What is reality? Learn English words for what is REAL with Mr Duncan in England

today's live stream will start in a moment

bugünün canlı yayını birazdan başlayacak

if you are waiting for today's live stream don't worry it will start in

bugünün canlı yayınını bekliyorsanız merak etmeyin

a moment

for all those who are wondering when the live stream will begin don' t worry it

canlı yayının ne zaman başlayacağını merak edenler için birazdan başlayacak merak etmeyin

will start in a moment

today's special outdoor livestream will begin in a few moments

bugünün özel yayını birazdan başlayacak açık hava canlı yayını birazdan başlayacak

today's live stream will start in a few moments

bugünkü canlı yayın birazdan başlayacak

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you ok I

herkese merhaba ben mr. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

hope so are you happy well are you happy

umarım öyleyse mutlusundur iyi misin mutlusundur

I hope so Here I am out and about I'm out in the wild today now I was going to

umarım öyledir İşte çıktım ve yaklaşık olarak bugün vahşi doğadayım şimdi

go outside into Much Wenlock Town Center unfortunately you may have heard the

dışarı, Much Wenlock Şehir Merkezine gidecektim ne yazık ki

news recently that there is a certain virus going around at the moment so I've

son zamanlarda belli bir virüsün şu anda ortalıkta dolaşmakta olduğu haberini duymuş olabilirsiniz, bu yüzden

decided to protect myself and yes I have literally self isolated myself out in

kendimi korumaya karar verdim ve evet, kelimenin tam anlamıyla kendimi Shropshire'ın vahşi doğasında izole ettim,

the wilderness of Shropshire where am i I am in the middle of a large forest it

neredeyim? büyük orman

is a very windy day so I am slightly worried to see if one of these trees

çok rüzgarlı bir gün bu yüzden canlı yayınımı yaparken bu ağaçlardan birinin

will fall on my head whilst I'm doing my livestream anyway here we go I hope you

kafama düşüp düşmeyeceği konusunda biraz endişeliyim.

are doing well I'm on I'm on a walk I'm taking a walk in the countryside very

bir yürüyüş Yaşadığım yere çok yakın kırsalda yürüyüşe çıkıyorum

close to where I live I hope you are ok as you can see I have my big stick do

umarım iyisindir gördüğün gibi benim büyük sopam var

you like my big stick you must always carry a very large stick when you are

büyük sopamı seviyor musun etrafta dolaşırken her zaman çok büyük bir sopa taşımalısın

walking around the countryside just in case you fall over now this particular

kırsal kesimde, düşerseniz diye, bu özel

stick can come in very useful for many things you see you can use this for many

çubuk, gördüğünüz birçok şey için çok yararlı olabilir, bunu birçok

things it can help you to walk on an even ground and also it can save your

şey için kullanabilirsiniz, düz bir zeminde yürümenize yardımcı olabilir ve ayrıca takılırsanız hayatınızı kurtarabilir. bir yerde

life if you get stuck somewhere you can use it to pull your way out of maybe a

small space where you are stuck so you can use this to pry yourself out of a

sıkışıp kaldığınız küçük bir yerden çıkmak için kullanabilirsiniz böylece kendinizi dar bir durumdan kurtarmak için kullanabilirsiniz

tight situation you could also break it if you fall over and if you injure your

ayrıca düşerseniz onu kırabilir ve bacağınızı incitirseniz kullanabilirsiniz

leg you can use this stick as a splint splint so when we say

bu çubuk bir atel ateli yani atel dediğimizde,

splint it means something that you can use to keep a person's arm or maybe

bir kişinin kolunu veya belki bacağını düz tutmak için kullanabileceğiniz bir şey anlamına gelir,

their leg straight so the bone does not break anymore it can stop maybe

böylece kemik artık kırılmaz, eğer yapmazsanız belki de

something serious from happening to you if you I don't know if you fall over and

başınıza ciddi bir şey gelmesini engelleyebilir. Düşüp

injure your leg or maybe you injure your arm you can use a splint splint so I

bacağınızı incitirseniz veya belki kolunuzu incitirseniz bilmiyorum, atel ateli kullanabilirsiniz, bu yüzden

will throw this away now I don't think I need this anymore but I will keep it

şimdi bunu atacağım, artık buna ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum ama her

nearby just in case so excuse me I just need to get rid of my big stick

ihtimale karşı yakınımda tutacağım, bu yüzden kusuruma bakmayın Sadece büyük çubuğumdan kurtulmam gerekiyor, kusura bakmayın,

excuse me it's gone now so I hope you are okay how is your day going

şimdi gitti, umarım iyisinizdir, gününüz nasıl geçiyor,

is it going okay is it going fine hello to the live chat as well I don't know

iyi gidiyor mu, iyi gidiyor mu, canlı sohbete de merhaba,

who is here on the live chat I will have a look on my screen right now hello to

burada kim olduğunu bilmiyorum canlı sohbet Şu anda ekranıma bir göz atacağım

Lynn Tran oh hello from Vietnam with love thank you very much it's not kind

Lynn Tran'a merhaba Vietnam'dan sevgilerle merhaba çok teşekkür ederim çok nazik değilsiniz

of you thank you for sending me some love and some warm feelings all the way

bana ta Vietnam'dan biraz sevgi ve sıcak duygular gönderdiğiniz için teşekkür ederim

from Vietnam it's freezing today by the way it is very cold and also very windy

buz gibi bugün bu arada hava çok soğuk ve aynı zamanda çok rüzgarlı

I am now standing underneath lots of trees I will show you the view above my

şimdi bir sürü ağacın altında duruyorum size başımın üstündeki manzarayı göstereceğim

head so as you can see above my head there are lots of trees and also you

böylece başımın üstünde bir sürü ağaç var ve siz de

might be able to see that they are blowing all over the place they are

görebilirsiniz her yerde esiyorlar,

blowing around because it is a little bit windy today we have a lot of wind

etrafta esiyorlar çünkü bugün biraz rüzgarlı, etrafta çok rüzgar var

around but you might also notice that there is lovely blue

ama aynı zamanda sevimli mavi

guy as well a lot of lovely blue sky above my head right now yes I am talking

adam ve başımın üstünde bir sürü güzel mavi gökyüzü olduğunu da fark edebilirsiniz. şimdi evet size konuşuyorum canlı canlı

to you live live from live from a forest in the middle of the countryside as you

kırsalın ortasındaki bir

know I live in a rural area when we say the word rural it means a place in the

ormandan canlı canlı bildiğiniz gibi ben kırsalda yaşıyorum kırsal kelimesini söylediğimizde kırsalda bir yer anlamına geliyor

countryside quite often amongst trees fields

genellikle ağaçların arasında tarlalar

normally there are farms nearby like round here for instance around here

normalde var civardaki çiftlikler örneğin buralarda bir

there are lots of farms and lots of animals except there aren't many around

sürü çiftlik ve bir sürü hayvan var ama buralarda pek fazla yok ama

here having said that during the spring

bahar

months you can often find deer roaming around this area so the area I'm

aylarında bu bölgede sık sık dolaşan geyikler bulabilirsin, bu yüzden benim

standing in at the moment quite often you will get deer walking around

bulunduğum bölge şu anda oldukça sık olarak etrafta dolaşıp

wandering around trying to find food so who knows we might be lucky today we

yiyecek bulmaya çalışan geyikler göreceksiniz, bu yüzden kim bilir bugün şanslı olabiliriz

might actually see a deer wandering around however they are just like me

aslında etrafta dolaşan bir geyik görebiliriz ancak onlar da tıpkı benim gibiler

they are very shy and very timid so maybe not I hope you are doing well how

çok utangaç ve çok çekingenler bu yüzden belki de ben değilim umarım iyisindir

are you coping with the current situation concerning the coronavirus yes

koronavirüsle ilgili mevcut durumla nasıl başa çıkıyorsun evet yaşadığım bölgede İngiltere de dahil olmak üzere

I know a very serious situation taking place including here in the UK in the

çok ciddi bir durumun olduğunu biliyorum

area where I live there are now two confirmed cases so not very far away

şu anda teyit edilmiş iki vaka var yani benim bulunduğum yerden çok da uzakta değil

from where I live in Shropshire so now there are two confirmed cases of

Shropshire'da yaşıyorum, bu yüzden şimdi teyit edilmiş iki koronavirüs vakası var

coronavirus and that is one of the reasons why I changed my mind

ve bu fikrimi değiştirmemin nedenlerinden biri. Kasaba meydanından

I was going to go into town to do a live stream from the town square

canlı yayın yapmak için şehre gidecektim

however I decided to change my mind and instead I'm doing it here here in the

ancak fikrimi değiştirmeye karar verdim ve onun yerine Bunu burada,

middle in the middle of nowhere I have all this space around me so much

hiçliğin ortasında yapıyorum, etrafımda o kadar çok boşluk var ki,

space I love it I love living in the countryside I really do a lot of people

onu seviyorum, kırsalda yaşamayı seviyorum, gerçekten de birçok insan

say mr. Duncan don't you get bored staying in the countryside

diyor bay. Duncan, sen kırsalda kalmaktan sıkılmıyor musun,

I never feel bored living out here I love it I think it's the most amazing

burada yaşamaktan asla sıkılmıyorum, burayı seviyorum, bence burası dünyanın en harika

place in the world today we will be talking about reality and I thought it

yeri bugün gerçeklik hakkında konuşacağız ve bunun

was a good subject because there are lots of words that we can use to talk

iyi bir konu olduğunu düşündüm çünkü çok şey var gerçeklik hakkında konuşmak için kullanabileceğimiz kelimeler

about reality and I suppose at the moment you might say that it reality

ve sanırım şu anda gerçekliğin

right now is very strange a very strange period of time that we

şu anda çok garip olduğunu söyleyebilirsiniz, şu anda yaşadığımız çok garip bir zaman dilimi,

are living through at the moment so I thought I would talk about that hello to

bu yüzden o merhaba hakkında konuşacağımı düşündüm.

the live chat once again hello also highly quang hello to Ana

canlı sohbete bir kez daha merhaba aynı zamanda çok kaliteli Ana

Rita hello Ana Rita I haven't seen you for a long time it is not exactly

Rita'ya merhaba merhaba Ana Rita sizi uzun zamandır görmüyorum, tam olarak

quarantine but I must stay at home and I can't go to the grocery shop or the

karantina değil ama evde kalmam gerekiyor ve bakkala ya da markete gidemiyorum.

pharmacy when it is necessary yes I have seen this morning on the news that other

gerektiğinde eczane evet bu sabah haberlerde diğer

countries are now joining in with the self-isolation so if a person is feeling

ülkelerin kendi kendine izolasyona katıldığını gördüm, bu nedenle bir kişi kendini iyi hissetmiyorsa

unwell they have been told that they must stay in isolation they must keep

izolasyonda kalması gerektiği söylendi,

themselves away from other people and that's why I'm here today in the middle

kendilerini diğerlerinden uzak tutmaları gerektiği söylendi. insanlar ve bu yüzden bugün burada

of the countryside because I'm far away from anyone else there is no one around

kırsalın ortasındayım çünkü kimseden uzaktayım etrafımda kimse yok

me however you might be able to hear the wind

ancak rüzgarın

blowing because it is a very windy day so I'm just wondering whether I'm

esişini duyabilirsiniz çünkü çok rüzgarlı bir gün bu yüzden ben' Sadece

standing in the right place maybe one of these trees will come down and hit me on

doğru yerde durup durmadığımı merak ediyorum belki bu ağaçlardan biri düşüp kafama çarpar

the head I hope not so here in the UK yes things are slowly

Umarım burada Birleşik Krallık'ta öyle değildir evet işler yavaş yavaş

getting worse people are starting to panic I don't want to talk too much

kötüye gidiyor insanlar paniğe kapılmaya başlıyor İstemiyorum

about this today but I will mention it if you want to talk about it li'l says

bugün bunun hakkında çok konuşacağım ama eğer bunun hakkında konuşmak istersen bahsedeceğim li'l

you are very fortunate to live in such a beautiful countryside yes I always say

böyle güzel bir kırsalda yaşadığın için çok şanslı olduğunu söylüyor evet her zaman söylüyorum

that I feel very fortunate very lucky that I can live in such a wonderful

ki yaşayabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum çok şanslıyım

place I really do there is never a day never a day where I feel bored living

gerçekten yaptığım harika bir yer asla burada yaşamaktan sıkıldığım bir gün asla

here never it never happens because I love living here it's an amazing place

asla olmuyor çünkü burada yaşamayı seviyorum.

free to roam and walk around and watch the wildlife as well today I am part of

the wildlife so maybe there is a squirrel up in one of the trees watching

yaban hayatı yani belki ağaçlardan birinde bir sincap vardır

me right now wondering what I'm doing thinking what is that strange man doing

beni izliyor şu an ne yaptığımı merak ediyor bu garip adam ne yapıyor diye kendi kendine

talking to himself don't worry mr. squirrel I'm not talking

konuşuyor merak etmeyin bayım. sincap Kendi

to myself I am now live on YouTube okay so there hello to everyone I know we

kendime konuşmuyorum şimdi YouTube'da canlı yayındayım tamam o yüzden herkese merhaba biliyorum

probably won't have many people watching because this is a special livestream I

muhtemelen çok fazla izleyenimiz olmayacak çünkü bu özel bir canlı yayın

thought I would do one today because I did one last week as well if you

bugün yapayım dedim çünkü geçen hafta bir tane yaptım bir de

remember ed Gunn ed goon Lopez says a beautiful place I guess the air smells

hatırlarsanız ed Gunn ed goon Lopez güzel bir yer diyor sanırım hava

delicious with the forest perfume well at the moment I don't know if you can

orman parfümüyle nefis kokuyor şu an.

see it but all around me all around here this is actually wild garlic so at the

yani şu

moment where I'm standing all I can smell is garlic in the air so everything

anda durduğum yerde sadece havadaki sarımsak kokusunu alabiliyorum yani gördüğünüz her şey

you see all of this green behind me all of this all of this is

arkamda tüm bu yeşil tüm bunlar tüm bunlar

garlic growing in the wild and there is some here right next to me I will show

vahşi doğada büyüyen sarımsak ve burada biraz var hemen yanımda ben

you a piece of garlic

size burada bir parça sarımsak göstereceğim,

here it is so this is wild garlic and it grows all around here and later in the

bu yüzden bu yabani sarımsak ve burada her yerde yetişiyor ve ayın ilerleyen saatlerinde sarımsakların üzerinde

month there will be lots of beautiful white flowers appearing on the garlic so

bir sürü güzel beyaz çiçek belirecek, bu yüzden

there you can see some lovely garlic oh oh my goodness that is so nice for those

orada biraz sevimli sarımsak görebilirsiniz oh aman tanrım bu sarımsak sevenler için çok güzel şu an aldığım kokuyu

who like garlic you can probably imagine the smell that I'm experiencing right

muhtemelen tahmin edebilirsiniz çok

now it's beautiful and did you know you can also put this in soup as well so you

güzel ve bunu çorbaya da koyabileceğinizi biliyor muydunuz, böylece

can use wild garlic in soup and some people use it as garnish on their salads

çorbada yabani sarımsak kullanabilirsiniz ve bazı insanlar kullanır salatalarında garnitür olarak

the word garnish means something that you add on top of food to make it look

garnitür kelimesi, yabani sarımsağın daha çekici görünmesi için yemeğin üzerine eklediğiniz bir şey anlamına gelir

more attractive wild garlic and I love the smell and also the taste of garlic I

ve ben sarımsağın kokusuna ve tadına

know that some people don't like it I know some people hate the smell of

bayılırım bazılarının bundan hoşlanmadığını biliyorum bazılarını tanıyorum Sarımsak kokusundan nefret ederim

garlic however I really like it hello to the live chat don't worry I haven't

ama gerçekten hoşuma gidiyor canlı sohbete merhaba merak etmeyin

forgotten you Fung do Chung says garlic can prevent us from becoming ill yes

sizi unutmadım Fung do Chung sarımsağın hastalanmamızı engelleyebileceğini söylüyor evet

it's true a lot of people believe that if you eat garlic it can actually

bu doğru birçok insan sarımsak yerseniz aslında

protect your body from various things so yes I I think that garlic is quite good

vücudunuzu çeşitli şeylerden koruyabilir, bu yüzden evet, bazı insanlar bundan hoşlanmasa da sarımsağın size oldukça iyi geldiğini düşünüyorum

to you even though some people don't like it hello from Belgium le Zack su

Belçika'dan merhaba le Zack su size

hello to you as well nice to see you Ally and a big hello to Belgium hello

de merhaba, sizi görmek güzel Ally ve Belçika'ya kocaman bir merhaba merhaba

Maria yes cancer can be prevented in certain

Maria evet kanser bazı durumlarda önlenebilir

cases or maybe it can be used as part of your lifestyle so I don't think I don't

veya belki yaşam tarzınızın bir parçası olarak kullanılabilir bu yüzden

think garlic will prevent you from getting cancer but maybe if you use

sarımsağın kanser olmanızı engelleyeceğini düşünmüyorum ama belki

garlic along with your healthy lifestyle I would imagine it can help it can be

sağlıklı yaşam tarzınızla birlikte sarımsak kullanırsanız Yardımcı olabileceğini hayal ediyorum

beneficial can I can I tell you a funny story this is connected with coronavirus

faydalı olabilir mi size komik bir hikaye anlatabilirim bunun koronavirüs ile bağlantılı bu

by the way mr. Steve this morning went out to work but before he left the house

arada bayım. Steve bu sabah işe gitti ama evden çıkmadan önce

he realized that he had no hand sanitizer so he had actually run out you

el dezenfektanı olmadığını fark etti, bu yüzden gerçekten bitmiş, ellerimi güzel ve temiz tutmak

can see I have my hand sanitizer here to keep my hands nice and clean however mr.

için burada el dezenfektanım olduğunu görebilirsiniz, ancak Bay.

Steve this morning realized he didn't have his so can you guess what Steve did

Steve bu sabah kendisininkinde olmadığını fark etti, bu yüzden Steve'in ne yaptığını tahmin edebilir misiniz, Steve'in

you're not going to believe what Steve did this morning

bu sabah ne yaptığına inanamayacaksınız, bu

so he got the empty bottle of hand sanitizer so his bottle was empty he had

yüzden boş el dezenfektanı şişesini aldı, bu yüzden şişesi boştu,

none left so instead he put vodka into the bottle

hiç kalmamıştı, onun yerine bunun yerine şişeye votka koydu,

instead so he actually went to work this morning with a small bottle of vodka in

bu yüzden bu sabah işe elinde küçük bir şişe votka ile gitti, bu

his hand so during the day he is going to use vodka to clean his hands because

yüzden gün boyunca ellerini temizlemek için votka kullanacak çünkü şu

at the moment he hasn't got any hand sanitizer can you believe that does it

anda el dezenfektanı yok. buna inanıyor musun

work I don't know I have a feeling mr. Steve might be drinking some of it as

işe yarıyor mu bilmiyorum bende bir his var bay Steve de biraz içiyor olabilir,

well that's what I think I hope not because he's driving so unfortunately

umarım öyle değildir, çünkü o araba kullanıyor, ne yazık ki

mr. Steve's job will take him near people who may be ill so he has to be

Bay. Steve'in işi onu hasta olabilecek insanların yanına götürecek bu yüzden

extra careful he has to be very careful where he goes and who he has contact

çok dikkatli olmalı nereye gittiğine ve kimlerle temas kurduğuna çok dikkat etmeli

with vittor oh hello Vittorio Vittorio is here on the live chat this is very

oh merhaba Vittorio Vittorio canlı sohbette burada bu

different today because I'm outside on a cold windy but sunny day it's sunny

bugün çok farklı çünkü Soğuk rüzgarlı ama güneşli bir günde dışarıdayım bugün hava güneşli

today are you having a good day I really hope so

iyi bir gün geçiriyor musunuz gerçekten öyle umuyorum

don't forget I am back tomorrow as well for those who are wondering why

unutma ben yarın da geldim neden

here it's okay I will be here tomorrow as well um my usual livestream from my

burada sorun yok yarın da buradayım um

lovely warm cozy studio however however but look we have we have some words

güzel, sıcak, rahat stüdyomdan her zamanki canlı yayınım ancak yine de ama bakın bugün bakacak bazı sözlerimiz var

today to look at now I was going to try and use this can you see that is it

şimdi bunu kullanmayı deneyecektim anlıyor musunuz bu

clear so I was thinking of using this today to show the words so today we are

açık mı bu yüzden bugün göstermek için bunu kullanmayı düşünüyordum kelimeler yani bugün

talking about reality reality it is a great word and it is a word that comes

gerçeklik hakkında konuşuyoruz gerçeklik bu harika bir kelime ve

up quite often at the moment because we often talk about the things that are

şu anda oldukça sık kullanılan bir kelime çünkü sık sık

real the things that are fake the things that are true the things that are untrue

gerçek olan şeylerden sahte olan şeylerden doğru olan şeylerden bahsediyoruz bunlar doğru değil

however the basic definition of reality is what we see around us the things we

ancak gerçekliğin temel tanımı çevremizde gördüklerimiz,

experience in the present moment so as I stand here in front of you I know that I

şu anda deneyimlediğimiz şeylerdir, bu yüzden burada önünüzde dururken

am standing in a forest so I am surrounded by trees I can hear the birds

bir ormanda durduğumu biliyorum, bu yüzden etrafım ağaçlarla çevrili, duyabiliyorum

singing in the distance I can also hear some of the trees creaking as the wind

uzaktan şakıyan kuşlar ayrıca rüzgar

blows them from side to side so my reality is this this that is happening

onları bir yandan diğer yana estirirken bazı ağaçların gıcırtılarını duyabiliyorum bu yüzden benim gerçekliğim bu etrafımda olup bitenler

around me and you are sharing my reality so your reality is now part of my

ve siz benim gerçekliğimi paylaşıyorsunuz bu yüzden sizin gerçekliğiniz artık benim

reality and vice versa so your reality is experiencing me talking to you from

gerçekliğimin bir parçası ve tam tersi yani sizin realiteniz benim kendi realitemden sizinle konuşmamı deneyimliyor

my reality so everything you see now is real it is true it isn't fake it isn't

yani şu anda gördüğünüz her şey gerçek, doğru, sahte değil,

made up it is absolutely true it is real hello once again - hi

uydurma değil, kesinlikle doğru, gerçek, bir kez daha merhaba - merhaba

Lee Kwang hello a man what does mr. Steve work as and does he live with you

Lee Kwang merhaba bir adam bay ne yapar Steve olarak çalışıyor ve sizinle birlikte yaşayan

at the housed a man yes mr. Steve does live

bir adam evet bay mı? Steve benimle yaşıyor haklısın

with me you are right correct and his job well I

doğru ve işi iyi

won't give all the details of his job but let's just say he spends a lot of

işinin tüm detaylarını vermeyeceğim ama

his time in places where there are sick people or people who are feeling unwell

zamanının çoğunu hasta insanların veya kendini iyi hissetmeyen insanların olduğu yerlerde geçirdiğini söyleyelim

hello to Martha in Poland Martha Poland is here thank you very

merhaba Martha, Polonya'da Martha Polonya burada,

much for joining me so can you see that on the screen now I hope you can read it

bana katıldığınız için çok teşekkür ederim, şimdi ekranda görebiliyor musunuz, umarım bunu okuyabilirsiniz

reality we are talking all about reality so reality is the present moment the

gerçeklik, tamamen gerçeklik hakkında konuşuyoruz, bu nedenle gerçeklik,

things we experience quite often we refer to reality as something that is

yaşadığımız andır, sık sık atıfta bulunduğumuz andır. Gerçekliğe

happening without warning or maybe something that is happening

uyarmadan gerçekleşen bir şey veya belki de

spontaneously so you might say that something is spontaneous for example

kendiliğinden olan bir şey olarak yani bir şeyin kendiliğinden olduğunu söyleyebilirsiniz, örneğin

this is spontaneous so I didn't plan this I didn't know I was going to stand

bu kendiliğinden, bu yüzden bunu planlamadım, burada ormanda duracağımı bilmiyordum.

here in the forest I was going to go into town and do my live stream from

Kasabaya gidip canlı yayınımı oradan yapacaktım

there however because of certain things that I'm sure you are aware of we can't

ama eminim ki bazı şeyler yüzünden

do that so instead I'm here however this is real it is live this is literally

bunu yapamayacağımızın farkındasınız, onun yerine ben buradayım ancak bu gerçek canlı bu tam anlamıyla

reality you can see reality happening right now on your screens there it is

gerçeklik şu anda ekranlarınızda olup bitenleri görebilirsiniz, işte

over there most people think that reality generally is boring maybe an

orada, çoğu insan gerçekliğin genellikle sıkıcı olduğunu düşünür, belki de

empty room that spends all of its time secluded and abandoned might be

tüm zamanını tenha ve terk edilmiş bir şekilde geçiren boş bir oda

described as boring however it is also reality so what you can see around me is

sıkıcı olarak tanımlanabilir, ancak bu aynı zamanda gerçektir, bu yüzden ne düşünürsünüz? çevremde görebildiğim

happening right now it is all real it is reality

şu anda oluyor hepsi gerçek hepsi gerçek

hello to all hello Luis Mendez Luis Mendez how are things in

herkese merhaba merhaba Luis Mendez Luis Mendez işler nasıl orada da

I believe things have become a little serious there as well including Germany

işlerin biraz ciddileştiğine inanıyorum Almanya da dahil olmak üzere

is well I noticed on the news last night people were talking about Germany things

iyi dün gece haberlerde fark ettim millet Almanya hakkında konuşuyorduk

are happening there now so a lot of things going on

şimdi orada bir şeyler oluyor, o kadar çok şey oluyor ki

why mr. Steve does not work at home as many people are doing asks Theo

neden bay. Pek çok insanın yaptığı gibi Steve evde çalışmıyor, Theo'ya

well mr. Steve unfortunately he has to work by traveling around to different

iyi dileklerini soruyor Bay. Steve ne yazık ki bölgedeki farklı yerleri dolaşarak çalışmak zorunda, bu

places in the area so unfortunately mr. Steve's job is very hard to do from home

yüzden ne yazık ki Mr. Steve'in işini evden yapmak çok zor

however sometimes he can work from home so there are people at the moment who

ama bazen evden çalışabiliyor bu yüzden şu anda

have decided to stay at home however they are still able they can still do

evde kalmaya karar vermiş insanlar var ama yine de yapabiliyorlar

their job a bit like me really so because my work involves just me and

işlerini biraz benim gibi yapabilirler gerçekten öyle çünkü benim işim sadece beni ilgilendiriyor ve

because most of my work happens at home it means that I can stay at home and

işimin çoğu evde olduğu için bu, evde kalıp

still work so there is a chance that I might be the only person left in the UK

hala çalışabileceğim anlamına geliyor, bu nedenle İngiltere'de

who is still doing a job who knows hello to everybody Rakesh

hala iş yapan ve herkese merhaba bilen tek kişi olma şansım var Rakesh

hello Rakesh I am bored today because they are all not here why do you feel

merhaba Rakesh bugün sıkıldım çünkü hepsi burada değil neden sıkılıyorsun canın

bored don't feel bored I will try to cheer you up I will try to make your day

sıkılmıyor seni neşelendirmeye çalışacağım kırdan el

a little bit brighter by waving to you from the countryside I've just realised

sallayarak gününüzü biraz daha güzelleştirmeye çalışacağım ben' şimdi farkettim

I've just realised it's very cold by the way if you are wondering why there are

hava çok soğuk bu arada canlı yayında neden

no captions on the live stream it's because I am

alt yazı yok diye merak ediyorsanız

currently on my mobile phone so I'm talking to you through my mobile phone

şu an cep telefonumdan konuşuyorum o yüzden sizinle cep telefonumdan konuşuyorum

at the moment and I hope you can hear me and see me clearly so we are talking all

ve umarım beni net bir şekilde duyabiliyor ve görebiliyorsun, bu yüzden

about reality today there are many ways and

bugün tamamen gerçeklik hakkında konuşuyoruz, gerçeklik

words that we can use to talk about reality we can say that something is

hakkında konuşmak için kullanabileceğimiz birçok yol ve kelime var, bir şeyin

real a real thing something that you know is not fake something that you know

gerçek olduğunu, gerçek bir şey olduğunu bildiğin bir şeyin sahte olmadığını söyleyebiliriz.

is definitely real quite often we talk about real things as things that give us

kesinlikle gerçek olduğunu bildiğiniz bir şey, oldukça sık olarak gerçek şeylerden bize

some sort of emotional response so we often think that the more we feel

bir tür duygusal tepki veren şeyler olarak bahsederiz, bu nedenle genellikle bir şeyi ne kadar çok hissedersek o kadar

something the realer or more real it is I think so

gerçek veya daha gerçek olduğunu düşünürüz, bence

Ed Gein says my reality is that I must go to work at the office because I need

Ed Gein diyor ki benim gerçekliğim ofiste işe gitmem gerektiğini çünkü

the money like we say in Mexico let's go to chase the chalk I like that one let's

paraya ihtiyacım olduğunu Meksika'da dediğimiz gibi hadi gidip tebeşir kovalayalım Bunu sevdim hadi

go to chase the chalk here we call it the rat race so when we say that you

tebeşir kovalayalım burada buna fare yarışı diyoruz bu yüzden

have to go to work and you have to earn a living we say the rat race so everyone

yapmanız gerektiğini söylediğimizde işe git ve hayatını kazanmak zorundasın sıçan yarışı diyoruz bu yüzden

else is going out there to try and earn some money they are all part of the rat

herkes biraz para kazanmak için oraya gidiyor hepsi sıçan

race Wow that was a very big gust of wind did you

yarışının bir parçası Vay be bu çok büyük bir rüzgardı gördün mü

see that it's getting rather windy here nice to see you all here today

burada oldukça rüzgarlı olmak bugün hepinizi burada görmek güzel

so things that have an emotional response or things that give us an

bu yüzden duygusal bir tepkisi olan şeyler veya bize duygusal bir tepki veren şeyler

emotional response are normally things that we see as real or we judged them as

normalde gerçek olarak gördüğümüz şeylerdir veya onları

being real cow dang says I can hear the sound of water is that a waterfall no it

gerçek olarak yargılarız inek dang sesini duyabiliyorum diyor su o bir şelale hayır

isn't it's actually the wind blowing the trees I will show you again above my

değil aslında rüzgar ağaçları savuruyor size tekrar başımın üstünde göstereceğim

head

so above my head there are lots of trees and yes as you can see they are blowing

yani başımın üstünde bir sürü ağaç var ve evet gördüğünüz gibi

all over the place there are lots of trees around me because the wind is

her yerde esiyorlar çok fazla çünkü rüzgar esiyor etrafımda ağaçların

blowing Wow I think you can see that those trees are really starting to sway

Vay canına sanırım o ağaçların rüzgarda gerçekten sallanmaya başladığını görebiliyorsunuz

in the wind I'm coming back to you now there I am hello everyone nice to see

şimdi size geri dönüyorum herkese merhaba

you here today it is a special livestream and I'm

sizi burada görmek güzel bugün özel bir canlı yayın ve ben

talking to you from underneath a lot of trees that at any moment might crash

seninle her an kafama düşebilecek bir sürü ağacın altından konuşuyorum

down on my head are you American no I'm not American I am English I am

amerikalı mısın hayır ben amerikalı değilim ben ingiliz

talking to you from England in the United Kingdom a place called much

seninle ingiltere'den konuşuyorum birleşik krallık'ta çok denen bir yerden

Wenlock in Shropshire a very beautiful place in the middle of the countryside

Shropshire'daki Wenlock, kırsal alanın ortasında çok güzel bir yer

me hola hello me hola says I am surprised because I saw you when I

ben merhaba merhaba ben hola şaşırdım çünkü

watched Alec 2d oh I see well Alex D is a very well known English teacher in

Alec 2d'yi izlerken seni gördüm oh iyi görüyorum Alex D Vietnam'da çok iyi tanınan bir İngilizce öğretmeni

Vietnam and apparently he has been talking about me for some reason so

ve görünüşe göre o nedense benden bahsediyordu bu yüzden

thank you very much and a big hello to everyone watching in Vietnam I know over

çok teşekkür ederim ve Vietnam'da izleyen herkese kocaman bir merhaba biliyorum

the past few days I've had a lot of people coming here a lot of people

son birkaç gündür buraya çok sayıda insan geldi

coming to my youtube channel from Vietnam

Vietnam'dan youtube kanalıma birçok kişi geliyor

the English speak English much more beautiful than the Americans Thank You

İngilizce, İngilizceyi Amerikalılardan çok daha güzel konuşur Teşekkürler

Maria that's very kind of you to say some people do some people prefer to

Maria, bazı insanların

listen to American English some people prefer listening to British

Amerikan İngilizcesi dinlemeyi tercih ettiğini söylediğiniz için çok naziksiniz, bazı insanlar İngiliz İngilizcesi dinlemeyi tercih ediyor,

English so my accent is British I am English I am NOT American for those who

bu yüzden benim aksanım İngiliz Ben İngilizim Ben Amerikalı DEĞİLİM

are wondering wow it is so windy here can you hear the wind blowing around me

merak edenler vay burası çok rüzgarlı etrafımda esen rüzgarı duyabiliyor musunuz

it's quite dramatic in fact it's quite dramatic

çok dramatik aslında çok dramatik

I began says all the time I thought you were American but now I know you are

demeye başladım hep sizi amerikalı sandım ama şimdi ingiliz olduğunuzu biliyorum

British yes I'm British I am in England I live

evet ben ingilizim ben İngiltere'deyim

in England I was born in England I learnt English as my first language and

İngiltere'de yaşıyorum İngiltere'de doğdum İngilizceyi ilk dilim olarak öğrendim ve

now I'm talking to you in English because that's that is what I do

şimdi sizinle İngilizce konuşuyorum çünkü yaptığım iş bu gerçekten

I really feel a little unsafe here under these trees can you see them look at

burada bu ağaçların altında biraz güvensiz hissediyorum onları görebiliyor musunuz

these trees blowing around goodness me

şu ağaçlar uçuyor aman Allah'ım

those trees are really really blowing around I hope I don't get squashed by a

o ağaçlar gerçekten gerçekten ortalıkta savruluyor umarım düşen bir ağaç tarafından ezilmem

falling tree I hope not that would be very dramatic thank you very much yes

umarım çok dramatik olmaz çok teşekkür ederim evet canlı yayınlar ne

for those who are wondering when the live streams are normally Sunday

zaman merak edenler için normalde pazar

Wednesday and Friday so Sunday Wednesday Friday are my proper live streams my

çarşamba ve cuma yani pazar çarşamba cuma benim uygun canlı yayınlarım

normal live streams and now there is an aeroplane coming over my head flying

normal canlı yayınlarım ve şimdi kafamın üzerinden bir uçak geliyor üzerimden uçuyor burada kırsalda tek

over me there is never a dull moment here in the countryside there is always

bir sıkıcı an bile olmuyor hep bir şeyler

something happening there is always something occurring how far are you from

oluyor her zaman bir şeyler oluyor Evden ne kadar uzaktasın

home I have been walking for around 25 minutes so I am not too far away from my

yaklaşık 25 dakikadır yürüyorum bu yüzden evimden çok uzakta değilim

house but I am far from my house but not too far so if I need to get back I can

ama evimden çok uzaktayım ama çok da uzak değil bu yüzden geri dönmem gerekirse

if I need to rush back home hello - Oh a sis you - hello Oasis you - I think you

acele etmem gerekirse dönebilirim eve dönüş merhaba - Ah abla sen - merhaba Oasis sen -

were with me yesterday on my life chat nice to see you again

dün hayatımda benimleydin sanırım sohbet

welcome back at a big new house to China a lot of people watching in China quite

a few people are getting over the Great Firewall of China so here we are another

Çin'in Büyük Güvenlik Duvarını aşmak, yani işte gerçeklikle bağlantılı başka bir

word connected to reality realism realism

kelimeyiz gerçekçilik gerçekçilik

now realism is a very interesting word and normally it will show the fact that

şimdi gerçekçilik çok ilginç bir kelimedir ve normalde bir

something is being made to appear real so you have realism realism

şeyin gerçek gibi görünmesi için yapıldığı gerçeğini gösterir, bu nedenle gerçekçiliğe sahipsiniz gerçekçilik bu yüzden

so maybe there is a painting that you see in a in an art gallery so you might

belki de vardır. Bir sanat galerisinde gördüğünüz tablo, böylece

see a beautiful painting and it looks very real so something that has realism

güzel bir tablo görebilirsiniz ve çok gerçek görünür yani gerçekçiliği olan bir şey,

is something that looks real it looks as if you can reach out and touch it

gerçek görünen bir şeydir, sanki uzanıp dokunabilecekmişsiniz gibi görünür,

something that is very real we talked about realism quite often in art we will

çok gerçek bir şey konuştuk gerçekçilik hakkında sanatta oldukça sık olarak

talk about realism so the way in which art is used to create the illusion of

gerçekçilikten bahsedeceğiz, bu yüzden sanatın gerçeklik yanılsaması yaratmak için kullanılma şekli yani

reality so again another interesting word realism realism maybe you go to the

yine başka bir ilginç kelime gerçekçilik gerçekçilik belki

cinema to see the latest movie maybe you have gone to the cinema to see maybe the

son filmi izlemek için sinemaya gidersiniz belki sinemaya gittiniz belki

new Star Wars film or maybe you've been to see whatever the latest movie is that

yeni Star Wars filmini izlemek için veya belki de insanların izlediği en son film ne olursa olsun,

people are watching I'm sure at least one of the movies at the moment will be

şu anda filmlerden en az birinin

a superhero movie because they always are always are nowadays don't you think

bir süper kahraman filmi olacağına eminim çünkü onlar her zaman bugünlerde hep öyleler sizce de

so maybe you go to the cinema and maybe you put on your 3d glasses so you can

öyle değil mi belki sinemaya gidersiniz ve belki 3d gözlüğünüzü takarsınız ki

see the movie in a completely different way so perhaps you might describe 3d as

filmi tamamen farklı bir şekilde izleyebilirsiniz yani belki 3d'yi gerçekçilik olarak tanımlayabilirsiniz,

realism it provides a certain amount of realism because the thing you are

belli bir oranda gerçekçilik sağlar çünkü izlediğiniz şey

looking at on the screen looks as if it's real so there is a certain amount

ekrana bakıyorlar sanki gerçekmiş gibi görünüyor yani belli bir miktar gerçekçilik var

of realism realism something that is realistic something that looks real and

gerçekçilik gerçekçi bir şey gerçek görünen bir şey ve

something that gives you the feeling of reality as I said just quite often we we

size gerçeklik hissi veren bir şey söylediğim gibi oldukça sık olarak

see reality as something that gives us a certain feel a certain emotion so the

gerçekliği gördüğümüz bir şey olarak görüyoruz. bize belli bir his veriyor belli bir duygu yani bir

more real something is the more we feel it we feel

şey ne kadar gerçekse biz onu o kadar çok hissederiz

the realism and yes over the years in art people have tried to recreate

gerçekçiliği hissederiz ve evet sanatta yıllar boyunca insanlar gerçekçiliği yeniden yaratmaya çalıştılar

realism they've tried to make their paintings or maybe their photographs or

resimlerini ya da belki fotoğraflarını ya da

maybe the way they design something to make it look realistic realistic

belki bir şeyi gerçekçi görünmesi için tasarlama biçimleri

here's another word I like this word if something is real we might describe it

işte başka bir kelime.

as genuine a genuine thing something that is genuine a genuine article

or a genuine thing something that is real we can describe as genuine may be a

gerçek bir

person you might meet a person in your life who is very genuine they are a

kişi olabilir hayatınızda çok samimi bir kişiyle tanışabilirsiniz o kişi

person who you can trust you believe what they say there are they are a

güvenebileceğiniz bir kişidir söylediklerine inanırsınız

person who is always sincere so you might describe a person as genuine mr.

her zaman samimi olan bir kişi vardır yani bir kişiyi gerçek olarak tanımlayabilirsiniz bayım.

Duncan we like your English lessons because you seem so genuine genuine I

Duncan, İngilizce derslerinizi seviyoruz çünkü çok samimi görünüyorsunuz,

like that word so something genuine is something that is real real it is

bu kelimeyi seviyorum, yani gerçek bir şey gerçek olan bir şeydir, gerçek

something that you see as being real ed Gann says now we have products like home

olarak gördüğünüz bir şeydir Ed Gann, artık

theaters to get the realism of what we are watching yes well in my house I have

neyin gerçekçiliğini elde etmek için ev sinemaları gibi ürünlerimiz olduğunu söylüyor. izliyoruz evet güzel evimde bir de

a home cinema as well so in my house I have lots of speakers lots of

ev sinemam var bu yüzden evimde bir sürü hoparlör var odamda çok sayıda

loudspeakers in my room all around me so when I'm watching a movie it feels as if

hoparlör var etrafımda bu yüzden film izlerken

I'm really there it feels as if the spaceships are really flying cast me

gerçekten oradaymışım gibi hissediyorum sanki uzay gemileri gerçekten uçuyormuş gibi geliyor bana

hello to Zeki hello Zeki I am watching you from Turkey hello to Turkey and nice

Zeki'ye merhaba deyin merhaba Zeki sizi Türkiye'den izliyorum Türkiye'ye merhaba ve

to see you here today my name is mr. Duncan I teach

bugün sizi burada görmek güzel benim adım bay. Duncan

English on YouTube and I've been doing it for ever such a long time Wow

YouTube'da İngilizce öğretiyorum ve bunu çok uzun zamandır yapıyorum Vay be

I must be crazy doing this I must be crazy

bunu yaparken deli olmalıyım deli olmalıyım

can you guess how long I've been doing this for 14 years yes I've been doing

bunu 14 yıldır ne kadar süredir yapıyorum evet yapıyorum

this on YouTube for nearly 14 years hello - East 79 hello East 79 nice to

yaklaşık 14 yıldır YouTube'da bu merhaba - Doğu 79 merhaba Doğu 79

see you here watching in Albania hello Albania can I just say I don't get many

sizi burada Arnavutluk'ta izlerken görmek güzel merhaba Arnavutluk

people watching in Albania so please tell some of your friends

Arnavutluk'ta izleyen pek fazla insan bulmuyorum bu yüzden lütfen bazı arkadaşlarınıza söyleyin

let your Albanian friends know about my English lessons

Arnavut arkadaşlarınıza haber verin İngilizce derslerim hakkında

hello also from India jaggedy hello Jagadish watching in India and I know at

Hindistan'dan da merhaba jaggedy merhaba Jagadish Hindistan'da izliyor ve şu

the moment where you are also in India there are some people now coming down

anda sizin de Hindistan'da bulunduğunuz yerde şimdi koronavirüse yakalanan bazı insanlar olduğunu biliyorum

with coronavirus hello also - TN dung who says why did you choose this place

ayrıca merhaba - TN dung neden burayı

to teach I love nature so yes well so do I - actually I share your love of nature

öğretmek için seçtiniz diyen Ben doğayı çok seviyorum evet ben de - aslında ben de sizin doğa sevginizi paylaşıyorum bu

that's the reason why I'm here because I love nature so much let's have a look at

yüzden buradayım çünkü doğayı çok seviyorum hadi

another word we are looking at some words connected to reality what is

başka bir kelimeye bakalım gerçeklikle bağlantılı bazı kelimelere bakıyoruz

reality what is real well today's live stream we will be talking all about that

gerçeklik nedir bugünün canlı akışı ne gerçekten hakkında konuşacağız

hello to Brazil watching right now yes really

Brezilya'ya merhaba şu anda izliyoruz evet gerçekten

Rafael hello I am watching you in Brazil mmm here's another word connected to

Rafael merhaba sizi Brezilya'da izliyorum mmm işte gerçekle bağlantılı başka bir kelime gerçek

reality actual actual so when we are talking about things that are actual

gerçek yani gerçek olan şeylerden bahsederken

well maybe we are talking about something specific or something that is

iyi belki belirli bir şeyden veya

in a certain way so the actual thing however we often also use actual when we

belirli bir şekilde olan bir şeyden bahsediyoruz, bu yüzden asıl şey, ancak

are talking about a real event something that has

gerçek bir olaydan bahsederken genellikle gerçek kullanırız, olan bir şey

and in reality it is actual it has happened it is an actual event actual so

ve gerçekte gerçektir, olmuştur, gerçek bir olaydır. gerçek yani

when we say actual we are saying real a real instance a real occurrence Rolfie

gerçek derken gerçek diyoruz gerçek bir olay gerçek bir olay Rolfie

hello Rolfie welcome to the middle of nowhere I am self isolating I am staying

merhaba Rolfie hiçliğin ortasına hoşgeldiniz kendimi izole ediyorum

away from all other human beings so I've decided to come outside into one of the

diğer tüm insanlardan uzak duruyorum bu yüzden dışarıdakilerden birine gelmeye karar verdim

many forests that are near my house I hope you are enjoying today's livestream

evimin yakınında birçok orman var umarım bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir gerçeklikle

we are looking at some words connected with reality mr. Duncan please be

bağlantılı bazı kelimelere bakıyoruz bayım . Duncan lütfen

careful because of the wild animals can I just say fortunately fortunately

vahşi hayvanlar yüzünden dikkatli ol diyebilir miyim Neyse ki

around here there are no animals that might eat me there are no dangerous

burada beni yiyebilecek hiçbir hayvan yok,

animals around here in fact perhaps the only dangerous animal around here is me

buralarda tehlikeli hayvanlar yok aslında belki de buradaki tek tehlikeli hayvan benim,

a human being you see did you see what I did there human beings sometimes we are

bir insan, gördün mü? orada ne yaptığımı görün insanlar bazen

a real pain in the ass tangible oh I like this word tangible

gerçek bir baş belasıyız somut oh bu kelimeyi seviyorum somut somut

tangible if something is tangible it means it can be touched so I suppose the

eğer bir şey somutsa dokunulabilir demektir bu yüzden sanırım

ultimate form of reality must be touching things something you can touch

gerçekliğin nihai şekli şeylere dokunmak, dokunabileceğiniz bir şeye dokunmak olmalı

with your hand it is it is real I can feel it there it is it is something that

elinle o gerçek mi orada hissedebiliyorum o

is real it is also something that can be touched or something that can be

gerçek bir şey o da dokunulabilir bir şey

understood very clearly to the point where it seems as if I can touch it

something that is tangible something you can touch with your hand

bu elle dokunabileceğiniz somut bir şey

Silvia hello Sylvia how are you today here in Italy we are facing a difficult

Silvia merhaba Sylvia bugün burada İtalya'da nasılsınız koronavirüsle zor bir

time with coronavirus I am from the north of Italy yes the situation is is

dönemden geçiyoruz İtalya'nın kuzeyinden geliyorum evet

quite bad in the north of Italy so please Silvia stay safe if you don't

İtalya'nın kuzeyinde durum oldukça kötü bu yüzden lütfen Silvia kendinizi

feel well stay at home and that's the best advice I think besides washing your

iyi hissetmiyorsanız güvende kalın evde kalın ve bence en iyi tavsiye bu bence ellerinizi yıkamanın yanı sıra

hands keep your hands nice and clean just like I do you can wash your hands

ellerinizi benim yaptığım gibi güzel ve temiz tutun ellerinizi

under hot water with soap for about 20 or 30 seconds or you can use this lovely

sıcak su ve sabunla yaklaşık 20 veya 30 saniye yıkayabilirsiniz veya Bu sevimli

hand sanitizer to keep yourself nice and clean as well yes a very strange time at

el dezenfektanını kendinizi güzel ve temiz tutmak için de kullanabilirsiniz evet, şu anda çok garip bir zaman,

the moment people are preventing coronavirus so what we are trying to do

insanlar koronavirüsü önlüyor, bu yüzden yapmaya çalıştığımız şey, Birleşik

is prevent the spread of coronavirus here in the UK most people are carrying

Krallık'ta çoğu insanın

on with their lives as usual so here in the UK most things haven't changed many

devam ettiği koronavirüsün yayılmasını önlemek. hayatları her zamanki gibi yani burada Birleşik Krallık'ta çoğu şey değişmedi birçok

schools are still open shops are still open people are moving around quite

okul hala açık dükkanlar hala açık insanlar oldukça özgürce hareket ediyor bu

freely so there aren't many big changes happening here in the UK at the moment

nedenle şu anda Birleşik Krallık'ta koronavirüs nedeniyle pek çok büyük değişiklik olmuyor yani

because of coronavirus so it's quite strange yes however many events many

oldukça garip evet ancak

large events that involve people gathering together have been cancelled

insanların bir araya gelmesini içeren birçok etkinlik

have been cancelled here we go here's another one something that is actual

iptal edildi. pek

something that is real is definite definite definite and this is a word

that many people spell wrong as well so a lot of people spell this word

çok insan bu kelimeyi

incorrectly definite I hope you can see it clearly so something that is definite

yanlış heceliyor kesin umarım net bir şekilde görebilirsiniz yani kesin olan bir şey

is something you are sure of something that is real it is definite it can be

emin olduğunuz bir şeydir gerçektir kesindir

explained it can be seen it is something that is definite

açıklanabilir görülebilir görülebilir kesindir

definite something you are sure of something that is real or true

kesin bir şey emin olduğunuz bir şey gerçek veya doğru olan

hello also to Ana actual in Italian is a false friend oh I see so that almost has

Ana'ya da merhaba İtalyanca'da gerçek sahte bir arkadaş oh görüyorum ki bunun neredeyse

the opposite meaning it almost has the opposite meaning hello also - hi Lynne

zıt anlamı var neredeyse zıt anlamı var merhaba da - merhaba Lynne

or hi-hi Yoona hello to you in Italian it means at the

veya hi-hi-hi Yoona merhaba sana göre italyanca şu

moment oh I see which word is that definite definite maybe hello from

an anlamına geliyor oh hangi kelimenin o kesin kesin olduğunu görüyorum belki vietnam'dan merhaba

Vietnam it is now 9:50 p.m. in Vietnam says drawn drawn hang watching in

saat şimdi 21:50 Vietnam'da çizilmiş çizilmiş asmak izliyor diyor

Vietnam hello to you as well hello son Lee Van also watching in Vietnam I seem

Vietnam'da merhaba sana da merhaba oğlum Lee Van da Vietnam'da izliyor Görünüşe göre şu anda Vietnam'da

to have a lot of people watching in Vietnam at the moment nice to see you

izleyen birçok insan var seni burada görmek güzel

here my name is mr. Duncan I'm now talking to you live from England I am in

benim adım bay. Duncan şimdi seninle İngiltere'den canlı konuşuyorum

I am in the forest talking to you live I'm not joking we are talking about

Ormandayım seninle canlı konuşuyorum Şaka yapmıyorum

words and I am showing you some words connected to reality things that we see

kelimelerden bahsediyoruz ve size gerçeklikle bağlantılı bazı kelimeler gösteriyorum

as real things that we can see with our eyes quite often we will trust our eyes

gerçek şeyler olarak gördüğümüz şeyler gözlerimizle görebildiğimiz çok sık gözlerimize güveneceğiz

so something we can see quite often we will believe so if you see something

yani sık sık görebildiğimiz bir şeye inanacağız yani

happening in real life normally you will say that that is reality

gerçek hayatta bir şey olduğunu görürseniz normalde

it is real I can see it with my eyes however sometimes your eyes can be

bunun gerçek olduğunu söyleyeceksiniz gözler ancak bazen gözleriniz kandırılabilir,

tricked your eyes can be tricked into seeing something that isn't really there

gerçekten orada olmayan bir şeyi görmesi için gözleriniz kandırılabilir bence

I think so so here's another one true something

öyleyse işte bir tane daha doğru bir şey

true is something that is real maybe something you say that is real or

gerçek olan bir şeydir belki de söylediğiniz bir şey gerçektir veya

something you see that can be believed is true true something is true true a

gördüğünüz bir şey olabilir inanılmak doğru doğru bir şey doğru gerçek bir

true person a true friend someone who is real they are a real person true when

insan gerçek bir arkadaş gerçek olan biri onlar gerçek bir insandır doğru

you say something we can say it is true Sylvia says we can't go out sallied we

bir şey söylediğinde bunun doğru olduğunu söyleyebiliriz Sylvia dışarı çıkamayacağımızı söylüyor

are forced to stay at home the schools are closed as well bars and commercial

ev okullar da kapalı barlar ve ticari

activities are closed unfortunately we are still working I hope it will pass

faaliyetler de kapalı ne yazık ki hala çalışıyoruz umarım

soon says still via watching in Italy it would appear that Italy is one of the

yakında geçer diyor hala İtalya'da izleyerek İtalya'nın

worst affected places at the moment in Europe including also France as well

şu anda Fransa da dahil olmak üzere Avrupa'da en kötü etkilenen yerlerden biri olduğu görülüyor ayrıca

I've had quite a few cases of coronavirus Lea Julia hello Lea Julia

epeyce koronavirüs vakası yaşadım Lea Julia merhaba Lea Julia

welcome to my live chat the forest is the best place to be a great place for a

canlı sohbetime hoşgeldiniz orman, koronavirüsten uzakta piknik yapmak için harika bir yer olmak için en iyi yer

picnic away from the coronavirus Thank You Rolf II I suppose it is there is no

Teşekkürler Rolf II Sanırım orada

one here I'm on my own I am secluded I am standing here in

burada kimse yok tek başımayım inzivadayım burada

complete isolation I am alone but not lonely so I am alone but I'm not lonely

tam bir tecrit edilmiş halde duruyorum yalnızım ama yalnız değilim bu yüzden yalnızım ama yalnız değilim

because I have you to keep me company so something that is real is factual so

çünkü bana arkadaşlık etmen için sana sahibim bu yüzden gerçek olan bir şey gerçektir yani

maybe a piece of information something that is definitely true can be described

belki bir bilgi parçası kesinlikle doğru olan bir şey gerçek

as factual it is real it is factual so if you watch a TV show

olarak tanımlanabilir gerçektir gerçektir yani bir TV şovu izliyorsanız

maybe it is a documentary about real things or real events we can describe it

belki gerçek şeyler veya gerçek olaylar hakkında bir belgeseldir onu

as factual something is factual it is based on real things or real events

gerçek olarak tanımlayabiliriz bir şey gerçektir gerçek şeylere veya gerçek olaylara dayalıdır

things that have happened in reality factual a type of story or maybe a type

gerçekte olan şeyler gerçeklere dayalı bir tür hikaye veya belki bir tür

of documentary talking about something that really happened factual something

belgesel gerçekten olmuş bir şeyden bahsetmek olgusal bir şey

is real like this this is real so what you are looking at now is not it's not

gerçektir bunun gibi bu gerçek yani şu anda baktığınız şey değil

CGI honestly I'm really I'm really here in the forest would you like me to prove

CGI değil dürüst olmak gerekirse ben gerçekten gerçekten burada ormandayım bunu kanıtlamamı ister misin

it I will go over there and show you that this is reality

oraya gideceğim ve sana bunun gerçek olduğunu göstereceğim

so now you can see it is real all of this is real it's really happening

böylece artık gerçek olduğunu görebilirsin bunların hepsi gerçek tüm bunlar gerçek gerçekten oluyor

I have my big stick this is the big stick that I had at the start of today's

Benim büyük sopam var bu, bugünkü canlı yayının başında sahip olduğum büyük sopa

livestream what a lovely place muwah thank you for

ne güzel bir yer muwah

joining me today something that is factual is something that is real we are

bugün bana katıldığınız için teşekkür ederim olgusal olan bir şey gerçek olan bir şeydir gerçek olan şeylerden bahsediyoruz gerçeklikle ilgili şeyler

talking about reality things connected with reality things that are seen as

gerçeklikle bağlantılı şeyler gerçek olarak görülürler,

real we often describe reality and also the present time as the here and now so

genellikle gerçekliği ve ayrıca şimdiki zamanı burada ve şimdi olarak tanımlarız, bu nedenle

you will often hear people describe reality or maybe this present moment as

insanların gerçekliği veya belki de bu şimdiki anı

the here and now so reality is here and now we often refer to it as the here and

burada ve şimdi olarak tanımladıklarını sık sık duyarsınız, bu nedenle gerçeklik buradadır ve şimdi ona genellikle burası olarak atıfta bulunuruz. ve

now so I'm standing in front of you I'm standing here in front of you in the

şimdi karşınızda duruyorum burada önünüzde duruyorum

here and now I am here right now data Delta Delta tropi asks what is your

ve şimdi buradayım veri delta delta tropi mesleğin ne diye soruyor

profession well I'm an English teacher I teach on YouTube and I've been doing

peki ben bir ingilizce öğretmeniyim youtube'da ders veriyorum ve

this for a very long time hello - Neil Cree no Queen hello to you this is the

bunu çok uzun zamandır yapıyorum merhaba - Neil Cree no Queen merhaba size canlı

first time that I've seen your livestream I followed you since I was a

yayınınızı ilk kez görüyorum çocukluğumdan beri sizi takip ediyorum bay

child mr. Duncan I'm so happy today you are welcome new queen I hope I

. Duncan bugün çok mutluyum hoşgeldin yeni kraliçe umarım

pronounced your name right if I haven't I apologize

adını doğru telaffuz etmişimdir eğer söylemediysem özür dilerim evet

yes it is very fresh here unfortunately it is also very noisy so if you can hear

burası çok taze ne yazık ki aynı zamanda çok gürültülü bu yüzden

noise behind me that is actually the trees blowing in the distance the wind

arkamda bir ses duyabiliyorsan bu aslında uzaktan ağaçlar esiyor rüzgar

is blowing all around me I have been here for 52 minutes oh I've

her tarafımda esiyor 52 dakikadır buradayım oh

been here for nearly 52 minutes and fortunately a tree has not fallen on

yaklaşık 52 dakikadır buradayım ve çok şükür üzerime ağaç devrilmedi

me yet we can also say of the moment something that is current something that

henüz o an için güncel bir şey de söyleyebiliriz

is happening right now can be described as being of the moment maybe something

şu anda olan bir şey o ana ait olarak tarif edilebilir belki

that is real maybe something that is happening at this time can be described

gerçek bir şey belki şu anda olan bir şey o anın tarif edilebilir elinizde

of the moment of the moment can you describe the thing that you are holding

tuttuğunuz şeyi tarif edebilir misiniz demek

in your hand you mean this this is called a folder so this this is

istediğiniz buna klasör denir, bu

basically a folder and normally you will put paper inside this folder so we will

temelde bir klasördür ve normalde bu klasörün içine kağıt koyacaksınız, bu yüzden

describe this particular thing as a folder folder something you can put

bu belirli şeyi bir klasör klasörü olarak tanımlayacağız,

things in to keep them safe and secure so I have my pieces of paper you can

onları güvenli ve emniyetli tutmak için içine koyabileceğiniz bir şey, böylece parçalarım var kağıdın

side this plastic folder so I hope that helps you I hope that helps you

bu plastik klasörü yan tarafına koyabilirsiniz, umarım bu size yardımcı olur umarım bu size yardımcı olur şu anda oluyor

something that is happening right now is of the moment it is happening right now

something that is current as well we can use the word current to describe

something that is happening right now I will be going soon I think I will be

birazdan gideceğim sanırım

going because I'm getting cold my hands are starting to turn blue because even

gideceğim çünkü üşüyorum ellerim maviye dönmeye başlıyor çünkü

though the Sun is out it is actually quite common today could you spell that

güneş dışarıda olmasına rağmen aslında bugün oldukça yaygın

blue object I can f o l d e r folder folder so when you fold something you

klasör klasör böylece bir şeyi katladığınızda

cut it in a folder folder so they are very useful for keeping things safe

onu bir klasörde kesersiniz klasör böylece her şeyi güvende tutmak için çok kullanışlıdırlar,

especially documents pieces of paper things that you want to keep safe and

özellikle belgeleri, kağıt parçalarını, güvende tutmak istediğiniz şeyleri ve

also in order so this is coming in very useful today this has been very useful

ayrıca sırayla, bu yüzden bu, bugün çok yararlı oluyor bu oldu çok kullanışlı

because it's windy so I can keep my paper in this folder it is a place where

çünkü rüzgarlı, bu yüzden kağıdımı bu klasörde tutabiliyorum,

you keep documents you keep them safe you keep them out of harm's way

belgeleri sakladığınız bir yer, onları güvende tutuyorsunuz, zarar görmelerini önlüyorsunuz

or here it stops my paper from blowing away in the wind because it's so windy

veya burada, rüzgarda rüzgarda uçup gitmesini engelliyor çünkü burası çok rüzgarlı

here today I will be going soon I hope you've enjoyed today's livestream

bugün birazdan gideceğim umarım bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir bugün

something very different today I will be back with you tomorrow

çok farklı bir şey yarın

for around about 90 minutes tomorrow you have 90 minutes of live English English

yaklaşık 90 dakikalığına sizinle birlikte olacağım yarın 90 dakikalık canlı İngilizce İngilizce

addict we'll be back with you tomorrow from 2 p.m. UK time so tomorrow is

bağımlısı yarın 2'den itibaren sizlerle birlikte olacağız öğleden sonra. İngiltere saati ile yarın

Friday I hope you will have a good Thursday and I hope to see you on Friday

cuma. Umarım güzel bir perşembe geçirirsiniz ve sizi cuma günü görmeyi umuyorum, çok

it would be lovely mr. Duncan asks pachu what is fake news well fake news is

güzel olur bay. Duncan, pachu'ya sahte haberin ne olduğunu sorar, peki sahte haber,

something that has been mentioned a lot recently by politicians around the world

son zamanlarda dünyanın dört bir yanındaki politikacılar tarafından çokça bahsedilen bir şeydir, bu, sorumluluğu kendilerinden uzaklaştırmaya çalışanlar arasında

it is something that has become a trend amongst those who are trying to remove

bir trend haline gelen

responsibility from themselves or maybe something they are trying to cover or

veya belki de üstünü örtmeye çalıştıkları bir şeydir. ya da

sometimes there is actually fake news so sometimes things are reported that

bazen gerçekten sahte haberler var, bu yüzden bazen

aren't real or maybe things are manipulated so maybe something that

gerçek olmayan şeyler bildiriliyor ya da belki olaylar manipüle ediliyor, bu yüzden belki

appears to be one thing is actually a another especially in politics so you

bir şey gibi görünen bir şey aslında başka bir şeydir, özellikle siyasette, bu yüzden

might have noticed recently in the United States there has been a lot of

son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri'nde fark etmiş olabilirsiniz. Amerika Birleşik Devletleri

fake news concerning the politics of the United States but also over here as well

siyasetiyle ilgili pek çok sahte haber oldu ama burada da Birleşik

in the UK some people talk about fake news here so fake is the opposite of

Krallık'ta da bazı insanlar burada sahte haberlerden bahsediyor, bu yüzden sahte, gerçeğin zıttıdır,

real something that's fake is unreal untrue false it is not something that is

sahte olan bir şey gerçek değildir, gerçek değildir yanlıştır, gerçek olan bir şey değildir

real fake news so that's the reason why people say fake news because it is

sahte haberler, bu yüzden insanların sahte haber demelerinin nedeni budur çünkü bu

something that isn't true maybe a piece of information that is being talked

doğru olmayan bir şeydir, belki hakkında konuşulan bir bilgidir

about or something that is mentioned in the public domain quite often on social

veya sosyal medyada oldukça sık kamuya açık olarak bahsedilen bir şeydir, bu

media so social media you will find a lot of fake things a lot of fake news

nedenle sosyal medyada bulacaksınız bir sürü sahte şey bir sürü sahte haber

out there Thank You Rolfie you are more than welcome thank you very much

var Teşekkürler Rolfie hoş geldiniz çok teşekkür ederim

what is the abbreviation PLC the abbreviation PLC means a public limited

PLC kısaltması nedir PLC kısaltması halka açık limited şirket anlamına gelir halka

company a limited company that is public so PLC public limited company

açık bir limited şirket yani PLC halka açık limited şirket

there are are there any fake men I'm not sure about that you might describe a

var sahte erkek var mı emin değilim samimiyetsiz bir insanı tarif edebilirsin

person who is insincere so maybe a person who is insincere maybe they say

yani belki samimiyetsiz bir insan belki kastetmedikleri

things they don't mean maybe they are untrue you might say that a person is

şeyler söylüyorlar belki doğru değiller bir insanın

fake their character is fake but not me by the way I'm never fake this is what

karakterinin sahte olduğunu söyleyebilirsin sahte ama bu arada ben değilim asla sahte değilim sen böylesin beni

you you get I always like to say that when you see me you get the real me so

gördüğünde gerçek beni anladığını her zaman söylemekten hoşlanırım bu yüzden başka

I'm not pretending to be anyone else this is really what I'm like in real

biri gibi davranmıyorum gerçekten benim ' Gerçek hayattaki gibiyim

life Thank You Louis see you tomorrow mr.

Teşekkürler Louis yarın görüşürüz bayım.

Duncan yes I am now going to have a little jog home and you will get warmer

Duncan evet şimdi eve biraz koşacağım ve sen ısınacaksın

yes I will be having a little jog to keep my body warm because I am starting

evet vücudumu sıcak tutmak için biraz koşacağım çünkü

to feel very cold now hello - Hiroko thank you very much for joining me today

artık çok üşümeye başladım merhaba - Hiroko bugün bana katıldığın için çok teşekkür ederim

thank you very much so here in the UK plc yes a limited company something that

çok teşekkür ederim, bu yüzden burada Birleşik Krallık'ta plc evet bir limited şirket

is a private or public limited company yes but that is probably a thing we use

özel veya halka açık bir limited şirket olan bir şey evet ama bu muhtemelen burada Birleşik Krallık'ta kullandığımız bir şey bu

here in the UK so you might not use that where you are it might mean something

yüzden bulunduğunuz yerde bunu kullanmayabilirsiniz başka bir anlama gelebilir

else hamid reza says we need your experiences of life well i have been

hamid reza senin hayat tecrübelerine ihtiyacımız olduğunu söylüyor

alive for many many years and there are many things I have learnt during my life

çok uzun yıllardır hayattayım ve hayatım boyunca öğrendiğim birçok şey var

some of them good and some of them not so good maja says I am very excited with

bazıları iyi bazıları çok iyi değil maja bu canlı yayın beni çok heyecanlandırıyor diyor

this live stream thank you very much maja so here

çok teşekkür ederim maja,

nice to see you here today mr. Duncan I think you need to go back home because I

bugün sizi burada görmek güzel bay. Duncan eve dönmen gerektiğini düşünüyorum çünkü

think you will feel cold yes I feel quite cold now not only that but also

üşüyeceksin evet şimdi oldukça üşüyorum sadece bu değil ayrıca

the wind is blowing even stronger than it was earlier grace chin comes up with

rüzgar eskisinden daha güçlü esiyor Grace chin

a very useful expression I like this expression grace says my

çok faydalı bir ifadeyle geliyor bu ifadeyi seviyorum lütuf, politikacılar

country has gone to the dogs because of the politicians if something has gone to

yüzünden ülkemin kötüye gittiğini söylüyor, eğer bir şey köpeklere gittiyse,

the dogs it means it has been ruined or spoiled things are not good anymore

mahvoldu ya da bozuldu demektir, işler artık iyi değil,

things have changed for the worse so something can go to the dogs go to the

işler daha da kötüye gitti, bu yüzden bir şeyler

dogs what time is it mr. Duncan here it is now six minutes past three o'clock in

köpeklere gidebilir köpeklere git saat kaç bayım Duncan, burada saat şimdi

the afternoon I will show you my watch just so you know

öğleden sonra üçü altı geçiyor. Sana saatimi göstereceğim, yani

so that is the time right now six minutes past three o'clock in the UK on

şu anda İngiltere'de

a very cold and windy Thursday afternoon I'm going now I hope you enjoy today's

çok soğuk ve rüzgarlı bir Perşembe öğleden sonra saatin üçü altı geçe olduğunu bilesin. Ben şimdi gidiyorum umarım bugünkü

lesson something different I will be back with you tomorrow from 2:00 p.m. UK

dersten farklı bir şey beğenirsiniz yarın 14:00'ten sonra sizinle birlikte olacağım. İngiltere

time 2:00 p.m. UK time I will be back with you tomorrow so if you want to join

saati 14:00 Birleşik Krallık zamanı, yarın sizinle birlikte olacağım, bu yüzden yarın bana katılmak isterseniz,

me tomorrow your you are more than welcome to do so

memnuniyetle kabul edersiniz,

doo doo doo see ya bye trang by to maria by also md iraqi 'b thank you have a

görüşürüz, güle güle maria'ya da md iraqi tarafından teşekkür ederim,

nice day mr. Duncan where are you going I will be going back home in a minute

iyi günler bayım. Duncan nereye gidiyorsun Birazdan eve döneceğim Eve

I'm going home to have a cup of coffee because I'm freezing cold thank you so

bir fincan kahve içmeye gidiyorum çünkü buz gibi soğuğum çok teşekkür ederim

much thank you to carne gang Thank You grace

carne

Thank You pie al thank you very much for your company today and I will see you

çetesine çok teşekkür ederim bugün şirketiniz için çok teşekkür ederim ve

tomorrow from 2 p.m. please stay healthy stay well don't forget to wash your

yarın saat 2'den itibaren görüşürüz. lütfen sağlıklı kalın iyi kalın ellerinizi yıkamayı unutmayın

hands that would appear to be the best advice that I can give you at the moment

şu anda size verebileceğim en iyi tavsiye bu olabilir

well

well there are small pieces of tree falling from the sky I think it's time

pekala gökten küçük ağaç parçaları düşüyor sanırım

for me to go now before I get killed this is mr. Duncan in a very windy a

artık gitme zamanım geldi öldürülmeden önce bu bay. Duncan çok rüzgarlı

very stormy England saying thank you very much for watching I hope you've

çok fırtınalı bir İngiltere'de izlediğiniz için çok teşekkür ederim diyor umarım

enjoyed this livestream something a little different something special I

bu canlı yayından keyif almışsınızdır biraz farklı bir şey özel bir şey

always like to do things slightly differently I like to do things

Her zaman işleri biraz farklı yapmayı severim

different from other people thank you very much what does Tatar mean Tatar

Diğer insanlardan farklı şeyler yapmayı severim teşekkür ederim çok tatar ne demek tatar ne

means goodbye and that is what I'm going to say right right now

demek tatar hoşçakal demek ve ben de onu şu anda söyleyeceğim

this is mr. Duncan in the birthplace of English saying thanks for watching I

bu bay. Duncan, İngilizcenin doğum yerinde izlediğiniz için teşekkür ediyor.

hope you have a good day stay healthy stay happy keep smiling and I will see

Umarım iyi bir gün geçirirsiniz, sağlıklı kalın, mutlu kalın, gülümsemeye devam edin,

you tomorrow 2 p.m. UK time and of course until tomorrow you know what's

yarın 14:00'te görüşürüz. İngiltere zamanı ve tabii ki yarına kadar sırada ne olduğunu biliyorsunuz

coming next yes you do

evet

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta yapıyorsunuz 8-)