six phrasal verbs that he uses and a

altıya

odaklan özellikle kullandığı altı öbek fiile ve kullandığı bir

phrasal verbs that he uses and a

phrasal verbs that he uses and a phrasal verb is just a more kind

öbekfiileve

kullandığı bir öbek fiile ve bir öbek fiile sadece daha nazik bir fiil

phrasal verb is just a more kind

öbeği sadece daha nazik bir öbek fiili

phrasal verb is just a more kind of basic way of explaining a

açıklamanın daha basit bir yolu a of

of basic way of explaining a

of basic way of explaining a more difficult

basit bir açıklama yolu a of

daha zor daha

more difficult

more difficult regular verb maybe something

zor

daha zor bir düzenli fiili açıklamanın basit bir yolu belki

regular verb maybe something

regular verb maybe something that would be like to dismount a

normal bir fiil belki düzenli fiil belki bir şey, bir attan inmeye benzer bir şey, bir attan

that would be like to dismount a

that would be like to dismount a horse would be to get off of a

inmeye

benzer bir şey, bir attan inmek, bir attan inmek,

horse would be to get off of a

horse would be to get off of a horse

horse

bir attan inmek

horse so we're trying to take

so we're trying to take

so we're trying to take something complicated and

at yani almaya çalışıyoruz

yani almaya çalışıyoruz bu yüzden

karmaşık bir şeyi ve

something complicated and

something complicated and express it in a casual way

karmaşık bir şeyive

karmaşık bir şeyi almaya çalışıyoruz ve bunu

express it in a casual way

express it in a casual way so even though a commencement

rahat bir şekilde ifade etmeye çalışıyoruz bir başlangıç ​​ olsa da bir

so even though a commencement

başlangıç ​​olsa bile

so even though a commencement address might be a serious kind

bir başlangıç ​​adresi ciddi bir tür adres olsa bile

address might be a serious kind

address might be a serious kind of thing for people

ciddi bir nazik

adres olabilir ciddi bir şey olabilir şey insanlar için şey insanlar için

of thing for people

of thing for people really we're still using casual

insanlar için gerçekten hala kullanıyoruz gündelik

really we're still using casual

really we're still using casual and everyday language to express

gerçekten halagündelik kullanıyoruz

gerçekten ifade etmek için gündelik ve günlük dili ve kendimizi ifade etmek için

and everyday language to express

günlükdili ve kendimizi kendimizi

and everyday language to express ourselves

ourselves

ifade etmek için günlük dili kullanıyoruz, bu altılıya

ourselves so let's get into these six

girelim, bu altılıya

so let's get into these six

so let's get into these six phrasal verbs that Steve Jobs

girelim, hadi

bunlara girelim Steve Jobs'un kullandığı altı öbek fiil

phrasal verbs that Steve Jobs

Steve Jobs'un kullandığı öbek fiiller Steve

phrasal verbs that Steve Jobs uses the first two are connected

Jobs'un kullandığı öbek fiiller ilk ikisi bağlantılıdır ilk

uses the first two are connected

uses the first two are connected one is to drop out and the other

ikisini bağlantılı kullanır

ilk ikisi bağlantılıdır biri bırakmak, diğeri

one is to drop out and the other

bırakmakvediğeri

one is to drop out and the other is to drop in

biri okulu bırakmak, diğeri ise bırakmak, bırakmak,

is to drop in

is to drop in now if you think about going to

şimdi bırakmak, eğer şimdi gitmeyi düşünüyorsan,

now if you think about going to

now if you think about going to school you can leave school you

şimdi gitmeyi düşünüyorsan, okula gitmeyi düşünüyorsan, okulu bırakabilirsin,

school you can leave school you

school you can leave school you can exit school these are

okulu yapabilirsin okuldan ayrılabilirsin

okuldan ayrılabilirsin okuldan çıkabilirsin bunlar

can exit school these are

can exit school these are regular verbs you can use but in

okuldan çıkabilirsin bunlar okuldan

çıkabilirsin bunlar kullanabileceğin normal fiillerdir ama

regular verbs you can use but in

regular verbs you can use but in a casual conversation away you

normal fiillerde kullanabilirsinama

normal fiillerde kullanabilirsin ama sıradan bir konuşmada uzakta sen

a casual conversation away you

a casual conversation away you can talk about dropping out of

rahat bir sohbet uzakta sen

rahat bir sohbet uzakta bırakmak hakkında konuşabilirsin bırakmak hakkında konuşabilirsin

can talk about dropping out of

can talk about dropping out of school so think about dropping

okulu bırakmak hakkında konuşabilirsin bu yüzden

school so think about dropping

school so think about dropping but you're falling out of that

okulu bırakmayı düşün bu yüzden

okulu bırakmayı düşün bu yüzden bırakmayı düşün ama düşüyorsun o ama

but you're falling out of that

but you're falling out of that thing so instead of being in

sen bundan düşüyorsun ama o

şeyden düşüyorsun yani bir şeyin içinde olmak yerine

thing so instead of being in

yani bir şeyin içinde olmak yerine yani

thing so instead of being in school you're dropping out of it

okulda olmak yerine onu bırakıyorsun

school you're dropping out of it

school you're dropping out of it it's always important to think

okulu bırakıyorsun Bu

okulu bırakıyorsun, düşünmek her zaman önemlidir, düşünmenin her

it's always important to think

it's always important to think about the visual foundation of a

zaman önemli olduğunu düşünmek her zaman önemlidir a'nın görsel temeli hakkında a'nın

about the visual foundation of a

about the visual foundation of a phrasal verb so the visual idea

görsel temeli hakkında bir deyimsel fiilin görsel

temeli hakkında yani görsel fikir

phrasal verb so the visual idea

phrasal verb so the visual idea of falling but falling out of

deyimsel fiil hakkında düşünmek her zaman önemlidir yani görsel fikir

deyimsel fiil yani düşmenin görsel fikri ama düşmekten düşmek

of falling but falling out of

of falling but falling out of something to drop out of

amadüşmekten düşmek

ama bir şeyden düşmek bir şeyden

something to drop out of

something to drop out of something so if you're going to

düşmek bir şeyden

düşmek bir şeyden düşmek yani eğer gidiyorsan bir şeye

something so if you're going to

something so if you're going to school and you decide no I don't

yanieğer

bir şeye gideceksen yani okula gideceksen ve hayır dersen ben

school and you decide no I don't

school and you decide no I don't want to go anymore like Steve

okula gitmem diye karar verirsen hayır okula gitmem diye karar verirsin ve hayır artık gitmek istemediğime karar verirsin Steve gibi artık Steve gibi

want to go anymore like Steve

want to go anymore like Steve Jobs did then you are dropping

gitmek

istiyor Steve Jobs gibi artık gitmek istiyor o zaman Jobs'u bırakıyorsun

Jobs did then you are dropping

sonra

Jobs did then you are dropping out of school now he also uses

Jobs'u bırakıyorsun sonra okulu bırakıyorsun şimdi o da okul dışında kullanıyor şimdi

out of school now he also uses

out of school now he also uses in addition to drop out he uses

okul dışında da kullanıyor şimdi o da bırakmaya ek olarak kullanır bırakmaya ek olarak

in addition to drop out he uses

kullanır bırakmaya ek olarak kullanır bırakmaya ek olarak kullanır bırakmaya da bırakmaya da bırakmaya da bırakmaya

in addition to drop out he uses drop in as well to drop into

drop in as well to drop into

drop in as well to drop into something means you're going

da bırakmaya da bırakmaya da bir şeye düşmeye gidiyorsunuz demektir bir

something means you're going

something means you're going into something or you're

şeye giriyorsun anlamına gelir bir şeye giriyorsun ya da bir

into something or you're

into something or you're entering something in an

şeye giriyorsun ya da bir şeye

entering something in an

entering something in an unexpected way

giriyorsun ya da bir şeye giriyorsun bir şeye

giriyorsun bir şeye giriyorsun beklenmedik bir şekilde beklenmedik bir şekilde

unexpected way

unexpected way so he's talking about after he

beklenmedik bir şekilde konuşuyor yaklaşık ondan sonra yani ondan sonra

so he's talking about after he

so he's talking about after he dropped out of school

hakkında konuşuyor yani o hakkında

konuşuyor okulu bıraktıktan sonra

dropped out of school

dropped out of school he's dropping in again going to

okulu bıraktı okulu bıraktı

tekrar giriyor tekrar gidiyor tekrar giriyor

he's dropping in again going to

he's dropping in again going to other classes that he feels like

tekrar giriyor hissettiği diğer derslere gidiyor

other classes that he feels like

other classes that he feels like going to instead of going to the

diğer dersler gibi gitmek zorunda olduğu derslere gitmek

yerine gitmek istediği dersler gibi gitmek zorunda olduğu

going to instead of going to the

going to instead of going to the classes that he has to go to so

derslere gitmek yerine gitmek istediği dersler gibi gitmek

classes that he has to go to so

classes that he has to go to so if you drop in on a friend or

zorunda olduğu derslergibi

gitmek zorunda olduğu sınıflar yani bir arkadaşınıza uğrarsanız veya

if you drop in on a friend or

if you drop in on a friend or you drop in on a class

bir arkadaşınıza uğrarsanız veya bir arkadaşa uğrarsanız veya bir sınıfa

you drop in on a class

you drop in on a class it just means you're going into

uğrarsanız

bir sınıfa uğrarsınız bu sadece içine gireceğin anlamına gelir sadece içine

it just means you're going into

gireceğin anlamına gelir sadece

it just means you're going into that thing in an unexpected way

o şeye beklenmedik bir şekilde gireceğin anlamına gelir o

that thing in an unexpected way

that thing in an unexpected way to drop out and then to drop in

şeye beklenmedik bir şekilde

o şey beklenmedik bir şekilde düşecek ve sonra girecektir

to drop out and then to drop in

to drop out and then to drop in next we've got to fall out to

bırakmak için ve sonra bırakmak için bırakmak için

ve sonra düşmek için bir sonrakine düşmek zorundayız bir

next we've got to fall out to

next we've got to fall out to fall out when you have a falling

sonrakine düşmek zorundayız düşmemiz gerektiğinde düşmek için düşmek zorundayız bir ilişkinin iki olduğunu, bir

fall out when you have a falling

fall out when you have a falling out of something if you think

out of something if you think

out of something if you think about a relationship being two

ilişkinin iki olduğunu,

about a relationship being two

about a relationship being two people or a group of people

bir ilişkinin iki kişi ya da bir olduğunu düşünürsen bir grup insan

people or a group of people

people or a group of people together when they fall apart or

insanlar veya bir grup insan

insanlar veya bir grup insan birlikte düştüklerinde veya

together when they fall apart or

birlikte düştüklerinde veya

together when they fall apart or they fall out

birlikte düştüklerinde veya birlikte düştüklerinde düştüler

they fall out

they fall out usually you have a falling out

düştüler

düştüler genellikle aranız bozuldu

usually you have a falling out

genellikle siz aranız bozulur

usually you have a falling out when you talk about having a bad

genellikle kötü bir ilişkiniz olduğundan bahsederken bir aranız olur

when you talk about having a bad

kötü bir ilişkiniz olduğundan söz ettiğinizde

when you talk about having a bad relationship with someone as an

biriyle kötü bir ilişkiniz olduğundan söz ettiğinizde örneğin

relationship with someone as an

relationship with someone as an example if you have a business

birisiyle ilişkiniz olarak biriyle ilişkiniz varsa örnek olarak bir iş

example if you have a business

example if you have a business partner and maybe it's going

örneği,biriş

örneğiniz varsa, bir iş ortağınız varsa ve belki

partner and maybe it's going

partner and maybe it's going very well at the beginning but

ortak oluyor ve belki

ortak oluyor ve belki başlangıçta çok iyi gidiyor ama başlangıçta çok

very well at the beginning but

very well at the beginning but it starts to maybe not go so

iyi ama başlangıçta çok iyi ama başlıyor belki gitmez bu yüzden gitmeye

it starts to maybe not go so

it starts to maybe not go so well and you have different

başlarbelkigitmez bu yüzden

belki o kadar iyi gitmemeye başlar ve sizin farklı

well and you have different

well and you have different ideas about how something should

iyiliğiniz var ve farklı

iyiliğiniz var ve bir şeyin nasıl olması gerektiğine dair farklı fikirleriniz var bir

ideas about how something should

şeyin

ideas about how something should be done this is a falling out so

nasıl olması gerektiğine dair fikirleriniz bir şeyin nasıl yapılması gerektiğine dair fikirleriniz var. bu bir anlaşmazlıktır, bu bir düşüştür, bu bir

be done this is a falling out so

be done this is a falling out so you can describe a bad business

düşüştür, bu nedenle, bu bir düşüştür, böylece kötü bir işi tarif edebilirsiniz,

you can describe a bad business

kötü bir işi tarif edebilirsiniz,

you can describe a bad business relationship in the same way

kötü bir iş ilişkisini aynı şekilde tarif edebilirsiniz,

relationship in the same way

relationship in the same way that Steve Jobs does in the

ilişkiyi aynı şekilde

ilişki, Steve Jobs'ın

that Steve Jobs does in the

that Steve Jobs does in the commencement speech as having a

açılış konuşmasında Steve Jobs'un yaptığı gibi, bir

commencement speech as having a

açılış konuşması yapmak gibi bir başlangıç ​​konuşması yapmak, bir

commencement speech as having a falling out so you can talk

anlaşmazlık yaşamak, böylece konuşabilesin,

falling out so you can talk

düşmek,böylecekonuşabilirsin.

falling out so you can talk about well maybe my friend and I

düşüyoruz, böylece hakkında konuşabilirsin belki arkadaşım ve ben

about well maybe my friend and I

about well maybe my friend and I we don't have much of a

hakkında iyi belkiarkadaşımve ben

hakkında iyi belki arkadaşım ve ben pek bir şeyimiz yok

we don't have much of a

we don't have much of a relationship anymore we had a

biz pek bir şeyimiz yok pek bir şeyimiz yok artık bir ilişkimiz vardı

relationship anymore we had a

relationship anymore we had a falling out or we fell out

artık bir

ilişkimiz vardı artık bir anlaşmazlık yaşadık ya da düştük düştük

falling out or we fell out

falling out or we fell out we fell out next another great

ya da düştük düştük

ya düştük düştük bir sonraki harika düştük

we fell out next another great

we fell out next another great phrasal verb to side with

sonrakibaşka bir harika

düştük sonraki başka bir harika deyimsel fiil to side with

phrasal verb to side with

phrasal verb to side with someone to side with someone if

phrasal verb to side with

phrasal verb to side with birisi için yan yana biri için eğer

someone to side with someone if

someone to side with someone if you are thinking about having an

birisi için birisi için

biri için taraf için birisi sahip

you are thinking about having an

olmayı düşünüyorsan bir sahip olmayı düşünüyorsun bir sen

you are thinking about having an argument or there's a fight or a

düşünüyorsun tartışma hakkında ya da kavga ya da

argument or there's a fight or a

argument or there's a fight or a competition between two people

tartışma var ya da kavga ya da

tartışma var ya da iki kişi arasında kavga ya da rekabet var

competition between two people

competition between two people or two groups there are two

iki kişi arasında rekabet iki kişi ya da iki grup arasında rekabet iki

or two groups there are two

or two groups there are two different sides so usually in an

ya da ikigrup var iki

ya da iki var gruplarda iki farklı taraf vardır, bu nedenle genellikle

different sides so usually in an

different sides so usually in an argument one person says this

farklı taraflardadır, genellikle

farklı taraflardadır, bu nedenle genellikle bir tartışmada bir kişi bu

argument one person says this

argümanı söyler bir kişi bu

argument one person says this thing and the other person says

argümanı söyler bir kişi bunu söyler ve diğer kişi bir

thing and the other person says

thing and the other person says the opposite or whatever that is

şey söyler ve diğer kişi

bir şey söyler ve karşıdaki kişi bunun tersini söylüyorsa ya da bunun

the opposite or whatever that is

the opposite or whatever that is and if you choose one of the

tersiyse ya da bunun

karşıtının ya da her ne ise ve birini seçersen ve

and if you choose one of the

and if you choose one of the sides then you are siding with

taraflardan birini seçersen taraf olursun

sides then you are siding with

sides then you are siding with that person or siding with that

taraflar o zaman

tarafların tarafını tutuyorsunuz o zaman o kişinin tarafını tutuyorsunuz veya o

that person or siding with that

kişinin tarafını tutuyorsunuz veya o

that person or siding with that team

team

team something like that so maybe my

kişinin tarafını tutuyorsunuz veyao takım

ekibinin tarafını tutuyorsunuz böyle bir şey yani belki benimki gibi bir şey yani

something like that so maybe my

something like that so maybe my mom says one thing but my dad

belki benimki gibi bir şey yani

belki annem bir şey söylüyor ama babam

mom says one thing but my dad

mom says one thing but my dad says something else and i

annem bir şey diyor ama babam annem

bir şey diyor ama babam başka bir şey söylüyor ve ben başka bir şey söylüyorum ve

says something else and i

says something else and i decided to side with my mom so

ben

başka bir şey söylüyorum ve annemin tarafını tutmaya karar verdim,

decided to side with my mom so

decided to side with my mom so it means I support her and I

annemin tarafını tutmaya karar verdim bu yüzden

annemin tarafını tutmaya karar verdim, bu onu desteklediğim anlamına geliyor ve ben onu

it means I support her and I

it means I support her and I support her argument or whatever

desteklediğim

anlamına geliyor ve ben onu desteklediğim ve onun argümanını destekliyorum veya argümanını destekleyen herhangi bir şeyi

support her argument or whatever

support her argument or whatever as opposed to my father's so I'm

veya

argümanını destekleyen herhangi bir şeyi veya babamın aksine her neyse onu destekliyorum anlamına geliyor. Ben

as opposed to my father's so I'm

babamınkine karşıyım, bu yüzden

as opposed to my father's so I'm siding with her on this

babamınkine karşıyım, bu yüzden bu tarafta onun tarafını tutuyorum

siding with her on this

siding with her on this particular thing in a company

bu tarafta onun yanında

bu belirli bir şeyde onun yanındayım bir şirkette

particular thing in a company

particular thing in a company situation may be with side with

belirli birşeydebir şirkette

belirli bir şeyde şirket durumu, durumla yan yana olabilir,

situation may be with side with

situation may be with side with a particular board member or a

durumla yan yana olabilir, belirli bir yönetim kurulu üyesiyle veya

a particular board member or a

a particular board member or a particular group that has an

belirli bir yönetim kurulu üyesiyle veya

belirli bir yönetim kurulu üyesiyle veya belirli bir grupla, belirli bir grupla, belirli bir grupla,

particular group that has an

particular group that has an idea that they want to pursue to

belirli bir grupla yan yana olabilir. takip etmek istedikleri

idea that they want to pursue to

fikri takip etmek istedikleri

idea that they want to pursue to side with someone or to side

fikri takip etmek istedikleri fikri takip etmek istediklerini

side with someone or to side

side with someone or to side with something next to let

with something next to let

with something next to let someone down the phrasal verb to

sonraki bir şey let down deyimsel fiil

someone down the phrasal verb to

someone down the phrasal verb to let down if you think about

birine downdeyimsel fiil

aşağı birine deyimsel fiil aşağı bırakmak için deyimsel fiil aşağı indirirseniz, eğer düşünürseniz,

let down if you think about

let down if you think about someone that's being held up

aşağılamayı düşünürseniz, tutulan birini düşünürseniz, tutulan birisini düşünürseniz

someone that's being held up

someone that's being held up this is the opposite phrasal

birisi tutuluyor bu karşıt deyim bu

this is the opposite phrasal

this is the opposite phrasal verb to hold someone up when you

karşıt

verb to hold someone up when you

verb to hold someone up when you let someone down it means you're

deyim bu karşıt

deyim bu karşıt deyim

let someone down it means you're

let someone down it means you're disappointing them so just like

birini aşağılamak,

birini hayal kırıklığına uğrattığınız anlamına gelir, bu onları hayal kırıklığına uğrattığınız anlamına gelir, bu yüzden tıpkı

disappointing them so just like

disappointing them so just like regular phrasal verbs

onları hayal kırıklığına uğratmak gibi yani onları hayal

kırıklığına uğratmak gibi, normal deyimsel fiiller gibi

regular phrasal verbs

düzenli deyimsel fiiller

regular phrasal verbs we have a longer more complex

düzenli deyimsel fiiller daha uzun daha karmaşık

we have a longer more complex

we have a longer more complex word like disappoint but we're

bizde daha uzun daha fazla karmaşık hayal

kırıklığı gibi daha uzun ve daha karmaşık bir kelimemiz var ama hayal

word like disappoint but we're

kırıklığı gibi bir kelimemiz varancak

word like disappoint but we're using to let someone down so it

hayal kırıklığı gibi bir kelimemiz var ama birini hayal kırıklığına uğratmak için kullanıyoruz bu yüzden

using to let someone down so it

using to let someone down so it means if you're making someone

birini hayal kırıklığına uğratmak için kullanıyoryani

birini hayal kırıklığına uğratmak için kullanıyor yani bu eğer birini yapıyorsan, birini

means if you're making someone

yapıyorsan

means if you're making someone feel bad they're disappointed in

demektir, eğer birini kötü hissettiriyorsan, hayal kırıklığına uğrarlar,

feel bad they're disappointed in

kötü hissederler, hayal

feel bad they're disappointed in you because you did something

you because you did something

kırıklığına uğrarlar, çünkü sen bir şey yaptın,

çünkü sen yaptın bir şey

you because you did something wrong or you know whatever you

sen çünkü bir şeyi yanlış yaptın ya da biliyorsun neyi

wrong or you know whatever you

wrong or you know whatever you happen to have done

yanlış yaptın ya dabiliyorsunne

yanlış yaptın ya da biliyorsun her ne yaptıysan olmuş oldu yapmış oldu diyelim

happen to have done

happen to have done let's say in my case I was

benim durumumda

let's say in my case I was

let's say in my case I was living at home and I maybe stole

öyleydim diyelim benimdurumumdabenöyleydim

diyelim ki benim durumumda evde yaşıyordum ve belki

living at home and I maybe stole

evde yaşamayı çaldım vebelki

living at home and I maybe stole a car or something in my parents

evde yaşamayı çaldım ve belki ailemde bir araba falan çaldım

a car or something in my parents

ailemde bir

a car or something in my parents were very upset at me

araba veya bir şey ailemde bir araba falan bana çok üzüldüm

were very upset at me

were very upset at me they can see you know drew you

they can see you know drew you

they can see you know drew you let us down you disappointed us

let us down you disappointed us

let us down you disappointed us you let us down and the last

bizi hayal kırıklığına uğrattın bizi hayal kırıklığına uğrattın ve son olarak bizi hayal kırıklığına uğrattın ve son olarak bizi hayal kırıklığına uğrattın ve

you let us down and the last

you let us down and the last phrasal verb is to screw up

son deyimsel fiil,

phrasal verb is to screw up

mahvetmek deyimsel fiil,

phrasal verb is to screw up something whenever you make a

deyimsel fiil,

something whenever you make a

her ne zaman bir şey yaparsan, bir şeyi batırmaktır. ne zaman

something whenever you make a mistake or there's something

bir hata yapsan bir şeyler yap ya da bir şeyler

mistake or there's something

mistake or there's something wrong that happens you can talk

yanlışsaya dabir şeyler

yanlışsa ya da ters giden bir şeyler olursa

wrong that happens you can talk

wrong that happens you can talk about screwing up the situation

yanlış konuşabilirsin bu olur

yanlış konuşabilirsin durumu alt üst etmek hakkında konuşabilirsin

about screwing up the situation

about screwing up the situation so I went to make an airplane

durumu alt

üst etmek hakkında konuşabilirsin durum bu yüzden uçak yapmaya gittim

so I went to make an airplane

bu yüzdenuçak yapmaya gittim bu yüzden

so I went to make an airplane reservation or something and

uçak rezervasyonu falan yapmaya gittim ve

reservation or something and

reservation or something and then I went to the airport and

rezervasyon falanve

rezervasyon falan ve sonra havaalanına gittim ve sonra

then I went to the airport and

havaalanına gittim ve

then I went to the airport and then I screwed up

sonra Havaalanına gittim ve sonra batırdım

then I screwed up

then I screwed up I picked the wrong day for my

sonra batırdım

sonra batırdım benim için yanlış günü

I picked the wrong day for my

seçtim benim için yanlış günü seçtim

I picked the wrong day for my flight so when I went to America

uçuşum için yanlış günü seçtim bu yüzden Amerika uçuşuna gittiğimde yani

flight so when I went to America

benamerika

flight so when I went to America for example my cousin was

uçağına gittim yani ben amerikaya gittiğimde kuzenim mesela

for example my cousin was

for example my cousin was picking me up at the airport but

kuzenimdi mesela

kuzenim beni hava alanından alıyordu ama

picking me up at the airport but

picking me up at the airport but he picked me up on the wrong day

hava alanından alıyordu ama o aldı yanlış günde

he picked me up on the wrong day

he picked me up on the wrong day so he went to the airport and I

beni aldı yanlış günde aldı beni

yanlış günde aldı bu yüzden o havaalanına gitti ben de o

so he went to the airport and I

so he went to the airport and I he screwed up so he made a

havaalanına gittimben de o

havaalanına gitti ve ben her şeyi batırdı bu yüzden yaptı a

he screwed up so he made a

he screwed up so he made a mistake he made some kind of

batırdıo yüzdenyaptı a

batırdı bu yüzden hata yaptı bir tür hata yaptı bir

mistake he made some kind of

mistake he made some kind of accident or did something wrong

tür

hata yaptı bir tür kaza yaptı

accident or did something wrong

veya yanlış bir şey yaptı

accident or did something wrong to screw up

kaza veya yanlış bir şey yaptı batırmak için batırmak için

to screw up

to screw up so when steve jobs is talking

yani Steve Jobs konuşurken bu

so when steve jobs is talking

yüzdenSteve Jobskonuşurken bu yüzden

so when steve jobs is talking about well maybe I screwed up my

Steve Jobs iyi hakkında konuşurken belki ben kendimi batırdım

about well maybe I screwed up my

about well maybe I screwed up my life for screwed up my company

belki kendimi batırdım

belki de hayatımı batırdım çünkü batırdım şirket

life for screwed up my company

life for screwed up my company this is again a regular

hayatım şirketimialt üst ettiğin için şirket

hayatım şirketimi alt üst ettiğin için bu yine normal

this is again a regular

bu yine

this is again a regular conversation a way of saying

normal bir sohbet bu yine normal bir sohbet sohbet demenin bir

conversation a way of saying

conversation a way of saying that you made a mistake to screw

yolu

sohbet söylemenin bir yolu boş ver becermekle

that you made a mistake to screw

that you made a mistake to screw up

hata yaptın becermekle

hata yaptın

up

up well that's it for this video

peki bu video için bu

well that's it for this video

well that's it for this video lesson i really look forward to

kadar bu video için bu

kadar bu video ders için bu kadar gerçekten dersi sabırsızlıkla bekliyorum

lesson i really look forward to

lesson i really look forward to hearing your comments below try

dersigerçekten sabırsızlıkla bekliyorum i

aşağıdan yorumlarınızı duymayı gerçekten dört gözle bekliyorum aşağıdan kendi

hearing your comments below try

hearing your comments below try posting a comment below this

yorumlarınızı duymayı deneyin

aşağıdan kendi yorumlarınızı duymayı deneyin bunun altına bir yorum göndermeyi deneyin bunun altına

posting a comment below this

bir yorum

posting a comment below this video and using one of the

göndermeyi bu videonun altına bir yorum göndermeyi ve videolardan birini kullanmayı

video and using one of the

video and using one of the phrasal verbs you've learned and

ve videodan birini kullanmayı

ve birini kullanmayı deneyin öğrendiğin phrasal verbs ve

phrasal verbs you've learned and

phrasal verbs you've learned and then go watch the phrasal verbs

öğrendiğin phrasal verbsve

phrasal verbs ve sonra git phrasal verbs izle sonra go

then go watch the phrasal verbs

then go watch the phrasal verbs and

and

and action with the link that i give

phrasal verbs izle

sonra git phrasal verbs izle ve ve

ve action link i bu videoda size verdiğim

action with the link that i give

link ile harekete geçin bu videoda size

action with the link that i give you in this video do click that

verdiğim linke tıklayın bu

you in this video do click that

you in this video do click that like button if you enjoyed this

videoda size ait olana tıklayın bu beğendiyseniz

like button if you enjoyed this

like button if you enjoyed this video

video

beğen butonuna tıklayın beğendiyseniz bu

butona basın bu video video

video become a subscriber to the

videodan hoşlandıysanız abone olun

become a subscriber to the

become a subscriber to the English anyone . com youtube

abone olun

ingilizceye abone olun herkes . com youtube

English anyone . com youtube

İngilizceherkes .comyoutube

English anyone . com youtube channel and to share this video

İngilizce herkes . com youtube kanalı ve bu video kanalını paylaşmak ve

channel and to share this video

buvideo

channel and to share this video with other people who are also

kanalını paylaşmak ve bu videoyu aynı zamanda diğer insanlarla da olan diğer insanlarla paylaşmak ve

with other people who are also

with other people who are also struggling to understand and

aynı zamanda

diğer insanlarla da birlikte olan ve aynı zamanda

struggling to understand and

struggling to understand and enjoy conversational English

anlamak için mücadele eden ve anlamak için mücadele eden ve

anlamak için mücadele eden ve konuşma İngilizcesinin tadını çıkar

enjoy conversational English

enjoy conversational English I look forward to seeing you in

konuşma İngilizcesinin tadını çıkarma konuşma İngilizcesinin

I look forward to seeing you in

I look forward to seeing you in the next video bye bye

the next video bye bye

the next video bye bye and now it's time to see these

tadını çıkarma bunları görün

and now it's time to see these

and now it's time to see these phrasal verbs in action in the

veşimdi bunları görmenin zamanı geldi

ve şimdi bu öbek fiilleri eylem halindeyken

phrasal verbs in action in the

phrasal verbs in action in the actual video so please click on

öbek fiillerde eylem halinde

öbek fiillerde eylem halindeyken görmenin zamanı geldi bu yüzden lütfen gerçek videoya tıklayın bu yüzden

actual video so please click on

actual video so please click on the link to watch Steve Jobs

lütfen

gerçek videoya tıklayın bu yüzden lütfen Steve Jobs izlemek için linke tıklayın Steve Jobs izlemek için

the link to watch Steve Jobs

link

the link to watch Steve Jobs 2005 stanford university

Steve Jobs izlemek için link 2005 stanford üniversitesi

2005 stanford university

2005stanford üniversitesi

2005 stanford university commencement address and if you

2005 stanford üniversitesi mezuniyet adresi ve eğer

commencement address and if you

commencement address and if you haven't done so already we have

mezuniyet adresi ve eğer

mezuniyet adresi ve henüz yapmadıysanız

haven't done so already we have

haven't done so already we have a quick quiz that will help you

yapmadık, zaten

yapmadık, bu yüzden zaten size yardımcı olacak hızlı bir sınavımız var size yardımcı olacak

a quick quiz that will help you

a quick quiz that will help you identify your biggest fluency

hızlı bir sınav en büyük akıcılığınızı belirlemenize yardımcı olacak hızlı bir sınav

identify your biggest fluency

identify your biggest fluency frustration so that you can

en büyük akıcılığınızı

belirleyin akıcılık hüsrana uğramak için hüsrana uğramak için hüsrana uğramak için akıcı olmaya başlayabilirsiniz

frustration so that you can

frustration so that you can start getting fluent two three

iki üç akıcı olmaya başlayın iki

start getting fluent two three

start getting fluent two three or even ten times faster

üç akıcı olmaya başlayın iki

üç hatta on kat daha hızlı hatta

or even ten times faster

onkat daha hızlı

or even ten times faster so click on the link in this

hatta on kat daha hızlı bu yüzden üzerine tıklayın buradaki bağlantı bu yüzden

so click on the link in this

so click on the link in this video to enjoy that and i will

bu videodaki bağlantıya tıklayın

bunun keyfini çıkarmak için bu videodaki bağlantıya tıklayın ve bunun keyfini çıkarmak için

video to enjoy that and i will

video to enjoy that and i will see you in the next video

video çekeceğim ve

bunun keyfini çıkarmak için video çekeceğim ve bir sonraki videoda görüşürüz bir sonraki videoda görüşürüz bir

see you in the next video

see you in the next video have a fantastic day and keep

sonraki videoda görüşmek üzere harika bir gün geçirin ve

have a fantastic day and keep

have a fantastic day and keep practicing

harika bir gün geçirin ve

harika bir gün geçirin ve pratik yapmaya devam edin