It's February 20th / 28 days of Learning English / LIVE chat from England - THINGS

oh

oh

mr duncan why do you keep playing that music come on mr duncan get on with it we've been

bay duncan neden o müziği çalmaya devam ediyorsunuz hadi bay duncan devam edin

waiting for you to arrive come on quickly don't hang around stop keeping us waiting

gelmenizi bekliyorduk hadi çabuk ortalıkta dolaşmayın bizi bekletmeyi bırakın tamam o

okay then here i am yes hello there welcome to a very wet miserable grey saturday here

zaman buradayım evet merhaba hoşgeldiniz çok ıslak sefil gri cumartesi burada

in england we are back together again yes it is once more another day of fab you weary

ingiltere'de tekrar birlikteyiz evet yine harika bir gün sizi yorgun

we are going to have a fabulous time how are you today

harika bir zaman geçireceğiz bugün nasılsınız bugün

we are back together it only seems like yesterday when i was here with you in fact oh it was

tekrar birlikteyiz ben buradayken daha dün gibi görünüyor aslında ben

yesterday when i was here with you hi everybody this is mr duncan in england how are you today

burada seninleyken dündü merhaba millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız

are you okay i hope so are you happy are you i hope so here we are again yes i'm back on

iyi misiniz umarım çok mutlusunuzdur umarım yine buradayız evet youtube'a geri döndüm bu aralar

youtube the place where i spend most of my time these days i don't know if you've noticed

en çok vakit geçirdiğim yer bilmem fark ettiniz mi

but i'm here every day during this month every day during february we have 28 days of fab

ama ben bu ay boyunca her gün buradayım şubat boyunca her gün 28 günlük harika bir

yuary you see can you see what i did there can you see what i did instead of february

yuaryimiz var görüyor musunuz neler yaptığımı şubat yerine ne yaptığımı görebilir misin

i say fab yueri we call that a play on words when you make a play on words it means you

muhteşem yueri diyorum buna kelime oyunu diyoruz kelime oyunu yaptığınızda bu

are changing a word in a sentence for a humorous response you see to to bring a little bit

bir cümledeki bir kelimeyi biraz komik bir yanıt için değiştirdiğiniz anlamına gelir

of joy and sunshine into everyone's lives i'm trying my best i really am am i the only

herkesin hayatına neşe ve gün ışığı girmesi için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum gerçekten

person who is bored completely bored hearing about mars am i the only person who is really

sıkılan tek kişi benim

bored with mars

it's mars this mars that matt damon this matt damon on mars i'm really sick and tired of

mars'ta mars'ı duymaktan gerçekten bıktım usandım

hearing about mars what about all the other planets what about the russians the russians

diğer tüm gezegenler peki ya ruslar

went to venus they even took some photographs on venus before their little spaceship melted

venüs'e gittiler küçük uzay gemileri erimeden önce venüs'te bazı fotoğraflar bile çektiler

but they did they went to venus something original everyone wants to go to mars to be

ama yaptılar venüs'e gittiler orijinal bir şey herkes dürüst olmak gerekirse mars'a gitmek istiyor

honest with you i'm really bored uh what about the other planets what about jupiter i think

gerçekten sıkıldım ah diğer gezegenler peki ya jüpiter ne olacak bence

jupiter is a wonderful planet what about saturn with its wonderful rings i know what you're

jüpiter harika bir gezegen peki ya harika halkalarıyla satürn ne

going to say mr duncan they have already been to saturn and they did take some photographs

diyeceğinizi biliyorum bay duncan onlar Zaten Satürn'e gittiler ve halkaların bazı fotoğraflarını çektiler,

of the rings it turns out that they are just giant crumbs from someone's breakfast floating

birinin kahvaltısının etrafta uçuşan dev kırıntıları olduğu ortaya çıktı

around and then uranus you see no one i don't know why i think of all the planets i think

ve sonra kimseyi görmüyorsun Uranüs Neden tüm gezegenleri düşündüğümü bilmiyorum

uranus must be the most interesting but no one wants to go to uranus why it seems that

Uranüs'ü düşünüyorum en ilginç olanı olmalı ama kimse uranüse gitmek istemiyor neden öyle görünüyor ki

for some reason people want to avoid uranus they don't want to go anywhere near it i don't

insanlar bir sebepten dolayı uranüse yaklaşmak istemiyorlar

know why but for me i think i think we should explore uranus you we should we should get

neden bilmiyorum ama bence gitmeliyiz uranüs'ü keşfetmeliyiz

as far and as close to it as possible and look at it very closely take lots of photographs

mümkün olduğu kadar uzağa ve ona yaklaşmalıyız ve ona çok yakından bakmalıyız bir sürü fotoğraf çek

maybe

belki

just make sure you don't get sucked into a black hole here we go then it's live english

sadece bir kara deliğin içine çekilmediğinden emin ol işte başlıyoruz o zaman canlı ingilizce

it's a little bit different though because my name is duncan i'm mr duncan i am duncan

bu bir biraz farklı olsa da benim adım duncan, ben bay duncan, ben duncan,

my mum called me duncan because she couldn't think of anything else to call me and that's

annem bana duncan dedi çünkü aklına bana diyecek başka bir şey gelmedi ve

the story it's a very interesting story so here we are we've made it all the way to the

hikaye bu, çok ilginç bir hikaye, işte buradayız hafta

weekend yes i hope you have your feet up i hope you are taking it nice and easy because

sonuna kadar yaptım evet umarım ayaklarınızı dikersiniz umarım güzel ve kolay bir şekilde alıyorsunuzdur çünkü

guess what it's saturday

tahmin edin bugünün cumartesisi

yes mr duncan we know what day it is we all have calendars that's all right then as long

evet bay duncan hangi gün olduğunu biliyoruz hepimizin takvimleri var o zaman sorun değil

as you know yes it is saturday how is your saturday it feels very strange don't forget

biliyorsun evet bugün cumartesi senin cumartesi nasılsın çok garip geliyor unutma

this is the last well almost the last weekend of february because next week it all ends

bu şubat ayının son kuyusu neredeyse son hafta sonu çünkü haftaya hepsi bitiyor

so next sunday will be the last day of february and also my special month of live streams

yani gelecek pazar şubatın son günü ve aynı zamanda benim özel ayım canlı yayınların

it will all end next sunday so only one more weekend so i will be with you during the week

hepsi önümüzdeki pazar bitecek yani sadece bir hafta sonu daha hafta içi

and also next weekend but then that's it no more as we enter the month of march and unfortunately

ve hafta sonu da sizlerle olacağım ama o zaman artık mart ayına girdiğimiz için bu kadar değil ve ne yazık ki

i can't make any funny words from march march oh no does that have something to do with

komik sözler söyleyemiyorum. mart marttan oh hayır bunun marsla bir ilgisi var mı

mars does it oh i just can't get away from mars come on if if there is anyone out there

öyle mi oh ben marstan uzaklaşamıyorum hadi

who owns a spaceship maybe elon musk perhaps you are watching at the moment hello elon

uzay gemisi sahibi biri varsa belki elon musk belki şu anda izliyorsunuzdur merhaba elon

nice to see you here today i don't know why you're here but it's nice to see you here

bugün seni burada görmek güzel neden burada olduğunu bilmiyorum ama seni burada görmek güzel peki ya

what about uranus not enough people are traveling to that mysterious planet that's tucked away

uranüs yeterince insan seyahat etmiyor derin karanlık galakside gizlenmiş o gizemli gezegene seyahat ediyor

in the deep dark galaxy

it's just a thought just a little thought that's all hello to the live chat nice to

bu sadece bir düşünce sadece biraz canlı sohbete merhaba diye düşündüm

see you here as well oh oh guess what now this is very unusual i i i don't know what

seni de burada görmek güzel oh oh tahmin et ne oldu şimdi bu çok sıra dışı ben

to do here wow i can't believe it i'm slightly stunned i'm surprised i'm shocked i'm flabbergasted

burada ne yapacağımı bilmiyorum vay canına inanamıyorum biraz afalladım şaşırdım ben Şok oldum, şaşkınım

because luis mendes is here today but but also you are first on today's live chat so

çünkü luis mendes bugün burada ama aynı zamanda bugünün canlı sohbetinde birincisin bu yüzden

congratulations to you luis mendes because you are first here today

tebrikler luis mendes çünkü bugün burada birincisin

i just wonder how many people are going to say mr duncan where is your beard come on

sadece kaç kişinin Bay Duncan nerede diyecek merak ediyorum sakal hadi hadi getir hadi getir hadi hadi tamam artık hayır

come on bring it on bring it on come on okay no no more no more questions about my beard

artık sakalımla ilgili soru yok

i will refuse from now on to to answer any questions concerning my beard or should i

bundan sonra sakalımla ilgili soruları cevaplamayı reddedeceğim yoksa

say the lack of my beard the lack of something if there is a lack of something it means there

sakalımın yokluğu mu demeliyim bir şeyin yokluğu bir şeyin eksikliği varsa, bir

is not enough of something or maybe something has disappeared or vanished or maybe you've

şeyin yeterli olmadığı anlamına gelir ya da belki bir şey kayboldu ya da yok oldu ya da belki

used all of it up there is nothing left we have the lack of something you can have a

hepsini kullandınız, hiçbir şey kalmadı bizde bir şeyin eksikliği var,

lack of knowledge you can have a lack of experience in the world that means you are unqualified

bilgi eksikliğiniz olabilir. dünyada deneyim eksikliği olabilir, bu da vasıfsız olduğunuz anlamına gelir, bu

you see so the lack of something hello also christina hello also vitas hello also valentin

yüzden bir şeyin eksikliği merhaba ayrıca christina merhaba ayrıca vitas merhaba ayrıca valentin

i could do this all day hello anna kobe hello also to mohsen nice to see you here as well

bunu bütün gün yapabilirim merhaba anna kobe merhaba ayrıca mohsen'e merhaba sizi de burada görmek güzel

on the live stream yes everyone is going up into space but most people seem very interested

canlı yayında evet herkes uzaya çıkıyor ama çoğu insan mars'la çok ilgileniyor

in mars between you and me can i just now i'm not an expert on space or planets but

aramızda kalsın değil mi şu anda uzay veya gezegenler konusunda uzman değilim ama mars'ta hayat

i have a strange feeling that there is no life on mars

olmadığına dair garip bir his var içimde

they keep going back they keep spending billions and billions of dollars going to mars i have

geri dönmeye devam ediyorlar mars'a gitmek için milyarlarca dolar harcamaya devam ediyorlar bende

a feeling that there is no life on mars i think it's safe to say that mars is completely

mars'ta hayat olmadığına dair bir his var

devoid of all life i think so so can you please spend your money on something else maybe build

başka bir şey üzerine belki

some new hospitals or maybe send some of the money to me to my paypal you see instead of

yeni hastaneler inşa edin ya da belki paranın bir kısmını bana paypal'ıma gönderin

flying around in space hello also ricardo hello alessandro nice to see you here hershid

uzayda uçmak yerine gördüğünüz gibi merhaba ayrıca ricardo merhaba alessandro sizi burada görmek güzel hershid

is here yes mr duncan i agree jupiter is really beautiful i think jupiter is is is one of

burada evet bay duncan katılıyorum jüpiter gerçekten güzel Jüpiter'in muhtemelen gözden kaçan gezegenlerden biri olduğunu düşünüyorum,

the planets that is often missed out probably because you can't land on it so that might

çünkü muhtemelen üzerine inemezsiniz, yani bunun

have something to do with it you can't actually land on jupiter you would just you would just

onunla bir ilgisi olabilir, aslında Jüpiter'e inemezsiniz, öylece

sink into it you see maybe maybe that's the reason why hello beatrice hello also voices

içine batarsınız. görüyorsun belki belki de bu yüzden merhaba beatrice merhaba ayrıca sesler merhaba

hello moises i haven't seen you for a long time i have fascinations for falling stars

moises seni uzun zamandır görmüyorum kayan yıldızlara karşı hayranlık duyuyorum şimdi

it is one of the most amazing things even now now living here i have seen many shooting

bile en harika şeylerden biri şimdi burada yaşarken birçok kayan

stars many meteorites falling past going past the earth and sometimes they fall into our

yıldız gördüm birçok göktaşı dünyanın yanından geçerek geçer ve bazen atmosferimize düşerler,

atmosphere they actually come into our atmosphere and then they burn up they disappear completely

aslında atmosferimize gelirler ve sonra yanarlar, tamamen kaybolurlar, bu

so there is something wonderful about watching shooting stars falling stars meteorites small

nedenle kayan yıldızları, düşen yıldızları izlemenin harika bir yanı vardır.

pieces of rock and dust falling through the earth's atmosphere yes i agree with you it

dünyanın atmosferi evet sana katılıyorum

is very nice hello palmyra oh we also have belarusia hello belarusian nice to see you

çok güzel merhaba palmyra oh biz de belarusya var merhaba belarus seni tekrar görmek güzel

back i hope everything is okay with you are you back to work how is how is your father

umarım her şey yolundadır işe döndün mü nasıl baban

now is he okay i hope he's doing well my best wishes to you hello also rosa valentin mars

şimdi nasıl o iyi umarım o iyi dileklerimle size merhaba ayrıca rosa valentin mars

is way more positive than covid19 i suppose so i suppose it is a good change of subject

covid19'dan çok daha pozitif sanırım bu yüzden bence iyi bir konu değişikliği

so instead of talking about bugs and viruses we are talking about flying all the way to

bu yüzden böceklerden ve virüslerden bahsetmek yerine uzak gezegenlere kadar uçmaktan bahsediyoruz

distant planets to have a look to see if there is anything there we can destroy or break

orada yok edebileceğimiz veya kırabileceğimiz bir şey olup olmadığına bir bakın

now my advice would be shall we just take care of this planet first before we start

şimdi benim tavsiyem,

going to other planets before we start flying around the galaxy trying to land on other

diğer gezegenlere gitmeye başlamadan önce galaksinin etrafında uçup diğer

planets how about now here's a thought why don't we try to sort this planet out first

gezegenlere inmeye başlamadan önce bu gezegenle ilgilensek mi olur? Şimdilik bir düşüncemiz var, neden önce bu gezegeni çözmeye çalışmıyoruz, hadi

let's get all the problems that are here sorted out and then we can go somewhere else and

buradaki tüm sorunları çözelim ve sonra başka bir yere gidip

have a look around what do you think of that is it a good idea or am i just talking rubbish

etrafa bir göz atabiliriz, ne düşünüyorsun, bu iyi bir fikir mi? yoksa

as usual hello also sanja nice to see you here today a lot of people joining me now

her zamanki gibi saçma sapan mı konuşuyorum merhaba ayrıca sanja seni burada görmek güzel bugün bir çok insan bana katılıyor şimdi

saturday i know saturday a lot of people have things to do you have your own thing to do

cumartesi biliyorum cumartesi birçok insanın yapacak işleri var senin kendi işlerin var bu

by the way we are talking about the word thing today you see

arada konuşuyoruz bugün gördüğün kelime olayı

it's almost as if i plan this it's almost as if i rehearsed all of this but i didn't

sanki bunu planlıyormuşum gibi neredeyse tüm bunların provasını yapmışım gibi ama yapmadım

luis mendes says well bitcoin

luis mendes iyi diyor bitcoin

i still don't understand bitcoin i don't understand it is it me am i stupid am i thick i don't

hala anlamıyorum bitcoin anlamıyorum o ben miyim ben aptal mıyım şişman mıyım

know but i still don't quite understand bitcoin i don't know how it actually works if you

bilmiyorum ama hala bitcoin'i tam olarak anlamıyorum bitcoin'iniz varsa gerçekte nasıl çalıştığını bilmiyorum

have bitcoins does that mean you could you can go to the supermarket and buy some baked

bu süpermarkete gidip biraz kuru fasulye satın alabileceğiniz anlamına mı geliyor

beans can you buy baked beans with bitcoins because if you can't i'm not interested i

satın alabilir misiniz bitcoinli kuru fasulye çünkü eğer yapamazsan ilgilenmiyorum

must be able to buy my baked beans my jaffa cakes and also my lovely potatoes so i can

pişmiş fasulyelerimi, jaffa keklerimi ve ayrıca güzel patateslerimi alabilmeliyim, böylece bunları

make some chips in my airfryer if you can't get those things with bitcoins i'm not interested

alamıyorsan airfryer'ımda biraz cips yapabilirim bitcoinler

not at all hello mr duncan from korea hello mona bop hello to you thank you for joining

hiç ilgilenmiyorum merhaba koreden bay duncan merhaba mona bop merhaba size burada bana katıldığınız için teşekkür ederim

me here

hello valentin maybe mars will become a new settlement for humanity

merhaba valentin dediğim gibi belki mars insanlık için yeni bir yerleşim yeri olur

as i said just it would be a nice idea if we could just sort out this planet so everyone

sadece yapabilseydik güzel bir fikir olurdu sadece bu gezegeni düzelt ki herkes

isn't arguing and fighting and falling out and getting upset all the time over things

tartışıp kavga etmesin ve her zaman bir şeylere üzülmesin

oh i can't believe he said that on the internet i can't believe she said that oh oh his opinion

oh bunu internette söylediğine inanamıyorum onun bunu söylediğine inanamıyorum oh oh onun fikri

is different from mine oh i'm going to complain

farklı benimkinden oh şikayet edeceğim kes

stop it just stop it just cut it out hello marietta hello also to hiroco hello hiroko

i like you without your beard

i don't know why this is such a big thing i i really don't so i did decide to grow a

şunu

beard about four months ago and then last week i decided to shave it off for various

Yaklaşık dört ay önce sakal bırakmaya karar verdim ve geçen hafta çeşitli nedenlerle sakalımı kesmeye karar verdim, bunun

reasons one of the reasons was my face was starting to dissolve i was getting all sorts

nedenlerinden biri de yüzümün çözülmeye başlamasıydı, yüzümde her türlü

of strange rashes and things going on on my face so my skin was starting to suffer so

garip kızarıklıklar ve şeyler oluyordu. bu yüzden cildim acı çekmeye başladı, sakalımı kesmeye

that's one of the reasons why i decided to shave my beard off i needed to give my skin

karar vermemin nedenlerinden biri de buydu cildime

some some air and sunlight it was like one of those old forests where nothing grows so

biraz hava ve güneş ışığı vermem gerekiyordu, hiçbir şeyin yetişmediği eski ormanlardan biri gibiydi bu yüzden

the sunlight wasn't getting through to my skin so it wasn't nice so i decided to shave

güneş ışığı almıyordu. tenime işledi o yüzden güzel değildi bu yüzden tıraş etmeye karar verdim

it off mr duncan i like you without your beard thank you very much someone said yesterday

bay duncan sizi sakalsız seviyorum çok teşekkür ederim dün biri

you look like a big baby

kocaman bir bebeğe benziyorsunuz dedi

thank you very much for that i take that as a compliment i think maybe

bunun için çok teşekkür ederim bunu bir iltifat olarak alıyorum bence

i think that nations spend this money on planet earth or planet research and that it has almost

milletler bu parayı dünya gezegeni veya gezegen araştırmaları için harcıyorlar ve bu neredeyse

become a competition between them that is true the same thing happened with the moon

aralarında bir rekabet haline geldi bu doğru aynı şey aya da oldu

the moon you don't really get need to go to the moon you don't have to go to the moon

aya gerçekten gerek yok Ay'a gitmenize gerek yok

because you can see it at night if you go outside and you have a very strong telescope

çünkü geceleri onu görebilirsiniz, eğer dışarı çıkarsanız ve çok güçlü bir teleskopunuz varsa,

you can see the moon there it is in the sky there it is i can see it we don't need to

ayı orada görebilirsiniz, gökyüzünde orada, ben onu görebiliyorum biz göremiyoruz. oraya gitmek için

spend millions and millions of dollars to go there because we can see it there it is

milyonlarca ve milyonlarca dolar harcamamız gerekiyor çünkü onu orada görebiliyoruz,

there is the moon that's it right there apparently we are going to start going to the moon again

ay var, tam orada, görünüşe göre yeniden aya gitmeye başlayacağız

because china are planning to go to the moon so now everyone wants to when china decides

çünkü Çin aya gitmeyi planlıyor, bu yüzden şimdi herkes istiyor Çin,

to do something everyone else wants to do it as well you see so yes you are right it

diğer herkesin de yapmak istediği bir şeyi yapmaya karar verdiğinde, evet haklısın, bu

is a little bit like a race very similar to what happened when the russians and the americans

biraz Ruslar ve Amerikalılar

were trying to get to the moon you see so they called it the space race

aya gitmeye çalışırken olana çok benzeyen bir yarış gibi. bakın buna uzay yarışı diyorlar kulağa

it sounds like a cartoon it would make a great cartoon i think two spaceships trying to get

bir çizgi film gibi geliyor kulağa harika bir çizgi film olur bence iki uzay gemisi aya zamanında gitmeye çalışıyor

to the moon in time i think i think that's a good idea

bence bu iyi bir fikir

jimmy from hong kong hello to you would you remind us how to describe this mindset of

hong kong'dan jimmy sana merhaba merhaba bize hatırlatır mısın

sorting out our earth as a priority over fantasizing about other planets is there a term for this

Dünyamızı diğer gezegenler hakkında hayal kurmaya kıyasla bir öncelik olarak sıralama zihniyetini nasıl tarif edebiliriz?

mindset well i suppose we often say that you should take care of your own home or maybe

your your own place or maybe we should sort out our priorities so i think quite often

önceliklerimizi sıralayın, bu yüzden bence oldukça sık olarak

human beings do this all the time we all do it sometimes we forget what our priorities

insanlar bunu her zaman yapıyor, hepimiz yapıyoruz bazen önceliklerimizin ne olduğunu unutuyoruz, bu

are so your priorities quite often are the things that are the most important things

nedenle öncelikleriniz genellikle

you have to take care of or you have to sort out and i think just a little opinion from

ilgilenmeniz gereken veya sahip olduğunuz en önemli şeylerdir. sıralamak için ve bence sadece küçük bir fikir

from me just a tiny little insect on the planet but i think we should probably take care of

benden gezegendeki küçücük bir böcek ama bence

this planet

before we start flying around the galaxy trying to find other planets you see that's all that's

galaksinin etrafında uçup diğer gezegenleri bulmaya başlamadan önce muhtemelen bu gezegenle ilgilenmeliyiz gördüğünüz gibi

all so i think sometimes we don't get our priorities right the priority might be let's

hepsi bu bu yüzden bazen önceliklerimizi doğru yapamadığımızı düşünüyorum, öncelik kendimize bakalım olabilir, hadi diğer gezegenlere

take care of us let's take care of humanity and the planet before we start flying off

uçmaya başlamadan önce insanlığa ve gezegene sahip çıkalım, bu

to other planets it's just a thought it's just a thought that my brain made you can

sadece bir düşünce, bu sadece bir düşünce, sizi beynim yarattı

ignore it if you want no problem hello to alfian nice to see you here today hello sam

istersen görmezden gelebilirsin sorun değil alfian'a merhaba bugün sizi burada görmek güzel merhaba sam

oh sam you have finished your run and now i have time for the live stream hello mr duncan

oh sam koşunuzu bitirdiniz ve şimdi canlı yayın için vaktim var merhaba bay duncan

hello sam nice to see you here today we are talking about an interesting word today thing

merhaba sam sizi bugün burada görmek güzel bugün ilginç bir kelime şey

it seems like a very simple word doesn't it thing and yet we use this word all the time

çok basit bir kelime gibi görünüyor değil mi ve yine de bu kelimeyi her zaman

we use the word thing quite often we might even use it when we don't even realize that

kullanıyoruz şey kelimesini oldukça sık kullanıyoruz hatta kullandığımızın farkında bile olmadığımız zamanlarda bile kullanabiliriz

we're using it so this is a word that has many uses and it might also be one of the

yani bu pek çok kullanıma sahip bir kelime ve aynı zamanda

most common words in the world that people use

insanların ingilizcede kullandığı dünyadaki en yaygın kelimelerden biri olabilir bu

in the english language so thing we are looking at that in around about five minutes from

yüzden yaklaşık beş dakika sonra buna bakıyoruz

now yes i will be here tomorrow by the way for those wondering i am here tomorrow i am

evet burada olacağım bu arada yarın ben buradayım diyenler için yarın buradayım

here with you tomorrow and don't forget of course we have mr steve here as well mr steve

yarın sizlerleyim ve unutmayın tabi ki burada da steve bey var canlı yayında

will be joining us live also on the live chat he will be showing us another one of his birthday

bize katılacak canlı sohbette de bize bir tane daha gösterecek doğum günü

presents because the day after his birthday i actually gave him another prize another

hediyelerinden biri çünkü doğum gününden sonraki gün ona başka bir ödül daha verdim

little surprise present yes you see hello gigi khan hello also christina hello zuzika

küçük bir sürpriz hediye evet görüyorsun merhaba gigi khan merhaba ayrıca christina merhaba zuzika

zuzika says quantum physics dark energy theory the oh sorry the theory of relativity yes

zuzika diyor kuantum fiziği karanlık enerji teorisi ah pardon izafiyet teorisi evet

i am here and you are there everything is relative in some way hmm einstein said that

buradayım ve sen ordasın her şey göreceli bir şekilde hmm einstein

we also have

bizde de var dedi

oh i see zuzika says all of these things are very easy to understand from my point of view

oh görüyorum zuzika bunların hepsini anlamak çok kolay benim açımdan

very nice you are quite a brain box quite a clever clocks a person who seems to know

çok güzel sen tam bir beyin kutususun oldukça akıllı saatler oldukça akıllı bir insan bilir gibi bir

many things might be described as a clever clogs oh clever clogs in fact you might also

çok şey akıllı terlik diye tarif edilebilir ah akıllı terlik aslında ben

say if i can find it

bulabilirsem

you might also say fancy pants

şık pantolon da diyebilirsiniz

okay that's enough we can't have too much excitement on a saturday gaffari hello gafari

tamam bu kadar yeter cumartesi günü çok fazla heyecan yaşayamayız gaffari merhaba gafari

apparently gaffari is looking for a woman

görünüşe göre gaffari ilginç bir kadın arıyor

interesting

it is amazing sometimes what happens here on my channel and also on youtube as well

inanılmaz bazen burada kanalımda ve ayrıca youtube'da oluyor

by the way last night i watched a documentary part of a documentary series by a man called

bu arada dün gece Adam Curtis adlı bir adamın belgesel dizisinin bir belgesel bölümünü izledim

Adam Curtis have you ever heard of Adam Curtis? he is a filmmaker he is a journalist he makes

Adam Curtis'i hiç duydunuz mu ? o bir film yapımcısı o bir gazeteci o

documentaries about all sorts of things often relating to human behaviour and he has actually

genellikle insan davranışıyla ilgili her türlü şey hakkında belgeseller yapıyor ve aslında bbc'de

made a new series of documentaries that is being shown on the BBC and it's very interesting

gösterilen yeni bir belgesel dizisi yaptı ve bu çok ilginç

very interesting all about the reasons why humans do what they do and the way things

çok ilginç tüm sebeplerle ilgili insanlar yaptıklarını yapmak ve

over the years have been changed the behaviour of human beings all very interesting stuff

yıllar boyunca işlerin şekli insanların davranışlarını değiştirdi, hepsi çok ilginç şeyler, bu

so i watched that last night and i must admit whenever i watch anything like that my brain

yüzden dün gece onu izledim ve ne zaman böyle bir şey izlesem beynimin

always becomes very excited all of the neurons and the synapses start to flicker like like

her zaman çok heyecanlandığını itiraf etmeliyim, tüm nöronlar ve sinapslar yılbaşı ağacı gibi titremeye başlıyor

a christmas tree

so that's what i did last night very interesting hello mukesh hello mukesh nice to see you

yani dün gece yaptığım buydu çok ilginç merhaba mukesh merhaba mukesh sizi de burada görmek güzel

here as well valentin instead of digging the dirt people look up in the sky sometimes to

valentin pisliği kazmak yerine insanlar bazen

have big dreams there is nothing wrong with having a dream nothing wrong with thinking

büyük hayaller kurmak için gökyüzüne bakıyorlar hiçbir şey yok hayal kurmakta yanlış büyük düşünmekte yanlış bir şey yok

big but sometimes you have to get your priorities right your priorities in order and we all

ama bazen önceliklerini doğru sıralamalısın ve hepimiz

do this sometimes we spend money maybe we spend money on new clothes when we should

bunu yapıyoruz bazen para harcıyoruz belki yeni kıyafetlere para harcıyoruz

be paying our bills you see so that's the kind of thing i'm on about i'm on about people

faturalarımızı ödememiz gerekirken işte bu yüzden Yapmak

who do things that maybe they they don't have to do and maybe there are more important things

zorunda olmadıkları şeyleri yapan ve belki de

for them to actually do

onlar için aslında yapacak daha önemli şeyler olan insanlarla ilgili olduğum türden bir şey

hello

merhaba

kumar learning english in english is quite good well one of the best ways to learn english

kumar ingilizceyi ingilizce öğrenmek oldukça iyi ingilizce öğrenmenin en iyi yollarından biri ingilizce

is to listen to english you can look at english you can read english listen to english and

dinlemektir ingilizceye bakabilirsin ingilizce okuyabilirsin ingilizce dinle ve

it's a great way of giving yourself an atmosphere or a world of english around you you are actually

kendine bir ingilizce atmosferi veya çevrende bir ingilizce dünyası vermenin harika bir yolu aslında

creating your own english environment and this is especially useful for those who live

kendi ingilizce ortamını yaratıyorsun ve bu özellikle

in places where there are not many native speakers so what i do is actually quite useful

anadili çok fazla olmayan yerlerde yaşayanlar için kullanışlıdır bu yüzden yaptığım şey aslında

for everyone who is learning english hello agent q hello agent q nice to see you today

ingilizce öğrenen herkes için oldukça faydalıdır merhaba ajan q merhaba ajan q bugün sizi görmek

what time is it mr duncan oh look it's 2 30. it's half past two here in the uk i don't

güzel saat kaç Bay Duncan oh bak saat 2 30. burada İngiltere'de saat iki buçuk

know what time it is where you are because i'm not there sadly unfortunately today we

senin nerede olduğun için saatin kaç olduğunu bilmiyorum ne yazık ki bugün maalesef

can't play spot the white van because the weather is so bad my little camera can't even

beyaz minibüsü bul oynayamayız çünkü hava çok kötü benim küçük kamera

see the road never mind the white van we can't even see the road in the distance so there

yolu bile göremiyor beyaz minibüsü boşver biz uzaktan yolu bile göremiyoruz bu yüzden

is the view looking out towards the area where we normally see the white vans driving but

normalde beyaz minibüslerin geçtiğini gördüğümüz alana doğru bakan bir görüntü var ama

today sadly we can't because i can't see the road because the weather is so bad it is raining

bugün ne yazık ki göremiyoruz çünkü yolu göremiyorum çünkü hava çok kötü bugün yağmur yağıyor

today and it has been raining all night right up until this point so yes not a very nice

ve bu noktaya kadar bütün gece yağmur yağdı yani evet

day today here in england if i was honest with you

bugün burada İngiltere'de pek güzel bir gün değil size karşı dürüst olsaydım

hello to human being why can't can i not delete my messages is that you mr duncan i know what

insanlara merhaba neden mesajlarımı silemiyorum siz bay duncan ne

you're saying hello human being hmm are you making a reference to the fact that i don't

dediğinizi biliyorum merhaba insanoğlu hmm artık sakalımın çıkmadığı gerçeğine mi atıfta bulunuyorsunuz

have my beard anymore i think so yes it is raining we've had a lot of rain today it's

bence öyle evet öyle yağmur yağıyor bugün çok yağmur

raining at the moment so that's the reason why the visibility outside the window is not

yağdı şu anda yağmur yağıyor bu yüzden pencereden dışarıyı görmek

very good i just wish it would stop raining i do we've had too much raining today too

pek iyi değil keşke yağmur dursa diyorum var mı bugün çok yağmur yağdı çok

much rain has been falling hello n duo nice to see you here as well talking of words the

fazla yağmur var merhaba n ikilisi sizi burada görmek güzel kelimeler hakkında konuşurken

english language is a very interesting thing indeed and one thing i love to do is talk

ingilizce gerçekten çok ilginç bir şey ve yapmayı sevdiğim bir şey

about different words different phrases different ways of saying things and here is an interesting

farklı kelimeler hakkında konuşmak farklı ifadeler farklı şeyler söylemenin farklı yolları ve işte burada ilginç bir

word here is a word there it is can you say that

kelime var bir kelime var o şeyi söyleyebilir misin

thing it is a word that we use quite often and a word that can be used in many different

bu oldukça sık kullandığımız bir kelime ve birçok farklı şekilde kullanılabilen bir kelime

ways very common you see very common very often used so when we talk about thing we

çok yaygın görüyorsun çok yaygın çok sık kullanılıyor bu yüzden bir şey hakkında konuşurken

can be describing or naming an item without actually saying what it is so maybe you ask

tarif ediyor olabiliriz veya bir öğenin ne olduğunu gerçekten söylemeden adlandırmak yani belki

your friend to pass something to you can you pass me that thing over there no no not that

arkadaşınızdan size bir şey vermesini istersiniz oradaki şeyi bana uzatabilir misiniz hayır hayır o

the other thing that thing yes maybe you don't know what it's called maybe you can't remember

diğer şey o şey evet belki ne dendiğini bilmiyorsunuz belki siz

the name of it so you say please can you just pass me that thing the thing there on the

adını hatırlayamıyorum bu yüzden lütfen bana o şeyi uzatabilir misin masanın üzerindeki şeyi

table just pass it to me so maybe you can't remember what the name of the thing is so

bana uzatır mısın bu yüzden belki o şeyin adı yerine adının ne olduğunu hatırlayamazsın diyorsun

instead of the name of the object you just say thing a thing can be an item it can be

söylediğiniz nesne bir şey bir öğe olabilir

any item especially something that you can't identify or perhaps you have forgotten the

herhangi bir öğe olabilir, özellikle tanımlayamadığınız bir şey olabilir veya belki

name of the the actual thing if you've forgotten the name of the thing then you just call it

asıl şeyin adını unuttunuz, eğer o şeyin adını unuttuysanız,

a thing that thing over there can you just pass me the thing that thing yes that one

Şuradaki şeye bir şey diyebilir misin bana o şeyi uzatabilir misin o şeyi evet o bir

maybe you just want any item maybe you need something in a hurry yes just give me that

belki sadece herhangi bir eşyaya ihtiyacın olabilir acelen olan bir şeye ihtiyacın var evet sadece o

thing just just pass it to me just give it to me now give give me that thing i want it

şeyi bana ver sadece onu bana ver sadece bana ver şimdi ver bana istediğim şeyi ver onu

give it to me

bana ver o

it can also be an object so a thing can be an item or an object it can be anything any

bir nesne de olabilir yani bir şey bir öğe veya bir nesne olabilir herhangi bir şey olabilir herhangi bir

thing at all an unnamed item so an item that hasn't been named or maybe something that

şey olabilir isimsiz bir öğe yani adlandırılmamış bir öğe veya belki

cannot be identified something that is unnamed something that can't be identified something

tanımlanamayan bir şey

that is unnamed is a thing it is unknown it is a thing

isimsiz bir şey tanımlanamayan bir şey isimsiz bir şey bilinmeyen bir şeydir

your belongings when we say belongings we mean things that belong to you your possessions

eşyalarınız eşya dediğimizde size ait olan şeyleri kastediyoruz size ait olan şeyler eşyalarınız

your items the things you own are your belongings we can also say that they are your things

eşyalarınız şeyler sahip oldukların senin eşyaların onlar da senin eşyaların diyebiliriz

your things so everything around you all of the things that you own are your things here's

yani etrafındaki her şey senin eşyaların işte bir

another one oh perhaps you want to talk about something that you don't want to actually

tane daha oh belki aslında söylemek istemediğin bir şey hakkında konuşmak istiyorsun

say yes i went to the park the other day and there was a man in the bushes and

evet geçen gün parka gittim ve çalıların arasında bir adam vardı ve

he showed everyone his thing

herkese eşyasını gösterdi

something that you don't want to mention something that you don't want to actually say maybe

bahsetmek istemeyeceğiniz bir şey aslında söylemek istemediğiniz bir şey belki

you are embarrassed to say it yes he was he was in the bushes and he opened his coat and

söylemeye utanırsınız evet o çalıların arasındaydı ve ceketini açtı ve onun şeyini

you could see you could see his thing his thing it was there right in front of everyone

görebiliyordunuz, onun şeyini görebiliyordunuz, herkesin önündeydi,

we could all see it it wasn't very big it wasn't very scary but it was still a shark

hepimiz görebiliyorduk, çok büyük değildi, çok korkutucu değildi ama o hala bir köpekbalığıydı

your thing another word so something you are embarrassed to say something you are very

senin işin başka bir kelime bu yüzden utandığın bir şey söylemekten çok

embarrassed or shy to mention we can say that it is unmentionable something you don't want

utandığın veya bahsetmeye utandığın bir şey bunun ağza alınamayacak bir şey olduğunu söyleyebiliriz

to say a topic so when we say thing we can be talking about a certain topic what was

bir konu söylemek istemezsin bu yüzden biz bir şey söylediğimizde konuşuyor olabiliriz belirli bir konu hakkında

that thing you were talking about the other day what was that thing we were discussing

geçen gün bahsettiğiniz şey neydi dün gece tartıştığımız o şey neydi o şey

last night that thing what thing shall we talk about today so the thing can also refer

bugün hangi konu hakkında konuşalım ki bu şey aynı zamanda

to a topic a conversation the topic of a discussion your thing the thing you talk about here's

bir konuya, bir sohbete, bir tartışmanın konusuna da atıfta bulunabilir. Bahsettiğiniz şey burada

another one

başka

an occurrence so when we say occurrence we mean an event situation something that happened

bir olaydır yani olay dediğimizde bir olay durumunu kastediyoruz, olmuş

an occurrence is something that happened so if you want to actually talk about that occurrence

bir şey bir olay olmuş bir şeydir yani o olay hakkında gerçekten konuşmak istiyorsanız

you might say

do you remember that thing that happened last week

o olayı hatırlıyor musunuz diyebilirsiniz. geçen hafta

do you remember when we went to the park and there was a man in the bushes do you remember

parka gittiğimizde ve çalıların arasında bir adam olduğunu hatırlıyor musun,

that thing that happened so a thing can be an occurrence a moment of time that came and

olan şeyi hatırlıyor musun, yani bir şey bir olay olabilir, bir an gelip

went an occurrence do you remember that thing we used to do what was it that thing we used

geçen bir olay, kullandığımız şeyi hatırlıyor musun? yapmak için o şey neydi o şey neydi eskiden bir

to do something we used to sing a certain song but i can't remember what it was can

şey yapardık belirli bir şarkıyı söylerdik ama ne olduğunu hatırlayamıyorum

you remember what it was that thing you you know what i'm on about you know what i'm talking

o şeyin ne olduğunu hatırlayabilir misin ne yaptığımı biliyorsun

about

tomek says can we please drop the topic about a thing this isn't my thing ah if something

tomek hakkında konuşuyorum diyor ki lütfen bir şey hakkında konuyu kapatabilir miyiz bu benim işim değil ah bir şey

is not your thing it means you don't like it it is unsuitable for you

sana ait değilse, beğenmediğin anlamına gelir senin için uygun değil

please yourself

lütfen kendini

a feeling oh so if you have a feeling about a certain item or a person something you feel

bir duygu oh yani eğer varsa belirli bir nesne ya da bir kişi hakkında bir şeyler hissetmek, kendine doğru

drawn towards perhaps there is a person who you like you might have a thing for that person

çekildiğini hissettiğin bir şey belki hoşlandığın biri vardır senin o kişiye karşı bir ilgin olabilir benim

i have a thing for the girl that lives next door i have a thing for her it means that

yan komşudaki kıza bir şeyim var ona karşı bir şeyim var bu sensin demektir

you have feelings you have maybe some intention to ask her out for a meal i want to i want

hislerin var belki ona yemeğe çıkma niyetin var bunu yapmak istiyorum

to ask the girl next door out because i i have a thing for her so if you have a thing

komşu kızına sormak istiyorum çünkü ona karşı bir şeyim var bu yüzden bir

for something it means you have a desire for something you have a feeling towards something

şeye ilgin varsa bu senin bir şeye karşı arzun olduğu anlamına gelir bir şeye karşı hislerim var

you have a thing for something i have a thing for english i have a thing for talking to

senin bir şeye karşı ilgin var ingilizceye karşı bir ilgim var seninle konuşmak için bir şeyim var

you i love doing it and i i wish i could do it all the time i wish i could stay here on

bunu yapmayı seviyorum ve keşke bunu her zaman yapabilseydim keşke burada

youtube 24 hours a day just talking like this wouldn't it be amazing it would

24 saat youtube'da kalabilseydim gün sadece böyle konuşmak harika olmaz mıydı

tomek you are being very cheeky you are being very naughty today mr duncan was it you in

tomek olur çok küstahlık yapıyorsun bugün çok yaramazlık yapıyorsun bay duncan

the bushes it was not me in the bushes definitely not i was the one sitting on the park bench

çalıların arasındaki sen miydin çalıların arasındaki ben değildim kesinlikle parkta oturan bendim bank

hello charlotte apparently in cameroon today it is sunny i wish it was sunny here it isn't

merhaba charlotte görünüşe göre kamerun'da bugün hava güneşli keşke burası güneşli olsaydı öyle böyle değil

so a feeling a feeling of emotion a feeling can be described as a thing

then we have words that contain thing something something so something can be anything something

that you smell there is something in the air i can smell something i can hear something

havada bir şey var kokusunu alıyorum bir şeyin kokusunu alabiliyorum bir şeyi duyabiliyorum bir

i can sense something so quite often we use the word something when we want to describe

şeyi hissedebiliyorum o kadar sık ​​ki

a thing that we can feel or sense or see but we're not quite sure what it is something

bir şeyi hissedebildiğimiz, algılayabildiğimiz veya görebildiğimiz bir şeyi tarif etmek istediğimizde bir şey kelimesini kullanırız ama tam olarak anlayamayız. ne olduğundan emin değilim

that can't be identified can be described as something hmm mr duncan there is something

tanımlanamayan bir şey olarak tanımlanabilir hmm bay duncan

about you there is something about your character there is something about you i'm not quite

sizinle ilgili bir şey var karakterinizle ilgili bir şey var sizinle ilgili bir şey var

sure what it is but there is something about you

ne olduğundan tam olarak emin değilim ama sizinle ilgili bir şey var

i think one of your smiley faces on your hat is going to fall thank you joe yes i have

Sanırım şapkandaki gülen suratlarından biri düşecek teşekkür ederim joe evet

a lot of smiley faces on my hat

şapkamda bir sürü gülen surat var

don't worry we only have another week another week of this one more week and then the hat

merak etme sadece bir haftamız daha var bu bir hafta daha ve sonra şapka

is gone

gitti hayır

no it was not me in the bushes how dare you how dare you how dare you yes you tell them

çalıların arasında ben değildim, nasıl cüret edersin, nasıl cüret edersin, nasıl cüret edersin, evet, onlara daha cesurca söylersin, onlara

gritter you tell them Greta Thunberg something in the way she moves attracts me like no other

Greta Thunberg'e söylersin, hareketlerinde başka hiçbir kadının yapamadığı kadar beni cezbeder

woman

nothing nothing if you are without anything you have nothing nothing to be without

hiçbir şey hiçbir şey hiçbir şey olmadansan hiçbir şeyin yok onsuz olmak

to be without a certain thing maybe something you need maybe you have nothing going on maybe

belli bir şeyden yoksun olmak belki ihtiyacın olan bir şey belki devam eden hiçbir şeyin yok belki

your day is a bit boring you have nothing to do so we often describe nothing as zero

günün biraz sıkıcı yapacak bir şeyin yok bu yüzden çoğu zaman hiçbir şeyi sıfır boşluk olarak tanımlarız

blank there is nothing to see there is nothing there i have nothing to say

görecek bir şey yoktur orada benim sahip olduğum hiçbir şey yoktur söyleyecek hiçbir şeyim olmadığını

can you imagine that can you imagine me having nothing to say that's never going to happen

hayal edebiliyor musun benim söyleyecek hiçbir şeyim olmadığını hayal edebiliyor musun bu asla olmayacak

hello alessandra yes you are a regular viewer i'm very pleased to know that and hear that

merhaba alessandra evet sen düzenli bir izleyicisin bunu bilmekten ve bunu duymaktan çok memnunum

everything ah yes you see so just we had nothing and now we have everything so quite often

ah evet görüyorsun yani sadece hiçbir şeyimiz yoktu ve şimdi her şeye o kadar sık ​​sahibiz ki

when we say everything we mean all all so everything refers to all of something everything

her şeyi söylediğimizde hepsini kastediyoruz yani her şey bir şeyin tamamına atıfta bulunuyor her şey yani

so the complete thing is everything everything about you makes me love you more each day

tam olan şey şu ki seninle ilgili her şey beni her geçen gün daha çok sevmemi sağlıyor

everything about you everything you say means something to me everything so when we say

seninle ilgili her şey söylediğin her şey benim için bir anlam ifade ediyor her şey bu yüzden her şeyi söylediğimizde her

everything we are talking about the whole thing all of the thing everything you might

şey hakkında konuşuyoruz her şey her şey

feel happy you might look out the window and say oh what a lovely day everything is beautiful

mutlu hissedebileceğiniz her şey pencereden dışarı bakıp ah ne güzel bir gün

everything looks great everything looks amazing

her şey çok güzel diyebilirsiniz her şey harika görünüyor her şey harika

we are looking at uses of the word thing and then we have things generally speaking when

görünüyor kelime şey ve sonra genel olarak konuşurken bazı şeyler

we say things we are talking about items and everything around us things things maybe your

konuşuyoruz şeyler hakkında konuşuyoruz eşyalar ve etrafımızdaki her şey şeyler şeyler şeyler belki sizin

circumstances maybe how your life is going how are things hello mr duncan i haven't seen

koşullarınız belki hayatınız nasıl gidiyor işler nasılsınız merhaba bay duncan

you for a long time how are things how are things how is everything in your life so things

sizi uzun zamandır görmüyorum nasıl şeyler nasıl şeyler nasıl hayatınızdaki her şey nasıl yani şeyler sizi

is a general way of saying things that concern you or maybe things that are going on in your

ilgilendiren şeyleri söylemenin genel bir yoludur ya da belki hayatınızda olup bitenleri belki

life maybe your health how are things with your health how are things with your health

sağlığınız nasıldır sağlığınızla ilgili şeyler nasıldır sağlığınızla ilgili şeyler

how's your health these days how are things

nasıldır sağlık bugünlerde işler nasıl

hi mr duncan how are you mukesh is here i love your intro mr duncan thank you for teaching

merhaba bay duncan nasılsınız mukesh burada girişinizi seviyorum bay duncan bize öğrettiğiniz için teşekkür ederim

us sir please mention and repeat this line if you don't mind which line is that i can't

efendim lütfen bu satırı söyleyin ve tekrarlayın eğer hangi satırın olduğunu göremediğim için sakıncası yoksa

see any lines unfortunately thank you makesh i'm glad to hear that you like my lessons

maalesef teşekkür ederim makesh derslerimi beğendiğinize sevindim

thank you alessandro as well hello agent q i can see the moon without a telescope yes

alessandro'ya da teşekkür ederim merhaba ajan q teleskop olmadan ayı görebiliyorum evet

you can if you look out the window sometimes the moon appears to be very large sometimes

görebilirsiniz eğer pencereden dışarı bakarsanız ay bazen çok büyük görünür bazen

it's very close very near so you can see more of it but if you want to get a very good view

çok Ay'ı çok yakından görebilmek için çok yakından kapatın, ancak ayı çok iyi görmek istiyorsanız,

of the moon i always suggest looking through a telescope or of course a pair of binoculars

her zaman bir teleskop veya tabii ki bir dürbünle bakmanızı öneririm

and then you can see all of the details all of the small details of the moon all of the

ve sonra tüm ayrıntıları görebilirsiniz. ayın detayları tüm

craters all of the marks left by the damage caused by meteors hitting the moon millions

kraterler tüm izler milyonlarca yıl önce aya çarpan meteorların neden olduğu hasarın bıraktığı izler

of years ago very nice

çok güzel

hello iso hello iso 9002 vn are you in vietnam i hope everything becomes normal in 2021 yes

merhaba iso merhaba iso 9002 vn vietnam'da mısınız umarım 2021'de her şey normal olur evet

i hope everything or i hope get back to normal so again you can use this word things you

umarım her şey veya umarım normale dönersin, bu yüzden tekrar bu kelimeyi kullanabilirsin gördüğün şeyler

see things everything all things the situation the everything that is going on around us

her şey her şey durum etrafımızda olup biten her şey

things i hope things get back to normal soon i really do

şeyler umarım yakında her şey normale döner

christina says the moon often appears as if it's smiling well i remember when i was a

christina ayın sık sık sanki göründüğünü söylüyor güzel gülüyor ben çocukken hatırlıyorum ben

child when i was a kid people used to say that there was a man living in the moon because

çocukken insanlar ayda yaşayan bir adam olduğunu söylerdi çünkü

it looked like a face so i think yes that is something that i used to be told as a child

bir yüze benziyordu bu yüzden sanırım evet bu bana çocukken söylenen bir şeydi

but there isn't there isn't a man living inside the moon thingy hmm so maybe if you are trying

ama ayın içinde yaşayan bir adam yok şey şey hmm yani belki bir

to name something but you can't remember what it's called or maybe something that you don't

şeye isim vermeye çalışıyorsan ama ne dendiğini hatırlayamıyorsan ya da belki dünün adını bilmediğin bir şeye

know the name of

yesterday yesterday i went shopping and i saw you know what i'm on about that thingy

dün ben alışverişe gittim ve o şey hakkında ne düşündüğümü bildiğini gördüm

that thingy a thingy is a way of saying something but you don't know what it's called you can't

remember the name you can't identify it a thingy thingy so this is often used informally

yani bu genellikle gayri resmi olarak kullanılır, bu

so this particular word is used as an informal way of saying something but you're not sure

nedenle bu belirli kelime bir şeyi söylemenin gayri resmi bir yolu olarak kullanılır ama ne dendiğinden emin değilsiniz

what it's called you can't recall the name of that item that thingy thingy we often use

o öğenin adını hatırlayamazsınız o şey şey

it in british english we often say thingy another way of expressing this is thingamabob

onu İngiliz İngilizcesinde sık sık kullanırız biz sık sık şey deyin bunu ifade etmenin başka bir yolu şey şeyamabob

this is a real word by the way i know it sounds strange i know it does sound a little bit

bu gerçek bir kelime bu arada biliyorum garip geliyor kulağa biraz

made up but it isn't a thing me bob a thingamabob is something that you want to name but you

uydurulmuş gibi geliyor ama bu ben bir şey değil bob a şeyamabob adlandırmak isteyeceğiniz bir şey ama

can't remember what it's called something you can't identify we often say that's thingamabob

ne dendiğini hatırlayamazsın tanımlayamadığın bir şeye sık sık deriz ki bu şey şeymabob

maybe a tool maybe a certain tool that you use for a certain job but you can't remember

belki bir alet belki belli bir iş için kullandığın belli bir alet ama

the name of it so you say oh can you pass me the what's it called you know the the the

adını hatırlayamazsın o yüzden ah yapabilir misin dersin bana ne dendiğini ilet bana şey

thingamabob i i need i need to use the thingamabob thingamabob it's a great word and it is a

şeymabob i'yi biliyorsun ihtiyacım olan şey şeymabob'u kullanmam gerek

real word it is very real yes outside the matrix hello to you outside the matrix

is your name neo by any chance um i think so

her ihtimale karşı sanırım bu yüzden bugün

we are getting some very interesting messages coming on today hello to laura hello laura

bazı çok ilginç mesajlar alıyoruz laura'ya merhaba merhaba laura

watching in vietnam nice to see you here today here's another word we are talking about uses

vietnam'da izliyor sizi bugün burada görmek güzel işte başka bir kelime şey kelimesinin kullanımlarından bahsediyoruz

of the word thing oh now here's an interesting word things that go bump things that go bump

oh şimdi işte ilginç bir kelime gece patlayan şeylere çarp güm güm güm güm güm güm güm atan şeyler

in the night

things that go bump or we often say things that go bump in the night perhaps you are

ya da biz sık sık geceleri gümbür gümbür gelen şeyler söyleriz belki

lying in bed perhaps it is dark and suddenly you can hear strange sounds creaking

yatakta yatıyorsundur belki karanlıktır ve aniden garip sesler duyarsın gıcırtılar

maybe the sounds of footsteps walking

belki yürüyen ayak sesleri

maybe you can hear some strange rustling

belki sen bazı garip hışırtılar

or some ghostly moans

veya hayaletimsi inlemeler duyabilir

perhaps things that go bump in the night it means things that are heard whilst you are

belki geceleri gümbürdeyen şeyler siz yataktayken yalnızken duyulan şeyler anlamına gelir

in bed whilst you are alone normally in the dead of night things that go bump in the night

normalde gecenin köründe

quite often they are things that you are maybe afraid of things that you don't know or you

belki de bilmediğin şeylerden korkuyorsun ya da

can't identify things that go bump in the night i like this one alessandro we are all

geceleri karşına çıkan şeyleri tanımlayamıyorsun bunu seviyorum alessandro hepimiz

here we have something in common we have the love of the english language

buradayız ortak bir noktamız var ingilizce sevgimiz var

yes perhaps you are like me you are an english addict don't forget to join me tomorrow from

evet belki sende benim gibisin ingiliz bağımlısısın yarın

2 p.m uk time 2 p.m tomorrow i will be with you and mr steve will be here and yes we will

14:00 uk saat 14:00'da bana katılmayı unutma yarın seninle olacağım ve bay steve burada olacak ve evet

be here tomorrow for two hours every sunday two hours here's another phrase using the

yarın iki saat burada olacağız her pazar iki saat işte kelimeyi kullanan başka bir ifade

word thing you're seeing things you're seeing things if you see things quite often it means

şey görüyorsun bir şeyler görüyorsun bir şeyler görüyorsan bir şeyleri çok sık görüyorsan bu

that you are having an hallucination you are hallucinating you are seeing things that aren't

halüsinasyon görüyorsun demektir halüsinasyon görüyorsun orada olmayan şeyler

there you are seeing things that don't exist you are seeing things ah i saw a shadow in

görüyorsun olmayan şeyler görüyorsun bir şeyler görüyorsun ah odanın köşesinde bir gölge gördüm

the corner of the room

there's nothing there you're seeing things you're just seeing things so it means that

orada hiçbir şey yok bir şeyler görüyorsun sadece bir şeyler görüyorsun yani bu demek oluyor ki

you are having maybe uh hallucination or some sort of trick of the eye perhaps the light

belki halüsinasyon ya da bir çeşit göz oyunu yaşıyorsundur ışık, sanki odanızda

is making it appear as if there is someone in your room but there isn't you are seeing

biri varmış gibi görünüyor ama yok mu, başka bir

things

şey görmüyorsunuz, birine eşyalarını

another one you might tell someone to get your things get your things or take your things

almasını söyleyebilirsin, eşyalarını al ya da eşyalarını al,

perhaps you have a person living with you and they are so annoying maybe there is a

belki seninle yaşayan biri var ve onlar çok sinir bozucusunuz belki

person living with you in your house or in your flat and you hate them they are so annoying

evinizde ya da dairenizde sizinle birlikte yaşayan biri var ve ondan nefret ediyorsunuz o kadar sinir bozucu ki

and you want them to leave and then one day you say i'm sorry i'm sorry i can't i can't

gitmesini istiyorsunuz ve bir gün özür dilerim üzgünüm yapamıyorum diyorsunuz

cope with you anymore you are so annoying please get your things and go get your things

artık seninle baş edemiyorum çok sinir bozucusun lütfen eşyalarını al git eşyalarını al

and go so if you get your things it means you collect your belongings the things that

git yani eşyalarını alıyorsan eşyalarını toplamışsın demektir

belong to you are your things so as i said earlier things can be used to describe your

sana ait olan şeyler senin yani daha öncede dediğim gibi eşyalarını sana ait şeyleri tarif etmek için kullanılabilir bu

belongings the things that belong to you so please get your things and get out

yüzden lütfen eşyalarını al ve dışarı çık

oh now this is something a lot of people say to me when they are talking about my live

oh şimdi bu birçok insanın canlı yayınlarım hakkında konuşurken bana söylediği bir şey

streams and they often say oh mr duncan your live streams they are all a thing of beauty

ve sık sık oh bay duncan canınız diyorlar akarsuların hepsi bir güzelliktir bir güzellik bir

a thing of beauty is something that is lovely nice something that is nice to listen to maybe

şeydir güzel bir şeydir güzel güzel bir şeydir dinlemesi güzel bir şeydir belki

something that is lovely to look at a thing of beauty is something to behold you see it

bakmak hoş bir şeydir güzel bir şeye bakılması gereken bir şeydir sen onu görürsün ama

and your eyes can't believe what they are looking at that is so beautiful it is a thing

gözlerin göremez baktıklarına inan o kadar güzel ki güzel bir şey bence

of beauty i think it comes from shakespeare i'm sure shakespeare said it once when he

shakespeare'den geliyor eminim shakespeare bunu bir kez

was having a cup of tea a close thing a close thing now here is an expression we often use

çay içerken söylemişti yakın bir şey yakın bir şey şimdi burada bir ifade biz genellikle kullanın,

if you have just avoided disaster if you have just avoided or narrowly avoided an accident

eğer bir felaketten henüz kurtulduysanız, bir kazadan

or a disaster or injury you can say ah that was a close thing that was a close thing something

, bir felaketten veya yaralanmadan kıl payı kurtulduysanız veya kıl payı kurtulduysanız, ah bu yakın bir şeydi diyebilirsiniz,

bad nearly happened but it didn't you managed to avoid it but afterwards you will say that

neredeyse kötü bir şey oluyordu ama siz kaçınmayı başaramadınız mı? o ama sonra bunun

was a close thing it really was a close thing

yakın bir şey olduğunu söyleyeceksin gerçekten yakın bir şeydi

hello oh glue glue 10 says yes a thing of beauty is a joy forever i'm sure it's shakespeare

merhaba ah yapıştırıcı tutkal 10 evet der ki, güzel bir şey sonsuza dek mutluluktur eminim o shakespeare eminim

i'm pretty sure someone will put me right no mr duncan yeah yeah mr duncan you're wrong

biri beni haklı çıkaracaktır hayır bay duncan evet evet bay duncan yanılıyorsunuz

it wasn't shakespeare uh you you stupid man that's almost it for me for today i hope you've

o shakespeare değildi uh sen aptal adam bugün benim için neredeyse bu kadar umarım

enjoyed today's thing the thing that i was doing the thing you were watching the thing

bugünün şeyinden, benim yaptığım şeyden,

that you were taking part in you were doing your own thing and i was doing mine if you

senin izlediğin şeyden keyif almışsındır siz kendi işinizi yapıyordunuz ve ben de benimkini yapıyordum, eğer

do your own thing it means you are doing something your way you can do your own thing to do your

kendi işinizi yapıyorsanız bu, bir şeyi kendi yönteminizle yaptığınız anlamına gelir, kendi işinizi yapabilirsiniz, kendi işinizi yapmak,

own thing is to be an individual be unique do your own thing

bireysel olmak, benzersiz olmak, kendi işinizi yapmaktır

sora says i like your thing mr duncan thank you very much that's very kind of you to say

sora şeyinizi beğendim bay duncan çok teşekkür ederim çok naziksiniz

i will be going in a few moments but don't forget i am back with you tomorrow back with

bir kaç dakika sonra gideceğimi söylersiniz ama unutmayın yarın tekrar yanınızdayım

you tomorrow from 2pm uk time

yarın 2 de sizinle birlikteyim

thank you very much to edit oh edit says seeing things maybe this is the answer from a husband

editlemek için oh edit bir şeyler görmek diyor belki bu kıskanç karısına bir kocanın cevabıdır

to his jealous wife yes yes that's a very good good thought i like that one so maybe

evet evet bu çok iyi bir düşünce hoşuma gitti yani belki

your wife sees you walking along the road with another woman another woman is walking

karınız sizi yolda başka bir kadınla yürürken görüyor başka bir kadın

with your husband and your wife says who was that woman you were walking with the other

sizinle yürüyor kocan ve karın geçen gün birlikte yürüdüğün o kadın kimdi diyor

day you were with a woman is it your secretary are you having an affair and he will say oh

bir kadınla birlikteydin sekreterin mi ilişki yaşıyorsun ve o diyecek ki ah

no you are you're seeing things i wasn't with a woman i was walking my neighbour's dog

hayır sen benim bir kadınla görmediğim şeyleri görüyorsun komşumun köpeğini gezdiriyordum

thank you very much for your company thank you very much yes a close thing can be a close

arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim evet yakın bir şey kıl payı atlatabileceğiniz bir

call yes a close call can be something that you just narrowly avoided you narrowly avoided

şey olabilir evet kıl payı atlattığınız bir şey olabilir

something you almost got hit by the car you almost fell out of the window but you didn't

az kalsın araba size çarpıyordu neredeyse pencereden düşüyordu ama sen

you managed to save yourself it was a close call it was a close call thank you christina

kendini kurtarmayı başaramadın bu yakın bir çağrıydı bu yakın bir çağrıydı teşekkür ederim christina

yes you can also say a close shave so if something bad nearly happened it almost happened you

evet ayrıca yakın bir tıraş da diyebilirsin bu yüzden kötü bir şey neredeyse oluyorsa neredeyse oluyordu

can say that was a close shave something bad nearly happened something terrible almost

diyebilirsin yakın bir tıraştı neredeyse kötü bir şey oluyordu korkunç bir şey neredeyse

happened that was a close shave just like my face you see because my face has had a

oluyordu bu yakın bir tıraştı tıpkı yüzüm gibi çünkü yüzüm

close shave very close bye mr duncan thank you palmyra thank you also oh zuzika is preparing

yakın tıraş oldu çok yakın bir tıraş oldu güle güle bay duncan teşekkür ederim palmyra da teşekkür ederim oh zuzika köfte hazırlıyor

meatballs

are they spicy are they spicy meatballs i like the sound of that i must admit can you

onlar baharatlı mı baharatlı köfteler mi sesini seviyorum itiraf etmeliyim

please send some of your meatballs to me and i will be very eager to try them

köftelerinizden biraz gönderir misiniz ve onları denemek için çok can atıyorum

there is no such thing as a free lesson well guess what there is here my lessons are free

bedava ders diye bir şey yok tahmin edin burada ne var derslerim ücretsiz

i'm giving my time now to you for free thank you rosa thank you hiroko don't forget i'm

şimdi zamanımı sana ücretsiz veriyorum teşekkür ederim rosa teşekkür ederim hiroko unutma

back tomorrow many people still ask when are you on mr duncan i am with you tomorrow 2

yarın dönüyorum birçok kişi hala soruyor ne zaman bay duncan'dayım yarın

p.m uk time is when i'm here with you tomorrow it's been lovely it's been a lovely thing

2:00 uk seninleyim yarın seninle buradayım çok güzeldi harika bir günde çok güzel bir şeydi

on a fabulous day thank you valentin that's very kind of you to say we are coming up to

teşekkür ederim valentin

the end of today's live stream it's almost time to say goodbye but tomorrow i will be

bugünün canlı yayınının sonuna geldiğimizi söylemen çok nazik bir veda vakti geldi ama yarın

back and mr steve will be here as well thanks for your company today i hope you've enjoyed

döneceğim ve bay steve de burada olacak bugün arkadaşlığınız için teşekkürler umarım beğenmişsinizdir

it i hope you've enjoyed today's live stream i hope it has been lovely and i will see you

umarım bugünkü canlı yayından keyif almışsınızdır umarım güzel olmuştur ve yarın görüşürüz

tomorrow you should know the time by now this is mr duncan in the birthplace of english

zamanı şimdiden bilmelisiniz ingilizcenin doğum yerinde bay duncan,

saying thanks for watching thanks for joining me have fun with your thing whatever it happens

izlediğiniz için teşekkürler, bana katıldığınız için teşekkürler, ne olursa olsun işinizle eğlenin ve

to be and i will see you tomorrow and of course until the next time we meet here on youtube

yarın görüşürüz ve tabii ki youtube'da bir dahaki sefere buluşana kadar bundan sonra

you know what's coming next

ne olacağını biliyorsunuz

ta ta for now

şimdilik