Weird Words / LIVE - English Addict - 78 / Fri 29th May 2020 / Play the Sentence Game with Mr Duncan

yes the sound you can hear is the sound of nature the birds are singing all of

evet duyabildiğiniz ses doğanın sesi kuşlar ötüyor

nature is in a very nice mood today including me and I hope you are as well

bugün ben de dahil tüm doğa çok güzel bir ruh halinde ve umarım siz de iyisinizdir

here we go once again yes we are back together once more live across the

yeniden başlıyoruz evet yine beraberiz internette canlı yayında

internet thank goodness for the internet that's all I can say here we are

internet için çok şükür burada söyleyebileceğim tek şey bu kadar biz

English addict oh yes live don't you know right now live from the birthplace

İngiliz bağımlısıyız oh evet yaşıyorsun şu anda İngilizcenin doğum yeri

of the English language which just happens to be England

olan İngiltere'den canlı yaşıyorsun Gerçekten

I can't believe it was I really on time did I really start my live stream at

zamanında geldiğime inanamıyorum canlı yayınıma gerçekten

exactly 2 o'clock today I can't believe it I can't remember the last time I

bugün saat tam 2'de mi başladım inanamıyorum hatırlamıyorum en son ne zaman

actually started my live stream exactly on time but I did today honestly it

canlı yayına tam zamanında başladım ama bugün yaptım açıkçası

might it may not look like it I got up this is a true story I got it very early

öyle görünmeyebilir Kalktım bu gerçek bir hikaye Bu sabah çok erken anladım

this morning half-past seven I started preparing my live stream many hours ago

yedi buçuk Saatler önce canlı yayınımı hazırlamaya başladım

and Here I am actually on time I can't believe it

ve İşte tam zamanında geldim İnanamıyorum

I'm almost overwhelmed I think I think I deserve a round of applause just for

neredeyse bunaldım Sanırım sanırım Sırf

that

even the Blackbirds agree they are clapping their wings

Karatavuklar bile kanatlarını çırpıp

together and falling out of the trees hi everybody this is mr. Duncan in England

ağaçlardan düştüklerinde hemfikir oldukları için bir alkışı hak ediyorum millet merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de

how are you today are you okay I hope so are you happy

bugün nasılsın iyi misin umarım

I really hope you are happy today I'm out in the garden once again we are

mutlusundur umarım bugün gerçekten mutlusundur bir kez daha bahçedeyim

having some amazing weather the birds are singing all around me they sound

harika bir havamız var etrafımda kuşlar şarkı söylüyor

very happy and I hope you are feeling good as well yes it is Friday and for

çok mutlu geliyorlar ve umarım siz de iyi hissediyorsunuzdur evet bugün cuma ve

those who don't know who I am my name is mr. Duncan some of my friends

kim olduğumu bilmeyenler için adım bay. Duncan bazı arkadaşlarım

call me Duncan some people call me dunk some people call me donut and some

bana Duncan der, bazıları bana dunk der, bazıları bana donut der ve

people call me that idiot who lives up the road who keeps standing in his

bazıları bana yolun yukarısında yaşayan, bahçesinde durup kendi kendine

garden talking to himself of course those are my neighbors hi here we go

konuşan o salak der tabii ki onlar benim komşularım merhaba, işte yine başlıyoruz

again yes I hope you are feeling good I am back once more talking about the

evet, umarım iyi hissediyorsundur, bir kez daha İngilizce hakkında konuşmaya geri döndüm

English language and of course anything that you want to mention as well it's

ve tabii ki bahsetmek istediğin herhangi bir şey var,

not just me doing this it's you as well and that's the reason why I do this

bunu sadece ben yapmıyorum, sen de yapıyorsun ve bu yüzden bunu

every Sunday Wednesday and Friday you can catch me right here on YouTube live

her Pazar Çarşamba yapıyorum ve Cuma beni burada YouTube'da yakalayabilirsiniz canlı

Sunday Wednesday Friday regular livestreams and I do it all for free

Pazar Çarşamba Cuma düzenli canlı yayınlar ve hepsini ücretsiz yapıyorum

don't forget everything I do I do it for you and it doesn't cost you a penny

yaptığım her şeyi unutmayın yaptığım her şeyi sizin için yapıyorum ve size bir kuruşa bile mal olmuyor

unless of course unless you want to make a small donation to help my work

tabi siz istemediğiniz sürece İşimin sonsuza dek devam etmesi için küçük bir bağışta bulunun

continue forever and ever and ever I hope so

Umarım işte

here we are then yes we have made it to the end of the week again thank goodness

buradayız o zaman evet yine hafta sonuna geldik çok şükür evet

yes it's Friday

bugün Cuma

Oh guess what I have in my hand can you see what I have here can you guess what

Ah tahmin edin elimde ne var görüyor musunuz? Bunun ne olduğunu tahmin edebilir misiniz,

this is I'm not going to show you it just yet but it is something that I feel

size henüz göstermeyeceğim ama bu beni

very excited about we went out last night we went to the local supermarket

çok heyecanlandıran bir şey, dün gece dışarı çıktık, yerel süpermarkete gittik

and I saw something that made my knees tremble with excitement they did they

ve dizlerimin titremesine neden olan bir şey gördüm. heyecanla salladılar

shook they rattled and they rolled what was it what did I see

tıngırdattılar ve yuvarladılar bu neydi

in the supermarket last night well of course it's food we are talking about

dün gece süpermarkette ne gördüm eh tabii ki yemekten bahsediyoruz

food we all we normally are if we are talking about my behavior quite often it

yemekten bahsediyoruz normalde hepimiz davranışlarımdan bahsediyorsak oldukça sık bir

has something to do with food so I have something here that I bought last night

şeyler içeriyor yemekle ilgili bu yüzden burada dün gece aldığım bir şey var

they are not regular-sized they are giant giant they are a certain type of

normal boyutta değiller dev gibiler

food that I love eating especially in the morning so I bought a couple of

özellikle sabahları yemeyi sevdiğim belirli bir yiyecek türü bu yüzden

those last night I will be having them later on with some butter so there is a

dün gece onlardan birkaç tane aldım. onları daha sonra biraz tereyağı ile yiyeceğim, yani bir

clue but what have I got here in my hand something big something delicious

ipucu var ama elimde ne var, büyük bir şey, lezzetli bir şey,

something that you can have for breakfast in the morning but I wonder

sabah kahvaltısında yiyebileceğiniz bir şey ama

what it is do you know the big question must be today will the cows come did you

ne olduğunu merak ediyorum, biliyor musunuz, büyük soru olmalı bugün inekler gelecek mi

see on Wednesday we had the lovely cows they came to say hello on the live

çarşamba günü gördünüz mü sevimli ineklerimiz vardı canlı yayında merhaba demeye geldiler

stream but I suppose the big question today is will they come back will they

ama sanırım bugünün en büyük sorusu geri gelecekler mi

return today I don't know I'm not psychic I'm not even in touch with the

bugün dönecekler mi bilmiyorum medyum değilim Karşı tarafla iletişim halinde bile değilim

other side so I haven't got a clue maybe at the end of today's live stream we

bu yüzden hiçbir fikrim yok belki bugünkü canlı yayının sonunda

will the answer to that question I think so

bu sorunun cevabını bulacağız sanırım o yüzden

ah I have some strange weird words for you today some unusual words that are

ah bugün size garip tuhaf sözlerım var bazı alışılmadık sözler bu

real they are definitely real words however they do seem a little bit

gerçekler kesinlikle gerçek kelimeler ancak biraz

strange a little weird some might say also we will be playing

tuhaf görünüyorlar biraz tuhaf bazıları ayrıca

the sentence game the sentence game this sentence game and yes I have designed

cümle oyunu oynayacağız diyebilir bu cümle oyunu ve evet

some titles finally I broke out of my lazy moment to actually make some titles

bazı başlıklar tasarladım sonunda tembelliğimden çıktım

for a game that a lot of people enjoy playing and we will be playing it again

Pek çok insanın oynamaktan zevk aldığı bir oyun için bazı başlıklar yapma zamanı ve bugün onu tekrar oynayacağız

today the sentence game for a Friday afternoon we are almost at the end of

bir Cuma öğleden sonra için cümle oyunu neredeyse

the month May is almost gone where has this month gone is it my imagination can

ayın sonundayız Mayıs neredeyse gitti bu ay nereye gitti bu benim hayal gücüm olabilir mi

I just ask the cowls is it my imagination or has this month gone by

sadece kukuletaya sorabilir miyim benim hayal gücüm mü yoksa bu ay

very quickly I think it has I think this month has gone by so so fast I can't

çok mu hızlı geçti sanırım bu ay çok hızlı geçti

believe June is just around the corner however it is and there is nothing we

Haziranın hemen köşede olduğuna inanamıyorum nasılsa ve bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok

can do about it unfortunately hello to Mohsen oh hello Mohsen guess

ne yazık ki Mohsen'e merhaba oh merhaba Mohsen

what you are first on today's live chat

bugünün canlı sohbetinde ilk olarak ne olduğunu tahmin et whoa

whoa we had some drama we we've had a lot of

biraz dram yaşadık

drama in this area would you like to find out about the drama that has

bu alanda çok dram yaşadık dram hakkında bilgi edinmek ister misin

happened here yesterday we had our water supply cut off there was no water we had

dün burada olan oldu su kaynağımız kesildi su yoktu

no water to drink we had nothing to flush or poopoo away with in the toilet

içecek suyumuz yoktu tuvalette sifonu çekecek veya kaka yapacak bir şeyimiz yoktu

we couldn't clean our teeth or the insides of our ears or anywhere else for

dişlerimizi kulaklarımızın içini veya başka bir yeri temizleyemedik

that matter we lost our water supply this morning it

bu nedenle, bu sabah su kaynağımızı kaybettik,

came back on however it would appear in this area

tekrar açıldı, ancak

since the lockdown started a lot of people have been using more water so in

kilitlenme başladığından beri bu alanda görünüyor, birçok insan daha fazla su kullanıyor, bu nedenle

this area we've actually had a water shortage because they can't refine or

bu bölgede aslında bir su kıtlığı yaşadık çünkü yapabilirler'

clean the water quick enough because we keep using it you see so that's what's

Suyu yeterince hızlı arıtmayın veya temizlemeyin, çünkü onu kullanmaya devam ediyoruz, anlıyor musunuz, şu

happening at the moment we've had the water supply cut off it went off last

anda olan bu, su kaynağımız kesildi, dün

night I don't know why I always get a little bit worried even though I can go

gece su kesildi, neden bilmiyorum, ben bile her zaman biraz endişeleniyorum. süpermarkete gidebilsem de

to the supermarket which is what we did last night we went to the supermarket

dün gece yaptığımız gibi süpermarkete gittik

we bought some water in bottles I also bought my little surprise treat as well

şişelerde biraz su aldık ayrıca küçük sürpriz ikramımı da aldım

do you know what these are any ideas don't be shy does anyone know

bunların ne olduğunu biliyor musunuz herhangi bir fikir çekinme kimse bilmiyor mu

what my little surprise is so we had no water however the water is back you will

benim küçük sürprizim, suyumuz kalmamasına rağmen su geri geldi,

be pleased to hear that our water supply has returned

su kaynağımızın geri döndüğünü duymaktan memnun olacaksınız

hello Hiroko hello Vitas hello also franceska zoo seeker Soojin hello to you

merhaba Hiroko merhaba Vitas merhaba ayrıca franceska hayvanat bahçesi arayan Soojin size merhaba

hello Richard Beatriz Mika is here as well nice to see you Baptiste Cristina

merhaba Richard Beatriz Mika da burada görüşürüz Baptiste Cristina

Luis Luis Mendez is here today Francesca and everyone else watching on the

Luis Luis Mendez bugün burada Francesca ve canlı yayını izleyen diğer herkes

livestream so many people are here today mr. Duncan what is the difference

bugün çok sayıda insan burada bayım . Duncan, kukuletalı su ısıtıcısı ile su ısıtıcısı arasındaki fark nedir?

between cowls and kettle where we talk about kettle that particular term that

word describes the general thing so kettle is cows Bulls all of the things

that are large bovine animals are normally described as cattle so you have

sheep and cattle so you know that when you say cattle you mean cows Bulls all

bilin ki sığır derken inekleri kastediyorsunuz Boğalar her

sorts of large bovine animals cattle cattle cattle rounding up the cattle we

türlü büyükbaş hayvanlar büyükbaş hayvanlar büyükbaş hayvanlar sığırları toplayan sığırları bir

have to take them to the next field so that's the reason why that's what we do

sonraki tarlaya götürmemiz gerekiyor o yüzden biz

we call them cattle general word a general word for anything such as cows

onlara sığır diyoruz genel kelime genel kelime inekler veya boğalar gibi herhangi bir şey için

or bulls anything like that hello - top secret Oh

bunun gibi herhangi bir şey için merhaba - çok gizli Ah

top secret you have very good eyesight I imagine you must be watching me in super

çok gizli, çok iyi görme yeteneğiniz var Sanırım beni süper

high quality high definition maybe you are watching me on a on an 80 inch

yüksek kaliteli yüksek çözünürlükte izliyor olmalısınız, belki beni 80 inçlik bir televizyonda izliyorsunuzdur

television maybe because you could see what was written on the back of this

belki çünkü bu paketin arkasında ne yazdığını görebiliyordum

packet yes you are right I have some giant crumpets look at that so these

evet haklısın dev ekmek kızartmalarım var şuna bak yani bunlar

aren't just usual or regular crumpets these are giant crumpets so that's what

sıradan veya normal ekmek kızartmaları değil bunlar dev ekmek kızartmaları yani

I bought last night from the supermarket and I suppose you can imagine I was

dün gece süpermarketten aldığım şey buydu ve sanırım Tahmin edersiniz ki

feeling rather excited about that I did get a little giggly my knees was shaking

biraz kıkırdadım, dizlerim titriyordu,

my heart was beating like a drum it feels like it feels like I have crumpets

kalbim davul gibi atıyordu, sanki kahvaltıda ekmek yiyormuşum gibi hissettiriyor,

for breakfast too which is what I'm going to do I'm having

ben de öyle yapacağım.

crumpets tomorrow hmm very nice and well guessed a good guess there hello - Andy

yarın ekmek yiyeceğim hmm çok güzel ve iyi tahmin etmişim merhaba - Andy

Juun is just around the corner of course the June is the name of a month it can

Juun hemen köşede tabii ki haziran bir ayın adı

also be the name of a girl a girl's name might also be June hello pal Meera I am

aynı zamanda bir kızın adı da olabilir bir kızın adı da haziran olabilir merhaba dostum Meera Rusya'da

reading a an interesting book about 18th century or the 18th century in Russia

18. yüzyıl veya 18. yüzyıl hakkında ilginç bir kitap okuyorum

and the surname a prac scene is mentioned oh I wonder I wonder if Irene

ve soyadı bir pratisyenlik sahnesinden bahsediyor oh Irene'in

is related to anyone well known I wonder mm-hmm I'm intrigued hello to

iyi bilinen biriyle akraba olup olmadığını merak ediyorum Merak ediyorum mm-hmm İlgimi çekti merhaba

Miyuki hello Miyuki watching in Japan as well

Miyuki merhaba Miyuki Japonya'da izliyor ve

nice to see you here yes my regular livestreams three times a week you can

sizi burada görmek güzel evet haftada üç kez düzenli canlı yayınlarım

find me here on YouTube hello Sergio nice to see you back as

beni burada YouTube'da bulabilirsiniz merhaba Sergio sizi tekrar görmek güzel

well Fyers also we have the other Sergio we have two Sergio's on our live chat

Fyers ayrıca diğer Sergio'muz var bizde iki Sergio var. canlı sohbet

it's gonna get very confusing I think very confusing indeed

çok kafa karıştırıcı olacak bence çok kafa karıştırıcı gerçekten

hello also - Zhou nice to see you as well mr. Steve has been so busy in the

merhaba ayrıca - Zhou da sizi görmek güzel bayım . Steve bahçeyle o kadar meşgul ki

garden he has would you like to see I'm sure you won't I'm sure you don't want

görmek ister misiniz, eminim istemezsiniz, eminim

to see do you want to see it mr. Steve has been very busy in the garden today

görmek istemezsiniz, görmek ister misiniz Bay. Steve bugün bahçede çok meşgul,

continuing his work he is doing a little bit of renovation in the garden let's

işine devam ediyor, bahçede biraz tadilat yapıyor, hadi bir

take a look shall we

bakalım mı

so there is Steve you can see this was about one hour ago and mr. Steve was

Steve var, bunun yaklaşık bir saat önce olduğunu görebilirsiniz ve bay. Steve

very busy in the garden doing some renovation work he is laying some

bahçede bazı yenileme çalışmaları yapmakla çok meşguldü, bazı

concrete slabs I love that word slab a large flat object quite often heavy so

beton levhalar döşüyordu. Bu kelimeyi seviyorum

normally when we say the word slab it's normally something large and quite often

heavy so mr. Steve is laying concrete slabs we are making a few changes to the

. Steve beton levhalar döşüyor, bahçede birkaç değişiklik yapıyoruz,

garden what we actually want is a large space you see so that's what we are

aslında istediğimiz geniş bir alan, gördüğünüz gibi,

doing we have removed all of the roses and we are now putting some concrete

yaptığımız şey bu, tüm gülleri kaldırdık ve şimdi bazı beton

slabs and there you can see one of the Rose beds that will soon be gone so that

levhalar koyuyoruz ve orada görebilirsiniz. Gül tarhlarından biri yakında yok olacak, o

particular Rose bed just like all the rest will soon be gone and you can see

Gül tarhı diğer her şey gibi yakında yok olacak ve

there are lots of slabs in this particular area so this is a nice open

bu özel alanda pek çok levha olduğunu görebilirsiniz, bu nedenle burası güzel bir açık

area it gets lots of sunshine during the summer and we thought it would be nice

alandır ve bu süre boyunca bolca güneş ışığı alır. yaz ve bunu yapmanın güzel olacağını düşündük

to do that and there you can see one of mr. Steve slabs ready to be laid

ve orada baylardan birini görebilirsiniz . Steve döşemeleri

unfortunately mr. Steve had a little accident earlier with one of his slabs

ne yazık ki döşenmeye hazır mr. Steve daha önce levhalarından biriyle küçük bir kaza geçirdi,

unfortunately it broke as you can see so unfortunately one of mr. steve's little

ne yazık ki gördüğünüz gibi kırıldı, ne yazık ki Mr. Steve'in küçük

slabs broke he was quite upset because he had to look for another one in the

levhaları kırıldı, oldukça üzgündü çünkü değiştirmek için bahçede başka bir tane aramak zorunda kaldı,

garden to replace it so that's what we're doing at the moment or should i

yani şu anda yaptığımız şey bu, yoksa

say that's what mr. steve is doing at the moment he is doing some renovation

Bay Smith'in yaptığı bu mu demeliydim? steve şu anda

work right here in the garden

burada bahçede tadilat işi yapıyor

he's been a very busy man the strange thing is this week Steve is supposed to

çok meşgul bir adamdı garip olan şu ki bu hafta Steve'in

be having a holiday it's supposed to be Steve's little

tatil yapması gerekiyor bu Steve'in küçük

holiday he's having a break away from lockdown I don't know how you do that

tatili olması gerekiyor o ara veriyor tecrit Bunu nasıl yaptığınızı bilmiyorum

how do you actually have a break from lockdown because you're still locks down

gerçekten tecritten nasıl bir mola veriyorsunuz çünkü hala tecrit altındasınız

when you think about it it doesn't make any sense does it really talking of

bunu düşündüğünüzde hiçbir anlamı yok gerçekten

things that make no sense we have some strange English words coming up soon

sahip olduğumuz hiçbir anlamı olmayan şeylerden bahsetmek yakında bazı garip İngilizce kelimeler gelecek

often on Friday we will have our unusual words and also the sentence game yes

sık sık Cuma günü alışılmadık kelimelerimiz ve ayrıca cümle oyunumuz olacak evet

thank you for your correct guesses you were all right yes you are right it was

doğru tahminleriniz için teşekkür ederim tamamdı evet haklısınız

a crumpet crumpet I will show the word for you on the screen there it is

ekran orada

crumpet so a crumpet is a type of food quite often eaten in the morning for

ekmek kızartması var yani ekmek kızartması sabahları kahvaltıda oldukça sık yenen bir yiyecek türüdür

breakfast you often put butter or maybe a little bit of cheese or perhaps some

sık ​​sık tereyağı veya belki biraz peynir veya belki biraz

jam and to be honest with you they taste they taste gorgeous they are so nice and

reçel koyarsınız ve size karşı dürüst olmak gerekirse tatları harikadır çok güzeller güzel ve

that is what I bought last night from the supermarket I actually bought

dün gece süpermarketten aldığım şey bu

extra-large crumpets extra large ones look so I have

my extra giant crumpets and as it says there it says they are deliciously

fluffy deliciously fluffy something that is fluffy is light it is very nice to

eat very pleasant to eat something that is soft deliciously fluffy my giant

yemek çok güzel yumuşak lezzetli kabarık bir şeyler yemek çok hoş dev ekmek

crumpets whole have you ever tried eating a

dilimlerim bütün hiç ekmek yemeyi denediniz mi yarın

crumpet they are absolutely gorgeous tomorrow says mr. Steve is doing a lot

kesinlikle muhteşemler diyor bay. Steve çok çalışıyor,

of hard work nobody is helping him what are you saying are you saying that I I

kimse ona yardım etmiyor, siz ne diyorsunuz, benim

should be helping mr. Steve is that what you're saying

yardım etmem gerektiğini mi söylüyorsunuz, Mr. Steve, senin dediğin bu,

maybe yes well I suppose I do help him for example I make a cup of coffee for

belki evet, sanırım ona yardım ediyorum, örneğin Bay'a bir fincan kahve yapıyorum

mr. Steve so you might say that that is help I'm helping mr. Steve I'm giving

. Steve, bunun yardım olduğunu söyleyebilirsin, ben de Bay'a yardım ediyorum. Steve

him a cup of coffee that liked his help isn't it

ona bir fincan kahve veriyorum, yardımını beğendi, değil mi

Myka says nothing is unbreakable you are right not even a large heavy

Myka hiçbir şeyin kırılmaz olmadığını söylüyor, haklısın, büyük bir ağır

concrete slab even that is easily broken especially where mr. Steve is nearby as

beton levha bile değil, o bile kolayca kırılıyor, özellikle de Bay. Hepimizin bildiği gibi Steve yakındadır

we all know mr. Steve has a habit of breaking things

bay. Steve'in gerçekten yaptığı şeyleri bozmak gibi bir huyu var

he really does hello Pangboche I want to eat one of your crumpets another thing I

merhaba Pangboche senin ekmeklerinden birini yemek istiyorum başka bir şey

like pancakes as well small pancakes and pancakes are something that you can eat

pankekleri de severim küçük pankekler ve pankekler sabahları yiyebileceğiniz bir şeydir

in the morning and you can have them with lots and lots of delicious syrup or

ve onları bol bol yiyebilirsiniz. lezzetli şurup ya da

some people like to put honey on their crumpets and their pancakes

bazı insanlar ekmeklerinin üzerine bal sürmeyi severler ve kreplerinin

number one crumpet in the UK yes I think so it says here that these are very

Birleşik Krallık'ta bir numaralı ekmeği evet sanırım burada bunların çok

popular but then I suppose they would say that wouldn't know because they're

popüler olduğu yazıyor ama o zaman muhtemelen denedikleri için bilmeyeceklerini söylerler

trying to sell them hello Sergio again actually my name is Sergey a sir Jay oh

onlara tekrar merhaba Sergio satmak için aslında benim adım Sergey ve bay Jay oh bunu

I like that in fact I like that because now we can

sevdim aslında bunu beğendim çünkü artık

tell the difference between you and the other Sergio so maybe I can call you sir

sizinle diğer Sergio arasındaki farkı anlayabiliriz, bu yüzden belki size

Jay instead hello Art's be they are out of date

merhaba onun yerine efendim Jay diyebilirim Art's be are are are modası geçmiş

are they really well today is the 29th of May so really they're not out of date

mi gerçekten iyiler bugün 29 Mayıs bu yüzden gerçekten modası geçmiş değiller yani 29 Mayıs'tan

you see so it says their best before the 29th of May but of course today is the

önce en iyileri diyor ama tabii ki bugün

29th of May so I can still eat these maybe instead of tomorrow maybe I will

29 Mayıs bu yüzden hala bunları yiyebilirim belki yarın yerine belki

eat them tonight ah you see to be honest with you I don't

onları bu gece yerim ah, sana karşı dürüst olmak gerekirse,

really worry too much about these things these sell-by dates so sometimes I will

bu son satış tarihleri ​​hakkında gerçekten çok fazla endişelenmiyorum, bu yüzden bazen satıştan

eat food that might be two or maybe three days after the sell-by date so

iki veya belki üç gün sonra olabilecek yiyecekleri yiyeceğim -tarihe göre yani

sometimes I will eat food even though it has gone past its sell-by date so best

bazen son kullanma tarihi geçmiş olsa bile yemek yiyeceğim, bu yüzden

before they are saying that you have to eat these before this date however I'm

bunları bu tarihten önce yemeniz gerektiğini söylemeden önce en iyisi ama

not going to worry about it because quite often I eat things that have

bunun için endişelenmeyeceğim çünkü oldukça sık yerim

already gone out of date and I'm still here I'm still here to tell the story

zaten modası geçmiş şeyler ve ben hala buradayım hikayeyi anlatmak için buradayım

isn't that nice so thank you arts be for your for your kind advice hello also to

o kadar da güzel değil bu yüzden teşekkürler sanatlar nazik tavsiyen için teşekkürler Palmyra'ya da merhaba

Palmyra hello also to Andy star again I like

ayrıca Andy yıldızına tekrar merhaba ben

doing that I think that might be my new thing

bunu yapmak gibi sanırım bu benim yeni işim olabilir

extending the last part of a sentence

bir cümlenin son kısmını uzatmak

hello fly or D or fly or die crumpets don't inspire me but are they really

merhaba uç ya da D ya da uç ya da öl ekmekler bana ilham vermiyor ama gerçekten

good they are good they are very nice with butter

iyiler mi iyiler tereyağı ile çok güzel oluyorlar

so normally you heat them up so you apply some heat you heat them up you put

bu yüzden normalde ısıtırsınız onları biraz ısıtın, ısıtın,

some butter on top maybe a little bit of honey or maybe syrup or perhaps a little

üstüne biraz tereyağı koyun, belki biraz bal veya şurup veya belki biraz

piece of cheese and then melt that on top they are absolutely gorgeous

peynir ve sonra eritin, kesinlikle harikalar,

trust me

güven bana

our whoo-whoo hour will wear says how much did these cost can you believe

vah-huh saatimiz giyecek bunların maliyetinin ne kadar olduğunu söylüyor

these were just 79 pence so not very expensive so these giant crumpets you

bunların sadece 79 peni olduğuna inanabiliyor musun yani çok pahalı değil yani pakette aldığın bu dev ekmekler

get to in the packet 79 pence not bad I think that's quite good value to be

79 peni fena değil

honest when you think about it especially these days because a lot of

günlerdir çünkü

people here in the UK have been complaining about the prices in certain

burada Birleşik Krallık'ta birçok insan belirli

supermarkets and shops some of the prices have been increasing quite

süpermarketlerdeki ve mağazalardaki fiyatlardan şikayet ediyor, bazı fiyatlar oldukça hızlı artıyor

quickly Emelia mr. Duncan is a really funny

Emelia mr. Duncan gerçekten komik bir

teacher your class is peerless thank you Emilio that's very kind of you to say

öğretmen, sınıfınız emsalsiz, teşekkürler Emilio, çok naziksiniz,

some people say I am weird some people say I am strange unusual eccentric to

bazı insanlar benim tuhaf olduğumu söylüyor, bazı insanlar benim tuhaf olduğumu söylüyor, o insanlar için alışılmadık, eksantrik,

those people I always say I am NOT eccentric you are boring that's what I

ben her zaman söylüyorum, ben eksantrik DEĞİLİM, sıkıcısın, ben de öyleyim

normally say so if anyone ever calls me eccentric I will say that that I'm not

normalde öyle söyle, eğer biri bana eksantrik derse, ben eksantrik olmadığımı söyleyeceğim,

eccentric you are boring hello also invisible person

sen sıkıcısın merhaba aynı zamanda görünmez insan

hello invisible person I can't see you at the moment unfortunately because

merhaba görünmez insan seni şu anda göremiyorum ne yazık ki

you're invisible maybe that's the reason why anyway a big hello to you in Germany

görünmezsin çünkü görünmezsin belki de sebebi bu zaten Almanya'da sana büyük bir merhaba

now master says Vindhya Vinay Vinay Raj Rajput nice to see you II you here

şimdi usta diyor Vindhya Vinay Vinay Raj Rajput seni burada görmek güzel II seni burada

Shilpi says I like your background especially the cows well so far there

Shilpi diyor ki geçmişini beğendim özellikle inekler şimdiye kadar hiç

are no cows however there are two pigeons can you see the pigeons

inek yok ama iki güvercin var güvercinleri görebiliyor musun

there is one pigeon and there is the other pigeon so there are actually two

orada bir güvercin ve diğer güvercin yani aslında

pigeons watching my livestream they are today's special guests so there

canlı yayınımı izleyen iki güvercin var onlar bugünün özel konukları yani

is pinch in number one and there is pigeon number two either one is a female

bir numarada çimdik var ve iki numaralı güvercin var ya biri dişi

and one is a male and I think maybe later on they might be getting together

biri erkek ve sanırım belki sonra

to have some bitch in love if you get mad what I mean if you get what I mean

Bir [ __ ] âşık olması için bir araya geliyor olabilirler eğer kızarsan ne demek istediğimi anlarsan

rose sir says I'm sorry I'm late don't worry as I always say better to be late

gül bey özür dilerim geciktim der merak etme her zaman dediğim gibi geç kalmak

than never that's what I say let's have a little

hiç olmamasından iyidir

look in the garden last night as the Sun was beginning to set I went into the

dün gece güneş batmaya başlarken biraz bahçeye bakalım dedim bahçeye girdim

garden and I filmed some little bits of video and then I edited them together

ve biraz video çektim ve sonra onları

with some music and now I'm going to show them to you I hope you enjoy them

biraz müzikle birlikte düzenledim ve şimdi gidiyorum onları sana göster umarım beğenirsin

I hope you enjoyed that a little video clip that I filmed last night in my

umarım dün gece bahçemde çektiğim küçük bir video klibi beğenmişsindir

garden and I thought mmm yes I will edit that together and show it on my next

ve mmm evet diye düşündüm bunu birlikte düzenleyip bir sonraki

English addict which is of course right now it's what we're doing you see that's

İngilizce bağımlımda göstereceğim ki bu da tabii ki şu anda işte biz böyle yapıyoruz bakın şu an

what we're doing right now we are now live at 25 well it's coming up to 24

yaptığımız da bu şu an 25 te canlı yayındayız 24

minutes no 26 minutes away from 3 o'clock does it really matter what time

dakikaya geliyor hayır saat 3 e 26 dakika kala fark eder mi saatin kaç olduğu

it is does it really matter I don't know really but to me it's quite important

gerçekten önemli mi Gerçekten bilmiyorum ama benim için çok önemli,

especially if I'm in a hurry if I'm trying to get something done a

özellikle acelem varsa, bir şeyler yapmaya çalışıyorsam,

very nice flower garden there are lots of flowers in the garden however I do

çok güzel bir çiçek bahçesi, bahçede bir sürü çiçek var, ancak

have a slight problem in that I don't know what the names of most of the

küçük bir sorunum var. çiçeklerin çoğunun adını bilmediğim

flowers are so one day I am going definitely I said this yesterday to mr.

için bir gün mutlaka gideceğim bunu dün beye söyledim.

Steve I am going to go around my garden and I'm going to find out what all of

Steve, bahçemde dolaşacağım ve tüm

the plants are called so I will do that maybe not next week but maybe the week

bitkilerin adlarının ne olduğunu öğreneceğim, bu yüzden bunu belki önümüzdeki hafta değil ama belki

after I will do that I'm going to go around and try to find out what my

sonraki hafta yapacağım, bunu yapacağım ve etrafta dolaşacağım ve bitkilerime ne ad verildiğini bulmaya çalış, bitkilerde

plants are called what about you are you good at plants are you good at mid

iyi misin, bitkilere orta

naming plants or recognizing certain types of flower I'm not very good at it

ad vermede veya belirli çiçek türlerini tanımada iyi misin, bunda pek iyi değilim,

I'll be honest with you I do like looking at the flowers but I'm not very

sana karşı dürüst olacağım, bakmayı seviyorum çiçekler ama ben

good at naming the flowers unfortunately hello Louis hello also -

çiçeklere isim vermede pek iyi değilim ne yazık ki merhaba Louis merhaba da -

Oh Lina hello Lina nice to see you back again nice to see you back hello also to

Ah Lina merhaba Lina seni tekrar görmek güzel seni tekrar görmek güzel merhaba ayrıca

seal it thank you very much for your lovely compliments about the garden we

onu mühürlemek için bahçeyle ilgili güzel iltifatların için çok teşekkür ederim

are going to take a look at some unusual words the English language is made up of

bazı alışılmadık kelimelere bir göz atacağız İngiliz dili

many strange words some of the words are very hard to

birçok garip kelimeden oluşur bazı kelimelerin telaffuzu çok zordur

pronounce some of the words are very hard to find the definitions fall so

bazı kelimelerin tanımları çok zordur bu yüzden

sometimes you might find that you see an English word but maybe you don't

bazen gördüğünüzü görebilirsiniz İngilizce bir kelime ama belki

recognize it maybe you think perhaps it's not real

onu tanımıyorsun belki belki düşünüyorsun belki gerçek değil

maybe it isn't a real word after all let's have a look shall we let us have a

belki de gerçek bir kelime değil sonuçta hadi bir bakalım

look at some English words and these are all real words I promise they are not

bazı İngilizce kelimelere bir göz atalım mı ve bunların hepsi gerçek kelimeler ben söz ver

fake words they are not made-up they are not from my one of my hot fantasies I

sahte sözler değil uydurma değiller benim ateşli fantezilerimden değiller

had a very strange dream last night by the way

dün gece çok garip bir rüya gördüm bu arada

very strange dream I won't tell you about it now but it was a very strange

çok garip rüya şimdi sana anlatmayacağım ama çok güzel garip

dream I seem to be having dreams with two particular themes that rhymes it's

rüya kafiyeli iki belirli temaya sahip rüyalar görüyor gibiyim

nice today nice when that happens when you were talking and accidentally two of

bugün güzel sen konuşurken bu olduğunda güzel ve yanlışlıkla

the words in the sentence rhyme so some of my dreams have particular themes and

cümledeki kelimelerden ikisi kafiyeli bu yüzden rüyalarımdan bazılarının belirli temaları var ve her

both of them refer to my past so my early life it's very strange that

ikisi de benim rüyama atıfta bulunuyor. geçmiş yani erken yaşlarım çok garip

isn't it I don't know why dreams are very unusual things anyway enough about

değil mi rüyalar neden olağandışı şeyler bilmiyorum zaten rüyalarım hakkında yeterince

my dreams let's have a look at today's first

strange word here it is shifty this might not seem like a real word yes it

evet

is a real word I can guarantee 100% it has mr. Duncan's stamp of approval as

%100 garanti edebileceğim gerçek bir kelimedir mr. Duncan'ın

being a genuine English word shifty shifty it means to have a look around

gerçek bir İngilizce kelime olduğunu onaylayan damgası shifty shifty etrafınıza bir göz atın anlamına gelir

you have a look around maybe you go into a room and have a quick look maybe you

etrafa bir göz atın belki bir odaya girersiniz ve hızlıca bir göz atarsınız belki bir şey arıyorsunuz

are searching for something you are looking for something you are trying to

aradığınız bir şey bulmaya çalışıyorsunuz

find something in a particular place you will have

belirli bir yerde bir şey bulursan

a shifty shifty it is a real word it is often used in British English so you

kayganlaşırsın bu gerçek bir kelimedir İngiliz İngilizcesinde sıklıkla kullanılır bu yüzden

might have a little shifty a little look around you are searching for something I

biraz kaygan olabilirsin biraz etrafına bak bir şey arıyorsun bir şey ararken

will have a shifty I will have a little look

bende biraz olacak bak

I will move around and look quickly you are searching for something but perhaps

ben dolaşacağım ve hızlıca bakacağım bir şey arıyorsunuz ama belki aceleniz

you are in a hurry maybe you are looking for something in a

hurry maybe you have a restraint or constraint of time maybe you only have a

var belki aceleniz var

little bit of time to actually search so you have to have a chef teah you have a

yani bir şefe öğretmelisin

little look around very quick look you search quickly you have a shifty there

biraz etrafına bak çok hızlı bak hızlı bir şekilde araştırıyorsun bir hilen var

it is that is the word summer is just around

işte bu kelime yaz hemen

the corner it is you are right no doubt about it

köşede bu haklısın buna hiç şüphe yok

here is another strange English word however it is a real word low down low

burada başka bir tuhaflık var İngilizce kelime ancak gerçek bir kelimedir low down low

down maybe you have some information about a certain thing or a certain piece

down belki belirli bir şey hakkında bazı bilgilere sahipsiniz veya

of information that another person does not have you give them the lowdown you

başka bir kişinin sahip olmadığı belirli bir bilgi parçasına sahip olursunuz.

give them the information you inform someone you pass on information so the

yani

lowdown is the information the things that you want to tell someone about I

özet bilgi, birisine anlatmak istediğiniz şeyler, ben size bay

will give you the lowdown of mr. Duncan's new relationship something like

benin özetini vereceğim. Duncan'ın yeni ilişkisi buna benzer bir şey

that or maybe my new neighbors maybe my neighbors have moved out and

ya da belki yeni komşularım belki komşularım taşındı ve

some new neighbors have arrived later I will give you the lowdown on my new

bazı yeni komşular daha sonra geldi Size yeni komşularım hakkında bilgi vereceğim bilgi

neighbors the lowdown you are giving the information information information

veriyorsunuz bilgi bilgi

information you are having a shifty eye like that one shifty can also be someone

bilgi gözleriniz kayıyor bunun gibi one shifty meraklı biri de olabilir

who is curious maybe but normally in British English a shifty is

belki ama normalde İngiliz İngilizcesinde shifty

a quick look you are searching for something I like the way the pigeon is

hızlı bir bakıştır bir şey arıyorsunuz

still there look the pigeon is still there

Güvercinlerin hala orada olma şeklini

I think the pigeon is trying to get the lowdown trying to find out what is

seviyorum

happening here I think so isn't that nice I will give you the

Burada neler olup bittiğini öğrenmeye çalışırken aşağı inin bence o kadar da hoş değil mi Size sırrımın özetini vereceğim Sırrın

lowdown on my secret I wonder what the secret is I am intrigued to find out

ne olduğunu merak ediyorum

here's another one oh this is interesting so we just had the lowdown

burada bir tane daha var oh bu ilginç yani biz sadece bir şeyi alttan

and now we have down-low if you do something on the down-low it means you

alta yaparsanız, bunu

do it in secret you are doing something that other people don't know about you

gizlice yaptığınız anlamına gelir, diğer insanların bilmediği bir şeyi yapıyorsunuz demektir, bir

are doing something secretly in a secret way without other people finding out you

şeyi gizlice, diğer insanlar olmadan gizli bir şekilde yapıyorsunuz demektir.

are doing it on the down-low quite often used in American English but you you do

bunu aşağı-düşük seviyede yaptığınızı öğrenmek, Amerikan İngilizcesinde oldukça sık kullanılır, ancak

find it used in many types of English including British English so to do it on

bunun İngiliz İngilizcesi de dahil olmak üzere birçok İngilizce türünde kullanıldığını görürsünüz, bu yüzden bunu aşağı

the down-low is to do it in secret he is doing it on the down-low maybe someone

-düşükte yapmak, bunu gizlice yapmaktır. aşağıdan aşağıya belki birinin

is having an affair maybe the neighbor is having an affair and they are doing

bir ilişkisi var belki komşunun bir ilişkisi var ve

it on the down-low they are doing it in secret without other people finding out

bunu aşağıdan aşağıya yapıyorlar bunu diğer insanlar

that it's happening mmm you do it on the down-low I like that

bunun olduğunu anlamadan gizlice yapıyorlar mmm sen aşağıda yap -low Bu

word it's a good one it's a good word so that's a robust word a strong word if

kelimeyi beğendim, bu iyi bir kelime, bu iyi bir kelime, yani bu sağlam bir kelime, güçlü bir kelime, eğer

you are trying to keep a secret you will do something on the down-low here's

bir sır saklamaya çalışıyorsan, aşağıda bir şeyler yapacaksın-alçak, işte

another word this is a word the word I'm about to show you is a word that is

başka bir kelime, bu bir kelime, ben' Size göstermek üzereyim,

often used these days when people are complaining

insanların en

about their favorite movie character or TV character so recently we had Star

sevdikleri film karakteri veya TV karakteri hakkında şikayet ettikleri bu günlerde sıklıkla kullanılan bir kelimedir ve son zamanlarda

Wars is a good example people have been complaining about the retcon of certain

characters in Star Wars and also Doctor Who as well because a couple of years

Star Wars'umuz oldu. ayrıca Doctor Who da çünkü birkaç yıl

ago dr. who became a woman and a lot of people became quite angry about that

önce dr. Kim bir kadın oldu ve pek çok insan buna oldukça kızdı,

they say no you can't you can't retcon Doctor Who but what does it mean I will

hayır yapamazsın, yeniden ikna edemezsin Doctor Who ama bu ne anlama geliyor,

tell you the word wrecked on wreck Khan or retcon means retroactive continuity

sana enkazda mahvolmuş kelimesini söyleyeceğim Khan veya retcon geriye dönük süreklilik anlamına gelir

so you are changing the character or maybe you are adding things to a

yani sen karakter değiştiriyorsunuz ya da belki bir hikayedeki bir karaktere bir şeyler ekliyorsunuz,

character in a story you are making changes to that character that have

o karakterde

already been established in the past so perhaps you are rewriting or changing

geçmişte kurulmuş olan değişiklikleri yapıyorsunuz, yani belki yeniden yazıyorsunuz ya da

the characteristic of a certain character in a story TV show or movie

bir hikaye dizisindeki belirli bir karakterin karakterini değiştiriyorsunuz ya da film

you ret con that character you apply retroactively continuity so there is a

ret edersin o karakteri ret edersin geriye dönük devamlılık yani

word that is often used when people are complaining about their favorite TV show

insanlar en sevdikleri diziden

or their favorite TV character that has been changed some people get very angry

veya en sevdikleri dizideki karakterin değişmesinden şikayet ederken sıklıkla kullanılan bir kelime var bazı insanlar çok kızıyor

about that sort of thing me no I don't get angry about that not at all here's

bu tür şeylere ben hayır ben buna hiç kızmayın işte

another one we are looking at strange English words on a Friday afternoon live

başka bir tane daha garip İngilizce kelimelere bakıyoruz bir Cuma günü İngiltere'den canlı canlı

from England ah gelatinous oh I like this word gelatinous

ah gelatinous oh bu kelimeyi beğendim gelatinous gelatinous harika

gelatinous is a great word it sounds weird it sounds strange unusual maybe

bir kelime kulağa garip geliyor kulağa garip geliyor olağandışı belki

gelatinous something is gelatinous it means it is like jelly it has the

jelatinimsi bir şey jelatinimsidir jöle gibi olduğu anlamına gelir jöle görünümündedir katıdır

appearance of jelly it is solid but also it is liquid so

ama aynı zamanda sıvıdır bu yüzden sık

quite often make when you make jelly quite often it will be like liquid but

sık yapın jöle yaptığınızda sık sık sıvı gibi olur ama

then it will set it will go hard however it will still be soft it will still move

sonra sertleşir sertleşir ancak yine de olur yumuşak ol yine de

around freely gelatinous gelatinous it's a great word something that appears

serbestçe hareket edecek jelatinimsi jelatinimsi harika bir kelime jöle gibi görünen bir şey

jelly like so of course you could have jelly which is a type of dessert

yani tabii ki jöle olabilir, jöle gibi görünen

something that appears like jelly such as jam can appear like jelly it is

bir şey reçel gibi görünebilir jöle gibi görünebilir bu jelatinimsi

gelatinous gelatinous I like that word a very strange word indeed something that

jelatinimsi bu kelime çok garip bir kelime gerçekten jöle gibi görünen bir şey

has the appearance of being like jelly sticky something sticky can also

yapışkan bir şey yapışkan bir şey

probably be meant be named as gelatinous very interesting here's another one if

muhtemelen jelatinimsi olarak da adlandırılabilir çok ilginç işte bir tane daha, eğer

you are constantly complaining to someone or maybe you are constantly

sürekli birilerinden şikayet ediyorsanız veya belki de sürekli birinden bir şey istiyorsunuz.

asking someone for something you will browbeat them browbeat you pester you

onlara göz kırpacak mısın rahatsız mı edeceksin

complain you browbeat them you won't stop doing it

şikayet edeceksin onlara göz kırpacaksın bunu yapmayı bırakmayacaksın

you are browbeating another person you won't stop asking a question or maybe

başka birine göz kırpıyorsun soru sormaktan vazgeçmeyeceksin veya belki birine

you won't stop making a request to someone please please stop asking me the

istekte bulunmaktan vazgeçmeyeceksin lütfen lütfen bana aynısını sormayı bırak

same question please stop asking me if I want to go on a date with you you keep

soru lütfen bana seninle çıkmak isteyip istemediğimi sormayı

browbeating me please stop it stop it

bırak bana göz kırpıp duruyorsun lütfen

Charlie says Silicon might be described as gelatinous yes I think so silicon is

a very interesting substance it is very soft but also it's quite strong and

kes şunu güçlü ve

flexible gia let earnest I love that word hello - I'm just making some

esnek gia ciddiyim bu kelimeyi seviyorum merhaba -

Corrections here on the live chat hello Husein I like to make gelatinous mango

canlı sohbette sadece bazı düzeltmeler yapıyorum merhaba Hüseyin jelatinimsi mango suyu yapmayı seviyorum

juice oh I actually made I made it this morning gelatinous mango juice can I

oh gerçekten yaptım bu sabah jelatinimsi mango suyu yaptım

just say that sounds absolutely delicious I want to eat some mango now

diyebilir miyim kulağa çok lezzetli geliyor biraz mango yemek istiyorum şimdi bana mangoları

you've made me think about mangoes I want to eat some mangos I like

düşündürttün biraz mango yemek istiyorum

gelatinous sticky and gummy textured stuff too one of my favourite meals as a

jelatinimsi yapışkan ve sakızımsı dokulu şeyleri de severim çocukken en sevdiğim yemeklerden biri

child was jelly jelly and ice cream we would have those two things together

jöle jöle ve dondurma yerdik bu iki şey

they go together very well in fact can you eat jelly yes you can it's a type of

birlikte çok iyi gidiyorlar aslında jöle yiyebilir misin evet yiyebilirsin bu bir

sweet it's a type of dessert of course there are other things that have the

tatlı türü bu bir tatlı türü tabii ki jöle adı verilen başka şeyler de var mesela

name jelly such as jellyfish you can't eat those there are quite dangerous

denizanası gibi onları yiyemezsin oradakileri oldukça tehlikeli

animals jellyfish but they also have the appearance of jelly they appear

hayvanlar denizanaları ama aynı zamanda jöle görünümündeler jelatinimsi

gelatinous gelatinous I like that word so the word browbeat if you constantly

jelatinimsi görünüyorlar bu kelimeyi seviyorum yani kaş çatma kelimesi

ask someone for something you constantly complain

birinden sürekli bir şey sorarsan sürekli şikayet

maybe you browbeat someone you are trying to make them change their mind

ediyorsun belki birine kaş çatıyorsun fikrini değiştirmeye

you are trying to beat them into sub mission you browbeat someone yeah here's

çalışıyorsun onları alt görevde yenmek için birine göz yumarsınız evet işte

another word and can I just say the following word does not mean a stupid

başka bir kelime ve şunu söyleyebilir miyim: aşağıdaki kelime aptal bir insan anlamına gelmez

person it does not mean stupid person but I can see why you would think that I

aptal bir insan anlamına gelmez ama neden böyle düşündüğünüzü anlayabiliyorum

can see why you would think that was the case

neden böyle düşündüğünüzü anlayabiliyorum

the word is oxymoron oxymoron hmm a very interesting word this is a real word

oksimoron oksimoron hmm çok ilginç bir kelime bu gerçek bir kelime

definitely 100% real word oxymoron quite often in English if a person uses two

kesinlikle %100 gerçek kelime

words in the sentence that are almost opposites of each other however you are

using those two words together we can say that that is an oxymoron

kelimeler birlikte bunun tezat olduğunu söyleyebiliriz

for example honest politician some people might say that those two words

örneğin dürüst politikacı bazı insanlar bu iki kelimenin tezat olduğunu söyleyebilirler

are oxymorons they do not relate to each other in any way oxymoron honest

hiçbir şekilde birbirleriyle ilişkili değildirler tezat dürüst

politician I'm just putting that out there I'm putting that out there

politikacı Ben sadece bunu ortaya koyuyorum bunu koyuyorum orada

I'm not making any any opinion I'm not giving you any opinion but some people

herhangi bir fikir belirtmiyorum, size herhangi bir fikir vermiyorum ama bazı insanlar

might say that the words honest and politician should never be used together

dürüst ve politikacı kelimelerinin asla birlikte kullanılmaması gerektiğini söyleyebilirler,

they are an oxy an oxymoron hmm he was browbeaten by robbers well I suppose in

onlar bir oksimoron ve oksimoron hmm, hırsızlar tarafından gözünü kırpmış sanırım

that way maybe not beaten perhaps but maybe not browbeaten arts bee says jelly

bu şekilde belki dövülmez belki ama göz yumulmaz sanat arı jölenin jölenin

does jelly have alcohol well you might be surprised to find out

alkolü var mı dediğini söyler, jölenin

that you can put alcohol in jelly so when you are preparing the jelly you can

içine alkol koyabileceğinizi öğrenince şaşırabilirsiniz, böylece jöleyi hazırlarken

put a little bit of alcohol inside as well so some people like to have their

içine biraz alkol koyabilirsiniz. Pekala, bazı insanlar

jelly alcoholic with a little bit of alcohol inside so yes you can

jölelerinin içinde biraz alkol bulunan alkollü olmasını severler, bu yüzden evet yapabilirsiniz, ancak ben

however I do not like alcohol jelly I like my jelly with lots of fruit and

alkollü jöleyi sevmiyorum, dürüst olmak gerekirse çok fazla meyve ve

lots of natural flavor to be honest so there it was oxymoron

çok sayıda doğal aroma içeren jölemi seviyorum, bu yüzden orada oksimoron

two words that are used together but they really don't match or suit each

iki oldu birlikte kullanılan ama aslında birbirine uymayan veya uymayan kelimeler

other they are being used as a description however they should probably

bir tanımlama olarak kullanılıyorlar ancak muhtemelen

not be used some people might see it as an oxymoron I like that one here's

kullanılmamalı bazı insanlar bunu bir tezat olarak görebilir bunu beğendim işte bir tane

another one we are looking at some strange English words and then we are

daha bakıyoruz biraz garip İngilizce kelimeler ve sonra

having a break for a little bit of full English and then we will be back here's

tam İngilizce için biraz ara veriyoruz ve sonra geri döneceğiz işte bir

another one ah this is a hard one to say I wonder how many people out there can

tane daha ah bunu söylemesi zor

actually say this word can you say it can you say this word peripatetic

Bu kelimeyi gerçekten söyleyebilen kaç kişi olduğunu merak ediyorum söyleyebilir misin peripatetik peripatetik kelimesini söyleyebilir misiniz,

peripatetic what an unusual word mr. Duncan I will say it again peripatetic

ne alışılmadık bir kelime bayım. Duncan tekrar söyleyeceğim peripatetik

para pathetic a person who is peripatetic is a person who constantly

para acıklı gezici olan bir kişi sürekli

moves around they never stay in one place they are always moving around a

hareket eden bir kişidir asla bir yerde kalmazlar her zaman dolaşırlar

peripatetic person is a person who moves around they never stay in one place they

gezici bir kişi ortalıkta dolaşan bir kişidir asla sevdikleri bir yerde kalmazlar

like to move around you might describe them as a nomad I suppose their habits

dolaşın onları göçebe olarak tanımlayabilirsiniz sanırım alışkanlıkları

their ways of living they never stay in one place they are

yaşam tarzları asla bir yerde kalmazlar

pathetic they are always moving around they are going from one place to another

acınacak haldedirler sürekli yer değiştirirler

they never settle down they always move around they are peripatetic I like that

asla yerleşmezler sürekli hareket ederler gezgincidirler Bu

word arts B oh very good arts B has given a very good oxymoron

kelime sanatlarını seviyorum B oh çok iyi sanatlar B çok iyi bir oksimoron verdi

healthy cigars no you can't have that can you there is no such thing as

sağlıklı purolar hayır buna sahip olamazsın

healthy cigars or maybe healthy cigarettes there is no such thing as

sağlıklı purolar veya belki sağlıklı sigaralar diye bir şey yoktur sağlıklı sigaralar diye bir şey yoktur

healthy cigarettes so if you used those words together you would say that you

yani eğer bu kelimeleri birlikte kullandınız diyeceksiniz ki

have an oxymoron pretty good thank you very much for that mica says thank you

çok iyi bir oksimoronunuz var bunun için çok teşekkür ederim mika

for your information about the sunset I think maybe that is a message for Diana

gün batımı hakkındaki bilgileriniz için teşekkür ederim diyor bence bu İngiltere'de Diana için bir mesajdır

here in the UK do you know during the height of summer

yükseklik sırasında biliyor musunuz Yazın

the Sun does not set until around 10 o'clock at night so as we move towards

Güneş gece saat 10 civarına kadar batmaz, bu nedenle

the middle of summer the days here in England become longer and longer and

yazın ortasına doğru ilerlerken burada İngiltere'de günler gittikçe uzar ve

longer and at the height of summer so the middle of summer is on the 21st of

uzar ve yazın zirvesindedir, bu nedenle yaz ortası ayın 21'indedir.

January not not January July I was near so on

Ocak değil Ocak Temmuz Yakınlardaydım, bu yüzden

the 21st of July it is mid summer it is the summer equinox and at that time the

21 Temmuz yaz ortası, yaz ekinoksu ve o zamanlar

days here in England are very long so normally it is still light at 10 o'clock

burada İngiltere'de günler çok uzun, bu nedenle normalde gece saat 10'da hava hala aydınlık

at night and sometimes even 11 o'clock at night so before midnight you can

ve bazen gece saat 11'de bile, bu yüzden gece yarısından önce

actually still see light in the sky so we only have around four or maybe five

aslında gökyüzünde hala ışık görebilirsiniz, bu nedenle yaz aylarında sadece dört veya belki beş

hours of darkness during the summer months

saatlik karanlığımız olur, bu

so night here in England is actually very short during the summer months we

nedenle İngiltere'de gece aslında yaz aylarında çok kısadır.

only have around five hours or maybe four and a half hours of darkness so as

sadece beş saat ya da belki dört buçuk saat karanlık var, bu yüzden

you go to bed if you go to bed very late at about two o'clock in the morning you

yatağa giderken çok geç yatarsanız, sabah saat ikide

might also see the Sun already starting to come up as you go to bed so yes we do

güneşin çoktan yükselmeye başladığını da görebilirsiniz. yatmak yani evet

have very short days here in England during the summer months very short

İngiltere'de yaz aylarında çok kısa günlerimiz oluyor çok kısa

nights and very long summer days and that's one of the reasons why many

geceler ve çok uzun yaz günleri ve

people at the moment are trying to enjoy this summer this beautiful weather that

şu anda birçok insanın sahip olduğumuz bu güzel havanın tadını çıkarmaya çalışmasının nedenlerinden biri de bu.

we are having at the moment is incredible

şu anda inanılmaz

you might have a peripatetic teacher yes in the past I used to travel around

bir gezici öğretmeniniz olabilir evet geçmişte çok seyahat ederdim

quite a lot I've been to many places so maybe in the past when I was younger I

birçok yere gittim bu yüzden belki geçmişte gençken

was much more adventurous some might say I was peripatetic I would move around

çok daha maceracıydım bazıları gezginci olduğumu söyleyebilir

quite a lot hello - stanislav nice to see you here

Oldukça fazla dolaşırım merhaba - stanislav sizi burada görmek güzel,

so peripatetic is to move around you never stay in one place here's another

bu yüzden gezici hareket etmek, asla bir yerde kalmamak, işte bir

one oh here's another one pernicious pernicious pernicious is a

tane daha oh işte bir tane daha zararlı pernicious pernicious

negative word we are describing a type of behavior a pernicious person someone

olumsuz bir kelime biz bir davranış türünü tanımlıyoruz a zararlı

who is pernicious or apparently the longest day is the 21st of June I was

zararlı biri ya da görünüşe göre en uzun gün 21 Haziran, ben

still Mia it starts with Jay so first of all I

hala Mia'ydım, Jay ile başlıyor, bu yüzden önce

said January then I said July but it's in fact the 21st of June

Ocak dedim, sonra Temmuz dedim ama aslında 21 Haziran,

we will leave it there shall we I will have a little cry in the corner of my

onu orada bırakacağız, olur mu? daha sonra stüdyomun köşesinde biraz ağlayacağım

studio later hello also to arts B but in London it's

arts B'ye de merhaba ama Londra'da

like here it must be like that in Birmingham and also London it is very

burası gibi olmalı Birmingham'da ve ayrıca Londra'da hava çok

hot around 30 Celsius today the weather is very nice you may have seen the view

sıcak 30 santigrat derece bugün hava çok güzel görmüş olabilirsiniz

at the start of today's lesson yes it's lovely here we're having some amazing

bugünün dersinin başındaki manzara evet burası çok güzel harika bir

weather even though some people are becoming quite frustrated because they

hava yaşıyoruz ama bazı insanlar dışarı çıkmak istedikleri için oldukça hüsrana uğruyorlar

want to go outside but they can't pernicious is a word that means nasty

ama yapamıyorlar.

spiteful mean you are a pernicious person oh why do you have to be so

zararlı insan ah neden bu kadar zararlı olmak zorundasın zararlı kötü

pernicious pernicious mean-spirited nasty spiteful your your way of treating

ruhlu iğrenç kinci insanlara davranış tarzın iyi

people is not good you have a very spiteful mean nasty way of treating

değil insanlara çok kinci kötü kötü davranışların var

people you are pernicious finally we have one more and then we will be taking

zararlısın sonunda bir tane daha var ve sonra biz olacağız Birleşik Krallık'ta saat

a break as we approach 3 o'clock here in the UK here's another one bun come it

3'e yaklaşırken mola veriyoruz işte bir tane daha topuz gel

sounds like my name but it isn't maybe this could be another name that people

benim adıma benziyor ama bu değil belki de gelecekte insanların bana bay yerine verebilecekleri başka bir isim olabilir

might give me in the future instead of mr. Duncan they might call me mr.

. Duncan, bana Bay Duncan diyebilirler.

Buncombe Buncombe that's an interesting word it is real for those who are

Buncombe Buncombe bu ilginç bir kelime merak edenler için gerçek mi

wondering yes all of these words are real words mr. Duncan you are

evet bu kelimelerin hepsi gerçek sözler bayım. Duncan,

exaggerating with these new words am I am I really I'm not sure about that I

bu yeni kelimelerle abartıyorsun, öyle miyim, ben gerçekten emin

don't think so so here is Buncombe Buncombe something that is false

değilim ki öyle düşünmüyorum yani işte Buncombe Buncombe yanlış olan bir

something that is not true a person who is telling you something maybe they have

şey doğru olmayan bir şey size bir şey söyleyen bir kişi belki de

own opinion about a particular thing however you don't accept it you don't

belirli bir şey hakkında kendi görüşün ancak bunu kabul etmiyorsun ne

believe what they are saying so you might say you are talking Buncombe what

söylediklerine inanmıyorsun bu yüzden Buncombe'dan ne kadar saçma sapan konuştuğunu söyleyebilirsin

a load of bunkum so it is nonsense you are talking

yani saçmalık saçma sapan

nonsense what you are saying is rubbish it is not

konuşuyorsun söylediklerin saçmalık

true it is not to believe be believed you shouldn't believe it because it is

doğru değil inanmamalı inanmamalısın inanmamalısın çünkü o

Buncombe Buncombe I love that word it sounds a little bit like my name so

Buncombe Buncombe Bu kelimeyi seviyorum biraz benim adıma benziyor bu yüzden

maybe in the future people might say oh look there's mr. Buncombe yeah how dare

belki gelecekte insanlar oh bak işte bay diyebilir. Buncombe evet buna nasıl cüret edersin

you how dare you as as Greta would say how

Greta'nın dediği gibi nasıl cüret edersin

dare you yes indeed you tell them Greta you tell them give them a slap for me

evet gerçekten onlara Greta'ya söyle onlara benim için bir tokat atmalarını söyle teşekkür ederim

thank you very much thank you very much so there we go

çok teşekkür ederim işte başlıyoruz

Buncombe it is a real word it is used in the English language it means something

Buncombe gerçek bir kelime bu İngilizce'de yanlış sahte olan bir şeyin saçma olduğuna inanılamaz anlamına gelir

that is false fake can't be believed it is nonsense nonsense fly or die asks mr.

saçma sapan uç ya da öl diye sorar mr.

Duncan are you pernicious what do you think do you think I'm a pernicious

Duncan sen hain misin ne düşünüyorsun sence ben hain bir

person I don't think I punishes in my life

insan mıyım Hayatımda cezalandırdığımı düşünmüyorum

however I've met many pernicious people spiteful mean people look at the time

ama pek çok hain insanla tanıştım kindar kaba insanlar saate bak

everyone it's 3 o'clock here in the UK and now we are going to take a look at

herkes burada saat 3 Birleşik Krallık ve şimdi

one of my full english lessons an excerpt from one of my many english

tam İngilizce derslerimden birine bir göz atacağız, youtube kanalımda bulunan birçok İngilizce dersimden birinden bir alıntı

lessons that exists right here on my youtube channel and then after that we

ve ardından

are going to have a chat and we are going to play the sentence game all of

sohbet edeceğiz ve gidiyoruz cümle oyununu oynamak için

that coming up right after this

bunların hepsi bundan hemen sonra geliyor

hi everybody and I mean everybody and welcome to

herkese merhaba ve demek istediğim herkes ve

another full English lesson I have so many things to show you today we have no

başka bir tam İngilizce dersine hoş geldiniz bugün size gösterecek çok şeyim var

time to do the introduction you might say that I'm pressed for time I'm

girişi yapacak vaktimiz yok diyebilirsiniz ki ben Zamanım kısıtlı Zamana

working against the clock I'm on a tight schedule I don't have much time so

karşı çalışıyorum Sıkı bir programım var fazla zamanım yok bu yüzden

without any more hanging about let's get over today's full English

daha fazla takılmadan bugünün tam İngilizce

lesson which will start around about now

dersini geçelim, bu yaklaşık şu sıralarda başlayacak,

what is the hardest part of learning English is it the learning of new words

öğrenmenin en zor kısmı nedir? İngilizce yeni kelimeler öğrenmek midir

maybe the grammar used in English is what leaves you the most confused

belki de İngilizce'de kullanılan gramer kafanızı en çok

perhaps you feel too shy to use English in front of other people learning

karıştıran şeydir belki de başkalarının önünde İngilizce kullanmaktan çekiniyorsunuz

anything new can be quite daunting you might feel intimidated by all the new

yeni bir şey öğrenmek gözünüzü korkutabilir tüm yeni

words all of the grammar rules and even after you have mastered those then you

kelimeler gözünüzü korkutabilir tüm gramer kuralları ve bunlara hakim olduktan sonra bile

have to use the language with other people I think it would be fair to say

dili diğer insanlarla birlikte kullanmak zorundasınız.

that speaking a new language for the first time might make you feel nervous

Yeni bir dili ilk kez konuşmanın sizi gergin hissettirebileceğini söylemek doğru olur

but there is no need to fear as this is completely normal if you want to improve

ama gerek yok diye düşünüyorum Korku, çünkü bu tamamen normaldir, eğer

your spoken English then why not practice doing it by yourself speaking

konuşulan İngilizcenizi geliştirmek istiyorsanız, o zaman neden bunu diğer insanların önünde konuşarak kendi başınıza pratik yapmıyorsunuz,

in front of other people can be very scary so first of all you need to get

çok korkutucu olabilir, bu yüzden her şeyden önce

used to the idea of doing it it may seem like a strange thing to do but

bunu yapma fikrine alışmanız gerekiyor gibi görünebilir. Garip bir şey gibi ama

practicing in front of a mirror is a great way to build some of that initial

bir aynanın karşısında pratik yapmak, ilk baştaki özgüveninizi geliştirmenin harika bir yoludur.

confidence get used to your own mannerisms and ways of showing what you

are saying facial expressions and body language are just as important as the

words you are saying conversation relies as much on eye contact and body movement

konuşmanın söylenen şeyler kadar göz temasına ve vücut hareketine dayandığını söylüyorsunuz,

as the things being said if you happen to have one of these wonderful devices

eğer bu harika cihazlardan birine

or one of these wonderful devices then you are well on your way to improving

veya bu harika cihazlardan birine sahipseniz, o zaman

your vocal technique using a recording device can help you to get accustomed or

bir kayıt cihazı kullanarak ses tekniğinizi geliştirme yolundasınız demektir.

used to the sound of your own voice it might feel a little strange hearing

kendi sesinize alışmanıza veya alışmanıza yardımcı olabilir ilk başta kendinizi duymak biraz garip gelebilir

yourself at first but after a while you will begin to enjoy it

ama bir süre sonra bundan zevk almaya başlayacaksınız

annual confidence will slowly build I suggest you start off with some simple

yıllık güven yavaş yavaş oluşacaktır Birkaç basit kelime ile başlamanızı öneririm

words and sentences and as you listen to the sound of your own voice you will be

ve cümleler ve kendi sesinizi dinledikçe,

able to hear where there may be some problems

bazı sorunların olabileceği yerlerde duyabileceksiniz, ortaya

one common problem which can arise concerns the speed of your speech there

çıkabilecek ortak bir sorun, konuşma hızınızla ilgili,

is no need to rush what you are saying give the listener a chance to hear your

aceleye gerek yok, dinleyiciye bir şans verin Sözlerinizi duyma şansı

words of course you must also speak clearly so don't rush and don't mumble

tabii ki net bir şekilde de konuşmalısınız, bu yüzden acele etmeyin ve kendinize

once you feel confident enough you can move on to speaking with other people

yeterince güvendiğinizi hissettiğinizde mırıldanmayın, diğer insanlarla konuşmaya geçebilirsiniz,

get a few of your friends together or members of your family or even your

birkaç arkadaşınızı bir araya getirin veya aile üyeleriniz veya hatta

classmates to listen this will allow you to get used to speaking in front of

sınıf arkadaşlarınızın bunu dinlemesi,

other people and over time your confidence will grow if you have no one

diğer insanların önünde konuşmaya alışmanızı sağlayacaktır ve zamanla kendinize olan güveniniz artacaktır.

to practice with why not join an English language group if there isn't one why

not create your own it's time to take a look at another buzzword a buzz word is

başka bir moda kelimeye bakmanın zamanı geldi, bir vızıltı kelime, belirli bir

a word or phrase that is popular during a certain period or is often used

dönemde popüler olan veya genellikle sıklıkla kullanılan bir kelime veya deyimdir,

generally today's buzz word is publicity stunts

günümüzün vızıltı kelimesi tanıtım gösterileridir,

the phrase publicity stunt refers to an action carried out to gain attention

tanıtım dublörlüğü ifadesi, dikkat çekmek için yapılan bir eylemi ifade eder. sadece dikkat çekmek amacıyla

whilst creating public reaction to perform an action or say something for

bir eylemde bulunmak veya bir şey söylemek için halkın tepkisini oluşturmak,

the sole purpose of creating attention which in turn creates publicity for

bu da sorumlular için tanıtım oluşturur

those responsible is a publicity stunt the attention sort can be either good or

bir tanıtım gösterisidir dikkat çekme türü iyi veya kötü olabilir,

bad even bad publicity can generate business

hatta kötü tanıtım iş üretebilir

an outrageous comment or an action that provokes criticism might in fact be

çirkin bir yorum veya eylem eleştiriye yol açan

nothing more than a publicity stunt of course not all attempts for attention

bir tanıtım gösterisinden başka bir şey olmayabilir, elbette tüm dikkat çekme çabaları kötü değildir.

are bad a promotion for a new movie or a message posted on a billboard that

creates confusion or intrigue might also be just some very clever publicity stunt

the main purpose of a publicity stunt is to gain as much attention as possible in

Bir tanıtım dublörünün temel amacı, mümkün olduğu kadar çok yoldan olabildiğince fazla dikkat çekmektir; çünkü

as many ways as of all the word publicity describes the

tanıtım kelimesi, ticari kazanç elde etmek için

action of promoting a product or an event for commercial gain the word stunt

bir ürünün veya bir etkinliğin tanıtımını yapma eylemini tanımlar, dublör kelimesi

shows that the thing gaining the attention was planned and choreographed

dikkat çeken şeyin planlandığını gösterir ve koreografisi

for the purpose of publicity I hope you enjoyed that you are watching some

tanıtım amacıyla yapılmıştır umarım tam İngilizce derslerimden biri olan bazı titrek görüntüleri izlemekten keyif almışsınızdır.

flickering images that was one of my full English lessons some excerpts from

full English number 35 we are now back live

hm-hmm we were talking about the word gelatinous well guess what I found

something in the kitchen which can be described as that very thing so there

Mutfakta tam da o şey olarak tanımlanabilecek bir şey buldum ve

you see there is some marmalade and you can see the appearance of it is

orada bir miktar marmelat olduğunu ve görünüşünün

gelatinous it looks like jelly so in that respect in that instance we are

jelatinimsi olduğunu görebilirsiniz, jöle gibi görünüyor, bu bakımdan bu durumda

describing this as jelly like it is gelatinous there are many types our food

bunu jöle benzeri olarak tanımlıyoruz. jelatinimsi yemeklerimizin pek çok türü var

especially in Asian cuisine where you might find the word gelatinous used I

özellikle Asya mutfağında kullanılan jelatinimsi kelimesini bulabileceğinizi

remember when I was in China we had gelatinous rice very sticky sticky rice

hatırlıyorum Çin'deyken jelatinimsi pirincimiz çok yapışkan pirinç vardı

and quite often they would call it gelatinous rice so this particular thing

ve çoğu zaman buna jelatinli pirinç derlerdi bu yüzden bu özel şey

I've got here is actually marmalade marmalade something that you will often

ben Burada aslında marmelat var, kahvaltıda sık sık yiyeceğiniz bir şey

have for breakfast and of course marmalade goes very well with crumpets

ve tabii ki marmelat soğuk ekmeklerin yanına çok iyi gidiyor,

cool so I think I think it is safe to say tomorrow morning I'm going to have

bu yüzden yarın sabah söylemenin güvenli olduğunu düşünüyorum,

some marmalade on my big giant crumpets we are with you live here on YouTube it

büyük devimin üzerine biraz marmelat içeceğim. crumpets sizlerleyiz burada youtube canlı yayında

is mr. Duncan that's me by the way talking to you live from the birthplace

mr. Duncan bu arada sizinle İngilizcenin doğum yeri olan

of English which just happens to be England thank you very much for joining

İngiltere'den canlı olarak konuşuyorum, bana katıldığınız için çok teşekkür ederim,

me we are going to be playing the game that a lot of people seem to like at the

şu anda pek çok insanın sevdiği görünen oyunu oynayacağız.

moment we do seem to like playing the game that we are going to be playing

very soon however did you see well I suppose you did see it but then maybe

çok yakında oynayacağımız oyunu oynamaktan hoşlanmak ancak iyi gördünüz mü gördünüz sanırım ama o zaman belki belki

maybe you didn't maybe you have no interest in that particular subject

görmediniz belki o belirli konu

space X did did anyone see the attempt to take

alanına ilginiz yok X girişimi gören oldu mu

up last night did anyone see it did anyone see the space X rocket it was

dün gece almak için kimse gördü mü kimse gördü mü uzay X roketini gördü mü

supposed to be taking off not last night the night before sorry about that but

havalanması gerekiyordu dün gece değil önceki gece değil bunun için üzgünüm ama

did anyone see it I was sitting watching for two hours

kimse gördü mü İki saat boyunca oturmuş izliyordum

waiting for the rocket to take off and in the end he didn't take off I was a

roketin kalkmasını bekliyordum kalktı ve sonunda havalanmadı

little bit disappointed I'm not going to lie to you I was I was a little bit

biraz hayal kırıklığına uğradım sana yalan söylemeyeceğim

disappointed that we didn't get to see the rocket take off however later that

roketin kalkışını göremediğimiz için biraz hayal kırıklığına uğradım ancak o

night I went outside and guess what I saw I saw the International Space

gece daha sonra Dışarı çıktım ve tahmin et ne gördüm Uluslararası Uzay

Station going over my house in fact I I have it on good authority someone has

İstasyonu'nun evimin üzerinden geçtiğini gördüm, aslında sağlam bir kaynağa sahibim, biri

told me that in a moment the International Space Station is going to

bana Uluslararası Uzay İstasyonu'nun

go over my house in around about five seconds from now five four three two one

yaklaşık beş saniye sonra evimin üzerinden geçeceğini söyledi. şu andan itibaren beş dört üç iki bir

here it comes oh is that it is that it that's it I was waiting for the

geliyor oh işte bu kadar

International Space Station to come over and that was it

Uluslararası Uzay İstasyonunun gelmesini bekliyordum ve bu

three seconds that's all I get okay anyway they are going to try to launch

üç saniyeydi tek anladığım bu kadar tamam nasılsa uzayı fırlatmaya çalışacaklar

the SpaceX rocket on Saturday so they cancelled the liftoff the launch and now

Cumartesi günü SpaceX roketi, bu yüzden fırlatmayı iptal ettiler ve şimdi

they have had to postpone it and they will be having it on Saturday instead

ertelemek zorunda kaldılar ve SpaceX yerine Cumartesi günü yapacaklar,

SpaceX you have to be careful how you say that you have to be careful how you

nasıl söylediğinize dikkat etmelisiniz,

say space X because it sounds like you're saying SpaceX which it isn't by

X uzayını nasıl söylediğinize dikkat etmelisiniz çünkü SpaceX diyor gibisin ki

the way it is nothing to do with that but I am interested in

bu arada onunla alakası yok ama ben

astronomy I like looking up into the sky I like looking up at the stars at night

astronomiyle ilgileniyorum Gökyüzüne bakmayı seviyorum Geceleri yıldızlara bakmayı seviyorum

counting all of the stars and I'm still doing it I'm still counting those stars

tüm yıldızları saymayı ve Hala yapıyorum hala o yıldızları sayıyorum

because there are so many of them apparently there are more stars in the

çünkü o kadar çok var ki görünüşe göre gökyüzünde sahildeki kum tanelerinden daha fazla yıldız var

sky than there are grains of sand on the beach it blows your mind

aklınızı başınızdan alıyor

it really does hello to sujin hello also flower yes I will be watching

gerçekten sujin'e merhaba merhaba da çiçek evet

the launch of the space X rocket not space X space X I've always wanted to go

uzay X roketinin fırlatılışını izleyeceğim uzay X uzay X değil uzay X uzay X her zaman uzaya gitmek istemişimdir

into space but I've heard that it's not much fun because there's no atmosphere

ama bunun pek eğlenceli olmadığını duydum çünkü atmosfer yok

can we have some left are there where's my laughter come on I've always wanted

biraz kalabilir mi orada nerede benim kahkahalarım hadi hep

to go into space but people say that there there is no atmosphere that's

uzaya gitmek istemişimdir ama insanlar

better thank you very much I appreciate your laughter thank you very much even

daha iyi bir atmosfer olmadığını söylüyor çok teşekkür ederim kahkahanı takdir ediyorum çok teşekkür ederim

though I had to ask for it hello Emily or Emmett Amy Emilio hello Emilio nice

bunu istemek zorunda kalmama rağmen merhaba Emily veya Emmett Amy Emilio merhaba Emilio ben

to see you as well yes I think they are going to try and launch the rocket

de sizi görmek güzel evet bence yarın roketi deneyip fırlatacaklar

tomorrow they are going to go up into space

tomorrow hopefully and just afterwards apparently here in the UK we can see it

yarın uzaya çıkacaklar umarım ve hemen ardından görünüşe göre burada Birleşik Krallık'ta

so as it takes off as it goes up into space we can actually see it here in the

yukarı çıktıkça havalandığını görebiliyoruz uzayda onu aslında burada

UK it will pass over the UK which I'm quite surprised and a little bit excited

Birleşik Krallık'ta görebiliriz Birleşik Krallık üzerinden geçecek ki bu konuda oldukça şaşırdım ve biraz da heyecanlandım

about as well hello arts B hello Belarus er hi Belarus ear I did see you earlier

merhaba sanatlar B merhaba Belarus er merhaba Belarus kulak Sizi daha önce gördüm

but I didn't say hello so I'm saying hello to you now I hope you don't mind

ama görmedim merhaba de öyleyse ben de şimdi sana merhaba diyorum umarım

that V TAS is here as well why do the British love citrus and

V TAS'ın da burada olmasına aldırmazsın İngilizler narenciye ve

oranges so much I'm not sure well not everyone eats oranges in the UK some

portakalları neden bu kadar çok seviyorlar İngiltere'de herkesin portakal yemediğinden pek emin değilim bazı

people don't eat fruit at all they eat no fruit whatsoever would you

insanlar hiç meyve yemeyin onlar hiçbir meyve yemiyorlar

like to play a little game we are going to play a little game I really do wish

biraz oyun oynamak ister misiniz küçük bir oyun oynayacağız Gerçekten keşke

the Sun would stop burning my feet I'm standing here in the shade however my

güneş ayaklarımı yakmayı bıraksa Ben burada gölgede duruyorum ama

feet are in the sunlight and they are burning I can feel my feet actually

ayaklarım güneş ışığındalar ve yanıyorlar ayaklarımın gerçekten

burning it would appear these days that it's very hard to escape the sunlight

yandığını hissedebiliyorum bu günlerde nereye giderseniz gidin güneş ışığından kaçmak çok zor görünüyor

wherever you go yes English humor mr. Duncan English humor thank you very much

evet İngiliz mizahı mr. Duncan İngiliz mizahı çok teşekkür ederim

I hope you appreciate my dry my dry sometimes sarcastic English humor thank

Umarım benim kuru kuru bazen alaycı İngiliz mizahımı takdir edersiniz

you very much and this is Andy said Oh Andy star well that's interesting

çok teşekkür ederim ve bu Andy dedi Oh Andy yıldız peki bu ilginç

because your name sounds like perhaps you might want to go into space Andy

çünkü adınız kulağa belki uzaya gitmek isteyebilirsiniz gibi geliyor Andy

says I had a dream that I visited the space station on the moon

diyor ben Ay'daki uzay istasyonunu ziyaret ettiğimi bir rüya gördüm.

well they do reckon they believe that in years to come we will be living perhaps

Gelecek yıllarda belki de

on the moon they think may be buried beneath the surface of the Moon there

ayda yaşayacağımıza inanıyorlar, Ay'ın yüzeyinin altında gömülü olabileceğini düşünüyorlar,

are lots of useful minerals and things that we can use here down on earth

birçok faydalı mineral ve şey var. burada dünyada kullanabileceğimizi

so yes who knows who knows what will happen but not at the moment

yani evet kim bilir ne olacağını kim bilebilir ama şu anda değil ne

unfortunately at the moment we don't have any space stations on the moon

yazık ki şu anda ayda uzay istasyonumuz yok ne

unfortunately they only exist in science fiction unfortunately here we go then

yazık ki onlar sadece bilim kurguda var ne yazık ki işte başlıyoruz o zaman

it's time to play the game that a lot of people enjoy I've noticed a lot of

birçok insanın keyif aldığı oyunu oynama zamanı Birçok

people seem to like this particular game it is something

insanın bu oyunu sevdiğini fark ettim bu

that I've been doing for around three weeks it would appear to be quite

yaklaşık üç haftadır yaptığım bir şey oldukça popüler olacak gibi görünüyor

popular and we are going to play it again today yes ladies and gentlemen

ve biz de bugün tekrar oynayın evet bayanlar ve baylar

boys and girls it is time to play the sentence game are you ready I know one

erkekler ve kızlar cümle oyunu oynama zamanı hazır mısınız biliyorum bir

thing my feet are on fire they are burning did you like that so finally I

şey ayaklarım yanıyor yanıyorlar bunu beğendiniz mi sonunda

have some titles for the sentence game so I hope you enjoyed that I spent a

cümle oyunu için bazı başlıklarım var bu yüzden ben umarım beğenmişsinizdir

long time this morning making that little video clip it takes a very long

bu sabah o küçük video klibi yapmak için çok zaman harcadım

time to do that so now I've done it so here we go the sentence game is

bunu yapmak çok uzun zaman alıyor o yüzden şimdi yaptım işte başlıyoruz cümle oyunu

coming up we are going to play the sentence game for those who don't know

geliyor cümle oyunu oynayacağız

what the sentence game is well first of all why not secondly I will I will tell

Cümle oyununun ne olduğunu bilmeyenler için öncelikle neden olmasın ikinci olarak ben

you what it's all about so here we go we are going to play round one of the

size bunun ne hakkında olduğunu anlatacağım o yüzden işte başlıyoruz cümle oyununun birinci turunu oynayacağız

sentence game what I'm going to do is I'm going to show you a sentence an

ne yapacağım yapmanız gereken şey, size İngilizce bir cümle göstereceğim

English sentence however there will be some things missing in the sentence

ancak cümlede bazı şeyler eksik olacak

there will be some blanks some areas that have no word so the word in a

bazı alanlarda boşluklar olacak kelime içermeyen bu yüzden cümledeki kelime

sentence is missing what I want you to do is to try and guess or maybe come up

eksik yapmanı istediğim şey şu denemek ve tahmin etmek veya belki de eksik kelimelerin neler olabileceğine

with your own suggestion of what the missing words might be what are the

dair kendi önerinizi bulmak, bu yüzden bu

missing words so that's it it's quite simple really it's not too difficult at

kadar basit, aslında hiç de zor değil,

all so here is the first

işte

sentence on today's sentence game are you ready I hope so

bugünün cümle oyununun ilk cümlesi hazır mısınız? Umarım

so maybe you you might want to have a piece of paper nearby so you can write

öyledir, belki yakınınızda bir parça kağıt bulundurmak isteyebilirsiniz, böylece

things down maybe you want to make some notes

bir şeyler yazabilirsiniz, belki bazı notlar almak istersiniz,

perhaps so here is the first sentence game for today after three one two three

işte bugünün ilk cümle oyunu üç bir iki üçten sonra

yeah we have it and there it is today's first sentence game we have you

evet bizde ve işte bugünün ilk cümle oyunu seni

blank go blank the party blank you must be blank by midnight so you can

boş bırakıyoruz partiyi boş bırak gece yarısına kadar boş olmalısın böylece

see there are some missing words there there and also there and there as well

orada ve orada ve orada da bazı eksik kelimeler olduğunu görebilirsin

so those are all the missing words I want you to put your missing words in

yani eksik kelimelerin hepsi bunlar, senden istiyorum eksik kelimelerinizi

that place not more than one word so each space is one word not more than one

o yere koyun birden fazla kelime olmayacak yani her boşluk bir kelime fazla değil

word just one word one word there one word there one word there and one word

sadece bir kelime bir kelime orada bir kelime oraya bir kelime oraya ve bir kelime

there I will give you a few moments to work out what it is what is today's

oraya ne olduğunu bulmanız için size birkaç dakika vereceğim bugünün

first sentence game I will give you a few moments I'm not going to rush you

ilk cümle oyunu budur size birkaç dakika vereceğim bugün sizi aceleye getirmeyeceğim

today because a lot of people said mr. Duncan you do it really quickly you you

çünkü birçok insan bay dedi. Duncan, bunu gerçekten hızlı yapın,

do it too fast please mr. Duncan can you slow down so I

çok hızlı yapın, lütfen bay. Duncan yavaşlayabilir misin, böylece

will give you a few moments to look at the sentence and then you can work out

sana cümleye bakman için birkaç dakika vereceğim ve sonra

what it is you can add the missing words

ne olduğunu anlayabilirsin eksik kelimeleri ekleyebilirsin

baby boo-boo I hope that helped you a little bit of

bebeğim boo-boo umarım bu sana biraz

relaxing music and now I am back yes we are playing the sentence game today

rahatlatıcı müzik yardımcı olmuştur ve şimdi geri döndüm evet bugün cümle oyunu oynuyoruz

thank you very much for your company we are going to have round wan you

arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim

something go something the party something you must

be something by midnight let's have a look

have we had any suggestions men saw you can go to the party you can can go to

size eşlik edeceğiz partiye gidebilirsin

the party and you must be there by midnight yes I suppose if you are in a

partiye gidebilirsin ve gece yarısına kadar orada olmalısın evet sanırım

hurry to get there maybe you might have to be there by midnight so perhaps the

oraya gitmek için acelen varsa belki gece yarısına kadar orada olman gerekebilir bu yüzden belki

party begins at midnight and it does happen some people do have very late

parti gece yarısı başlar ve olur bazı insanlar çok geç

parties that go on through the night much to the annoyance of the neighbors

partiler verirler ve bu partiler gece boyunca devam eder ve komşuları rahatsız eder

but some people do have late parties so yes I suppose you can go to the party

ama bazı insanlar geç partiler verir bu yüzden evet sanırım partiye gidebilirsin

and you must be there by midnight you must be there Thank You Manso Suzie

ve gece yarısı orada olmalısın orada olmalısın Teşekkürler Sen Manso Suzie

Kerr says you can go to the party but but you must be back by midnight so in

Kerr partiye gidebileceğini söylüyor ama gece yarısına kadar dönmelisin yani

that case we are talking about returning so you can go but and when we say but we

bu durumda gidebilmen için geri dönmekten bahsediyoruz ama ve söylediğimizde ama

are saying that we are introducing a condition so ayah I will allow you to go

biz bir koşul getirdiğimizi söylüyoruz yani ayah I gitmene izin verecek

but there is a condition there is a caveat

ama bir şart var

you must be back by midnight Beatrice you can go to the party but you must be

gece yarısına kadar dönmelisin Beatrice partiye gidebilirsin ama

there by midnight so once again you are saying that you must be at the party by

gece yarısına kadar orada olmalısın bu yüzden bir kez daha gece yarısına kadar partide olman gerektiğini söylüyorsun

midnight flower says you should go to the party and you must be there by

çiçek partiye gitmen gerektiğini söylüyor ve gece yarısına kadar orada olmalısın

midnight so yes you should maybe a person is not sure maybe you don't feel

bu yüzden evet yapmalısın belki bir kişi emin değildir belki

like going to the party but someone might say you should you should go yes

partiye gitmek istemiyorsundur ama birisi gitmen gerektiğini söyleyebilir evet

you should go to the party you are saying that it is a good idea yes you

partiye gitmelisin parti bunun iyi bir fikir olduğunu söylüyorsun evet

should go to the party and you must be there by midnight

partiye gitmelisin ve gece yarısı orada olmalısın

Mauri so you can't go to the party because you must be working by midnight

Mauri bu yüzden partiye gidemezsin çünkü gece yarısına kadar çalışıyor olmalısın

yes I suppose you could use that the grammar is slightly wrong but I think

evet sanırım bunu kullanabilirsin gramer biraz yanlış ama bence

that would be acceptable in everyday English so in everyday English you can't

bu günlük İngilizcede kabul edilebilir, bu yüzden günlük İngilizcede

go to the party that means you are not allowed you can't go to the party

partiye gidemezsin yani partiye gidemezsin

because you must be working by midnight you must be working by midnight normally

çünkü gece yarısına kadar çalışıyor olmalısın çalışıyor olmalısın gece yarısına kadar normalde

we would say you will be working at midnight or by midnight so we wouldn't

gece yarısı veya gece yarısı çalışıyor olacağını söylerdik, bu yüzden çalışman

say you must be we normally say you will be

gerektiğini söylemeyiz normalde çalışacağını söyleriz

you will be working by midnight all you might say you will be at work you will

gece yarısına kadar çalışıyor olacaksın diyebileceğin her şey işte olacaksın

be at work by midnight or you will be working by midnight so that means you

işte olacaksın gece yarısına kadar yoksa gece yarısına kadar çalışıyor olacaksın yani bu, partiye gidemeyeceğin anlamına gelir

can't go to the party

Stanislav you can go to the party but you must you must be back by midnight

Stanislav partiye gidebilirsin ama gece yarısına kadar

yes you can go to the party but you must be back by midnight

dönmelisin evet partiye gidebilirsin ama gece yarısına kadar dönmelisin

so I like that there is a condition there you see you are introducing a

bu yüzden hoşuma giden bir koşul var orada görüyorsunuz bir

condition you are allowing however there is a condition we often use the word

koşul getiriyorsunuz izin veriyorsunuz ancak bir koşul var biz sık sık uyarı kelimesini kullanırız uyarı

caveat have you ever heard of that word caveat a caveat is something that you

kelimesini hiç duydunuz mu uyarı uyarı bir

add as a condition for something to happen or maybe something not to happen

şeyin koşulu olarak eklediğiniz bir şeydir bir şeyin olması ya da olmaması

perhaps you get a good deal however there is always a caveat there is always

belki iyi bir anlaşma elde edersiniz, ancak her zaman bir uyarı vardır,

something you have to consider even if something seems like a really good offer

bir şey gerçekten iyi bir teklif

or a really great deal quite often there is some sort of condition or caveat I

ya da gerçekten çok büyük bir anlaşma gibi görünse bile, her zaman dikkate almanız gereken bir şey vardır, sıklıkla bir tür koşul vardır. ya da uyarı

like that word you should go to the party of course you must be back by

Bu kelimeyi beğendim partiye gitmelisin tabii ki

midnight well I suppose I only have one word in that space but I know what you

gece yarısına kadar dönmelisin o boşlukta sadece bir kelimem var ama ne demek

mean you are saying of course because once more you are introducing a

istediğini anlıyorum tabii ki çünkü bir kez daha

conditional of course you must be back by midnight so that means I don't have

şartlı bir şart getiriyorsun tabi ki gece yarısına kadar dönmüş olmalısın yani bu sana

to tell you I will say of course you must be back by midnight

söylememe gerek yok demek ki tabii ki gece yarısına kadar dönmüş olmalısın

by that I am saying that I don't need to mention it you already know what I

bunu söylememe gerek yok ne düşündüğümü zaten biliyorsun

think you already know what I am thinking you can go but of course you

ne düşündüğümü zaten biliyorsun gidebilirsin ama tabii ki

must be back by midnight Ana Rita yes you can go to the party but you must be

gece yarısına kadar dönmelisin Ana Rita evet partiye gidebilirsin ama

here by midnight oh yes that's ok you can go to the party

gece yarısına kadar burada olmalısın oh evet sorun değil partiye gidebilirsin

but you must be here by midnight quite often we might say you can come to the

ama burada olmalısın gece yarısına kadar oldukça sık olarak partiye gelebileceğinizi söyleyebiliriz

party because the person saying it is already there so quite often we won't

çünkü partiyi söyleyen kişi zaten oradadır bu yüzden sıklıkla

say go in that particular sense we will say come you can come to the party but

bu anlamda git demeyiz gelin diyeceğiz partiye gelebilirsiniz ama şu

you must be here by midnight and the reason why we use here is because I am

ana kadar burada olmalısınız gece yarısını ve burayı kullanmamızın nedeni,

waiting for you to come here so you can come to the party you can come to the

buraya gelmeni bekliyorum böylece partiye gelebilirsin

party but you must be here by midnight

partiye gelebilirsin ama gece yarısına kadar burada olmalısın merhaba sue

hello sue Geum you might go to the party maybe you must be staying by midnight or

Geum partiye gidebilirsin belki de gitmelisin gece yarısına kadar kalıyorsun yoksa gece

you you cannot be there after midnight so I think I think what you are saying

yarısından sonra orada olamazsın bu yüzden sanırım söylediğin şey

sue Jean is the same thing you might go to the party maybe you must be staying

sue Jean ile aynı şey partiye gidebilirsin belki gece

by midnight or normally you will say staying until midnight you might go to

yarısına kadar kalman gerekir yoksa normalde gece yarısına kadar kalmanı söylersin

the party well in that sense you're not sure so often when we say might it means

partiye iyi git o anlamda emin değilsin dediğimizde sık sık emin olmadığımız anlamına gelir bu

we are not sure I might go to the party that means I'm not sure maybe I will

partiye gidebileceğimden emin değilim anlamına gelir belki

maybe I won't I might might that means I am

giderim belki gitmem yapmayı düşünüyorum yapmayı düşünüyorum

considering doing it I'm considering doing it

Belarusian I really feel as if I want to come along to an Argentinean wedding

Belarusça Gerçekten bir Arjantin düğününe gelmek istiyormuşum gibi hissediyorum

apparently in Argentina weddings lasts until 7 o'clock in the

görünüşe göre Arjantin'de düğünler sabah 7'ye kadar sürüyor

morning 7 a.m. Argentinean weddings go on all night Wow

Arjantin düğünleri bütün gece devam ediyor Vay

hello Ricardo mr. Duncan you should do it

canına merhaba Ricardo bey Duncan bunu biraz

as a kind of more difficult all people here know it Thank You Ricardo can I

daha zor yapmalısın buradaki herkes bunu biliyor Teşekkürler Ricardo

just say one thing Ricardo some people may not know the answer some people may

bir şey söyleyebilir miyim Ricardo bazı insanlar cevabı bilmeyebilir bazı insanlar

be confused by the questions so not everyone finds it easy some people find

sorular yüzünden kafası karışabilir bu yüzden herkes kolay bulmaz bazı insanlar bulur

it difficult so not everyone is here with a lot of English knowledge some

zor, bu yüzden herkes çok fazla İngilizce bilgisine sahip değil,

people here like to come and practice their grammar and that's the reason why

buradaki bazı insanlar gelip gramer pratiği yapmaktan hoşlanıyor ve bunu

we do this so even though the sentences seems simple we are still exploring the

yapmamızın nedeni de bu, bu yüzden cümleler basit görünse de, hala

grammar of those sentences and as we all know grammar is one of the hardest parts

bu cümlelerin gramerini araştırıyoruz ve biz herkes bilir dilbilgisi

of learning English no one likes grammar no one at all ok we've had that one

İngilizce öğrenmenin en zor kısımlarından biridir kimse gramerden hoşlanmaz hiç kimse tamam bunu yaşadık bir tane daha alabilir miyiz

shall we have another one maybe this one will be difficult who knows maybe the

belki bu zor olacak kim bilir belki bir

next one will be a little bit difficult so here is the next one we will see if

sonraki biraz zor olacak işte bir sonraki

Ricardo gets it right huh oh ok then come on Ricardo let's see what you got

Ricardo'nun doğru anlayıp anlamadığını göreceğiz ha ha tamam o zaman hadi Ricardo bakalım

let's see what you have there with your answer these blank I blank as if the

elinde ne var görelim cevabınla bu boşluklar boşum sanki

blank are going by to blank there are a lot of missing words in that sentence

boşluklar boşa gidiyor orda o cümlede çok fazla eksik kelime var

these blank I blank as if the balanc are going by to blank what do you

bu boşluklar ben boşum sanki denge boşa gidiyormuş gibi sence bu

think it is we are playing the sentence game and this is round two hello tsmart

cümle oyununu oynuyoruz ve bu ikinci tur merhaba tsmart

hi handsome Duncan mmm-hmm thank you very much I needed

merhaba yakışıklı Duncan mmm-hmm çok teşekkür ederim

that lift today I feel so much better after that thank you

Bugün o asansöre ihtiyacım vardı, ondan sonra kendimi çok daha iyi hissediyorum, teşekkürler

Ahmed says mr. Duncan you are right yes I'm I know I'm right because because

Ahmed diyor Bay. Duncan haklısın evet haklı olduğumu biliyorum çünkü

I've been doing this for many years I understand that there are people who

bu işi uzun yıllardır yapıyorum

want to improve or practice or maybe look at the way sentences are created I

geliştirmek veya pratik yapmak isteyen veya belki de cümlelerin nasıl oluşturulduğuna bakmak isteyen insanlar olduğunu anlıyorum.

think so it is too simple the phrase is it really though okay then let's see how

ifade çok basit gerçekten ama tamam o zaman bakalım ne kadar

well you do flour Espoir says when i was at university grammar and linguistics

iyi yapıyorsun un un un

were my favourite subjects most people hate grammar most people hate grammar

the other one I always remember in China the the other one that people hated were

insanların nefret ettiği bir diğeri de

phonetics as well people used to hate phonetics they said phonetics is the

fonetikti, insanlar fonetikten nefret ederdi fonetik

most boring part that's what they used to say to me mr. Duncan please can you

en sıkıcı kısım dediler, bana da bunu derlerdi bay. Duncan lütfen

stop talking about phonetics it is so boring

fonetik hakkında konuşmayı keser misin çok sıkıcı

Kaiba says we love you a lot thank you that's very kind of you I'm not looking

Kaiba seni çok sevdiğimizi söylüyor teşekkür ederim çok naziksin

for compliments today but if you want to send them my way I will not complain too

Bugün iltifat beklemiyorum ama onları benim yoluma göndermek istersen çok şikayet etmeyeceğim

much thank you very much for your kindness that is very nice all by the

teşekkür Nezaketiniz için çok teşekkür ederim bu çok güzel bu

way last night we had a Chinese meal yes the Chinese takeaway is open again once

arada dün gece bir Çin yemeği yedik evet Çin yemeği bir kez daha açıldı

more we can get our Chinese food dude in Much Wenlock so we went along

Çin yemeği arkadaşımızı Much Wenlock'ta alabiliriz bu yüzden

last night we had our Chinese food it was delicious

dün gece birlikte gittik Çinlilerimizi yedik yemek lezzetliydi

I have really missed my chow mein I must be honest so we had a very nice meal

gerçekten yemeğimi özledim dürüst olmalıyım bu yüzden dün gece çok güzel bir yemek yedik

last night everyone was very pleased to see the Chinese takeaway opening last

dün gece Çin paket servisinin açıldığını görmekten herkes çok memnun oldu

night and yes we did have a Chinese meal very lovely it isn't as easy as you

ve evet bir Çin yemeği yedik çok güzel değil

think it's for everybody yes I think all of my all of the things I do here are my

herkes için sandığınız kadar kolay evet bence burada yaptığım her şey

live stream I try to aim everything to as many people as possible so maybe some

canlı yayınım

things are a little easy some things are a little difficult it just depends

bu sadece

sometimes things are easy and sometimes they are hard oh dear kaiba says please

bazen bazı şeylerin kolay ve bazen zor olmasına bağlı oh sevgili kaiba lütfen

do not eat Chinese food because of them we are suffering Thank You Kaiba well to

Çin yemeği yemeyin diyor çünkü onlar yüzünden acı çekiyoruz Teşekkürler Kaiba size karşı dürüst olmam gerekirse

be honest with you I don't really I don't really hold vengeance against

gerçekten yapmıyorum gerçekten intikam almıyorum

anyone really I try not to it can make you a little bitter in your life so I

Gerçekten yapmamaya çalıştığım herhangi biri sizi hayatınızda biraz acıtabilir, bu yüzden Much Wenlock'ta yemekte

don't think the lady who makes the cheat at the chow mein in Much Wenlock I don't

hile yapan bayanın yaptığı

think she is responsible for anything all she is doing is trying to make a

hiçbir şeyden onun sorumlu olduğunu düşünmüyorum.

little living for herself and maybe she is trying to support her

kendisi için biraz geçim sağlamaya çalışıyor ve belki de

family back home so I will still go to my Chinese takeaway and I will still

eve döndüğünde ailesini geçindirmeye çalışıyor, bu yüzden yine de Çin yemeğime gideceğim ve

have my chow mein on Thursday that will continue I am not holding any grudge or

Perşembe günü yine yemeğimi yiyeceğim ve bu devam edecek.

vengeance against anyone to be honest with you I love Chinese food I really do

dürüst olmak gerekirse Çin yemeklerini seviyorum gerçekten

like it very much hello - Labib is this video for all levels Thank You Labib yes

çok seviyorum merhaba - Labib bu video her seviyeye uygun Teşekkürler Labib evet

you could watch this you can watch you can learn you can look you can study

bunu izleyebilirsin izleyebilirsin öğrenebilirsin bakabilirsin çalışabilirsin

you can listen you can read there are so many things that you can do whilst my

dinleyebilirsin seni canlı yayınım açıkken yapabileceğiniz birçok şey olduğunu okuyabilir

live stream is on and of course you can watch this again later as well so you

ve tabii ki bunu daha sonra da tekrar izleyebilirsiniz, böylece

can watch this a thousand times a million times if you want it is up to

bunu bin kez milyon kez izleyebilirsiniz isterseniz bu size kalmış

you Eric Oh Eric has a suggestion these days I

Eric Oh Eric bir önerisi var bugünlerde

feel as if the teachings are going by too fast the teachings maybe can I make

öğretiler çok hızlı geçiyormuş gibi hissediyorum öğretiler belki

a suggestion maybe you should have the word lessons maybe you could put lessons

bir öneride bulunabilir miyim belki kelime dersleri almalısın belki bugünlerde ders koyabilirsin sanki

these days I feel as if the lessons are going by too fast so yes maybe you are

dersler çok hızlı geçiyor gibi hissediyorum yani evet belki

talking about my live streams a lot of people say mr. Duncan two hours it's not

benim canlı yayınlarımdan bahsediyorsunuzdur bir çok kişi bayım der. Duncan iki saat

long enough I think mr. Duncan should do three hours or four hours I don't think

bence yeterince uzun değil Bay. Duncan üç saat ya da dört saat yapmalı Sanmıyorum

so I don't think I could do four hours to be honest I think you would have to

bu yüzden dört saat yapabileceğimi sanmıyorum dürüst olmak gerekirse her ihtimale karşı evimin önünde

make sure that there was an ambulance outside my house just in case just in

bir ambulans olduğundan emin olmalısın her

case I fall over and collapse on the lawn Flybe says I only eat vegan Chinese

ihtimale karşı yere düşüp çimenlerin üzerine yığılıyor Flybe sadece vegan Çin yemeği yediğimi söylüyor

food okay well that the food I had last night was

tamam peki dün gece yediğim yemek

was vegetarian it wasn't meat there was no meat in my

vejetaryendi et değildi yemeğimde et yoktu

chow mein also there was no MSG as well you see sometimes Chinese food does have

ayrıca MSG de yoktu bazen görüyorsun Çin yemeklerinde

something called monosodium glutamate which is a kind of food flavoring

monosodyum glutamat denen bir şey var, bu bir tür yemek aroması

however we also make sure that the food does not have that and yes I know

ama aynı zamanda yiyeceklerin buna sahip olmadığından da emin oluyoruz ve evet biliyorum

sometimes the food can be very bland or tasteless however I still enjoy

bazen yiyecekler çok yumuşak veya tatsız olabiliyor ama yine de keyif alıyorum Yine de

I still enjoy the food Mika has a suggestion oh hello Mika says these days

yemekten zevk alıyorum Mika bir önerim var ah merhaba Mika diyor ki bugünlerde

I feel as if the days are going by too fast maybe maybe I'm not talking about

günler çok hızlı geçiyor gibi hissediyorum belki

days maybe I'm talking about something else these days I feel as if the what

günlerden bahsetmiyorum belki başka bir şeyden bahsediyorum bu aralar sanki

are going by too fast quickly

çok hızlı geçiyormuş gibi hissediyorum çabuk

ah flower these days I feel as if the best moments well you have two words

ah çiçek bu günlerde sanki en iyi anlar varmış gibi hissediyorum peki iki kelimen var

there you see two words two words I feel as if the best moments are going by too

orada iki kelime görüyorsun iki kelime sanki en iyi anlar çok hızlı geçiyormuş gibi hissediyorum peki buna izin vereceğim

fast well I will allow that I will allow that okay I know my rules are quite

buna izin vereceğim tamam kurallarımı biliyorum oldukça

strict some people say mr. Duncan your rules are too strict you are too strict

katıdır, bazı insanlar mr. Duncan kuralların çok katı sen çok katısın

sometimes these days I feel as if the happy moments are going by too fast well

bazen bu günlerde mutlu anlar çok hızlı geçiyormuş gibi hissediyorum

you can't always have happiness in your life there is one thing I've learnt

hayatında her zaman mutluluk olamaz

about this crazy thing called life sometimes you have to have a little bit

hayat denen bu çılgınca şey hakkında öğrendiğim bir şey var bazen biraz

of cloud a little bit of rain and then you appreciate the sunshine much more

bulut, biraz yağmur olmalı ve sonra güneş ışığını çok daha iyi takdir etmelisin, ben de öyle

well that's what I think anyway that's what I think Caesar Caesar Atlanta Cove

düşünüyorum zaten Sezar Sezar Atlanta Koyu

says I love Chinese food me too I love Chinese food I like all

diyor ki Çin yemeklerini ben de severim Çin yemeklerini severim her

types of food I like Indian food there are some lovely Indian restaurants very

türlü yemek Hint yemeklerini severim yaşadığım yere çok yakın bazı güzel Hint restoranları var

close to where I live in the area where I live there are many lovely Indian

yaşadığım bölgede çok güzel Hint

restaurants we also have Chinese restaurants we also have I think there

restoranları var ayrıca Çin restoranlarımız da var bence bir

is a Turkish restaurant as well I'm sure there is Italian ah Italian food

de Türk restoranı var ben İtalyan yemeği vardır eminim ah İtalyan yemeği

give me some lasagna give me some lasagna

bana biraz lazanya ver bana biraz lazanya

I would supply I love lasagna by the way can you tell I like lasagna very much

verirdim lazanyayı severim bu arada söyler misin lazanyayı çok severim

these something I something as if for something are going by to something

bunlar bir şey ben bir şey sanki bir şey için geçiyormuş gibi

these words I see you've scribbled here are the kinds as if the little thoughts

bu sözler ben bakın burada karalamışsınız türler sanki

you have are going by too quickly these words I see you scribed here or cut are

sahip olduğunuz küçük düşünceler çok çabuk geçiyormuş gibi bu sözcükleri görüyorum buraya yazmışsınız ya da kesmişsiniz

kind as if but that's a lot of extra words you've put in there Sergio I must

gibi naziksiniz ama oraya bir sürü fazladan kelime koymuşsunuz Sergio

also should I say Sergio hello art see the rice I serve as the heaven are going

Ayrıca Sergio merhaba sanat demeliyim, cennet olarak hizmet ettiğim pirinci görün, erken

by to route early how can you have rowdy rice route early if something is rowdy

yola çıkmak için erken gidiyorlar, nasıl erken gürültülü pirinç rotanız olabilir, eğer bir şey gürültülüyse,

it means it is noisy you might say that it is another one of my strange English

gürültülü olduğu anlamına gelir, benim garip İngilizcemden biri

words rowdy rowdy Lee something that is noisy chaotic rowdy mr. Duncan I

kelimeler kabadayı kabadayı Lee gürültülü bir şey kaotik kabadayı mr. Duncan

recommend you remove policy Thank You Kaiba

politikayı kaldırmanı tavsiye ederim Kaiba'ya teşekkür ederim

Thank You Khyber for your interesting instructions I will see what happens I

İlginç talimatların için Khyber'e teşekkürler Neler olacağını göreceğim

will see what happens Khyber but I have no intention of making Meeker go away

from the moderator status i will be keeping Meeker i will also be keeping

Palmyra I will be keeping Belarusian I will be keeping Pedro Belmont I don't

Palmyra'yı tutacağım Beyaz Rusya'yı tutacağım Pedro Belmont'u tutacağım

know what's happened to Pedro I haven't seen him a fly has just gone up my nose

Pedro'ya ne oldu bilmiyorum onu ​​görmedim burnuma bir sinek girdi sinek

did you see the fly fly a fly has just gone up my nose very annoying hello to

gördün mü burnuma bir sinek girdi çok sinir bozucu

the live chat now here is my suggestion these days I feel as if the weeks are

canlı sohbete merhaba şimdi işte benim önerim bu günlerde haftalar

going by too fast these days I feel as if the weeks are going by too fast

çok hızlı geçiyor gibi hissediyorum bu günlerde haftalar çok hızlı geçiyor gibi hissediyorum

or we could also say too quickly these days I feel as if the weeks are going by

ya da bu günlerde çok hızlı da diyebiliriz haftalar

too quickly

çok hızlı geçiyorsa

thank you very much fly or die also Soojin thank you very much for your

çok teşekkür ederim uç ya da öl Soojin de cevaplarınız için çok teşekkür ederim

answers we are going to round three round three of the sentence game we will

üçüncü tura gidiyoruz cümle oyununun üçüncü tura

be going in around 15 minutes we have another round to play and here it is

15 dakika sonra başlayacağız oynayacak başka bir raundumuz var ve burada

some people are going to say mr. Duncan that's very easy some people will say

bazı insanlar mr diyecekler. Duncan, bazı insanlar bunun çok kolay olduğunu söyleyecek

mr. Duncan this is too easy if I something you I wouldn't something a

bay. Duncan bu çok kolay eğer ben bir şey yapsaydım bir şey yapmazdım bir

word something says hmm the sentence game round three if I blank you I

kelime bir şey söyler hmm cümle oyunu üçüncü raunt seni boş bırakırsam tek

wouldn't blank a word blank says

bir kelimeyi boş bırakmazdım diyor

I don't think moderators can remove other moderators that would be a very

moderatörlerin diğer moderatörleri çıkarabileceğini sanmıyorum çok

strange situation wouldn't it if if moderators on my live chat could remove

garip bir durum değil mi canlı sohbetimdeki moderatörler

other moderators because then there would be no moderators left because

diğer moderatörleri kaldırabilselerdi çünkü o zaman moderatör kalmazdı çünkü

eventually they would all eat each other like pac-man

sonunda hepsi pac-man gibi birbirlerini yerlerdi

well we women like that hello Ally arsalan amazing listen thank you very

biz kadınlar böyle severiz merhaba Ally arsalan harika dinle teşekkürler

much that's very kind of you to say thank you for joining me if I something

çok naziksiniz bana katıldığınız için teşekkür ederim eğer bir şey

you I wouldn't something a word something says any idea would you like

yapsaydım bir şey yapmazdım bir şey bir şey söyler herhangi bir fikir eklemek ister misiniz

to add some add some words to the sentence please thank you very much

cümleye birkaç kelime ekleyin lütfen çok teşekkür ederim

and a Pico is here hello Ana nice to see you here better late than never

ve bir Pico merhaba Ana seni burada görmek güzel geç olması hiç olmamasından iyidir

that's what we always say I think so by the way I'm back on Sunday so after

hep böyle deriz bu arada sanırım pazar günü dönüyorum o yüzden

today I will be back with you on Sunday for those who are wondering Sunday

bugünden sonra pazar günü merak edenler için pazar günü sizlerle birlikte olacağım

Wednesday Friday 2 p.m. UK time is when I am on with you so I will be back with

pazar çarşamba 2. cuma öğleden sonra. Birleşik Krallık zamanı, sizinle birlikte olduğum zamandır, bu yüzden Pazar günü sizinle birlikte olacağım

you on Sunday and yes mr. Steve will be here on Sunday

ve evet bayım. Steve pazar günü burada olacak

apparently the weather is going to be gorgeous beautiful on Sunday

görünüşe göre pazar günü hava çok güzel olacak

hello Mohsen if I were you I wouldn't say a word to say z' hmm you are half

merhaba Mohsen senin yerinde olsaydım z' hmm demek için tek kelime etmezdim yarı

right so I like the beginning of the sentence you are right if I were you I

haklısın bu yüzden cümlenin başlangıcını beğendim sen haklısın senin yerinde olsam

wouldn't say a word to save so that the grammar at the end so the

kurtaracak bir kelime söylemezdim ki sondaki gramer yani

grammar there is a little off unfortunately however the beginning of

gramer biraz bozuk maalesef ama cümlenin başı

the sentence is very good so if I were you I wouldn't something a word

çok iyi yani senin yerinde olsam tek kelime etmezdim

something says so that is good that is half right half right

bir şey söylüyor, bu iyi, bu yarı sağ yarı sağ

hello also to Andy again if I if I will see you I wouldn't say a word to say can

Andy'ye tekrar merhaba, eğer seni görürsem, söyleyecek tek kelime etmem,

I just say your sentence I know what you are trying to say

sadece cümleni söyleyebilir miyim, ne söylemeye çalıştığını biliyorum

the grammar is slightly wrong if I were to see you today

dilbilgisi biraz yanlış bugün seni görseydim tek

I wouldn't say a word I wouldn't say a word that means if I saw you today I

kelime etmezdim tek kelime etmezdim yani bugün seni görseydim

wouldn't speak to you I would say nothing hello - hello arts B if I were

seninle konuşmazdım hiçbir şey söylemezdim merhaba - merhaba sanatlar B

you I wouldn't mind a word mrs. mrs. so see who is mrs. so see I'm now I'm now

senin yerinde olsam Tek kelime etmem hanımefendi. bayan. peki bayanın kim olduğunu görün peki bak ben şimdi

intrigued I want to find out who mrs. so C is his mrs. so C your neighbour is she

meraklandım bayanın kim olduğunu öğrenmek istiyorum yani C onun hanımı. yani C komşun o

what has she done if I were you I wouldn't believe a word he says Oh

ne yaptı ben senin yerinde olsam söylediği tek kelimeye inanmazdım Ah

Christine broke a prawn who guess what yes that's quite good if I were you I

Christine bir karides kırdı kim tahmin et evet bu oldukça iyi senin yerinde olsam

wouldn't believe a word he says if I were you I wouldn't believe a word he

Söylediği tek kelimeye bile inanmazdım eğer ben sen olsaydın söylediği tek kelimeye bile inanmazdım ben senin yerinde olsam

says if I were you I wouldn't believe a word he says so that is what I am trying

söylediği tek kelimeye inanmazdım yani

to express in this sentence if I were you if I were you or if I was you if I

bu cümlede anlatmak istediğim şey sen olsaydın ben sen olsaydım ya da ben sen olsaydım senin yerinde

were you if I were you I wouldn't believe a word he says during the past

olsam senin yerinde olsam söylediği tek kelimeye bile inanmazdım son

couple of days there are many baby blue tipz little chicks flying around they

birkaç gün içinde bir sürü bebek mavisi tipz küçük civcivler etrafta uçuşuyorlar

have recently left their nests they are flying around little baby blue tipz very

yuvalarından yeni çıkmışlar etrafta uçuyorlar küçük bebek mavisi tipz çok

nice blue I can hear you I can't see you but I can hear if I were you I would not

güzel mavi ben seni duyabiliyorum seni göremiyorum ama duyabiliyorum senin yerinde olsam inanmazdım

or I wouldn't believe a word she says oh yes of course so she says he says if

ya da tek kelimeye inanmazdım diyor ah evet tabii ki diyor ki senin yerinde

I were you I wouldn't believe a word he or she says don't trust that person that

olsam tek kelimeye bile inanmazdım diyor o kişiye güvenme diyor o

sentence is saying do not trust that person if I were you I wouldn't believe

cümlenin söylediği o kişiye güvenme senin yerinde olsam

a word she says

söylediği tek kelimeye inanmazdım

I think we have time for one more maybe one more so here is another one this one

sanırım bir tane daha zamanımız var belki bir tane daha yani işte bir tane daha bu

is very strange okay then let's see what's going on here

çok garip tamam o zaman bakalım burada neler oluyor

we are playing the sentence game oh my goodness what is going on in this

cümle oyunu oynuyoruz aman tanrım bu cümlede neler oluyor

sentence this sentence has should you see the baby blue tit baby blue tit just

bu cümlede bebek mavisi baştankarayı görmeli misiniz bebek mavisi

landed right next to me did you see it fly by it's now just

baştankara tam yanıma indi gördünüz mü uçup geç şimdi

around the corner

köşeyi dönünce tam

at this very moment there are lots of little baby birds that have all left the

bu anda yuvadan çıkmış bir sürü küçük yavru kuş var

nest and they are surrounding me they're everywhere it's amazing what a

ve etrafımı sarıyorlar onlar her yerdeler inanılmaz

wonderful time of year so here it is this is the final sentence game for

yılın ne harika bir zamanı bu yüzden işte bu son bugünün cümle oyunu

today before I leave you and then I will be back on Sunday oh my goodness there

senden ayrılmadan önce ve sonra Pazar günü geri döneceğim aman tanrım

are there are literally baby birds flying all around me lots of baby blue

tam anlamıyla etrafımda uçan yavru kuşlar var bir sürü bebek mavisi

tips that have hatched out and they've left the mist amazing hello to Valentin

uç yumurtadan çıktı ve sisi terk ettiler Valentin'e inanılmaz merhaba

if I awakened you I wouldn't hear a word it says okay we have a new sentence now

seni uyandırsaydım tek kelime duymazdım tamam der tamam yeni bir cümlemiz var şimdi

there it is there is the new sentence something my new car something something

işte yeni cümle var bir şey yeni arabam bir şey bir

something my new car something something so as you can see there is at the end of

şey yeni arabam bir şey yani gördüğün gibi sonunda var

the sentence there is an exclamation mark let me just try and point to it so

Cümlede bir ünlem işareti var, onu işaret edeyim, böylece

there you can see at the end of the sentence there is actually an

cümlenin sonunda aslında bir

exclamation mark and the reason why that is doing it is because you are

ünlem işareti olduğunu görebilirsiniz ve bunu yapmasının nedeni,

expressing an emotion the exclamation mark shows some emotion in the sentence

bir duyguyu ifade ettiğiniz için ünlem işareti cümlede biraz duygu gösteriyor

I am very aware of birds flying around that was amazing I can't believe the

Kuşların etrafta uçtuğunu çok iyi anlıyorum bu inanılmazdı

little blue tit the chick landed right next to me I don't know if you saw it

Küçük mavi baştankara civcivin hemen yanıma konduğuna inanamıyorum Uçarken gördünüz mü bilmiyorum

fly by but yes very lovely let's have a look we have one word at the beginning

ama evet çok güzel hadi bir bak başında bir kelime var

it's my new car disturbing other people that's too many words there is one word

yeni arabam diğer insanları rahatsız ediyor bu çok fazla kelime var sonunda bir kelime

and then two words at the end so there are only three words that you

sonra iki kelime var bu yüzden eklemeniz gereken sadece üç kelime var ben

need to add get my new car before I park it there that's too many words see you

park etmeden önce yeni arabamı alın orda çok fazla kelime var

see this is difficult so now I am making you think more about the sentence

görüyorsun bu zor o yüzden şimdi seni cümle hakkında daha çok düşündürüyorum

because I need one word for each space

çünkü her boşluk için bir kelimeye ihtiyacım var

my poor foot one of my feet is literally burning it's very painful but I will be

zavallı ayağımın biri resmen yanıyor çok acıyor ama birazdan gideceğim

going soon look Oh

bak Oh

Syed says look my new car is beautiful look my new car is beautiful yes you are

Syed bak yeni arabam çok güzel diyor bak yeni arabam çok güzel evet

feeling very proud of your new car you feel excited and that is the reason why

yeni arabanla gurur duyuyorsun heyecanlı hissediyorsun ve bu yüzden cümlenin

there is an exclamation mark at the end of the sentence because you are feeling

sonunda bir ünlem işareti var çünkü hissediyorsun

very happy very excited by your new car Wow look my new car is beautiful and yes

çok mutluyum yeni araban beni çok heyecanlandırdı vay be yeni arabam çok güzel ve evet bu

that does fit in the sentence yesterday my new car was washed yes it was washed

cümleye uyuyor dün yeni arabam yıkandı evet dün yıkandı yeni

yesterday my new car was washed I don't know why you have an exclamation mark at

arabam yıkandı sizde neden ünlem işareti var bilmiyorum

the end of that sentence maybe you are a person who doesn't normally wash your

bu cümlenin sonunda belki normalde arabasını yıkamayan bir insansın, bu

car so perhaps you could sound surprised or excited because finally you are going

yüzden belki şaşırmış veya heyecanlı gelebilirsin çünkü sonunda

to wash your car

arabanı yıkayacaksın

hmm it is difficult mr. Danko I have a problem with sentences would

hmm bu zor bayım. Danko cümlelerle ilgili bir sorunum var

you describe it one day for us well there are many ways of forming or

bunu bir gün bizim için tarif eder misin peki cümle kurmanın veya kurmanın birçok yolu var

constructing sentences it is a big subject and that is one of the reasons

bu büyük bir konu ve

why we have grammar the grammar rules

gramer kurallarımızın olmasının nedenlerinden biri de bu

today my new car will be polished but there are two words not three two words

bugün yeni arabam olacak cilalı ama iki kelime var üç değil iki kelime üç

not three how my new car how my new car is amazing that's really not good

değil nasıl yeni arabam nasıl yeni arabam harika bu dilbilgisi açısından gerçekten iyi değil bu yüzden

grammatically so grammar the grammar in that sentence is not very good I will

dilbilgisi o cümledeki dilbilgisi pek iyi değil

give you my suggestion maybe you have been waiting for your car to be

sana önerimi vereceğim belki de bekliyordun ah arabanız

delivered ah maybe you have ordered a new car and you've been waiting very

teslim edilecek ah belki yeni bir araba sipariş ettiniz ve

patiently for many weeks and suddenly outside your house you see the delivery

haftalardır çok sabırla bekliyorsunuz ve aniden evinizin dışında teslimatı görüyorsunuz

your new car is being delivered to your house and you get so excited you say

yeni arabanız evinize teslim ediliyor ve o kadar heyecanlanıyorsunuz ki

finally my new car has arrived yes so you are expressing excitement because

sonunda dersiniz yeni arabam geldi evet yani heyecanı ifade ediyorsunuz çünkü

your car has arrived finally my new car has arrived

arabanız geldi sonunda yeni arabam geldi

or you can say finally my new car is here finally my new car is here so we

ya da sonunda yeni arabam geldi diyebilirsiniz sonunda yeni arabam geldi yani

can use the word finally as an expression of excitement

sonunda heyecan ifadesi olarak kullanabiliriz

finally finally my new car has arrived my new car

sonunda yeni arabam geldi yeni arabam

is here so you are expressing excitement you are expressing excitement finally my

burada yani heyecanı ifade ediyorsunuz heyecanı ifade ediyorsunuz sonunda

new car has arrived my new car is here so you can see how quickly and how

yeni arabam geldi yeni arabam burada böylece en derin duygu heyecanını bile ne kadar çabuk ve ne kadar

easily you can express even the most deepest feeling excitement anger you

kolay ifade edebildiğinizi görebilirsiniz öfke duygularınızı ifade etmek için

don't need to use many words in the sentence to express your feelings so you

cümlede çok fazla kelime kullanmanıza gerek yok böylece

can see that sentence does not have many words however it expresses everything

cümlenin çok fazla kelime içermediğini görebilirsiniz ama söylemek istediğim her şeyi ifade ediyor

that I want to say finally my new car has arrived I can't wait to drive my new

sonunda yeni arabam geldi sürmek için sabırsızlanıyorum yeni

car look my new car is here ah very good see new orlean well done new orlean now

arabam bak yeni arabam burada ah çok güzel bak new orlean aferin new orlean şimdi kelimelerin cümleye

you are starting to think about the way the words are added to the sentence

nasıl eklendiğini düşünmeye başlıyorsun

finally my new car is here that is it so yes that is a good way of constructing

sonunda yeni arabam burada işte bu kadar evet bu iyi hem cümle kurma şekli hem de

the sentence and also you are expressing yourself as well in a very excited way

kendini çok heyecanlı bir şekilde ifade ediyorsun

you are using emotion you are using your feelings to express how you feel at that

duyguyu kullanıyorsun o anki hislerini ifade etmek için duygularını kullanıyorsun

moment finally my new car is here finally we

sonunda yeni arabam geldi sonunda

have reached the end of today's livestream we have it's almost time to

bugünkü canlı yayının sonuna geldik

say goodbye I hope you've enjoyed the past two hours I will be back with you

vedalaşmamıza az kaldı umarım son iki saati beğenmişsinizdir merak edenler

on Sunday for those who are wondering yes these are the times when you can

için pazar günü tekrar sizlerleyim evet pazar

catch me Sunday Wednesday Friday 2 p.m. UK time

çarşamba cuma 14:00 beni yakalayabileceğiniz saatlerdir. Birleşik Krallık zamanı

and don't forget also if you want to give me a little like and also maybe

ve unutmayın, beni biraz beğenirseniz ve belki de

subscribe you can do that as well so if you want to like me

abone olursanız, bunu da yapabilirsiniz, bu yüzden beni beğenmek istiyorsanız bana

subscribe to me feel free you are more than welcome to do so

abone olmaktan çekinmeyin, memnuniyetle karşılarsınız,

I hope you've enjoyed today's lesson I hope you have enjoyed everything that

umarım beğenirsiniz Bugünkü dersten keyif aldım umarım bugün olan her şeyden keyif almışsınızdır

has happened today including my left foot burning I think my sock is about to

sol ayağımın yanması da dahil sanırım çorabım

burst into flames because the Sun has been shining on my on my foot but for

alev almak üzere çünkü güneş ayağımın üzerinde parlıyor ama

nearly two hours oh dear not very good see you later sis hi Lee

yaklaşık iki saattir ah canım çok değil sonra görüşürüz abla merhaba Lee

Kwang see you later hi Lee Kwang catch you later Thank You

Kwang sonra görüşürüz merhaba Lee Kwang sonra görüşürüz

Quran Karim for your guests thank you very much for joining in very nice good

Misafirleriniz için teşekkür ederim Kuran Karim katıldığınız için çok teşekkür ederim çok hoş hoşça kalın bay

bye mr. Duncan take care of yourself I always try to take care of myself

bay. Duncan kendine iyi bak Her zaman kendime bakmaya çalışırım

whatever it is I'm doing wherever I'm going whatever I'm

her ne yapıyorsam yapıyorum nereye gidersem gideyim ne yaparsam yapayım katılıyorum

participating in taking part participating doing I always try to stay

katılmaya katılıyorum yapmaya katılıyorum sinekler bacaklarımı ısırırken bile her zaman güvende kalmaya çalışıyorum

safe even when the flies are biting my legs as they are now because I'm wearing

onlar şimdi çünkü

my shorts today ha you didn't know that did you

bugün şortumu giyiyorum ha bunu bilmiyor muydunuz

I am actually wearing my shorts would you like to see my legs just for a brief

aslında şortumu giyiyordum kısa bir süreliğine bacaklarımı görmek ister misiniz

moment I am going to show you my legs so let's have a look at my legs before I go

size bacaklarımı göstereceğim o yüzden hadi bir gitmeden önce bacaklarıma bak

and then we will definitely say goodbye

ve sonra kesinlikle vedalaşacağız,

that's it it is time definitely time to go see you once Sunday

bu kadar, kesinlikle gitme zamanı, bir Pazar günü görüşürüz,

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching see

bu bay. Duncan, İngilizcenin doğum yerinde,

one Sunday 2:00 p.m. UK time thanks for your company thank you for dropping by

Pazar 14:00'te bir görüşmeyi izlediğiniz için teşekkür ediyor. Birleşik Krallık zamanı, şirketiniz için teşekkürler, bir süreliğine uğradığınız için teşekkür ederiz

for a while and I will see you later and of course until the next time we meet

ve sizinle daha sonra görüşürüz ve elbette YouTube'da bir dahaki sefere buluşana kadar,

here on YouTube this is mr. Duncan saying take care stay safe and of course

ben bayım. Duncan kendine iyi bak güvende kal diyor ve tabii ki

Tatar for now

Tatar şimdilik