🌍LIVE - Sunny Tuesday in England / 21st April 2020 / Learn English with Mr Duncan + smile 🙂

oh there you are hi everybody hello there hi everybody this is mr. Duncan in

oh işte selam millet merhaba millet merhaba ben mr. Duncan

England how are you today I hope you are feeling good and happy

İngiltere'de bugün nasılsın umarım kendini iyi ve mutlu hissediyorsundur

and here we are again all together on YouTube can you see what I'm doing at

ve işte yine YouTube'da beraberiz şu anda ne yaptığımı görüyor musun

the moment I'm in the garden doing a little bit of bird-watching

bahçedeyim biraz kuş gözlemciliği yapıyoruz

we have birds nesting all around the garden at the moment yesterday I noticed

biz şu anda bahçenin her yerinde kuş yuvaları var dün bahçemde yuva yapan

that there there is a pair of dunnocks at the moment building a nest in my

bir çift dunock olduğunu fark ettim, bu

garden so I was rather excited to see that as you can imagine so that's what

yüzden tahmin edebileceğiniz gibi bunu görmek beni oldukça heyecanlandırdı, şu anda yaptığım şey bu

I'm doing at the moment I've been looking around the garden I've been

Bahçede etrafa baktığım an

watching nature and at the moment there is lots to watch because it is late

doğayı izliyorum ve şu anda izleyecek çok şey var çünkü bahar sonu yaz başı

spring early summer I suppose a lot of people here in the UK are commenting on

the weather they are saying how amazing is the weather at the moment even though

unfortunately most people are now having to stay indoors you know why we all know

ne yazık ki çoğu insan artık içeride kalmak zorunda olsa da şu anda hava

why to be honest so I've spent a little bit of time outside looking around at

ne kadar muhteşem

all of the nature in the garden and I must admit it is a nice way to spend

ve itiraf etmeliyim ki, evde olsanız bile zamanınızı geçirmenin güzel bir yolu,

your time even if you are in the house you can look outside your window and I'm

pencerenizden dışarı bakabilirsiniz ve

sure somewhere you can actually see nature doing its thing I think so

eminim bir yerlerde doğanın işini yaptığını gerçekten görebilirsiniz.

so that's what I've been doing if you have a pair of binoculars like these you

yapıyor, bunun gibi bir dürbününüz varsa

can actually look at anything really you can look at the birds you can look at

gerçekten her şeye bakabilirsiniz gerçekten kuşlara bakabilirsiniz

the wildlife as it walks around maybe there is a very attractive

etrafta dolaşan yaban hayatına bakabilirsiniz belki geceleri karşınızda yaşayan çok çekici bir kız vardır

girl who lives opposite you in at night she likes to stand by the window and

o da sever pencerenin yanında dur ve

wave to you no maybe not probably not a good idea to do that so please don't say

sana el salla hayır belki bunu yapmak iyi bir fikir olmayabilir o yüzden lütfen

that mr. Duncan told me to do it mr. Duncan said go on opposite please don't

öyle deme bay Duncan bunu yapmamı söyledi, Bay. Duncan ters git dedi lütfen

do that it is illegal it is not allowed and you

yapma bunu yasa dışı buna izin verilmiyor ve muhtemelen

will probably go to prison hmm very interesting I'm just watching you at the

hapse gireceksin

moment just to make sure you are behaving yourself just to make sure you

are safe distancing are you are you keeping your distance I really really

mesafenizi koruyor musunuz gerçekten gerçekten

hope so during this very strange time so here we

umuyorum ki bu çok garip dönemde yani işte yine

are again we are here all together again on YouTube it is nice to see you here

buradayız yine hep birlikte YouTube'da sizi bugün burada görmek güzel sizi burada

today nice to see you no ice I would imagine

görmek güzel buz yok hayal bile edemezdim az önce yaptığım

that no one understands the reference that I just made there was a famous

referansı kimsenin anlamadığını,

comedian called Bruce Forsyth and every time he came onto the stage he always

Bruce Forsyth adında ünlü bir komedyen olduğunu ve sahneye her çıktığında hep

said the same thing it's a little bit like me really so whenever I start my

aynı şeyi söylediğini, bu biraz benim gibi gerçekten bu yüzden ne zaman

lessons I always say hi everybody this is mr. Duncan in England how are you

derslere başlasam herkese merhaba derim bu Bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

today are you okay I hope so are you happy I

umarım çok mutlusundur

hope so bruce forsyth a very well-known entertainer sadly no longer with us

umarım çok tanınmış bir şovmen olan bruce forsyth ne yazık ki artık aramızda değil

unfortunately but he used to have a very famous catchphrase he would come on and

ama eskiden çok ünlü bir sloganı vardı gelirdi ve derdi

he would say good evening ladies and gentlemen and welcome to the show nice

iyi akşamlar bayanlar ve baylar ve gösteriye hoş geldiniz

to see you to see you and then the audience would say nice

sizi gördüğüme sevindim ve ardından seyirciler iyi ki

has that helped your day in any way at least you didn't know that a few minutes

gününüze herhangi bir şekilde yardımcı oldu, en azından birkaç dakika önce bunu bilmiyordunuz

ago but now you do you see they say mr. Duncan you are a fountain of knowledge I

ama şimdi görüyorsunuz bey diyorlar Duncan sen bir bilgi pınarısın

always try my best I do hello to the live chat I am just

Her zaman elimden gelenin en iyisini yapıyorum Canlı sohbete merhaba yapıyorum

putting the live chat on so hello to everyone on the live chat it is nice to

Canlı sohbete yeni başlıyorum bu yüzden canlı sohbetteki herkese merhaba

see you here hello Connell hello also to Vitesse you

seni burada görmek güzel merhaba Connell Vitesse'ye de merhaba sen

were first on today's live stream nice to see you here

bugünün canlı yayınında ilk olarak seni burada görmek

nice to see you too see you nice so you say nice after I say the catchphrase

güzel seni görmek de güzel seni görmek güzel

nice to see you too see you did you say it okay one more time so when I say nice

yani ben de

to see you to see you you say nice so I want to hear you shout out of your

seni görmek güzel lafını söyledikten sonra güzel diyorsun seni görmek güzel diyorsun o yüzden pencerenden bağırdığını duymak istiyorum

windows open your windows now so here we go we'll try one more time

pencereni aç şimdi öyleyse başlıyoruz bir kez daha deneyeceğiz seni

nice to see you to see you oh I could hear you then I actually heard someone

gördüğüme sevindim oh seni duyabiliyordum sonra gerçekten birinin

shouting nice very good it's nice to see you all here again today during these

bağırdığını duydum güzel çok güzel bu çok garip zamanlarda hepinizi bugün burada tekrar görmek güzel

very strange times I know it is continuing we are still in the strange

bunun devam ettiğini biliyorum hala garip

times however you may have noticed that some parts of the world are now starting

zamanlardayız ancak dünyanın bazı bölgelerinin artık

to relax the lockdown so in some parts of the world they have now said that

karantinayı gevşetmeye başladığını fark etmiş olabilirsiniz, bu yüzden bazı yerlerde dünyanın bazı yerlerinde artık

certain shops certain types of business can open a game here in the UK it's

belirli mağazaların belirli iş türlerinin burada bir oyun açabileceğini söylediler Birleşik Krallık'ta hemen

pretty much the same everything is locked down so we will be in lockdown

hemen aynı her şey kilitlendi bu yüzden canlı sohbete

for quite a while to come hello to the live chat once more nice to see so many

merhaba demek için bir süre daha kilit altında olacağız. bugün burada bu kadar çok insanı görmek daha güzel size

people here today I always like to say hello to

her zaman merhaba demek isterim

you mr. Duncan you are slightly out of breath it's my age you see when I get up

bayım. Duncan biraz nefes nefese kalmışsın benim yaşımı sabah kalktığımda görüyorsun

in the morning and I put my socks on the first thing I do in the morning is

ve sabahları ilk işim çoraplarımı giymek oluyor

always put my socks on because I don't like my feet being cold in the morning

çünkü ayaklarımın üşümesini sevmiyorum sabah yani

so that's what I do in the morning I put my socks on but afterwards and

sabah işim bu çoraplarımı giyiyorum ama sonrasında

completely exhausted I have to lie down on the bed for another 20 minutes to

tamamen bitkin halde çorap giymekten kurtulmak için 20 dakika daha yatakta yatmam gerekiyor

recover from putting my socks on so it is my age that is it nothing more

yani yaşım bu o kadar da bir

nothing less hello yennefer yennefer Cortado nice to

şey değil daha az merhaba yennefer yennefer Cortado

see you here as well nice to see you back on the live stream also Helena

sizi burada görmek güzel ayrıca sizi canlı yayında tekrar görmek güzel ayrıca Helena

Platina hello Platina Phil I like your name Platina it sounds like a type of

Platina merhaba Platina Phil İsminizi beğendim Platina bir çiçeğe benziyor kulağa bir

flower is it a type of flower it sounds like some sort of flower to me Vanessa

çiçek türü mü geliyor bir çeşit çiçek mi bana çiçek Vanessa

do you have a beautiful garden at your house yes this is well this is my house

evinde güzel bir bahçe var mı evet burası iyi şu an benim evim

at the moment I am standing here in my little gazebo

burada küçük çardağımda duruyorum

because it's very windy today if you are watching yesterday you would have seen

çünkü bugün hava çok rüzgarlı dün izleseydin

the wind blowing well you would have seen it and heard it to be honest

rüzgarın esişini görürdün eh, dürüst olmak gerekirse onu görmüş ve duymuş olurdunuz

because the trees were going all over the place so it is windy again you will

çünkü ağaçlar her yerde sallanıyordu, bu yüzden yine rüzgarlı arkamda

notice behind me everything is blowing around behind me so yes it is another

her şeyin arkamda uçtuğunu fark edeceksiniz, bu yüzden evet,

windy day here in England I hope where you are there is a little

İngiltere'de yine rüzgarlı bir gün.

bit of sunshine at least hello also to Ana Rita hello Mika hi

biraz güneş ışığı var en azından Ana Rita'ya da merhaba merhaba Mika merhaba

Miko I was talking about Japan yesterday one of the things I would love to do is

Miko dün Japonya hakkında konuşuyordum yapmayı çok istediğim şeylerden biri

go to Japan and ride on the bullet train I've always been a very big fan of the

Japonya'ya gitmek ve her zaman bulunduğum hızlı trene binmek Japonya'daki hızlı trenin çok büyük bir hayranıyım,

bullet train in Japan so it's been one of my little dreams in the back of my

bu yüzden

mind one day I will travel it 200 miles an hour on the bullet train in Japan

bir gün aklımdaki küçük hayallerimden biri oldu Japonya'da hızlı trenle saatte 200 mil hızla seyahat edeceğim

hello Christina I have a pair of binoculars but they are not the same as

merhaba Christina Bir çift dürbünüm var ama onlar seninkiyle aynı değil

yours I can look out of the window in see into the distance the sea so you can

Pencereden dışarı bakıp denizi uzaktan görebiliyorum böylece

see the sea with your binoculars that's great you can also see the mountains and

dürbünle denizi görebiliyorsun bu harika ayrıca dağları ve

also your neighbors yeah you have to be careful really if someone sees you with

komşularını da görebiliyorsun evet gerçekten dikkatli olmalısın eğer birisi sizi

a pair of binoculars quite often they will be a little suspicious they might

bir dürbünle görürse, biraz şüphelenirler, ne yaptığınızı merak edebilirler,

be wondering what you are up to what are you doing with those binoculars are you

o dürbünle ne yapıyorsunuz,

watching the birds are you watching the trees are you looking at the nature

kuşları mı izliyorsunuz, ağaçları mı, çevrenizdeki doğayı mı izliyorsunuz

around you or are you watching those ladies over there who are sunbathing you

? orada güneşlenen hanımları izliyor musun

should be ashamed of yourself very nice lovely yes yes I can see a

kendinden utanmalısın çok hoş güzel evet evet

couple of blue tits so here we go today we are talking about quite a few things

birkaç mavi meme görüyorum o yüzden bugün başlıyoruz epeyce şeyden bahsediyoruz

we are also talking about ability I think this is a very interesting subject

aynı zamanda yetenekten de bahsediyoruz bence bu çok ilginç bir konu

Chile Chile so today I want you to tell me something fit something you can do so

Şili Şili bu yüzden bugün bana uygun bir şey söylemeni istiyorum yapabileceğin bir şey bu yüzden

when I say something you can do I mean something you are able to do maybe some

yapabileceğin bir şey dediğimde yapabileceğin bir şeyi kastediyorum belki bir

sort of ability something unique so maybe you can do something that other

tür yetenek benzersiz bir şey bu yüzden belki yapabilirsin diğer

people can't do so is this something you can do something unusual maybe some

insanların yapamayacağı bir şey, bu senin yapabileceğin bir şey, sıra dışı bir şey olabilir, bazı

people do have unusual skills for example I have a very unusual skill it

insanların sıra dışı becerileri olabilir, örneğin benim çok sıra dışı bir yeteneğim var,

is completely useless however I can make my eyebrows move

tamamen işe yaramaz, ancak kaşlarımı bağımsız hareket ettirebiliyorum,

independently so you can see that my eyebrows are moving independently so

böylece benim kaşlar bağımsız hareket ediyor, bu yüzden

this always causes hours of amusement for everyone around me they always like

bu, çevremdeki herkesin saatlerce eğlenmesine neden oluyor,

to see my eyebrows going up and down so people are always amazed by my magic

kaşlarımın yukarı ve aşağı hareket etmesini her zaman seviyorlar, bu yüzden insanlar sihirli kaşlarıma her zaman hayran kalıyorlar bayım

eyebrows mr. Duncan how do you do that I

. Duncan bunu nasıl yapıyorsun,

don't know how I do it but I can it is something I am able to do something you

nasıl yaptığımı bilmiyorum ama yapabilirim, yapabileceğim bir şey, senin yapabileceğin bir şey

can do and I suppose we can have the opposite as well something you can't do

ve sanırım tam tersi de olabilir, senin yapamayacağın bir

is there something that you can't do maybe there is a certain skill or a

şey var mı? yapamazsın belki belli bir beceri vardır ya da sende

certain ability that you don't have but you wish you did I will give you an

olmayan belli bir yetenek vardır ama keşke yapsaydım diyorsun sana bir

example so something I can do is move my eyebrows like this something I can't do

örnek vereyim yani yapabileceğim bir şey kaşlarımı böyle hareket ettirmek yapamayacağım bir şey

is play a musical instrument so I can't actually play any musical instrument

bir müzik aleti çalmak, böylece aslında herhangi bir müzik aleti çalamam,

it's one of the things that I've always wanted to be able to do but I can't play

her zaman yapabilmek istediğim şeylerden biridir ama

a musical instrument I have no ability something I can do is teach English of

müzik aleti çalamam, yeteneğim yok, yapabileceğim bir şey İngilizce öğretmek

course I can talk to you every day during this strange period of time I

tabi ki bu garip zaman diliminde seninle her gün konuşabilirim

will be with you every day don't forget so that is another thing that I can do

her gün yanında olacağım unutma ki bu da yapabileceğim başka bir şey benim

something I can do and something I can't do something you are able to do

yapabileceğim bir şey ve benim yapamayacağım bir şey senin yapabileceğin bir şey

something that you have the ability to do and something you don't have the

yapabileceğin bir şeyi yapmak ve yapamayacağın bir şeyi yapmak, yapamayacağın bir

ability to do something you can't do something you can do and that is

şeyi yapmak, yapabileceğin bir şeyi yapmak ve bu

something for us to think about today we are now live on YouTube

bizim için düşünmemiz gereken bir şey, bugün artık YouTube'da canlı yayındayız,

my name is mr. Duncan I teach English by the way I've been doing this forever as

benim adım Bay. Duncan ben ingilizce öğretiyorum bu arada uzun zamandır bu işi yapıyorum

such a long time let me tell you many many years thank you very much to the

uzun yıllar anlatayım canlı sohbet beye çok teşekkür ederim

live chat mr. Duncan I like your t-shirt I love your smiling face do you mean

Duncan tişörtünü beğendim gülen yüzünü seviyorum

this smiling face or this smiling face I have a feeling that you mean this not

bu gülen yüzü mü yoksa bu gülen yüzü mü kastediyorsun bunu kastettiğine dair bir his var

this Florence is here I have just learned

bu Floransa burada değil Az önce

that my oldest daughter has the I'm sorry to hear that I hope she's all

büyük kızımın sahip olduğunu öğrendim Üzgünüm Umarım

right it is very sad news a lot of people at the moment are being affected

iyidir, çok üzücü bir haber şu anda birçok insan

by this some people don't even realize that they've been affected by that thing

bundan etkileniyor, bazı insanlar şu anda herkesin bahsettiği şeyden etkilendiklerinin farkında bile değiller.

the thing that everyone is talking about at the moment hello Mona mr. Duncan it

merhaba mona bey Duncan,

is the best time of the day thanks for bringing joy to our homes learning

günün en güzel zamanı, evimize neşe getirdiğin için teşekkürler,

English is so fun with you Thank You Mona that's very kind of you to say

İngilizce öğrenmek seninle çok eğlenceli Teşekkürler Mona, çok

thank you very much and that is a lovely message and I also like your smiley icon

teşekkür etmen çok nazik ve bu çok hoş bir mesaj ve ayrıca gülen yüz ikonunu da beğendim

your little emoji next to your name is also a smiling face a little bit like my

Adınızın yanındaki küçük emojiniz de biraz benim tişörtüm gibi gülen bir yüz

t-shirt hello Ari mr. Duncan I suggest that you divide your livestream into one

merhaba Ari bey. Duncan, canlı yayınını bir

hour standing in one hour sitting because standing for two hours is not

saat ayakta bir saat oturarak yapmanı öneririm çünkü iki saat ayakta durmak

healthy I love standing up I know it sounds crazy and strange but I don't

sağlıklı değil Ayağa kalkmayı seviyorum biliyorum kulağa çılgınca ve tuhaf geliyor ama

know why but when I stand up I can actually concentrate and do things

neden bilmiyorum ama ayağa kalktığımda gerçekten yapabiliyorum konsantre ol ve işleri

better I don't know why I can feel that the blood is going around

daha iyi yap Neden bilmiyorum kanın

the whole of my body however when I sit down if I sit down for too long half of

tüm vücudumda dolaştığını hissediyorum ama oturduğumda çok uzun süre oturursam

my body feels like it's going to sleep

vücudumun yarısı uyuyacakmış gibi geliyor gerçekten

that's it really so I do often stand up it is something that I was very well

bu kadar bu yüzden sık sık ayağa kalkarım, okullarda öğretmenlik yaparken çok iyi tanındığım bir şeydi,

known for when I was teaching in schools people would always say mr. Duncan why

insanlar her zaman bay derdi. Duncan neden

do you always stand up you never sit down we never see you sitting now so I

hep ayağa kalkıyorsun hiç oturmuyorsun şimdi seni hiç otururken görmüyoruz bu yüzden

hope that answers your question if I ever feel tired don't worry I will never

umarım bu sorunun cevabını verir eğer kendimi yorgun hissedersem merak etme

push myself too far so don't worry that I will make myself ill I will never do

kendimi asla fazla zorlamayacağım o yüzden merak etme kendimi yapacağım hasta Asla

anything that will put myself at risk

kendimi riske atacak bir şey yapmayacağım

hello head ah hello from Egypt a big hello to Egypt nice to see you today

merhaba kafa ah Mısır'dan merhaba Mısır'a kocaman bir merhaba bugün sizi görmek güzel

Ivan nice to see you mr. Duncan do you remember me Ivan hello Ivan the answer

Ivan sizi görmek güzel bayım. Duncan beni hatırlıyor musun Ivan merhaba Ivan cevap

is your second name that is the answer to your question I have watched the show

ikinci adınız bu sorunuzun cevabı

that Bruce Forsyth used to host and I learnt a lot to say the numbers says

Bruce Forsyth'ın sunuculuğunu yaptığı programı izledim ve Wilson'ın söylediği numaraları söylemek için çok şey öğrendim

Wilson Bruce Forsyth was one of the first entertainers to become very big

Bruce Forsyth ilklerden biriydi şovmenler televizyonda çok büyük

and famous on television many many years ago we are going way back in time way

ve ünlü olmak için uzun yıllar önce zamanda geri gidiyoruz taa

back in time all the way to curdled creak hello Vitesse hello also marina

kıvrılmış gıcırtıya kadar zamanda geriye gidiyoruz merhaba Vitesse merhaba ayrıca marina

hello aunt wah hi mr. Duncan hi mr. Duncan so good you

merhaba teyze wah merhaba bay. Duncan merhaba bayım. Duncan o kadar iyi ki

said it twice so good you said it twice Oh ELISA is very smart and a little bit

iki kez söyledin o kadar iyi ki iki kez söyledin Oh ELISA çok akıllı ve biraz da

sophisticated I see ELISA says I have night vision binoculars

sofistike Görüyorum ki ELISA gece görüş dürbünüm olduğunu söylüyor

my really don't want to know why I feel very afraid

benim gerçekten nedenini bilmek istemiyorum Çok korkuyorum

I feel very anxious to ask why you have night-vision binoculars what are you

Çok endişeli hissediyorum neden gece görüşlü dürbünün olduğunu sor

doing walking around at night with binoculars why do you need to see what

gece dürbünle dolaşırken ne yapıyorsun dürbünle

is going on in the dark with your binoculars I'm I'm almost afraid to ask

karanlıkta neler olup bittiğini neden görmen gerekiyor soru sormaya korkuyorum neredeyse

the question I hope it has something to do with the wildlife maybe you like to

vahşi yaşamla ilgili bir şey belki

go out at night and look at the nocturnal creatures that are walking

gece dışarı çıkıp etrafta dolaşan gece yaratıklarına bakmayı seviyorsundur

around I hope so anyway hello all so Anna pica Lewis I never

umarım öyledir neyse merhaba herkese o yüzden Anna pica Lewis

managed to be the first one my finger is not so fast

ilk olmayı başaramadım hiç parmağım o kadar hızlı değil

hello to Vitesse and a pika you were nearly the first but you really do have

merhaba Vitesse ve bir pika sen neredeyse ilktin ama gerçekten

to have a very fast finger your finger has to be like Superman's finger

çok hızlı bir parmağa sahip olmalısın parmağın Süpermen'in parmağı gibi olmalı Süpermen

I imagine Superman if he was using his computer he would have a very fast

bilgisayarını kullanıyor olsaydı çok hızlı bir

finger it would be much faster than that it would it would be invisible because

parmağı olurdu çok daha hızlı olurdu görünmez olurdu çünkü merhaba Beatriz'in

he would be clicking safely past hello Beatriz it is very nice Adela

yanından güvenli bir şekilde tıklardı, çok hoş Adela

Adelina hello Adelina nice to see you here as well

Adelina merhaba Adelina seni burada görmek güzel

Ramiro is here nice to see you as well

Ramiro da burada seni görmek güzel

hello to Noemi from Meeker sorry for yesterday I didn't notice your comment

Meeker'den Noemi'ye merhaba dün için özür dilerim Fuji Dağı hakkındaki yorumunuza dikkat etmeyin,

about Mount Fuji we call it Fuji san in Japanese it can

Japonca'da ona Fuji san diyoruz,

be seen from my window so you can see Mount Fuji from your window that's

penceremden görülebiliyor, böylece pencerenizden Fuji Dağı'nı görebiliyorsunuz, bu

incredible would you like to swap places maybe I

inanılmaz, yer değiştirmek ister misiniz belki

can go to Japan and live there and you can come here and stand in my very windy

Japonya'ya gidip orada yaşayabilirim ve sen buraya gelip çok rüzgarlı bahçemde durabilirim

garden hello Elsa pal Miro hello to Fidel Christina Mohan also a dois Wow so

merhaba Elsa dostum Miro Fidel Christina Mohan'a merhaba da bir dois Vay canına

many people here already I love your t-shirt I love this smiling face thank

burada çok fazla insan var şimdiden tişörtünü seviyorum Bu gülen yüze bayılıyorum çok teşekkür ederim çok teşekkür

you very much sometimes you have to have a smile on

ederim bazen gülümsemen gerekir

your face and a spring in your step

yüzünde ve adımında bir yay

wherever you are in the world and whatever is happening to you

dünyanın neresinde olursan ol ve sana her ne oluyorsa

oh by the way I've just remembered something would you like to share a

oh bu arada bir şey hatırladım benimle küçük bir anı paylaşmak ister misin

little moment with me okay can I say a big happy birthday to the Queen the

tamam büyük bir doğum günün kutlu olsun diyebilir miyim

Queen of England it is her birthday today your Royal Highness your majesty

İngiltere Kraliçesi bugün onun doğum günü Ekselansları majesteleri

oh you are so SuperDuper and brilliant hello to the Queen of England

oh o kadar SuperDuper ve harikasınız ki İngiltere Kraliçesi

Clee Queen Elizabeth this second there was another Elizabeth a long time ago

Clee Kraliçe Elizabeth'e merhaba Kraliçe Elizabeth bu saniye uzun zaman önce başka bir Elizabeth vardı

but she wasn't around quite as long as this lady the Queen of England is

ama o ortalıkta onun kadar değildi İngiltere Kraliçesi bu hanımefendi

another year older she is almost she's almost as old as mr.

bir yaş daha büyük olduğu sürece neredeyse Mr.

Steve almost she is 94 today the Queen of England is another year older and

Steve bugün neredeyse 94 yaşında, İngiltere Kraliçesi bir yıl daha yaşlandı ve

she's still there she's still sitting on her big throne well actually at the

hala orada, hala büyük tahtında oturuyor, aslında şu

moment she isn't because she's in Scotland during this you know period of

anda öyle değil çünkü o, bildiğiniz bu dönemde İskoçya'da, bu

time so thank you very much to the Queen of England for being the Queen of

yüzden çok teşekkür ederim. İngiltere Kraliçesi olduğun için İngiltere Kraliçesi'ne, İngiltere Kraliçesi

England you have been really good as the Queen of England I hope one day I can be

olarak gerçekten iyiydin, umarım bir gün

the Queen of England or maybe the queen of Much Wenlock

İngiltere Kraliçesi olabilirim ya da belki de Much Wenlock'un kraliçesi

actually come to think of it that's what people are already saying the Queen of

olabilirim.

England is another year older and there is her crown that

İngiltere Kraliçesi'nin bir yaş daha büyük olduğunu ve

actually is the crown that the Queen wears so there it is you can see the

aslında Kraliçe'nin taktığı taç olan tacı olduğunu ve orada Kraliçe'nin tacını görebileceğinizi söylüyorum.

Queen's crown so happy birthday once again

to the Queen of England I suppose we should have a moment

Oh lovely Queen she is so nice and she wears lovely shoes everywhere she goes

Ah güzel Kraliçe o çok hoş ve gittiği her yerde çok güzel ayakkabılar giyiyor

smells of wet paint that's actually true the Queen thinks that all buildings in

the UK smell like wet paint because that's what they do just before the

ıslak boya kokuyor bu aslında doğru

Queen visits anywhere they will always paint the place they will always paint

her zaman binayı boyayacakları yer,

the building so whenever the Queen goes anywhere she

bu yüzden Kraliçe ne zaman bir yere gitse

can always smell wet paint

ıslak boya kokusu alabiliyor

what a strange life that must be happy birthday to the Queen the biggest Queen

ne garip bir hayat, Kraliçe'nin doğum günü kutlu olsun olmalı, İngiltere'nin en büyük Kraliçesi,

in England well okay there might be one or two others so from one old Queen to

peki tamam bir veya iki tane daha olabilir, yani bir eski Kraliçe

another happy birthday mom and many more many many more okay can I have my MBE

başka bir doğum günün kutlu olsun anne ve daha pek çok şey tamam şimdi MBE'mi alabilir miyim

now can I have my knighthood I want it to be sir mr. Duncan no maybe next year

şövalyeliğimi alabilir miyim efendim olmasını istiyorum. Duncan hayır belki seneye

so I hope you're feeling good today are there any things that you can do are

yani umarım bugün kendini iyi hissediyorsundur yapabileceğin herhangi bir şey var mı

there any things that you have a special ability to do happy birthday to the

Kraliçe'ye mutlu yıllar yapmak için özel bir yeteneğin olan herhangi bir şey var mı

Queen but she could retire and then William will be the new king no lil that

ama o emekli olabilir ve sonra William yeni olacak king no lil bu

is actually not true Prince Charles Prince Charles will actually become the

aslında doğru değil Prens Charles Prens Charles aslında

King of England so if something happens to the Queen if

İngiltere Kralı olacak yani eğer Kraliçeye bir şey olursa eğer

one day she is walking down the road and she trips over and she says oh I've hurt

bir gün yolda yürürken ayağı takılıp ah bacağımı incittim oh diyorsa

my leg oh I can't get up oh I don't think I want to be the Queen anymore

Ayağa kalkamıyorum oh artık Kraliçe olmak istediğimi sanmıyorum

because my leg hurts and then she says oh oh cokecake Charles Charles you can

çünkü bacağım ağrıyor ve sonra oh oh cokecake Charles Charles

now be the queen of England or right and then Prince Charles will say okay then

şimdi İngiltere kraliçesi olabilirsin ya da haklısın diyor ve sonra Prens Charles tamam diyecek o zaman

yes very good very good yeah Prince Charles this is how he

evet çok iyi çok iyi evet Prens Charles böyle

speaks you see when Prince Charles is talking missus this is how Prince

konuşuyor görüyorsunuz Prens Charles hanımla konuşurken Prens

Charles talks hello and I'm Prince Charles fake police to meet you pleased

Charles böyle konuşuyor merhaba ve ben Prens Charles sahte polis sizinle tanışmaktan memnun

so Prince Charles will what Prince Charles will be the king of England

yani Prens Charles öyle olacak Prens Charles ne olacak

after the Queen abdicates so maybe she will decide that she's had enough

Kraliçe tahttan çekildikten sonra İngiltere kralı, bu yüzden belki de yeteri kadarına sahip olduğuna karar verecek,

maybe she's decided that she wants to just sit down all day and watch

belki de bütün gün oturup

television the Queen of England is 94 today 94 years old I wonder what it's

televizyon izlemeye karar vermiştir, İngiltere Kraliçesi bugün 94 yaşında, 94 yaşında.

like I wonder what it's like being 94 I always try to imagine what it's like

94 yaşında olmak gibi Her zaman

being really really old I'm not far off from there by the way I am approaching

gerçekten çok yaşlı olmanın nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalışırım Oradan çok uzakta değilim bu arada 94'e yaklaşıyorum

94 I can see it in the distance there is a hill in the distance and just above it

Uzaktan görebiliyorum Uzakta bir tepe var ve hemen üstünde

no that isn't the Sun rising that is the number 94 rising behind the hill so I

hayır Güneş doğuyor değil mi bu 94 sayısı tepenin arkasından doğuyor ki

can see it in the distance the trees in your garden are very beautiful thank you

uzaktan göreyim bahçenizdeki ağaçlar çok güzel çok teşekkür ederim

very much the trees are nice they are blowing all over the place because we

ağaçlar çok güzel her yeri uçuruyorlar çünkü biz

are having too much too much wind at the moment

yaşıyoruz şu anda çok fazla çok fazla rüzgar

the sadist says you look great as Prince Charles I'm not sure about that

sadist Prens Charles kadar harika göründüğünü söylediğinden emin değilim

yes 94 the Queen of England is 94 years old I am catching her up so I still have

evet 94 İngiltere Kraliçesi 94 yaşında ona yetişiyorum bu yüzden

a little bit further to go but I am I am slowly catching the Queen of England up

daha gidecek çok yolum var ama ben ingiltere kraliçesini yavaş yavaş yakalıyorum

with her age hello to Irene who says I like Prince Charles I like him very much

yaşına

he is a person who is very aware of the environment he cares a lot about

environmental issues he also makes very nice butter as well and cheese

güzel tereyağı da ve peynir

Prince Charles makes lovely cheese I have some of his cheese in my in my

Prens Charles çok güzel peynir yapıyor Peynirinin bir kısmı mutfaktaki buzdolabımda var bu

fridge in the kitchen it's true it is true I'm not making that up I wish I was

doğru doğru bunu ben uydurmuyorum Keşke ben olsaydım

Prince Charles actually does make cheese and I have some of Prince Charles's

Prens Charles gerçekten peynir yapıyor ve bende var dolabımda Prens Charles'ın

cheese in my fridge but please don't ask me to prove it because it's too far to

peynirinden biraz var ama lütfen benden bunu kanıtlamamı istemeyin çünkü

walk hello to real horror stories who says

yürümek için çok uzak Kimin merhaba diyen gerçek korku hikayelerine

hello mr. Duncan thank you for your thumbs up don't forget if you like this

merhaba. Duncan beğendiğin için teşekkür ederim unutma beğendiysen bunu

if you liked it please give me a lovely big like under this video so you will

beğendiysen lütfen bana bu videonun altına kocaman bir like at ki böyle

see there is a thumb that goes like this click on click on that please and say oh

giden bir başparmak olduğunu göreceksin ona tıkla ona tıkla lütfen ve oh de

we like you and I might come back tomorrow into it again I might why

Senden hoşlanıyoruz ve yarın tekrar gelebilirim Neden sen

doesn't you have why doesn't your hat blow away it's because I'm actually

almıyorsun neden şapkan uçup gitmiyor çünkü ben aslında

undercover so I'm inside my little gazebo at the

gizli görevdeyim bu yüzden şu anda küçük çardağımın içindeyim çok

moment so above my head if you look up you see

yukarıdayım yukarı bakarsanız,

so I'm actually undercover at the moment I'm mr. Duncan

aslında şu anda gizli görevde olduğumu görürsünüz, ben bayım. Duncan, oradaki küçük sırrını

thank you for letting us in on your little secret there

bize verdiğin için teşekkür ederim, bu

so now you know so I'm not actually outside myself I'm under cover but

yüzden artık biliyorsun, yani aslında kendimin dışında değilim, koruma altındayım ama

behind me that is outside definitely so I'm under my lovely little

arkamdaki kesinlikle dışarıda, bu yüzden şu anda sevimli küçük çardağımın altındayım,

gazebo at the moment hello also Adrian floorman hello Adrian

merhaba ayrıca Adrian yer görevlisi merhaba

the Queen loves Welsh Corgis for her 18 for her 18th birthday she was offered

Kraliçe Adrian, Welsh Corgis'i 18. yaş gününde seviyor 18. yaş gününde ona

her first Corgi and since then she has had 30 Corgi dogs as I understand it she

ilk Corgi'si teklif edildi ve o zamandan beri 30 Corgi köpeği oldu, anladığım kadarıyla

doesn't have them anymore I think the last one died a couple of years ago so I

artık onlara sahip değil sanırım sonuncusu bir çift öldü Yıllar önce bu yüzden

don't think she still has them I don't think she has corgis anymore but the are

hala onlara sahip olduğunu sanmıyorum Artık corgis olduğunu düşünmüyorum ama

very strange dogs aren't like corgis they have very short lengths

çok garip köpekler corgis gibi değiller çok kısa boyları var

hello to Christina when I was in London I saw the jewels of the royal family it

Christina'ya merhaba Londra'dayken mücevherleri gördüm Kraliyet ailesinin büyüleyiciydi Hayrete düştüm

was stunning I was stunned I was stunned by their beauty they were stunning I was

güzellikleri karşısında hayrete düştüm onlar hayrete düştüler Ben hayrete düştüm hayrete düştüm

stunned stunned so the feeling you get when you are surprised or amazed by

yani

something you feel Wow stunned so we will describe the thing we

bir şeye şaşırdığınızda veya hayrete düştüğünüzde hissettiğiniz duygu Vay canına hayrete düştük, bu yüzden baktığımız şeyi tarif edeceğiz

are looking at as stunning that thing is stunning I feel stunned stunned

ne kadar büyüleyici o şey büyüleyici ben sersemlemiş hissediyorum sersemlemiş şaşkın şaşkın şaşkın

surprised shocked you are looking at something in awe

bir şeye huşu içinde bakıyorsunuz buna

I can't believe it hello Henry Morgan what a beautiful

inanamıyorum merhaba Henry Morgan

garden which is behind a lovely man oh thank you very much is that for me is

sevimli bir adamın arkasında ne kadar güzel bir bahçe var oh çok teşekkür ederim bu benim için mi

that compliment for me thank you I just have to make sure that my head doesn't

bu iltifat benim için teşekkür ederim, sadece kafamın gittikçe

start getting bigger and bigger Thank You Henry Morgan nice to see you here

büyümeye başlamadığından emin olmam gerekiyor Teşekkürler Henry Morgan seni burada görmek güzel şu

where are you watching at the moment

anda nerede izliyorsun

neisha s-- hello Nashes Maathai is she the Queen for other countries too she is

neisha s-- merhaba Nashes Maathai o diğerlerinin Kraliçesi mi ülkeler de o

the Queen of England and also of the Commonwealth which relates to all of the

İngiltere Kraliçesi ve aynı zamanda İngiliz Milletler Topluluğu'nun da, yıllar önce sahip olduğumuz tüm kolonilerle ilgili,

colonies that we used to have many years ago even though we don't have them now

ancak şu anda sahip değiliz

because most of them are now independent but you might talk about places like

çünkü çoğu artık bağımsız ama yerler hakkında konuşabilirsiniz.

Australia so Australia technically is part of the Commonwealth and that is the

Avustralya gibi, Avustralya teknik olarak İngiliz Milletler Topluluğu'nun bir parçasıdır ve bu

reason why you will see the British flag with the Australian flag and also New

nedenle İngiliz bayrağını Avustralya bayrağıyla birlikte göreceksiniz ve ayrıca Yeni

Zealand as well New Zealand is another place that has a very strong connection

Zelanda da Yeni Zelanda, Birleşik Krallık ile çok güçlü bir bağı olan başka bir yer

with the United Kingdom Tam Bui I can't guess how old you are do you

Tam Bui I kaç yaşında olduğunu tahmin edemiyorsun

mean me you can't guess I'm sure you can guess I'm sure you can

beni mi kastediyorsun tahmin edemiyorsun eminim tahmin edebilirsin eminim tahmin edebilirsin

guess maybe you can send me away to a special laboratory and have me carb and

belki beni özel bir laboratuvara gönderebilir ve bana karbonhidrat ve

tested you can date thing as you see you can tell how old something is by by

test yaptırabilirsin flört edebilirsin Gördüğünüz gibi bir şeyin yanma kabiliyetini kontrol ederek bir şeyin kaç yaşında olduğunu anlayabilirsiniz

checking its ability to burn or you can look at something under a microscope and

veya bir şeye mikroskop altında bakabilir ve

you can you can see what what was around during that time how old the earth was

o sırada etrafta ne olduğunu görebilirsiniz. bir şeyin

so if you are trying to work out how old something is quite often you can look at

ne kadar eski olduğunu anlamak için sıklıkla

it and you can work out from the other things that are around it or inside it

ona bakabilirsin ve etrafındaki ya da içindeki diğer şeylerden

how old it actually is so maybe you can do the same thing to me I mean I don't

onun aslında ne kadar eski olduğunu bulabilirsin, bu yüzden belki aynı şeyi bana da yapabilirsin, demek istediğim, yapmıyorum' t

know I really don't know Marilla happy birthday to the Queen of England

bilmiyorum Marilla'yı gerçekten tanımıyorum İngiltere Kraliçesi'nin doğum günü kutlu olsun

happy birthday to the Queen she is 94 today even though in the

Kraliçe'nin doğum günü kutlu olsun o bugün 94 yaşında olmasına rağmen

morning when she wakes up she thinks yes

sabah uyandığında evet diye düşünüyor

kepp Devi mr. Duncan I need you to make me happy in addition to the tragedy of

Devi bay. Duncan, trajedisine ek olarak beni mutlu etmene ihtiyacım var,

are the news is disappointing the crude oil price has plummeted as the stock

haberler hayal kırıklığı yaratıyor, borsa düştükçe ham petrol fiyatı düştü,

market is down again you are right the stock market completely collapsed

haklısın borsa dün tamamen çöktü,

yesterday well when I say completely collapsed I'm actually talking all about

peki ben tamamen çöktü dediğimde ben aslında her şey

oil so the price of oil yesterday can you believe it the price of oil has been

petrolden bahsediyor, bu yüzden dün petrol fiyatının buna inanabiliyor musunuz, tüm bu çılgınlıklar başladığından beri

dropping a lot over the past few days since all of this craziness started

son birkaç gündür petrol fiyatı çok düşüyor

because now people don't need oil however they are still producing the oil

çünkü artık insanların petrole ihtiyacı yok ama yine de petrol üretiyorlar.

so every day they are still producing oil but people don't want it they don't

yani her gün hala petrol üretiyorlar ama insanlar petrole

need it because nothing is happening so the economies of many countries

ihtiyaç duymuyorlar çünkü hiçbir şey olmuyor bu yüzden dünyadaki birçok ülkenin ekonomisi fiilen

around the world have actually stopped so they don't need oil

durmuş yani petrole ihtiyaçları yok

and the because of that the price of oil has slowly gone down and it went down so

ve bu yüzden petrol fiyatı yavaş yavaş düştü ve dün o kadar düştü ki,

low yesterday it was actually negative what

aslında negatifti, bunun

that means is the oil companies were actually paying people to take the oil

anlamı petrol şirketleri aslında insanlara petrolü onlardan almaları için para ödüyorlardı, buna

from them can you believe that so if there is a lot of oil around if there's

inanabiliyor musunuz, eğer etrafta çok fazla petrol varsa, eğer varsa

a lot of oil in the world and people are storing the oil the price will go down

dünyada çok fazla petrol var ve insanlar petrolü depoluyor,

if people are using the oil quite a lot and they need it the price of the oil

eğer insanlar petrolü oldukça fazla kullanıyorsa ve buna ihtiyaçları varsa fiyat düşecek, petrolün fiyatı

will go up so it's amazing for a while yesterday

yükselecek, bu yüzden dün bir süreliğine inanılmaz

the price of oil was actually - I think it was - $37 which means that if you

petrol fiyatı aslında - sanırım öyleydi - 37 dolardı, yani

wanted some oil they would pay you to take the oil away does that make sense

biraz petrol isteseydiniz size petrolü almanız için para verirlerdi bu mantıklı mı

but at the moment I think it's I think it went up yesterday so after a while

ama şu anda sanırım dün yükseldi, bu yüzden bir süre sonra

the price actually went back up to zero

fiyat aslında sıfıra geri döndü,

so now oil is completely free so if you want some oil just phone up hello is

bu yüzden şimdi yağ tamamen bedava, bu yüzden biraz yağ istiyorsanız sadece telefon açın merhaba, bu yağdır,

that is that oil is that the oil people can I have some oil please can you send

insanlar biraz yağ alabilir miyim lütfen

some oil around to my house thank you very much

evime biraz yağ gönderebilir misiniz çok teşekkür ederim o da ne ah

what's that oh it's free okay then we'll send me 50,000 barrels ok Popeye crazy

bedava tamam o zaman bana 50.000 varil göndereceğiz tamam Temel Reis deli

what a strange time we are living in the oil was so cheap they were actually

ne tuhaf bir zamanda petrolün içinde yaşıyoruz o kadar ucuzdu ki aslında

paying people to take it away

insanlara onu almaları için para ödüyorlardı

incredible apparently oil is cheaper than water and there's a lot more of

inanılmaz görünüşe göre petrol sudan daha ucuz ve çok şey var bazı ülkelerde bundan daha fazlası

that around in certain countries I suppose the stock markets are not so bad

sanırım borsalar o kadar kötü değil

and haven't been affected so much however the big stock markets and we are

ve çok fazla etkilenmedi, ancak büyük borsalar ve biz

talking about the European British and also the United States they have really

Avrupalı ​​İngilizlerden ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nden bahsediyoruz, gerçekten

suffered but oil has been one of the biggest casualties because no one wants

acı çektiler ama petrol çok etkilendi. en büyük kayıplardan biri çünkü kimse

the oil no one wants it we don't need the oil we're not doing anything we're

petrolü istemiyor kimse istemiyor bizim petrole ihtiyacımız yok hiçbir şey yapmıyoruz

just all sitting around looking out of our windows

sadece oturup penceremizden dışarı bakıyoruz bunu

you don't need oil to do that you don't need oil to look out the window you

yapmak için yağa ihtiyacınız yok pencereden bakmak için yağa gerek yok

don't know Emme in my family there are three people who are left-handed ah my

tanımazsın emme ailemde solak üç kişi var ah

brother-in-law the father of my son and my sister Mika okay so that is a very

kayınbiraderim oğlumun babası ve kız kardeşim Mika tamam yani çok

unusual thing there are lots of people who are left-handed so they write with

alışılmadık bir şey solak bir sürü insan var bu yüzden

their left hand they they eat maybe with their left hand and I'm really glad you

sol elleriyle yazıyorlar belki sol elleriyle yemek yiyorlar ve şu anda ne düşündüğümü bilmemenize gerçekten çok sevindim

don't know what I'm thinking of at the moment I'm really am I really am glad

that you you can't read my mind to be honest so you have the ability to use

dürüst olmak gerekirse aklımı okuyamamana gerçekten çok sevindim bu yüzden

your left hand instead of your right hand however some people can use both so

sağ elin yerine sol elini kullanabiliyorsun ama bazı insanlar ikisini birden kullanabiliyor böylece hem

they can write with their left hand and the right hand so they can do do the

sol hem de sağ elleriyle yazabiliyorlar el, böylece

thing with both hands which which is a pretty neat trick when you think about

şeyi iki elle de yapabilirler ki bu, bunu düşündüğünüzde oldukça düzgün bir numaradır,

it so that person is called ambidextrous ambidextrous so ambi refers to both you

böylece o kişiye çok yönlü denir, bu nedenle ambi, ikinizi de ifade eder,

are

like that you can write with that hand and that hand you can do anything with

o elle yazabilirsiniz ve o elle yazabilirsiniz.

that hand that that hand can do so both of the hands have equal abilities

o elin yapabileceği her şeyi yapın, böylece her iki el de eşit yeteneklere sahip olsun

Pedro Belmont is here today Petra Petra Petra Belmont Pedro Pedro Pedro Petro

Pedro Belmont bugün burada Petra Petra Petra Belmont Pedro Pedro Pedro Petro

Belmont hello JM rich and a peeker I watched

Belmont merhaba JM zengin ve bir gözetleyici Steve'le birlikte oynadığınız

your old livestream in which you and Steve put on some some bad food from the

eski canlı yayınınızı izledim buzdolabından biraz kötü yiyecek

fridge and you said it smells like the thumbnails of Prince Charles tickets

ve sen bunun Prens Charles biletlerinin küçük resimleri

that sounds like the soldier thing I would say you know a really stupid thing

gibi koktuğunu söyledin kulağa asker olayı gibi geliyor diyeceğim ki gerçekten aptalca bir şey biliyor musun

it does sound like the sort of thing I would say mr. Duncan you said that you

bu benim söyleyeceğim türden bir şeye benziyor . Duncan,

said that the food in the fridge smelled like the thumbnails of Prince Charles I

buzdolabındaki yemeğin Prens Charles'ın küçük resimleri gibi koktuğunu söylediğini söyledin,

don't know why I said that Kap Devi hello kappa devi you are the

neden Kap Devi merhaba kappa devi dediğimi bilmiyorum, sen

best indeed you made me laugh a little

en iyisisin gerçekten beni biraz güldürdün,

support for you thank you very much for your live donation thank you cap Devi

senin için biraz destek teşekkür ederim çok Canlı bağışınız için çok teşekkür ederim kap Devi

that is very kind of you very kind I'm glad to be here and of course I will be

çok naziksiniz çok nazik Burada olmaktan memnunum ve tabii ki

with you every day during this crazy time I will be with you every day we are

bu çılgın dönemde her gün yanınızda olacağım Her gün yanınızda olacağım

ambidextrous so a lot of people can use both hands some people can only use

çok yönlüyüz yani a pek çok insan iki elini de kullanabilir, bazı insanlar sadece

their left hand and some people can only use their right hand to do certain

sol elini kullanabilir ve bazı insanlar da belirli şeyleri yapmak için sadece sağ elini kullanabilir

things

hello mr. Duncan from a dois ad ad hua our med is here hello Edwin nice to see

merhaba bayım. dois ad ad hua'dan Duncan tıpımız burada merhaba Edwin

you here as well a lot of people here thank you very much oh dear this is an

sizi de burada görmek güzel birçok insan burada çok teşekkür ederim canım bu

interesting question can I ask you a question how long does it take to learn

ilginç bir soru size bir soru sorabilir miyim ingilizce öğrenmek ne kadar sürer

English in your opinion in my opinion you never stop learning English you

sana göre bence ingilizce öğrenmeyi asla bırakmazsın

never stop there is never a point where you say that's it I have enough English

asla durmazsın asla öyledir dediğin bir nokta yoktur artık yeterince ingilizcem var

now I have enough I don't need to learn any more English you never stop I never

artık yeteri kadar ingilizce öğrenmeme gerek yok daha fazla ingilizce öğrenmeme gerek yok asla durma

stop even now I can still learn new words I know it sounds crazy but it's

şimdi bile asla durma Hala yeni kelimeler öğrenebilirim, kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama bu

true so even I can still find words or definitions of words or the uses of

doğru, bu yüzden ben bile kelimeleri veya kelimelerin tanımlarını veya

words that I haven't seen before because English is a big language

kelimelerin daha önce görmediğim kullanımlarını bulabilirim çünkü İngilizce büyük bir dildir,

English takes in many things many places many areas will express English in

İngilizce birçok şeyi birçok yere götürür birçok alan İngilizceyi

different ways so it takes as long as it takes I suppose if you want to speak

farklı şekillerde ifade edecek, bu yüzden bu kadar uzun sürüyor sanırım akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak istiyorsanız

English fluently you have to understand not only the words but also the

sadece kelimeleri değil aynı zamanda

sentences and also the grammar so those things can take quite a long time but if

cümleleri ve dil bilgisini de anlamalısınız, bu yüzden bu şeyler oldukça uzun sürebilir ama

you are learning English or if you are learning anything you can't rush the

ingilizce öğreniyorsan veya bir şey öğreniyorsan

process you can't rush that process you can't do it

süreci aceleye getiremezsin o süreci aceleye getiremezsin

it is something you cannot do so I don't like to say that it will take this long

yapamazsın bu yapamayacağın bir şeydir o yüzden alacağını söylemekten hoşlanmam

or that long to learn English I would never say that in my opinion you never

İngilizce öğrenmek için bu kadar uzun ya da bu kadar uzun bence asla

stop learning I never stop learning English I'm still learning English now

öğrenmeyi bırakmazsınız diyemem İngilizce öğrenmeyi asla bırakmam Hala İngilizce öğreniyorum şimdi

there are still words that I discover new words that come along that I've

hala keşfettiğim yeni kelimeler var Daha önce

never heard of before they are all things that are changing so the English

hiç duymadığım yeni kelimeler önceleri hepsi değişen şeyler yani İngilizce

language just like any other language is constantly changing it is constantly

dili de diğer diller gibi sürekli değişiyor sürekli

evolving it is always changing somehow tambri says the oil prices were once

gelişiyor sürekli gelişiyor bir şekilde değişiyor tambri diyor ki petrol fiyatları bir zamanlar

more expensive the masks but now it is the opposite

maskeler daha pahalıydı ama şimdi tam tersi

no one needs oil you see no one needs it everyone has enough oil we we all have

kimsenin ihtiyacı yok yağ görüyorsun kimsenin ihtiyacı yok herkesin yeterince yağı var hepimizde

plenty of oil we don't need any more oil sorry we don't need any more oil we

bol miktarda yağ var daha fazla yağa ihtiyacımız yok üzgünüm daha fazla yağa ihtiyacımız

don't need any more no more oil okay please stop leaving it outside my house

yok artık yağa ihtiyacımız yok tamam lütfen bırakmayı bırak evimin dışında

I have enough oil hello Noemi a classmate could write with

yeterince yağım var merhaba Noemi bir sınıf arkadaşı hem

both hands and write also Oh mirror writing that is something I'm very

iki eliyle hem de yazabilir Oh ayna yazısı bu beni çok etkileyen bir şey

impressed by there are some people who can actually write as if they are

gerçekten aynaya bakıyormuş gibi yazabilen insanlar var bu

looking in the mirror so they are writing all of the words in Reverse so

yüzden onlar tüm kelimeleri Tersten yazmak, böylece

when you put it in front of a mirror it is the right way round so yes that is

bir aynanın önüne koyduğunuzda doğru yoldur, yani evet, bu

that is that is a really good skill I think so

gerçekten iyi bir beceri bence

do you provide private classes the answer to that is no I don't I don't

özel dersler veriyor musunuz bunun cevabı hayır ben Bir kişiye

give private classes if I gave my time to one person that means that many

zaman ayırsam özel ders vermem değil mi ki

people couldn't watch this because I wouldn't be able to do it so what I like

bu birçok kişinin izleyemediği anlamına gelir çünkü ben izleyemem o yüzden yapmayı sevdiğim şey

to do is to do this for everyone as often as I can I do it all for free it

bunu herkes için yapmak Yapabildiğim kadar sıklıkta hepsini ücretsiz olarak yapıyorum size

costs you nothing you could watch my videos you can watch my videos once or a

hiçbir maliyeti yok videolarımı izleyebilirsiniz videolarımı bir veya

million times it is up to you mm-hmm hurry excuse me because I've been using

milyon kez izleyebilirsiniz bu size kalmış mm-hmm acele edin kusura bakmayın çünkü

my voice so often over the past few days I think I've broken my voice hello also

sesimi çok kullanıyorum son birkaç gündür sık ​​sık sanırım sesim bozuldu merhaba ben de

me kurogane when I cut something by knife I always use a left hand however I

kurogane bıçakla bir şey keserken hep sol elimi kullanırım ama

use the right hand for peeling something with a knife that is interesting yes

sağ elimi bıçakla soymak için kullanıyorum ilginç evet

there are some things that we do with our left hand sorry we do that we don't

bazı şeyler var sol elimizle yaptığımız afedersiniz

do with our right hand so there are there are things that we might do with

sağ elimizle yapmadığımız için

our left hand that we don't do with our right hand and of course the other way

sağ elimizle yapmadığımız sol elimizle yapabileceğimiz şeyler var ve tabii ki diğer yolla

around there are certain things we will do with our right hand that we won't do

oralarda sağ elimizle yapacağımız bazı şeyleri sol elimizle yapmayacağız sevgili

with our left hand dear Platina my best friend mika and my best hand is left I

Platina en iyi arkadaşım mika ve en iyi elim sol

write with the right hand because they made me do it

Sağ elimle yazıyorum çünkü bana zorla yaptırdılar

oh I see so maybe naturally you can write with your left hand but they they

belki doğal olarak sol elinle yazabiliyorsun ama

made you write with your right hand I'm not sure if I understand that on trum I

sağ elinle yazdırdılar anladığımdan emin değilim

see the different icon in your channel really I don't know what you mean by

kanalında farklı ikonlar görüyorum gerçekten

that there is a little icon that is down the bottom down there you see so there

orada ne demek istediğini anlamıyorum aşağıda aşağıda küçük bir simge var görüyorsunuz yani orada

is oh I think it's actually down there so down there there is a little icon and

oh bence aslında aşağıda bu yüzden aşağıda küçük bir simge var ve

you can actually click on that to subscribe did you know that so there is

aslında abone olmak için buna tıklayabilirsiniz bunu biliyor muydunuz yani

a little icon down there and it has my cartoon face and if you click on that

küçük bir simge var aşağıda benim karikatür yüzüm var ve buna tıklarsanız

you can actually subscribe to my channel it's true hello - Erik Erik thank you

gerçekten kanalıma abone olabilirsiniz bu gerçek bir merhaba - Erik Erik çok teşekkür ederim

very much thank you very much for your lovely donation on the livestream

canlı yayındaki güzel bağışınız için çok

Thank You Erik the deepening gloom over the world economy isn't a reason not to

teşekkür ederim Erik derinleşen kasvet için teşekkürler dünya ekonomisi paylaşmamak için bir sebep değil

share thank you mr. Duncan you are very welcome thank you very much what I'm

teşekkürler bay. Duncan, rica ederim, çok teşekkür ederim,

trying to do during these days is to keep my

bu günlerde yapmaya çalıştığım şey

own spirits up but also hopefully I I would like to think that I'm cheering

kendi moralimi yüksek tutmak ama umarım seni de neşelendirdiğimi düşünmek isterim,

you up as well we are all in a very similar situation there are things that

hepimiz çok benzer bir durumdayız. durum

I want to do but I can't there are things that you want to do that you

benim yapmak isteyip de yapamadığım şeyler var senin yapmak isteyip de senin

can't so we are all in a very similar situation unique arena

yapamadığın şeyler var bu yüzden hepimiz çok benzer bir durumdayız benzersiz arena

please mr. Duncan could you use some words or expressions from some areas in

lütfen bayım. Duncan, Birleşik Krallık'taki bazı bölgelerden bazı kelimeler veya ifadeler kullanabilir misiniz,

the UK for example in Yorkshire people say eh up a up to say hello yes there

örneğin Yorkshire'da insanlar merhaba demek için eh diyorlar evet yine de

are many ways of saying hello anyway hello and goodbye depending on where you

merhaba ve Birleşik Krallık'ta nereye gittiğinize bağlı olarak merhaba ve güle güle demenin birçok yolu vardır.

go in the UK so there are many different ways especially in the North Yorkshire

özellikle Kuzey Yorkshire

around there there are many words that they use there that they don't use in

civarında pek çok farklı şekilde orada kullandıkları birçok kelime var ama

other places and also in the South of England as well so if you go to the

başka yerlerde ve aynı zamanda Güney İngiltere'de de kullanmıyorlar, bu yüzden güneye giderseniz

south you might hear expressions sentences or

ifade cümleleri veya

words that you don't normally hear elsewhere but there are many I I think

kelimeler duyabilirsiniz. bunu normalde başka yerde duymazsın ama çok var bence bu

that would be a good thing to do one day maybe I can make a list of what we call

bir gün yapılacak iyi bir şey olur belki konuşma dili dediğimiz şeylerin bir listesini yapabilirim

colloquialisms a colloquialism is a type of language word or expression that is

used in a certain place or by certain people in a certain place do you like

belli bir yerde veya belli bir yerde belli kişiler tarafından futbolu sever misin

football I don't play football even though I tried to last year with mr.

geçen sene bey ile denememe rağmen futbol oynamıyorum.

Steve I don't play football no I don't I don't really follow football to be

Steve futbol oynamıyorum hayır futbolu pek takip etmiyorum

honest I would not describe myself as a sporty person if I was honest definitely

dürüst olmak gerekirse kendimi sportif bir insan olarak tanımlamazdım dürüst olsaydım kesinlikle

not hello to Lille hello nilton nice to see you here as well Christina I think

Lille'e merhaba değil merhaba nilton seni de burada görmek güzel Christina

it is impossible to stop learning a foreign language I have to practice

Bir yabancı dili öğrenmeyi bırakmanın imkansız olduğunu düşünüyorum

every day for a long time maybe four of my life you are right Christina but

Uzun bir süre her gün pratik yapmak zorundayım belki hayatımın dördü haklısın Christina ama

there are things that we always learn I suppose a good example would be your own

her zaman öğrendiğimiz şeyler var sanırım iyi bir örnek kendi

job so think about your job think about how much your job has changed over the

mesleğin olur o yüzden düşün işiniz hakkında işinizin yıllar içinde ne kadar değiştiğini bir düşünün,

years so maybe your job in the past was easier or more simple and over time

belki geçmişte işiniz daha kolay veya daha basitti ve zamanla

things have changed so we all have to learn we all have to expand and the

işler değişti, bu yüzden hepimiz öğrenmek zorundayız, hepimiz gelişmek zorundayız ve

English language is no exception it would be fair to say that the English

İngilizce dili de bir istisna değil İngilizce dilinin tamamen aynı olduğunu söylemek adil olur,

language is exactly the same it is always changing expanding there are

sürekli değişiyor, genişliyor,

always new things to find out and discover about English add wha-what is

her zaman İngilizce hakkında öğrenilecek ve keşfedilecek yeni şeyler var.

this this is not the live chat I don't know what you mean by that

demek istediğim

this is definitely the live chat and I am live from England trust me definitely

bu kesinlikle canlı sohbet ve ben İngiltere'den canlı yayındayım güven bana kesinlikle

oh look it's coming up to three o'clock in the UK it is coming up to three

oh bak İngiltere'de saat üçe geliyor Birleşik

o'clock in the UK Wow we've been here for an hour already

Krallık'ta saat üçe geliyor Vay be ne zamandır buradayız bir saat önce

Belarus er is here another one of my classic viewers also one of the

Belarus er burada klasik izleyicilerimden biri daha

moderators as well hello Belarusian I think the problem with your voice is the

aynı zamanda moderatörlerden biri de merhaba Belarusça sanırım sesindeki sorun

hay fever you are right this morning I couldn't stop sneezing this morning I

saman nezlesi haklısın bu sabah hapşırmadan duramadım bu sabah

woke up this morning III had a cup of tea I went into my studio

uyandım sabah III bir fincan çay içtim stüdyoma gittim hava

it's very windy very windy today yes and I was sneezing I was in my studio this

çok rüzgarlı çok rüzgarlı bugün evet ve hapşırıyordum bu

morning and I couldn't stop sneezing ah-choo it went off for ages I think I

sabah stüdyomdaydım ve hapşırmamı durduramadım ah-choo asırlarca çaldı sanırım

must have sneezed about 50 times so you're all right yes a problem with my

yaklaşık 50 kez hapşırdım yani bir şey yok evet

voice at the moment is also the hay fever so because of the pollen in the

şu an sesimde bir sorun da saman nezlesi yani havadaki polenlerden dolayı eğer

air if you if you remember at the start of today's livestream you could see all

hatırlarsanız bugünkü canlı yayının başında tüm

of the yellow fields in the distance and those fields are full of something

sarıyı görebiliyordunuz uzaktaki tarlalar ve bu tarlalar

called rapeseed and rapeseed has a flower a yellow flower and that flower

kolza tohumu denilen bir şeyle dolu ve kolza tohumunun bir çiçeği var sarı bir çiçeği var ve bu çiçek

produces pollen and that is one of the things that I have a sensitivity to so

polen üretiyor ve bu benim hassas olduğum şeylerden biri bu yüzden

I'm allergic to rapeseed pollen and at the moment there there is pollen

kolza polenine alerjim var ve şu an

everywhere especially at the moment because it's also windy as well so you

her yerde polen var özellikle şu anda çünkü aynı zamanda rüzgarlı da bu yüzden

are adding even more to my problem so if the pollen exists but the wind is

sorunuma daha fazlasını ekliyorsunuz yani polen varsa ama rüzgar

stirring up the pollen so it's blowing everywhere

polenleri karıştırıyor yani her yere esiyor

so yes Belarusian you are right you are definitely right

yani evet Belarusça haklısın kesinlikle doğru mu

is there a storm coming there might be however this beautiful weather

bir fırtına geliyor orada olabilir ama görünüşe göre bu güzel hava

apparently is going to stay with us for another two weeks so it looks as if this

iki hafta daha bizimle kalacak, bu yüzden bu

beautiful sunny weather is going to stay here with us for another two weeks

güzel güneşli hava burada iki hafta daha bizimle kalacak gibi görünüyor

amazing so I must say I am rather enjoying I am enjoying this

inanılmaz bu yüzden söylemeliyim daha çok keyif alıyorum keyif alıyorum

is wearing a mask useful for hay fever yes it can be useful however pollen is

saman nezlesi için yararlı bir maske takmak evet yararlı olabilir ancak polen

very small so pollen itself the actual pollen is very tiny very small so if you

çok küçüktür yani polenin kendisi gerçek polen çok küçük çok küçüktür bu yüzden

wear a mask the pollen will still go through so you need to have something

maske takarsanız polen yine de geçecektir uzaya giderken giyebileceğin bir şeye benzeyen bir şeye ihtiyacın var,

that is it looks like something that you might wear when you go into space so

böylece kafana

there are things that you can put on your head that will allow you to breathe

takabileceğin,

easily when you're outside however you will also look as if you are going to

dışarıdayken rahat nefes almanı sağlayacak şeyler var ama aynı zamanda öyle görünüyorsun.

the moon and people will look at you so yes there are things you can wear to

aya gidiyorsunuz ve insanlar size bakacak, bu yüzden evet, ateşinizi hafifletmek için giyebileceğiniz şeyler var

help your a fever unfortunately you will also look as if you are about to go up

ne yazık ki uzaya çıkmak üzereymişsiniz gibi görüneceksiniz ve

into space talking of which have you seen the lovely meteor shower at the

hangi güzel meteor yağmurunu gördünüz? şu

moment there is a wonderful meteor shower as the Earth passes through

anda harika bir meteor yağmuru var, dünya

little tiny fragments of space debris and you might see at night during the

uzay enkazının küçük küçük parçalarından geçiyor ve

next couple of nights you will see shooting stars flying through the sky so

önümüzdeki birkaç gece geceleri gökyüzünde uçan kayan yıldızlar görebilirsiniz, bu yüzden

last night I was outside unfortunately I didn't see any I didn't see any shooting

dün gece dışarıdaydım ne yazık ki göremedim hiç görmedim

stars last night I was hoping that I would see some meteors but I didn't I

dün gece kayan yıldız görmedim biraz meteor göreceğimi umuyordum ama görmedim hiç

didn't see any but apparently there are supposed to be lots and lots of them so

görmedim ama görünüşe göre çok ama çok olması gerekiyor o yüzden

have you seen any of the shooting stars the little meteors that are flying past

gördün mü kayan yıldızlardan herhangi biri,

the earth at thousands and thousands of miles an hour the other thing that

dünyanın yanından saatte binlerce ve binlerce mil hızla geçen küçük meteorlar, insanların bahsettiği diğer şey,

people have been talking about apparently there is also some satellites

görünüşe göre uzayda bazı uydular da var

in space and apparently they are all in a group

ve görünüşe göre hepsi bir grup halinde

and every night people are now going outside to look at these satellites so

ve her gece insanlar şimdi bu uydulara bakmak için dışarı çıkıyorlar, yani

apparently they're all together and they go by together like that

görünüşe göre hepsi bir arada ve birlikte geçiyorlar, görünüşe göre

apparently it has something to do with Elon Musk

bunun Elon Musk ile bir ilgisi var,

apparently he launched these satellites and they are all orbiting the Earth

görünüşe göre bu uyduları o fırlattı ve hepsi Dünya'nın yörüngesinde

close to each other and at night you can see them going by

birbirine yakın dönüyor ve Geceleri onların geçtiğini görebilirsiniz,

so a lot of people in the UK have started looking out for fact hello REE

bu yüzden Birleşik Krallık'ta pek çok insan aslında merhaba REE Bay'ı aramaya başladı

mr. Duncan I recommend you eat some honey I think so he eats some honey in

. Duncan sana biraz bal yemeni tavsiye ederim sanırım bu yüzden sabahları biraz bal

the morning and also onions as well I've never heard of that before I've never

ve soğan da yiyor Bunu daha önce hiç

heard of onions before ELISA says I can't imagine mr. Duncan wearing a pink

duymamıştım ELISA hayal bile edemiyorum diyor önce soğan duymadım Bay Duncan pembe bir

space suit why does it have to be pink I suppose it could be any color if I had a

uzay giysisi giyiyor neden pembe olmak zorunda ki uzay giysim olsaydı herhangi bir renk olabilirdi

space suit I can tell you now it would not be pink it would be purple it would

şimdi size söyleyebilirim ki pembe değil mor olurdu

be purple hello study point hello mr. Duncan why why is Queen

mor olurdu merhaba çalışma noktası merhaba bayım. Duncan neden Kraliçe

Elizabeth also the queen of Australia this goes back to the days of

Elizabeth aynı zamanda Avustralya'nın da kraliçesi bu, sömürgecilik günlerine kadar uzanıyor, bu yüzden

colonialism so in the past I'm not going to get too deep into this because it is

geçmişte bu konuya çok fazla girmeyeceğim çünkü

a lot of history to talk about but basically our connection with many

konuşacak çok fazla tarih var ama temelde birçok kişiyle bağlantımız var.

countries around the world is connected to our colonial times so Australia was

dünyanın dört bir yanındaki ülkeler sömürge zamanlarımıza bağlı, bu yüzden Avustralya

once one of the colonies however they have chosen to keep their connection

bir zamanlar kolonilerden biriydi, ancak İngiltere ile bağlantılarını sürdürmeyi seçtiler, bu

with the UK thus the Queen is also the head of Australia so that is the reason

nedenle Kraliçe aynı zamanda Avustralya'nın başıdır, bu

why you might hear people talk about the Commonwealth so when we talk about the

nedenle insanların hakkında konuştuğunu duyabilirsiniz. Commonwealth yani Commonwealth hakkında konuştuğumuzda,

Commonwealth we are talking about country

that I have a connection with the UK from the past from the days when you

İngiltere ile geçmişten bir bağlantım olan ülkeden bahsediyoruz.

might say when Britain ruled the world I wouldn't say that but some people would

you see I've just noticed there is a giant bumblebee buzzing around me inside

Az önce çardağımın içinde etrafımda vızıldayan dev bir yaban arısı olduğunu fark ettim,

my gazebo come on mr. bumble bee can you please go out or else I'm just going to

hadi bay. yaban arısı lütfen dışarı çıkar mısın, yoksa

be very nervous please don't sting me nope okay that's

çok gergin olacağım, lütfen beni sokma, hayır, tamam, bu

really distracting there is a bumble bee buzzing around just above my head after

gerçekten dikkatimi dağıtıyor, hemen kafamın üzerinde vızıldayan bir yaban arısı var,

go on go on out no that way that way that way oh I don't know what it is why

devam et, dışarı çık, hayır o şekilde bu şekilde oh ne olduğunu bilmiyorum

are insects so stupid they really are sometimes have you ever

böcekler neden bu kadar aptallar gerçekten bazen öyleler hiç

tried to get a fly out of your house there's a little fly have you miss ever

evinden bir sinek çıkarmaya çalıştın mı küçük bir sinek var

trying to get a fly out of your hair they always go the wrong way you open

saçından sinek çıkarmaya çalışmayı hiç özledin mi onlar hep yanlış yöne giderler

the window and you try to get the fly to go out of the window but they go

pencereyi açarsın sineği pencereden dışarı atmaya çalışırsın ama başka

everywhere else you want them to go that way and there you go that way no that

her yere giderler sen öyle gitmelerini istersen sen öyle gidersin hayır böyle

way we're used hello mister don't code I want to ask you a question how long to

kullanılırdık merhaba bayım kodlama yapma sana bir soru sormak istiyorum

remember new words for a long time because I often forget you you have to

yeni kelimeleri ne kadar uzun süre hatırlayacağım çünkü seni sık sık unutuyorum

try and recognize the words that you have difficulty with and another thing

zorlandığın kelimeleri tanımaya çalışmalısın ve tabii ki başka bir şey de

of course is using the words and also listening to the words being used as

kelimeleri kullanmak ve ayrıca kullanılan sözcükleri

well so there is more to it than just one thing there is a lot more to

de dinlemek, bu yüzden tek bir şeyden daha fazlası var

remembering words than just looking at them sometimes you have to read them

sözcükleri hatırlamak, onlara bakmaktan çok daha fazlasıdır, bazen

many times to make them stick in your head hello to Platina again hello also

onları kafanıza kazımak için birçok kez okumanız gerekir yeniden Platina'ya merhaba merhaba ayrıca

Duong Tran Huy hello to you as well s are not seeing

Duong Tran Huy sana da merhaba lar bugünlerde

any indium nowadays what happened I don't think

herhangi bir indiyum görmüyorum ne oldu

anything's happened I can safely say that I haven't banned idioms however

hiçbir şey olduğunu sanmıyorum güvenle deyimleri yasaklamadığımı söyleyebilirim ancak

sometimes I like to talk about other things other subjects so I have talked

bazen başka şeyler hakkında konuşmayı seviyorum bu yüzden ben

about idioms many times in fact I have made a whole lesson there is a lesson on

deyimler hakkında birçok kez konuştum aslında bütün bir ders yaptım kanalımda deyimlerle ilgili bir ders var

my channel all about idioms excuse me thank you I just had a little sneeze I'm

afedersiniz teşekkür ederim az önce biraz hapşırdım bir

going to have another one

tane daha yapacağım

that's what happened this morning you see

bu sabah olan da buydu anlıyor

oh dear so this is what happens when you get hay fever you can't stop you can't

musunuz canım işte saman nezlesi olunca böyle oluyor hapşırmadan duramıyorsun işte saman nezlesi olunca böyle oluyor bak saman

stop sneezing so that's what happens when you get hay fever you see when you

get hay fever your nose becomes very sensitive

nezlesi olunca burnun çok hassas oluyor

you can't stop sneezing maybe tomorrow I will be maybe tomorrow I will be in the

hapşırmadan duramıyorsun belki yarın olacağım belki yarın stüdyoda olacağım

studio where I won't be affected oh and being really distracted by this beam

etkilenmeyeceğim yer oh ve dikkatim bu ışından gerçekten dağılıyor hadi

come on be this way no this way you you poor why are bees and insects so stupid

böyle ol hayır seni zavallı neden arılar ve böcekler bu kadar aptal

sometimes they really are no this way look there's a big hole here you can

bazen gerçekten hayır bu taraftan bak burada büyük bir delik var

come out this way don't fly over there now you can't get out that way this way

bu taraftan çıkabilirsin oraya uçma şimdi o yoldan çıkamazsın bu tarafa gel

come over here bumblebee come over here that's it

yaban arısı gel buraya işte bu kadar evet

that's it yes it you skip no he's gone back bless you mr. Duncan thank you very

atlarsın hayır geri gitti sizi kutsasın bay Duncan bunun için çok teşekkür ederim,

much for that it's very kind of you to say so I have some pollen up my nose and

söylemeniz çok naziksiniz, bu yüzden burnumda biraz polen var ve

this is what happens every year every single year I get awful hay fever oh my

bu her yıl her yıl oluyor, korkunç saman nezlesi oluyorum aman tanrım bayım

goodness mr. Duncan you can't stop sneezing

. Duncan hapşırmayı bırakamıyorsun

that is nothing that is absolutely nothing sometimes I will sneeze for

bu hiçbir şey kesinlikle hiçbir şey bazen

maybe an hour or maybe two hours so sometimes I can't stop sneezing at all

belki bir saat belki iki saat hapşırırım bu yüzden bazen hapşırmayı hiç durduramıyorum

it goes on for a very long time don't worry it isn't anything else before

çok uzun bir süre devam ediyor merak etme öyle değil Kimse bay demeden önce başka bir şey yok

anyone says mr. Duncan we are worried about your health it's okay it's hay

. Duncan, sağlığın için endişeleniyoruz, sorun değil, saman

fever it is definitely not

nezlesi, kesinlikle değil, hayır, kesinlikle o

no it is definitely not that Oh terrible is it good to learn English from

değil Oh korkunç, BBC gibi gazetelerden İngilizce öğrenmek iyi mi?

newspapers like the BBC well the BBC is a TV station so they make television

programmes the newspapers or television wherever you get your information from

televizyon nereden bilgi alırsan al

wherever you watch movies wherever you do it there is no such thing as a bad

nereden film izlersen nerede yaparsan yap kötü yer diye bir şey yok

place as long as you are learning new things that is what you want so I

yeni şeyler öğrendiğin sürece istediğin bu yani

suppose a good example is I suppose a good example is this because I talk

sanırım iyi bir örnek sanırım iyi bir örnek çünkü

about lots of different subjects I like to talk about many different things

birçok farklı konudan bahsediyorum birçok farklı şeyden bahsetmeyi seviyorum

hello Eric hello also - Annie hello

merhaba Eric merhaba ayrıca - Annie merhaba

Tibetan or Chinese traditional medicine will be helpful if you have an allergy

Tibet veya Çin geleneksel tıbbı alerjiniz varsa yardımcı olacaktır

thank you Anna your suggestion Dorota

teşekkür ederim Anna öneriniz Dorota

oh hello Dorota I I see here that you have the same problem as me I always

ah merhaba Dorota I burada görüyorum ki sende benimle aynı sorunu yaşıyorsun bende hep

have the same problem in June when the grass starts to bloom so when all of the

aynı sorunu yaşıyorum haziran ayında çimler çiçek açmaya başladığında bu yüzden

pollen is produced by the grass you will get hay fever

çimlerin tüm polenleri ürettiğinde saman nezlesi olursun

I know so normally I get it during June and July

biliyorum o yüzden normalde haziran ve temmuz aylarında alıyorum o yüzden

so that is normally the worst time well this way come on

normalde en kötü zamandır, bu şekilde hadi ama

this this B is going to be here forever come on mr. B not up there you can't get

bu B sonsuza kadar burada olacak hadi bay. B orada değil

out that way you've got to come this way there we go

o yoldan çıkamazsın bu yoldan gelmelisin oraya gidiyoruz

yes yes yes this way this way no no no don't go back don't go back please don't

evet evet evet bu yoldan hayır hayır hayır geri dönme geri gitme lütfen geri gitme

go back why did you go back over there why oh come on come on come on no he's

neden oraya geri döndün mü neden oh hadi hadi hadi hayır o

gone again he's gone back

tekrar gitti o geri gitti

I feel despair the emotion that you're watching now is despair because I really

umutsuzluk hissediyorum şu an izlediğiniz duygu umutsuzluk çünkü gerçekten

want to help that be unfortunately the bee doesn't want to help itself because

yardım etmek istiyorum ne yazık ki arı istemiyor kendine yardım eder çünkü tuzağa düştüğünü

it doesn't realize you see it's trapped there is only one way out

fark etmez tek bir çıkış yolu vardır o da

and that's that way but the bee keeps going that way it's going the opposite

o yoldur ama arı o yöne gitmeye devam eder aksi

way because it thinks there is more light over there so it is actually going

yöne gider çünkü orada daha fazla ışık olduğunu düşünür bu yüzden aslında

towards the light oh by the way today is a special day here in the UK did you

oraya doğru gider hafif oh bu arada bugün Birleşik Krallık'ta özel bir gün

know that besides the Queen's birthday it is also tell us what it is mr. Duncan

Kraliçe'nin doğum gününün yanı sıra bunun ne olduğunu da bize anlatın bay. Duncan

today is national tea day in the UK oh

bugün Birleşik Krallık'ta ulusal çay günü oh bunu

did you hear that did you hear the little Wren so that was a wren then

duydunuz mu küçük Çalıkuşu'nu duydunuz yani bu bir çalıkuşuydu sonra

singing did you hear it so today is national tea day in the UK it is the day

şarkı söylüyordu duydunuz mu yani bugün Birleşik Krallık'ta ulusal çay günü

where we all celebrate the UK's favourite drink

hepimizin Birleşik Krallık'ı kutladığı gün en sevilen içecek

which is a nice cup of tea so around the UK today people are enjoying their cups

güzel bir fincan çaydır yani Birleşik Krallık'ta bugün insanlar çaylarının tadını çıkarıyorlar

of tea and that is what they are doing right now what about you do you like tea

ve şu anda yaptıkları da bu

are you going to drink a cup of tea to celebrate okay

look I have my cup of tea here would you like to have a cup of tea with me let's

benim bir fincan çayım var benimle bir fincan çay içmek ister misin hadi hep beraber

all enjoy a nice British cup of tea very nice oh that is delicious

güzel bir ingiliz fincanının tadını çıkaralım çok güzel oh bu çok lezzetli yani

so today is British tea day the day where we all get together and we share

bugün ingiliz çay günü hepimizin bir araya geldiği ve

our love of tea and I hope you will have a nice cup of tea later after my English

duygularımızı paylaştığımız gün çay sevgisi ve umarım daha sonra İngilizce dersim bittikten sonra güzel bir fincan çay içersin Cristina'ya

lesson has finished I know I will hello to Cristina

merhaba diyeceğimi biliyorum

hello FC hello all so mica mica says I like green tea yes I know a lot of

merhaba FC hepinize merhaba yani mika mika yeşil çayı severim diyor evet birçok

people enjoy having green tea I like my tea with some milk to be honest so quite

insanın yeşil çaydan hoşlandığını biliyorum çay Dürüst olmak gerekirse çayımı biraz sütle severim, bu yüzden oldukça

often I will have a little bit of milk in my tea quite a lot of people in the

sık çayımda biraz süt olur

UK prefer to have milk in their tea that be that bumblebee is really annoying me

Birleşik Krallık'ta pek çok insan çaylarında süt olmasını tercih eder, bu yaban arısı beni gerçekten

I don't think in my whole life I've ever been so annoyed by an insect that bee is

sinirlendiriyor. 'Bütün hayatım boyunca bir böceğin beni bu kadar sinirlendirdiğini düşün, arı

really no not that way you can't get out that way I've just told you that is not

gerçekten yok öyle değil öyle çıkamazsın az önce söyledim

the way out what a shame oh look I've got something to show you here here is

çıkış yolu bu değil ne ayıp ah bak Burada size gösterecek bir şeyim var, burada

something that I'm going to show you some words board do you ever feel bored

size bazı sözcükler panosu göstereceğim bir şey var, hiç sıkılıyor musunuz

I know at the moment a lot of people are spending time at home they have very

biliyorum şu anda pek çok insan evde vakit geçiriyor,

little to do and you might say that you are feeling bored bored you have nothing

yapacak çok az şeyleri var ve siz canınız sıkılıyor diyebilirsiniz sıkıldınız

to do you have nothing to occupy your mind so you feel bored another way of

yapacak bir şeyiniz yok aklınızı meşgul edecek bir şey yok bu yüzden sıkıldınız can

expressing boredom or being bored is fed up you feel

sıkıntısını ifade etmenin başka bir yolu veya sıkılmak bıkmıştır diyebilirsiniz sıkıldığınızı hissediyorsunuz

you are bored you feel fed up something is happening

bıkmış hissediyorsunuz

all the time and now you feel fed up because it won't stop maybe you are fed

sürekli bir şeyler oluyor ve artık durmayacağı için bıkmış hissediyorsun belki de

up of mr. Duncan maybe you are fed up of my English lessons every day

baydan bıkmışsındır. Duncan belki sen benim her gün İngilizce derslerimden bıktın,

oh I'm fed up of watching mr. Duncan every day so you can be fed up bored you

oh ben Mr. Duncan her gün sıkılmaktan bıkabilirsin

might also be sick and tired so this is another way of expressing boredom you

aynı zamanda hasta ve yorgun da olabilirsin yani bu can sıkıntısını ifade etmenin başka bir yolu

are sick and tired you are bored with something something that's been

happening for a long time or many times can leave you feeling bored and you can

sıkıldım ve

also say you feel sick and tired sick and tired come on this way this way I

ayrıca hasta ve yorgun hissettiğini de söyleyebilirsin hasta ve yorgun bu tarafa gel

don't know what is wrong with that bee but it really is annoying sick and tired

bu arının nesi var bilmiyorum ama gerçekten sinir bozucu hasta ve yorgun

I I am sick and tired of that bee that bumblebee will not go the right way go

ben bumblebee'nin yapacağı arıdan bıktım usandım doğru yoldan gitmeyin devam edin işte orada

on that's it there's a little gap over there you can squeeze through there nope

küçük bir boşluk var orayı sıkıştırabilirsiniz hayır

it's coming over here nope he's going he's going away coming back going away

buraya geliyor hayır gidiyor gidiyor geri dönüyor

sick and tired I am sick and tired of that bee that bumblebee is really

hasta ve yorgunum o yaban arısının gerçekten bıktım usandım

annoying really annoying you could also be a little bit cheesed off by something

sinir bozucu gerçekten sinir bozucu bir şey sizi biraz neşelendirebilir

maybe something that is happening for too long a lot of people at the moment

belki çok uzun süredir olan bir şey şu anda

during lockdown are feeling very cheesed off they have had enough they can't

tecrit sırasında pek çok insan çok keyifsiz hissediyor yeterince sahip olduklarına artık

stand any more no more please we don't want any more lockdown we are all

katlanamıyorlar artık lütfen daha fazla tecrit istemiyoruz hepimiz kendimizi

feeling so cheesed off by it cheesed off that by

o kadar keyifsiz hissediyoruz ki bu arada

the way is an idiom that's an idiom look there's an idiom there there is an idiom

bir deyim var bu

cheesed off is an idiom so there is an idiom today you might also say bored

bir deyim sıkılmış sert de diyebilir,

stiff if you feel bored stiff it means I can't do this oh yes this way this way

eğer sıkıldıysanız, bunu yapamam demektir oh evet bu şekilde, hadi

come on mr. bumble bee this way this way this way yes yes the bumble bee has gone

bayım. yaban arısı bu taraftan bu taraftan evet evet yaban arısı gitti

everyone the bumble bee has gone it has left the gazebo oh thank goodness for

herkese yaban arısı gitti çardaktan ayrıldı ah çok şükür

that that bee was really really getting on my

o arı gerçekten sinirlerimi bozuyordu, bu

nerves so you might feel bored stiff by something something that is making you

yüzden bir şeyden sıkılmış hissedebilirsiniz sizi

feel bored you might say oh I can't stand this lockdown it is making me

sıkıyor diyebilirsiniz ah ben bu tecride dayanamıyorum bu beni

bored stiff bored stiff you might feel bored

sıkıyor katı sıkkın sıkılıyor sıkılmış hissedebilirsiniz canınızı sıkan bir

you might also feel jaded by something something that bores you something that

şey

is no longer interesting or something that is not fun anymore can leave you

artık ilginizi çekmeyen bir şey veya olmayan bir şey yüzünden de bitkin hissedebilirsiniz eğlence artık sizi

feeling jaded a little jaded I like that word you can be bored to tears I can't

yorgun hissettirebilir biraz bitkin bu kelimeyi seviyorum bu kelimeyi canınız sıkılabilir gözyaşlarına boğulabilirsiniz

stand this lockdown it is making me bored to tears I could stand anymore it

bu tecrite dayanamıyorum beni sıkıyor gözyaşlarına dayanabilirim daha fazla dayanabilirim beni sıkıyor

is making me feel bored to tears bored to tears

gözyaşlarına boğulabilir

I know this is not very positive but I think it's a very interesting subject

biliyorum bu pek olumlu değil ama bence çok ilginç bir konu

all the same you something that leaves you feeling uninterested so a boring

yine de sizi ilgisiz hissettiren bir şey yani sıkıcı bir

thing something that is boring tedious something that goes on for too long can

şey sıkıcı sıkıcı bir şey çok uzun süre devam eden bir şey

leave you feeling uninterested you feel uninterested I don't want to watch this

sizi ilgisiz hissettirebilir siz ilgisiz hissedersiniz ben Bunu

anymore I don't want to watch mr. Duncan anymore because I feel an interested

daha fazla izlemek istemiyorum, bayım izlemek istemiyorum. Duncan artık bir ilgi duyduğum için

it isn't very interesting and bored I'm very bored with mr. Duncan it's so windy

çok ilginç değil ve sıkıldım Mr. Duncan bugün hava çok rüzgarlı

today I can't begin to tell you how windy it is I think I am risking my life

Sana havanın ne kadar rüzgarlı olduğunu anlatamam Sanırım şu anda bunu yaparken hayatımı riske atıyorum

at the moment doing this I am risking my life I hope you realize that I'm risking

Hayatımı riske atıyorum Umarım

my life here you might be dispassionate oh I like this word by the way

burada hayatımı riske attığımı anlarsın soğukkanlı olabilirsin oh bu arada bu kelimeyi seviyorum,

to feel dispassionate means you have no feelings towards something you are

tarafsız olmak, bir şeye karşı hislerin olmadığı anlamına geliyor, olan

uninterested in the thing that is happening you feel dispassionate so that

şeyle ilgilenmiyorsun, tarafsız hissediyorsun, bu da sıkılma

is another way of describing the feeling of being bored I suppose so boring and

hissini tanımlamanın başka bir yolu, sanırım çok sıkıcı ve

this is where a lot of people make mistakes when they are talking about

burası birçok insan

something that makes them feel bored so you feel bored by something however you

kendilerini sıkan bir şeyden bahsederken hata yapar, bu yüzden bir şeyden sıkılırsınız, ancak konuyu

describe the thing as boring so you can see here we are using the adjective

sıkıcı olarak tanımlarsınız, böylece burada görebilirsiniz sıkıcı sıfatını kullanıyoruz,

boring so boring describes the thing that is making you feel bored this is

bu yüzden sıkıcı sizi yapan şeyi tanımlar sıkılmış hissetmek bu

boring this lifestream is boring so you are using this as an adjective boring

sıkıcı bu hayat akışı sıkıcı bu yüzden bunu sıkıcı bir sıfat olarak kullanıyorsunuz

some people do get confused with those two words

bazı insanlar bu iki kelimeyle karıştırılıyor,

the feeling that you get or the feeling that you might see in another person

aldığınız duygu veya başka bir kişide görebileceğiniz duygu

bored so once again we are using an adjective here bored you feel bored oh I

sıkıldı, bu yüzden bir kez daha kullanıyoruz sıfat burada sıkıldın sıkıldın oh

have nothing to do I'm so bored you are saying that you feel bored and that is

yapacak bir şeyim yok çok sıkıldım diyorsun ki sıkıldın ve bu

the adjective you might see another person and maybe they look bored so

sıfat başka birini görebilirsin ve belki de sıkılmış görünüyorlar bu yüzden

maybe they are sitting or standing and they look so bored

belki oturuyorlar ya da ayakta duruyorlar ve öyle görünüyorlar sıkıldım

Oh what's wrong mr. Duncan you look bored you look bored so in that sense we

oh ne oldu bayım Duncan sıkılmış görünüyorsun sıkılmış görünüyorsun yani bu anlamda

are using an adjective a person can make another person feel bored as a verb you

bir sıfat kullanıyoruz, bir kişi başka birini sıkabilir bir fiil olarak

can bore a person so if one person is being boring in front of another person

bir kişiyi sıkabilirsin yani bir kişi başka bir kişinin önünde sıkıcı oluyorsa

we can describe that person as a bore they are being a ball or in this sense

o kişiyi şöyle tanımlayabiliriz can sıkıcı bir top oluyorlar ya da bu anlamda

as a verb you bore someone so I am making you feel bored you might say mr.

bir fiil olarak siz birini sıkıyorsunuz yani ben sizi sıkıyorum bay diyebilirsiniz.

Duncan you always bore me bore so that is the

Duncan beni her zaman sıkıyorsun yani bu

verb you are doing it you are doing it you bore someone because you are an

fiili yapıyorsun bunu yapıyorsun bunu yapıyorsun birini sıkıyorsun çünkü sen

interesting dull you are a boring person because you bore other people you might

sıkıcı bir insansın çünkü diğer insanları sıkıyorsun

say I feel bored I feel bored if you feel bored

diyebilirsin sıkılmış hissediyorum sıkılmış hissediyorum eğer hissediyorsan sıkıldım o zaman bu

then that means whatever it is you are doing or maybe you are doing nothing

her ne yapıyorsan ya da belki hiçbir şey yapmıyorsun

because quite often doing nothing can make you feel bored I feel bored I have

çünkü çoğu zaman hiçbir şey yapmamak seni sıkabilir ben sıkılmış hissediyorum yapacak hiçbir şeyim yok ben

nothing to do I feel bored the thing that is making you feel bored maybe

sıkılmış hissediyorum seni sıkan şey belki

another person you might say you are boring so if another person is not

başka biri sıkılabilirsin sıkıcı olduğunu söyle, eğer başka biri

interesting maybe you find them uninteresting

ilginç değilse, belki onu ilgisiz buluyorsun, o

they are a person who doesn't make you feel excited they don't make you feel

seni heyecanlandırmıyor, seni

interested or excited you might say I'm sorry I hope you don't mind but I really

ilgilendirmiyor ya da heyecanlandırmıyor, üzgünüm diyebilirsin, umarım bulmazsın' t kusura bakma ama gerçekten

do think that you are very boring you are a boring person you are boring what

çok sıkıcı olduğunu düşünüyorum sıkıcı bir insansın sıkıcısın peki ya ben

about me am i boring do you feel bored by me would you describe me as a ball

sıkıcıyım benden sıkılıyor musun beni top olarak tanımlar mısın

this is boring boring so again you might describe your lesson maybe you are

bu sıkıcı sıkıcı yani dersini tekrar anlatabilirsin belki

sitting in the classroom and you are not interested in the lesson you might say

sınıfta oturuyorsun ve dersle ilgilenmiyorsun bunun

this is boring it is so boring it is making me feel bored so you feel bored

sıkıcı olduğunu söyleyebilirsin çok sıkıcı bu beni sıkıyor bu yüzden sıkılmış hissediyorsun

that thing is boring an activity that you don't want to do Rakesh says mr.

o şey sıkıcı yapmak istemediğin bir aktivite Rakesh bay diyor

Duncan your diction is very clear thank you very much a lot of people compliment

Duncan, diksiyonun çok açık, çok teşekkür ederim, birçok insan

me on my diction they say mr. Duncan you have lovely diction thank you very much

diksiyonum için bana iltifat ediyor, diyorlar ki bay. Duncan, çok güzel bir diksiyonun var, çok teşekkür ederim,

the one is going Oh bite bite Wong see you later dong I have a feeling you

biri gidiyor Ah ısır ısır Wong sonra görüşürüz dong İçimde bir his var ki

might be in Vietnam am i right see you later Duong thank you very much

Vietnam'da olabilirsin, sonra görüşürüz Duong, bugün eşlik ettiğin için çok teşekkür ederim

for your company today a lot of people have been here today joining in with the

birçok insan var bugün buradayım

live streams thank you very much is there something that you are good at do

canlı yayınlara katılıyorum çok teşekkür ederim iyi olduğun bir şey var mı

you have a special skill is there something that you can do very

özel bir yeteneğin var mı çok iyi yapabileceğin bir şey var mı

well do you have a special ability I like to think that I am good at teaching

özel bir yeteneğin var mı iyi olduğumu düşünmeyi seviyorum öğretmenlikte

so I think one of my abilities is teaching so what about you do you have a

bu yüzden yeteneklerimden birinin öğretmenlik olduğunu düşünüyorum, peki ya senin

special ability something that you can do very well maybe you play a musical

özel bir yeteneğin var çok iyi yapabileceğin bir şey belki bir müzik

instrument something that I've always wanted to do but I can't so that is one

aleti çalıyorsun her zaman yapmak istediğim ama yapamadığım bir şey

thing that I can't do something I can't do is play a musical instrument any so I

Yapamadığım bir şey, bir müzik aleti çalamam, bu yüzden

can't play any musical instrument not at all

herhangi bir müzik aleti çalamam hiç değil

Thank You Sergio thank you also Massimo is here as well something boring it is

Teşekkürler Sergio teşekkürler ayrıca Massimo da burada sıkıcı bir şey bu bir

something that also drags on oh I like that one yes so if something is going on

şey ayrıca sürüklüyor oh bunu seviyorum evet bu yüzden bir şey

for a very long time and maybe you feel that it is uninteresting you feel that

çok uzun bir süredir devam ediyorsa ve belki de bunun ilgi çekici olmadığını hissediyorsanız

it really dranks sometimes time you might say that time sometimes goes by

gerçekten içtiğini hissediyorsunuz bazen zaman bazen zamanın

very slowly so if you are doing something that seems to go on for a very

çok yavaş geçtiğini söyleyebilirsiniz yani eğer çok uzun bir süredir devam ediyormuş gibi görünen bir şey yapmak

long time or maybe you are sitting at home and you have nothing to do you

ya da belki evde oturuyorsunuz ve yapacak bir şeyiniz yok

might say that the time dranks Drex if the day seems to be going on for a very

zaman Drex içiyor diyebilirsiniz gün çok

long time you might say oh today o what is happening today it's

uzun bir süredir devam ediyor gibi görünüyorsa oh diyebilirsiniz bugün o bugün olan şey,

seems to be dragging the day is dragging it is going by so slowly it appears to

gün sürüklüyor gibi görünüyor, o kadar yavaş geçiyor ki,

be going by slowly because you have nothing to do so quite often when you

yavaş geçiyor gibi görünüyor, çünkü yapacak hiçbir şeyiniz yok, çoğu zaman

have nothing to do time goes by much slower it takes much

yapacak hiçbir şeyiniz olmadığında, zaman çok daha yavaş geçiyor çok

longer for the day to come to an end if you are doing a lot of things maybe you

fazla şey yapıyorsanız, belki

are doing things that make you feel excited or happy or something you are

sizi heyecanlandıran veya mutlu eden şeyler veya

very interested in then quite often you will find that time will fly it will go

çok ilgilendiğiniz bir şey yapıyorsanız, o zaman çoğu zaman zamanın uçup gittiğini göreceksiniz. Eğlenirken zaman

by very quickly time flies when you are having fun

çok hızlı akıp gidiyor

that's what we say you might be bored by something or you're bored with something

diyoruz ya bir şeyden sıkılıyor olabilirsiniz ya da bir şeyden sıkılıyorsunuz

so being bored by something means that thing is affecting you if you are bored

yani bir şeyden sıkılmak o şeyin sizi etkilediği anlamına geliyor eğer bir

with something then it is generally hotend what you feel towards it so I'm

şeyden sıkıldıysanız o zaman genellikle sıcak sen ona karşı hissediyorsun yani ben

bored with it I am bored by it so one is coming towards you I'm bored

sıkıldım ben bundan sıkıldım yani biri sana doğru geliyor ben

by that I'm bored with that so when I do that it makes me feel bored when that is

bundan sıkıldım bundan sıkıldım yani bunu yaptığımda

there in front of me that makes me feel bored

karşımda o varken ben sıkıldım beni sıkan şey sıkılmama

the thing is causing me to feel bored I feel bored with that this is the first

neden olan şey sıkılmama neden oluyor

time that I've watched your channel and I like your answer style thank you very

kanalınızı ilk kez izliyorum ve cevap tarzınızı çok beğendim çok teşekkür ederim

much it's very kind of you to say so I try my best I don't know everything

böyle söylemeniz çok naziksiniz elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum her şeyi bilmiyorum

as I always say I am just a human being I'm another person just walking around

her zaman söylediğim gibi ben sadece bir insanım

on this planet trying to make the best of this

bu gezegende dolaşan ve varoluş dediğimiz bu etten en iyi şekilde yararlanmaya çalışan başka bir insanım

flesh that we call existence that is all I'm doing just the same as everyone else

tüm yaptığım bu tıpkı diğer herkes gibi

Adrienne asks a very interesting question this is something to do with

Adrienne de çok ilginç bir soru soruyor bu

culture here in the UK do you still have a milkman coming each morning to your

İngiltere'deki kültürle ilgili bir şey. Geçmişte olduğu gibi hala her sabah

door to bring your fresh milk in glass bottles as it was in the past some

kapınıza taze sütünüzü cam şişelerde getiren bir sütçü var mı?

people still have milk delivered to their doors in the morning around here

buralarda hala sabahları sütleri kapılarına kadar geliyor

though some of my neighbors still have their milk delivered so there is a

ama komşularımdan bazılarının sütleri hala geliyor yani

milkman who comes every morning and he will deliver milk around the

her sabah gelen bir sütçü var mahalleye süt dağıtıyor

neighborhood and yes the milk is in glass bottles really I'm not joking so

ve evet süt cam şişede gerçekten ben Şaka yapmıyorum yani

the milk is actually in glass bottles he comes every day he doesn't come here

süt aslında cam şişelerde her gün geliyor buraya gelmiyor

because we don't have it so we don't have our milk delivered we never have it

çünkü bizde yok o yüzden sütümüzü getirtmiyoruz hiç

delivered however some of my neighbors do have their milk delivered every

getirtmiyoruz ama bazı komşularım veriyor sütleri her sabah teslim ediliyor

morning and can you believe it it is delivered in milk bottles just like the

ve inanabiliyor musunuz, tıpkı eski günlerdeki gibi süt şişelerinde teslim ediliyor,

old days apparently more and more people are now

görünüşe göre artık daha fazla insan

having their milk delivered to their houses again so not not because of

sütlerini tekrar evlerine teslim ettiriyor, bu nedenle tecrit nedeniyle değil

lockdown but generally generally people are starting to have their milk

ama genel olarak insanlar sütlerini içmeye başlıyor. Sütleri

delivered again Thank You Adrian that is a very interesting question

tekrar teslim edildi Teşekkürler Adrian, bu çok ilginç bir soru

Sergio says I am bored by being bored with a boring being yes sometimes being

Sergio, sıkıcı bir varlıktan sıkılmaktan sıkıldım diyor evet bazen

with a person who is boring can leave you feel very bored a boring person who

sıkıcı bir insanla birlikte olmak sizi çok sıkabilir,

makes you feel bored can be a very boring experience it really can you're

sizi sıkan sıkıcı bir insan olabilir. çok sıkıcı bir deneyim gerçekten olabilir haklısın

right I agree entirely hello Annie master I am a teacher too but I'm not

tamamen katılıyorum merhaba Annie usta ben de bir öğretmenim ama

professional I had to study to be an English teacher

profesyonel değilim İngilizce öğretmeni olmak için çalışmam gerekiyordu

we have no teachers here it is a problem at the countryside or in the countryside

burada öğretmenimiz yok kırsalda bir sorun var ya da kırsalda

hello Annie well at least you are a teacher and I hope you enjoy teaching as

merhaba Annie, en azından sen bir öğretmensin ve umarım öğretmekten benim kadar zevk alıyorsundur, bu harika

much as I do it is a great job a lovely career a great thing to do our med says

bir iş, güzel bir kariyer, yapılacak harika bir şey, doktorumuz kutlamak

I am going to make a cup of tea to celebrate National tea day because today

için bir fincan çay yapacağım diyor. Ulusal çay günü çünkü bugün

in the UK we are celebrating that lovely drink the drink that many people like to

Birleşik Krallık'ta birçok insanın sabahları içmekten hoşlandığı o güzel içeceği kutluyoruz

have in the morning some people have coffee in the morning yeah I don't know

bazı insanlar sabahları kahve içiyor evet

how how can you have coffee in the morning I always have a lovely cup of

sabahları nasıl kahve içebileceğinizi bilmiyorum ben her zaman içtim sabah kalktığımda çok güzel bir fincan

tea when I wake up in the morning so yes we are having national tea day lots of

çay içiyorum bu yüzden evet ulusal çay günü yaşıyoruz birçok

people are drinking tea to celebrate the lovely drink that always cheers you up

insan sizi her zaman neşelendiren bu güzel içeceği kutlamak için çay içiyor

hello Luis Luis Mendez nice to see you here thank you very much for coming on

merhaba Luis Luis Mendez sizi burada görmek güzel çok teşekkür ederim

today nice to see you back Ali says Mr Duncan when I wake up in the morning and

Ali, sabah uyandığımda Bay Duncan diyor ve zengin adamlar

I do not find my name in the list of rich men then I get up and go to work oh

listesinde adımı bulamayınca kalkıp işe gidiyorum ah,

I like that so every morning when you wake up you

bunu seviyorum, bu yüzden her sabah sen uyandığında yukarı sen

make sure that you are not a millionaire let me just check I'm just going to open

milyoner olmadığından emin ol bir kontrol edeyim sadece

the newspaper and I'm going to have a look and and maybe during the night

gazeteyi açacağım ve bir bakacağım ve belki gece belki

perhaps during the night I've become a millionaire

gece milyoner oldum

no it looks as if I'm going to have to go to work again I know what you mean I

hayır görünüşe göre tekrar işe gitmem gerekecek ne demek istediğini biliyorum

know what you mean Ali Ivan says learning English with mr. Duncan I have

Ali Ivan Bay ile İngilizce öğrenirken ne demek istediğini biliyorum diyor . Duncan

never felt bored thank you very much thank you very much

hiç sıkılmadım çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim

Ivan that's very kind of you to say thank you very much

Ivan çok naziksiniz çok teşekkür ederim

around the world we we often have special days have you noticed that so

dünyanın her yerinde sık sık özel günlerimiz olur fark ettiniz mi

quite often around the world we will have a special day for one thing or

dünya çapında çok sık özel günlerimiz olacak gün öyle ya da böyle

another thing we will have a special day so here in the UK today we are

özel bir günümüz olacak bu yüzden bugün burada, Birleşik Krallık'ta

celebrating the beautiful drink that is tea but quite often you will have other

güzel bir içecek olan çayı kutluyoruz ama oldukça sık başka

days maybe you will have international coffee day where everybody talks about

günleriniz olacak, belki herkesin aşklarından bahsettiği uluslararası kahve gününüz olacak.

their love of coffee or maybe you have international flower day where people

kahve ya da belki de insanların

talk about their favorite flowers hello to partridge Yves oh hello there mr.

en sevdikleri çiçeklerden bahsettiği uluslararası çiçek gününüz var keklik Yves'e merhaba oh merhaba bayım.

Duncan I have a thought today well done is better than well said yes quite a lot

Duncan bugün bir düşüncem var aferin iyi söylemekten iyidir evet pek çok

of people talk about doing things however they never do it they talk one

insan bir şeyler yapmaktan bahsediyor ama asla yapmıyorlar bir

day I'm going to do this one day I will be a famous astronaut one day I am going

gün konuşuyorlar bunu bir gün yapacağım bir gün ünlü bir astronot olacağım

to paint my kitchen one day I am going to travel around the world talking about

bir gün mutfağımı boyayacağım dünyayı dolaşacağım bir şeyler hakkında konuşmak bir

things is not the same as doing things so there are people who often talk about

şeyler yapmakla aynı şey değil bu yüzden sık sık bir şeyler yapmaktan bahseden insanlar var

doing things however they never do it and there are other people who think

ama asla yapmıyorlar ve yapmayı düşünen başka insanlar var

about doing things and they do actually do it mr. Duncan what is your favorite

şeyler ve aslında bunu yapıyorlar bay. Duncan en sevdiğin gazete hangisi

newspaper I do not read any newspapers that was

Hiç gazete okumuyorum ki

easy that was a very easy one to answer I don't read newspapers I do look at

bu kolaydı ama cevaplaması çok kolaydı Gazete okumuyorum

various types of media on the internet and also on television

İnternette ve ayrıca televizyonda çeşitli medya türlerine bakıyorum

so I like to read things that are educational such as encyclopedias

bu yüzden bir şeyler okumayı seviyorum ansiklopediler gibi eğitici olan

I left my big dictionary I have them I have a really big dictionary have you

büyük sözlüğümü bıraktım onlara sahibim gerçekten büyük bir sözlüğüm var

ever seen my dictionary it's a really big one it really is Platina mr. Duncan

sözlüğümü hiç gördünüz mü gerçekten çok büyük gerçekten Platina mr. Duncan

I like English tea and also a sandwich with cucumber and cream

İngiliz çayını severim ve ayrıca salatalıklı ve kremalı sandviçi severim

I don't like cucumber because it gives me indigestion

Salatalığı sevmem çünkü hazımsızlığa neden olur

unfortunately so unfortunately sadly I cannot eat cucumber I can't I'm afraid I

ne yazık ki ne yazık ki ne yazık ki salatalık yiyemiyorum

don't read the newspapers I often watch TV I do watch television news however I

Yemiyorum Korkarım sık sık izlediğim gazeteleri okumuyorum TV Televizyon haberlerini izlerim ancak

don't just watch one one channel I watch lots of different channels so sometimes

tek bir kanal izlemiyorum Birçok farklı kanal izliyorum bu yüzden bazen

I will watch BBC I watch I will watch the BBC news for the headlines and

BBC izleyeceğim İzleyeceğim BBC haberlerini manşetler ve

information and then sometimes I will watch Russia today so there is a Russian

bilgiler için izleyeceğim ve sonra bazen bugün Rusya'yı izleyeceğim bu yüzden bugün Rusya adında

TV channel that has a very good news service called Russia today so I watch

çok güzel bir haber servisi olan bir Rus televizyon kanalı var ve

that sometimes there is also another one that serves the Middle East called

bazen Orta Doğu'ya hizmet veren

al-jazeera so I do watch al Jazeera sometimes as well so quite often on

El Cezire adında başka bir haber servisi olduğunu izliyorum ve bu kanallarda bazen El Cezire'yi de çok sık izliyorum. normalde duymadığınız

these channels there are very interesting documentaries about things

şeyler hakkında çok ilginç belgeseller var, bu

that you don't normally hear about so I do like watching different news channels

yüzden farklı haber kanallarını izlemeyi seviyorum

however I don't I don't buy newspapers I don't not for many many years mr. Duncan

ama yapmıyorum Uzun yıllardır gazete almıyorum bayım. Duncan

where did where is the sound of the old rusty gate I mean the pheasant I don't

nerede eski paslı kapının sesi nerede sülünden bahsediyorum

know where the pheasant is at the moment I think

sülün şu anda nerede bilmiyorum

I think at the moment the pheasant is with his girlfriend and I think they are

sanırım şu anda sülün kız arkadaşıyla birlikte ve sanırım

preparing to have some children so I think the the male pheasant at the

biraz yemeye hazırlanıyorlar çocuklar bu yüzden bence erkek sülün şu

moment is busy may be preparing to raise a family

an meşgul bir aile kurmaya hazırlanıyor olabilir

maybe but no I haven't seen the pheasant for a long time I haven't seen the

ama hayır sülünleri uzun zamandır görmedim

pheasant for quite awhile I don't know where he's gone I'm sure wherever he is

Sülünleri epeydir görmedim Nerede olduğunu bilmiyorum o gitti eminim her neredeyse

I'm sure he's having a lovely time I think so

eminim güzel vakit geçiriyordur bence bu yüzden

in Italy we celebrate Liberation Day on the 25th of April I I will be very

İtalya'da 25 Nisan'da Kurtuluş Günü'nü kutluyoruz

interested to find out how you do that because today we are it is it's the 21st

Bunu nasıl yaptığınızı öğrenmekle çok ilgileneceğim çünkü bugün öyleyiz

today according to my watch it's the 21st so in four days time you will

Saatime göre bugün ayın 21'i, yani dört gün içinde

celebrate Liberation Day it will be very interesting to find out how your country

Kurtuluş Günü'nü kutlayacaksın, ülkenizin o günü nasıl kutlayacağını öğrenmek çok ilginç olacak,

will celebrate that particular day because quite often on liberation day it

çünkü çoğu zaman bu gün kurtuluş gününde

is or Independence Day many countries also celebrate Independence Day as well

veya birçok ülkede Bağımsızlık Günü'dür. ayrıca Bağımsızlık Günü'nü de kutlayın, bu

so it'll be interesting to see how your country does that with whether or not

yüzden ülkenizin bunu nasıl yapacağını görmek ilginç olacak,

there will be lots of people outside marching waving their flags and having

dışarıda bayraklarını sallayan ve

all sorts of celebrations so that will be very interesting

her türlü kutlamayı yapan çok sayıda insan olup olmayacağı ile bu çok ilginç olacak

yep it is very windy today in case you haven't noticed it is very windy here

evet, çok bugün rüzgarlı, fark etmemişsinizdir burası çok rüzgarlı

Dorota says we have a cup of coffee or tea at breakfast time in Poland we

usually drink coffee with milk and tea with lemon or raspberry juice

I like this set Wow Wow I like that milk with tea or lemon or with raspberry

o çaylı süt ya da limonlu ya da ahududu

juice wow do you know what I've never thought of that before raspberry juice

suyu vay be ne biliyor musun bunu daha önce hiç düşünmemiştim çaylı ahududu suyu

with tea I would imagine that's quite nice I would imagine that that is quite

çok güzel olduğunu hayal ederdim çok lezzetli bir şey olduğunu hayal ederdim evet

a delicious thing to have yeah you've made me very interested to find out what

yaptın tadı nasıl olduğunu öğrenmekle çok ilgileniyorum,

that tastes like I might do that later on I might have some of mr. Steve's

bunu daha sonra yapabilirim, biraz mr. Steve'in

herbal tea and I might put a little bit of raspberry juice in the tea we will

bitki çayı ve ben çayın içine biraz ahududu suyu katabiliriz bakalım

see have you ever read the novel written by Tolstoy called war and peace war in

Tolstoy'un yazdığı savaş ve barış barış içinde savaş adlı romanını okudunuz mu hiç

peace is one of those amazing books that takes a long time to read because it

okuması uzun zaman alan harika kitaplardan biri çünkü

takes place over a number of years it almost it almost takes a number of years

birkaç yıl içinde geçiyor onu okumak neredeyse birkaç yıl sürüyor

to read it Giovanni al Jazeera got very famous during the Gulf War in the 1990s

says Giovanni I do like watching different TV stations especially news

stations or news channels so I do like Al Jazeera they have some very

El Cezire gibi bazen

interesting documentaries on there sometimes and also Russia is well Russia

orada çok ilginç belgeseller var ve ayrıca Rusya iyi durumda Rusya

today is another news outlet that I do like watching quite often there are some

bugün oldukça sık izlemekten hoşlandığım başka bir haber kaynağı.

very good documentaries so they do cut carry they carry a lot of very

interesting factual programs and also documentaries Ivan says I have a

ve ayrıca belgeseller Ivan diyor ki, bir sorum var, yorgun ve sıkılmış arasındaki

question what is the difference between tired and bored tired can be exhaustion

fark nedir?

so maybe your body feels exhausted you feel tired something that makes you feel

exhausted is something that makes you feel tired you feel so tired of course

you can also be tired of something so you could be tired of doing the same

aynı zamanda bir şeyden bıkmış olabilir, yani aynı şeyi yapmaktan bıkmış olabilirsiniz

thing but that doesn't mean you are physically exhausted it just means you

ama bu fiziksel olarak bitkin olduğunuz anlamına gelmez, sadece

are bored with it so you can sometimes use the word tired and bored as synonyms

ondan sıkıldığınız anlamına gelir, bu nedenle bazen eşanlamlı olarak yorgun ve bıkkın kelimesini kullanabilirsiniz yani

so to be bored to feel tired of something I'm tired of this I'm tired of

sıkılmak bir şeyden bıktım bundan bıktım bıktım

sitting here in front of my computer all day I'm bored with those things

bütün gün burada bilgisayarımın başında oturmaktan bıktım bu tür şeylerden sıkıldım

so the word tired has more than one meaning more than one meaning get Lee

o yüzden yorgun kelimesinin birden fazla anlamı var birden fazla anlamı var lee

hello get all giddy giddy giddy Milosh hello to you what is the difference

merhaba hepsini al baş döndürücü sersemletici Milosh sana merhaba haber için

between read a newspaper or watch TV for the news well reading is something you

gazete okumakla TV izlemek arasındaki fark nedir iyi okumak

do actively you are doing it so when you read something you are actually doing

aktif olarak yaptığın bir şeydir yani bir şey okuduğunda aslında

something that is active if you watch something it means you are doing it

aktif olan bir şey yapıyorsun bir şey izliyorsan o

passively so if you watch television you are just sitting and you don't really

pasif olarak yaptığınız anlamına gelir, yani televizyon izliyorsanız sadece oturuyorsunuzdur ve televizyon

need to do anything when you watch television when you read of course it is

izlerken gerçekten hiçbir şey yapmanıza gerek yoktur, okurken elbette

active because you are having to do something you are doing it you are

aktiftir çünkü bir şeyi yapmak zorundasın onu yapıyorsun sen

reading the word you are reading the sentences on the

kelimeyi okuyorsunuz

page or in the newspaper so that is an active thing watching is something you

sayfadaki veya gazetedeki cümleleri okuyorsunuz yani bu aktif bir şeydir izlemek

just do passively you watch the news you watch television you watch your favorite

pasif olarak yaptığınız bir şeydir haberleri izliyorsunuz televizyon izliyorsunuz en sevdiğiniz

film you are just sitting and you are watching so it is quite a passive thing

filmi izliyorsunuz öylece oturuyorsunuz ve izliyorsunuz yani oldukça pasif bir şeydir, izlerken

you don't really need to do much when you're watching however sometimes you

pek bir şey yapmanıza gerek kalmaz, ancak bazen

will watch something because you want to get some information so quite often you

bir şeyler izleyeceksiniz çünkü bazı bilgiler almak istiyorsunuz, bu yüzden sık sık

will tune in you will switch on your TV and you will watch your favorite News

bağlanacaksınız, TV'nizi açacaksınız ve kendinizi izleyeceksiniz. en sevdiğin Haber

Channel so you watch the news to get the information you read the newspaper for

Kanalı yani bilgi almak için haberleri izliyorsun gazeteyi okuyorsun

the same reason you want to get some information however the activity is a

aynı nedenle biraz bilgi almak istiyorsun ama aktivite

bit different it is a little different Sergio says I like BBC Radio 4 and also

biraz farklı biraz farklı Sergio BBC Radio 4'ü ve ayrıca

BBC Radio 4 extra it is a kind of cult for me radio for BBC Radio 4 has a big

BBC Radio 4'ü seviyorum diyor ekstra olarak bu benim için bir tür kült BBC radyosu Radyo 4'ün

following not only in this country but also around the world so that is one of

sadece bu ülkede değil, dünya çapında da büyük bir takipçisi var, bu yüzden

the reasons why the BBC is so well-known around the world because people around

BBC'nin dünya çapında bu kadar iyi tanınmasının nedenlerinden biri de bu çünkü dünyanın dört bir yanındaki insanlar

the world like to listen to the BBC I

dünya BBC dinlemeyi sever Öğle yemeğinden sonra

like a big cup of coffee without any sugar after lunch says Noemi

büyük bir fincan şekersiz kahveyi severim Noemi diyor

I can't drink coffee in the morning I always find it amazing that some people

Sabah kahve içemem Bazı insanların

can wake up in the morning and the first thing they do is have a cup of coffee I

sabah uyanıp ilk yaptıkları şeyin bu olmasını her zaman harika bulurum Bir fincan kahve içmek bence sabah

think that would be too strong when I wake up in the morning I feel very

kalktığımda çok sert olur Bugünkü gibi rüzgarda sallanan

sensitive and delicate like a little flower blowing in the breeze like today

küçük bir çiçek gibi çok hassas ve narin hissediyorum bu yüzden

so in the morning I don't like to have coffee it's too strong it's too it's too

sabahları kahve içmeyi sevmiyorum çok güçlü çok çok çok

too much it's like being punched in the face

fazla suratıma yumruk yemiş gibi bu

so in the morning I prefer to have a cup of tea that's what I like to have in the

yüzden sabahları bir fincan çay içmeyi tercih ederim sabahları böyle içmeyi

morning I like to have a cup of tea I will be going soon you have ten minutes

severim bir fincan çay içmeyi severim birazdan gideceğim siz yaparsınız on dakika

here is your 10-minute warning mr. Duncan give me some best ways to learn

işte 10 dakikalık uyarınız bayım. Duncan bana İngilizce öğrenmenin en iyi yollarını gösteriyor

English how much time should I give it to learn English you should learn

İngilizce öğrenmek için ona ne kadar zaman vermeliyim

English every day practice every day learn new words every day every day is

her gün İngilizce öğrenmelisin her gün pratik yap her gün yeni kelimeler öğren her gün

the word that you have to remember when you think about learning English or

İngilizce öğrenmeyi düşündüğünde hatırlaman gereken kelime veya

learning every anything learn every day you have to make time to

her şeyi öğrenmek her gün öğren

learn new things you can't just learn English whilst

yeni şeyler öğrenmek için zaman ayırmalısın İngilizceyi öylece

walking around or going to the shops or it work you have to find time you have

dolaşırken ya da dükkanlara giderken öğrenemezsin ya da işe yarar

to make that time and quite often when you're learning something if you want

zaman bulmalısın o zamanı kazanmak zorundasın ve çoğu zaman bir şeyi öğreniyorsun, eğer bir

things to stay in - in your head you want those words to go in here you have

şeylerin içinde kalmasını istiyorsan - kafanda o kelimelerin buraya girmesini istiyorsun, bunu

to spend time doing it so maybe an hour every day maybe an hour twice a day but

yapmak için zaman harcaman gerekiyor, bu yüzden belki her gün bir saat belki günde iki kez bir saat ama

the key word is every day every day

anahtar kelime her gün her gün

tea with with raspberry jam it sounds yummy

ahududu reçeli ile çay kulağa nefis geliyor

yes raspberry or black blackcurrant it sounds very nice I might try that later

evet ahududu veya siyah frenk üzümü kulağa çok hoş geliyor bunu daha sonra deneyebilirim

on because mr. Steve he loves his herb all tea he really does

çünkü mr. Steve bitki çayını çok seviyor

like drinking herbal tea so I will be very interested to find out what that

bitki çayı içmeyi gerçekten seviyor bu yüzden tadının nasıl olduğunu öğrenmekle çok ilgileneceğim bu yüzden

tastes like so I will try it later on I will try it

daha sonra deneyeceğim daha

later on and see what happens I will let you know tomorrow so ask me tomorrow mr.

sonra deneyeceğim ve ne olacağını göreceğim yarın sana haber vereceğim öyleyse yarın bana sorun bayım

Duncan did you try the tea did you try the herbal tea with a little bit of

Duncan çayı denedin mi, bitki çayını biraz

black currant or raspberries and I will tell you if I liked it mizuki do you

siyah frenk üzümü veya ahududu ile denedin mi ve ben beğenip beğenmediğimi söyleyeceğim mizuki

know me mr. Duncan I like cheese too but I don't like cucumber it is not tasty I

beni tanıyor musun bay. Duncan ben de peyniri severim ama salatalığı sevmem lezzetli değil

I like vegetables very much there are certain vegetables that I can

Sebzeleri çok severim bazı sebzeler vardır ki

eat and some that I don't like some that I really don't like cucumber

yiyebilirim ve bazılarını sevmem bazılarını gerçekten sevmem salatalığı

I don't like cucumber look horrible horrible Adrian says when you did your

sevmem salatalık gibi korkunç görünüyorsun korkunç Adrian diyor ki

live stream in 2017 you always set in front of your computer and now you

2017'de canlı yayınını yaparken hep bilgisayarınızın başına geçtin ve şimdi

prefer to stand in front of it when you do your live stream so how did you

canlı yayınını yaparken bilgisayarın önünde durmayı tercih ediyorsun bu yüzden

change your mind with time well to be honest I've always

zamanla fikrini nasıl değiştirdin peki dürüst ol, her zaman

I think Micah's ebo is going to blow away I think I'm going to fly away like

Micah'ın ebo'sunun uçup gideceğini düşünüyorum, Mary Poppins gibi uçup gideceğimi düşünüyorum,

Mary Poppins if you're wondering what I'm doing I'm actually holding on to my

ne yaptığımı merak ediyorsan, aslında çardağıma tutunuyorum

gazebo because the wind is getting worse it is getting stronger and stronger I've

çünkü rüzgar esiyor. gittikçe güçleniyor güçleniyor hayatım

always liked standing up always for all of my life I left standing I always feel

boyunca hep ayakta durmayı sevmişimdir hep ayakta bıraktım

more comfortable when I'm standing up however in my early days when I started

ayaktayken hep daha rahatım ama canlı yayın yapmaya başladığım ilk zamanlar

doing my live streams I used to sit in the studio in front of the computer

stüdyoda bilgisayar başında oturuyorum

however after a while I realized that it was making me feel unwell because my

ancak bir süre sonra bunun beni rahatsız ettiğini fark ettim çünkü

legs would go to sleep because the blood would stop flowing around my legs and I

bacaklarım uyku moduna geçiyordu çünkü bacaklarımdaki kan akışı duracaktı ve

don't like that I don't like the feeling of having dead legs so I decided that I

hoşuma gitmiyor Ayakta durmayı tercih etmeye karar verdim bu yüzden

would prefer standing up so over time I started to stand up small during my live

zamanla canlı yayınlarımda ufak ufak ayağa kalkmaya başladım

streams and now I always stand up because I feel more comfortable I think

ve artık kendimi daha rahat hissettiğim için hep ayaktayım sanırım

it it gives you more freedom you see because I can I can move around like

bu size daha fazla özgürlük veriyor görüyorsunuz çünkü Bu şekilde hareket edebilirim,

this so if I stand up and if I want a little

böylece ayağa kalkarsam ve biraz

dance I can you see I can just have a little dance

dans etmek istersem, görebilirsin, sadece biraz dans edebilirim,

you see you can't do that if you're sitting down you can't have a dance when

görüyorsun, bunu yapamazsın, eğer oturuyorsan yapamazsın otururken dans etmek

you're sitting down it's impossible so I hope that answers your question in a

imkansızdır, bu yüzden umarım sorunuzu

very long way quran kareem is here nice to see you is well life blogger hello

çok uzun bir şekilde cevaplar quran kareem burada sizi görmek güzel iyisiniz life blogger merhaba

life blogger nice to see you with us as well I like learning English the world

life blogger sizi aramızda görmek de güzel ingilizce öğrenmeyi seviyorum the

of English is a firm and exciting place to be

İngilizce dünyası sağlam ve heyecan verici bir yer

I'm so glad you enjoy learning English and of course I will be back tomorrow

İngilizce öğrenmekten zevk aldığınız için çok mutluyum ve tabii ki yarın döneceğim

don't forget I'm back tomorrow I will see you tomorrow from 2 p.m. UK time I'm

unutmayın yarın dönüyorum yarın 14:00'ten sonra görüşürüz. Birleşik Krallık zamanı

back again I'm here every day every single day until all of this is over as

tekrar geri döndüm Tüm bunlar bitene kadar her gün buradayım

soon as the lockdown ends as soon as the world goes back to normal then I will

karantina biter bitmez dünya normale döner dönmez

stop doing my daily live streams and I will go back to my usual three times a

günlük canlı yayınlarımı yapmayı bırakacağım ve gideceğim haftada üç kez her zamanki halime geri dönüyorum

week but until then this is what I'm doing every day so I will be back with

ama o zamana kadar her gün yaptığım şey bu yüzden yarın tekrar sizinle olacağım yarın tekrar

you tomorrow I will be back with you tomorrow

sizinle olacağım

beware of the wind mr. Duncan please don't fly away you must put some stones

rüzgara dikkat edin bayım. Duncan lütfen uçup gitme ceplerine biraz taş koymalısın

in your pockets yes that's a good idea maybe I can I can nail my shoes to the

evet bu iyi bir fikir belki ayakkabılarımı yere çivileyebilirim

ground so I am fixed in place t Jang Lou says I love you thank you very much

böylece yerimde sabit kalabilirim t Jang Lou seni sevdiğimi söylüyor çok teşekkür ederim

that's very kind of you to say I was asked yesterday if I ever use whatsapp I

bu çok Dün bana hiç whatsapp kullanıp

don't use whatsapp I use it very occasionally with my family so maybe I

kullanmadığım soruldu, whatsapp kullanmıyorum ailemle çok nadiren kullanıyorum, bu yüzden belki

will get in touch with someone through whatsapp however I also have Facebook as

birisiyle whatsapp aracılığıyla iletişim kurarım ama benim de Facebook'um var,

well so my facebook address is under this video so at the bottom in the

bu yüzden facebook adresim bu videonun altındadır yani

description of this video underneath you will find my facebook

bu videonun açıklama kısmında en altta benim facebook

page so I do have an official yes official my my Facebook page has as the

sayfamı bulacaksınız bu yüzden benim facebook sayfamın

official blue tick mr. Duncan you have a blue tick on your Facebook page Wow

resmi mavi tik mr. Duncan, Facebook sayfanda mavi bir tik var Vay canına

I don't know why hello pal Mero hello will so to Ana I love the way you move

merhaba dostum Mero neden Ana'ya merhaba olacak bilmiyorum Hareket etme şeklinizi seviyorum bayım

mr. Duncan you make me laugh and feel happy Thank You Ana that's very kind of

. Duncan beni güldürüyor ve mutlu ediyorsun Teşekkür ederim Ana bunu söylemen çok nazik bu yüzden teşekkür

you to say so thank you don't forget during this strange period of time don't

ederim unutma bu garip zaman diliminde unutma

forget what I always say oh oh my poor back oh oh every morning every morning I

her zaman dediğimi unutma oh oh zavallı sırtım oh oh her sabah her sabah içim

feel so stiff you are not alone don't forget you are not alone during these

o kadar burkuldu ki yalnız değilsin unutma hepimizin yaşadığı bu

strange weird unusual times that we are all living through we are going through

garip garip sıra dışı zamanlarda yalnız değilsin

a very strange time would you say that this time is very weird unusual don't

çok garip bir dönemden geçiyoruz bu sefer çok garip sıra dışı diyebilir misin

forget you are not alone we are all experiencing very similar things make

unutma yalnız değilsin hepimiz çok benzer şeyler yaşıyoruz

the best of a bad deal try to look on the bright side see things positively

kötü bir anlaşmayı en iyi şekilde değerlendir her şeye iyi tarafından bakmaya çalış her şeye olumlu bak yapabileceğin bir şeyler

you might find that there is something that you can do something you can learn

olduğunu anlayabilirsin

during these strange times when you are in lockdown make the best of a bad deal

bu tuhaf zamanlarda öğrenebileceğin bir şeyler Karantinadayken kötü bir anlaşmayı en iyi şekilde değerlendirin

sometimes you have no choice sometimes you have to do it

bazen başka seçeneğiniz olmaz bazen yapmak zorundasınız bunu yapmak

you have to do it look on the bright side as I said always try to look on the

zorundasınız iyi tarafından bakın dediğim gibi her zaman

bright side of life doo-doo-doo-doo-doo-doo-doo always try

hayatın iyi tarafından bakmaya çalışın doo-doo-doo-doo -doo-doo-doo her zaman

to look on the bright side there is always a positive thing to find even

iyi tarafından bakmaya çalış, bugün

though there are no clouds in the sky today and there aren't there are no

gökyüzünde hiç bulut olmamasına ve

clouds above my head unfortunately so every cloud has a

başımın üzerinde hiç bulut olmamasına rağmen, her zaman bulunacak olumlu bir şey vardır, maalesef bu yüzden her bulutun bir tane vardır.

silver lining except here because today we don't have

gümüş astar burası hariç çünkü bugün

any clouds there are no clouds at all every cloud has a silver lining if you

hiç bulutumuz yok hiç bulut yok her bulutun bir gümüş astarı var eğer

look closely you can see it you can see the silver lining finally yes there is

yakından bakarsanız onu görebilirsiniz gümüş astarı görebilirsiniz sonunda evet

light at the end of the tunnel there is always a little bit of light at the end

tünelin sonunda ışık var Tünelin ucunda her zaman bir parça ışık vardır

of the tunnel there is always something positive ahead even if it is very far

çok uzakta da olsa

away in the distance there is light at the end of the tunnel I promise it will

ileride her zaman olumlu bir şeyler vardır Tünelin ucunda ışık var Söz veriyorum

all end things will return to normal and we will all be together again we will be

her şey bitecek her şey normale dönecek ve yine hep birlikte olacağız

able to reach out our hands and touch our family and friends again remember

ellerimizi uzatıp ailemize ve arkadaşlarımıza tekrar dokunabileceğiz unutmayın

you are not alone and that is it that is all from me for today I hope you've

yalnız değilsiniz ve bugünlük benden bu kadar umarım

enjoyed today's very long livestream another two hours has come to an end

bugünün çok uzun canlı yayınını beğenmişsinizdir bir başkası iki saat bitti

however if you really want to you can

ama gerçekten istiyorsan

click on me tomorrow and I will be back with you from 2 p.m. UK time if you feel

yarın bana tıkla, saat 14:00'ten itibaren seninle olacağım. Birleşik Krallık saati, canınız

like clicking on this man if you feel like clicking on my face you are more

bu adama tıklamak isterseniz, yüzüme tıklamak isterseniz, hoşgeldiniz

than welcome to do so and of course I hope you will also stay happy keep

ve tabii ki de mutlu kalacağınızı umuyorum,

smiling and I will be back with you tomorrow from 2 p.m. UK time we are

gülümsemeye devam edin ve yarın saat 14:00'ten itibaren sizinle birlikte olacağım. İngiltere saati

sharing this weird time we are sharing this strange time together

bu garip zamanı paylaşıyoruz bu garip zamanı birlikte paylaşıyoruz

unghh says this is the most beautiful season in England and Europe well I do

unghh bunun İngiltere ve Avrupa'daki en güzel mevsim olduğunu söylüyor iyiyim

like this time of year I really do enjoy the spring and also early summer I

yılın bu zamanını gerçekten seviyorum baharın ve ayrıca yazın başlarının tadını çıkarıyorum

always like this period of transition as one thing changes to another we call it

Bu dönemi her zaman severim bir şeyin diğerine dönüşmesiyle geçiş dönemi diyoruz biz buna

a period of transition all of the the leaves come out on the trees all of

geçiş dönemi diyoruz tüm yapraklar ağaçlarda çıkıyor tüm

nature wakes up again so yes I do like this time of year very much thank you

doğa yeniden uyanıyor yani evet yılın bu zamanını çok seviyorum çok teşekkür ederim

Christina Thank You Unni Karina Thank You Louis Thank You Adrienne I am going

Christina Teşekkürler Unni Karina Teşekkürler Sen Louis Teşekkürler Adrienne

into the house now I will be having a cup of tea to celebrate national team

Şimdi eve giriyorum milli takım gününü kutlamak için bir bardak çay içeceğim

day thank you very much RHS thank you LAN life blogger please

çok teşekkürler RHS teşekkürler LAN hayat bloggerı lütfen soruma

answer my question well I haven't seen your question if I

cevap ver Sorunuzu görmedim

see your question I will try to answer it so what is your question

görürsem soruna cevap vermeye çalışacağım peki senin sorunun ne sen ne

what will you read what I write I will but what is your question I need to see

okuyacaksın ne yazacağım ama senin sorunun ne soruyu görmem lazım görüyorsun hayır görüyorum

your question you see No oh I see

maybe I can answer your question tomorrow because I can't find it on the

belki yarın sorunuzu cevaplayabilirim çünkü cevaplayabilirim'

live chat Thank You serene thank you very much Lina oh hello Lina I

canlı sohbette bulamadım Teşekkürler sakin çok teşekkür ederim Lina oh merhaba Lina seni

didn't see you hello Lina thanks for joining me do you do you have the

görmedim merhaba Lina bana katıldığın için teşekkürler

sickness that I heard on the news no I don't I don't have I don't have that but

haberlerde duyduğum hastalığım var mı sende yok mu yok bende o yok ama

I do have hay fever and that is all the pollen going at my nose

saman nezlesi var ve burnuma giden polenlerin hepsi bu

unfortunately thank you very much though there you go that's answered your

maalesef çok teşekkür ederim yine de işte bu sorunuzu

question I've answered it I've answered the question

cevapladı cevapladım soruyu cevapladım hasta DEĞİLİM hasta

I am NOT sick ill unwell or dying you'll be pleased to hear however I do have a

değilim ya da ölüyorum duymaktan memnun olacaksınız ancak benim hapşırmama

little bit of hay fever which is making me sneeze thank you very much thank you

neden olan biraz saman nezlesi var çok teşekkür ederim

to Abdullah Thank You Mika see you tomorrow

Abdullah'a çok teşekkür ederim teşekkür ederim Mika yarın görüşürüz saat

it is just after 4 o'clock here in the UK

4'ten hemen sonra' İngiltere'de saat burada,

this is mr. Duncan in the birthplace of English which is England this is where

bu mr. Duncan, İngilizcenin doğum yeri olan İngiltere'de, burası

English started right here in sunny England it's true thank you very much

İngilizcenin burada, güneşli İngiltere'de başladığı yerdir, doğru, çok teşekkür ederim,

yes it is now 4 o'clock here in the UK it is just after 4 o'clock and it's time

evet, şimdi burada, Birleşik Krallık'ta saat 4, saat 4'ü biraz geçiyor ve

to go see you tomorrow and have a good day enjoy the rest of your day don't

gitme zamanı yarın görüşürüz ve iyi bir gün geçirin günün geri kalanının tadını çıkarın

forget to give me a big thumbs up if you liked it please give me a nice big thumb

beğendiyseniz bana büyük bir başparmak vermeyi unutmayın lütfen altında bana güzel bir başparmak verin

underneath click like thank you very much for that Thank You Luis Vitesse

bunun için çok teşekkür ederim teşekkürler Luis Vitesse teşekkür ederim

thank you very much for your lovely company I hope this has been fun and I

güzel arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim umarım eğlenceli ve

hope it has been useful see you tomorrow 2 p.m. UK time and of course you know

faydalı olmuştur yarın 14:00'da görüşmek üzere. İngiltere zamanı ve tabii ki

you know what's coming next yes you do

sırada ne olduğunu biliyorsunuz evet

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta yapıyorsunuz 8-)