Contemporary Words / English Addict - LIVE - Wed 29th July 2020 / Chat, Listen, Learn with Mr Duncan

here we are again here we go yes once more we are all back

işte yine buradayız evet bir kez daha hepimiz tekrar

together again it is english addict live from the birthplace of english

bir araya geldik bu ingilizce bağımlısı ingilizcenin doğum yeri olan ingiltere'den canlı

which just happens to be england

oh hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you

oh merhaba millet ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsınız bugün iyi misiniz iyi misiniz

okay i hope so are you happy i hope so here we go again

umarım peki mutlu musun umarım yine başlıyoruz

yes we have made it all the way to the middle of the week

evet hafta ortasına kadar geldik

welcome to Wednesday!

çarşambaya hoşgeldin!

yes welcome to midweek

evet hafta ortasına hoşgeldiniz

we are here now on Wednesday 14 minutes past 2 o'clock first of all i

şimdi çarşamba günü saat 2'yi 14 geçe buradayız öncelikle

am a little bit late something very strange happened

biraz geç kaldım dün çok garip bir şey oldu

yesterday i managed to burn my tongue

dilimi yakmayı başardım bu

how is that possible you might ask yourself how can you do

nasıl mümkün olabilir kendinize bunu nasıl yapabilirsiniz diye sorabilirsiniz

that mr duncan you wally

bay duncan siz wally

but i managed it i was eating something and it was very hot and i put it into my

ama başardım bir şeyler yiyordum ve çok sıcaktı ve

mouth thinking that it wasn't hot however it

sıcak olmadığını düşünerek ağzıma koydum ama

was and i've managed to burn the end of my tongue

öyleydi ve dilimin ucunu yakmayı başardım ki

which you can probably imagine is making speaking very difficult and also very

muhtemelen siz de yakabilirsiniz hayal et konuşmayı çok zorlaştırıyor ve aynı zamanda çok

painful as well so now i have a huge ulcer

acı verici bu yüzden şimdi dilimin ucunda kocaman bir ülserim var bu yüzden

on the end of my tongue so every time i speak

ne zaman konuşsam ne

every time i utter any word it hurts a lot so i

zaman bir kelime söylesem çok acıyor bu yüzden

am literally going through pain today i am literally

bugün kelimenin tam anlamıyla acı çekiyorum tam anlamıyla

suffering to do this today we have some topics coming up of course

bunu yapmak için acı çekiyoruz bugün bazı konularımız geliyor elbette

we have the sentence game today a lot of people want to play the

bugün bir cümle oyunumuz var ve birçok insan

sentence game and we will be doing that a little bit later on

cümle oyununu oynamak istiyor ve bunu biraz sonra yapacağız

we have the letter h today we are looking at the letter

h harfine sahibiz bugün bakıyoruz harry

h h for harry happy

için h h harfinde mutlu acele kalça

hurry hip hip hooray you see so there are many words

kalça yaşasın h harfiyle başlayabilecek pek çok kelime var

that can begin with the letter h and that is what we

ve bugün yaptığımız da bu

are doing today also we will be looking at some

ayrıca şimdi çağdaş dediğimde bazı

contemporary words now when i say contemporary what i

çağdaş kelimelere bakacağız

actually mean are words that are currently used words

aslında ne şu anda kullanılan kelimeler şu anda kullanılan kelimeler şu anda

that are used right now around this time

kullanılan kelimeler şu

modern things that are currently happening or something that is done

anda olan modern şeyler veya

during this period of time something popular

bu süre zarfında yapılan bir şey popüler bir şey bu

so we will be looking at some contemporary words

yüzden bazı çağdaş

words that are used quite often around well i want to say around the

kelimelere bakacağız etrafta oldukça sık kullanılan kelimeler pekala, dünyanın her yerinde söylemek istiyorum

world and i suppose at the moment they are

ve sanırım şu anda

being used around the world contemporary words

dünya çapında kullanılıyorlar çağdaş sözcükler

perhaps you have some of your own maybe you have some of your own

belki sizde de var belki kendi

contemporary words that you can also show today you are more than welcome to

çağdaş sözcüklerinizde var ve bugün de gösterebilirsiniz hoş geldiniz

do so because we have the live chat hello to

bunu yapmak için canlı sohbete sahibiz merhaba

oh hello finney hello finney nice to see you here today and

oh merhaba finney merhaba finney bugün sizi burada görmek güzel ve

can i give you a round of applause because you are first on today's live

sizi bir alkışlayabilir miyim çünkü bugünün canlı sohbetinde ilksiniz bu

chat so i've had some complaints i always

yüzden bazı şikayetler aldım her zaman

read your emails and messages i've had some complaints a couple of

okurum e-postalar ve mesajlar bazı şikayetler aldım

people yesterday complained about how long my live

dün birkaç kişi canlı yayınlarımın çok uzun olduğundan şikayet etti bu

streams are so today i'm going to make it shorter we

yüzden bugün daha kısa yapacağım bakalım

will see what happens so i'm only going to be with you for a

ne olacak bu yüzden sizinle sadece kısa bir süreliğine birlikte olacağım

short time today so we will get straight on with it

Bugün zaman bu yüzden daha fazla oyalanmadan hemen işe koyulacağız

without any more messing around no more waiting no more saying hello

daha fazla beklemeden

to everyone let's get straight down to some business shall we

herkese merhaba demeden doğruca bazı işlere geçelim mi?

we are looking at contemporary words words

that are connected to anything really that is happening

now or around this time so we talk about contemporary

veya bu sıralarda çağdaş şeyler hakkında konuşuyoruz,

things things that are modern current things that you see quite often

modern olan şeyler, oldukça sık gördüğünüz

contemporary words so i thought we would start off by

güncel şeyler, bu yüzden

looking at some contemporary words shall we have a look

bazı çağdaş kelimelere bakarak başlamamız gerektiğini düşündüm,

right now shall we shall we shall we yes let's

şimdi bir bakalım mı, yapalım mı, yapalım mı, yapalım mı? hadi yapalım

shall we i think it's a very good idea

bence çok iyi bir fikir

contemporary words we are looking at words that you might hear at the moment

çağdaş kelimeler şu anda duyabileceğiniz kelimelere bakıyoruz

you might also hear during this particular

bu belirli zaman diliminde de duyabilirsiniz

period of time so here's one now here is a word that

yani işte bir tane şimdi burada çok kullandığımız bir kelime

we've been using a lot over the past few months and it has

son birkaç aydır ve bunun

nothing to do with you know what it has nothing to do with

sizinle hiçbir ilgisi yok, cv 19 ile hiçbir ilgisi olmadığını biliyorsunuz.

cv 19. it does have a lot to do with many issues

that are going around at the moment i know the word is

privilege so when we talk about privilege what are we actually saying

Ayrıcalık hakkında konuşun, ayrıcalık dediğimizde aslında ne demek istiyoruz,

when we say privilege we are talking about a certain type of

advantage that one person might have so if you have privilege

bir kişinin sahip olabileceği belirli bir avantaj türünden bahsediyoruz, bu nedenle ayrıcalığa sahipseniz,

it means that you have one thing over another maybe you have an advantage

bu, bir şeye diğerine göre sahip olduğunuz anlamına gelir, belki

over another group of people and you will notice at the moment we are

başka bir grup insana göre bir avantajınız vardır. ve şu anda fark edeceksiniz ki, ayrıcalık ayrıcalığının algılanan oluşumu nedeniyle hayatlarında daha fazlasını yapabilen

talking a lot about certain types of privilege

belirli ayrıcalık türlerinden insanlar hakkında çok konuşuyoruz, bu

people who are able to do more in their lives

because of the perceived the perceived occurrence of privilege

privilege so this is a word that is often used

nedenle bu,

nowadays we talk about a certain group of people who might have

hakkında konuştuğumuz günümüzde sıklıkla kullanılan bir kelimedir.

more advantage than other people a word that you might hear

diğer insanlardan daha avantajlı olabilecek belirli bir grup insan, ırklar arasındaki farklılıklardan bahsederken çokça duyabileceğiniz bir kelime

a lot used when we are talking about differences between

races and also certain classes of people maybe people who are

ve ayrıca belirli insan sınıfları, belki de onların aksine,

raised with with a poor background as opposed to those who come from a rich

kötü bir geçmişle büyümüş insanlar. zengin

or wealthy family a lot of people think that i come from a

veya varlıklı bir aileden gelen birçok insan benim zengin bir aileden geldiğimi düşünüyor,

wealthy family can i just say i do not come from a wealthy family in

sadece zengin bir aileden gelmediğimi söyleyebilir miyim,

fact quite the opposite so when i was young i had no privilege

aslında tam tersi, bu yüzden gençken birçok ayrıcalığım olmasına rağmen hiçbir ayrıcalığım yoktu.

even though a lot of people say that maybe i do or i had

İnsanların yüzdesi, belki yaptım ya da

but i haven't so i was a very long way from having privilege to be honest

sahiptim ama yapmadım, bu yüzden dürüst olmak gerekirse, ayrıcalığa sahip olmaktan çok uzaktaydım,

my parents were not that wealthy they both had to work very hard

ailem o kadar zengin değildi, ikisi de çok çalışmak zorundaydı

and also i certainly didn't i didn't enjoy being at school

ve ben de kesinlikle çalışmadım. 'Okulda olmaktan zevk alıyorum' Dürüst olmak gerekirse

i i wasn't shown any privilege at school to be honest

okulda bana herhangi bir ayrıcalık gösterilmedi,

so i would say that i definitely didn't have any privilege privilege

bu yüzden kesinlikle herhangi bir ayrıcalığa sahip olmadığımı söyleyebilirim Ayrıcalık harika

is a great word and it's one we use a lot nowadays

bir kelime ve bugünlerde

to describe having an advantage or maybe something

bir avantaja sahip olmayı tanımlamak için çok kullandığımız bir kelime. belki bir başkasından daha çok size sunulan bir şey

that you are offered above someone else your privilege

sizin ayrıcalığınız

a person who comes from a wealthy family might be described

zengin bir aileden gelen bir kişi

as privileged they have privilege here's another word another

ayrıcalıklı olarak tanımlanabilir ayrıcalıkları var işte başka bir kelime başka bir

word that we're using a lot these days we talk about

kelime bu aralar çokça kullandığımız bir kelime

maybe certain types of unfairness in the world when we talk about

belki bazı adaletsizlik türlerinden bahsediyoruz dünya adaletsizlikten bahsettiğimizde

unfairness what we are actually talking about is

aslında bahsettiğimiz şey

quite often we are talking about injustice

genellikle adaletsizlikten bahsediyoruz

injustice is once more something that might only affect

adaletsizlik bir kez daha

certain people in society or certain groups of people

toplumdaki belirli insanları veya belirli insan gruplarını etkileyebilecek bir şeydir.

you might see a certain type of injustice

or maybe another word we can use is unfairness

as well to be unfair to a certain group of people

Belirli bir grup insana

there are injustices in the world there are many different types of

haksızlık yapmak için de kullanabileceğimiz kelime adaletsizliktir Dünyada adaletsizlikler vardır, insan grupları arasında pek çok farklı adaletsizlik türü vardır,

unfairness between groups of people maybe a certain

belki belirli bir

group of people is or are picked on

grup insan seçilir veya seçilir

or singled out for certain reasons a group of people who may be treated

veya kesin olarak seçilir. nedenler haksız muamele görebilecek bir grup insan

unfairly we talk about social injustice

sosyal adaletsizlikten bahsediyoruz

so once again very similar to privilege very similar

yani bir kez daha imtiyaz kelimesine çok benziyor ayrıcalık kelimesine çok benziyor diğer insanlara göre

to the word privilege we are talking about groups of people

who are given more favors or to be treated better

daha fazla iyilik yapılan veya daha iyi

or worse than other people injustice you will find in the world

veya daha kötü muamele gören insan gruplarından bahsediyoruz adaletsizlik dünyada bulacağınız

there is a lot of injustice i think so hello

çok fazla adaletsizlik var bence bu yüzden merhaba

ben essie hello benesi i just discovered this channel hello welcome we are

ben essie merhaba benesi bu kanalı yeni keşfettim merhaba hoşgeldiniz

talking about contemporary words today injustice unfairness

bugün çağdaş kelimelerden bahsediyoruz adaletsizlik

to be treated unfairly quite often in maybe in the criminal

justice system you might find that there is injustice

in justice so you might say that this is the opposite

adalette adaletsizlik olduğunu keşfedebilirsin, bu yüzden bunun

of being treated just or fairly injustice

adil veya adil davranılmanın tersi olduğunu söyleyebilirsin

today i learned a new word decon fine deconfinement deconfinement

bugün yeni bir kelime öğrendim decon

well when we talk about deconfinement it is the opposite

of being kept in or kept locked away and of course a lot of

fine kilit altında tutuluyor ve elbette pek çok

people are talking about that at the moment aren't they yes they

insan şu anda bundan bahsediyor değil mi, evet öyleler,

are if you are confined then you are locked away

eğer hapsedildiyseniz o zaman

so deconfinement means you are released you are allowed to go out

kilit altındasınız demektir, bu nedenle serbest bırakma, serbest bırakılmanız anlamına gelir, dışarı çıkmanıza izin verilir, kısıtlamadan çıkarılırsınız, kısıtlamayı

you are deconfined confine deconfine another contemporary word

kaldırma bugün baktığımız başka bir çağdaş kelime,

that we are looking at today well this is one i've mentioned already briefly

bu daha önce kısaca bahsettiğim bir kelimedir

very briefly we have social social so when we talk about

çok kısaca sosyal sosyal kelimemiz var bu yüzden

issues involving people or communities we will often use the word

insanları veya toplulukları ilgilendiren konulardan bahsederken sıklıkla sosyal kelimesini kullanırız

social so the word social just means gathering or group or a large number of

bu yüzden sosyal kelimesi sadece bir araya gelmek veya bir araya gelmek anlamına gelir. grup veya çok sayıda

people maybe people in a certain area or place

insan belki belirli bir bölgedeki insanlar veya yer

social things that affect people and communities quite often on a very

insanları ve toplulukları oldukça sık olarak çok

large scale so if you have

geniş ölçekte etkileyen sosyal şeyler bu nedenle

a social situation it is normally a situation

sosyal bir durumunuz varsa, bu normalde

involving lots of people social justice is another thing that a lot of people

çok sayıda insanı içeren bir durumdur sosyal adalet başka bir şeydir bugünlerde pek çok insan

talk about nowadays unfairness in society

toplumdaki adaletsizlikten bahsediyor

i think society life law can all

bence toplum hayatı kanunu

sometimes appear to be very unfair i suppose in my life i have had to put

bazen çok adaletsiz görünebilir sanırım hayatımda çok fazla adaletsizliğe katlanmak zorunda kaldım

up a lot of or put up with a lot of unfairness

i suppose as we all do social situations social issues things

sanırım biz hepsi sosyal durumlar sosyal meseleler

that affect many people we often talk about the social ladder as

birçok insanı etkileyen şeyler sosyal merdiven hakkında da sık sık konuşuruz,

well you might hear people say that they want

insanların sosyal merdiveni tırmanmak istediklerini söylediklerini duyabilirsiniz,

to climb the social ladder if you want to climb

eğer sosyal merdiveni tırmanmak istiyorsanız,

the social ladder it means you want to get up you want to

bu yükselmek istediğiniz anlamına gelir

improve your situation in life you want to improve your status

hayattaki durumunuzu iyileştirmek için durumunuzu iyileştirmek istiyorsunuz

you want to become higher you want to become

daha yükseğe çıkmak istiyorsunuz hayatta

better as a person to have a better place in life

daha iyi bir yere sahip olmak için bir insan olarak daha iyi olmak istiyorsunuz bu yüzden

so when we talk about the social ladder it means you're trying to improve

sosyal merdiven hakkında konuştuğumuzda bu, kendinizi geliştirmeye çalıştığınız anlamına gelir

yourself and also your place in

ve aynı zamanda toplumdaki yeriniz de

society so that's quite a good one a good word that can be used in many

bu oldukça iyi bir kelime pek çok

ways and of course it is a very contemporary word as well

şekilde kullanılabilen iyi bir kelime ve tabii ki çok çağdaş bir kelime aynı zamanda

you will hear it used quite a lot inequality well of course injustice

oldukça fazla kullanıldığını duyacaksınız eşitsizlik tabii ki adaletsizlik

and also this word i suppose is used a lot

ve ayrıca bu kelime i varsayalım

as well when we talk about injustice we talk about inequality

aynı zamanda adaletsizlikten bahsederken eşitsizlikten bir

once again quite often in life you will find

kez daha bahsediyoruz hayatta oldukça sık bir şekilde dünyada

that there is a lot of inequality in the world some of it

çok fazla eşitsizlik olduğunu göreceksiniz, bunların bir kısmı

is done on purpose or for a reason other types of inequality happen

kasıtlı veya bir nedenle yapılıyor diğer eşitsizlik türleri tesadüfen meydana gelirler

by accident so they are just moments of fate you have no control

yani bunlar sadece kader anlarıdır

over those things you might say that nature

bu şeyler üzerinde hiçbir kontrolünüz yoktur doğada

has a lot of inequality certain animals have an advantage

çok fazla eşitsizlik olduğunu söyleyebilirsiniz bazı hayvanların

over other animals you might say that a predator

diğer hayvanlara göre bir avantajı vardır bir yırtıcı hayvanın avına veya kurbanına

has an advantage over its prey or its victim so there is

karşı bir avantajı olduğunu söyleyebilirsiniz yani

inequality everywhere there is inequality in nature

her yerde eşitsizlik var doğada eşitsizlik var

there is also inequality in society as well

toplumda da eşitsizlik var

sometimes people treat each other cruelly maybe they single out

bazen insanlar birbirlerine acımasızca davranıyorlar belki

a certain thing about one person and they treat

bir kişi hakkında belirli bir şeyi seçiyorlar ve

them differently so you will see you will see a lot

onlara farklı davranıyorlar bu yüzden göreceksiniz çok

of inequality and it is definitely a contemporary word a word that is being

fazla eşitsizlik göreceksiniz ve kesinlikle çağdaş bir kelime şu anda

used quite a lot at the moment hello

oldukça fazla kullanılan bir kelime merhaba

shot cut what is the british pronunciation

shot cut geliştirme geliştirme geliştirmenin ingilizce telaffuzu nedir sizi

of development development development

that is how we pronounce it to move forward

to build you improve you you develop you have

inşa etmek için ilerlemek sizi geliştirmek siz geliştirmek siz geliştirmek var

development something that is being created or constructed

gelişmek yaratılmakta veya inşa edilmekte olan bir şey

can be described as a development very good we are talking about

bir gelişme olarak tanımlanabilir çok iyi

words that are contemporary today we also have oh here's a good word now

bugün çağdaş olan kelimelerden bahsediyoruz ayrıca ah

this is a nice big word you can get your mouth

işte iyi bir kelimemiz var

around this word gentrification i will say it slowly so you can hear the

sounds gentrification gentrification

sesleri duyabilmeniz için yavaşça söyleyin soylulaştırma soylulaştırma

often this is another social occurrence a social situation

sık sık bu başka bir sosyal olaydır sosyal bir durum

maybe there are people living in a certain area where there is

belki belirli bir bölgede yaşayan insanlar vardır,

maybe poverty or maybe an area where there are social problems

belki yoksulluk veya belki sosyal sorunların olduğu bir bölgede

you might also find a situation where people move in

siz de bir durumla karşılaşabilirsiniz insanlar

people who are wealthy or maybe people who

zengin olan veya belki de

want to redevelop a certain area so it will encourage wealthy people

belirli bir bölgeyi yeniden geliştirmek isteyen insanlarla taşınır, böylece zengin insanları teşvik eder

and this happens quite a lot over the years in london

ve bu, Londra'da yıllar içinde oldukça fazla olur,

there has been a lot of gentrification so this means that you are changing an

çok fazla soylulaştırma olmuştur, bu, bir alanı değiştirdiğiniz anlamına gelir.

area you are encouraging wealth and maybe you are also redeveloping the

zenginliği teşvik ediyorsunuz ve belki de bölgeyi yeniden geliştiriyorsunuz

area but of course there are some unfortunate

ama elbette mutenalaştırmanın bazı talihsiz

side effects with gentrification this means that you

yan etkileri var, bu

are moving other people out of the area because

diğer insanları bölgeden çıkardığınız anlamına geliyor çünkü belirli

when you have wealthy people living in a certain

bir bölgede zengin insanlar yaşarken

area you normally find that the property prices

normalde bunu görürsünüz. emlak fiyatları

will go up they will go up they will

yükselecek onlar yükselecek onlar artacak

increase

says you are an equal man we don't say in equal we say unequal

eşit adamsın diyor eşit demiyoruz eşit değil eşit olmayan

unequal something that is not level or a person who treats people

eşit olmayan bir şey diyoruz ya da insanlara farklı davranan bir kişiye bu

differently so one person they will treat fairly

yüzden bir kişiye adil davranacaklar

and the other person they will treat unfairly

ve diğer kişiye haksızlık edecekler,

so the word gentrification is a very i suppose it is a word that a lot of

bu yüzden soylulaştırma kelimesi çok, sanırım pek çok insanın kızdığı bir kelime

people become angry about and it is a situation where a lot of

ve birçok

people can fall victim because an area

insanın mağdur olabileceği bir durum çünkü bir alan

can change from being an area where housing

bir alan olmaktan çıkabilir. konutların

is affordable or where people live and then developers will come along and

uygun fiyatlı olduğu veya insanların yaşadığı ve ardından müteahhitlerin gelip

they will make the houses look better or more modern and then new shops will open

evleri daha iyi veya daha modern gösterecekleri ve ardından yakınlarda yeni dükkanların açılacağı,

nearby they are all designed to to

bunların tümü

improve the area which i suppose in a way is not a bad thing however

alanı iyileştirmek için tasarlandı ki, sanırım bir şekilde bir yer değil. kötü bir şey ama

there is an unfortunate side effect which means that

talihsiz bir yan etkisi var yani

people who have average wages or people who are living on low income have to

ortalama maaşı olan ya da düşük gelirli insanlar

leave the area so gentrification is

bölgeyi terk etmek zorunda kalıyor bu yüzden soylulaştırma

is a word that is used quite a lot and it is quite

oldukça sık kullanılan bir kelime ve oldukça

a controversial action if you gentrify something it means you improve it

tartışmalı bir eylem. bir şeyi soylulaştırırsanız, onu iyileştirdiğiniz anlamına gelir

unfortunately it also means that only wealthy people or people on

maalesef bu aynı zamanda yalnızca varlıklı veya

high income can actually live there and it would appear that it does happen

yüksek gelir düzeyine sahip kişilerin orada yaşayabileceği anlamına gelir ve görünüşe göre bu çok sık oluyor

a lot tsujin makes a very good point there is

tsujin çok iyi bir noktaya değiniyor mutenalaştırmada

a lot of gentrification gentrification in the city of seoul

çok fazla soylulaştırma var

which is in south korea thank you sujin yes it is happening a

güney kore'de bulunan seul şehri teşekkür ederim sujin evet bu çok oluyor

lot london over the years has had

londra yıllar içinde

a lot of gentrification the action of making a place more

çok mutenalaştırıldı bir yeri parası olanlar zengin olanlar için daha çekici hale getirme eylemi

desirable to those who have money

who are wealthy is this used a lot this word yes it is this word is used a

bu kelime çok mu kullanılıyor evet bu kelime

lot when people talk about social injustice

insanlar sosyal adaletsizlik

or inequality inequality

veya eşitsizlikten bahsederken çokça kullanılıyor,

we often talk about areas that have been gentrified so yes

genellikle mutenalaştırılan alanlardan bahsediyoruz bu yüzden evet bu

it is a word that is used a lot you might describe it also as a

çok kullanılan bir kelime, onu çağdaş bir kelime olarak da tanımlayabilirsiniz.

contemporary word as well here's a nice word i like this

güzel bir kelime bu

interaction or interaction so you might hear this word used or

etkileşimi veya etkileşimi beğendim, bu yüzden bu kelimenin

pronounced in different ways inter action or interaction

farklı şekillerde kullanıldığını veya telaffuz edildiğini duyabilirsiniz etkileşim veya etkileşim,

so you will hear that word pronounced in more than one way

bu nedenle o kelimenin birden fazla şekilde telaffuz edildiğini duyacaksınız,

both ways of pronouncing that word are correct

o kelimeyi telaffuz etmenin her iki yolu da doğrudur,

so don't worry about that they are also correct they are both

bu yüzden endişelenmeyin bu konuda da doğrular ikisi de

correct interaction or interaction

doğru etkileşim veya etkileşim

interaction means to communicate mix you you discuss things you mix together

etkileşim iletişim kurmak anlamına gelir karıştır seni karıştır sosyal olarak karıştırdığın şeyleri tartışırsın

socially you talk about things together i like

birlikte şeyler hakkında konuşursun interneti

the internet one of the reasons why i love the internet

seviyorum nedenlerinden biri de

is because you can interact you can have interaction on the internet so it is

seninle etkileşime girebilmen internette etkileşim olabilir yani bir

possible to get together to join together to talk about

araya gelmek mümkün bir şeyler hakkında konuşmak için bir araya gelmek

things to also mix socially as well you have interaction

sosyal olarak da karışmak için etkileşiminiz var

communication talking as i mentioned i think yesterday i

iletişim konuşmak bahsettiğim gibi sanırım dün

mentioned that talking is one of the most

konuşmanın

important things to have in a conversation

sahip olunması gereken en önemli şeylerden biri olduğundan bahsetmiştim Bir sohbette

i can't remember these words there are so many don't worry you can watch this

bu kelimeleri hatırlayamıyorum çok fazla var merak etmeyin bu

video again you can also write the words down as

videoyu tekrar izleyebilirsiniz kelimeleri de yazıp

well and practice them as well so listen to

pratik yapabilirsiniz bu yüzden kelimeleri dinleyin

the words and you can repeat them if you don't

ve tekrar edebilirsiniz.

understand them you can write them down as well writing things down is

onları anlama, onları da yazabilirsin, bir şeyleri yazmak, bir şeyleri

a very good way of remembering things it really is

hatırlamanın çok iyi bir yolu, gerçekten,

hello lewis luis mendez is here hello lewis

merhaba lewis luis mendez burada, merhaba lewis

anthony massey have become a gentrification area

anthony massey,

since the large tgv railway station yes when areas change

büyük tgv tren istasyonundan bu yana bir soylulaştırma alanı haline geldi evet, alanlar

when they are modernized and sometimes this happens for a reason

modernize edildiklerinde değişirler ve bazen bunun bir nedeni vardır,

so it isn't accidental sometimes places are improved or developed because

yani tesadüfi değildir, bazen yerler iyileştirilir veya geliştirilir çünkü

they want to encourage people who have money

parası olan insanları

to move there so it can happen the only problem with that of course is

oraya taşınmaya teşvik etmek isterler ki bu gerçekleşebilsin, elbette bununla ilgili tek sorun,

you can also push people away people who are

siz aynı zamanda insanları uzaklaştırır, o

not as wealthy will be discouraged from living in that area so yes it can

kadar zengin olmayan insanların o bölgede yaşamaktan caydırılır, bu yüzden evet

have a benefit but quite often it can also have

bir faydası olabilir ama çoğu zaman

a downside as well interaction i think this is a very

bir dezavantajı da olabilir etkileşim bence bu etkileşim kurmak için çok

positive word to interact is to communicate

olumlu bir kelime, iletişim kurmaktır

it is to socialize you are communicating discussing you are talking about things

sosyalleşmek için iletişim kuruyorsun tartışıyorsun bir şeyler hakkında konuşuyorsun

so i think interaction is a wonderful word

bu yüzden bence etkileşim harika bir kelime

it is often used nowadays we want to encourage people to talk with each other

bugünlerde sıklıkla kullanılıyor insanları birbirleriyle konuşmaya ve bir

to discuss things together

şeyleri birlikte tartışmaya teşvik etmek istiyoruz

here's another word are you ready for it

işte başka bir kelime buna hazır mısın

disparity so again disparity is very similar to

eşitsizlik yani yine eşitsizlik eşitsizlik eşitsizliğine çok benzer,

inequality disparity so there are very definite

yani

differences between things there is a divide or a difference

şeyler arasında çok kesin farklar vardır bir bölünme veya fark vardır

and the difference is very obvious it is very noticeable you can

ve fark çok açıktır, çok belirgindir, bunu

see it very clearly disparity difference so there is a

çok net bir şekilde görebilirsiniz eşitsizlik farkı yani

divide between people a disparity

insanlar arasında bir ayrım vardır bir eşitsizlik

i think that word is one that's being used quite a lot at the moment in

Bence bu kelime, şu anda

certain parts of the world where inequality or maybe

dünyanın eşitsizliğin veya belki de

a certain type of well there is a word we are going to

belirli bir tür kuyunun olduğu belirli yerlerinde oldukça fazla kullanılan bir kelimedir, birazdan bakacağımız bir kelime

look at in a minute which might also describe this word as well

bu kelimeyi şu şekilde de tanımlayabilir: evet,

we are interacting with us i am yes so that's one of the reasons

evet, bu yüzden

why i love doing these live streams because i

bu canlı yayınları yapmayı sevmemin nedenlerinden biri de bu çünkü ben

can interact with you and you can interact

sizinle etkileşime geçebiliyorum ve siz de

with me so disparity disparity the divide maybe there are

benimle etkileşime girebiliyorsunuz, yani eşitsizlik eşitsizlik ayrım belki

certain things that treat people unfairly there is a definite difference

insanlara adaletsizce davranan bazı şeyler vardır. kesin bir fark

maybe your social background perhaps your race

belki sosyal geçmişiniz belki ırkınız

maybe even your religion or your sexuality

hatta belki dininiz veya

your gender so there are many ways that disparity can

cinselliğiniz cinsiyetiniz bu yüzden eşitsizliğin meydana gelebileceği pek çok yol vardır

can occur and quite often it is a big problem that affects many

ve çoğu zaman bu birçok insanı etkileyen büyük bir sorundur

people finally here's the word i was going to

sonunda işte size vereceğim kelime

give you just but i thought i would wait until it

sen sadece ama ekrana gelene kadar bekleyeyim dedim

was on the screen here it is prejudice prejudice

işte bu önyargı önyargı bence

i think this is a word that is being used a lot some people say

bu çok kullanılan bir kelime

some people say that this word is used too much

bazı insanlar bu kelimenin çok kullanıldığını söylüyor

some people believe that people believe there is too

bazı insanlar insanların buna inandığını söylüyor çok

much prejudice some people believe that there isn't

fazla önyargı var bazı insanlar çok

much prejudice i suppose your own thoughts about prejudice

fazla önyargı olmadığına inanıyor sanırım önyargı hakkındaki düşünceleriniz

depends on where you are in life your own situation or your own

hayatın neresinde olduğunuza, kendi durumunuza veya kendi

position so sometimes you might never come across or see prejudice

konumunuza bağlı, bu yüzden bazen önyargıyla hiç karşılaşmayabilir veya göremeyebilirsiniz

however in some such situations you might find that you are always the

ancak bazılarında her zaman

victim of prejudice or maybe you are looked at

önyargının kurbanı olduğunuzu veya daha önce de

differently for various reasons as i mentioned

belirttiğim gibi çeşitli nedenlerle size farklı bakıldığını fark ettiğiniz durumlarda ön

earlier

prejudice have you ever faced any prejudice have you ever

yargı hiç ön yargıyla karşılaştınız mı hiç

had a person treat you differently for a certain reason it has happened to me

bir insan size belirli bir nedenle farklı davrandı mı? benim başıma

it has happened to me i have had a certain amount of prejudice

geldi bana karşı belirli bir önyargım oldu

directed towards me it does happen sometimes

bu bazen oluyor sadece

not only here but when i was in china can you believe it

burada değil ben çin'deyken de oluyor buna inanabiliyor musun

i i was on the receiving end if you are on the receiving end of

ben alıcı taraftaydım eğer sen bir şeyin alıcı tarafındaysan

something it means you are a person who receives a certain

belirli bir tavır veya davranış sergileyen bir kişi olduğunuz anlamına gelir, bu

type of attitude or behavior so

yüzden

yes it happened to me even in china i i was the victim of prejudice

evet bu Çin'de bile başıma geldi ben önyargının kurbanıydım şaka yapmıyorum bu Çin

i'm not joking it wasn't uncommon whilst walking through the streets of

sokaklarında yürürken

china to be spat at and it did happen to me

tükürülmek alışılmadık bir durum değildi ve Çin'deyken başıma geldi, kazara

whilst i was in china i did have people spit

in my direction not accidentally but on purpose and also sometimes i

değil, kasıtlı olarak insanlar benim yönüme tükürdüler ve ayrıca bazen etrafta

would get a little bit of abuse as well when i was

dolaşırken biraz tacize uğrardım, bir

walking around i was once thrown out of

keresinde bir

a house i was visiting my students house and i was i was visiting his

evden atıldım öğrencilerimin evini ziyaret ediyordum ve büyükannesinin evini ziyaret ediyordum

grandmother's house and she came back and she asked me to leave she says no

ve o geri geldi ve gitmemi istedi hayır üzgünüm

i'm sorry we can't have you here in the house

seni burada evde tutamayız

i'm sorry you are you are not chinese you have to go so that was a bit of a

üzgünüm sen öylesin Çince değil gitmeniz gerekiyor, bu yüzden

shock to be honest i've never been on the receiving end

dürüst olmak gerekirse bu biraz şok ediciydi, size karşı dürüst olmak gerekirse daha önce hiç

of that sort of prejudice before to be honest with you

bu tür bir önyargıya maruz kalmamıştım,

can you believe it so it didn't happen very often

buna inanabilir misiniz, bu yüzden çok sık olmadı

but it was quite shocking when it happened i must admit

ama Olduğunda oldukça şok ediciydi itiraf etmeliyim ki haksızlığa uğrama

i i appreciate much more the feeling

hissini çok daha fazla takdir ediyorum

of being treated unfairly maybe because of your your race or maybe

belki ırkınızdan dolayı belki de

from the place where you originated maybe the country you came from

doğduğunuz yerden belki geldiğiniz ülke belki

maybe your religion maybe your sexuality and gender so all of these things can be

dininiz belki cinselliğiniz ve cinsiyetiniz yani hepsi Bunların çoğu

reasons for prejudice and

önyargı için neden olabilir ve

as i often say i think prejudice often comes

sık sık söylediğim gibi, önyargının genellikle

from misunderstanding a misunderstanding of some sort

yanlış anlaşılmaktan, bir tür yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını düşünüyorum,

you might not fully appreciate that other person

diğer kişiyi

or their existence or their life so if so from my own point of view i

veya onların varlığını veya hayatını tam olarak takdir edemeyebilirsiniz, bu yüzden kendi bakış açıma göre eğer öyleyse

believe that prejudice quite often is is caused by misunderstanding

inanıyorum Bu önyargı genellikle yanlış anlama

or ignorance we often feel afraid of things we don't

veya cehaletten kaynaklanır, genellikle anlamadığımız şeylerden korkarız

understand and this is something i've come across

ve bu hayatımda karşılaştığım bir şeydir

in my life i've received hate

Nefret aldım Çeşitli nedenlerle

i've received threats even violence

tehditler hatta şiddet aldım yani

for various reasons so yes i do understand

evet

prejudice very much

önyargıyı çok iyi anlıyorum

hello to the live chat thanks for joining me today i had a complaint

canlı sohbete merhaba bugün bana katıldığınız için teşekkürler

that i don't talk enough about english so i'm giving you lots of english today

ingilizce hakkında yeterince konuşmadığımdan şikayet ettim bu yüzden bugün size bol bol ingilizce vereceğim bugün

there is no excuse today no excuse

mazeret yok mazeret yok çok

so lots of contemporary words if you have

fazla çağdaş sözler Eğer

any of your own contemporary words please feel free to let me know

kendinize ait çağdaş sözcükler varsa lütfen bana bildirmekten çekinmeyin

i have discovered something on the internet

internette

something very nice now this is something i've never

çok güzel bir şey keşfettim şimdi bu hiç yemeyi denemediğim bir şey

tried to eat and as you know i love food very much i

ve bildiğiniz gibi yemeği çok severim ben

really do like food here is a type of food

gerçekten do like food burada yakın zamanda internette keşfettiğim bir yemek türü

that i recently discovered on the internet

i was looking through twitter this morning and some people were making

bu sabah twitter'a bakıyordum ve bazı insanlar

their own food and this particular thing was one

kendi yemeklerini yapıyorlardı ve bu özel şey

of the types of food they were making does anyone recognize this

yaptıkları yemek türlerinden biriydi bunu tanıyan var mı daha önce

this is something that i've never tried before i've never actually tried this

hiç denemediğim bir şey aslında bu

particular food before but does anyone know what it is

özel yemeği daha önce hiç denemedim ama ne dendiğini bilen var mı

called can anyone name this food

bu yemeğin adını bilen

it is something that i saw this morning and to be honest with you

var mı bu sabah gördüğüm bir şey ve size karşı dürüst olmak gerekirse

i really do want to try it i want to try this food

gerçekten istiyorum denemek için bu yemeği denemek istiyorum

so i'm going to now try i will be trying over the weekend

bu yüzden şimdi deneyeceğim hafta sonu bu tür yiyecekleri

to try and find a place that will sell this type of food

satacak bir yer bulmaya çalışacağım

i have a feeling that maybe this food is not available in the area

içimde bu yiyeceğin Türkiye'de bulunmadığına dair bir his var

where i live unicarina says oh yes that is

yaşadığım yer unicarina oh evet bu

turos turose i hope i pronounced it right churros

turos turose diyor umarım doğru telaffuz etmişimdir churros yani

is that how i pronounce it

terose sandra says yes this is churros you are right i've never tried

terose sandra evet bu churros diyor haklısın

this type of food i have never tried it but

bu tür yiyecekleri hiç denemedim hiç denemedim ama bu sabah bu fotoğrafları gördükten

i have to be honest with you after seeing these photographs this morning

sonra size karşı dürüst olmam gerekiyor

and here's another one here's another photograph look at that

ve işte bir tane daha işte başka bir fotoğraf bak şuna aman tanrım

oh my goodness i have never tried that food

o yemeği cheris'ten önce hiç denemedim mi

before cheris

have i pronounced it right first of all is my pronunciation

doğru telaffuz ettim her şeyden önce telaffuzum

correct trus

doğru trus

and i think the reason why i am especially attracted to this food is

ve sanırım Bu yiyeceğin özellikle ilgimi çekmesinin nedeni,

because if you look next to it there is also

yanına bakarsanız çikolata da var,

chocolate so i am thinking that this particular

bu yüzden bu

type of food must be very tasty

tür yiyeceklerin çok lezzetli

very delicious so there it is there is a there is a type of food i have

çok lezzetli olması gerektiğini düşünüyorum, bu yüzden orada bir var bir var bir çeşit var yemek

never tried that food before cherros

o yemeği cherros

churrus you can have churros with chocolate and it is my favorite i have

churrus'tan önce hiç denemedim çikolatalı churros yiyebilirsin ve bu benim favorim

never tried this food before i really want it

bu yemeği daha önce hiç denemedim gerçekten çok istiyorum görünüşe göre

apparently you fry them oh okay then well i didn't know that you see

onları kızartıyorsun oh tamam o zaman peki gördüğünü bilmiyordum ben

i i didn't have time to find out how you actually cook them

yapmadım onları gerçekten nasıl pişirdiğinizi veya yaptığınızı öğrenmek için zamanım var

or make them but there is one thing i do know

ama bildiğim bir şey var ki

i really want to try churros i really want to try them they look very

gerçekten tatlıları denemek istiyorum onları gerçekten denemek istiyorum çok tatlı görünüyorlar

sweet maybe a little bit sticky but they look

belki biraz yapışkan ama

lovely and i really want to try them with chocolate

güzel görünüyorlar ve ben onları çikolata ile gerçekten denemek istiyorum

i really want to try churros

gerçekten churros

churros is that okay am i pronouncing it yes oh hello am i pronouncing chorus

churros denemek istiyorum tamam mı bunu telaffuz ediyorum evet oh merhaba koroyu

right i want to get it right you see i have to make sure that i can say trus

doğru mu telaffuz ediyorum doğru anlamak istiyorum anlıyor musun trus diyebileceğimden emin olmalıyım

because i might need to ask for it i might need

çünkü yapabilirim sormam lazım

to phone someone up and ask hello do you sell churros

birini arayıp merhaba sormam gerekebilir churro satıyor musun

can you please send some to my house that would be very nice

evime gönderir misin çok güzel olur ah

oh belarusia says come to argentina and you will be able to try charos

belarusya arjantin'e gel der ve charos deneyebilirsin

i know i really do want to try it

biliyorum ben gerçekten denemek istiyorum pastacı kreması

you can also have them filled with pastry cream

ile de doldurabilirsiniz

i like the sound of that so inside the churros is there actually something

sesini beğendim yani tatlıların içinde başka bir şey var mı

else is there something inside as well because i saw a photograph and

içinde başka bir şey var çünkü bir fotoğraf gördüm ve tatlıların

it looked like chocolate inside the churros

içinde çikolata gibi görünüyordu

so you can take the churros and you can dip it you can dip

yani siz tatlıları alabilir ve batırabilirsiniz

the churros into

tatlıları içine daldırabilirsiniz

oh mr duncan i can send you the recipe says louisa

oh Bay Duncan size tarifi gönderebilirim diyor louisa

thank you very much that's very kind of you if you want to send me

çok teşekkür ederim çok naziksiniz bana göndermek istiyorsanız

send it to me you can yes here is my email

bana gönderin evet burada e-postam

if you want to send me the recipe for churros maybe mr steve can

bana tatlıların tarifini göndermek istersen belki Bay Steve

try and make them

onları deneyebilir ve

apparently it's churu churu oh okay now i know

görünüşe göre bu churu churu oh tamam şimdi doğruyu

true is how you actually pronounce it you pronounce it true

nasıl telaffuz ettiğini biliyorum doğru telaffuz ediyorsun

so the first is like uh true okay then

bu yüzden ilk uh doğru gibi tamam o zaman

hello pedro pedro belmont nice to see you here

merhaba pedro pedro belmont sizi burada görmek güzel bugün

we are having our live english addict today and we are about to play the

ingilizce bağımlısı canlı yayındayız ve

sentence game yes we have around 20 minutes of the

cümle oyunu oynamak üzereyiz evet oynamak için yaklaşık 20 dakikalık

sentence game to play i hope you are ready today we are

cümle oyunumuz var umarım bugün hazırsınızdır

looking at the letter h i can't

h i harfine bakıyoruz h

find my letter h where is it i had it in my hand and now it's

harfimi bulamıyorum nerede o elimdeydi şimdi

disappeared wait there a moment i need to find my letter h

kayboldu bir an orada bekle h harfimi bulmam lazım bir

somewhere it's disappeared

yerlerde kayboldu

where are you

neredesin h

i have found the letter h it was hiding ah you see the word

harfini buldum h harfi saklanıyordu ah görüyorsun kelime

hiding or hide starts with the letter h

gizleme veya gizleme h harfiyle başlar sakla acele et

hide hurry

horrible

korkunç

horrendous those words all begin with the letter h would you

korkunç bu kelimelerin hepsi h harfiyle başlar

like to play the sentence game okay we will do that right now because

cümle oyununu oynamak ister misin tamam onu ​​hemen şimdi yapacağız çünkü

we are going to play the sentence game without any delay or hesitation

herhangi bir gecikme veya tereddüt etmeden cümle oyununu oynayacağız

to make you all happy so you don't fall asleep

hepinizi mutlu etmek için uyuyakalmayın

and get bored here we go it is time to play

ve sıkılmayın hadi başlıyoruz

the sentence game and we are using the letter

cümle oyununu oynamanın zamanı geldi ve h harfini kullanıyoruz

h

mr duncan your live streams are too short

bay duncan canlı yayınlarınız çok kısa bundan

that will be the next complaint that i get

sonraki şikayetim bu olacak

it will mr duncan your live streams are too short too short

olacak bay duncan canlı yayınlarınız çok kısa çok kısa işte başlıyoruz o

here we go then here is today's sentence game are you ready to play the

zaman işte bugünün cümle oyunu cümle oyununu oynamaya hazır mısınız işte

sentence game here we go then let's play it shall we

başlıyoruz o zaman oynayalım

reveal today's sentence game we are using the letter h today

bugünün cümle oyununu açıklayalım mı bugün h harfini kullanıyoruz

so all of the words that i'm looking for begin

yani aradığım tüm kelimeler

with the letter h for harry happy hurry

h harfiyle başlıyor harry için mutlu acele et

hard some people say mr duncan your sentence game

bazı insanlar diyor ki mr duncan senin cümle oyunun

is too hard

çok zor bunun

i'm sorry about that i hope today's sentence game is not too difficult

için üzgünüm umarım bugünkü cümle oyunu çok zor değildir

here is the first one let's play the sentence game right now

işte ilk şimdi bir cümle oyunu oynayalım

it is now going to appear on your screens

şimdi ekranlarınızda çıkacak

at the bottom of the screen you will see a sentence

ekranın alt kısmında bir cümle göreceksiniz

there it is you will see also there is a missing word

orda bir de eksik kelime var

what i want you to do is give me the missing word

sizden yapmanızı istediğim şey bana verin eksik kelime kulağa

it sounds easy oh mr duncan that's so easy

kolay geliyor oh bay duncan bu o kadar kolay ki

anyone can do that well let's see shall we let's see

herkes bunu yapabilir bakalım bir

something anyone turned up to my party we are looking for six letters beginning

şey görelim mi partime gelen biri h harfiyle başlayan altı harf arıyoruz

with the letter h so this is a very good way of improving your vocabulary

yani bu sizi geliştirmenin çok iyi bir yolu kelime dağarcığınız

your grammar and also if you don't know the answer

dilbilginiz ve ayrıca cevabı bilmiyorsanız,

you will also learn perhaps a new word so there are many reasons why the

belki yeni bir kelime de öğreneceksiniz, bu yüzden

sentence game can give you so much english

cümle oyununun size bu kadar çok ingilizce bilgisi vermesinin birçok nedeni var, bir

so much knowledge

let's have a look we have some correct answers coming

göz atalım, gelen bazı doğru cevaplarımız var.

through i think maybe this is a little easy

bence bu biraz kolay

maybe too easy maybe some people will say mr duncan

belki çok kolay belki bazı insanlar bay duncan diyecek

i have a complaint it's too easy you are making it too easy

bir şikayetim var bu çok kolay çok kolaylaştırıyorsunuz bu

so the first sentence game something anyone

yüzden ilk cümle oyunu

turned up to my party beginning with the letter h

h harfiyle başlayan partime gelen bir şey

i will give you about one minute oh we have some correct answers coming

vereceğim sen yaklaşık bir dakika oh bazı doğru cevaplar geliyor

up also some extra words as well hello

ayrıca bazı fazladan kelimeler de var merhaba

belle belvedere hello belvedere thank you very much for your lovely

belle belvedere merhaba belvedere h ile başlayan güzel sözlerin için çok teşekkür ederim

words beginning with h howdy hard

ne zor kocaman bir

huge something that's huge holy holy hmm you see

şey bu çok büyük kutsal kutsal hmm görüyorsun

holy something religious something sacred

kutsal bir şey dini bir şey kutsal

host that's me i'm your host hurry hurry

ev sahibi benim ev sahibinizim acele edin acele edin

as in hurry up mr duncan please give us the answer

bay duncan lütfen bize cevabı verin

okay here comes the answer now mr cockerell

tamam işte cevap şimdi geliyor bay cockerell

is about to say hello

merhaba demek üzere

very nice i hope you enjoyed that i hope you enjoyed that more than i did

çok güzel umarım beğenmişsinizdir umarım benden daha çok beğenmişsinizdir

mr duncan make it a bit harder okay you see i can't win

bay duncan biraz zorlaştırın tamam anlıyor musunuz kazanamıyorum

sometimes i make them easy and then they're too easy

bazen kolaylaştırıyorum sonra çok kolay oluyor

sometimes i make them harder and then they're too hard

bazen zorlaştırıyorum sonra çok zor oluyor

sometimes i stay on for two hours and my lessons are too long

bazen iki saat kalıyorum ve derslerim çok uzun

sometimes i only come on for 30 minutes and people say my lessons are too short

bazen sadece 30 dakika giriyorum ve insanlar derslerimin çok kısa olduğunu söylüyor

sometimes in life you can't win it's true so there is the first one

bazen hayatta kazanamazsın bu doğru yani ilki var yani

so just because it's easy for you doesn't mean it's easy for someone else

senin için kolay diye başkası için de kolay değil

so here it is the answer to the first sentence game

yani burada ilk cümle oyununun cevabı

something that

might be described as few or little not many

az ya da az çok değil olarak tanımlanabilecek bir şey zor cevaptır diyebilirsiniz neredeyse hiç

you might say hardly is the answer hardly hardly

anyone turned up to my party hardly anyone so when we say hardly

kimse benim partime gelmedi neredeyse hiç kimse bu yüzden neredeyse dediğimizde

it means almost no one almost no one hardly anyone

neredeyse hiç kimse anlamına gelir hiç kimse neredeyse hiç

hardly anyone almost no one

kimse neredeyse hiç kimse neredeyse hiç kimse

make it a bit harder mr duncan okay then let's see shall we so there is the first

bunu biraz daha zorlaştırmaz bay duncan tamam o zaman bakalım yapalım mı yani ilki neredeyse hiç neredeyse

one hardly almost nothing

hiç neredeyse hiç

hardly

here is the next one are you ready let's go

kimse sıradaki hazır mısın hadi gidelim

oh okay then you wanted a hard one here it is

oh tamam o zaman sert bir tane istedin işte burada

please stop something me please

lütfen bir şeyi durdurun ben lütfen

stop something me we are looking for ten letters a ten letter word

bir şeyi durdurun ben on harfli bir kelimeyi arıyoruz

please stop something me now i feel it i might get complaints

lütfen bir şeyi durdurun ben şimdi hissediyorum

saying mr duncan is too hard it's too difficult please stop

bay duncan çok zor çok zor diyen şikayetler alabilirim lütfen

something me

bir şeyi durdurun ben

what is the answer to the question please stop something me

cevap nedir sorusuna lütfen bir şeyi durdurun,

so i would say that this sentence is definitely

bu yüzden bu cümlenin kesinlikle

negative this is definitely a negative sentence it is definitely

olumsuz olduğunu söyleyebilirim, bu kesinlikle olumsuz bir cümle, kesinlikle

interesting we are getting some interesting

ilginç, buradan bazı ilginç

answer's coming through here

cevaplar alıyoruz

i see yes you are doing what i thought you would

görüyorum evet, yapmayı düşündüğüm şeyi yapıyorsunuz,

do so you are actually now putting the

yani siz aslında şimdi

answer that i thought you would put however you are not right you are

vereceğini düşündüğüm cevabı veriyorsun ama haklı değilsin yanlışsın

incorrect ah so this one is hard you see you

ah yani bu zor görüyorsun

wanted a hard one you have it you have it

zor bir tane istedin aldın aldın

please stop complaining me we don't normally say that in

lütfen şikayet etmeyi bırak normalde böyle demiyoruz

that particular sense because grammatically it is not correct

bu anlamda dilbilgisi açısından doğru değil

you might say please stop complaining to me because it is an action with

diyebilirsiniz ki lütfen bana şikayet etmeyi bırakın çünkü bu yönlendirmeli bir eylemdir yani

direction so complaining is something you do

şikayet etmek birine yaptığınız bir şeydir

to someone please stop complaining to me

lütfen bana şikayet etmeyi bırakın bu

so it is not complaining

yüzden ilginç bir şikayet değil

interesting i will be very surprised if anyone gets this right

çok şaşırırım eğer biri bunu doğru anladıysa

i will be very surprised

çok şaşıracağım

but of course you often surprise me you do

ama tabii ki beni sık sık şaşırtıyorsun beni

surprise me quite often sometimes you do

oldukça sık şaşırtıyorsun bazen

we are getting a lot of people saying harrison

çok sayıda insan harrison

harrison

harrison

10 letters

10 harf diyor

don't worry valeria we are still here for a few more minutes

merak etme valeria birkaç harf daha buradayız dakikalar

i'm with you for another about another 10 minutes and then i'm going

yaklaşık 10 dakika daha seninleyim ve sonra

extra short you see so you will have plenty of your day

fazladan kısalıyorum, böylece başka şeyler yapmak için bol bol günün olacak

to do other things you don't have to sit and watch me all day

bütün gün oturup beni izlemek zorunda değilsin

hello to manyantwali humiliating oh okay then let's have a

manyantwali'ye merhaba küçük düşürücü oh tamam o zaman bir

look shall we

bakalım

humiliating that is a good answer by the way please stop

küçük düşürecek miyiz bu iyi bir cevap bu arada lütfen

humiliating me if you humiliate someone you you embarrass them

beni küçük düşürmeyi bırak eğer birini küçük düşürürsen onu utandırırsın

you cause embarrassment you cause some sort of discomfort please

utanmasına neden olursun bir çeşit rahatsızlığa neden olursun lütfen beni küçük düşürmeyi

stop

bırak

humiliating me humiliating that's a good one

bu iyi bir şey

very good humiliating but it is not the answer that's not the

çok iyi küçük düşürücü ama aradığım cevap bu değil

one i'm looking for there is another word perhaps if you are

başka bir kelime daha var belki

a person who always likes to tell another person

başka birine

what to do maybe you are always complaining to them

ne yapması gerektiğini söylemeyi seven biriyseniz belki sürekli şikayet ediyorsunuz

or maybe you lecture other people you keep telling other people how they

veya belki başkalarına öğüt veriyorsunuz diğer insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeye devam edin

should live their life maybe you are telling your friend

belki arkadaşınıza

how they should live their life you are dictating

hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğini söylüyorsunuz onlara dikte ediyorsunuz onlara

to them you are telling them you are lecturing them

quite often in a very aggressive way so that is the word we are looking for

oldukça sık bir şekilde çok agresif bir şekilde ders veriyorsunuz yani aradığımız kelime bu

a person who might keep telling you what to do

sana ne yapman gerektiğini söyleyip duran biri için

they lecture you they never leave you alone

ders verirler seni asla yalnız bırakmazlar

they're always telling you what to do how to live your life

her zaman sana ne yapman gerektiğini söylerler hayatını nasıl yaşaman gerektiğini

how to do things oh please stop something me

nasıl yapman gerektiğini oh lütfen bir şeyi durdur bana

ten letters

on harf

alessandra hello to you

alessandra merhaba sana

um interesting we are getting some very interesting answers here i'm still

um ilginç burada çok ilginç cevaplar alıyoruz hala

waiting for a correct answer you might be surprised

doğru bir cevap bekliyorum patronluk taslama konusunda şaşırmış olabilirsiniz bence

am in patronizing i think patronizing has eleven letters

patronluk taslamanın on bir harfi var

sergio hello sergio has he told you about

sergio merhaba sergio size

china already oh that's very good thank you very much for your sarcasm

çin'den bahsetti mi şimdiden oh bu çok iyi ilginiz için çok teşekkür ederim iğneleme bugün

i really needed your sarcastic comment today

alaycı yorumuna gerçekten ihtiyacım vardı

thank you sergio ah sometimes you might catch me in a good

teşekkür ederim sergio ah bazen beni iyi bir

mood but sometimes you might catch me in a bad mood you see

ruh halindeyken yakalayabilirsin ama bazen beni

like today i'm not in a good mood you tell

kötü bir ruh halinde yakalayabilirsin bugün gördüğün gibi keyfim yerinde değil sen söyle

i will tell this word to my father because he always tells me what to do

bu kelimeyi söyleyeceğim babama çünkü bana her zaman ne yapacağımı söylüyor bu

that's pretty good yes i think so um still waiting for the correct answer

oldukça iyi evet bence hala doğru cevabı bekliyorum

i will give you another few seconds another few seconds and then i will give

sana birkaç saniye daha vereceğim ve sonra sana yapman gereken

you the answer

cevabı vereceğim

to do

are you ready here comes the answer right now

hazır mısın geliyor musun cevap şu anda

10 letters please stop something me

10 harf lütfen bir şeyi durdur beni

very nice

çok güzel

the answer is oh lolly lolly well done lolly lolly

cevap oh lolly lolly aferin lolly lolly

very good nice i think you're the only person who got this right

çok iyi güzel bence bunu doğru anlayan tek kişi sensin

haranguing oh wow now there is a fantastic word look at

oh vay canına şimdi harika bir kelime var bak

that that is an amazing english word

şuna birine tacizde bulunmak harika bir ingilizce kelimedir,

haranguing to harangue someone is to constantly lecture them

sürekli olarak onlara ders vermektir,

you are constantly telling them what to do

onlara sürekli olarak ne yapacaklarını

and how to do it sometimes in a very aggressive way you complain to someone

ve bunu nasıl yapacaklarını söylüyorsunuz, bazen çok agresif bir şekilde birine, belirli bir şekilde

that they should be doing something in a certain way

bir şeyler yapmaları gerektiğinden şikayet ediyorsunuz, taciz

you are haranguing that person and we only had one answer

ediyorsunuz o kişi ve bizim sadece tek bir cevabımız vardı tek bir

one correct answer which was lolly lolly well done lolly lolly well done lolly

doğru cevap bu da çok güzel çok aferin lolly lolly aferin lolly

lolly you got it right

lolly doğru

haranguing

anladın

harangue that's a great word to harangue someone if you harangue

nutuk atmak bu birine nutuk atmak için harika bir kelime eğer birisine nutuk atıyorsan

someone you are constantly telling them what to do

onlara sürekli olarak ne yapacaklarını

and how to do it normally in a very aggressive way

ve nasıl yapacaklarını söylüyorsun normalde çok agresif bir şekilde yapmak için

go up go up says please stop taxing me

yukarı çık yukarı çık lütfen beni vergilendirmeyi bırak diyor bunu

i like that one i like that one my voice is going now

beğendim bunu beğendim sesim şimdi bu kadar

isn't this great are you enjoying this

iyi değil mi bundan zevk alıyor musunuz

this is great i'm suffering from hay fever as well today

bu harika saman nezlesi çekiyorum bugün de

i don't know why

bilmiyorum neden

i think after this live stream i will have a lie down on the floor

bu canlı yayından sonra yere yatıp nutuk çekeceğim birine laf atarsan

haranguing if you harangue someone it means you are always telling them

bu onlara her zaman

what to do and how to do it

ne yapmaları ve nasıl yapmaları gerektiğini söylediğin anlamına gelir

primeiro says i am going to name my unborn son

primeiro yapacağım diyor doğmamış oğlumun adını

haranguing oh i see it might be a good name

haranguing oh görüyorum ki bu bir insan için iyi bir isim olabilir bence bu yüzden

for a person i think so i think you're right yes it's a pretty good word

haklısın evet bu oldukça güzel bir kelime

you might call your son harang come come in the come into the house

oğluna harang diyebilirsin gel içeri gel eve gel

harang it's time to have your dinner and then

harang zamanı geldi akşam yemeğini yersin ve sonra

harangue will say oh i wish you would stop haranguing me

nutuk çekersin, keşke bana laf atmayı kesersen,

could you please stop haranguing harang

lütfen laf atmayı keser misin,

what a good idea that is people do call their children some very

ne güzel fikir, bu günlerde insanlar çocuklarına çok

strange names these days they do

garip isimler takıyorlar, öyleler,

do you know anyone with a strange name in your life do you know anyone

garip isme sahip birini tanıyor musunuz? hayatında

who has a strange name here is another one

adı garip olan birini tanıyor musun burada başka bir

another sentence game is coming up right now

başka bir cümle oyunu şu anda geliyor

oh oh we have two missing letters or two missing words

oh oh iki eksik harfimiz mi yoksa iki eksik kelimemiz mi var

should i say we have two missing words she something something

demeliyim iki eksik kelimemiz var o

towards the waiting bus huh you said you wanted hard ones so now

bekleyen otobüse doğru bir şeyler var huh zor olanları istediğini söyledin o yüzden şimdi

i am giving you hard ones she something something towards the

sana zor olanları veriyorum o bekleyen otobüse karşı bir şeyler yapıyor

waiting bus what was she doing i wonder

ne yapıyordu merak ediyorum o bekleyen otobüse

she's something something towards the waiting bus

karşı bir şeyler yapıyor

the live stream is better if it lasts one hour

canlı yayın bir saat sürerse daha iyi olur

well i will try my best i've gone over one hour by 10 minutes so maybe you can

peki elimden gelenin en iyisini yapacağım 1 saatten 10 dakikayı geçtim yani belki

you can save that 10 minutes maybe for another day

yapabilirsin o 10 dakikayı ayırabilirsin belki başka bir gün için

you should definitely visit brazil i would love to visit brazil

kesinlikle brezilya'yı ziyaret etmelisin brezilya'yı ziyaret etmeyi çok isterim şu anda herhangi bir

i would love to visit anywhere at the moment i really want to travel somewhere

yeri ziyaret etmeyi çok isterim gerçekten bir yere seyahat etmek istiyorum bir

i want to go somewhere i want to go to a different part of the country

yere gitmek istiyorum ülkenin farklı bir yerine gitmek istiyorum

where people aren't wearing masks and hiding away from each other

insanların maske takmadığı ve birbirlerinden saklanmadığı bu

wouldn't that be nice wouldn't that be lovely maybe one day

güzel olmaz mıydı çok güzel olmaz mıydı belki bir gün

she something something towards the waiting bus

beklemeye doğru bir şeyler yapar otobüs

but what was it what is the answer to that question

ama o sorunun cevabı neydi

palmyra says my youngest granddaughter is called

palmyra en küçük torunumun adının

nojah or nodja noja okay interesting have i pronounced it

nojah veya nodja noja olduğunu söylüyor tamam ilginç doğru telaffuz ettim mi

right maybe it's noah maybe it's noah

belki noah belki noah

maybe it sounds very similar to noah

belki kulağa noah'a çok benziyor

the waiting bus is a bus stop well the waiting bus is the bus

bekleyen otobüs bir otobüs durağı peki bekleyen otobüs

that's already there so the bus is already there

zaten orada olan otobüs yani otobüs zaten orada yani bekleyen

so we are saying that there is a bus waiting and in a moment

bir otobüs olduğunu ve bir anda

it will drive away so she needs to do something

uzaklaşacağını söylüyoruz bu yüzden bir şeyler yapması gerekiyor

she needs to move very quickly so she something something

çok hızlı hareket etmesi gerekiyor bu yüzden bir şeyler yapıyor

towards the waiting bus so when we say that something is waiting

bekleyen otobüse doğru yani bir şeyin beklediğini söylediğimizde,

it means it is there it is waiting for you

orada sizi bekliyor demektir, bu yüzden

so she something something towards the waiting bus that means the bus

bekleyen otobüse doğru bir şey, yani otobüs

is waiting and very soon he will drive away so she has

bekliyor demektir ve çok yakında uzaklaşacak, bu yüzden

to be very fast she has to be quick what is she doing what is she doing

çok hızlı olmalı o hızlı olmalı ne yapıyor ne yapıyor

i will give the answers in a few moments we will be going soon

cevapları birkaç dakika sonra vereceğim birazdan gideceğiz

i'm waiting for a correct answer i haven't got

doğru cevabı bekliyorum

any i haven't got any correct answers at the moment nessar

bende hiç doğru cevap yok an nessar

it's a little bit difficult

biraz zor

i can't wait i i can't i can't win i can't win it's too hard it's too easy

bekleyemem kazanamam kazanamam çok zor çok kolay

your lessons are too long your lessons are too short

dersleriniz çok uzun dersleriniz çok kısa

mr duncan why can't you be a pretty girl instead of an old man

bay duncan neden olmasın yaşlı bir adam yerine güzel bir kız ol

i can't win i really can't hmm oh a strange name

kazanamam gerçekten yapamam hmm oh garip bir isim

monday man monday man i like that monday man hmm

pazartesi adamım pazartesi adamım o pazartesiyi seviyorum adamım hmm

actually i quite like that name monday man

aslında bu ismi çok beğendim pazartesi adamı

interesting the answer is coming in a moment

ilginç cevap birazdan geliyor

are you ready for the answer

cevap için hazır mısın

oh i've had one of the words one of the words

oh ben bir kelimeyi aldım kelimelerden biri

is correct well done so one of you has got one of the words correct

doğru aferin bu yüzden biriniz kelimelerden birini doğru buldu işte cevap

here comes the answer right now

hemen şimdi geliyor

the answer is bing hurriedly hurriedly

cevap bing aceleyle aceleyle

headed ah you see she hurriedly headed towards the waiting bus

yöneliyor ah görüyorsun aceleyle bekleyen otobüse doğru yöneldi

hurriedly she did something in a hurry so the action you are describing how

aceleyle bir şey yaptı yani o kişinin nasıl hareket ettiğini anlattığınız eylem

that person is moving she is moving hurriedly

aceleyle aceleyle hareket ediyor

hurriedly she hurriedly headed towards the waiting bus

aceleyle bekleyen otobüse doğru yöneldi bu otobüse doğru

it is another way of saying she ran towards the bus she hurriedly

koştuğunu söylemenin başka bir yoludur aceleyle

headed towards the waiting bus you are saying she ran towards the bus

bekleyen otobüse doğru koştuğunu söylüyorsunuz, otobüse doğru koştuğunu

she did it hurriedly hurriedly so you are doing it in a hurry you are

aceleyle yaptı, yani aceleyle yapıyorsunuz, bu

describing that action you are saying that she hurriedly headed

eylemi tarif ediyorsunuz, onun aceleyle

towards the waiting bus so when you are headed somewhere headed

bekleyen otobüse doğru gittiğini söylüyorsunuz, bu yüzden siz bir yere giderken size yöneliyor

you are moving towards a certain thing in a certain direction you are going

belli bir şeye doğru belli bir yönde ilerliyorsun ileriye gidiyorsun

forward your intention is to go over there you

niyetin oraya gitmek

are heading towards there or headed as the past

oraya doğru gidiyorsun ya da geçmiş zaman olarak gidiyorsun

tense

actually no the headed doesn't have nine letters you're right

aslında hayır başlığın dokuz harfi yok haklısın ben

i don't know how i did that let's have another look

yok nasıl yaptığımı biliyorum bir daha bakalım evet

yes it says nine and nine wow how did that happen that's my fault

dokuz ve dokuz diyor vay be bu nasıl oldu bu benim hatam zaten nasılsa

anyway you get to learn some new words anyway see i'm going to get complaints

yeni kelimeler öğreniyorsun

about that now i can't win today i just can't win thank

bununla ilgili şikayet alacağım şimdi bugün kazanamam ben sadece kazanamam

you lil for telling me that i got the wrong

lil bana orada yanlış numara aldığımı söylediğin için teşekkür ederim evet bunun için

number there yes i'm sorry about that i apologize as if today couldn't get any

üzgünüm sanki bugün daha kötü olamazmış gibi özür dilerim sanki

worse as if today could not get any worse i'm

bugün daha kötü olamazmış gibi

sorry about that maybe you'll have much more luck with the next one let's

bunun için üzgünüm belki bir sonrakinde çok daha fazla şansın olur, bir bakalım mı?

have a look shall we oh okay then this is the last one before

i go

headed and towards is not repetition no it isn't repetition because you are

using different words you you don't repeat a word if you are

using a different word that means the same thing so sometimes

Aynı anlama gelen farklı bir kelime kullanıyorsanız bir kelimeyi tekrarlamayın, bu nedenle bazen

in an english sentence you might say something where you have to use the

İngilizce bir cümlede aynı kelimeyi kullanmanız gereken bir şey söyleyebilirsiniz,

same word however it is always good to use an

ancak alternatif bir kelime kullanmak her zaman iyidir,

alternative word so it is possible to repeat

böylece mümkün olabilir.

the same word in a sentence but if you do

aynı kelimeyi bir cümlede tekrar et ama eğer aynı anlama gelen

try to use a different word with the same meaning so that's why i did

farklı bir kelime kullanmaya çalışırsan, bu yüzden

that

the scientists want to something the power of the sun this is the last

bilim adamlarının güneşin gücünü istediği bir şeyi yaptım, bu sonuncusu

one and then i'm going i won't waste your

ve sonra gidiyorum ben kazandım zamanını boşa harcama vaktini boşa

time i'm not going to waste your time don't worry

harcamayacağım merak etme

i'm sure you have lots of things to do the scientists want to something

eminim yapacak çok işin var

the power of the sun but what what is it don't forget it begins with

the letter h the scientists want

h harfiyle bilim adamları güneşin

to something the power of the sun but what is it

gücünden bir şey isterler ama nedir bu

oh sergio says exploit

oh sergio sömürün

the only problem with that sergio is it doesn't begin with

o sergio ile ilgili tek sorun h ile başlamaması h

h you see it doesn't begin with h

ile başlamadığını görürsünüz h ile başlamaz

i hope i got the right number of letters here or else

umarım doğru anlamışımdır Buradaki harf sayısı yoksa doğru cevabın gelmesini bekleyerek

i might just jump out of the nearest window

en yakın pencereden atlayabilirim

waiting for a correct answer to come through

i am very patient very patient oh okay then yes we have some

çok sabırlıyım çok sabırlıyım oh tamam o zaman evet bazılarının

coming through consume consume

içinden geçenler var tüketmek

is a good word but unfortunately it begins with c

güzel bir kelime ama ne yazık ki c ile başlıyor

and we are looking for the letter h

ve h harfini arıyoruz

hold back that's a good one

geri çekil bu iyi bir şey

hold back the power of the sun in fact it might actually be the

güneşin gücünü geri tut aslında bunun tam

opposite of that you see so instead of holding back

tersi olabilir yani görüyorsun yani geri tutmak yerine neyin

what is the and what is the opposite to that we are looking for

ne olduğunu ve neyin zıttı olduğumuzu tam tersini arıyorum

the opposite

okay we have some correct answers coming through now

tamam bazı doğru cevaplarımız var şimdi geliyor

oh yes very good very nice

oh evet çok güzel çok güzel

thank you sheriff thank you shard thank you also camilo

teşekkürler şerif teşekkürler shard teşekkürler ayrıca camilo da

also amanda also we have tomek

amanda da tomekimiz var

i think actually tomek was was first with this word

bence aslında tomek bu kelime ile birinciydi

the word is

kelime

cock-a-doodle-doo the word is coming up right now

horoz- a-doodle-doo kelime şu anda ortaya çıkıyor

harness you want to harness

koşum takımını kullanmak istiyorsun koşum

harness if you harness something it means you want to

takımını kullanmak istiyorsun eğer bir şeyi kullanırsan bu, bir şeyi

capture or hold something you want to harness

yakalamak veya tutmak istediğin anlamına gelir

the power of the sun something that you can take

güneşin gücünden yararlanmak istiyorsun alabilirsin

and use you harness something quite often we think of a

ve kullanabilirsin bir şey çoğu zaman bir

horse being harnessed they are

atın koşum takımına alındığını düşünürüz onlar

attached to another thing they are kept secure so you want

başka bir şeye bağlanırlar güvenli tutulurlar yani

to have that thing you want to keep it nearby

o şeye sahip olmak istersiniz onu yakınınızda tutmak istersiniz

or you want to use it in a certain way the scientists want to harness

ya da onu belirli bir şekilde kullanmak istersiniz bilim adamları

the power of the sun so there we go that's it that is today's

gücü kullanmak isterler güneş işte başlıyoruz işte bugünün

sentence game i hope you enjoyed playing along i hope

cümle oyunu bu kadar umarım birlikte oynamaktan keyif almışsınızdır umarım

you enjoyed everything you saw today i will be going

bugün gördüğünüz her şeyden keyif almışsınızdır ben gidiyorum

i'm with you again tomorrow hope you've enjoyed this

yarın yine sizinleyim umarım bu

English addict and i hope you will join me tomorrow

ingilizce bağımlısını beğenmişsinizdir ve umarım beğenirsiniz yarın bana katılacak

don't forget also i'm with you once Friday as well Friday i am with you

unutma ben de bir kez seninleyim cuma da cuma seninleyim

and tomorrow will be the final the last extra English

ve yarın final olacak son ekstra ingilizce

so tomorrow is the last extra english i will join you live tomorrow

yani yarın son ekstra ingilizce sana canlı yayında katılacağım yarın

where will i be well i'm hoping tomorrow i'm hoping to go into town and

nerede olacağım Pekala, yarın kasabaya gitmeyi ve

hang around the town centre with my live stream tomorrow and that is

yarınki canlı yayınımla şehir merkezinde takılmayı umuyorum ve

what i'm hoping to do tomorrow from 2pm uk time i will see you there

yarın İngiltere saatiyle 2'den itibaren yapmayı umduğum şey bu, yarın orada canlı görüşürüz

live tomorrow and also on friday if you can't

ve ayrıca cuma yarın yapamazsan

make it tomorrow don't worry i will be back also on

merak etme cuma günü de döneceğim

friday as well this is mr duncan in the birthplace of

bu ingilizcenin doğum yerindeki mr duncan

English saying i hope you've enjoyed today's

diyor umarım bugünün

lesson you can watch it again as many times as you want

dersini beğenmişsindir istediğin kadar tekrar izleyebilirsin istiyorum

and of course until the next time we meet here on youtube

ve tabii ki bir dahaki sefere burada youtube'da buluşana kadar sırada

you know what's coming next yes you do...

ne olduğunu biliyorsunuz evet yaparsınız...

ta ta for now 8-)

şimdilik ta ta 8-)