ENGLISH ADDICT - LESSON 008 - Black Friday - T Shirt Day - 22nd November 2019 - Listen & Learn

mmm-hmm look it's raining can you believe it who would have thought that

mmm-hmm bak yağmur yağıyor buna inanabiliyor musun

here in England we would get rain but there it is now falling from the sky

İngiltere'de yağmur yağacağını kim düşünebilirdi ama şimdi gökten yağıyor burada

it is raining very heavily at the moment here in England Oh guess what it's time

çok şiddetli yağmur yağıyor şu anda burada İngiltere'de Ah tahmin edin

for another live English addict

başka bir canlının zamanı geldi İngiliz bağımlısı

hi everybody this is mr. Duncan in England how are you today are you ok I

herkese merhaba ben bay. Duncan İngiltere'de bugün nasılsın iyi misin

hope so are you happy I really hope you are

umarım mutlusundur umarım gerçekten

happy because well I need cheering up to be honest I'm feeling a little down

mutlusundur çünkü pekala dürüst olmak gerekirse neşelenmeye ihtiyacım var

today a little gloomy but can you blame me look out the window at the moment oh

bugün biraz moralim bozuk ama beni suçlayabilir misin dikkat et şu an pencere aman

my goodness it is horrible outside right now the

tanrım dışarısı korkunç şu anda

rain is falling very heavily apparently we are going to get I think it's one

yağmur çok şiddetli yağıyor görünüşe göre alacağız sanırım

month's worth of rain in in in a day is that true

bir günde bir aylık yağmur yağıyor bu doğru

that doesn't sound right to me are you telling me that we are going to get a

bu bana doğru gelmiyor bana

month's worth of rain in one day no surely not and that doesn't sound

bir günde bir aylık yağmur yağacağını söylüyorsun hayır kesinlikle hayır ve bu

right to me hi I don't think that's true to be honest

bana doğru gelmiyor merhaba dürüst olmak gerekirse bunun doğru olduğunu düşünmüyorum zaten

anyway here we are I hope you are having a super-duper day where you are and of

buradayız umarım bir gün geçiriyorsundur süper bir gün olduğun yerde ve

course I'm sure you are pretty happy today I know why you are happy because

tabii ki eminim bugün oldukça mutlusundur neden mutlu olduğunu biliyorum çünkü

the weekend is just around the corner which means that it is Friday

hafta sonu hemen köşede, bu da bugün cuma olduğu anlamına geliyor,

Friday a lot of people think thank goodness it's Friday because a lot of

birçok insan çok şükür bugünün cuma olduğunu düşünüyor çünkü pek çok

people spend their whole week waiting waiting for Friday to arrive and it is

insan bütün haftasını cumanın gelmesini bekleyerek geçiriyor ve işte

here I hope you have had a good week my week has been okay I've been doing quite

burada umarım iyi bir hafta geçirmişsinizdir benim haftam iyi geçti

a few things mr. Steve has been busy as well we are going over to see my mother

epeyce şey yapıyordum baylar. Steve de meşgul, yarın da annemi görmeye gideceğiz, bu

tomorrow as well so we're going to spend some time with her because she has it

yüzden onunla biraz zaman geçireceğiz çünkü

been very well lately so I'm going to see my mum tomorrow and of course I will

son zamanlarda durumu çok iyi, bu yüzden yarın annemi göreceğim ve tabii ki ben

be back with you on Sunday as well I'm such a busy bee these days Sunday

Pazar günü de sizlerle birlikte olacağım bu aralar çok meşgulüm Pazar Çarşamba

Wednesday Friday 2 p.m. UK time is when you can catch me still there are many

Cuma 14:00 İngiltere zamanı, beni yakalayabileceğiniz zamandır, hala

people asking mr. Duncan when can we see you live so there they are the times and

soran birçok insan var. Duncan seni ne zaman canlı görebiliriz, yani beni canlı yakalayabileceğin zamanlar ve

also the days of the week when you can catch me live on Sunday Wednesday and

haftanın günleri Pazar, Çarşamba ve

Friday all of those days 2 p.m. UK time and

Cuma, tüm o günler 14:00. İngiltere saati ve

don't forget to check the time difference because there will be a big

saat farkını kontrol etmeyi unutmayın, çünkü dünyanın

time difference depending on where you are in the world we have a very

neresinde olduğunuza bağlı olarak büyük bir saat farkı olacaktır,

interesting live stream coming today we are talking about one particular subject

bugün çok ilginç bir canlı yayınımız olacak, Kara Cuma'nın ilerleyen saatlerinde belirli bir konudan söz edeceğiz.

later on Black Friday have you heard of Black Friday a lot of people are talking

Kara Cuma'yı duydum birçok insan şu

about it at the moment now today is Friday it's not quite Black Friday yet

anda onun hakkında konuşuyor, bugün Cuma, tam olarak Kara Cuma sayılmaz,

however a lot of people are talking about that particular subject and we

ancak birçok insan bu belirli konu hakkında konuşuyor ve

will be doing that later on I will show you a video all about the reason why and

bunu daha sonra yapacağız, size bir video göstereceğim neden ve

what people do on Black Friday that coming later on I suppose I should also

insanların Kara Cuma'da ne yaptıklarıyla ilgili her şey daha sonra gelecek sanırım

have a look at the live chat don't you think so okay before we go any further

canlı sohbete de bir göz atmalıyım sence de tamam değil mi daha ileri gitmeden önce

we'll have a look at the live chat oh and also I have to apologize for

canlı sohbete bir göz atacağız oh ve ayrıca bir şey için de özür dilemeliyim

something as well I've been a silly boy something that I forgot to do in the

aptal bir çocuktum son derste yapmayı unuttuğum bir şey

last lesson I will be doing shortly how about the live chat what is happening on

birazdan yapacağım canlı sohbete ne dersin orda neler oluyor

there well oh it's very busy at the moment on the live chat thanks for

peki oh orda çok meşgul canlı sohbette bir an

joining me here on YouTube Isabella hello Isabella guess what you are first

YouTube'da bana katıldığınız için teşekkürler Isabella merhaba Isabella tahmin edin

on today's live chat which means you get a super-duper mr. Duncan rang of

bugünün canlı sohbetinde ilk sizsiniz, bu da süper kandırılan bir bay alacağınız anlamına geliyor. Duncan alkışladı aferin

applause

well done I know it's not easy it isn't easy being first on the live chat you

Canlı sohbette ilk olmak kolay değil biliyorum

have to have a very fast finger do you have a fast finger if you do then maybe

çok hızlı bir parmağa sahip olmalısın hızlı bir parmağın var mı eğer yaparsan belki bir

next time you will be first on the live chat who knows

dahaki sefere canlı sohbette birinci olursun sohbet kim bilir

also khyber is here hello Khyber nice to see you here as well also Tanya Tanya

ayrıca hayber burada merhaba Hayber seni de burada görmek güzel ayrıca Tanya Tanya

art I'm very intrigued I want to know what type of art you do is it something

sanat çok ilgimi çekti ne tür sanat yaptığınızı bilmek istiyorum

very creative maybe you paint portraits of people I've always wanted to have a

çok yaratıcı bir şey mi belki hep yaptığım insanların portrelerini çiziyorsunuz

portrait painted of me I've had a caricature made of me but never a

Benim bir portremi yaptırmak istedim Benim bir karikatürüm oldu ama asla bir

portrait so I would love I know this sounds very big-headed and incredibly

portrem olmadı bu yüzden çok isterim Bunun kulağa çok kibirli ve inanılmaz derecede

vain but I would love to have a portrait painted of me maybe sitting on a horse

beyhude geldiğini biliyorum ama benim bir portremi yaptırmayı çok isterim belki üzerinde otururken bir at

or maybe next to a tree an old oak tree I could be leaning against it looking

ya da belki bir ağacın yanında yaşlı bir meşe ağacına yaslanmış olabilirim

thoughtful into the middle distance I would love that so yes if you do paint

orta mesafeye düşünceli bakarım bunu çok isterim yani evet

portraits maybe you can paint one of me of course you will have to do it for

portre çizersen belki benden birini çizebilirsin tabi ki yapmak zorundasın

free as well oh yeah hello Valentine hello flower Espoir

bedavaya da oh evet merhaba sevgililer günü merhaba çiçek Espoir

hello to you as well Luis Mendez is here Cristina is here I think Belarusian is

sana da merhaba Luis Mendez burada Cristina burada sanırım Belaruslu

not here because Belarusian today is actually picking up a special award for

burada değil çünkü Belaruslu bugün aslında onun 25. yılı için özel bir ödül alıyor

her 25 years I thought I want to say 25 years of graduating from dentistry

25. yılını demek istediğimi düşündüm diş hekimliği

college or dentistry school dentistry so if you are a dentist if you like to pull

kolejinden veya diş hekimliği okulundan mezun olma yılları diş hekimliği bu nedenle, eğer bir diş hekimiyseniz, insanların dişlerini çekmeyi seviyorsanız,

people's teeth out we can say that you are in dentistry so that is the the

diş hekimliğinde olduğunuzu söyleyebiliriz, bu

field of your expertise well done to to Belarusian for

sizin uzmanlık alanınızdır, Belarusça'ya

celebrating the anniversary of graduating from dentistry college or

yıldönümünü kutladığı için aferin diş hekimliği kolejinden veya

dentistry school hello to Tran also kunal nice to see you here as well

diş hekimliği okulundan mezun olmanın Tran'a merhaba da kunal sizi burada görmek güzel

hello mr. Duncan I hope you are happy I I'm feeling a little down today I don't

merhaba bayım. Duncan umarım mutlusundur Bugün biraz moralim bozuk

know why this morning and my back was hurting I don't know

Bu sabah neden bilmiyorum ve sırtım ağrıyor Bilmiyorum

so maybe that's the reason why also because outside it is raining it looks

belki de nedeni budur çünkü dışarıda yağmur yağıyor

so miserable outside at the moment so maybe that's the reason why who knows so

dışarısı çok perişan görünüyor şu anda belki de bu yüzden kim bilir çok hoş

welcome everyone welcome one and all also Amer and also pal Mira MD ba ba

geldiniz herkese hoşgeldiniz ayrıca Amer ve ayrıca dostum Mira MD ba ba

hello to you as well I don't recognize your name on the live chat is it your

size de merhaba canlı sohbette isminizi tanıyamadım

first time hello also Tamika yes Mika you are right I am wearing my

ilk kez mi merhaba da Tamika evet Mika haklısın

special t-shirt today do you know why because today is t-shirt day did you

bugün özel tişörtümü giyiyorum neden biliyor musun çünkü bugün tişört günü bunu

know that so people all around the world people in this country are wearing their

biliyor muydun yani dünyanın her yerinden insanlar bu ülkede

t-shirts today I don't know why I thought it might be something connected

bugün tişörtlerini giyiyor ben bilmiyorum Neden

to a charity but I couldn't find any information about that so today is

bir hayır kurumuyla bağlantılı olabileceğini düşündüm ama bununla ilgili herhangi bir bilgi bulamadım, bu yüzden bugün

t-shirt day and I thought I would wear my special t-shirt would you like to

tişört günü ve özel tişörtümü giyeyim dedim,

have a closer look here was a closer look of my t-shirt for those who are who

buraya daha yakından bakmak ister misiniz? ilgilenenler için tişörtüme daha yakından bakın

are interested there it is so that is the t-shirt that I'm wearing

orada öyle yani

today to celebrate t-shirt day do you like wearing t-shirts I must be honest

bugün tişört gününü kutlamak için giydiğim tişört tişört giymeyi sever misiniz dürüst olmalıyım

with you I do like wearing t-shirts but the only problem is this time of year

t-shirt giymeyi seviyorum ama tek sorun yılın bu zamanı

they're not very good for keeping you warm

sizi sıcak tutmak için pek iyi değiller

unfortunately so there is my pet shop boys

maalesef bu yüzden pet shopum var çocuklar

that t-shirt is over 31 years old I bought that t-shirt when I was just a

o t-shirt 31 yaşın üzerinde ben o t-shirt'ü aldım

young lad way back in 1988 so that t-shirt is actually very old it

1988'de genç bir delikanlıyken, tişört aslında çok eski,

is over 31 years old and I'm wearing it right now

31 yaşın üzerinde ve şu anda onu giyiyorum,

the only problem with the shirt the only slight problem I have is that well the

gömlekle ilgili tek sorun, sahip olduğum tek küçük sorun o kadar iyi

shirt is very old like me and I suppose you could say that the shirt has it has

gömlek benim gibi çok eski ve sanırım gömleğin

seen better days now this is an interesting expression when we say that

şimdi daha iyi günler gördüğünü söyleyebilirsiniz, bu ilginç bir ifade,

something has seen better days it means that in the past it was in much better

bir şeyin daha iyi günler gördüğünü söylediğimizde, geçmişte çok daha iyi

condition it was new however if something is kept for a long time it

durumda olduğu anlamına geliyor. yeni ama bir şey uzun süre saklanırsa

might start to look old we can say that it has seen better days mr. Duncan your

eski görünmeye başlayabilir, daha iyi günler gördüğünü söyleyebiliriz bayım. Duncan,

t-shirt looks very old I think it has seen better days it's a

tişörtün çok eski görünüyor, bence daha iyi günler görmüş, biraz yıpranmış eski yorgun

way of expressing something that might be a little worn old tired and I'm not

olabilecek bir şeyi ifade etmenin bir yolu ve bugün

talking about me although I might be today so something that has seen better

benden bahsetmiyorum, bu yüzden daha iyi günler görmüş bir şey sen

days you might say that my t-shirt here it is again you might say that my

tişörtüm işte diyebilirsiniz yine diyebilirsiniz ki

t-shirt has seen better days it has seen days when it looked better that's what

tişörtüm daha iyi günler gördü daha iyi göründüğü günler gördü

it actually means so it's t-shirt day today are you

aslında anlamı bu yani bugün tişört günü

enjoying your t-shirt day maybe maybe you don't even realize that it's

tişörtünüzü beğeniyor musunuz gün belki belki tişört günü olduğunun farkında bile değilsin

t-shirt day do you have a favorite t-shirt

favori tişörtün var mı giymeyi

do you have an item of clothing that you love wearing and maybe you wear it so

sevdiğin bir giysin var mı ve belki o kadar

often that it has become old and worn out it has seen better days I know the

sık ​​giyiyorsun ki eskiyip yıpranmış daha iyi günler gördüm duyguyu biliyorum

feeling hello to everyone on the live chat hello Anna

canlı sohbetteki herkese merhaba merhaba Anna

hello also Jehan Zeb hello Jehan zip you're not looking

merhaba ayrıca Jehan Zeb merhaba Jehan zip

like the t-shirt sir you look very young oh thank you very much

tişört gibi görünmüyorsunuz efendim çok genç görünüyorsunuz oh çok teşekkür ederim

that's very kind of you I do like the compliments it gives me quite a boost to

çok naziksiniz ben iltifatları beğenmek beni dürüst olmak için oldukça teşvik ediyor, bu

be honest so today we are talking about things that might be old something you

yüzden bugün eski şeylerden bahsediyoruz,

own that has been around for a long time maybe something that has been passed

uzun süredir sahip olduğunuz bir şeyden, belki de

down from your great-grandfather or great-grandmother so something that has

büyük büyükbabanızdan veya büyükbabanızdan miras kalan bir şeyden. büyükanne, yani

been in the family for many years we could also describe the that's this

uzun yıllardır ailede olan bir şey, bu

thing as a prized possession so if you have a prized possession something that

şeyi değerli bir mülk olarak da tanımlayabiliriz, bu nedenle, değerli bir mülkünüz varsa,

you really value something that you think is valuable to you so it might not

gerçekten değer verdiğiniz bir şey, sizin için değerli olduğunu düşündüğünüz bir şey, bu nedenle

be expensive but it might be something that is a prized possession so when we

pahalı olmayabilir. ama bu değerli bir şey olabilir, bu yüzden

say prized possession we mean something that means a lot to you or something

değerli bir varlık dediğimizde sizin için çok şey ifade eden bir şeyi kastediyoruz ya da

that has value but not necessarily something that is expensive so maybe I

değeri olan ama pahalı bir şey olması gerekmeyen bir şeyi kastediyoruz, bu yüzden belki

don't know maybe you won a prize in a contest and you keep the prize somewhere

bilmiyorum belki bir ödül kazandınız bir yarışma ve ödülü kolayca görebileceğiniz bir yerde tutuyorsunuz, bu

where you can see it easily it is your prized possession maybe you have a

sizin değerli varlığınız olabilir, temiz

beautiful car that you like to keep clean so every weekend

tutmayı sevdiğiniz güzel bir arabanız var, bu yüzden her hafta sonu

we'll stand outside your house and clean the car we can say that the car is your

evinizin önünde durup arabayı temizleyeceğiz diyebiliriz ki araba senin

prized possession something that is valuable to you as a possession so when

en değerli mülkündür, sahip olduğun şey olarak senin için değerli olan bir şeydir, bu yüzden

we say possession it is something that you have something you own something

sahiplik dediğimizde, sahip olduğun bir şeye sahip olduğun bir şeydir,

that belongs to you you have ownership it is your possession

sana ait olan bir şeye sahipsin, mülkiyet senindir

hello Eric I like t-shirts and sandals interesting

merhaba Eric, tişörtleri ve sandaletleri severim ilginç

yes sandals now you don't normally see men wearing

evet sandaletler şimdi normalde sandalet giyen erkekleri görmüyorsun

sandals that's all I'm saying I'm just going to leave that there I'm

tüm söylediğim bu sadece oradan ayrılacağım başka bir şey

saying nothing else I'm not meaning anything bad I'm just saying you don't

söylemiyorum kötü bir şey kastetmiyorum sadece

often see men wearing sandals

sık sık giymediğini söylüyorum sandalet giyen erkeklere bak

zhuzi car says later is better than never

zhuzi araba geç olması hiç olmamasından iyidir diyor

sorry I've been very busy but I'm here to learn more thank you very much for

üzgünüm çok meşguldüm ama daha fazlasını öğrenmek için buradayım

joining me today I know it is Friday a lot of people are excited because the

bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim bugünün cuma olduğunu biliyorum birçok insan heyecanlı çünkü

weekend is around the corner okay I've been putting this off I've been avoiding

hafta sonu köşede tamam bunu erteliyordum

this but I'm going to say it now I am sorry I am very sorry

bundan kaçınıyordum ama şimdi söyleyeceğim özür dilerim

in the last English addict lesson I gave you a mystery idiom and here it is so

son İngilizce bağımlısı dersinde sana gizemli bir deyim verdim ve işte burada çok özür dilerim

this is the mystery idiom from the previous English addict live stream the

bu, önceki İngiliz bağımlısı canlı yayınındaki gizemli deyim,

only problem is I forgot to actually tell you what the answer was so I do

tek sorun, aslında cevabın ne olduğunu size söylemeyi unuttum, bu yüzden özür dilerim.

apologize I've had lots of people writing lots of people complaining

people leaning out of their windows shouting Abby

saying mr. Duncan why why didn't you give us the answer to the mystery idiom

Bay diyerek Duncan neden bize geçen günkü gizemli deyimin cevabını vermedin

from the other day and I do apologize for that so I will

ve bunun için özür dilerim bu yüzden

give you the answer right now so the answer to the mystery idiom here it is

sana cevabı hemen şimdi vereceğim bu yüzden gizemli deyimin cevabı

again for those who didn't see it here it is so there is the mystery idiom

vermeyenler için yine burada' burada gormedim yani gizemli deyim

question but what was the answer I will reveal it right now so don't worry you

sorusu var ama cevabi neydi hemen aciklayacagim merak

don't have to wait any longer I will put you out of your misery as far as knowing

etmeyin daha fazla beklemenize gerek yok bildiginiz kadariyla sizi sefaletinizden çikaracagim

what the answer to this is and the answer is what are two of you got it

bunun cevabı nedir ve cevap nedir ikiniz de

right congratulations so this is the mystery

doğru anladınız tebrikler yani bu

idiom from the previous live stream get the boot if you get the boot and there

önceki canlı yayındaki gizemli deyimdir botu alırsanız botu alın ve orada

you can see someone being given the boot so that is the mystery idiom from the

birine botun verildiğini görebilirsiniz.

last lesson and the meaning of get the boot to be dismissed from your job you

son dersteki gizemli deyim ve işten atılmanın anlamı

are being fired by your employer you are getting the sack you get the boot or we

işverenin tarafından kovuluyorsun çuvalı alıyorsun botu aldın ya da

can say you got the boot so if you you have been dismissed from your job you've

botu aldın diyebiliriz yani eğer sahipsen işinden kovuldun

lost your job your boss has said look you are rubbish at your job I'm sorry

işini kaybettin patronun bak dedi işinde bir pisliksin üzgünüm gitmen gerek

you have to go we can say that you have been given the boot you have got the

boot so there it was the last mystery idiom from the previous live stream so I

önceki canlı yayından son gizemli deyim bu yüzden

hope you are now happy and satisfied I apologize for that

umarım şimdi mutlu ve tatmin olmuşsundur bunun için özür dilerim

sometimes these things will slip my mind I have a lot of things to think about so

bazen bu tür şeyler aklımdan çıkıyor düşünecek çok şeyim var burada o kadar çok şey oluyor ki

many things going on in here sometimes I feel as if my brain will start to melt I

bazen sanki benimmiş gibi hissediyorum beyin erimeye başlayacak

really do Pedro is here oh hello Pedro hello to

Gerçekten öyle Pedro burada oh merhaba Pedro size merhaba

you hello Sally as well mr. Duncan you are going to see your mother and get

merhaba Sally de bay. Duncan, anneni göreceksin ve

your bottle filled ah very good you remember that so that is an expression

şişeni dolduracaksın ah çok iyi hatırlıyorsun, Bay Duncan'la

that I used when I was making fun of mr. Steve going to his mother so yes this

dalga geçerken kullandığım bir ifade buydu. Steve annesine gidiyor yani evet bu

weekend I will go to see my lovely mummy and I will get my bottle filled it's

hafta sonu sevgili mumyamı görmeye gideceğim ve şişemi dolduracağım bu

great I love that expression it really is good

harika bu ifadeye bayılıyorum gerçekten çok güzel

hello to Palmyra you are made redundant the same meaning well actually if you

Palmyra'ya merhaba gereksiz kılındın aynı anlamı aslında

are made redundant it means your job goes because of cutbacks or maybe they

yaptıysan gereksiz, kesintiler nedeniyle işinizin gittiği anlamına gelir veya belki

can't afford to pay your wages anymore so it is a little bit different but you

artık maaşınızı ödeyemeyeceklerdir, bu yüzden biraz farklıdır ama

can use it to mean made redundant you have lost your job because the company

bunu işten çıkarılmak için kullanabilirsiniz, çünkü şirket

cannot afford to pay your wages however quite often we will say get the boot

maaşınızı ödeyemediği için işinizi kaybettiniz. maaşlar ancak sıklıkla işten

when we mean sacked or dismissed you have been kicked out of the company you

atılmak veya kovulmaktan söz ettiğimizde botu al deriz şirketten

have been given the sack you've got the boot you have been kicked out hello to

atıldınız size kovuldunuz botu aldınız atıldınız Japonya'ya merhaba merhaba deca

Japan hello deca chin hello deca chin hello

chin merhaba deca chin merhaba

I am Japanese a big hello to you I have a lot of people watching in Japan by the

ben japonum size büyük bir merhaba bu arada japonya'da izleyen bir çok insan var bu yüzden

way so thank you thank you very much maybe you got the boot mr. Duncan have I

çok teşekkür ederim çok teşekkür ederim belki botu aldınız bayım. Duncan

ever been sacked from my job no I don't think I have it's

hiç işimden kovuldum mu hayır sanırım

ever happened to me I've left many jobs because I grew tired of doing it or

hiç başıma gelmedi Birçok işten ayrıldım çünkü bunu yapmaktan yoruldum ya da

maybe I hated the job or maybe someone who I was working for was treating me

belki işten nefret ettim ya da belki adına çalıştığım biri bana

unfairly so that has happened in the past I once worked for a company and

haksızlık ediyor bu yüzden geçmişte oldu bir zamanlar bir şirkette çalışıyordum ve

they gave me a transfer to another area so I went there to work but one of the

beni başka bir alana transfer ettiler ben de oraya çalışmak için gittim ama

women and I'm going to say it was a woman because it was a woman she was so

kadınlardan biri ve kadın diyeceğim çünkü o

cruel and nasty to me she really was so horrible to me and I

bana karşı çok acımasız ve iğrenç bir kadın bana karşı gerçekten çok korkunçtu ve

don't know why but she treated me very badly so I decided to take the transfer

neden bilmiyorum ama bana çok kötü davrandı bu yüzden transferimi almaya karar verdim ve

so I transferred my transfer back to where I was before because this this

transferimi daha önce olduğum yere geri transfer ettim çünkü bu bu

lady was treating me so badly I don't know why but she hated me can you

hanımefendi bana çok kötü davranıyordu neden bilmiyorum ama benden nefret ediyordu

imagine anyone hating me okay maybe one or two people say no more I'm saying

kimsenin benden nefret ettiğini hayal edebiliyor musunuz tamam belki bir iki kişi daha fazla hayır der

nothing else thank you very much to Florence what does it mean when you get

başka bir şey söylemiyorum florance'a çok teşekkür ederim ne anlama gelir

your bottle filled by your mother it means you go to your mother and she

biberonunu annene doldurtmak demek annene gidiyorsun ve o

gives you lots of love and care and hugs and she tells you how much she loves you

sana çokça sevgi, ilgi ve kucaklıyor ve o sana seni ne kadar sevdiğini söylüyor

and then you tell her how much you love her so she has a chance to treat you as

ve sonra sen ona onu ne kadar sevdiğini söylüyorsun ki sana bir şansı olsun sana bebekmişsin gibi davran, bu

a baby just as if you are a baby so sometimes we will joke when a person

yüzden bazen bir insan

goes home to their parents or their mother we will often say oh I see are

eve, ailesinin veya annesinin yanına gittiğinde şaka yaparız, sık sık ah, görüyorum,

you going home this weekend to get your bottle filled because when you're a baby

bu hafta sonu şişeni doldurmak için eve mi gidiyorsun, çünkü ne zaman ' bir bebeksin

your mother will often give you a bottle too to drink the milk from a little

annen sana sık sık biberon verir sütü küçük biberondan içmen

bottle so there you go I hope I've explained that well mr.

için umarım iyi anlatabilmişimdir bay bey

Duncan and mr. Steve are you both very happy having your mum's still yes we are

Duncan ve Mr. Steve anneniz hala bizimle olduğu için ikiniz de çok mutlu musunuz evet

very lucky both of our mother are still with us mr. Steeves mother I I

ikimiz de annemiz hala bizimle olduğu için çok şanslıyız bayım. Steve'in annesi

don't know if I'm going to get into trouble for this I probably will but I

Bunun için başım belaya girer mi bilmiyorum, muhtemelen girerim ama

don't think they're watching I don't think mr. Steve's mother watches me so

izlediklerini sanmıyorum, sanmıyorum bayım. Steve'in annesi beni izliyor, ben de

I'm going to I'm going to be okay but mr. Steve's mother will be ninety in two

iyi olacağım ama bay. Steve'in annesi iki yıl sonra doksan yaşında olacak,

years time so mr. Steve's mother is nearly 90

bu yüzden Bay. Steve'in annesi neredeyse 90 yaşında

approaching 90 yes my mother not quite as old that's all I'm saying

90'a yaklaşıyor evet annem o kadar yaşlı değil tüm söylediğim bu

and as for me I really do feel as if I really do feel as if I have seen better

ve bana gelince gerçekten daha iyi günler görmüşüm gibi hissediyorum

days so sometimes I feel like this t-shirt sometimes I feel exactly the

bu yüzden bazen bu tişört gibi hissediyorum bazen ben de tam olarak

same as this t-shirt I feel worn out and maybe I should be

bu tişört gibi hissediyorum kendimi yıpranmış hissediyorum ve belki de

thrown out into the street and put onto the scrap heap who knows so V Shan can

sokağa atılıp hurda yığınına atılmalıyım kim bilir öyleyse V Shan

you tell me what's knowledge tell me about knowledge what is

bana bilgi nedir söyler misin bana bilgi hakkında söyle

knowledge well knowledge is what you know so anything that you know anything

bilgi nedir iyi bilgi bildiklerinizdir yani bildiğiniz her şey beyninizin içindeki herhangi bir şey

that is inside your brain any information about anything is knowledge

herhangi bir şey hakkında herhangi bir bilgi bilgidir

so knowledge is what you have in here the things you know the things you have

yani bilgi burada sahip olduğunuz şeydir bildiğiniz şeyler

learned the things that you were told or taught at school so anything that you've

öğrendikleriniz size okulda söylenen veya öğretilen şeyler yani

learned from experience or through teaching is knowledge and it is stored

deneyimden veya öğretmenlik yoluyla öğrendiğiniz her şey bilgidir ve

up here in your brain and zonic hello and zonic nice to see you again you are

burada beyninizde depolanır ve merhaba ve zonk sizi tekrar görmek güzel,

the best teacher in the world thank you very much I do wish that

dünyanın en iyi öğretmenisiniz çok teşekkür ederim keşke

someone would tell YouTube about that that would be very nice by the way if

birileri bunu yapsa YouTube'a bunun çok güzel olacağını söyle bu arada

you want to like and subscribe you are more than welcome to do so

beğenip abone olmak istersen bunu memnuniyetle yapabilirsin

however desperate it sounds please like and also subscribe to my youtube channel

ne kadar çaresizce gelse de lütfen beğen ve youtube kanalıma

as well and then you will never miss anything that I do ever again in the

da abone ol ve o zaman hiçbir şeyi kaçırmayacaksın. Tüm dünyada bir kez daha yapıyorum,

whole wide world so you can like give me a lovely thumbs

böylece bana hoş bir başparmak verebilir

up and you can subscribe as well and then you will never miss anything ever

ve abone olabilirsiniz ve sonra bir daha asla hiçbir şeyi kaçırmazsınız

again oh by the way if you want to get in touch with me if you want to write to

oh bu arada, isterseniz benimle iletişime geçin.

me if you want to follow me on Facebook or perhaps you want to make a donation

Beni Facebook'ta takip etmek istersen veya belki de

to help my work continue here are the addresses right now

işimin devam etmesine yardımcı olmak için bağış yapmak istersen bana yaz, işte adresler şu anda

oh I see I've just seen what an sonic has written and zonic says oh my mother

oh görüyorum, bir sonic'in ne yazdığını şimdi gördüm ve zonic aman anne diyor

is also my wife my wife works as an English teacher also so both are the

benim karım da eşim ingilizce öğretmeni olarak çalışıyor yani ikisi de

best teacher in the world so I share the position of the best

dünyanın en iyi öğretmeni bu yüzden ben de dünyanın en iyi öğretmeni konumunu paylaşıyorum ve

teacher in the world with hands on

soyu

extinct so Mika says my father is 88 and he is quite healthy now I would imagine

tükenmiş bu yüzden mika babamın 88 yaşında olduğunu ve şu anda oldukça sağlıklı olduğunu söylüyor

that your father has been very active in his life maybe he didn't smoke or drink

Babanızın hayatında çok aktif olduğunu hayal ederdim, belki sigara içmedi veya içki içmedi,

maybe he has taken care of himself a bit like Steve's mum now Steve's mother has

belki biraz Steve'in annesi gibi kendine baktı, şimdi Steve'in annesi

more energy than me and mr. Steve put together I can't believe it and earlier

benden daha fazla enerjiye sahip ve bay. Steve bir araya getirdiğinde buna inanamıyorum ve

this year Steve's mum had a car crash as well she was involved in a car accident

bu yılın başlarında Steve'in annesi de bir araba kazası geçirdi ve o bir araba kazasına karıştı

and a couple of weeks later she was back behind the wheel of a new car can you

ve birkaç hafta sonra yeni bir arabanın direksiyonuna geri döndü,

believe it so I really do think mr. Steve's mother is like is like one of

buna inanabiliyor musun yani ben gerçekten düşünüyorum bay Steve'in annesi

those Duracell rabbits have you seen those rabbits and the TV advert that a

o Duracell tavşanlarından biri gibidir, o tavşanları ve

like a clockwork toy but they use batteries to power them so yes I really

saat gibi bir oyuncak gibi olan TV reklamını gördünüz mü ama onlara güç sağlamak için pil kullanıyorlar, bu yüzden evet

do love that Rakesh hello mr. Duncan did you remember me I ate for you but I'm

Rakesh'i gerçekten seviyorum merhaba bay. Duncan beni hatırladın mı senin için yedim ama

happy with your livestream thank you it is about night it is now night time here

canlı yayınından memnunum teşekkür ederim gece oldu şimdi burada

in Pradesh thank you very much Pedro says mr. Duncan maybe your mother had

Pradesh'te gece çok teşekkür ederim Pedro bay diyor. Duncan belki annen

platonic love for you I'm not sure about that that's not getting to that oh dear

sana karşı platonik bir aşk besliyordu Bundan emin değilim bu o noktaya gelmiyor oh canım

cute our met hello cute our meds once again please highlight the disabled

tatlı tanıştık merhaba sevimli ilaçlarımız bir kez daha lütfen engellilerin sorunlarını vurgulayın

people's issues yes I will do it one week I have lots of

evet bir hafta yapacağım çok

things planned but yes that is a very good idea I have made a note of your

işim var planladım ama evet bu çok iyi bir fikir önerinizi not aldım merak

suggestion so don't worry I haven't forgotten Marwa says mr. Steve's mother

etmeyin unutmadım unutmadım der Marwa bey. Steve'in annesi

is amazing I think so I always remember we went on a walk with Steve's mother a

harika bence bu yüzden Steve'in annesiyle

few years ago and and Steve's mother was going up this hill there is a hill that

birkaç yıl önce yürüyüşe çıktığımızı hep hatırlıyorum ve Steve'in annesi bu tepeye çıkıyordu ziyaret ettiğimiz bir tepe var

we visited and Steve's mother was going up quicker than we were Noemi my mother

ve Steve'in annesi bizden daha hızlı tırmanıyordu Noemi benim annem

is 90 and she has some times more energy than me Dornan Dornan wu asks mr. Duncan

90 yaşında ve benden birkaç kat daha fazla enerjiye sahip Dornan Dornan wu Bay'a soruyor. Duncan

do you smoke no I don't I've never smoked cigarettes in my life the strange

sigara içiyor musun hayır içmiyorum hayatımda hiç sigara içmedim garip olan şu ki

thing is both of my parents did they used to smoke a lot quite heavily so my

annem ve babam çok sigara içerlerdi bu yüzden

mother would smoke cigarettes all the time and my father was a smoker but to

annem her zaman sigara içerdi ve babam sigara içiyordu ama

be honest with you he'd actually put me off I decided that I didn't want to

sana karşı dürüst olmak gerekirse, beni gerçekten erteledi, ben sigara içmek istemediğime karar verdim,

smoke so sometimes people believe that if your parents smoke then you will be

bu yüzden bazen insanlar annen baban sigara içiyorsa senin

tempted to smoke as well but actually it had the opposite effect so it didn't

de sigara içmeye çekileceğine inanıyorlar ama aslında bunun tam tersi bir etkisi oldu, bu yüzden sigarayı bıraktı.

encourage me to smoke it actually put me off I didn't like the thought of smoking

beni sigara içmeye teşvik etmedi aslında beni erteledi sigara içme düşüncesinden hoşlanmadım bence pek öyle

a cigarette I don't think so hello to Noemi again hello also too cute

düşünmüyorum Noemi'ye tekrar merhaba merhaba ayrıca çok tatlı

armed' don't worry I have written your suggestion down hello to Patrick

silahlı' merak etme önerini yazdım merhaba Patrick'e

someone didn't like you I can't believe it I know it seems incredible how can

biri seni beğenmedi inanamıyorum inanılmaz göründüğünü biliyorum

you not like this unlike a little puppy a little lost puppy that's what I'm like

küçük bir köpek yavrusunun aksine bunu nasıl sevmezsin küçük bir kayıp köpek yavrusu işte böyleyim

the number of your subscribers has been increasing I'm happy for you yes there

abone sayınız artıyor ben ne mutlu size evet,

are still some people on YouTube who are watching me although something very

strange happened a few days ago did anyone notice what happened on one

birkaç gün önce çok garip bir şey olmasına rağmen, YouTube'da hala beni izleyen bazı insanlar var, Pazar canlı yayınlarımdan birinde aniden ne olduğunu fark eden oldu mu,

of my Sunday live streams suddenly I had lots and lots of viewers and then the

birdenbire çok ama çok sayıda izleyicim oldu ve ardından

following live stream everything disappeared again so sometimes I do

aşağıdaki canlı yayın her şey tekrar kayboldu, bu yüzden bazen

wonder what YouTube is doing especially those naughty algorithms I think so

YouTube'un ne yaptığını merak ediyorum, özellikle o yaramaz algoritmaları düşünüyorum, bu yüzden

Pedro says my mother is 55 still very young I feel slightly disturbed that

Pedro annemin 55 yaşında olduğunu söylüyor,

your mother is almost the same age as me or is that the other way round I'm

annenin benimle hemen hemen aynı yaşta olması beni biraz rahatsız ediyor, yoksa tam tersi mi?

almost the same age as your mother Pedro can you believe it my parents don't

Annenle neredeyse aynı yaştayım Pedro, inanabiliyor musun, ailem sigara içmiyor

smoke but unfortunately I do says Patrick Oh Deary me

ama ne yazık ki içiyorum, Patrick Oh Deary,

some people like smoking and then they become an addict so there are good

bazı insanlar sigara içmeyi seviyor ve sonra bağımlı oluyorlar, bu yüzden

addictions like living the English language and there are bad addictions I

İngilizce yaşamak gibi iyi bağımlılıklar var ve kötü bağımlılıklar var

suppose some people like to smoke some people like to drink and some people

sanırım bazı insanlar sigara içmeyi seviyor bazı insanlar içkiyi seviyor ve bazı insanlar

like to learn English hello Dorian again yes no smoking it is good for you and

ingilizce öğrenmeyi seviyor tekrar merhaba Dorian evet sigara içmek senin ve

for everyone around you I agree with you yes so over the next few days people are

çevrendeki herkes için iyi sana katılıyorum evet bu yüzden önümüzdeki birkaç gün içinde insanlar

talking about Black Friday I think its next Friday in the USA Black Friday is

Kara Cuma'dan bahsediyorlar Sanırım ABD'de bir sonraki Cuma Kara Cuma

actually next week but many people here in the UK are already talking about

aslında gelecek hafta ama Birleşik Krallık'taki pek çok kişi

Black Friday so I thought it would be a good idea to take a look at one of my

Kara Cuma'dan bahsediyor, bu yüzden benimkilerden birine bir göz atmanın iyi bir fikir olacağını düşündüm. Kara Cuma konusu

English lessons where I talk all about the subject of Black Friday

hakkında her şeyi konuştuğum İngilizce dersleri,

so the holiday season is on its way once again which can only mean that Black

böylece tatil sezonu bir kez daha yolda, bu sadece Kara

Friday is also on its way with each year that comes around we hear this phrase

Cuma'nın da yolda olduğu anlamına gelebilir, her geçen yıl bu ifadenin

used more and more but what exactly is Black Friday what does it mean well let

daha fazla kullanıldığını duyuyoruz ama ne Kara Cuma tam olarak ne anlama geliyor peki

me tell you first of all there are many recorded events which have been given

öncelikle size Kara Cuma adı verilen birçok kayıtlı olay olduğunu söyleyeyim,

the title of Black Friday many of these events are unhappy or tragic the name

bu olayların birçoğu mutsuz veya trajiktir, bu isim

often relates to death or destruction taking place however this particular

genellikle meydana gelen ölüm veya yıkımla ilgilidir. özellikle

Black Friday is related to a holiday that is celebrated in the USA this

Kara Cuma, ABD'de kutlanan bir tatille ilgilidir, bu

particular Black Friday falls on the Friday after Thanksgiving Thanksgiving

özel Kara Cuma, Şükran Günü'nden sonra Cuma gününe denk gelir Şükran Günü, Kasım

itself occurs on the fourth Thursday of November and Black Friday falls on the

ayının dördüncü Perşembe günü gerçekleşir ve Kara Cuma,

day after Thanksgiving which is a Friday Black Friday is not observed as a public

Şükran Günü'nden sonraki güne denk gelir ki bu bir Cumadır, Kara Cuma değildir.

holiday although certain states in the u.s. do consider the day after

ABD'de bazı eyaletlerde olmasına rağmen resmi tatil olarak kutlanmaktadır. Şükran Günü'nden sonraki günü hükümette çalışanlar

Thanksgiving as a day off for those working in the government the term Black

için bir tatil günü olarak kabul edin, Kara

Friday began in Philadelphia and related to the swarms of pedestrians and traffic

Cuma terimi Philadelphia'da başladı ve yaya sürüleri ve Şükran Günü'nden

that would fill the streets right after the day of Thanksgiving later this

hemen sonra sokakları dolduracak trafikle ilgili, daha sonra bu

phrase would relate to profits made by those who ran shops the time of year

ifade karla ilgili olacaktır.

when shop owners would be in the black this means that they make a profit they

dükkân sahiplerinin siyahlar içinde olduğu yılın zamanında dükkân işletenler tarafından yapılır bu demek oluyor ki kar ediyorlar

are not in the red they have not made a loss they are in the black nowadays the

kırmızı değiller zarar etmediler siyahlar içindeler günümüzde terim

term is used to describe the beginning of pre Christmas trading the first day

Noel öncesi ticaretin başlangıcı

of christmas trading is normally marked with discounts and sales

Noel ticaretinin ilk günü normalde indirimler ve satışlarla işaretlenir,

this event grew in popularity during the 1970s during these sales many people

bu etkinliğin popülaritesi 1970'lerde arttı, bu satışlar sırasında birçok kişi indirimli ürünler

will push and fight each other for the discounted items the Black Friday rush

için birbirini itip kakacak ve Kara Cuma indirimli

to buy something on offer has slowly spread to other countries to Australia

bir şey satın almak için acele edecek. Avustralya

Brazil Canada India Mexico all have Black Friday sales even here in the UK

Brezilya Kanada Hindistan Meksika gibi diğer ülkelere yavaş yavaş yayıldı.

we have Black Friday events the first of which was held in 2003 it normally falls

on the same day as the one in the USA there is even an online version of Black

Kara

Friday called Cyber Monday this relates to items purchased through the internet

Cuma'nın Siber Pazartesi adlı çevrimiçi versiyonu bile bu, internetten satın alınan ürünlerle ilgilidir

and occurs on the Monday after Thanksgiving

ve Şükran Günü'nden sonraki Pazartesi günü gerçekleşir.

both Black Friday and Cyber Monday are seen as important days for retailers as

for some these are their best days of trading during the whole year so that is

tüm yıl yani

Black Friday all explained in a nutshell this is mr. Duncan in England saying

Kara Cuma hepsi kısaca açıklandı bu bay. İngiltere'de Duncan

happy holidays and enjoy your shopping and of course Tatar for now

iyi tatiller diyor ve iyi alışverişler ve tabii ki şimdilik Tatar, bu yüzden

so if you didn't know before now you do that is why we have Black Friday

daha önce bilmiyorsanız bilirsiniz, bu yüzden Kara Cumamız var,

it is English addict live on Friday it isn't Black Friday today but it will

Cuma günü canlı yayında İngiliz bağımlısı, bugün Kara Cuma değil ama

be next weekend I think it's actually next Friday in the States even though

önümüzdeki hafta sonu olacak Sanırım Amerika'da aslında önümüzdeki Cuma,

here lots of Black Friday sales have already started so people can't wait

burada pek çok Kara Cuma indirimi çoktan başlamış olmasına rağmen insanlar sabırsızlanıyor, o

they are so desperate they need those customers because at this time of year

kadar çaresizler ki bu müşterilere ihtiyaçları var çünkü yılın bu zamanında

all of the shops all of the businesses that sell things are desperate really

tüm dükkanlar tüm dükkanlar bir şeyler satan işletmeler

desperate to get your money or to get you to go through their store door I

paranızı almak veya sizi mağaza kapılarından geçirmek için gerçekten çaresiz durumdalar

think so hello Pedro again I need to buy a new and more modern cell phone to

bence bu yüzden merhaba Pedro tekrar sizi izlemek için yeni ve daha modern bir cep telefonu almam gerekiyor

watch you mr. Duncan I see oh maybe you need to update your phone perhaps we

bay. Duncan anlıyorum belki telefonunu güncellemen gerekiyor belki

were talking about smoking earlier on as a side subject because my parents smoked

daha önce yan konu olarak sigara içmekten bahsediyorduk çünkü ailem ben

when I was a child I'm not sure if it's done any damage to me although for many

çocukken sigara içiyordu.

years I did suffer from asthma so maybe that's connected who knows I can blame

astım hastası bu yüzden belki bu bağlantılıdır kim bilir

my parents for that patch you hello also - hi Lee Kwang when is Black Friday when

o yama için ailemi suçlayabilirim siz de merhaba - merhaba Lee Kwang Kara Cuma ne zaman

does it begin well I think it begins next week in the States because it's

iyi başlıyor Amerika'da önümüzdeki hafta başlıyor çünkü her

always the weekend before Thanksgiving and also it's the time when people

zaman Şükran Günü'nden önceki hafta sonu ve ayrıca insanların

receive their paycheck before Christmas so it's normally the final paycheck that

maaş çeklerini Noel'den önce aldıkları zamandır, bu yüzden normalde insanların

people receive before Christmas time so that's why it is a very important time

Noel'den önce aldığı son maaş çekidir, bu yüzden yılın çok önemli bir zamanıdır

of year Patrick Patrick says something about Black Friday I don't think he

Patrick Patrick Kara Cuma hakkında bir şeyler söylüyor Sanırım

likes it I don't think he likes Bret Black Friday to be honest with you I

bundan hoşlanmıyor ben Size karşı dürüst olmak gerekirse Bret Black Friday'i sevdiğini düşünmüyorum Normalde indirimlere gitmediğim

won't be buying anything here that I don't normally go out to the sales I

hiçbir şeyi buradan almayacağım Bu

don't normally do it so I remember many years ago when I was a

yüzden yıllar önce bir çocukken hatırlıyorum.

child they would always have a big sale on New Year's Day so when the year came

çocuk Yılbaşı gününde her zaman büyük bir indirim olurdu, bu nedenle

to an end on the 1st of January there would always be a big sale because the

1 Ocak'ta yıl sona erdiğinde her zaman büyük bir indirim olurdu çünkü

shops would be closed during Christmas so the whole period surrounding

dükkanlar Noel boyunca kapalı olurdu, bu yüzden Noel'i çevreleyen tüm dönem boyunca

Christmas the shops would actually be closed you couldn't go shopping at all

dükkanlar aslında kapalıyken alışverişe hiç gidemezdiniz, bu

so they would have a big sale normally on the 1st or 2nd of January and then

yüzden normalde 1 veya 2 Ocak'ta büyük bir indirim olur ve ardından

people would go to the shops and they would wait outside for hours and hours

insanlar mağazalara gider ve orada bu indirimleri almak için saatlerce ve saatlerce dışarıda beklerdi.

to get those bargains quite often there would be something in the window of the

dükkanın vitrininde

shop to tempt people to queue outside normally a television maybe a television

insanları dışarıda kuyruğa sokmak için bir şey olması normal olarak bir televizyon belki bir televizyon

set was in the window and maybe it was only 50 pounds so that's what used to

vitrindeydi ve belki sadece 50 pounddu yani eskiden öyle oluyordu

happen anyway but nowadays of course you can buy all the time the shops never

ama şimdilerde tabii ki her zaman satın alabilirsiniz. dükkânlar hiç

closed in fact I think in this country some supermarkets this year I think they

kapanmadı aslında sanırım bu ülkede bazı süpermarketler bu yıl

are opening on Christmas Day I might be wrong but I'm sure I read this somewhere

yılbaşında açılıyor sanırım yanılıyor olabilirim ama eminim bunu internette bir yerde okumuştum

on the internet it might not be true but I believe that some are actually opening

doğru olmayabilir ama bazılarının aslında gerçek olduğuna inanıyorum

on Christmas Day can you believe it but I suppose also when you think about it

Noel Günü açılışına inanabiliyor musunuz ama sanırım bunu düşündüğünüzde de

because we live in a country that has lots of different races people with

çünkü birçok farklı ırktan insanın

different traditions so not everyone celebrates Christmas so I suppose there

farklı geleneklere sahip olduğu bir ülkede yaşıyoruz, bu yüzden herkes Noel'i kutlamıyor, bu yüzden sanırım

are two ways of looking in that situation there are two sides to that

bu duruma bakmanın iki yolu var. bu hikayenin iki yönü var

story hello Valentine the chances are that you have been a passive smoker for

merhaba Valentine, muhtemelen bir süredir pasif içici olmuşsundur,

a while well I never used to like my parents smoking anyway I used to hate it

peki ben ailemin sigara içmesini hiç sevmezdim zaten, özellikle annemden nefret ederdim,

especially my mother I used to always worry about my mother

annemin

smoking because I knew even as a child I knew that smoking was a bad habit I did

sigara içmesi konusunda her zaman endişelenirdim çünkü Çocukken bile biliyordum sigara içmenin kötü bir alışkanlık olduğunu biliyordum yaptım yaptım

Patrick says I apologize for my rude word hmm yes you have to be careful

Patrick kaba sözlerim için özür dilerim diyor hmm evet

sometimes on the internet when you typed things don't worry about it though it's

bazen internette bir şeyler yazarken dikkatli olmalısın merak etme

t-shirt day today I'm wearing my lovely pet shop boys t-shirt can you see it

tişört olsa da gün bugün sevimli pet shop boys t-shirt'ümü giyiyorum görüyor musunuz

there it is so there is my pet shop boys t-shirt I'm wearing it today and that

orada benim pet shop boys t-shirt'üm var bugün onu giyiyorum ve o

t-shirt is 31 years old I can't believe it but it is it actually is 31 years old

t-shirt 31 yaşında yapamam inan ama aslında 31 yaşında

I remember buying that way back in 1988 I was so young I was just a child

1988'de bu şekilde aldığımı hatırlıyorum çok küçüktüm daha çocuktum bu

so it's t-shirt day also we are talking about things that might be old something

yüzden tişört günü ayrıca eski olabilecek şeylerden bahsediyoruz

that has seen better days as I mentioned earlier also maybe there is something

daha iyi günler görmüş bir şey daha önce de belirttiğim gibi belki sevdiğiniz bir şey vardır

that you love maybe you have a prized possession maybe something that you love

belki değerli bir eşyanız vardır belki sevdiğiniz bir

maybe something that you own that you really take care of you love it so much

şey belki sahip olduğunuz ve gerçekten sahip çıktığınız bir şey onu çok seversiniz

but one of the problems is that sometimes these things can get damaged

ama sorunlardan biri şu ki bazen bu şeyler hasar almak

or break or stop working and this is something that happened to me a few

, kırılmak veya çalışmayı bırakmak ve bu birkaç yıl önce başıma gelen bir şeydi

years ago I think it was about three years ago now something that I cherished

sanırım yaklaşık üç yıl önceydi, şimdi değer verdiğim

and loved decided to stop working can you see this this is the most amazing

ve sevdiğim bir şey çalışmayı bırakmaya karar verdi bunu görebiliyor musunuz bu en harika

thing this is a camera it's a professional quality camera and I bought

şey bu bir kamera profesyonel kalitede bir kamera ve

this over nine years ago so I've had this for a very long time

bunu dokuz yıldan fazla bir süre önce satın aldım, bu yüzden çok uzun bir süredir buna sahibim

however three years ago suddenly it stopped working so suddenly it stopped

ancak üç yıl önce aniden çalışmayı durdurdu ve aniden

functioning it decided not to work anymore so I decided to try and get this

çalışmayı durdurdu artık çalışmamaya karar verdim ve denemeye karar verdim ve bunu

repaired so I contacted some people who repair cameras and they said it would

tamir ettirin, bu yüzden kamera tamir eden bazı kişilerle temasa geçtim ve

too much to repair this in fact I could almost buy a new camera

bunu tamir etmenin çok fazla olacağını söylediler, aslında bunu tamir ettirmekle aynı fiyata neredeyse yeni bir kamera alabilirdim, bu

for the same price as getting this fixed so I couldn't get it fixed I couldn't

yüzden tamir edemedim Yapamadım'

afford to get this mended so I had to put it in my cupboard and now it's

Bunu tamir etmeye gücüm yetmediği için dolabıma koymak zorunda kaldım ve şimdi işe

useless it doesn't work and yet it is still one of my most prized possessions

yaramaz, çalışmıyor ve yine de en değerli eşyalarımdan biri.

I used to love going out filming in the streets filming among nature filming the

birds and the trees and also sometimes I would filled myself so yes there it is

kuşlar ve ağaçlar ve ayrıca bazen kendimi doldururdum o yüzden evet işte o

so one of my prized possessions I still keep it even though it no longer works

benim değerli eşyalarımdan biri artık çalışmıyor olsa bile hala saklıyorum

my lovely professional camera rest in peace quite a shame really

güzel profesyonel kameram huzur içinde yatsın çok yazık gerçekten çok yazık gerçekten

so unfortunately I can't get it fixed because the camera was very expensive he

alamıyorum kamera çok pahalı olduğu için tamir etti,

was nearly 4,000 pounds so when it broke the people who I offered to take it to

yaklaşık 4.000 pound'du, bu yüzden kırıldığında tamire götürmeyi teklif ettiğim kişiler, peki

to be repaired said well it will cost about three thousand pounds to correct

düzeltmenin yaklaşık üç bin pound'a mal olacağını söylediler, bu yüzden

it to put it right so I couldn't get it fixed unfortunately how impressive it is

yapamadım düzelttirin ne yazık ki

to keep your t-shirt for 31 years I think so even I'm amazed to be honest I

t-shirtünüzü 31 yıl saklamak ne kadar etkileyici bence yani ben bile şaşırıyorum açıkçası

really am so like my camera just like my poor camera it is broke it has broken so

kamerama o kadar benziyorum zavallı kameram gibi kırıldı kırıldı

here are two words that we can use to describe something that no longer works

işte iki tane artık çalışmayan bir şeyi tarif etmek için kullanabileceğimiz kelimeler,

if something no longer works we can say that it is broke or broken quite often

eğer bir şey artık çalışmıyorsa, bunun bozuk olduğunu söyleyebiliriz oldukça sık olarak çalışmayan bir şey

something that stops working something that needs repairing we can say that it

tamir edilmesi gereken bir şeyin

is broken my camera doesn't work anymore unfortunately

bozuk olduğunu söyleyebiliriz kameram artık çalışmıyor ne yazık ki

it's broken because of work I miss my lovely camera so much we could

iş nedeniyle kırıldı güzel kameramı o kadar özledim ki

describe my t-shirt we could say it is worn out so if something is worn out it

tişörtümü tarif edebiliriz yıpranmış diyebiliriz yani bir şey yıpranmışsa

means it looks old it looks untidy it looks as if it needs

eski görünüyor dağınık görünüyor

throwing away it is worn out so if something is worn out it means it is old

çöpe atılacak gibi yıpranmış yani bir şey yıpranmışsa bu eski olduğu anlamına gelir,

it is tired and maybe it is time to replace the thing that is worn out so

yorgundur ve belki de yıpranan şeyi değiştirme zamanı gelmiştir, bu yüzden

quite often we will use this expression to describe clothing so maybe an item of

oldukça sık bu ifadeyi kıyafetleri tanımlamak için kullanacağız, bu yüzden belki de

clothing that looks old you've had it for many years a bit like this t-shirt

eski görünen bir kıyafet uzun yıllardır biraz bu tişörte benziyorsunuz,

so some people might think that this t-shirt is worn out they might say mr.

bu yüzden bazı insanlar bu tişörtün eskidiğini düşünebilir, bay diyebilirler.

Duncan why do you wear that t-shirt it is worn out you need a new t-shirt but

Duncan neden o tişörtü giyiyorsun yıpranmış yeni bir tişörte ihtiyacın var ama

the reason why I'm wearing it today is because it's t-shirt day we might say

bugün onu giymemin nedeni tişört günü olduğu için

that something that looks old we might say that it looks worn around the edges

eski görünen bir şey diyebiliriz eski olduğunu söyleyebiliriz kenarları yıpranmış görünüyor

so again you might describe this t-shirt you can see this t-shirt looks worn

yani yine bu tişörtü tarif edebilirsiniz bu tişörtün kenarlarının yıpranmış göründüğünü görebilirsiniz

around the edges so because this t-shirt is so old it actually looks a little

yani bu tişört çok eski olduğu için aslında

worn around the edges it is something that has been used or worn so many times

kenarları biraz yıpranmış görünüyor bu eskiden beri var olan bir şey o kadar çok kullanılmış veya yıpranmış

that it now looks old and out-of-date

ki artık çok eski ve modası geçmiş görünüyor

highly Cuong says what about vintage yes we can say vintage to mean something

Cuong, peki ya vintage diyor evet eski olan bir şeyi kastetmek için vintage diyebiliriz

that is old or sometimes we use the word classic classic so maybe a car can be

veya bazen klasik klasik kelimesini kullanırız, bu yüzden belki bir araba

described as a vintage car an old car a classic car

olarak tanımlanabilir eski model bir araba eski bir araba klasik bir araba

Sally my food says I would like to be a photographer someday and have my own

Sally yemeğim bir gün bir fotoğrafçı olmak ve kendi stüdyoma sahip olmak istiyorum der

studio yes well you never know if you want it go out there and get it because

the world is your oyster as they say nice body sir in this shirt

bu gömlekli güzel vücut efendim

oh I see thank you very much so you are saying that the shirt looks

oh anlıyorum çok teşekkür ederim yani gömleğin

old but the body underneath looks alright thank you very much that's

eski göründüğünü ama altındaki vücudun iyi göründüğünü söylüyorsunuz çok teşekkür ederim bu

really cheered me up Thank You Patrick it is old fashioned to

beni gerçekten neşelendirdi Teşekkürler Patrick

wear an old t-shirt maybe especially this one because the pet shop boys still

eski bir tişört giymek modası geçmiş- gömlek belki özellikle bu, çünkü evcil hayvan dükkanındaki çocuklar hala

perform but they are now much older so yes they look much older however I do

performans sergiliyor ama şimdi çok daha yaşlılar, bu yüzden evet çok daha yaşlı görünüyorlar, ancak

like wearing things that remind me of my past and also my young years because

bana geçmişimi ve aynı zamanda gençlik yıllarımı hatırlatan şeyler giymeyi seviyorum çünkü

when I was growing up music meant a lot to me and I was a big fan of the Pet

ben büyürken müzik bir anlam ifade ediyordu. benim için çok şey var ve ben Pet Shop Boys'un büyük bir hayranıydım,

Shop Boys to be honest your t-shirt is a real relic oh yes I like that one as

dürüst olmak gerekirse tişörtün gerçek bir kalıntı oh evet onu da beğendim yani

well so something that is old something that is worn-out something that has gone

eski bir şey yıpranmış bir şey

past its best is a relic relic maybe something you dig up that's buried in

geçmişini geçmiş bir şey en iyisi bir kalıntı kalıntıdır belki kazdığınız bir şey

the ground you might find an old relic part of an old building or maybe a piece

toprağa gömülüdür eski bir kalıntı bulabilirsiniz eski bir binanın bir parçası veya belki bir

of pottery something that is old it is a relic something from the past we might

çanak çömlek parçası eski bir şey geçmişten bir kalıntıdır

say something looks beaten up if something is beaten up we can say that

diyebileceğimiz bir şey dövülmüş görünüyor yukarı bir şey hırpalanmışsa

maybe a car so maybe you've been driving the same car for many years and maybe

belki bir araba diyebiliriz yani belki uzun yıllardır aynı arabayı kullanıyorsunuz ve belki

your neighbor comes out one day and says your car

bir gün komşunuz çıkıp arabanız

it looks beaten up it looks old so maybe there are lots of dents and scratches on

hırpalanmış görünüyor eski görünüyor bu yüzden belki çok var diyor arabadaki ezikler ve çizikler

the car so it looks old it looks beaten up it looks as if you've

o kadar eski görünüyor ki eskimiş görünüyor

been driving it for many years and maybe you've had some accidents in the car

uzun yıllardır araba kullanıyorsunuz ve belki arabada bazı kazalar geçirmişsiniz artık işe yaramayan

something that is no longer useful something you can't use anymore because

bir şey artık kullanamadığınız bir şey artık kullan çünkü

it no longer works you can say that it's useless

artık işe yaramıyor işe yaramaz diyebilirsin işe yaramaz işe

it's useless a useless thing is something that no longer serves any

yaramaz bir şey artık herhangi bir amaca hizmet etmeyen bir şeydir

purpose so something that is useless something that is no longer useful is

yani işe yaramaz bir şey artık işe yaramayan bir şey işe

useless so you could describe this camera so this camera now doesn't work

yaramazdır bu yüzden bu kamerayı tarif edebilirsin yani bu kamera artık işe yaramıyor işe

it stopped working it's useless unfortunately very sad and

yaramadı işe yaramadı ne yazık ki çok üzücü ve bir o

quite heartbreaking as well it's useless here's a great word I love this word so

kadar da yürek burkan işe yaramaz işte harika bir kelime bu kelimeyi çok seviyorum

much I really do kaput kaput something that has broken something that no longer

works quite often a piece of machinery or maybe an electronic device that no

longer works we can say that it has gone kaput or it is kaput it no longer works

artık çalışmayan bir elektronik cihaz kaput gitti ya da kaput diyebiliriz artık çalışmıyor çalışmıyor

it stopped working it's kaput I like it yes your broken camera is now useless

çalışmayı durdurdu kaput beğendim evet bozuk kameranız artık işe yaramaz

and unfortunately yes my my days of filming with this camera are over I can

ve maalesef evet bu kamerayla çekim günlerim geçti üzerinde başka kameralarım olmasına rağmen

no longer make my videos using this camera even though I have some other

artık bu kamerayı kullanarak videolarımı çekemiyorum

cameras but they are not so good they are not as good as that one because that

ama onlar o kadar iyi değiller çünkü bu

one is amazing well it was amazing you are so

muhteşemdi o muhteşemdi

synonymous with your lessons thank you very much I am somewhat connected with

derslerinizle çok eş anlamlısınız teşekkür ederim YouTube ile bir şekilde bağlantım var

YouTube and also teaching English on YouTube I think so probably because I've

ve ayrıca YouTube'da İngilizce öğretiyorum, muhtemelen

been doing it for many years I've been doing this for for 13 years

bunu uzun yıllardır yaptığım için bunu 13 yıldır yapıyorum,

that might be the reason why Patrick says kaput it is a German word

Patrick'in kaput demesinin nedeni bu olabilir.

hello also to Leviathan hello Leviathan who asks do you speak

Leviathan'a da Almanca kelime merhaba Merhaba Leviathan başka bir dil konuşabiliyor musun diye soran Leviathan

another language I had to learn Chinese when I lived in China because I was

Çin'de yaşarken Çince öğrenmek zorunda kaldım çünkü

living in China for many years teaching English and I had to learn some Chinese

Çin'de uzun yıllar İngilizce öğretiyordum ve biraz Çince öğrenmem gerekiyordu

and also when I was at school I was very good at French I don't know why or how

ve ayrıca okuldayken Fransızcada çok iyiydim neden ve nasıl bilmiyorum

but I was very good at French Patrick says don't do it with your underwear

ama Fransızcada çok iyiydim Patrick iç çamaşırınla ​​yapma diyor

don't do what what are you talking about I don't know what you mean there maybe

ne hakkında konuşuyorsun orada ne demek istediğini anlamıyorum belki

Patrick means don't wear your underwear for many many years I think that's a

Patrick, iç çamaşırını uzun yıllar giyme demek istiyor, bence bu

good idea although I have noticed that underwear

iyi bir fikir, ancak iç çamaşırının

never lasts very long just like socks so I always find that socks and then

hiçbir zaman çoraplar gibi çok uzun süre dayanmadığını fark ettim, bu yüzden her zaman o çorapları buluyorum ve sonra

depends they normally wear very quickly you always have to buy new socks and new

normalde çok çabuk giydiklerine bağlı, her zaman giymek zorundasın yeni çoraplar ve yeni

underwear I think so is another camera too expensive to buy

iç çamaşırları satın al bence başka bir kamera iyi

well a professional camera yes many thousands of pounds to buy one of those

bir profesyonel kamera satın almak için çok pahalı evet bunlardan birini satın almak için binlerce pound ama

although I do have a couple of cameras the one you can see now the one that I'm

birkaç kameram var şimdi görebileceğiniz benim olduğum

standing in front of now so that is a DSLR that I'm using to show myself to

şimdi önünde duruyorum, bu size kendimi göstermek için kullandığım bir DSLR

you and also I have a Sony camera as well so this is the Sony camera so that

ve ayrıca bir Sony kameram var, yani bu Sony kamera, yani

is what I'm using to show the outside view so that is a Sony camera it isn't

dış görünümü göstermek için kullandığım şey bu bir Sony kamera

fully professional but it is high-quality and then we have my old can

tam olarak profesyonel değil ama yüksek kaliteli ve sonra eski can

camera this camera is very old in fact the camera you are watching now was my

kameram var bu kamera çok eski aslında şu anda izlediğiniz kamera benim

first ever high-definition camera so yes I have three cameras an old one are not

ilk yüksek çözünürlüklü kameramdı yani evet bende üç tane var kameralar eski bir tane

so old one and a DSLR as well so not everything is bad not everything not

çok eski değil ve bir de DSLR yani her şey kötü değil her

everything is broken fortunately in this t-shirt you look like a hippie thank you

şey bozuk değil neyse ki bu tişörtün içinde bir hippi gibi görünüyorsun

very much for that sometimes I feel like a hippie to be honest what's wrong with

bunun için çok teşekkür ederim bazen kendimi hippi gibi hissediyorum dürüst olmak gerekirse

this do you mean my camera I don't know it just doesn't work anymore

bunun nesi var kameramı mı kastediyorsunuz bilmiyorum artık çalışmıyor

one day it stopped working it went kaput very disappointing and it's a beautiful

bir gün çalışmayı bıraktı kapandı çok hayal kırıklığı yarattı ve gördüğünüz gibi güzel bir

camera as you can see it's lovely but it no longer works it stopped working there

kamera çok güzel ama artık çalışmıyor durdu orada çalışmak içeride

is some sort of fault inside I don't know what it is but

bir çeşit arıza var ne olduğunu bilmiyorum ama

unfortunately because it's professional to get it repaired will cost a lot of

ne yazık ki profesyonel olduğu için tamir ettirmek çok paraya mal olacak

money so that's it don't worry I'm not begging I'm not asking for a new camera

yani merak etme yalvarmıyorum yalvarmıyorum

before anyone asks no I'm not asking that however you are more than welcome

kimse sormadan önce yeni kamera hayır bunu sormuyorum ancak

to make a donation if you want to allow my work to continue if you want PayPal

işimin devam etmesine izin vermek istiyorsanız bağışta bulunabilirsiniz PayPal istiyorsanız

no problem Valentin does the underwear have a special celebration day well I

sorun değil Valentin iç çamaşırının özel bir kutlama günü var mı peki

suppose it depends on how old your underwear is some men will wear their

sanırım iç çamaşırının kaç yaşında olduğuna bağlı bazı erkekler iç çamaşırını yıllarca giyerler

underwear many years they will put their underpants on for many many years of

uzun yıllar iç çamaşırlarını giyerler

course they will also wash them as well so I don't mean that they wear the same

tabi bir de yıkarlar yani aynı

underwear or the same pants for you for lots of years so nothing like that

iç çamaşırını veya aynı pantolonu giyerler demiyorum sizin için çok uzun yıllar böyle bir

something that is broken something that no longer works we can say that it's

şey yok bozulan bir şey artık çalışmayan bir şey diyebiliriz ki bu

habit it doesn't work anymore it's broken it's it's had it

alışkanlık artık çalışmıyor bozuldu alıştı ne

it's habit unfortunately the thing no longer works it has become useless it's

yazık ki o şey artık çalışmıyor işe yaramaz hale geldi özür

had it sorry mr. Duncan we can't repair your camera

dilerim bay Duncan kameranı tamir edemeyiz

it's had it unfortunately something that cannot be fixed or repaired we can say

maalesef onarılamaz bir şey onarılamaz diyebiliriz bu yüzden

that it is beyond repair so I suppose you could say that this camera can be

sanırım bu kameranın tamir edilebileceğini söyleyebilirsin

repaired

but to be honest with you I think that it is beyond repair it can't be fixed

ama sana karşı dürüst olmak gerekirse bence öyle tamir edilemeyecek tamir edilemez daha

something that has seen better days something that is old may be out of date

iyi günler görmüş bir şey eski bir şey modası geçmiş olabilir artık düzgün

may be something that no longer works properly we can say that it's for the

çalışmayan bir şey olabilir hurda yığını için diyebiliriz bu

scrap heap so when you dispose of something old worn out maybe an old

yüzden eski bir şeyi elden çıkardığınızda yıpranmış olabilir eski bir

washing machine or an old refrigerator or even an old car we can say that it's

çamaşır makinesi veya eski bir buzdolabı veya hatta eski bir araba

full the scrap heap it is no longer useful it no longer serves any purpose

hurda yığınıyla dolu diyebiliriz artık kullanışlı değil artık hiçbir işe yaramıyor hurda yığını

it is for the scrap heap scrap heap a place where things are disposed of quite

için hurda yığını eşyaların oldukça sık atıldığı bir yer

often large objects things made of metal such as washing machines and as I just

büyük nesneler çamaşır makinesi gibi metalden yapılmış şeyler ve az önce

mentioned refrigerators and cars as well if something doesn't look good

bahsettiğim gibi buzdolapları ve arabalar da bir şey iyi görünmüyorsa

or maybe something looks a little old we can say that it is rundown now quite

veya belki bir şey biraz eski görünüyorsa artık yıkık olduğunu söyleyebiliriz artık oldukça

often we will use this to describe maybe a building maybe a room maybe a piece of

sık bunu tanımlamak için kullanacağız belki bir bina, belki bir oda, belki bir

furniture so something that looks old-fashioned or maybe dirty or maybe

mobilya parçası, yani eski moda görünen bir şey veya belki kirli veya belki

the thing is falling apart it looks as if it needs a lot of repairing something

bir şey parçalanıyor, çok fazla tamire ihtiyacı var gibi görünüyor, bir şey

looks down run down so maybe you stay at a

köhne görünüyor, bu yüzden belki bir otelde kalıyorsun

hotel and the hotel inside it's very old-fashioned and some of the rooms are

ve otelin içi çok eski moda ve bazı odalar

quite dirty you can say that the hotel is rundown it looks old and worn rundown

oldukça kirli diyebilirsiniz otel yıkık eski ve yıpranmış görünüyor

Mohammed knee brass says mr. Duncan don't worry you are not rundown I'm

Muhammed diz pirinç diyor bay. Duncan merak etme, yıkık değilsin

pleased to hear that an old building an old structure something that is falling

Eski bir binanın eski bir yapının

to pieces we can say that it is dilapidated it looks old it's falling

parçalanmak üzere olan bir şeyin harap olduğunu söyleyebiliriz eski görünüyor dökülüyor eski

apart it looks dated something that needs a

görünüyor çok fazla yenilenmeye ihtiyacı olan bir şey

lot of work doing to it it is now dilapidated an old building can be

şu an harap durumda eski bir bina

described as dilapidated maybe it is abandoned maybe people don't use it

harap denilebilir belki terkedilmiştir belki insanlar artık kullanmıyor bakımsız

anymore it has fallen into disrepair it is

kalmış

dilapidated I like that word that's a good one an item of clothing like my

haraptır bu kelime hoşuma gitti bu güzel bir giyim eşyası benimki gibi

t-shirt you might describe it as threadbare so you might describe an item

t-shirt'ü eski püskü olarak tanımlayabilirsiniz yani bir giysiyi eski görünen bir kıyafet

of clothing if you wear some clothing that looks old maybe it is falling to

giydiğinizde belki parçalanıyordur,

pieces we can say that it is threadbare so you might describe this t-shirt as

yıpranmış diyebiliriz yani bu tişörtü biraz eskimiş olarak tanımlayabilirsiniz.

looking a little threadbare it is very worn it is old it is threadbare quite

yıpranmış çok yıpranmış eskidir yıpranmış oldukça

often we will describe an old carpet so if you have a carpet in your house and

sık eski bir halıyı tarif edeceğiz bu nedenle evinizde bir halı varsa ve

maybe it is looking very worn we can say that the carpet is threadbare

belki de çok yıpranmış görünüyorsa halının yıpranmış olduğunu söyleyebiliriz,

so maybe the original color has disappeared completely the carpet is old

bu nedenle orijinal rengi kaybolmuş olabilir halı tamamen eski lekeli

stained worn-out it is threadbare my hospital building is dilapidated says

yıpranmış yıpranmış hastane binam harap diyor

Mohammad yes an old building maybe a building that needs lots of work doing

Muhammed evet eski bir bina belki de çok uğraşılması gereken bir bina harap

to it we can say that it is dilapidated tattered I suppose also you can use this

perişan diyebiliriz sanırım bunu da kullanabilirsiniz

to describe clothing maybe if your clothing is old you might say that

kıyafetleri tarif et belki kıyafetlerin eskiyse,

Charlie Chaplin used to wear tattered clothes when he played the part of the

Charlie Chaplin'in eski Serseri rolünü oynarken yırtık pırtık giysiler giydiğini söyleyebilirsin,

old Tramp so the Tramp that Charlie Chaplin played

bu yüzden Charlie Chaplin'in oynadığı Serseri

would often wear tattered clothes old clothes they were worn they were old and

genellikle yırtık pırtık giysiler giyerdi eski giysiler giyilmişlerdi onlar eski ve

a need replacing tattered so something that is tattered you might see a

bir yırtık pırtık bir şeyin değiştirilmesi gerekiyor bu yüzden yırtık pırtık bir şeyi

homeless person sitting outside a shop and they are wearing tattered clothes

bir dükkanın önünde oturan ve yırtık pırtık giysiler giyen evsiz birini görebilirsiniz

can you say that your camera has been acting up yes that's a very good

kameranızın hareket ettiğini söyleyebilir misiniz evet bu çok iyi bir

expression if something acts up or if it is acting up it means it is presenting a

ifadedir, eğer bir şey hareket ediyorsa veya hareket ediyorsa bu bir sorun teşkil ettiği anlamına geliyor

problem it is not working properly so I think this camera has stopped working

düzgün çalışmıyor bu yüzden bence bu kamera tamamen çalışmayı durdurdu

completely so it isn't acting up it has completely stopped working it stopped

yani hareket etmiyor tamamen çalışmayı durdurdu

working completely and we have not many left I will be going soon we might tell

tamamen çalışmayı durdurdu ve çok az kişi kaldı Yakında gideceğim

someone to throw it out if you own something that is old worn something

birine atmasını söyleyin, eğer eski bir şeye sahipseniz,

that is no longer useful you might tell the person to throw it out why do you

artık işe yaramayan, yıpranmış bir şeye sahipseniz, kişiye onu atmasını söyleyebilirsiniz, neden

always keep your old thing why do you keep your old camera mr.

hep eski şeyinizi tutuyorsunuz, eski kameranızı neden tutuyorsunuz bayım?

Duncan I think you should throw it out you should throw it out you should throw

Duncan bence onu atmalısın, atmalısın, atmalısın, atmalısın, atmalısın, o

it away get rid of it dispose of it so throw it out to discard

yüzden at,

something you throw it out here's an interesting word and expression chuck it

bir şeyi atmak için at, işte ilginç bir kelime ve ifade, at onu

away now quite often you will hear this said in British English Chuck so the

şimdi oldukça sık yapacaksın bunun İngiliz İngilizcesinde söylendiğini duyun Chuck yani

word chuck means throw so you throw something away you took it away

chuck kelimesi atmak anlamına gelir, böylece bir şeyi atarsınız, onu alıp götürürsünüz,

chuck it away so you might hear a person say those trousers have got holes in it

bir kişinin bu pantolonun içinde delikler olduğunu söylediğini duyabilirsiniz,

we can see your knees I think it's time to to chuck them away or if it's one

dizlerinizi görebiliriz, bence bunu yapmanın zamanı geldi onları çöpe atın ya da tek bir

thing chuck it away so a pair of trousers we would say chuck them away if

şeyse, atın, yani bir pantolon atın, eğer

it's one item that doesn't come as a pair we can say took it away took it

bu bir çift olarak gelmeyen bir parçaysa, onu alıp götürdünüz,

away you don't need it anymore mr. Duncan just chuck it away another way of

artık ona ihtiyacınız yok diyebiliriz Bay. Duncan,

describing something that is worn out and no longer useful we can say that

yıpranmış ve artık kullanışlı olmayan bir şeyi tanımlamanın başka bir yolu olarak onu bir kenara atıp atıyor.

it's had its day it's had its day and you can see here there are two uses of

its so this here is the contraction of it's had its day and also there the

günü ve ayrıca orada

possessive form of its which doesn't have the apostrophe it's had its day

onun iyelik biçimi kesme işareti olmayan kesme işareti içermez gününe sahipti

it's had its day it has had its day so here you see the contraction for it's it

gününe sahipti yani burada daralmayı görüyorsunuz çünkü sahip olduğu

has it has had its day it is no longer useful if you throw

gününe sahip oldu artık kullanışlı değil

something away we can say that you discard something you discard it so to

bir şeyi atarsan, bir şeyi attığını söyleyebiliriz, onu

throw it away you no longer want it it is no longer useful to you you discard

atmak için artık istemiyorsun, artık senin için yararlı değil, bu

something so maybe you discard your old clothes you discard your old furniture

yüzden belki eski kıyafetlerini atıyorsun, eski mobilyalarını atıyorsun,

you throw it away you get rid of it you discard it I like that word

atıyorsun uzağa at, at, at, bu kelimeyi seviyorum,

discard I must discard my old camera throw out so this is something I

eski kameramı atmalıyım, at, yani bu az önce bahsettiğim bir şey,

mentioned just now if you throw out something it means you get rid of it you

eğer bir şeyi atarsan, ondan kurtulmuşsun demektir, onu

throw it away you no longer want it it is no longer useful to you you throw out

atıyorsun, artık istemiyorsun artık işinize yaramıyorsa

your old clothes you throw out your old furniture and finally the last phrase

eski kıyafetlerinizi atıyorsunuz eski mobilyalarınızı atıyorsunuz ve son olarak

throw away now you may have heard seen read listened to in the news a lot of

atıverin artık son cümleyi duymuşsunuzdur görmüşsünüzdür okumuşsunuzdur haberlerde dinlemişsinizdir bir çok

people are talking about the way we throw away or rubbish so when you throw

kişi nasıl attığımızdan bahsediyor çöpe atın, yani

away something it has to be disposed of so someone has to dispose of the things

bir şeyi attığınız zaman, atılması gerekir, böylece birisi sizin attığınız şeyleri atmak zorunda kalır, bu nedenle

that you throw away so maybe you throw away your furniture or maybe you throw

belki mobilyanızı atarsınız veya belki

away some paper or plastic you throw it away it has to be disposed of someone

biraz kağıt veya plastik atarsınız, onu atmak zorunda kalırsınız. imha edilmeli,

has to take care of that throw away so many people throw things away food some

bununla ilgilenmeli atma o kadar çok insan bir şeyleri çöpe atıyor bazı

people throw away food because maybe they think it is no longer edible you

insanlar yiyecekleri atıyor çünkü belki artık yenilebilir

can't eat it anymore so there are many reasons many reasons

olmadığını düşünüyorlar artık onu yiyemezsiniz, bu yüzden bir insanın bir çok nedeni vardır

why a person might throw away something and that is it I am about to throw

bir şeyi çöpe atabilir ve o kadardır,

myself away from the internet but not for long don't

kendimi internetten atmak üzereyim ama uzun sürmedi

worry I will be back guess when Sunday I'm back on Sunday 2pm

merak etmeyin geri döneceğim tahmin edin Pazar günü

UK time with another English addict for those who can't get enough of the

İngiltere saatiyle 2:00 Pazar günü başka bir İngiliz bağımlısı ile dönüyorum yapabilenler için '

beautiful language that is English thank you very much for your company today I

Güzel bir dil olan İngilizce'ye doyduk bugün bize eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim

hope you've enjoyed this it's been different

umarım beğenmişsinizdir bu farklıydı bence eğlenceliydi ilgi

I think it's been fun I think it's been interesting maybe I hope so

çekici olmuştur belki umarım öyledir

I hope it's been useful we will have another mystery idiom on Sunday by the

umarım işimize yaramıştır Pazar günü başka bir gizemli deyim var bu arada

way there will be another mystery idiom and once again apologies can I apologize

başka bir gizemli deyim olacak ve bir kez daha özür dilerim özür dilerim

I will say sorry for not giving you the answer in the last English an extreme so

size cevabı son İngilizcede vermediğim için özür dilerim bu yüzden

that's it that's almost time for me to go it's almost time to say goodbye

bu benim için neredeyse gitme zamanım geldi veda vakti geldi

Mohammed says I have been using the same tattered trousers Florence says I need

Muhammed aynı yırtık pırtık pantolonları kullandığımı söylüyor Florence

to go thank you for your video Thank You Florence don't worry I'm also departing

gitmem gerektiğini söylüyor videon için teşekkür ederim Teşekkürler Florence merak etme ben de gidiyorum

as well but don't worry I'm not going to jump on the scrapheap I'm not going to

ama merak etme gitmeyeceğim scrapheap'e atla

throw myself out not yet anyway I still have a few more miles on the clock

Kendimi henüz dışarı atmayacağım, zaten daha birkaç milim daha var,

hello also to RHS thank you very much thank you Eric

ayrıca RHS'ye merhaba, çok teşekkür ederim, Eric, teşekkür ederim

Thank You Noemi thank you very much for your company today now I know what's

Noemi, bugün bana eşlik ettiğin için çok teşekkür ederim şimdi ben ne olacağını biliyorum,

going to happen a lot of people are going to join running now as I'm saying

şimdi ben veda ederken birçok insan koşuya katılacak, bu yüzden

goodbye so I know what's going to happen a lot of people are going to suddenly

ne olacağını biliyorum, birçok insan aniden

join me watch watch what happens let's see if I'm right I'm about to go but I

bana katılacak izle ne olduğunu izle bakalım haklı mıyım? Ben gitmek üzereyim ama

know what will happen people will start joining and they'll

ne olacağını biliyorum insanlar katılmaya başlayacak ve

say Oh mr. Duncan are you going already it's not fair

Oh bay diyecekler. Duncan gidiyor musun şimdiden bu adil değil

Thank You Valentin Thank You Rosa Thank You Mirrelle thank you very much for your

Teşekkürler Valentin Teşekkürler Rosa Teşekkürler Mirrelle bugün arkadaşlığın için çok teşekkürler şimdi

company today even though more people are now joining sadly I must depart

daha fazla insan üzülerek katılıyor olsa da Ayrılmalıyım gitme

it is time to go parting is such sweet sorrow it really is so I will be back on

zamanı geldi ayrılık çok tatlı bir hüzün gerçekten çok

Sunday 2pm UK time so now you know this is mr. Duncan in the birthplace of

İngiltere saatiyle 14:00 Pazar günü geri döneceğim, bu yüzden şimdi bunun bay olduğunu biliyorsunuz. İngilizcenin doğduğu yerde Duncan

English showing you the t-shirt for the last time this t-shirt is 31 years old

size tişörtü son kez gösteriyor bu tişört 31 yaşında

sadly the person wearing it is much older than that and of course you know

ne yazık ki onu giyen kişi bundan çok daha yaşlı ve tabii ki YouTube'da

what's coming next until we meet again right here on YouTube

tekrar buluşana kadar bundan sonra ne olacağını biliyorsunuz.

Tatar for now

şimdilik tatar